Bir iki adet medeni hukuk sorusu
Alkolizm nedeniyle kısıtlanan A, ilan edilen kısıtlama kararırının henuz tapuya bildirilmemesinden yararlanarak ,gayrimenkullerin birisini B ye satar ve B adına tescili saglar.A nın vasisi V, B'ye karsı gayrimenkulun iadesi icin dava acar. Tapudaki islemlerden sonra 17 yasındaki D ile restorana giden A,burada Aldıgı asırı alkol nedeniyle duser ve basını yaralar.O anda restoranda bulunan X gazetesinin muhabiri E,D ve A nın fotografını cekerek, fotografi Sarhoş babanın başına gelenler '' başlıgı atarak gazetede yayımlar. Gazetedeki resmi goren A, gazeteye giderek E yi dover.
1-olayda tapuda yapılmıs olan satım ve tescil islemleri gecerlimidir? tartısınız? V hangi davayı acmıs olabilir?
2-Kısıtlamama kararının ilan edilmemis olması sonucu etkilermi neden?
3-A akıl hastası olsaydı yanıtınız degişirmiydi.
4-A ce D gazetede cıkan resim uzerine dava acabilirlermi ehliyet durumlarını da goz onunde tutarak cevaplayınız.
5-Dovuelrek yaralanan E zararının A dan isteyebilirmi?
Olay2
Bekar erkekler Derneginin yıllık olagan genel kurul toplantısında yönetim kurul toplantısında yönetim kurulu uyelerinden Y kursude kendisini şiddetle eleştiren uyelerden Ü ye bir bardak fırlatarak onu yaralar.
1-Ü ugradıgı zararın tazmini icin dernek aleyhine dava acabilirmi gerekceli acıklayınız.
Cevap: bir iki soru acill sozluye kaldım Medeni Hukuk
Burada iyi niyetle bir taşınmazın mülkiyet hakkının kazanılması söz konusudur.MK.m.1023 belirtildiği gibi "Tapu sicilindeki bir işlemin doğru olmadığını, gerçeği yansıtmadığını bilmeyen ve bilmesi de gerekmeyen kimse, tapuda malik olarak görünen kişiden iyi niyetle edindiği taşınmazı asıl sahibine geri vermekle yükümlü değildir. bu sebebten satım ve tescil işlemleri geçerlidir. A'n Vasisi olan V burada istihkak davası açmıştır.
Kısıtlama kararının ilan edilmemiş olması sonucu değiştirmez. Burada B taşınmazı tapu siciline kendi adına kayıt ettirmiştir. Taşınmazın mülkiyetini tescil ile kazanmıştır.
Akıl hastalıgı ayırt etme gücünü kaldıran sebeblerdendir. öyle bir durumda her zaman tam ehliyetsiz korunur.Bu sebebten yapılan işlemler baştan geçersiz sayılır.
A ve D ikiside sınırlı ehliyetsizdirler.Sınırlı ehliyetsizler kendi başlarına dava açamazlar burada A vasisi ile D ise velisinin izniyle dava açabilirler.Davayı kişilik haklarına saldırı olduğu için hukuka aykırılığını tespit ettirmek için tespit davası açarlar.
Burada E nin vücud bütünlüğüne zarar verilmiştir yani kişilik hakkına saldırı söz konusudur. E maddi tazminat davası açarak zararını A dan talep edebilir.
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
Olay 2'yi yanıtlayarak başlıyorum. Yanlışım varsa düzeltsinler lütfen..
Ü,uğradığı zarardan dolayı dernek aleyhine dava açamaz.
Y bir yönetim kurulu üyesidir. Dolayısı ile derneğin organı konumundadır. M.K.M 50/1 e göre tüzel kişinin iradesi organlar aracılığı ile açıklanır. M.K.M 50/2 ye göre ise organlar hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleri ile tüzel kişiyi borç altına sokarlar denilmektedir. Yani yapılan haksız fiil,organın görevini yaptığı,tüzel kişiyi temsil ettiği anda olmuş olmalıdır. Ancak organın görevle ilişkisi olmayan kişisel davranışı ile meydana gelen haksız fiillerinden dolayı,tüzel kişi sorumlu tutulamaz. Zira söz konusu olayda her ne kadar yönetim kurulu toplantısında Y tüzel kişiyi temsilen organ olarak bulunsa da,Ü ye bardak fırlatarak onu yaralaması,tüzel kişinin amacına yönelik değildir. Yani görevi amacı ile bu fiil ifa edilmemiştir. Bundan dolayı tazminat talep edilemez.
