TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
TEKEL işçileri için bu forumda birşeyler yazmayı düşünüyorum. Ama Milliyet'te aynı gün 2 ayrı köşe yazısı çıktı ve o yazılara link vermeyi uygun gördüm.
http://www.milliyet.com.tr/tekel-isc...ult.htm?ver=31
http://www.milliyet.com.tr/-4-c-nedi...ult.htm?ver=90
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
Kömür,makarna yardımı yaparken sosyal devlet kavramına sığınıyorlar(Sosyal devlet vatandaşını yardıma muhtaç hale düşürmeyen ya da düşürmemek için elinden gelenin en iyisini yapan devlettir,elbette işsizler olacak her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok diyen devlet değildir).
Tekel işçilerine gelince sosyal devlet rafa kalkıyor,bütçe yetersiz oluyor.
Madem bütçe yetersiz, eşiniz dostunuz için vergisini sıfırladığınız pırlantaya tekrar vergi koyun.Bunu söyleyen bir gazeteci ya da siyasetçi yok güzel memleketimde.1 ay öncesi bile çok çabuk unutuluyor.
Ha bu sosyal devletçiler kömür,makarna yardımlarından önce sosyal devlet de neymiş diyorlardı.Sosyal devlet demek komunist devlet demektir.O partinin içinde de böyle adamlar var,o partiye oy verenlerin bir çoğu da öyle düşünüyor zaten.Tekel işçisi yan gelip yatıp dünya kadar maaş alıyor diyorlar.Peki kömür makarna yardımı alanlar bir işte yan gelip yatmıyorlar bile.Onlara gelince adı yardım oluyo çalışan adama gelince yan gelip yatıyorlar oluyor.Hepsini işten atsınlar kömür makarnalarını versinler.Bir kısım halkımız da rahatlar.Sosyal devlete doğru emin adımlarla ilerleriz.
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Show TV’de canlı yayınlanan “Siyaset Meydanı Özel” programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Konu Tekel'e gelince çok çarpıcı bir öneriyi gündeme attı: İzmir ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyeleri Tekel işçilerini bünyelerine alsın.
Başbakan Erdoğan'a ilk soru olarak Tekel işçilerinin durumu soruldu.
"Şu anki olay kapatılma olayıdır. İhbar tazminatlarını ödüyoruz. Kıdem tazminatını ödedik. Geçenlerde evime gelen Tekel işçileri bayan arkadaşlar, 6 ay daha imkan istemişlerdi bundan önce. Türk-İş genel başkanı ve sendika temsilcileriyle 6 ay uzatmaya tamam dedik. 6 ay iki yıl oldu. Artık mecburuz bunu kapatmaya. Diyarbakır, Manisa ve İzmir devam edecek. Burada şu an yapılan uygulama yasal değildir.
Asgari ücreti bekleyen nice aileler var. 900 TL’ye kadar tırmandırdık bu ücreti. Ama çirkin olaylar oldu.
Burada yapılan bu. Üreten yer değil (Tekel). Biz öyle bir adım attık ki, 230 bin işçiyi kadrolu işçi statüsüne geçirdik.
Bu olay kırılma noktasıdır. Belli bir sendika 600 milyarlık geliri kaybediyor her ay. Yılda 7 buçuk trilyon lira kaynaktan mahrum kalıyor.
Bana bir teklif yapılıyor. İzmir’de mi çalışıyor, gönderin Muş’a. Bunu yapan sendikacı söylüyor. Ben İzmir’dekine İzmir’de, yoksa en yakındaki ilde iş bulmaya çalışırım.
Ay sonuna kadar bu eylem bu şekilde devam ederse, ay sonunda yasal yetkimiz neyse kullanacağız. Çadırları kaldıracağız.
Sendikacıydım eskiden. Belediye-İş’te. Nasıl zam yaptığımı çok iyi bilirler.
Benim Tekel işçilerinin bulunduğu çadıra gitmem hiç doğru olmaz.
Türk-İş’in kendisi bile sahip çıkamıyor bu eyleme. DİSK ve Kamu-Sen geliyor.
Popülist bir yaklaşımda olmadığımızı gösteriyoruz.
