Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık!
DANIŞTAY BAŞKANLIĞI'NA
Gönderilmek Üzere
İSTANBUL NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NA
Yürütmenin durdurulması istemlidir.
DAVACI : H.E (T.C No: …………..)
ADRESİ : …….........
DAVALI : ….…… GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ADRESİ : ……………………
DAVA KONUSU: Teknik Hizmetler Sınıfı ‘’Teknikerlik’’ Kadrosuna atanma istemiyle ………….2008 tarihinde yaptığım başvurunun (EK-2), Ancak, ‘’İnşaat Teknikerliği dalında sınav açıldığında, başarılı olmam halinde değerlendirileceği’’ belirtilmek suretiyle reddine ilişkin, T.C……….Bakanlığı,……….Genel Müdürlüğü'nün…………2008 tarihli ve …………………Sayılı Davalı İdari İşleminin (EK-1), ve dayanağı, .………….Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanarak ………2005 tarihli ve ……….sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe sokulan ‘’………Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’’nin(EK-8),‘’Unvan Değişikliği Sınavı’’ ve ‘’Unvan Değişikliğine İlişkin Atama Esasları’’ ile ilgili bazı hükümlerinin İPTALİ ile dava sonuna kadar YÜRÜTMENİN DURDURULMASI istemini içerir dava dilekçesidir.
TEBLİĞ TARİHİ : 05/02/2009
AÇIKLAMALAR VE HUKUKSAL DEĞERLENDİRME
1-) DAVALI KURUMA DİPLOMA İBRAZI VE İNTİBAK
a-) ……………..Genel Müdürlüğü’ nün, ……..Bölge Müdürlüğü,…………Başmühendisliği, …………Şefliği emrinde, Genel İdare Hizmetleri Sınıfında ‘’Gişe memuru’’ olarak çalışırken(EK-4). Memuriyete girmeden önce, 29.09.1987 tarihinde, Gazi Üniversitesi Kırşehir Meslek Yüksekokulu’nun iki yıllık ‘’Teknik Programlar’’ Bölümü ‘’İnşaat’’ Anabilim Dalı Programını takip ederek mezuniyet için gerekli ‘’Teknikerlik’’ eğitimi aldıktan, imtihanları ve stajı başarıyla tamamlamak suretiyle,29.09.1987 yılında mezun edilerek, ‘’İnşaat Teknikeri’’ Unvanı almaya hak kazandım (EK-5, 2547 s.Y.Ö.K.m.3/a,d,ı,k,r,u).
b-) …………………………..
c-) 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36/2 maddesi ve ilgili maddeleri gereğince; ………………Genel Müdürlüğü’ne 14.Ekim.1997 tarihli müracaatım ve diplomamın ibrazı üzerine, 03.07.1998 tarihinde ………….Genel Müdürlüğünce, Gazi Üniversitesi Kırşehir Meslek Yüksekokulu ‘’İnşaat Teknikeri’’ Unvanlı olarak intibakım yapıldı.(EK-4, EK-5) Yüksek Öğrenim görmüş olmamın etkisi, derece ve kadememde ilerlemeler sağlanması yönünde etkisini göstermiştir(EK-4).
2-) DAVALI İDARE İŞLEMİNİN 657 SAYILI YASAYA VE HUKUKA AYKIRILIĞI
Bilindiği üzere, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun TEMEL İLKELER Başlıklı 3.maddesinin; (A) bendinde ‘’SINIFLANDIRMA’’, ‘’Devlet kamu hizmetleri görevlerini ve bu görevlerde çalışan Devlet memurlarını görevlerinin gerektirdiği niteliklere ve mesleklere göre sınıflara ayırmaktır.’’
(B) bendinde ‘’KARİYER’’, ‘’Devlet memurlarına, yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânını sağlamaktır.
(C) bendinde de ‘’LİYAKAT’’, ‘’Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır.’’ Şeklinde tanımlanmıştır.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36.Maddesinin (A) bendiyle, memurların öğrenim durumlarına göre memuriyete giriş ve yükselebilecekleri derece ve kademeler tespit edilmiştir. Söz konusu maddede; ‘’ iki yıllık yüksekokul ile dört yıllık yüksekokul mezunlarının 1.dereceli kadroya kadar yükselebilecekleri’’ hüküm altına alınmıştır. Bu kanunla devlet memurlarının sadece öğrenimleri itibariyle yükselmeleri gerektiği düzenlenmiştir. Fakat uygulamada fiilen kişilerin bu kanuni haklarına idari işlemlerle engel olunmaktadır.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 71.Maddesi’nin İkinci Fıkrasında belirtildiği üzere, ‘’Kurumlar, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabilirler.’’ Hükmünün şartları gerçekleşmiş, fakat …………….Genel Müdürlüğü bugüne kadar ‘’Teknikerlik’’ kadro atamamı yapmamıştır. Davalı Kurum, kurumlarınca yapılacak atamaların ‘’tamamen’’ kurumlarının ‘’takdiri ve yetkisinde’’ olduğu bahsini yapmaktadır(EK-1).Ancak; bu durum 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 71.Maddesinin İkinci Fıkrasının hükmünün objektif yürütülmesine engel sayılmalıdır. Oysa ‘’Takdir Yetkisi’’ kullanımı, ‘’kesin ve sınırsız’’ olmadığı gibi, Kamu yararı amacına ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılması gerektiği konusu yargı kararlarıyla yeterince işlenmiştir.657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 71.Maddesinin İkinci Fıkrasında atanmada herhangi bir seçme sınavı öngörülmediği açık ve net iken, Davalı idarece intibakımın yapılmasından bugüne kadar, aynı koşullarda, aynı öğrenim ve unvanda eşit haklara sahip olduğum, ‘’atanma şartlarını’’ taşıdığım halde, bugüne kadar boş ‘’Teknikerlik’’ kadrolarına (EK-9) atamamın yapılmaması işlemi ve ataması yapılanlarla kıyaslanıp, tercih edilmeyişim konu ile ilişkisi bakımından subjektif bir uygulama olup; Anayasa’nın ‘’eşitlik’’ ilkesine karşı, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa ve hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
3-) ‘’UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ SINAVI’’ VE ATAMA ESASLARINA DAİR HÜKÜMLERİN YASAYA AYKIRILIĞI
15.3.1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan 18.4.1999 tarihli ve 23670 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte’’(EK-6), “Unvan Değişikliği Sınavı” yapılması öngörülmemekte idi.