Olay 1
1)Askıda hükümsüzdür. Sınırlı ehliyetsiz konumunda olduğundan işleme izin veyahut icazet verilmesi gereklidir.M.K.M 452/2 uyarınca vasinin onayının olmadığı işlemlerde taraflardan verilenler geri istenebilir. Vesayet altındaki kişi yalnızca iyi niyetli olmadan elinden çıkarmış olduğu mal ile sorumludur. Dolayısı ile satılan gayrimenkul geri istenebilir.
2)Etkiler. M.K.M. 410 a göre ilanın yapılıp yapılmamasına göre 3. kişileri etkileyeceği bildirilir. Eğer ilan yapılmamışsa ki söz konusu olan olayda yapılmamış bu durumda 3. kişi iyi niyetini ileri sürebilecektir.
3)Evet,değişirdi. Kural olarak tam ehliyetsiz bir kişi ile işlem yapan bir kişinin iyi niyeti korunmaz. Çünkü ağır basan menfaat tam ehliyetsizin korunmasıdır.
4)D 17 yaşında olduğundan, A ise mahkeme kararı ile kısıtlandığından sınırlı ehliyetsizdir. Dolayısı ile dava açmaları mümkün değildir. Bu tarz işlemleri onlar adına yasal temsilcileri yapacaktır.
5) İsteyebilir. A'nın E'yi dövmesi,E'nin kişilik hakkına yapılmış bir saldırıdır. Kişiliğin içine,kişinin bedeni de girdiğinden A'dan tazminat isteyebilir.
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
bende sizin dedikleriniz gibi yaptim hemen hemen sınav notum 38 bir de ilk soruda ilan yapiliyor tapuya bildirilmiyor insanın kafası karısıyor.
Cevaplarınız için teşekkur ederim
hocamız sozlude yapamadıgımız soruları soruyor =)
cevap vermek isteyen varsa daha detayli şekilde beklerim, benim için onemli
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
Alıntı:
evilded rumuzlu üyeden alıntı
bende sizin dedikleriniz gibi yaptim hemen hemen sınav notum 38 bir de ilk soruda ilan yapiliyor tapuya bildirilmiyor insanın kafası karısıyor.
Cevaplarınız için teşekkur ederim
hocamız sozlude yapamadıgımız soruları soruyor =)
cevap vermek isteyen varsa daha detayli şekilde beklerim, benim için onemli
Bazı hocalar vardır ki bütün soruları dogru yanıtlamış olsan bile sınavından tam not alabilmen mümkün değildir. Israrla soruda değinilmesini istedikleri noktaları belirlerler. Mesela 17 yaşındaki birini örnek olayda veriyor ise,sınırlı ehliyetsiz adına önemli olan noktaları belirtmen gerekir. "Sınırlı ehliyetsizdir bu yüzden işlem geçersizdir." cevabı işte çoğu zaman yetmeyebilir ve böyle doğru olduğu halde düşük notlar alabilmemiz mümkün olabiliyor. Sen hocanın ne istediğini daha iyi bilirsin, ona göre çalış. Kolay gelsin..
Ha unutmadan,ilan mahkeme kararı ile çıkıyor fakat dış aleme duyurulması(nasıl bir kelime topluluğu ise anlamadım :alala) tapuya işlenmesi ile oluyor. Hoca tamamen kanunu kullanıp,bütün cevapları elde edebileceğiniz şekilde sormuş. Kanun kullanmanıza izin veriliyorsa tabi,iyi birşey bu:)
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
kanun acikda notlamada ona gore keske kapali olsa...
baska yaniti olan varmı?
