Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Böbrek hastalıkları ve özellikle bunların sonucunda ortaya çıkan kronik böbrek yetmezliği konusunda komuoyunda farkındalık yaratılmak amacıyla her yıl 11 Mart “Dünya Böbrek Günü” olarak kutlanıyor. Bu yıl, kronik böbrek yetmezliğine yol açan en önemli neden olan diyabet konusuna dikkat çekiliyor.
Dünyada her beş erişkinden birinde değişik nedenlere bağlı olarak böbrek hasarı görülüyor. Her yıl milyonlarca insan kronik böbrek hastalığı nedeniyle yaşamını beklenenden çok daha erken bir zamanda kaybedebiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Cem Sungur, günümüzde kronik böbrek yetmezliğinin en sık rastlanan nedenlerinin diyabet ve hipertansiyon olduğunu söyledi.
Ülkemizde sayıları 60,000’ine yaklaşan diyaliz hastası olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sungur, “Böbrekleri artık görevlerini yerine getiremeyecek kadar hasar görmüş olan bu hastaların üçte birinde sorunu diyabet” diye konuştu.
Prof. Dr. Cem Sungur’un verdiği bilgiye göre, gelişmiş ülkelerde her iki diyaliz hastasından birinin böbrek hastalığı, diyabete bağlı olarak gelişiyor.
“Eğer diyabete bağlı böbrek yetmezliği gelişimi bu hızda devam edecek olursa, 2030 yılına gelindiğinde ülkeler sağlığa ayırdıkları bütçelerinin yüzde 40’ını diyaliz hastaları için harcamak zorunda kalacaklar” diyen Prof. Dr. Sungur şu bilgileri verdi:
“Son beş yılda yapılan tüm toplum sağlığı araştırmaları, kronik böbrek hastalığının görülme sıklığında büyük bir artış olduğunu gösteriyor. Bunun iki önemli nedeni var. Birisi neredeyse salgın hastalıklar hızıyla yaygınlaşan diyabet, diğeri de toplumların yaşlanması.
Ülkemizde kronik böbrek hastalığının en fazla görüldüğü coğrafi bölge Marmara Bölgesi. Hemen her 6 kişiden birinde bir çeşit böbrek hasarının olduğunu söylemek mümkün. Yine ülkemizde kadınlar kronik böbrek hastalığının görülme sıklığı açısından erkeklerden daha dezavantajlı görünüyor. Bu ilginç bir bulgu ve dünya istatistiklerinden farklı bir özellik taşıyor.”
Tarama testi ile tanı konabilir
Kronik böbrek hastalığının henüz denetlenebilir aşamada olduğu böbek hasarının erken dönemlerinde, hastaların hiçbir yakınması olmuyor. Hekim muayeneleri sırasında da bir bulgu saptanmıyor. Ancak yapılacak tarama testleri ile bu önemli sağlık sorununun henüz başlangıç aşamasında saptamanın mümkün olduğuna dikkat çeken Prof. Sungur, testlerle ilgili şu bilgileri verdi:
‘Testlerden birisi kan örneklerinde yapılan “serum kreatinin” testi. İkincisi ise idrar örneğinde yapılan “mikroalbumin/kreatinin” oranı. Bütün gelişmiş sağlık kuruluşlarında kolaylıkla yapılan bu testleri herkesin yaptırması gerekmiyor. Böbrek yetmezliği açısından yüksek risk altında olan kişilerde bu iki testin yapılması çok önemli ve önceliklidir. Öte yandan diyabeti ve hipertansiyonu olan bireyler ve birinci derece yakınlarında diyabet, hipertansiyon veya böbrek hastalığı olan bireylerin bu iki testi yaptırarak böbrek hasarı açısından taranması gerekiyor.
Böbrek hasarına ilişkin erken dönem bulguları olan bireylerin kalp krizi, inmeler, bacak damar tıkanıklıkları gibi kalp–damar hastalıklarına yatkınlığı da artıyor. Bu nedenle böbrek hastalığının erken dönemlerde teşhis edilmesi kalp damar hastalıklarından korunma açısından da önem taşıyor.
