-
Ergenekon davasında müşteki kim?
Merak ettiğim bir konuyu burda açmak istiyorum. Herkesin bildiği gibi, birkaç savcının binlerce sayfa iddianamesiyle açılan bu davada yüzlerce bilim adamı ve gazeteci ile onlarca emekli ve muvazzaf asker bir terör örgütü kurmakla suçlanıyor. Peki bu varsayılan terör örgütü varmıdır, veya varolduğuna dair herhangi bir mahkeme kararı var mıdır? Bu iddiaların sahibi savcılar mıdır, o zaman savcılar kimlerin şikayeti üzerine soruşturma başlatmışlardır? Bunları bilen birisi varsa ve aydınlatırsa çok memnun olurum.Saygılarımla
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
İşin özeti on çapulcunun ve kendini bilmez bir kaç asker bürokratın saçmalaması nedeniyle böyle bir garip dava açılmıştır. Çok yakında mahkeme savcısı ile hakimi değişirse şaşırmayın çünkü amaç nail oldu... Dipsiz kuyunun amacı TSK ve Yargıyı talan etmekti... Asıl müşteki yani şikayetçi davaya bakan Adli makamlar ile en büyük devlet kurumu TSK dır . Olayın müsebbibi F tipi polis ve savcılar ile işbirlikçisi hükümettir. Bakınız son Dursun Albay olayı...
Aksini söyleyen sadece laf ebeleridir..
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Demek ki aslında bu dava bir tezgah değil mi? Peki memlekette bunca tarafsız savcı hakim mahkeme varken neden hiç bir yargı mensubu bu tezgahı hazırlayanlara karşı bir dava açmıyor? Ortada ETÖ diye bir terör örgütü dahi yokken sürekli bu terör örgütüyle mücadele ettiğini söyleyen AKP'nin başbakanı, bu tezgahı hazırlayan kişi olamaz mı sizce de?
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Karşılıklı hasbihal ediyoruz madem ikimiz ben size baştan çok ilgisiz bir şey anlatayım bu sadece üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkeme ait bir özellik olarak zırt pırt her konudakarşımıza çıkan bir garip özelliğimizdir. Artık siz bunu nasıl yorumlarsınız bilemem...
1980 lerin ortasında durduk yere bir ''söylence'' ortaya çıktı. Çıkış kaynağının ben dinciler olduğunu sanıyorum amma çok güçlü bir çıkıştı ki hala söylenir durur işin garibi karşıda çıkamazsınız...
''Kur'an- Kerim'de ''A'' harfi ile başlayan çok büyük bir devletin tamamen müslüman olacağı yazıyor...'' dendi o kadar Kur'anı bildiğini iddia eden kişi bile anında inandı! Bu ''A'' ile başlayan devletin Amerika veya Almanya olduğu da anında kabul edildi..
Şimdi bunu söyleyene bakıp gülümsediğiniz anda...
''ne gülüyon......'' diye başlayan saçmalık yumağının içinde bulursunuz kendinizi... Hele hele kalkıp
'' Kur'an ın neresinde ? Hangi Sure hangi Ayet te yazıyor ?'' gibi mantıklı bir soru sorarsanız... Öfke dolu gözlerle süzülür
''Dinsiz kafir '' oluverirsiniz... Aslında kendileridir dinsiz olan dinle oynadıklarından dini suistimal ettiklerinden ama bilmezler daha doğrusu aldırmazlar bile... Çünkü din çok büyük bir silahtır asla oynanmaması gereken bir silah... Bu yüzdendir aslında Atatürk'e düşmanlıkları çünkü eğer Kur'an Türkçe olsa herkes okusa anlasa böyle kandıramazlar insanları... Ama şimdi bilen yok salla işine geldiği gibi din kitap allah dedin mi kabul görülürsün...
Hele hele kalkıp
'' Yahu bu Kur'an Allah'ın kelamı değil mi? Allah bilmece gibi ''A ile başlayan bir devlet'' der mi? Bilmez mi bu devleti ? Ne biçim iş bu?'' derseniz Katli vacib olursunuz...
Bir de bunun üstüne Din bilgisiyle yetinmeyip azıcıkta ''gerçek'' söylemleride koyarsanız ...Örneğin derseniz ki..