Aynı Yönetmeliğe, 21.09.2004 tarih ve 2004/8246 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla (28.12.2004 tarihli ve 25684 sayılı Resmi Gazete) bu yönetmelikte bulunmayan “Unvan Değişikliği Sınavı” yapılmasına dair hükümler ilave edilerek, bu yönetmeliğin dayanaklarından biri olan 657 Sayılı Devlet
Memurları Yasası ile getirilen düzenleme, adı geçen ilave hükümlerle genişletilmiş olup,Yasa’da açıkça sayılan görevler dışında başka görevler için de bu koşulun getirilmesi suretiyle yasaya aykırı düzenleme yapıldığı açıktır.
Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğe 2004/8246 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, Yasaya aykırı hükümler ilave edilmek suretiyle, ’’Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’’ çıkartılmıştır (EK-7).
Bu Yönetmelik kapsamındaki personelin, en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin görevlere atanmaları, bu Yönetmeliğin üçüncü bölümünde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde eğitime tabi tutulmaksızın yapılacak unvan değişikliği sınavı sonundaki başarısına göre gerçekleştirilir. Unvan değişikliği sınavları, kurumlarca belirlenecek görev alanları ve atama yapılacak görevin niteliğine ilişkin konularda yazılı olarak yaptırılır ve bu sınavlara katılacaklarda, kurumda veya öğrenim durumları ile ilgisi bulunmayan görevlerde belirli süre hizmet yapmış olma şartı aranmaz. ” Hükmü çerçevesinde; …………….Genel Müdürlüğü, kendi Özel Yönetmeliğini çıkarmıştır(EK-8).
………2008 Tarihli,‘’Teknikerlik’’ kadrosuna atanma talepli başvurumun(EK-2); Ancak, ‘’İnşaat Teknikerliği dalında sınav açıldığında değerlendirileceği’’ belirtilmek suretiyle reddine ilişkin T.C………….Bakanlığı,………….Genel Müdürlüğü'nün………….2008 tarihli ve………………….Sayılı İdari İşleminin(EK-1) ve İdari işlemde adı geçen ‘’İnşaat Teknikerliği dalında sınav’’ adlandırılmasının dayanağı; ………..2005 tarihli ve ………sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’……………Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğidir)’’ (EK-8).
15.3.1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan 18.4.1999 tarihli ve 23670 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin’’(EK-6), 4/a maddesinde; ‘’657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na’’ tabi görevlerden bu Yönetmeliğin; ‘’Görevde Yükselmeye İlişkin’’ ‘’Öğrenim Düzeyi’’ Başlıklı, 5.maddesinde de sayılan görevler ile kurumlarca çıkarılacak özel yönetmeliklerde belirlenen görevlere aynı veya başka hizmet sınıflarından yapılan atamalar ‘’GÖREVDE YÜKSELME’’ olarak tanımlanmıştır. (EK-6, EK-7, EK-8) Aynı Yönetmeliğin 15.Maddesi’nde de; Kurumlar bu Yönetmeliğin kapsamına giren görevlere atanacaklarda aranacak ‘’öğrenim düzeyi ile hizmet süresi, alt görevlerde bulunma süresi, sicil ve disipline ilişkin şartlar ile bunlar için verilecek görevde yükselme eğitiminin ilanı, şekli, süresi, konuları, ağırlıkları ve kapsama dâhil edilecek diğer unvanlar ve bunlara ilişkin seçme kriterleri, yapılacak sınavlara ilişkin usul ve esaslar bunlara ilişkin diğer hususların’’ Devlet Personel Başkanlığı’nın olumlu görüşü alınarak çıkaracakları yönetmeliğin uygulanması sırasında doğacak tereddütleri gidermeye Devlet Personel Başkanlığının yetkili olduğu belirtilmiştir.
15.3.1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan 18.4.1999 tarihli ve 23670 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’’ (EK-6) HÜKÜMLERİNE DAYANILARAK ÇIKARILAN ve ………..2005 tarih ve …..sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren; ‘’………………Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin’’(EK-8) 4.Maddesinde de; Bu yönetmelikte belirtilen görevlerde aynı veya başka hizmet sınıflarından yapılacak atamalar, ‘’GÖREVDE YÜKSELME’’ olarak tanımlanmak suretiyle; Yukarıda ki ‘’Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin’’(EK-6 ), 4/a Maddesinde belirtilen hükme paralel hüküm getirilmiş, 5.Maddesinde de; Görevde Yükselmeye tabi kadrolar gösterilmiş(EK-6, EK-7, EK-8) ve anılan Madde de; ‘’Avukat, Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı, Daire Tabibi, Tekniker, Teknisyen vs. buna benzer kariyerli okul mezunu olan personel kadroları da’’ Unvan Değişikliğine tabi kadrolar olarak sayılmıştır(EK-7, EK-8).‘’………Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin’’ Unvan Değişikliğine ilişkin Atama
esaslarına dair 20.Maddesinin (a) bendinde(EK-8); Unvan Değişikliği Sınavına tabi kadrolara atanabilmek için; 1-Son üç yıllık sicil notu olumlu olmak, 2-Yapılacak Unvan Değişikliği Sınavında başarılı olmak 3-Mütercim kadrosu hariç olmak üzere katılacağı Unvan Değişikliği Sınavına ait kadronun öğrenim niteliğini taşımak, şartlarını haiz olmak gerektiği hükmüne yer verilmiştir(EK-8).
Gerek ‘’Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin’’(EK-6), gerek bu Yönetmeliğe ilave edilen Bakanlar Kurulu Kararı ile Çıkarılan ‘’Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin’’(EK-7), ve gerekse ‘’……….Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin’’(EK-8), yukarıda sözü edilen 4.Maddeleri dikkate alındığında Genel İdare Hizmetleri Sınıfında Gişe Memuru olarak atamam yapılmadan, daha önce; Gerekli eğitimi almış, imtihanları ve stajı başarıyla geçmiş, Ön Lisans Diplomasını hak ederek, ‘’Tekniker’’ Unvanını bu eğitimi tamamlamış olmakla kazanmış(EK-5) bir kişinin Teknik Hizmetler Sınıfına ‘’Tekniker Kadrosuna’’ atama isteminin ‘’GÖREVDE YÜKSELME’’ olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Gördüğü öğrenim sonucunda ‘’Tekniker’’ Unvanını kazanan kişinin, bu kadroya atanma istemi yalnızca Sınıf ve Unvan Değişikliği olup(657 s. m.71), ‘’GÖREVDE YÜKSELME’’ niteliği taşımamaktadır.
