Hakimlerin yargılanması mümkün değil mi?

Herkese merhaba, bugüne kadar görüştüğüm hukukçulardan somut bir bilgi alamadım. Boşanma davamıza bakan hakimler bilerek ve isteyerek kanuna usule aykırı karar verdi. Yargıtaya itirazda bulunduk tabi. Ama bir hakimin görevini bu kadar kötüye kullanması, alenen söylenen yalanlara (belgesi bile yok) inanıyormuş gibi yapması beni manevi olarak yaraladı. Adalete ve hakimlere güvenim derinden sarsıldı. O davada hakim, eşimin avukatı ve yalancı şahitler danışıklı dövüş yaptılar. Yani şahitler hiç görmedikleri halde iddia ettikleri bir dayak olayını hem görmediklerini söylediler hem de şahitlik yaptılar.İddia ettikleri bir dayak olayının 3 tane şahidi varsa eğer aynı mekanda dayak atan da dayak yiyen de 3 tane şahidin de ayn mekanda aynı anda bulunması gerekmez mi? Hakim buların farkında olduğu halde şahitlerin beyanına dayanarak boşanmaya karar verdi ve bu karar yuvamın tamamen yıkılmasına yolaçtı. Ben TC vatandaşı olarak böyle art niyetli, ahlak ve namus kavramlarını kaybetmiş insanların hukukçu olabilmesini şiddetle kınıyorum, bu istisnayı diğer hukukçulardan ayrı tutuyorum ama bu hakime karşı yapılabilecek birşey yokmudur? Nasıl ceza aldırabilirim bu hakime?

Alıntı:

---

erhan-1973 rumuzlu üyeden alıntı

Herkese merhaba, bugüne kadar görüştüğüm hukukçulardan somut bir bilgi alamadım. Boşanma davamıza bakan hakimler bilerek ve isteyerek kanuna usule aykırı karar verdi. Yargıtaya itirazda bulunduk tabi. Ama bir hakimin görevini bu kadar kötüye kullanması, alenen söylenen yalanlara (belgesi bile yok) inanıyormuş gibi yapması beni manevi olarak yaraladı. Adalete ve hakimlere güvenim derinden sarsıldı. O davada hakim, eşimin avukatı ve yalancı şahitler danışıklı dövüş yaptılar. Yani şahitler hiç görmedikleri halde iddia ettikleri bir dayak olayını hem görmediklerini söylediler hem de şahitlik yaptılar.İddia ettikleri bir dayak olayının 3 tane şahidi varsa eğer aynı mekanda dayak atan da dayak yiyen de 3 tane şahidin de ayn mekanda aynı anda bulunması gerekmez mi? Hakim buların farkında olduğu halde şahitlerin beyanına dayanarak boşanmaya karar verdi ve bu karar yuvamın tamamen yıkılmasına yolaçtı. Ben TC vatandaşı olarak böyle art niyetli, ahlak ve namus kavramlarını kaybetmiş insanların hukukçu olabilmesini şiddetle kınıyorum, bu istisnayı diğer hukukçulardan ayrı tutuyorum ama bu hakime karşı yapılabilecek birşey yokmudur? Nasıl ceza aldırabilirim bu hakime?

---

Şiddet uygulandığına şahitlik eden kişiler varken, buna uymayıp aksine karar vermek gerçek yanlış olmayacakmıdır?
Açılmış bir boşanma davası zaten aile bütünlüğü diye bir şeyin kalmadığının göstergesi değilmidir?
Eşiniz hakimin babasının kızımıdır ki dediğiniz gibi bir haksız işlem yapılsın,hakimin size ne garezi olabilir?
Sırf sizin istediğiniz kararı vermediği içinmidir bütün bunlar?

