CHP ve BAYKAL'a Hazımsızlık Nedendir?

Bu forumda https://www.hukuki.net/showthread.php...in-Hali/page26 linki ile bir konu başlığı var. Ben o bütün hallara yanıt vermeme rağmen bazı üyeler kasıtlı bazıları ise bilinçsizce ve demokratik bir refleks adına vermiş olduğum yanıtların arada kaybolmasına neden olmaktadır.

Bu duruma engel olmak ve CHP ve BAYKAL'ın aslında ne olduğunu delilleri ile açıklamak ve bütün bu bilgileri bir konu başlığında toplamak amacıyla bu konu başlığını açtım.

Sizlerden ricam CHP ve BAYKAL'a varsa eğer şikayetlerinizi yine o konu başlığına yapınız. Bu konu başlığı şikayet maksadıyla değil o şikayetlere ve arka planda yaşanan hazımsızlıkların nedenlerine ayrılmış bir konu başlığıdır...

Sevgi ve saygılarımla...

Soldan bakıpta CHP ye eleştri getirenlerin bugüne kadar dişe dokunur akılda kalan (yaa! gerçekten bunuda yanlış yapıyor) veya (yanlış düşünüyor) diye önemseyebildiğim tek bir konu hatırlamıyorum.
Öyle iddalı biri varsa şöyle bi adım öne çıkmalıdır.
Ve bize sosyal demokrasiden ne anladığını anlatmalı ve kendi anladığımızla evrensel kriterlerde test etmeliyiz ki . CHP nin ülkenin zararına düşünceler ürettiğini haklı bulalım ikide bir Baykal’ın yaşını bahane etmelerini afedersiniz ama dangalakça bulduğumu da söylemeliyim.

Zira bu lafı eden adamlar eyer bir iş yaptıracak olsalar
Piyasanın en tecrübeli ve bilgili kişisini ararlar.
Yada bir iş yeri varsa birini işe alacak olsa önce adamın sertifikasının olup olmadığına yada tecrübesine bakarlar.
Ama aynı adam gelir Baykal’ın yaşını sanki sorun gibi gösterir,
Kötü gösterecek ya !
Eee!
Adamın karnesi tertemiz . Napsın garibim?
yaşını bahane edip aşağılayacak işe yaramaz dedirtecek .
Hadi ordan!

Asıl beni yönetecek insan tecrübeli olmalıdır bildiğim tecrübe çok şeyin üstündedir.
Sonra beni yönetecek kişi benden akıllı olmalıdır .
Dahamı ?
Beni yönetecek insan dürüst namuslu çalıp çırpmayan bir insan olmalıdır .

Beni yönetecek insanın aileside kendisi gibi olmalıdır .
Beni yönetecek insan emeğe saygılı olmalıdır .
Gereksiz yere kırıp dökmemelidir .
Beni yönetecek insanın dava dosyalarında hırsızlık, kalpazanlık gibi yüz kızartıcı suçları olmaması gerekir.
Beni yönetecek insanın dokunulmazlık arkasına saklanma ihtiyacı olmamalıdır .
Beni yönetecek insanın yargı bağımsızlığına saygı duyması gerekir .
Beni yönetecek insan entelektüel olmalıdır .
Beni yönetecek insan bir yabancı dili ana dili gibi konuşabilmelidir .
Beni yönetecek insanın akıl sağlığıda beden sağlığıda yerinde olmalıdır .
Bunların bir tanesi bile eyer Baykal’da yoksa niye savunayım, sırtımda yumurta köfesi yok ya !

ama bu memlekette sırtında boş köfeyle dolaşan pek çok insan gördüğünüi değil baktığını yorumlamayı alışkanlık haline getirmiş.
yumurta köfesiyle dolaşanlara da zaten sözümüz olamaz . allah şifalarını versin demekten başka

HATALAR DÜZELTİLEBİLİR,
YANLIŞLAR İSE DÜZELMESİ GÜÇ AKSAKLIKLARDIR

Evet CHP ninde hataları vardır elbet. Ve oluyordur, bundan sonrada olacaktır hiç kuşkusuz.
Ancak öncelikle hataların bireyselmi, kurumsalmı? olduğuna bakmak gerekmezmi?.
üstelik Hataların yanlışlara evrildiği yerde sağ duyu daima CHP nin kılavuzu olmuştur.

Önyargılı insanların bolca bulunduğu ülkemizde ağzı olan ya hiç konuşamıyor yada yerli yersiz, doğru yanlış dedikodu etmeyi konuşmak sanıp durmadan konuşuyor.
Bütün liderleri bir sarrafın terazisine koyabilme şansımız olsa bütün başlıklarda Deniz Baykal açık ara öne çıkacaktır.
Bu güne kadar bütün öngörüleri bir bir çıkmadımı?
sadece bir mart tezkeresinde yaptığı muhalefet bile yeter!
tabi anlayabilene, anlamak istemeyen için ne yazıkki ilacımız yok! henüz, icad edilmedi çünki.

Bütün çıkar çevrelerinin, ( bunun içine büyükce kısım yazılı ve görsel medya da dahil) olmak üzere Baykal'ın sözlerini ya çarpıtarak verir yada görmezden gelir.

bu konjonktür de böyle olması kadar doğal ne olabilir?
doğal olmayan,
doğal düşünmesi gerekenlerin yapay bi takım gerekçelerle kendilerini kandırmalarıdır.

saygılarımla

CHP'ye ve sayın Baykal'a yöneltilen eleştirilerin büyük kısmı zaten soldan ve bizzat CHP'lilerden geliyor. Tanıdığım bir çok CHP'li Baykal'ı eleştiryor. Bu nedenle neden eleştirildiği sorusunu CHP dışındakilere değil, soldakilere sormak gerek. CHP dışındakiler zeten CHP'ye muhaliftir ve eleştirmesi gayet doğaldır. CHP'yi eleştren önemli bir kesim de solda olup da CHP'de olmayanlardır. Bunların büyük bir kısmı zaten CHP'yi solcu bir parti olarak görmüyor, hatta bazıları CHP'yi faşist olarak değerlendiriyor. Kanımca CHP, solun özelliklerini taşıyan bir parti değildir. MHP ile hemen hemen örtüşen bir özelliği var. CHP'nin MHP'den ayrıldığı nokta, kanımca laiklik anlayışıdır. CHP sosyolojik anlamda "merkez" partisidir ve laiklik anlayışı da halktan uzak/otoriterdir, MHP ise sosyolojik anlamda "çevre" partisidir ve laiklik anlayışı daha yumuşak ve halka yakındır.
.
Kanımca, Baykal'a yöneltilen en önemli eleştiri "lider sultası" konusudur, çevresindeki "polit büro" grubudur. Bizde partilerin kendi içinde demokrasi yoktur. CHP de dahil partileride padşahlık devam ediyor. Biz padişahlığı lağvettiğimizi zannetik, ama cumhuriyet döneminde "ebedi şef", "milli şef", "baba" "karaoğlan" , "başbuğ" , "mücahit" gibi nitelemelerle padişahlığın cumhuiyet versiyonlarını devam ettirdik. Halen de her partinin başında bir padişah ve çevresinde de padişahın oluşturduğu çevresi var. Nasıl ki bahçeli ve Erdoğan kendi partileri içinde bir padişah konumunda iseler, Baykal de bu padişahlardan biridir. Sağdakilerin ideolojik anlamda paişahlığa yakınlığı anlaşılabilir bir şeydir, ama sosyal demokrat olduğunu söyleyenlerin böyle "ideolojik yakınlık"ları da olmaması gerekir. Demek ki, sosyal demokratlık da aslında CHP için bir masaldan ibaret. Biliyorsunuz masallar çocukları uyutmak için anlattılır. İnşallah hep birlikte uyanırız bir gün.

