Boşanma için barodan gönderilen avukat ile ücret verilerek tutulan avukat arasındaki fark

Annem 5 yıl önce alkol ve şiddet yüzünden çıktığı evde hala rahat içinde oturan BABAma sonunda boşanma davasını açmaya kesin karar verdi. Fakat ne yapacağımızı, nereden başlayacağımızı bilmiyoruz.

5 yıldır ayrı evde yaşıyorlar, kira elektrik su parasını ben ödüyorum annemlerin, benim düğünüm olacak seneye, bu nedenle işim daha da zorlaşacak, bu nedenle annem babamdan bazı haklar talep etmeyi düşünüyor.

Fakat henüz hiçbir resmi girişimde bulunmadık. Acaba ücret verilecek tutulan avukatla baro avukatı arasındaki fark nedir? Ne tavsiye edersiniz? Yardımlarınızı bekliyorum.

Maddi durumunuz elveriyorsa ,ücret mukabili avukat tutunuz.

Neden? Birde acaba ne kadar tutar ücret ? Ücretlt avukat tutarsak eğer?

Şimdi iftar çadırına gidersen önüne ne verirlerse onu yersin.Cebinde paran varsa lokanta icabında lüks bir restorana gidip masayı donatırsın.Ramazan ayında böyle benzetme yapılır.:)

Genel olarak hukuk davalarında Adli müzaharet (adli yardım) şartları oluşmadıkça Baro'dan avukat tayin edilmez. Ceza davalarında CMK gereğince Baroca avukat tayin edilebilir. Eğer adli yardım şartları varsa barodan, yoksa kendi imkanlarınızla avukat aramanızı tavsiye ederim.

Alıntı:

---

Eğer adli yardım şartları varsa barodan, yoksa kendi imkanlarınızla avukat aramanızı tavsiye ederim.

---

Şöyle olmalı.

Eğer ekonomik şartlarınız varsa ücretli avukat,yoksa Bulunduğunuz il Barosundan adli yardım alınız.

Öncelikli olan ücretli avukattır.

Ücretli avukat tabii ki işini yaparken daha dikkatli ve istekli olur.En azından izlenimlerime göre baronun tayin ettikleri işini yaparken sanki ücretsiz kamu hizmetini yerine getiriyormuş ve sizde bundan faydalanarak onu çalıştırıyormuşsunuz gibi narsist bir duyguya kapılıyorlar bazen.Oysa ki alakası yok onlarda karşılığını alıyorlar devletten.Biraz geç olsa da alıyorlar...

Barodan avukat tayin etmeleri için nasıl bir araştırma yaparlar ki? Ben anneme elimden geldiğince bakıyorum yıllardır, sonuçda 5 yıldan beri ayrılar ve ablamla bir evde kirada oturuyorlar. Hiç bir gelirleri yok. Bunları nasıl ıspatlayabiliriz ki? Babamın evinde görünüyorlar resmi olarak...

Ben tutayım avukat desem ne kadara patlar bilmiyorum. Düğünümü 2 yıldır erteliyorum bu nedenle. Sırf annemlere yardımda zorlanmıyım diye. Diyebilirler mi acaba oğlunuz var o bakıyormuş zaten size, tutun avukat... :D

Bulunduğunuz il barosu adli yardım servisine başvuracak anneniz.Geliri yoksa adli yardımdan yararlanır.Hayır. Kendi geliri olmaması yeterli.Oğlundan yardım alması geliri var anlamına gelmez.

En fazla sizden geliri olmadığına dair bir belge getirmenizi isterler yasal prosedür gereği.Ama siz etkili bir şekilde derdinizi anlatın onları durumunuzun müsait olmadığına inandırın çok rahat hallederler işinizi.

barodan avukat alman için muhtardan fakirlik kağıdı gerekiyor onla baroya gidip başvurmalısınız sigortalı vs.. olmaması lazım .. avukat ücreti soruyosanız anlaşmalı çekişmeli diyolar en az 1500 tl yukarıya doğru çıkıyor rakamlar başımızdan geçtiği için biliyoruz .Allah kolaylık versin

En iyisi ben baroya gideyim Pazartesi günü. 20 gün falan sürebiliyormuş ama avukat vermeleri. Telefonla aradım. Formları falan varmış. Acaba baronun avukatı davanın kazanılmasında ne kadar etkili olabilir ? Keşke bulup buluştursaydık ücret dahilinde tutsaydık avukatı dermiyiz acaba sonra?

