-
Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
-Biz çocuklar neler hissederiz siz ayrıldığınız da?
-Neden hep annemizin yanındayızdır?
-Ya da annelerimiz neden bizi size göstermek sizinle bizi bir yerlere göndermek istemezler?
-Neden toplum tarafından --bunların annesi babası ayrı olduğu için .... ile devam eden sözlere maruz bırakılırız
-Neden size yıllarını vermiş gençliğini bozuk para gibi harcamış annemize değil de başka kadınlar ilgi çekici gelir?
-Bize nafaka vermemek için avukat kapısı aşındırırken neden başka kadının çocuklarına kendinizi kul köle edersiniz?
vs. vs. vs. vs. aklınıza gelen sorularınızı bana da sorun vakit buldukça yazayım.
Ama şunu da yazayım da içim de kalmasın.
çocuğunuzun annesinden boşandıktan sonra beklediğiniz medeni yaklaşımı evliyken siz eşinize göstermiş olsaydınız emin olun çocuklarınızı görmek için bu kadar uğraşmazdınız.
çocuklarınızda iler de ciğeri 5 para etmez insanlar tarafından ---aaaa bunun annesi babası ayrı bunla oynamayalım,
aaa bunun annesi babası ayrı bu kocasıyla/karısıyla geçinemez
ön teker nereden giderse arka teker de oradan gider oğluuuum/kızııııııım boşa bunuu
senin baban/annen yok mu?
senin baban/annen nerede?
(okulda) çocuklar herkes kendisini ve ailesini anlatsın aneniz babanız ne iş yapar kaç kardeşsiniz ?
vs. vs. diye sorduğunda nasıl cevaplar veririz bunların cevabını isterseniz verebilirim.
siz kavga ederken neler hissederiz, başkalarının anne babasını bir arada gördüğümüzde çocuk aklımızla neler düşünür neler hissederiz, sorun bana.
ben sizi de benim gibi çocuklarıda çok iyi tanıdığıma inanıyorum.
sizin yüzünüzden ilerde neler yaşayabileceğimizi de sorun siz bana.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
Bunlari bir de annenize sorsaniz ve her babayi ayni kefeye koymasaniz daha iyi olur.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
Alıntı:
solosko rumuzlu üyeden alıntı
Bunlari bir de annenize sorsaniz ve her babayi ayni kefeye koymasaniz daha iyi olur.
Anneme sormama gerek yok,
çünkü beraber yaşadık açlığı, tokluğu elektiriksiz evi, odnsuz kömürsüz evi, soğuktan pencerede oluşmuş manzarayı. 6 çocuğuna kol kanat germiş bir kadına ne sorabilirim ki?
Üstelik biz de öyle bir baba vardı ki bize nafaka anneme tazminat vermemek için boşanmakda istemiyordu.
annemin imzasına taklit ederek Alman Konsolosluğuna ---kocam bana ve çocuklarıma bakıyor çocuk parasının Almanya da .... adreste ikamet eden kocama ödenmesi--diye dilekçe yazan birisi hakkında ne sorabilirim ki anneme.
Bize Almanya da beraber yaşadığı sevgilisi ile çekilmiş resimlerini gösteren babayı anneme mi soracağım.
Geceleri başını yorganın altına sokup --Allahım çocuklarıma bana yardım et --diye ağlayan bir anneye ne sorabilirim ki?
sırtına beni bağlayıp büyük kardeşimi traktörün gölgesinde uyutup diğer kardeşlerimle nohut kimyon vs yolup çocuklarını kitap defter alan bir anneye ne sorabilirim ki?
Allahıma çok şükür annem olmasaydı, annem bizi babamıza bıraksaydı kim bilir ne durumlarda olurduk. Ş uan 5 kardeşimde devlet memuru.
Babamı sorarsanız , 65 yaşında sevgilisi tarafından emekli ikramiyesi ve 30bin euro parası dolandırılıp terkedildi. Kendisi kanser-şeker hastası-siroz olduğunu da bilmiyormuş. Amcalarım dayırlarım halam --kapının eşiğinden bile sokmayın o adamı dediğinde
annem --o çocuklarımın babası ben bakarım--deyip yaklaşık 2 yıl babama baktı afedersiniz altından bile aldı__ ben bu kadına ne sorayım.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
Alıntı:
solosko rumuzlu üyeden alıntı
Bunlari bir de annenize sorsaniz ve her babayi ayni kefeye koymasaniz daha iyi olur.
Ayrıca her babayı aynı kefeye koymuyorum. Hatta şaşırıyorum Allah Allah böyle babalarda varmıymış diye.
Ama babalara tavsiyem -başkalarının evinde ki huzura değil kendi evlerinde ki huzura önem versinler--
Eşim annemi sevmiyordu-kardeşime kızıyordu diyeceklerine, eşlerine bir kulak versinler --acaba bu kadın niye benim aileme tepkili --diye.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
Yaşadıklarınızı anlayabiliyorum,çünkü bende eşimden boşanmak üzereyim ve benim oğlumunda ilerde bunları yaşayabileceğini tahmin ediyorum.Hatta her gün bunu düşünüyorum diyebilirim.Ama genel olarak malesef babalar annelerden boşandığı zaman çocuklarından da boşanıyorlar.(çevremde olanlardan genelleme yaptım mutlaka istisnalar vardır)Ve muhakkak gittiği yerden de pişman olup,beş parasız olarak,terkedilerek geri geliyorlar.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
Sayın gülenyüz Aile Hukuku forumunun hemen başında diyor ki "BOŞANAN ANNE BABALAR EYS YE DİKKAT" EYS yi biliyormusunuz ? Ebeveyne Yabancılaştırma Sendromu ... Değerli anne ve babalar boşandıklarında çocuklarını EYS ye maruz bırakmazlarsa, ve dahi uzakta olan anne / babalar evlatlarına daha fazla ilgi gösterirlerse bu gün sizin düşündüğünüz gibi düşünen, uzaktaki ebeveyne kin dolu evlatlar yetişmez.
Yalnız söylemlerinize dikkat ediniz. Bu söylem konusunda daha öncede yazıştık. Genelleme yaparak yazmayın.. Hep erkekler hep erkekler diye yazmanın ortamı germekten başka faydası olmaz.
Şimdi bende kalkar burada yazmaya başlarım, onuru,şerefi, haysiyeti, gururu, fazileti, erdemi, aileyi, namusu bir yana bırakmış kadınları, evlatlarını ciğeri 5 para etmedik insanların dilinde oyuncak etmiş, hiç bir nedeni yokken sadece kişisel sapkınlığından dolayı / dürtülerini kontrol edemediği için / başka erkek ne hissettiriyor dediği için, eşini aldatan yakın arkadaşının yanına yandaş aradığından bi haber sırf o onay verdiği için eşini aldatmış yuvasını yıkmış kadınları yazarım, "bu beden benim bedenim başkasına hesap vermem" fütursuzluğunu şerefmiş gibi kendisine şiar edinmiş kadınları yazarım , çocuklarını perişan etmiş kadınları yazarım.
Hemde olabildiğince ağır yazarım..
Ki bu site bu tür örneklerle de dolu..
Ha... unutmadan. hem suçlu hem güçlü misali yetmemiş birde çocuklarını babaya göstermeyen, babaya düşman eden, mal mülk, nafaka, tazminat alan ve de isteyen kadınları yazarım.
Yapıcı, yönlendirici, hukuksal paylaşımlar içeren yazılar yazınız. Olumsuzlukların üzerine giderek, geçmişte yaşadığınız ve bilinç altınıza yerleşmiş erkek / baba düşmanlığını, ortam bulur bulmaz ortaya koymak adına yazmayınız.
Babanızla olan hesabınızı yaşıyorsa bu dünyada, öldüyse (allah rahmet eylesin) diğer tarafta görünüz. Ama kişisel kin ve tepkilerinizi hemde genelleme yaparak forum sayfalarına taşımayınız. Fayda değil zarar verirsiniz.
Acizane önerim ; bilginizi, görgünüzü, yaşadıklarınızdan edindiğiniz olumlu tecrübeleri çevrenizdeki evli barklı, çoluklu çocuklu ama ufak tefek sorunlar yaşayan aileleri; ileride çocuklarının boşanmadan / ayrılmadan dolayı görebileceği zararlardan bahsederek olumlu yönde etkilemeye çalışın.
İyi günler..
