-
Yargı Bağımsız mı?
Hasan Cemal 29/07/2009/MİLLİYET
h.cemal@milliyet.com.tr
Şimdi hep birlikte avazımız çıktığı kadar bağırma zamanıdır: Yaşasın tam bağımsız Türk yargısı
Bu ülkede yargı bağımsızdır! Darbecileri soruşturmaz. Yargı bağımsızdır!
Darbecileri yargılamaz.
Yargı bağımsızdır!
Askerimizi el üstünde, hukuk üstünde tutar.
Yargı bağımsızdır!
Suikastçıları soruşturmaz!
Yargı bağımsızdır!
Genelkurmay ‘andıç’çılarına dokunmaz.
Yargı bağımsızdır!
Hükümete gündüz yazdığı muhtırayı gece yarısı sitesinde yayımlayan Genelkurmay Başkanı’nı soruşturmaz.
Yargı bağımsızdır!
Yayımladığı muhtırayla, kimin cumhurbaşkanı seçilip kimin seçilemeyeceğini buyuran Genelkurmay Başkanı’nı soruşturmaz.
Yargı bağımsızdır!
367 gibi hukuk skandallarının altına imza atabilir.
Yargı bağımsızdır!
Yüzde 47 oy alan bir parti hakkında kapatma davası açabilir.
Yargı bağımsızdır!
TBMM’de 411 milletvekilinin oyuyla üniversitelerde türban yasağını kaldıran kararı iptal edebilir.
Yargı bağımsızdır!
27 Nisan muhtırasında, “Ne mutlu Türküm diyene” demeyenleri düşman ilan edebilen Genelkurmay Başkanı’na bu da ne demek oluyor diye sorma gereğini duymaz.
Yargı bağımsızdır!
Cumhurbaşkanı seçiminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ne yapması gerektiğini buyuran Genelkurmay Başkanı’nı soruşturmaz.
Yargı bağımsızdır!
Siyaset yapan komutanı soruşturmaz.
Yargı bağımsızdır!
Kara Kuvvetleri Komutanı’nın adını Şemdinli iddianamesine yazan savcı Ferhat Sarıkaya’yı meslekten men edebilir.
Yargı bağımsızdır!
12 Eylül darbecilerinin yargılanması için iddianame düzenleyen savcı Sacit Kayasu’yu meslekten men edebilir.
Yargı bağımsızdır!
Şemdinli davasında bilmem kaç yıl hapse mahkûm edilen asker kişileri önce askeri mahkemeye havale eder, sonra serbest bırakabilir.
Yargı bağımsızdır!
Faili meçhul cinayetleri soruşturmaz.
Yargı bağımsızdır!
Faili meçhul cinayetlerin üstüne yürüyen savcı ve yargıçları yerlerinden edebilir.
Yargı bağımsızdır!
Faili meçhul cinayetler deyince ilk akla gelen Jandarma bünyesinde bir zamanlar kurulmuş JİTEM’i, JİTEM’le ilgili olayları soruşturmaz, yargılamaz.
Yargı bağımsızdır!
Ergenekon davasıyla birlikte ilk kez generalleri yargı sahnesine çıkaran savcı ve yargıçları dağıtabilir.
Yargı bağımsızdır!
Yüksek Askeri Şûra kararlarını yargı denetimi dışında bırakır.
Yargı bağımsızdır!
Yalanlara dayalı Genelkurmay ‘andıç’larıyla insan hakları savunucularına suikast yolu açan, ülkenin tanınmış gazetecilerine bir süre cehennem hayatı yaşatan generallere bile dokunmaz.
Yargı bağımsızdır!
‘Andıç’çı generalleri soruşturmaz.
Yargı bağımsızdır!
‘Andıç’çı generallere yargı yolunu açmaz.
Yargı bağımsızdır!
Hrant Dink davasında ihmali görülen asker kişilerin üzerine gerektiği gibi gitmez.
Yargı bağımsızdır!
Askere dokunmaz!
Yargı bağımsızdır!
Darbeciye dokunmaz.
Yargı bağımsızdır!
Darbe tertiplerini soruşturmaz.
Yargı bağımsızdır!
Alper Görmüş örneğinde olduğu gibi darbe tertiplerini açığa çıkaran gazetecilerin üzerine yürür.
Yargı bağımsızdır!
Bireyi değil devleti sever.
Evet, bu ülkede yargı bağımsızdır!
Demokrasiden bağımsızdır.
Çağdaş hukuktan bağımsızdır.
Özgürlüklerden bağımsızdır.
İnsan haklarından bağımsızdır.
Bireyden bağımsızdır.
Evet, yargı ‘tam bağımsızdır’ bu topraklarda.
Ve çok muhterem hanımefendiler;
Çok saygıdeğer beyefendiler;
Aman yargımızın bağımsızlığına toz kondurmayalım. Şimdi, hep birlikte avazımız çıktığı kadar bağırma zamanıdır:
Yaşasın, tam bağımsız Türk yargısı!
Yaşasın, tam bağımsız Türk yargısının yılmaz savunucuları!
Bu vatan size minnettardır, minnettar kalacaktır, yargı bağımsızlığına böylesine bir gözü karalıkla sahip çıktığınız için...
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
AKP'yi "Laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmaktan" suçlu görüp ama fakat kapatmayan
Yargı bağımsızdır...
Meslekten ihraç edilmiş savcısı nerededir bilinmeyen, bir tevatüre göre Hocaefendisinin dizinin dibinde olduğu söylenen
Yargı bağımsızdır...
Gizlilik kararı alınmış bir soruşturmada, söylenen, söylenmeyen, ilgili, ilgisiz, özel hayatın mahremiyetine ilişkin bütün ifadeleri yandaş medyaya servis eden
Yargı bağımsızdır...
Yasadışı dinleme, delil kaybetme, teleobjektifle gizlice fotograf çektirme, bugün işine gelmeyince bunları yandaş medyaya servis etme fiilleri işlenmesine önayak olan ve bu işleri yapanları cezalandırmayan
Yargı bağımsızdır...
PKK itirafçılarının söylemlerine güvenip, zamanında onlara soluk aldırmayan askeri yaka paça içeri tıktırıp, kemik arayan, bulduğu kemikler bir yerine kapak olan, böyle ifade verirsek bize para verip, yüzümüzü değiştirip, yurtdışına göndereceklerdi diyen gizli tanıkları olan
Yargı bağımsızdır...
Askerin dokunulmazlığını geceyarısı kaldıran ancak kendi dokunulmazlıklarını kaldırmaktan imtina eden, atadığı bürokratların Fener'lerle ilişkisi ayyuka çıkmışken, onları da dokunulmaz yapıp , soruşturma izni vermeyen
Siyasi iktidar paradan, puldan, Fener'den bağımsızdır.
..........................
..........................
Hadi hayırlı, bağımsız ve tarafsız yargılar...
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Alıntı:
Hasan Cemal rumuzlu üyeden alıntı
Yüzde 47 oy alan bir parti hakkında kapatma davası açabilir.
Yargı bağımsızdır!
TBMM’de 411 milletvekilinin oyuyla üniversitelerde türban yasağını kaldıran kararı iptal edebilir.
Unutmadan; sözde demokrat tavırlarla çoğulculuğu değil, çoğunlukçuluğu savunan aslında gerçek "faşist" olan
Medya mensupları da bağımsızdır...
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
1920'lere gitmeye ne dersiniz?
Cumhuriyet ve devrimlere aç kitlelere rağmen
Mustafa Kemal'e rağmen
Hilafet ve Saltanat taraftarı birini BARO BAŞKANI seçen
"Lale devri çocukları", destekçisi matbuatı ve böyle OKUMUŞların dedeleriyle İSTANBUL,
pardon yargı bağımsızdı...
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
"Üniversitelere başı açık girilmez" şeklinde bir karar çıkarılsaydı, bu çoğunlukçu bir karar olabilirdi. "Üniversitelere başı kapalı girilmez" şeklinde bir kararın azınlıkçı bir karar olduğu gibi.
Çoğulculuk konusunda samimiyseniz "Üniversiteye isteyen istediği gibi girsin." şeklindeki bir karar "çoğulcu"dur.
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Bu arada "yargı bağımsız mı?" sorusundan daha önemlisi "yargı tarafsız mı?" olmalı. Esas olan yargının tarafsız olmasıdır, "tarafsızlık" yerine "bağımsızlık" ikame edilmek isteniyor.
Bağımsız yargı, her zaman tarafsız olmayabilir. O zaman adalet sağlanamaz.