Sayın Erdoğan Bey, ortada zerre kadar bir şiddet dahi yok zaten.Şiddet olduğunu ispat da edemiyorlar bu yüzden.3 tane şahit de yalan söylüyor. Çünkü ben eşimi dövmüş olsam bile 3 kişinin aynı anda görmesi mümkün değil. Bir insan görmediği birşeye şahitlik yapıyorsa yalancı şahitlik yapıyor demektir. Hakim de tüm bu olan biteni gördüğü halde şahitlere itibar ediyorsa bunun her türlü sebebi olabilir. Hakim de bir insandır nihayetinde rüşvet de yer, namus ve ahlak kavramlarını da çiğneyebilir, görevini kötüye de kullanabilir. Eşimin avukatıyla diğer hakimlerle bir çete içinde de olabilir. Bir hakimin aleyhimde karar vermiş olması için bana garezi olmak zorunda değil. Ben sadece olan biteni yazıyorum burda. Bir kadın dava açıyorsa illa şiddet vardır mantığını nerden çıkarıyorsunuz anlayamadım. O zaman ben de sizin aleyhinizde bir hırsızlık davası açayım, mutlaka siz hırsızlık yapmışsınızdır yoksa ben dava açmazdım mantığını mı yürüteceğiz o zaman. Mesele eşimin dava açması değil, konu çok vahim çok kötü ve bir o kadar da önemli. Merak ettiğim husus bunları büyük bir cesaretle yapan bir hakim cezasız kalabilir mi?

Alıntı:

---

erhan-1973 rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Erdoğan Bey, ortada zerre kadar bir şiddet dahi yok zaten.Şiddet olduğunu ispat da edemiyorlar bu yüzden.3 tane şahit de yalan söylüyor. Çünkü ben eşimi dövmüş olsam bile 3 kişinin aynı anda görmesi mümkün değil. Bir insan görmediği birşeye şahitlik yapıyorsa yalancı şahitlik yapıyor demektir. Hakim de tüm bu olan biteni gördüğü halde şahitlere itibar ediyorsa bunun her türlü sebebi olabilir. Hakim de bir insandır nihayetinde rüşvet de yer, namus ve ahlak kavramlarını da çiğneyebilir, görevini kötüye de kullanabilir. Eşimin avukatıyla diğer hakimlerle bir çete içinde de olabilir. Bir hakimin aleyhimde karar vermiş olması için bana garezi olmak zorunda değil. Ben sadece olan biteni yazıyorum burda. Bir kadın dava açıyorsa illa şiddet vardır mantığını nerden çıkarıyorsunuz anlayamadım. O zaman ben de sizin aleyhinizde bir hırsızlık davası açayım, mutlaka siz hırsızlık yapmışsınızdır yoksa ben dava açmazdım mantığını mı yürüteceğiz o zaman. Mesele eşimin dava açması değil, konu çok vahim çok kötü ve bir o kadar da önemli. Merak ettiğim husus bunları büyük bir cesaretle yapan bir hakim cezasız kalabilir mi?

---

Hakimlerimiz özellikle son zamanlarda öyle kararlara imza atıyorlarki anlamak mümkün değil. Benim başımdan boşanma değil ama başka öyle davalar geçtiki sonuçlara inanamazsınız. Bu konuda size hak veriyorum. İnsan gerçekten adalet bumu diyor ve adalete güveni sarsılıyor.

Sadece size bir örnek, kendi takip ettiğim bir davada hakim sadece 11 sene önceki adli para cezasını ( ki hapisten çevrilme bir adli para cezası bile değildi ) dikkate alarak cezayı ertelemedi. Böyle bir gerekçe olabilirmi.? Ama duruşmalar sırasında hakimin tavrı bana karşı sürekli tersti. Yani hakim bana kafayı daha ilk duruşmada takmıştı.

Alıntı:

---

alexander1972 rumuzlu üyeden alıntı

Hakimlerimiz özellikle son zamanlarda öyle kararlara imza atıyorlarki anlamak mümkün değil. Benim başımdan boşanma değil ama başka öyle davalar geçtiki sonuçlara inanamazsınız. Bu konuda size hak veriyorum. İnsan gerçekten adalet bumu diyor ve adalete güveni sarsılıyor.