Ancak Davalı idare; Genel İdare Hizmetleri Sınıfında 'Gişe Memuru' olarak çalışırken, Memuriyete girmeden önce; Gazi Üniversitesi Kırşehir Meslek Yüksekokulu’nun iki yıllık ‘’Teknik Programlar’’ Bölümü ‘’İnşaat’’ Anabilim Dalı Programını takip ederek mezuniyet için gerekli eğitimi, imtihanları ve stajı başarıyla tamamlayıp, bitirmek suretiyle ‘’Teknikerlik’’ unvanını kazanmış (EK-5)olan şahsımın Genel İdare Hizmetleri Sınıfından, Teknik Hizmetler Sınıfına ‘’Teknikerlik’’ kadrosuna atanma istemimi bir taraftan görevde yükselme olarak nitelendirmekte(EK-1), bir taraftan da anılan………….Yönetmeliğinin 12.13.14.15.16.17.18.ve 20/a. maddesine istinaden(EK-8), 15.3.1999 tarihli ‘’Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte’’(EK-6) bulunmayan ve bu Yönetmeliğin dayanaklarından biri olan 657 sayılı Devlet Memurları Yasasına aykırılık teşkil eden, Unvan Değişikliği Sınavına tabi tutmakta(EK-7, EK-8) ve bu sınava girebilmek için de son üç yıllık sicil notunun olumlu olması, diğer bir ifadeyle en az üç yıl hizmeti bulunmak şartını öngörmektedir. Oysa, gördüğü öğrenim sonucu(EK-5) olarak ‘’Teknikerlik’’ unvanını kazanan, fakat Genel İdare Hizmetleri sınıfında Gişe Memuru olarak çalışmakta olanların ‘’Teknikerlik’’ kadrolarına atanmaları Görevde Yükselme olmayıp, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 71.Maddesi uyarınca sadece Sınıf ve Unvan Değişikliği olup, münhal kadronun (EK-9) bulunması halinde hizmetinden istifade edilebilecek birimler emrine atanması olgusudur ve bunun için de anılan Yasa maddesinde (657 s.m.71) her hangi bir sınav öngörülmemiştir.
4-) ‘’…………………….GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVDE YÜKSELME VE UVAN DEĞİŞİKLİĞİ YÖNETMELİĞİ’’NDE, KAYNAĞINI KANUNDAN ALMAYAN BİR YETKİ KULLANILMAKTADIR.
Öte yandan; Bilindiği üzere; Teknik Hizmetler Grubu, Sağlık Hizmetler Grubu, Avukatlık Hizmetleri Grubu içinde yer alanların mesleki unvanlarına teorik ve pratik eğitim ve öğretim neticesinde orta ve yüksek dereceli okullardan mezun olmak ve bazen de ilaveten staj görmek yoluyla sahip olunmaktadır. Mesleki eğitim ve öğretim neticesinde bahsedilen unvanlara sahip olunduktan sonra, başka kadrolarda görev yapanların bu hizmet gruplarındaki görevlere atanabilmeleri için ayrıca sınava tabi tutulmalarına gerek yoktur. Sınıf ve Unvan Değişikliği Sınavına girilmesi gerektiği, Yasa’da bulunmayan İkinci Bir Sınav niteliği taşımaktadır (657 s. m.71).
Bu itibarla, T.C……….Bakanlığı, ……….Genel Müdürlüğü'nün …….tarihli ve………Sayılı İdari İşleminin(EK-1) Dayanağı,………tarihli ve ………sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’………………Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin’’ (EK-8) 12.13.14.15.16.17.18 ve 20.maddesi (a) bendi ve l. ve 2. fıkrası hükümlerinin, anılan Yönetmeliğin 5.maddesi "2.fıkrasında yer alan; Avukat, Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı, Daire Tabibi, Tekniker, Teknisyen vs. buna benzer kariyerli okul mezunu olan personele(EK-8) uygulanması bakımından, atıl tutulan kariyerli personelin ve bilgisinin
pratikte kullanımına engel teşkil edildiği ve bunda kamu yararı gözetilmediği gibi hukuka uyar bir tarafta yoktur.
Dolayısı ile iptalini talep ettiğim, yönetmeliğin ‘’Unvan Değişikliğine’’ ilişkin hükümleri (EK-7, EK-8), kaynağını kanundan değil, Genel Yönetmeliğe ilave edilen Bakanlar Kurulu Kararından (EK-7) almaktadır. Diğer bir deyimle ‘’………..Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinde’’, kaynağını Kanundan almayan bir yetki kullanılmaktadır. İptalini talep ettiğim Yönetmelik Maddeleri(EK-8), kaynağını 657 Sayılı Kanundan almamıştır; Söz konusu Kanunda ilgili Yönetmelik Maddelerine cevap veren bir hüküm bulunmamaktadır.
5-) ÜNİVERSİTENİN VERDİĞİ EĞİTİM VE ÖĞRETİMDEN ŞÜPHE EDİLMESİ BAKIMINDAN, YÜKSEK ÖĞRENİM KANUNA AYKIRILIĞI
2547 sayılı Yüksek Öğrenim Kanunu gereğince gerekli eğitim, öğretim ve staj aşamaları geçildikten sonra Unvanlar verilmektedir. Ancak Unvan Değişikliği Sınavı; Bir Teknikerin “Tekniker” olmayı hak etmiş olup olmadığını ve Tekniker olmak için gereken eğitim ve öğretimi, kanuni yetki ve alt yapı olmaksızın bir nevi sınavdan geçirmek ve denetlemek olduğu ve üniversitenin verdiği eğitim ve öğretimden şüphe etmek manasına geldiği açıktır. 2547 sayılı Yüksek Öğrenim Kanunun 3.maddesinin;
(a) bendinde, Yükseköğretim: Milli eğitim sistemi içinde, ortaöğretime dayalı, en az dört yarıyılı kapsayan her kademedeki eğitim öğretimin tümüdür.
(d) bendinde, Üniversite: Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzelkişiliğine sahip yüksek düzeyde eğitim - öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur.
(ı) bendinde, Meslek Yüksekokulu: Belirli mesleklere yönelik ara insan gücü yetiştirmeyi amaçlayan dört yarıyıllık eğitim - öğretim sürdüren bir yükseköğretim kurumudur.
(k) bendinde, Bölüm: Amaç, kapsam ve nitelik yönünden bir bütün teşkil eden, birbirini tamamlayan veya birbirine yakın anabilim ve ana sanat dallarından oluşan; fakültelerin ve yüksekokulların eğitim - öğretim, bilimsel araştırma ve uygulama birimidir. Anabilim dalı ve ana sanat dalları bilim ve sanat dallarından oluşur. Yükseköğretimdeki çeşitli birimlerin ortak derslerini vermek üzere rektörlüğe bağlı bölümler de kurulabilir.
