Aldatma ve Boşanma Davası

Ben 18 yıllık evli bir erkeğim. Eşimin kullandığı cep telefonu benim adıma kayıtlı idi. Bir olay üzerine şüphelendim ve ilgili GSM operatöründen görüşme kayıtlarını istedim. Son altı ayın kayıtları geldi ve dehşet verici. Ayrıca elimde eşimin bu kişilerin telefon numaraların kodlayarak kendi el yazısı ile yazdığı kağıtlar var. Görüşülen tel. nolarının o kişilerin üzerine kayıtlı olduğunu tespit ettim. Gelen kayıtlarda eşim belli bir süre bir erkekle günde 25-30 kez sesli yada sms yolu ile görüşmeler yapıyor. Görüşmeler özellikle mesai saatleri içersinde yapılıyor. Ancak ben memleketime gittiğimde gece saat 01:00 kadar devam ediyor. Sonra ilk şahısla olan görüşmeler seyrekleşiyor başka bir şahısla aynı yoğunlukta devam ediyor. Ayrıca bu şahıslardan birisi eşime ait msn adresinde kayıtlı. Msn kayıtlarına ulaşamadım.
Size sorularım şunlar:
1.Ben boşanma davasını hangi sebepten açmalıyım? Zinadan açabilir miyim? anlattığım olay hukukun ön gördüğü zina kavramı içinde telakki edilebilir mi? yada suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmeden açabilir miyim. Medeni kanunun ilgili maddelerini defalarca okudum bir yanıt bulamadım. Aslında anlattığım olay "sadakat bağlılığına aykırı davranma ve iffetsiz yaşama" ama kanunda böyle bir tanım yok.
2. Mahkeme kanalı ile ilgili kuruluştan msn kayıtlarını isteyebilir miyim?
3. 17 yaşındaki oğlum benimle yaşıyor. Dershaneye gidiyor ve yaptığım masrafların senetleri var. Bu harcamaların yarısını eşimden isteyebilir miyim?
4. Eşim evi terk etmeden önce kendi adıma tüketici kredisi çekmiştim. Bunun ödemelerine eşimi dahil ettirebilir miyim. Çünkü kendisi de bir kamu kuruluşunda çalışıyor.
5. Maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir miyim?
6. Bununla ilgili bir dilekçe öreneği koyabilirmisiniz?

Zina sebebi ile boşanma davası açabilirsiniz.

I. Zina
Madde 161.- Eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

Eşinizin kullandığı cep telefonunun sizin üzerine olduğunu yazmışsınız. Zina sebebi ile boşanma davası açarsanız, eşiniz bu telefonu kullandığını belki inkar edebilir. İnkar etme ihtimalini ortadan kaldırmak ve bu konuda daha net,kuşku götürmeyecek bir delil ile mahkemeye gitmek daha doğru olur diye düşünüyorum. Telefon görüşmesi dışında reel görüşme var mı bunu tespit etmek ve bununla mahkemeye gitmek çok daha iyi olur diye düşünüyorum. Hukuk mahkemelerinde ispat kesinlikle şart.

Boşanma davası açan bir çok erkek mahkeme önünde kendisini yeterinde savunamaması sebebi ile aleyhine sonuçlanmıştır. Ve zina çok ciddi bir iddiadır. Bunu çok somut delillerle ortaya koyup davayı açmak çok daha mantıklı.

Sadece telefon görüşmesi değil, resim ile ya da eşinizi aldattığı kişi ile 2-3 kişinin görmesi gibi net delillerin hepsi birden olursa açtığınız boşanma davasında sonucu lehinize alabilirsiniz. Manevi Tazminat talep de edebilirsiniz eşinizin zina etmesi sebebi ile.

Yukarıda bahsettiğim şeyleri dikkate almanızı tavsiye ederim. Bu forum sitesinde dardayım rumuzlu üyemizinde bu sebeple açılmış bir davası mevcut. Kendisi baya bir süredir hukuk mücadelesini devam ettirmekte. İddalarını ispat etme konusunda çok ciddi tecrübeleri var. Eğer sisteme girerse onun yazdıklarını da dikkate almanızı tavsiye ederim.

3. 17 yaşındaki oğlum benimle yaşıyor. Dershaneye gidiyor ve yaptığım masrafların senetleri var. Bu harcamaların yarısını eşimden isteyebilir miyim?
4. Eşim evi terk etmeden önce kendi adıma tüketici kredisi çekmiştim. Bunun ödemelerine eşimi dahil ettirebilir miyim. Çünkü kendisi de bir kamu kuruluşunda çalışıyor.

diye yazmışsınız. Eşiniz evi terk etme sebebi nedir? Ne kadar zamandır eşinizle ayrı yaşıyorsunuz?

Çok geçmiş olsun.

Alıntı:

