Hakkımda Açılacak Olan Telefon İle Rahatsız Etme Davası İle İlgili

İyi günler,

Yaklaşık 3 ay önce benden ayrılan kız arkadaşım, kendisini cep telefonundan arayarak ve sms göndererek rahatsız ettiğim gerekçesi ile benden polise şikayetçi oldu ve dava açılmasını istiyor.

Olayı geniş olarak anlatıp, sorumu sormak istiyorum. Yaklaşık 3 ay önce ayrıldıktan sonra, 1,5 ay kadar bir süre, ara ara telefon ederek ve sms göndererek görüşmek istediğimi belirttim, bir süre sonra telefonunu kapattı, benim aramalarıma cevap vermedi. İnternet yolu ile bir daha asla olmayacağını belirtti. Bunu belirtmesinden sonra, bir hafta süre ile günde 15'i bulan smsler yolladım. Son bir kez görüşmek istediğimi, en azından sesini duymak istediğimi belirten kısa mesajlar yolladım. Bu yoğun mesajların ardından polis karakoluna giderek benden şikayetçi oldu.

Poliste alınan ifadem sonrasında, serbest bırakıldım. İfade için karakola, çağırıldım ve kendim gittim. İfade vermeden önce, verdikten sonra, kendisinin de orada olmasından dolayı, olayın vehameti ile ilgili smsler yolladım, daha karakolun içerisindeyken. İfade sonrasında karakoldan ilk ben yollandım. Taksiyle giderken, tesadüfen evlerinin önünden geçtim. Sokağın başında inerek, belki bu ifade sonrası son kez benimle görüşmeyi kabul eder diye düşündüm. Hemen ardından, eve girdi ve tekrar çıktı.

Arkasından seslendim, beni duydu, gördü ve uzaklaşmaya devam etti. Peşinden yürüyerek yaklaşmaya çalıştım, yetişemeyince koştum, O da koşarak uzaklaştı. 3 metre kadar yaklaştığımda "imdat" diye bağırdı, ben koşmayı kesip yürümeye devam ettim, o bir mekana girdi ben karşısındaki mekana girdim. Polis çağırılacağını tahmin ederek bekledim. Polisler geldiğinde, kendim yanlarına giderek teslim oldum. Ekip aracındayken dahi mesaj gönderdim. Nezarethanede kaldım. Sabah savcı serbest bıraktı.

Bu olayların sonrasında dava açılacağını bilmeme rağmen, arada sırada mesaj göndermeye devam ettim ve bir kez aradım.

Bu son olayın üstünden yaklaşık bir ay geçti ve yakın zamanda mahkemeye çağırılmayı bekliyorum. Polisteki ifademde karşı tarafın söylediklerine itiraz etmedim. Avukat tutmayacağım ve savunma yapmayacağım. Tamamen doğrular söylenirse, benim ifadem tamamen kabul eder şekilde olacak.

Hiç bir ortamda (Telefon, sms, internet, gerçek) küfür etmedim, tehdit etmedim, şiddet ya da şiddete benzer hiçbir şey yapmadım, sözlü ya da fiziksel taciz etmedim. Bütün yazışmalarım ve konuşmalarım iyi niyetliydiler.

Kız ve ailesi ceza almamı şiddetle istiyorlar. Bu durumda benim alacağım ceza tahminen ne olabilir? Bir ceza alırsam adli sicil kaydıma işlenir mi?

Teşekkür Ederim.

Alıntı:

---

ram1ses rumuzlu üyeden alıntı

Bu olayların sonrasında dava açılacağını bilmeme rağmen, arada sırada mesaj göndermeye devam ettim ve bir kez aradım.

---

Sonunda istediğiniz gibi olmuş.

Aşk aşk aşk.

Tek taraflı olmaz.Sizinle görüşmek istemiyorsa ,rahatsızlık vermeniz.Bunda ısrarcı olmanız sürekli telefon mesaj vesair TCK madde 123 gereği kişilerin huzur ve sukununu bozmaya girebilir.3 aydan 1 yıla kadar cezası var.

