Takdir yetkisi keyfiyet midir?
Bir memurun bir olaya karıştığında, idari yaptırım olarak disiplin cezası alacağı ve idarenin elinde işlenen suçun bir derece aşağısı olan başka bir ceza vermesinin mümkün olduğu tüm memurlar tarafından bilinmektedir.Örnek verecek olursak konu meslekten çıkarma ise uzun süreli kıdem ilerleme cezasını verebiliriz.
Disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullar yönetmelikler ile belirlenmiştir.Buradaki takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız bir yetki olmadığı ve yargı denetimine tabi olduğu muhakkaktır. Takdir yetkisinin sınırlarını birazdan anlatacağım ve destekleyen danıştay kararlarınıda istem halinde verebilirim.
Disiplin cezasını vermeye yetkili kurumların, verdikleri kararda, alt ceza uygulanmasından bahsetmemesi DANIŞTAYIN çeşitli Daire kararlarına göre bozma sebebidir.
Demekki disiplin cezası verecek kişi yada kurumlar ilgili kişinin alt ceza uygulamasını konuşmak tartışmak ve alt ceza uygulamıyorsa bunun neden uygulanmadığını kararda belirtmek zorundadırlar.
Peki alt cezayı usulen kurulda tartışıp ve kendilerine göre gerekçe bulan disiplin kurullarına ne demeli?
ÖRneğin bunu sözde tartışmış ve SUÇUN NİTELİĞİ,İŞLENİŞ ŞEKLİ ve MESLEK ÖZELLİĞİ diye gerekçeler ile alt ceza uygulanmasına gerek görülmemiştir.Diyen disiplin kurullarının olduğunu hepimiz biliyoruz.
Oysaki danıştayın en üst kurumu olan danıştay idari dava dairesi bu gerekçeyide gerekçe olarak saymamıştır.Ve böyle bir kararın hukuka aykırı olduğu gerekçei ile verilen meslekten çıkarma kararını bozmuştur.Bu kararda alt cezayı kurulda tartışıyorsan ilgili maddeye göre tartışacaksın ve buna göre karar vereceksin demektedir.PEki nedir bu ilgili madde her memurda değişir mi şartları nelerdir?
1-Kararın verildiği güne kadar geçmiş hizmetleri olumlu olmak
2-Kararın verildiği güne kadar sicilleri iyi yada çok iyi olmak
BUraya kadar anlatmak istenilen ilgili memurun kararın verildiği güne kadar geçmiş hizmetleri ve sicilleri iyi ise ve disiplin kurulu bu durumda alt ceza vermek zorundadır.
aynı zmanda idarenin elinde bulunan takdir yetkisini aynı durumda olan aynı disiplin suçunu işleyen iki memur arasında farklı kullanmasıda eşitlik ilkesine aykırı olduğu için danıştayın bozma sebepleri arasındadır.Eğer tanıdığınız bir memur işlediğiniz suç ile aynı suçu işlemiş ve alt cezadan yararlanmış ise o memurun bilgilerini yazın ve takdir yetkisinin keyfi kullanıldığını belirtin.BUda idareye karşı mahkemede sizin elinizi güçlendirecektir.
Peki TAKDİR YETKİSİ MEMURUN ALEHİNE NASIL KULLANILIR???
Danıştay kararlarına göre suçun niteliği memuriyete engel değilse kişiye alt ceza uygulamak gerekir.Şöyleki bir memur adli olarak yargılanıp 3 yıl ceza almış ise bu kişinin zaten memuriyete engel bir hali vardır ve alt ceza verilmesi hukuka aykırıdr.yada kişi yüz kızartıcı suç olarak tabir edilen suçlardan ceza almıştır.Bunada alt ceza verilemez çünkü kişinin memuriyete engeli vardır.Nitekim bu durumu destekleyen bir çok danıştay kararı vardır.
SADECE MEMURİYETE ENGEL HALİNİZ OLMALI YADA SİCİLLERİNİZ İLE İLGİLİ SORUN OLMALI
UMARIM ANLATABİLDİM HEPİNİZE KOLAY GELSİN CEZASIZ İYİ GÜNLER
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
Emeğine sağlık çok güzel yazmışsın, ancak memlekette '' BEN YAPTIM OLDU'' anlayışıyla işletilen bir hukuk düzeni başgöstermiş durumda.Ben tahmin ediyorum iilerleyen senelerde bu nedenle bu ülke A.İ.H.M aracılığğı ile çok fazla miktarlarda tazminat ödemek zorunda kalacak. Demek istediğim bundan önceki mahkemelerle şimdiki mahkemelerin verdiği kararlar çok zıt,sanki şimdiki mahkemeler başka bir devletin mahkemesi ve başka bir kanunla karar veriyor. Allah sonumuzu hayır etsin.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
kesinlikle sana katılıyorum abi.benim numaram var olması lazım sende irtibatı koparmayalım.Elimde çok guzel emsal karalar var.Belki birbirimize faydamız dokunur
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
Kapalı kurumlarda; yöneticiler, yetkili kurullar vasıtasıyla "Ben yaptım, oldu" uygulamasını kılıfına uydurarak yaptırıyorlar.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
Bu konuda emsal kararlara ihtiyacım var.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
bende çok emsal karar var bana ulaşırsan sana yardımcı olabileceğim kanısındayım.Bu arada polis memurummusn?
