Merhabalar benım sorum acaba mobılyalı kıralık daıre tutsam banka avukatları hacız ıcın geldıgınde bır ıslem
yaparlar mı, yapmamaları ıcın nasıl bır kontrat duzenlemelıyım?
Printable View
Merhabalar benım sorum acaba mobılyalı kıralık daıre tutsam banka avukatları hacız ıcın geldıgınde bır ıslem
yaparlar mı, yapmamaları ıcın nasıl bır kontrat duzenlemelıyım?
Kira kontratında daireyi mobilyalı olarak kiraladığınızı ve kiraladığınız eşyaların eşyaların nevini tek tek belirtmelisiniz.
Kontratın Noter den yapılması gibi şekli şart yoktur.
Kira kontratı yazılı olabileceği gibi sözlü dahi olabilir.
Ancak yazılı yapılması ispat açısından daha sağlıklıdır.
Üstelik yazılı bir kira kontratının aksi kira tutarına bağlı olarak sadece yazılı başka bir belge ile ispat edilebilir. Bu nedenle eşyalı kiralık daire kontratı haciz halinde sağlam bir istihkak belgesi olur.
Esas No : 2000 / 11696 Karar No : 2000 / 12553
Merci : Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Tarih : 18/10/2000
Özü : KİRA SÖZLEŞMELERİ YAZILI VEYA SÖZLÜ YAPILABİLECEĞİ, GİBİ ZIMNİ OLARAK DA VÜCUDA GETİRİLEBİLİR. YETER Kİ TARAFLAR KİRA SÖZLEŞMESİNİN ESASLI UNSURLARINDA ANLAŞMIŞ OLSUNLAR. NEVARKİ KİRA İLİŞKİSİ BİR HUKUKİ FİİL (VAKIA) DEĞİL, BİR HAKKIN DOĞUMUNA, DEĞİŞTİRİLMESİNE VEYA ORTADAN KALDIRILMASINA NEDEN OLMA NİTELİĞİ İTİBARİYLE BİR HUKUKİ İŞLEM (MUAMELE) DİR. BU NEDENLE HUMK. 288. MADDESİ UYARINCA 20.000.000.- LİRAYI AŞAN SÖZLEŞMELER HAKKINDA TANIK DİNLENİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR; BU ŞARTLARDA KİRA SÖZLEŞMESİNİN VARLIĞI ANCAK YAZILI DELİLLE İSBAT EDİLEBİLİR; YEMİN TEKLİF ETME HAKKI SAKLIDIR.
Taraflar arasındaki adi yazılı sözleşme 3. kişileri bağlamaz.Buna rağmen haczedilebilir.
Kimse haciz edilemez demiyor zaten. Konuyu yasa hükümlerini iyi bilmiyor ve karşı tarafın yasal haklarını bilmediğini düşünüyorsanız haciz yaparsınız.
Kira kontratı Haciz halinde sağlam istihkak belgesi olur diyorum.
Bunu da içtihat a dayanarak söylüyorum.Haciz yaparsınız ya sonra?
Kontratın aksini hangi belge ile ispatlayacaksınız?
İstihkak davasında istihkak iddiası kabul edilir üstüne tazminat ödersiniz.
Nereden sağlam istihkak belgesi oluyormuş?
Açıklayın öğrenelim.