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
Alıntı:
dejavu20 rumuzlu üyeden alıntı
Yaşadıklarınızı anlayabiliyorum,çünkü bende eşimden boşanmak üzereyim ve benim oğlumunda ilerde bunları yaşayabileceğini tahmin ediyorum.Hatta her gün bunu düşünüyorum diyebilirim.Ama genel olarak malesef babalar annelerden boşandığı zaman çocuklarından da boşanıyorlar.(çevremde olanlardan genelleme yaptım mutlaka istisnalar vardır)Ve muhakkak gittiği yerden de pişman olup,beş parasız olarak,terkedilerek geri geliyorlar.
İnşallah yaşamaz bizim yaşadıklarımızı. Çok şükür bizim eşimle kızıma konulan isimden başka sorunumuz olmadı ama k.pederim eşime beni sorarken --dul kadın çocuğu ne yapıyor, --diye sorardı? Düğünümde annemin yaptığı masrafın binde birini yapmış bir insanda değil.
Böyle zamanlar da kendi kendime --baba şimdi yaşıyor olsaydın da senin yüzünden anneme ve bize nasıl hitab edildiğini duysaydın--derim.
Ama annem bize babamızı hiç kötülemedi hep ---babanız çok iyiydi ama Almanya ya gidince o kadın babanızın aklını çeldi--derdi. Halbu ki asıl vicdansızın babam olduğunu tüm kardeşlerimiz bilirdik. Çünkü o ortamı babamızın yaptıklarını anneme olan davranışlarını biz yaşadık gördük.
Hangi canlı 6 çocuğunu ve 1 kadını 5 kuruşsuz bir şekilde ortada bırakır gider. Annem babasından kalan tarlaları satıp şehirden ev alıp bizi okutmaya getirmiş. O evin içinde aç susuz soğukta yaşadık ama kimseye aç kaldığımızı üşüdüğümüzü söylemedik bize art niyetli bakışlar olmasın diye. Annem sabahın köründe kalkar büyük kardeşlerimi tek tek şehrin diğer ucundaki okullarına bırakır eve dönerdi?
Hatırlıyorum kış günleriydi yer de serili kendi dokumuş olduğu halıları toplayıp beni de yanına alıp o halıları satıp pazardan alış veriş yapmış biraz da kuruyemiş almıştı. O aldığı kuruyemişi çay bardağı ile ölçüp kardeşlerim arasında pay etmişti. Zaten kendisi yemezdi öyle şeyler aldığında.
Babam da, yurt dışından izne gelip tekrar döneceğinde ballar pekmezler büyük torbalarda kuruyemişler alıp valizine yerleştirir içinden çıkarıp bize bir avuç vermezdi. Allah büyük ya bizim de canımız çekmezdi.
Ama bu yedikleri şeker hastası olduğunu bilmediği için kendisine vitamin değil zehir olmuş. Kapımıza geldiğinde çok hastaydı dr a götürmeden önce banyo yaptıralım dedik. --üstündeki giysileri çıkardım bacakları yara içindeydi çorabını çıkaracağımda çorabı ayağından çıkmadı. üstüne ılık su döktüm çorabı çıkardığımda ayakları yara içindeydi. Şeker hastalığından kaynaklanmış. Bilmiyorya hasta olduğunu yıllarca bir güzel yemişler içmişler sevgilisi ile.
Sonuç--bağırsak kanseri--şeker hastalığı ve siroz, ciğerleri ise paramparça.
Yine de Allah rahmet eylesin bu dünyanın öteki tarafıda var.
Bazı babalar dışarda ki kadınlara ya da şahıslara gösterdikleri ilgiyi sevgiyi saygıyı kendi canından kanından olanlara ve eşlerine gösterse bu boşanmalar olmaz.
Bazı babalarda bizi annemizin doldurduğunu düşünüyor bu sitede çok konu okudum bazılarında böyle şeyler yazmışlar.
Saygıdeğer babalarımız o iş öyle değil. Biz sizin annemize nasıl davrandığınıza birebir şahit olduğumuzdan sizle görüşmek istemiyoruz. Kesinlikle anne dolduruşu falan değil.
Evet bir anne boşandıktan sonra çocukla babanın görüşmemesini engellememeli ama çoğu anne çocuğunun velayetini babaya vermez, bunu anlamanız için anne olmanız lazım. Karnınız da onu 9 ay taşımanız lazım. Ben ayrı olmadığım halde çocuğumu babasıyla çarşıya pazara gönderirken bile içim gidiyor --acaba dikkat etmezse araba çarpar mı?, gözünün önünden ayırırsa çocuğum kaybolur mu? -- bunları düşünüyorum o an son hız hazırlanıp ben de onlarla çıkıyorum dışarıya.
Bir anne canından can kopsa boşanma gibi bir durumda çocuğunun velayetini babaya vermek istemez verenin de çocuklarını ailesi kabul etmiyordur.
Bir de bazı babalar çocuklarına ve eşlerine nafaka tazmninat vs verirken eski eşlerinin zengin olduğunu falan düşünüyor. Allah aşkına verdiğiniz 3-5 kuruşla ev kirasımı ödenir elektirik su faturasımı ödenir, yiyecek içecek mi alınır, ne yapılır sorarım. Sanki kadınlar çok meraklı boşanmaya ve dul kadın damgası yemeye.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
-Biz çocuklar neler hissederiz siz ayrıldığınız da?
Çook üzülürsünüz.. Ama sizin üzüldüğünüz annenizin umurunda değildir yada babnızın. Onlar kendi hesaplaşmalarının peşindedirler. Kılıçları çekerler, birbirlerinin canının ne kadar yandığını, yada ne kadar kanadıklarını hesaplamazlar. Kör döğüşü hesabı dalaşırlar. Bu uğurda her yol mübahtır. Özelliklede çocukların bu kavgada her iki tarafında yumuşak karnı olduğu hesaplandığında başarının yolu çocukları kullanmaktır. Yanılıyormuyum?
-Neden hep annemizin yanındayızdır?
Yasaya göre çocuklar anne ilgi ve şefkatine muhtaçtır. Baba sevgisi ilgisi ve şefkatinin daha az olduğunu kim ortaya attıysa hesap sormak lazım. Hangi terazi ile ölçülür acaba baba ilgisi sevgisi şefkati, birimi nedir.. bilende yok. Annenin taşıyıcılığı, anaçlığı ve desteğe (evladının) ihtiyacı, o destek (!) sayesinde nafaka alması gerektiği içindir. Diğer yandan annenin ve annenin yandaşlarının uzakta olan ebeveyni yani babayı yerin dibine sokması sonucu, çocuğun babasına düşman edilmesi sonucu çocuk tercihini anenden yana kullanır. Yanılıyormuyum ?
-Ya da annelerimiz neden bizi size göstermek sizinle bizi bir yerlere göndermek istemezler?
E normal değil mi. Düşman ya, hasım ya, rakip ya. Babanın canını nasıl yakacak, nasıl acıtıp kanatacak adamı, nasıl hırsını intikamını alacak. Evvelden başka silahları vardı. Yatağa almamak, ağlamak, bağırmak çağırmak, naz niyaz, kapris… Şimdi sadece çocuk var kullanabileceği. Acımasızca kullanıyor işte.. Yanılıyormuyum ?
-Neden toplum tarafından --bunların annesi babası ayrı olduğu için .... ile devam eden sözlere maruz bırakılırız
Bunun sorusu önce toplum bilimcilere, sonra o lafı eden densizlere, sonrada bu lafların edilmesine kapı açan, yaşadığı ayrılıkta kendi kusurunu kapatmak için her yerde ısrarla babayı / anneyi kötüleyen, ardından demediği bırakmayan hatta bunun için çocuğunu kullanan, psikoloji bozulmuş, çocuk dengesini yitirmiş, dünyası alt üst olmuş umursamadan ajitasyon yapan ebeveynlere sormak lazım.. Yanılıyormuyum?
-Neden size yıllarını vermiş gençliğini bozuk para gibi harcamış annemize değil de başka kadınlar ilgi çekici gelir?
Yıllar içerisinde çenesi durmayan, yaşadığı her olumsuzlukta eşinin başının etini yiyen, kendisine bakmayan, erkeğini mutlu etmeyen, işine gelirse malzeme bu, işine gelmezse boyun devrilsin diyen, eşini yatağa almayan, kaprisi, nazı-niyazı eksik etmeyen, konuşmaya başladım mı saatlerce durmayan çeneleri nedeniyle, yılarlın verdiği sahiplik hissi ve hakkı ile benden başaksına bakarsan senin gözünü oyarım, ama senin istediğini de vermem oh olsun buda sana ceza diyerek hayatı çekilmez hale getiren kadına karşı erkeğin tepkimesidir bu. Tenzi ederek söylüyorum. Dürtülerini kontrol edemeyen, her önüne gelen kadının peşinden koşan kendisini donjuan zanneden, evlatlarının rızkını sağa sola harcayan ve gül gibi karısını ihmale den erkekleri kınayarak yazıyorum.