Böbrek hastalığı başladığı zaman uyguladığımız tedavilerde çok önemli gelişmeler olduğunu belirten Prof. Dr. Sungur, “Ancak asıl önemli olan böbrek hasarı olan bireylerin sayısındaki artışın engellenmesidir” diye konuştu.
(Hürriyet/11.03.2010)
Cevap: Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Bu meyveler böbrekleri koruyor
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Konya Uygulama ve Araştırma Hastanesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Murat Gönen, limon, portakal, mandalina, greyfurt gibi turunçgillerin böbrek taşı hastalığının oluşumunu engellediğini söyledi.
Yrd.Doç.Dr. Gönen, "Böbrek taşı hastalığının en önemli özelliği tekrarlayıcı olmasıdır. Bu yüzden daha önce böbrek taşı hastalığına yakalanmış bir kişinin ikinci kez böbreğinde taş oluşma ihtimali yüzde 50'nin üzerindedir. Böbrek taşının tedavisi kadar oluşumunun da önlenmesi önemlidir" dedi.
Yrd.Doç.Dr. Murat Gönen, böbrek hastalarının günde en az 8 bardak su içmesi gerektiğini kaydetti. Yrd.Doç.Dr. Gönen, "Ayrıca böbrek taşı hastalığına yakalanmamak için ıspanak, kakao, çay yaprakları, ceviz, buğday kepeği gibi gıdaları tüketmekten kaçınılmalıdır. Bunun yanında limon, portakal, mandalina, greyfurt gibi turunçgiller de böbrek taşı hastalığının oluşumunu engelleyen bir faktördür" diye konuştu.
(Haberturk/15.03.2010)
Cevap: Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Bu konuda sadece yaşanmış, ve dayımın anlattığı bir olayı anlatıyorum.Dayım ormancı iken böbreklerinden rahatsızlanır ve Muğla Devlet Hastahanesine gider.Yıl; zakkumcu Ziya'nın o hastahanede kanser denemeleri yaptığı yıllardır.Konu böbrek olunca, doktor ona yaşadığı bir olayı anlatır:"Birgün bir adam gelir.Her tarafı ödem.Böbrekleri bitmiş.Ona derim ki; böbrek bulacaksın.Yoksa birkaç ay içinde ölürsün.Adam; böbreği, de ki buldum.Ama ameliyat parasını bulamam der ve gider." Aradan aylar geçer ve o hastanın köyünden başka biri gelince doktor ona,O'nu sorar.Sağ olduğunu öğrenince, bana bir uğrasın diye haber salar.Adam bir süre sonra gelir.Muayene der ve turp gibi olduğunu görür.Sebebini sorunca; adamın yaşlı birinden "ALTINOTU" içmesi gerektiğini öğrendiğini, öğrenir."
Dayım bunu anlattıktan yıllar sonra; benden çok sonra müdür olan müdürüm;"Bir arkadaşım var.Durumu böyle böyle..."Bu ot annemin köyünde pek çoktur.Anneme haber salarım, o ottan göndersin diye.Gelir ve veririm.Çay olarak günde iki üç bardak içilecek diye tarif ederim.Adam; hâlâ beni her gördüğünde, sarılır ve "Ne diyeceğimi bilemiyorum" demektedir.
Bu ot, bildiğim kadarıyla EĞRELTİ OTU cinsinden.Kayalık yerlerde ve kuzey yönünde yetişmektedir.Ot ilacı tacirlerinden kendinizi koruyunuz.Ama; yine de OT deyip geçmeyiniz.Size zamanı gelince; gerçekten olduğunu gördüğüm, gerçekten yaşamış ve üstelik bir Avrupa ülkesi sitesinde TIBBİ raporları yayınlanmış, şu anda tıbbın tedavi edemediği birçok hastalığı tedavi eden, tek bir otu anlatacağım.Benim aklım durdu,sizin ki de duracaktır.Ölmezsem Haziran ayına...Ot satıcısı değilim.İp ucu olarak sadece birini söyleyeyim:Kapanmayan şeker yarası.Başka birşey demem gerek var mı?
Cevap: Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Konuyla ilgili olarak, dayıma yıllar önce böbrek rahatsızlığı sebebiyle gittiği Muğla Devlet Hastahanesi doktorunun ona anlattıklarını aktarayım.Yıl: Zakkumcu doktor Ziya Özel'in kanser denemeleri yaptığı ve sanırım aynı hastahanenin başhekimi olduğu yıllar...