---

tikence rumuzlu üyeden alıntı

Ben 18 yıllık evli bir erkeğim. Eşimin kullandığı cep telefonu benim adıma kayıtlı idi. Bir olay üzerine şüphelendim ve ilgili GSM operatöründen görüşme kayıtlarını istedim. Son altı ayın kayıtları geldi ve dehşet verici. Ayrıca elimde eşimin bu kişilerin telefon numaraların kodlayarak kendi el yazısı ile yazdığı kağıtlar var. Görüşülen tel. nolarının o kişilerin üzerine kayıtlı olduğunu tespit ettim. Gelen kayıtlarda eşim belli bir süre bir erkekle günde 25-30 kez sesli yada sms yolu ile görüşmeler yapıyor. Görüşmeler özellikle mesai saatleri içersinde yapılıyor. Ancak ben memleketime gittiğimde gece saat 01:00 kadar devam ediyor. Sonra ilk şahısla olan görüşmeler seyrekleşiyor başka bir şahısla aynı yoğunlukta devam ediyor. Ayrıca bu şahıslardan birisi eşime ait msn adresinde kayıtlı. Msn kayıtlarına ulaşamadım.
Size sorularım şunlar:
1.Ben boşanma davasını hangi sebepten açmalıyım? Zinadan açabilir miyim? anlattığım olay hukukun ön gördüğü zina kavramı içinde telakki edilebilir mi? yada suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmeden açabilir miyim. Medeni kanunun ilgili maddelerini defalarca okudum bir yanıt bulamadım. Aslında anlattığım olay "sadakat bağlılığına aykırı davranma ve iffetsiz yaşama" ama kanunda böyle bir tanım yok.
2. Mahkeme kanalı ile ilgili kuruluştan msn kayıtlarını isteyebilir miyim?
3. 17 yaşındaki oğlum benimle yaşıyor. Dershaneye gidiyor ve yaptığım masrafların senetleri var. Bu harcamaların yarısını eşimden isteyebilir miyim?
4. Eşim evi terk etmeden önce kendi adıma tüketici kredisi çekmiştim. Bunun ödemelerine eşimi dahil ettirebilir miyim. Çünkü kendisi de bir kamu kuruluşunda çalışıyor.
5. Maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir miyim?
6. Bununla ilgili bir dilekçe öreneği koyabilirmisiniz?

---

Öncelikle geçmiş olsun. Zor bir dönem geçiriyorsunuz ve önünüzde cidden zor bir süreç var. Bu süreçten beden ve ruh sağlınızda hasar oluşmadan, evladınızı kaybetmeden ve hukuksal anlamda haklılığınızı ispat ederek çıkmanız için mutlaka aşağıdaki önerilerime kulak veriniz..

Mutlaka ama mutlaka bir avukatınız olsun. Avukatınız olmadan haklı olduğunuz bu davayı kaybedebilirsiniz..

Mutlaka ama mutlaka avukatınıza güvenin. O da sizin haklılığınıza güvenmeli..

Net tavrınızı başından sonuna koruyun. istikrar çok önemlidir.

Davanıza sahip çıkın, çıktığınızı gösterin, Dava dosyanızın bir sureti mutlaka elinize bulunsun. Delillerinizi de yedeklemeyi unutmayın.

Akıl unutur kalem unutmaz, yaşadıklarınızı, daha önceden yaşanmış ama bağlantısı olabilecğeini bildiğiniz her bir bilgiyi not edin. Bazen bir puzzle gibi bu parçaların bir kaçı size ciddi deliller yada delil bulabileceğiniz yolalr gösterebilir.

Çok eski olaylara dalmayın. hakim istemez o kadar eski bilgileri. Son 3-4-5 yıl daha önemlidir. Bu sürede yaşanan olaylara odaklanın.

Mümkünse son ana kadar dosyanıza delil koymayın. karşı taraf elinizde birşey olmadığı serbestisini yaşasın. Elindekiler ile size saldırsın. Elindekiler bitip tükendiğinde siz delillerinizi dosyaya koyun.

Mahkemede hakimle / karşı avukatla / eşinizle / tanıklarla / akrabaları ile / mübaşir yada katiple tartışmayın söz dalaşına girmeyin,

Karşı kişileride tanığınız olarak bildirin. Korkmayın bu konuda size tüyolarım olacak. Hatta varsa karşı tarafın eşlerini de tanık yapın. Korkmayın. Onlar karı koca birbirlerine girdiklerinde o kargaşadan siz karlı çıkacaksınız. (ben yaptım oldu.. hemde süper oldu)

Size ait olan cep telefon numaralarını eşinizin kullandığını teyit edecek 2-3 tanık bulun. tanıklara bu numaraları sordurtun. Kimin kullandığını, eşinizn kullandığını teyit ettirin. tutanaklara geçirtin.

Aynı telefon numarası / numaralarını, e-mail adreslerini karşı tarafa / taraflarada sordurtun. tanıyıp tanımadıkalrını o numaraları arayıp aramadıklarını, msn üzerindne yazışıp yazışmadıklarını sordurtun. İnkar ederler diye korkmayın. O inkarlar bile size avantaj sağlayacak kapı olacaktır.

Tehdit etmeyin, saldırmayın, şiddet uygulamayın yoksa astronomik cezalar ödersiniz. (ben 2 tokata 4500 TL ödeyeceğim)

Eşinizin ailesi, kardeşleri, yeğenleri vs. ile bu konuda tartışmaya girmeyin. üzerine konuşmayın, yorum yapmayın, yapılmasına izin vermeyin.

İmkanlarınız el veriyorsa psikolojik destek alın. Terapi olun. Zor süreçte en büyük desteğinizin psikologunuz olduğunu göreceksiniz.



Gelelim sorularınıza.. Madde medde yardımcı olmaya çalışacağım..

1- Zina kusurdur suç değil. İspatıda zordur. Zira iki kişi arasında ve kapalı kapılar ardında gerçekleşir. Ama ses kaydı / itiraf / fotoğraf / otel faturası / msn yada e-mailde yada sms de yazılmış zina olgusunu çağrıştıran bir mesaj bile kanaat oluşmasına neden olur. Zina değilse bile sadakatsizlik ve buna bağlı güven bunalımı gibi bir nedenle dava açabilrisiniz (ben böyle yaptım)

2- Msn kayıtlarını msn Tr bürosundan mahkeme müzekkere yolu ile isteyebilir. Biz de Msn Tr ye bilgi sorduk ama henüz yanıtı alamadık. Umarım gelir. Ancak elinizde e-mail yada msn görüşmeleri var ise dijital ortamda olmasına dikkat edin.