Alıntı:

---

kaosteorisi rumuzlu üyeden alıntı

Ücretli avukat tabii ki işini yaparken daha dikkatli ve istekli olur.En azından izlenimlerime göre baronun tayin ettikleri işini yaparken sanki ücretsiz kamu hizmetini yerine getiriyormuş ve sizde bundan faydalanarak onu çalıştırıyormuşsunuz gibi narsist bir duyguya kapılıyorlar bazen.Oysa ki alakası yok onlarda karşılığını alıyorlar devletten.Biraz geç olsa da alıyorlar...

---

Değerli meslektaşım, ben de izlenimlerimi / tecrübelerimi aktarmak istiyorum.

Adli Yardım avukatlarının Baro'dan geç de olsa bir ücret aldıkları doğrudur. Aylar sonra alacakları ücretin her türlü vergisini ellerine para geçmeden aylar önce peşin ödemekle yükümlüler.

Boşanma davası için ödenen miktarın net tutarı bugün itibariyle 593,22 TL.'dır. Bu ücret birkaç yıl sürecek dava için birkaç yıllık emeğin karşılığıdır.

Adli Yardım dosyaları en uzlaşılmaz, en karmaşık, tabiri caizse en pis ve sürprizlerle dolu dosyalardır. Adli Yardım'dan gelmemiş olsa hiçbir meslektaşımın 4.000.- TL.'nın altındaki bir ücret için parmağını bile oynatmayacağı kadar teferrutlıdırlar aynı zamanda. Çünkü gelen dava genellikle gebedir. Başka davalar doğurdukça doğurur. Ek ücret, ek görevlendirme talepleri reddedilir. Hayrına açmış olursunuz diğer davaları, masrafını da kendi cebinizden yaparsınız genellikle.

Başlığı açan üyemizi soyutlayarak şunu da söylemek istiyorum, adli yardım işlerinde tek bir müvekkiliniz yoktur. Size vekalet çıkaran kendi efradına anlatamadığından ya da ikna edemediğinden, ya da eş dost ahbap müvekkilinizi çok düşündüğünden pazar günü, gece yarısı demeden her an herkesçe aranma, hesap sorulma durumuyla karşı karşıyasınızdır. Karşı tarafın avukatı yoksa, sizden her türlü hukuki desteği alacağı zannıyla sizi rahatlıkla her saat arayabilme hakkına sahip olduğu düşüncesindedir. (bir günde beni 21 kez arayan davalının durumu gibi)

Aile efradıyla beraber ofise gelen müvekkilin işi bittiğinde, bu kez diğer gelenler kendi sorunlarını anlatmaya ve sizden hukuki destek istemeye başlarlar. Bir kısmını başınızdan savmak kolaydır, susarsınız, danışma ücrete tabi dersiniz, çoğunlukla ise tüm bilgileriniz onların emrine amadedir.

Adli Yardım müvekkilleri, ne hikmetse ücretli müvekkillerden daha fazla hakka sahip olduklarını düşünürler ve sizi en çok kullanan onlardır. Sanırım bunun sebebi ekonomik durumlarının kötü olmasının yanısıra eğitim durumlarının da düşük olması, bu sebeple bazı yanlış algılara sahip olmaları.

Şimdiye dek ücretli müvekkillerimden bile daha çok onların işleriyle uğraştığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Özellikle 4320 S.Y. gereği Ankara'da ivedi görevlendirilen 12 avukattan biri olarak gerçekten olağanüstü çabalar sarfettim. Ama ne ilginç bir rastlantıdır ki artık beni mağdur eden mağdurlar için bugün istifamı verdim.