Amerika'da yüksek yargıçları başkan seçer, Senato onaylar. Bu kuvvetler ayrılığına aykırı bir durum değildir. Yüksek yargıç tarafsız olarak görevini yapar.
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
O mahkemeye baskın yapıldı!
29 Temmuz 2009 Çarşamba 17:22
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi aldıkları kararla tartışma yaratmıştı. Gül'e ve Erdoğan'a dava açmıştı. Müfettişler bugün baskın yaptı.
Adalet Bakanlığı biri baş müfettiş olmak üzere 3 müfettişini dosyaları incelemek için mahkemeye gönderdi. Müfettişler habersizce mahkemeye baskın yaptı.
,
GÜL YARGILANSIN
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında “Kayıp Trilyon Davası”nda verilen takipsizlik kararını kaldıran Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz uzun süre gündemde kalmıştı.
ERDOĞAN KARARI
Kararı veren Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, daha önce de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında `Sayın Öcalan` sözüne verilen takipsizlik kararının kaldırılmasına karar vermişti.,
HABERİN TAMAMI:http://www.internethaber.com/news_de...erstitial=true
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
"Üniversitelere başı açık girilmez" şeklinde bir karar çıkarılsaydı, bu çoğunlukçu bir karar olabilirdi. "Üniversitelere başı kapalı girilmez" şeklinde bir kararın azınlıkçı bir karar olduğu gibi.
Çoğulculuk konusunda samimiyseniz "Üniversiteye isteyen istediği gibi girsin." şeklindeki bir karar "çoğulcu"dur.
Sn. sdt23,
Sizin çıkarımlarınıza bayılıyorum. Vallahi de billahi de...
"İsteyen istediği gibi adam öldürsün" dersek , şu aralar ulusça psikolojimiz bozuk olduğundan ancak kimileri dişini sıktığından, kimileri de seri cinayetler işlediğinden verdiğiniz örnek "çoğulcu" mu olur yani?
AKP , türban konusunda çarşafa dolanmıştır, Anayasa'ya açık aykırılığını bilmesine rağmen, sırf mağduru oynamak için konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürmüştür. Orada çıkan kendim ettim kendim buldum karar ile türbanlının üniversiteye girişinin önünü kapatmıştır derseniz sizi alkışlarım.
Ama durmak yok, zekayı harab etmeye devam...
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Yargının kurucu ilkeler karşısında tarafsız karar aldığı bir tane ülke gösterin.
Emre Aköz'ü fazla okumayın zekanız geriler. Cumhuriyet Savcısına, diğerlerinin başında Cumhuriyet olmamasına rağmen neden öyle dendiğini bir araştırın. Ha pardon, Savcının isminin önüne Cumhuriyet'i ekleyen faşistti değil mi?:o
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
1) HSYK'nın 5 üyesinin diğer 2 üyeye (Adalaet Bakanı ve müsteşarına) karşı haftalardır kamuoyu önünde direnmesi de gösteriyor ki, önemli derecede bir bağımsızlık var. Bağımlılık olsaydı bu direnci göstermeleri mümkün olur muydu?
2) Bizim solcular 61 Anayasası'nı öve öve bitiremezler, ama "gelin 61 Anayasası'na dönelim" derseniz, bu defa da 82 cunta anyasasından "vazgeçmeyiz" diye tuttururlar. Hatta onlara göre, 82 anayasası çok sayıda değişikliğe uğradığından, artık cunta anayasası olmaktan çıkmıştır. Bilmezler ki 82 anayasası bin defa da değişse onun ruhu "devleti vatandaştan korumaya" yöneliktir. HSYK'nın yapısı konusunda 61 Anayasası'na (veya bazı Avrupa ülkelrindeki yapıya) dönmeye ne dersiniz?
3) Yargıda bağımsızlıktan çok tarafsızlık sorunu vardır. Yargıçlarla ilgili yapılan bilimsel araştırmalarda, yargıçların vatandaşı değil, devleti korumaya yönelik "korucu zzihniyeti" içinde oldukları anlaşılmıştır. Bu "korucuların" oluşturduğu kurulun tarafsızlığı boş bir efsaneden ibarettir. Bu nedenle HSYK'ya muhalefet ve iktidar partilerinin de üye seçmesi yoluyla, bu kurulun vatandaşa da yakın olması ve karma yapıya kavuşması sağlanmalıdır.
4) HSYK'da Adalet Bakanı ve müsteşarının bulunmasını yargı bağımsızlığı açısından sakıncalı bulanların, emir komuta içerisindeki askeri yargıya dokunmamaları, samimiyetsizliğin daniskasıdır.
5) HSYK kararlarının yargı denetimine açık olması gerekir.
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Yargının kurucu ilkeler karşısında tarafsız karar aldığı bir tane ülke gösterin.
Emre Aköz'ü fazla okumayın zekanız geriler. Cumhuriyet Savcısına, diğerlerinin başında Cumhuriyet olmamasına rağmen neden öyle dendiğini bir araştırın. Ha pardon, Savcının isminin önüne Cumhuriyet'i ekleyen faşistti değil mi?:o
Sizi okurken bazen sizi mi Emin Çölaşan'ı mı okuyorum diye kendime soruyorum.
Emin Çölaşan gerçekten pek az kişide bulunan bir zeka, kültür ve mantığa sahiptir. Ancak yazılarında bu zeka, kültür ve mantığı neredeyse hiç kullanmaz.
Şimdi neresinden düzeltelim?
Kurucu ilkelerden kastınız laiklik, başını örtmek laikliğe aykırı öyle mi?
1. 1924 Anayasası'nda laiklik var mı? Anayasa'ya girişi 1937.
2. Atatürk'ün çarşaflı hatta peçeli öğretmenlerle fotoğrafları var. Bırakın üniversite öğrencilerini öğretmenler, bırakın başörtüsünü, çarşaf ve peçe.
Başı kapalı üniversitede okumak laikliğe aykırıysa, cumhuriyetin 50 şeref yılında bu konuda neden yasak yok?
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Sn. sdt23,
Sizin çıkarımlarınıza bayılıyorum. Vallahi de billahi de...
"İsteyen istediği gibi adam öldürsün" dersek , şu aralar ulusça psikolojimiz bozuk olduğundan ancak kimileri dişini sıktığından, kimileri de seri cinayetler işlediğinden verdiğiniz örnek "çoğulcu" mu olur yani?
AKP , türban konusunda çarşafa dolanmıştır, Anayasa'ya açık aykırılığını bilmesine rağmen, sırf mağduru oynamak için konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürmüştür. Orada çıkan kendim ettim kendim buldum karar ile türbanlının üniversiteye girişinin önünü kapatmıştır derseniz sizi alkışlarım.
Ama durmak yok, zekayı harab etmeye devam...
"Teşbihte hata olmaz" derler ama verdiğiniz örnek hiç olmamış. Neden mi?
Adam öldürmek suçtur. Başörtüsü veya türban takmak kanunların suç saydığı bir fiil değildir. En azından şu anki durum itibarıyla. Başörtüsü veya türban takmak suç olsaydı, verdiğiniz örnekte haklı olabilirdiniz.
Evde, sokakta, otobüste başörtüsü/türban takmak yasak değilse, hiç bir yerde olmamalı.
Laiklik inançlarını yerine getirmenin de, inançsızlığı yaşayabilmenin de teminatıdır.
Adam öldürmek suçtur ama günümüzde meşru müdafaa istinası var, güvenlik güçlerinin silah kullanma yetkileri var. Geçmişte düelloda adam öldürmenin suç olmadığı yerler vardı. Tamamen kültürel ve toplumsal bir konu.
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Democracies purport to follow mass opinion, totalitarian states set a standart and enforce conformity to it.
E.H. Carr "The Twenty Years Crisis: 1919-1939"
"Demokrasiler kitlesel düşünceleri takip etme amacındadır, totaliter devletler ise bir standart belirler ve herkesin o standarta uyum göstemesini mecbur kılar."
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Türkiye'de Yüksek yargı Organları dışında ki Yargının Bağımsız olmadığı , Birçok kez Sabih Kanadoğlu , Sami Selçuk gibi isimler tarafından da belirtilmiştir.. Bu Durumu Sami Selçuk'un Tamamiyle Siyallaşan Bir Dava : Ergenekon adlı kitabında da görebilirsiniz.
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Uzun bir aradan sonra herkese merhabalar ;) Söz konusu ülke güzide ülkemiz Türkiye olunca işe önce hangi kurumun gerçekten bağımsız olduğunu daha doğrusu Türkiye'de bağımsız bir devlet kuruluşunun bulunup bulunmadığını tartışarak girmek istiyorum.
