boşanma davasında velayet anneye ancak haysiyetsiz yaşam sürerse verilmez deniliyor.annenin haysiyetsiz yaşam sürmesi nedir açıklayabilir misiniz?
Printable View
boşanma davasında velayet anneye ancak haysiyetsiz yaşam sürerse verilmez deniliyor.annenin haysiyetsiz yaşam sürmesi nedir açıklayabilir misiniz?
Toplumun anlayışına göre sürekli olarak namus, şeref, onur, haysiyet kavramlarıyla bağdaşmayacak şekilde yaşamaktır. Burda önemli olan bir kerelik haysiyetsiz eylem davranışı yapmış olmak değil bu davranışı yaşayış şekline getirmektir. Haysiyetsizliğin boşanma sebebi olabilmesi için süreklilik taşıması gerekir. Bir kez yapılan davranış haysiyetsizlik sayılmaz.
Kişi yaptığı iş, uğraştığı meslek ve sanat ya da özel yaşamı ile bu değerlere onur, haysiyet gibi kavramlara aykırı düşüyorsa, haysiyetsiz yaşam sürmekte olduğu kabul edilir. Randevu evi işletmek, genelev patronluğu yapmak, ayyaşlık, kumarbazlık, cinsel sapıklık, evli olduğu halde erkeklerle düşüp kalkmak bu gibi davranışlara örnektir.
Haysiyetsiz hayat sürmenin ikinci unsuru ise kusurdur. Davacı eşinin haysiyetsiz hayat tarzını bilerek o kişiyle evlendiyse onda da kusur vardır. Çünkü eşin yaşam tarzını bilerek o kişiyle evlenen kişi bunu boşanma davasına konu ediyorsa dürüstlük kuralına aykırı davranmış olur.
sorumu yanıtladığınız için teşekkür ederim.şu anda süren boşanma davam var.eşim yıllardır bana manevi şiddet uyguladı ve ben sadece çocuklarım küçük olduğu için evli kalmayı sürdürdüm.ama o bu süre içinde evimizin yatak odasına dinleme cihazı koyarak beni dinlemeye almış.çünkü yaşattığı travmalar sonucu hayatımda biri olacağını düşünmüş ve haklı çıktı.ben cihazı tesadüfen buldum ve o bunu farkedince bana hem cinsel hemde madden şiddet uyguladı.bende evi terkettim.cihazı polise teslim edip onun hakkında suç duyurusunda bulundum.cihazda tek taraflı ses kayıtları var üçüncü bir erkek sesi yok.ama konuşmalardan eşimle konuşulmadığı belli.konuşmalarda geçen cinsel içerikli sözcükler beni haysiyetsiz kılar mı.hakim izinsiz kullanılan ses kaydına göre beni kusurlu bulur mu?
Kusur kavramının takdiri hakimindir.
Sizin konunuz zinaya giriyor. Haysiyetsiz hayat sürmeye girmez. Eşiniz sizi aldattığını düşünerek bu dinleme cihazını koymuş sanırım. Müşterek evde özel hayatı ihlal diye bir kavram yoktur. O sebeple şikayetinizin değerlendirilerek dava açılacağını sanmıyorum. Ses kayıtlarında erkek sesinin olması gerekmez. Eşiniz açılan boşanma davasında o zaman kullandığınız telefon numarasının dökümünü mahkemeden isteyebilir. Hakimde gerekli GSM operatörüne yazı yazarak dökümü ister. Kimle hangi tarihte, saat kaçta, kaç dakika konuştuğunuza dair tüm kayıtlar gelir. Eşinizin ses kaydını mahkemeye sunduğu o kişinin kim olduğu da bu döküm sayesinde ortaya çıkar. Bu da zinanın kanıtlarındandır.
sorun şu ki eşim hayatımdaki kişinin kim olduğunu biliyor zaten onunla görüşmelerimi biliyor ama evliliğini problemsiz sürdürüyor. benim bu eylemi yapmamı, teşvik edip onunla yüzyüze görüşmemi bekliyormuş.ama böyle bir şey olmadan ben cihazı buldum zaten.onunda hayatında bir kadın varmış bu yüzden kusurun bende olması için herşeyi yapmama göz yummuş.ben evden gidince onunla beraberliğini herkese açıklamış.biz henüz boşanmadık ama o nişanlı,ben cihaz yerleştirmedim diye şimdi o kusursuz mu oldu? yada zina görgü tanığı gerektirmezmi? ve de aldattığımdan bu kadar eminse neden ben cihazı bulmadan o gidip boşanma davası açmadı.hakim bunları dikkate almayacak mı?