---

Sayın Alexander inanın bu olay aslında bir felakettir. Böyle kararlar veren bir hakim yarın öbür gün herkesin başına her türlü felaketi getirebilir. Özellikle hukukçular hakimlerin yanlış karar vermeyeceğini , benim mutlaka eşimi dövdüğümü, eğer eşimi dövmemiş isem eşimin bana neden dava açtığını soruyorlar. Her insan haksız bir kazanç elde etmek için yalan söyler, kanunlara aykırı bir isteği varsa birisinin hukuku dolandırmaktan başka çaresi yotur. Önemli olan iddialarını ispat edip etmediğidir bence. Şahitlerin gelip illa ki kendilerini şahit olarak yazdırmaları o kişinin haklı olduğunu göstermez, şahitler de doğru söylediklerini ispat etmek zorunda olmalı.Benim mahkememde 3 değişik hakim de aynı hasmane tutumları gösterdiler. Aklıma o adliyedki bütün hakimlerin bir çete oluşumu içinde olmaları ihtimali geliyor. Çünkü bir başka hakim açtığım eşya alacak davasında hemen benim lehime bir yedieminlik kararı verdi, daha sonra eşimin avukatı devreye girince hemen eşimi yediemin yaparak ev eşyalarımızı ankaradaki evimden hacizle aldırarak eşimin annesinin evine götürdüler. Resmen o hakim eşimin avukatıyla danışıklı dövüş yaptılar. Çünkü duruşmada sahte faturalarla işlem yaptılar. Hakim de bilerek ve isteyerek bu sahte belgelerle işlem yaptı. Bence adliyedeki bu durum bütün başsavcıları bile harekete geçirecek kadar vahim. Belki başsavcı bile onlarla işbirliği içindedir kim bilir :(

Alıntı:

---

alexander1972 rumuzlu üyeden alıntı

Sadece size bir örnek, kendi takip ettiğim bir davada hakim sadece 11 sene önceki adli para cezasını ( ki hapisten çevrilme bir adli para cezası bile değildi ) dikkate alarak cezayı ertelemedi. Böyle bir gerekçe olabilirmi.? Ama duruşmalar sırasında hakimin tavrı bana karşı sürekli tersti. Yani hakim bana kafayı daha ilk duruşmada takmıştı.

---

Tabi tabi, hakimin de hiç işi gücü yok kime kafayı takayım diye düşünüyordur kesin.

Alıntı:

---

erhan-1973 rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Alexander inanın bu olay aslında bir felakettir. Böyle kararlar veren bir hakim yarın öbür gün herkesin başına her türlü felaketi getirebilir. Özellikle hukukçular hakimlerin yanlış karar vermeyeceğini , benim mutlaka eşimi dövdüğümü, eğer eşimi dövmemiş isem eşimin bana neden dava açtığını soruyorlar. Her insan haksız bir kazanç elde etmek için yalan söyler, kanunlara aykırı bir isteği varsa birisinin hukuku dolandırmaktan başka çaresi yotur. Önemli olan iddialarını ispat edip etmediğidir bence. Şahitlerin gelip illa ki kendilerini şahit olarak yazdırmaları o kişinin haklı olduğunu göstermez, şahitler de doğru söylediklerini ispat etmek zorunda olmalı.Benim mahkememde 3 değişik hakim de aynı hasmane tutumları gösterdiler. Aklıma o adliyedki bütün hakimlerin bir çete oluşumu içinde olmaları ihtimali geliyor. Çünkü bir başka hakim açtığım eşya alacak davasında hemen benim lehime bir yedieminlik kararı verdi, daha sonra eşimin avukatı devreye girince hemen eşimi yediemin yaparak ev eşyalarımızı ankaradaki evimden hacizle aldırarak eşimin annesinin evine götürdüler. Resmen o hakim eşimin avukatıyla danışıklı dövüş yaptılar. Çünkü duruşmada sahte faturalarla işlem yaptılar. Hakim de bilerek ve isteyerek bu sahte belgelerle işlem yaptı. Bence adliyedeki bu durum bütün başsavcıları bile harekete geçirecek kadar vahim. Belki başsavcı bile onlarla işbirliği içindedir kim bilir :(

---

Tabiki haklısın, Barack Obama ile Vladimir Putin de işin içindeymiş.

