-
Balyoz operasyonu
Taha Akyol (Milliyet - 23 Şubat Salı 2010)
SÜRPRİZ değil... “Balyoz Harekât Eylem Planı” hakkındaki belgeleri yargı görmezden gelebilir miydi? İşte savcılar bir ay süreyle belgeleri incelediler, gördükleri hukuki tabloya göre soruşturmaya başladılar.
14’ü emekli general, 4’ü muvazzaf amiral olmak üzere 49 subay hakkında soruşturma yapılıyor. Bu satırlar yazılırken gözaltılar ve aramalar sürüyordu.
Bu aşamada şu tespitleri yapabiliriz:
* Soruşturma sırf gazete yayını üzerine değil, bir bavul dolusu belgelere ait CD’lerin 1. Ordu bilgisayarlarından çıktığı elektronik olarak tespit edildikten sonra başlatılmıştır. Yani yasanın aradığı “suç emareleri”ne dayanıyor soruşturma.
* Soruşturma, 2003 yılında 1. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan’ın görev dönemindeki “Balyoz” çalışmalarına katılan komutan ve subayları kapsıyor. Ergenekon soruşturmasında serbest bırakılan veya adı geçmeyen bazı komutanların bu soruşturmada sorgulanmasının sebebi budur.
* 3 Mart 2003’teki “Balyoz semineri”ne 162 subay katılmıştı. Buna bakarak soruşturmanın önümüzdeki günlerde genişletileceğini tahmin edebiliriz. Tabii “kuvvetli süphe” yaratmayan subayları savcılar ayıklayacaktır.
Ergenekon dahil bu soruşturmalarda hukukun hükmünü mahkemeler verecek.
Askerin siyasallaşması
Siyaseten üzerinde önemle durulması gereken siyasi sorun şudur: 2003 ve 2004 yıllarında ordu içinde ve bazı sivil unsurlarla da irtibatlı olarak ‘hükümeti devirme’ görüşmeleri, planları ve organizasyonları yapılmış! Ayışığı, Sarıkız, Ümraniye, Poyrazköy, Balyoz...
Bunlara ilişkin bulguların bir kısmı, açıkça suç görüntüsü vermektedir; bulunan silahlar ve mühimmat, yapılan şiddet eylemleri gibi...
Bir kısmı ise, orduda hükümetten rahatsızlık duymanın ötesinde, en azından “muhtıra” türü müdahalelerle hükümeti istifaya mecbur etmek için yapılan planlardır...
İşte mesele buradadır: Demokrasi ve hukuk devletinde askerler, anayasal hükümete karşı bu ölçüde siyasallaşabilir mi? Bu ölçüde politika yapabilir mi?
‘Kurtarma hastalığı’
Tarihimizde ta Sultan Aziz’in askeri darbeyle tahttan indirilmesine kadar geriye gitmek mümkün: Askerin “Vatan kurtarıyorum” zannıyla, bu tutkunun beslediği bir siyasi bağnazlıkla siyasete müdahalesi gibi korkunç hatalar zinciri!
Çok gerilere gitmeyelim, yakın tarihteki darbeler, muhtıralar ortada!
Elektronik olarak sahihliği tespit edilmiş Balyoz belgelerinde, planların en mütevazısı “Ülkenin ekonomik darboğaza sürüklenerek, AKP hükümetine karşı büyük çaplı toplumsal gösteriler için zemin hazırlanması... yabancı sermaye ve azınlık hesaplarına el konulması” gibi çılgınlıkları öngörüyordu!
Hele de o korkunç bombalama ve kitlevi çatışma senaryoları!
Bu, hastalıklı bir ideolojidir. O yıllarda “Ordu göreve” diye yapılan mitinglerden geçtik, “Ordu göreve” diye üniversite senatoları da bildiri yayımlamışlardı!
Demokrasiye ve hukuka kesinlikle aykırı... Fakat sadece bu değil.
Ülkenin istikrarına, toplumsal barışa, sorunların çözümüne büyük zarar veriyor, Türkiye’ye büyük zarar veriyor!
Elbette çivi çiviyi sökmez; çözüm yolu ikidir: Biri hukuk, adil ve tarafsız yargı...
Öbürü askeri ideolojinin bu hastalığı giderecek şekilde gözden geçirilmesi.
http://www.milliyet.com.tr/-balyoz-o...ult.htm?ver=47
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz'da ikinci dalga
Balyoz Operasyonu’nda ikinci dalga başladı… 13 kentte başlatılan operasyonlarda ilk bilgilere göre 1’i emekli, 17 muvazzaf asker gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan biri Konya İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Özçoban.. Gözaltına alınanlar İstanbul’a getirilecek.
“Balyoz Güvenlik Harekatı Planı” iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında 13 ilde düzenlenen yeni operasyonda, aralarında muvazzaf subay ve astsubayların da bulunduğu 18 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 4 subay ve 13 astsubay jandarmaya bağlı.
İlk operasyonda gözaltına alınanların emniyette ve adliyede verdikleri ifadeler doğrultusunda 13 ilde yeni bir operasyon gerçekleştirildi.
Operasyonda, aralarında Konya İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Özçoban'ın da bulunduğu 17 muvazzaf subay ve astsubay ile bir emekli askeri personel gözaltına alındı.
Gözaltına alınan bu kişiler İstanbul'a getirilecek.
Gözaltına alınanların Çarşaf, Sakal, Suga ve Oraj eylem planlarında keşif ve eylem planları yaptıkları öne sürülüyor.
GÖZALTINA ALINANLARIN İSİMLERİ
Balyoz soruşturması kapsamında gözaltıma alınan askerlerden yedisinin ismi şöyle: Üsteğmen Erdinç Atik (Batman Jandarma Bölge komutanlığı), Astsubay Abdil Akça (Batman Jandarma Komutanlığı), Astsubay İmdat Solak (Şırnak Jandarma), Astsubay Mutsafa Kelleci (Jandarma-Diyarbakır), Astsubay Selahattin Gözmen (Jardarma-Diyarbakır Silvan) , Astsubay Musa Faris (Jandarma-Mardin), Astsubay Fikret Coşkun (Elazıg-Karakoçan).
KONYA İL JANDARMA KOMUTANI ÖZÇOBAN GÖZALTINA ALINDI
Konya İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Özçoban da soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
Yıllık izinde olan Kurmay Albay Özçoban, sabah saatlerinde İstanbul'da gözaltına alındı.
5 KİŞİ DAHA ADLİYEDE
Bu arada bugün adliyeye getirilen muvazzaf askerlerin Korgeneral Abdullah Dolar, Korgeneral Nejat Bek, Korgeneral Yurdaer Olcan ve Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu ile sivil memur Melek Üstepe olduğu öğrenildi.
İLK DALGADA 48 GÖZALTI
'Balyoz' soruşturmasının ilk dalgasında gözaltına alınan 48 askerin 31'i tutuklandı, 17'si serbest kaldı.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13944486.asp
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz planı için 'darbe planı' tespitimiz yok
Birinci Ordu Askeri Savcılığı, 'Balyoz darbe planı'nın ve bu plana dayanak teşkil eden çeşitli eylem planlarının gerçek olduğuna dair Askeri Savcılıkça herhangi bir tespite varılamadığını açıkladı.
Birinci Ordu Askeri Savcılığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, ''Bugün bir gazetede ve bu gazete haberine dayalı olarak bazı televizyon kanallarında Askeri Savcılık tarafından görevlendirilen bilirkişinin de 'Balyoz darbe planını doğruladığı' şeklinde haber ve yorumlara yer verildiği'' belirtildi.
Askeri Savcılıkça başlatılmış olan soruşturmanın halen devam ettiği vurgulanan açıklamada, ''Ancak, bugüne kadar yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda adı geçen darbe planının ve bu plana dayanak teşkil eden çeşitli eylem planlarının gerçek olduğuna dair Askeri Savcılığımızca herhangi bir tespite varılamamıştır. Dolayısıyla söz konusu seminer faaliyetlerinin darbe planı teşkil ettiğini söylemek mümkün değildir'' görüşüne yer verildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
''Yapılmakta olan soruşturma kapsamında seminer faaliyetlerine yönelik teknik bilgiye ihtiyaç duyulmuş ve bu maksatla bilirkişi görevlendirmesi yapılmıştır. Bilirkişi; bu konudaki raporunu hazırlarken temin edilen söz konusu üç adet DVD, bir adet CD'de herhangi bir sahtecilik yapılmadığı düşüncesi altında, içeriğindeki bilgilerin gerçek olduğu, söz konusu plan seminerinin icrası kapsamında kullanıldığı faraziyesine dayanarak hareket etmiş, bu durum bilirkişi raporunun üçüncü maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Ancak, bilirkişi raporu kamuoyunu yanıltacak tarzda haber konusu yapılarak söz konusu dokümanların gerçek olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılmıştır.
Haber konusu edilen bilirkişi raporu, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine, kendilerinin görevlendirdiği memurlara yürütülen soruşturmanın gizliliği esas alınarak 24 Şubat 2010 tarihinde teslim edilip gönderilmiştir.''
http://www.ntvmsnbc.com/id/25062880/
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'ndeki üçlü zirveden memnun kaldığını açıkladı. İstikrarın önemine vurgu yapan Gül, "Büyük resmi bozmayalım, kendi ayağımıza kurşun sıkmayalım" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'la olağan görüşmesini, son gelişmeler üzerine birlikte yapmaya karar verdiğini söyledi.
Hürriyet gazetesine konuşan Cumhurbaşkanı Gül “Toplantıda, her şey açık seçik, güven duygusuyla konuşulmuş paylaşılmıştır” dedi.
Gül, Türkiye'nin ekonomik krizden en hızlı çıkan ülkeler arasında olduğunu ifade etti.
Gül, “Balyoz” operasyonu nedeniyle tedirginlik yaşayan iş dünyasına “Türkiye, bütün bu sorunları aşar, büyük resmi bozmayalım, kendi ayağımıza kurşun sıkmayalım” diyerek moral verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, her kurumda hata yapan olabileceğini, bunların hukuk içinde ayıklanacağını belirterek “Ancak ayıklanırken keyfilik de olmaz” uyarısında bulundu.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=118076
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Askeri savcının kaleminden balyoz raporu
Balyoz Darbe Planı, gündeme Taraf Gazetesi’nin haberiyle oturdu. 2003 yılında hükümeti devirmek için hazırlandığı iddia edilen ve 5 bin sayfadan oluşan plan için Askeri Savcılık da soruşturma başlattı. Askeri Savcı Albay Bülent Münger, sivil savcıdan gelen belgeleri incelemek için bilirkişi olarak Kurmay Binbaşı Ahmet Erdoğan’ı görevlendirdi. Binbaşı Erdoğan, kendisine teslim edilen 3 DVD ile 1 CD’deki dokümanları inceledi ve 32 sayfalık raporunu İstanbul Savcılığı’na gönderdi. Gözaltı dalgalarını başlatan Askeri Savcılık’ın bilirkişi raporu dün Kanal D Haber'de yayınlandı.
Raporunun başına, “Belgelerin gerçek olduğu” varsayımına dayanarak hazırlanmış notu düşen Binbaşı Erdoğan’ın bilirkişi raporunda, “Belgelerin tümü gerçekse bu devlet idaresine el koymayı öngören bir plandır” dedi. Rapor, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı İlker Başbuğ
’dan habersiz hazırlandığı iddialarını da güçlendiriyor.
