Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Hay allah yahu,her ortamda "Biz milletçek dinlemeyi bilmiyoruz." diyen sosyolog,psikolog nevinden bilumum uzman yanlış mı biliyormuş.Bayağı da biliyormuşuz dinlemeyi,hemi de küçüğünden büyüğüne herkesi dinliyormuşuz işte. :ev
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Demokratik ülkelerde hukuksuz dinleme yaptığı anlaşılınca, hemde bundan 37 yıl önce Devlet Başkanı istifa etmek zorunda kalıyordu.
Bizde 37 yıl sonra hayatın olağanı oldu.
Watergate skandalı 1972-1974 Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentinde gelişen ve Başkan Richard Nixon'un istifa etmesiyle sonuçlanan siyasi bir skandaldır. Watergate ABD'nin başkenti Washington, D.C.'de bulunan bir otel ve iş merkezinin adıdır. Skandal bu binada ortaya çıktığı için Watergate Skandalı ya da kısaca Watergate adıyla anılır.
17 Haziran 1972 günü 5 hırsız Watergate iş merkezindeki bir büroya girerken polis tarafından yakalanarak tutuklandı. Bu büronun ABD'nin o zamanki ana muhalefet partisi olan Demokratik Parti'nin merkezi olduğu ortaya çıktı. Sürdürülen soruşturma hırsızların Nixon'un partisi olan Cumhuriyetçi Parti ile bağlantılı olduklarını ve amaçlarının Demokratik Parti'nin telefonlarını gizlece dinlemek üzere mikrofonlar yerleştirmek olduğunu ortaya koydu. Bunun üzerine Başkan Richard Nixon bu hırsızlığın arkasında olan bütün siyasetçilerin ortaya çıkarılması için Adalet Bakanı Elliot Richardson'u görevlendirdi. Richardson, Archibald Cox isimli bir savcıyı bu göreve atadı. Cox, Beyaz Saray'da başkanın bütün konuşmaların teybe alındığını öğrenerek bu bant kayıtlarının kendisine verilmesini istedi. Nixon bu isteği kesinlikle reddetti ve Cox'un görevden alınmasını emretti. Adalet Bakanı Cox'u görevden almayı reddedince Nixon Richardson'un işine son verdi.
Olaylar gitgide çorap söküğü gibi gelişmeye başladı. ABD Yüksek Mahkemesi Nixon'u bant kayıtlarını savcılara teslim etmeye zorladı. Nixon bant kayıtlarını sonunda teslim etti ama bu sefer Nixon iyice halkın desteğini kaybetmişti ve ABD Kongresinde Nixon'u görevden almak üzere soruşturmalar başlamıştı. Bu ortamda 8 Ağustos 1974 tarihinde Nixon televizyonda yaptığı bir konuşmayla ertesi gün istifa edeceğini açıkladı. Yerine Başkan yardımcısı Gerald Ford başkan oldu. Böylece Nixon ABD tarihinde başkanlıktan istifa eden ilk ve tek başkan olmuş oldu.
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
İşte dinlemenin belgeleri
YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, Kanal D Haber'den Erhan Karadağ'a o belgeleri gösterdi...
Yargıda yaşanan dinleme skandalının ortaya çıkmasının fitilini ateşleyen isim Ömer Faruk Eminağaoğlu Kanal D haber'in konuğu oldu.
Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Birand ve Kanal D Haber Ankara Temsilcisi Erhan Karadağ'ın sorularını yanıtlayan Eminağaoğlu, dinleme işlemlerini kanıtladığını söylediği belgeleri de ilk kez kamuoyu ile paylaştı. İşte dinlemenin belgeleri
Yargıtay Savcısı ve YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu canlı yayında şu açıklamaları yaptı:
Ömer Faruk Eminağaoğlu: Yargıtay’da sadece dinleme yok Yargıtay bütünüyle teknik takibe alınmış durumda...
Erhan Karadağ: Ne zamandır dinleniyorsunuz?
Ö.E.E.: Ben Yargıtay Savcılığında göreve başladıktan sonra hakkımda çeşitli yayınlar yapılıyor. Bu 2007’lere kadar gidiyor.
