İkametgahımın olmadığı muhtara yapılan tebligat

Merhaba,değerli görüş ve önerilerinizi esirgemezseniz çok sevinirim.Şimdiden teşekkürler..
Bir bankanın kredi müşterisiyim.Ve krediye başvururken o dönem ikamet ettiğim evin bir faturasını götürerek krediyi almıştım.
Ve o adreste iken ikametgahım hep annemlerin evinin üstünde görünüyordu.Yıllardır da böyle. Çünkü orası bir bekar eviydi ve her zaman için ailemin yanına dönebileceğimi düşünerek ikametgahımı oraya aldırmadım.2009 Temmuz ayında da,işsiz kalınca,o adresten tamamen ayrılarak annemlerin oturduğu eve geri döndüm.
İşsiz olduğum için son dönemde kredi taksitlerini aksatmak zorunda kaldım. Elime para geçtikçe şubeye gidip elden yatırmaya başladım. 12.01.2010 tarihinde yine şubeye giderek, "ne kadar ?" ödemem gerektiğini sordum ve 173.74 TL cevabını aldım ve bu meblağı yatırdım.
26.03.2010 tarihinde yeniden şubeye gittim ve kalan tüm borcumu ödeyip hesabı kapatmak istediğimi belirttim. 145 TL yatırmanız gerekiyor dediler. "Bu meblağı yatırınca hesap tamamen kapanıyor mu ?" diye sorunca, borcunuz takibe girmiş dediler ve hesaplayamadılar.Sonra bir avukatın numarasını verdiler ve onunla görüşmemi istediler.
Avukatı aradım ve biz sizin adresinize 11.01.2010 tarihinde tebligat yapmışız ve 15.01.2010 tarihinde de işlemlere başlamışız dediler. Güncel borç tebliğ,takip ve vekil ücretleriyle birlikte 372 TL olmuş dedi. Avukattan telefon numaralarımı kontrol ettirdim ve güncel cep numaramın kayıtlı olduğunu öğrendim ki zaten bankaya bu numarayı ben vermiştim.
"Bana neden telefonumdan siz veya banka ulaşmadı ?", "İkametgahımın dahi olmadığı bir muhtara benim adıma nasıl tebligat yaparsınız ve bu tebliğden beni sorumlu tutarsınız ?", "Şubenize geldiğim zaman neden bu bilgi bana verilmiyor ve ben hesabı kapatmak için geldiğimde neden kendi araştırmamla bu sonuca ulaşıyorum ?", "Hangi hizmetinize karşılık benden vekil ücreti talep ediyorsunuz, zira siz bana değil ben size ulaştım" gibi söz ve sorularıma karşılık, "siz çok biliyorsunuz,bu meblağı ödeyin yoksa bir işlem daha yaparım ve 100 TL daha ödemek zorunda kalırsınız" gibisinden küstahça bir yaklaşımla karşılaştım.
Ve bu tavra karşılık,hukuki haklarımı araştıracağımı bu nedenle ödeme yapmayacağımı söyledim.
Ki zaten borcum 12.01.2010 tarihinde 145 TL imiş. Böyle bir tebliğden haberim olsa ve ödeme gücüm olsa o tarihte öderdim tüm borcumu. Şimdi 145 TL'yi bile ödemekte zorlanırken,karşıma haybeye 372 TL'lik bir borç kondu.

''kredi taksitlerini aksatmak zorunda kaldım. Elime para geçtikçe şubeye gidip elden yatırmaya başladım.''

Borç muaccel olduktan sonra bankanın yapmış olduğu takip haklıdır.Vekalet ücretini ödemek durumundasınız.

Alıntı:

---

sonuncuyaka rumuzlu üyeden alıntı

''kredi taksitlerini aksatmak zorunda kaldım. Elime para geçtikçe şubeye gidip elden yatırmaya başladım.''

Borç muaccel olduktan sonra bankanın yapmış olduğu takip haklıdır.Vekalet ücretini ödemek durumundasınız.

