10 KASIM - İnadına Atatürk
Resimlerini OKULLARDAN, DEVLETTEN indirmek isteyenlerin
KALPAKLI resimlerinden korkanların
DEVRİMLER' ini sulandırmaya çalışanların,
En büyük eserin CUMHURİYET' i MUZ' laştırmaya çalışanların,
Emanetin GENÇLİK' i senden uzaklaştırmaya çalışanların,
Seni RUHUMUZDAN silmek için uğraşanların,
Şehit kanlarıyla kurduğun yurdu dolar mukabili satanların,
ŞEHİTLERİMİZİN kemiklerini sızlatanların
İNADINA CUMHURİYET
İNADINA BAĞIMSIZLIK
İNADINA KEMALİZM
Re: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Re: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Re: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Re: 10 KASIM - İnadına Atatürk
21 aylık yeğenim ev de dışarıda bayrağımızı her gördüğünde ATATÜRK diye elini kaldırarak bağırıyor ve her an bayrak görüyor ATATÜRK ü görüyor:)
İNADINA CUMHURİYET
İNADINA BAĞIMSIZLIK
İNADINA KEMALİZM
Re: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Re: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Re: 10 KASIM - İnadına Atatürk
İnadina Cumhurİyet
İnadina BaĞimsizlik
İnadina Kemalİzm!!!
Re: 10 KASIM - İnadına Atatürk
İnadına Cumhuriyet
İnadına Bağımsızlık
İnadına Kemalizm
Atam; devrimlerinin ve bizlere emanet ettiğin Cumhuriyetin sarsılmaz bekçileriyiz. Rahat uyu...
Re: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Ben her şeyden önce bir TÜRK milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. TÜRK BİRLİĞİNİN bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. TÜRK BİRLİĞİNE inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını TÜRK BİRLİĞİYLE açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. TÜRK' ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.
Mustafa Kemal ATATÜRK
bize inan ATAM bize inan....
Cevap: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Atatürk öldü.
Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı.
Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felaketinin içine sürüklemişlerdir.
SANERWIN, Fransız Gazetesi
Cevap: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Cevap: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Tekrarı engellemek için tarafımdan silinmiştir.
Cevap: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Biz Türk Lions ve Leo'ları olarak sevgili Atamızı saygıyla anıyoruz.
Lakin hiç birşey Atamızın bıraktığı gibi kalmadı. Cumhuriyetimize sahip çıkan bir avuç insanımızında kafasına kara çarşaf geçirmek istiyorlar. Gün tüm Cumhuriyet gençlerinin birlik günüdür....
Cevap: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Allah rahmet etsin, milletin hayır duasıyla nur içinde yatsın.
Cevap: 10 KASIM - İnadına Atatürk
ATAM Bayrağımın rengi soldu,
Yurdum matemle doldu,
o aziz ruhun göklere uçtu
o güzel gözlerin kapandı gitti.
Dünya tarihinde en büyük yeri alan atam
bu gün kara toprakta yer alıyorsun,
ATAM sen kara toprakta değil,
Türk Milletinin kalbinde yaşıyorsun...
Cevap: 10 KASIM - İnadına Atatürk
Pamukkale Üniversitesi’nin Atamıza Mektubu
10 Kasım 2009
Mustafa Kemal Atatürk
Anıtkabir, Ankara
Değerli Büyüğümüz, Liderimiz, Sevgili Atamız,
Bugün sen doğalı 128, Cumhuriyet kurulalı 86, seni kaybedeli 71 sene oldu.
Geçen senelerde çok çalıştık, hiç durmadık.
Vatanımız güllük gülistanlık.
Her köşesini demir ağlarla ördük.
Çevremizdeki komşularımızla oluşturduğumuz barış çemberi devam ediyor.
Emperyalist güçler hala bize diş geçiremediler.
Madenlerimizin hepsini bulduk, ekonomimize kazandırdık.
Osmanlı bankasından aldığımız dersle milli bankalarımızı koruyoruz.
Türk sermaye birikimi zorlukla oluştu, fabrikalar kurdu, onların yüzyıllık fırsatçı uluslararası sermaye önünde ezilmemesine dikkat ediyoruz.
Bilim adamlarımızın geliştirdiği yeni ürünlerle dünyanın heryerinde aranan mamülleri üretiyoruz. Bu yüzden işçilerimiz refah içinde ve mutlu.