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
Başımdan geçtiği için bu konuyu geçen ay bayağı araştırdım.Ama idare bi kılıfını bulup yapacağını yapıyor. Ben yanlış anlamadan mütevellit yüzde 95 takipsizlik ile sonuçlanacak adli bir olayın sanığı olduğum. Haksız yere sürüldüm. Emsal dersen daha bana soruşturma bile açılmamışken, daha ağır suçlarla yargılanan ve ceza alanlar aynı yerinde duruyor. Benim yer değiştirilmem keyfi ve haksız ama gelde anlat. Bölge idareye de versem BİMER e ayrımcılık yapılıyor diye mailde atsam. idare yolunu bulup biz onu cezasından dolayı değil, orada ihtiyaç için değiştirdik deyip yapacaklarını yaparlar ben bir çare bulamadım.Artık her işte bir hayır vardır diyorum.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
Polis memuru değilim.
Haklılığım konusunda, inanın tarafsız olarak olayıma bakabilen her şahıs bukadar da olmaz diyorlar. Malum; her olay kendisine has değerlendirilir ve hiçbir olay birbirinin aynısı değildir, vb tabirler ile kılıflar hazırlanıyor. Her olay zaman bakımından aynı hiç olamaz:).
AİHM gitmeden önce yapmam gereken son adımı da sağlam yapmak istiyorum.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
Bu siteye yeni üye oldum.
Direk mesaj atmak için, malum kısıtlamalara:) takılıyorum.
mail adresimi burada paylaşmak istemiyorum.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
Polis değilim ama kolluk kuvvetlerinde çalışan bir memurum.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
Alıntı:
ph2011 rumuzlu üyeden alıntı
Bu siteye yeni üye oldum.
Direk mesaj atmak için, malum kısıtlamalara:) takılıyorum.
mail adresimi burada paylaşmak istemiyorum.
Bu yüzden de kimi ilmiklere ard arda bir sürü mesaj atarak bu sayıya ulaşmaya çalışıyorsunuz sanırım.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
merhaba men 2000
size ulaşmam lazım neticede anlatmış olduğun konu başımıza geldi ve emsal kararlara ihtiyacımız var .5055401837 tel no mutlaka görüşelim.şimdiden teşekkürler..
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir?
size şunu söyleyebilirim acıktan atama ve yer değiştirme konularında idarenın takdir hakkı vardır ama ceza konusunda takdir hakkı kısıtlı ve belli kıstaslar vardır.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir?
İdare seni bitirmek istiyorsa elinden gelen her şeyi yapar, ben böyle taktir ettim der ve seni kapının önüne koyar ama burda yanlışlık öncelikle Anayasamızda diyorum. " mahkemeler idarenin taktir hakkını kısıtlayacak şekilde karar alamazlar" gibi bir madde var bu madde olduğu müdettce mahkemelerde iptal davalarında fazla bir şey yapamamaktadır, ayrıca idari yargıdaki hakimlerin bazılarının hukuk fakültesi mezunu olmaması da kötü bir uygulama, hukuk eğitimi almamış bir insana senin hayatını teslim ediyorlar, idarecilerde öyle o zaman memur bitiyor, Danıştay da elindeki dosyaların yoğunluğundan bunalmış, bence salla gitsin yapıyor, bir içtihat makamı olmaktan çok alt derece mahkemesi gibi çalışıyor ve bir kararı bir kararını tutmuyor.
Vicdanı olmayan hukuk adalet dağıtamaz diyorum arkadaşlar, kesinlikle memurun lehine olan deliller uygulanmaz idari yargıda, kasıt var mı yok mu değerlendirilmez, tanık dinlenilmesi diye bir olay yoktur idari yargıda, e böyle bir yargılamadan da adil bir sonuç bekleyemezsiniz zaten. Soruşturmazı korkutur baskı yapar, doğruyu söylersin suç, benden size bir tavsiye; en iyisi sessiz kalma hakkınızı kullanın, müfettişe ifade vermeyin avukatınızla görüşün ondan sonra avukatınızla birlikte ifadenizi verin müfettiş veya soruşturmacıya.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
merhabalar.ben bır konudan 24 ay kıdem tenzılı aldım gerekçe yanı gerekce idi.benım ıdarı davada kullanmam için danıstay ın emsal kararlarına ıhtıyacım vardır.polis memuruyum.var ise görüşebilirmiyiz
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir?
bana tanıdığıyla sahte işlam yapan müdür ü savcılığa şikayet ettim 2 kez soruşturma yapıldı zaten yapan hergün yüzüne baktığı arkadaşı tabiki bir şey çıkmadı. defalrca bakanlığa şikayet ettim hiç bir şey çıkmadı. ama ısrarla takipteyim. eninde sonunda koruyup kollayanlara hesabını soracağım.yani isterlerse derhal sürerler atarlar ama işlerine gelmezse asl bir şey olmaz.
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir?
Bir zamanlar;
- AIHM hakkını kullanan vatandaşlarımıza hayıflanırdım. Niye güzel Ülkemizi şikayet ediyorlar,...
Ancak gördüm ve yaşadım ki;
- İdari yargının; herşeyin ortada ve belgeli olmasına rağmen, "oy birliği" ile karar alıp, avukatım ile beni AIHM gitme zorunda bıraktıkları için vicdanları(!) ile kendilerini baş başa bırakıyorum...
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir?
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir?