Sayın Bilgili,

CHP ve Baykal'a hangi "CHP"lilerin eleştiri yaptıklarını biliyoruz. Onların CHPlilikleri, sizin eleştiri noktanızdaki CHPliliktir...

Bizim bir iddiamız var:

Bu parti hiç bir zaman diliminde olmadığı kadar 10 Kasım 1938 öncesine dönemedi, dönmedi...

Sosyal demokrasiyi filan boş verin siz şimdi eğer diyorsanız ki 10 Kasım 1938 öncesi CHP'si faşist idi, halktan kopuk idi, lider sultası, lider partisi idi yazın diğer malum başlığa bizler de bu başlıktan yanıt verelim...

Konu başlığı eleştiri üzerine değil eleştirilere yanıt maksadıyla açılmıştır. Adınızı burada görüp de insanları boş yere heyecanlandırmayın Sayın Bilgili... :)

‘Baykal iddialarını ispatlamazsa dava açacağım’

demiş Hüseyin Çelik...

Baykal ispat ederse bedeli ne olacak Bay Çelik?

Hem bu iş ne Çelik'in ne de Baykal'ın...

Öyle değil mi hukukçu kardeşlerim?

Mahkemeler ne şe yarar?

Sevgili Abbas Bilgili,

Yazınızı okudum ama itiraf edeyim dişe dokunur bir şey bulamadım.
soyut bilgilerin ülkemiz gerçeğiyle yakından uzaktan ilgisi yoktur efendim.
Bilindiği gibi henüz biz demokrasinin D sinideyiz ,
Bekleyin efendim .
Birgün demokrasinin bütün harfleriyle birlikte hayata geçtiğini görürüz belki .

Ne zaman derseniz ?
İşte bu cevabı olmayan bi soru olur ülkemiz için,
Çeşitli sebeblerden dolayı, ülke insanımızın demokrat olmaya sadece ‘’hevesinin’’ yetmeyeceğini sende bende biliyoruz..

Çakmasıyla daha bir süre idare edeceğiz mümkünü yok .
O yüzden Baykal’dan parti içi demokrasi isterken insaflı olmak gerekir .
Türkiye de ciddi bir parti varmıdır demokratik yolla aday belirleyen . yooo

Kim bu yazınız da bahsettiğiniz solcular?
siz zahmet etmeyin efendim , biz biliyoruz...
Onlar Özgürlük heykelinin önünde sağa çekip duranlardır.
Çantasında sorozun evraklarını taşıyanlardır .
Onların Solu artık hükümsüzdür efendim hükümsüzdür .
Bize göre hükümsüzdür.
Ben bir kiloluk bilgisayara bir yıllık maaşımı verirken
Birileri benim onlarca tonluk ürettiğimi bir günlük parasıyla alması karşısında üretmeden kalkınma tezleri uyduran zevatın,

Benle ortak hiçbir şeyleri olamaz .
‘’Onlara solcu deniyorsa ben solcu falan değilim’’ dememi bekliyorsanız sakın öyle bir yanlışa düşmeyiniz.
Biz solculuğu onlara bırakmıyacak kadar solcuyuz . .

ayazoglum

Erdoğan'dan Baykal'ın teklifine yanıt

...

Erdoğan, bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kendisini konuyu televizyonda tartışmaya davet ettiğini anımsatması üzerine, bu tür
tartışmaların lise yıllarında yapıldığını söyledi.

...

http://www.posta.com.tr/siyaset/Habe...rticleID=25005

KONU : Anayasa

TARAFLAR : Başbakan ve Ana Muhalefet Lideri

ANA MUHALEFET LİDERİ : Olumlu/olumsuz her yönünü halkın önünde tartışalım, konuşalım

BAŞBAKAN : Biz lisede iken bu tür müsamereler yapardık...

...

Baykal'ın liseli saç kesiminin halka maliyeti bu olsa gerek... :)

Yazık...

"CHP'nin hesaplarında usulsüzlük davasında karar

CHP'nin hesaplarında “usulsüzlük olduğu” iddiasıyla açılan davada, partinin eski Saymanı Mahmut Yıldız ve Muhasebe Müdürü Ertuğrul Kaya, 1 yıl 6 ay 22'şer gün hapis, muhasebe görevlisi Ersin Şenol ise 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırıldı ancak cezalar erteledi.

..."

diye bir haber malum konu başlığına editör hukukçularımızdan biri tarafından kesilip yapıştırılmış, her zaman olduğu gibi yorumsuz olarak...

Her muhasebe birimlerinin yaptığı ve devede kulak bir rakkam olan bu usülsüzlüğün yaygınlığı ve miktarı sonuçta halkın kaynaklarının çar cur edilmesine neden olduğu için hatadır, suçtur...

Hüküm de verilmiştir...

CHP ve Baykal'a malum hassasiyetlerin bu vesile ile Deniz Feneri, belediyelerin harcamaları, belediye işçilerinin taşeronlara peşkeşi, düğün harcamaları, gemicikler, Ali dibolar, TV kanallarının el değiştirmeleri, burslu çocuk eğitimleri... üf ülen be yazmaktan ben yoruldum... gibi gücü elinde bulunduranlara da yöneleceğine inancım gittikçe artmaya başladı...

Sizleri de bütün bunları en azından vicdanınızda eleştirmeye

Muhattablarını da AKlanmak için yargılanma ayrıcalığına ama adil yargılanma ayrıcalığına davet ediyorum...

Açılım ise alın en alası...

Demokrasi ise alın en alası...

AB standartı ise alın en alası...

Medeniyetler birleşecek ve herkes kardeş olacaksa alın en alası...

İhtiyacınız olan kudret DAMARLARINIZDAKİ ASİL KANDA gizlidir...

Saygı ve sevgilerimle...

"Baykal: Peki ya polisi dinleseydim?

...

... CHP lideri, Van’da yumurtalı protesto eyleminin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in organizasyonu olduğundan emin konuştu. Baykal, Van’daki olayın bir tuzak olduğunu ve hatta bazı emniyet görevlilerinin de dahlinin bulunduğu yönünde kuşku taşıdığını belirtti.

..."

http://www.milliyet.com.tr/baykal-pe...ult.htm?ver=92

Demokrasi, çağdaşlık, açılım sözcüklerini dillerinden düşürmeyen Taha Akyollar bir şeyler cızıktırmadan yüce milletimizin yaşananlardan haberdar olması beklenebilir mi?

Konumuz ne idi?