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
Alkolizm nedeniyle kısıtlanan A, ilan edilen kısıtlama kararırının henuz tapuya bildirilmemesinden yararlanarak ,gayrimenkullerin birisini B ye satar ve B adına tescili saglar.A nın vasisi V, B'ye karsı gayrimenkulun iadesi icin dava acar. Tapudaki islemlerden sonra 17 yasındaki D ile restorana giden A,burada Aldıgı asırı alkol nedeniyle duser ve basını yaralar.O anda restoranda bulunan X gazetesinin muhabiri E,D ve A nın fotografını cekerek, fotografi Sarhoş babanın başına gelenler '' başlıgı atarak gazetede yayımlar. Gazetedeki resmi goren A, gazeteye giderek E yi dover.
1-olayda tapuda yapılmıs olan satım ve tescil islemleri gecerlimidir? tartısınız? V hangi davayı acmıs olabilir?
2-Kısıtlamama kararının ilan edilmemis olması sonucu etkilermi neden?
3-A akıl hastası olsaydı yanıtınız degişirmiydi.
4-A ce D gazetede cıkan resim uzerine dava acabilirlermi ehliyet durumlarını da goz onunde tutarak cevaplayınız.
5-Dovuelrek yaralanan E zararının A dan isteyebilirmi?
1-Kısıtlanma kararının ilanıyla birlikte sınırlı ehliyetsizin yaptığı işlemler askıda hükümsüzdür.Taşınmaz satımı için vasinin izni ya da icazetiyle birlikte ayrıca sulh hukuk mahkemesinin de izni ya da icazeti gerekir.Vasi istihkak davası açabilir.
2-Kısıtlanma kararı ilan edilmemiş olsaydı kısıtlama kararı verildiğini bilmeyenler mülkiyeti kazanırlardı(olağan olan durum budur,karine olarak kısıtlama kararı ilan edilmediyse 3. kişilerin bunu bilmedikleri varsayılır) bilenler kötüniyetli oldukları için kazanamazlardı tabi bu durumda mahkeme kararını karşı tarafın bildiğini kısıtlanan kişi ispatlamalı.
3.Akıl hastası olsaydı kesin olarak geçersiz olurdu satış ve tescil işlemleri.
4.A ve D sınırlı ehliyetsizidir ve sınırlı ehliyetsizler şahsa sıkı sıkıya bağlı haklarını tek başlarına kullanabilirler.Kişilik hakları şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardandır ve tek başlarına resmin yayınlanması yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle dava açabilirler, açabilirler de kanımca kazanamazlar lokanta umuma açık bir alandır ve burada haber niteliğinde böyle bir olay olduysa gazateci bunu çekip gazetesinde yayınlayabilir.Ancak haber yalansa bu bakımdan tek başlarına açtıkları davayı kazanırlar da.
5.Sınırlı ehliyetsizler haksız fiil ehliyetine de sahiptirler haksız fiilerinden sorumludurlar.İsteyebilir.
B. İzin
I. Vesayet makamından
MADDE 462.- Aşağıdaki hâllerde vesayet makamının izni gereklidir:
1. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması,
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
Olay2
Bekar erkekler Derneginin yıllık olagan genel kurul toplantısında yönetim kurul toplantısında yönetim kurulu uyelerinden Y kursude kendisini şiddetle eleştiren uyelerden Ü ye bir bardak fırlatarak onu yaralar.
1-Ü ugradıgı zararın tazmini icin dernek aleyhine dava acabilirmi gerekceli acıklayınız.
II. Kullanılması
MADDE 50.- Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır.
Organlar, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar.
Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar.
bb)Organın Haksız Fiili:Tüzel kişi organın görevi sırasında ika ettiği haksız fiillerden sorumlu tutulmuştur.Zarara uğrayan kişi ister 41 vd. maddelere göre tüzel kişiye isterse kusurlu organa başvurarak zararının tazminini isteyebilir.Tüzel kişinin sorumlu tutulabilmesi için herşeyden önce BK 41’de öngörülen şartların “organ” da gerçekleşmiş olması gerekir.Organ hukuka aykırı bir fiili ile 3.kişiye zarar ika etmeli,kendisi kusurlu olmalı ve zarar uygun illiyet bağı içinde kalmalıdır.Tüzel kişinin haksız fiil sorumluluğunun iki sınırı vardır.İlk sınır tüzel kişinin hak ehliyetidir.İkinci sınır ise organın organ sıfatıyla görevini yerine getirirken görevi dolayısıyla haksız fiil işlemiş olmasıdır.Organın organ olarak görevinin yerine getirilmesi dolayısıyla bir fiili söz konusu olmayıp sadece görevle ilişkisi olmayan kendi kişisel davranışı söz konusu ise bu davranışı ile verdiği zarardan tüzel kişi sorumlu olmaz.Tüzel kişilerin kusursuz sorumluluk halleri nedeniyle de sorumlu tutulmaları mümkündür.
