Yalancı şahitliğin ispatı nasıl olur?

Arkadaşlar kendi davamda yargıtay aşamasında kazanabilmek için yalancı şahitlik yapan 3 kişiye ceza davası açtırmaya çalışıyorum. Savcılığa gerekli başvuruyu yaptım.
1.Şahitler ifadelerinde hiç görmedikleri bir olayın şahitliğini yaptılar. Acaba mahkemedeki ifadelerindeki çelişki, yalan söyledikleri konusunda yeterli olur mu? 2.Şöyle ki 3 tane şahit de eşimi döverek dişini kırdığımı ama döverken görmediklerini açıkça beyan ettiler. "Döverken görmedik " diye beyanları ceza almaları için yeterli midir?
3.Ayrıca şahitler başka şehirlerde ve birbirlerine ve hatta benim evime de çok uzak bir yerde oturuyorlar.
4.Şahitlerin iddia ettikleri olayı görmüş olabilmeleri için aynı anda aynı zamanda benim evimde olmaları gerekiyor ki bu da mümkün değil, şahısları hayatımda ilk defa görüyorum.
Savcılık şu an dava dosyasını yargıtaydan celp ettirdi. İfadeleri inceleyeceğini söyledi. Acaba ben bu aşamada başka ne yapabilirm ki savcı bu kişilere dava açacak kanaate varsın.
Saygılarımla

Merhaba;

Yalancı şahitler ile yüzyüze gelip konuşmayı dene.Bu arada geçen konuşmaları kaydet ve ağızlarından açık ara.Sonra delil olarak sunabilirsin.

Veya onların çevresinde yakın birilerini bul.Yani bir şekilde yalancı şahitlik yaptıklarını gösterir deliller yakalamaya çalış.

Sayın scimen teşekkür ederim.bU söylediklerinizi yapmak mantıklı ama bu insanlar o kadar medeni insanlar değil gördüğüm kadarıyla. Üstelik bir tanesi kayınvalidem, diğer 2sini tanımıyorum.Onların adresine TCK yalancı şahitlikle ilgili kanun maddelerini yazı gönderdim. Başlarına gelecekleri öğrensinler diye :) Savcı da henüz ifadelerini almak için çağırmadı onları, belki de ifadelerini almadan dava açar. Onlar şu an yaptıklarının yanlarına kar kaldığını sanıyor.Benim şikayet ettiğimi bilmiyorlar henüz. Büyük süpriz olacak :)

Alıntı:

---

erhan-1973 rumuzlu üyeden alıntı

Sayın scimen teşekkür ederim.bU söylediklerinizi yapmak mantıklı ama bu insanlar o kadar medeni insanlar değil gördüğüm kadarıyla. Üstelik bir tanesi kayınvalidem, diğer 2sini tanımıyorum.Onların adresine TCK yalancı şahitlikle ilgili kanun maddelerini yazı gönderdim. Başlarına gelecekleri öğrensinler diye :) Savcı da henüz ifadelerini almak için çağırmadı onları, belki de ifadelerini almadan dava açar. Onlar şu an yaptıklarının yanlarına kar kaldığını sanıyor.Benim şikayet ettiğimi bilmiyorlar henüz. Büyük süpriz olacak :)

---

Şahitler zaten görmedik dediklerine göre sadece duymuş oldukları kabul edilir. Hakim zaten görgüye dayanmayan tanık beyanını kabul etmez. (Karar verirken takdir hakimindir). Kanımca yaptığınız şikayetten ceza çıkmaz.

Şahitler mahkemede eşimi döverken görmediklerini söylediler. Fakat ifadelerinin sonunda da "kocasının attığı yumruk sonucu dişinin kırıldığını gördüm dedi. Aslında bu kişilerin şahit bile olamayacakları konusu da işlenebilir sanırım

Yalan tanıklık
MADDE 272. - (1) Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye, dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan tanıklık yapan kişi hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
(6) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.
(7) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, altıncı fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
(8) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; yalan tanıklıkta bulunan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Şahsî cezasızlık veya cezanın azaltılmasını gerektiren sebepler
MADDE 273. - (1) Kişinin;
a) Kendisinin, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşinin soruşturma ve kovuşturmaya uğramasına neden olabilecek bir hususla ilgili olarak yalan tanıklıkta bulunması,
b) Tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen, bu hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapması,
Hâlinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü, özel hukuk uyuşmazlıkları kapsamında yapılan yalan tanıklık hâllerinde uygulanmaz.
Etkin pişmanlık
MADDE 274. - (1) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verilmeden veya hükümden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz.
(2) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verildikten sonra ve fakat hükümden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisinden yarısına kadarı indirilebilir.
(3) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında verilen mahkûmiyet kararı kesinleşmeden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısından üçte birine kadarı indirilebilir.
Yalan yere yemin
MADDE 275. - (1) Hukuk davalarında yalan yere yemin eden davacı veya davalıya bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz.
(3) Hükmün icraya konulmasından veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir.

Alıntı:

---

erhan-1973 rumuzlu üyeden alıntı

Şahitler mahkemede eşimi döverken görmediklerini söylediler. Fakat ifadelerinin sonunda da "kocasının attığı yumruk sonucu dişinin kırıldığını gördüm dedi. Aslında bu kişilerin şahit bile olamayacakları konusu da işlenebilir sanırım

---

Bu şekilde beyanda bulundularsa haklarında takipsizlik kararı verilir. Ne demiş özetleyelim; "Vurduğunu görmedim ama dişinin kırık olduğunu gördüm"... Bu nevi beyan da yalancı şahitlik suçunu oluşturmaz. Eksik bilgi, yanlış bilgi, duyum başka şey, bilerek kasten yalan söyleyip mahkemeyi yanıltmak başka şeydir. Bu suçlarda manevi unsur KAST'tır.
Şunu deselerdi de aksini ispat etmeniz çok zordu; "Evet sayın yargıcım, misafirliğe gitmiştik, tartıştılar, erhan eşinin ağzına yumruk attı, dişleri kırıldı, sonra barıştırdık..." Nasıl aksini ispat edecektiniz?