Hakime her ikinizde şahitler ve deliller sunabilirsiniz. Eşinizin de zina yaptığını ispatlayın sizde. Madem nişanlandı diyorsunuz ispatlayın hakime.
Zina için illaki görgü tanığı gerekmez. MSN görüşmeleri, telefon içerikleri de zinanın ispatıdır günümüzde.
Eğer her ikinizde birbirinizin zina yaptığını ispat etmiş olursanız hakim her ikinizi de kusurlu bulup boşar. Zaten zina mutlak boşanma sebebidir. İspatlanırsa kesin boşanma olur.
bir avukat arkadaş eğer kayıtlarda sizden başka kimsenin sesi yoksa durumu reddedin dedi.ayrıca konuşmaları cihazdan cd ye aktarırken işine gelen yerleri kesip almış,orjinal kayıt değil demeyi düşünüyorum.hiç böyle bir durum yaşayan var mı dır?nasıl bir savunma yapmalıyım?açıkçası yıllardır bana kurulmuş olan bir tuzak var ve ben kusurlu durumda boşanmak istemiyorum.
Anlaşılan siz sadece savunma işini düşünüyorsunuz. Madem eşiniz nişanlanmış niye bunu ispatlamayı düşünmüyorsunuz?
Savunmanızı kendi avukatınız yapsın. Ve kendi avukatınız sizin adınıza savunma yapar zaten. Boşanma davalarında eşlerin konuşması pek yoktur. Şahitler dinlenir sadece. Bir avukat arkadaşınızın söylediğine göre yapmayın. Kendi avukatınız savunmanızı yapsın.
Karine nedir diye google da bir araştırma yapın derim. Hayatın olağan akışına aykırı duruma denir. O avukat arkadaşınızda konuyu bu yönü ile irdelesin bence. Hangi kadın yada erkek karşısında konuştuğu / konuşabileceği kimse yokken kendi evinin yatak odasında sanki birisi varmış gibi hayali birisine cinsel içerikli sözcükler kullanarak konuşmalar yapar.Alıntı:
suna1802 rumuzlu üyeden alıntı
Hakimleri ne sanıyorsunuz siz. Hayatın olağan akışı içerisinde yer bulmayan bu davranışı hakim düz mantıkla değerlendirecek ve kusuru görecektir.
Bireyler kendi hayatlarından sorumludurlar. Siz sadakatsiz davranmış, bundan dolayıda güven bunalımı yaşanmış, eşiniz ispat etmiş, eşinizin kusurunu ispat edecek bilgi ve belgeleriniz varsa sizde dava açabilirsiniz.
Ancak eşinizin kusurlu olması siizn kusurunuzu hafifletmez yada ortadan kaldırmaz. Cd ye kayıt esnasında ses kayıtları kesilmiş olsa bile manupule edilmediği sürece yine ispat niteliği taşır. ilgili ses kaydındaki bir cümle örnek "ben seninle sevişmeyi özledim" sözcüğü ile ilgili olarak bilişim suçları konusunda uzman bilirkişi tarafından bu dört kelimenin montajla bir araya getirilmediğinin, orjinal olduğunun söylenmesi durumunda kusur teyit edilmiş olur. Eşinizden olsa olsa ham ses kaydı istenecektir. Sizinde yukarıda belirttiğiniz gibi cinsel içerikli konuşmalar varsa yine bilirkişi görüşü kusurdan yana olacaktır.
Bu arada zina her zaman görgü tanığı gerektirmez, itiraflar, yazışmalar, otel faturaları, kamera ve ses kayıtları, mektuplar, el yazısı ile yazılmış günlükler gibi bir çok unsur zinanın ispatı için yeterlidir.
Size tuzak kurulduğunu söylüyorsunuz sayın üye; ancak bilinmelidirki, sadakatsizlik iradi bir eylemdir. tek taraflı yapılmaz. tuzak; kişiye olabilecekler hakkında bilgi verilmeden, yada kişinin başına gelecekleri bilmeden bir olgunun, bir olayın, bir senaryonun içerisine çekilmesi eylemidir. oysa sadakatszilik için karşı cins gerekir, istemek gerekir, fikir birliği gerekir, eylem birliği gerekir, mekan gerekir, uygun zaman dilimi gerekir, harekete geçmek gerekir.
