Ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde Cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
iyi günler
değerli üstadlarım arkadaşlar içinde bu konuyu tartışıyoruz Cumhurbaşkanının vatana ihanet dışında yargılanamayacağını okuyoruz peki ya herhangi bir örnek vermek gerekirse herkesin gözü önünde elindeki bir tabancayla cinayet işlese cumhurbaşkanı yakalanamaz mı / yargılanamaz mı ?
Cevap: ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Alıntı:
logitech34 rumuzlu üyeden alıntı
iyi günler
değerli üstadlarım arkadaşlar içinde bu konuyu tartışıyoruz Cumhurbaşkanının vatana ihanet dışında yargılanamayacağını okuyoruz peki ya herhangi bir örnek vermek gerekirse herkesin gözü önünde elindeki bir tabancayla cinayet işlese cumhurbaşkanı yakalanamaz mı / yargılanamaz mı ?
yakalanır tabi. yakalayabilirsen. onca koruma var.insan hayatı herşeyin üstündedir. ben olsam yakalarım.
Cevap: ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Alıntı:
ibrahimayk rumuzlu üyeden alıntı
yakalanır tabi. yakalayabilirsen. onca koruma var.insan hayatı herşeyin üstündedir. ben olsam yakalarım.
Bence bir cumhurbaşkanının her türlü suçu vatana ihanet içinde değerlendirilmelidir. Bunun içinde sahtecilik, hırsızlık, yolsuzluk, dolandırıcılık, yalan beyan verme, danışıklı dövüş, halkı aldatma, tarafsızlığı ihlal vs vs. Bence şu an mevcut cumhrubaşkanı hergün bu suçları onlarca defa işlediği halde hakkında işlem yapmayan bütün savcılar da görevi ihmalden suçludurlar. Ben burdan herhangi bir akpliye hakaret etsem binlercesi benim yargılanmam için dava açardı. Ama suç işleyen akplilere hiçbir savcı kılını bile kıpırdatmıyor. Herkese geçmiş olsun arkadaşlar
Cevap: ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
değerli arkadaşlara cevaplarından dolayı teşekkür ederim ancak ben siyasi cevap aramıyorum yargılanabiliyorsa veya yargılanamıyorsa kanun ve maddeleri ile birlikte cevap verebilirmisiniz
Cevap: Ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde Cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Alıntı:
logitech34 rumuzlu üyeden alıntı
iyi günler
değerli üstadlarım arkadaşlar içinde bu konuyu tartışıyoruz Cumhurbaşkanının vatana ihanet dışında yargılanamayacağını okuyoruz peki ya herhangi bir örnek vermek gerekirse herkesin gözü önünde elindeki bir tabancayla cinayet işlese cumhurbaşkanı yakalanamaz mı / yargılanamaz mı ?
Cumhurbaşkanının kişisel suçlarından dolayı yargılanıp yargınamayacağı konusunda Anayasa'da açık bir hüküm yok. Ancak bununla birlikte hakim görüş Cumhurbaşkanının da kıyasen milletvekili dokunulmazlığından yararlanması gerektiği yönündedir. Yani Cumhurbaşkanı milletvekili olmasa bile, milletvekili dokunulmazlığından yararlanmalıdır diyor çoğunluk olan görüş.
Milletvekili dokunulmazlığına gelince, ağır cezayı gerektiren suçüstü halinde milletvekili dokunulmazlıktan yararlanmaz. Bu durumda sorduğunuz soruda ağır cezayı gerektiren süçüstü hali olduğu için Cumhurbaşkanı dokunulmazlıktan yararlanmaz ve hakkında yargılama da yakalama da yapılabilir.