Sonuncuyaka arkadaşımızın dediğine tamamen özgür irademle katılıyorum ( ;

Burada dosya içeriğini ve mesajların niteliğini tam olarak bilemiyoruz. Mesaj, telefon ve ileti içeriklerine göre TCK 105 cinsel taciz ve/veya TCK 123 huzur ve sükun bozma suçlarından iddianame düzenlenecektir.

Şikayet edildiğiniz halde bu duruma devam etmeniz, karakolda, ekip otosundayken bile mesaj yazmaya devam etmeniz, mağdureyi takip ve taciz etmeniz olaydan pişmanlık duymadığınızı göstermektedir. Ayrıca mesajların çokluğu olayın süreklliği de gözönüne alınacaktır. Bu durumda açıkça söyleyeyim ki: fiilen hapis yatmanız söz konusu olabilecektir. Cezanız tecil edilirse veya hükmün açıklanması geri bırakılırsa büyük sürpriz olur.

Dava "Tehdit" olarak açılmış.

Sayın Hakkarili Arzuhalci, detaylı cevabınız için çok teşekkür ederim. Burası savunma yeri değil tabi ama kesinlikle cinsel taciz olmadığını belirtmek istedim. Tacizin değişik boyutları olabilir, süreklilik ve çokluk arz eden, istenmeyen mesajlar taciz olarak görülebilir sanırım ama kesinlikle cinsel taciz yok. Polisler, savcıya götürürken dosyaya götürürken göz attıklarında da böyle bir ifade olmadığını söylediler.

Kızın ailesi ceza almamı pek istemiyor olabilir, 1 hafta önce annelerimiz görüştüğünde bunun farkına vardık.

Bu tutumuma hala devam etmem galiba yatacağım hapis süresini uzatacaktır. Duruşma tarihi çok uzağa verilmiş, keşke daha yakında olsaydı.

Hala avukat tutmayacağım, sadece tehdit'e itiraz edip, geri kalanını kabul edeceğim. Mesajların içeriğinde kötü hiçbir şey yok ama bunlar artık herhangi bir şey ifade etmeyecektir. Hukuk kesin çizgileri olan bir şeyse eğer, ben ceza alacağım ancak bir de insani boyutu var. Pişmanlık duyulan nedir? Pişmanlık duyulan şey yüzünden sadece son kez görüşüp beni dinlemesini istedim, yalvardım. Mesajlar da bu içerikteydi.

Cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Tam olarak neyle yargılanacağımı daha çok merak etmeye başladım. Acaba neyi "tehdit"e bağladılar...

Mobil imza ile UYAP üzerinden dosyanın detaylarını görme imkanım olur mu?

Tehdit

Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin;

a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

sonuncuyaka; teşekkür ederim ama zaten tehdit, ne kanunda yazdığınız şekilde ne de yazmayan ya da bir şekilde tehdide çıkabilecek bir şekilde yok. Konu rahatsızlık vermek olduğunda suçlu olduğumu kabul ediyorum ama konu tehdit ise suçlu hissetmiyorum. Sadece nasıl bağladığını merak ediyorum. İspat edilebilir ya da edilemez ortamların hiç birinde böyle bir şey yok. Gerçekten cevabınız için teşekkür ederim.

Belki de peşinden O'na yetişmek için koşmuş olmam tehdit olarak yorumlanmış olabilir.

Peşinden gitmen tacize giriyor, telefonla vermiş olduğun rahatsızlıkta Kişilerin huzur ve sükununu bozma oluyor.

Seviyorsun herhalde al dinle :) http://www.facebook.com/video/video.php?v=406103509696

Aşk insanı her sıfata sokuyor ne yazık ki, her ne kadar istem dışı da olmuş olsa hukuka aykırı işte, Hukuk aşk dinlemiyor :)

Buradan belki bir başkası okur da bilgi olur diye gelişmeleri yazıyorum.

İki dava açılmış. İlki karşı tarafın şikayeti üzerine TCK 123. Madde, Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozmaktan. Bu davanın tarihi ya da açılması ile ilgili bilgim yoktu, yakalamam ve adres tespitim için kapıma gelindiğinde öğrendim. Ertesi gün hakime gidip durumu açıklayıp tekrar ifademi verdim. Hakkımda işlem yapılmadan gitmem iyi olmuş. Hakim, "karşı tarafla uzlaşın, mahkemeden önce gelin davayı düşürelim", dedi. "Ulaşamıyorum ki..." dediğimde "bir yolunu bul" diye cevapladı.