CHP ve Baykal'a Hazımsızlık...

NEDENDİR?

Sayın çoban tarafından Van olayları ile ilgili Baykal'ın yapmış olduğu açıklamalar ile ilgili bir haber malum başlığa taşınmış ve yorumda bulunulmuş...

Valla ben bu yorumu bir ironi olarak algılıyor ve eleştiri olarak algılayanlardan bu başlığa yanıt vermelerini rica ediyorum... :)

Sayın çoban, bu konu başlığı ötekileştirmek maksadıyla değil ötekileştirilmeye çalışılanlar için açılmış bir konu başlığıdır...

O malum konu başlığına eleştirilerini keyifle döşeyen ve sözde birey olma hazzını yaşayan bir çok üyenin bir çok olumlu konuda sessiz kalmaları veya görmemezlikten gelmeleri ve bazı insanlarımızı yok saymalarına isyan eden ve ötekileştirilmeye çalışılanların sesi olması maksadıyla açılmış bir konu başlığıdır burası...

Konuya dönecek olursak, ÖSS sürgünlerinin dişinin kovuğuna yetmez Sayın Başbakanın kazandıkları ama kaybettikleri para olmasa da önemlidir Sayın çoban...

İşte bir örnek:

BAYKAL : Yalan söylüyorsun Sayın Başbakan... Sen bir YALANCIsın...

BAŞBAKAN : Neeee! Şimdi bana yalancı mı dedin? Al sana dava...

...

Mahkeme ve

HÜKÜM : Evet, Başbakan yalan söylemiştir...

...

''İnsanları kaybetmektense para kaybetmeyi yeğlerim''.

Robert Bosch

Ahmet Türk'e yumruklu saldırı

...

Muş'un Bulanık ilçesindeki olaylara ilişkin davanın görüldüğü Samsun Adliyesi'nin önünde kapatılan DTP'nin eski lideri Ahmet Türk yumruklu saldırıya uğradı. Türk'ün burnunda kırık tespit edildi. 2 kişi gözaltına alınırken, 2 de mülkiye başmüfettişi görevlendirildi.

...

Selahattin Demirtaş, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a Van'da yapılan yumurtalı saldırıyı hatırlatarak, "Neredeyse 10 gündür bu konu gündemde. İki defa Başbakan, defalarca bakanlar ve parti genel başkan yardımcıları yumurtalı saldırıyla ilgili açıklama yaptı. Önemliydi, ciddi bir olaydı. Bunu yumurtalı saldırı kadar ciddiye almayacak bir tavır görürsek, tavrımızın CHP gibi olmayacağını Başbakan bilmesi lazım" dedi.

...

http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/...3.0/index.html

Herşeyden önce tüm içtenliğimle saldırıyı şiddetle kınadığımı belirtmek isterim...

Konuya dönecek olursak, haber kaynağı, TV'den bizzat izlediğimiz kadarıyla demeci olabildiğince yumuşatmış ama anlamını yine de istediği gibi değiştirememiş...

Demokrasi ve çağdaşlığı dilinden düşürmeyen bu partinin CHP hazımsızlığı, CHP'nin Van'da yapılan saldırıya ilişkin açıklamış olduğu "faşistçe" protestodan mı, yoksa saldırganlara karşı gerekli yaptırımları "tehditkar" sözlerle talep etmemesinden midir?

Evet Bay Sakık, Genel Başkanın Demirtaş, senin CHP için sözde sakladığın militanlara mı güveniyor :) da DEVLETi tehdit eden bu açıklamalarını yapıyor...

DEVLETe bu tehditi yedirecekler mi bakalım?

Hazımsızlık o boyutta ki DEVLETi tehdit ettiklerinin farkında bile değiller...

Nöbetçi eleştirici görevini almış olan Sayın çoban, CHP'nin Anayasa değişikliği hakkındaki önerisini eleştirmiş malum başlıkta...

Sayın çoban da bu mağdura prim veren bir toplumda olmasına rağmen sanırım şark kurnazlığından olsa gerek CHP'nin mağdur yaratmama stratejisini görmemezlikten geliyor... Tıpkı Sayın Başbakan gibi...

CHP bilmez mi o üç maddeyi Anayasa Mahkemesine götürüp iptal ettirecek hukuk mekanizmasını çalıştırmayı...

Ama maksat halk desteği azalan konjektüreden yararlanarak yeni bir Türk filminin senaryosundan vazgeçirmek...

Ama anlayana...

Sayın Baykal'ın önerisi oldukça mantıklı ve isabetli bir öneri idi ve bu nedenle de bir çok çevreden, köşe yazarlarından olumlu tepki aldı. Hatta AKP'yi köşeye sıkıştırdığını söyledier. Bu öneriye göre sorunlu 3 madde dışındakilere CHP de destek verecek ve bu maddler için referanduma gerek kalmayacaktı, dğer 3 madde ise refaranduma götürülecekti.

Ben şahsen AKP'nin bu öneriye "evet" diyeceğini zannetmiyordum. Ama Başbakan, gönülsüz de olsa ve gereksiz bir "şark kurnazlığı" lafını da araya sıkıştırarak, öneriyi kabul edebilecekleri sinyalini verdi. Biz de bir uzlaşma umudu doğdu diye sevinirken, sayın Bayal'ın tam bir "Baykal klasiği" örneği vererek, kendi önerisinden döndüğünü, açıkçası kıvırdığını gördük. Çünklü önceki önerisinden oldukça farklı bir öneride bulunmuş ve 3 maddenin seçim sonrasına bırakılmasını önermiş. Adı "Halk Parisi" olup da halktan kaçan parti örneği de bize mahsus bir tuhaflık olsa gerek.

Sayın Bilgili,

CHP Genel Başkanı ve özellikle Grup Başkanvekilleri, sizin eleştirdiğiniz ikinci teklifi yaparlarken özellikle vurguladırlar:

Bu teklif ilk teklifin varlığını ortadan kaldırmaz... Yani ÇOKTAN SEÇMELİ bir durum söz konusu...

Diğer yandan eleştirirken sizin gibi tecrübeli bir avukatın bu kadar kolay bir çelişkiye düşmesi oldukça düündürücü...

"... Çünklü önceki önerisinden oldukça farklı bir öneride bulunmuş ve 3 maddenin SEÇİM sonrasına bırakılmasını önermiş. Adı "Halk Parisi" olup da halktan kaçan parti örneği de bize mahsus bir tuhaflık olsa gerek. "

HALKTAN KAÇAN BİR PARTİ NEDEN SEÇİMİ BEKLESİN SAYIN BİLGİLİ? :)

Bu arada soruyu buraya taşıyayım:

Osmanlı'da, özellikle son 100-150 yılda, Anadolu'da yaşayan insanlara ne derlerdi Sayın Bilgili?

Hakça


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın “Kutlu Doğum Haftası” dolayısıyla yaptığı konuşmaya yeri ve zamanı gelince değineceğimizi baştan belirtelim de “Neden ele almadın?” sorularını peşinen yanıtlamış olalım. Bugün de -kabak tadı verdiğini bile bile- “Anayasa değişikliği” konusunu irdelemeye kendimizi mecbur hissediyoruz.