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/10291
K. 2004/609
T. 27.1.2004
• İSTİHKAK DAVASI ( Adi Kira Sözleşmesi-Haczin Yanlışlıkla 99. Maddeye Göre Yapılması-Mülkiyet Karinesini İspat Yükümlülüğü )
• MÜLKİYET KARİNESİNİ İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Karine Borlu Lehine Olduğu Halde Haczin Yanlışlıkla 99. Maddeye Göre Yapılması )
• ADİ KİRA SÖZLEŞMESİ ( İstihkak Davası )
2004/m.96, 97/a, 99
ÖZET :Haczin İİK.'nun 96. ve 97. maddeleri yerine icra memurunca hatalı olarak İİK.'nun 99. maddesine göre yapılması ve alacaklının dava açmak zorunda bırakılması 3.kişiye ait olan ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. 3.kişi davalı durumunda da olsa borçlu yararına olan mülkiyet karinesinin aksini ispatla yükümlüdür.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı alacaklı vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık alacaklının İİK.'nun 99. maddesine göre açtığı 3.kişinin istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir. Haciz davalı 3.kişi ile borçlunun eşinin huzurunda yapılmıştır. Borçlunun eşi bu evde misafir olarak kaldıklarını bildirmiştir. Alacak, borçlunun kiracı olarak bulunduğu işyerine verdiği hasarın tahsiline ilişkindir. Ödeme emri borçluya 7.sanayi sitesi İzmir adresinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda borçlunun İzmir'de ikametgahının bulunduğunun kabulü yaşam deneyimlerine uygundur. Misafirken haciz adresinde kalındığı yolundaki iddia yaşam deneyimlerine aykırıdır. Borçlunun bu evde oturduğu kesinlik kazanmıştır. Bu durumda mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. ( İİK.md.97/a )
Borcun doğumundan hatta takipten sonraki tarihi taşıyan aidat makbuzları mülkiyet karinesinin aksini ispata elverişli olmadığı gibi adi nitelikteki kira sözleşmesi de HUMK.'nun 299. maddesi uyarınca alacaklıların haklarını etkilemez. Öte yandan 18.5.2002 tarihli faturada hacizli malları kapsamamaktadır. Haczin İİK.'nun 96. ve 97. maddeleri yerine icra memurunca hatalı olarak İİK.'nun 99. maddesine göre yapılması ve alacaklının dava açmak zorunda bırakılması 3.kişiye ait olan ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. 3.kişi davalı durumunda da olsa borçlu yararına olan mülkiyet karinesinin aksini ispatla yükümlüdür. 3.kişi hacizli mala ilişkin mülkiyet belgesi sunmadığı gibi soyut düzeydeki tanık anlatımları da yasal karinenin aksini ispata yeterli değildir.
Hal böyle olunca davanın kabulü gerekirken dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 27.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/8945
K. 2000/9034
T. 12.12.2000
• İSTİHKAK İDDİASI ( Borcun Doğumundan Sonraki ve Kısa Bir Süre Önceki Tarihli Faturalar ve Vergi Levhasının Karinenin Aksini İspata Elverişli Olmaması )
• ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN İSTİHKAK İDDİASI ( Borcun Doğumundan Sonraki ve Kısa Bir Süre Önceki Tarihli Faturalar ve Vergi Levhasının Karinenin Aksini İspata Elverişli Olmaması )
• BORCUN DOĞUMUNDAN KISA SÜRE ÖNCEKİ TARİHLİ FATURALAR ( Bunların Karinenin Aksini İspata Elverişli Olmaması )
1086/m.299
2004/m.96,97/a
ÖZET : Her iki şirket ünvanları birbirlerine çok benzemektedir. Davacının dayandığı adi nitelikli kira sözleşmesi HUMK 299.maddesi gereği alacaklıyı bağlamaz. Ayrıca borcun doğumundan sonraki ve kısa bir süre önceki tarihli faturalar ve vergi levhası karinenin aksini ispata elverişli değildir. Aynı davacı şirket tarafından borçlunun diğer bir alacaklısının aynı işyerinde gerçekleştirdiği haciz nedeniyle açılan davada reddedilen istihak davası kararının aynı dairede onanması da dikkate alınmıştır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalılar vekillerince istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Havva Aydınlı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Davacı K.... Ayakkabı Konfeksiyon ve İnşaat Ltd.Şti. borçlu K.... Ayakkabıcılık Ayakkabı Malzemeleri San. ve Tic.A.Ş.'nin borcundan dolayı işyerinde haczedilen malların üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. Bu yönüyle uyuşmazlık İİK.'nun 96 ve onu izleyen maddelere dayalı 3.kişinin istihkak davasına ilişkindir.