Meclis her 4 yılda bir, (ki 4 yılı bulamıyoruz çoğunlukla, o derece demokrasiden nasibini almamış,sonuçları hazmedemeyen bir milletiz.Neyse bu başka bir konu) çoğunluğu sağlayan bir partinin "resmen" eline geçiyor ve o parti Yargı ve Yürütme erkinde kendi adamlarının olup olmadığına bakarak oraya adam tayin ediyor ya da etmiyor.Bazıları buna adam kayırma,devlet memurluğu kanununa aykırı atama,fırsat eşitliğine aykırı atama diyor bazıları ise "kadrolaşma" diyor.Bunu şu ana kadar benim hatırladığım her hükümet yaptı ve yapıyor.Yargıda da aynı sorun gündemde, pabucumun solcuları zamanında "kadrolaşma" dediğimiz hadiseyi yapmamışlar gibi, bugünün pabucumun sağcılarının yaptığı atamaları beğenmiyor, daha doğrusu işlerine gelmediği için feryad-ı figan ediyorlar.Mecelle de bir kaide vardır "sui misal emsal teşkil etmez diye". Yani yapılan yanlış uygulamalar örnek teşkil etmez, bu nedenle yanlış anlaşılmak istemiyorum, kadrolaşma ciddi bir sistem sorunudur ! fakat malesef bunlar hayatın "acımasız gerçekleri" diye tabir ettiğimiz şeylerinden biridir.Meclise gelince, seçimle başa gelen hükümet, mesela AKP diyelim ; AKP bağımsız mı sorusu akla gelir ? pabucumun solcuları AKP'ye dinci,Gülenci diyerek çeşitli yaftalar yapıştırırlar, Gülen'e gelince amerikanın uşağı yaftası yer bu böyle gider.Hükümet eğer sol görüşlü bir hükümet ise, pabucumun sağcıları kemalistler,dinsizler yaftası yapıştırır. ( parantez içinde belirteyim de yanlış anlaşılmasın, örneklerde ki hükümetlere yakıştırılan sözcükler benim tasvip ettiğim sözcükler değildir ! )
TBT06 rumuzlu üyemize kesinlikle katılıyorum, bugün yargının bağımsızlığı savunan birisi varsa, çıkıp aynı zamanda Sn.Kanadoğlu bir açıklama yaptığında dur kardeşim sana ne oluyor diyebilmeli ? Elbette bir hukukçudur, görüşü hepimiz için çok kıymetlidir ama konuşması provokatif nitelik taşımamalıdır zira provakasyon zaten diken üstünde olan toplumumuzu iyice karamsarlığa itecektir.
Kişisel kanaatim bizdeki bu eksikliğin, demokrasinin ne demek olduğunu hala anlamamış olmamızdan kaynaklandığı yönündedir.
Herkese saygılar&sevgiler
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Yargı Bağımsızmış
Güldürmeyin Beni :o
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Bağımsız yargının turnusolu nedir?
1. Turnusol açık ve net........
İktidarın aleyhine ,doğrudan ,dolaylı karar veren hakimlerin akıbeti nedir?
Neden yanlarında jammer taşırlar?
Neden sürekli müfettişlerin ani soruşturmalarından geçerler?
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
'Büyük çarka çomak soktuk'
İsmailağa ve Fethullah Gülen cemaatine yönelik olarak başlattığı soruşturmadan sonra hakkında art arda açılan soruşturmalarla kıskaca alınmaya çalışılan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, 4-5 ayrı gazetede aynı anda kendisine yönelik 'iftira' haberleri yapılabilecek kadar 'büyük bir çarka çomak soktuğu' için mağdur edildiğini vurguladı.
İlhan Taşçı
Cumhuriyet- Asıl amacın bundan sonra cemaatlere açılacak soruşturmalar için “gözdağı vermek” olduğunu belirten Cihaner “Soruşturma önemli isimlere uzanacağı için başımıza bunlar geldi. Ama hukukun olanak verdiği ölçüde kimseye pabuç bırakmam. Üzüldüğüm, mağdur olmam nedeniyle açıklama yapmak zorunda bırakılmam” dedi.
Cemaatlere yönelik soruşturma için düğmeye basmasının ardından Ankara’nın hedefi haline gelen Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner, “hakkında iftira, karalama kampanyası yürütülen bir mağdur olarak”, yaşadıklarını, yapılanları ve “delil uydurma” girişimlerini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Cihaner, soruşturmayı başlatmasının ardından kendisine yönelik saldırıların artarak sürdüğünü, son aşamada “delil uydurulmaya” başlanıldığını vurguladı. İhale yolsuzluğu nedeniyle Bursa’da başlatılan soruşturmanın ardından dinci gazetecilerin buradaki savcılığı da yıpratma girişiminde bulunduğunu anımsatan İlhan Cihaner, “Fark edilmedi ama, Bursa ile Erzincan’daki olayın ortak noktası Yeni Şafak grubunun sahibinin orada da (Bursa) adli soruşturmaya maruz kalmış olmasıdır. Çok enteresan, bunu gören de olmadı” dedi. Yeni Şafak’ın sahibi Ahmet Albayrak’ın ismi İsmailağa cemaati soruşturmasında geçmiş ve hakkında gözaltı kararı çıkarılan 235 kişilik liste içerisinde yer almıştı.
İftira kampanyası
Haberin Tamamı:http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=98680
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Hasan efendi güzel yazmış... Bu millet bu sebeplerden ötürü AKPye oy verdi ama nereden bilirdi ki AKPnin PKK ile masaya oturacağını, hatta onun sözcülüğünü yapacağını?... keşke yine o eski bağmsız yargılı!!! günlere dönebilsek...
Hiç değilse Kurtlar ulurken çakalların sesi çıkmıyordu...
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Bu soruyu sormak bile abesle iştigaldir.
Yargı kararları işine gelince YARGIYA SAYGI GÖSTERİN.
İŞİNE GELMEYİNCE İDEOLOJİK.
Hakim KAÇMAZ
Şehitlere KELLE demekten alınan manevi tazminat kararını veren HAKİM
Erzincan SAVCISINA yapılan
ADALET BAKANLIĞININ MÜFETTİŞLERİ ELİYLE İNCELEME
Size ne düşündürüyor.
Bağımsız yargıyı mı?
Bağımsız yargı Türkiyede Bir ÜTOPYA dır.:DD
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Fener'den bağımsızdır.
Ordaki Fener'i bilmem bizim kadıköydeki Fener bağımsızdır.
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Sınav mizahı!
Adli yargı sınavına üç kez girip üçünde de mülakatta elenen Ali Haydar Kara’nın durumunu okurlarımız öğrendiler. Buna benzer çok daha traji komik hikâyelerin varlığını Adem Sevilmiş’in mektubundan öğreniyoruz...
Diyor ki okurumuz:
“Ben de 5 defa idari yargı, 7 defa da adli yargı olmak üzere 12 defa yazılı sınava girdim. Yazılı sınavdan hepsinden geçtim. Mülakatta hepsinden elendim.
Sınavımın iptali için Ankara 15. İdare Mahkemesi’nde açtığım dava reddedildi.”
Acaba bu mektubu yazan Adem Sevilmiş şimdi nerede ne iş yapıyor? Sıkı durunuz...
“Ben 5 yıldır Ağrı ilinde Hazine Avukatı olarak çalışıyorum. Adalet Bakanlığı’nın da ildeki avukatıyım.”
KAYNAK:http://www.milliyet.com.tr/Yazar.asp....01.2010&ver=1
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
3 Ocak Çarşamba 2010/MİLLİYET
Taha Akyol
Bağımsız, tarafsız yargı1
ANKARA Barosu uluslararası bir kurultay düzenledi. Türkiye’den ve Batı’dan hukukçular “adalet ve hukuk reformu”nu konuşuyorlar. İlk gün Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker konuştular.
Dünkü toplantıda ben de konuştum; görüşlerimi okurlarımla da paylaşmak istiyorum.
Önce, evrensel hukuktaki köklü eğilimi görmek gerekir: Birey hakları öne çıkıyor, bireyin hak ve özgürlükleri hem topluma hem devlete karşı daha bir özenle korunuyor. Devletçi ve yasakçı anlayışlar eskiyor.
Halbuki, Rıza Türmen’in de eleştirerek belirttiği gibi, bizim yargı kültürümüzde bireyi değil, devleti kollama refleksi çok güçlüdür. Bunu 301. madde gibi ceza kararlarında, özelleştirme kararlarında, yetkisiz ‘yerindelik’ denetimlerinde, parti kapatma ve çeşitli iptal davalarında görüyoruz.