'İŞÇİLERİ BELEDİYELER ALSIN'
Başbakan Erdoğan, Tekel eyleminin çözümüyle ilgili de çok çarpıcı bir öneride bulundu. Erdoğan öneriyi şöyle anlattı:
''Biz Kocaeli'nde SEKA tesislerini Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne verdik. Bunun karşılığında Belediye 'SEKA'nın işçilerini ben bünyeme katayım' dedi. Mantıklı bir öneriydi. Kabul ettik. Çünkü bizim amacımız Kocaeli halkına sahil kıyısında çoluk çocuğuyla rahat nefes alacağı, gezeceği güzel bir alan yaratmaktı. Belediye işçileri aldı. Biz SEKA'yı ona verdik. Bugünkü gibi çok güzel ve büyük bir sosyal alan kazanıldı. Ben örneğin İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden, hadi söyleyeyim CHP'li Belediye'den böyle bir teklif almadım. Onlar İzmir'deki Tekel işçilerini bünyelerine katsalar olmaz mı? Aynı şeyi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de yapamaz mı?''
Bu öneri üzerine gazeteci Mehmet Barlas Başbakan'a, ''Peki bu belediyeler işçileri almak isterse siz o illerdeki Tekel binalarını, arazilerini onlara devreder misiniz?'' diye sordu.
Erdoğan'ın yanıtı şöyle oldu:
''Tabii ki de değerlendiririz. Bizim için tek bir konu var. O kentin hayrı. Yani belediyeler oralara yapacakları projeleri bize iletirler. Uygunsa değerlendirilir. ama dediğim gibi şu ana kadar hiçbir kentten böyle bir teklif yok.''
'İZMİR'DE TEKEL'E AİT ARAZİ KALMADI'
Başbakan Erdoğan'ın bu önerisi Türkiye çapında büyük destek bulurken, İzmir'den farklı sesler geliyor. İzmirli yetkililer, ''Kocaeli'nde belediyeye dev SEKA arazisi devredildi. Belediye buna karşılık işçileri aldı. Ancak İzmir'de durum farklı. Çünkü Tekel'in İzmir'de takas edilecek binası ya da arazisi kalmadı. Çoğu farklı amaçlar için farklı kurumlara çoktan verildi. İzmir'de Tekel'e ait tek yer Çamaltı Tuzlası. Burası da özelleştirme kapsamına alındı. Yakında özelleştirilecek'' dediler.
BAŞBAKAN'DAN MÜTHİŞ BİR AÇIKLAMA GELDİ
Erdoğan Tekel işçilerine gerçekte sadece kendilerinin sahip çıktığını, başkalarının ise görüntüyü kurtarmaya çalıştığını iddia etti. ''Şimdi açıklamak istemiyordum ama hadi yeri geldi söyleyeyim'' dedikten sonra şu çarpıcı iddiayı gündeme getirdi.
''Biz hakkaniyetli davranıyoruz. İzmir'de çalışan Tekel işçisini İzmir'deki bir başka kamu kuruluşuna aktarmanın planını yaptık. Eğer İzmir'de yer sorunu olursa o işçi kardeşimizi İzmir'e en yakın bir ile gönderme planı yaptık. Bakın bana bir teklif yapılıyor, ''Örneğin İzmir'de mi çalışıyor, gönderin Muş'a! Nasıl olsa gitmez, istifa etmek zorunda kalır' diyen oldu. Üstelik bunu sendikacı söyledi, sendikacı...''
Gazetecilerin, ''Kim bu sendikacı Sayın Başbakan?'' sorusuna ise gülerek, ''O da bende kalsın'' cevabını verdi.
'Başbakan'ın adını açıklamadığı o sendikacı benim'
TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri ve Demir-Yol İş Sendikası Genel Başkanı Ergün Atalay, Başbakan Erdoğan’ın adını vermediği sendikacının kendisi olduğunu açıkladı. Atalay yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“Sayın Başbakan ile görüşmemizde TEKEL işçilerinin özlük hakları ile birlikte kamu kuruluşlarına işçi statüsünde yerleştirilmesi için ısrarlı olduk. Ben bu görüşmelerde bu işlem gerçekleştirildiği takdirde, ‘İzmir’deki işçinin Muş’a, hatta varsa kadro Münih’e bile gönderilebileceğini, gitmek istemezse de onun, o işçinin kişisel tercihi olacağını’ söyledim. Çünkü TEKEL işçisinin talebi ülkenin neresinde olursa olsun özlük hakları ile birlikte kamu kuruluşlarına yerleştirilmektir. Gerek TEK Gıda-İş Sendikamızın açıklamalarında, gerekse TEKEL işçilerinin röportajlarında bu talebin zaten kerelerce dile getirilmiş olduğu dikkate alınırsa, Sayın Başbakan’ın söyleminde, bu güne kadar dile getirilen taleplerden farklı bir husus olmadığı görülecektir. Ayrıca eğer yapılırsa bu işlem ilk kez yapılmayacaktır, özelleştirmeler sonucunda binlerce işçi yurdun değişik bölgelerine dağıtılmıştır. Kullandığım bu ifade TEKEL işçilerinin defalarca dile getirdikleri talebin tekrarından ibarettir. Sayın Başbakan ile görüşmeye giden TÜRK-İŞ Yöneticileri, o görüşmelerde sadece ve sadece TEKEL işçilerinin taleplerini iletmişler ve sorunun çözümü için yoğun çaba sarfetmişlerdir.”