O çok önem verdiğin eğitim sistemimiz süper, bırak okuma-yazma bilmeyen kalmamasını herkese fırsat eşitliği, kaliteli eğitim, uzmanlaşma en üst düzeyde.
Toplumun eğitim düzeyi yüksek, boş zamanlarında herkesin elinde bir kitap!
Güzel sanatlar ve spor hayatımızın içinde, herkesin ilgilendiği bir uğraşısı var.
Her şehirde tiyatrolarımız, sanat gruplarımız hem halkımızı devamlı eğitiyor, hem de sosyal ortamlar sağlıyorlar. Hele kütüphanelerimizi görmeni isterdik.
Çiftçimiz her zamanki gibi baştacımız, köyde olmak eğitimsiz olmak anlamına gelmiyor. Kendi tarlalarımızda kendimize yeterli olmak için çok çalışıyoruz.
Milletimizin birliği, ortak dilimiz sayesinde pekişti.
Devletin parası hepimizin ortak varlığı, yokluk günlerini unutmadık, çok titiz bir şekilde harcanıyor.
Borçlarımızın hepsinden kurtulduk, hatta bazı ülkelere boyunduruk altına girmesin özgür kalabilsin diye borç bile verebiliyoruz.
Halkımızın maneviyatı sağlam, istediği gibi ibadetini yapıyor, kimsenin kulu değil, çünkü dininin kurallarını türkçe öğreniyor, ibadetini türkçe yapıyor. Bu konuda fırsat olmayınca, onları kandıracak ruhban sınıfı da kalmadı.
Kurduğun tarih kurumları sayesinde, kendi tarihimizi hem materyalist çıkarcı batı bakışından, hem islamik arap emperyalizminden, hem tek yanlı kindar çin söylemlerinden kurtardık.
Değerli Atam,
Lütfen kızma, seninle eğlendiğimizi düşünme. Senin zaten gerçekleri bildiğini biliyoruz.
Bütün bunları; 71 yıldır atılan o gösterişli, ağlak nutuklardan, samimiyetsiz törenlerden sıkılmışsındır, mektubun girişinde seni birazcık gülümsetebilirmiyiz diye yazdık. Çünkü senden hatıra kalan resimlerdeki o içten tebessüm sana çok yakışıyor.
Doğrusunu istersen, senin gibi liderler artık bu günlerde pek muteber sayılmıyor. Seni bekarlık partilerindeki dansözler gibi pastadan çıkarıyorlar.
Açık konuşmak, düşünmek, yorulmadan çalışmak değer kaybetti.
Artık fikir tartışmaları bile farklılaştı, halkın kimin ne demek istediğini anlamasına imkan yok. Toplum mühendisliği öyle gelişti ki, artık tutarlılığa bile gerek kalmadı. Öyleki fikrin başlığı, sloganı ve içeriği tamamen farklı olabiliyor. Barış isteyerek savaş, birlik isteyerek ayrılık, eşitlik isteyerek sömürü, demokrasi isteyerek baskı kolayca yapılandırılabiliyor.
Ama sen bunların olacağını zaten biliyordun.
Bize nelerle karşılabileceğimizi açıkca söylemiştin.
“Ey Türk Gençliği” diyen sesin hala kulaklarımızda.
Gençken bu hitabeyi her okuyuşumuzda hepimiz içimizden “üzerimize düşeni yaparız elbet” demiştik.
Şu anda kaçımızın hala aynı fikirde olduğunu tahmin etmek biraz zor.
Neyse!
Senin ideallerine inanan, seni putlaştırmamış, her olayı bilimin penceresinden değerlendiren bizler buradayız.
Eskisi kadar çok değiliz.
Senin gösterdiğin yolun değil de, senin yarattığın gücün etrafında toplananların hepsi yolda döküldü.
Kimisi paranın gücüne, kimisi iktidar nimetlerine dayanamadı.
Kimisi dünyada popüler olmayı, ülkesinde onuruyla yaşamaya yeğ tuttu.
Kimisi korktu. Anlık rüşvetleri, çocuklarının geleceğine tercih etti.
Kimisi hümanist kesildi. Tarihin neden tekerrür ettiğini unutup , ülkesine başkasının gözlükleriyle bakmaya başladı.
Kimisi sivil toplum örgütçüsü oldu. Parayla fikir ithalatçılığı yaptı.
Kimisi kendine iktidar alanı açmak için, bugüne kadar bu ülkeyi yüzlerce kere dolandırmış kişilerle işbirliği yapıp, onları idare edebileceğini sandı.