Çünkü özellikle Deniz Baykal'ın bu süreci iyi yönetemediğinin bilinmesini istiyoruz.

Düşüncemizi baştan ve bu kadar net ifade etmeye de Deniz Baykal'ın dün yaptığı basın toplantısında herkesin gözünün içine baka baka, “Kimin neyi talep ettiği, kimin önerisinin ne olduğu, kimin neye destek verip karşı çıktığı yönünde kamuoyunda bir tereddüt, bir bulanıklık, bir kargaşa varmış gibi bir tablo ortaya çıktığından” şikâyet etmesi neden oldu.

Baykal'a sorarsanız “Aslında bir kargaşa var gibi görünüyor ama kargaşa hiç yok”muş. “Ortada, var olan değil yaratılmak istenen bir kargaşa” varmış. Özellikle “CHP'nin tutumuyla ilgili bir tereddüt, bulanıklık ve belirsizlik varmış gibi bir ortam yaratılmaya” çalışılıyormuş.

Baykal bu sözlerinin dayanağı olarak, “6 Nisan'da ne söylediysek, 16 Nisan'da da aynı noktadayız” diyor.

Doğrudur. “6 Nisan'da hangi noktada ise CHP bugün aynı noktadadır” denebilir.

Gerçi 6 Nisan tarihli “Önerideki 3 maddeyi referanduma götürelim” önerisi ile hemen ertesi gün ortaya çıkan “O üç maddeyi seçim sonuna bırakalım” önerisi, ortada Baykal'ın başkalarından beklediği “ciddiyet”le bağdaşmayan bir gerçeğin varlığını gösterse de fazla önemsenmeyebilir. Çünkü her iki önerinin de amacı “Yüksek Yargı ve Siyasi Partileri kapatma” konularındaki düzenlemelerin halkın iradesiyle kesinleşmesidir.

İyi ama Anayasa değişikliği ile ilgili paket 6 Nisan günü mü karşımıza çıktı?

Bir başka deyişle, bu konuda partilerin izledikleri politikaları değerlendirirken söze Deniz Baykal'ın istediği tarihten mi başlayacağız, yoksa önerinin netleştiği şubat sonu yahut en geç Mart 2010 başından mı?

Bu öneriyle ilgili olarak başta Başbakan Erdoğan olmak üzere -Allahları var- Cemil Çiçek, Bülent Arınç dahil Adalet ve Kalkınma Partisi'nde dili dönen herkes muhalefete -özellikle de CHP'ye- “uzlaşma” çağrısında bulunmadı mı?

O sırada her “Uzlaşalım” diyeni, ağzına böyle bir söz aldığına pişman eden Baykal değil de biz miydik?

O tarihte -haklı olarak- önerinin aslında Yüksek Yargıyı da iktidarın dümen suyuna sokmayı ve Adalet ve Kalkınma Partisi hakkında kapatma davası açılmasını önlemeyi amaçladığını söyleyen ve tepkilerini bu gerekçe üzerine oturtan Baykal, öyle yapmasa da “Üç maddeyi ayırmanız koşuluyla bu öneri üzerinde konuşalım” deseydi “iki ay”ımız boşa gitmekten kurtulmaz mıydı?

Tayyip Erdoğan'ın ve partisinin Anayasa değişikliği konusunda zerre kadar samimi olmadığına biz de inanıyoruz. Ama başkasının gözündeki çöpe koşanın kendi gözündeki merteğin farkında olması gerekmez mi?

Orijinal kaynak: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...rih=2010-04-17

Bir yönetici olarak konu başlıklarını karıştırmış olmanız üyeler ve ziyaretçiler için kötü örnek olmuş Sayın BİLGİLİ...

Üstelik size sorulmuş olan bir soruya yanıt vermemeniz de oldukça manidar?

Yoksa çok mu zor bir soru sorduk? :)

Haydi şikayet bölümüne taşıyın alıntınızı da gerekli yanıtı bu başlık altına yazıverelim Sayın BİLGİLİ...

KİM ÇEKTİ KİM SERVİS ETTİ

Bunu salt özel hayatın gizliliğini ihlal meselesi olarak görmeyiniz.
Hedefteki isim sıradan biri değildir.
11 milyon kişinin oy verdiği bir partinin lideridir.
Önümüzdeki seçimde iktidara gelmesi beklenen bir partinin genel başkanıdır.
Dürüst, namuslu kimliğiyle tanınır.
Yıllardır bazı medya organları tarafından ısrarla yapılan "Baykal CHP'den gitsin" psikolojik harbini yenmiş, bu savaştan galip çıkmış deneyimli bir politikacıdır.
Son günlerdeki çıkışlarıyla hayli artı puanlar kazanan bir siyasetçidir.
O halde...
Bu gizli video meselesini farkı değerlendirmek zorundayız.
Evet, "birileri" herkesi gözlüyor.
Bu "birileri" Ergenekon'u, Balyoz’u, Kafes'i planlayanlardır.
Kafalarında hala soru olanlar, Baykal'ın videosunun nasıl çekildiğine ve medyaya servis edildiğine bakmalıdır.
Bu basit bir olay değildir.
Bu bir yere gizli kamerayı koyup gizlice çekim yapma hadise değildir.
Bunu kimler planlıyor; taşeronları kim?
Bunun lojistiği birkaç günde yapılamaz.
Bunu ancak güçlü bir kurum yapabilir.
Kim bunlar?
Güçlerini nereden alıyorlar?
Bunlar herkesi çekiyor.
Biz bazılarını görüyoruz, bazılarını çektikleri kişilere gizli karanlık odalarda gösteriyorlar belki.
Kaç önemli kişi gizli kaset olaylarıyla teslim alındı acaba?
Buna demokrasi diyorlar.
Buna özgürlük diyorlar.
Buna açılım diyorlar.
Oysa...
Bunun adı faşizm.
Ne yazık ki hala birileri bunu görmemekte ısrar ediyor.
Tehlikenin farkında mısınız; biri sizi gözetliyor...

Odatv.com

Deniz Baykal'a suikast ihbarı

MYK toplantısına Genel Başkan Deniz Baykal'a suikast düzenlemek için yurtdışından bir suikastçının geldiği ihbarı haberi damgasını vurdu.

MYK toplantısının ardından CHP Genel Sekreteri Önder Sav konuyla ilgili bir açıklama yaptı.

'YETERLİ İLGİ GÖSTERİLMEDİ'

İşte Sav'ın açıklamalarından satırbaşları:

15 Nisan günü yani eylem planının gerçekleştirileceği sırada Emniyet'e ihbar geliyor. İstanbul Emniyeti Baykal'a suikast ihbarını yaptı.

Ama bize aktarılanların yetersiz delil olduğu kanısına vardık. İstanbul Emniyeti ihbarı Ankara'ya iletmekle kalmamış ihbarın geldiği yeri de incelemiş. İhbarın bir internet kafeden yapıldığı ortaya çıkmış.

Konuyu hassasiyetle takip ediyoruz. Bize göre yeterli bir incelemenin yapılmış olduğunu söyleyemem. Daha çabukluk beklenebilirdi. Hukukun gereği de budur. Bunların esirgendiği, yapılmadığı görülüyor.