Diğer taraftan dosya ikiye bölünmüş, ilk şikayet üzerine açılan davanın dışında, benim bildiğim diğer dava açılmış. İkinci dava savcı tarafından kamu davası olarak açılmış. TCK 'nın 106/1 birinci cümle, 105/1, 63/1 ve 53/1 maddeleri gereği cezalandırılmam gereği ile.

Peşinden koşmuş olmam cinsel taciz, karşı tarafın ikinci ifadesinde söylediği bir cümle üzerine ki böyle bir şey hiç söylemedim ve kendimi öldürme fikirleri ile ilgili mesajım, ölüm tehdidi olarak alınmış.

Sanırım ikinci davadan karşı tarafın hiç haberi yok, ilk davadan da benim haberim yoktu. Bundan böyle birinci dava için uzlaşmamız, ikinci dava için karşı tarafın yanlış anlaşılma olduğunu söylemesinden -benim iyiliğim için- başka çare kalmıyor.

Bundan sonra duruşmalardan sonra da yazarım ki bunlar yaşanırsa neler olabileceği hakkında fikir sahibi olsun okuyanlar.

İyi günler dilerim

Kişilerin huzur ve sukununu bozmak üzerine olan, ikinci duruşması bugün görülen davanın sonucunda üç ay hapis cezası aldım. Zaten suçumu kabul ediyordum, son sözümü soran hakime söyleyecek bir şeyim yok diyerek sanırım cezayı netleştirdim. Cezayı beğenmezsem 7 gün için temyiz için başvurabilirmişim. Şimdi biraz bu temyiz işine çalışacağım, bana faydası olur mu olmaz mı inceleyeceğim. Benim durumumda usul ve kanuna aykırı bir şey olmadığına göre ben bu cezayı yatarım gibi geliyor.

Kişilerin huzur ve sukununu bozmaktan 3 ay hapisim var. Rahatsız etmek istenmese bile karşı taraf rahatsız olmuşsa, olmuştur. Ben rahatsız etmek istemiyordum, bahane değil. Bunu yapıp da başını belaya sokacak olan olursa bunları örnek alabilir.

İnkar etseydim, dava bir kaç celse uzardı ama herhalde yine kaybederdim. Şimdi herkes bana neden kabul ettin diye kızıyor. Karşı taraf tamamen dürüsttü ben de dürüst oldum.

Sıra geldi ikinci davanın ilk duruşmasını beklemeye.

İyi günler dilerim.

Sevgili ram1ses yazılarınızın tamamını okudum.Yaşadığınız aşk mı, inatlaşma mı, ne bilmiyoruz ama ortada tehdit şiddet ve küfür yokken iki davanız olması üzücü.Pişmanlığınızı belirtirseniz cezalar HAGB olabilir diye düşünmekteyim.Tabi daha önce siciliniz temiz ise.Geçmiş olsun

Davaların birleştirilmesini talep edin. Aynı suç işleme kararlılığıyla ve aynı zamanda işlenen suçlara 2 dava açılmaz.

:) çok sevdim ben sizi..

Karagürüğü yakarım, sonra da gider paşa paşa yatarım..

Güzel ama değecek mi?

Bill187: Hükmün açıklanması geri bırakılmadı, 3 ay hapis cezası verilip, 7 gün içinde temyize gidebileceğim söylendi. İlk açılan davanın hakkı bu ise, hala görüşemediğimden, annesi ve babası ile hem benim hem ailemin görüşmesine ve O'nun ailesinin davadan vazgeçmesini istemesine rağmen davadan vazgeçmediği için, temyize gitmeyi bile uygun görmedim. Madem hakkımda istenen ve hakettiğim ceza bu, çekeceğim. Bugün itibari ile temyiz sürem doldu. Sicilim temizdi, kimse inanmadı bile başta böyle yargılandığıma ama artık sicilim kirli. Teşekkür ederim.