İşte bilirkişi raporunun çarpıcı tespitleri şöyle:
Üç DVD ve bir CD incelendi
Üç DVD ve bir CD üzerinde bilirkişinin yaptığı incelemede şu ifadelere yer verildi:
Bu rapor, 1’inci Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından incelenmek üzere teslim edilen dokümanların 05-07 Mart 2003’de 1’inci Ordu Komutanlığı’nda icra edilen plan semineri öncesinde, icrasında ve sonrasında kaleme alınan evrakın ’gerçek nüshaları’ile aynısı olduğu faraziyesine dayanarak hazırlandı. Soruşturma süresince gerçekleri ile karşılaştırma imkanı bulunarak doğruluğu tespit edilen evrak, bu faraziyenin dışında tutularak raporda ayrıca belirtildi.
Temel dokümanlar...
Elektronik dokümanlardan ilgi olarak kullanılanlar incelenerek müteakip maddelerde şöyle sunuldu:
OEYTS’nun BALYOZ Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından “BALYOZ Güvenlik Harekat Planı” adıyla hazırlanmış bir harekat planına ait olduğu ve bu planın ise basında yer alan “BALYOZ Darbe Planı”na benzer olduğu... Görüşülen alternatif harekat planlarının EGEMEN Harekat Planı ile ilgili olabileceği gibi seminerde yapılan bir takdimde bazı siyasetçilerin fotoğraflarının kullanılması ve silahlı kuvvetlerin yetki alanı dışına çıkan konuşmalara rastlanılması nedeniyle seminerde “BALYOZ Güvenlik Harekat Planı”nın ifşa olmayacak bir seviyede görüşülmüş olabileceği...
Hükümeti devirme planı...
BALYOZ Sıkıyönetim Komutanlığı’nca hazırlandığı anlaşılan “BALYOZ Güvenlik Harekat Planı”nın ise sıkıyönetim uygulama esaslarının ötesinde tedbirleri ve faaliyetleri içeren bir plan olduğu ve hükümeti devirip devlet idaresine el koymayı öngören bir plan olduğu...
Ast birliklerin çalışmalara daha fazla ağırlık vermeleri nedeniyle kolordu plan tatbikatlarının ve ordu plan seminerinin başlangıçta konulan maksatlardan uzaklaştığı, nitekim seminer uygulama emri ile seminer sonuç raporunda yazılan maksatların bile tamamen farklı olduğu...
Evraklar kozmik büroda...
Seminerde kullanılan evrakın kozmik büroda saklanması ve bilgilerin bilgisayarlardan silinmesi konusunda verilen emirlerin yerine getirildiğine dair cevabi yazı alınamadığı...
147 subay katılmış...
- “Darbe koşullarını oluşturmak maksadıyla” Çarşaf, Sakal, Oraj ve Suga planları 1. Ordu Komutanlığı Semineri’nde yer almadığı...
- Seminer çalışmalarına katılan ancak bu plan çalışmasına katılmayan personel de vardır. Yani plan sınırlı sayıda personelin katılımıyla hazırlanmış. Ve yine sınırlı sayıda ve seçilen personelin katılımıyla icra edilmesi planlandığı...
26’sı general 147 subayın katıldığı “Balyoz” toplantılarında, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın emirleri açıkça ihlal edildiği...
Seminerde bazı siyasilerin fotoğrafları kullanılmış, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yetki alanı dışına çıkılan konuşmalara rastlandığı...yer aldı.
Rapora göre ‘Çarşaf’, ‘Sakal’, ‘Oraj’ ve ‘Suga’ planları seminerde yer almıyor.
“Balyoz” darbe planı soruşturması kapsamında aralarından eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan ile Eski Özel Kuvvetler Komutanı engin Alan’ın da bulunduğu 35 asker cezaevinde tutuklu bulunuyor...
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13980093.asp?gid=233
:alala
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz soruşturması kapsamında mahkemeye sevkedilen iki muvazzaf asker tutuklandı.
Balyoz soruşturması kapsamında mahkemeye sevkedilen Astsubay Başçavuşlar Musa Fariz ile İmdat Çolak tutuklandı.
Sabah saatlerinde Merkez Komutanlığı’na ait araç ile adliyeye getirilen muvazzaf askerlerin sorgusu öğleden sonra başladı. Balyoz soruşturmasını yürüten savcılar tarafından yaklaşık 3 saat sorgulanan askerler tutuklama istemiyle mahkemeye sevkedildi. İstanbul Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’e sevkedilen iki muvazzaf asker tutuklandı.
Hürriyet
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz DVD'leri içinden çıkan '_GEN ETÜD' isimli dosya Çetin Doğan cuntasının dönemin komuta kademesi ve generalleri de fişlediğini ortaya koydu. Fişlenen isimler arasında Başbuğ ve Koşaner var.
Habervaktim'in haberine göre; Balyoz Cuntasından çıkan çok kritik beldege dönemin komuta kademesi ve generalleriyle ilgili sicil numaralarına kadar ayrıntılı bir dosya çıktı. Dosyada Org. İlker Başbuğ'dan geleceğin Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner'e kadar hepsiyle ilgili notlar düşülmüş. Asıl dikkat çekici yön ise kişiler hakkında (+),(-),(?),işaretleriyle ve ‘ Destekler,Destekler-Görevli,Desteklemez' şeklinde yapılan değerlendirmeler.
Balyoz Cuntası dönemin komuta kademesi ve generallerini de fişlemiş.Dosyanın özelliklerine bakıldığı zaman 13 Ocak 2003 tarihinde 1.Ordu komutanlığı bilgisayarlarında hazırlandığı anlaşılıyor.
Bu değerlendirmenin sadece birinci ordu bölgesi ile sınırlı kalmadığı tüm Türkiye'deki Kara kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığına bağlı generallerin değerlendirildiği görülüyor.
Kara Kuvvetleri mensubu generaller değerlendirilirken isimlerin karşısına düşünce bölümüne değişik sayıda artı işaretleri "+", "++", "+++", negatif işareti olarak "-" ve bazıları içinde soru işareti "?" kullanıldığı görülüyor. Ayrıca bazı isimler ordu komutanının değerlendirmesini içeren notlar yazılarak fişlenmiş. Fişleme belgesinde kırmızı renkle işaretlenmiş olanların birinci ordu bölgesinde görev yapan generaller olduğu anlaşılıyor.
Jandarma Genel komutanlığı mensubu generaller değerlendirilirken her ismin karşısına düşünceler not şeklinde eklenmiş. Notların ‘Destekler','Destekler-Görevli' ‘Desteklemez' şeklinde olduğu görülüyor.
Cuntanın 5-7 Mart 2003 tarihinde gerçekleştirdiği jenerik senaryo toplantısına katılan generaller kırmızı renkli, 16 generalden oluşan ve "üç artı" (+++) ile işaretlenmiş olanların cuntanın beyin takımı olduğu tahmin ediliyor.
Yine seminere katılan "kırmızı" ve "iki artı" (++) ile işaretlenmiş,(+++) ile işaretlenmiş isimlere göre ikinci derecede cuntaya yakın olduğu tahmin edilen 16 generalin ismi var.
Bazı isimlerin yanında tek (+) işareti yer alırken; yan sütunda ordu komutanlarının değerlendirmeleri yeralıyor. Cuntaya yakın, temas halinde isimlerin yanlarına özel notlar düşülmüş. Bu notların bazılarında “ikna edilmeli” benzeri ibareler yeralıyor. Toplam 99 generalin ismi bu şekliyle listede yeralıyor.
Dürüst, desteği alınmalı, mesafeli ya da Yaşar Paşa'ya (Büyükanıt) yakınlığına dair şerh düşülen 24 general de "soru işareti" (?) ile işaretlenmiş.
Dönemin genelkurmay ikinci başkanı Yaşar Büyükanıt ve 2010 Ağustosunda genelkurmay başkanı olacağı tahmin edilen Org. Işık Koşaner'in de bulunduğu 55 general isminin karşısına da "eksi" (-) işareti konulmuş bu isimlerin de cuntaya mesafeli ve uzak oldukları tahmin ediliyor.
Dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un isminin yanına düşünce bölümüne (+) işareti konulmuş fakat ordu komutanının değerlendirmesini içeren kısımda ki not oldukça dikkat çekici: “İkna edilmeli Aytaç Paşayla birlikte hareket eder”
BALYOZ'DA FİŞLENEN KOMUTANLARIN LİSTESİ İÇİN TIKLAYINIZ!!!
İnternethaber
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
'Balyoz'da 19 askere tahliye kararı: Çetin Doğan serbest 01/04/2010 08:51
Balyoz Soruşturması kapsamında tutuklanan askerlerden 19'u tahliye edildi
Balyoz soruşturmasında arasında 1. Ordu eski komutanı, emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da bulunduğu 19 asker bırakıldı. Doğan'la birlikte, tutuklu bulunan Donanma Kurmay Başkanı Tümamiral Semih Çetin, Emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri'nin tahliye edilmesiyle Balyoz soruşturmasında serbest bırakılanların sayısı 19'a yükseldi.
Dün de 6'sı muvazzaf 9 asker tahliye olmuştu. Balyoz soruşturmasında cezaevinde kalan tutuklu sayısı 7'ye düştü, bugüne kadar 35 kişi tahliye edildi.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77
http://i.milliyet.com.tr/CizerlerEnB..._mf538397.Jpeg
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
NE YANİ BALYOZ ŞİMDİ SAHTE Mİ ÇIKTI?
Balyoz soruşturmasında aralarında Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın da bulunduğu tahliyelerin gerekçesi belli oldu:
"Haklarında kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunmaması, bir kısım şüphelilerin mahkemeye sevk edilmeden doğrudan serbest bırakılması, bir kısım şüphelilerin mahkemece serbest bırakılması, bir kısım şüphelilerin avukatların itirazı üzerine mahkeme heyetlerince serbest bıraklıması, tutuksuz yargılamanın yargının amacına ulaşmasına engel teşkil etmemesi, yüklenen suçun hukuki vasfının değişmesi ihtimali."
Peki, tüm bu tahliyeler ne anlama geliyor?
Bir kere şunu açıkça belirtmek gerek; tutukluluğun kaldırılması beraat anlamına gelmez. Mahkemenin tahliye kararı, davanın düşmesi anlamına da gelmez.
Ancak...
Tahliyenin gerekçesinde belirtilen; “Haklarında kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunmaması” sözü çok önemlidir. Bu, davanın sakatlandığı anlamına gelir.
Büyük ihtimalle; tutuklu bulunan sanıkların avukatları da tahliye isteyecektir. Emsal olarak da bu gerekçeyi göstereceklerdir. Ve muhtemel ki; şu an tutuklu olan isimler de serbest bırakılacak.
BALYOZ OLAYI’NDA GENELKURMAY’IN TAVRI NEYDİ
“Balyoz Olayı” ile ilgili Genelkurmay’ın tavrı hep şuydu: “Böyle bir plan semineri vardır ama adı “Balyoz” değildir. Ancak rutin dışına çıkma ihtimali söz konusudur”
Genelkurmay gayrı resmi olarak, İlker Başbuğ da resmi ağızla, “inceleme devam ediyor” dedi. “Böyle bir şey yoktur ya da vardır” denmedi.
Genelkurmay’ın tavrı, rutinin dışına çıkılabileceği kaygısı ya da ihtimaliydi. Askeri Savcılık incelemesi ise; 1. Ordu’da Kurmay bir Binbaşı tarafından yapılan incelemeydi.
“Balyoz Planı ile ilgili Emniyet’e ulaşan, Taraf gazetesinin verdiği belgelerin doğru olduğu faraziyesi” altında inceleme yapılmıştı. Bilirkişi dedi ki: “Eğer bu bilgiler doğruysa, bu bir darbe toplantısı olmuştur.” Bu açıklama, bir varsayıma dayanıyordu.
