Bunlar da kim?

Eylemde 'Hepsini asacağız' pankartı açan Türk Solu grubu aynı sloganı kapağa da taşıdı.

Daha önce 'Ordu Göreve' pankartı açarak, "Kürt sorunu yok Kürt istilası var' gibi söylemleriyle dikkat çeken Türk Solu dergisi 34 PKK 'lının dağdan inişine gösterdiği tepkiyle yine tartışma yarattı.

25 Ekim Pazar günü 34 PKK'lının 'eve dönüş'ünü protesto etmek için Galatasarya da yapılan eylemde 'Hepsini asacağız' pankartı açan Türk Solu grubu aynı sloganı dergisinin kapağına da taşıdı.

Türk Solu Dergisi, yeni sayısının kapağında 'kanlı urgan' kullandı. Kapakta, kanlı urganla beraber 'Dağa çıkanı da, dağa çıkartanı da dağdan indireni de, hepsini asacağız!' ifadesine yer verildi.

Milliyet

Kesip-biçip- asmaları da bi yana, neden "Amerika Türk İslam Ülkü Ocakları" ??? onu anlayamadım !!!

Eleştiri anayasal haktır. Ancak suç işlemek için örgüt oluşturmanın anlamı da yok. Kimse kimseyi asmayacak, asacaksa bu ancak TC.kanunuları emrederse yapılabilir. Hiç kimse gücünü Anayasa'dan almayan bir hakkı kullanamaz. Protestoya evet, yasal hakları kullanmaya evet ama asmaya kesmeye hayır diyorum. Ülkemiz hepsini aşacak güçtedir. İnfial yaratmak isteyen 34 kişinin amacına ulaşmasına, halkın kutuplaşmasına izin vermemeliyiz. Kanımca AKP yanlış yolda, ama yanlış hesap Bağdat'tan döner. Yapılan zaten özgür olan bir millete al bak özgürsün deme şovundan başka bir şey değildir.
Amerika konusuna gelince; sanırım ya gücü pekiştirmek için ya da Amerika'dan icazet alma modasına uymak için!

Dış güçlerin bu halimize ellerini ovuşturarak, kıs kıs güldüklerine eminim.

TÜRKSOLU dergisinin bir misyonun parçası olduğu konusunda zaten var olan şüphelerimin haklılığına örnek bir eylem olduğu ortadadır...

Sahi 1950 sonlarında ve 1960 başlarında

ülke

gençlik, özgürlük, demokrasi uğruna fikir hareketleri ile cıvıl cıvıl iken

daha bir kaç yıl önce Mustafa Kemal'in Anıtkabir'e taşınması esnasında mezarının başında hazır bulunmayı bir iftihar meselesi yapan Gençlik Kolları Başkanı zatın

ne iş yaptığını bileniniz var mı?

Geçenlerde bu zatın ne iş yaptığı ile ilgili çok ciddi bir iddia ortaya atıldı...

Bu öyle bir iddia idi ki şimdinin yandaş basının inciğini çıkarması gerekirdi...

Oysa hemmen sümen altı edildi...

Bence işini yapmaya devam eden birisidir bu zat...

VESSELAM!

Alıntı:

---

Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı

Eleştiri anayasal haktır. Ancak suç işlemek için örgüt oluşturmanın anlamı da yok. Kimse kimseyi asmayacak, asacaksa bu ancak TC.kanunuları emrederse yapılabilir. Hiç kimse gücünü Anayasa'dan almayan bir hakkı kullanamaz. Protestoya evet, yasal hakları kullanmaya evet ama asmaya kesmeye hayır diyorum. Ülkemiz hepsini aşacak güçtedir. İnfial yaratmak isteyen 34 kişinin amacına ulaşmasına, halkın kutuplaşmasına izin vermemeliyiz.

