-
N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Bir tarafta Vakit Gazetesi, diğer tarafta Cumhuriyet Gazetesi... Yani iki ayrı mahalle... Derken bardaklar havada uçuşuyor...
Yalnızca bu mu?
Hayır...
Kapışan yazarlar...
Acele ile abartılan yalan yanlış haberler...
Adeta magazinleştirilen önemli olaylar...
"Basın ve Yayın" bu ise, kral kim?
Kim kimin aynasıdır?
-
Re: N'olacak bu Medya'mızın hali
GAZETE HABERTÜRK'ün gündeme getirdiği “Reytingi yüksek göstermek” için para teklif edildiği iddiasında adı geçen iki dizinin ‘Ayrılık’ ile ‘Çılgın Kanal’ olduğu açıklandı.
Televizyon İzleme Araştırma Komitesi’nin (TİAK), İzmir ile Ankara’da televizyon izlenme ölçümü yapılan bazı evlerin ziyaret edilerek para teklif edildiğini ve belli programların izlenmesinin istendiğini açıklaması tartışma yarattı: http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2009/05/23
Bu nereye kadar böyle?
-
Re: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
En yalancı gazeteler
Dilek Yaraş dilek@gazeteciler.com
Hatırlarsanız, Aydın Doğan, Milliyet’in 59. yıl kutlamalarında gazetecilerine: ‘’.. Aman eliniz haber yaparken titresin ama bir şey için. Haberim doğru mu? Eğer haber doğruysa o zaman korkacak bir şey yoktur. Ben de gazete sahibi olarak bunun sonuçları ne olursa olsun karşılarım” demişti...
Tamamı...
Böyle bir yazının içeriğine, "En yalancı gazeteler..." diye başlık atmak ne kadar doğru!
Yani şimdi bu, "Senin burnun uzun, benimkisi de seninkinden uzun" demek olmuyor mu biraz?
-
Re: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
'Yandaş medya' ile büyük uzlaşma!
http://www.gazeteciler.com/yandas-me...-news2667.html
Kaynağın linkini de verdiğime göre sanırım yasal uyarıya da uymuş bulunuyorum!
-
Re: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Rüzgarlı Sokak sakinleri o zamanı iyi bilirler...
Zamanında Ankara Ulus' taki Rüzgarlı Sokak medyanın kalbiydi.
Orada da yandaş medya dükkanlar aldı. Yandaş olmayan medyanın Genel Yayın Yönetmenlerini, Yazarlarını, Muhabirlerini içeri tıktı. Gün geldi ki Mürettipler , Genel Yayın Yönetmenliği yaptı.
Sonra ne oldu? Acıklı bir hikaye....
Demek ki neymiş tarihten ders almak gerekmiş...
Alan var mı? Hadi canım sende...
-
Re: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Basın Meslek İlkeleri...
Bu da Konsey Haberleri...
Bu ilkeler bizim basınımız için ise;
Sizce de basınımız fazlasıyla yozlaşmış görünmüyor mu?
:rolleyes:
-
Re: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Maalesef bazı gazeteler objektif haber vermeyi nalıncı keseri gibi kendilerine yontmak zannediyor.
Bugünlerde gazetelerde Prof. Dr. Yılmaz Esmer'in "Radikalizm ve Aşırıcılık Araştırması" konulu anket çalışmasından geniş şekilde bahsediliyor.
Aynı çalışmadan bahseden Zaman ve Cumhuriyet gazetelerinde konu öyle ele alınmış ki, sanırsınız farklı çalışmadan bahsediliyor.
Zaman, dini inançları yüzünden baskı görenleri ön plana çıkartırken, Cumhuriyet de ise dini inançları nedeniyle baskı görenler hiç yok ve araştırmanın başka yönleri var. Zaman'da ise es geçilen başka yönler..
Elbette bu tip gazeteleri de okuyalım, ama bunların bir misyon yüklendiklerini, bizleri kendileri doğrultusunda şekillendirmek istediklerini de unutmayalım.
Yok birbirinden farkı.. Al birini vur öbürüne..