Asıl tartışma; “o belgeler gerçek mi, değil mi tartışması” idi. Taraf Gazetesi, o belgelerin çıktığı bilgisayarların “IP” numarasının bir şekilde belgelere yansıtıldığını, iddia ediyordu. Oysa ne 1 Ordu arşivinde benzer belgeler bulunabildi, ne de Genelkurmay’da bulunabildi. Genelkurmay’daki arşivlerde Balyoz’la ilgili o detay belgeler yoktu.
Odatv.com
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
"Balyoz"da 21 kişi için tutuklama kararı
Balyoz soruşturmasında kapmasında 1 Nisan'da tahliye edilen 11'i muazzaf 8'i emekli 19 asker ile geçtiğimiz günlerde nöbetçi mahkeme tarafından serbest bıkarılan 2 asker hakkında tekrar yakalama kararı çıkarıldı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Oktay Kuban perşembe günü aldığı kararla emekli Orgeneral Çetin Doğan, Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, Emekli Korgeneral Engin Alan, Tümamiral Ali Semih Çetin, Albay Ümit Özcan, emekli Albay Suat Aytın, emekli Tuğgeneral İzzet Ocak, emekli Albay Kubilay Aktaş, emekli Albay Bülent Tunçay, Albay Mustafa Önsel, Albay Abdullah Zafer Arısoy, Astsubay Musa Fariz, Yarbay Hanifi Yıldırım, Albay Recep Yıldız, Yarbay Ali Rıza Sözen, Albay Yüksel Gürcan, Albay Levent Çehreli, emekli Tümgeneral Bekir Memiş, Tümgeneral İhsan Balabanlı’yı tahliye etmişti.
Cuma günü ise soruşturma savcıları bu tahliyelere itiraz etmişti.
Bu itirazı değerlendiren 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da bulunduğu 19 şüpheli hakkında yakalama kararı çıkarttı.
12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, soruşturma kapsamında savcılar tarafından geçtiğimiz hafta ifadeleri alındıktan sonra üye hakim Kuban tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Korgeneral Yurdaer Olcan ve Tümgeneral Abdullah Dalay’ın serbest bırakılmalarına itiraz kararını da değerlendirdi.
Heyet bu iki isim hakkında da yakalama kararı çıkarttı.
Soruşturma savcıları, tutuklandıktan sonra itiraz üzerine 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından serbest bırakılan emekli Tümamiral Özer Karabulut’un tahliyesine de bir üst mahkeme olarak 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu.
Bunu da karara bağlayan mahkeme heyeti savcıların itirazını reddetti.
Balyoz soruşturması kapsamında 1 Nisan'da emekli Orgeneral Çetin Doğan, Tümamiral Semih Çetin ve emekli Korgeneral Engin Alan'ın da aralarında bulunduğu 19 kişi tahliye edilmişti.
Tahliye edilen çetin Doğan ise bir gün sonra bel fıtığı teşhisiyle GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'ne yatırılmıştı.
CNNTürk
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz'a Başyoz
“Balyoz Planı” iddiası soruşturmasını yürütmekle görevlendirilen iki yeni savcının dosyayı inceleyebilmesi için operasyonlara şimdilik ara verildiği bildirildi.
Alınan bilgiye göre, “Balyoz Planı” iddialarına ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcıları Bilal Bayraktar ve Mehmet Berk bu soruşturmadaki görevlerinden alındı.
Bayraktar ve Berk'in yerine iki yeni savcının soruşturmayı yürütmekle görevlendirildiği belirtilerek, bu savcıların dosyayı incelemesi nedeniyle operasyonlara ara verildiği belirtildi.
İKİ SAVCI GÖREVDEN ALINDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin soruşturmadaki iki savcı Bilal Bayraktar ve Mehmet Berk'i değiştirdi. Başsavcı Engin, 14 ilde 95 kişi hakkında gözaltı kararı ile yürütülen Balyoz soruşturmasının 3. dalga operasyonunu da durdurdu.
Soruşturmayı yürüten iki savcı açığa alınırken yerlerine Murat Yöner ve Mehmet Ergül atandı.
ÇOLAKKADI: "YETKİ BİZDE"
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, görev değişikliğinin kendilerinin yetkisinde bulunduğunu ve her yıl onlarca kişiyi görevden aldıklarını ve yerlerine atama yaptıklarını söyledi.
Soruşturma savcılarının görevden alındığı iddialarının doğru olup olmadığını ilişkin ısrarlı sorular üzerine Çolakkadı “Soruşturma savcılarının kimliğini açıklamak biliyorsunuz Terörle Mücadele Kanunu'na göre suçtur. Bu konuda bilgi vermeyiz” dedi.
SESSİZLİK SÜRÜYOR
"Balyoz Güvenlik Harekat Planı” soruşturmasına bakan Cumhuriyet savcılarından Mehmet Berk ve Bilal Bayraktar’ın, "Yapılan operasyonları İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’e bildirmedikleri” gerekçesi ile soruşturmadan alındığı ve yerlerine, Murat Yönder ile Mehmet Ergül'ün atandığı iddiası, yetkililerce doğrulanmadı.
Cumhuriyet Savcıları Mehmet Berk ve Bilal Bayraktar'a soruşturmadan alındıklarına dair yazılı ya da sözlü olarak bildirimde bulunulmadığı öne sürüldü.
Olayın basına yansımasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in konu ile ilgili açıklama yapmaması ve telefonlarının da kapalı olması dikkat çekti.
“Balyoz Güvenlik Harekat Planı" soruşturmasının koordinatör Savcısı Süleyman Pehlivan da operasyonun durdurulduğu ve iki savcının soruşturmadan alındığı iddialarına ilişkin soruları yanıtsız bıraktı.
Hürriyet
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
İzmirli Avukat, HSYK`ya Hakim Kuban hakkında ihbarda bulundu
İZMİR(CİHAN)- İzmir Barosu`na kayıtlı Avukat Sabır Çelik, İstanbul Adliyesi`nde görevli Hakim Oktay Kuban hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)`na suç ihbarında bulundu. HSYK`ya dilekçe ile müracaat eden Avukat Çelik, Balyoz Operasyonu
İzmir Barosu`na kayıtlı Avukat Sabır Çelik, İstanbul Adliyesi`nde görevli Hakim Oktay Kuban hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu(HSYK)`na suç ihbarında bulundu. HSYK`ya dilekçe ile müracaat eden Avukat Çelik, Balyoz Operasyonu çerçevesinde, şüphelilerin daha önce üç tutuklamaya itirazının mahkeme heyetleri tarafından reddedilmesine rağmen, Hakim Oktay Kuban`ın verdiği tahliye kararlarının öncelikle bir hukukçu olarak ve bir vatandaş olarak adalete olan güvenini zedelediğini belirtti. Avukat Çelik, Hakim Kuban tarafından `kuvvetli suç şüphesinin olmaması` gibi gerekçelerle şüphelilerin tahliye edilmesi ve tahliyeden hemen sonra soruşturmanın en önemli şüphelilerin sağlık sebepleri ile GATA`ya müracaat etmiş olmalarının oldukça düşündürücü olduğunu vurguladı. Şüphelilerin serbest bırakılmaları sebebiyle, delillerin karartılma tehlikesi olduğunun bariz bir şekilde açık olduğunu kaydeden Çelik, `Şüphelilerin yapılan itiraz üzerine mahkeme heyeti tarafından yeniden tutuklanmaları, Hakim Kuban`ın verdiği tahliye kararlarının hukukiliği konusunda kamuoyunda şüphe uyandırmaktadır. Bu da kamuoyunun adalete olan güvenini zedelemektedir. Söz konusu soruşturmada geçen fiillerin ve suçların tüm vatandaşlarımıza yönelik olduğu açıktır. Bir vatandaş ve hukukçu olarak; kamuoyunda `Balyoz Darbe Planı` olarak bilinen soruşturma ile `iddia edilen Ergenekon davası` soruşturmalarında tahliye kararlarını veren Hakim Oktay Kuban hakkında, açılmış bir disiplin ve ceza soruşturmasının olup olmadığının tarafıma bildirilmesini arz ederim. Hakim Oktay Kuban hakkında açılmış bir soruşturmanın olmaması halinde dilekçemin ihbar kabul edilerek Kuban hakkında; disiplin ve ceza soruşturması açılması için dilekçemin suç duyurusu olarak işleme konulmasını arz ederim.` dedi.
Güncel Haber
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz şoruşturması kapsamında nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Tümgenerel Nuri Ali Karababa ve emekli Albay Mümtaz Can tutuklanırken emekli Yüzbaşı Mehmet Ulutaş serbest bırakıldı.
Emekli subaylar Sarıışık, Karababa ve Can'ın "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlaması ile tutuklandı.
Balyoz şoruşturması kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Tümgenerel Nuri Ali Karababa ve emekli Albay Mümtaz Can tutuklanırken emekli Yüzbaşı Mehmet Ulutaş Metris Cezaevi'nde.
Milliyet
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz soruşturmasında Albay Levent Çevreli, Albay Abdullah Zafer Arısoy ve emekli albay Levent Çehreli tahliye edildi.
Hürriyet
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
'Balyoz' soruşturma kapsamında ikinci kez tutuklanan 1. Ordu Eski Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, Silivri Cezaevi’ne nakledildi.
Soruşturma kapsamında tahliye edildikten sonra hakkında yakalama kararı çıkarılan ve geçtiğimiz Cuma günü adliyeye gelerek tekrar tutuklanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, Metris Cezaevi’ne gönderilmişti. 3 gün Metris Cezaevi’nde yatan Doğan’ın bugün öğle saatlerinde Silivri Cezaevi’ne gönderildiği öğrenildi.
Hürriyet
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
http://www.bhaber.net/upload/resimle...iveataturk.jpg
Gazi babanın mektubu...
08 Mart 2010, 17:48
ÖNCE mektubu okuyalım:
Yüce Türk Milleti’nin bilgisine, Yetmiş altı yaşında, emekli Deniz Astsubayı ve Kıbrıs gazisiyim. Vatanım ve milletim için 30 sene hizmet verdim. Hayatımı bu değerler uğruna feda etmekte hiçbir beis görmedim.
Deniz kuvvetlerinde muharip astsubay olarak gemi silahlarını kullanmak görevine sahiptim.
Kara savaşlarına bigane olduğum halde komutanlarımın emriyle Kıbrıs 6. kolordu emrine verilerek kara muharebesine katıldım. Taktik ve silah bakımından yabancı olduğum bu görevi asla yapmam, yapamam düşüncesi içime doğmadı.
Yurdum ve yüce milletim için canımı vermeyi, şehitlik mertebesine yükselmeyi şeref addettim.
Yukarıda şahsım hakkında verdiğim bilgiden maksat askerlik mesleğinin mukaddesliğini şahsım adına anlatmaktır. Bu düşüncelere hâkim olmuş bir baba olarak, oğlumu şerefli ordu mensubu olması için peygamber ocağına verdim.
O da bu manevi görev bilinci içinde azim ve gayretle vatan ve milletini şer güçlere karşı müdafaa etme çabasıyla Türk kültürünün şerefli addettiği paşalık mertebesine nail oldu.
23.02.2010 günü duyduğum haberle hayatımın şokunu yaşadım.
Oğlum, devlet ve milletimin aleyhine komplo ile itham edildi.
Ben bir baba ve asker olarak asla vatanına ve ulusuna ihanet edecek bir evlat yetiştirmedim. Hiçbir somut delile dayanmadan yapılan ithamların sonucu oğlumun tutuklanmasının acizliğin ifadesi olduğunu düşünmekteyim.
Bu sanal teorilerin insan hakları ve mukaddes değerler içeriğinde anne, baba, eş ve çocukları büyük üzüntüye gark etmesi kimsenin hakkı değildir.