(r) bendinde, Ön Lisans: Ortaöğretime dayalı, en az dört yarıyıllık bir programı kapsayan ara insan gücü yetiştirmeyi amaçlayan veya lisans öğretiminin ilk kademesini teşkil eden bir yükseköğretimdir.
(u) bendinin (1.) fıkrasında, Örgün Eğitim: Öğrencilerin, eğitim - öğretim süresince ders ve uygulamalara devam etme zorunluluğunda oldukları bir eğitim-öğretim türüdür. Şeklinde tanımlanmış hükümleri mevcuttur.
Gazi Üniversitesi Kırşehir Meslek Yüksekokulu’nun iki yıllık ‘’Teknik Programlar’’ Bölümü ‘’İnşaat’’ Anabilim Dalı Programını takip ederek mezuniyet için gerekli eğitimi, imtihanları ve stajı başarıyla tamamlayıp, bitirmek suretiyle mezun olmakla ‘’Teknikerlik’’ unvanını kazanmış birinin(EK-5) idare tarafından ayrıca ‘’Unvan Değişikliği’’ Sınavına tabi tutulmaması; Tutulmasının Kanunlara ve hukuka aykırı bir uygulama olduğu, 2547 sayılı Yüksek Öğrenim Kanununun yukarıda anılan (2547 s.Y.Ö.K.m.3/a,d,ı,k,r,u) madde ve ilgili fıkralarının hükümlerinin gereğinden anlaşılmaktadır.
6-) İPTALİ İSTENEN İŞLEMİN ANAYASA’YA AYKIRILIĞI
Bilindiği üzere, ANAYASA’NIN 128.maddesinin ikinci fıkrası ile; ‘’Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ödenekleri ve diğer özlük işlerinin yasayla düzenleneceği’’hüküm altına alınmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu; Memurların atanma, nakil, istifa, emeklilik, maaş, yan ödeme, sınıf değiştirme vb. her türlü özlük haklarına ilişkin temel hukuk normudur. Aynı Yasanın 18.maddesinde “Kanunlarda yazılı haller dışında Devlet Memurunun memurluğuna son verilemez, aylık ve diğer hakları ellerinden alınamaz” denilmek suretiyle, Kanunun üzerinde herhangi bir düzenleme yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
ANAYASA’NIN 124.maddesinde de; ‘’Bakanlıkların ancak kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri’’ kabul edilmektedir.
Normlar hiyerarşisinde ‘’ANAYASA ve YASALARIN altında yer alan yönetmeliklerin, ‘’Yasal düzenlemeleri daraltmak ve değiştirmek ‘’ gibi bir işlevleri yoktur. ‘’Yasa hükümleri ancak bir başka Yasa ile değiştirilebilir.’’ Bir hukuk devletinde, idarenin hukuka aykırı işlem ve düzenleme yapamayacağı, yapılan bu türden idari işlemlerin yürürlükte kalamayacağı, kalmaması gerektiği açıktır.
Kadro; Kamu hizmeti yapan kurumların örgütünü, kamu personelinin örgüt içindeki görevlerini, yetki ve sorumluluklarını, özlük haklarını gösteren ve düzenleyen hukuki bir kavramdır. Memur, atandığı kadronun aylığını alır. Kadrolar, memur güvenliğinin önemli bir unsurudur. Bu nedenle ‘’özlük haklarının yönetmelikler ile düzenlenmesi’’ öncelikle ANAYASA’YA aykırıdır.
Bir hiyerarşik normlar sistemi olan hukuk düzeninde ‘’alt düzeydeki normların, yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı’’ kuşkusuzdur. Bilindiği üzere, normlar hiyerarşisinin en üstünde ‘’Evrensel Hukuk İlkeleri’’ ve ‘’Anayasa’’ bulunmakta ve daha sonra gelen, ‘’Kanunlar Yürürlüğünü Anayasadan’’, ‘’Tüzükler Yürürlüğünü Kanundan’’ ve ‘’Yönetmelikler ise Yürürlüğünü Tüzükten ve Kanundan’’ alırlar. Bir normun kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan bir norma aykırı veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm getirmesi mümkün değildir.Bu ilkede İdare Hukukunun yerleşmiş köklü içtihatlarındandır. Bu ilkeye göre; İdare Tüzük, Yönetmelik, Genelge gibi normları düzenlerken, bu düzenlemede yer alan hükümlerin üst hukuk normuna (örneğin Kanuna) aykırı hüküm taşımaması ve Kanunda yer almayan bir hükme yer vermemesi bu İlke gereğindendir. Dava konusu Yönetmelik (EK-8) ile 657 Sayılı Kanunda düzenlenmeyen bir kuralın getirilmesi “açıkça” normlar hiyerarşisine aykırı bir husustur.
Nitekim Danıştay 5.Dairesinin 10/ 11/ 2005 tarihli ve E:2002/3255 K:2005/5075 sayılı “Üst Hukuk Normuna Aykırı Bulunan Yönetmelik Hükmüne Hukuki Bir Değer Yüklemek Suretiyle Hüküm Kurulmasında İsabet Bulunmadığı Hakkında” ki kararı da bu yöndedir(EK-10). Danıştay 5.Dairesinde aynen “…ANAYASA’NIN 124.maddesiyle; Başbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerine, kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda yönetmelikler çıkarma yetkisi verilmiştir. İdareler bu yetki çerçevesinde yönetmelikler çıkarabilecekleri gibi, kamu hizmetinin daha etkin ve verimli yürütülmesi amacıyla yönetmeliklerde değişiklikler de yapabilirler. Yönetmeliklerin ANAYASA, Yasa, Tüzük ve Hukukun genel ilkelerine aykırı hükümler içermemesi ve öngörülen şekil şartına uyularak çıkarılması dışında herhangi bir engel bulunmadığı açıktır (EK-10)… Yasa ile getirilen düzenleme, adı geçen yönetmelik(EK-7) ile genişletilmiş olup; Yasada açıkça sayılan görevler dışında, başka görevler için de bu koşulun getirilmesi suretiyle Yasaya aykırı düzenleme yapıldığı açıktır.” Denilmek sureti ile bu husus teyit edilmiştir. Söz konusu olayımızda ise yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, bir Yasa maddesi bulunmamaktadır.
7-) YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMİ HAKKINDA
15.3.1999 tarihli ve 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan 18.4.1999 tarihli ve 23670 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte’’(EK-6), “Unvan Değişikliği Sınavı” yapılması öngörülmezken, Aynı Yönetmeliğe, 21.09.2004 tarih ve 2004/8246 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ( 28.12.2004 tarihli ve 25684 sayılı Resmi Gazete) bu yönetmelikte bulunmayan “Unvan Değişikliği Sınavı” yapılmasına dair hükümler ilave edilmiştir(EK-7).