TÜRK-İŞ TEKEL İŞÇİLERİNE KUCAK AÇMAYA DEVAM EDECEK
TÜRK-İŞ’in, TEKEL işçilerine ilk günden beri kucak açtığını ve TEK GIDA-İŞ Sendikası'nın istediği her türlü etkinliği hayata geçirdiğini hatırlatan Atalay, “TÜRK-İŞ, TEKEL işçilerinin eylemini haklı bulduğu içindir ki, eylemin başladığı günlerde Başkanlar Kurulu kararıyla sürekli eylem kararı almış, dört hafta Cuma günleri işe geç gelme eylemi gerçekleştirmiş; Ak Parti il binaları ölünde kitlesel basın toplantıları düzenlemiştir. Son 25 yılın en büyük kitlesel mitingini düzenlemiş, altı konfederasyonla birlikte 'bir günlük çalışmama hakkının kullanılması' eylemini hayata geçirmiş ve son olarak da dört Konfederasyonla birlikte Türkiye çapında tüm sendika temsilcilerinin 20 Şubat 2010 günü TEKEL işçileri ile birlikte gecelemesi kararı alınmıştır” diye konuştu.
Atalay, TÜRK-İŞ’in TEKEL işçilerine kucak açmaya devam edeceğini de belirterek, “TEKEL eylemini ve TÜRK-İŞ’i zorda bırakacak her türlü girişim kimden gelirse gelsin sonuçsuz kalacaktır. TÜRK-İŞ kurulduğu günden bu yana temsil ettiği kitlenin ve ülkesinin hak ve menfaatlerini koruyarak hareket etmiştir ve etmeye devam edecektir” dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13776133.asp
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
Sanırım Türk-İş, işçilerin 4-Cye geçirilmesine yönelik idari işleme karşı danıştayda dava açma kararı almış.Çalışma bakanı Danıştay yürütmeyi durdurma ve iptal kararı verirse işçiler işsiz kalırlar demiş.
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
Alıntı:
unbelievable rumuzlu üyeden alıntı
Kömür,makarna yardımı yaparken sosyal devlet kavramına sığınıyorlar(Sosyal devlet vatandaşını yardıma muhtaç hale düşürmeyen ya da düşürmemek için elinden gelenin en iyisini yapan devlettir,elbette işsizler olacak her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok diyen devlet değildir).
Tekel işçilerine gelince sosyal devlet rafa kalkıyor,bütçe yetersiz oluyor.
Madem bütçe yetersiz, eşiniz dostunuz için vergisini sıfırladığınız pırlantaya tekrar vergi koyun.Bunu söyleyen bir gazeteci ya da siyasetçi yok güzel memleketimde.1 ay öncesi bile çok çabuk unutuluyor.
Ha bu sosyal devletçiler kömür,makarna yardımlarından önce sosyal devlet de neymiş diyorlardı.Sosyal devlet demek komunist devlet demektir.O partinin içinde de böyle adamlar var,o partiye oy verenlerin bir çoğu da öyle düşünüyor zaten.Tekel işçisi yan gelip yatıp dünya kadar maaş alıyor diyorlar.Peki kömür makarna yardımı alanlar bir işte yan gelip yatmıyorlar bile.Onlara gelince adı yardım oluyo çalışan adama gelince yan gelip yatıyorlar oluyor.Hepsini işten atsınlar kömür makarnalarını versinler.Bir kısım halkımız da rahatlar.Sosyal devlete doğru emin adımlarla ilerleriz.