Okuyucuyu şekil verilecek çamur değili de adam yerine koysalar, konuyu bize tarafsız bir şekilde anlatıp gerisini bize bırakırlardı.
-
Re: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
-
Re: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
‘Bir şarkısın sen!’ adlı televizyon programı bir drama dönüşmesin!
Özellikle yazılı ve görsel medyada olmak üzere her türlü ortamda çocukların istismara açık şekilde kullanılmalarına son verilmesini,
- İstismar suçunu işleyenler hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını,
- Medyada etik ilkeler ve özellikle çocuklara özgü düzenlemeler ile çocukların bedensel ve ruhsal sağlığını bozabilecek her türlü yayın ve ortamdan korunmalarını,
- Çocuğun ihmali ya da istismarına neden olabilecek programlara ilişkin yaptırımların uygulanmasını talep ediyor, (tıkla)
YETKİLİ VE GÖREVLİ TÜM KAMU KURUM VE KİŞİLERİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ...
Ankara Barosu
Çocuk Hakları Merkezi
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Star ile Taraf’a suç duyurusu
Ergenekon soruşturmasında ele geçirilen “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” başlıklı belgeyi hazırladığı öne sürülen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in, belgeyi yayımlayan Taraf gazetesi hakkında, “Belgede sahtecilik, sahte belgeyi yayımlamak ve gizlilik kararını ihlal etmek”ten suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi.
Devamı: http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/H...uyurusu&ver=69
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Yıldız Kenter: 'Yalana itibar eden bir toplum olduk'
“Kimse gerçeği araştırmıyor, sormuyor. Herkes soru sormadan, gazetede gördüğü bir şeyin üstüne atlıyor ve satırını bile değiştirme gereği duymadan yazıyor.”
Devamı:http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&kid=7&hn=83546
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Türk medyasında neler oluyor?!
Yiğit Bulut, Vatan Gazetesi'nden Milliyet'e yapılan atamaların anlamını yazdı
30.09.2009 10:29
DÜN birçok köşede, başta Milliyet olmak üzere Türk basınında yaşananları analiz eden yazılar okudum. Umur Talu'nun "genel yayın yönetmenliği yaptığı gazetenin yeni yönetimi" ile ilgili tespitleri de gerçekten önemli ve üzücüydü.
Bu sabah herkes aynı soruyu soruyor: Bu atamalar ve değişimler ne anlama geliyor?
Türk medyasının "denklemlerine" bence önemli bir süre, içinde yaşayarak kafa yormuş biri olarak, ne anlama geldiğini yorumlamak istiyorum...
İlk okuduğunuzda "sadece Doğan" dosyası gibi gelebilir ama "amacım" bir yerde olanları "özel olarak" yazmak değil, tam tersi "özelden yola çıkarak" geneli sorgulamak...
Olaya 1977-1980 aralığından yani Aydın Doğan'ın "Milliyet Gazetesi'ni satın almasından" başlamak gerekli... 1980 sonrası tek gazeteyle başlayan yolculuk, dönemin iktidarları ile "zaman zaman sorunlu olsa" bile "ortalama" bir denge içinde gelişiyor...
1994 sonrası yani Hürriyet'in de Milliyet'in yanına katılması ve Türkiye'de televizyonculuğun da gelişmesiyle durum değişiyor. Ortaya "tek parça bir medya grubu" çıkarken, 1994-2003 arasında "zayıf koalisyon hükümetlerinde" gücünü tam olarak kullanamayan başbakanlar ile "çatışan-anlaşan" bir yapı çıkıyor...
Burada önemli bir tespitin altını çizelim: Doğan medyası "en güçlü" olduğu dönemde karşısında hiçbir zaman "tek parça güçlü bir iktidar" görmüyor. 1994-2003 arası, "medyanın kurulan-yıkılan hükümetlere müdahale ettiği" ve normalde siyasi otoritenin "kullanması gereken alanı" kullandığı dönem olarak geçiyor.