Borç 7.12.1999 ibraz tarihinde karşılıksız olan çekten kaynaklanmaktadır. Dava konusu taşınır mallar sicilde borçluya ait Mercanlar Cd.No:49/B Ankara gözüken ancak işlerinin kötü gitmesi nedeniyle bu yeri terkederek eylemli olarak faaliyette bulunduğu Gazeteci Kemal Aşık Cad. No:4/2 Ulucanlar/Ankara adresindeki işyeri adresinde 10.4.2000 tarihinde yapıldığı aksi sabit oluncaya kadar geçerli haciz tutanağı içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK.'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup aksi davacı şirket tarafından kesin ve güçlü bir şekilde kanıtlanmamıştır. Borçlu şirket ortakları Hamdullah I..., Ahmet I... ve Mehmet I..., davacı şirket ortağı Meral I...'ın yakın akrabasıdır. Her iki şirketin ticari unvanları çok benzerdir. Davacının dayandığı adi nitelikli 1.10.1999 tarihli adi kira sözleşmesi HUMK.'nun 299. maddesi gereği alacaklıyı bağlamadığı gibi borcun doğumundan sonraki ve kısa bir süre önceki tarihleri taşıyan faturalar ve vergi levhası karinenin aksini ispata yeterli elverişli olmadığı gibi davacı tanığının anlatımında samimi ve inandırıcı değildir. Öte yandan aynı davacı şirket tarafından borçlunun diğer bir alacaklısının aynı işyerinde gerçekleştirdiği haciz nedeniyle Ankara 16. İcra Tetkik Merciinde E: 1999/306 sayılı dosyası ile açılan ve reddedilen istihkak davası kararının Dairemizce onanarak kesinleşmesi olgusunun gözardı edilmesi de doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca yerinde bulunmayan davanın reddi yerine kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davalı alacaklıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 12.12.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/3324
K. 2005/4584
T. 2.5.2005
• İSTİHKAK DAVASI ( Davacı 3. Kişinin Borçlu Şirkete ve Şirket Ortaklarının Babasına Ait Malların Satın Alındıktan Sonra Yeniden Borçluya Kiralanması Hayatın Olağan Akışına Aykırı Olduğu )
• ALACAKLILARDAN MAL KAÇIRMAYA YÖNELİK EYLEM ( Davacı 3. Kişinin Borçlu Şirkete ve Şirket Ortaklarının Babasına Ait Malların Satın Alındıktan Sonra Yeniden Borçluya Kiralanması Hayatın Olağan Akışına Aykırı Olduğu )
• MÜLKİYET KARİNESİ ( Davacı 3. Kişinin Borçlu Şirkete ve Şirket Ortaklarının Babasına Ait Malların Satın Alındıktan Sonra Yeniden Borçluya Kiralanması Hayatın Olağan Akışına Aykırı Olduğu - 3. Kişinin İstihkak Talebinin Reddi Gereği )
2004/m.97a/2
ÖZET : Davacı 3.kişi, hacizli malların borçlu elinde bulunmasını haklı kılacak hukuki ve fiili sebepleri ispat edememiştir. ( İİK. Md.97a/2 ) Öte yandan borçlu şirkete ve şirket ortaklarının babasına ait malların satın alındıktan sonra yeniden borçluya kiralanması, hayatın olağan akışına aykırı olup alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemlerdendir. Davacı dayanağı belgelerin mülkiyeti ispata yeterli belgeler olmadığı açıktır. Bu durumda yasal karinenin aksini ispat edemeyen davacı 3.kişinin davasının tamamının reddi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki taraf vekillerince tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Havva Aydınlı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı 3.kişinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı alacaklının temyizine gelince;
Dava konusu hacizli mallar borçlu şirketin faaliyette bulunduğu işyeri adresinde ve borçlu şirket elinde haczedilmiştir. İİK.'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle kanıtlanması gerekir.