Bizde bu yüzden yargı yeterince “tarafsız” olamıyor, bu da “güven” sorunu yaratıyor.
‘Tarafsızlık’ talebi güçleniyor
Milliyet gazetesinin arşiv servisinden rica ettiğim araştırmanın sonuçları şöyle:
- 1997-1999 arasındaki üç yılda Milliyet‘te çıkan haber ve yazılarda, ‘yargı bağımsızlığı’ veya ‘bağımsız yargı’ kavramları 333 defa kullanılmış. Aynı dönemde ‘yargının tarafsızlığı’ veya ‘tarafsız yargı’ kavramları ise sadece 20 defa kullanılmış! Yargının kendi bağımsızlığına odaklanan, tarafsızlığı ihmal eden bir kültürün yansımasıdır bu rakamlar!
- Fakat 2007-2009 arasındaki üç yılda durum değişmiş. Haber ve yazılarda yargıya ilişkin ‘bağımsızlık’ kavramı 133 defa, ‘tarafsızlık’ kavramı’ ise 68 defa kullanılmış; yarı yarıya!
Bu değişimin iki sebebi var: Demokrasi ve çoğulculuk geliştikçe yargının “tarafsız” olmasının önemi ve bu yöndeki toplumsal talep güçleniyor! Bir de AB belgelerinde “yargının tarafsızlığı” kavramı kuvvetle vurgulanıyor. Zaten yargı bağımsızlığı yargının tarafsız olması için lazımdır.
Aksi halde yargı, belli bir anlayışın “bekçi”si olur; ihtilafları çözen “tarafsız hakem” işlevini yerine getiremez.
Yargıtay başkanlarının, Ferruh Adalı’dan Osman Arslan’a kadar, Word programıyla internette yer alan Adli Yıl Açış Konuşmaları’nı da inceledim:
- Tam 426 defa ‘bağımsızlık’ vurgusu yapmışlar; muazzam!
- ‘Tarafsızlık’ kavramını ise sadece 49 defa zikretmişler!
Yargıtay başkanlarından Sami Selçuk üç defa yaptığı Açış Konuşması’nda tam 83 kez yargının “yansız” olması gerektiğini vurgulamış! Tek başına bütün Yargıtay’ın yirmi yılından fazla!
Sami Selçuk’un “Dreyfus davası” uyarılarıyla dolu yargı eleştirileri de çok önemlidir.
HSYK’da yapısal değişim
Bu tablo karşısında sadece yargı bağımsızlığını değil bilhassa yargının tarafsızlığını geliştirecek bir yargı reformu zorunludur. Tarafsızlığı gelişmemiş bir yargının bağımsız olması, sorunları çözmez!
Yargı bağımsızlığını güçlendirmek için adalet müfettişleri bakanlıktan alınıp HSYK’ya bağlanmalı, HSYK’nın kendi sekretaryası, bütçesi, binası olmalı...
Yargının “tarafsızlığı”nı geliştirmek için de HSYK mevcut ‘oligarşik’ yapısından çıkarılmalı “geniş tabanlı temsil” ve “çeşitlilik” yapısına kavuşturulmalıdır.
Bugün yüksek yargı ile HSYK üyelerinin birbirini seçmesi (kooptasyon) sistemi tam bir kapalı kast yapısı oluşturuyor.
HSYK üyeleri geniş bir taban tarafından çeşitli kaynaklardan seçilerek oluşursa “tek fikirli” olmaktan kurtulur, tarafsızlığı konusunda daha güven verici olur.
Evrensel hukuk da bunu gerektiriyor
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
AKP'yi "Laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmaktan" suçlu görüp ama fakat kapatmayan
Yargı bağımsızdır...
Meslekten ihraç edilmiş savcısı nerededir bilinmeyen, bir tevatüre göre Hocaefendisinin dizinin dibinde olduğu söylenen
Yargı bağımsızdır...
Gizlilik kararı alınmış bir soruşturmada, söylenen, söylenmeyen, ilgili, ilgisiz, özel hayatın mahremiyetine ilişkin bütün ifadeleri yandaş medyaya servis eden
Yargı bağımsızdır...
Yasadışı dinleme, delil kaybetme, teleobjektifle gizlice fotograf çektirme, bugün işine gelmeyince bunları yandaş medyaya servis etme fiilleri işlenmesine önayak olan ve bu işleri yapanları cezalandırmayan
Yargı bağımsızdır...
PKK itirafçılarının söylemlerine güvenip, zamanında onlara soluk aldırmayan askeri yaka paça içeri tıktırıp, kemik arayan, bulduğu kemikler bir yerine kapak olan, böyle ifade verirsek bize para verip, yüzümüzü değiştirip, yurtdışına göndereceklerdi diyen gizli tanıkları olan
Yargı bağımsızdır...
Askerin dokunulmazlığını geceyarısı kaldıran ancak kendi dokunulmazlıklarını kaldırmaktan imtina eden, atadığı bürokratların Fener'lerle ilişkisi ayyuka çıkmışken, onları da dokunulmaz yapıp , soruşturma izni vermeyen
Siyasi iktidar paradan, puldan, Fener'den bağımsızdır.
..........................
..........................
Hadi hayırlı, bağımsız ve tarafsız yargılar...
Laik aykırı odak olduğu sadece iddia idi. Ve iddia olarak kaldı.
Savcının nerede olduğu konusunda ise o da sadece iddia. Ve o iddiayı ispat etmek size düşer. Tuncay özkan ağzı bu. (O sözleri söylediği videoyu izlemenizi öneririm zira çok komik. "Beni kim içeri alabilir" diyor. İzlerken koptum.)
Yandaşlara servis etmelerine neden ceza yok dediniz. Şamil Tayyar'a verilen nedir sorması ayıp.
Kazılardan birinden insan kemiklerinin arasında köpek kemiği çıktı. Sizin savunduğunuz terörist jitemciler adamı köpeği ile gömmüş olamaz mı? Veya bunun gibi birçok şey. Onca insan kemiği arasından sadece bir köpek kemiğini görüyorsunuz ya!!
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Alıntı:
9.Köy rumuzlu üyeden alıntı
Bu soruyu sormak bile abesle iştigaldir.
Yargı kararları işine gelince YARGIYA SAYGI GÖSTERİN.
İŞİNE GELMEYİNCE İDEOLOJİK.
Hakim KAÇMAZ
Şehitlere KELLE demekten alınan manevi tazminat kararını veren HAKİM
Erzincan SAVCISINA yapılan
ADALET BAKANLIĞININ MÜFETTİŞLERİ ELİYLE İNCELEME
Size ne düşündürüyor.
Bağımsız yargıyı mı?
Bağımsız yargı Türkiyede Bir ÜTOPYA dır.:DD
Üst yapının alt yapıya bağımlığını.
."Ekonomi politikayı belirler" materyalist düşüncesi gereğince dünya'da sosyalizmi gerçekten kurmuş ülkeler dışında bunun mümkün olamayacağını.. Bu anlamda böyle bir sosyalist devlet şimdiye kadar hiç bir ülke'de sağlıklı olarak -ekonomi ve politika eşitliği ilkesini kuramadıklarından dolayı- bağımsız yargı'da var olmamıştır..
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Başbakan'ın müdafiiliğini üstlendiği ergenekon davası devam ederken, siyasallaşan yargının bağımsızlığının konuşulması mümkün müdür?
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
KORKUYORUM
18 Şubat Perşembe 2010 Mehmrt Tezkan
Siz de korkun.. Çünkü korkunç!.. Yargının bölündüğü, siyasallaştığı, ideolojik yaklaştığı patlayan yanardağın alevleri gibi üzerimize dökündü..
Derimiz kavruldu, ciğerimiz dağlandı..
Son kale..
Yargı kalesi de delik deşik oldu..
Düştü!..
* * *
Bugünkü gazetelerin manşetlerine bakın.. Yorumlara!.. Bölünmüşlüğün fotoğrafını göreceksiniz..
Yargının siyasallaşması bu demek!
Aslında dünkü bazı gazeteler de aynıydı.. Erzincan Başsavcısı gözaltında diye göbek atma durumu vardı!..
Tutuklanması da, tutuklanmasına yapılan itirazın reddedilmesi de aynı şekilde değerlendirilecek..
Çift kale maç gibi..
Bölünmüşlük bu demek!
* * *
Bu sebeple korkun!..
Çetelerden korkmayın, cuntacılardan da, mafyadan da, despot yönetimlerden de, zalim yöneticilerden de, zulmedenlerden de, hakkınızı yiyenlerden de korkmayın..