'' Kur'an Arapça indiğine göre nasıl oluyor da bu A ile başlayan devletin ''Türkçe'' okunuşu oluyor ? Almanya'nın adı Germany dir A ile başlamaz ki? Kaldıki Kuran indiğinde ne Almanya ne Amerika vardı ne ayak? Hem olmayan iki devlet hem Türkçe okunuşu !!!! Sen uyduruyor olma'''
Kesinlikle dinsiz Allahsız kitapsız ilan edilirsiniz. Kesin siz haklıyken onlar haklı çıkar ve siz din dışı olursunuz bir anda... Bizim işlerimiz böyledir nedense hep...
Size bir öykü daha anlatacağım sonra kısa bir net yanıt vereceğim...
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Ergenekon davasında müşteki kamu hukukunun olması gerekir. Bunuda Cumhuriyet savcıları takip eder. Fakat bu işe RTE gönüllü olarak soyunduğu için siz müşteki olarak Mr. RTE yi görebilirsiniz.
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Mehmet Bey, müşteki olarak sayın Mr. RTE olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Peki bu muhterem müşteki ve taraftarlarının iddia ettikleri ispatlanamazsa ne olur?Çünkü 2 senedir hiç bir delil bulamadılar. Bir de ortaya muhtemelen Mr. RTE'nin adamları TARAF'ından hazırlanmış sahte bir kağıt parçası bizzat Mr RTE'NİN sacvısı TARAF'ından TARAF gazetesine servis edildi. Bu kağıt parçasını tüm Türkiye'ye gerçekmiş gibi gösterdiler. Benim merak ettiğim bunca sahtekarlığı yapan ve yöneten kişiler açıkça ortada fink atarken neden hiç bir savcı çıkıp da bu olayları organize eden kişiler hakkında dava açmaz? Dava açılacak kişilerin dokunulmazlığı yok. En başta bu soruşturmanın başındaki savcılar ve tutuklanma kararlarını veren hakimler, gizli olması gereken dava dosyasını TARAF gazetesine veren memurlardır. Çok sakıncalı şeyler yazmadıysam bu konuda fikri olan varsa bilmek isterim.
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Erhan Bey bu konuda fikrim olmaz mı var. Amma hepsini burada söylemem mümkün değil.:)
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Soruşturmayı bırakıp tüm sanıkları tahliye etseler ne güzel olur değilmi?
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Soruşturmayı bırakıp tüm sanıkları tahliye etseler ne güzel olur değilmi?
Üstadım, tüm sanıkları bırakmalarını dilemek benim işim değil. Hukuk devletinde suç işleyen cezasını çekmelidir. Soruşturma da kovuşturma da hukukun içinde kalınarak yürütülmelidir. Bana kalırsa, şimdi aylardır ne ile suçlandiığını bilmeden cezaevinde yatanların büyük bölümünün suçsuz olup beraat edeceği kesin olmakla birlikte nasıl salıverecekleri hangi kılıfı uyduracakları yargı makamlarının önünde bekletici sorun olarak durmaktadır.
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Kırk yılda bir bir konuya mülaki oldum bir yemek arası verdimmm ohooo nerelere gitmişsiniz... Neyse ben ısrarlıyım masalımı anlatacağım..
Kaf dağının ardında uzak bir ülkede geçer olay..
Ülke enteresandır doğal güzellikleri bitmek tükenmek bilmez yaşayanlarıda enteresandır bir kısmı bunu yağmalar bir kısmı seyredermiş.. Bu ülkenin Kaf dağı ardı ülkelerinin tamamında dillere destan bir şehri varmışş.. Kaf dağının en güzel en önemli en muhteşem şehriymiş bu şehir...Şehir bir boğazla ikiye ayrılırmış aslında ayrılan sadece şehir değil kaf dağı ardı ülkelerinin en büyük kıtasıyla en gelişmiş kıtasını da birbirinden ayıran bir boğazmış amma yaşayanlar bunun pek bir farkına varmazmış..
Bu şehir yemyeşilmiş harika bir silüeti varmış ama yukarıda da dedik ya rant ve soygun kavgasından bu yeşillik kaf dağı ardı ülkelerde gözükmeyen bir hilkat garibesine dönüştürmekteymiş şehri.. İşin komiğimi acısımı belli değil hiç bir binada bir birine benzemezmiş.. Düzensizliğin düzen olduğu rantçının hırsızın soyguncunun ''beyefendi olduğu'' bir şehre dönüşmekteymiş.. Ama güzel şeylerde olmuyor değilmiş ...