Sayın Jilet ortada bir hukuksuzluk var, kanunlara aykırı işlemler ve hukuku dolandıracak bir durum var. Ergenekon davasında da, sahte belgelerin hazırlanmasında da Tayyip Erdoğan'ın parmağı var. Çünkü sahte belge ile TSK'ya iftira atıldığı zaman ilk olarak AKP "gerekirse dava açarız, açacağız "diye bağırıp çağırdı. Sahte belgeye dayanarak işlem yapmak, dava açmaya hazırlanmak namus ve ahlak yoksunu insanların göstereceği davranışlardır. Ayrıca bu sahteciliğin kaynağını da gösteren en kuvvetli delildir. Verdiğim örnek benim davamla birerbir uyuşuyor. Ordaki sahteciler AKP, burdaki sahteciler de mahkemenin hakimi ve eşimin avukatıdır. Ortada sahtecilik var, kabul eden var, işlem yapan var. Daha ne olsun????

Kardeş sen yanlış yerde derman arıyorsun, senin dolaşacağın yerler psikiyatri koğuşu koridorları olmalı.Bu yaptığının adı resmen paranoyaklık.
4 hakim, 3 şahit, 2 savcı , 1 avukat hepsi sana karşı!!!
Ona buna çamur atacağına, doğrudan gidersin Cumhuriyet savcılığına şikayetini iletirsin.
Allah şifa versin ne diyeyim.

Alıntı:

---

zıbıdı rumuzlu üyeden alıntı

Kardeş sen yanlış yerde derman arıyorsun, senin dolaşacağın yerler psikiyatri koğuşu koridorları olmalı.Bu yaptığının adı resmen paranoyaklık.
4 hakim, 3 şahit, 2 savcı , 1 avukat hepsi sana karşı!!!
Ona buna çamur atacağına, doğrudan gidersin Cumhuriyet savcılığına şikayetini iletirsin.
Allah şifa versin ne diyeyim.

---

Sayın zıbıdı, mahkemeler haklı ile haksızın ayırılmasının beklendiği bir kurumdur. Bu kurumda karar merci olan hakimler de suç işleyebilir, nefsine yenilebilir. Bir insanın suçluları söylemesi, işlenen suçları söylemesi paranoyaklık değildir. Öyle olsa bütün savcılar paranoyak mıdır? Veya beni dava eden eşimin avukatı dava dilekçesinde tam tamına 38 tane suç yüklemiş üzerime. Bir uyuşturucu ticareti ve yabancı ülke için casusluk suçu yazmamışlar nerdeyse. Mahkemeyi yöneten 4 tane hakim için ne yapabilirim onu araştırıyorum. Psikolojimi ben gayet iyi kontrol ediyorum ki bugüne kadar o hakimlerin hayatta olması bunun ispatıdır. Her sorunun, her suçun hukuk yoluyla çözülmesi gerekir. Tabi namuslu şerefli hakimlerle.....

Değerli arkadaşım,

Adli Tıp Kurumu denilen bir müessese vardır.Ortada bir dayak varsa bunu tespit edecek kurum Adli Tıp tır.İddia sahibi iddiasını somut delillerle ispat etmek zorundadır.Zor bir şey değil,eşim beni dövdü der Polise şikayet eder,Polis şikayetci kişiyi Adli Tıbba sevk eder.Rapor alınır ve C.Başsavcılığına gidilir.

Ortada böyle bir delil belge kayıt yoksa,şahitleri dahi yalancı tanıklıktan TCK gereği tutuklarlar.Mahkemeye itirazın bu yönde olmalıdır.

Sayın hakim buna rağmen keyfi işlem yapıyorsa,Adalet Bakanlığı,na şikayet başvurusu yaparsın.Ortada şahsına karşı bir kararda alınmışsa bu gerekçe ile yapmış olduğun Temyiz başvurusunda Yargıtay alınan kararı bozar.