Benzer ve hatta daha daha ağır olduğu belgelenen olaylara daha az ceza veren yöneticiler hakkında takdir yetkisini doğru ve yerinde kullanmıştır denilir mi ? Bu örnek olaylar kullanılarak hak aranması, fayda sağlarmı ?
Doğru kullanmıştır veya idare takdir etmiş biz ne diyelim ki ? diyen hukukçuya ne denir ?
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
men2000 dostum elindeki emsal kararları benimle de paylaşabilirmisin? inan beni çok mutlu edersin.şimdiden teşekkür ediyorum
- - - Updated - - -
Alıntı:
ph2011 rumuzlu üyeden alıntı
Bir zamanlar;
- AIHM hakkını kullanan vatandaşlarımıza hayıflanırdım. Niye güzel Ülkemizi şikayet ediyorlar,...
Ancak gördüm ve yaşadım ki;
- İdari yargının; herşeyin ortada ve belgeli olmasına rağmen, "oy birliği" ile karar alıp, avukatım ile beni AIHM gitme zorunda bıraktıkları için vicdanları(!) ile kendilerini baş başa bırakıyorum...
ne güzel durumumu özetlemişsiniz.:(
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir???
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir?
Alıntı:
men2000 rumuzlu üyeden alıntı
ceza konusunda takdir hakkı kısıtlı ve belli kıstaslar vardır.
Derken ..........
Cevap: Takdir yetkisi keyfiyet midir?
KAMU GÖREVLİLERİ ETİK DAVRANIŞ İLKELERİ İLE BAŞVURU USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK
Dürüstlük ve tarafsızlık
Madde 9 — Kamu görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda hareket ederler, görevlerini yerine getirirken ve hizmetlerden yararlandırmada dil, din, felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, cinsiyet ve benzeri sebeplerle ayrım yapamazlar, insan hak ve özgürlüklerine aykırı veya kısıtlayıcı muamelede ve fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalarda bulunamazlar.
Kamu görevlileri, takdir yetkilerini, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda, her türlü keyfilikten uzak, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine uygun olarak kullanırlar.
Kamu görevlileri, gerçek veya tüzel kişilere öncelikli, ayrıcalıklı, taraflı ve eşitlik ilkesine aykırı muamele ve uygulama yapamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef alan bir davranışta bulunamazlar, kamu makamlarının mevzuata uygun politikalarını, kararlarını ve eylemlerini engelleyemezler.
Yönetmeliğin tamamı için: http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/Me...evzuatIliski=0
- - - Updated - - -
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE BAŞKANLIĞI
ANKARA
GENSEK NO :2013/744 ESAS NO :2013/740 KARAR NO :2013/710
KARAR DÜZELTME İSTEMİNİN KABULÜ İLE ESASA İLİŞKİN KARAR
Kararin düzeltilmesini isteyen (davacı)______
Karsı taraf (davalı) ;
Vekili________________
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesinin 23.01.2013 gün ve Gensek No:2012/2249, Esas No:2012/602, Karar No:2013/69 sayılı kararı.Kurumlar arası naklen atanmaya muvafakat verilmemesi işleminin iptali istemi.
Karar Düzeltme İstemine İlişkin Olarak:
Savunma tekrar edilerek dava konusu Kanunun 66 ncı maddesinde sayılan sebeplerinin bulunmadığı belirtilerek karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi gerektiği yönünde savunma yapılmıştır.
Esasa ilişkin olayda 1602 sayılı karar düzeltme
Esasa İlişkin Olarak: Davacının yerine personel istihdam etmenin mümkün olmaması nedeniyle hizmet ihtiyacı gözetilerek naklen atamaya muvafakat verilmediğini, yapılan işlemin hukuka aykırı bir yönü bulunmadığını belirterek yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönünde savunma yapılmıştır.
BAŞSAVCILIĞI DÜŞÜNCESİ: Karar Düzeltme İstemine İlişkin Olarak: Davacıya muvafakat verilmesi halinde, boşalacak kadroda yeniden personel istihdamında herhangi bir güçlük bulunmadığı; kendisine muvafakat verilmesi halinde atanacağı kadrodaki görev itibariyle özlük hakları sosyal hakları ve statüsü yönünden daha üstün haklara ulaşma imkân ve potansiyeline kavuşacağı; gerek AYİM'in gerekse genel idari yargı yerlerinin, "personelin, hiyerarşik ve özlük hakları bakımından daha üst bir statüye kavuşabileceği göreve atanmasında idarenin muvafakat vermesi gerektiği" yönündeki yerleşik içtihatları karşısında, dava konusunu teşkil eden davacıya muvafakat verilmemesi işleminde idarece takdir yetkisinin, kamu yararı ile birey yararı dengesi gözetilerek ve objektif kriterlere bağlı kalınarak kullanıldığından bahsetmenin mümkün olmadığı; tüm bu nedenlerle, tesis edilen dava konusu işlemin sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırı olduğundan, davacının karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde düşünce bildirilmiştir.