E.K.: Sadece siz mi?
Ö.E.E.:Yargıtay’daki herkes dinleniyor. Bu konuyu Yargıtay Başkanlığı soruşturacaktır.
E.K.: İki telefon olduğu söylendi, TİB Başkanı iddiaları reddetti.
Ö.E.E.: TİB Başkanı Fethi Şimşek hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz bir kişidir, beyanları gerçeği saptırmaktadır. Bana yöneltilen suçlamalar da ortadadır. Belgeleri de buradadır.
E.K.: Somutlaştıralım. Bu belgede 416 24 33 telefonu var kimin bu?
Ö.E.E.: Benim santralden çıkış yaptığım telefon. Diğeri de YARSAV’daki telefon. Benim cep telefonum, Yarsav’a ait telefonlar ve Yargıtay’da kullandığım telefonlar. 11. sıradaki telefon benim direk hattım. Bunu dinlemiyorlar fakat santral çıkışlı olan hattı özellikle dinlenerek Yargıtay da bu kapsamın içerisine sokuluyor.
E.K.: İşyerlerinin teknik araçlarla izlenmesi de var bu belgede. Bu ne anlama geliyor?
Ö.E.E.: Benim işyerim Yargıtay ve Yargıtay da bu yolla teknik takip altına alınıyor yani Yargıtay bütünüyle teknik takibe alınıyor.
E.K.: TİB Başkanı bütün iddiaları reddediyor.
Ö.E.E.: Fethi Şimşek bu telefonlarının kayıtlarının TİB’de hepsinin silindiğini ve yok edildiğini düşündüğü için bu kadar açık ve rahat konuşuyor. Adalet müfettişleri İstanbul Emniyetinden TİB’deki kayıtları tamamen silin bunları ayrı bir yere veri olarak alın ve bize gönderin diyor. Bu imha işlemi yapıldığı için Şimşek rahat konuşuyor. Bu şekilde veri aldık diyor İstanbul Emniyeti, Müfettişler de o kayıtları başka bir yere alın ve bu kayıtları
E.K.: Bu iş nereye varacak. İkinci incelemede kayıtların gerçekten ortaya çıkacağına inanıyor musunuz?
Ö.E.E.: Dün ben orada suçduyurusunda bulundum. Fiziki müdahale ile engellenmiştir TİB’de başka kayıtların alınması... Adalet Bakanlığı bütün soruşturmaları kendi ekseninde bulunmak için dinletiyor. Bu mahkeme kararları Adalet bakanlığınca sonsuza kadar gizleniyor bugüne kadar.... İstanbul Başsavcısı neden teknik takip ve dinleme altında?... HSYK gerekeni yapacaktır. Yargıtay gerekeni yapacaktır.
KanalDHaber.com.tr
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
1) Demokratik hukuk devletinde bu türden telefon dinlemeleri olmaz. Bu durum bizim demokrasi ve hukuk yolunda daha hayli yol almamız gerektiğini gösteriyor.
2) Eminağaoğlu ve Sincan'daki ağır ceza yargıcı için yapılan girişimlerin yargıya müdahale ve sindirme girşimi olduğunu düşünüyorum.
3) Eminağaoğlu ve YARSAV da sütten çıkmış ak kaşık değil. Bu dernek giderek ideolojik bir derneğe dönüşmeye başladı ve bundan rahatsızlık duyan bazı üyeleri istifaya başladılar. AB ilerleme raporunda bu derneğin bazı davalarda yargıyı etkilemedeye çalıştığı yazıyor. Tarafsız olması gereken dernek, Yargıtay binasında basın toplantısı yapabiliyor. Bu derneğin idari yargıda açtığı bazı iptal davalarına bakan hakimler de YARSAV üyesi ise bu nasıl yarcıç tarafsızlığı?
4) Sincan'daki ağır ceza reisinin tavırlarını olgun bir yargıçta olması gereken tavırlardan uzak görüyorum. Muhtemelen siyasete göz kırpıyordur (ileride göreceğiz).