Davacı 3.kişi hacizli malların bir kısmını borçlu şirket ortaklarının babası Cevat Deniz'den 16.7.2001 tarihli noter sözleşmesiyle, bir kısmını 2.4.2003 tarihli fatura ile bizzat borçlu şirketten satın aldığını ve borçlu şirkete kiraladığını iddia etmiştir. Davacı dayanağı noter satış sözleşmesi ve fatura borcun doğumundan sonraki tarihi taşımakta olup, hacizli malların borçluya kiralandığına ilişkin bir kira sözleşmesi de sunulmamıştır. Davacı 3.kişi, hacizli malların borçlu elinde bulunmasını haklı kılacak hukuki ve fiili sebepleri ispat edememiştir. ( İİK. Md.97a/2 ) Öte yandan borçlu şirkete ve şirket ortaklarının babasına ait malların satın alındıktan sonra yeniden borçluya kiralanması, hayatın olağan akışına aykırı olup alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemlerdendir. Davacı dayanağı belgelerin mülkiyeti ispata yeterli belgeler olmadığı açıktır. Bu durumda yasal karinenin aksini ispat edemeyen davacı 3.kişinin davasının tamamının reddi gerekirken aksine düşüncelerle kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı alacaklıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 02.05.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Bu sitede beni tek ciddiye alan kişi Tayfun EYİLİK'dir.
Arada Üyeliğimi kapatarak beni atar siteden
Arada ise uzaklaşma verir
Yanlız son olayda beni ATMAYARAK ,
Kalbimi kırdı.
Az ciddiye alındığım şeklinde bir duygu oluştu bende.
Oysaki; Tayfun Eyilik direk ilişiği keserdi.
Yada; Tayfun Eyilik yaşlandı ,duygusallaştı mı.
Vicdanı elvermiyor mu siteden atmaya..........
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E:2005/9103
K:2005/9802
T:19.09.2005
Bilindigi üzere; özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözlesmelerinın geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni ( üstü kapalı ) olarak da vücuda getirilebilir. Yeter ki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar. Nitekim bu kural 18.03.1942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkca vurgulanmıştır.
Ne var ki kira ilişkisi bir hukuki fiil ( vakıa ) değil, bir hakkın doğumuna, değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem ( muamele )dir.Bu nedenle dava değeri 40.000.000 TL yi aşan ( 23.06.1996 gün ve 4146 sayılı yasa uyarınca ) sözleşmeler hakkında tanık dinlenilebilmesine olanak tanımayan H.U.M.K.'nun 288. maddesi 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Yasanın 2/b maddesi ile değiştirilmiş ve tanıkla ispat yasagı 400.000.000 TL.nin üzerine yükseltilmiştir. Bu düzenlemeye göre, bu miktarın üzerindeki sözlesmeler hakkında tanık dinlenmesıne olanak yoktur. Kira Sözleşmesi ancak yazılı delille ispat edilebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, sözü edilen miktar, yıllık kira tutarına bakılarak belli edilir. Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın ilgilisine ( davalıya ya da davalılara ) yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca H.U.M.K.'nun 292 ve 293. maddelerinde değinilen ayrıcalıkların da gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.
İşaretlediğiniz kısımlar ile ilgisi yoktur.
Temel kural adi sözleşmelerde sözleşme dışı 3. kişi alacaklıyı bağlamadığıdır.
NEDEN?
Madde 299 – İmzası ikrar veya mahkemece onun olduğuna hükmolunan gayri resmi senet tarihi imza eden ile mirasçıları hakkında muteber olup üçüncü kimseler haklarında hüküm ifade etmez.
Bir senedin kendisine ibraz olunduğu, katibiadil veya salahiyettar memur tarafından alelüsul tasdik edilmiş ise ibraz tarihi veyahut imza edenlerden birinin vefatı tarihi veya imza etmesine imkanı maddiyi selbeden bir hadisenin vukuu tarihi veyahut ol senedin bir muamelei resmiyeye esas ittihaz kılındığı tarih üçüncü şahıslar hakkında da muteber addolunur. Bu nevi senetlerde bahsolunan sair senetlerin tarihleri üçüncü şahıslar hakkında ancak son senet tarihinin musaddak addolunduğu tarihten itibar olunur.