Bardak fırlatma eylemi görev sırasında ve görevi dolayısıyla işlenmiş(dernek işleriyle ilgili eleştiriye karşı atılan brdak)olduğundan hem bu yönetim kurulu üyesine hem de derneğe karşı dava açılabilir.Derneğe karşı dava açabilmesinin mantığı derneğin böyle bir kişiyi yönetim kuruluna seçerek gerekli dikkat ve özeni göstermemiş olmasındadır.
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
yanıtınız icin tesekkur ediyorum unbelievable .
Görüşü olan bizimle paylaşsın lutfen.
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
Cevaplarım doğru.Hocana bu yanıtları götür.En az 90 verir.
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
Öncelikle A sınırlı ehliyetsizdir,A hakkında ilan edilen kısıtlama kararı kurucu niteliktedir yani alınan mahkeme kararı ile A kısıtlanmıştır.Kısıtlama kararının tapuya bildirilmesi ise bildirici niteliktedir.Ek olarak Mahkemenin ilanından üçüncü kişiler haberdar olmak zorundadır.
Sınırlı ehliyetsizler kendilerini borç altına sokan işlemleri ancak vasilerinin izni ile yapabilirler ve bu izne kadar hukuki işlemin yaptırımı tek taraflı bağlamazlıktır.Yani sınırlı ehliyetsiz hukuki işlemden doğan borçlardan sorumlu değilken(yani A) karşı taraf(B) vasinin izhar edeceği görüşe kadar sorumlu tutulur.
Vasi eğer icazet verirse hukuki işlem her iki tarafı da bağlar.Şimdi çözüme geçersek:
Olay 1
1-)İşlem askıda hükümsüzdür ve vasinin icazet vermesine kadar A'yı bağlamaz ancak B yaptığı işlemden sorumludur.Vasinin icazetine kadar işlem hükümsüzdür.
2-)Mahkeme kararı ilan edilmediyse B iyiniyetli ise mülkiyeti kazanır ve işlem geçerli olurdu.Ancak iyiniyetin unsurlarını taşımalıdır yani bu konu hakkındaki bilgisizliği hoş görülebilir olmalı.
Eğer konu hakkında bilgisi olduğu iddia ediliyorsa iddia eden ispatlamalıdır.
3-)A akıl hastası olsaydı yapılan işlem Medeni Kanun 15. maddesi gereği mutlak butlan ile batıl olurdu.Yani işlem ölü doğardı ve baştan itibaren hüküm ve sonuç doğurmazdı.
4-)A ve D sınırlı ehliyetsizdir, kural olarak sınırlı ehliyetsizler dava ehliyetine sahip değildirler ve dava ehliyetini vasi veya velileri aracılığıyla kullanırlar ancak kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar ile ilgili davaları kendi başlarına açabilirler.
A ve D kişilik haklarına yönelik saldırı da bulunulduğu gerekçesiyle kendi başlarına dava açabilir ancak resimlerini çeken gazeteci lokantanın pek de açık olmayan,dışarıdan çok iyi gözlenemeyen bir yerine girerek resimlerini çekmişse A ve D'nin davayı kazanma olasılıkları yüksektir.Ancak A ve D lokantanın kamuya açık bir yerinde örneğin bahçesinde oturuyorlarsa davayı kaybetmeleri yüksek ihtimaldir.
5-)Eğer haksız fiilin öğeleri varsa tazminat davası açarak zararını isteyebilir.Bu dava maddi tazminat davası olabileceği gibi zararın mahiyetine göre manevi tazminat davası da olabilir.