3- Oğlunuz sizinle yaşıyor ise tedbir nafakası talebinde bulunun. Velayet konusunda da bastırın. Çocuğunuza hakim sorar " annen ile baban boşanacak olursa kimle yaşamak istersin" diye. "Babam" derse velayetinide alırsınız nafakayı da..

4- Kullandığınız tüketici kredisi ödemelerine dahil edemezsiniz. kişiler 3 ncü şahıs ve Kuruluşlara karşı borçlarından kendileri sorumludur. Ancak her ne hikmetse ödemeler bittiğinde mal bölüşülürken mala diğer taraf ortak olur.

5- Evet maddi ve manevi tazminat talep edebilirsiniz. Hatta Boşanma gerçekleştikten sonra eşinizin birlikte olduğu şahsa da Borçlar Kanunu gereği de tazminat davası açabilirsiniz. (emsal Yrgıtay kararı var vereceğim size)

6- Bu kadar ciddi bir davayı basit bir dilekçe ile yürütebileceğinize inanıyormusunuz ? Bence bir kez daha düşünün.. En kısa sürede bir avukat arkadaşla görüşün.

Yaşadıklarınız zor. Sizi belki en iyi ben anlıyorum. Unutmayın önce siz.. Sonra davanız, mücadeleniz, tavsiyem evladınızı bu olanlardan izole tutun. Onun dünyasını yıkmayın. Eşinize olan hiddetinizin bedelini evladınız ödemesin. Ama mücadeleden de vazgeçmeyin.

ben bir kardeşiniz / abiniz / dostunuz olarak bilgi ve tecrübelerimle paylaşımımla hep yanınızdayım.. ne zaman isterseniz çekinmeden bana ulaşın.

Geçmiş olsun..

Alıntı:

---

denizblk rumuzlu üyeden alıntı

Bu forum sitesinde dardayım rumuzlu üyemizinde bu sebeple açılmış bir davası mevcut. Kendisi baya bir süredir hukuk mücadelesini devam ettirmekte. İddalarını ispat etme konusunda çok ciddi tecrübeleri var. Eğer sisteme girerse onun yazdıklarını da dikkate almanızı tavsiye ederim..

---

Aşkolsun hocam ya.. kime ne yapmışız ? Acizane Rahmetli İsmet İnönü'nün aşağıda yazılı sözünün gereğini yapmaya çalışıyoruz. Mübalağa etmişsiniz..
.

Alıntı:

---

dardayım rumuzlu üyeden alıntı

Aşkolsun hocam ya.. kime ne yapmışız ? Acizane Rahmetli İsmet İnönü'nün aşağıda yazılı sözünün gereğini yapmaya çalışıyoruz. Mübalağa etmişsiniz..
.

---

Ben hoca değil olsa olsa öğrenci olurum. Sizin yaşadığınız tecrübelerim yok. Sizin yaşadığınız hukuk süreci de takdirle karşılıyorum. Son derece akıllı ve hakkını savunma konusunda tecrübelisiniz. Ehhh atalarımızla (Rahmetli ismet inönü gibi) gurur duyuyorum. Onun böyle sizin gibi akıllı nesilleri olduğu için.

Şaka bir yana, bu soruya cevap verebilecek yegane kişi siz olduğunuz için öyle yazdım. Tek kalemde bir çok şeye cevap yazıyorsunuz. Yönlendirici oluyorsunuz. Bu anlamda sizi yazdım. Asıl hoca sizsiniz bence. :) Hayat tecrübenizi kullarak iyi bir yönlendirici olabilirsiniz tikence üyemize ve bu gibi sorusu olabilecek üyelerimize.

[QUOTE=denizblk;268140]Zina sebebi ile boşanma davası açabilirsiniz.

I. Zina
Madde 161.- Eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

arkadaşlar zina maddesi ile ilgili anlamadığım bir nokta var.
eşimin aldattığını öğrendim. maddeye göre, bu sebepten dava açma hakkım 6 ay mı yoksa 5 yıl mı, anlayamıyorum. açıklarsanız çok minnettar olurum.

saygılar.

Benim çok sevdiğim arkadaşımda aynı sebepten muzdarip. Karısının aldatması sonucu 2 mahkemedir davası sürüyor. Yetersiz delil sebebiyle bunu mahkemeye sunamıyor ve karısı da boşanmaya karşılık 30.000 TL tazminat istiyordu ama avukatı aracılığıyla 15.000 Tl ye düşürmüşler. Tek tesellisi ortada bundan etkilenecek bir çocuğu olmaması. Maalesef bu parayı ona ödeyerek boşanmaya ikna edecek. Ne kadar sinir bozucu bişey hem aldatılıyor fakat ispat edemediği için üstüne bir de para ödüyor. Adaletin bu mu dünya diye boşuna dememişler.

Alıntı:

---

misspoem rumuzlu üyeden alıntı

Benim çok sevdiğim arkadaşımda aynı sebepten muzdarip. Karısının aldatması sonucu 2 mahkemedir davası sürüyor. Yetersiz delil sebebiyle bunu mahkemeye sunamıyor ve karısı da boşanmaya karşılık 30.000 TL tazminat istiyordu ama avukatı aracılığıyla 15.000 Tl ye düşürmüşler. Tek tesellisi ortada bundan etkilenecek bir çocuğu olmaması. Maalesef bu parayı ona ödeyerek boşanmaya ikna edecek. Ne kadar sinir bozucu bişey hem aldatılıyor fakat ispat edemediği için üstüne bir de para ödüyor. Adaletin bu mu dünya diye boşuna dememişler.