Buraya dosyanızdan bakarak (isimler gizli kalsın lütfen); tanığın beyanını aynen yazar mısınız?

Tabi şimdi dosyayı inceliyordum, yazayım: 1,. şahit "hatta evlendikten 1 ay sonra davacı annesinin evine geldiğinde eşinden gördüğü şiddet sonucunda dişinin kırıldığını gördüm" diye beyan vermiş.

Alıntı:

---

scimen rumuzlu üyeden alıntı

Merhaba;

Yalancı şahitler ile yüzyüze gelip konuşmayı dene.Bu arada geçen konuşmaları kaydet ve ağızlarından açık ara.Sonra delil olarak sunabilirsin.

Veya onların çevresinde yakın birilerini bul.Yani bir şekilde yalancı şahitlik yaptıklarını gösterir deliller yakalamaya çalış.

---

Karşıdakinin izni olmadan konuşmayı kaydetmek suç değil mi?
Ayrıca suç işlenerek elde edilen bir delil geçerli olmaz diye biliyorum, yanılıyor muyum?

Sayın senoleker;

Sonuçta ortada mağdur olan bir insan varsa suçsuzluğunu ispatlayabilmek için her yolu deneyebilir.İfade veren şahıs hakim huzurunda yalan şahitlik yapıp daha sonra hakkında yalan şahitlik yaptığı kişi karşısına çıksa inanın ki doğru neyse ancak onu söyleyebilir.Kişi karşısında yalana kaçamaz.Çünkü bu bir gerçekle yüzleşmedir.

Ben size kısa olarak başımdan geçen olayı anlatayım.2008-MART ayın'da memleketim Afyonda kaza yaptım.Ruhsat ve ehliyet istediler.Ruhsatı verdim ehliyet içinde sertifikam var henüz ehliyete dönüşmedi dedim.Ehliyetsizlikten işlem yapacaklarını söylediler ve yaptılarda.Sonra hava karardı ve akşam oldu.Cep telefonumu bilinmeyen bir numara aradı ve kendisinin polis memuru olduğunu,fatih ışıklı kavşakta beklediklerini söylediler.Ben zaten kazanın şokunu atlatamadan verdiklere adrese gittim.Giderken sanırım kavga olucak diye şüphelendim.Nihayetinde belirtilen adrese vardım ama kimseler yoktu.Sonra iki polis memurunun geldiğini fark ettim.Emanet aldığım otonun arka kısmına oturup konuşmaya başladılar."seni efendi ve temiz gördük.Kaza tutanaklarını imzalamayı gönlüm el vermedi.Bize bin tl'den 2bin tl verirsen kaza raporunu senin lehine düzenleriz diye belirttiler."Sinirlendim ve kendi memleketimde böyle birşeyle maruz kaldığım için de çok üzüldüm.Bu arada beklerken polis memuru mesaj göndermeye başlamıştı."bizi görünce hemen gelme arkadaşlar gitsin öyle gel"

Olay yerinden ayrılınca polis memurlarını yakalatmak amacı ile beni arayan numaradan polisi aradım ve seslerini kayıt altına aldım.Şikayetimden 15 gün sonra beni tekrar aradı polis memuru.Yine konuşmaları kayıt altına aldım ve yine rüşvetini tekrar yineledi.Şuan cep telefonum savcılıkta ve kişiler hakkında 2.Ağır Ceza Mahkemesinde davası sürüyor.

Bilmiyorum ama insanın başına herşey geliyor.Gerekirse kullanmış olduğumuz araçlarımızda bir adet kamera cd kayıt edebilir durumda veya ses kaydı alan bir cihaz.Ama görüntü ve ses kaydı cihaz bulunması daha doğru olabilir.Çünkü ses kayıtlarında bu ses benim değil deyip itiraz yönüne gidilebiliyor.

Sonuç olarak bir suçu ortaya çıkarmak için yapılan ses kaydı suç değil.Ama keyfi usül olarak kişinin cep telefonuna ulaşıp başkası ile konuşurken harici sesini kayıtedersen tamam haklısın.Polislik mesleği şerefli bir meslek olduğu için bunu şerefsizlikle görevini yerine getiren her kim olursa olsun hakim huzurunda cezasını bulmalı.Bizler vatandaş olarak gözlerimizi kapamamalıyız.

Saygılarımla...

Alıntı:

---

scimen rumuzlu üyeden alıntı

her kim olursa olsun hakim huzurunda cezasını bulmalı.Bizler vatandaş olarak gözlerimizi kapamamalıyız.

---

Sayın scimen;
İşin ahlaki ve mantıki yönü pektabii ki böyle.
Ama daha yeni oldu; Adamın evine hırsız girdi, adam hırsızı vurdu (hırsızın durumu oldukça ağır) Ev sahibi ahlaki ve mantıki (en azından benim mantığım) ile bakrasak haklı ama hırsız burada hiç ceza almayacak. Çünkü bir şey çalmış değil. Ev sahibinin ise belki cinayete teşebbüsten hayatı kararacak.

Burada da siz bu delillerle mahkemeye başvurduğunuzda kararda:
1-Deliller kanunen suç olan bir şekilde elde edildiğinden geçersizdir, rüşvetçiler delil yokluğundan beraat;
2-Özel hayatın gizliliğini ihlalden size şu kadar ceza

şeklinde sonuçlanmasın?