Doktor;Ormancı, sana böbrekle ilgili yaşadığım bir olayı anlatayım der ve "Bana bir gün Muğla'nın köylerinin birinden bir hasta geldi.Böbrekleri bitmiş.Her tarafı ödem.Böbrek bulup ameliyat olmazsa birkaç aylık ömrü kalmış.Durumu ona anlatırım." Adam "Böbreği bulduk diyelim, ameliyat parasını bulamam" der ve gider.
Aradan aylar geçtikten sonra, o köyden başka biri gelir ve doktor yeni gelene önceki hastayı sorar.Adamın turp gibi olduğunu öğrenince "Ona haber ver, ilk fırsatta beni görsün." Bir süre sonra adam çıkar gelir.Muayene eder ve adamın ameliyat olmadan iyileştiğini görür.Sebebini sorunca "Yaşlı bir adamın günde iki üç bardak ALTINOTU denen otun çayını içmesini söylediğini ve bunu uyguladığını "anlatır.Doktor, dayıma; "Ormancı, gördün, OT deyip geçmemek gerek."
Bu ot eğrelti otlarından, kayalık yerlerde ve kuzey yamaçlarda yetişen, annemin yaşadığı köyde çok olan bir bitki.Yapraklarının altı kadife gibi.
Yıllar sonra Müdürümün bir arkadaşının böbreklerinden rahatsız olduğunu öğrendiğimde, memleketten getirttim ve kullandı.
Kullanan kişiyle hâlâ görüşürüz ve ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırır.
Her ottuçuya inanma ama; ot deyip de geçme.
Sağlıklı günler...
Cevap: Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Beşinci sefer yazdım.Cevabım gitmiyor.Açıklaması uzun sürer.Böbreklerin çalışmaması durumunda ALTINOTU denen otun çayı yapılıp günde iki üç bardak içilecek.Bu reçete; Devlet hastahanesi doktorunun yaşadıklarına dayanılarak, o doktor tarafından verilmiştir.
Sağlıklı günler.
Cevap: Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Diyabet, böbrek hastalığı nedeni
Kronik böbrek yetmezliğine yol açan en önemli neden diyabet.
Dünyada her beş erişkinden birinde değişik nedenlere bağlı olarak böbrek hasarı görülüyor. Her yıl milyonlarca insan kronik böbrek hastalığı nedeniyle yaşamını beklenenden çok daha erken bir zamanda kaybedebiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Cem Sungur, günümüzde kronik böbrek yetmezliğinin en sık rastlanan nedenlerinin diyabet ve hipertansiyon olduğunu söyledi
.http://www.haberturk.com/saglik/habe...staligi-nedeni
Cevap: Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Burada aktarılan; zakkumcu doktor diye bilinen Ziya Özel'in Muğla Devlet hastahanesi Baştabibi olduğu yıllarda, aynı hastahanedeki bir doktorun, böbrek rahatsızlığı için giden -o sırada ormancı- dayıma anlattıklarıdır.
Birgün bir hasta gelir ve yapılan muayenesinde, böbreklerinin çalışmadığı, böbrek bulunamazsa hastanın ömrünün birkaç ay kaldığı tesbiti yapılır.Hasta "Böbreği bulsam bile ameliyat parası bulamam" der ve çıkar gider.Aradan bir süre geçtikten sonra, o hastanın köyünden başka biri gelince; doktor sorar "Sizin köyden falanca ne durumda?" "Turp gibi" cevabını alınca, köye gittiğinde, ona söyle, buraya gelsin diye haber salar. Hasta olan bir zaman sonra geldiğinde, yaptığı muayenede; böbrek ameliyatı olmadığını görünce, nasıl iyileştiğini sorar.Cevap:Altınotu dur.Yaşlı birinin tavsiyesiyle günde 2-3 bardak çayını içmiştir.O kadar...
Altın otu, bildiğim kadarıyla eğrelit otu türünün bir cinsi.Kayalık yerlerin kuzey taraflarında yetişir, yaprağının alt tarafı kadife gibidir.Annemin köyünde pek çoktur.
