Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerler ve Rasyonel Bilimlerlerin Karşılaştırılması
Ben bir hukukçu değilim.Ama bugüne kadar birçok bilimsel araştırma ve inceleme yaptım.Rapor hazırladım.Hukukçu olmayan bir üyenin gözünden hukukun algılanışını,pozitif bilimlerle karşılaştırılmasınıve hukukla ilgili merak ve sorularını bir sohbet tadında anlatmak ve diğer üyelerin görüşleriyle paylaşmak istedim.Rastgele diyerek başlayalım söze...:)
1.OTURUM:
Pozitif Bilimlerlerden Fizik, Kimya.. ile Rasyonel Bilimlerlerden Matematik.. te konu objektif ve olaylarının sonuçları,yasaları, ilgili kararlar kesindir. Altta örneklediğim gibi Kararlar ,deneylerle ispatlanabilir kişiden kişiye ve zamanla değişmez.
Zamanımızdan yaklaşık 2260 yııl önce Yunanistan’da Archimadas (Arşimed) isimli bir adamcağız banyo yaparken . Evrenin yaradılışıyla var olan " Sıvıların kaldırma kuvvetini" keşfederek Arşimede Prensibini ortaya koydu . ( Su içine daldırılan bir cisim hacmi kadar ağırlıkla suyu taşırır. Daha da genelleştirip formüle edilirse ; Kaldırma Kuvveti = Batan kısmın hacmi x Sıvının yoğunluğu). 2260 yıldır ve günümüzde kime sorulursa sorulsun , sıvıların kaldırma kuvveti böyle hesaplanır ve deneylerle de ispatlanan kesin sonuçtur, yani bir yasadır.
Dünyanın neresine giderseniz gidin 760 mmciva basıncında saf suyun kaynama noktası kaç tır diye sorarsanız cevap hep aynıdır. 100 sandigrat .Deneyle bu ispatlanır.
Suyu atomlarından sentezlesek her zaman 285.85 kJ enerji açığa çıkar(üretir).
H2(g) + 1/2 O2(g) = H20 (l) ; Hf = -285.85 kJ
Bu da deneylerle ispatlanabilir ve kesin sonuçtur.
Yine dünyanın neresine giderseniz gidin ücgenin iç açılartının toplamı kaç derecedir diye sorarsanız cevap hep aynıdır.180 derece,bu ispatlanır kesin sonuçtur.
Ya Normatif Bilimlerden Hukuk ta kararlar? Mahkemeden mahkemeye aynı dava konusunda hep aynı karar çıkabilir mi? Daha da açayım; örneğin aynı iş yerinden aynı işi yapan aynı meslek erbabı 2 kişi Fiili hizmet zammıyla ilgili idari yargıda dava açsalar, aynı adliyede farklı idari mahkemelerde davaları görülse , kesin olarak aynı karar ,aynı sonuç alınacağını söylemek mümkün mü ,ya da taban tabana zıt karar çıkabilir mi?:(
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerlerve Rasyonel Bilimlerlerin karşılaştırılması
Alıntı:
Kimyaci Ahmet rumuzlu üyeden alıntı
Ben bir hukukçu değilim.Ama bugüne kadar birçok bilimsel araştırma ve inceleme yaptım.Rapor hazırladım.Hukukçu olmayan bir üyenin gözünden hukukun algılanışını,pozitif bilimlerle karşılaştırılmasınıve hukukla ilgili merak ve sorularını bir sohbet tadında anlatmak ve diğer üyelerin görüşleriyle paylaşmak istedim.Rastgele diyerek başlayalım söze...:)
1.OTURUM:
Pozitif Bilimlerlerden Fizik, Kimya.. ile Rasyonel Bilimlerlerden Matematik.. te konu objektif ve olaylarının sonuçları,yasaları, ilgili kararlar kesindir. Altta örneklediğim gibi Kararlar ,deneylerle ispatlanabilir kişiden kişiye ve zamanla değişmez.
Zamanımızdan yaklaşık 2260 yııl önce Yunanistan’da Archimadas (Arşimed) isimli bir adamcağız banyo yaparken . Evrenin yaradılışıyla var olan " Sıvıların kaldırma kuvvetini" keşfederek Arşimede Prensibini ortaya koydu . ( Su içine daldırılan bir cisim hacmi kadar ağırlıkla suyu taşırır. Daha da genelleştirip formüle edilirse ; Kaldırma Kuvveti = Batan kısmın hacmi x Sıvının yoğunluğu). 2260 yıldır ve günümüzde kime sorulursa sorulsun , sıvıların kaldırma kuvveti böyle hesaplanır ve deneylerle de ispatlanan kesin sonuçtur, yani bir yasadır.
Dünyanın neresine giderseniz gidin 760 mmciva basıncında saf suyun kaynama noktası kaç tır diye sorarsanız cevap hep aynıdır. 100 sandigrat .Deneyle bu ispatlanır.
Suyu atomlarından sentezlesek her zaman 285.85 kJ enerji açığa çıkar(üretir).