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Abbas bey öyle bir koridor açıyorsunuz ki; size en az benim şahsen bildiğim 5 örnek sayarım ki Bu kişiler Hükümetimizin pek sevdiği bir kısım Hakimlerin emekli olduktan sonra devletimizin pek güzide kuruluşlarında pek güzide ücretler ile görev yapmaktalar.
Belki gerçekten sizin dediğiniz gibidir. Ama ikbal peşinde olsa idi güçlü olana yakın durmazmıydı ?
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
İlk iki madde ile insanları yumuşatıp
son iki madde ile yumuşayanların aklını teslim alma oyunlarınızı okudukça
SİYASETin size yakışacağı aşikar Sayın BİLGİLİ...
Umarım kadir kıymet bilen biri ile en kısa sürede tanışır
şu milleti zulüm ve işkenceden kurtarırsınız...
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Aslında sorun başsavcıyı dinlemek değil...
Salya sümük Fetocu olmayan AKP yi Laikliğin karşıtı gören herkesin dinlenmesi sindirilmesi bastırılması... Bunlar yapılırken de bol bol yalan söylenmesi...
Ben ne zaman RTE yi dinlesem koşup AKP ye oy vermek gelir içimden... Sonra ayarım... adam dediğinin tam tersini yaparak devam ediyor yola... EE inananlar sayesinde ve ağababalarının desteği ile...
Ama gelecekte gelecek... Ne AKP ne RTE Atatürkçü Türkiye... Parti kuracağım !
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Tayfun'cum;
Hakimlerin emekli olduktan sonra siyasete girmeleri gayet doğal, hatta arzulanan bir şey olmalı. Çünkü, akimlik görevinde iken halktan çok uzaklar, belki siyaste girince halkı biraz tanırlar. Benim eleştirim, görevde iken siyasete göz kırpan hareket yapanlarla ilgili. Siyasi görüşü ne olursa olsun, görevde iken siyasi şova niteliğindeki harketler hoş olmuyor.
Sayın horasan;
Madalyonun iki yönünü de görmek kötü bir şey olmasa gerek. Bir tarafına bakıp, diğer tarafını görmezlikten gelmenin arızalı bir duruma işaret ettiği kanısındayım.
Sayın commodroe1tr;
Şu partiyi kurun da halkın içine girin, oy isteyin. Belki halkımızı ve gerçekleri daha yakından görürsünüz. Bir partide siyaset yapmak, internet denilen belirsizlik denizinde "sallamaya" benzemez. Hadi görelim sizi siyasette..
Bu arada bazı arkadaşlar hoşlanmasa da konuya ilişkin bir Taha Akyol yazısı da ;
http://www.milliyet.com.tr/Yazar.asp...11.2009&ver=06
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Konuya ilişkin bir makale:
Telefonlarımızı kim, neden ve nasıl dinler?
Av.M.Gökhan Ahi
Dinlemeler, kayda almalar ve iletişim tespitleri, bizzat Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ında (TİB) yapılmaktadır. Nitekim, bu görev kendisine 5397 sayılı kanunla verilmiştir. Esas amaç, polisini, jandarmanın ve istihbarat birimlerinin dinleme ve izlemelerini tek elde toplamak ve bu dinlemelerin hukuka uygunluğunu sağlamaktır. TİB, burada hem işi bizzat icra eden, hem de bu işi emniyet ve istihbari kurumlar arasında koordine eden bir kurumdur.
ürkiye’de ses trafiği ve veri trafiği sağlamaya yönelik tüm hatların, deyim yerindeyse bir ucu TİB’den geçmektedir. TİB, kendisine gelen mahkeme kararları doğrultusunda kendi bünyesinde dinleme, ses kaydı ve tespit yaptığı gibi, istihbari amaçlı olarak geçmişe yönelik kayıtlar da tutabilmektedir.
Milyonlarca telefon hattının bulunduğu ülkemizde, TİB’in bu boyutlarda dinlemeyi tek başına yaptığı söylenemez. Zira, sadece dinleme kaydı tutmak tek başına bir anlam ifade etmez. Dinlemede, konuşmaların analiz edilmesi ve bu analiz sonucunda ortaya çıkarılan işe yarar kısımların ayıklanması ve delil haline getirilmesi de gerekmektedir. Bu konuda, dinlemeyi talep eden makam olan polis ya da jandarma devreye girer ve bu analiz işini yapar. Ama kayda alma, sinyal tespit etme gibi ham veri içeren teknik işlemler TİB tarafından gelişmiş teknik kayıt cihazlarıyla yapılır.