---

Sayın Feyz iletinizden alıntı yaptığım görüşlerinizin her harfine katılarak, müsadenizle birkaç ilave de biz yapalım:

Bunlar Kimse Onlar da Odur:
1- "Vatan için kurşun sıkanla, kurşun yiyen birdir" diyenler.
2- Bir ermeni veya sol görüşlü vatandaşımızın katiline kahraman muamelesi yapanlar.
3- Atatürk'çü derneği adı altında, haklarında binlerce delil olup, yargılama aşamasında bulunan Ergenekon sanıklarını masum atfedip, TC'nin Savcı ve Hakimlerini güvensizlik çamuruna bulayarak, Atatürk'ün ismi ile görüşlerini örtüşme yapıp, Atatürk'ün şanını lekeleyenler!
4- Dinlisini-dinsizini, kitaplısını-kitapsızını, Atatürk'çüsünü-Atatürkçü olmayanını, hukukta eşit tutmayanlar.
5- Müslümanları Cumhuriyet düşmanı gibi gösterenler. (İslamiyet temelde dindir, teokrasiye dayalı bir yönetim şekli değildir. Kişisel özgürlükleri serbest bırakan meşru tüm yönetim şekilleri ile İslamiyet yaşanabilir. Fakat bu yönetim şekilleri içerisinde İslamın ruhuna en uygun olanı halkın iradesinin direk yönetime yansıdığı hakiki Cumhuriyet idaresidir. Hiç bir müslüman Cumhuriyetin düşmanı değildir!)
6- "Ya sev ya terk et!" diyenler.
7- Cumhuriyeti devrim ve cuntalarla sektelere uğratıp, oligarşi yönetimlerini Cumhuriyet bekçiliği gösterek, milleti Cumhuriyet düşmanlığına sevk edenler.
8- Devletin varlığını ve birliğini ortadan kaldırmaya yönelik eylemlere yataklık yapıp, fiilende karıştığı iddiası olan muvazzaf veya emekli subayların, devlet şucu değilde ordu suçu işlemiş gibi sivil mahkemelere sevk edilmesine karşı olup, hukuka karşı gelerek Şanlı Ordumuzu zan altında bırakanlar.
9- Hukukun ve dinin evrenselliğini takmayıp, burjuva demokratlığı yapıp millete ortaçağ baronluğu taslayanlar.
10- Omuzları kalabalık, isimlerinin önleri uzun olanların yaptıkları suçları hata, vatandaşınkini felaket görenler.
11- Milletin haber alma özgürlüğünü, istediğini satma özgürlüğü gören, yediden yetmişe herkesin mahremiyetini kendisine helal kabul edip, fitne ve tefrika tüccarlığı yapan tekel basıncılar.... vs...

Bunların isimleri, ha "Amerika Türk İslam Ülkü Ocakları" olmuş, ha başka bir şey hiç fark etmez.
Asl olan; hukuka dayalı kanun, hukuki kanuna dayalı adalettir! Adalet mülkün temeli ise, kirasını veren (kimsenin hukukuna tecavüz etmeyen) her kiracı, bu mülkte oturabilir!

MHP’nin 8 Kasım günü yapılacak kongresinde Genel Başkan adayı olan işadamı Ahmet Reyiz Yılmaz ‘’ Allah’a bir sözüm var. O da seçilirsem Öcalan’ı darağacına çıkarmaktır. Apo’yu Diyarbakır meydanında asacağız’’ dedi.

MHP’nin olağan kongresi Atatürk Spor Salonunda yapılacak.

Kongrede, Devlet Bahçeli’nin karşısına Genel Başkan adayı olarak Rize’li Ahmet Reyiz Yılmaz da çıkacak. 40 delegeden imza alabildiği taktirde adaylık başvurusu yapacak olan Yılmaz, Türkiye ve İsrail’de inşaat işleri yürütüyor ve iyi derecede İbranice biliyor.

Yılmaz kongre öncesi şunları söyledi:
‘’Sayın Bahçeli ülkücülerin beyinlerine ve vicdanlarına hükmetmeye çalışarak, iradelerine ipotek koymaktan vazgeçmek zorundadır. Ruhu İslam, omurgası Türklük olan bir davayı darmadağın ettiniz. Allaha bir sözümüz var oda; Öcalan’ı darağacına çıkarmaktır. Siz bu sözü yere düşürdünüz. Boynumuzu namerde karşı bükük bıraktınız. Ülkücüleri bekleyen bir tek görev var, 8 Kasımda İmralı ile aramdaki Bahçeli engelini kaldırmaktır. Hiç kimse vurduk, şehit ettik ama gelin unutalım diyemez. Binlerce şehit gözünü bu millete dikmiş beklerken hiç kimse İmralı’daki soysuza rahatlık sağlayamaz. Salonda tek bir slogan olacak, Başbuğ Türkeş ve Öcalan’a idam… Değişimden sonra hilalime hançer saplayanlar milletime hesap verecek.’’

http://www.gazeteport.com.tr/SIYASET/NEWS/GP_577107

Doğan haber Ajansı Muhabiri´nin dün İzmir´de yaşananlarla ilgili sorularını yanıtlayan Ahmet Türk, partisine karşı belirli bir kesimin planlı bir saldırı yürüttüğünü önesürdü.