Esasa İlişkin Olarak: Kamu görevlilerinin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklen geçişleri konusunda "Kamu görevlilerinin haiz oldukları niteliklere göre en yüksek derecede verimli olabilecekleri ve hizmetlerinden en yüksek oranda istifade edilebilecek birimde çalıştırılmaları" prensibinin hayata geçirilmesi gerektiği, bu nedenle, personelin memuriyet kariyerini yükseltme imkânını haiz olabileceği ve özlük hakları yönünden daha üstün şartları haiz başka bir kurum kadrosunda istihdamına engel olan "kamu yararı" gereklerinin ve halen bulunduğu kadroda başka bir personelin istihdam edilmesini olanaksız kılan "hizmet gereklerinin" somut bilgi ve belgelerle ispatlanması gerekeceği, dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelere göre; davacının halen ifa ettiği kadro görev yerinin gerektirdiği nitelikler itibariyle, kendisine muvafakat verilmesi halinde, boşalacak kadroda yeniden personel istihdamında herhangi bir güçlük bulunmadığı; davacının mesleki eğitimi, bilgi seviyesi ve uzmanlık alanı dikkate alındığında, halen görev yaptığı kadroda istihdamını gerektiren bir zorunluluğun bulunmadığı; kendisine muvafakat verilmesi halinde atanacağı kadrodaki görev itibariyle özlük hakları sosyal hakları ve statüsü yönünden daha üstün haklara ulaşma imkân ve potansiyeline kavuşacağı; gerek AYİM'in gerekse genel idari yargı yerlerinin, "personelin, hiyerarşik ve özlük hakları bakımından daha üst bir statüye kavuşabileceği göreve atanmasında idarenin muvafakat vermesi gerektiği" yönündeki yerleşik içtihatları karşısında, dava konusunu teşkil eden davacıya muvafakat verilmemesi işleminde idarece takdir yetkisinin, kamu yararı ile birey yararı dengesi gözetilerek ve objektif kriterlere bağlı kalınarak kullanıldığından bahsetmenin mümkün olmadığı; tüm bu nedenlerle, tesis edilen dava konusu işlemin sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırı olduğundan, davacının kurumlar arası naklen atanmasına muvafakat verilmemesi işleminin iptaline karar verilmesinin gerektiği yönünde düşünce bildirilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Yargı yetkisini kullanan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesince, Raportör Üye Hak.Yb.Yaşar YÜCE'nirı açıklamaları dinlendikten ve dava dosyası incelendikten sonra;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı, 15.06.2012 talihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesi ile 09.10.2012 tarihinde yine AYİM'de kayde geçen cevaba cevap dilekçesinde, özetle; 1998 yılında GATA «.lığında işe başladığını, 2011 yılından beri TSK Sağlık K.lığında VHKİ olarak görev yaptığını, 29.07.2011 tarihinde uğramış olduğu hakaret, tehdit ve psikolojik baskılar sonucu şikayette bulunduğunu, olayla ilgili soruşturmanın Askeri savcılıkta devam ettiğini, 15.09.2011 tarihinde Elektrik Üretim Anonim Şirketine kurumlar arası nakil yoluyla geçiş talebinde bulunduğunu, Genelkurmay Başkanlığının 05.03.2012 tarihli yazısıyla bu talebinin reddedildiğini öğrendiğini, naklen atanmasına muvafakat verilmesi halinde özlük hakları ve mesleki kariyer açısından yükselme imkanına kavuşacağını, naklen atanmasına muvafakat verilmesi gerektiğini, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu belirtmek suretiyle muvafakatin verilmemesi işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı 05.03.2013 AYİM 'de kayda geçen karar düzeltme dilekçesinde özetle: 29.07.2011 tarihinde uğramış olduğu hakaret, tehdit ve psikolojik baskılar sonucu şikayette bulunduğunu, olayla ilgili soruşturmanın Askeri savcılıkta devam ettiğini, böyle bir ortamda bu işyerinde çalışma imkanı kalmadığını, naklen atanmasına muvafakat verilmesi halinde özlük hakları ve mesleki kariyer açısından yükselme imkanına kavuşacağını, verilen kararın idarenin bütünlüğü ve düzenli idare ilkesine aykırı olduğunu, Milli Savunma Bakanının da Mecliste yaptığı bir konuşmada isteyen herkese muvafakat verileceğini belirttiği, idarenin kendisinden daha nitelikli personellere muvafakat verdiğini. naklen atanmasına muvafakat verilmesi gerektiğini, dava konusu işlemin ve hakkında verilen davanın reddi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmek suretiyle Askeri Yüksek İdarî Mahkemesi İkinci Daire Başkanlığının 23.01.2013 tarih ve 2012/602 E., 2013/69 K. say lı ilamıyla vermiş olduğu ret kararının usul ve yasalara açıkça aykırı olması sebebiyle bozula ak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının karar düzeltme dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar görüşülerek verilen kararın usul ve Kanuna aykırı olduğu sonuç ve kanaatine verilerek Dairemizin 23 Ocak 2013 gün 2012/602 Esas, 2013/69 Karar sayılı kararının kaldırılarak uyuşmazlığın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 1998 yılında GATA K.lığında göreve başlayan, 2005 yılından itibaren VHKİ sivil memur olarak TSK Sağlık K.lığında çalışmakta olan davacının, Elektrik Üretim Anonim Şirketi bünyesinde bir göreve naklen atanabilmek için bu kuruma başvurduğu, başvurusunun uygun bulunması üzerine Elektrik Üretim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü tarafından 07.02.2012 tarihli bir yazı ile davalı idareden davacının Müdürlük bünyesinde bir göreve naklen atanması için muvafakat talep edildiği, davalı idare tarafından 05.03.2012 tarihli yazı ile nalclen atamasına muvafakat verilmesine ilişkin talebin personel
...n 09.05.2012 tarihinde davacıya tebliği üzerine...