H2(g) + 1/2 O2(g) = H20 (l) ; Hf = -285.85 kJ
Bu da deneylerle ispatlanabilir ve kesin sonuçtur.
Yine dünyanın neresine giderseniz gidin ücgenin iç açılartının toplamı kaç derecedir diye sorarsanız cevap hep aynıdır.180 derece,bu ispatlanır kesin sonuçtur.
Ya Normatif Bilimlerden Hukuk ta kararlar? Mahkemeden mahkemeye aynı dava konusunda hep aynı karar çıkabilir mi? Daha da açayım; örneğin aynı iş yerinden aynı işi yapan aynı meslek erbabı 2 kişi Fiili hizmet zammıyla ilgili idari yargıda dava açsalar, aynı adliyede farklı idari mahkemelerde davaları görülse , kesin olarak aynı karar, aynı sonuç alınacağını söylemek mümkün mü ,ya da taban tabana zıt karar çıkabilir mi?:(
2.Oturum
Pozitif Bilimlerde Aynı şartlar altında olayların sonuçları,yasaları ya da teorileri aynıdır değişmez karar kesindir. Ya Normatif Bilimlerden Hukuk ta kararlar?
Bir adım daha ileri gidelim… 1. Oturum da örneklediğim idari dava konusuyla ilgili dava dosyasını aynı avukat aynı dlillerle ve savunmayla hazırlamış olsa,sadece davacıların ad soyad ve benzeri özlük bilgileri kişiye özel farklılığı olsa ve aynı zaman diliminde dava açılsa...Ve davalar farklı mahkemelerde görülse kesin olarak aynı karar aynı sonuç alınacağını söylemek mümkün mü ,ya da taban tabana zıt karar çıkabilir mi? Kesin olarak aynı karar ,aynı sonuç alınacağını söylemek mümkün mü?
Mahkeme adlarını sıralamadan genel adlarıyla Ticaret,Hukuk ve Ceza... Mahkemelerinde de aynı dava yada çok benzer konulu ve savunmalı ve delilli davalar, aynı branşın farklı numaralı mahkemelerinde görüşülse;kesin olarak aynı karar aynı sonuç alınacağını söylemek mümkün mü ,ya da taban tabana zıt karar çıkabilir mi? Daha da subjektifleştirip örneklersek, zehirlenme den açılan bir cinayet davasında zehirlenen kişinin midesinden saçından kanından... alınan örnekleri, pozitif bilim erbablarının incelemsiyle nasıl ne ile zehirlendiği kesin olarak ortaya konur.Ya Hukuk yargılama sonucu kesin bir yargıya/karara varabilir mi? Farklı mahkemeler farklı karara varbilir mi?(Suçlu, suçsuz-deliler yeterli-deliler yetersiz-Verilen hapiscezası farklılğı,…farklı olabilir mi?).Ya da sayın Hukukçu üyelerimiz davadan önce ya da sonra “Dava farklı numaralı ihtisas mahkemesinde görülseydi,sonuç daha farklı olurdu “ düşüncesine hiç kapıldınız mı?
Ben kendi gördüklerimle yola çıkarak yüsek sesle mırıldanayım.EVET! Farklı kararlar alınabiliyor..Peki Normatif Bilimlerden Hukuk ta kararlar neden farklı oluyor? Hakimler , Mevcut yasalara ,delillere ,sunulan savunmalara dayanarak kanaat oluştuğunda karar verdiklerine göre..
Farklılık nerden kaynaklanıyor? Anayasadan mı? Yasaların yetersizliğinden yada aralarındaki organik bağ eksikliğinden mi/çelişkiden mi? Savunma farklılğından mı? Yasalaırın yorum farklılığından mı?........Farklı kararlar neden ,neden,neden?:utangac
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerlerve Rasyonel Bilimlerlerin karşılaştırılması
EVET! Farkli kararlar alinabiliyor. Fikrimce: olusturulan normlar tek bir amaca hitap ediyor. Fakat uygulamada farkliliklar cikabiliyor. Bir mahkeme, A kisinin yasadigi X durumunda K yaptirimi uygulanir derken baska bir mahkeme ayni olayi farkli bir acidan kavrayip farkli bir sonuca varabiliyor. Mahkemenin verdigi karari, kanun koyucunun koydugu normal uygun oldugunu %100, kesin ve dogru olarak belirlemek de mumkun degil bence. Yargitay, danistay vb. var, ama orada uygunluk kararini veren kisi yine bir insan. Verilen kararin, %100 dogru oldugunun olcutu nedir ki? Bu nasil bilinebilir? :)
Farklilik bence karar veren hakimin kisiliginden, yasam tarzindan, yetistirilis tarzindan, egitim seklinden az da olsa etkilenmekte. Bunun olmamasi icin sanirim hakimlerin robot falan olmasi gerekir :)
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerlerve Rasyonel Bilimlerlerin karşılaştırılması
Sn. Aydın,Foruma katıldığınız ,için teşekkürler..