Cevap: ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Alıntı:
romeo1973 rumuzlu üyeden alıntı
Bence bir cumhurbaşkanının her türlü suçu vatana ihanet içinde değerlendirilmelidir. Bunun içinde sahtecilik, hırsızlık, yolsuzluk, dolandırıcılık, yalan beyan verme, danışıklı dövüş, halkı aldatma, tarafsızlığı ihlal vs vs. Bence şu an mevcut cumhrubaşkanı hergün bu suçları onlarca defa işlediği halde hakkında işlem yapmayan bütün savcılar da görevi ihmalden suçludurlar. Ben burdan herhangi bir akpliye hakaret etsem binlercesi benim yargılanmam için dava açardı. Ama suç işleyen akplilere hiçbir savcı kılını bile kıpırdatmıyor. Herkese geçmiş olsun arkadaşlar
Burada herhangi bir suç isnadı ile yakalanmasını,yargılanmasını istediğiniz cumhurbaşkanı mı yoksa cumhurbaşkanlığı makamı mı? Veya ne farkeder? Salt beğenmediğimiz için söz konusu muamelenin reva görülmesi yerinde midir? Cumhurbaşkanı vatana ihanet suçlaması dışında başka bir suçtan ötürü yargılanamaz. Vatana ihanet suçlamasının da nasıl yapılabileceği kanunla düzenlenmiştir. Bu arada tartışmayı açan arkadaşın bilgisine.... 80'li yılların sonunda bir milletvekili (İdris Arıkan) tarışma sonucu bir başka milletvekilini (Abdükadir Ceylan) tabanca ile vurarak mecliste öldürmüştü. Olaya şahit olan başka milletvekilleri de vardı. Vuran kişi göz altına alındı fakat hemen serbest bırakıldı. Mahkemesi de milletvekilliğinin düşmesinden sonra görüldü.
Meraklısına Not: AKP'li değilim. AKP'ye oy vermişte değilim. Dahası AKP'inin politikalarına karşı birisiyim. Buna rağmen sapla samanı ayırdedebilmenin şart olduğu düşüncesindeyim.
Cevap: ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
ben öğrenciyim o zamanları sizler daha iyi bilirsiniz peki ya aklıma şu soru geliyor gözaltına alan memurların davranışı suç niteliğimi taşımaktadır yani gözaltına alanlar cezai müeyyide ile karşılaştılar mı
o olayda milletvekilinin kolundan tutulunca vekil höyyyyyt.. demedi mi yok eğer demediyse serbest bırakılınca şunu mu düşünmeliyiz dokunulmazlığı olanlar bi kere gözaltına alınır sonra serbest bırakılır böyle bişey de olmaz doğrusu verdiğiniz örneği biraz çelişkili buldum elbette yalan bişey yazmamışsınızdırda işte böyle çelişkili buldum
Cevap: ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Alıntı:
logitech34 rumuzlu üyeden alıntı
ben öğrenciyim o zamanları sizler daha iyi bilirsiniz peki ya aklıma şu soru geliyor gözaltına alan memurların davranışı suç niteliğimi taşımaktadır yani gözaltına alanlar cezai müeyyide ile karşılaştılar mı
o olayda milletvekilinin kolundan tutulunca vekil höyyyyyt.. demedi mi yok eğer demediyse serbest bırakılınca şunu mu düşünmeliyiz dokunulmazlığı olanlar bi kere gözaltına alınır sonra serbest bırakılır böyle bişey de olmaz doğrusu verdiğiniz örneği biraz çelişkili buldum elbette yalan bişey yazmamışsınızdırda işte böyle çelişkili buldum
Sözüm ona istihza içeren ileti yazacağınıza biraz araştırma yaparak yazsaydınız. Sizin ifadenizle böyle bişey olmaz değil bişey oluyor... Dokunulmazlık kalktığında dava kaldığı yerden devam ediyor. Zaten olayın faili de daha sonra mahkum oldu. Ne demişti sevgili Uğur MUMCU? Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.
BAŞBAKANLIK BASIN YAYIN ENFORMASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAKVİMİ
29 MART 1989
1- Siirt Milletvekilleri ANAP'lı Idris Arıkan ile Bağımsız Zeki Çelikel�arasında çıkan yerel seçim tartışmasına müdahale ederi DYP'li Abdürrezzak�Ceylan, Meclis'te, Idris Arıkan tarafından tabancayla vuruldu.
Abdürrezzak Ceylan'ın ölümü üzerine Cumhurbaşkanı Kenan Evren,�TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut, Başbakan Turgut Özal, SHP Genel Başkanı�Erdal inönü, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, DSP Genel Başkanı�Bülent Ecevit, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, IDP Genel Başkanı�Aykut Edibali ve Devlet Bakanı Mehmet Yazar birer mesaj yayınladılar.