Bu yönetmeliğin dayanaklarından biri olan 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası ile getirilen düzenleme, adı geçen ilave hükümlerle genişletilmiş olup,Yasa’da açıkça sayılan görevler dışında başka görevler için de bu koşulun getirilmesi suretiyle yasaya aykırı düzenleme yapıldığı açıktır.
………..2005 tarih ve ……….sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğe sokulan; ‘’………..Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinde’’(EK-8), yasaya aykırı düzenlendiği açık olan “Unvan Değişikliği Sınavı” yapılmasına dair düzenlemeyle, ‘’Üst hukuk normuna aykırı’’ hükümler uygulanarak, yasaya aykırı bu hükümlere hukuki bir değer yüklendiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İYUK‘un ‘’Dava Açma Süreleri’’ başlıklı 7.maddesinin 4.fıkrasında yer alan ; “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açılabilir. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.” şeklindeki hükmün doğrultusunda ve yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle, Yüce Mahkemenize ‘’YÜRÜTMENİN DURDURULMASI’’ istemiyle huzurdaki davayı açmış bulunuyoruz.
Açık bir şekilde hukuka aykırı olan dava konusu Yönetmelik hükümlerine dayalı olarak işlem tesisi söz konusu olduğundan; 2577 sayılı İYUK 27/2 bendi gereğince, ‘’Yürütmenin Durdurulması’’ şartları gerçekleşmiş, ‘’Teknikerlik’’ Kadromdan doğacak özlük haklarım, ek gösterge ve yan ödemeler vs. maddi ve manevi mağduriyetimden, telafisi güç ve imkansız zararların doğması yönünde bir durumun oluşmaması için, 2577 sayılı İYUK 27/4 bendi gereğince, savunma süresi kısaltılarak ve memur eliyle tebligat yapılmak suretiyle alınacak idare savunması sonrası da dava sonuna kadar ‘’YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI’’ talep zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKSAL NEDENLER:
1.) T.C Anayasası (m.124, m.128/2) ve ilgili yasal maddeleri.
2.) İdari Yargılama Usulü Kanunu (2577 s.İYUK.m.7/4, m.27, m.27/2, 4) ve ilgili yasal mevzuat.
3.) Devlet Memurları Kanunu (657 s.DMK. m.3/A,B,C , m.18, m.36/A, 36/2, m.71/2,) ve ilgili yasal mevzuat.
4.) 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu (2547 s.YÖK.m.3/a,d,ı,k,r,u(1), ) ve ilgili yasal mevzuat.
5.) 2809 Sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu (2809 s.YÖK.T.K.Ek.m.56/c) ve ilgili yasal mevzuat.
6.) Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelik (EK-6).
7.)…………Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği (m.12.13.14.15.16.17.18, m.20/a (1. Ve 2. Fıkraları) (EK-8).
8.) Diğer ilgili yasal mevzuat ve düzenlemeler.
DELİLLER :
Davalı İdare İşleminin Yazısı(EK-1),Dava konusu dilekçe(EK-2),…….Bölge Müd. Yazısı(EK-3),Sicil Özeti(EK-4),Ön Lisans Diploması(EK-5), Boş Kadro Kararnamesi(EK-9),Yönetmelikler(EK-6, EK-7, EK-8), Mahkeme Kararları (EK-10), vs. Her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıkladığımız ve yargılama sürecinde Sayın Mahkemenizin kendiliğinden gözeteceği diğer gerektirici nedenlerle;
Teknik Hizmetler Sınıfı ‘’Teknikerlik’’ Kadrosuna atanma istemiyle ……….2008
tarihinde yaptığım başvurunun(EK-2), ‘’Görevde Yükselme’’ şeklinde değerlendirilerek; Ancak, ‘’İnşaat
Teknikerliği dalında sınav açıldığında, başarılı olmam halinde Tekniker Kadrosuna atamamın yapılabileceği’’ belirtilmek suretiyle reddine ilişkin,
1.) T.C……………….Bakanlığı,……………….Genel Müdürlüğü'nün……………….tarihli ve……………………Sayılı Davalı İdari İşleminin (EK-1),
2.)Ve dayanağı, ……………..2005 Tarihli ve ……………Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe sokulan ‘’…………….Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’’ nin (EK-8), ‘’Unvan Değişikliği Sınavı’’ ile ilgili 12.13.14.15.16.17.18.Maddeleri ile,
3.) ‘’Unvan Değişikliğine İlişkin Atama Esasları’’ ile ilgili 20.Maddenin (a) bendinin ve l. ve 2. Fıkrasının ‘’İPTALİNE ’’,
4.) Açık bir şekilde hukuka aykırı olan dava konusu Yönetmelik hükümlerine dayalı olarak işlem tesisi söz konusu olduğundan; 2577 sayılı İYUK 27/2 bendi gereğince, ‘’Yürütmenin Durdurulması’’ şartları gerçekleşmiş, ‘’Teknikerlik’’ Kadromdan doğacak özlük haklarım, ek gösterge ve yan ödemeler vs. maddi ve manevi mağduriyetimden, telafisi güç ve imkansız zararların doğması yönünde bir durumun oluşmaması için, 2577 sayılı İYUK 27/4 bendi gereğince, savunma süresi kısaltılarak ve memur eliyle tebligat yapılmak suretiyle alınacak idare savunması sonrası da dava sonuna kadar ‘’YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA’’, Dava masrafları ve ileride gerekirse tutacağım avukatın vekâlet ücretinin de davalı idare üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini Yüce Mahkemenizden saygı ile arz ve talep ederim. 05 / 03 / 2009
DAVACI
H.E
EKLER :
1.) 15.12.2008 Tarihli, Davalı İdarenin İşleminin Yazısı.
2.) 22.11.2008 Tarihli, …………….Genel Müdürlüğü’ ne Dilekçem (5 sayfa).
3.)14.11.2008 Tarihli, ………………Bölge Müdürlüğü Yazısı.
4.) Sicil Özeti (2 sayfa).
5.) Ön Lisans Diploması.
6.) Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelik (9 sayfa)
7.) Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik (8 sayfa).
8.) ………………Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği ( Ekleri: Merkez ve Taşra Teşkilatı Nitelik ve Öğrenim Çizelgesi),(14 sayfa).
9.) ……………….Genel Müdürlüğü 01.01.2009 Tarihinden Geçerli Boş Kadro Kararnamesi (2 sayfa)
10.) Danıştay 5.Dairesinin 10.11.2005 tarihli ve 2002/3255 Esas Sayılı,2005/5075 Karar sayılı Kararı(2 sayfa).