Elbetteki Hakimler Bir Etken.Ama neden olarak sadece Hakimleri göstermek kolaycılık,konuyu subjeklifleştirmek değil mi? Bence Hakimler, sadece mevcut yasaları uyguladığından kanaatlarına uygun yorum getirdiğinden ,bu görüş Hakimlere yapılan haksızlıktır.Daha öncelikli yapısal ve subjektif birçok birçok neden yok mu? Haydi sohbetin devamıyla ilgili bir ipucu vereyim.Bundan sonraki oturumlarda, kendi görüşüme göre; önem ve öncelik sırasına göre nedenleri sıralayacağım.Sonra da Kararların adil ,hakka ve hukuka uygunluğunu tartışmaya açacağım.Saygılarımla..
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerlerve Rasyonel Bilimlerlerin karşılaştırılması
3. OTURUM:
Sohbetimize genç bir hukuk öğrencisi kardeşimizin katılması ,yorumda bulunması beni çok mutlu etti. Araştırmayan,tartışmayan,,uzalaşmayan kuşakların yerini, böylesine araştırmacı,sorgulayıcı ve katılımcı genç kardeşlerimizin alması ve bu nitelikli gençlerin artması ,geleceğe daha bir umutla bakmamın yanı sıra ,daha özgür ve daha demokratik Türkiye özlemeimi güçlendirdi. Ben de ana konudan biraz uzaklaşarak "Toplumsal Uzlaşı ve Tartışma Kültürü" alt konu başlığını öne almayı ve özetlemeyi düşündüm.
Tartışılmadan alalacele eksik çıkartılan, “dayatmacı “ , “ tepeden inme” , "Toplumsal Uzlaşının sağlanmadığı" Yasalar/kararlar, toplumda düzen ve huzuru getirmenin aksine, farkı yorumlara ,belirsizliğe yol açtığından;hoşnutsuzluğu ,güvensizliği ,ötekileşmeyi ve kuralsızlığı tetikleyererek ,kutuplaşmaya ve uzlaşmasızlığa ve kavagalara yol açarak mahkemelerde yığılmalara yol açtığı yadsınamaz. :k::'(Tartışma Kültürünün gelişmesi ve Her kesimden insanının fikrini söylemesiyle;” toplumsal uzlaşmayla", "toplumun çıkarları ön planda tutularak " çıkartılan , eksikilikleri giderilmiş çağdaş Yasalar/karar lar ise ; Kutuplaşmayı önlemenin ve insanaları biribirlerine
yakınlaştırmanın yanısıra ,modern sosyal toplumlarda ki gibi ,bireylerin saygılı ,toplumsal kurallara ve hukuka bağlı, devletiyle ve kurumlarıyla barışık ,uzlaşmacı ,huzurlu bir toplum oluşumuna katkıda bulunur.:)Özellikle toplumu şekillendirmede önemli bir rolü olan hukukçu,eğitmen,sendika ,meslek kuruluşları …benzeri kurumların her kesinden bireyin kavga etmeden demokratik platfomlarda fikirlerini açıklamaları ,toplumu bilinçlendirmeleri görevlerdir diye düşünüyorum.Saygılarımla..
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerler ve Rasyonel Bilimlerlerin Karşılaştırılması
4.OTURUM:
Davalarda farklı karar alınmasını irdelemeden önce,” toplum,hukuk ve yönetim anlayışı ve ilişkisini “ irdelemekte yarar vardır.Günümüzde Hukuk kurallarının işlemediği modern demokratik bir toplum düşünülemez.Nerede bir topluluk varsa , orada toplumsal kurallar da vardır.Topluluk olmanın gerek şartı topluluğu bir arada tutan ,düzeni sağlayan ve yaşam tarzını belirleyen kurallardır.En ilkel insan topluluklarıyla hayvan topluluklarında, fiziksel güç,duygusal cinsel ve üreme dürtüler toplumsal kuralları belirler.Tabiri caizse Erkler fiziken en güçlüde (tek elde) toplanmış ve güçlü tarafından uygulanmaktadır.Toplumlar geliştikçe sosyalaştikçe toplumsal kuralları belirleyen öğeler çeşitlenir ve çoğalır.İnsanın gelişmesine bağlı olarak sorgulama ,birey olduğunu algılama , hak arama yetileri geliştikçe , Din olgusu,çalışma,ticaret olgusu,görev hak ve hürriyetler … de süregelen başlangıçtaki doğal olgularla birlikte toplumsal kuralları belirler.Fiziken en güçlü olanın Erki giderek azalır. Binerce yıl süren bu sosyal gelişimde ,Tek Erkli yönetiminlerden , Erklerin ayrılığını benimseyen yönetimlere geçiş olur. “Akan kan damarda durmaz” özdeyişine uygun olarak devlet anlayışları ve yönetim şekilleri sosyal gelişim merdiveninden basamak basamak tırmanır ve kuvvetler ayrılığını temel alan devletler ve yönetim anlayışları hakim olur.Erki elinden bırakmak istemeyenlere ve engellemelerine karşın; yavaşta olsa ,sancılı da olsa suyun yatağını bulduğu gibi doğal gelişim önlenemez .Kişi hak ve hürriyetlerini ön planda tutan , eşitlikçi ayırımcılığa yer vermeyen ,herkesin yapatıkları hak,yetki ve görevleriyle sınırlı olan, herkesin fiillerinden sorumlu tutulduğu ,yargılanabileceği ve bireyi ön planda tutan ,bireye hizmeti benimseyen devlet anlayışı ve yönetim şekilleri oluşur.