-Bize nafaka vermemek için Avukat kapısı aşındırırken neden başka kadının çocuklarına kendinizi kul köle edersiniz?
Sizi tenzii ediyorum Sorularım size değil genel yazıyorum..Bilmem babanıza sordunuz mu? Onlar anne – baba olarak ayrıldılar.Siz neden boşandınız (!) babanızdan.. Size tepkisinin nedenini sordunuz mu? Bayramlarda elini öptünüz mü ? kandillerde, doğum gününde, yılbaşında, ananası babası öldüğünde yanında mıydınız. Size ihtiyacı olduğunda neredeydiniz.. ? Belki sizde arayıp da bulamadığını başkası hissettirmiştir. Baba olduğunu, adam olduğunu, erkek olduğunu.. Yıllarca sarılıp, emek verip, çaba sarf edip değer verdiklerinden daha insan daha adam daha erkek hissettirmiştir birileri. Yani sizin ve annenizin yapması gerekeni belki onlar yapmışlardır. Olamaz mı ?
vs. vs. vs. vs. aklınıza gelen sorularınızı bana da sorun vakit buldukça yazayım.
Ama şunu da yazayım da içim de kalmasın.
çocuğunuzun annesinden boşandıktan sonra beklediğiniz medeni yaklaşımı evliyken siz eşinize göstermiş olsaydınız emin olun çocuklarınızı görmek için bu kadar uğraşmazdınız.
Boşandıktan sonra kendisine gösterdiği ihtimamı, bakımı, giyimi kuşamı işveyi cilveyi, boşanmanda önce evliyken göstermiş olsaydı, boşanmaya gerek kalmadan her şey düzelmez miydi ?
çocuklarınızda iler de ciğeri 5 para etmez insanlar tarafından ---aaaa bunun annesi babası ayrı bunla oynamayalım, aaa bunun annesi babası ayrı bu kocasıyla/karısıyla geçinemezön teker nereden giderse arka teker de oradan gider oğluuuum/kızııııııım boşa bunuu senin baban/annen yok mu? senin baban/annen nerede?(okulda) çocuklar herkes kendisini ve ailesini anlatsın aneniz babanız ne iş yapar kaç kardeşsiniz ? vs. vs. diye sorduğunda nasıl cevaplar veririz bunların cevabını isterseniz verebilirim.
Bunları dememek dedirtmemek için önce boşananın sadece anne – baba olduğunu anlamak lazım. Çocukları da anne yada babadan boşamamak gerektiğini, onların psikolojilerinin dünyalarının ne kadar hasar göreceğini anlamak gerekiyor, onları bir silah gibi, bir tehdit unsuru gibi anne – baba arasında top gibi atıp tutmak yerine, onların baba ile anne ile kaliteli vakit geçirmesi için teşvik etmek gerekiyor. Hani medeniyet dediniz ya.. işte medeniyet bu.
siz kavga ederken neler hissederiz, başkalarının anne babasını bir arada gördüğümüzde çocuk aklımızla neler düşünür neler hissederiz, sorun bana.
Evet bunu bilirim. Tarihi misyonunuzu yerine getiremediğinizi düşünürsünüz çocuk olarak. Kadın ile erkek arasındaki tek ve en bağlayıcı organik bağsınız. Ama ikisini bir arada tutamadınız. Kendinizi ezik hissedersiniz. Dolarsınız. Kinlenir öfkelenirsiniz. O kadar size bunları yaşattıkları için gizliden ve açıktan anne babanıza öfkelenirsiniz. Kin tutarsınız. Yüzlerine söylemezsiniz ama intikam için yanar tutuşursunuz. Sonra fırsat bulduğunuzda bu kini nefreti kusarsınız. Es kaza bir kadın yada erkek size yanlış yapmaya görsün, rezil eder, yerlerde süründürürsünüz, annenize bile öfke duyarsınız içten içten. O nedenle kadınlara da kin güdersiniz.. Babanıza kızar öfkelenirsiniz o nedenle erkeklere de kin duyarsınız. Sonra oğlunuz kızınız olur onları da öyle yetiştirirsiniz. Oğlum kadınlara güvenme, kızım erkeklere güvenme diye.. Peşin hükümle beslersiniz.. Ön yargıyı küçik yaştan itibaren aşılarsınız bebelerinize. Daha evlendiğinin ilk günü hır çıkmaya başlar onlarında hayatında..
Böylece bir kısır döngü ve tarihin tekerrürü gerçekleşmiş olur.
ben sizi de benim gibi çocukları da çok iyi tanıdığıma inanıyorum.
İnanın kimseyi tanımıyorsunuz. Anladığım o dur ki.. Geçmişte size yaşatılmış olanlara tepki veriyorsunuz. Gizliden annenize, açıktan babanıza duyduğunuz kızgınlığı kini nefreti öfkeyi kusacak, ortaya dökecek bir ortam buldunuz ve amacınıza ulaşmaya çalışıyorsunuz.
Daha önceki iletilerinizden de anlaşılacağı üzere tepkilerini olağan yollardan değil de olağanüstü şekilde veren birisisiniz. Yine aynı yöntemi deniyorsunuz. Ama buraya yazdıklarınızdan ne annenizin nede babanızın haberi olmayacak. Ayrıca yazdıklarınızdan kimsede bir feyz almayacak.
sizin yüzünüzden ilerde neler yaşayabileceğimizi de sorun siz bana.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
[B]Bunları dememek dedirtmemek için önce boşananın sadece anne – baba olduğunu anlamak lazım. Çocukları da anne yada babadan boşamamak gerektiğini, onların psikolojilerinin dünyalarının ne kadar hasar göreceğini anlamak gerekiyor, onları bir silah gibi, bir tehdit unsuru gibi anne – baba arasında top gibi atıp tutmak yerine, onların baba ile anne ile kaliteli vakit geçirmesi için teşvik etmek gerekiyor.
Sayın dardayım bu sözünüze katılıyorum bende boşanmanın sadece anne baba arasında gerçekleştiğini ve niye babaların çocuklarından da boşandığını anlayabilmiş değilim.Belki çoğu kadın eşlerinden alamadıkları aldatılmanın intikamını çocukları kullanarak alıyor olabilir.Ama inanın benim eşim gibi olan ve çocuğunu görmek dahi istemeyen erkekler de az değil malesef bu dünyada.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
sayın gülenyüz yaşadıklarınız gerçekten üzücü ama anlattıklarınızın öncelikle anne baba olma ile ilgis yok İNSAN olmakla ilgisi var...
anlattığınız gibi ise sizin babanın bırakın baba olmayı insan olamamamış ..
20 yıllık meslek hayatımda boşandığı halde çocukları için çırpınan onlar için canını bile gözünü kırpmadan verebilecek babalar tanıdım...dedimya baba olmadan önce insan olmak lazım
bu arada boşandığı eşinden intikam almak için çocukları kullanan birçokta anne gördüm....
elbetteki güzel olan nasılki medenice evleniyosak boşanmayıda medenice başarabilmek.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
Sayın dardayım'a bende katılıyorum. Kendisi çocuklarını 20 ay boyunca görememiş bir babadır. Hemde ne sebeple? Karısının kendisini aldattığını öğrenip bunu yutmadığı,hazmetmediği, katlanmadığı için. Karısı haksız olduğu halde çocuklarını göstermemiş.
Bu sitede sayın dardayım gibi çocuğunu göremeyen, özleyen o kadar çok baba var şaşarsınız. Bunun sebebi de anne. Çocuk ne bilsin babasını niye göremediğini. Bir annenin kocasına ilan kin ve intikam duygularından dolayı çocuğunu kullandığını bu forumda çok okuduk.
Geriye doğru forumu okumanızı tavsiye ederim.