---

öncelikle ilginiz için teşekkür ederim.
benim asıl merak ettiğim konu,tebligatın bu haliyle geçerli olup olmadığıdır. zira ilgili yasa der ki :

ADRESTE HİÇ KİMSE YOKSA (Teb.K.m.21-Teb.Tüz.m.28 );

Kendisine tebligat yapılacak kimse veya muhatap adına tebligatı alabilecek-muhatapla birlikte aynı konutta oturan kişiler veya hizmetçiler veya daimi memur veya müstahdemlerinin vs.-hiçbirisinin gösterilen adreste bulunmadığı takdirde, tebliğ memuru önce adreste bulunmama nedenlerini araştıracak, o adreste bulundukları halde tebligat yapılacağı sırada geçici olarak orada bulunmuyorlarsa 2l.maddeye göre işlem yapacaktır.
Yapılan araştırmada,muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün tespiti halinde ise evrak yeni adres tespiti için iade edilecektir.

Bu maddeye dayanan yargıtay hükümlerini incelediğimde :
1-Tebligat yasasının 20,21 ve özellikle tüzüğün 28.maddesi uyarınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar,ihtiyar kurulu,zabıta amir ve memurlarından soruşturulup beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeler halinde ise bu durumu yazarak imzalaması gerekir.Tebligatın bu şekilde yapılması geçerlilik koşuludur. Bu şekilde yapılmayan tebligat geçerli değildir. (HGK 29.12.1993 T. 93/118 - HGK 16.9.1991 T. 712371-604 ve 778 – 876 – 19. HD 16.05.2003 T. E.2002/3507 K.2003/5176 -26.01.2006 T. E.2005/10350 K.2006/268)5

2-Muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tebligat evrakına yazılmamıştır. Bu hali ile tebligat geçersizdir. (2.HD 22.1.2003 T. E.2002/14672 K. 2003/768)

3-Tebligat belgesinde,adrese gidildi. Adresin kapalı olması sebebiyle Teb.kan.21.maddesine göre işlem yapılarak mahalle muhtarı Vedat imzasına tebliğ edildi. 2 nolu örnek doldurularak muhatabın kapısına yapıştırıldı. Komşusu jale haberdar edildi. Şeklinde açıklama yapılmış, evrakın teslim edildiği muhtarın imzası alınmıştır.
Adresinde bulunmayan kişilere tebligatın hangi şekilde yapılacağı, Teb.Kan.21.ve Teb.Tüz. 28.maddesinde açıklanmıştır. Buna göre tebliğ memurunun, muhatabın adreste bulunamama nedenini bilmesi muhtemel kişilerden araştırarak, gerekli soruşturmanın yapıldığı tebliğ mazbatasında belirtilmesi gerekir.Bu kişilerden gerekli soruşturmanın yapılıp,yapılmadığı tebliğ evrakında belirtilmemiş ise tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulunmadığı belgelenmemiştir. Tebliğ memuru tarafından yazılı beyan, onun mücerret (soyut) sözünden ibaret kalmış olup yapılan tebligat geçerli değildir. (HGK 18.4.2001 T. E. 2001/6- 386 K.2001/389 )

sonuçlarına ulaşmaktayım.sizlerin bu konudaki görüşleri nelerdir,bunu öğrenmek isterim.

Kendi sorunuza kendiniz cevap vermişsiniz. Fakat anlamadığım konu Söz konusu tebligat eski adresinize değilde mevcut adresinize yapılsaydı ne farkederdi. Haksız bir takip olsa itiraz edeceksiniz diyecem ama itiraz etseniz birde %40 inkar tazminatı ödüyeceksiniz. Avukat takibi başlatmakla zaten vekalet ücretini haketmiş durumda. Ayrıca tebligat kanunu ve yargıtay kararlarını araştırmanız ve sorgulamanız güzel birşey vatandaş olarak hukuki haklarımızı bilmekte güzel ama Adresden ayrılırken ilgili kurumlara adres değişikliğini bildirmekte vatandaşlık görevi. Yani siz bir anlamda diyorsunuzki ben adresden ayrıldım yeni adresi bildirmedim banka benden alacağını ben nasıl ödersem o şartlarla tahsil etmek zorunda. Böyle bir yasada yok, kredi taksitlerini 2 ve 3 taksit ödemeyen müşterilerin kredi hesapları banka tarafından kat edilir ve yasal sürede ödenmez ise yasal takip başlar. hiç tebligat yapılabilme şansı dahi olmasa bankaya bildirdiğiniz adrese icra takibi başlatmakla yasal takip başlar. Şimdi icra hakimliğine başvurup icra takibinden yeni haberim oldu ve takibe itirazım var deme hakkınız var ama sonuç bakımından ne fark edecek anlamış değilim.