Bu bilgiden yıllar sonra; böbrek rahatsızlığı çeken birine bu otu temin ederim.On yıldan fazladır, beni her gördüğünde; ne diyeceğini, ne yapacağını şaşırır.
Her ot diyene inanmayalım, ama; ot deyip de geçmeyelim.
Cevap: Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Böbrek taşına karşı limonata
Yaz aylarının en lezzetli ve serinletici içeceklerinden olan limonatanın, böbrek taşı oluşumuna karşı da etkili olduğu bildirildi. İtalyan La Stampa gazetesinde yer alan habere göre, San Diego'daki California Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, limonatanın böbrek taşlarının oluşumuna karşı önleyici olduğunu ortaya koydu. Bol miktarda sıvı tüketmenin zaten böbrek taşı oluşumunu engellemek açısından önemli olduğunu vurgulayan Roger L. Sur ve ekibi, özellikle de limonatanın, içerdiği bol miktardaki sitrat sayesinde böbrek taşına karşı etkili olduğunu belirtti.
İki litre suya yaklaşık 113 gram limon suyu katan araştırmacılar, elde ettikleri limonatayı her gün bir grup böbrek taşı hastasına içirdi. Araştırmacılar, zamanla bu kişilerdeki böbrek taşı oluşumu oranının 1,00'dan 0,13'e gerilediğini gözlemledi. Böbrek taşı rahatsızlığı çekmiş kişilerde 5-10 yıl içinde tekrar taş oluşması olasılığının yüzde 50 olduğuna dikkati çeken bilim adamları, araştırma sonuçlarının bu açıdan önem taşıdığını da sözlerine ekledi.
(Yeniasır/26.04.2010)
Cevap: Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Böbrek taşının belirtileri neler?
Bazı böbrek taşlarına “sessiz taşlar” ismi verilir ve bunlar hiçbir belirti vermezler. Ancak ses çıkaranlar gerçekten çok gürültülü olabilir.
Bu sancıyı çekenler genellikle kramp tarzında çok şiddetli bir ağrıdan bahsederler. Ağrı bel hizasında, yanda veya ortada, kasıkta ya da karın içinde hissedilebilir. Şiddeti artar veya azalır. Bazen o kadar kötü olur ki bulantı ve kusma yapar. Böbrek taşları aynı zamanda idrarda kana neden olur. Enfeksiyon da yerleşirse titreme ile ateş çıkar. Zor ve sık idrara çıkma dile getirilen diğer belirtiler arasındadır.
(Habertürk/02.06.2010)
Cevap: Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Böbrek taşına karşı 1 bardak su
Böbreklerde oluşan taşların böbrek yetmezliğine ve kaybına yol açtığını vurgulayan uzmanlar saat başı 1 bardak su önerdi.
Üroloji Uzmanı Dr. Mert Ali Karadağ özellikle 40 ve 50’li yaşlarda görülme olasılığı daha fazla olan böbrek taşlarına dikkat çekti. Dr. Karadağ, böbrek taşlarının böbreğin çıkış kanallarını tıkayarak, kanal gerisinde idrar birikmesine ve zamanla idrar üreten sağlıklı böbreğin kaybına yol açtığı kaydedildi. Böbrek taşlarının toplumda sık görüldüğünü ve kronik hastalık olarak kabul edildiğini belirtti.
Karadağ, hastalığın temelinde birçok metabolik faktörün olduğunu, idrarın asit-baz dengesini değiştirerek kristal oluşumuna ve bunların birbirlerine yapışarak daha büyük hale gelmelerine neden ollduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Metabolik değişikliklere yol açan en önemli etmen genetik faktörlerdir. Ailesinde, birinci derece akrabalarında böbrek taşı hikayesi olan bireyler, olmayanlara göre daha fazla risk altındadır. Ailesinde böbrek taşı hikayesi olan insanların belli aralıklarla doktor kontrolüne giderek, basit idrar tahlili ve böbrek fonksiyonlarını gösteren kan tahlillerinden yaptırmaları gerekiyor. Bu tahliller, sinsi bir hastalık olan böbrek taşlarının bireyde erken tespit edilmesine ve böbreğin fonksiyonunun korunmasını sağlıyor."