2003 sonrası yani "tek parti iktidarına dayanan bir yapıda, bu gücü kullanan bir başbakan ile sorunlar yaşanmaya" başlıyor. 2003 öncesinde zayıf iktidarların "kullanması gereken alanı" kullanan medya, buralardan sürülmeye başlanınca çatışma büyüyor. Devlet "sınırlarına" sahip çıkmak isterken, medya alıştığı "alanlarda" kalmaya çalışıyor, direniyor...
Sevgili dostlar, Doğan medyası için önemli "dönemi" analiz ederek Türk medyasına genelledikten sonra, son dönemde "neler olduğuna" geçelim...
* * *
Atamalar ne anlama geliyor?
Tek cümle ile arz edeceğim. Vatan Gazetesi'nden Milliyet'e yapılan atamaların bana göre iki net anlamı var:
1- Doğan medyasında sürecin yönetimi Zafer Mutlu ve tayfasına teslim edildi. Muhtemelen olay şöyle gelişti: Zafer Mutlu, patronaja "Ben hallederim ağabey" dediği için ihaleyi aldı! Bu ihalenin önemli bir "detayı var". Bu adım ile Doğan Ailesi süreçten havlu atarak, yönetimi tamamen Mutlu ve ekibine bırakmış oldular. Bir not daha düşeyim: Mutlu daha önce "Sabah'ta doğru mu yanlış mı tartışılabilecek çok ciddi radikal adımlara" imza attığı gibi, "Sabah'ın aynısını kurarız" diye Doğan'a Vatan'ı kurdurdu!
2- Doğan Grubu "uzlaşma ile çözemeyeceğini" anlayınca "savaş pozisyonu" almaya başladı. Yerler değiştirilmeye ve "güçlü toplara, güçlü kalemler" atanıyor...
Sevgili dostlar, yukarıdaki "medya analizi" Türkiye açısından çok önemli olmakla birlikte bana göre "Ne oluyor" diyenlere "üzerinde ciddi yeni ipuçları" elde edebilecekleri bir "veri tabanı"!
Sonuç: Yukarıdaki yazının özünü "kişisel" algılayıp kaçıranlara bir tavsiyem var. 1978 sonrası özetlediğim bu süreç, "Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde medyanın gerçeklerini" özetleyen kısa bir saptama. Bu süreci doğru analiz edenler Türkiye'de "medya-siyaset-ticaret" üçgenindeki gelişmeleri daha rahat okuyabilirler. Benden aktarması, sizden sorgulaması...
http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2009/09/30
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Taraf, NTV'den özür diledi
Taraf Gazetesi, BBP Lideri Yazıcıoğlu'nun ölümünden yaklaşık 7 ay sonra ortaya attığı komplo teorisinde helikopterin düşmeden önce NTV santralinden defalarca kez arandığını, bunun da manyetik bir alan oluşturarak helikopterin düşmesine neden olabileceğini iddia etmişti. NTV dün iddiaların gerçek dışı olduğunu kanıtladı. Taraf Gazetesi de bugün manşetinde hem NTV'den hem de okuyucularından özür diledi.
Devamı: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12767863.asp?gid=233
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
İŞTE TARAF’IN YAZI İŞLERİ TOPLANTISININ KAYITLARI
Leman Dergisi yazarı Başar Başaran, Taraf’ın NTV’yi Yazıcıoğlu’nun helikopterini düşürmekle ilgili suçladığı haberle ilgili bir yazı yazdı. Başaran haberin hazırlandığı yazı işleri toplantısının kurgusunu okuyucularla paylaştı.
İşte Başaran’ın o yazısı:
Geçtiğimiz günlerde, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği kazada yolcuların cep telefonlarının NTV santralinden ısrarla aranması sonucunda helikopterin düştüğünü iddia eden ve bunu manşetten veren Taraf Gazetesi yazı işleri toplantısı…
- Selamün aleyküm Ahmet ağbi, bomba gibi bir haber buldum!!!
- Söyle Baranımm
- Ağbi kırk iki tane mail atmışlar Büyük Birlik Partisi binasına arka arkaya
- Ne diyosun?!..