litigation: Tavsiye ettiğiniz konu ile ilgili daha önce hiç kimse bir tavsiyede bulunmamıştı, keza bana da bu olduğu şekil uygun göründü. Çünkü, ceza aldığım ilk davadaki suçlamayı nasıl netlikle kabul ediyorsam, ikinci davadaki suçlamaları o netlikle kabul etmiyorum. Kabul ettiğim ile etmediğimin ayrı olması iyi oldu. Zaten ilk dava sonuçlandı, artık birleşebilir mi? Teşekkür ederim.

essmer: Ben suçu bilerek işlemedim, aklımın ucundan bile geçmezdi hakkımda şikayetçi olunacağı. Dava açıldıktan ve hatta hapis kararım verildikten sonra, gidip yatarım tavrına büründüm. Hiçbir şeye değmese, O'nun haberi olmasa, ruhu bile duymasa, bana biçileni, başıma gelmesi isteneni yaşayacağım.

Babası ile bugün yaptığım görüşmede, lehime ifade verilmesini rica ettim. Sadece amacımın ne cinsel taciz, ne de ölüm tehditi, hatta böyle şeylerin olmadığının söylenmesini rica ettim. Babası, elinden geleni yapacağını, hakkımda ne bir intikam ne de bir kin duygusu olduğunu ve ailesinde de böyle bir şeye izin vermeyeceğini belirtti. Sadece cevabı bilinmeyen bir soru var, hem benim, ham annesi, hem babası için. Benden çok korkuyor ve böyle bir korkunun kaynağını ne açıklıyor, ne kimseyi konuşturuyor ne de ben bilebiliyorum. Benim haberim olmayan davada bile, beni orada görme korkusundan titrediğini söylüyor annesi. Tek aklıma gelen, O'nun kimseye açıklayamayacağı sırlarımızı bir yerlerde açık etmemden korkuyor olabilir. Bunu da ben yapmam.

Aşk mı? inatlaşma mı? cevap: Hala masamda ikimizin birlikte çekilmiş bir fotoğrafımız çerçeveli olarak durur, hala odamda sadece yüzünü gördüğüm bir fotoğraf kocaman bir şekilde çerçevetilmiş olarak asılı olarak durur ve her sabah ben O'na günaydın diyerek uyanırım. Tek başıma severek yaşamaya devam ediyorum. Sadece ikimizin ilişkisinin anlatıldığı, bütün olayları, bütün sevgimizi, bütün tartışmamızı anlattığım bir kitap yazdım. Sadece iki kopyası olan, birisi O'na verilmek üzere bekleyen ve asla yayınlanmayacak ve üçüncü bir kişinin okumayacağı bir kitap. Ben aşk değil sevgi diyorum.

Mahkemeler, ifadeler, cezalar ya da hapis benim hislerimin yanında gözükmez bile. Bir fizikçi olarak: "Sevgimin limiti sonsuza giderken, dört farkedilmez bile."

İyi günler diler, teşekkür ederim.

Sevgili ram1ses konu hukiki olmaktan çıktı duygusal bir boyut kazandı forumda.Sizin sorularınızın cevabı hukuki değil diye düşünüyorum artık çünkü sizin derdiniz ne verilen cezalar ne mahkemeler.Herkesin hayatında ayrılıklar olmuştur..Yazılarınızdan eğitimli bir kişi olduğunuz zaten anlaşılıyor ve şunu bilin ki bu ülkenin sizin gibi insanlara ihtiyacı vardır.Kendinizi koyvermeyin.Moralinizi her daim yüksek tutmanız dileğiyle.Tekrar geçmiş olsun.

Bill187, çok haklısınız, sadece hukuki durumlar ile ilgili yazmaya devam edeceğim. Teşekkürler.

Sevgili ram1ses tabiki içinde bulunduğunuz durumu yazabilirisniz.Lütfen yanlış anlamayınız.Sadece daha fazla üzülmemeniz için o şekilde yazdım.Çünkü bir hiç yere sizin gibi insanların davalarla uğraşması sicillerinin bozulması beni üzmekte.Bizde yaşadık ayrılıklar kopmalar ama sizinki 2 tane dava açmış başınıza.Artık olan olmuş ikinci davaya bakın derim.İyi forumlar.