Eğer bahsettiğiniz gibi bir ilişkiniz varsa ve bunu yaşamışsanız bunu tuzak olarak nitelendiremezsiniz. Bunu mahkemede söylediğinizde hakimin size cevabı şu olacaktır. "ne tuzağı hanım, birlikte olduğun bu adamı sana kocanmı buldu"
Geçmiş olsun..
bir kadını yıllarca parasız bırakmak sürekli hakaretler etmek ,başkasını bile bulabirsin demek,ve bunu yapması için her türlü şartı oluşturmak,kadının herşeyini bırakıp evi terk etmesi durumuna getirmek için yıllarca bıkmadan çaba sarfetmek tuzaktır.ayrıca ortada yaşanılmış bir şey yokken sadece telefon konuşması zina değildir bence.bu duruma göz yumup cinsel ilişkisini dahi aksatmayan bir erkekeği sorgulatmak istiyorum.
Söylemleriniz ne zaman hukuksal bir anlam içerir, ve söylediklerinizi tanık ifadeleri ve deliller ile ispat edersiniz o zaman hukuksal anlamda haklı olursunuz. Hukuk maddi delillere göre iş yapmak zorundadır. Aksi halde varlığının nedeni tartışılır.
Ayrıca yasalar herkese, yürümüyorsa evliliklerini bitirme / sonlandırma yani boşanma hakkını vermiştir. Yaşadıklarınız sizin için boşanma sebebidir, bir başkası ile telefonla da olsa sohbet ederek sadakatsizlik etme hakkı vermez.
Size kurulan tuzak yada tuzakları ispat edin... Rahat edin..
HocamAlıntı:
denizblk rumuzlu üyeden alıntı
Avukatımla görüşmelerimden anladığım kadarıyla ve söyledikleri doğrultusunda farklı bir görüş alma ihtiyacı duyduğum ve karşılıklı bilgi alış verişinde bulunmak istedim sizinle ve diğer avukat arkadaşlarla.
Kısaca size geçmiş yaşanmışları anlatayım öncelikle
Eski eşime anlaşmalı olarak tarafımca boşanma davası açıldı.Boşanma sebebi olarak o zaman şiddetli geçimsizlik diye yazdırdım dilekçeme.Davamız görüldü karar kesinleşti velayet bende kaldı tazminat nafaka karşılıklı istemedik fakat 15 günlük temyiz süresi dolmadan karşı taraf velayetin kendine verilmesi için karşı bir dava açtı kararı temyiz etti.
Bir kadın evli iken başka erkeklerle msn,chat,gsm ve diğer iletişim araçlarıyla cinsel içerikli görüşmeler yaptıysa ve bu yaşam şeklini boşandıktan sonrada devam ettirdiyse bu kadına velayet davasında velayet verilirmi ? (Mesajınızda belirtiğiniz kusur olgusu ortada yok ve msn,chat,gsm kayıtları savcılık kanalı ile henüz istenmedi bu kayıtlar delil olarak gösterilecek avukatımın söylediği)
Cevabınız velayet verilmez ise kadına verilen çocukla görüşme hakkını haysiyetsiz yaşam şeklinden dolayı ortadan kaldırmak mümkün müdür? Özellikle çocuğun psikolojisinin bozulmasını ve ahlaki yönden çöküntü içinde olmasını öne sürerek
Cevaplarınızı dört gözle bekliyorum
Saygılarımla
1,5 yillik evliyim 6 aylik cocugumuz var esimin sosyal medyadan baska biriyle ilidkisi oldugunu ogredim msj larin ekran resimleri ni aldim benim ogredimden habersiz bosanmada velayet bana yani babaya verilirmi yok sa sabredip daha fazla msj icerigini alip mi davayi acayim cok kotiu ve zor durumdayim nasil bir yol izlemeliyim lutfen yardimci olun
Bahsettiğiniz durum boşanmada eşin kusurunu ispat bakımından delil olabilir.Alıntı:
abcabc rumuzlu üyeden alıntı
Ama boşandığınız takdirde 6 aylık çocuğun velayeti babaya verilmez. Böyle bir beklenti içine girmeyin.
Çocuk kendini başına ihtiyaçlarını giderecek yaşa gelene kadar anne ile kalacak ve siz çocuk için her halukarda nafaka ödeyeceksiniz.
Eşinizle anlaşarak boşanmaya böylelikle çocuğunuzla daha fazla görüşme imkanı tanımasını sağlamaya çalışın.