Sayın:unbelievable O yazdıklarınız ne öyle olmamış birileri kızaçak sonra sizin hiç işiniz yokmu Allahaşkına Memleketin darbe sorunu var Balyozu var Paşlaşmalar var demi ama kafa karıştırmayın.
RTÜK, daha önceden de yayın ihali yapanları ne yapıyor ona göre:)
Selam ve saygılarımla esen kalın:ok
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
İş sözleşmesi sonlandırılan 8 bin 247 TEKEL işçisinden 1370'inin 4/c'den yararlanmak için başvurduğu, 8 bin 20 işçinin de tazminatlarını bankadan çektiği öğrenildi.
Alınan bilgiye göre, özelleştirmenin ardından 8 bin 247 TEKEL işçisinin iş sözleşmesi sonlandırıldı. Bu işçilerden 1370'inin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/c maddesinden yararlanmak için başvurdu.
Bu arada, 8 bin 20 işçinin de tazminatlarını bankadan çektiği ifade edildi.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/13800728.asp
Geçmiş olsun (mu)
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
Devlet kesesinden 50 bin lira maaşla iktidar miçoluğu!
İktidarın kayıtsız şartsız destekçisi ve asker karşıtı ekonomi profesörü Mehmet Altan’ın devletin yönetimindeki Cine-5 televizyonundan her ay 50 bin TL maaş aldığı iddia edildi…
İddianın sahibi, gazeteci Sabahattin Önkibar…
Önkibar’ın dünkü yazısına göre, elektrik faturalarına ödediğimiz paralarla ayakta duran devlet televizyonu TRT de Tayfun Talipoğlu’na ayda 60 bin TL maaş veriyormuş…
TEKEL işçilerine zırnık verilmez:
Çünkü devlet büyüklerimiz “fakir fukaranın, garip gurebanın” parasını kimselere yedirmez!
Ama iktidar yandaşlarına bol keseden maaş ödenir!
O zaman kimse “fakir fukara, garip gureba edebiyatı” yapmaz…
Ne diyelim:
Yaşasın iktidar miçoloğu, yaşasın özgür ve zengin medya!
Mustafa Mutlu 18-02-2010 Vatan G.Z.T
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
Ülkemizde ve Dünyada tam hızla büyüyen Kapitalizmin neo-libarel politikalarının meyvesidir özelleştirmeler. Birnevi Kamu varlıklarının sömüren Sınıfa aktarılmasıda diyebiliriz. İşçilerin özlük haklarının ellerinden alınması 4/C maddesi gereğince 10 ay boyunca düşük ücretle çalışıp daha sonrasında işçi emeğini ve işyerine vermiş değeri silip çöpe atan , ''kar garantili soygun düzeninin'' ta kendisidir özelleştirmeler.
Tekel Direnişine gelecek olursak bu direniş, Türkiye işçi Sınıfı açısından bir kıvılcım görevi görmektedir. Sınıfın üstüne serpilmiş ölü toprağı bu Direnişin görkeminin gölgesinde dağıtılmıştır. Patronların kölelik dayatmalarına sessiz kalıp tüm kötü koşulları kabul eden işçilerin birçoğu umarım bu kararlı Direniş sonrasında birazda olsa Sınıf olma bilincini kavrayabilmiştirler.
Tekel Direnişinin bizlere öğrettiği diğer bir husus ise Sendikanın işbirlikçi tutumunu teşhir etmiştirler. Aslında bunu çok yeni öğreniyor değiliz, Sendikaların gerekliliğine inanan biri olarak günümüz sendikacıların ; İşçinin özlük hakları ve diğer hakları doğrultusunda mücadele eden bir kurum olmaktan çıkmış, bu olayları ekonomik ve mevcut sistem ile karşı karşıya gelmemek için elinden geleni yapan bir kuruluş haline geldiğini biliyorduk tekrar öğrendik.
Tekel Direnişi ile kırılan buz sonrası açılan yolda bugünlerde TARİŞ işçileri mücadele bayrağını yere düşürmeden Direnişlerine devam etmektedirler. Umarım İşçiler ve emekçi kesimler nezdinde olgunlaşan ve büyüyen bu toplumsal muhalefetin gür sesi gitgide yayılır ve hak arama, adalet ve toplumsal eşitlik gibi değerli olgular insanların olmazsa olmazı olur.