sayın karakas2,farkın şu noktada olduğunu düşünüyorum.
bankanın tebligatı elime geçmedi ve bu nedenle ödeme yapamadım.haklısınız,elbette banka borcunu isteme hakkına sahip ama dediğim gibi,11 Ocak'ta sözüm ona tebligat yapılmış ve 12 Ocak'ta gayriihtiyari bankaya giderek ödeme yapmışım.Ve avukat işlemleri 15 Ocak'ta başlatmış.Eğer ben 12 Ocak'ta bankaya gittiğimde durumdan haberdar edilseydim borç bulur yine 145 + tebliğ masrafını öderdim. Ama durumdan haberdar edilmediğim için 160 TL vekalet ücreti ödemek durumunda kalıyorum.
Sizce de bu haksızlık değil mi ?

Bankayla aranızda ne geçti bilemem ama hukuki olarak her kredi sözleşmesiniz şartları arasında kişinin sözleşme belirttiği adrese yapılan tüm ihbar ve tebliğler kendisine yapılmış sayılır ibaresi olmakla birlikte adres değeştirme durumda bildirilme zorunluluğu bulunmaktadır. Siz dürüstçe borcunuzu ödüyorsunuz sözüm size değil ama bankanın tek müşterisi siz değilsiniz kredi alıp sırra kıdem basan o kadar çok insan varki banka bunların herbirinin arkasına dedektif takamaz , bankaların bilgisayar sistemi siz para yatırıken tüm bilgileri işlemi yapan kişi tarafından istek olmadan görülecek şeklinde değil siz hangi bilgiyi istiyorsanız kademe kademe o bilgiye ulaşıyorlar.Siz borcum tamamen bittimi diye sormasanız memur o bilgiyi göremezdi.Siz iyi niyetle borcunuzu ödemeye çalışıyorsunuz rakam düşük olduğu için avukatlık ücretide asgari ücrettir. burda bir haksızlık sizce olabilir ama bence dışardan öyle gözükmüyor.Belki yorumlarım sizin hoşunuza gitmiyecek ama üzgünüm durum bu.

Sayın Macnacks
Size hesap katını ihtar eden bir ihtarname tebliğ edilmediği açık Ayrıca bir icra takibi yapıldığını söylemektesiniz.
İcra takibinin tebliğ şekli şu ifadelerinize göre usulsüz görünüyor. En doğrusu ilgili avukattan dosya bilgilerini alarak icradan dosyanızı incelemenizdir.. Dosyanızı inceleyerek daha somut bilgiler almanız gerekir.Tebligatın usulsüz olduğunu tespit ederseniz şikayet yolu ile usulsüz tebligat iptal edilir.Tabi şikayet esnasında aynı zamanda dosyaya itirazınızı da bildirmeniz gerekir.

4077 sayılı yasa 10. madde den alıntı Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez."

Yasa hükmüne dayanarak konuda haklı olduğunuzu düşünüyorum.

Tüketici Kredisi
Madde 10- (Değişik: 6/3/2003-4822/15 md.) Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir. Tüketici kredisi sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen kredi şartları, sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez.