Bu husus hakkında ulu Allah’ın yüce mahkemesinde davacı olacağıma büyük ulusuma söz veriyorum.
Tuğamiral Cem Aziz ÇAKMAK’ın babası
Mustafa Cemil ÇAKMAK
Gazi Em. Dz. Ast. sb.”* * *
Evet gazi baba Mustafa Çakmak’ın paşalığa kadar yükselen oğlu şimdi “Balyoz Darbe Planı” sanığı olarak cezaevine atıldı.
Vatan için yetiştirdiği ve peygamber ocağına gönderdiği evladı devlet ve milletin aleyhine komplo kurmakla suçlanıyor.
Gazi babanın yüreği yanıyor. Nasıl yanmasın ki?
Paşa oğluyla kim bilir ne kadar övünüyordu Gazi Mustafa Çakmak.
Ama paşa oğlu şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dönük saldırıların kurbanı oldu. Bu acıya hangi babanın yüreği dayanabilir?
O yürek nasıl isyan etmez.
* * *
Kin ve intikam duygularıyla yürütülen saldırılar bakın nelere mal oluyor.
Kimse sanmasın ki bu olaylarda ateş sadece düştüğü yeri yakıyor.
O ateş milyonlarca yüreği yakıyor.
Bu saldırıları yapanlar, bu tertipleri kuranlar, bu iftiraları atanlar kin ve intikam duygularıyla hareket ediyorlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni sindirmenin, onurunu kırmanın, onu çökertmenin büyük hasarlar yaratacağını düşünmüyorlar.
Dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmuş nesillerin mirasçılarıyız.
Emperyalistler koskoca imparatorluğu yıkıp Türkleri bu coğrafyadan söküp atmak amacıyla bu ülkeyi istila ettiler.
Mustafa Kemal’in önderliğinde perişan haldeki millet silkinip vatanını savundu ve istiklalini kazandı.
Cumhuriyet bu sancılı ve zor coğrafyada güçlü ordusunun varlığıyla ayakta durdu, duruyor.
Bugün orduyu tahrip etmek, onu çökertmek için bütün güç ve hünerlerini kullananlar aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin bu zor coğrafyada varlığını sürdürmesini tehlikeye attıklarının farkındalar mı?
Tufan Türenç/Hürriyet
http://www.bhaber.net/haber/2296-gaz...n-mektubu.html
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
5. Ordu Komutanları Silivri'de görev başında
Ben dağlarda ölümden dönmüş adamım. Kucağımda nice Mehmetçikler şehit düştü.Üç kez helikopterde mermi yedim, iki kez yerde PKK taradı...Savcılar bizi, düşman ordusunun esir generalleri gibi sorguladılar.Beni Silivri'ye değil İmralı'ya koysunlar. []
Korgeneral Engin Alan görev başında
"Doktorlar bıraktığı anda ben burada bir dakika durmam.
Silah arkadaşlarım cezaevinde yatarken ben burada yatmam.
Doktorlar karşı çıksa bile mutlaka Silivri'ye döneceğim."diyordu, dediğini yaptı, GATA'dan çıktı, Silivri 5. Ordudaki görevine başladı.
Yıllarca Özel Kuvvetler Komutanı olarak Kuzey Irak'ta PKK ile vuruşmuş.
Şemdin Sakık'ı yakalayıp getirmiş.
Öcalan olayının pek çok aşamasında bulunmuş.Korg. Engin Alan, Balyoz tutuklusu olarak Silivri'de yatarken tahliye olunca GATA'da tedaviye alındı.
Bu arada tekrar tutuklama kararı çıktı.
Hastanede Çölaşan'a anlatıyor: (Posta, 11 Nisan 2010)
"18 Mart törenlerinden Kolordu olarak biz sorumluyduk.
(Tayyip) Bana valiyle haber gönderiyor, 2 saat geç gelecekmiş.
"Töreni geç başlatsınlar" diyor. Kabul etmedim. "Emir değişmez" dedim.
Zamanında gelmek zorunda kaldı. Konuşması bitti. Ayağa kalkmadım, alkışlamadım. Olay bu.
Ben dağlarda ölümden dönmüş adamım.
Kucağımda nice Mehmetçikler, hatta Emir Subayım şehit düştü.
Üç kez helikopterde mermi yedim, iki kez yerde PKK taradı.
Kuzey Irak'ta Metina Dağları'nda Tümgeneral rütbesiyle 38 gün dağlarda kaldım, bitlendim.
Ben bedavadan yaşayan adamım. Ölümden korkmam.
Ben bunlardan mı korkacağım, bunlara mı diz çökeceğim.
Poliste, sanki aranan sabıkalılar gibi üzerimize lavha koyup resimlerimizi çektiler, parmak izlerimiz alındı.
Savcılar, sorguda bir tek suçlama getiremedi.
Ancak gözlerindeki nefreti hepimiz görüyorduk.
Bizi, düşman ordusunun esir generalleri gibi sorguladılar.
Neyle suçlandığımı söylemediler, çünkü mahkemenin gizlilik kararı varmış, her şey gizli imiş.
"Hele bir Silivri'ye git, suçunu orada öğrenirsin" dediler.
Bunların hepsi onurumuzu kırmak için yapılıyordu.
Benim 20 yıl savaştığım adamlar Habur'dan girdi, serbest bırakıldı.
Şimdi biz terörist olduk.Hepimizden korkuyorlar. Çok korkaklar.
Ama en büyük korkuları Özel Kuvvetlerle birlikte SAS ve SAT komandolarıdır.
Onun için denizcilerin üzerine gidiyorlar.
ABD/CIA - Fethullah - AKP üçlüsü tarafından tezgahlanan sahte ve düzmece bir kurgu ile insanların onuru ayaklar altına alınıyor.
TSK her gün hakaretlere uğruyor."
Hürriyet’ten Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada ise şöyle diyordu:
“Benim adım Engin Alan. Ölüm dahil hiçbir şeyden korkmuyorum. Şu anda aşırı tansiyon hareketinden dolayı kroner bakım servisindeyim. Buradan çıkınca doğruca cezaevine gideceğim. Beni Silivri'ye değil İmralı'ya koysunlar. Silivri'den tabutum çıksa bile tabutun kapağını kaldırıp dimdik yürüyeceğim. Kimse burada olduğum için "GATA'gulle" demesin. Ölümden korkmayan Engin Alan, cezaevine girmekten korkmaz. Bunu herkes böyle bilsin.”
http://www.bhaber.net/haber/4136-5-o...v-basinda.html
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
“Balyoz” soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan Korgeneral Yurdaer Olcan, teslim oldu ardından tutuklandı.
ntvmsnbc.com
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
http://webtv.hurriyet.com.tr/default...cid=1&vid=7451
ÇETİN DOĞAN'DAN SERT AÇIKLAMA
"Balyoz" davasından tahliye olan 1. Ordu eski komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan cezaevi çıkışında arabasından inerek açıklama yaptı. Doğan, "Bu balyoz birilerinin kafasına düşecek. Bize bu tertipi yapanlar içeri girecek. Kimseye kırgın değilim. Kırgın olamam. Ancak, Türk milletine ihanet edenlere kırgınım. Bu tertibi yapanlara, bu tertibin içinde olanlara, bilip de konuşmayanlara kırgınım" dedi. İşte Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın cazaevi önünde yaptığı açıklama..
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
"Balyoz"da Tahliye Gerekçesi Açıklandı
Mahkeme gerekçesinde, Balyoz seminer planında, yapılması planlanan eylemlerin, yapıldığına ilişkin somut olgular bulunmadığını bildirdi.
Gerekçede, "Yapılması planlanan eylemlerin icra hareketlerinin gerçekleştirildiğine ilişkin somut olgular bulunmamaktadır" denildi.
Mahkemenin tahliye kararında, tutuklamanın tedbir olduğu hatırlatılarak, şüphelilerin soruşturma aşamasındaki davranışları, sosyal statü ve konumlarına göre kaçma ihtimallerinin olmadığı, delillerin toplanmış olması itibariyle yok edilmesi, gizlenmesi ve değiştirilmesi ile tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması hususunda kuvvetli şüphe bulunmadığı ifade edildi.
Kararda, "Mevcut deliller doğrultusunda şüphelilerin katıldıkları ya da görevlendirildikleri Balyoz seminer planında, yapılması planlanan eylemlerin icra hareketlerinin gerçekleştirildiğine ilişkin somut olgular bulunmamaktadır" denildi.
Anayasa’nın eşitlik ilkesinin içeriğine dikkat çekilen kararda "Aynı dosya kapsamındaki soruşturma aşamaları göz önüne alındığında aynı suç isnadıyla soruşturulan bir kısım şüpheliler gözaltı süresi sonunda tutuklanmış, bir kısım şüpheliler ise gözaltına alınmadan sorgu talebiyle nöbetçi hakimliğe dahi sevk edilmeden serbest bırakılmışlardır" ifadesine yer verildi.
Kararda, 14 şüpheli hakkında yurtdışına çıkış yasağı konularak, adli kontrol altına alınmalarına karar verildiği de bildirildi.
Öte yandan, Balyoz Darbe Planı soruşturmasına ilişkin, bugüne kadar askeri ve sivil bilirkişi heyetlerince hazırlanan 4 farklı rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi heyeti görevlendirildi.
TÜBİTAK tarafından oluşturulan bilirkişi heyetinin hazırladığı rapor, dava dosyasına da girdi.
TÜBİTAK raporunda, daha önce hazırlanan raporlardaki bir kısım çelişkilerin ve farklı tespitlerin, bilirkişilerin farklı uzmanlık alanlarına sahip olmasından kaynaklandığı bildirildi.
http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDet...c-b0d47bc47b0c
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz soruşturmasında, daha önceki 14 tahliyenin ardından 12 kişi daha bugün tahliye edilmiş.
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
YİĞİTLİK BÖYLE OLUR, KORKUP, SAKLANIP KAÇARAK DEĞİL!
Yazar ERDAL SARIZEYBEK
Friday, 18 June 2010
ÖNCE TUTUKLANDI, ARDINDAN TAHLİYE EDİLDİ...
SONRA YİNE TUTUKLANDI...
ŞİMDİ YENİDEN TAHLİYE EDİLDİ VE ÇIKAR ÇIKMAZ KONUŞTU:
BİZ BAŞKALARINI DA GÖRDÜK, SAVCILIK ODASINDAN ÇIKIP EVİNE GİZLENEN VE KONUŞMAYANI...
BİZ NELER GÖRDÜK; TELEVİZYONLARDA HER GÜN KONUŞAN
AMA SAVCILIK MAKAMINDAN BİR KERE GEÇTİKTEN SONRA
ORTADAN KAYBOLANI...
BİZ NELER GÖRDÜK NELER; İSTANBUL'DA YÜRÜTLEN
SORUŞTURMADA OLMAYAN HUKUKA HUKUK DİYEN VE
HUKUKUN ARDINDA SAKLANIP SESİNİ ÇIKARMAYANLARI
GÖRDÜK...
ÇETİN PAŞAYI SEVİYORUM, KORKUSU YOK, RESTİNİ ÇEKTİ, BU HESAP SORULACAK DEDİ.
ÇETİN PAŞAYI VAN ASAYİŞ KOMUTANI İKEN TANIDIM VE SEVDİM,
YİĞİT İNSAN...