---

İşte belkide en önemli sıkıntılardan bir tanesi de bu yeni nedeni yasada..
Mağdur olan tarafın, sadakatsizlik yapan tarafla ilgili iddialarını ispat için gereken delil bulma yolları ile yöntemlerinin önünü keserek toplumsal dejenerasyona sebep oluyor.

Evvelden zinanın / sadakatsizliğin ispatı durumunda ceza uygulaması vardı. Şimdi bu uygulama kalkmış durumda. Yeni Medeni Yasadaki bu boşluk bazı insanların sadakatsizlik ve zina gibi gayri ahlaki ilişkiler yaşama cesareti bulmasına neden olurken, bazı kişilerin ise yasanın amir hükümlerinden istifade ederek, eşin maddi ve manevi imkanlarını ele geçirmek, mal edinmek, yada geleceğini garanti altına almaya yönelik yine gayri ahlaki girişimlerde bulunmasına neden olmaktadır. Ne zaman delil elde etmeye kalkışılsa, belge ve bilgi istenilse, yok ondan delil olmaz yok burdan bilgi gelmez, yok onu karşı taraf kabul etmez denilmektedir.

Farkında değil belki yasa koyucular ama.. mağdur olan tarafı, mağdur eden tarafın onursuz ve gayri ahlaki yaşamına sponsor olmaya zorluyorlar.
Kişi sadakatsizlik yapacak, yuvayı dağıtacak, çocukların velayetini alacak, eşyaları alacak, nafakayı alacak, özgür kalacak, üstelik bundan sonra bu gayri ahlaki yaşamını devam ettirecek, nafaka ödeyen, malı bölüşen, evlatlarını kaybeden taraf yasanın yaptırımları nedeni ile bu duruma SPONSOR / FİNANSÖR olacak. Bir tek tesellisi kalmıyor mağdur olan tarafın. Hele özelliklede erkek ise.

Belki; nadiren erkek sadakatsiz davalarda ispat sıkıntısı yaşanıyor. Ancak kadın sadakatsiz olduğunda erkeğin heyecanlı tavrı, sabırsızlığı, geç farketmiş olması, aşırı güven gibi nedenlerle, hemen anında müdahale etme ve tepki vermesi sonucu delil elde etme imkanlarını kaybediyor. E-mail adresleri iptal ediliyor, cep telefonları ev telefonları iptal ediliyor, yada önceden alınan önlemlerle delile gidiş ve ispat yolları kapatıldığından mağduriyet ve çaresizlik yaşanıyor.

Kadın yada erkek farketmiyor. Ancak yeni yasanın Türkiye deki yapıya çok uymadığı, yaptırımsızlığı ve boşlukları nedeni ile suistimale açık olduğu aşikardır.

Örneğin yasada şöyle bir madde olsa... Bir evlilik zina yada sadakatsizlik nedeni ile bitti ise, ve bu boşanma aynı gerekçe ile Yargıtayca onandı ise zina yada sadakatsizlik yapan taraf en az 100 asgari ücret tutarında manevi tazminatla cezalandırılır..
Keza kusurlu olan taraf velayet hakkına sahip olamaz, kusurlu olan taraf mal paylaşımındaki hakkının da yarısını kaybeder..

Bakın aile mahkemelerinde Zina veya sadakatsizlik nedeni ile açılan dava sayısı ne kadar azalacak. Tabii tazminat hükümlerinin olduğu da söyenecektir şimdi. Ama ne kadar caydırıcılığı var. Erkek sadakatsiz olunca vur abalıya misali tepesine binilirken, nafaka / tazminat konularında alabildiğine acımasız davranılırken, kadının sadakatsiz olduğu durumlarda hem tazminat miktari düşük tutuluyor hemde bazan nafaka bile bağlanılıyor.

Adaletin içindeki adalatsizlik daha çok can yakıyor. Hani o kadar yazı okuduk o kadar mesajı inceledik, internet sitelerinde aramadığımız emsal dava kalmadı bu konularda, ben şahsım adına sadakatsizlik yapan, zina yapan kadına şöyle cidden adam akıllı ders niteliğinde ağır bir tazminat, yada yaptırım uygulandığını görmedim, okumadım.

Bakınız sevgili dostlar. Türkiye de erkek sadakatsiz boşanma davalarının tamamına yakın kısmı kadın lehine tazminat ve nafaka yaptırımı ile Aile Mahkemelerinde görülürken, Kadın sadakatsiz davaların büyük kısmı Ağır ceza mahkemelerinde cinayet davası olarak görülüyor.
İnsaf etmek lazım, insanların hakkı olanı vermek lazım, kamu adına adalet dağıtan el olan hakimlerin elinde bilgi belge ve tanıkları ile aile mahkemelerin kapısına paspas, hakimin ayağına turap olan mağdur erkekleri ve kadınları biçare bırakmak yerine yasanın gereğini tam bir tarafsızlık içinde yerine getirmeleri gerekmektedir.

Şimdi bazı üyeler yada hukukçular belkide beni eleştirecek. Ama bu haliylede yasa görüldüğü üzere bir çok kişiyi mağdur etmektedir.
Benimkisi sadece bir temenni. Umarım yasa koyucular veya yasa koyma görevinde olanlar bu serzenişleri mağduriyetleri görür / duyarda önlemler alınır. Yoksa sokak ortalarında / adliye koridor ve önlerinde / evlerde / dükkanlarda kendi yargı sistemi ni işleten kendi yargılayıp kendisi infaz eden çok kişi olacaktır.
Çağdaş medeni yasaymış.. Ecnebinin ahlaki genişliği bu topluma uymaz. Bunun anlaşılması için daha kaç erkek ceza almalı yada daha kaç kadın anlık heveslerinin ve macera arayışının kurbanı olmalı. BU mintan bizim sırtımıza uymuyor...
Saygılar..