Hatta polis siyasallaşsa bile korkmayın..
Bir şekilde baş edersiniz! Sığınacağınız liman vardır, hakkınızı arayacağınız kapı..
Yargıdır o..
* * *
Eski günleri unutmadık.. İşkencenin gırla gittiği günlerde polisin eline düşen, savcının karşısına çıkınca düğün bayram ederdi..
Özgür kalmış kadar sevinirdi..
Bilirdik ki adalet kapısında; siyaset yok, ideoloji yok, taraf tutma yok; bizden sizden ayrımı yok..
Bilirdi ki sadece hukuk var, adalet var..
Zaman zaman eksen kayması olsa bile temel duygumuz buydu..
Kendimizi güvende hissederdik..
O his bitti!.
Yargı bölündü!.
Korkun..
(Erzincan krizinde kimin haklı kimin haksız olduğunun hiç önemi yok.. Sadece bölünmüşlüğün belgesi var)
Dün dinleme.. Bugün tutuklama!
Bir süre önce Adalet Bakanlığı müfettişlerinin başvurusuyla 56 kadar hâkim ve savcının telefonlarının dinlendiği ortaya çıktı..
Açıklanmadı..
Tesadüfen ortaya çıktı..
Aralarında başsavcılar da vardı.. İstanbul Başsavcısı da.. Tutuklanan Erzincan Başsavcısı da..
Onlar, dinlendiklerini tesadüfen ortaya çıkan evrakla öğrendiler..
Temizlermiş!
* * *
Pek gürültü kopmadı.. Ne oluyor ya diyen olmadı..
Tam tersi doğal karşılandı.. Ne var bunda dendi.. Üstü kapatıldı..
Ergenekoncu diye ağır şüphe duyulduğu için dinlenen kişiler savcıydı, hâkimdi, başsavcıydı..
Önemsenmedi..
* * *
Devamı geldi.. Bir savcı, bir başsavcıyı önce gözaltına aldı, sonra tutuklattı..
Neyse ki önemsendi..
* * *
Kimse başsavcılar soruşturulamaz, yargılanamaz demiyor..
Hoyratlığa karşı çıkıyor..
Gizli tanıklar.. İmzasız mektuplar!
Acayip bir trafik vardı.. Resmen haber bombardımanı yaşandı..
İlk açıklama Adalet Bakanlığı’ndan geldi...
Sabahın köründe..
05.57’de..
http://www.milliyet.com.tr/korkuyoru...ult.htm?ver=38
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Hakimlere ‘Cübbenizi çıkarın’ diyenler... Siz mi giyeceksiniz?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün yine “yargı”ya çattı.
Dikkat edin, “bazı yargı mensuplarına” değil, kurum olarak “yargı”ya...
Son zamanlarda neredeyse her gün söylediği sözleri tekrarladı:
“Yargı siyasallaşmadı, yargı siyasete soyundu.”
“Siyaset yapmak istiyorsan çıkar cübbeni, bir partiye katıl...”
“Siyasi arenada olanların yaptıkları açıklamalar ile sizin açıklamalarınız birebir örtüşüyor.”
Bu sözler, bir başbakana yakışmayacak kadar boş ve aynı zamanda tehlikeli!
Neden mi?
***
Devletin nitelikleri...
Hukukun üstünlüğü...
Yargının bağımsızlığı...
Güçler ayrılığı ilkesinin uygulanıp uygulanmadığı gibi konularda “yasama” ve “yürütme”nin ne kadar söz hakkı varsa; yargının yetkisi ve sorumluluğu da en az bu iki kurum kadardır.
Bu konularda konuşmak, duyulan rahatsızlıkları dile getirmek, yürütmenin ve yasamanın hata yaptığını söylemek; siyasete soyunmak değil, görevi yerine getirmektir!
Eğer bir yargı mensubu, bu değerlere yönelik bir tehlikenin yaklaştığını gördüğü halde konuşmazsa; asıl o zaman mesleğine ve ülkeye ihanet etmiş olur.
Dolayısıyla...
İktidarın; Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirmeye hazırlandığı şu günlerde, yüksek yargı kurumlarının başkanları ve yetkili kurullarının “görüş açıklaması” asla “siyaset yapmak” olarak nitelendirilemez...
Onların açıklamalarının, bazı siyasi partilerin açıklamalarıyla örtüşmesi ise “doğrularda buluşmak”tan başka bir anlam taşımaz...
Örneğin:
AKP’nin gündeme getirdiği Anayasa değişiklik önerilerinden en az yedi tanesini gönülden destekliyorum.
Bu; benim AKP’li olduğumu mu gösterir?
***
Olaya Başbakan’ın mantığıyla yaklaşırsak...
O zaman halka açık şirketini batırıp, paraları cukkalayan bir işadamı da kendisini yargılayan hakim ve savcılara pekâlâ,[B] “Siz ticaretten ne anlarsınız? [/B]Madem iş dünyasını o kadar iyi biliyorsunuz, çıkarın o cüppeleri de şirket yönetin” deme hakkına sahip olur!
***
Bir de tersten bakalım:
Sayın Başbakan bir gün olsun askerlik dersi aldı mı?
Bir tane bile “hukuk” kitabını baştan sona kadar okudu mu?
Ekonomiyle ilişkisi “bayilik”ten öte gitti mi?
Hayır!
Ama kimse ona; “Madem Genelkurmay Başkanı’na talimat verebilecek konumdasın, o zaman politikayı bırak asker ol” demiyor!
Ya da bugün yerden yere vurduğu hakimler ve savcılar, ondan takım elbisesinin üzerine cüppe giymesini istemiyor!
Bu talepler ne kadar mantıksız ve geçersizse; Başbakan’ın, eleştirilerine katılmadığı yargı mensuplarına ikide bir “Cüppenizi çıkarıp, bir partiye katılın” demesi de o kadar anlamsızdır.
***
Gelelim; bu sözlerin “tehlike”sine...
Gerçek yargı mensupları cüppelerini çıkardıklarında, o cüppeleri siyasetçiler giyer...
Ki...
Bu da “hukuk devleti”nin ve “demokrasi”nin sonu olur!
*****
4/Nisan/2010 Mustafa Mutlu Vatan G.Z.T
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Başsavcı yargıyı topa tutup ayrıldı
‘Erzincan Ergenekon Davası’nda gizli tanık ‘Efe’ olduğu öne sürülen Muş’un Malazgirt Cumhuriyet Başsavcısı Bayram Bozkurt, istifa dilekçesinin kabul edildiğini açıkladı.
İliç eski Cumhuriyet Savcısı olan Bozkurt, istifa dilekçesini Adalet Bakanlığı’na 25 Haziran’da verdiğini belirtti.
Başsavcı İlhan Cihaner’in, hakkında 16 ayrı suç iddiası ile soruşturma başlattığını anımsatan Bozkurt, tümü için takipsizlik kararı verildiğini belirtti. İzmir’de tatilde bulunduğunu bildiren Bozkurt, şunları söyledi:
“Onurumla istifa ediyorum. Muhtemelen avukatlık yapacağım. Ergenekon’un Erzincan yapılanmasını deşifre ettiğim için üzerime çok geldiler. Arabamı kurşunladılar. Korktuğum için istifa etmedim. Görevimizi tam anlamıyla yerine getiremiyoruz. Yargı son zamanlarda vesayet altına girdi. Bunun için gördüğüm lüzum üzerine görevimden istifa ettim.
Malazgirt terör bölgesidir. Zaten can güvenliğim yokken Malazgirt’e atanmam düşündürücüdür. Doğu’da görev yapmama rağmen beni tekrar Malazgirt’te atadılar. Bir süre dinlenecek ve ailemi de alıp batıya yerleşeceğim.”
http://www.milliyet.com.tr/bassavci-...44/default.htm
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
26 Haziran 2010 Arslan BULUT
Adalet Bakanlığı'nda Amerikalı bir savcı!
* *
Şimdi Adalet Bakanı’na bir bilgi sunacağım.
Gazeteci Yılmaz Polat’ın son kitabı “CIA Pençesinde Açılım”, Ulus Dağı Yayınları arasında çıktı. Kitabın 163 ve 164’üncü sayfalarında aynen şu bilgiler yer alıyor:
“Abdullah Gül, 8 Ocak 2008’de Bush’a konuk oldu. Görüşmede, Kürt sorunu üzerinde durularak siyasi çözüm tartışıldı. Görüşmeden sonra Abdullah Gül, Bush’un bu konuyla ilgili bir isteğinin olmadığını açıkladı. Beyaz Saray ise Türk tarafını yalanlarcasına, görüşmede PKK ve siyasi çözüm yöntemlerinin ele alındığını bildirdi.