Gel zaman git zaman bu şehiri yönetmek için yapılan seçimlerde ''o zaman ki '' önde gelen partiler birbirinden değerli adaylar çıkarmış ortaya.. Kimi dünya barış elçisi olan bir sanatçıyı kimi işinin ehli bir profesörü... Bir partide öylesine birisini çıkarmış diğer adaylar arasında esamesi bile okunmamaktaymış... Amma nasıl olduysa olmuş büyükler tepişirken bu ''öylesine'' birisi aradan sıyrılıvermiş ve bu kaf dağı arkası ülkelerinin en güzel şehrini yönetmekle görevlendirilmiş... İşte sonun başlangıcı o zaman başlamış... Hakkında belediye başkanlığı süresinin her senesi için birden fazla davayla daha yukarılara kaçmış...
İşin komiği bu ''öylesine''birisi şehri yönetirken ilgisiz bir yerde çok ilgisiz bir şiir okuyarak o kaf dağı ülkesinde ciddi bir suç sayılan ''Halkı; sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek'' suçundan o ülkenin en yüksek yargısının onadığı suçtan ceza alan kişi bir zıplamayla şehri bırakıp o ülkeyi yönetir olmuş...
Ülkenin tüm maddi manevi kazanımları birer birer yok edilmeye kendi yandaşları hariç her şeyi dümdüz etmeye çalışır olmuş ekibiyle birlikte. Hep daha önce yapılanların üzerine oturmuş savmış satmış... Bir tek kazanım yapamamış aslında ama halkının gözünün içine baka baka muhteşem yalanlar söyleyip kaf dağı ardı ülkenin insanlarının inançlarıyla oynayarak kendisine inananları bulmuş hep yanında...
EE kendisi bölücülükten ceza alınrda partisini bırakırmı bu zihniyetteki kişi.. Cezanın ne kadar doğru olduğunu ispatlarcasına partiside ''mahkum olmuş''iyi mi!! Hemde mahkumiyet o ülkenin en değerli kavramlarının karşısında odak olmak suçuymuş... ( E masal işte saçmalık oluyor bizde olsa bu parti yok olur gider hem ülkeyi yok etme odağı olacaksın hem ülkeyi yürütmeye devam edeceksin masaldan başka yerde olmaz.) Amma nasıl olduysa olmuş ülkenin en değerli kavramları karşısında odak olan bu parti bu değerleri korumakla görevlendirilmiş... Bu olay üstüne o ülkede şu fıkra söylenir olmuş...
Kümese müdür aranıyormuş.
Tilki de müracaat etmiş...
Tilki'yi çok beğenmişler ve işe almak istemişler ve
'Ne ücret istersin? ' diye sormuşlar..
Tilki; 'Ben gülmekten söyleyemeyecegim, artık siz ne verirseniz, verin ' demiş.
İşte bu yönetim ülkenin tümdeğerlerini yok etmek ülkenin ordusunu yargısını eğitimini her şeyiyle yok etmek için çalışıp duruyormuş.. Engelleri birer birer kaldırarak kendi kadrolarını yerleştirerek Her türlü hukuksuzluğu hukuk adına yaparak yalanla dolanla çalışıyormuş ... Ta ki.....
Bu öykü böyle gider... başı sonu bilinmez bilinen şeyler ise her zaman söylenmez....
O yüzden siz oturun yatın kalkın dua edin. Kaf dağının bu tarafında yaşıyorsunuz böyle şeyler asla ve kata olmaz...
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
eğer Kur'an Türkçe olsa herkes okusa anlasa böyle kandıramazlar insanları...
Bildiklerim: Elmalılı Hamdi Yazır; Muhammed Esed, Yaşar Nuri Öztürk, Suat Yıldırım; bir de diyanet işleri başkanlığı olmak üzere 5 tane ben tercüme biliyorum. Bilmediklerim de vardır muhakkak.
"Türkçe olsa" dileğiniz zaten çoktaaan gerçekleşmiş durumda; okumak isteyen okur yani. Ama okumak isteyen o kadar az ki. Sorun burada. Bin tane de tercüme olsa okumak isteyen olmadıktan sonra anlamı olmaz.