Bizce yeterli ilgi gösterilmedi

Böyle bir ihbarı çok önceden alıp ana muhalaefet partisinin liderini koruma kollama görevi vardır Emniyet'in. Bu ihbarın bize çok önceden gelmesi gerekiyordu.

Bizim sonradan haberimiz oluyor. Teknoloji, kamuflajı yapmaya çok müsait. 13'ünde gelen ihbarı 15'inde gelmiş gibi gösterdilerse bu daha da vahim.

ÇAPKIN: İHBAR DOĞRU

İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Baykal'a suikast yapılacağı ihbarının doğru olduğunu, ancak henüz gözaltına alınan olmadığını belirtti. Emniyet Müdürlüğü çıkışında gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Çapkın, "Konu doğru. Ancak adliye boyutunda henüz operasyona dönüşmüş bir çalışma yok. Gözaltında kimse yok. Konuyla ilgili soruşturma devam ediyor" diye konuştu.

VALİ GÜLER: GECİKME YOK KONU ANKARA'YA BİLDİRİLDİ

İstanbul Valisi Muammer Güler ise Baykal'a yapılacağı iddia edilen suikastle ilgili şunları söyledi: 15 Nisan tarihi itibariyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü haber merkezine elektronik ihbar mektubu gelmiştir. Bu ihbar mektubu üzerine Emniyet Müdürlüğü derhal hiç gecikmeden gerekli önleyici tedbirleri aldı, bilgilendirmek ve konunun tedbirini en üst düzeyde sağlamak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bildirimde bulundu. Hiç bir gecikme yoktur. Onun dışında araştırmalara derhal başlandı. Konu savcılığa intikal ettirdildi. Bütün adli işlemler adli makamların talimatlarıyla yürütülmekte. Konu Emniyet'e de ayın 15'inde bildirilmiştir. Dün akşam itibariyle Genel Başkan Yardımcısı'na İstanbul Emniyeti'nde bilgilendirme yapılmıştır.Elektronik posta adresi boş bir bina çıktı.”

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14662097.asp

CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın, 'Mustafa Sarıgül'ün Deniz Baykal'ı vurdurtmak için adam tuttuğu' yönündeki açıklamalarına Sarıgül'den yanıt geldi.

İstanbul- Mustafa Sarıgül, "Siyasi ahlaka bağdaşmayan bir yöntemle Deniz Baykal'a karşı düzenlenen bir suikast ihbarına adımı karıştırmıştır. Bu son derece gülünç ve çirkin iftiradır. Sayın Baykal'a karşı bir suikast girişimi varsa sonuna kadar kınıyorum" diye konuştu.

Taş düşse Sarıgül'den biliniyor

Sarıgül, düzenlediği basın toplantısında CHP'nin iddialarına yanıt verdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın sağlığının kendisi için çok önemli olduğunun altını çizen Mustafa Sarıgül, "Pazartesi günü hukuki süreç başlatacağım. Önder Sav aracılığıyla bir sürü iddialarda bulundular. Bütün davaları kazandık. Bu kez karşılaştığımız iftiralar için pes diyorum. Allah bizleri kuru iftiradan saklasın. Baykal'ın arkadaşlarını ne kadar isabetsiz seçtiğini kamuoyu gördü. Bu talihsiz açıklama son örneğidir. Başlarına taş düşse Sarıgül'den biliyorlar. Baykal'ın sağlığı benim için çok önemlidir. Yargıdan gerekli cevapları alacaklardır" diye konuştu.

Yıllardır neden iktidar olmadıkları belli

Sarıgül, CHP'li Sav'ın konuya ilişkin ihbarın 15-20 gün önce geldiği yönündeki açıklamalarını hatırlatarak, "Böyle bir ihbar gelmiş. O zaman niye ortaya çıkmadılar. Şerefli siyaset yapmak için yollardayız. Çamur at izi kalsın mantığıyla hareket etmeyeceğiz. Önder Sav'ı tebrik ediyorum. Oturmuş düşünmüş taşınmış. Ben ne yapabilirim. Ama korkunun ecele faydası yoktur. CHP'deki arkadaşlarımıza da Allah akıl fikir versin. Yıllardır neden iktidarda olamadıkları ortada. Esefle kınıyorum" dedi. Sarıgül şöyle konuştu:

"Ben bugüne kadar hiçbir rakibime çamur atarak bir adım atmadım. Her zaman mertçe mücadeleyi sevdim. Önder Sav'ın deli saçması olan bu açıklamalarını esefle kınıyorum. Başına taş düşse Sarıgül'den bilecekler. Gündemi değiştirmek istiyorlar. Baykal'ın sağlığı herkese lazım ama bana daha lazım. Sayın Önder Sav defalarca bu konuları konuştu. Defalarca mahkemeye gittik ve hep biz kazandık."

"Pes diyorum"

Sarıgül, CHP'nin iddiaları karşısında, "pes" dediğini belirterek, "Ölüyü bıraktınız diriyi bıraktınız, bu işten nasıl çıkarız dediniz. Madem böyle bir şey vardı da neden o gün konuşmadın. Neden bugünü bekledin Sayın Sav. Baykal'a üzülüyorum. Arkadaşlarını yanlış seçiyor" diye konuştu.

Konuyu ilk kez bugün duyduğunun altını çizen Sarıgül, "Bu işin sonuna kadar peşinden gidiceğim" açıklamasında bulundu.

"Baykal'a Allah uzun ömür versin"

Sarıgül, Şişli Belediyesi'nde düzenlediği basın toplantısında, "Baykal'a ait olduğu iddia edilen görüntülerin ardından CHP'nin gündemi değiştirmek için size karşı böyle bir iddia attığı" şeklindeki bir soruya, 15-20 gün önce internet üzerinden bu görüntünün, CHP'lilerin eline ulaştığını söyledi. Sarıgül, "Ellerine geçtiği gün neden polise gitmediler. Son olaylarla ilgili konuşmak istemiyorum. Biz ahlaklı, dürüst, siyaset yapmak için yollardayız" diye konuştu. Sarıgül şöyle devam etti:
"Önder Sav'ı tebrik ediyorum. Düşünmüş taşınmış, bir ay önce gelen mektubu değerlendirip, gün yüzüne çıkarmış. Sarıgül halka güveniyor ve inanıyor. Sarıgül ve arkadaşları doğru bildiği yolda yürümeye devam edecek. CHP'deki arkadaşlara Allah akıl versin. Ona buna çamur atarak kendi pisliklerinden kurtulmaya çalışıyorlar."

"CHP'liler kaseti sizin ortaya çıkardığınızı iddia ediyor" şeklindeki bir başka soruya ise Sarıgül, insanların kişilik haklarına saldıranlardan olmadıklarını, hatta bu tip çirkin davranışları gösterenlerin çok ciddi bir şekilde ceza almaları için parlamentodan yeni yasaların çıkmasını istediklerinin altını çizdi. Sarıgül, siyasi rakiplerine çamur atarak siyaset yapmadığını, hatta dün görüntüleri izlediğinde çok üzüldüğünü kaydetti.