Burada üçlü bir sistem bulunmaktadır. Telefon operatörleri, altyapısını TİB’in emrine sunmakta, TİB bu altyapıyı kullanarak dinleme ve tespit işlemlerini yapmakta, Emniyet / Jandarma / MİT ise bu kayıtları analiz edip delil veya istihbarat elde etmektedir.
Metnin Tamamı: http://www.bilisimhukuk.com/2009/11/...r/#comment-189
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
TİB= Dinleme karargahı olmuş. Basın
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Gözümden yaşlar akıyor
Saklıyorum içim yanıyor
Ağlıyorum, ağlıyorum
Konuşamıyorum susuyorum
İzleniyormuyum
İzleyemiyorum
Yurdumun haberlerini
Yurdumum Meclisini
Yurdumun haberlerini
Okumak istemiyorum
Yazılanlara baktıkca büyük bir karanlığa gidiyor
Gözlerim göremiyorum
Göremiyorum göremiyorum körmüyüm.
M.E.Sezen 14-Kasım-2009
Saat:24
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili;312174;
Sayın commodroe1tr;
Şu partiyi kurun da halkın içine girin, oy isteyin. Belki halkımızı ve gerçekleri daha yakından görürsünüz. Bir partide siyaset yapmak, internet denilen belirsizlik denizinde "sallamaya" benzemez. Hadi görelim sizi siyasette..
Bu arada bazı arkadaşlar hoşlanmasa da konuya ilişkin bir Taha Akyol yazısı da ;
[URL rumuzlu üyeden alıntı
http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1161303&Auth orID=62&Date=13.11.2009&ver=06[/URL]
Sayın Av. Abbas Bilgili Sayın commodroe1tr ye hitaban bu güne kadar sitemizde ve İnternet denizinde "sallamaya" benzemez diyorsunuz yazıları için "salladığı"yazılarını okuyorum ama sallama çay olmuyor.
Sizin yazılarınızı okuyunca Sallama çay içmekten içim bulanıyır. saygılarımla
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
TÜRK YARGI TARİHİNDEKİ TALİHSİZ GELİŞMELER ÜZERİNE KAMUOYUNA DUYURURUZ Kİ;
İnsanlık tarihinin; hak, adalet, özgürlük uğruna verilmiş çetin mücadelelerle örülü binlerce yıllık deneyiminden süzülen çoğulcu demokratik sistemler, esas olarak birey haklarını güvence altına alır.
Çoğulcu demokrasilerde, siyasal iktidarların birey haklarını ihlal eden keyfi uygulamaları hukuk denetimindedir ve bu nedenle, çağdaş, çoğulcu demokratik sistemler ancak bağımsız yargıya dayalı hukuk devletlerinde yaşama geçebilirler.
GÖRÜLEN O Kİ;
Ülkemizde siyasal iktidarın “birey hakkının güvencesi olan” yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmayı hedefleyen keyfi uygulamaları, hukuk devletinin temellerini sarsacak boyuta ulaşmıştır.
Öyle ki toplumu korkuya sevk eden ve huzuru bozacak nitelikteki gizli telefon dinlemeleri; yüksek yargı makamlarına, Cumhuriyet Başsavcılarına, iktidarın hoşuna gitmeyen kararları alan yargıçlara, yargı alanındaki mesleki örgütlenmelerin yöneticilerine ve halkın hak arama özgürlüğünün sesi avukatlara kadar ulaşmıştır.
Yargının kurucu unsurlarından olan savunmayı temsil eden Türkiye Barolar Birliği, “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak” görevinin gereği olarak 14 Kasım 2009 günü Yönetim Kurulu toplantısında, son günlerde ülkemizin gündemine oturan ve vahim boyutlara ulaşan haberleşmenin gizliliğinin ihlali olaylarını görüşerek aşağıdaki hususların kamuoyuna duyurulmasına oybirliğiyle karar vermiştir.