Cevap: ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Cumhurbaşkanının Milletvekili dokunulmazlığı var mıdır? Konuyu bir de bu yönüyle araştırmanızı öneririm.
Cevap: ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
Cumhurbaşkanının Milletvekili dokunulmazlığı var mıdır? Konuyu bir de bu yönüyle araştırmanızı öneririm.
Anayasamız Cumhurbaşkanlığı dokunulmazlığını düzenlememiştir. Fakat milletvekilleri ile birlikte milletvekili olmayan başbakan ve bakanların,Milli Güvenlik Kurulu üyelerinin hukuki sorumluluktan ötürü görevdeyken yargılanamamaları durumunda cumhurbaşkanının da evveliyet ilkesinden yararlanması gerekir. Bu konunun madem yasal düzenleme yok,öyleyse faka bastıralım anlayışı ile ele alınmasının doğru olmadığı düşüncesindeyim. Yasal düzenleme metinlerinden farklı olarak hukuki doktirin metinlerinin mutlaka yazılı olması gerekmez. Teamüllerinde yeri geldiğinde hukuki mesnet teşkil ettiği bilinen bir gerçektir. Şu anda 11. Cumhurbaşkanı görevdedir. Şimdiye kadar görev yapmış 10 cumhurbaşkanının görev süresince benzer bir durumda ne yapılmıştır? Gerçekten şimdiye kadar Cumhurbaşkanlarının tamamı için görevlerinden kaynaklanmayan yargılanmalarını gerektiren hiç bir şey olmamış mıdır? Veya olmuştur da o başka bu başka anlayışı ile mi olaya yaklaşılmaktadır? Arzettiğim görüşlerimden ötürü Cumhurbakanının görevi süresince Vatana İhanet suçlaması dışında bir suç isnadından ötürü yargılanamayacağı düşüncesindeyim. Zira bu olayın aklı selimle ele alınmaması durumunda bir süre sonra bu sefer sizin Cumhurbaşkanınızı sudan bahanelerle yargılamaya kalkarlar. Elbette Cumhurbaşkanlarının bizim veya sizin Cumhurbaşkanınız gibi yakıştırmalardan uzak olduğu aşikardır. Olayın durduğumuz yerden istediğimiz gibi görünmemesinin bizlere subjektif tutum takınmamız hakkını vermemelidir diye düşünüyorum.
Cevap: Ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde Cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
üstadım gayet güzel açıklamışsınız ilginize teşekkür ederim
bu konu arkadaşlar arasındaki mütalaa dan hasıl oldu sizin yazdıklarınızı okudum ancak onlara bu cevap ile kendilerine tekrar söz hakkı tanımış olacağımı düşünüyorum şu halde mutlaka bir cevapları olacaktır halbuki ben isterdimki şu kanunun şu maddesine göre "ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde yargılanır/yargılanmaz" deyip son noktayı koymalıydım
Cevap: Ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde Cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
O halde olaya farklı bir pencereden bakmaya çalışalım. Cumhurbaşkanının görev harici kişisel eylemlerinden ötürü yargılanır veya yargılanmaz diye açık bir yasal düzenleme yok. Ama Vatana İhanet suçunun da TCK'da tanımı yok. Peki Anayasamızda açıkça zikredilen,Cumhurbaşkanının suçlanarak yargılanabileceği konuda ceza takdiri neye göre yapılacaktır? Öyle ya... Hani kanunun suç saymadığı bir eylem ceza takdirine medar olamazdı?
Cevap: Ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde Cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Doktrinde de tartışmalı olan bir konu...Anayasada veya ceza kanunlarında açık bir hüküm yok.Ancak fikrimce kıyasen yapılması gereken : milletvekili dokunulmazlığı gibi muamele görmesi ve yargılanması için anayasada belirtilen meclis 3/4 çoğunluğunun yargılansın demesidir.