İKİ KERE HAPSE ATILDI, İKİ KERE ÇIKTI, İKİSİNDE DE KONUŞTU,
MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİM DEDİ, YİĞİTLİK BUDUR,
SAKLANMAK DEĞİL,
YAŞI TAM YETMİŞ KOMUTANIMIN, 1940 DOĞUMLU. BU YAŞTA,
ONCA ŞEREF VE ONUR DOLU BİR YAŞAMDAN SONRA, CEZAEVİNİ
DE GÖRDÜ, BU DOĞRU DEĞİL, AĞIR BİR CEZADIR BU,
HAKETMEDİĞİ BİR CEZA REVA GÖRÜLDÜ,
YAZIKLAR OLSUN!
AMA İNANIYORUM, BEN ÇETİN PAŞAYA İNANIYORUM, BU HESAP
BURADA BİTMEYECEK VE BU TERTİBİ YAPANLAR MUTLAKA http://www.erdalsarizeybek.com.tr/es...=433&Itemid=67
ADALET ÖNÜNDE HESAP VERECEKLERDİR.
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz iddianamesi mahkemeye gönderildi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı "Balyoz Planı" iddialarına ilişkin soruşturmayı tamamlayarak, hazırladığı iddianameyi İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.
Alınan bilgiye göre, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ergül, Süleyman Pehlivan, Ali Haydar ve Murat Yönder "Balyoz Planı" iddialarına ilişkin olarak yürüttükleri soruşturmayı tamamladı. Savcılar tarafından hazırlanan iddianame, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tevzi edildi.
İddianamede, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ile eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'in
"şüpheliler" arasında yer aldığı öğrenildi.
Mahkeme, 15 gün içerisinde iddianamenin kabulüne ya da eksiklik görmesi halinde bunların düzeltilmesi için iadesine karar verecek.
196 şüpheli var
Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ile eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'in de aralarında bulunduğu 196 kişiye "şüpheli" sıfatıyla yer verildi.
İddianamenin yaklaşık 800 sayfa olduğu ve 200 civarında ek klasörü bulunduğu öğrenildi.
CNNtürk
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Aslı Aydıntaşbaş
Washington’a sahte belge servisi06 Temmuz 2010
Ergenekon soruşturması kapsamında emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı’na ait olduğu iddia edilen ‘Özden Örnek günlükleri’ ve Balyoz davasında aktarılan 2002-2005 yılları arasında Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki darbe iddiaları, Washington’dan gelen sürpriz bir sesle yepyeni bir boyut kazandı.
O ses, aynı dönemlerde Türkiye’de görev yapan ABD Büyükelçisi Eric Edelman oldu.
Washington’da ulaştığımız Edelman, Milliyet’e 2004’te bazı şahısların Ankara’daki Amerikan elçiliğine TSK’da darbe hazırlığıyla ilgili belgeler verdiğini, ancak elçiliğin incelemesi sonucunda belgelerin ‘kaba bir kalpazanlık’ vakası olduğu sonucuna varıldığını anlattı.
Böylece Balyoz ve Ergenekon davalarının özünü oluşturan ihbar mektupları ve darbe iddialarının, bu davalara konu olmadan önce ABD elçiliğine servis edildiği ortaya çıktı. Edelman’ın Milliyet’e aktardığı bilgiye göre ABD hükümeti uzmanları, bir Türk ‘kaynak’ tarafından getirilen ve TSK içinde cuntayı anlatan el yazısı ihbar mektubu fotokopisini inceledikten sonra, darbe iddialarının sahte olduğu kanaatine varmış.
Edelman, “Bu bir hükümet ya da AKP kaynağından gelmemişti” dedi. Belgeyi ‘incelenmesi ve değerlendirilmesi’ için elçilik personeline devrettiğini belirten Edelman, “Daha sonra izne ayrıldım. Döndüğümde incelemenin sonuçlarını sordum ve son derece kaba bir kalpazanlık (sahtekârlık) vakası olduğu cevabını aldım” dedi.
ABD elçisi, ihbar mektubumda anlatılan olayların Ayışığı, Sarıkız ya da Balyoz gibi davalara konu olan ‘darbe planları’ndan olup olmadığının sorulması üzerine “Ergenekon ya da Balyoz’la bağlantılı olup olmadığını söyleyemem çünkü bu terimleri zaten son yıllarda Türk basınından öğrendim” dedi.
Haberin tamamı kaynak:http://www.milliyet.com.tr/washingto...16/default.htm
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz iddiaları soruşturması kapsamında tutuklu bulunan emekli Albay Kubilay Aktaş tahliye edildi.
Kamuoyunda ‘ıslak imza’ olarak bilinen, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” adlı belgede imzası olduğu iddia edilen Kurmay Albay Dursun Çiçek de Balyoz’un şüphelileri arasına girdi. Çiçek, geçtiğimiz günlerde çıktığı duruşmada imzasını özellikle değiştirdiğini iddia etmiş ve “İmza özürlüyüm” demişti.
Savcılık soruşturma sürecinde adı geçen 46 şüpheli hakkında da dava açılmasına gerek görmedi. Bu şüpheliler hakkında “takipsizlik” kararı verildi. Öte yandan ifadesi alınamayan kişilerle ilgili soruşturmanın da halen devam ettiği belirtildi.
Vatan
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
''Balyoz Planı'' iddiaları soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Albay Cengiz Köylü tahliye edildi.
Albay Cengiz Köylü'nün avukatının talebi üzerine tutukluluk halini değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, oy çokluğuyla Köylü'nün tahliyesine karar verdi.
Kararın, Mahkeme Heyeti Başkanı Kemal Can ve üye hakim Sait Saban'ın oylarıyla alındığı, üye hakim Mehmet Erdoğan'ın ise karara muhalif kaldığı öğrenildi.
Köylü'nün tahliyesiyle birlikte ''Balyoz Planı'' iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında tutuklu kalmadı.
Albay Cengiz Köylü, ''İkinci Ergenekon'' davası kapsamında tutuklu olarak yargılandığından cezaevinden çıkamayacak.
Haber7
Tutuklu kalmadı balyozda
Oh be :)
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
“Balyoz” oy birliği ile kabul edildi
İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan Balyoz Güvenlik Harekat Planı Soruşturması iddianamasi İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nce oy birliği ile kabul edildi. Aralarında emekli Oramiral Özden Örnek, emekli Orgeneral Çetin Doğan ve emekli Orgeneral İbrahim Fırtına’nın da bulunduğu 169 sanık ’Hükümeti ortadan kaldırmaya eksik teşebbüs etmek’ iddiasıyla 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle önümüzdeki günlerde hakim karşına çıkacak. İddianameyi kabul eden İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi duruşma günü ve duruşmaya ilişkin diğer işlemeleri ise önümüzdeki günlerde karar bağlayacak.
EMEKLİ PAŞALAR İLK SIRADA
Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ergül, Murat Yönder, Ali Haydar ve Süleyman Pehlivan tarafından hazırlanan 968 sayfalık iddianamede bir numaralı sanık Birinci Ordu eski Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, iki numaralı sanık Deniz Kuvveteleri eski Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, üç numaralı sanık Hava Kuvvetleri eski Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına, dört numaralı sanık emekli Orgeneral Ergun Saygun, beş numaralı sanık ise 6’ıncı Kolordu Komutanı Korgeneral Necat Bek oldu.
ERGENKON VE KAFES SANIKLARI DA BALYOZ’DA YARGILANACAK
MGK eski Genel Sekereteri emekli Orgeneral Şükrü Sarışık’ın 8 numaralı sanık olduğu iddianamede Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Kuvayi Milliye Derneği’nin Genel başkanı emekli Albay Fikri Karadağ 72 numaralı sanık Kafes Eylem Planı Davası’nın bir numaralı sanığı Kuzey Deniz Saha eski Komutanı emekli Koramiral Feyyaz Öğütcü 92 numaralı sanık oldu. Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu ise 95 numaralı, Güney Deniz Saha Komutanı Kadir Koramiral Kadir Sağdıç 98 sanık numaralı sanık oldu.
DURSUN ÇİÇEK BALYOZ’DA EKSİK TEŞEBBÜSTEN YARGILANACAK
İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın altında ıslak imzası bulunduğu öne sürülen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’de Balyoz Harekat Planı davası sanıkları arasında yer aldı. İrtica ile Mücadele eylem Planı Davası’nda ’Silahlı terör örgütü üyesi olmak’, ’Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’ iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezası istemiyle tutuklu olarak yargılanan Albay Dursun Çiçek, Balyoz Güvenlik Harekat Planı davasında ise ’Hükümeti ortadan kaldırmaya eksik teşşebbüs’ gerekçesi ile 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz olarak yargılanacak. İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın davasında iki numaralı sanık olan Albay Dursun Çiçek Balyoz Güvenlik Harekat Planı iddianamesinde 118 numaralı sanık oldu.
CEZA İSTEMİ ESKİ TCK’DAN
196 sanık hakkında hazırlanan iddianamede suç tarihi 2002-2003 olarak yer aldı. Hükümeti ortadan kaldırmaya eksik teşebbüs etmek suçundan yargılanacak olan sanıklar hakkında ceza istemi ise suç tarihi nedeniyle eski TCK’dan yapıldı.
İHTİMAL HESABI İLE KAMU DAVASI AÇILMAZ
Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri hakkında El-Kaide terör örgütünün 15-20 Kasım 2003’de gerçekleştirdiği ikiz saldırılara bağlantısı olduğu iddialarına ilişkin dosya ise “Böylesi ciddi bir olayla ilgili olarak tahmin değerlendirme yapılarak ihtimal hesabı ile kamu davası açılamaz" gerekçesi ile Balyoz Güvenlik Harekat Planı Davasından ayrılarak ’Tasarlayarak adam öldürme’ iddiasıyla ayrı bir soruşturma dosyasına kaydedildi.
Ayrıma kararında Emniyet Genel Müdürlüğü’nce savcılığa gönderilen 31 Mayıs 2010 tarihli yazıda 15-20 Kasım 2003 eylemleri öncesinde ve sonrasında bu eylemelerin Balyoz Harekat Planı ile ilgili oluğuna dair müdürlüklerinde herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı belirtildiği ifade edildi. Ayırma kararının devamında şunlara yer verildi.
“Tüm yazışmalar ve yapılan soruşturmalar sonucunda Balyoz Harekat Planı kapsamında bu eylemlerin nasıl organize edildiği olayın gelişimine ve oluşumuna nasıl ve ne zaman dahil olduğu nerede ve nasıl hangi vasıta veya irtibatla bu örgüt içine girildiği veya sızıldığı kim veya kimlerin kullanıldığı ya da istihbari bilginin mi saklandığı özellikle 2 Aralık 2002 tarihli balyoz harekat planı ile 9 Şubat 2003 tarihli Oraj harekat planının bu tarihlerde hazırlanması yine bu planda ismi geçen bir kısım şüphelilerin ise Ağustos 2003’de emekli olmaları veya tayinen başka görevlere atanmaları da (örneğin Çetin Doğan 2003 Ağustosu’nda emekli olmamsı, Gökkuşağı Deterjan ibareli notu tuttuğu anlaşılan Süha Tanyeri’nin 12 Ağustos 2003’de Tunceli’ye atanması ) dikkate alınarak bu eylemleri kimlerin organize ettiği hususunda gelinen aşama itibariyle yeterli delil elde edilememiştir. Böylesi ciddi bir olayla ilgili olarak tahmin değerlendirme yapılarak ihtimal hesabı ile kamu davası açılamaz yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın ayrılmasına.”
Balyoz Güvenlik Harekat Palnı soruşturması kapsamında işlemleri tamamlanmaya Tevfik Özkılıç’ın dosyanın ayrıldığı, ’Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs ve örgüt üyesi olmak’ gerekçesi ike Özkılıç yönünden soruşturmanın devam ettiği belirtildi.
Milliyet
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Balyoz: 102 sanık hakkında yakalama kararı
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Davut Bedir, davaya ilişkin tensip zaptı konusundaki sorular üzerine, zaptın hazırlandığını bildirdi.