Devlet Memurlarının bir kurumdan diğerine nakillerine ilişkin usul ve esaslar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununur 74'üncü maddesinde yer alan "Memurların, bu Kanuna tabi kurumlar arasında kurumların muvafakati ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68'inci maddede ki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle giebilecekleri sınıftan bir kadroya nakilleri mümkündür" hükmü ile düzenlenmiştir
Buna göre, kurumlar arası nakil işleminin tesisi için ilgili kurumların muvafakatinin gerektiği açıktır. Dava konusu olayda, davacının kurumlar arası nakli için Elektrik Üretim Anonim Şirketi Genel Müdırlüğü muvafakatinin bulunduğu, fakat davalı Milli Savunma Bakanlığınca muvafakatin veilmediği görülmektedir. 657 Sayılı Kanunun 74'üncü maddesi gereği davalı idarenin davacının kurumlar arası nakli için muvafakat verip vermeme hususunda takdir yetkisinin bulunduğu ortadadır. Ancak idareye tanınan bu takdir yetkisi sınırsız olmayıp, takdir yetkisinin objektif ölçütler doğrultusunda kamu yararı ile birey yararı gözetilerek kullanılması gerekir.
İdare, işlem ve eylemlerini yaparken "kişi yararı" ve "kamu yararı"nı göz önünde bulunduracak, yasal sınırlar ilerisinde takdir hakkını bu amaçları gerçekleştirmek amacı ile kullanacaktır. Ancak, söz konusu yetkinin kullanılma biçim ve esasları ile sınırı ne olmalıdır ki, atamaya yetkili makam hukuka uygun hareket etmiş olsun Şu halde, söz konusu takdir hakkının davalı idarece hangi kriterlere göre kullanılması halinde hukuka uygun düşeceği hususu hukuka uygunluk denetimi açısından önem arz etmektedir.
Bilindiği üzere, idareye tanınan takdir hakkı (yetkisi) hiçbir zaman mutlak ve sınırsız değildir. Kamu hizmetinin verimliliği, etkinliği ve kamu yararı ile kişi yararı arasında bir denge kurulması zorunluluğu, bu hak ve yetkinin sınırını oluşturmaktadır. Takdir hakkının, idarece takip edilen amaca uygun olarak kullanıldığı, keyfilikten, kişisel ve duygusal, sübjektif değerlendirmelerden kaçınıldığı ve uzak olduğu, objektif ve gerçek kıstaslara bağlı kalındığı sürece, yargı denetimi dışında tutulması gerektiğinde kuşku yoktur. Ne var ki, idarenin takdir hakkını yerinde kullanmadığının iddia edilmesi halinde, bu sınırların aşılıp aşılmadığının idari yargı organınca denetlenmesi de kaçınılmaz olmaktadır. Diğer bir deyişle, Anayasanın 125'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında düzenlenmiş bulunan "İdarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı karan verilemez" tarzındaki hükmün; idarenin sınırsız ve mutlak takdir hakkına sahip olduğu ve böylece takdir hakkının idari yargı denetimine tabi olmadığı yönünde yorumlanması ve uygulanması, yine Anayase ile öngörülen "hukuk devleti" ilkesi ile bağdaşamaz. Bu nedenle, anılan yetkinin sınırlarının (takdir hakkının) özellikle "yüksek mahkemelerce" olmak koşuluyla, yargı yerlerince çizilebileceği ve hatta bu konuda hiçbir yasal sınırlamanın kabul görmeyeceğinin benimsenmesinde kamu yararı bulunduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
Dava konusu olayda davalı idarenin takdir yetkisini hukuka uygun olarak kullanıp kullanmadığının tespiti; için davacının çalıştığı kadro ve ihtiyaç durumu bu kadroya atanacak kişilerde aranacak nitelikte, davacının atanmayı talep ettiği görev ile halen yaptığı görevin davacı yönünden, karşılaştırılnıasının yapılması gerekmektedir. Gerek AYİM'in gerekse Genel İdari Yargımf^erleşik içtihatları personelin hiyerarşik ve özlük hakları bakımından daha üst...