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Aslında sorunuzun kısmi yanıtı bu iki öyküde bulunmaktadır. Bu dava yaklaşık yüz yıl sonra Türk Hukuk Tarihinin yüz karası davalarından birisi olarak ders niteliği taşıyacaktır. Hukuk adına bu kadar hukuksuzluk yapıldığı tarih boyunca görülmemiş muhtemelen de görülmeyecektir. Ne acıdır ki bu olaylar ilk başladığında daha ilk iddianame bile ortada yokken ortadaki gelişmelere bakıp ''dava başladığında ne el bombalarını bulabilecekler nede belgeleri..'' gibisinden bir cümle kurmuştum... Aylar sonra ilk duruşma başladı ve davanın temeli olan ''ümraniye el bombaları bulunamadı'' yerine imha tutanağı çıktı!!! Davanın baş delili yok oldu ve yerine tutanak geldi... Şimdi de bol bol sahte belgeler ortada dolaşıp duruyor...
Bu eğitim ve hukuk bilgisi düzeyiyle mahkemede mübaşir bile olamayacak RTE kendisini bu davanın savcısı ilan etti durduk yere... Burada ki ''durduk yere'' lafın gelişidir. Öteki durur mu ? O da sancak iskele demeden bodoslama daldı bende bu davanın avukatıyım diye... Gerçi Baykal a yakıştı ne deolsa asıl mesleği avukatlık yani birisinden vekalet aldığı an resmen davanın 'avukatı'' oluverir... Öteki ise yalakalarının verdiği fahri doktoraları üst üste koysa bile ancak davanın izleyicisi olabilir... Aslında aralarındaki fark bu....
AKP nin başbakanı dediğiniz RTE bu olayı hazırlayan OLAMAZ. İçinde midir ? kesinlikle.. Çünkü bu olay RTE yi çok ama çok aşar Antantiğin öbür kıyılarına kadar uzanır bu olay ... Orada ki bir salya sümük ve onu kullanan CIA ya çok iyi bakmak bazı olayları iyi analiz etmek gerekir.
RTE bazı diğer kişilerle birlikte görünen baş aktörlerdendir. Ama oyun çok büyüktür çok... Ve şimdiki zaman Laik demokratik sosyal hukuk devletine sahip çıkma zamanıdır çok geç olmadan...
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Ben sadece bir şeyden eminim, bütün milletler yer altındaki yada perde arkasındaki nasıl nitelerseniz niteleyin ama kaba tabiriyle pisliklerinden kurtuldu ve kurtulacak bizim ülkemiz "iyi çocuklar" felsefesiyle hareket ettiği için kurtulamayacak.
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
senoleker rumuzlu üyeden alıntı
Bildiklerim: Elmalılı Hamdi Yazır; Muhammed Esed, Yaşar Nuri Öztürk, Suat Yıldırım; bir de diyanet işleri başkanlığı olmak üzere 5 tane ben tercüme biliyorum. Bilmediklerim de vardır muhakkak.
"Türkçe olsa" dileğiniz zaten çoktaaan gerçekleşmiş durumda; okumak isteyen okur yani. Ama okumak isteyen o kadar az ki. Sorun burada. Bin tane de tercüme olsa okumak isteyen olmadıktan sonra anlamı olmaz.
Ah be sayın senol eker ;
Tam bam teline bastınız. Ben üstü örtülü söyleip geçmeye çalışmıştım evla mı şimdi bu yaptığınız... Şimdi durduk yere kavga çıkacak çarşı karışacak. Ben zaten gevezeyim dilimin kemiği yok.. Sizde tam yerinden giydiriyorsunuz ... EE susamayacağız tabii bir diyeceğimiz olacak...
Daha Atatürk yaşarken ''istemezükçüler'' gizli gizli faaliyete başlarlar Hatta Atatürk ü ''dinsizlikle'' hiç utanmadan arlanmadan suçlayacak kadar alçalır şerefsizleşirler. ( Burada Atatürk ün dindar olup olmamasının hiç önemi yok kendilerinde olmayan yetkiyi kullanmaktan dolayı şeref yoksunudurlar. Çünkü kişi dindar mı değil mi bilecek tek mercii Kur'an a göre Allah tır. Kişi için göstergeler vardır ama çlçüt olamaz bunu akıldan çıkarmamak gerekir.) Bu şerefsizlerden günümüzde de bol miktarda vardır. Bu kadar hain bu topraklardan nasıl fışkırıyor anlamak mümkün değildir ama oluyor işte. Hem de çok üst düzeylere kadar çıkıyorlar... Neyse...