Siyasi çözümün şifresi, Erdoğan’ın 5 Kasım’da Bush ile baş başa görüşmesinde saklıydı. Gül-Bush görüşmesi, Erdoğan-Bush görüşmesinin devamı niteliğindeydi.
Abdullah Gül, Ankara’ya döndükten bir ay sonra ABD Adalet Bakanı, Türkiye Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile görüştü. ABD ve Türk Adalet Bakanlıkları, uzun süredir işbirliği içindeydiler. 2006’da kamuoyuna yansımayan bir anlaşma da yapılmıştı ve o tarihten beri Kaliforniya Eyaleti Sacramento bölgesinden atanan bir Amerikalı savcı, Türk Adalet Bakanlığı’nda danışman olarak çalışıyordu.
Amerikalı danışman savcı, Türk adaletini biçimlendirirken, Ankara Büyükelçiliği bünyesindeki FBI ve istihbarat birimleriyle de yakın işbirliği içinde çalışıyor.”
* * *
Sadullah Ergin, Yılmaz Polat’ın verdiği bu bilgiler hakkında bir açıklama yapar mı acaba? Bu bilgiler doğruysa, vesayet altında çalışan kim oluyor?
Mehmet Ali Şahin, Danıştay baskını sırasında Devlet Bakanı idi ve TBMM’de yaptığı konuşmada, olayın sebebi ile ilgili olarak, “sürprizlere hazır olun” demişti. Hangi savcıdan bilgi almıştı acaba? Başbakan Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu tür olayların tamamından milliyetçileri veya ulusalcıları sorumlu tuttular, sonra da terörle mücadele bir kenara bırakılıp teröristle mücadele edenler hakkında soruşturmalar başlatıldı! İçişleri Bakanlığı’nda da ulusalcılığı suç olarak gösteren bir rapor hazırlandı!
Amerikalı savcı böyle mi tavsiye etmişti?
Yazının tamamamı:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=13831
29 Haziran 2010 Arslan BULUT Adalet Bakanlığı: Amerikalı savcı yok
Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, Gazeteci Yılmaz Polat’ın “CIA Pençesinde Açılım” kitabındaki bilgilere dayanarak yazdığım “Adalet Bakanlığı’nda Amerikalı bir savcı!” başlıklı yazımla ilgili olarak bir açıklama gönderdi. Açıklamayı aynen yayınlıyorum:
Yazının tamamı:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=13870
30 Haziran 2010 Arslan BULUT "Amerikalı savcı, Türk savcıları ve polisi ile birlikte çalışıyor!"
Yazının tamamı:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=13882
01 Temmuz 2010 Arslan BULUT İstanbul'da 8 savcıyla toplantı yapan Amerikalı!
Yazının tamamı:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=13900
13 Temmuz 2010 Arslan BULUT Seçmene uyarı: Yargı reformunu UNDP hazırladı!
Yazının tamamı:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=14055
14 Temmuz 2010 Arslan BULUTYargıda şimdi de Kanadalı gölgesi!
Yazının tamamı:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=14070
15 Temmuz 2010 Arslan BULUT Adalet Bakanlığı'nın ikinci açıklaması
Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Murat Aydın, uzun bir açıklama gönderdi. Açıklama bu sütunun boyutlarını dört kat aştığından, özetleyerek vermek durumundayım. Cevaplarımı daha sonra yazacağım.
Arslan BULUT
Yazının tamamı:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=14085
"Demokrasi amaç değil araçtır!"
Maşallah, araç tıkır tıkır yürüyor.(Hasan Pulur)
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
O mahkemeye baskın yapıldı!
29 Temmuz 2009 Çarşamba 17:22
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi aldıkları kararla tartışma yaratmıştı. Gül'e ve Erdoğan'a dava açmıştı. Müfettişler bugün baskın yaptı.
Adalet Bakanlığı biri baş müfettiş olmak üzere 3 müfettişini dosyaları incelemek için mahkemeye gönderdi. Müfettişler habersizce mahkemeye baskın yaptı.
,
GÜL YARGILANSIN
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında “Kayıp Trilyon Davası”nda verilen takipsizlik kararını kaldıran Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz uzun süre gündemde kalmıştı.
ERDOĞAN KARARI
Kararı veren Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, daha önce de
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında `Sayın Öcalan` sözüne verilen takipsizlik kararının kaldırılmasına karar vermişti.,
HABERİN TAMAMI:
http://www.internethaber.com/news_de...erstitial=true
M.E.Sezen: Yargı Bağımsız mış!! 'TARAF OLMAYAN BERTARAF OLUR' O İnsanlarımızın başına neler geliyor görmeyen gözlerinizle görün.
***
YANDAŞ MEDYANIN LİNÇ SIRALAMASINDA ARTIK BAŞTA KİM VAR?04.09.2009
Hep diyoruz, Türkiye “bir yere doğru sürükleniyor”
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz dün yandaş medyanın sayfalarındaydı.
Peki niye?
Hatırlayalım…
http://www.odatv.com/n.php?n=yandas-...var-0409091200
***
HÂKİM KAÇMAZ'A KOMPLO GİBİ BASKIN
Tarih : 01.12.2010
Hatay Polisi’nin tavrı, Hakim Osman Kaçmaz’ı, ihbar edilen fuhuş olayından kötü bir durumda yakalayıp kamuoyun teşhir amacına yönelik bir baskın olduğu intibaını uyandırıyor
Hakim Kaçmaz’ın Avukatı Baykal Doğan, bu konuda dün şu açıklamayı yaptı: “Hafta sonu tatilini Hatay’da geçireceğini Adalet Bakanlığı’na ve Hatay Emniyet Müdürlüğü’ne bildiren müvekkilimin basına yansıyan ahlak dışı ithamı tüm resmi makamların bilgisi ve görgüsü içerisinde olduğunu bile bile yapmış olması ne derece mümkündür?”
Hâkim Remzi Özdemir ise, “Polisler savcıdan arama izni almışlar. Fakat kâğıtta hiçbir isim yok. Bir savcı, herhangi bir isim olmadan şahıslar hakkında arama izni çıkarmaz” dedi.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, resen soruşturma başlattı. Soruşturmanın, “hakaret” ve “iftira” suçlarından yürütüldüğü öğrenildi. Savcılığın, ihbarı yapan kişinin kimliğinin tespit edilmesi için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’yla temasa geçtiği öğrenildi.
Kaçmaz’ın 303 nolu odasına arama kararıyla giden polis ekiplerinin, baskın anını kayıt altına aldıkları kamera görüntüleri basına sızdırıldı.
İhbarın asılsız çıkmasına rağmen dün www.samanyoluhaber.com adlı internet sitesinde polis kamerası görüntülerinin 4 dakika 19 saniyelik bölümünün yayımlanması dikkati çekti.
http://anafor.org/haber_detay.asp?bolum=4786&uyeid=50
***
ÇÖLAŞAN YAZDI: Parola:Minik Kuş…İşareti (XXX) ……..Bir Rezalet Daha Osman Kaçmaz Gerçeği
ANKARA’da Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, bu iktidarın hışmına uğramış hukuk adamlarının başında geliyor. Kaçmaz’ın başına birkaç gün önce -gelen demiyorum- getirilen olay, Türkiye’deki rezaletin son kanıtı idi.Osman Kaçmaz, geçen hafta sonunu geçirmek için Sincan Adliyesinden bir hakim arkadaşı ve avukatı ile birlikte Ankara’dan Hatay’a gidiyor.Devlet memuru Ankara dışına çıkacaksa, bağlı olduğu Bakanlığa durumu bildirmek zorunda. Kaçmaz da durumu Adalet Bakanlığına bildiriyor.
Aynı bildirim koruma amaçlı olarak Hatay Emniyet Müdürlüğü’ne yapılıyor.
Dolayısıyla gerek Adalet Bakanlığı ve gerekse Hatay Emniyet Müdürlüğü,
Osman Kaçmaz’ın iki gece Hatay’da otelde kalacağını biliyorlar.
Orada kendisine koruma veriliyor.