- Dinamit lokumu gibi ağbi... Hem de direk inbox’a düşmüş junk falan da değil
- Cani lan bunlar!.. Bir şey olmuş mu Alperenlere?
- Ağbi helikopter…
- Ne diyorsun Baranım, emin misin?
- Ağbi bu sefer kesin. Ondörtden fazla da faks çekmiş şerefsizler.
- Hepsi aynı yerden mi?
- Ağbi tek numaradan. Hiç acımadan hem de… Arka arkaya çekmişler.
- Kime aitmiş numara?
- Ağbi Kral Fm
- Vay Kraldan çok kralcılar vaaayy
- Yasemin Ablanı çağır bana... Bakalım o ne diyecek?
- Ahmeeeeet…Oh Nooo..Söyledi demin Berrın ...Çok şaşırdımmm!.. Ay bu ülke 24 dizisi gibi Ahmet.. Çok heyecanlı bi yer Ortadoğu.
- Değil mi.. Ah şu çılgın Türkler.. Mesleksiz diye kızar bir de babam..Adamlar SMS ile helikopter düşürmeyi öğrenmişler.
- Ne yapalım Ahmet ağbi manşetten girelim mi?
- Manşet ne kelime Baranım, sürmanşet sürelim hem de
- Ne yazalım ağbi???
- “Çaldırıp kapatan kontörsüzlerin hain planı!”
- Aman Baranım Ergenekon işini de ihmal etmeyelim. Hocama da selam!
- Merak etme ağbi bakıyorum ben.
- Hangi Hodja Ahmet?
- Nasreddin Hodja Yaseminciğim...
Odatv.com
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Canlı yayında skandal rezillik
Bu kadar da olmaz dedirten canlı yayın bugün TV ekranlarında gerçekleşti. Programa, öz yeğeni kocasıyla kaçan bir kadın çıkarıldı. Kadın yalan makinasına bağlandı, rezil ilişkiler ortalığa saçıldı.
Bu programa RTÜK'ü nasıl izin veriyor...
TV'deki Y. Ç.'ın "Yüzleşme" programında şoke eden bir olay vardı. Adanalı M. isimli kadının iddiasına göre kocası öz yeğeniyle birlikte kaçmıştı. Y. Ç. o kadını yayına çıkardı ve doğru söylediğini ispatlasın diye "yalan makinasına" bağladı.
Kadın daha makinaya girer girmez fenalık geçirip stüdyoda bayıldı. Uzman doktor yoktu ama başka bir doktor devreye girdi. Kendini toparlayan kadın daha sonra şoke eden diyalogların içine sokuldu. Telefona kocasıyla kaçan öz yeğeni bağlandı. Aralarındaki diyalog çirkin ve "ar damarlarını" çatlatacak cinstendi.
http://haber.mynet.com/detay/yasam/c...ezillik/488947
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
4,5 yıl sektörün içinde yer aldım. Hemde kendi tabiriyle ''tek ve bağımsız'' olan bir yazılı medya kuruluşunda. İçeride dönen entrikaların ancak milyonda biri dışa yansıyor arkadaşlar. Yani açıkta milyonlarca deniz anası var ancak sadece güçsüz ve niteliksizler karaya vuruyor mecazi anlamıyla...
Meslek meslek olmaktan çıkmış gözlemlediğim kadarıyla, Apdi İpekçi'lerin, Uğur Mumcu'ların, Nezih Demirkent'lerin mezarında kemikleri sızım sızım sızlıyordur eminim...
En iyi niyetlisi bile yalaka vezirlerinin dil darbeleriyle sırılsıklam olmuş masal ülkesi padişahları gibi gereksiz ve boş, basit ve bayağı artık günümüz medyasında...
Aslında yanıt basit ve yalın...
İktidar kimse düdüğü o çalacak. Çünkü medya halkı kutuplaştımanın, kandırmanın, avutmanın, galeyana getirmenin, yatıştırmanın tek yolu günümüzde.