Sarıgül, CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın iddialarını da kınadığını belirterek, "Gündemi değiştirmek istiyorlar. Önder Sav'a 'pes' diyorum. Böyle bir şey varsa, o gün niye konuşmadı? Niye anlatmadı? Değerlendirmeyi, kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Bizim işimiz iktidar olmaktır" diye konuştu.

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=138...P%27ye+yan%FDt

Siyaset gündemini sarsan bu habere yorum yapmak bile kimsenin içinden gelmiyor galiba.

Sayın horasan her iletisinde çağrıda bulunmuş, kırmak olmaz :) da, hangi birini yazayım ki şimdi !..

Alıntı:

---

horasan rumuzlu üyeden alıntı

Osmanlı'da, özellikle son 100-150 yılda, Anadolu'da yaşayan insanlara ne derlerdi Sayın Bilgili?

---

FATİH mi olacaktı Sayın horasan?

Sevigen'in verdiği tarihi öyküye göre Fatih Sultan Mehmet'e babası devleti 13 yaşında teslim eder. 13 yaşındaki Fatih, ‘Baba ben henüz buna hazır değilim" der. Ancak babası, ‘Emrediyorum, bu görevi alacak ve üstleneceksin’ der. Fatih’in o anda babasına verdiği cevap çok etkileyicidir: ‘Madem emrettiniz ben de kabul ettim. Şimdi size emrediyorum, gelin Osmanlı İmparatorluğu’nun başına geçin" demişşş...

( Eh geri dönüş sinyali olsa gerek.. malum "Türban ve Rozet"...

Bi de Sn. Baykal sürekli "bir televizyon kanalında karşılıklı tartışalım" diye bayağı bi ısrarcı davranmıştı.. Hatta siz de bu forum ya da diğer malum başlıkta bunu vurgulamıştınız, neyse..

Hayret. demek ki bir insan en çok neyi ister ve dilerse o oluyormuş, er ya da geç..

Meclis çatısı dururken ne diye TV kanalı ?!

İşte...

Baykal'ın istifası Twitter'da yankılandı

Online’da anlık takibin adresi Monitera, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifa haberinin sosyal medyadaki yansımalarını tespit etti.

Elde edilen verilere göre, Deniz Baykal'ın istifasını açıklamasının ardından ilk üç saat içinde bu konu en çok Twitter ve FriendFeed’de konuşuldu.

İstifa haberi Twitter’da

• İlk 5 dakikada 184 defa,
• 6 ve 10. dakikalar arasında 293 defa (yoğun konuşmalar),
• İlk 1 saat içinde 2339 defa,
• İkinci saat sonunda 3485 defa,
• Üçüncü saat sonunda ise 4086 defa konuşuldu.

FriendFeed’de Deniz Baykal’ın istifası ilk 1 saat içinde 168, üçüncü saat sonunda 351 defa konuşulurken, konuya ilişkin olarak haber sitelerinde üç saatte 255 haber yer aldı, sözlüklerde ise üç saatte 126 giriş yapıldı." CNNTürk

***
Tüm dünyada medya gündemine oturmayı başarmış değil mi?

Yok yere ona- buna suçlamada bulunmak da cabası..

Hala hazımsızlık var diye düşünmezsiniz umarım!

Sevindiğimi de sanmayın lütfen Sayın horasan, şahsen en çok da siz ve sizin gibi inananlara , bi de CHP için üzüldüm. Ve umarım ki muhalefet için yepyeni bir başlangıç olur.

Herşey bitmiş değil , dilerim CHP akıllı davranır!..

Geçmiş olsun.

Sayın Deniz Baykal, yapılan komplodan sonra istifa etti.Burda çok ince noktaların olduğu kesin,şimdi bu yapılan haksızlığı,bel altı siyaseti kınıyorum.Kendine yakışanı yapmıştır.Bakın ben bir karar almıştım,chp ye oy vermeyecektim,ama görüyorum ki işler değişti.Baykal gibi bir siyasetcinin böyle çirkin bir kumpasla istifa ettirilmesini bir siyaset takip eden yurttaş olarak kendime yediremiyorum.Eh canım olayda doğru heralde diyenler var,banene kardesim,doğru veya değil ona hukuk karar verecek.Ben yapılan komploya bakarım.İzlediğim kadarıyla chp nin tabanı sayın Baykala ful destek kararı alacaklar ve seslerini önümüzdeki günlerde daha fazla duyuracaklardır.Ben şuna inanıyorum chp ve sayın Deniz Baykal,bu komplodan dahada güçlenerek çıkacaklar.

Baykal'a suikast iddiasında gelişme

'Baykal'a suikast' soruşturmasında ihbarı yaptığı öne sürülen Ş.K. tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Ş.K. çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı.Ancak daha sonra amcası Sinan K. gözaltına alındı.

Deniz Baykal’a suikast iddiası soruşturması kapsamında ihbar mailini attığı iddia edilen ve çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılan Ş.K.'nın amcası Sinan K. Çankırı'da gözaltına alındı.

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Deniz Baykal’a suikast iddiası kapsamında düzenlediği operasyonda 13 kişiyi gözaltına almıştı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen zanlıların arasında Şişli Belediye Başkanı Yardımcısı Osman A. ve ihbar e-mailini attığı öne sürülen Şeref K., da bulunuyordu. Savcılık talimatıyla zanlılardan 5’i dün akşam 7’si ise bu sabah erken saatlerde emniyetten serbest bırakılmıştı. Gözaltına alınanlar arasında bulunan Ş.K. ise sevk edildiği mahkemece serbest bırakıldı.

Ş.K.'nın verdiği ifadede adı geçen amcası Sinan K. ise Çankırı'da gözaltına alındı. Sinan K.'nın Çankırı İl Emniyet Müdürlüğü'nde ifadesinin alınacağı ve dosyaya ekleneceği öğrenildi.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14703180.asp

CHP'ye karşı olan hazımsızlığın nedeni çok belli; bir miktar Mustafa Kemal sonrası devrimlerin sarsılmaması için yapılan bazı uygulamalar (yerli-yersiz) ve çokça kara propaganda.

Deniz Baykal'ın grup toplantılarını dinleyin, başarılı bir hatip, önemli noktalara temas ediyor ve meydan okuyor.

Ancak eleştirenler (sağdan soldan ordan burdan ) ya muhalefeti zayıf ya da herşeye muhalif canım diyenler.
Adamın söyledikleri böylece arada kaynıyor, tartışılmıyor. Şimdi öyle bir konuşuluyor ki; sanırsınız ki Türkiye'de Ekim Devrimi oldu olacak, herkes ayakta emek iktidara gelecek, Baykal gitti ya; herşey düzelecek.
Yahu koskoca bir ülkenin tüm sorunlarının çözümü bir adama bağlı değildir ki?
Ne zannediyor bu insanlar; partide kuvvetli, hala tabanı olan, güvenilir (!) bir genel başkan gidecek, yerine gelecek, henüz tam yerine oturmamış bir parti lideri başbakan adayı olacak ve iktidara gelecek böylece kolaylıkla.
Bu dünyanın hiçbir yerinde olmaz ancak ortada bir operasyon yoksa.
Anayasa tartışmaları ateşlenirken, Baykal önümüzdeki günlerde mitinglere başlayacakken bu olayın olması zaten herşeyi açıklıyor.