Olayları önlemede polisin de yetersiz kaldığını iddia eden Türk, "Böyle bir süreçte adeta hazırlıklı bir saldırıyı maruz kalmamız, milliyetçi, ırkçı, sivil faşistlerin bu ülkedeki sorunların çözümünü engellemeye yönelik güçlü bir direniş ortaya koyduklarını gösteriyor. Böyle bir mantığın aslında Türkiye´nin ne barışa ne kardeşliğe ne de demokrasinin gelişmesine katkısı var. Bu ortam tamamen Türkiye´yi kaosa sürüklemektedir. Bin yıldır kardeş olarak yaşan Türk-Kültür halkını karşı karşıya getirmeye çalışan bir provakosyondur, eylemdir. Biz, barıştan demokrasiden rahatsız değiliz. Ama bunun böyle bilinmesi gerekiyor ki böyle bir yaklaşım bizi zorlamaz, biz yine dolaşıp düşüncelerimizi aktaracağız. Ama şimdi bunu yaptığınız zaman diğer yerlerde de farklı hassasiyetler olabileceğini, yani orada çalışma yapacak siyasi partilerin de bu sefer farklı durumlarla karşı karşıya kalabileceğini anlamamız gerekiyor. Bin yıldır birlikte yaşayan halkın kardeşliğini herkesin görmesi ona göre tedbirler alması gerekir. Ben bugün buraya geldim. Binlerce kişi beni karşıladı. Binlerce insan bizimle yürüyor. Sayın Baykal, sayın Bahçeli bir yerlere gittiği zaman o konvoyları da bulamayacaklar. Orada daha büyük kaos, gerginlik ortaya çıkacak. Bütün bunların hesaplanması gerekir'' dedi.

İzmir´de yaşanan olaylarda polisin seyirci kaldığını ileri süren Türk, ``Tahrikkar bir tutum sergilediler. Müdürlerinden talimat almadıkları için engel olmamışlar. DTP olduğu için mi bu vurdum duymazlık? Bunlar doğru değil. Gittiğim her yerlerde, gezdiğim her yerde `provokasyona gelmeyin. Biz meselemezi ikna ederek, anlatarak ortaya koyacağız' diyorum. Eğer bu şekilde devam ederse sadece İzmir´le kalmaz diğer kentlere de sıçrar. O zaman üzüntü verir ve zorlayıcı bir durum olur'' diye konuştu.
Türk, yemeğin ardından DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile birlikte partililerle buluşmak üzere Manisa´ya geçti.

Milliyet

Başbakan ise DTP 'yi suçladı...

Bir garip ülke olduk vesselam

İstanbul'da günlerce vatandaşın arabalarını yakarlarken susanlar seyredenler kimlerdi!!

Başbakan DTP'yi suçlamışmış...

Halbuki o kadar da özen göstermişti "suçlarken"...

Ama gelin görün ki bu özene rağmen

bizim "dağcılar" epey alınmış...

Yahu

"Sayın Başbakan ben size sofranızdan pirzolayı eksik etmeyin.

Yoksa bu çocuklar yine evden kaçar.

KURTa KUŞa yem olur."

demiyor muyum?

Ahanda işte yine küsüyorlar...

Ne olacak şimdi?

Bence "manevi" destek şart...

:)))))

Başbakan haklı olarak suçlamış bir kere...

Al birini vur ötekine ancak ilk habere bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız!

Ya da

DTP'nin tutumu ne kadar yanlışsa ülkücülerinki de onun iki katı kadar yanlıştır. MHP 'nin " Onlar bizden değil" inkarları da onların yaptığının üç katı kadar yanlıştır. Eee suç kolları oluşturma kültürmüz bayağı bir gelişmiş değil mi?!