Enformasyonun kumandası kimin elindeyse onun seçtiklerini izlemek, görmek, duymak, okumak zorundayız malesef...
Kelimeleri melodileştirmem gerekirse Cem Karaca'nın ölümsüz eseri ''Bindik Bir Alamete''yi dinlemenizi öneririm...
Saygılaırmla...
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
15 Ocak 2010/HÜRRİYET
Mehmet Y. YILMAZ
mehmetyilmaz@hurriyet.com.tr
Evren, gazetecinin davetine hücumbot ile gitmiş!
BİRAZ uzun olacak ama sıkılmayacağınıza garanti veriyorum. Bir fıkra anlatarak başlayacağım bugün.
Olay “1968 Prag Baharı”nın bastırılması sırasında geçiyor.
Varşova Paktı tankları Prag’ın varoşlarından kente giriyor. En önde Doğu Alman Tank Birliği var ve birinci tankın üzeninde de General Otto, tankçı kepini yamuk takmış, bir Romalı muzaffer komutan edasıyla çevreyi süzüyor.
Bizim Ataköy’deki bloklara benzeyen binalardan birinin en üst katındaki balkondan bir kadın aşağıya sesleniyor: “Herr Otto, Herr Otto!”
General şaşırıyor: “Bana mı sesleniyorsun” diye soruyor.
Kadın: “Evet, sen Herr Otto değil misin?”
General: “Evet benim ama beni nereden tanıyorsun?”
Kadın: “1941’de de tankla gelen sen değil miydin?”
General: “Evet ama o tarihte gencecik bir teğmendim. Beni nasıl hatırlayabildin?”
Kadın: “O zaman da arka cebinde Cumhuriyet Gazetesi vardı!”
“Türk basın tarihini” iyi bilmeyen okuyucular için söyleyeyim. Cumhuriyet, 2. Dünya Savaşı’nın hemen başında Almanya’yı destekler nitelikte yayın yapıyordu. 1968 Prag Baharı’nın bastırılması sırasında da Cumhuriyet’in yayınlarının “komünistlerden yana” olduğu iddia edilmişti.
Bu fıkra o günlerde Cumhuriyet karşıtı çevrelerce uydurulmuştu.
Kurthan Fişek’ten dinlediğim bu fıkrayı hatırlamama neden olan şey Sabah Gazetesi’nin son günlerdeki tutumuyla, 28 Şubat’taki tutumu arasında benzerlikler bulmuş olmam.
Gazete o tarihte de “güce tapıyordu”, bu tarihte de “güce tapıyor”!
“Post modern askeri darbenin” gereklerini yerine getirmişti, şimdi de “post modern sivil darbe”nin zeminini hazırlıyor.
Geçen gün Sabah’ın eski sahibi Dinç Bilgin ile yapılmış bir röportaj okudum. Söyleşi Star Gazetesi’nde Fadime Özkan tarafından gerçekleştirildi.
Bilgin, o dönem ile ilgili bir özeleştiri yaptıktan sonra Mehmet Barlas’taki değişime dikkat çekiyor. Şöyle diyor:
“Demek istediğim evet, hepimizin dolabında iskeletler var. (NTV’de) Yorum Farkı’nı izliyorum, çok zaman Mehmet’ten (Barlas) yana oluyorum, öbürüne göre daha demokrat. Ama 12 Eylül döneminde en yakın arkadaşı Evren’di. Askeri hücumbotla Boğaz’da yalısına gelmişti Evren. Biz de davetliydik. Türkiye o zaman öyleydi, hepimiz şartlanmıştık.”
Türk basınının tarihini ileride yazacak olanlar, bugünleri değerlendirirken güçlü rüzgârların önünde savrulanları, kırılmamak için boyun eğenleri daha iyi değerlendirecekler
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
"Star TV ekranlarında yayınlanan ve Serap E.'nün sunduğu Suç ve Ceza programında olay çıktı. Üvey kardesini öldürmekle suçlanan kadın, canlı yayında diğer üvey kardeşiyle canlı yayında bir birine girdi.Cinayetle suçlanan kadın üvey kardeşinin kendisine yönelik sözleri üzerine çileden çıktı. Stüdyoda ayakkabılar ve tokatlar havada uçuştu. Yaşanan bu olay sonrası Serap E. programa ara vermek zorunda kaldı."
http://webtv.hurriyet.com.tr/categor...1&hid=13605116
Ve benzer birçok program!..