Mesela şu link ile başlayın. Sayın güney bey 14 aydır karısının oğlunu göstermemesinden yakınıyor. Buyrun burdan yakın sayın gülenyüz.
https://www.hukuki.net/showthread.php?t=50003&page=5
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
BOŞANMA VE ÇOCUK
Anne ve babanın boşanması hiç kuşkusuz ki çocuk için çok zor bir süreçtir. Çocuklar anne ve babalarının bir arada olmasını isterler. Boşanma olayı gerçekleşir ve anne-baba ayrılırsa olayı kabul etmekte oldukça zorlanırlar . Boşanmaya tepkiler çocuğun cinsiyetine, kişiliğine ve yaş dönemi özelliğine göre farklılıklar gösterir. Boşanma süreci çocuk için ne kadar zor olursa olsun bu süreci ılımlı bir şekilde atlatabilmekte yine anne-babanın ve çevredeki insanların doğru yaklaşımlarıyla gerçekleşecektir. Şimdi boşanma sürecinin çocuk üzerindeki etkilerine ve bu süreçteki doğru anne-baba tutumlarına bir göz atalım.
A- BOŞANMA VE ÇOCUĞUN GELİŞİM DÖNEMİ
a-Boşanma ve okul öncesi dönem çocuğu:
3-5 yaş, boşanmanın etkilerini tam anlayamaz. Beş yaşın altındaki çocuk, anne-babasını ayrı kişiler olarak değil bir bütün olarak algılar. Bu nedenle de evden ayrılan ebeveyne kötü bir şey olmayacağına inanmak ister. Fakat evdeki düzenin değiştiğinin farkındadır, ebeveynlerden birini daha az görmektedir; bu nedenle de huzursuz, kaygılı, agresif davranışlar sergileyebilir. Ayrıca bu yaş çocuğu anne-babasının boşanmasına kendisinin sebep olduğunu düşünebilir.
b-Boşanma ve ilkokul dönemi çocuğu:
6-8 yaş, boşanmanın ne olduğunu artık algılayabilecek bilişsel düzeydedir. Hatta bu yaş çocuğu boşanmayla ilgili kendini suçlayabilir. Bu yaş çocuğunda, işlerini organize etmekte güçlük, derslere konsantre olamama gibi güçlükler yaşayabilir. Küçük bir müdahalede hemen ağlayabilir. Akrabalarının, öğretmenlerinin ve arkadaşlarının sabrını dener. Boşanmadan önce sorun olmayan yaşantılara bu süreçte kolayca öfkelenebilir.
9-12 yaş, boşanmanın ne olduğunu tam anlamıyla bilir. Bunla ilgili kendini suçlamaz ve genelde bir ebeveyne daha sadık olma davranışı gösterebilir. Bir tarafa sadık olma davranışı sebebiyle kendini taraf tutmak zorunda hissedebilir. Bu sebeple de bu yaş çocuğu çok sert tepkiler verebilir. Reddetme, çaresizlik, korku ve yalnızlık duygularını yoğun olarak yaşar. Hatta bazen boşanma olayından dolayı utanç duyabilir. Anne-babanın davranışlarını kontrol edemediği ve duruma müdahale edemediği için kendini güçsüz hissedebilir. Tüm bunların sonucunda baş ağrısı yada mide ağrıları gibi psiko-somatik tepkiler verebilir. Baskın duygu olarak öfke görülebilir. Boşanmadan dolayı ebeveynlerini suçlayabilir. Okulda, derslerine odaklanmakta güçlük yaşayabilir. Yaşadığı olayı okulda daha fazla ilgi toplamak için kullanabilir. Öfkesini zaman zaman arkadaşlarına yöneltebilir.
c-Boşanma ve ergen:
Ergen içinde boşanma süreci oldukça zordur. Fakat bu konuyla ilgili kendini daha rahat ifade edebilir. Anne- babasının neden boşandığını daha somut olarak kavrayabilir. Kimi ergen bu süreci daha rahat atlatırken kimi için çok zorlayıcı olabilir. Bu süreçte duygusal desteğe fazlasıyla ihtiyaç duyar. Taraf tutma konusunda kendini kötü hissedebilir. Boşanmanın yasını tutabilir. Kimi ergende bu süreçte aile içinde yeni sorumluluklar almanın keyfini yaşar, kimi tam tersi içine kapanabilir.
B-BOŞANMA VE ÇOCUĞUN CİNSİYETİ
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki boşanma erkek çocuğu kız çocuklardan daha derin ve uzun süreli etkilemektedir. Büyük erkek çocuklarsa, küçük erkek çocuklardan daha çok akademik ve duygusal sorunlar yaşamaktadırlar. Ayrıca kız çocuklarda içe yansıtma davranışı, erkek çocuklarda da dışa vurum davranışı gözlemlenir.
C-BOŞANMA VE ANNE-BABAYA DÜŞEN GÖREVLER
1. Boşanmanın ne olduğu ve boşanmadan sonra anne, baba ve çocuğun yaşamında ne gibi değişiklikler olacağı konusunda çocuğu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek gerekir. Boşanma sürecinde, şehir veya ev değiştirme, bakıcı değiştirme, yeni bir evlilik vb. yaşam değişikliklerini erteleyin. Yaşanması zorunlu bazı değişiklikler varsa, bunlara kademeli geçişler yapmaya gayret edin. Çünkü her değişim, olumlu da olsa ekstra çaba gerektirir ve çocuğunuz için hepsine birden uyum sağlamak güç olabilir. Aynı sebeple, boşanma sonrası çocuk eşlerden hangisiyle kalacaksa, o ve çocuk ailenin boşanmadan önce yaşadığı mekanda yaşamaya devam etmelidir.
2. Eşler, kendi ailelerini de toplayarak (babaanne, hala , dayı vb.) hep birlikte bir toplantı yapmalı ve çocukla ilgili alınan kararlardan herkesin haberi olmalıdır. Böylece herkes çocuk için işbirliğinin kaçınılmaz olduğunu hatırlatmış olur, çocuğun bu durumdan çok etkilenebileceğinin ve bu konuda herkesten duyarlılık beklendiğinin altı çizilir ve kararlarda herkesin katkısı olduğundan kurallar daha az çiğnenir.
3. Çocuktan ayrı yaşayacak olan eş, kademeli olarak evden ayrı kalmaya başlamalıdır; bu süreç haftada bir günden 5-6 güne kadar çıkarıldığında çocuk ayrılığa daha kolay adapte olur. Boşanmadan sonra, çocuklar her iki eşle de sürekli ve düzenli olarak görüşmeye devam etmelidir. Siz artık sevgili veya karı-koca olmayabilirsiniz ama onun için halen anne-babasınız. O sizleri beraber tanıdı ve beraber istiyor, bunu anlamaya çalışın ve ayrılığınıza alışması için ona zaman verin. Çocuğunuza anne ve babanın bir birlerinden ayrılmalarının çocuklarından ayrılmaları anlamına gelmediğini anlatın. Sık sık bir araya gelin.
4. Eşler boşanmanın çocukları için olduğu kadar kendileri için de zor olduğunu unutmamalı ve boşanmayı bir son değil, bir başlangıç olarak kabul etmelidirler. Öfke, yalnızlık duygusu, depresyon, kaygı gibi psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir, bunlar doğaldır, gerekirse profesyonel yardım almaktan çekinmemek gerekir. Kendilerini ne kadar çabuk toparlarlarsa çocuklarına da o kadar çok yararlı olabilirler. Unutmamak gerekir ki, çocuklar yeni karşılaştıkları her durumun ne denli tehdit edici olup olmadığını anlamak için genellikle yetişkinlerin tepkilerine bakarlar. Sürekli ağlayan bir anne çocuğa durumun kötü olduğu, neşeli ve çabalayan bir anne ise her şeyin yolunda gittiği izlenimini verecektir.
5. Eşler çocukları kesinlikle birbirlerine karşı kullanmamalıdır; çocuk hiçbir şekilde taraf ve tanık tutulmamalıdır. Yeni düzenlemelerle ilgili kararlar alırken çocuğunuzun onayını alın ama çocuğunuzu karar verme sorumluluğu altında ezmeyin.
6. Çocuk, boşanmış bir anne-babanın çocuğu olmayı çevresine karşı bir silah gibi kullanmamalıdır. Her konuda gereksiz tavizler vererek çocuğun boşanmadan alacağı yaralar yalnızca artırılır, azaltılmaz. Her gün çikolata yemesine izin vererek çocuğunuzun boşanma olayından daha az etkilenmesini sağlayamazsınız, sadece çikolataya daha çok alışmasını sağlarsınız.
7. Çocukla ilgili her konuda eşler birbirleriyle çelişen davranışlarda bulunmamaya gayret göstermeli, ortak bir yol izlenmelidir. Babanın evinde izin verilen bir şeye, annenin evinde yasak konulmamalıdır.