Cevap: Ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde Cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Alıntı:
ismail kılaz rumuzlu üyeden alıntı
O halde olaya farklı bir pencereden bakmaya çalışalım. Cumhurbaşkanının görev harici kişisel eylemlerinden ötürü yargılanır veya yargılanmaz diye açık bir yasal düzenleme yok. Ama Vatana İhanet suçunun da TCK'da tanımı yok. Peki Anayasamızda açıkça zikredilen,Cumhurbaşkanının suçlanarak yargılanabileceği konuda ceza takdiri neye göre yapılacaktır? Öyle ya... Hani kanunun suç saymadığı bir eylem ceza takdirine medar olamazdı?
olmayan bir maddeyi siz saygıdeğer üstadlarıma söyletmeye çalıştığımı anlıyorum
şu halde aklı selim insanlardan seçilen ülkemizin Cumhurbaşkanı nasıl olsa yargılanmam diye önüne geleni vuracak değildir ama taksirle ölüme sebebiyet verebilirdi ve bunu da yasa koyucularımız net bir hale getirmemişler
sayın Veysel DEMİR milletvekili dokunulmazlığı gibi muamele görmesi gerektiği kanun maddesine değilde fikrinize göre olduğundan dolayı yargılanması hususu siyaseten hararetli tartışmalara zemin hazırlayacaktır şu haldede net bir hale getirilmemiş olduğunu anlıyorum
Bütün bunlardan şu sonucu çıkarıyorum ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerdede Cumhurbaşkanı yakalanamaz/yargılanamaz
Cevap: Ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde Cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Sayın logitech,
Biliyorsunuz ki cumhurbaşkanı için söz konusu durum hakkında bir düzenleme yoktur. Ancak kıyasen uygulanması hususunda pek çok ceza hukukçusu hem fikirdir. Ancak değerli Prof.Kanadoğlu'nun bu konu ile ilgili "Cumhurbaşkanı yargılanabilir" adlı bir makalesi vardır, tavsiye ederim.
Siyaset hukukçuların işi değil diyeceğim ama yakın zamanda Sincan Mahkemesince verilen karara aklım takılıyor...
En güzeli cumhurbaşkanı makamına oturmuş bir kimsenin hukuka sıkı sıkıya bağlı olduğunu ummak gerek olacak heralde.
Cevap: Ağır cezayı gerektiren meşhut cürümlerde Cumhurbaşkanı yakalanabilir mi
Evet bu konuda fikir birliğinden söz etmek zor. Böyle olması da gayet normal. Çünkü söz konusu tartışmada açık bir yasal düzenleme mevcut değil. Fikir birliği içinde olacaklarını beklediğim değerli usta hukukçular arasında bile farklı görüşler mevcut. Mesela;
CUMHURBAŞKANININ YARGILANMASI
Bilim ve uygulama çevrelerinden değişik görüşler ileri sürülmekte, sorunu çözümlemeye yararlı olanları yanında, salt siyasal amaçlı çabalara da rastlanmaktadır. Hukuk soyut bir bilimdir. Görüşler, yorumlar, düşünceler, karşılaştırmalar ve örneklerle sonuç almak yönteminin en çok uygulandığı alandır. Ne var ki düşünce ve görüş ayrılıkları olanların çoğu, düşünce ve görüşleri değil, sahiplerini eleştirerek, hatta terbiye dışı saldırılar yönelterek tartışmayı kavgaya dönüştürmektedir. Böyle olunca da gerçek yitmekte, doyurucu bir çözüm olanaksız kalmaktadır.
Kimi hukukçuların görüşleriyle bağdaşmasa ve onların tezleriyle uyuşmasa da kişiliklerine saygı duyarak kişisel görüşünü açıklamayı bir görev sayıyor, yararlı buluyorum. Bilimsel kaynaklarla koşut ve ters yönleri olsa da kendi hukukumuz yönünden değerlendirmeye öncelik veriyorum.
*******
** 20.4.1924 günlü 491 no.lu ilk Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 41. maddesinde Cumhurbaşkanının vatan hainliği durumunda TBMM'ne karşı sorumlu olacağı, kişisel durumlardan sorumluluğu gerektiğinde ise Anayasa'nın yasama dokunulmazlığıyla ilgili 17. maddesi gereğince işlem yapılacağı açıklığı vardır.