Bu istemezükçüler ki bunlar dinden sömürü yoluyla beslenen asalaklardır. Kuran ve Ezan ın ille de Arapça olması gerektiğini Türkçe nin caiz olmadığını kabul görmeyeceğini ve hatta daha ötesine geçerek yanlış olduğunu yayarlar. Türkçe Kur'an ın kur'an olmadığı okumanın neredeyse küfür olduğu kanısını yerleştirirler. E bizim halkımız bu konuda zaten cahildir vede gereğinden fazla tutucudur. Bilgisizlikten doğan tutuculuk en korkunç tutuculuktur.
Bu yüzden İslam Peygamberinin yaşadığı topraklarda bir tane bile sakal teli yokken ülkemizde 1248 adet sakalı şerif vardır ! Bu yüzden İslam peygamberinin soyundan gelen iki aile varken tüm dünya da ülkemde yüzlerce vardır ! Bu yüzden islam peygamberinin yaşadığı yerde ve tamamen islam olan ülkelerde yatır yokken bizim ülkemizde adım başı bulunur !!! Bu yüzden İslam Peygamberinin ülkesi ve çoğu islam ülkesi vatandaşları İslam peygamberinin mezarının Medine de olduğunu bilirken bizim ülkenin insanhalı hatta hacılar Mekke deki kabeyi peygamberin mezarı sanır...
Dini sömürmekten çıkarı olanlar dini en anlaşılmaz biçimde tutmaya çalışırlar. Çünkü bilindikçe inandırıcılıkları kalmayacak maskeleri düşecek şarlatanlıkları ortaya çıkacaktır. Yüzyılda bir kuran ı doğru tefsir eden çıkacaktır safsatasıda bundandır. EE herkes dinini tam anlasa bilse bunlar neyi sömürecek? Yüzde kırk küsür oyu kim vewrecek ?
Norveç Oslo Üniiversitesi islam Kürsüsü bir araştırma yayımladı 2007 de konu Kuran ı Kerim ve peygamberin hadisleri... Burada ki çarpıcı bir sonucu gel sen bizim halka sor bakalım ne yanıt alacaksın....
Adamlar islam peygamberinin peygamberlik dönemini yani yaklaşık 23 seneyi incelemişler tüm islam ülkelerindeki hadisler ve KurAn kapsamında... Kur'an da sorun yok.. 22 sene de ağır ağır inmiş... tüm kaynaklar (islami kaynaklar) aynı.. Amma hadislerine sıra gelince ortalık karışıyor... Hele hele güzel turdum Türkiye kaynaklı hadisleride ortaya koyunca... İşin ilginci ve komiği adamlar hadisleri doğru yanlış diye sınırlamamışlar. Tamamen islam kabulüne göre islam Peygamberine atfedilen hadisleri almışlar... Aynı olanları silmişler ve Kuran ı kerim veda hutbesi ile hadisleri başlamışlar okutmaya... Sonuç 22 sene peygamberlik yapan islam peygamberinin gece gündüz uyumadan yemeden içmeden tuvalete gitmeden konuşsa 27 seneye ihtiyaç duyduğu gerçeği !!! İslami diğer verilerle yani Kuran inişi yorumu anlatımı savaşlar göçler hicretler vede günde yedi saat uyku ilave edildiğinde buna yemek süreleri kısmi dinlenme ilave edildiğinde 56 seneye çıkıyor... Bu 56 sene de de yukarıda belirtilen olay ve zamanlar dışında hiç susmadan konuşması halinde ulaşılıyor!! İslam peygamberinin çok sık namaz kıldığı çok uzun süre oruç tuttuğu bu oruç süresince kaynaklardan elde edilen bilgiyle genelde 12-16 saatleri arasında istirahate çekildiği bilgilerinide eklediğimizde süre 78 seneye çıkıyor. Bir de mantıklı olarak islam peygamberinin din dışı konularda da sohbet ettiği konuştuğu yada ara sıra sustuğu kabul edildiğinde süre 156 seneye çıkıyor... EEE İslam peygamberi topu topu 22 sene peygamberlik yaptı Ne iş!!!
Hadi gel bunu açıkla bakalım ne diyecekler ssize !! Kur'an haricinde islam peygamberinin çok az günümüze gelen hadisi olduğunu veda hutbesinin bile tartışmalaı olduğunu söyleyin bakılım... Katli vaciptir...
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Sizi uğraştırdım galiba korkarım :)
Ama güzel yazı olmuş.
Her görüş birbirinin aynı değildir, olmamalıdır mıuhakkak. Örneğin ben bir yere katılamayacağım:
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Kuran ve Ezan ın ille de Arapça olması gerektiğini Türkçe nin caiz olmadığını kabul görmeyeceğini ve hatta daha ötesine geçerek yanlış olduğunu yayarlar.