BİLİYORUZ Kİ;
Yargı bağımsızlığının olmadığı yerde hukuk devleti, hukuk devletinin olmadığı yerde birey hakkı, birey hakkını olmadığı yerde demokrasi, demokrasinin olmadığı yerde toplumsal huzur, refah ve özgürlük olmaz…
HATIRLATIRIZ Kİ;
Anayasamız, “Herkesin, haberleşme hürriyetine sahip olduğunu ve haberleşmenin gizliliğinin esas olduğunu” hükme bağlamıştır.
Keza, çoğulcu demokrasiyi temel alan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre; “Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.”
Kuşkusuz hukuk devletlerinde hiçbir hak sınırsız değildir. Haberleşme özgürlüğüne getirilen istisnalar, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda detaylı olarak açıklığa kavuşturulmuştur.
SORUYORUZ;
Dozu giderek artan ve en yüksek yargı makamlarına kadar ulaşan gizli telefon dinlemeleri Anayasamıza, yasalarımıza ve taraf olduğumuz evrensel hukuk kurallarına uygun mudur?
Bu dinlemeler, hakim kararlarıyla mı alınmıştır?
Öyleyse; hakimler hukuk kurallarını uygulamışlar mıdır?
Hukuk ihlallerinin normal gibi gösterilmesinin sebebi nedir?
Yoksa; demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları kavramlarını dilinden düşürmeyen siyasal iktidar, hukuk güvencesinden yoksun kalmış bir korku toplumu yaratmayı mı hedeflemektedir?
Usulsüz telefon dinlemeleri kime ve neye hizmet etmektedir?
Hukuk devletinde hakimler ve savcılar dahil hiç kimse hukuka aykırı keyfi işlem ve kararları sebebiyle sorumsuz değildir ve olamaz.
NE YAZIK Kİ;
Bu özgürlüğün ihlalinin adeta bir iktidar kazanımı olarak görüldüğü ve hasım görülenlere saldırı aracı yapıldığı gözlenmektedir. Bireyin bu temel özgürlüğüne tecavüz; demokrasi, insan hakları gibi ulvi değerleri yıpratarak lince dönüşmüştür.
Anayasal olarak birbirine üstünlüğü bulunmaması gereken üç erkten biri olan yürütme; yasamaya egemen olma, yargıyı da kendisine bağımlı kılma girişimlerini hızlandırmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel organlarından olan yargı erki sürekli yara almakta, toplumun vicdanı ve güvencesi hırpalanmakta, ülkemiz bir kaos ortamına sürüklenmektedir.
HATIRLATIRIZ Kİ;
Anayasamıza göre; kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel organları yasama, yürütme ve yargıdır. Sistemin esası, birbirine üstünlüğü olmayan bu üç erkin, belli devlet yetki ve görevlerini medeni bir işbölümü ve işbirliği içinde, Anayasa ve kanunlar çerçevesinde kullanmasından ibarettir.
Yine Anayasamız, bu üç erkten yargı bağımsızlığını güvence altına almış, “hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkeme ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını” hükme bağlamıştır.
Anayasamızın Cumhuriyetin niteliklerini belirten ve değiştirilemez 2'inci maddesi, Türkiye Cumhuriyeti'ni, toplum huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlar.
BİLİNMELİDİR Kİ;
Yargı bağımsızlığının olmadığı yerde hukuk devleti, hukuk devletinin olmadığı yerde çoğulcu demokrasi olmaz.
Hukuk devletinin olmadığı yerde bireysel haklardan söz edilemez.
Siyasal iktidarın yargı bağımsızlığını ortadan kaldıracak nitelikteki uygulamaları hukuk devletini temelden sarsmakta, Anayasal düzenin temel ilkelerini işlemez hale getirmekte, adım adım bir otoriter sisteme doğru gidilmektedir.
Ağır bir Anayasa ihlali taşıyan ve ülkeye büyük zarar veren bu yöntemin, uygulayıcılarına da yarar sağlamayacağı açıktır.