Unutmayalım ki Hatay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in memleketi ve seçim bölgesi.
http://www.ilk-kursun.com/2010/12/co...acmaz-gercegi/
***
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Erdoğan, yargı reformunu eleştiren yargı temsilcilerine "Eğer yürütmeye bağımlı olduğunu söylüyorlarsa çıksınlar ispat etsinler" diye seslendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yargının bağımsızlık istediğini belirterek, "Eğer yürütmeye bağımlı olduğunu söylüyorlarsa çıksınlar ispat etsinler. Ama yargı maalesef bağımsız da, yargı tarafsız değil. Sıkıntı burada" dedi. Kocaeli'nde NAMET Et ve Et Entegre Tesisi'nin açılışına katılan ve ardından ÖSS'de ilk 100'e giren öğrencilere Kocaeli Belediyesi tarafından hediye edilen otomobillerin anahtarlarını veren Erdoğan, şunları söyledi:
'KUŞATMIYORUZ'
Bizimle aynı vizyonu, aynı hukuku paylaşamayanlar engel çıkardılar. Türkiye'nin atılımlarını engellemek, milletin iradesini gölgelemek, tercihlerini yok saymak için her yola başvurdular.
Bizim yapacağımız reformlar sadece Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu düzenlemelerdir. Hiçbir şeyi, hiç kimseyi kuşatmamız söz konusu olamaz. Şahsi düzenleme, kişisel reform bizim kitabımızda yazmaz.
Yargı bağımlı mı? Ben merak ediyorum nereye bağımlı? Ben bağımlı olduğu bir yer görmedim. Eğer yürütmeye bağımlı olduğunu söylüyorlarsa çıksınlar ispat etsinler. Ama yargı maalesef bağımsız da, tarafsız değil. Sıkıntı burada. Yargı tarafsız değil. Ve yargının hesap vereceği bir makam var mı? Yok. Yargı kararı alırken en sonunda millet adına der. Millete hesap verme diye bir şeyi var mı? Millet adına icraat yapan biziz biz. Bizi millet getirir, millet götürür.
Bizim yaptığımız her reforma sırf biz yapıyoruz diye karşı çıkmak sorumlu bir muhalefet tarzı değildir. Yasama organı 411'le karar alacak. 367 ile karar alacak. Yargı yok farz edecek. Dünyanın neresinde var böyle bir şey. Böyle bir muhalefet tarzı çağın gerçeklerine de, Türkiye'nin gerçeklerine de uzaktır. Ne olacağı belli olmadan Anayasa Mahkemesi'nin yollarına düşmek yapıcı muhalefet anlayışı ile asla uyuşmaz. Cuma namazını yeni inşa edilen Musa Efendi Camii'nde kılan Erdoğan vatandaşları selamladı. Bu sırada genç bir kız "Arsalarımıza el koydular" diye bağırdı. Erdoğan, "Oradan yaygara yapma gel yanımda anlat" dedi. Bunun üzerine genç kız Erdoğan'a giderek belediyenin tapulu arazilerini ellerinden aldığını söyledi. Erdoğan belediye başkanından bilgi alacağını belirtti.
http://www.sabah.com.tr/Siyaset/2010...tarafsiz_degil
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Osman efendinin Hatay'daki bir otelde bir kadınla birlikte olmasını "özel hayata müdahale" olduğu için eleştirmekten vazgeçtik de, otelin ücretinin bir işadamı (ve siyasetçi) tarafından ödenmiş olmasını nasıl yorumlayacağız?
Bir hakimin otel masrafı bir iş adamı tarafından neden karşılanır?
Bu durum size normal geliyor mu?
Namuslu ve dürüst hakimler, adları çıkmasın diye biz avukatlara bile selam vermeye çekinirken, Osman efendinin marifetlerine bir bakın..
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
M.E.Sezen:Kendileriyle ilğili her olumsuz konu üzerine "Gerekirse Yasa diğişikliğine gidebileceklerini" söyleyen işi ne gelmeyen hertürlü davranışa ileri Demokrasi'nin uygulandığı bir yerde Yargı Bağımsız mı? diye bilmek...
'Haberal yasası'na tepki
07 Aralık 2010 Salı
Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk, hükümetin Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın hakimlerine verilen tazminat cezasına karşı düzenlenen yasa teklifini “nesnellikten uzak bir çalışma” olarak değerlendirdi. Türk, hükümetin, “Ergenekon” davasında uzun süredir tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın haksız tutuklu kaldığı gerekçesiyle, Yargıtay tarafından hakimlere verilen tazminat cezasına karşı, yasa değiştirme yoluna gitmesini değerlendirdi.
http://www.gazete5.com/haber/sami-tu...-201-65066.htm
************************
Erdoğan, 3 genaralin açığa alma işleminin AYİM tarafından iptal edilmesi durumunda gerekirse bir yasa değişikliğine gidebileceklerini söyledi.
MHP lideri Bahçeli: Yandaş yargı oluşturulmaya çalışılıyor 10 Eylül 2010
Bahçeli:. Milyonlarca vatandaşımız adalet aramak için mahkemelerde yıllarca sürünmektedir. Ancak AKP’nin, bu konuların önünü açacak düzenlemeler getirmek yerine, yalnızca Anayasa Mahkemesi ile Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin sayılarına yönelik düzenlemeler yapılmaya çalışması oyunun bir parçasıdır. Şayet bunu aşabilirlerse yapmak istediği, yarın karşılarına çıkacak hukuki engellerin ortadan kaldırılması ve yüksek yargının kendilerine teslim olmuş yandaşlarla doldurulmasıdır" dedi.
http://www.milliyet.com.tr/mhp-lider...67/default.htm
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Balyoz Davası"nın Hakimi Değişti..????....Hiç düşündünüz mü?
Hakim hakkında tek bir şikayet belgesi ve kanıt yok... Neden değiştiriliyor hakim?
****
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), bazı hakimlerin geçici yetkiyle görev yerlerinde değişikliğe gitti.
HSYK, bu çerçevede, Balyoz Darbe Planı davasına bakan Özel Yetkili İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt’u geçici yetkiyle Gebze’de görevlendirdi.
Zafer Başkurt’un yerine Ergenekon Davalarına bakan Özel Yetkili İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin kıdemli üye hakimi Ömer Diken getirildi.
Zafer Başkurt’un, daha önce görev yerinin değiştirilmesini istediği öğrenildi.
Bu arada, gazeteci Hrant Dink cinayeti davasına bakan özel yetkili İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak da geçici yetkiyle Sakarya’da görevlendirildi.
Erkan Cakan’ın yerine ise 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin kıdemli üye hakimi Rüstem Eryılmaz getirildi.
http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDet...6-b9610c4004a1
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Halkın sağlıklı bilgilendirilmesi sağlanmadan, “darbenin izlerini silmek, demokratikleşme, özgürlükleri genişletmek, reformu yapmak, ileri demokrasiye geçmek” savı ile gerçekleştirilen ancak bugüne kadar bu konularda herhangi bir ilerlemeye tanık olunmayan anayasa değişiklikleri sonrasında HSYK yasa tasarısı da meclisten geçmiştir. YARSAV olarak Anayasa değişikliği, gerek referandum süreci ve gerekse yasa taslağının kamuoyu ile paylaşıldığı günlerde yaptığımız tüm çağrılara karşın yıllarca ulusal/uluslararası çevrelerde siyasi etkiye sahip Bakan ve Müsteşar’ın HSYK’dan çıkarılması tartışılmışken, aksine Kuruldaki varlığı pekiştirilen Adalet Bakanı’nın yetkileri artırılmış; müsteşarım yanı sıra bakanlığın başka bürokratlarının da kurulda temsili sağlanmıştır. YARSAV olarak yargıç ve savcıların kuruldaki temsilini çok önemsememize karşın, asıl ağırlığın kürsüye değil Bakanlık kanadına ve müsteşara verildiği, diğer üyelere verilmeyen önemin, müsteşarın toplantılara katılmaması halinde yerine vekaleten katılacak kişinin dahi özel olarak belirlenmesi suretiyle müsteşara verilerek, bu önemin altının da çizildiği görülmektedir ki bu husus açıkca Anayasa’ya da aykırıdır.
Son adımla birlikte HSYK Adalet Bakanı’nın etki ve yörüngesinde bir yapıya büründürülmüştür. Avrupa Yargıçları Dayanışma Konseyi’nin hükümet üyelerinin kurulda yer almaması, yargıç üyelerin seçiminde yürütme organlarının etkisinin olmaması, başkanın kurulun kendisi tarafından seçilmesi ve bir yargıç olması yolundaki görüşleri ise yapılan düzenlemelerde hiç dikkate alınmamıştır.