Sayın dardayım, çok güzel konuyu ele almışsınız.
Sizi destekliyorum.
Umarım uygulamada bunları görürüz,başta sizin davanızda olmak üzere.

Alıntı:

---

denizblk rumuzlu üyeden alıntı

Sayın dardayım, çok güzel konuyu ele almışsınız.
Sizi destekliyorum.
Umarım uygulamada bunları görürüz,başta sizin davanızda olmak üzere.

---

Syn dnzblk bende merakla bekliyorum sonuç ne olacak. Umuyorum ki, günceliği / çekişmesi / süresi / detayları / hareketliliği / kapsamı gibi nedenlerle bu dava Hukuk Fakültelerinde örnek dava dosyası olarak yer alacak.
Yaşadıklarımı tecrübelerimi paylaşmaya devam edeceğim. Çok örnek çıkacak bu davadan çok.
İlginize ve desteğinize çok teşekkür ediyorum.

Örnek dava olması dışında,erkeklerin böyle bir olayla karşılaştığında ne yapmaları gerektiği konusunda yol gösterici oluyorsunuz.

Erkekler bu gibi durumlarda ketum olmak ve delillere ulaşmak yerine, fevri davranıyor. Mantıklı hareket etmeleri yönünde bir yol gösteriyorsunuz siz.

Haklının hakkını almasını diliyorum.

Alıntı:

---

denizblk rumuzlu üyeden alıntı

Örnek dava olması dışında,erkeklerin böyle bir olayla karşılaştığında ne yapmaları gerektiği konusunda yol gösterici oluyorsunuz.

Erkekler bu gibi durumlarda ketum olmak ve delillere ulaşmak yerine, fevri davranıyor. Mantıklı hareket etmeleri yönünde bir yol gösteriyorsunuz siz.

Haklının hakkını almasını diliyorum.

---

Sadakatsizlik eyleminin asla bir savunması, dayanağı, mantıklı açıklaması olamaz. Birisine 1 tokat atarsınız. Sorar hakim neden vurdun. cevabı verirsiniz bir anda sinirlendim / gözüm döndü / kendimi kaybettim. Hatta bu nedenlerle insan bile yaralayabilir öldürebilirsiniz.
Ancak sadakatszilik öyle değildir. sadakatsizlik iradi bir eylemdir. Ve yapılabilmesi için 2 insan gerekir. Bu iki insanın bu eylemi gerçekleştirebilmesi içinde önce fikir, sonra söylem, sonra eylem birliği içinde olmaları şarttır. Eylem için zamana / mekana / isteğe ve iradeye ihtiyaç vardır.
Aldatılan eş ne kadar kötü olursa olsun sadakatsizlik hepsinden daha ağır bir töhmettir. Ne sevgi ( kaldıki sadakatsizliğin adının sevgi gibi kutsal bir kavram ile birlikte anılması ne kadar bayağıdır), ne aşk nede başka bir şey, yasal eşi aldatmak için geçerli bir sebep sayılamaz, ve hiç kimse bu eylemin onursuzluğunu savunamaz.
O nedenle verilen mücadele bana göre onurlu ve şereflidir...

Alıntı:

---

dardayım rumuzlu üyeden alıntı

sadakatsizlik iradi bir eylemdir. Ve yapılabilmesi için 2 insan gerekir. Bu iki insanın bu eylemi gerçekleştirebilmesi içinde önce fikir, sonra söylem, sonra eylem birliği içinde olmaları şarttır. Eylem için zamana / mekana / isteğe ve iradeye ihtiyaç vardır.
Aldatılan eş ne kadar kötü olursa olsun sadakatsizlik hepsinden daha ağır bir töhmettir. Ne sevgi ( kaldıki sadakatsizliğin adının sevgi gibi kutsal bir kavram ile birlikte anılması ne kadar bayağıdır), ne aşk nede başka bir şey, yasal eşi aldatmak için geçerli bir sebep sayılamaz, ve hiç kimse bu eylemin onursuzluğunu savunamaz.
O nedenle verilen mücadele bana göre onurlu ve şereflidir...

---

Sayın dardayım, çok güzel ifade etmişsiniz..
Allah yar ve yardımcınız olsun..

[QUOTE=Kişi sadakatsizlik yapacak, yuvayı dağıtacak, çocukların velayetini alacak, eşyaları alacak, nafakayı alacak, özgür kalacak, üstelik bundan sonra bu gayri ahlaki yaşamını devam ettirecek, nafaka ödeyen, malı bölüşen, evlatlarını kaybeden taraf yasanın yaptırımları nedeni ile bu duruma SPONSOR / FİNANSÖR olacak.[/QUOTE]

sayin dardayim tam bu tanima giren birisi olarak cildirip bir de telefonda hakaretler edince karsi taraf simdi de utanmadan hakaret davasi aciyor elimi kana bulamamak icin zor tutuyorum kendimi cok guzel ozetlemissiniz yukarida yazdiklarinizla durumu alkisladim yurekten kanun koyucu nun da bu duruma uyanip tedbir almasi gerek bir an once

Sayın Dardayım,
Sanırım sizinle hemen hemen aynı durumu yaşıyoruz. Yazdıklarınız çok yol gösterci oldu. Ben daha yolun başındayım. Tecrübelerinizden yararlanmak istiyorum. "Evet maddi ve manevi tazminat talep edebilirsiniz. Hatta Boşanma gerçekleştikten sonra eşinizin birlikte olduğu şahsa da Borçlar Kanunu gereği de tazminat davası açabilirsiniz". (emsal Yrgıtay kararı var vereceğim size). Bu yargıtay kararını "tikence@hotmail.com adresine gönderebilirmisiniz?