Saygılarımla

Onu AKP'ye sormak lazım. Bu ortamların oluşmasına kimin acılımı sebep olmuştur. toplumdan tepkiyi görünce farklı ortalık durulunca farklı konuşan biri nekadar inandırıcı olabalir.
Vatan hainleri bir gün geleçek Aziz ŞEHİT'lerimizin kanlarında boğulacaktır.

Bknz ırkıçılığa
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/13031557.asp

Kafamızdaki bu zihniyete son vermedikçe; açlıktan , yoksulluktan, geri kalmışlıktan, şundan bundan şikayet etmeye hakkımız YOK.

Vatandaşa hain demek kadar yanlış ne olabilir ki acaba !

Biraz da değil, boy aynasından kendimize uzuuunn UZUN bakmak gerekiyor , fazlasıyla hem de...

AÇIN GÖZLERİNİZİ ARTIK... HAİN' DEN VATANDAŞ OLMAZ...

Şimdi gelin birlikte düşünelim... Bir ülkede, o ülkenin vatandaşları, yurttaşları ülkenin toprak bütünlüğü ve insanlarının güvenliği için askerlik gibi kutsal bir görevi yaparlar... Hiç bir ülkenin vatandaşı da, kendi ülkesinin, milletinin vatandaşı olan askerine, mehmetçiğine karşı silah çekmez, kullanmaz, pusu kurmaz...Askeri, silahlı kuvvetleri ile olsa olsa onur duyar, gurur duyar.Öyle değil midir? Peki böyle ise, bu mehmetçiğimizi şehit eden, bu pusular kuran hainler kimler dir ? Bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin vatandaşları mıdır? Eğer yanıtımız "evet" ise, burada bir terslik var.Böyle vatandaş olmaz, böyle vatandaşlık da olmaz...
Diyelim ki, bu vatan haini şerefsizler, ülkemizin vatandaşları olan bölücü bir terör örgütünün eli kanlı, silahlı canileri dir, ki öyle dir... Peki, bu canilere evlatlarımız, gerillalarımız, şehitlerimiz diye sahip çıkan, bu şarefsizlerin ele başısı başısı şerefsiz vatan haini bebek katili 30 000 insanımızın katledilmesinin emirlerini ve icraatını yöneten o kansız adiyi, o,
Tamamı:http://www.edebiyatdefteri.com/index...&yazi_id=17026

Alıntı:

---

çoban rumuzlu üyeden alıntı

Türk Solu Dergisi, yeni sayısının kapağında 'kanlı urgan' kullandı. Kapakta, kanlı urganla beraber 'Dağa çıkanı da, dağa çıkartanı da dağdan indireni de, hepsini asacağız!' ifadesine yer verildi.

---

Bu eli satırlıların da herhangi bir zımbırtı partileri varsa , derhal kapatılsın!..

Bu ülkenin tek hakimiymiş gibi konuşmasınlar , kimsenin eli armut toplamıyor!

Elleri armut toplamıyor Artık Ordu evlerini taşlıyorlar.

Alıntı:

---

mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı

Elleri armut toplamıyor Artık Ordu evlerini taşlıyorlar.

---

Hakikaten de toplamıyorlarmış!!!

Dört polisin şehit olduğu saldırıda aracı kullanılan MHP'li meclis üyesi Bestami Kılıç’ın Jandarma’nın haber elamanı olduğu ortaya çıktı.

TERÖRİSTLER YAKALANACAKKEN...

Bu nokta da çok kritik bir telefon ihbarı geldi. 155 ihbar hattını arayan ve halen kimliği tespit edilemeyen bir şahıs Brodway'deki üç kişiyi ihbar etti. Aynı anda da çok sayıda kişi aranarak ‘teröristler karakolda’ söylemi yayıldı.

Oysa o anda polis saldırıda kullanılan Passat’ı tespit etmiş ve takibe başlamıştı. Hatta araç Çağlık Mevkii’nde kaza yapmış halde bulundu. Araçtan inen teröristler ormanlık alana kaçınca polis ormanlık alanda operasyon hazırlığındayken telsizden ‘5 bin kişi karakolu kuşattı. Tüm ekipler merkeze gelsin’ anonsu yapıldı. Böylece teröristlere kaçış için zaman sağlandı. Uzmanlar bu gelişmelerin önceden planlandığı görüşünde.

http://www.bugun.com.tr/haber-detay/...ni-haberi.aspx

Provokatörler iş başında !!!