8. Çocuklar anne-babalarının boşanmasından kendilerini suçlayabilirler. Bu yüzden, boşanma sebebinin çocukla hiçbir ilgisinin olmadığı, bunun anne ile babanın arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklandığı açıkça anlatılmalıdır.
9. Çocuk anne-babasının yerine kimseyi koymak istemez, buna saygı duymak gerekir. Boşanma sonrası eşlerden biri yeni bir ilişki yaşıyorsa çocuğun bunu boşanmayı kabullenene kadar bilmemesi gerekir.
10. Boşanma sırasında, çocuklar mahkeme, eşya dağılımı, nafaka gibi konulardan haberdar edilmemelidir.
Anne-babası boşanmış veya boşanma aşamasında olan bir çocukla ilişkisi olan herkes için iki uyarı :
Çocukların yanında diğer ebeveyni eleştirmemek kesin kuraldır.
Çocuğu boşanma olayının sorumlusu yada bu konuda taraf tutması gereken bir kişi konumuna asla sokmayın ve bu anlama gelen sözler söylemeyin.
Sonuç olarak bakıldığında boşanma ailedeki tüm bireyler için zorlu bir süreçtir. Fakat boşanma süreci herkesin özenli davranışlarıyla daha rahat atlatılabilir. Bu süreçle baş etmede zorluk çekiliyorsa da konunun uzmanlarından yardım almak gereklidir. Anne-babalar şunu asla unutmamalıdır ki, kendileri artık birbirinin eşi değildir fakat dünyaya getirdikleri çocuklarının ömür boyu anne ve babasıdırlar. Boşanma sebebi ne olursa olsun anne-baba olarak gerekli görevlerini yerine getirmek, çocukları için gerektiğinde işbirliğinde bulunmak, çocuk yetiştirmede aynı davranışları sergilemek ebeveyn olarak dikkat etmeleri gereken noktalardır. Boşanma sürecinde birçok olumsuz duyguyla baş etmek zorunda olan çocuklarına güven verecektir ve en önemlisi de bu süreçten en az zararla çıkmasını sağlayacaktır.
NOT: ALINTIDIR...
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
"EYS, genellikle çocuğun velayeti ile ilgili anlaşmazlıklarda ortaya çıkan bir bozukluk-hastalık-rahatsızlıktır. En temel göstergesi, çocuğun diğer ebeveyne karşı haksız bir iftira ve karalama kampanyası içinde olmasıdır. Programlayan (beyin yıkayan) ebeveynin aşıladıkları ile çocuğun kendi katkılarının karışımı sonucu, hedeflenen ebeveyni kötüleme şeklinde ortaya çıkar."
Temelde bunun anlamı, dile getirilen veya getirilmeyen düşünceler, hareketler, tavırlar ve davranışlar ile bir çocuğun duygusal tacize-saldırıya maruz bırakılmasıdır. Çocuğun beyni yıkanarak diğer ebeveyninin düşman olduğunu zannetmesi sağlanır. Bu, çocuğun önünde diğer ebeveyne kötü sözler sarf etmekten, diğer ebeveyn ile görüşmesinin engellenmesine, bunun için önceden başka faaliyetler hazırlanmasına kadar uzanır
Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu (EYS), çocuğun annesini de babasını da sevmeye ve her ikisi tarafından sevilmeye olan büyük ihtiyacının ebeveynlerden biri tarafından bilinmemesi halinde yüklenmeye zorlandığı bir yüktür.
Bu sendroma maruz kalan çocuk, karşısındaki insana göre farklı konuşur, değişik söylemlerde bulunur. İçinde bulunduğu kriz ortamından en çabuk ve en az zararla kurtulmayı bilen, politik, küçük bir canlı gibidir. Yetişkinler neyi duymak istiyorsa onu söyler. Herkese ayrı konuşur. “Çocuk yetişkinin beklentilerine uyumlu davranış geliştirir; özellikle söz konusu yetişkin çocuğun üzerinde söz sahibi ise” (HMSO 1983 tarafından yayınlanan, Çocuk istismarı konusunda DHSS bildirisi) Çocuk sizi görmek istemiyor mu?
Ağırlıklı olan uzman görüşü, çocuğun boşanmaya başarıyla uyum sağlaması için en önemli faktör, her iki ebeveynle de görüşmesi gerektiği yönündedir. (Suzan Maidment, Aile Hukuku 1984) Öyleyse çocuğunuz neden her iki ebeveynle de görüşmeyi reddetmektedir? Çocuğun sizi görmek istemediği iddia edilirse şunu sorun: Bir çocuk nasıl olur da anne ya da babasını uzun veya kısa bir süre hiç görmemeyi hoş karşılar? Çocuğun görüşememe yüzünden uğrayacağı zarardan korunma hakkı vardır. Bu yüzden çocuğa gerçekte ne anlatıldığını öğrenmeye çalışın. Belki çocuk beraber yaşadığı ebeveynin düşüncelerini taklit ediyordur. Zaten ebeveynlerinden birini kaybetmiş olan çocuk, diğerini de kaybetmekten korkar; onu da kaybederse kendisine kim bakacaktır? Boşanma esnasında çocuk çok küçükse, ilişkide kalma deneyiminden yoksun kalarak, görüşme hatta düzenli aralıklarla görüşmenin nasıl bir şey olduğunu öğrenememiş olabilir. Bilmediği bir işe adım atmakta kararsız davranması normal karşılanmalıdır. Ama bu, çocuğun iyiliği açısından çok önemli olan diğer ebeveynle görüşme ihtiyacından vazgeçilmesi için yeterli bir sebep değildir.
Çocuk için iyi olanı ve çocuğun neyi istediğini nasıl ayırt edebiliriz?
Aslında bunlar iki farklı şeydir. Çocuk okula gitmek istemeyebilir ama okula gitmesi onun iyiliği için şarttır. Çocuk görüşmeye HAYIR dediğinde bunun anlamı şunlar olabilir: “Evet” “Bilmiyorum” “Annemi incitmek istemiyorum” Sorun çocuğun seçim yapma özgürlüğüne sahip olmaması ve her şeyden önce krizden kurtulmayı istemesidir. Çocuk anne-baba arasındaki çekişmenin farkındadır, görüşmenin annesini kızdıracağını düşünür.
Görüşme konusundaki bu tip kararlar, ağır bir yük ve eziyet halini alır. Çocuktan yapmasını bekleyemeyeceğimiz kadar zor bir iş. Baba ile görüşmenin yararlı ve önemli olduğuna dair kanıtlara bakmak faydalı olurdu ama onun yerine, görüşme şansı olmadığı için zarar gören çok sayıda çocuk olduğunu biliyoruz. Bu çocukların hem anne, hem de babaları tarafından sevme ve sevilme şansına sahip olmaya hakları var. Karar, dışarıdan bir yetki kanalıyla uygulattırılmalıdır. Bu, çocuğu karar verme yükünden kurtarmanın yanında, görüşmeye gittiği için annesine ihanet ettiği duygusunun ağırlığından da kurtaracaktır. Çocuğun korunmaya olan ihtiyacını mahkeme kararı sağlayacak, annesine ihanet ettiği hissi ile suçluluk duymadan babası ile rahatça görüşebilecektir. (David Cannon.)
EYS (Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu) hala üzerinde tartışılarak geliştirilen bir konudur. Bazıları için bunun anlamı, çocuğun diğer ebeveynle görüşmesini engellemek ve çocuğa ısrarla diğerini kötüleyerek çocuğun yabancılaşmasına gayret etmektir. Bu, depresyon ve bağımlılık belirtisi olarak karşımıza çıkar. Ama bazıları için durum daha karmaşıktır.
Anita Vestal EYS’yi şöyle tanımlıyor: Çocuğun bir ebeveyni tamamen “iyi” olarak algılarken, diğerini ise tamamen “kötü” olarak algılaması rahatsızlığıdır. “Kötü” ebeveyn nefretle dışlanırken, “iyi” olan sevgiyle yüceltilmiştir. Richard A Gardner ise EYS’yi şöyle tanımlıyor: Öncelikle çocuk velayeti çekişmelerinde ortaya çıkan bir bozukluktur. Çocuğun bir ebeveyni haksızca karalama kampanyası yürüttüğü bir görüntünün ortaya çıkmasıdır. Velayet sahibi ebeveynin diğer ebeveyn aleyhinde yaptığı karalama kampanyası ve beyin yıkamasına ek olarak çocuğun kendi yaptığı ilavelerden oluşan bir karışımdan oluşur.