Size birşey daha sorcam: Ben hala davayı "Zinadan mı" yoksa "evlilik birliğinin temelden sarsılması" maddesinden mi açıp açmayacağıma karar veremedim. Sizin dediğiniz gibi zina ispatlanması çok zor ve bazı avukatlar telefon ve mesaj kayıtlarının bunun için yeterli olamayabileceğini söylüyor; bazıları da elimdeki delillerin yeterli olduğunu söylüyor. Siz hangi maddeden dava açtınız ve davanın gelişimi hakkında biraz bilgi verirmisiniz. Size de geçmiş olsun, vereceğiniz bilgiler için şimdiden çok teşekkür ederim.

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/10434

K. 2005/4506

T. 28.4.2005

• ZİNA NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT ( Dava Dışı Eşi İle Davalı Arasında Bir Yakınlaşma Bulunduğu Anlaşılmasına Göre Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Kabulü Gereği )

• EŞİN RIZASIYLA YAPTIĞI ZİNA ( Davalının Davacının Eşinin Rızası İle De Olsa Yapması Halinde Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği )

• AİLE BÜTÜNLÜĞÜNE SALDIRI ( Davalının Davacının Eşinin Rızası İle De Olsa Zina Yapması Halinde Davacının Aile Bütünlüğüne Haksız Bir Saldırı Oluşturduğu Benimsenerek Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği )

818/m.49

ÖZET: Ceza mahkemesinin gerekçesinde belirlenen olgular itibariyle, davacının eşinin rızası ile de olsa, davacının eşi ile davalı arasında bir yakınlaşma bulunduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, bu durumun davacının aile bütünlüğüne haksız bir saldırı oluşturduğu benimsenerek davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun değildir.

DAVA: Davacı Muzaffer Gelir vekili Avukat Ahmet Canbaz tarafından, davalı Erol Gelir aleyhine 25.2.2003 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem sonucu kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin reddine dair verilen 27.1.2004 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR: Davacı, dava dışı eşi ile davalının cinsel ilişkiye girerek zina eyleminde bulunduğunu, eşine karşı boşanma davası açtığını, davalı hakkında hazırlık soruşturması başlatıldığını, olay nedeniyle yuvasının dağıldığını, eylemin namusa yönelik yüz kızartıcı suç oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Mahkemece; davacının iddia ettiği zina eylemi kabul edilse dahi boşanmaya sebep olan eylemin davacının eski eşinin zina eylemi olduğu, davalının eylemi ile davacının boşanması ve zina nedeni ile namus ve şerefinin ihlali söz konusu olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.

Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davalı hakkında davacının eşinin ırz ve namusuna tasaddide bulunmak suçundan cezalandırılması istemiyle açılan ceza davası sonunda; davacının eşi ile davalı arasında geçen telefon görüşmelerinin süresinin rahatsızlık boyutunu aşan uzun görüşmeler olduğu, davacının eşi ile davalı arasındaki ilişkinin rızaya dayalı olduğu kanısına varıldığı, davalının cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediğinden unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan davalının beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ceza mahkemesinin gerekçesinde belirlenen olgular itibariyle, davacının eşinin rızası ile de olsa, davacının eşi ile davalı arasında bir yakınlaşma bulunduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, bu durumun davacının aile bütünlüğüne haksız bir saldırı oluşturduğu benimsenerek davacı yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


----------------------------------------


Madde 41 - Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile hak-
sız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mec-
burdur.
Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek
sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur.

Madde 49 – (Değişik: 4/5/1988 - 3444/8. md.)
Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.
Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.
Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.

Sayın dardayım tekrar merhaba,
Eşinizin cep telefonu ile konuştuğu kişileri ve eşlerini mahkemede tanık olarak gösterin, ben gösterdim çok güzel oldu demiştiniz. Hakim gerekçemizi sorarsa ne diyeceğiz, siz hangi gerekçe ile tanık göstermiştiniz? Ben de onların mahkemeye gelmesinin çok eğlenceli olacağını düşünüyorum ama hakim iyi bir gerekçe olmassa talebimi reddeder diye korkuyorum. Yardımlarınız için teşekkürler, kolay gelsin

Öncelikle aldatma olayına ilişkin kesin bir delil olmadığı kanısındayım. Ancak bu telefonu eşinizin kullandığını ispatlayarak aile içinden olmayan birileriyle anormal şekilde (günde 30 kez görüşme - gece yarısı mesajlaşma veya benzeri) sonut şeyler ortaya konularak, sadakatsizlik, zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması sebeplerinin hepsine dayanabilirsiniz bunlardan biri bile hakimin bosanmaya karar vermesi için yeterlidir. ispatlayamasaniz bile eşinizin somut şüphe uyandıracak davranışları size haklı boşanma sebebi verir