Dava konusu olayda, davacının nakline muvafakat verilmesi halinde, idarece personel temini ya da atama yoluna gidilerek yerine personel temin edilmesinin her zaman için mümkün olduğu; öte yandan davacıya muvafakat verilmesi halinde naklen atanacağı görev yeri nedeniyle mesleki açıdan ilerleme fırsatının bulunduğu; davacının halen ifa ettiği kadro görev yerinin gerektirdiği nitelikler itibariyle, kendisine muvafakat verilmesi halinde, boşalacak kadroda yeniden personel istihdamında herhangi bir güçlük bulunmadığı; davacının mesleki eğitimi, bilgi seviyesi ve uzmanlık alanı dikkate alındığında, halen görev yaptığı kadroda istihdamını gerektiren bir zorunluluğun bulunmadığı; kendisine muvafakat verilmesi halinde atanacağı kadrodaki görevi itibariyle özlük hakları sosyal hakları ve statüsü yönünden daha üstün haklara ulaşma imkân ve potansiyeline kavuşacağı; gerek AYİM'in gerekse genel idari yargı yerlerinin, "personelin, hiyerarşik ve özlük haklan bakımından daha üst bir statüye kavuşabileceği göreve atanmasında idarenin muvafakat vermesi gerektiği" yönündeki yerleşik içtihatları karşısında, davacının görev yaptığı yerdeki kadro-mevcut durumu da dikkate alınarak dava konusunu teşkil eden davacıya muvafakat verilmemesi işleminde idarece takdir yetkisinin, kamu yararı ile birey yaran dengesi gözetilerek ve objektif ölçütlere bağlı kalınarak kullanıldığından bahsetmenin nümkün olmadığı; tüm bu nedenlerle, tesis edilen dava konusu işlemin sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ;
1. Davacının karar düzehme isteminin KABUL EDİLEREK AYİM 2 nci Dairesinin 23 Ocak 2013 gün ve ESAS N0:2012/632, KARAR NO:2013/69 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2. Davacı ...'ün kurumlar arası naklen atanmasına muvafakat verilmemesi İŞLEMİNİN İPTALİNE,
3. 1602 sayılı Askeri YCksek İdare Mahkemesi Kanununun 71'inci maddesi gereğince yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde BIRAKILMASINA, ancak 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf tutulan davalı idare aleyhine harca hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
4. Davacı tarafından peşin yatırılan 128,00 TL (YÜZYİRMİSEKİZ TÜRK LİRASI) harcın istemi halinde İADESİNE,
5. Davacı tarafından peşin yatırılan ve sarf edilen 45,00 TL. (KIRKBEŞ TÜRK LİRASI) posta giderinin davalı idareden alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
HAZİRAN 2013 tarihinde OYÇOKLUĞU ile karar verildi.
R Metin ULUKAIJUGİL Hak.Alb.
O.G.Bora OĞURLU Dz.Kur.Alb. (Karşı Oy)
Abdurrahman BEŞİROĞLU Hak.Yb.
Yaşar YÜCE Hak.Yb.
- - - Updated - - -
DANIŞTAY
12. Daire 2005/6776 E.N , 2007/6383 K.N.
İlgili Kavramlar
MESLEK ÇIKARILMA VE AF
MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ
Özet
DAVACININ MESLEKTEN ÇIKARILMA CEZASI YARGI KARARI İLE ORTADAN KALKMADIĞINDAN VE AF YASASI KAPSAMINDA DA BULUNMADIĞINDAN, YENİDEN ATANMA İSTEMİNİN REDDİNE DAİR İŞLEMDE, HUKUKA AYKIRILIK BULUNMADIĞI HAKKINDA.
İçtihat Metni
Ankara 6. İdare Mahkemesince verilen 25.5.2005 günlü, E:2004/3423, K:2005/745 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti :Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Tülay Seran Balaban
Düşüncesi : Davacının beraat etmesinin daha önce hakkında verilen meslekten çıkarma cezasını ortadan kaldırmayacağı gibi meslekten çıkarma cezası nedeniyle tekrar aynı mesleğe dönme imkanı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi gerektiğinden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamakta ise karar sonuç itibariyle yerinde olduğundan, kararın sonucu itibariyle onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: Yakup Bal
Düşüncesi:İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, polis memuru olarak görev yapmakta iken meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılan davacının, beraat ettiğinden bahisle meslekten çıkarma kararının kaldırılarak yeniden polislik mesleğine atanması istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile açıkta kaldığı süreye ilişkin tüm maddi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Ankara 6. İdare Mahkemesinin 25.5.2005 günlü, E:2004/3423, K:2005/745 sayılı kararıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 92. maddesinde "iki defadan fazla olmamak üzere memurluktan kendi istekleri ile çekilenlerden veya bu kanun hükümlerine göre çekilmiş sayılanlardan tekrar memurluğa atanmak isteyenler, ayrıldıkları sınıfta boş kadro bulunmak ve bu sınıfın niteliklerini taşımak şartıyla ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit bir derecenin aynı kademesine veya 71. madde hükümlerine uyulmak suretiyle diğer bir sınıfta eşit derecedeki kadrolara atanabilirler hükmüne yer verildiği, anılan maddeye göre, görevden çekilenlerin veya çekilmiş sayılanların, göreve dönmek istemiyle başvurmaları halinde, yeniden göreve atanmaları konusunda idarelere takdir yetkisi tanınmış olup, bu yetkinin kullanılması mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olarak yargı denetimine tabi olduğu, dosyanın incelenmesinden, polis memuru olarak görev yapan davacının, Antalya Emniyet Müdürlüğüne görevli iken yetki ve nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmak suçundan 23.5.2000 günlü Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırıldığı, bu işleme karşı açtığı davanın Antalya İdare Mahkemesinin 3.4.2001 günlü ve E:2000/742, K:20001/384 sayılı kararıyla reddedildiği, anılan kararın Danıştay 12. Dairesince onandığı, davacının tekrar polisliğe atanmak istemiyle yaptığı başvurusunun reddi üzerine bakılan davayı açtığının anlaşıldığı, bir kamu görevine açıktan atama yapma konusunda idarelere taktir hakkı tanındığının açık olduğu, bu durumda, davacının yeniden göreve atanması yolundaki başvurusunun, mevcut personel ihtiyacının polis okullarında eğitim alan öğrencilerden karşılandığından bahisle ve davacının geçmiş hizmetleri de değerlendirilerek reddedildiği görüldüğünden ve idarelerin bu konuda yargı kararı ile zorlanamayacağı sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, isteminin açıktan atama istemi olmadığını, beraat kararı nedeniyle meslekten çıkarma cezasının kaldırılarak eski görevine atanmasını ve ihraç tarihinden itibaren yoksun kaldığı mali ve özlük haklarının iadesini istediğini, beraat kararı nedeniyle suçsuzluğu ortaya çıktığından idarenin hatalı işlemini geri alması gerektiğini, idarenin bu konuda taktir hakkı bulunmadığını, eksik inceleme ile verilen kararın hukuka uygun olmadığını ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 2. maddesinde, meslekten çıkarma cezası, memurun, Emniyet Örgütü Hizmetlerinde bir daha çalıştırılmamak üzere meslekten çıkarılması olarak tanımlanmış olup, meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılan bir emniyet mensubunun, bu ceza mahkeme kararı ile iptal edilmediği veya bir yasa hükmü ile ortadan kaldırılmadığı (af yasaları gibi) sürece bir daha Emniyet Örgütü Hizmetlerinde çalıştırılamayacağı, meslekten çıkarma cezası alan bir emniyet mensubunun göreve tekrar dönmek istemesi halinde idarenin bu kişileri göreve başlatıp başlatmama konusunda taktir hakkı bulunmadığı, aksine bu kişileri göreve almama konusunda bağlı yetki içinde olduğu açıktır.