Karadağ, vücuttaki belirtilerin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtirken, böbrek taşı rahatsızlığının "Sağ veya sol yanda devamlı ağrı hissi", "Kasıklara vuran ağrı" ve "İdrarda yanma hissi ve kanama"ya yol açtığını anlatarak, şöyle dedi:
"Tüm bu belirtiler, böbrek veya üreter (böbrek ile idrar torbasının birbirine bağlayan organ) taşlarının habercisi olabiliyor. Bu belirtileri önemsiz saymak, zamanla geçer demek düşebileceğimiz en önemli yanlışlardan biri. Belki de basit olarak tedavi edilebilecek bir taşı yok sayarak, böbreğimizin fonksiyonlarının geri dönüşsüz kaybına yol açabiliyoruz."
Yeterli miktarda su tüketmek önemli
Dr. Mert Ali Karadağ, böbrek taşından korunmak için şu önerilerde bulundu:
"Böbrek taşlarından korunmak için yeterli miktarda su tüketmek büyük önem taşıyor. Yeterli miktarda su içilmesi idrar oluşumunu artırarak, böbrek ve kanallarının devamlı yıkanıp kristallerin üstüste toplanmasına engel oluyor. Bunların da kolayca vücut dışına atılmasını sağlıyor. Bazı kişiler günlük çok az su tüketmeye alıştıklarından, içtikleri su miktarını artırmak da zorluk çekiyor. Bu zorluğu her saat başında bir bardak su içecek şekilde kendinizi organize ederek aşabilirsiniz. Sonuçta su içmek böbrek sağlığının olmazsa olmazı.”
HÜRRİYET http://www.hurriyet.com.tr/yasasinha...52.asp?gid=245' den alıntıdır
Cevap: Bu hastalık böbrekleri bitiriyor
Böbrek hastalığına karşı 3 önlem
10 Mart Dünya Böbrek günü sebebiyle İstanbul'da yapılan toplantıda uzmanlar uyardı: Kronik böbrek hastalıkları hiçbir şikayete yol açmadan sinsi bir şekilde seyredebileceği için düzenli olarak idrar tahlili yaptırmalı, kan basıncı ölçtürmeli ve kan şekeri tayini yaptırmalı.
Kronik böbrek hastalığı, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de salgın halini almış önemli bir halk sağlığı sorunu. Basit ve ucuz bazı idrar ve kan testleri kullanılarak erken saptandığında önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir. Ancak farkındalığı ve erken tanısı çok az.
2015'te hasta sayısı 100 bini bulabilir
Tüm dünyada diyaliz ve böbrek nakli tedavileri ile hayatını sürdüren 2 milyondan fazla hasta var. Yıllık yüzde 6-8’lik artış oranı ile gelecekteki 10 yıl içinde bu sayısının iki katına çıkması bekleniyor. Türkiye'de ise diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış yaklaşık 60 bin hasta bulunuyor. Bu sayının, yıllık yüzde 10 artış oranı ile 2015'te 100 bini aşacağı tahmin ediliyor.
Türk Nefroloji Derneği 10 Mart Dünya Böbrek Günü'nde düzenlediği toplantıda, Türkiye'de hastalıkla mücadelede daha çok tedavi edici hekimliğe ağırlık verildiğine dikkat çekti. Tedavi edici hekimliğin birebir hastanın acısını dindireceği, sorunu çözeceği belirtilirken, artan hasta sayısı kesilmediği takdirde önümüzdeki dönemde sorunun altından kalkılmasının çok daha zor olacağı vurgulandı.
BÖBREKLERİNİ KORU, KALBİNİ KURTAR
Toplantının bu yılki teması "Böbreklerini koru, kalbini kurtar". Çünkü böbrek hastalarının büyük çoğunluğu hayatını böbrek yetmezliğinden değil kalp damar hastalıklarından ötürü hayatını kaybediyor. Dolayısıyla hastanın tedavi yapılırken kalp-damar sağlığının da çok sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekiyor.
Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, hurriyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada, diyaliz hastasının yıllık ölüm oranının sağlıklı bir insanın ölüm oranından 30 kat daha fazla olduğuna dikkat çekiyor.