Kur'anı boşverin, Bir filim seyrederken bile, dublaj orijinalinin tadını vermez diyoruz. Örneğin "ne me quitte pas" gibi oluyor mu Türkçe versiyonları?
Vel hasıl-ı kelam "ezanın Türkçe'si" komiğime gider. Komiktir de zaten. Ezan hangi dili konuşuyor olursa olsun tüm ülkelerde "orijinal" dili ile okunur. Zaten Türkiye'de Türkçe ezan(?)'ın okunmasını isteyen de Atatürk değildir. Atatürk'e malederler çok zaman.
Kafiyesi, vezni olan bir şiir başka dile çevrilirse neye benzer? Çok zaman fıkraları bile tercüme edemiyoruz, romanları çevirince tadı kalmıyor, bir "kutsal kitap" nasıl çevrilir ki?
Ha, herkes arapça bilmez tabii; bu yüzden birçok alternatfi ile çevirileri olmalı. Hatta tefsir denen açıklamalı tercümeler de çok alternatili olarak olmalı. Ama her tercümede olduğu gibi hata ihtimali olduğundan tercümeler "gerçek" kabul edilmemeli.
Hadisler konusunda ise vurgulamadığınız daha başka gariplikler de vardır. Bunlar da zaten hadis değil, düpedüz Peygamber efendimiz'e isnad edilen iftiralardır.
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
senoleker rumuzlu üyeden alıntı
Ha, herkes arapça bilmez tabii; bu yüzden birçok alternatfi ile çevirileri olmalı. Hatta tefsir denen açıklamalı tercümeler de çok alternatili olarak olmalı. Ama her tercümede olduğu gibi hata ihtimali olduğundan tercümeler "gerçek" kabul edilmemeli.
Ben bu konuda çok iyi Arapça bilen birinden şu yorumu aldım. Sizler de yorumda bulunabilirsiniz;
"Arapça çok zengin bir dil. Öyle Türkçe ve hele hele İngilizce'deki gibi bir kelime içinde bulunduğu cümleye göre çok fazla anlam değiştirmiyor. Arapçada neredeyse her bir anlam için farklı bir kelime karşılığı var..."
Bu durumda acaba tercümeyi gerçek anlamda Arapça bilenler yapmıyor mu? Veya Türkçe'ye veya başka bir yabancı dile doğru çeviremiyorlar mı?
Ergenekon'un müştekisi konusuna gelince, sanığı da belirsiz, müştekisi de ... Hala yeni sanıklar bulunabilen bir soruşturmanın Türk Yargısına büyük darbe indirdiği ortada. En azından kimsenin o hakimlerin yerinde olmak istemeyeceğine eminim.
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
Ben bu konuda çok iyi Arapça bilen birinden şu yorumu aldım. Sizler de yorumda bulunabilirsiniz;
"Arapça çok zengin bir dil. Öyle Türkçe ve hele hele İngilizce'deki gibi bir kelime içinde bulunduğu cümleye göre çok fazla anlam değiştirmiyor. Arapçada neredeyse her bir anlam için farklı bir kelime karşılığı var..."
Arapça biliyor muyum?
Hayır.
Ama yukarıda sizin alıntıladığınız ifadenin zorlama olduğunu düşünüyorum.
En azından ben bir kelimenin (mâric) anlamını arıyorum ama tam karşılığını bulamadım. Aynı kelime (kur'anda geçer bu kelime) değişik çevirmenler tarafından farklı hatta ilgisiz şekilde çevrilmiş. Eğer arkadaşınızın dediği gibi olsaydı hepsinin aynı şekilde çevirmesi gerekirdi. Üstelik ben bu çevirilerin hiçbirinin ifade edilmek istenen anlamı taşıdığını sanmıyorum.
Neyse, bu konu "ince" konu. İşin sonu kavgaya varır :deli:
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Herhangi bir zorlama yok. Bu ifade Kuran-ı Kerim için söylenmiş bir ifade de değildir. Yalnızca Arapça Türkçe farkını konuşmuştuk. Ben sadece çok iyi Arapça bilen birinin zamanında bana söylediği şeyi sizlere aktardım. Kelimeyi bulamama nedeni Türkçe'de tam karşılığının olmaması da olabilir. Ancak buna evet veya hayır diyebilmek için ne ben, ne de siz yeterli Arapça bilgisine sahip değiliz. Sadece farklı bir bakış açısı getirmek istedim.