PRAVDA
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
23 Şubat 2011 Çarşamba
Mey içki kendi açısından çok kârlı, ticari başarısı yüksek bir iş çıkardı. Hükümetin kamu mallarını "babalar gibi sattığı" dönemin yarattığı fırsatı kaçırmadı ve 2003 yılında AKP'den 292 milyon dolara aldındı 1 yıl sonra 810 milyon dolara el değiştirdi, şimdi İngilizlere 2.1 milyar dolara satıldı.
Alış veriş çok karlı.Hayrını görürlermi bilinmez.
Şimdi TEKEL i babalar gibi satan zihniyetin devlete dolayısı ilede halka ödettiği fatura açıkça görülmektemidir?
Satıldıktan sonra bu kadar değer yaratacak ne yapmıştır MEY gurubu?
Dün kamuoyuna duyurulan satış mutabakatı ise 2004 yılında 292 milyon dolara satılan TEKEL Alkollü İçki Bölümü’nün yedi yılda değerinin sekiz kat arttığını gösteriyor. İngiliz Diageo şirketi, Mey İçki'yi 3,3 milyar TL'ye (2,1 milyar dolar) satın aldı.
Özelleştirme sırasında TEKEL'in bayi ağını da devralan ve 50 bin bayiye sahip olan Mey İçki, halen rakı pazarının yüzde 80'ini kontrol ediyor.
http://www.egedesentez.com/ekonomi/b...e-hikayesi.htm
Kerizliğin şefrefine içiyor!
Türkiye’nin Tek Adamı!
Kendi soydaşına “besleme” diye bağıran başbakanı sayesinde; bu Amerikalının şirketi 7 yıl içinde 8,5 kat kazanç sağladı.
Az rastlanır bir karlılık!
Sevinçten uçuyor Amerikalı!
“Kerizleri silkeledim” diyordur.
Kıbrıslılara “besleme” diyen zehir dilli başbakanın şerefine rakı bardağı kaldırmıştır. Çünkü Tekel’in rakı fabrikaları Kıbrıslı Türklere “besleme” diye bağıran bu Başbakan’ın döneminde; su parasına özele satıldı.
Önce yerli sermayeye aktarıldı.
Tarih şubat 2004’dü.
TEKEL’in içki bölümü devletin elindeydi. 17 fabrikası yenilenmişti, yeni teknolojilerle donatılmıştı. Kar ediyordu. Devlet içki üzerinden vergi topluyordu. Kuru üzüm, üzüm alkolü, şişe, etiket, anason say say bitmez. 100 milyon dolarlık hammadde stoku vardı.
292 milyon dolara satıldı.
Limak-Özaltın-Nürol.
Yerli işadamları aldılar.
Özelleştirme İdaresi saltığa çıkardı ve Kıbrıslı Türkler’e “besleme” diye bağıran zehirli dilli Başbakan da üst kurulun başkanı olarak “bu fevkalede güzel satışı” onayladı.
1 yıl geçti.
TEKEL’i alanlar aracı oldu.
Amerikalıyı (Mey İçki) buldular.
292 milyon dolara almışlardı.
950 milyon dolara sattılar.
TEKEL’in içki fabrikaları devletin elinden çıkınca; Kıbrıslı Türkler’e “besleme” diye bağıran Başbakan’ın iktidarı Amerikalı şirkete ilave destek verdi.
Şarapın OTV’sini artırdı.
Rakıya satış gücü kazandırdı.
Amerikalıya rakip olacak yerli özel sektör Burgaz Rakı adlı bir şirket kurulmuştu. Burgaz Rakı, TMSF’nin eline geçmişti. TMSF, Burgaz Rakı’yı da bu Amerikalı şirket Mey İçki’ye sattı. Amerikalıya bir kıyak da buradan çekildi.
Ve geldik bugüne!
Amerikalıyı güldüren güne!
Mey İçki, 950 milyon dolara satın aldığı TEKEL fabrikalarının yüzde 25 hissesinin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda “işlem görmesi” için başvuru yaptı.
Hisse arz fiyat tahmini yapılıyor.
50 ile 55 TL arası olacak.
Mey İçki’nin kasasına bu yüzde 25 hisse satışından 600-700 milyon dolar net para girecek. Böylece Amerikalı Mey İçki’nin 7 yıl önce 950 milyon dolara aldığı TEKEL’in 17 fabrikasının toplam değerinin 2.5 milyar dolar olduğu tartışmasız ortaya çıkacak.