Ülkemizde Hakim ve Savcılarımızın en büyük hatası Adil Yargılanma Hakkını ihlal etmektir.Çünkü Adli Tıp ve Bilirkişi raporları olmaksızın hatalı kararlar veriyorlar.
Şahitler sadece bu raporları onaylamak için vardırlar.Hukuk soyut kavramlarla yürütülemez,o zaman herkes herkesi suçlar.Esas olan şey Somut delillerdir.

Saygılarımla,

Sayın Hakikat34 verdiğiniz cevap için çok teşekkür ederim. Durumun realitesini görmüş olduk. Sağlıcakla kalın..

Sayın Hakikat34 ilginize teşekkür ederim. Bu konuda Adalet Bakanlığı'na başvurmak için yeterli durum sizce de oluşmuşmudur? Yerel Mahkemede hakim eşimi dövdüğümü öne sürerek boşanma kararı verdi.Oysa ortada ne darp raporu ne de adli tıp raporu vs hiçbir belge delil yok. Şahitlik yapan kişiler de zaten döverken görmediklerini söylüyorlar. Bu durumdan dolayı maddi ve manevi çok zararım oldu, bunu tazmin etmek için devlete mi yoksa kararı veren mahkemenin hakimine mi dava açmam gerekir, siz ne önerirsiniz? Dosyam şu anda Yargıtay 2. Hukuk Dairesinde. Kararın bozulacağını umuyorum. Ama hukuka aykırı karar veren hakimlerin de gerekli cezalara çarptırılmasını istiyorum. Ayrıca yalancı şahitler için de savcılığa başvurdum. Savcılık soruşturması da devam ediyor hala. Hakim, şahitlerin ifadelerinde hiçbir olay görmediklerini bizzat duyduğu halde ifadelerini kabul etti. Bu davranışı görevi ihmale girer mi acaba? Saygılarımla

Somut delili olmayan hiç bir konuda mahkeme sana ceza veremez.Eğer verdiyse avukatında iş yokmuş derim.Pekiyi yargıtaya bu durumu belirttinmi ?
Eger belirtmemişsen oda dosya yoğunluğundan incelemez.Eğer mahkeme hakimine bu durumu belirtmemişsen oda incelemez.Sen söyleyeceksinki inceleyecekler.Söylediğin halde inceleme yapmadan karar verdilerse,Adalet Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna ve Teftiş Kurulu başkanlığına şikayet dilekçesi yazarsın.Bu birimler hakim ve savcıları yargılar,meslekten ihraç eder veya disiplin cezası verip sicil notunuda düşürür.Hakim ve savcılarda hata yapabilirler,sonuçta onlarda insan 5 milyon dava dosyası ile uğraşmakta çok zor iş.

Adalet topaldır yavaşta olsa gideceği yere ulaşır.

Mahkeme hakimine bunu belirttim, fakat bana savunma hakkı vermedi, imkansızlıktan o sırada avukat tutamamıştım. Mahkemede hakimler sadece eşimin avukatını dinliyor bana söz hakkı vermiyorlardı. Hatta eşya alacak davasında avukatın kullandığı "gerçek dışı beyanlarla hazırlanmış faturaları" bile kabul ettiler. Eşimin avukatı açıkça hakime bu faturaları sonradan kestirdik diye söylediği halde. Ben mahkemede o faturaların ve irsaliyenin sahtecilikle hazırlandığını da ispat etmem rağmen hakim onların lehine kesin karar verip mahkemeyi bitirmişti. Bu da bir görevi ihmale girer mi acaba?

AİHM Sözleşmesi 6.madde Adil Yargılanma hakkıdır.Mahkeme bu hakkını ihlal ettiyse sana avukat vermediyse.Bunları şikayet dilekçende belirtip Hakimler ve Savcılar Yüksek kuruluna şikayette bulun ve AİHM Strasbourg a başvuru yapacağını belirt bakalım o hakime ne oluyor izlersin.Mahkemeler tarafsız olmak zorundadır,olayı izler dinler ve adalet terazisine göre kanat getirir.Sadece adil yargılanma hakkı ihlalleri değil,görevi kötüye kullanmak,resmi evrakta sahtecilik gibi çeşitli suçlarda işlemektedirler.En önemlisi ise Adaleti yanıltmak suçudur.Adaleti yanıltmak suçunda zaman aşımı dahi uygulanamaz.