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Sayın commodore, ne tesadüftür ki bu akşam bir iki yakınımla çok benzer bir konuyu tartıştık. Okyanusların suyunun birbirine karışmadığının tespit edildiği Kuran-ı Kerim bir ANAYASA'DIR. Kanunlar, Yönetmelikler ve daha alt hiyerarşideki düzenlemeler Anayasaya aykırı olamaz mantığı ile şu sonuca vardık;
Hadisler, hiyerarşik olarak çok daha üst sırada olan Kuran-ı Kerim'e aykırı olamazlar, ondan farklı düzenlemeler getiremezler... Örnek: Yönetmelikler, kanunlara dayanır. Kanunda olmayan düzenleme yönetmelikte olmaz, yönetmelik kanuna da aykırı olamaz. Yönetmelikler kanunların sadece uygulamasına yöneliktir. Peki bir çok hadis hadi Anayasa dediğimiz kitaba nasıl uyumsuz? nasıl onda olmayan şeylerde kural vaz'ediyor?
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Mariç sözcüğünün nerede geçtiği çok önemlidir. Örneğin Feto ya göre Rahman suresinin 55/15 inde geçer. Amma Rahman suresinin 55. ayeti tek satırdır !!! Mariç aslında meyve demektir o da ayrı...
Ama Mariç Marmariste bir bellediyeler birliğidir...
En meşhur mariç ise mileva mariçtir ki o da albert einstein in kendisinden üç yaş büyük karısıdır...
Ezan ve Atatürk konusuna ise girmeyelim isterseniz... Çünkü çok ama çok uzun bir konu öyküsü de ilginç aslına her Türk vatandaşının bilmesi gereken bir öykü... Tek cümle kurayım 1930 lu yıllarda Atatürk ten habersiz kuş uçmazdı yurdumda...
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore, ne tesadüftür ki bu akşam bir iki yakınımla çok benzer bir konuyu tartıştık. Okyanusların suyunun birbirine karışmadığının tespit edildiği Kuran-ı Kerim bir ANAYASA'DIR. Kanunlar, Yönetmelikler ve daha alt hiyerarşideki düzenlemeler Anayasaya aykırı olamaz mantığı ile şu sonuca vardık;
Hadisler, hiyerarşik olarak çok daha üst sırada olan Kuran-ı Kerim'e aykırı olamazlar, ondan farklı düzenlemeler getiremezler... Örnek: Yönetmelikler, kanunlara dayanır. Kanunda olmayan düzenleme yönetmelikte olmaz, yönetmelik kanuna da aykırı olamaz. Yönetmelikler kanunların sadece uygulamasına yöneliktir. Peki bir çok hadis hadi Anayasa dediğimiz kitaba nasıl uyumsuz? nasıl onda olmayan şeylerde kural vaz'ediyor?
Ne diyeyim sayın admin... anlattığım öyküdeki kaf dağının ardında ki ülke gibi bir durum... Tereddütleri aksaklıkları giderin diye bir yazıyla kanunu onaylayan bir 11. nin olduğu ülkede yaşıyoruz maalesef... Ulan o kadar tereddüt olduğunu biliyorsan tereddütleri gideren bir kanun yap diye geri gönder değil mi ? Ha Kur an daki Cebelitarık olayı ha bizimkiler....
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Ergenekon davası ile ilgili müştekiyi henüz bulamadık galiba:) Sanırım davayı açan savcılar ve tutuklamayı yapan hakimler biliyorlardır.
Bence bu davayı yürüten savcılar da yargılamayı yapan hakimler de görevlerini açık açık kötüye kullanıyorlar. Bir insan aleyhinde somut delil olmadan tutuklanamaz, hatta yargılanamaz bile. iddianamedeki tüm iddialar şüphe üzerine kurulu "manidardır" ibaresiyle yazılmış. Peki o zaman şu ibare nasıl olurdu : " Bu soruşturmayı yürüten savcılar ve yargılayan hakimlerin tutumları, aldıkları kararlar görevlerini kötüye kullandıkları yönünde manidardır; görevlerini kötüye kullunamaktadırlar" . Şimdi iktidar yandaşları ve yalakaları bu davanın en büyük destekçileri olmaları da manidardır. Hatta MR RTE'nin eski makam arabasının bu mesleki ahlaktan yoksun savcıya tahsis edilmesi de manidardır" diyebilir isek bu hukuk ve ahlak yoksunu insanları biz nereye şikayet edeceğiz? Yine Hasan Mutlucan'ın n türkülerini mi bekleyeceğiz:)
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
Hadisler, hiyerarşik olarak çok daha üst sırada olan Kuran-ı Kerim'e aykırı olamazlar, ondan farklı düzenlemeler getiremezler... Örnek: Yönetmelikler, kanunlara dayanır. Kanunda olmayan düzenleme yönetmelikte olmaz, yönetmelik kanuna da aykırı olamaz. Yönetmelikler kanunların sadece uygulamasına yöneliktir. Peki bir çok hadis hadi Anayasa dediğimiz kitaba nasıl uyumsuz? nasıl onda olmayan şeylerde kural vaz'ediyor?