Büyük anlaşmazlıklarla oluşan boşanmaların çok önemli bir sakıncası, çocuğun ebeveynlerden birini hic görmemeye karar vermesidir. Çocuk bir yetişkin olduğunda bu kararından büyük pişmanlık duyabilir. Ayrıca bir ebeveynin eksikliği ileride tedavi gerektiren bunalımlara yol açabilir.
Kaybedilen ebeveynin bakış açısı Despina Vassiliou Psikolojik Egitim ve Danisma Bolumu McGill Universitesi,Montreal 1988 EYS kurbanı çocukla iletişim PASin çocuklar ve onların kaybettikleri ebeveyn ilişkisi üzerindeki belirgin etkisi, PAS in incelenmesinin önemini açıkça ortaya koyar. Görüşme sıklığını ve çocuğun kayıp ebeveynle ilişkisini incelemek, EYS’nin çocuk ve ilişkisi üzerindeki zararını anlamamızı sağlar.
a) Ziyaret, irtibat sıklığı (frekansı): Araştırmacılar, adayların çocukları ile irtibat kurma sayısı hakkında bilgi almak üzere inceleme yapmış; irtibat tanımı; mektup, e-mail, telefon görüşmesi, yüz yüze görüşme gibi tüm görüşmeleri kapsamıştır.
Sonuçlar: Tüm adaylar, boşanma veya ayrılık esnasında velayetin anneye verildiğini bildirmişlerdir. Babalar genellikle çocuklarını iki haftada bir görme hakkına sahip olmuşlar, sadece tek bir baba haftada beş gün, günde beş saat görüşme hakkı elde etmiştir. Boşanma sonlandığında veya velayet kararı uygulanmaya başladığında tüm yabancılaştırılmış ebeveynlerin görüşme saatleri önemli derecede azaltılmıştır. Mahkeme kararı yoluyla görüşme sağlayan yabancılaştırılmış ebeveynler dört yıla kadar varan bir sure çocuklarını hiç göremediklerini bildirmiştir. Görüşmeyi sürdürebilen ebeveynler ise ilk boşandıkları veya ayrıldıkları zaman görüştüklerinden daha az görüşebildiklerini söylemiştir. (Örneğin bir baba, iki haftada bir yerine ayda bir görüşebildiğini bildirmiştir) Görüşmelerin seyrekleşmesi EYS’li ailelerde gözlemlenmiştir. Seyrekleşme sebebi dava muamelelerinden veya EYS’den kaynaklanabileceği gibi bilinmeyen bir sebepten de kaynaklanabilir. Eğer sebep EYS ise, çocuğu yabancılaştırmak isteyen ebeveynlerin çok başarılı olduklarını söyleyebiliriz.
b) EYS kurbanı çocuklarla olan ilişkinin seyri: Araştırmacılar ebeveyn ile çocuk arasında fiziksel, sözel ve duygusal iletişim verilerini de incelemişlerdir.
Sonuç: Üç vakada ebeveyn, yabancılaştırılmış çocuğu ile ya çok az ya da hiç görüşemediğini bildirmiştir. Yabancılaştırılmış anne, çocukları ile çok az görüşebildiği halde, onlara duygusal bir bağ ile bağlı olduğunu söylemiştir. Anne, çocuklarının spor ya da mezuniyet etkinliklerinde bulunmaya gayret etmiştir. (Haber verilmeyerek veya azarlanarak bu etkinliklerden uzak tutulmaya çalışıldığı halde) Çocukları ile çok az iletişim kurabilen babalar, irtibatı devam ettirebilmek için daha çok mektup ve kart yazarak veya oyuncak vs. gibi hediyeler yollayarak çaba gösterdiklerini bildirmişlerdir. Çocukların bu çabaları taktir edip etmemelerine bakmaksızın, bu tip jestler yaparak, çocuklarına karşı hislerini duyurabilme ümidi beslediklerini söylemişlerdir. Bir baba gayretlerini şöyle anlatıyor: “Ona her hafta yazıyorum. Her hafta ona bir şeyler göndermeye çalışıyorum. Bir kart, bir oyuncak...” Sadece iki baba, yabancılaştırılmış çocuğu ile yakın ilişkisi olduğunu söylemiştir. Bunlardan biri EYS’nin hafif bir çeşidini yaşadığını, yakın olabilmesini, kızının yaşının küçüklüğüne ve her gün onu telefonla aramasına bağladığını anlatmıştır: “Kızımla hep çok yakın oldum, çok ama çok yakın. Bunun boşanma veya velayet davası ile ilgisi yok. Kızım çok küçük. Daha iki yaşında”
Diğer ebeveyn iki küçük çocuğu ile yakın ilişki kurduğunu, büyük kızı ile aralarında gerginlik olduğunu söylemiştir. Bu babanın küçük kızı ile ilişkisinin yakın olmasını, EYS‘nin büyük kızı ile olana nazaran daha hafif geçmesine ve ağır hastalık geçiren eski eşi ile kurmaya başladığı yeni ilişkiye bağlayabiliriz. Sonuçlar EYS’li çocuklar ve uzak ebeveyn arasında gergin bir ilişki olduğunu göstermektedir. Her nasılsa, EYS’nin yoğunluğu böylesi bir gerginlik için zayıf bir göstergedir.
EYS, çocuk ve uzak ebeveyn arasındaki ilişki sorunları şöyle sonuca bağlanabilir: Öncelikle EYS’ye bağlı olsun ya da olmasın uzak ebeveynin çocuğunu görebilme frekansı düşmüştür. Özellikle, katılımcılar kimin yabancılaştıran, kiminse yabancılaştırılıp uzaklaştırılan ebeveyn olduğuna bakmaksızın, boşanma sonrası velayetin hep anneye verildiğini bildirmiştir. Her gün görüşebilen tek bir baba hariç, tüm babalar sadece iki haftada bir görüşme hükmüne bağlanmıştır.
Yabancılaştırma sonunda, yabancılaştıran velayeti alırken, yabancılaştırılan ya hiç görüşememiş ya da ayda bire inen görüşme sağlayabilmiştir. Velayet sahibi ve kadın olan tek katılımcı ile görüşüldüğünde, çocukları ile hiç iletişim kuramamış olduğu öğrenilmiştir. İkinci olarak; görüşme sayısındaki azalmanın yanında, uzaklaştırılmış ebeveynler çocukları ile iletişimlerinin sınırlı olduğunu, genellikle cevapsız mektuplarla irtibat kurmaya çalıştıklarını bildirmişlerdir. Çocukları ile kurdukları ilişkinin başarısını EYS’nin hafif olmasına bağlayan iki baba hakkındaki bulgular, bu araştırmanın tek istisnaları olmuştur. Tahmin edildiği gibi, EYS ne kadar zayıf olursa,çocukla iyi ilişki kurma şansı da o kadar fazla olmaktadır.
Yabancılaştırma ve yabancılaştırma teknikleri
Bu konuda çok az araştırma olduğu gibi,yabancılaştırma ve yabancılaştırmaya yarayan yöntemler hakkında detaylı bir araştırma yapmak, bu zararlı etkiyi daha iyi anlayabilmemiz için gereklidir.
Yabancılaştıranın tutum ve davranışları:
Bulgular; davranış ve yaptıkları ile yabancılaşan çocuk veya yabancılaştırılan katılımcı üzerinde olumsuz etki oluşturan yabancılaştırıcı kişinin tutumu ile ilişkilendirilerek elde edilmiştir. Bulguların bir kısmı araştırmacıların kendi deneyimlerinden ve katılımcıların anlattıklarından oluşmuştur.