** 9.7. 1961 günlü 334 no.lu Anayasa'nın 98. maddesi Cumhurbaşkanlarının görevleriyle ilgili işlemlerden sorumlu olmadığını, 99. maddesi ise vatan hainliğinden dolayı TBMM üye tamsayısının en az üçte birinin teklifiyle, en az üçte ikisinin Meclis'in birleşik toplantısında vereceği kararla suçlandırılacağını öngörmektedir.
** 7.11.1982 günlü, 2709 no.lu Anayasa'nın 105. maddesi işlemlerinden sorumsuzluğunu belirttikten sonra vatana ihanetten Meclis üye tamsayısının en az üçte birinin önerisi üzerine en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılacağını bildirmektedir.
** Anayasa'nın 148. maddesinde de cumhurbaşkanlarının görevlerine ilişkin suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanacakları öngörülmektedir. Ayrıca, Anayasa'nın 8. maddesinde yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar kurulu tarafından yerine getirileceği, 104. maddesinde Cumhurbaşkanının devletin başı olduğu açıklıklarından sonra yasamayla ilgili görev ve yetkileri sıralanmıştır.
Anayasa'nın 101. maddesinin son fıkrası gereğince cumhurbaşkanı seçilmekle yasama organı üyeliğinin sona ermesi oturumlara katılmayı, milletvekili olarak çalışmayı önleyen ama yasama alanı dışına çıkarmayan bir doğal belirlemedir. Yasamayla ilgisizliğinin düşünülmesi hem parlamenter sistemin doğasına aykırı olurdu, hem de 104. maddedeki yasama yetkileri kapsamındaki yedi bölümü gereksiz kılardı.
*******
Anayasa ve yasalar her durumu kurala bağlamaz. Ekmek yenilir, su içilir, hava solunur gibi çok doğal durumlar için düzenlemeye gerek görülmez. 1924 ve 1961 Anayasalarından sonra -eğri, doğru- ileriye yürüyüşün, daha derli toplu yapılanmanın gereği sayılarak Cumhurbaşkanlarının olağan karşılanması gereken konumunda ayrıntıya girilmemiştir. Bir milletvekili için öngörülen korumanın Cumhurbaşkanından esirgenmesi mantığa aykırıdır. Trafik suçu işleyen bir milletvekiline dokunulmayacak, bir Cumhurbaşkanı gözaltına alınıp tutuklanabilecektir. Bu düşünce kurumsal yapılanma ve işleyiş düzeniyle bağdaşmaz. Konumu, durumu ve tutumu yönünden kendisini asla uygun bulmadığım günümüz Cumhurbaşkanı için değil, Cumhurbaşkanları için böyle düşünüyorum. Dokunulmazlık milletvekillerini hükümdar yapıyor mu ki cumhurbaşkanını yapsın? Cumhurbaşkanının konusu, yetki ve görevleri gereği "dokunulmazlık" sözcüğü kullanılmadan, doğrulayıcı bir ayrıntıya ve açıklığa gerek kalmadan korunma doğallığını kabul etmek gerekir. Seçim öncesi, sonrası suç ayrımı gözetilmez.
Anayasa ulusal hukukun kaynağı ve dayanağıdır. Bu niteliğiyle öbür yasaların üstündedir ve onlardan önce gelir. Yargılanmasını gerektiren bir açıklık da yoktur. Kavramları birbiriyle karşılaştırıp tersinden kalkarak sonuca varmak her zaman uygun olmaz.
Yedi yıllık görev süresince ancak vatana ihanet suçlamasıyla yargılanabilir. Sincan Mahkemesi'nin verdiği karar dosya içeriğine göre doğrudur. Adalet Bakanlığı'nın yazılı emirle bozma istemi üzerine Yargıtay'ın vereceği kararla sonuç belirginleşir. Şüpheli milletvekilini Cumhurbaşkanı seçmek yanlış olmuştur. Ayrılma da kişisel özgörüsüne (takdirine) bağlı bir anlayış sorunudur.
Yekta Güngör ÖZDEN