Tensiple birlikte davanın 102 sanığı hakkında yakalama kararı çıkarıldığını belirten hakim Bedir, davanın ilk duruşmasının 16 Aralık 2010 tarihinde yapılmasının kararlaştırıldığını kaydetti.
Hakim Bedir, sanık sayısı dikkate alındığında Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nin duruşma salonlarının fiziki şartlarının yetersiz olduğu göz önünde tutularak, duruşmaların Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonunda yapılmasına karar verildiği bildirdi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin davaya ilişkin hazırladığı tensip tutanağında, dosyadaki delil durumu, sanıkların üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması ve suçlamanın CMK'nın 100. maddesinde belirtilen katalog suçlardan olması nedeniyle adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı belirtildi.
Kimlere yakalama kararı çıktı?
Bu nedenlerle haklarında "Yakalama emri ve nedenlerini" düzenleyen CMK'nın 98. maddesinin 3. fıkrası uyarınca ve oy birliğiyle yakalama emri çıkarılan sanıklar arasında, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Tuğamiral Mehmet Fatih İlgar, Korgeneral Yurdaer Olcan, tümgeneraller Abdullah Dalay, İhsan Balabanlı, Ali Semih Çetin, eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, emekli Korgeneral Engin Alan ve Albay Dursun Çiçek de yer aldı.
Haklarında yakalama emri çıkarılan diğer sanıklar ise şöyle:
"Ali Deniz Kutluk, Cemal Temizöz, Turgay Erdağ, Taylan Çakır, Ahmet Türkmen, Cem Aziz Çakmak, Muharrem Nuri Alacalı, Utku Arslan, Fatih Uluç Yeğin, Levent Erkek, Levent Çehreli, Hakan İsmail Çelikcan, Ertuğrul Uçar, Ali Türkşen, Tayfun Duman, Nihat Altunbulak, Ercan İrençin, Bora Serdar, Levent Görgeç, İbrahim Koray Özyurt, Dora Sungunay, Soner Polat, Meftun Hıraca, Yaşar Barbaros Büyüksağnak, Hasan Gülkaya, Faruk Doğan, Mücahit Erakyol, Abdullah Gavrimolu, Kıvanç Kırmacı, Yusuf Ziya Toker, Cengiz Köylü, Hanifi Yıldırım, Bulut Ömer Mirmiroğlu, Hakan Sargın, Hüseyin Özçoban, Yusuf Kelleli, Hüseyin Topuz, Murat Özçelik, Mustafa Önsel, Ali Aydın, Ahmet Tuner, Gökhan Çiloğlu, Halil Helvacıoğlu.
Suat Aytın, Nejat Bek, Mustafa Korkut Özarslan, Ayhan Taş, Ramazan Cem Gürdeniz, İzzet Ocak, Süha Tanyeli, Bülent Tunçay, Nuri Ali Karababa, Gürbüz Kaya, Mustafa Çalış, Nurettin Işık, Hasan Basri Aslan, Ali Rıza Sözen, İlkay Nerat, Veli Murat Tulga, Behsat Balta, Halil Kalkanlı, Tuncay Çakan, Hasan Fehmi Canan, Salim Erkal Bektaş, Ahmet Yavuz, Ahmet Küçükşahin, Recai Elmas, Ahmet Şentürk, Mümtaz Can, Fatih Altun, Mehmet Kaya Varol, Recep Yıldız, Bekir Memiş, Ali İhsan Çuhadaroğlu, Mehmet Yoleri, Metin Yavuz Yalçın, Emin Küçükkılıç, Hakan Akkoç, İkrami Özturan, Burhan Göhce, Doğan Fatih Küçük, Gökhan Gökay, Nihat Özkan, Hasan Nurgören, Sırrı Yılmaz, Abdullah Zafer Arısoy ve Özer Karabulut."
Tensip zaptında, haklarında yakalama emri çıkarılan sanıkların mahkemenin yargı çevresinde yakalanmaları halinde en kısa zamanda mesai saatleri içerisinde mahkemede hazır edilmeleri, yargı çevresi dışında yakalanmaları halinde ise yine mahkemenin huzurunda mesai saatleri içerisinde hazır bulundurulmak üzere CMK'nın 94. maddesi uyarınca yol tutuklama kararı verilmesi hükme bağlandı.
Çetin Doğan iki kez tahliye edilmişti
Balyoz Güvenlik Harekat Planı soruşturması kapsamında daha önce aralarında Birinci Ordu eski Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeli, Emekli Korgeneral Engin Alan, Tümgeneral Abdullah Dalay, Korgeneral Yurdaer Olcan ve Korgeneral Nuri Ali Kararbaba'nın da bulunduğu 46 kişi tutuklanmış yapılan itirazlar üzerine tahliye olmuşlardı.
Balyoz Güvenlik Harekat Planı iddianamesinin bir numaralı sanığı olan Birinci Ordu eski Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan 26 Şubat 2010'da sevk edildiği İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Ali Efendi Peksak tarafından tutuklanmıştı.
Avukatlarının yaptığı itiraz üzerine 1 Nisan 2010'da 12'inci Ağır Ceza Mahkemesi üye Hakimi Oktay Kuban tarafından tahliye edilen Çetin Doğan hakkında savcılığın yaptığı itiraz üzerine 12'inci Ağır Ceza Mahkemsi heyetince yakalama kararı çıkartılmıştı.
Çetin Doğan 23 Nisan 2010'da teslim olarak ikinci kez tutuklanmıştı. Doğan avukatlarının itirazı üzerine 18 Haziran 2010'da ikinci kez tahliye edilmişti.
CNN Türk
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
Orduevine ‘Balyoz’ protestosu
İstanbul’da Fenerbahçe Orduevi önünde toplanan Hukukçular Derneği üyesi bir grup avukat, ''Balyoz davası'' sanıklarının orduevlerinde tutulduğunu iddia ederek bu durumu protesto etti.
Hukukçular Derneği üyesi bir grup avukat, Fenerbahçe Orduevi önünde toplandı.
Grup adına açıklama yapan Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cahit Özkan, “Balyoz” davasında haklarında yakalama kararı verilen 102 askerden sadece 2 tanesinin yakalanabildiğini söyledi.
Özkan, bu durumun kamuoyunda ''Bu kişilerin Genelkurmay Başkanlığı tarafından himaye edildiği'' düşüncesini akıllara getirdiğini savunarak, şöyle dedi:
''Genelkurmay Başkanlığı geçmişte olduğu gibi bugün de hukuk devletinin gereği olan yargı kararlarının yerine getirilmesini zorlaştırmaktadır. Kamuoyu tarafından 100'e yakın askeri personelin orduevlerinde himaye edildiği kanaati hakimdir. TCK'da bu eylem suç olarak tanımlanmıştır.''
Gruptakiler, basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.
ntvmsnbc.com
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
''Balyoz Planı'' iddialarına ilişkin haklarında dava açılan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'in de aralarında bulunduğu 196 sanıklı davanın ek klasörleri avukatlara dağıtıldı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, dava dosyasının yer aldığı 184 ek klasörün dijital ortama aktarılması tamamlandı.
Buna göre, 1 No'lu klasörde, Taraf gazetesinde, ''Balyoz Darbe Planı'' başlıklı haberin yayımlanmasının ardından yaşanan süreç anlatılırken, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan fezlekeye yer verildi.
Ek klasörlerde, arama, el koyma kararları, sanıklardan elde edilen deliller, ifadeleri, yakalama kararları gibi Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı ile yapılan yazışmalar ve gönderilen belgeler bulunuyor.
''Sakal'', ''Çarşaf'', ''Oraj'' ve ''Suga'' adı verilen planlar, bilirkişi raporlarının da yer aldığı klasörlerde, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan ülkemizde bugüne kadar meydana gelen darbeler ve darbe sürçleri ile Balyoz Darbe Planı arasındaki benzerliklere ilişkin 10 sayfalık yazı da yer alıyor.
İnternethaber
-
Cevap: ‘Balyoz’ operasyonu
İtirazlar kabul edildi!
Balyoz davası kapsamında haklarında yakalama emri çıkarılan 102 asker için mahkemeye yapılan itiraz başvurusu 'oy çokluğu' ile kabul edildi.
Haklarında yakalama kararı çıkmasından dolayı 11 general YAŞ'ta terfi ettirilmemişti.
Askerlerin YAŞ öncesinde haklarında yakalama emri çıkarılması, YAŞ sürecinin gergin geçmesine neden olmuştu.
YAŞ'a damgasını vuran isimlerin başında ise Başbakan Erdoğan'ın ısrarla karşı çıktığı Hasan Iğsız olmuştu. Erdoğan, askerin Iğsız konusunda diretmesine karşın imza atmamıştı.
Milliyet
-
Cevap: Balyoz operasyonu
Haklarında yakalama kararı olduğu için terfi ettirilmeyenlerin önündeki engel kalktığına göre, yasal yollarla haklarını aramaları gerekir. Ama mevcut anayasada YAŞ kararlarına karşı yargı yolu kapalı, yani yasal yollara başvuramayacaklar. 12 Eylülde yapılacak referandumda "evet" çıkarsa, YAŞ kararları yargı denetimine açık hale gelecek.
-
Cevap: Balyoz operasyonu
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Haklarında yakalama kararı olduğu için terfi ettirilmeyenlerin önündeki engel kalktığına göre, yasal yollarla haklarını aramaları gerekir. Ama mevcut anayasada YAŞ kararlarına karşı yargı yolu kapalı, yani yasal yollara başvuramayacaklar. 12 Eylülde yapılacak referandumda "evet" çıkarsa, YAŞ kararları yargı denetimine açık hale gelecek.
hacı ya bir yanlışlık yok mu acaba.personel kanununda hakkında kovuşturma soruşturma mahkeme süreci olan askeri şahısların terfi ettirilemeyeceği yazıyor.yakalama kararı kaldırılsa da tutuksuz yargılanıyorlar değil mi.bu durumda yaş kararlarına yargı açık olsa bile itirazları boşa olacaktır.
-
Cevap: Balyoz operasyonu
'Balyoz' savcısı 'şüpheler haklı çıktı' dedi
101 sanık hakkındaki yakalama kararını kaldıran 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne savcının sunduğu mütalaa.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 'Balyoz Planı' davası kapsamında 102 sanık hakkında yakalama kararı çıkartmış, bu kişilerden Kurmay Albay Ahmet Şentürk, Afyonkarahisar'da gözaltına alındıktan sonra İstanbul'a getirilmesinin ardından tutuklanarak Metris Cezaevine konulmuştu.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise yapılan itirazlar üzerine 101 sanık hakkındaki yakalama kararını kaldırmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'nın, yakalama kararlarına ilişkin itirazlarla ilgili 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu mütalaada, ''Karar tarihinden sonra ortaya çıkan duruma bakıldığında mahkemenin şüphesinin haklı çıktığının görüldüğü'' görüşüne yer verdi.
"İTİRAZ MÜMKÜN DEĞİL"
savcı Kara'nın 8 sayfalık mütalaada, hakim makamınca ve heyetçe verilenkararlara karşı itirazın bulunabileceği belirtilerek, ''Ancak CMK 267. maddede, mahkemece verilen kararlara karşı ancak kanunda hüküm bulunan hallerde itiraz edilebileceğinin açıkça düzenlenmiş olması ve yakalama ile ilgili 98. madde hükümlerine itirazın mümkün olduğuna dair hiçbir hüküm bulunmaması karşısında, mahkemece verilen yakalama kararlarına karşı itirazın mümkün olmadığı anlaşılmaktadır'' denildi.
"ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASINA İTİRAZ..."