İlk okul düzeyinde dahi tarihimizi bilenler bu gelişimi de bilirler ve yaşadıkları dönemdeki gelişmeyi bilirler. Beyliklerden(feodal yapıdan) mutlak monarşiye geçiş,sonra meşrutiyet ve tazminatla gelen değişimler ve genç Türkiye Cumhuriyetinin kurulıuşu…1924 anayasamızda da Fransız devrimiyle batıda benimsenen Kuvvetler ayrılığı (Yasama,Yürütma ,Yarg)ı demokratik devlet yönetimi bizde de kabul edilir.(Baron de Montesquieu teorisi) .Toplumun ihtiyaçlarına göre daha ve önce çağdaş demokrasiye geçmiş ülkelerin yasaları baz alınarak ilk cumhuriyet yasaları oluşturulur.Ve cumhuriyet döneminde Monarşiden gelen eski alışkanlıklarla ,cumhuriyetin başlangıcından bugüne Hukuk erkini baskı altına alarak,kıskac altında tutarak ya da yönlendirmeye çalışarak, 3 Erki elinde tutma ya da ele geçime (Fiili ya da gizli darbelerle ve de yönatim anlayışlarıyla) çabaları herkesce bilinmektedir.Elbette ki İnsanlarımızın bilinçlenmesi ve sahip çıkmasıyla ,Kuvvetler ayrılığına dayalı demokratik devlet yönetim anlayışının da giderek yerleştiği fiili işlerlik kazandığı da yadsınamaz.Bence anayasalarımızı ve de yasalarımızı çıkartıldıkları dönemde ki toplum yapısı ve ihtiyaçları,Türkiye ve dünya konjüktürü göz önüne alarak o gününü matığıyla tartışmalıyız.Toplum ve Devlet canlı bir organizma gibidir.Giderek büyür ve gelişir. Anayasa ve de yasalar da ,değişen toplum yapısı ve bireylerin ihtiyaçları ve bugünkü Türkiye ve dünya konjüktürü göz önüne alarak yenilenmeli ve güncellenmelidir. Belki çıkartıldıkları zaman yeterlive doğru olan anayasa ve yasalar güncelliğini yitirmiştir. Dini monarşıyle yönetilmiş 1. Dünya savaşından savaş sonrası topluma yönelik çıkartılan ilk cumhuriyet anayasasının ve yasalarının ya da 2. Dünya savaşı sonrası 1960 askeri darbe anayasasının ve yasalarının ya da son 1982 askeri darbe anayasasının ve yasalarının , bugünkü Türkiye ve dünya konjüktürüyle bağdaşmadığı ve bugün kü toplum ihtiyaçalarını ve karşılamadığı ortadır.
Yasama (Yasa Koyucular) güncelliğini yitirmiş, toplumun ihtiyaçlarını karşılamayan yasaları güncelleştirmedikleri ,geliştirmedikleri ve de bu yasalar çokça yoruma açık olduğu sürece, yapılan yargılamalarda ;Hakimler mevcut yasalara göre yorum yapıp karar vermek zorunda kalacaklardır. Aslında mevcut yasalara dayalı bazı Hakim kararları, toplum tarafından benimseyemiyeceğinden, Hukuk (Yargı Erki) tartışılır konuma düşecek ve yıpranacaktır.Hukukun herkes için gerekli olduğunun bilincinin pekişmesi dileğiyle…Saygılarımla..
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerler ve Rasyonel Bilimlerlerin Karşılaştırılması
Oncelikle bana verdiginiz cevaba cevap vereyim. Bana sorarsaniz ortada bir subjektiflik yok. Veya bir subjektiflik olmamali. Tek bir kanun maddesi, tek bir cumle; 10 farkli durumda 10 ayri sonuc dogurabilir. Bu bir subjektiflik degildir, cunku o kanun maddesinin o 10 ayri sonucu dogurmasi onceden planlanmistir. Buna da subjektiflik diyemeyiz sanirim.Bu durumda ortaya %100 aynI olan durumlarda aynI sonucun ortaya cikmasi gerekir ama cikmiyor. ben bunun sebebi olarak yine hakimleri goruyorum cunku, yukarida yaptigim tanimdan yola cikarsak, bir olayda hakimin verdigi karar aynI olayda baska bir hakimin verdigi karar ile ayni olmazsa ortada hakimin bir kusuru, yanlis bir degerlendirmesi vardir.