Aynı durum Atatürk için de bugünlerde konuşulmuyormu? Henüz vefat edeli 71 sene olmamış yazının, kayıt cihazlarının, iletişim araçlarının icad edildiği bir dönemde söylemediği sözlerin kendisine mal edildiği iddiaları var. Herhangi bir devlet kurumuna gidin kapısında ona ait bir söz bulursunuz söyleyip söylemediğine dair yanında bir kaynak yer almaz. Oysa bir hadis okuduğunuzda yanında kaynağı ve rivayet edenlerini isimleri ile görürsünüz.
Bir çok hadis kurana uyumsuz ve onda olmayan şeyleri vaz ediyorsa kahir çoğunluğu uyumlu ve kuranın felsefesine uygun kural vaz ediyor demektir. Cüz'i sebeplerle külli bir durum gölgelenemez.
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Esas konumuza gelirsek bu davada kimin müşteki olduğunu, bu dava ve suçlamalar eğer asılsız çıkarsa bu müştekiler hakkında TCK'da yapılacak işlemler neler olabilir kim cevap verecek merak ediyorum. Saygılarımla
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Binlerce sayfalık iddianame, ses ve görüntü kayıtları, yerden gökten fışkıran mühimmat, faili malum cinayetler, insan kemikleri, el yazısı yazılmış darbe günlükleri, katilbaşıyla sırıta sırıta çekilmiş fotoğraflara ve daha yüzlerce delil klasörlerinde yer alan bilgi ve belgelerle yine de iddialar asılsız çıkarsa...
vay halimize...
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Engin Bey bence o delil diye gösterilen ögelerin hepsi yapay olarak oralara koyulmuş, sonra da bulunmuş gibi gösterilmiştir. Ayrıca orda bulunan veya bulunduğu iddia edilen şeylerle kimse darbe falan yapamaz. Mesela ben herhangi birinin evinde bulduğum her şey ile binlerce suç işlenebileceğini iddia ederim. Zaten darbe yapacak bir general bunun hazırlığını yaparken öyle uluorta konuşup telefonda kimseye delil olabilecek bilgiler de vermez. Pat diye darbeyi yapar kimse de engel olamaz ona. Şöyle bir örnek vereyim isterseniz: Bir kadına tecavüz etmek için ne lazımsa her erkekte bulunan birşeyden yola çıkıp önüne gelen (erkeklik organı olan) ilk erkeği tecavüz sanığı olarak tutuklamaya benzemiyor mu bu olaylar. Üstelik bir düşünün ki denizin dibinde mühimmatları polis ELİYLE KOYMUŞ GİBİ buluyor:) Gerçekten de elleriyle koymuşlar gibi buluyorlar.
-
Cevap: Ergenekon davasında müşteki kim?
Ben muhalefet olsun diye konuşmuyorum. Siyasetle de yakından ilgili değilim tıpkı galatasaray taraftarı olup hiç bir oyuncunun adını bilmemem gibi.
Ancak şunu söylemek istiyorum. Ülkemiz kurulduğundan bu yana 7 den 70 e herkes bir derin devlet, çete, ihanet odaklarından söz eder durur. Ülkede faili meçhullerin, terörün, yolsuzluğun, darbelerin, gelir adaletsizliğinin haddi hesabı tutulmaz duruma gelmiş.
Şimdi ETÖ diye bir örgüt yoksa ve sanıkların tümü masumsa açıkçası Ayvayı yedik demektir.
Elimize tencereyi kaşığı alıp yeniden sokaklara dökülüp "susmaaa sustukçaa sıra sanaaa geleceeek" diye örgüt aramaya çıkacağız.