Bu programlar normal midir diye binlerce kez sormuşumdur kendime ama , hiç de mantıklı gelmiyor !
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
"Moğol kadınları Türk erkek istiyor" haberine ceza
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Moğolistan'da 6 kadına 1 erkek düştüğü için "Moğollar'ın Türkiye'den 20 bin erkek istediği" yönündeki haberlerle ilgili olarak ATV Avrupa'nın uyarılmasına, Show TV, ATV, Star TV, Flash TV ve Cine 5'ten de savunma istenmesine karar verdi.
Televizyon kanallarında 20 ve 21 Ocakta ana haber bültenlerinde, Moğolistan'ın nüfusunun giderek azaldığı ve 6 kadına 1 erkek düştüğü, bunun için de "Türkiye'den 20 bin erkek istendiği" yönünde haberlere yer verildi.
Haberin televizyon kanallarının ana haber bültenlerinde yayınlanması üzerine, Moğol Öğrenci Birliği Başkanlığı tarafından RTÜK'e şikayet dilekçesi iletildi.
Dilekçede, Birleşmiş Milletler verilerine dayanılarak, Moğolistan'da 6 kadına 1 erkek düştüğünün resmi rakamlara göre doğru olmadığı, kadın nüfusunun erkek nüfusuna oranının 100'e 99.4 olduğu bildirildi.
Üst Kurul, bunun üzerine, 3984 Sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun'un 4. maddesinin (l) bendinde yer alan, "haberlerin yayınlanmasında tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine bağlı olunması, özgürce kanaat oluşumunun engellenmemesi" hükmünün ihlal edildiği gerekçesiyle haberi yayınlayan ATV Avrupa'nın uyarılmasını, Show TV, ATV, Star TV, Flash TV ve Cine 5'ten ise savunma istenmesini kararlaştırdı.
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/...3.0/index.html
Bir de şu abuk programlara ceza verseler ya..
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Yemekteyiz yarışmacısı kadın satıcısı çıktı
Televizyonda yayınlanan “Yemekteyiz” programına katılan Müjde K., kadın pazarladığı iddiasıyla gözaltına alındı. Programda kendisini makyöz olarak tanıtan Müjde K.’, müşteri zannetiği polislerden kendisi dahil üç kadın için 2 bin lira aldı.
Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri kadın pazarladığı istihbaratını aldıkları Müjde K. ile müşteri olarak telefonla irtibata geçti. Önce konuşmak istemeyen ve referans isteyen Müjde K., işadamı sandığı polislerle Fatih’te bir otelde buluşmak için anlaştı. Buluşma yerine Yağmur M. (22) ve Zeynep M. (24) ile gelen Müjde K., 1 saatlik seks karşılığında 2 bin TL para istedi. Seri numaraları alınmış paraların Müjde K.’ya verilmesinin ardından odalara çıkan dedektifler, kimliklerini açıklayarak Müjde K. ve iki hayat kadınını gözaltına aldı.
Ahlak ve Kumar Büro Amirliği'ne getirilen Müjde K., sorgusunda suçunu itiraf etti ve iki yıldır kadın pazarladığını söyledi. Müjde K.’nın her kadın için 500 TL istediği, bu paranın 200 lirasını hayat kadınlarına verip gerisini kendisine aldığı belirlendi. Televizyon programına meşhur olup arası bozuk olan sevgilisinden intikam almak için katıldığını söyleyen Müjde K., “Programdan sonra işlerim arttı. Daha çok aranmaya başladım” dedi. Gözaltına alınan Yağmur M. ile Zeynep M. de ifadelerinde Müjde K.’nın sürekli kendilerini erkeklere pazarladığını anlattı.