Toplum ve iktidarlarin gelisimi konusundaki goruslerinize diyecek, ekleyecek birseyim yok :)
Yasalarin guncelligi konusunda ise diyeceklerim. Anayasamiz ayrintili bir anayasa. Belki de ilk anayasamiz yapilirken oyle yapilmasi gerekiyordu. Fakat ayrintili anayasa guncelligini cabuk kaybediyor. Toplumsal gelismelere ayak uyduramiyor. Bunun yerine cerceve bir anayasa -bilmiyorum bize ne kadar uygundur- olusturmak anayasa guncelligi ve esnekligi acisindan yararli olur. Benzer durum kanunlarda da var. Ingiltere, Amerika gibi ulkelerde hakimlerin verdigi kararlar bir kanun gibi oluyor. Bu sistemle, bizdeki gibi hakimler sadece kanun metinlerine bagli kalmiyorlar. Onceki mahkeme kararlari aktif olarak kullaniliyor. Ve haliyle degisen toplumsal durumlardan hakimler de etkilendigi icin, onlarin verdikleri kararlar da bu guncellikten nasiplerini almis oluyor. Ve boylece bir guncellik saglanmis oluyor. Ama bizde ise, hakim kanun metnine fazlaca bagli. Dediginiz gibi -"Aslında mevcut yasalara dayalı bazı Hakim kararları, toplum tarafından benimseyemiyeceğinden, Hukuk (Yargı Erki) tartışılır konuma düşecek ve yıpranacaktır"- Amerikadaki veya ingilteredeki sistem, bizde, aynen sizin bahsettiginiz sonucu doguracaktir :)
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerler ve Rasyonel Bilimlerlerin Karşılaştırılması
Sn .Aydın,Ben mesleğim ve de geçmiş çalışmalarım gereği pozitif ve rasyonel bakış açısından normatif hukuku anlamaya çalışıyorum.Aynı zamanda da normların dışına çıkıyormuş gibi gözüken hukuk kararlarının, hukuki mi ve adil mi
olduklarını tartışmaya açarak mazur gösterecek katılımcılar var mı arıyorum.
Bu arada görüşlerimi aktarmaya başlarken de ifade edttiğim gibi,ben hukukçu değilim.Edebiyatçı hiç değilim.Deneyimlerimi ,gözlemlerimi doğaçlama aktarıyorum. Zaman zamazn da imla hataları yapıyorum ve üzülüyorum ,tüm okuyanların affına sığınırım.Sıkıcı olmaması ve arada sizin gibi katılımcılar da olur düşüncesiyle kısa kısa günlük yazmayı tercih ediyorum.
Bence yine yalın ve subjektif görüş sergiliyorsunuz. Yine aceleci davrandınız .Lütfen 5. oturumu ve sonrasını okuyun. Analitik analizimi görecek ve cevap bulacaksınız sanırım.Lütfen görüşlerinizi iletmeye devam edin ,yaralanıyorum görüşlerinizden..Saygılarımla..
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerler ve Rasyonel Bilimlerlerin Karşılaştırılması
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerler ve Rasyonel Bilimlerlerin Karşılaştırılması
5.OTURUM:
Bügün ülkemizde,Yasama,Yürütme ve de Yargı da mevcut Anayasadan ve mevcut yasalardan şikayetçi .Özellikle de Yasama ve Yürütme ,Anayasa Mahkemesi'nin,Yagıtay'ın,Danıştay'ın mevcut aAnayasaya göre aldığı kararlar,ya da Cumhuriyet Başsavcılığı'nın mevcut Anayasaya aykırı bulduklarıyla ilgili açtığı davalardan şikayetçi,beğenmiyor,güncelliğini yitirdiğini ,Türkiye ve dünya konjüktürüne cevap vermediğini düşünüyor. Eee…:alala
TBMM yasa koyucu siz değimlisiniz? Neden Anayasayı güncellemiyorsunuz,Neden Toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak yasalar çıkartmıyorsunuz?
Yürütme, tamamını olmasa bile ,en azından neden yetebildiğiniz anayasa maddelerinin değişimine önayak olmuyorsunuz? Yeni gücel yasalar çıkartmak için yayasamada ki gücünüzü kullanmıyorsunuz?
Yasama,Yürütme ve Yargı ve de aydınlar,meslek kurulışları neden Anayasa değişikliği ve de yeni güncellenecek yasalarla ilgili görüşlerinizi halka anlatıp ,tartışmaya açıp ve toplumun nabzını tutup, toplum desteklediği uzlaşmacı çözümler aramıyorsunuz?:alala
Kararlarından dolayı, Aynı kişi ve kurumlarca işlerine geldiğinde alkışlanan, işlerine gelmediğinde de yerden yere vurulan Yüksek Mahkemelerin,Mahkemelerle ilgili eleştirilerin bulunduğu bir ülkede, Sadece Yargıçları ya da yargıyı günah keçisi olarak göstermek ne denli haklı ,doğru mu acaba?(Bu eleştiriler,Yetkilerinde ve görevlerinde ki hiçbir işlevi gerçekleştirmeyerek, Yargıyı etki altına almak ve yıpratma amaçlımıdır yosa?:(:k)
Şimdi 1. Oturumdan buyana özellikle hukukçu olamayan vatandaşların sorularına geri dönelim. Pozitif ve rasyonel bilimlerde olaylar/fiiller sonucu aynı sonuçlar alınırken, Farklı Mahkemelerde çok benzer nitelikte ki davalarda farklı sonuç ve kararlar çıkıyor. Hatta 2. Oturumda çarpıcı örnek olarak sunduğum farklı mahkemelerde görüşülen aynı dava doyaları sonuçlandığında , daha açık bir ifadeyla aynı aynı avukat tarafından hazırlanan konusuyla ,fiiliyle delileri hatta savunmasıyla birebir aynı ,sadece kimlik bilgileri farklı iki davacının dava lar sonuçlandığında , taban tabana zıt kararlar alındığını sorgulamıştık.Farklı kararlar alındığında çarpıklık gibi gözüken farklılğın , büyük bir maalesef çoğunlukla düz mantık yürütenlerce hakimlerden kaynaklandığını düşünülmektedir.