657 sayılı Yasanın 131. maddesinde ise " Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz." hükmü düzenlenmiştir.
Anılan madde uyarınca, memurun disiplin cezasını gerektiren eylemi nedeniyle aynı zamanda hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, yargılamasının devam ediyor olması veya yargılama sonucunda beraatine karar verilmiş olmasının ayrıca disiplin cezası uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği gibi, disiplin cezası verildikten sonra disiplin cezasına konu eylem nedeniyle ceza mahkemesince verilen beraat kararının, disiplin cezasını ortadan kaldırmayacağı ve Devlet memurluğundan çıkarma veya meslekten çıkarma cezaları verilmesi durumunda da kişinin görevine geri dönmesi sonucunu doğurmayacağı da tabiidir.
Dava dosyasının incelenmesinden, polis memuru olarak görev yapan davacının, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/7. maddesi uyarınca 23.5.2000 günlü Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırıldığı, bu işleme karşı açtığı davanın Antalya İdare Mahkemesinin 3.4.2001 günlü ve E:2000/742, K:20001/384 sayılı kararıyla reddedildiği, anılan kararın Danıştay 12. Dairesince verilen 28.3.2002 günlü ve E:20013489, K:20021249 sayılı kararla onanarak kesinleştiği, disiplin cezasına konu eylemi nedeniyle görevi kötüye kullanmak suçundan yargılandığı Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesince 24.10.2003 günlü ve E: 1999/297, K.2003/8402 sayılı kararla beraatine karar verilmesi üzerine 23.12.2003 tarihinde davalı idareye başvurarak, beraat kararı nedeniyle meslekten çıkarma kararının kaldırılarak göreve iade edilmesi ve açıkta kaldığı sürede yoksun kaldığı mali ve özlük haklarının iade edilmesini istediği, davalı idarenin 8.1.2004 günlü işlemle, meslekten çıkarma cezası ile ilişiği kesildiğinden talebinin karşılanmasının mümkün olmadığı belirtilerek isteminin reddedilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının, meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işleme karşı açtığı davanın reddedilerek, bu kararın kesinleştiği görüldüğünden ve ceza mahkemesince verilen beraat kararının disiplin cezasını ortadan kaldırması mümkün olmadığından, davacının isteminin reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, herhangi bir şekilde memurluk görevinden ayrılanların göreve alınma istemlerinin açıktan atama istemi olarak ele alınabilmesi için o kişinin göreve dönmesine yasal bir engel bulunmaması gerekmekte olup, davacının aldığı meslekten çıkarma cezasının yargı kararı ile ortadan kalkmaması ve af yasaları kapsamında da olmaması nedeniyle isteminin açıktan atama istemi niteliğinde ele alınmasına imkan bulunmamaktadır.Zira, meslekten çıkarma cezası nedeniyle davacıyı göreve almamak konusunda idare bağlı yetki içindedir.
Bu durumda, davanın, beraat kararının meslekten çıkarma cezasını ortadan kaldırmayacağı ve davacının bu ceza nedeniyle mesleğine dönme imkanı bulunmadığı gerekçesiyle reddi gerekirken, davacının talebinin açıktan atama istemi gibi ele alınıp açıktan atama konusunda idarenin taktir hakkı bulunduğundan ve idarenin gerek işleminde gerekse savunmasında yer almayan davacının durumunun açıktan atama koşulları içerisinde değerlendilip, taktir hakkının1 olumsuz olarak kullanıldığından bahisle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiş ise de, karar sonuç itibariyle yerindedir.
Açıklanan nedenlerle, Ankara 6. İdare Mahkemesince verilen 25.5.2005 günlü, E:2004/3423, K:2005/745 sayılı kararın, yukarıda belirtilen gerekçeyle sonucu itibariyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 26.12.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
- - - Updated - - -
DANIŞTAY Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
BEŞİNCİ DAİRE 1997 2986 1997 2136 11/12/1997
SİYASİ BİR PARTİNİN YAPTIĞI TOPLANTIYA KATILDIĞI KANITLANMAYAN DAVACI-
NIN BU GEREKÇEYLE YAPILAN NAKLİNDE SEBEP YÖNÜNDEN HUKUKA UYARLIK BU-
LUNMADIĞI HK.<
Davacı, ... İlçesi ... Öğretmenliğinden ... İlçesi ... Köyü Öğ-
retmenliğine naklen atanmasına ilişkin 26.4.1995 günlü, ... sayılı iş-
lemin iptali istemiyle dava açmıştır.