Poliste işlemleri tamamlanan Müjde K., kadın pazarlamak suçundan Fatih Adliyesi'ne sevk edildi.
Hürriyet
-
Cevap: # N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Verdiği linklerle dikkatimi çekerek, aradığım gazeteyi bulmamı sağlayan Sayın Bilgili'ye teşekkür ederim.Daha önce Cumhuriyet alıyordum ancak köşe yazarlarının hep aynı konulara değinmesi ve aynı fikirde olması beni sıkıyordu.Bazen de Vatan,Sözcü,Hürriyet,Posta gibi gazeteler alıyordum fakat yine de köşe yazılarından bir tat almıyordum.Şimdi Milliyet alıyorum,özellikle hukukçu olduğum için, eski AİHM hakimi Rıza Türmen'in yazılarını beğenerek okuyorum.Farklı görüşlerdeki yazarların yazılarını okumak da hoşuma gidiyor.
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Her türlü manevi deyerlerimizin unuturulmaya çalışıldığı yayında toplanmış birtakım insanların Allahın yarattığı nimet üzerinden saygısızca pirim yapmaya çalıştıkları evimizde çocuklarımıza gençlerimize merhem saydığımız evlerimize sokakda gezdikleri bokun üstüne bastıkları pis ayakabı’larıyla eve girmeleri, yemeklere burun kıvırmaları kendilerine o yemekleri yemeleri için çan veren nefes vereni unutup önlerine konan her şeyi eleştirmeleri
Yemek kültürümüzle uzaktan yakından alaksı olmayan bu program Aklak ve Kültürümüzün bozulmasına hizmet etmektedir. Yayından kaldırılmalıdır.
Saygılarımla.
Yetkililer Deniz Fener'i ile uraşmaktan vakit bulurlarsa toplumumuzu cürüten butür yayınlara gerken yaptırımları yapmaları dileyimle! http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/default.aspx
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Okul ve öğrenci konulu televizyon dizilerinin öğrenciler üzerindeki sosyolojik etkisini araştıran liseliler çarpıcı sonuçlarla karşılaştı
Söz konusu dizilerin öğrencilerde sigara ve alkol kullanımını artırmanın yanında, öğretmenlere saygısız davranma, okul araç ve gereçlerinin tahribatı, devamsızlıkların artması, sövgü ve argo kelime kullanım sıklığının yanı sıra öğrencilerin ailelerine başkaldırıda etkili olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmaya göre bu tür diziler kitap okuma alışkanlığını da köreltiyor.
Televizyon dizilerinin öğrencilerin okul, aile ve arkadaş ilişkilerini etkileme düzeyini araştıran Mersin Fen Lisesi öğrencilerinden Özgür Yusuf Karataş ve Mustafa Merih Yaraşır, farklı liselerde eğitim gören 197 öğrenciye anket düzenledi. Ankete katılanların yüzde 46,7'si erkek, yüzde 53,3'ü de kız öğrencilerden oluştu.
Araştırmayı yürüten iki öğrenci arkadaşlarına, 'Arka Sıradakiler (Fox TV), Hayat Bilgisi (Show TV), Lise Defteri (Kanal D), OKS Anneleri (Fox TV) dizilerini takip edip etmediklerini ve bu dizilerden nasıl etkilendiklerini sordu. Ankete katılan öğrencilerin yüzde 77,2'si düzenli olarak dizi takip ettiğini söyledi. Yüzde 83,8'i dizilerde kullanılan sövgülerin ve argo kelimelerin öğrenciler tarafından kullanıldığı ifade ederken, yüzde 71,1'i öğrencilerin öğretmenlere karşı saygısız davranışlarının artmasında okul konulu dizilerin etkisi olduğunu savundu.