Kim aslında Türkiye’den besleniyor?
Kıbrıslı Türkler mi?
Amerikalı şirket mi?
Kerizliğe gülücükler atmakta!
http://tr.necatidogru.com/index.php?...yazi&Itemid=27
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...1302807718.jpg
14/04/2011 - 22:01:58
Yaz?tYaz?lt
Milli İrade yerlerde sürükleniyor
İşten atılan TEKEL işçileri sandıktan önce polis karakoluna gitti.
Samsun’un 19 Mayıs ilçesindeki British American Tobacco firmasına ait sigara fabrikasında işten çıkarılan işçilerin eylemine polis müdahale etti. İşyerini terk etmek istemeyen bir kadın çalışan sürüklenerek karakola götürüldü.
TEKEL işçileri ayakta!
Samsun’da işten çıkarılan TEKEL işçilerinin önceki gün başlattıkları eylem dün de sürdü. Yola yatarak
servis araçlarının fabrikaya girişine engel olmak isteyen işçilere polis müdahale etti. Çok sayıda gözaltı var
Haber : Bilun ÇELİK
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=48908
M.E.Sezen: Daha fazla Demokrasi için sadığa gitmişdik Alın size yetmez Ama EVET BÖLÜCÜYÜ SEYRET İşçiye ,öğernciye" Demokrasiyi "... Kılçtar oğlu merdive bimmiş ner iş...ama demi...
Cevap: TEKEL İşçileri Ne İstiyor?
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
M.E.SEZEN: Sahi tekel işçilerine neoldu? haberi olan varmı?!
Tekel işçisine dava, PKK ve Deniz Feneri hırsızına şefkat!
Referandum sonrası oluşturulan HSYK ile yargı kurumu artık tartışmasız biçimde yandaş hale getirilmiştir!
Delil mi istiyorsunuz?
İşte Tekel işçilerine açılan dava!
111 emekçinin her biri için 8’er yıl hapis isteniyor!
Peki ne yaptı bu işçiler?
Kamu ya da toplum malına zarar mı verdiler?
Mağaza ya da araçları mı kundakladılar?
Bomba ya da Molotof mu attılar?
Yol mu kestiler, bayrak mı indirdiler, Atatürk’ün büstünü mü kırdılar yoksa devlet dairelerini mi taşladılar?
Hiç birini yapmadılar!
Sadece kimseye, ama hiç kimseye zerre zarar vermeden demokratik haklarını kullandılar ve müktesep haklarını talep ettiler!
Vay sen misin bunu yapan?
8 yıl hapis istemiyle hemen dava!
Görüyorsunuz bu ülkede devlete kalkışmanın müeyyidesi kimilerine karşı yoktur kimilerine karşi çoktur!
Etrafı yakıp yıkmanın ve yağmalamanın cezası yoktur!
Polisi tokatlamanın, taşa tutmanın karşılığı yoktur!
Türk bayrağını gönderden indirip çiğnemenin, Atatürk’ün büstünü bölücü katil Öcalan’ın bez afişi ile örtmek suç değildir.
İshak Alaton’un yaptığı gibi ekranlardan Kürtleri isyana çağırmak da serbesttir.
En önemlisi “Ben Kandil’den Sayın Öcalan’ın emriyle onun mesajını getirmek adına Habur’dan giriş yapıyorum, asla pişman değilim” diyen terörist de dokunulmazdır.
Dahası, zekât için toplanan paraları çalmak suç değildir.
Amma velakin kazanılmış hakkımı gasp etmeyin diyen ve bunu söylerken karıncayı bile incitmeyen işçi kardeşlerimize bu yakarışını dillendirmenin karşılığı 8 yıl hapistir!
Söyleyin bana bu mudur adalet ve yargının bağımsız olması?
Bu ülkede AKP’yi eleştirirsen, mesela öğrenci olup yumurta atar pankart açarsan ve işçi ya da çiftçi olup hakkım dersen bunun karşılığı son yaşananlarla sabittir ki hapse girmektir!
Değilse vicdanı olan herkese soruyorum aradan üç yıl geçti Deniz Feneri hırsızlığı için hâlâ niçin dava açılmıyor?
Ucu AKP kadrolarına dokunuyor da ondan mı yoksa?
Yazının Tamamı:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=17952