Aynen durum bu galiba, adaleti yanıltmak suçu buna çok uygun görünüyor. Ben avukat talebinde bulunmamıştım, kendi kendimi savunabiliyordum. Delillerimi açıkça ortaya koydum, 3 ay önce evlenirken aldığımız eşyalara 3 ay sonrasında eşyalar sanki kayınpederimin evine nakledilmiş gibi irsaliye ve fatura düzenlemişler. Ben de 3 ay öncesine ait üzerinde seri numaraları olan servis formlarını kendi adresimizde kullanıldığına dair delil olarak verdim. Eşimin avukatı elindeki faturaların tarihleri neden ileri tarihli diye sorulunca sonradan kestirdik diye itiraf da etti.Orada hakimle avukat danışıklı dövüş yaptılar. Boşanma davasında da diğer hakim eşimin avukatıyla aynı oyunları oynadı. Yalancı şahitlik yapan kişiler eşimin dişini kırdığımı iddia ediyorlar, eşim de oradaydı, rapor da yoktu ortada ama hakim "şahit var" diyerek boşanma kararı aldı. Halbuki 3 tane şahitin önünde yumruk atıp eşimin dişini kırmış olsaydım o kadar kadının aklı yokmuydu ki gidip bir hastaneden rapor alamıyorlardı diye sorulmadı bile.Üstelik hiçbir tarih ve saat de vermiyorlar ki olayın ne zaman olduğunu bile söylemediler. Bütün bunlar dosyalarda yazıyor. Sizce yeter li mi HSYK başvurusu için?

yeterli,çünkü dişi kırılan kişi mutlaka tıbbi kuruma gider ve tedavi olur.Doktor nasıl oldu der ? ve Rapor tutar,raporla polise gitmesini ister.Polis gelir siz eşinizi dövmüşsünüz buyurun karakola der,sizi savcılığa sevk eder.Böyle bir şey olursa boşanmaya sebep olur.Allah bilir tüm boşanma davasının masraflarınıda sizin üstünüze yıkıp nafaka istemişlerdir.Şiddetli geçimsizlikte boşanmaya sebeptir ama böyle suçlamalar yapmamaları gerekirdi.

Sayın Hakikat34 eşimle aramızda herhangi bir geçisizlik veya boşanmaya sebep olacak bişey olmadığı için mahkemeye böyle bir senaryo ile gelmişler. Rapor yok, polis zaptı yok, sadece 3 tane şahitleri varmış.Son celseden hemen önce bana anlaşmalı boşanma teklif ettiler ben kabul etmedim. Mahkemeye girerken hepsi güle oynaya girdiler. Yalancı şahitlik yapan kişiyi hayatımda ilk defa görüyordum ve hiç de korkmadan şahitlik yaptı.Hatta ifadesinde "ben ortak hayatı bilmem" dedi. Sonrasında "yumruk atıp eşinin dişini kırdığını gördüm" dedi. Hem görmediğini söyleyip hem de eşimin dişini kırdığımı iddia edebilecek kadar cesaretliler. Şaşırdım kaldım. Bütün bunlar açık seçik hakimin gözleri önünde oluyordu üstelik. Bu durum tutanaklarda da yazıyor. Başka ne gibi delil versem yararı olur?

Belki işinize yarar, umarım 1 sonuc alırsınız


Hâkim-Cumhuriyet Savcısı Şikâyet Bürosu
http://www.cigm.adalet.gov.tr/burolar/sikayet.htm




İş yükünün ağır olması ve davaların sonuçlanmasının çok uzun sürmesi, davaların yanlış sonuçlanması... “geciken adalet, adalet midir?”

Dünya'nın örnek aldığı imrendiği adalet sistemlerinden birisi olmak için ne yapmamız lazım?