Sözleşmede;
a) Tüketici kredisi tutarı,
b) Faiz ve diğer unsurlarla birlikte toplam borç tutarı,
c) Faizin hesaplandığı yıllık oran,
d) Ödeme tarihleri, anapara, faiz, fon ve diğer masrafların ayrı ayrı belirtildiği ödeme planı,
e) İstenecek teminatlar,
f) Akdi faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi oranı,
g) Borçlunun temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları,
h) Kredinin vadesinden önce kapatılmasına ilişkin şartlar,
ı) Kredinin yabancı para birimi cinsinden kullandırılması durumunda, geri ödemeye ilişkin taksitlerin ve toplam kredi tutarının hesaplanmasında, hangi tarihteki kurun dikkate alınacağına ilişkin şartlar,
Yer alır.
Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez.
Tüketici, kredi verene borçlandığı toplam miktarı önceden ödeyebileceği gibi aynı zamanda vadesi gelmemiş bir ya da birden çok taksit ödemesinde de bulunabilir. Her iki durumda da kredi veren, ödenen miktara göre gerekli faiz ve komisyon indirimini yapmakla yükümlüdür. Bakanlık ödenen miktara göre gerekli faiz ve komisyon indiriminin ne oranda yapılacağının usul ve esaslarını belirler.
Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda satılan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmemesi halinde kredi veren tüketiciye karşı satıcı veya sağlayıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.
Kredi verenin ödemeleri bir kıymetli evraka bağlaması ya da krediyi kıymetli evrak kabul etmek suretiyle teminat altına alması yasaktır. Bu yasağa rağmen tüketiciden bir kıymetli evrak alınacak olursa, tüketici bu kıymetli evrakı kredi verenden geri istemek hakkına sahiptir. Ayrıca, kredi veren kıymetli evrakın ciro edilmesi sebebiyle tüketicinin uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür.

Kredi Kartları
Madde 10/A- (Ek: 6/3/2003-4822/16 md.) Kredi kartı ile mal veya hizmet alımı sonucu nakdi krediye dönüşen veya kredi kartı ile nakit çekim suretiyle kullanılan krediler de 10 uncu madde hükümlerine tabidir. Ancak, bu tür krediler hakkında 10 uncu maddenin ikinci fıkrasının (a), (b), (h) ve (ı) bentleri ile dördüncü fıkra hükmü uygulanmaz.
Kredi veren tarafından tüketiciye gönderilen dönemsel hesap özetleri, 10 uncu maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinde öngörülen ödeme planı hükmündedir. Dönemsel hesap özetinde yer alan asgari ödeme tutarının vadesinde ödenmemesi halinde; tüketici, 10 uncu maddenin (f) bendinde yer alan gecikme faizi dışında herhangi bir isim altında yükümlülük altına sokulamaz.
Kredi veren faiz artırımını otuz gün önceden tüketiciye bildirmek zorundadır. Kredi veren tarafından artırılan faiz oranı geriye dönük olarak uygulanamaz. Tüketici bildirim tarihinden itibaren en geç altmış gün içinde tüm borcu ödeyip kredi kullanmaya son verdiği takdirde faiz artışından etkilenmez.
Mal veya hizmetin kredi kartı ile satın alındığı durumlarda, satıcı veya sağlayıcı, tüketiciden komisyon veya benzeri bir isim altında ilave ödemede bulunmasını isteyemez.

BİLDİRİM ZORUNLULUĞU

Madde 16 - Kart hamili, kendisine tevdi edilen kartı ve kartın kullanılması bir kod numarası, şifre veya kimliği belirleyici başka bir yöntemin kullanılmasını gerektiriyorsa bu bilgileri güvenli bir şekilde korumak ve başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak önlemleri almak, kartın kaybolması, çalınması veya iradesi dışında gerçekleşmiş herhangi bir işlemi öğrenmesi halinde kart çıkaran kuruluşu derhal haberdar etmek zorundadır.

Kart hamili adresinde meydana gelen değişiklikleri, değişiklik tarihinden itibaren onbeş gün içinde kart çıkaran kuruluşa bildirmekle yükümlüdür.