Konu hakkında başka bir sorum olacak, benim başıma da geldi. Fakat 2 çocouğumun velayetini, banka kredisi ile almış olduğumuz ve benim ödediğim hala ödemekte olduğum evi ayrıca kendi üzerine olan aracı anlaşmalı boşanma ile ve çocuklar içinde ayrı ayrı nafaka ücreti alarak ayrıldık. Boşandık. Boşanma sebebini aşırı geçimsizlik nedeni ile belirttik. Aldatılma söz konusu olarak belirtmedik.Asıl neden bu idi. Şimdi ben beni aldatan eşim ile zina yapan erkek şehıs hakkında manevi tazminat talebi için elimde bulunan telefon kayıt görüşme ve sms saatleri ve facebooktan görüştükleri mesajların birebir kopyasını evde o zaman içinde beraberken şüphe üzerine kurduğum program sayesinde sayfaları ve tarih ve saatleri gösterir mesajları dava açarak manevi tazminat talebinde bulunma imkanım olur mu? diğer şahıs ve ayrıldığım eşim hakkında tazmiant talebi ayrı ayrı mı olacak. Ayrıca boşanma davası için temyize gitmesin diye aynı gün elinden imzalı karşılıklı dilekçede avukatım aracılığı ile almıştık. En son soru ne kadarlık tazminat davası açabilirim çünkü bildiğim kadarı ile hakim aşağıya bu rakamı çekiyor olduğu, her ikimizde kamu görevlisi olarak çalışıyoruz. Beni aldatan eşim kendi kurumundaki erkek müdürü ile bu işi gerçekleştirdi. Onunda idari soruşturma için gerekli müracaatlarımı il dışı tayinden sonra yapmayı düşünüyorum. Bu tarihlerin önemi hakkında bilgide almak istiyorum. Bilgisayar program ilk kayıt 10.10.2012, boşanma tarihi 10.12.2012 olarak verebilirim. Boşanma tarihi mi yoksa bu olayı öğrenmeden sonra ki tarih başlangıcı olan 6 aydan en fazla ne zamana kadar olması gerekiyor. Şimdiden cevaplarınıza teşekkürler.

Aldatmayı aldatılmayı o kadar güzel tanımlamışsınız ki saygılar

Zina sebebi ile boşanma davası açabilmek için , cinsel birliktelik olması gerekir.Cinsel birliktelik yaşanmadığı takdirde , zina sebebiyle boşanma davası açılamaz.

Sevgiyle

Alıntı:

---

Av.Fatih Demirkale rumuzlu üyeden alıntı

Zina sebebi ile boşanma davası açabilmek için , cinsel birliktelik olması gerekir.Cinsel birliktelik yaşanmadığı takdirde , zina sebebiyle boşanma davası açılamaz.

Sevgiyle

---

Böyle olması gerektiğine siz mi karar verdiniz sayın avukatım, yoksa yasa mı böyle diyor ?
Cinsel birlikteliğin gerçekleşip gerçekleşmediğini kişi nasıl ispat edecek, cetvel alıp dühulun kaç cm gerçekleştiğinimi ölçecek yasal eş, ya da olayın üzerine geldiğinde zina yapanlar keyif sigarası içiyorken yakalarsa ispat edemeyecek mi ?
Karine denilen olgu hukukta ne işe yarıyor ?

Alıntı:

---

Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı

Böyle olması gerektiğine siz mi karar verdiniz sayın avukatım, yoksa yasa mı böyle diyor ?
Cinsel birlikteliğin gerçekleşip gerçekleşmediğini kişi nasıl ispat edecek, cetvel alıp dühulun kaç cm gerçekleştiğinimi ölçecek yasal eş, ya da olayın üzerine geldiğinde zina yapanlar keyif sigarası içiyorken yakalarsa ispat edemeyecek mi ?
Karine denilen olgu hukukta ne işe yarıyor ?

---

Doktrinde ağırlıklı görüş , cinsel birlikteliğin gerçekleşmesi zinanın koşulu olarak görülmektedir.Daha açıkca belirtmek gerekecek olursa ; cinsel uzuvlar kullanılmadan yapılan münasebetlerden dolayı , zina sebebiyle boşanma davası açılmamalıdır.Nasıl ispat edileceğine gelecek olursak , bir çok yöntemle bunu ispat edebilirsiniz.Biraz düşünmeniz yeterli olacaktır kanaatindeyim.

Sevgiyle.

Alıntı:

---

Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı

Böyle olması gerektiğine siz mi karar verdiniz sayın avukatım, yoksa yasa mı böyle diyor ?
Cinsel birlikteliğin gerçekleşip gerçekleşmediğini kişi nasıl ispat edecek, cetvel alıp dühulun kaç cm gerçekleştiğinimi ölçecek yasal eş, ya da olayın üzerine geldiğinde zina yapanlar keyif sigarası içiyorken yakalarsa ispat edemeyecek mi ?
Karine denilen olgu hukukta ne işe yarıyor ?

---

Sayın Dardayım. Ben de çok dardayım.
Eşim bana "evlilik bierliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma" davası açtı. İddasına göre ben başka bir bayanla telde veya ytüz yüze görüşüyorum. Bu durumla ilgili kırıcı ve hakaret içeren bir sürü mesaj attı.Bunlar telefonda kayıtlı. Örnek: o kötü kadının yanına gittin değil mi şerefsiz.onunlasın değil mi" Bu baskılar her geçen gün arttı. Bir arkadaşları varken iki tane yine onunla görüştüğümü idda etti.arkadaşları da "görüştüysen görüştüm de" diye baskılarda bulundu. Ben de yeter ki başımdan gitsinler diye "görüştüm kardeşim" dedim. Bu arkadaşlarını tanık olarak kullanacakmış. Bu durumda nasıl kendimi savunabilirim. Bu şahit olacak arkadaşları ile sorunsuz şekilde ailece görüşüp eğlenceler yapıyorduk. Sadece böyle bir olumsuz olaya şahit oldular. Cevaplarsanız sevinirim.