Son cevabın üzerinden çok zaman geçmiş. En azından bu tip durumlara düşen insanlara bir yol gösterme olması açısından bir şeyler yazayım.

Açılan ikinci dava da bir yıldan uzun bir süre önce sonuçlandı. Mahkemede daha bilinçli bir tavır sergiledim. Önceden yaptığım gibi son sözüm yok gibi delikanlılıklara girmedim. Durumun taciz olmadığını, böyle bir niyetimin olmadığını, konuşmak istediğimi belirttim. Kendimi öldürme tehditi olarak geçen durum için psikolojik olarak kötü, buhranlı bir dönemde böyle bir tavır sergilediğimi, şu an o düşüncelere pişman olduğumu, artık kendimi toparladığımı ondan sonra böyle bir düşünceye girmediğimi, girmeyeceğimi belirterek, artık bu problemlerden sıyrılarak geri kalan hayatımı düzgünce yaşamak istediğimi belirtterek sözümü tamamladım. Hakim de bana ufak bir iki tavsiye vererek. HAGB isteyip istemediğimi sordu, kabul etmemin ardından, cinsel taciz suçunun işlenmediğine kanaat getirerek sadece tehdit suçundan 6 ay, bunu da iyi halden 5 ay'a düşürerek HAGB'ye getirdi.

İlk davamdan zaten 3 ay hapis cezası almıştım ve hala yargıtayda bekliyor.

Başıma gelenlerden sonra TCK'yı ve Ceza İnfaz Kanunu'nu okumuş, adliye, savcılık, mahkeme, hakim, ifade, tutuklama gibi tecrübeleri uygulamalı olarak edinmiş biri olarak, taksirle ya da istemeden suç işleyenlere bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.

Suçsuz olduğunuza sonuna kadar inansanız da gerçekten suçsuz olsanız da mutlaka bir avukat tutun. İlk mahkemede eğer bir avukatım olsaydı ceza almayabilirdim. İnat ettim, ben suçlu olduğuma inanmıyorum dedim, ceza aldım. Şimdi yargıtay'dan para cezası dönmesi umuduyla bekliyorum, cezanın bozulacağını hayal bile etmiyorum.

Mahkeme dingonun ahırı değildir, bizim artistlik yapabileceğimiz bir mekan da değildir. Salona girip ben nasıl olsa suçsuzum diye havaya girmeyin. Son söyleyeceğin bir şey var mı dendiğinde yok demeyin. O kadar çok dava var ki hakimlerin belki bütün dosyaları en ince ayrıntısına kadar okuyup yorumlama imkanları olmuyordur. O kısacık bir dakikada, düzgünce her şeyi anlatıp hakimin ilgisini çekmeye çalışın. Sonradan mahkemeleri izlemeye gittiğimde şunu gördüm. "Ben bunu yaptım, evet, suçumun arkasındayım, öyle istemedim ama yine yaptım" tavrını kimse alkışlamıyor. Pişmansanız pişmanlığınızı en iyi şekilde dile getirmeniz size daha faydalı olacaktır, her insan hata yapar. Hatadan döndüğünüzü hissettirin. Avukatınız sizi yönlendirecektir.

Avukat'ın, hiçbir işe yaramayacağını düşünebilirsiniz. Gerçekten mi? Gerçekten beraat etmenizde doğrudan etkisi olmayabilir ya da ceza almanıza engel olamayabilir ama dilekçe yazmayı biliyor musunuz, savcı ya da hakimle nasıl konuşacağınızı, karşısında ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? 4 savcı ile muhattap oldum, biri çok eğlenciliydi şakalar yaptı, başka biri beni odasına aldıktan sonra sözleri ile dövdü, 25 dakikanın sonunda bir türkünün sözleri üzerinde mecazi olarak konuşuyorduk. İletişim yeteneğiniz bu kadar başarılı olmayabilir ve avukatlar savcılar ve hakimler hakkında fikir sahibidir, sizi yönlendirir. Sizin adınıza dilekçenizi yazdırıp işleme koyabilirler. Hiç bilmediğiniz durumda, bir temyiz dilekçesini işleme sokmak için mahkemenin kalemine 3 kez gidip soru sormanız gerekebiliyor.