Şimdi benzetme sanatıyla bu sorguyu masaya yatıralım; Daha basite indirgeyerek kolay anlaşıması adına Davalarla futbol müsabakasını benzeştirelim.:) Hani halk arasında çok kullanılan ”Top sende” deyimi vardır ya…. Davaların sonuçlandırılmasında da -amiyane tabirle- Top hakimde olur. Son şampiyonluk maçında, son dakikada şampiyonluğu belirleyecek penaltı atacak futbulcu (ya da son dakikada gol pasını alan futbolcu ) ile hakim aynı konumdadır ve karar vererek maçı (davayı) sonuçlandırmak durumundadırlar . Son vuruş yapılacak… Sonuçta bir takım kazanıp şampiyon olurken ,diğeri kaybedecektir.
Sonuçtan sadece son vuruşu yapan yapan futbolcuya benzettiğmiz hakimi sorumlu tutmak insafsızlık olmaz mı? Sahanın durumu (karara esas alınan yoruma açık yasalar ve sunulan deliller…), karşı karşıya gelen takımlar(uzlaşmayan taraflar),sezon boyu oynanan maçlarda ki futbolcu ve takımların performansı( davalı ve davacı avukatlarının, yasaları inansın ya da inanmasın müvekilinin lehine yorumlaması ve savunma performansları) şampiyonlukta belirleyici/etken değil mi ?
Saygılarımla..
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerler ve Rasyonel Bilimlerlerin Karşılaştırılması
6.OTURUM:
Pozitif ve Rasyonel bilimlerde Aynı şartlar altında aynı olaylardan aynı sonuç çıkarken,Tarafları farklı aynı nitelikteki (fiil ve tüm etkenleriyle aynı) davalar sonucunda, farklı karalar ortaya çıkabileme nedenlerini tartışmaya devam edelim.Teşbih ve İstiareyle anlatımı bir yana bırakıp , konuya damardan girelim.Doğru tesbit yapıla bilmesi için 5. Oturumda teşbihle özetlediğimiz yargılamda ki Aktörleri ve etkenler (elbette ki vatandaş gözüyle):
1-Yargılamanın aktörleri:
a)Hakim,
b) *Savcı ve/veya Davacı (Mağdur,Müşteki),*Davacı Vekili,
c)Davalı Ya da Sanık ,*Davalı Vekili,
2-Yargılamada ki Fiziksel ve Maddi Etkenler
a) Yasalar,Yargıtay İçtihat Karaları, benzer dava sonuçları,Yargılama usülleri,
b)Şahitler ve sunulan deliller,
c)Dava Dosyasının hazırlanışında konu,istem ve delilerin sunumu,
d)Dava sürecinde Tarafların {1a) ve 1b) de sıralanan} performansı,Özellikle Savcı, Davacı Vekili ve Davalı Vekili davanın dinamizmine uygun olarak idialarını yasalara dayandırması ile karşı tarafın idia ve delillerini çürütmede karşı delil göstermede ki başarısı,
e)Davanın görüldüğü Mahkemenin fiziksel yapısı,Dava yoğunluğu ve davaya ayrılabilecek zaman dilimi,
f)Davaya etki edebilecek Diğer etkenleri,
Kabaca sıralayabiliriz.
Davaya yön veren yukarıda yazılı ya da yazılmayan bunca aktör ve etkenin , şekillendirdiği dava dosyası ve dava hakkında, Hakim kesin kanaata vardığında mevcut yasalara göre karar verir. Bu nedenlerle de ,Çağın ve toplumun gerisinde kalan Hukuk sistemi ve yasalarla,yukarıda sıralı aktörler ve etkenlerin katkısıyla yorum ve karara varan hakimi,ya da Aynı vaka aynı durumda ki dava için farklı mahkemelerce farklı karar alan hakimleri ,tek sorumluymuş göstermek haksızlıktır.
Şüphesiz bu karar farklılığından ençok etkilenen vatandaş,korozyona uğrayıp güven kaybeden de “ “Yargı" olacaktır.
Oturuma ,“Hukuki Görüş ve Yorum” katagorisinde Hukuki Net üyesi Sn. Av.Selin Çam’ın “Ülkemizde yargı etiği sorunlarına örneklerle bir bakış “ konulu forumdan yüzde yüz katıldığım bu alıntıyla sonlandırıyorum.Saygılarımla..