İddia sahibi olan iddiasını ispatla mükelleftir. Eşiniz sizin diğer bir başka kişi ile görüştüğünüz hususunu arkadaşlarınızın tanıklığı ve diğer başka delillerle ispatlarsa kusurlu olursunuz. Örneğin sosyal medyada paylaşımlarınız, telefon kayıtları, mesajlar vs.
Savunulacak bir yanınız yok, buraya yazdığınızın aynını hakime de söylersiniz.

Alıntı:

---

Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı

İddia sahibi olan iddiasını ispatla mükelleftir. Eşiniz sizin diğer bir başka kişi ile görüştüğünüz hususunu arkadaşlarınızın tanıklığı ve diğer başka delillerle ispatlarsa kusurlu olursunuz. Örneğin sosyal medyada paylaşımlarınız, telefon kayıtları, mesajlar vs.
Savunulacak bir yanınız yok, buraya yazdığınızın aynını hakime de söylersiniz.

---

görüştüğümü iddia ettiği kişi benim iş arkadaşım. Ve onun iddia ettiği gibi görüşmedik ancak 15-20 gün önce iş amaçlı 3 görüşme var.hepsinin de süresi 1 dakikanın altında. Hakim tanıkları dinlediktten sonra bakacak o tarihlerde iddia edildiği gibi uzun bir süre kayıt yok ama 15-20 gün önceye ait 3 kayıt var. Bu kayıtları aldatma olarak değerlendirebilir mi? Görüştüğümü iddia ettiği kişinin eski kız arkadaşım olduğu da biliniyor.

merhabalar bir soruda ben sormak istiyorum ben görmeengelliyim eşim benim bir erkekle mesajlaşmış bayağı ve bende davada sundum bunu şimdi eşim ben yapmadım die bilirmi birde sadakatsizlik bellirlenirse maddi manevi tazminat aça bilirmiyim aydınlatırsanız sevinirim

Merhaba. benim sorularım olucakdı annem 18 yıl önce üzerine kuma geliyor ve çocuk oldugu için babam da izin vermediği için boşanamıyorlar.Tabi bunun içerisinde maddi sıkıntılarda var . Ama şuan kendisi başka aldatmaları da var ve ve artık eve gelmiyor eviyle hiçbir maddi olarak ilgilenmiyor. Boşanmak istiyor annem ama şuan maddi olarak sıkıntıları var sadece evini almak istiyor evininde 5de 1 kadar olanı üstüne ait geri kalanı babamın üzerine oda miras yoluyla üstüne gelmiş. Halen diğer kumasıyla yasıyor ve bununla ilgili boşansa evini alabilir mi çaresiz durumdayız... Lütfen yardım

- - - Updated - - -

Lütfen bir an önce yardımcı olur musunuz

Abdullah bey sİzİ nasilsin ulaŞabİlİrİm bana ulaŞmaniz mÜmkÜn mÜ

https://ilkayuyarkaba.av.tr/sayfalar...osanma-davasi/ burada fazlaca detay var bakabilirsiniz.

Boşanma davası açarken dikkat etmek gerek. Aldatma gibi özel bir neden varsa, bu özel nedeni ispatlamaya çalışmak gerekli. Her yaşanılan olayı dilekçeye yazmanın anlamı yok. ben bu hatayı yaptım. Kısaca şöyle yapmak gerek, özel bir boşanma sebebiniz varsa bu özel sebebi ispatlamak lazım bkz.https://goo.gl/dBH7Yx Özel bir sebep yoksa şiddetli geçimsizlik vs ile uğraşmak lazım

Ben 6 aylık evliyim. Fakat eşimle şiddetli geçimsizlik yüzünden boşanmak istiyordum, ama bir türlü kabul etmiyordu. Sürekli alkol tüketip evde huzursuzluk çıkartıyordu. Bazen şizofren gibi davranışlar sergiliyor beni korkutuyordu. Haftada 1 defa mutlaka bekar arkadaşları bizim eve gelip içip sabahlıyorlardı. Bende daha fazla dayanamayıp boşanmak istediğimi söylüyordum. Bana bir çok kez yalan söyleyip arkamdan iş çeviriyordu. Evlenmeden önceki 40 bin tl borcunu bile evlendikten sonra ödedim. Artık daha fazla dayanamıyordum. Ve bu durumda bende bir gaflete düşüp başka bir şahısla görüşmeye başladım. Ve eşim bunu öğrendi ben boşanma davası açacak iken o açtı ve benden 100 bin tl maddi manevi tazminat istemiş. Elinde benden izin alınmadan haberim olmadan çekilen ses kayıtları ve fotoğraflarım var. Mahkemeye sunmuş. Bu durumda nasıl bir yol izleyeceğimi bilmiyorum.

Bana yardımcı olur musunuz? lütfen.

merhaba,

bildiğim kadarı ile, davayı ilk acan veya son acan kazanacak diye bir durum yok, sizde karşı dava açıp tazminat ve tedbir nafakası talebinde bulunabilirsiniz.

karşı dava acarken delilleriniz ve tanıklarınızı belirleyin ayrıca size acılan davanın reddini istiyorsunuz. yani eğer ilk dava acanın delillerini veya sizin dellillerinizi nedenlerini yetersiz buluyor ise onun davası red olabilir yada ikiside red olur.

not: gizli ses kayıtları kişisel bilgi güvenliğini ihlalden, delil sayılmaz ve suctur. fotoğraflarda aynı şekilde fakat toplumda herkese acık alanda resim cekilebilir.