Sonuçlar : Sonuçlar, yabancılaştırıcının diğer ebeveynin iyi bir insan olmadığını iddia ederek onu karaladığını ileri sürmektedir. Örneğin bir katılımcı tesadüfen eski eşinin çocuklarına babalarını ziyaret etmek zorunda kalmasınlar diye bir avukat tutacağını söylediğini duymuştur. Yabancılaştırıcı, çocuğun babası ile sağlıklı bir ilişki kurmasını engellemeye çalışmıştır. Başka bir ebeveyn ise kendisini ziyaret ettikten sonra, çocuğunun annesi tarafından babası ile neler yaptığı hakkında sorgulandığını ve her şeyi anlatmak zorunda bırakıldığını söylemiştir. Başka bir babanın anlattığı üzere, bazı yabancılaştırıcılar çocuğun babayla görüşme saatlerinde alternatifler teklif ederek (ör:alışveriş yapmak) çocuk üzerinde güç sahibi olduklarını kanıtlamaya çalışırlar. Araştırma sonuçları, tüm katılımcıların çocukları ile olan ilişkilerinin yabancılaştırıcı tarafından sabote edildiğini göstermektedir. Uzaklaştırılan ebeveynler; çocuklarının okul ve spor gibi etkinliklerinden haberdar edilmeyerek çocukları ile kuracakları ilişkinin yabancılaştırıcı ebeveyn tarafından zayıflatılmaya çalışıldığını bildirmişlerdir. İster babaları aradığında kızgın bir sesle “Baban!...” diyen hafif bir yabancılaştırma tekniği şeklinde olsun, isterse cinsel veya fiziksel taciz suçlaması şeklinde ağır bir yabancılaştırma tekniği kullanılsın, uzaklaştırılan babalar yıldırılmış ya da reddedilmişlerdir.
Diğerlerinin katılımları :
Yabancılaştırma metodu uygulayan eski eş dışında kalan herkesin anlattıklarına dayanılarak derlenmiş verilerden oluşur. Bazıları araştırmacının sorduğu sorulara verilen yanıt olsa da, çoğu veri katılımcıların kendiliğinden anlattıklarından meydana gelmiştir.
Sonuçlar : Altı EYS ailesinden beşinde çocuklar yabancılaştırıcının casusu olarak tanımlanmıştır. Bu çocuklar hoşlarına gitmeyen ve mağdur baba tarafından söylenip yapılan her şeyi yabancılaştırıcı ebeveyne rapor etmiştir. Rapor iki ebeveynin sıklıkla kavga etmesine yol açmıştır. Kadın katılımcı, çocuklarının kendisine özel fatura ve kağıtları çalıp babalarına gösterebileceklerini söylemiştir. Ayrıca karşı cinsle bir ilişkisi olduğunda babalarına rapor ettiklerini bildirmiştir. Sonuçlar yabancılaştırılmış ebeveyn tarafından verilen hediyelerin ya kaybolduğunu ya da kırılıp bozulduğunu ortaya çıkarmıştır.
Birden fazla EYS kurbanı çocuğu içeren iki vakada çocuklar birbirlerine de karşı olmuşlar, ilk vakada çocuklardan biri diğerinin casusluğunu yaparken, ikincisinde büyük çocuk diğerinin yabancılaştırılmasına yardım etmiştir. (Baba ile görüşmeyi reddedip, anne ile lunaparka gitmek için küçüğün aklını çelmiştir.) Vakalardan birinde anne baba ile görüşmeyi kesince büyükanne ve büyükbaba çocukların babalarına yabancılaşmaları için görevi üstlenerek baba ziyaretlerini kontrol altına almıştır. Başka bir vakada uzaklaştırılmış ebeveynin eski kayınvalidesi ile kayın biraderi “böyle bir babanız olduğu için gerçekten çok üzgünüm” diyerek, çocukların önünde ebeveyni aşağılamışlardır. Bu sonuçlar çocukların yabancılaştırıcı ebeveynden sonra ikincil yabancılaştırıcıya dönüşerek, uzaklaştıkları ebeveyne casus gibi davranarak ve onu hatırlatacak hediye ve eşyaları yok edip kırarak ortaklık ettiğini göstermektedir. Büyükanne ve büyükbabalar ile diğer akrabalar da ikincil yabancılaştırıcı olarak çalışıp yabancılaştırıcı ebeveyne yakın durmuşlardır. Bulgular birbirine çok yakın ailelerde yabancılaştırmanın daha güçlü uygulandığını gösteriyor. Birbirine yakın ailelerde yabancılaştırmanın güçlü olması başka bir soruyu beraberinde getiriyor. Ailenin karakteristik özelliği mi bu davranışın etrafında toplanmalarına yol açıyor, yoksa yabancılaştırma eyleminin kendisi mi onları birbirine kenetliyor? Gelecekteki araştırmalar bu konuyu aydınlatmak üzere üstünde çalışılması bakımından çok önemlidir.
EYS’nin sebepleri:
Yabancılaştırmanın ortaya çıkması ve yabancılaştırılan ebeveynin bu yöndeki gelişmelere yönlendirilmesinin altındaki tüm faktörler ve sebepler toplanarak bir veri oluşturulmuştur. Bazı veriler araştırmacının kendi bulduğu sebeplerden oluşurken, bazılarını katılımcı kendi yaşadıkları ve gözlemlediklerinden aktarmıştır.
Sonuçlar: Katılımcılar çocukları ile olan ilişkileri üstündeki güçlerini kaybettiklerini söylemiştir. Yabancılaştırıcı ebeveyn, katılımcı tarafından ,çocuğu kullanan veya katılımcı ya da çocuktan bir çıkar peşinde olmakla suçlanan bir kişi olarak tanımlanmıştır. Çocuğunu kullanan bir yabancılaştırıcı örneği şöyledir: Yabancılaştırıcı bir ebeveyn babası tarafından bulunmak üzere çocuğunu karanlık bir dolaba kapatarak ağlatıp bağırtmış,böylece babadan bazı belgeler elde etmeye çalışmıştır. Bazı katılımcılar çocuğun yanında nasıl davranacakları konusunda zorlanıldıklarını hissetmişler ki bu da bizi ebeveynin güçsüz hissetmesi sonucuna götürür. Çocukları ile görüşmenin engellenmesi ya da herhangi bir hukuki soruna yol açar endişesi ile ,katılımcılar çocuklarının baba yanında olan olayları yabancılaştırıcı anneye anlatacaklarından korkarak davranışlarını kontrol etmek zorunda hissettiklerini söylemişlerdir.
Bir baba hislerini şöyle tarif etmiştir:
“Kızımın benden daha güçlü olduğunu hissediyorum. İstediği zaman görüşmelerimizi ortadan kaldırabilir. Eğer <artık seninle görüşmek istemiyorum> derse, annesi <kanunlar böyle; çocuk nasıl isterse öyle olur> diyerek ilişkiyi kesebilir.”
Ebeveyn rolünde, yabancılaştırmadan kaynaklanan bir zayıflama, kayıp hissi vardır. Kaybeden ebeveyn, çocuğu üzerinde sorumluluk sahibi olamaz. Bir ebeveyn, çocuğunu nasıl disipline edemediğini anlatırken: çocuğa odasında kalma cezası vermesi üzerine çocuk görüşmeyi bitirmiş veya eskiden normal olarak uygulanan bir yöntem iken, şimdi odaya kapattı diye yabancılaştırıcının kendisine kızdığını söylemiştir.
Çocukları ile hiç görüşemeyen katılımcılar bile davranışlarının kontrol altında tutulup zorlanıldıklarını hissettiklerini bildirmişlerdir. Mesela bir baba çocuğuna yolladığı kart ve hediyeleri gönderme frekansını ayarlamak zorunda hissettiğini, eğer çok sık yollarsa bıkkınlık vermekten korktuğunu söylemiştir. İki katılımcı çocuklarının kontrol altında tutulduğu hissini taşıdıklarını bildirmiş, yabancılaştırılan ebeveyn ,yabancılaştırıcı tarafından olumsuz duruma düşürülmesin diye, çocuklar davranışlarında kontrollü olmak zorunda kalmışlardır. Örneğin görüşme günü olmayan bir zamanda hediye almak için babasının yanına giden bir çocuk, babası ile konuştuğu için bağırılarak azarlanmıştır. Hukuki veya başka bir sebepten sakınmak için kendilerini belirli bir şekilde davranmaya zorlayan katılımcılar kendilerini güçsüz hissettiklerini söylemişlerdir. Bir baba, boşanma söz konusu olduğunda, kanun ebeveyne ne olacağına değil, çocuğa ne olacağına bakar demiştir. Sonuçlar babaların güç kaybı hissettiğini, görüşme olsun veya olmasın, geleneksel ebeveyn rolünü oynayamadıklarını göstermektedir.