Re: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
EMSAL DANIŞTAY KARARLARI
Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
BEŞİNCİ DAİRE 2005 5075 2002 3255 10/11/2005
KARAR METNİ
ÜST HUKUK NORMUNA AYKIRI BULUNAN YÖNETMELİK HÜKMÜNE HUKUKİ BİR DEĞER YÜKLEMEK SURETİYLE HÜKÜM KURULMASINDA İSABET BULUNMADIĞI HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ?
Karşı Taraf : İçişleri Bakanlığı - ANKARA
İsteğin Özeti : Adana 1. İdare Mahkemesi'nin 28.12.2001 günlü, E:2001/249, K:2001/2048 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Mehmet Aydın
Düşüncesi : Davacının, görevde yükselme sınavında başarılı olmasına rağmen memur kadrosuna atamasının yapılmamasına ilişkin 1.2.2001 günlü işlemin dayanağı olan Yönetmeliğin 6/c. maddesinin, 657 sayılı Yasa'nın 132/4. maddesine aykırı olduğu açık bulunduğundan, İdare Mahkemesi'nce anılan Yönetmelik hükmü ihmal edilmek suretiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Turan Karakaya
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
Adana Emniyet Müdürlüğü'nde Teknisyen Yardımcısı olarak görev yapan davacı, başarılı olduğu görevde yükselme sınavı sonrasında genel idare hizmetleri sınıfında memur kadrosuna atanmak için yaptığı başvurunun reddine ilişkin 1.2.2001 günlü, 31315 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
Adana 1. İdare Mahkemesi'nin 28.12.2001 günlü, E:2001/249, K:2001/2048 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, Adana Emniyet Müdürlüğü kadrosunda Teknisyen Yardımcısı olarak görev yapan davacının, başarılı olduğu görevde yükselme sınavı sonrası genel idare hizmetleri sınıfında memur olarak atanması için yaptığı 9.1.2001 günlü başvurunun; 10.10.2000 tarihinde "2 günlük aylık kesimi" cezası ile tecziye edildiği ve bu cezasının Emniyet Teşkilatında Görevli Memurların Nitelikleri ve Atanma Usulleri ile Görevde Yükselme Esaslarına Dair Yönetmeliğin 6/c. maddesi kapsamında değerlendirildiğinden bahisle 1.2.2001 günlü, 31315 sayılı davalı idare işlemiyle reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı; olayda 2 günlük maaş kesim cezası aldığı ve söz konusu cezanın kesinleştiği gerek kendi ifadesi ile, gerekse davalı idarenin savunma ekinde sunduğu 7.12.2000 günlü, 980 sayılı belgeyle sabit olan davacının, kazanmış olduğu görevde yükselme sınavı sonrası genel idare hizmetleri sınıfında memur olarak atanması isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemde yukarıda adı geçen Yönetmelik hükmüne ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün açmış olduğu tüm sınav ve terfi atamalarında aranan şartlar yönünden, son yıllarda "kıdeme müessir ceza almamış olmak" şartı aranırken, kendisinin aldığı "2 günlük yevmiye kesim cezası" nedeniyle atamasının yapılmamasının Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Anayasa'nın 124. maddesiyle Başbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerine kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda yönetmelik çıkarma yetkisi verilmiştir. İdareler bu yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarabilecekleri gibi, kamu hizmetinin daha etkin ve verimli yürütülmesi amacıyla yönetmeliklerde değişiklikler de yapabilirler. Yönetmeliklerin Anayasa, Yasa, Tüzük ve hukukun genel ilkelerine aykırı hükümler içermemesi ve öngörülen şekil şartına uyularak çıkarılması dışında; söz konusu düzenleme yetkisinin kullanılmasına kamu hukuku yönünden herhangi bir engel bulunmadığı açıktır.
Özel kanunlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla genel ve katma bütçeli kurumlar, il özel idareleri, belediyeler, il özel idare ve belediyelerin kurdukları birlik, müessese ve işletmeler ile döner sermayeli kuruluşlarda, kanunlarla kurulan fonlarda, kefalet sandıklarında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak çalışan Devlet memurlarından müdür (başmüdür, il ve bölge müdürleri ve bunların yardımcıları ile Dışişleri Bakanlığı kadrolarında bulunan uzmanlar hariç) ve daha alt görevlere görevde yükselme suretiyle atanmalarına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla çıkarılan Devlet Memurlarının Görevde Yükselme Esaslarına Dair Genel Yönetmelik; görevde yükselme suretiyle yapılacak atamalarda liyakat ve kariyer ilkesini esas alıp; bu ilkelere uygun bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na ve yukarıda adı geçen Genel Yönetmeliğe dayanılarak çıkarılan Emniyet Teşkilatında Görevli Memurların Nitelikleri ve Atanma Usulleri İle Görevde Yükselme Esaslarına Dair Yönetmeliğin "Genel Şartlar" başlıklı 6. maddesinde, bu Yönetmelik'te belirtilen görevlere aynı veya başka hizmet gruplarından görevde yükselme suretiyle atanacak personelde bulunması gereken şartlar sayılmış ve maddenin (c) bendinde; "657 sayılı Yasa'nın 125. maddesinin (C) ve (D) bentlerine göre ve Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün, kınama ve uyarma dışındaki suçlardan dolayı disiplin cezası almamış olmak" şartı yer almıştır.
Bu Yönetmeliğin dayanaklarından birisi olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C maddesinde, memurun brüt aylığından 1/30-1/8 arasında kesinti yapılmasını gerektiren fiil ve haller; aynı Kanun'un 125/D maddesinde ise, fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulmasını gerektiren fiil ve haller sayılmış; anılan Kanun'un "Uygulama" başlıklı 132. maddesinin 4. fıkrasında da, kendilerine disiplin cezası olarak aylıktan kesme veya kademe ilerlemesini durdurma cezası verilenlerin, valilik, büyükelçilik, müsteşar, müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı ve daire başkanlığı görevlerine atanamayacakları öngörülmüştür.
Öte yandan, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 3. maddesinde "uyarma", 4. maddesinde "kınama", 5. maddesinde de "aylık kesimi" cezası verilmesini gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar sayılmıştır.
657 sayılı Yasa'nın 132/4. maddesinde; aylıktan kesme cezası ve/veya kademe ilerlemesini durdurma cezası alanların hangi görevlere atanamayacakları sınırlı olarak sayılmış bulunmaktadır.