Bu yapıya göre siyasi bir kimliği olan Adalet Bakanı artık kurulun başkanı, yöneticisi, temsilcisi kısacası neredeyse tek hakimi haline getirilmesi,ayrık haller dışında, Genel Kurul çalışmalarına başkanlık etmesi referandum sırasında sürekli aksi söylenmesine karşın genel kurulda oy kullanması, genel sekreteri ataması, yargıç ve cumhuriyet savcıları hakkında denetim, araştırma, inceleme ve soruşturma işlemlerine olur vermesi sağlanmış, böylece geçmişteki yetkilerini aşan yetki ve güçle donatılmış, bununla da yetinmemiş, bakan oluru ile soruşturmayı yapacak olan müfettişler Cumhuriyet savcılarına tanınan yetkilere sahip kılınarak yürütmenin yargı üzerindeki baskı gücü böylece sınırsız hale getirilmiştir.
Bu sistem bizi yürütme organı etkisine daha açık hale getiren, dün olduğundan daha bağımlı kılan, yargıç ve cumhuriyet savcısı üzerindeki siyasi baskıları arttıran, gerektiğinde siyasal irade lehine kararlar vermeye örtülü biçimde özendiren bir yapıdır. Tüm uyarılarımıza karşın, atamalarla yetkili HSYK birinci dairesinin oluşumunda hiçbir uzamanlığı olmamasına karşın Adalet Bakanlığı müsteşarı yer alırken, atama konularında uzman olan Danıştay’dan bir temsilcinin bulunmaması manidar ve siyasal iradenin atamalarında tam etkili olma kararlılığının da bir göstergesidir.
Yine kurulun bağımsız bir bütçesi varmış gibi gösterilmesi, ancak geçici madde ile süresiz olarak Adalet Bakanlığı bütçesinden giderlerinin karşılanacağının öngörülmesi yani yargını aynı kaynaklardan beslenmek zorunda bırakılması da, yargı yürütme baskısının artacağının somut işaretidir.
Meslekten evvelce ihraç edilen yargıç ve cumhuriyet savcılarına mesleğe dönüş yolunun geçici bir madde ile açılması olumlu bir gelişme olarak görülmekle birlikte, bu konudaki düzenlemenin Anayasa’da geçici bir madde ile yapılması gerekirken Anayasal bulunmayan bir yöntem geliştirilmesi hükmü tartışmalı hale getirmiştir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 13.12.2010
YARSAV YÖNETİM KURULU
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
BAY GÜL, HANGİ SIFATINLA KEFİL OLUYORSUN
KAYSERİ Büyükşehir Belediyesi, AKP’nin önde gelen kalelerinden biridir. Kılıçdaroğlu birkaç gün önce bu belediye ile ilgili yolsuzluk iddialannı belgelerle açıkladı ve kalenin duvarlannda büyük gedikler açtı. Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki kendini savundu. Savunma halkasına hükümet üyeleri de katıldı.
Buraya kadar olanlar normal. Bir taraf büyük yolsuzluğu belgelerle açıklıyor, öteki taraf kendini savunuyor.
işte bu aşamada devreye Çankaya’da oturmakta olan Abdullah Gül isimli sorumsuz Cumhurbaşkanı girdi ve konuşmaya başladı:
“Özhaseki’yi çok yakından ve iyi tanırım. Kendisine sonuna kadar kefilim.”
Bak beyefendi, senin bulunduğun makam sana böyle uluorta konuşma, yolsuzluk iddialannda taraf olma hakkını vermez.
Sen birilerine hangi sıfatınla, hangi yetkinle kefil oluyorsun?
Kayseri Belediye Başkanı senin yakının, adamın, hemşehrin olabilir. Ama böyle olması sana, yargıya intikal etmiş olan bir davada taraf olma yetkisi vermez.
Bu nasıl iştir yaa?
O makamda bugüne kadar oturan hiçbir kimseden böyle bir söz duymadık. İlk kez bundan duyuyoruz!
Bay Abdullah Gül bununla da yetinmedi, bu yolsuzluk iddialan patladıktan sonra Özhaseki’yi önceki gün Çankaya’daki makamında kabul etti.
Baş başa, kafa kafaya verip görüştüler. Belediye Başkanı şöyle dedi:
“Ankara’ya gelmişken Sayın Cumhurbaşkanı’nı da ziyaret ettim. Çay içtik. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Neler oluyor?’ diye sordu, biraz gülüştük.”
Gülüşmüşler!..
Çankaya’da oturmakta olan şahıs, yargıya intikal etmiş bir davada açıkça taraf olmuş durumda. Hemşehrisi olan, geçmişte Refah Partisi, Fazilet Partisi gibi yerlerde, bugün ise AKP’de birlikte çalıştığı adamını resmen koruyup kolluyor, onu makamında kabul ediyor, yargıya da “Ben onun arkasındayım haa” mesajı veriyor.
Eğer gerçekten “Tarafsız” olduğunu iddia ediyorsa, tarafsızlığını bozup anayasayı çiğnemediğini düşünüyorsa, o takdirde o iddialan gündeme getiren Kılıçdaroğlu nu da çağırıp bir çay içmesi, ona da “Neler oluyor?” diye sorması, sonra da onunla birlikte “Biraz gülüşmeleri” gerekmez mi?
Sorumsuz Cumhurbaşkanı tarafsızlığım tümüyle yitirmiştir.
O sadece AKP’nin cumhurbaşkanı, onay makinesidir.
Öyle olduğunu zaten biliyorduk da, bu son olay bildiklerimizi perçinledi.
Emin Çölaşan,
19 Aralık 2010
http://www.ilk-kursun.com/2010/12/co...fil-oluyorsun/
M.E.Sezen: Benim merak ettiğim Adana Belediye başkanına ne oldu? Konu yargıya intikal etmişken sonucunu görmeden Devlet Büyüklerimizin yaptığı dogrumudur?
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
AK Parti Yargıtay'a "Acil dosyaları görüşmeye engel yok" çağrısı yaptı. AK Partili Bekir Bozdağ, "Hizbullah dahil dosyaları 1 saat içinde görüşün" dedi. Bozdağ'ın çağrısına Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'den sert tepki geldi. Gerçeker, "Elimizde sadece Hizbullah dosyaları yok. Gelsinler iki günde bitirsinler, memnun oluruz" dedi.
http://www.cnnturk.com/2011/turkiye/...4.0/index.html
HİZBULLAH dosyası 40BİN BELGEden oluşuyormuş.AKPli Bekir Bozdağ,1 günde KARAR verin demiş.Çevirin kazı Bekir bey,kaz değil Yargıtay yansın.
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Yargıtay Başkanı: ‘Bize haksızlık yaptınız’
7 Ocak 2011
Sedat Ergin
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Bize haksızlık yaptığınız kanaatindeyim” diye söze girdi.
Gerçeker’in bu sitemkâr sözleri, “Yargı cephesindeki gecikmenin bedeli” başlıklı dünkü yazımızda Yargıtay’a getirdiğimiz eleştirileri konu alıyordu.
Yazıda, Yargıtay’ın Hizbullah dosyasını öncelikli bir şekilde ele almayarak cinayet hükümlüsü birçok sanığın tahliye olmasını “muhakeme ve feraset eksikliği” gibi ifadelerle eleştirmiştim.
Yargıtay Başkanı, dünkü konuşmamızda bu eleştirilerle ilgili üzüntüsünü kayda geçirirken, eleştirinin dayanaklarının haklı olmadığını kendi açısından bir dizi maddi veri üzerinden göstermeye çalıştı.
Yargıtay'a Mart ayında geldi
Gerçeker öncelikle, Hizbullah dosyasıyla ilgili gecikmenin Yargıtay’dan kaynaklanmadığını vurguladı. Davanın Diyarbakır’da 2000 yılında açıldığını, mahkemenin kararını 2009 yılı sonunda verdiğini, sanıkların temyiz başvurusunun da Yargıtay’a ancak 2010 yılı mart ayında geldiğini anlattı. Yani sürecin 9 yıla yakın dönemi birinci derecedeki mahkeme aşamasında geçmiş.
Dün Yargıtay’ı eleştirmiştik. Bugün de madalyonun diğer yüzünü göstermiş oluyoruz.
Merak edenlere yazının tamamı:http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16703085.asp
-
Cevap: Yargı Bağımsız mı?
Yargıtay 6. Ceza Dairesi, tahliyelerden 3 ay önce acil dosyaların tamamını öne alarak hepsini sonuçlandırmış ve geleceği öngördüğü için tahliyelere fırsat vermemiş.
9. Ceza Dairesi ise "biz öne almayız, sıraya koyduk" diyor. Yani bile bile tahliyeye fırsat verilmiştir. Altıncı daire gibi düşünselerdi, bu sonuç doğmayacaktı.
http://www.milliyet.com.tr/sorumlu-k...57/default.htm