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ilgili maddesinde, ''Yakalama veya tutuklu durumda bulunma nedeniyle özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, özgürlük kısıtlanmasının yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi veya yasaya aykırı görülmesi halinde serbest bırakılması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir'' denildiği kaydedilen mütalaada, sözleşme metnindeki açık ifadelerden de anlaşıldığı üzere yakalama kararlarına değil, bireylerin fiilen yakalanmış olmaları halinde özgürlüklerin kısıtlanmasına itirazın mümkün olduğunun vurgulandığı belirtildi.
"YAKALAMA KARARI İNFAZ EDİLMEDİ"
Mütalaada, AİHS'nin söz konusu maddesinin metninde, ''özgürlüğünden yoksun kılınan, ''özgürlük kısıtlanmasının'' ve ''kendisini serbest bırakması için'' şeklinde ifadelerin yer aldığına işaret edilerek, ''Burada yer alan çok açık ibarelerin tereddüte yer bırakmayacak şekilde bu kanıyı oluşturduğu, itiraz eden sanıklar hakkındaki yakalama emri içeren kararın ise infaz edilmemiş olduğu, dolayısıyla bu madde uyarınca da mahkeme heyetince verilen yakalama kararına itirazın mümkün olmadığı açıkça anlaşılmaktadır'' denildi.
Sanıkların kaçak olmadığı, kaçma şüphesi bulunmadığı, yakalama kararı koşullarının oluşmadığı ve mahkemenin bu kararının CMK'nın 247. maddesindeki kaçağın tanımı ile birlikte 98. maddenin 3. fıkrasındaki koşul karşısında usulsüz olduğuna ilişkin iddialarla ilgili olarak, sanıklara isnat olunan suçun TCK'nın 147. maddesine dayandırıldığı belirtilen mütalaada, madde metninin düzenleniş şekli itibariyle eksik teşebbüsün mümkün olması nedeniyle aynı kanunun 61. maddesi uyarınca cezadan indirim talep edildiği, dosyada yer alan bilgi ve belgelerle iddianamedeki anlatıma göre nitelemenin doğru olduğunun görüldüğü anlatıldı.
Mütalaada, mahkemece verilen yakalama kararının, sanıkların kaçak bulunmaları nedeniyle değil, haklarında tutuklama koşulları bulunduğu için verilmiş olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
"MAHKEME ŞÜPHESİNDE HAKLI ÇIKTI"
Somut olayda sanıkların bir kısmının soruşturma aşamasında sonradan serbest bırakıldığı ve bir kısmının da tutuklanmaksızın serbest kaldığı, dolayısıyla yargılama aşamasında sanıkların CMK'nın 247. maddesinin 1. bendindeki 'kaçak' tanımına uygun durumları bulunmadığı için haklarında yakalama kararı verilemeyeceğine ilişkin itiraza katılmanın mümkün olmadığı ifade edilen mütalaada, şöyle denildi:
''Soruşturma aşamasında dosyadaki delillerin görülememiş olması, yanlış takdir edilmesi ya da sanıkların serbest bırakılmalarının ardından tutuksuz oldukları halde dava açılması halinde, en vahim nitelikli suçlarda dahi sanıklar, kendilerinin kaçak olmadıklarını, mahkemeye çağrıldıkları takdirde geleceklerini belirtip, sabit ikametgah adresi göstererek itiraz edebilecekler ve bu durumda mahkemece çok vahim nitelikli suçlarda dahi yakalama kararı çıkarılamayacaktır ki, böyle bir durumun mantıksal olarak kabulü mümkün değildir.''
Mütalaada, ''karar tarihinden sonra ortaya çıkan duruma bakıldığında mahkemenin şüphesinin haklı çıktığının görüldüğü'' ifade edilerek, ''Zira çağrıldıklarında gelecekleri belirtilen sanıklardan hiçbirinin kendi iradesiyle gelmediği gibi, beyan ettikleri adreslerde bulunmadıkları ve hiçbirinin telefonlarına da ulaşılamadığı, bu durumun kaçma şüphesinin eski tabirle kuvveden fiile çıktığını ve mahkemenin şüphesinin haklı nedenlere dayalı olduğunu gösterdiği kanaatine varıldığından, sanıkların ve vekillerinin yakalama kararlarına karşı yapmış oldukları itirazın reddine karar verilmesi mütalaa olunur'' denildi.
NTV
-
Cevap: Balyoz operasyonu
'Balyoz' savcısı 'şüpheler haklı çıktı' dedi
101 sanık hakkındaki yakalama kararını kaldıran 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne savcının sunduğu mütalaa.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 'Balyoz Planı' davası kapsamında 102 sanık hakkında yakalama kararı çıkartmış, bu kişilerden Kurmay Albay Ahmet Şentürk, Afyonkarahisar'da gözaltına alındıktan sonra İstanbul'a getirilmesinin ardından tutuklanarak Metris Cezaevine konulmuştu.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise yapılan itirazlar üzerine 101 sanık hakkındaki yakalama kararını kaldırmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'nın, yakalama kararlarına ilişkin itirazlarla ilgili 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu mütalaada, ''Karar tarihinden sonra ortaya çıkan duruma bakıldığında mahkemenin şüphesinin haklı çıktığının görüldüğü'' görüşüne yer verdi.
"İTİRAZ MÜMKÜN DEĞİL"
savcı Kara'nın 8 sayfalık mütalaada, hakim makamınca ve heyetçe verilenkararlara karşı itirazın bulunabileceği belirtilerek, ''Ancak CMK 267. maddede, mahkemece verilen kararlara karşı ancak kanunda hüküm bulunan hallerde itiraz edilebileceğinin açıkça düzenlenmiş olması ve yakalama ile ilgili 98. madde hükümlerine itirazın mümkün olduğuna dair hiçbir hüküm bulunmaması karşısında, mahkemece verilen yakalama kararlarına karşı itirazın mümkün olmadığı anlaşılmaktadır'' denildi.
"ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASINA İTİRAZ..."
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ilgili maddesinde, ''Yakalama veya tutuklu durumda bulunma nedeniyle özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, özgürlük kısıtlanmasının yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi veya yasaya aykırı görülmesi halinde serbest bırakılması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir'' denildiği kaydedilen mütalaada, sözleşme metnindeki açık ifadelerden de anlaşıldığı üzere yakalama kararlarına değil, bireylerin fiilen yakalanmış olmaları halinde özgürlüklerin kısıtlanmasına itirazın mümkün olduğunun vurgulandığı belirtildi.
"YAKALAMA KARARI İNFAZ EDİLMEDİ"
Mütalaada, AİHS'nin söz konusu maddesinin metninde, ''özgürlüğünden yoksun kılınan, ''özgürlük kısıtlanmasının'' ve ''kendisini serbest bırakması için'' şeklinde ifadelerin yer aldığına işaret edilerek, ''Burada yer alan çok açık ibarelerin tereddüte yer bırakmayacak şekilde bu kanıyı oluşturduğu, itiraz eden sanıklar hakkındaki yakalama emri içeren kararın ise infaz edilmemiş olduğu, dolayısıyla bu madde uyarınca da mahkeme heyetince verilen yakalama kararına itirazın mümkün olmadığı açıkça anlaşılmaktadır'' denildi.
Sanıkların kaçak olmadığı, kaçma şüphesi bulunmadığı, yakalama kararı koşullarının oluşmadığı ve mahkemenin bu kararının CMK'nın 247. maddesindeki kaçağın tanımı ile birlikte 98. maddenin 3. fıkrasındaki koşul karşısında usulsüz olduğuna ilişkin iddialarla ilgili olarak, sanıklara isnat olunan suçun TCK'nın 147. maddesine dayandırıldığı belirtilen mütalaada, madde metninin düzenleniş şekli itibariyle eksik teşebbüsün mümkün olması nedeniyle aynı kanunun 61. maddesi uyarınca cezadan indirim talep edildiği, dosyada yer alan bilgi ve belgelerle iddianamedeki anlatıma göre nitelemenin doğru olduğunun görüldüğü anlatıldı.
Mütalaada, mahkemece verilen yakalama kararının, sanıkların kaçak bulunmaları nedeniyle değil, haklarında tutuklama koşulları bulunduğu için verilmiş olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
"MAHKEME ŞÜPHESİNDE HAKLI ÇIKTI"
Somut olayda sanıkların bir kısmının soruşturma aşamasında sonradan serbest bırakıldığı ve bir kısmının da tutuklanmaksızın serbest kaldığı, dolayısıyla yargılama aşamasında sanıkların CMK'nın 247. maddesinin 1. bendindeki 'kaçak' tanımına uygun durumları bulunmadığı için haklarında yakalama kararı verilemeyeceğine ilişkin itiraza katılmanın mümkün olmadığı ifade edilen mütalaada, şöyle denildi:
''Soruşturma aşamasında dosyadaki delillerin görülememiş olması, yanlış takdir edilmesi ya da sanıkların serbest bırakılmalarının ardından tutuksuz oldukları halde dava açılması halinde, en vahim nitelikli suçlarda dahi sanıklar, kendilerinin kaçak olmadıklarını, mahkemeye çağrıldıkları takdirde geleceklerini belirtip, sabit ikametgah adresi göstererek itiraz edebilecekler ve bu durumda mahkemece çok vahim nitelikli suçlarda dahi yakalama kararı çıkarılamayacaktır ki, böyle bir durumun mantıksal olarak kabulü mümkün değildir.''
Mütalaada, ''karar tarihinden sonra ortaya çıkan duruma bakıldığında mahkemenin şüphesinin haklı çıktığının görüldüğü'' ifade edilerek, ''Zira çağrıldıklarında gelecekleri belirtilen sanıklardan hiçbirinin kendi iradesiyle gelmediği gibi, beyan ettikleri adreslerde bulunmadıkları ve hiçbirinin telefonlarına da ulaşılamadığı, bu durumun kaçma şüphesinin eski tabirle kuvveden fiile çıktığını ve mahkemenin şüphesinin haklı nedenlere dayalı olduğunu gösterdiği kanaatine varıldığından, sanıkların ve vekillerinin yakalama kararlarına karşı yapmış oldukları itirazın reddine karar verilmesi mütalaa olunur'' denildi.
NTV
-
Cevap: Balyoz operasyonu
KİM BU IĞSIZ PAŞA?
YAŞ toplantıları sürerken, “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla, başına “Balyoz” indi!..
İşte istenmeyen komutan YAŞ’ı kilitleyen Orgeneral Hasan Iğsız’ın sicili:
AKP iktidarından önceki son Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun emrinde iki kez çalıştı.
2005’te 5. Kolordu Komutanı iken her hafta bir köyde “Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetleri” düzenledi. Bu faaliyetlere en büyük desteği de sonradan “Ergenekon” sanığı olan dönemin 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon verdi. Öyle ki, Çorlu’nun Önerler Köyü’nde düzenlenen “Cumhuriyet Yürüyüşü”ne Tolon’un, hilafet, şeriatçılar ve bölücülerle ilgili yaptığı sert uyarılar damgasını vurdu. Yürüyüşte ise “Ordu-Millet El Ele, Ordumuz Gururumuz” pankartları taşındı.
DÜN PKK’YA “BALYOZ OPERASYONUNU” YÖNETTİ BUGÜN “BALYOZ” YİYOR
Bölücülük ve teröre karşı en sert mesajlarını 2. Ordu Komutanlığı döneminde verdi. Çünkü en çok şehit cenazesi kaldıran isimlerden biriydi.