Not:E'nin açacağı davada kendisine düşen ispat yükü haksız fiilin öğelerinin hepsi değildir normalde haksız fiile uğrayan kişinin açacağı davada haksız fiilin öğelerinden dördünün de varlığını ispat etmesi gerekir ancak bu durumda bir istisna vardır.O da E'nin vücut bütünlüğüne karşı girişilen bir fiil olduğu için bu fiil Medeni Kanun madde 24. gereği hukuka aykırıdır.Dolayısıyla E burada fiilin hukuka aykırı bir fiil olduğunu ispat etmeyecek sadece diğer üç maddeyi ispat edecektir.Bu maddeler de şu şekildedir:İşlenen fiil sonucu zararın meydana gelmesi,zarar ile fiil arasında illiyet bağı(nedensellik bağı) ve zarar verenin kusurlu olması.
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
Olay 2-)
Derneklerin organları aynen gerçek kişilerin organları gibidir.İnsan nasıl elini,ayağını,beynini kullanarak eylemlerde bulunuyorsa dernekte organları aracılığıyla fiil ehliyetini kullanır.Dernek tüzel kişisi organların fiillerinden sorumludur.Olayın çözümüne geçersek:
1-)Eğer Ü genel kurulu fırsat bilerek Y ile aralarında bulunan husumeti genel kurula taşımışsa bu durumda sadece kişisel olarak Y'ye dava açılabilir.Eğer olay dernek veya yönetim kurulu işleriyle ilgili bir konudan meydana gelmişse Üye Y veya dernek tüzel kişisine karşı dava açabilir.Tazminat davası için haksız fiilin ögeleri de gerekir:Hukuka aykırı fiil,bu fiilden dolayı bir zararın doğmuş olması,zarar ile fiil arasında illiyetlik bağı,işlenen fiilden sorumlu tutulabilmesi.
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
başlıkları okurken sormuş olduğunuz olaylar bir yerden çok tanıdık geldi ve o olayların okumuş olduğum üniversite'nin geçen dönem medeni hukuk finalinde sormuş olduğu sorular olduğunu gördüm. bende salı günü medeni finaline giriceğim için geçmiş soruları incelıyordum. gene aynı sınavda sorulmuş olan zamanaşımı hakkında bir soru olduğunu gördüm ama bir fikir yürütemiyorum açıkcası cevabı da çok merak ettim. cevap konusunda yardım ederseniz sevinirim.
A, alacaklısı B'ye alacak hakkını asla zamanaşımına uğramayacağını peşinen kabul ettiğini bildirmiştir.
A'nın yaptığı bu hukuki muamelenin geçerli olup olmadığını belirtiniz.
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
Bazı hocalar cevabınız doğru bile olsa gerekçesiz olanları dikkate almayacaklardır. Düşük notların geneli gerekçesiz olmaları nedenlidir.
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
Slm
İkinci olayda haksız fiil mevcuttur kanunlar ve hukuk kötü niyeti ve haksızlıkları koruyamaz......kanunlar mantığa uydurulur mantık kanunlara değil.
Cevap: Bir iki adet medeni hukuk sorusu
merhaba ben medeni hukuk sınavımdaki soruyu paylaşmak ve fikirlerinizi almak istiyorum;
Soru:K,hasta olan oğlu O için acil olarak piyasada nadir olarak bulunan bir ilacı satın almak ister.İlacı satın almak için girdiği eczanede E, bu ilacı bulabileceğini ancak piyasa fiyatı 500 tl olan ilacı 4000 tl'ye satacağını belirtir.İlacın acil olarak getirilmesi nedeniyle K bu miktarı ödemek zorunda kalır.
İlgili mevzuat hükümleri:
B.K. m.21 - Bir akitte ivazlar arasında açık bir orantısızlık bulunduğu takdirde, eğer mutazarrırın müzayaka halinde bulunmasından veya hiffetinden yahut tecrübesizliğinden istifade suretiyle vukua getirilmiş ise, mutazarrır bir sene zarfında akdi feshettiğini beyan ederek verdiği şeyi geri alabilir.
K işlemdeki bedelin indirilmesi için dava açmıştır.Davalı E, bedelin indirilmesinin söz konusu olmayacağı savunmasını yapmaktadır.Bu durumda hakim bedelin indirilmesine karar verebilir mi?Neden?Nasıl?