Ne var ki, yukarıda adı geçen Yönetmeliğin 6/c maddesiyle getirilmiş olan "657 sayılı Yasa'nın 125. maddesinin (C) ve (D) bentlerine göre ve Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün kınama ve uyarma dışındaki suçlardan dolayı disiplin cezası almamış olmak" koşulu, "memur" unvanlı kadroya yapılacak atamalar için de geçerli sayılarak, Yasa ile getirilen düzenleme adı geçen Yönetmelik ile genişletilmiş olup; Yasa'da açıkça sayılan görevler dışında başka görevler için de bu koşulun getirilmesi suretiyle yasaya aykırı düzenleme yapıldığı açıktır.
Dava konusu olayda, Teknisyen Yardımcısı olan davacının, genel idare hizmetleri sınıfındaki memur kadrosu için yapılan görevde yükselme sınavında başarılı olduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı tartışmasızdır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7/4. maddesinde yer alan "düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının, bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı" yolundaki hüküm karşısında; dava konusu 1.2.2001 günlü, 31315 sayılı işlemin dayanağı olan Emniyet Teşkilatında Görevli Memurların Nitelikleri ve Atanma Usulleri ile Görevde Yükselme Esaslarına Dair Yönetmeliğin 6/c maddesi 657 sayılı Yasa'ya aykırı olduğu halde, bu madde hükmü "ihmal edilmemek", bir başka anlatımla, bu madde hükmüne "hukuki bir değer yüklemek" suretiyle, anılan maddeye dayanılarak tesis edilmiş olan dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan işbu davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Dairemizin işbu kararında yer alan gerekçe karşısında, davacının, başarılı olduğu görevde yükselme sınavı sonrasında genel idare hizmetleri sınıfında memur kadrosuna atanması gerektiğinde kuşkuya yer bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Adana 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 28.12.2001 günlü, E:2001/249, K:2001/2048 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 10.11.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI : 112)
BŞ/Aİ
Re: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
İDARİ DAVA DAİRELERİ 2002 951 2002 793 20/12/2002
KARAR METNİ
KANUNLA GENEL MÜDÜRE BAĞLI OLARAK DENETİM YAPILACAĞI BELİRTİLEN KURULUN STATÜSÜNÜN YÖNETMELİKLE DEĞİŞTİ-RİLEREK DAİRE BAŞKANLIĞI ŞEKLİNDE ÖRGÜTLENMESİNDE YASAYA UYARLIK BULUNMADIĞI HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalılar) : 1-Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Vekili : Av. ...
2-Türkiye Radyo - Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davacı) : ...
İstemin Özeti : Danıştay Beşinci Dairesinin 22.5.2002 günlü, E:1999/3566, K:2002/2429 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idareler tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçelerinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Arslan'ın Düşüncesi : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Salman'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle Daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca dosyanın tekemmül ettiği görülmekle davalı idarelerden Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünün yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya incelendi gereği görüşüldü:
Dava, 16.1.1999 günlü, 23585 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Kuruluş ve Görev Yönetmeliğinin 17 nci ve 81 inci maddeleri ile bu Yönetmeliğe dayanılarak tesis edilen kadro değişikliklerine ilişkin 15.5.1999 günlü Genel Müdürlük işleminin davacıyla ilgili kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Beşinci Dairesince, T.C. Anayasanın 123. maddesinde; idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu ve kanunla düzenleneceği ilkesinin getirildiği, 124. maddesiyle ise Başbakanlık, Bakanlıklar ve Kamu tüzel kişilerine kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda yönetmelik çıkarma yetkisi verildiği, idarelerin bu yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarabilecekleri gibi, kamu hizmetinin daha etkin ve verimli yürütülmesi amacıyla yönetmeliklerde değişiklikler de yapabilecekleri, Yönetmeliklerin Anayasa, yasa , tüzük ve hukukun genel ilkelerine aykırı hükümler içermemesi ve öngörülen biçim ve yetki koşullarına uyularak çıkarılması dışında, söz konusu düzenleme yetkisinin kullanılmasına kamu hukuku yönünden herhangi bir engel bulunmadığının açık olduğu, 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 16. maddesinin 1. fıkrasında; "Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü; Genel Müdür, dört Genel Müdür Yardımcısı (Yayın ve program, idari, teknik, mali) Hukuk Müşavirliği, Savunma Sekreterliği, Satın Alma Komisyonu Başkanlığı, Özel Kalem Müdürlüğü, Genel Sekreterlik, İnceleme Araştırma Kurulu Başkanlığı, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Yayın Denetleme Kurulu Başkanlığı ile Yayın Planlama Koordinasyon ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı....... meydana gelir. Dairelerin Genel Müdür Yardımcılarına olan bağlantıları Genel Müdürün teklifi ile Yönetim Kurulu tarafından kararlaştırılır." hükmünün yer aldığı, aynı maddenin 3. fıkrasında ise; "Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun her seviyedeki teşkilatlanma değişikliği (Lağv, tensik, yeni kuruluş) Genel Müdürün teklifi, Yönetim Kurulunun tasvibi ve Televizyon Yüksek Kurulunun onayı ile yapılır." hükmüne yer verildiği, yine 2954 sayılı Kanunun "yayınların denetimi" başlıklı 31. maddesinde ise; "Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun yayınlayacağı programların son denetimi, Genel Müdür adına ve Genel Müdüre doğrudan bağlı Yayın Denetleme Kurulu Başkanlığı tarafından yapılır." hükmünün getirildiği, maddenin bu haliyle Yayın Denetleme biriminin şeklini doğrudan Genel Müdüre bağlı bir kurul olarak çizdiği, 2954 sayılı Kanunun 16. maddesinin 1. fıkrasında, TRT Kurumunun Genel Müdürlük teşkilatını oluşturan Daire Başkanlığı dışındaki birimleri fıkranın birinci kısmında tek tek sayıldığı, bu kısımda yayınların denetimi ile ilgili birimin "Kurul" olarak örğütlendiği belirtildikten sonra, Daire Başkanlıklarının fıkranın devamında sıralandığı, Kanunun bununla da yetinmeyerek 31. maddesinde de programların son denetimini Genel Müdür adına yapacak birimin Genel Müdüre doğrudan bağlı Yayın Denetleme Kurulu olduğununun bir kez daha yinelediği, yukarıda belirtilen 2954 sayılı Kanunun 