Adana 2. İdare Mahkemesinin Danıştay Beşinci Dairesince verilen
19.11.1996 günlü, 1996/3518 sayılı bozma kararına uyarak verdiği
18.6.1997 günlü, 1997/800 sayılı kararıyla; 657 sayılı Kanunun 76.
maddesiyle Kurumlara memurlarını naklen atama konusunda tanınan takdir
yetkisinin mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı amacı ve hizmet ge-
rekleriyle sınırlı olduğu, Hatay-Samandağ İlçesi Meydan Köyü İlkokulu
öğretmeni olan davacının 13.11.1994 tarihinde bir siyasi partinin yap-
tığı toplantıya katıldığı gerekçesiyle hakkında yapılan soruşturma so-
nucu getirilen teklif doğrultusunda dava konusu işlemin tesis edildi-
ği, bu işleme karşı açılan davada verilen 6.12.1995 günlü, 1995/1450
sayılı ret kararının Danıştay 5. Dairesinin 1996/3518 sayılı kararı
ile siyasi partinin toplantısına katılma eylemi araştırılmaksızın ka-
rar verildiği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak
7.3.1997 ve 16.4.1997 tarihli ara kararları ile getirtilen bilgi ve
belgeler incelenerek değerlendirilerek soruşturma sonucu kamu yararı
ve hizmet gereklerinden hareketle dava konusu naklen atama işleminin
tesis edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, Mahkemenin ara kararıyla sözkonusu toplantıya ilişkin
video kasetlerini istediğini, Hatay Emniyet Müdürlüğünce çekim yapıl-
madığının belirtildiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının
temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Yasanın 76/1. maddesi, "Kurumlar, görev ve ünvan e-
şitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulun-
dukları kadro derecelerine eşit veya 68 nci maddedeki esaslar çerçeve-
sinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrola-
ra naklen atayabilirler." hükmünü taşımaktadır.
Anılan madde ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye
tanınan takdir yetkisi mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı amacı
ve hizmet gereği ilkeleriyle sınırlı olduğu ve takdir yetkisine dayalı
olarak tesis edilen işlemlerin hukuken geçerli sebeplere dayanması ge-
rektiği İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
... İlçesi ... Köyü İlkokulu öğretmeni olan davacı hakkında
Halkın Demokrasi Partisinin 13.11.1994 tarihli toplantısına katıldığı
iddiası üzerine yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen 24.1.1995 gün-
lü, ... sayılı soruşturma raporunda, davacının anılan toplantıya ka-
tıldığının İl Emniyet Müdürlüğünün resmi yazısı ile doğrulandığı ve bu
yazıda davacının toplantıya katıldığının video kamera ile tesbit edil-
diğinin belirtildiği, bu nedenle iddianın sübut bulduğu kanaatine va-
rıldığının belirtilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği, bu
işlemin iptali istemiyle açılan davanın Adana 2. İdare Mahkemesinin
6.12.1995 günlü, 1995/1450 sayılı kararıyla reddedildiği, Dairemizin
19.11.1996 günlü, 1996/3518 sayılı kararıyla; dava dilekçesinde ve
temyiz dilekçesinde davacı tarafından bu toplantıya kesinlikle katıl-
madığının belirtildiği, bu durumda idare mahkemesince Hatay Emniyet
Müdürlüğünden HADEP'in 13.11.1994 tarihinde Samandağ İlçesinde yaptığı
toplantıya ilişkin video bantlarının getirtilerek çözülmesi, davacıya
ait görüntülerin olmaması halinde dava konusu işlemin sebepsiz kalaca-
ğı, davacının toplantıya katılmış olmasının tespit edilmesi halinde i-
se, toplantının niteliği gözetilerek ve davacının bu toplantıdaki ey-
leminin naklen atama için hukuken geçerli sebep sayılıp sayılamayacağı
değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir-
ken bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmadan davanın reddedilme-
sinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulduğu, bozma kararı
üzerine İdare Mahkemesince 7.3.1997 günlü, ... sayılı ara kararıyla,
Halkın Demokrasi Partisi İl ve İlçe teşkilatlarının 13.11.1994 günlü
toplantısına ilişkin yapılan video kamera tespitine ait video kasetle-
rinin gönderilmesinin istendiği, bu ara kararına Hatay Emniyet Müdür-
lüğünce verilen 4.4.1997 günlü,...5 sayılı cevapta sözkonusu toplantı-
ya ait video çekimi yapılmadığının yapılan arşiv tetkikinde anlaşıldı-
ğının belirtildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda dava konusu işlem sebepsiz kaldığından işlemin ipta-
li gerekirken davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında
hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Ada-
na 2. İdare Mahkemesince verilen 18.6.1997 günlü, 1997/800 sayılı ka-
rarın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b.
fıkrası uyarınca bozulmasına, sözkonusu maddenin 3622 sayılı Kanunla
değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da göze-
tilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye
gönderilmesine karar verildi. (MT/NÇ)
(DAN-DER; SAYI:96)