” ancak adalet bahane kaldırmayacak kadar hassastır.Mahkemelere gelip gidenler dosyalar, kağıtlar değil, insanlardır; kararlar sadece birer kağıt değil, insanların ve belki de toplumların kaderini değiştiren belgelerdir.”
Not:Sitenin “Hukuki Görüş ve Yorum” katagorisinde Hukuki Net üyesi Sn. Av.Selin Çam’ın “Ülkemizde yargı etiği sorunlarına örneklerle bir bakış “ konulu forumu okudum.Çok teknik terimler kullanmış ve de çeşitli görüş ve araştırmalardan alıntılar almış.Görüş belirtmese de yazının içeriği yargı etiğiyle ilgili bakış açısını yansıtıyor kanısındayım.Her üyenin okumasını öneriririm. Yazıdan alta copy-paste yaptığım (Sadece yargı organlarının sorumlu tutulmasına katılmasam da da yazının en can alıcı altı çizilecek bölümü olarak algıladığım) alıntı bence ana fikir ve Sn. Av.Selin Çam’ın görüşüdür diye düşünüyorum.
YazıdanAlıntı: “1945 yılından verilen örneklerde, en alt seviyedeki mahkemeden en üst yargı organına kadar, keza yine toplumun en alt katmanındaki insandan en üstte yer alan hâkimine kadar hukuk ve adalet karşısında gösterilen titizlik göze çarpmaktadır.
Günümüzden verilen örneklerde ise, en üst yargı organlarından en alt seviyedeki yargı organlarına kadar, bizzat kendilerini ilgilendiren kurallar karşısındaki duyarsızlık somut ve inkâr edilemez şekilde görülmektedir. Bugün, en üst yargı organlarından en alt seviyedeki yargı organlarına kadar, kuralları görmemezlikten gelme, adaletin ve hakkın muhatabının insan olduğunu unutma davranışıyla karşı karşıya bulunmaktayız. Bunlar için bir çok bahane bulmak mümkündür, ancak adalet bahane kaldırmayacak kadar hassastır.Mahkemelere gelip gidenler dosyalar, kağıtlar değil, insanlardır; kararlar sadece birer kağıt değil, insanların ve belki de toplumların kaderini değiştiren belgelerdir.”
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerler ve Rasyonel Bilimlerlerin Karşılaştırılması
7.OTURUM:
Yagılama sonucu farklı kararlar alınmasında hakimin rolünü inkar etmiyorum ancak;
Tarafları farklı aynı nitelikteki (fiil ve tüm etkenleriyle aynı) davalar sonucunda farklı karalar ortaya çıktığında, yasamanın, yürütmenin, Hukuk sistemi ile 6. oturumda sıralanan Yargılamanın Aktörlerinin ,Yargılamada ki Fiziksel ve Maddi Etkenlerin katkı ve rolü göz ardı edilip, yalnızca yargı ve yargıçları sorumlu gösterilmesi (ya da gösterilme çabaları),eleştirme amacıyla yola çıktığım yargı ve yargıçları savunma durumunda bıraktı.:alala
Şimdi tanımlananın aksine, Hukuk Normatif bir bilim değil mi,yoksa? Sorusunu masaya yatıralım.:alala1. oturumda bu yana aktardığım görüşlerim izlenirse ,Pozitif Bilimlerde aynı olaylarda,kesin ve aynı sonucun çıkması için, olayın aynı şartlar altında irdelenmesi gerekleiliğini sürekli vurguladım.Fizikte ve kimyada Yasalar, Örneğin Gaz kanunları irdelenip belirlenirken aynı şartlar altında inceleme yapılır. Dünyanın neresine giderseniz gidin koşullar aynı,olayın faktörleri (basınç,hacim,sıcaklık,genleşme katsayısı..) belli ve bunların arasındaki bağıntı da diğer bir rasyonel bilim matematik formülleriyle kurulmuştur.Yasalarının ispatı için analiz ya da deney aperetlerinin özellikleri dahi tanımlanmış,alet edavatın standart sapmaları dahi hesaplanmıştır.Faktörler biribirinden bağımsız değişemez,bir faktör değişirken diğerleri de buna bağlı olarak değişmek durumundadır.Bu nedenlerle de Pozitif Bilimlerde hep aynı sonuç alınır; sonuçlar güvenilir , objektif,eleştiriye açık , genelleyicidir, akla ve mantığa dayanır ve bir kişi ya da grubun tekelinde de olmaz.:):ok
Hukukta ise birçok yasa yoruma açıktır (en çokta bu yasalara dayalı kararlar da farklılık olur). Yargılamada normlar kesin ve belli değildir. Yargılamanın Aktörleri bağımsızdır , hatta Bir Avukat davacı vekiliyken savunduğu yorumun tersine , Davalı vekiliyken aksine bir yorum öne sürebilir.Yine normlar belli olmadağı gibi, bağlayıcı da olmdığından Yargılamada ki Fiziksel ve Maddi Etkenler farklı biçimde sunulabilir.Bu nedenlerle de dava konusu aynı ,fiil aynı olmasına rağmen farklı sonuçlar çıkabilir. Farklı kararlar çıkması durumunda Sonuçlarında yönlendirici kurallara ulaşması beklenen Hukuk, “insanların ve belki de toplumların kaderini değiştirir.” Ama kamu vicdanında mahkum olur,güvenilirliğini kaybeder.:(
Yani aslında pozitif bilimlerde aynı şartlar altında karara varılırken,Hukukta (yargılamada) aynı şartlar ve normlar sağlanamdığından farklı kararlar alınabilir. Saygılarımla…
Cevap: Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerler ve Rasyonel Bilimlerlerin Karşılaştırılması
8.OTURUM:
Bu yazı dizisine başlarken ; “Ben bir hukukçu değilim.hukukçu olmayan bir üyenin gözünden hukukun algılanışını,pozitif bilimlerle karşılaştırılmasını ve hukukla ilgili merak ve sorularını bir sohbet tadında anlatmak ve diğer üyelerin görüşleriyle paylaşmak” isteğimi dile getirmiştim.Elbette ki hukukta ve hukuki konularda yetkin de değilim.