HUMK 299. maddesi alıntı yapılan yargıtay kararının dayandığı senetle ilgilidir.
Bu konu ile soruyu soran arkadaşın konusunun ne ilgisi var?
Tayfun Beyin alıntı yaptığı içtihat da borçlunun kira sözleşmesi sunamadığının anlatılması size anlamsız gelebilir. Anlayan için oldukça yeterli bir durumdur.
Malumunuz hukuk bir yorum sanatıdır. Herkes farklı yorum yapabilir. Ben bu konuyu yaşadığım için yazdım.
Eşyalı kiralık dairede bulunan eşyaların Haczedilmesinde yasal bir engel yoktur ancak istihkak davasında kira kontratı sağlam bir delildir. Özellikle şekli şartlar ve usul yönünden bir hata yok ise.
Yani ev kiralayana ait ise, kira tarihi ile borcun doğumu tarihleri arasında makul süreler varsa ve benzeri şartları kastediyorum.
Borçlunun bulunduğu yerdeki eşyalar borçlunun kabul edilir. Aksinin iddia edence ispat edilmesi gerekir.
Malın borçlunun elinde neden bulunduğu ve neden malın borçluya ait olmadığı hususları SONRADAN DÜZENLENMESİ MÜMKÜN OLMAYAN BELGELER İLE İSPAT EDİLMELİDİR.
Sayın Tayfun Bey İİK hükümleri böyle diyor haklısınız. Ancak kira sözleşmesi de bir hukuki işlemdir.Bu sözleşmeyi yok saymak mümkün değildir.
Bu sözleşmenin ne kadar inandırıcı olduğu ile ilgili bir konudan söz ediyoruz.
Alacaklı vekilinin haciz işlemi yaptığı ancak İcra Hukuk Mahkemesinin istihkak iddiasını kabul ettiği iki davada benim bahsettiğim gibi iddia kabul edilmiştir.
Bu kararlardan bir tanesi temyiz edilmiş ve onanmıştır.
Bu kararları ekleyeceğim ancak yazıcımda (Tarayıcı) bir sorun var servisten teslim sonrası bu kararları ekleyeceğim.
Bir tanesinde kefil adı ile başka bir kişinin imzası da bulunmakta idi. Ayrıca eşya listesi, sözleşme içeriği, alınan teminat gibi kriterlerde incelendi.
HUMK 287 ve devamı maddelerinde düzenlenen senetten kasıt sadece TTK bahsi geçen kambiyo senetleri değildir. Senet; bir kişinin vucuda getirdiği veya getirttiği ve kendi aleyhine delil teşkil eden yazılı belgedir. Başka bir deyişle senet bir ispat vasıtasıdır. Geçerlilik şartı olan yazılı şekilden karıştırmamak gerekir.
Senetler düzenleyen kişilere ve ispat güçlerine göre adi (özel) ve resmi senetler olarak ayrılır. Resmi bir makam veya memurun katılması olmaksızın düzenlenen senetlere adi senetler denir. 299/1 de bahsedilen senet de buna örnektir.
İmzası ikrar edilen veya mahkemece imzanın senette ismi yazılı olan kişiye ait olduğuna karar verilen adi senetteki tarih imza eden ile mirasçıları hakkında geçerlidir. üçüncü kişiler hakkında (yani senette taraf olmayanlar hakkında ) hüküm ifade etmez. Adi senedin hangi tarihten itibaren üçüncü kişiler hakkında hüküm ifade edeceği 299/2 de belirtilmiştir.
Bir senedin kendisine ibraz olunduğu, katibiadil veya salahiyettar memur tarafından alelüsul tasdik edilmiş ise ibraz tarihi veyahut imza edenlerden birinin vefatı tarihi veya imza etmesine imkanı maddiyi selbeden bir hadisenin vukuu tarihi veyahut ol senedin bir muamelei resmiyeye esas ittihaz kılındığı tarih üçüncü şahıslar hakkında da muteber addolunur. Bu nevi senetlerde bahsolunan sair senetlerin tarihleri üçüncü şahıslar hakkında ancak son senet tarihinin musaddak addolunduğu tarihten itibar olunur.