sayın sonuncukaya ve sayın phantom of law, açıklamalarınızı okudum ve detaylı paylaşımlarınız için teşekkür ederim.
şimdi sizlere sormak istediğim asıl soru şudur : "avukatın vekalet süreci ne zaman başlar ?" burada bu soru önem kazanmaktadır. yani banka ihtarnameyi gönderip, ihtarnameye karşılık bulamadığında mı avukata devir olur konu,yoksa bankanın ihtarnameyi göndermesi başlı başına avukatla birlikte başlayan ve yürüyen bir süreç midir ?
bankaya adres değişikliğini yasal süre zarfında bildirmemiş olmamın benim kabahatim olduğu ortadadır.
ama bu ihtarname ve muhtara yapılan tebligatlarla ilgili sitede birçok sorun gördüm.ve bu noktada "tebligat" sürecinin suistimal edildiğini düşünmekteyim. sadece bana karşı değil, bankacılık ve telekominikasyon sektöründeki birçok müşteriye karşı.
eğer doğru anladıysam,tebligat bana ulaştığı anda borcumu ödeseydim avukat vekalet ücreti ile karşılaşmayacaktım. işte bu noktada tebligatı yapanın tebligat hükümlerine uyması esastır. banka eğer bana ulaşmak isteseydi, zahmet edip telefon numaramdan ulaşabilirdi. bunun yerine karşılık alamayacağı bir tebligat yapıp dosyayı avukata devretmek ve daha fazla masraf çıkartmak işine geldi.ama dediğim gibi,bu varsayımım avukatın yetkisinin ihtarnameden sonra başlaması esasına dayanmaktadır.
yok eğer aksi söz konusuysa,yani ihtarname yollandığı anda avukatın görevi başlıyorsa tüm ücretleri ödemek durumunda kaldığım aşikardır.
ama avukatın söylediğine göre,11 Ocak'ta tebligat yapılmış ve 15 Ocak'ta işlemler başlatılmış.
özetle,eğer avukatın görevi tebligata cevap alınamamasından sonra başlıyorsa, tebligat hükümlerine uyulmadığı için avukatlık vekalet ücreti adı altında benden istenen parayı geri isteyeceğim. çünkü tebligat hükümlerine uyulmadığı açıktır.
yok eğer banka tebligatı avukat aracılığıyla yolluyorsa ve avukatın görevi tebligat aşamasının daha başında başlıyorsa,o zaman şeriatın kestiği parmak acımaz demekten başka çarem olmayacak.
sizden ricam,avukatın görevinin hangi aşamada başladığı konusunda değerli bilgilerinizi esirgememenizdir.
Not:(Bu arada benden istenen miktarı bugün itibariyle bankaya yatırdım.bundan sonra yapmaya çalışacağım şey,tebligat masrafları hariç diğer tüm bedellerin bana iadesini sağlamaktır.işte bu noktada sorumun cevabı önem kazanmaktadır.)
saygılarımla..

Alıntı yaptığım yasa maddesi açık. Size yasal olarak bir hafta süre vererek ihtarda bulunmaları gerekir. BU süreye yani açık yasa hükmüne uymadan takip yapılması sizi haklı kılacaktır. Kaldı ki siz farkında olmadan bir gün sonra ihtarnameye uymuş oluyorsunuz. Gidip bu tarihten sonra ödeme yapmanız bir kanıttır. Tebligat kanunu hükümleri açık bir yasal tebligatın nasıl yapılacağı bellidir. Size yapıldığı iddia edilen tebligatın bu şartlara uymadığı belli. İkametinizin olmadığı adreste tebligat yapıldı ise bu usulsüz sayılacaktır.
Dediğim gibi önce icra dosyasını (Eğer bir takip varsa)inceleyin ve konu hakkında doğru bilgileri edinin.
Sonra gerekir ise usulsüz tebligat yolu ile itiraz ederek takibi durdurmanız mümkündür.
Ayrıca konu miktarı nedeni ile mahkemeye değil TSHH ne müracaat edilecek bir konudur. Takibin durmasını sağladıktan sonra TSHH ne başvuru yaparak yasa hükmüne uyulmadığını tespit ettirebilirsiniz.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/10762

K. 2005/15007

T. 7.7.2005

• HESAP ÖZETİNİN TEBLİĞİ ( Bila Tebliğ İade Olunduğundan Bu Durumda Hesap Özetinin Tebliğ Edildiğinin Kabulü Gereği )

• SÖZLEŞMEDE GÖSTERİLEN ADRESİN DEĞİŞTİRİLMESİ ( Yurt İçinde Bir Adresin Noter Aracılığıyla Krediye Kullandıran Tarafa Bildirilmesi Halinde Sonuç Doğuracağı - Hesap Özeti Bila Tebliğ İade Olunduğundan Hesap Özetinin Tebliğ Edildiğinin Kabulü Gereği )