Veriler, yabancılaştırıcının aşağılama teknikleri kullandığını (iyi bir insan olmaması gibi) nefret, kızgınlık, intikam gibi hislerden oluşan duygularla çocuklara ve eski eşe dayatmalarda bulunduğunu gösteriyor. Diğerleri yabancılaştırmaya katkı sağlayan veriler olarak ele alınabilir. Çocuklar yabancılaştırıcı adına çalışan casuslar olarak, ikincil yabancılaştırıcılar olarak tanımlanabilir. Ayrıca yabancılaştırıcı ile sıkı bir ilişki içinde olan yakın akrabalar da katkıda bulunurlar. Hepsinden önce uzaklaştırılan yabancılaştırılma sonucunda kendisini güçsüz hisseder. Çocuklar uzaklaşan ebeveyni kontrol altında tutabilir diyebiliriz. Hangi şartlar altında ve ne zaman görüşüleceğine çocuklar karar verebilir. Yabancılaştırılan ebeveyn bir daha çocuğunu görememe korkusu ile onu kızdırmamaya çalışır, mektup veya hediye yollarken bile dikkatli olmak zorunda hisseder. Çocuğunla görüşüp görüşmediğine bakılmaksızın, yabancılaştırılan taraf, ebeveyn rolünü kaybetmiştir.
NOT: ALINTIDIR
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
Çocuğun Babasından Karşılaması Gereken Sekiz Temel İhtiyacı
1. SEVGI : Baba çocuğuna olan sevgisini soylemekle yetinmek yerine bunu ona davranışlariyla da göstermelidir. Randevu saatine gecikmemek, cocugun spor etkinligi veya okul gösterilerini kaçırmadan orada bulunmak, çocuğun sevildiğine inanıp güvenmesi için çok gereklidir.
2. ZAMAN: Toplum erkekten cok calisip cok kazanmasini beklerken, evde zaman gecirmesine pek sicak bakmaz. Bu yuzden bir baba evde zaman gecirmekten rahatsiz olabilir. Oysa cocuk babayla yeterli ve kaliteli zaman gecirmeye ihtiyac duyar.
3. ÖVGÜ: Cocuk ogretmenlerinden, arkadas ve akrabalarindan ovgu alsa bile, babasinin kendisiyle gurur duydugunu gormek ister. Spordaki basarilarini, derslerdeki basarilarini sik sik ovmeniz onun kendisinle gurur duyan ozguvenli bir birey olmasi icin cok onemlidir.
4. ÖZGÜVEN: Cocuklariniz icin surekli endise duymaniz onlarin kendilerine olan guvenlerini sarsar. Sizden uzaktayken onlarin baslarinin caresine bakacaklari konusunda endise duymadiginizi belirtmeniz gerekir.
5. SINIRLAR: Sosyal davranislar konusunda sinirlar belirlenerek onlara kabul edilebilir bir birey olmalari ogretilmelidir. Cocuk kendi icsel sinirlarini, ebeveynlerinin cizdigi dis sinirlar yardimiyla belirler.
6. YAPTIRIM: Sınırlar ihlal edildiğinde bunun sonucu ne ile karsilasacagi ogretilmezse, sadece konusmak bir ise yaramaz. Yasina gore cocuga davranisinin bedeli odetilmelidir. Bu ona siddet uygulamak degil, anlayabilecegi bir ceza vermek olmalidir. 3-5 yasindaki kavga eden kardeslerin ayri odalarda 5 dakika kadar tutulup neyi yanlis yaptiklarini dusunmelerini saglamak, 10 yasindaki cocuk sokaktan eve gec geldiginde TV izlemesini yasaklamak gibi.
7. TUTARLILIK: Cocuga verilen sozler mutlaka yerine getirilmelidir. Saat altida alip yemege gotureceginizi soylediginiz cocuk sizi sekize kadar beklerse kendisini degersiz hissedecektir. Suc islediginde odemesi gereken bedel ihmal edildiginde tehditlerinize onem vermeyecektir.
8. YAŞITLARIYLA İLİŞKİ: Cocugun akranlariyla zaman gecirmesi desteklenmelidir. Sizinle gorusmesi gereken zamanda da olsa arkadaslarinla program yapmasini hos gormelisiniz.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
Alıntı:
Av.İbrahim Bircan rumuzlu üyeden alıntı
sayın gülenyüz yaşadıklarınız gerçekten üzücü ama anlattıklarınızın öncelikle anne baba olma ile ilgis yok İNSAN olmakla ilgisi var...
anlattığınız gibi ise sizin babanın bırakın baba olmayı insan olamamamış ..
20 yıllık meslek hayatımda boşandığı halde çocukları için çırpınan onlar için canını bile gözünü kırpmadan verebilecek babalar tanıdım...dedimya baba olmadan önce insan olmak lazım
bu arada boşandığı eşinden intikam almak için çocukları kullanan birçokta anne gördüm....
elbetteki güzel olan nasılki medenice evleniyosak boşanmayıda medenice başarabilmek.
Evet ben de bu sitede bazı babaların çocuklarını görebilmek için AİHM ne bile başvuracaklarını, ya da çocuklarını görebilmek için ne zorluklar ve sıkıntılar çektiklerini okuyunca şaşırdım. Ben çevremde ki evlilikler de çok iyi babalar gördüm ama boşanmak üzere olan ya da boşanan tanıdıklarım içinde böyle ilgili çocuğunu görebilmek için çırpınan babalar görmedim.
Eşinin burnunu sürtmek!!! ya da kendi hayatını yaşamak için çocuklarını kocasının kapısına bırakıp giden anneler de gördüm.
Annelik babalık bambaşka bir duygu yaşamak hissetmek lazım. Anne baba olunca evlilik içerisinde yaşanan sıkıntılara katlanıyoruz, çünkü orta da anne baba şefkatine sevgisine ilgisine muhtaç çocuklarımız oluyor.
Ben evliliğimde dayak ve aldatma haricinde her zorluğa katlanabilirim çocuğum annesiyle babasıyla aynı ortamı paylaşsın diye.
Her şer de bir hayır var derler. Eşimin de benim de babalarımız annelerimizi dövmüş aldatmış insanlar. Bu olayları yaşayan çocuklar olarak her ikimiz de evliliğimize önem veriyoruz elimizden geldiğince. Çocuğumuzun bizim yaşadıklarımızı yaşamasını istemiyoruz. Hep derler anne baba arasında ki kavgalar çocukları iler ki hayatlarını kötü etkiler diye. Ama biz de öyle olmadı. Biz gördüklerimizden ders almışız.
Başka bir konuda bahsetmiştim evliliğimde başıma kötü bir kaza geldi, eşim işinden olmayı göze alarak bana 9 ay hastanede baktı. Hakkını öbür dünya da bile ödeyemem.
Çocuğumuza verdiğimiz en güzel hediye birbirimizi sevmemiz.
-
Cevap: Saygıdeğer babalar, ayrı yaşayan anne-baba çocuğuyum - Bir de bana sorun sorularınızı
sn dardayım siz bazı şeyler aktarmışsınız. Ama bunları uygulayabilecek kaç tane ebebeyn çıkar ki? Keşke herkes böyle bilinçli olabilse.
Zaten ben her evlenme kararı alana nikah yapılmasına da karşıyım. Hatta ilk 5 yıl içerisinde çocuk yapılması bile yasak olmalı ya da çocuk yapmaya karar verdiklerinde psikiyatrist devreye sokulmalı.
Bu çiftin evliliği ne durumda , kendilerinin psikolojisi ne durumda bunlar araştırılmalı.
Maddi durumu 1 den fazla çocuğa bakmaya yetmeyenlere 2. çocuk yapmak maddi durum düzelinceye kadar yasaklanmalı. (bazılarına göre saçma olabilir ama bence doğru)
Bazı evlilikler de maddi yetersizliklerden dolayı bitiyor.
sn dardayım beni ancak benim gibi anne babası ayrı olanlar anlar. Ben bir nebze şanslıyım çünkü bize kolkanat geren bir annemiz vardı. Ama bir konuda da haklısınız. Annem nafaka ve tazminatsız 6 çocuğa ve kendisine yarı aç yarı tok da olsa bakabilmiş, nafaka davası bile açmadı babama.
Siz demişsiniz yaşadıklarınız sizi etkilemiş vs .. diye. Evet etkiledi babam anneme daha önceden söyledimi --seni ilerde 6 çocuğumuz varken başka bir kadın için terkedeceğim diye, ya da bize söyledimi biz doğmadan --sizin dünyaya gelmenize sebep olacağım ama size babalık yapmayacağım, baba sevgisi vermeyeceğim, büyüyüp işe girene kadar yarı aç yarı tok yaşayacaksınız diye.
Annem boşanma, nafaka , tazminat davası açsaymış keşke. Ve keşke babama yüklü bir maddi manevi tazminat ve 6 çocuk için yüksek meblağlı bir nafaka ödetselermiş. Babam ayda 4bin mark kazanırken biz ekmek alacak para bulamıyorduk.