Kurtuluş savaşımızda ,cumhuriyetimizin ilanında ve demokrasinin yerleşmesinde önemli kilometre taşlarından biri olan, hizmetleriyle tarihimizde yerini almış Sn. İsmet İnönü’nün, “Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” o ünlü özdeyişini yaşam tarzı ve hayat felsefesi olarak benimsediğimden,bu saygın hukuk sitesinde 10 gündür düşüncelerim aktarmayı sürdürdüm.Benim gibi tam demokratik ülke özlemini taşıyan,“Hukukun Üstünlüğüne“ , “Kuvvetler Ayrılığına” inanan ,Türkiye’nin bu günkü durumunu gözlemleyen herkesin ve özellikle de hukukçuların demokrasinin ve Yargının yanında yer alması gerekliliğine, suskun kalmaması gerektiğine inanıyorum.Yargının içinde de kararlarında da çok az da olsa yanlışlıklar olabilir.Ya da geçmiş oturumlarda ifade ettiğim gibi, Yasama ve Yürütmenin sorumlulğunda ki sistemden kaynaklanan ve de kurumlarla ,vatandaşın Hukuku Dolanarak adaleti yanıltmak çabalarından kaynaklanan eksik/yanlış kararlar çıkmış olabilir.Bunca faktör ve etkene rağmen Yargıyı günah keçisi olarak göstermek , demokrasiyi askıya almak isteyenlerin yada antidemokratik yaşam / idare tarzını özleyenlerin ekmeğine yağ sürmeyecek mi? Kararlarını ve sonuçlarını beğensek te beğenmesek te, Alınan kararları aleyhimize de olsa bize zarar da verse ,Hukukun bir gün herkes için gerekeceğine, Yargı Erki olmadan demokrasinin olmayacağını unutanlar mı var acaba? Sonra hakimlerin azda olsa usul ve esastan hatalarının düzeltilmesi için,Hukuk sistemimizde emniyet supabı olarak, Tashihi karar,Temyiz…yöntemleri var ya…Adalet Mutlaka Yerini bulur!...
Sabrınıza ve hoşgörünüze sığınarak bir öykümü nakledeceğim. Ben 48 yaşımda ölümcül bir trafik kazasıyla ilk Adiyeyle tanıştım ve yolum hukukla kesişti.Biz hastanede Azrail ile boğuşurken, Suçlular “Hukuku Dolanarak adaleti yanıltmak için kaza tesbit tutanağında bana 8/8 kusur yüklemeyi becermişlerdi!.. Arabamdakilerden biri ölseydi trafik canavarı katil olarak anılacaktım,ben ölseydim suçlu Niyazi!? olacaktım… Kurtulduk. Yakınlarım bile,”Kaderinie rıza göster, çok güçlüler ,uğraşamazsın, kaybedersin” dediler. Adalete inanmasaydım, çevremdekilere uyup vazgeçseydim ömür boyu suçlu gömleği giymiş bir korkak olarak yaşayacaktım.Tam 10 yıl Adliye koridorlarıyla arkadaş oldum.Kazadan 1,5 yıl sonra sorumlu 6/8 kusurlu bulundu ,kabul etmedim.Bu arada Af/erteleme yasası cıktı.(Mağdur olan ben,afı çıkaran yasama/yürütme!..Hakimin ne suçu var?) Cezadan kurtulan Trafik Canavarına Tazminat davası açtım. 3 defa keşif ,3 defa dosyanın Adli Tıp incelemesi, 1 ihtisas mahkemesi,1 Teknik Üniversite raporu,2 defa Yargıtayda temyiz…Sonuç mu, Adalet yerini buldu ,ben aklandım Trafik Canavarı layığını buldu , %100 suçlu olduğu tescil edildi ve tazminat ödemeye mahkum oldu.
Saygılarımla