Kim ne yaparsa kendine yapar, yerin kulağı var derler ya aynen öyle..

Ne yapmaya çalışıyorlar bi türlü anlayamıyorum , anlaşılacak gibi değil çünkü :alala

Anladığım bir şey varsa o da herkesin vatansever olduğudur, nasıl bir sevgiyse artık !!!

Ayı da yavrusunu seve seve öldürürmüş ya, o misal galiba..

Dörtyol provokasyonunda şok ses kayıtları!
Hatay – Dörtyol’da 4 polisin şehit edilmesinin ardından çıkan olaylar sırasında Ülkü Ocakları Başkanı’na ait olduğu iddia edilen ses kayıtları, provokasyonun göstergesi mi?

Temmuz ayında Hatay’ın Dörtyol ilçesinde düzenlenen saldırıda dört polisin şehit edilmesinin ardından yaşanan gerilimle ilgili yeni iddialar ortaya çıktı. Bu iddialara neden olansa, internet sitelerine düşen bir ses kaydı.

Star gazetesinde bugün yayımlanan haberde, bu ses kayıtlarında Hatay Ülkü Ocakları Başkanı’nın olaylar sırasında “Başkanım” dediği kişiyle bir provokasyona işaret eden konuşmalar yaptığı iddia ediliyor.

“KAHVEHANEYE YÜRÜYECEKSİNİZ”
Habere göre Hatay Ülkü Ocakları Başkanı Lütfi Kaşıkçı’ya ait olduğu iddia edilen ses kayıtları, 4 polisin şehit edilmesinin ardından Dörtyol’da yaşanan gerginliğin planlı bir provokasyon olduğunu ortaya koyuyor. Ses kayıtlarında, Hatay Ülkü Ocakları Başkanı’na ait olduğu iddia edilen ses, ‘Başkanım’ diye hitap ettiği kişiye “Başkanım hazır elimize fırsat geçmişken, yakalım yıkalım” teklifinde bulunuyor. Aynı sesin, “Kürtlerin kahvehanesine yürüyeceksiniz” talimatı verdiği bir kişi ise “Gecenin hazırlıkları yapılıyor. Geri dönüş yok artık” diyor.

“HAZIR FIRSAT ELE GEÇMİŞKEN…”
Konuşmanın devamında, gerginliğin başladığı saatlerde Kaşıkçı’ya ait olduğu iddia edilen ses, “Başkanım, meydanda 300-400 kişi var. Bir grup değil yani iki – üç grup var” dedikten sonra Kürtler’e ait kaçak bir kahvenin yıkılmasını istiyor. Olaylar hakkında bilgi aktarmaya devam eden ses, “Ocaktayım Başkanım. Yani şimdi halk öyle ki camdan çıkayım, bağırayım, diyeyim ki ‘yetişin’, bütün millet bu tarafa dönecek. Hazır fırsat ele geçmişken birkaç yer yapalım. Yıkalım yakalım” diye devam ediyor.

“AKP’Lİ TÜPÇÜNÜN DÜKKÂNINI DAĞITMIŞLAR”
Gerginlik sırasında süren konuşmalarda, “Çalışmalar başkanım. Bir AKP’li tüpçünün dükkânını dağıtmış adamlar” sözleri duyulduktan sonra aynı ses, hiyerarşik olarak kendinden aşağıda olduğu anlaşılan biriyle yaptığı konuşmada “Kürtler’in kahveye yürüyeceksiniz” talimatı veriliyor. O sesin ‘Reis’ diye hitap ettiği kişi ise, “Gecenin hazırlıkları yapılıyor. Geri dönüş yok artık” diyor ve “Tamam” cevabını alıyor.