Anketi hazırlayan öğrenciler yaptıkları çalışma hakkında şu değerlendirmede bulundu:
"Dizi karekterleri öğrenciler tarafından örnek alınıyor. Öğrencilerin yüzde 91,4'ü kaba davranışlarının artmasında okul konulu dizilerin etkisi olduğuna dikkat çekti. Dizilerin öğrencilerin derse olan olumsuz tutumunun artmasına neden olduğu düşünürken, öğrencilerin yüzde 85,3'ü okul konulu dizilerin öğrencilerin aileye başkaldırmasında etkili olduğuna dikkat çekti. söz konusu dizilerin öğrencilerin hoşgörü düzeyini düşürdüğü ortaya çıkarken diziler öğrencilerin okula devamsızlığını artırıyor. Dizi karakterlerini ve konuşmalarını okulda taklit eden öğrenciler öğrencilerin yüzde 90,9'u okul konulu dizilerin öğrencilerin okul kıyafetlerine yaklaşımını olumsuz etkilediğini düşünüyor."
Araştırmada ayrıca dizilerin sigaraya daha ılımlı bakmaya neden olduğu tespit edilirken, okullarda şiddet grupları oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Öğrencilerin yüzde 74,1'i dizilerin öğrencilerde alkol kullanımını arttırdığını düşünürken, dizilerin okul demirbaşlarına da zarar verilmesinde etkili olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmanın en dikkat çekici yönü ise dizilerin okuma alışkanlığını düşürmesi oldu.
Öğrenciler araştırmalarının öneri kısmında şu tavsiyelerde bulundu:
"RTÜK bu tür dizileri denetlemeli. RTÜK üyeleri içinde eğitimciler de bulunmalı. Öğrencilerin bilinç düzeyleri yükseltilerek dizi izlemede bir seçicilik oluşturmaları gerekmekte. Aileler çocukları üzerinde daha fazla denetimde bulunmalı. Öğrenciler istenmeyen rol modelleri yerine ideal rol modellerine yönlendirilmeli. Diziler estetik boyuttan yoksun, dizilerin sanatsal değerleri düzeltilmeli. Argo ve küfrün çok kullanıldığı bu dizilerin dil üzerindeki bozucu etkisi de engellenmeli."
İnternethaber
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Sadece spor proğramlarını seyreder oldum,başka zamanlarda kulaklıkla radyo dinlemeyi tercih ediyorum.Tartışma proğramlarımı yok almim.Kimin kime destek olduğu,kimin kimi eleştirdiği belli değil.Bizim tahminlerimizinde üzerinde bir çıkar ilişkisi var.Anlayamadım gitti.İnanın gönül rahatlığıyla izlediğim bir proğram yok.
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Ben yaban tv belgesel takılıyorum. Medya nolacak mı? izleyen birileri olduğu sürece reklam alacak ?
Artık medya iyinin kötünün doğrunun yanlışın neresinde bilemem ancak medya için önemli olan reyting reyting
Reytig olduğu sürecede medyanın kendini sorgulaması için bir neden yok ha reyting düştümü hemen önlemi alınır.
-
Cevap: N'olacak bu 'Medya'mızın hali
Medya ve İletişim Derneği kuruldu
Medya ve İletişim Derneği ismiyle yeni bir medya derneği kuruldu. Kısa adı Medyader olan derneğin kurucuları arasında Mustafa Kurdaş, Zeki Ceyhan, Mustafa Yılmaz, Selami Güder, Bekir Gündoğmuş, Furkan Düzcan ve Levent Cengiz yer alıyor. Medyader'in Genel Başkanlığını ise Gazeteci-Yazar Mustafa Kurdaş yürütecek.
Medya alanında faaliyet gösterecek olan Medyader'in kuruluşuna gazete, TV, ajans, radyo ve internet dünyasından akademisyen, gazeteci, yazar ve medya kuruluşları destek veriyor. Yapılan yazılı açıklamada Medyader'in kuruluş amacı şöyle özetlendi: ''Gazete, dergi, radyo, televizyon ve internet haberciliği ve yayınları alanlarında çalışan medya mensuplarının birliğinin sağlanması, hakların korunması ve şuurlu gelişimini sağlamak; medyanın milli, manevi ve ahlaki değerlerimizin tahribine değil bilakis bu değerlerin gelişmesi için mücadele eden unsur haline gelmesini temin etmek."
Zaman