Resmi senetlerdeki tarih resmi bir memur veya makan tarafından konulduğundan veya onaylandığından resmi senedin düzenlendiği veya onaylandığı tarih daima kesindir. tarafların bir üçüncü kişiye zarar vermek amacı ile resmi senetteki tarihi değiştirmesi mümkün değildir.
Buna karşılık adi senetlerin tarihi başlangıçta kesin değildir. Adi senetteki tarih yalın imza edenler ile onun mirasçıları hakkında geçerlidir. üçüncü kişiler hakkında hüküm ifade etmez.
Başka bir deyişle bu örnekte olduğu gibi eğer imzası resmi makamlarca onaylanmamış bir sözleşme var ise bu sözleşme taraflarını ve mirasçılarını bağlayacak olup üçünü kişileri (alacaklıyı) bağlamayacaktır.
tayfun bey cevabınız ıcın tesekkurler ama benım sordugm bıraz daha farklı...ben kıralık daıredekı esyaların borclu olarak benım olmadıgımı ıddıa ederken kı bunu hem tekbasına yeterlı olmasada fatura ıle bırlıkte kredı kartı ekstresı ıle yapacam bu ıddıamı hem kontratada işletecem bu esyaları sızın verdıgınız dava ornegı bu soruyla aynı paralelde degıl sızde kıracı o evde mısafır oldugunu ıddıa etmekte alacaklı ıse oturdugunu kanıtlamakta
Farklı değil;
Borçlusunuz hakkında bir icra takibi başlatıldı kesinleşti veya ihtiyati haciz kararı alındı. Oturduğunuz adrese gelindi Borçlu olarak o mahalde hazırsınız
İİK97/A
"Bir menkul malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır"..."Bu karinenin aksini iddia eden kişiye düşer. İstihkak davasının davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir"
Haciz memuru bu karindene yararlanarak eşyaları haczeder. Aksini iddia edeni ispat etmesi gerekir ki bu iddia da istihkak davası şeklinde yapılması gerekir.
Sizin elinizde resmi şekilde yapılmamış bir kira sözleşmesi var daha önce belirtmiş olduğum ispat kuralları gereğince yetmeyecektir. Elinizdeki malın mülkiyetini gösteren belgelerin sonradan düzenlenmesine imkan olmayan belgeler olması gerekir.
kredi kartı ekstresi slip banka kredi kartı veren kuruluş ile üye işleri arasındaki ilişkiler açısından ispat vasıtası olup, malın sahipliğini ispatlamaya yetmez.
Peki malların(buzdolabı, çamaşır makinası, televizyon,..vs) faturası olursa yine de haczedebilirler mi? Yani dairesini malıyla birlikte kiraya veren, kira sözleşmesinde bu malları açıkça(marka modeline varıncaya kadar) belirtmesi yeterli değil mi?
Sizlerden iyi bilemem, ne de olsa avukat değilim.
Ancak benim bildiğim kadarıyla haciz işlemi kişinin mal varlığına yapılır.
Eşyalı kiralık dairede ise ev ile birlikte eşyada kiralamış oluyorsunuz.
Yani eşyaların mülkiyeti size geçmiyor.
Bu durumda borçluya ait olmayan bir malı nasıl haczedebilirler ki?!
Ki eğer haciz edilebilirse; kiralık araba, komşunuzdan ödünç aldığınız bir eşya ya da mülkiyeti size ait olmayan her hangi bir başka şeyde sizin üstünüzde ya da adresinizde olduğundan haczedilebilir.
Kanaatimce mobilyalı kiralık daireye haciz gelirse eşyaları alamaz.
Ancak haciz için gelen avukat eşyaların size ait olmadığını kanıtlamanızı isteyebilir.