Hepsinden önce adam gibi durup kimseyi rahatsız etmeyin. Ne kadar niyetiniz rahatsızlık vermek, tehdit, taciz olmasa da size kızgın birisi gözünde sözleriniz ve hareketleriniz bu çerçeve içine girebiliyor ve kanunlar bunları içerebiliyor. Bu nedenledir ki sanırım gençlere daha az ceza verilmeye ya da verilmemeye gayret gösteriliyor. Aklı başında olmama, delikanlılık gibi gençliğin oluşturduğu durumlar göz önüne alınıyor. Yine de fırsat bulduğunuzda sorumluluklarımız hakkında bilinçlenin. Bir e-postada geçen şerefsiz kelimesine hakaret davası açtım, savcı da hiç problem çıkarmadı, dosyayı bilişim suçlarına intikal ettirdi. Bilmeden suç işlemeyin, normalde hiçbir şey olmayan, kötü bir anda başınızı yakabiliyor.

Bu içerik belki uygun değil ama artık sonuçlanmış davalar sonucunda, tecrübelerimi paylaşıp, belki birilerinin hataya düşmeden engellenebileceğini düşündüğümden bunları yazdım ve umarım yukarıda geçenler içinde sayın hakim, savcı ve avukat arkadaşları rahatsız edecek ya da uygunsuz ve yanlış bir şey söylememişimdir.

İyi günler.

iyi gunler benım bir sorum olcak ben bır kızdan hoslanıyordum ama 3-4 ay sonra kendısı ewlı oldugunu soyledı bende son kez konustum kapadım ama sonra kocası aradı sureklı kufur ettı hatta msj attı kufurlu ben ne telf actım ne cvp yazdım kufurlerıne benı savcılıga sıkayet etcekmıs boyle bır hakkı var mı ben ne msj olarak nede telf hakaret ettım yada bişe yaptım

Sayın, ram1ses olayı okurken dehşete düştüm. Beni mazur görün ve alınmayın ama, bir psikolog yardımı almanızı öneririm. Bunu sizi ezmek ve ya küçük düşürmek için söylemiyorum. Fakat

Polisin gelceğini bile bile kız arkadaşınızı karşı mekand beklemeniz, gidip teslim olmanız, karşı tarafın suçlamalarını direk kabul etmeniz. Birde %100 haklıymış gibi avukat tutmamanızın, dava açılabileceğini bilip mesaj ve aramaya devam etmenizin, hiçbir mantıklı açıklaması yok. Burada benim anladığım 2 husus var.

1. Macerayı çok seviyorsunuz, yaptıklarınızın nerelere gelebilceğini öngördüğünüz halde macera arayışlarına devam etmişsiniz.

2. Kızı çok fazla sevmişsiniz. Ona olan aşırı sevgi, aşk duygularınız sizin mantığınızı tamamen devre dışı bırakmış.


Gerçi aşk'ta mantık aranmaz. Ama siz yinede kapılmayın bu kadar. Her şey olacağına varır.

(Yorumlarımla umarım incitmemişimdir. Yanlışım varsa affola)

Yıllar sonra gelen yanıt

Başka bir suça karıştım. HAGB bozuldu. Arada yeni gelen kanunla arabulucuya yönlendirildik. Karşı taraf benden çok büyük bir para talebinde bulundu ama ben artık hapise girmiş ve sabıkası bozulmuş olarak bu parayı vermektense üç gün daha açık cezaevinden geçiririm dedim, istenen parayı kabul etmedim.

Sonraki celsede hakim korona oldu. O gün tam 12 yılın dolduğu günmüş, hakim olmadığı için karar çıkmadı ve bir sonraki celsede suç 12 yıllık zaman aşımına uğrayarak kayboldu.

Sonuç: İnsanların huzurunu bozmamak lazım ama bu davada hiçbir zaman gerçekten suçlu olduğumu düşünmedim. Diğer davamda suçumu kabul edip ona göre ifade vermiş biri olarak yazdım bunu. Bir de bir insanda suç işleme potansiyeli varsa işler, öyle ya da böyle işler. Ben de gerçekten katalog bir suç işleyerek bunu ispat etmiş oldum.