Türkiye Barolar Birliği, asla kabullenmeyeceği bu gelişmeler karşısında sonuna kadar hukukun üstünlüğünü savunacaktır.
KORKUNUN DEĞİL HUKUK GÜVENLİĞİNİN,
BASKININ DEĞİL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN,
BAĞIMLILIĞIN DEĞIL BAĞIMSIZLIĞIN;
KAVGANIN DEĞİL BARIŞ DOSTLUK VE KARDEŞLİĞİN,
HUKUKSUZLUĞUN DEĞİL ADALETİN GERÇEKLEŞTİĞİ
VE ÖZELLİKLE DE İNSAN ONURUNUN EN YÜCE DEĞER OLARAK ALGILANDIĞI VE UYGULANDIĞI BİR CUMHURIYETİ YENİDEN TESİS ETMEK,
KISACA İNSAN HAKLARINA DAYALI,
DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL HUKUK DEVLETİNE
BÜTÜN KURUM VE KURALLARIYLA IŞLERLIK KAZANDIRMAK İÇİN HERKESİ GÖREVE DAVET EDIYORUZ.
Türkiye Barolar Birliği
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
İzinsiz dinlemeye yeni ceza yolda
"Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Haberleşmenin gizliğini düzenleyen, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal ve soruşturmanın gizliliğini ihlal suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ilgili maddelerinin yeniden düzenleme yapılarak, cezaları artırıyoruz'' dedi.
Çiçek, Başbakanlık Merkez Bina'da yapılan Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, TCK'nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasıyla ilgili kanun tasarısının ele alındığını söyledi.
Cemil Çiçek, haberleşmenin gizliğini düzenleyen, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğinin ihlal suçunu düzenleyen, ayrıca soruşturmanın gizliliğini ihlal suçunu düzenleyen TCK'nın ilgili maddelerinde yeniden düzenleme yapılarak, cezaların artırılacağını bildirdi."
http://www.haber7.com/haber/20091116...ceza-yolda.php
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Nereden icap etti ki Sayın çoban?
Yoksa birileri KANUNSUZ dinleme yapmışlar da kanun işlemiyor mu onlara?
:))))
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Bir şeylerin yoluna girme arzusudur belki de Sayın horasan,
Adalet Bakanlığı'nın "Basın Açıklaması"na inanmak en doğrusu , sadece haberlere kalacak olsaydık hepten paranoya olurduk herhalde...
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
MİT'ten Ulusal güvenlik uyarısı
Telekulak olayına ilişkin Sincan 1. Ağır Ceza Hakimliği'nin kararı nedeniyle harekete geçen MİT Müsteşarlığı, TİB'e ve mahkemeye resmi yazı yazarak, "Ulusal güvenliği tehlikeye sokabileceği" gerekçesiyle kayıtların dışarı çıkarılmamasını istedi.
Yargıtay'ın telefonlarının dinlenmesine ilişkin Sincan 1.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından TİB'in kayıtlarına el konulması kararı, MİT'i harekete geçirdi.
Polis, Jandarma ve MİT'in kayıtlarının bulunduğu TİB'e ve Sincan Ağır Ceza Hakimliği'ne resmi yazı yazan Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, konunun hassasiyetine dikkat çekerek, "Kurumun kanuni alanına giren konularda, yabancılara yönelik yapılan kayıtların alınmasının, 'ulusal güvenliği' tehlikeye sokacağına" vurgu yaptı.
MİT'in yazısında bu kayıtların kanuni çerçevesi de hatırlatılarak, bu kayıtların şüphe görülen şahıslara ilişkin önleyeciyi karşı istihbarat olarak yapılan çalışmalar olduğu da dikkat çekildi. Ülke güvenliğini kapsayan çalışmaların deşifre edilmemesinin "ulusal güvenlik" açısından önemi de vurgulandı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&kid=7&hn=95658
Cevap: Başsavcı'yı dinlemek
Abbas Bey ;
Esprimizi ciddiye alıp üstüne ''sallama'' yaptığınız için teşekkür ederim...
Gün gelir parti kurarız.. Ama bu pati çıkarsız yalansız dolansız olur... Oy alırmıyız? Sizi okuyunca umudum kırılıyor...