• GEÇERLİ TEBLİGAT ( Borçluya Çıkartılan Hesap Özeti Bila Tebliğ İade Olunması Nedeniyle - Yurt İçinde Bir Adresin Değiştirilmesi Noter Aracılığıyla Krediye Kullandıran Tarafa Bildirilmesi Halinde Sonuç Doğuracağı )

2004/m.68/6

ÖZET : Borçluya çıkartılan hesap özeti bila tebliğ iade olunduğundan bu durumda hesap özetinin tebliğ edildiğinin kabulü gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : 4949 Sayılı Yasa ile değişik İİK.nun 68/6 madde hükmü gereğince; "sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediye kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğur; Yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır."
Nitekim, somut olayda da gözlendiği gibi yukarıda açıklanan madde hükmüne uygun olarak borçluya çıkartılan hesap özeti bila tebliğ iade olunduğundan bu durumda hesap özetinin tebliğ edildiğinin kabulü gerekeceğinden Mahkemece işin esası incelenmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 07.07.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bankanın hesap özeti ihtarnamenin tebliğine ilişkin kurallar ile icra ve mahkemelerce yapılacak tebligatlara ilişkin kuralları birbirine karıştırmayınız

Yasal sürelere uymamak farklı bir konudur. Adres bildirme yükümlülüğüne uymamak ise farklı bir konu. 4077 sayılı yasa icra takibatı için en az iki taksit ve en az bir hafta süre vermektedir. Ayın 11 inde tebligat yapılır, tüketici 12 sinde ödeme yaparsa siz ayın 15 inde takibe başlarsanız yasal süreye uymamış olursunuz. Bu takdirde yaptığınız icra takibi haksız olur. Benim usulsüz tebligat ile kastettiğim konu icra ödeme emrinin tebliğidir. Taşınılan adrese ödeme emri gönderildi ise burada tebligat kanunu hükümlerinin en ince ayrıntısına kadar uygulanması gerekir.


Esas No : 1999 / 609 Karar No : 1999 / 744
Merci : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Tarih : 29/09/1999
Özü : TEBLİGAT, BİLGİLENDİRME YANINDA BELGELENDİRME ÖZELLİĞİ DE BULUNAN BİR USUL İŞLEMİDİR. BU NEDENLE TEBLİĞ İLE İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİNİN EN UFAK AYRINTILARINA KADAR UYGULANMASI GEREKLİDİR. TEBLİGAT, MUHATABIN BİLİNEN SON ADRESİNE YAPILIR. ADRESTE BULUNAMAZSA TEBLİĞ MEMURU DURUMU MAHALLE, KÖY MUHTARLIKLARINA DOĞRULUĞUNU ONAYLATTIRMAK SURETİYLE TESPİT EDER. BU HUSUS, TEBLİĞİ ÇIKARAN KURUMA BİLDİRİLİR. İLGİLİ MERCİİ, TEBLİĞ YAPILACAK KİŞİNİN ADRESİNİ İLGİLİ KURUMLARDAN ARAŞTIRIR. ADRES BULUNAMAZSA İLANEN TEBLİGAT YAPILIR. SAVUNMA HAKKI İLE SIKI SIKIYA İLİŞKİLİ OLAN ADRES ARAŞTIRMASININ ZABITAYA YAPTIRILAN İNCELEME İLE SINIRLI TUTULMASI, HAKKIN KISITLANMASI SONUCUNU DOĞURUR. ADRES ARAŞTIRMASININ GENİŞ BİR ÇERÇEVE İÇİNDE YAPILMASI GEREKİR. İLANEN TEBLİGAT EN SON BAŞVURULACAK ÇAREDİR