593.- TL. karşılığı sağlığımdan, sinirlerimden, sosyal çevremden, vaktimden, dolayısıyla "hayatımdan" olduğumu fark ettim ki, hiçbir şekilde takdir edilmeyen, aksine kullanılan emeklerime değmiyor gerçekten.

(doluymuşum epeyce) :)

İlknur Hanımın Bu yazdıklarından sonra ben de Adli Yardıma giderim.

21 kez ara.Gece gündüz demeden.

Aile efradının diğer sorunlarını da ara da danış

Ne hizmet

Ankara Barosunu Kutluyorum.:DD

İlknur hanım gerçekten baya dolmuşsunuz. Dolmakta da haklısınız. Çünkü dünyanın en zor işi İNSANLARLA UĞRAŞMAKTIR. İnsanlar sizin kadar bilgili olmadığı için avukatların söylediklerini çoğu zaman anlamazlar. Vara-yoğa her şeye arıyorlardır muhakkak. Kolay değil aynı anda bir sürü davayı kafada tutmak. Ve sürekli aranmak.

Ama en kötüsü, adli yardım alan müvekkillerin tahammül edilmez tavırları. İnsanı da bu yıpratır.

Zaten adalet dağıtmak kadar zor bir iş yok. Ne hakim yaranabilir, ne avukat. Çünkü herkes kendisini mağdur olarak nitelendiriyor.

Adalet dağıtmak gerçekten zor. Allah hepinize sabırlar versin. Zor iş.

İşte sırf bu yüzden, anneme "Annem boşver hiç bir şey isteme, yoksa bu dava sonuçlanmaz, sadece ayrılmak istediğini söyle..." cümlesini kuruyorum. Kesinlikle ben bu işin bu şekilde yürüdüğünü tahmin ediyorum. Asla emeklerin karşılıksız kalmasından haz almam, İlknur hanımın anlattığı durumu da düşünerek gidersem eğer annem için adli yardıma sanırım vazgeçerim davada avukatı uğraştırmamak için. ASLINDA EN ÇOK MERAK ETTİĞİM ŞEY ŞU "İNŞALLAH ADLİ YARDIMDAKİ AVUKAT BİZİ SİZİN ANLATTIĞINIZ O MAĞDURLARDAN DOLAYI ÖN YARGILI KARŞILAMAZ" Tek korkum bu. Kesinlikle bu tip şeyleri sevmedim hayatım boyunca.

Bizler millet olarak böyleyiz. Sosyal devletin sunduğu imkanları sadece kendimiz için kurulmuş düzen gibi görüyoruz çoğu zaman. Bu hastanede de böyle hukuktada eğitimde de.

Sırf bu davanın uzaması korkusundan dolayı annem yıllar boyunca verdiği emekleri bir çırpıda silip atacak. Yapacak pek de birşey yok gibi görünüyor...

Ayrıca ekonomik durumun kötü olması ile eğitim durumlarının düşük olması bu durumu tetikliyormu bilmiyorum, fakat bu tamamen hayat anlayışıyla, yaşayışla alakalı bir durum bence. Ben Üniversite mezunuyum ve annem gurur duyarak söylüyorum ki "ilkokul mezunu bile değil". Yani okuma yazması yok. Fakat asla hiç bir zaman bu tip davranışlarda bulunmadık. Avukat hanım beni soyutlamış gerçi ama yine de bu konuda bence millet olarak sıkıntılarımız var. Bunun ekonomik durum ve eğitim düzeyi ile alakası olmasa gerek. Emeğe karşı saygılı olmak insani sorumluluklarımızdan birisidir. İnsanlar bu gibi hizmetleri belki de elle tutamadıkları için parayla ölçülen bir değere karşılık göremiyorlar. Ben öğretmenim, aynı durum zaman zaman bizler de de yaşanıyor. Bizler de artık sosyal devletin köleleri gibiyiz çoğu zaman. Bu yüzden anlayabiliyorum sizleri...