Alıntı:

---

şukufe rumuzlu üyeden alıntı

KİM ÇEKTİ KİM SERVİS ETTİ

Bunu salt özel hayatın gizliliğini ihlal meselesi olarak görmeyiniz.
Hedefteki isim sıradan biri değildir.
11 milyon kişinin oy verdiği bir partinin lideridir.
Önümüzdeki seçimde iktidara gelmesi beklenen bir partinin genel başkanıdır.
Dürüst, namuslu kimliğiyle tanınır.
Yıllardır bazı medya organları tarafından ısrarla yapılan "Baykal CHP'den gitsin" psikolojik harbini yenmiş, bu savaştan galip çıkmış deneyimli bir politikacıdır.
Son günlerdeki çıkışlarıyla hayli artı puanlar kazanan bir siyasetçidir.
O halde...
Bu gizli video meselesini farkı değerlendirmek zorundayız.
Evet, "birileri" herkesi gözlüyor.
Bu "birileri" Ergenekon'u, Balyoz’u, Kafes'i planlayanlardır.
Kafalarında hala soru olanlar, Baykal'ın videosunun nasıl çekildiğine ve medyaya servis edildiğine bakmalıdır.
Bu basit bir olay değildir.
Bu bir yere gizli kamerayı koyup gizlice çekim yapma hadise değildir.
Bunu kimler planlıyor; taşeronları kim?
Bunun lojistiği birkaç günde yapılamaz.
Bunu ancak güçlü bir kurum yapabilir.
Kim bunlar?
Güçlerini nereden alıyorlar?
Bunlar herkesi çekiyor.
Biz bazılarını görüyoruz, bazılarını çektikleri kişilere gizli karanlık odalarda gösteriyorlar belki.
Kaç önemli kişi gizli kaset olaylarıyla teslim alındı acaba?
Buna demokrasi diyorlar.
Buna özgürlük diyorlar.
Buna açılım diyorlar.
Oysa...
Bunun adı faşizm.
Ne yazık ki hala birileri bunu görmemekte ısrar ediyor.
Tehlikenin farkında mısınız; biri sizi gözetliyor...

Odatv.com

---

9 Haziran 2010 Çarşamba 13:56
Bülent Arınç, Kılıçdaroğlu için 'SONU DENİZ BAYKAL GİBİ OLUR'

demişti... CHP'li Hamzaçebi: 'Bu açıklama, HÜKÜMETİN PARMAK İZİ'
CHP'li Akif Hamzaçebi, Başbakan Yardımcısı Arınç'ın sözleriyle ilgili olarak 'Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili hükümet elinde herhangi bir şey tutuyorsa, bunu da derhal ortaya koysun' dedi.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik sözlerini hatırlatan Hamzaçebi, Arınç'ın Kılıçdaroğlu'nu kendi üslubuyla uyardığını ancak bu uyarı cümlelerinin tehdit kokan cümleler olduğunu belirtti. Hamzaçebi, "Sayın Arınç'ın ifadesi şudur. 'Sayın Kılıçdaroğlu yanlış konuşuyor. Böyle konuşmakta ısrar ederse Sayın Deniz Baykal'ın başına gelen olaylar kendi başına da gelebilir'. Bu açıklama, CHP'nin önceki Genel Başkanı Baykal'a yönelik olarak gerçekleştirilen kaset komplosunun arkasında hükümetin parmak izlerinin olduğunu gösterir.

Ayrıca, Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili hükümet elinde herhangi bir şey tutuyorsa, bunu da derhal ortaya koysun. Bizim herhangi bir şeyden korkumuz yoktur ama Sayın Arınç bu açıklamasıyla suçüstü yakalanmıştır" dedi.

Kaynak : İHA
http://www.nethaber.com/Politika/148...oglu-icin-SONU

"Kim bir hata veya bir günah işler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur."(4:112)

Taraf yazarı fena yakalandı
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyeleri, Taraf gazetesi yazarı Emrullah Uslu'yu ters köşeye yatırdı
Bir TGB üyesi, Taraf Gazetesinden Emrullah Uslu’yu telefonla arayıp "CHP’nin ikinci katında toplantı yapıldı. darbe planlanıyor" diye sahte bir ihbarda bulunuyor. Bu görüşme üzerine "Hodri Meydan Süheyl Batum" başlıklı bir köşe yazısı kaleme alan Uslu, "CHP içindeki kaynaklarımdan aldığım bilgiye göre" gibi net ifadelerle "darbe toplantısı" yapıldığını iddia ediyor.
TGB Genel Başkanı İlker Yücel "CHP’nin ikinci katında toplantı yapıldı, darbe planlıyoruz diye uydurduk. Oysa CHP’nin ikinci katında söylediğimiz yerde toplantı salonu bile yok. Arkadaşımızın anlattığı her şeyi gerçekmiş gibi bugünkü köşe yazısında yazdı. İşte orduya da böyle tuzak kuruluyor.
Haberin tamamı:video için tıklayın
http://haber.gazetevatan.com/taraf-y...58970/1/Gundem

Alıntı:

---

mehmet emin sezen;362[COLOR="red" rumuzlu üyeden alıntı

[/COLOR]952]9 Haziran 2010 Çarşamba 13:56
Bülent Arınç, Kılıçdaroğlu için 'SONU DENİZ BAYKAL GİBİ OLUR'

Kaynak : İHA
http://www.nethaber.com/Politika/148...oglu-icin-SONU

---

Rıza ZELYUT - CHP'ye karşı kullanılan ajan gazeteci
Dün yazdım: Seçimler yaklaşırken, iktidar; adliyeyi ve polisi kullanarak CHP'ye karşı komplo peşinde.

Bunun en açık kanıtı da Oda TV'ye karşı yürütülen operasyonda ortaya çıkan bilgiler.

Dünkü iktidar gazeteleri Oda TV ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında bağ kurmaya çalışıyorlardı.

Yine bunlar; Deniz Baykal'ı istifa ettiren Varan-1 isimli kasetin de buradan servis edildiğini söylemeye çalışıyorlardı.

Elbette ki o kasetin hükümet yandaşı Vakit'in internet sitesinde yayımlandığını gizleyerek... İşin içine PKK bile katılarak, Kılıçdaroğlu-PKK-Ergenekon üzerinden CHP'ye karşı kirli propaganda yürütülüyordu.

İKLİM BAYRAKTAR OLAYI
Anlaşıldığı kadarıyla CHP'ye karşı kurulan tuzakta Oda TV'de çalışan İklim Bayraktar Kaleli isimli o sarışın kadın kullanılmış.

Bu kadın; cazibesini de kullanarak ve gazeteci kimliği arkasına saklanarak CHP'nin içine sızmaya kalkışmış.

Dünkü haberleri hatırlayalım:

Oda TV muhabiri İklim Hanım; önce Deniz Baykal'la röportaj için görüşmüş...