REİS KİM?
Olayın ortaya çıkmasının ardından Hatay Ülkü Ocakları Başkanı Kaşıkçı’ya ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında bu kez “Başkanım” diye hitap edilen kişinin kim olduğu tartışılmaya başlandı. Ülkü Ocakları Genel Başkanı Harun Öztürk yaptığı açıklamada, “(Başkanım) dediği kişi benim. Kes yapıştır yaparak, aktardığı olayları sanki o yapmak istiyor gibi göstermişler. Eğer bu konuşma benimle yapılmamış olsaydı ben bile şüphelenirdim” diye konuştu. Ses kaydını yayınlayan site ve sesi kaydedenler için suç duyurusunda bulunacaklarını söyleyen Öztürk, HABERTURK.COM’a yaşanan gelişmelerle ilgili şu açıklamayı yaptı:

“GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAK”
“İddialar iftira. Montajlanmış ve gerçekle bağdaşmayan bir ses kaydı bu. Gerçekle uzaktan yakından ilgisi yok. Ülkücü hareketi karalamaya yönelik bir kampanyanın ürünü. Bugün zaten Hatay Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu yasadışı dinleme nasıl yapıldı? Biz bunun ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Bu olayda öncelikli sorumluluk yargıya ait. Güvenlik güçlerimiz ve yargı kurumları kendi vatandaşlarının özgürce konuşmasını sağlamalı. Yoksa büyük devletten bahsedemeyiz. Biz kendi içimizde de araştırma-inceleme yaptık. Arkadaşlarımızla da görüştük. Bu konuşmalar farklı zamanlarda farklı yerlerde yapılmış. Bunlar birleştirilmiş ve aynı gün yapılmış konuşmalar gibi nakledilmiş. Cümlelerin önü arkası kesilerek montajlanmış. Kirli bir dezenformasyon var. Bunu bazı gazeteler yayın politikası haline getirdi. İnsanları yargısız infazla cezalandırmaya alışmışlar. Ama başarılı olamazlar. Yargıya sonuna kadar güveniyoruz. Bir çağrımız da İçişleri Bakanlığı’nadır. Derhal bu süreci aydınlığa kavuşturmak için bir inceleme başlatmalı. Yoksa bu olaylar çok farklı boyutlara taşınır. İnsanlar birbirleriyle konuşamaz hale gelir. İnşallah en kısa zamanda gerçekler ortaya çıkacak.

MHP’DEN AÇIKLAMA
Bu arada MHP’den de Dörtyol olayıyla ilgili bir açıklaman geldi. MHP İl Başkanı Şefik Çirkin, referandum yaklaştıkça partilerine yönelik komploların arttığını öne sürdü. Çirkin, yaptığı açıklamada, bazı internet sitelerinde Ülkü Ocakları İl Başkanı Lütfü Kaşıkçı’ya ait olduğu belirtilen, 4 polis memurunun şehit edildiği 26 Temmuzda yapıldığı ifade edilen telefon konuşmalarının yayımlandığını, ancak konunun saptırıldığını belirtti: “Dörtyol olaylarında Ülkü Ocakları İl Başkanı Lütfü Kaşıkçı cansiparane çalışarak daha büyük olayların çıkmasını engellemiştir. İnternet sitelerine düşen telefon görüşmelerinde suç unsuru varsa bugüne kadar neden beklendi? MHP ve ülkü ocakları bu iftirayı da atlatacaktır. Bizim medyamız, televizyonuz yok. MHP’nin, Türk milletinden başka sığınacağı hiç kimsesi yok. Bu gelişmeleri yakından izleyen herkes haksızlığa uğradığımızı görecektir.”

Ses kaydıyla ilgili Dörtyol soruşturması kapsamında şu anda herhangi bir işlem yapılmadığını belirten Hatay Başsavcısı Enis Yavuz ise “Dörtyol savcılığı gerek görürse dosyaya koyabilir” diye konuştu. Haber Türk

...

Daha dün "dağa çıkanı da, çıkaranı da , şunu da , bunu da öldürürüz , keseriz" diye yazılı pankartlarla alenen yürüyenlerden ne beklenir!

Umarım doğru değildir ama inkar ve senaryolarla nereye kadar.. Kırk kişiyiz kırkımız da birbirimizi biliriz.

Ses kaydı şivesi de tıpkı Adana yöresi şivesi..
Buradan dinleyebilirsiniz: http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDet...e-742d0acbba11

Ülkesine bağlı her Türk vatandaşının aklından en az bir kere geçirdiğini(en azından apo için) dile getirmişler.Bu noktaya çok defa getirilmedik mi!!!

Merak ettim de..

Bugün Pkk'lılar Taksim'de Cumhuriyet anıtını taşladılar; bu konuda RTE tarafından söylenmiş bir söz duyan oldu mu? ya da gözyaşı ?!