Ama hepsinin vicdanı, 128 yıl önce doğan senin görüşlerinin, günümüzde de hala geçerli olmasını kaldıramadığından, bütün yapılanların senin görüşlerine uygun olduğunu anlatmak için neler uyduruyorlar neler, yaratıcılıkta sınır yok, keşke görebilseydin.
Artık yolumuza onlarsız devam ediyoruz.
Bu anlattıklarımı sakın bir şikayet, veya bir çaresizlik ifadesi olarak düşünme.
Sadece bize gerçekleri görmeyi, ona göre politikalar üretmeyi, kendine ve milletine güvenerek onurlu davranmayı sen öğrettin.
Sen aramızdan ayrıldıktan sonra ulusal hedeflerimize konsantrasyonumuzu kaybettik, birbirimizle uğraştık, küçük kurnazlıklarla vakit kaybettik, düşmanlarımızın ülkemizin planlarına müdahil olmasına izin verdik.
Kişisel çıkarlarını siyaset diye yutturanlarla, milleti için fedakarca çalışanları birbirinden iyi ayıramadık.
Ağaları, şeyhleri, savaş zenginlerini, saltanat meraklılarını, din bezirganlarını yeniden hortlattık. Senin yönetimine diktatörlük diyenlerin, demokrasi diye diye nasıl kendi krallıklarını kurduklarını zamanında farkedemedik.
Ama artık daha tecrübeliyiz. Kolay kolay, gazete haberlerinin, kimin çektiği belli olmayan filmlerin, yalancı kahramanların tuzaklarına düşmüyoruz. Bütün hatalarımıza rağmen uğraşıyoruz, didiniyoruz, anlatıyoruz, uyandırmaya çalışıyoruz.
Bizimle dalga geçiyorlar:
Emperyalizm çağının bittiğini, dünyada bütün ülkelerin barış içinde, uygarlık yolunda yürüdüğünü artık bizi millet yapan, bu vatanda birarada tutan bu fikirleri bırakmamız gerektiğini söylüyorlar.
Üzülmüyoruz, yılmıyoruz, tekrar uğraşıyoruz, tekrar anlatıyoruz.
Biz, daima burada olacağız.
-------------------------------------------
Ama,
seni özledik.
Senin ufkunu özledik.
Yol göstericiliğini,
milletine her zaman güvenmeni,
senin onurunu özledik.
Senin sarı saçını,
mavi gözünü,
dostluğunu özledik.
Vatanın için verdiğin emeği, yaptığın fedakarlığı,
bizleri hep biraraya getirmeye çalışmanı özledik.
Her kelimeni dikkatle seçişini,
kim olursa olsun karşındakine gösterdiğin saygıyı,
sözlere yüklediğin anlamın derinliğini özledik.
Bağımsız karakterini,
barışa hasretini,
gerektiğinde çizmelerini çekip savaşa hazır olma kararlılığını özledik.
Kendi kendini eğitmeni,
okumadan,
bilenlerle tartışmadan karar vermeyişini özledik.
“En hakiki mürşit ilimdir” diyen sesini,
bilim adamlarına verdiğin desteği özledik.
Davet edilmeden hiçbir uluslararası kuruluşa yüz vermeyişini,
dış seyahatlere gitmeden bütün kralların seni ziyarete gelişini,
milletine uşak dedirtmeyen özgüvenini özledik.
Uzak görüşlülüğünü,
çocuklara olan sevgini,
gençliğe güvenini,
geleceğe olan inancını özledik.
“Ne mutluTürküm diyene” deyişini özledik.
Seni Özledik!
------------------------------------
Senin inançlarını, yaptıklarını, herşeye rağmen, üniversitemizde yaşatıyoruz.
Hedeflerimizi hiç değiştirmedik,
Halkımızın refahı,
Vatanımızın bütünlüğü,
Vicdanımızın özgürlüğü,
Birey olmanın özgüveni,
Bilimin ışığı.
Atam, hepimiz, öğrettiklerini, seni, unutmadık.
Sen rahat uyu!
En derin saygılarımızla ve en içten sevgilerimizle!
10 Kasım 2009.
Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyeleri, Elemanları, Öğrencileri ve Memurları adına
Prof.Dr.Fazıl Necdet Ardıç
Rektör
Not: Aslında böyle kopyalayıp yapıştırmaktan hiç hoşlanmıyorum ancak bu mektubun altına imza atma dışında ne ekleyecek ne çıkarak bir şey bulamadım.