İddiasına göre, Deniz Baykal, İklim Hanım'a sulanmış.
İklim Bayraktar bundan sonra Gürsel Tekin'i aramış; 'Deniz Baykal, beni taciz etti!' diye yakınmış...
İş bununla da kalmamış...

İklim Hanım; CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu da arayıp ondan randevu almış; görüşmüş

Görüşmesinde; 'Baykal, bana tacizde bulundu. Yeniden görüşüp bu taciz işini kayda alayım. Bana bir dinleme aleti verin!' demiş.Bu tür gizli kapaklı işlerden nefret eden CHP Lideri Kılıçdaroğlu; 'Biz böyle bir şey yapamayız; ne yapacaksanız kendiniz yapın!' diye onu başından savmış.

İş bu kadarla da kalmıyor.
Baykal için gizli kayıt cihazı isteyen İklim Hanım; meğer o cihazla Kılıçdaroğlu ile yaptığı bu konuşmasını da kayda almış.

Yapılan bu işin adı gazetecilik değil ajanlıktır...
Elbette ki İklim Bayraktar telefonlarının dinlenildiğini de biliyor ya; bu konuyu sağla solla konuşmaya devam etmiş

Örneğin; eski YARSAV başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nu da arayıp durumu anlatmış. Deniz Baykal'la görüşüp onu tuzağa düşüreceğini, bunu da Kılıçdaroğlu'na götüreceğini, ama Kılıçdaroğlu'nun bunu istemediğini söylemiş.

Böylece de bu konuşmaların belge haline getirilmelerini sağlamış.Olayı Gürsel Tekin, Soner Yalçın'a bildirmiş.
O da İklim Hanım ile konuşup 'Nedir bu iş?' diye sormuş.

SERBEST BIRAKILDI

Bu İklim Bayraktar Kaleli'nin önceki vukuatını da bilirsiniz.
Basına yansıdığına göre; CHP Milletvekili Muharrem İnce, güya içkili içkili bunun evine gelmiş; kendisine Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili gizli bir belge vermek istemiş; falan...

[SIZE="4"]Kısaca özetlediğim bu haberler bir gerçeği gösteriyor

İklim Bayraktar Kaleli; Oda TV'ye gazeteci gibi girmiş.[/SIZE]
Amma kendi deyişi ile 'büyük balık yakalayıp ilgilisine teslim etmek' için çalışmış.

Bu süreçte de CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu tuzağa düşürmek için uğraşmış.[B]Bunu beceremeyince de kızmış gibi görünerek sağla solla konuşmuş; komployu bu haliyle olsa bile harekete geçirmiş.
[/B
Duruma Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz de dahil olmuş.
Oda TV'deki bu ajan gazeteci, soruşturmadan sonra serbest bırakılmış.

******
Gazeteci diye ortalıkta dolaşan bir insana böyle suçlamalarda bulunmak istemezdim. Lakin; Türkiye'deki demokrasiyi hadım edenlerin; böyle operasyonlarla kamuoyunu kandırdıklarını görüyorum.
O yüzden de İklim Bayraktar Kaleli olayının tartışılmasını istiyorum.
Sayın Kaleli eğer açıklama yaparsa bu sütun kendisine açıktır.
Bilelim ki demokrasiye karşı asıl darbe, muhalefete tuzak kurmaktır.

Bir aydın olarak bu tuzaklar neye mal olursa olsun savaşmaya devam edeceğim.

Rıza ZELYUT - 08 Mart 2011 - Güneş

http://dunya48.free.fr/index.php/yaz...-gazeteci.html

Sn Rıza Zelyut'un senaryosunu boşa çıkaran Odatv nin özrü ne olacak peki? nasıl olsa bir kılıf da ona giydirirler değil mi?!

Bir önceki rezaleti ört-bas etmenin son çırpınışlarıdır ki al birini vur ötekine..

Ya tutarsa misali CHP'nin neden bu kadar kendi kuyusunu kazmakla meşgul olduğunu anlayamıyorum!

Allah akıl-fikir versin ne diyelim, bakalım daha neler uyduracaklar..

Olan bitenler hukuk nosyonu pratiği için oldukça elverişli...

Odav tv nin özürü böyle birşey olmuştur gerçektir tapu gibi Mahkeme kaydı var demiyor.
İklim geçmişi bir sürü soru işaretleri olan birisinin ODA TV yide küçük düşürdüğü içindir.
http://www.odatv.com/images/2011_03/...03111200_m.jpg

Hele hele biz tutuklandıktan sonra Kılıçdaroğlu’na gidip bir “büyük balık”tan bahsetmesini hiç anlayamadım. Saygın bir hukukçu olan Ömer Faruk Eminağaoğlu’yla yaptığı telefon görüşmesinin içeriği beni çok rahatsız etti. Böyle bir habercilik Türkiye’nin en saygın gazeteci ve yazarlarının bulunduğu Odatv’ye hiç yakışır mı?

Biz defalarca kimsenin özel hayatını, gizli telefon, video kayıtlarını yayınlamayacağımızı hep yazıp durduk.

İklim Bayraktar bunu bilmez mi? Bir kez olsun bize böyle bir haber göndermedi. Yayınlamayacağımızı çok iyi biliyordu.

Peki nedir bu “büyük balık” meselesi? Kim bu AKP’li?

Bize ne?

Ne demek Kılıçdaroğlu’ndan teyp falan istemek.

Kim bu İklim Bayraktar? Böyle gazetecilik olur mu? Odatv’yi nasıl lekeler?

Biz Silivri zindanında namuslu gazeteciliğimizin faturasını öderken şimdi bu aşağılık itibarsızlaştırma tezgahına maruz bırakılıyoruz.

12 Haziran seçimi öncesi oylarını giderek artıran CHP’ye karşı karanlık odaklar tarafından planlanan bu oyun mutlaka bozulacaktır.

Odatv adına okurlarımızdan özür dileriz; böylesine pis bir tezgahla gündeme gelmek içimizi yakıyor
http://www.odatv.com/n.php?n=iklim-b...dir-1103111200

Oda tv şimdi günah çıkarmaya başladı galiba..

İklim hanımın marifetlerini taşıyamayacağını anlayan Oda tv şimdi bu kamburu sırtından atmaya çalışıyor..

Ama sırttaki kambur İklim'den ibaret değil ki..

Bu site değil miydi Sabah yazarı Sevilay hanım hakkında iftira yazıları yayınlayan?

Soner Yalçın denilen "gazeteci" neden Nazlı Ilıcak'tan özür diledi?

Nazlı hanımın özel hayatını neden fişledi?

Diyeceğim o ki, sorun İklim hanım'dan ibaret değil..

Sorun Oda tv'nin genel iklimi ile ilgili..

Sitenin genel olarak "iklimi" bozuk görünüyor..

CHP'li dostlar bu bu siteden medet umuyorlarsa yanlış yapıyorlar.

Bu site kendilerine yarar değil zarar veriyor.

Bu "iklim"i bozuk mekan, iftira ve şantajla iş yapıyor.

Allah büyük ki, kurulan tuzak sahibini vuruyor.