Bir başka şehit cenazesinde, “Biz bunlara cevaplarını dağlarda veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Bu işin sonuna kadar devam ettireceğiz. Hiç kimse hayallere kapılmasın, boş hayaller kurmasın” derken, bir diğerinde, sorunun kaynağını şöyle işaret etti:
“Şehidimizin babası en acılı anında ‘Vatan sağ olsun’ diyebiliyorsa, bu bizim için çok büyük bir vicdanı sorumluluktur. Asker kar, buz, sıcak, soğuk demeden her türlü şartta bu mücadeleyi sürdürmektedir. Ama bakın ben size dağdaki mücadeleden bahsediyorum. Vatandaşlarımız dağdaki mücadele yönünden hiçbir tereddüt yaşamasınlar. Ama açıklıkla ifade ediyorum, bugün sorun dağda değil. ‘Nerede?’ diye sorarsanız, bunu bana sormayın biraz bakarsınız nerede olduğunu görürsünüz."
18 Mart 2007’deki Çanakkale Zaferi’nin 92. yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü’nde Şehitlikteki törende, “Bugün bazı kişilerin, insan hakları, barış ve özgürlük gibi ifadelerin arkasına sığınarak, terör örgütünün sözcülüğünü yaptıklarına” dikkati çekip, “Anlamak istemeyenlere bir kere daha açıklıkla ifade ediyorum. Biz bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz” mesajı verdi.
Haziran 2007’de PKK’ya ağır zayiatlar verdiren “Balyoz Operasyonu” kapsamında, Irak sınırının sıfır noktasındaki karakollara gidince, dünyanın en önemli ajansı AP, TSK’nın K. Irak’a girdiğini iddia etti.
“Hiçbir devlet katillerle ateşkes yapamaz… Anlaşma yapamaz… Af çıkarılması, ateşkes istenmesi terör örgütüne yasallık kazandırma senaryolarının bir parçasıdır. Terörle mücadelemiz devam etmelidir, edecektir.”
YAZININ TAMAMI KAYNAK:http://www.odatv.com/n.php?n=kim-bu-...sa--0408101200
-
Cevap: Balyoz operasyonu
Yüksek Askeri Şura toplantısı sürerken Ergenekon savcısı Zekeriya ÖZ tarafından ifadeye çağrılan Kara Kuvvetleri Komutanı adaylarından biri olan 1.Ordu Komutanı Orgeneral Hasan IĞSIZ kimdir.
KİM BU IĞSIZ PAŞA?
DÜN PKK’YA “BALYOZ OPERASYONUNU” YÖNETTİ BUGÜN “BALYOZ” YİYOR
YAŞ’ı kilitleyen Orgeneral Hasan Iğsız’ın günahları ve sevaplarıyla bir sicilini çıkartmak farz oldu.
2005’te 5. Kolordu Komutanı iken her hafta bir köyde “Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetleri” düzenledi. Bu faaliyetlere en büyük desteği de sonradan “Ergenekon” sanığı olan dönemin 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon verdi. Öyle ki, Çorlu’nun Önerler Köyü’nde düzenlenen “Cumhuriyet Yürüyüşü”ne Tolon’un, hilafet, şeriatçılar ve bölücülerle ilgili yaptığı sert uyarılar damgasını vurdu. Yürüyüşte ise “Ordu-Millet El Ele, Ordumuz Gururumuz” pankartları taşındı.
Bölücülük ve teröre karşı en sert mesajlarını 2. Ordu Komutanlığı döneminde verdi. Çünkü en çok şehit cenazesi kaldıran isimlerden biriydi.
O cenaze törenlerinin birisinde, “Dağdaki son terörist tesirsiz hale getirilene dek mücadelemiz sürecek. Şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız” dedi, tabuta sarılı Türk Bayrağı’nı öperek kendisi aldı. Gazetecilere de şunları söyledi:
“Şehadetin olduğu eylem, bir operasyon sırasında olmamıştır. Bir operasyona karşı reaksiyon bir savunma mekanizasyonu şeklinde de olmamıştır. Şehadet, idari bir faaliyetin icrası sırasında olmuştur. Yani bildiğiniz PKK’dır. Bunu herkes bu şekilde bilmelidir. Herkesin gözünü açması lazım. Tekrar ediyorum, dağda eli silahlı terörist olduğu müddetçe, insanımıza rahat yoktur.”
Bir başka şehit cenazesinde, “Biz bunlara cevaplarını dağlarda veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Bu işin sonuna kadar devam ettireceğiz. Hiç kimse hayallere kapılmasın, boş hayaller kurmasın” derken, bir diğerinde, sorunun kaynağını şöyle işaret etti:
“Şehidimizin babası en acılı anında ‘Vatan sağ olsun’ diyebiliyorsa, bu bizim için çok büyük bir vicdanı sorumluluktur. Asker kar, buz, sıcak, soğuk demeden her türlü şartta bu mücadeleyi sürdürmektedir. Ama bakın ben size dağdaki mücadeleden bahsediyorum. Vatandaşlarımız dağdaki mücadele yönünden hiçbir tereddüt yaşamasınlar. Ama açıklıkla ifade ediyorum, bugün sorun dağda değil. ‘Nerede?’ diye sorarsanız, bunu bana sormayın biraz bakarsınız nerede olduğunu görürsünüz."
18 Mart 2007’deki Çanakkale Zaferi’nin 92. yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü’nde Şehitlikteki törende, “Bugün bazı kişilerin, insan hakları, barış ve özgürlük gibi ifadelerin arkasına sığınarak, terör örgütünün sözcülüğünü yaptıklarına” dikkati çekip, “Anlamak istemeyenlere bir kere daha açıklıkla ifade ediyorum. Biz bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz” mesajı verdi.
Haziran 2007’de PKK’ya ağır zayiatlar verdiren “Balyoz Operasyonu” kapsamında, Irak sınırının sıfır noktasındaki karakollara gidince,
Ağustos 2007’de Diyarbakır’da düzenlenen bir devir-teslim töreninde, askerlere şöyle seslendi:
“Bölücü terörle mücadelemiz her geçen gün artan bir kararlılıkla sürdürülmekte ve başarıya doğru önemli adımlar atılmaktadır. Ancak terör örgütü, terörle gerçekleştiremediğini, isteklerini, yasal görünümdeki uzantıları vasıtasıyla elde etmeye çalışmaktadır. Demokrasi, insan hakları gibi herkesin benimsediği, saygı duyduğu evrensel kavramların içeriğini çarpıtarak, arkasına saklanmaktadır. Bunların Cumhuriyetin temel değerleriyle sorunları vardır. Atatürkçü düşünceyi en büyük engel olarak görmektedir. Ne yazık ki bu konuda yalnız değillerdir. Gerek yurt içi, gerekse yurt dışında rejimle, Cumhuriyetin temel değerleriyle sorunlu olanlar, farklı amaçlarla, ayrılıkçı unsurlarla, fazla görünür olmayan iş birliğine girmektedir. Hedeflerine ulaşmak için el birliğiyle Atatürk’ü ve bize vasiyeti olan düşünce sistemini yüreklerden silmek ve böylelikle cumhuriyetin temel değerlerini korumasız hale getirmek istiyorlar. Huzurunuzda ifade ediyorum, beyhude bir çabadır.”
Orgeneral Iğsız’ın 2. Ordu Komutanlığı dönemine ilişkin iki çok önemli notu daha aktaralım.
Dönemin DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın, “PKK’lı dağda silahla gezeceğine, düz ovada siyaset yapsın. Bir af konusunda destek vermeye hazırım” açıklamasına, şöyle patladı:
“Hiçbir devlet katillerle ateşkes yapamaz… Anlaşma yapamaz… Af çıkarılması, ateşkes istenmesi terör örgütüne yasallık kazandırma senaryolarının bir parçasıdır. Terörle mücadelemiz devam etmelidir, edecektir.”
Yazının tamamı kaynak:http://www.odatv.com/n.php?n=kim-bu-...sa--0408101200
-
Cevap: Balyoz operasyonu
Balyoz Darbe Planı davasının tek tutuklu sanığı emekli Albay Ahmet Şentürk tahliye edildi. Davada tutuklu sanık kalmadı.
101 kişi hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasının ardından Ahmet Şentürk’ün avukatı da müvekkilinin tahliyesi yönünde pazartesi günü dilekçe vermişti.
Tahliye Gerekçesi: Eşitlik ve Hakkaniyet İlkesi
İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi dilekçeyi inceledi ve talebi oybirliği ile kabul etti. Mahkeme tutuklu sanık Ahmet Şentürk’ün tahliyesini kararlaştırdı. Tahliye gerekçesi olarak ise eşitlik ve hakkaniyet ilkesi gösterildi.
Kararın ardından Ahmet Şentürk Silivri Cezaevi’nden tahliye edildi.
196 Sanıklı Balyoz Darbe Planı davasında, 102 sanık hakkında yakalama kararı çıkarılmış ancak itirazları değerlendiren 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi oy çokluğuyla kararı kaldırmıştı.
Balyoz Darbe Planı davasının ilk duruşması 16 Aralık’ta Silivri Cezaevi’ndeki duruşma salonunda yapılacak.
TRT Haber
İlginç :alala
Doğru olan da tutuksuz yargılanma değil midir zaten?!
-
Cevap: Balyoz operasyonu
Balyoz Darbe Planı davasının tek tutuklu sanığı emekli Albay Ahmet Şentürk tahliye edildi. Davada tutuklu sanık kalmadı.
101 kişi hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasının ardından Ahmet Şentürk’ün avukatı da müvekkilinin tahliyesi yönünde pazartesi günü dilekçe vermişti.
Tahliye Gerekçesi: Eşitlik ve Hakkaniyet İlkesi
İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi dilekçeyi inceledi ve talebi oybirliği ile kabul etti. Mahkeme tutuklu sanık Ahmet Şentürk’ün tahliyesini kararlaştırdı. Tahliye gerekçesi olarak ise eşitlik ve hakkaniyet ilkesi gösterildi.
Kararın ardından Ahmet Şentürk Silivri Cezaevi’nden tahliye edildi.
196 Sanıklı Balyoz Darbe Planı davasında, 102 sanık hakkında yakalama kararı çıkarılmış ancak itirazları değerlendiren 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi oy çokluğuyla kararı kaldırmıştı.
Balyoz Darbe Planı davasının ilk duruşması 16 Aralık’ta Silivri Cezaevi’ndeki duruşma salonunda yapılacak.
TRT Haber
İlginç :alala
Doğru olan tutuksuz yargılanma değil midir zaten?!
-
Cevap: Balyoz operasyonu
Balyoz Darbe Planı davasının tek tutuklu sanığı emekli Albay Ahmet Şentürk tahliye edildi. Davada tutuklu sanık kalmadı.
101 kişi hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasının ardından Ahmet Şentürk’ün avukatı da müvekkilinin tahliyesi yönünde pazartesi günü dilekçe vermişti.
Tahliye Gerekçesi: Eşitlik ve Hakkaniyet İlkesi
İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi dilekçeyi inceledi ve talebi oybirliği ile kabul etti. Mahkeme tutuklu sanık Ahmet Şentürk’ün tahliyesini kararlaştırdı. Tahliye gerekçesi olarak ise eşitlik ve hakkaniyet ilkesi gösterildi.
Kararın ardından Ahmet Şentürk Silivri Cezaevi’nden tahliye edildi.
196 Sanıklı Balyoz Darbe Planı davasında, 102 sanık hakkında yakalama kararı çıkarılmış ancak itirazları değerlendiren 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi oy çokluğuyla kararı kaldırmıştı.
Balyoz Darbe Planı davasının ilk duruşması 16 Aralık’ta Silivri Cezaevi’ndeki duruşma salonunda yapılacak.
TRT Haber
İlginç :alala
Doğru olan tutuksuz yargılanma değil midir zaten?!