Konu bankanın ihtarname göndermediği yada eski adrese tebliğ edildiği için icra takibi başlıyamıyacağı hususunda ve tebligatında eski adrese yapılıp yapılamıyacağı ve avukat vekalet ücreti ödememe konusunda toplanıyor. Ben bankanın eski adrese yenisi bildirilmedikçe gönderilen noter ihtarının tebliğinin mümkün olduğunu söylüyorum ve bu ihtarın yasal süresi geçtikten sonra avukatın icra takibi başlatmasındada bir yalış olmadığını buraya kadar yapılan işlemlerdede avukatın vekalet ücreti talep etme hakkı olduğu kanısındayım. son konu ise icra tebligatının tebliğ şekli ,burdada tebligat usulsüz olabilir ama dikkat ederseniz şunu sormuştum borcun doğumu ile ilgili itiraz yok ise bu tebligat yeni adresinize gelse değişen ne olacak ? yine vekalet ücreti ,masraflar faiz ve ana para olarak öedemek durumundasınız. Haa ödediğiniz bir paradan dolayı veya borcunuz olmayan bir borçtan dolayı icra takibi başlamış ve bu durumdan yeni haberiniz olmuşsa zaten itiraz hakkınız herzaman var. Ama sayın soruyu soran arkadaş borcum var ama ben vekalet ücreti ödemekle haksızlığa uğruyorum demektedir. Bana göre mevcut durumda itiraz edilsede sonuç bakımından değişecek hiç bir şey olmayacaktır.

4077 sayılı kanun 10 maddeye göre icra takibi yapabilmek için en az iki taksidin ödenmemesi ve en az bir hafta süre vererek ihbarda bulunulması gerekir. Bu şekil şartıdır.
Siz ayın 11 inde ihtarname gönderir ve 15 inde icra takibi yaparsanız icra takibi yapma hakkınız doğmadan takip yapmış olursunuz. Arada 7 günlük sürenin olmadığı sabit değil mi? İcra takibatı hakkı doğmadan yapılan bir takip şikayet halinde (İcra hukuk) iptal edilir. Aynı konu taksitle satış sözleşmesi içinde geçerlidir. Taksitle satış sözleşmesine bağlı birkaç tane takibi ben iptal ettirdim. Takip iptal edilince vekalet ücreti ve icra masrafı kalır mı? Tebligat gerçek adrese gelse veya banka ödeme esnasında ikaz etse anaparayı vekalet ücreti ve icra masrafları olmadan ödemiş olur.
Anaparayı ve faizini ister bankaya isterse posta havalesi ile göndermesi yeterli olur.

12/01/2010 tarihinde bankaya gitim nekadar borcum olduğunu sordum 173 tl dediler ve yatırdım . Vadesi gelen borç bukadarsa ve ödenmişse 11/01/2010 da temerrüte düşen borç hangisi 3. ay gittiğinde 145 tl olduğunu öğreniyor ve icrada olduğunu öğreniyor bu durum mantıken olacak birşey değil, verilen tarihlere göre 11/01/2010 tarihinde icra işlemimi başlamış ihtarmı çekilmiş bu belli değil. 11/01/2010 tarihinde kat edilmiş veya avukata verilen hesabın ,vadesi gelen borcu 173 tl banka nasıl tahsil eder ve 3. ay kalan borç 145 tl nasıl olur?

Alıntı:

---

Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Macnacks
Size hesap katını ihtar eden bir ihtarname tebliğ edilmediği açık Ayrıca bir icra takibi yapıldığını söylemektesiniz.
İcra takibinin tebliğ şekli şu ifadelerinize göre usulsüz görünüyor. En doğrusu ilgili avukattan dosya bilgilerini alarak icradan dosyanızı incelemenizdir.. Dosyanızı inceleyerek daha somut bilgiler almanız gerekir.Tebligatın usulsüz olduğunu tespit ederseniz şikayet yolu ile usulsüz tebligat iptal edilir.Tabi şikayet esnasında aynı zamanda dosyaya itirazınızı da bildirmeniz gerekir.

---

Varsa icra dosyasından yada ilgili Banka avukatından doğru bilgi alınması gerektiğini en başta söylemiştim.

kusura bakmayın lütfen,şu sıralar çok yoğun olduğum için sadece takip edebildim ancak eşlik edemedim. yarın yani 06.04.2010 tarihinde avukatın bürosuna gidip hesabın kapandı yazısını ve dosya bilgilerini alacağım. yarın çok daha sağlıklı bilgileri sizinle paylaşma imkanım olacak.