Ölümlerin yüzde 50'si kalp yüzünden
"Ölümlerin büyükçe bir kısmı kalpten. Kronik böbrek hastalığının kalp damar sisteminde yarattığı çok büyük değişiklikler dolayısıyla ani ölüm, kalp yetmezliği, inme ve felçler gibi kardiyovasküler nedenler ölümlere yol açıyor. Diyaliz vakalarında doğrudan kalp nedeniyle ölüm yüzde 50 seviyesinde, beyin damar tıkanıklığı yüzünden hayatını kaybedenlerin oranı ise yüzde 15."
Hastalığın erken aşamalarında da risk bulunuyor. Böbrek süzme gücü düştüğü, idrarda protein çıkışı olduğu zaman sıkıntı başlıyor. Ancak bu durumu kişinin farketmesi mümkün değil. Ancak bu aşama bile kalp damar hastalığı açısından risk taşıyor.
"Diyaliz aşamasına geldiği zaman bu risk katlayarak artıyor. Bu hastalarda başarı kişinin yaşamasını sağlamak ve ölümünü geciktirmektir. O yüzden tedavide kalp damar sorunlarını da eşzamanlı değerlendirmek gerekiyor."
Peki hasta bunu bilmiyor mu? Süleymanlar hastaların bildiklerini ancak içlerine sindiremediklerini söylüyor:
Hastalar durumlarını içine sindiremiyor ve tedavilerine dikkat etmiyor
"Sindiremiyor veya yaşamlarına bunu monte edemiyorlar. Yaşamlarına sokamadıkları zaman sıkıntı büyük oluyor. Diyaliz hastalarında da ciddi oranda sigara içenler var. Sigaranın bırakılması zaten başlı başına birşey. Tuzun azaltılması, şeker hastalarında şeker tedavisinin düzenli yapılması gerekiyor. Bunlar kronik hastalık olduğu için hastalar bir süre sonra yılıyorlar, tahammül güçleri kalmıyor. İpin ucunu bırakıyorlar. Diet, egzersiz çok önemli."
Böbreği korurken kalp de korunmuş oluyor
Tuz alımının azaltılması, sigaranın bırakılması, kilo verilmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması gerekli. Bunlara dikkat edildiği takdirde hipertansiyon, diyabet gelişimini ve böbrek, kalp damar hastalığı sıklığını azaltmak mümkün. Böbreği korumak için alınacak önlemlerle kalp sağlığı da korunmuş olacak.
KİMLER RİSK ALTINDA
Kronik böbrek hastalığı için en yüksek risk grupları şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp-damar hastalığı ve ailesinde böbrek hastalığı olanlar ile yaşlılar. Derneğin yönetim kurulu üyelerinden Prof. Dr. Kenan Ateş, diğer risk faktörlerini şöyle özetledi:
"Obezite, sigara, böbrek taşı, tekrarlayan idrar yolu infeksiyonları, sık ağrı kesici kullanımı, bağ dokusu hastalıkları ve düşük doğum ağırlığı sayılabilir. Bunlar içinde şeker hastalığı, Türkiye dahil birçok ülkede kronik böbrek hastalığının en sık nedeni. Ülkemizde şeker hastalığı sıklığı son 10 yıl içinde yaklaşık 2 kat artış göstererek yüzde 13’e yükseldi. Bu oran, ülkemizde kronik böbrek hastalığı gelişimi için ciddi risk taşıyan 6 milyondan fazla şeker hastası bulunduğunu göstermekte ve sağlıklı yaşam biçimi değişiklikleri konusunda toplumun eğitilmesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor."
Kronik böbrek hastalıkları hiçbir şikayete yol açmadan sinsi bir şekilde ilerliyor. Eğer düzenli beslenmiyor ve spor yapmıyorsak aslında herkes risk altında. Bunun için de Türk Nefroloji Derneği'nin dikkatle vurguladığı gibi:
Düzenli olarak idrar tahlili yaptırmalı, kan basıncımızı ölçtürmeli ve kan şekeri tayini yaptırmalıyız.
HÜRRİYET http://www.hurriyet.com.tr/yasasinha...id=373'den alıntıdır