16. maddesinin 3. fıkrasında, "lağv, tensik, yeniden yapılanma" konusunda düzenleme yapma konusunda idareye tanınan yetkinin 2954 sayılı Kanunun 31. maddesinde Kurul için çizilen çerçeveyi değiştirmek suretiyle kullanılması mümkün olmadığı gibi, Anayasanın 123. maddesindeki idarelerin Kanunla kurulacağı ilkesine aykırı düzenleme getirilmesi şeklinde de kullanılamayacağının açık olduğu, öte yandan bir kamu kuruluşunda "Kurul" olarak örgütlenme ile "Daire Başkanlığı" olarak örgütlenmenin gerek kamu hizmetinin yürütülmesi, gerekse bu birimde görev yapan kamu görevlilerinin hukuki statüleri yönünden farklı hükümler ve fiili sonuçlarının bulunduğunu ayrıca belirtmenin gerekeceği, buna göre, yukarıdan beri yapılan açıklamalar karşısında kanunla, Genel Müdüre bağlı olarak denetim yapacağı belirtilen Kurulun statüsünün yönetmelikle değiştirilerek Daire Başkanlığı şeklinde örğütlenmesinde yasaya uyarlık bulunmadığı, keza Daire Başkanlığı şeklindeki yeniden oluşturulan denetim biriminin görevlerinin ve kuruluş yapısının düzenlendiği 81 inci maddede de yasaya uyarlık bulunmadığı, her ne kadar Yönetmeliğin 81 inci maddesi 8.7.1999 günlü, 23749 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan değişiklikle yeniden değiştirilmiş ise de, bu değişiklik (Kurul'un) Daire Başkanlığının görevleriyle ilgili olup, Yasanın 31 inci maddesine uygunluk yönünden, herhangi bir düzenleme getirmediğinden, davacılar yönünden lehe bir durum oluşmadığı, davacının "üye" olan görev unvanının "uzman denetçi" olarak değiştirilmesine ilişkin işlem yukarıda yer alan gerekçelerle yasaya aykırı olduğu belirlenen Yönetmeliğe dayanılarak yapılmış olduğundan, dava konusu söz konusu işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığının açık olduğu gerekçesiyle, 16.1.1999 günlü, 23585 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Kuruluş ve Teşkilat Yönetmeliğinin yasaya aykırı düzenlemeler getiren 17 nci ve 81 inci maddeleri ile davacının görev unvanının değiştirilmesi yolundaki 15.5.1999 günlü, 218 sayılı işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idareler 22.5.2002 günlü, E:1999/3566, K:2002/2429 sayılı kararı temyiz etmekte ve davalı idarelerden Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, TRT Kurumunun teşkilatında herhangi bir değişikliğin idarelerinin tasarrufunda bulunmadığı, bundan dolayı idarelerinin husumet mevkiinden çıkarılması gerektiği, davalı idarelerden Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu ise; yapılan kısmi yapılanma gereği bazı birimlerin lağvedildiği, bazılarının hizmette fonksiyonel önemi nedeniyle genişletildiği ve Yayın Denetleme Kurulunun da "Yayın Denetleme Dairesi Başkanlığı" olarak değiştirildiği, davacının kadro ve unvan değişikliği nedeniyle herhangi bir mağduriyetinin bulunmadığı iddialarıyla bozulmasını istemektedirler.
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine, Danıştay Beşinci Dairesinin 22.5.2002 günlü, E:1999/3566, K:2002/2429 sayılı kararının ONANMASINA, 20.12.2002 günü oybirliği ile karar verildi.
(DAN-KAR-DER; SAYI:1)
Re: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
BEŞİNCİ DAİRE 2004 3198 2003 2325 15/09/2004
KARAR METNİ
YÖNETMELİKLE BELİRLENEN YETKİNİN GENELGE İLE DEĞİŞTİRİLMESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI, İŞLEMİ TESİS EDEN KİŞİ İLE TEKLİFTE BULUNAN KİŞİNİN AYNI OLMASINDA PERSONEL HUKUKUNUN GENEL ESASLARINA UYARLIK BULUNMADIĞI HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ?
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : 1- İçişleri Bakanlığı
2- Ankara Valiliği
İsteğin Özeti : Ankara 4. İdare Mahkemesi'nin 18.12.2002 günlü, E:2001/1058, K:2002/1491 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Işın Aka Delice
Düşüncesi : Dava dosyasındaki belgelerden dava konusu işlemin Yönetmelikte belirtilen kişiler tarafından tesis edilmediği anlaşıldığından İdare Mahkemesi'nce davanın reddi yolunda verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Mehmet Akkaya
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
? Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacı, Emniyet Genel Müdürlüğünün 20.6.1996 günlü işleminin, kendisinin Özel Harekat Biriminden çıkartılarak Genel Hizmet Kadrosuna atanmasına ilişkin kısmının iptali, bu nedenle mahrum kaldığı özlük haklarının yasal faiziyle birlikte tazminine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
Ankara 4. İdare Mahkemesi'nin Danıştay Beşinci Dairesi'nin 10.4.2001 günlü, E:1998/2277, K:2001/1149 sayılı bozma kararına uyarak verdiği 18.12.2002 günlü, E:2001/1058, K:2002/1491 sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan ara kararları üzerine davalı idarece gönderilen cevabi yazıdan Genel Müdürlük tarafından özel harekattan genel kadrolara geçme onaylarının daire başkanlarına verildiği, buna göre dava konusu işlemin yönetmelikte aranan yetkili kişilerce tesis edildiği, öte yandan yapılan test sonucunda davacının özel hareket timi personelinde aranılan nitelikleri kaybettiğinin saptanması üzerine kurulan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, işlemin hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Polis Özel Harekat Birimleri Yönetmeliğinin 39. maddesinde, "Özel Harekat Personelinin 36. maddede belirtilen niteliklerden birini kaybetmesi veya hizmette verimli olamayacağının anlaşılması veya yetkili amirlerce bu görevlerde başarısız sayılması halinde, Emniyet Müdürlüğünün gerekçeli teklifi üzerine Özel Harekat Dairesi Başkanının görüşü alınarak Genel Müdürün onayı ile Başkanlık Personeli ise Daire Başkanının teklifi Genel Müdür onayı ile, illerde görevli özel harekat personeli ayrıca Daire Başkanının teklifi Genel Müdür onayı ile o ilde başka bir birime aktarılabilir.
Özel Harekat Birimlerinde görevli personel altı ayda bir Daire Başkanlığınca görevlendirilecek komisyon tarafından "ALTINCI BÖLÜM MADDE 60-61-63" deki standartlara personelin uygunluğu değerlendirilir. Yapılacak testte başarısız görülen Personel Daire Başkanının teklifi Genel Müdürün onayı ile Özel Harekat Biriminden çıkartılarak aynı ilde başka bir birime aktarılır." hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, yapılan test sınavında davacının başarısız olması üzerine Özel Harekat Personeli vasıflarını kaybettiği belirtilerek Özel Harekat Birimleri Yönetmeliğinin 39. maddesi gereğince Özel Harekat Biriminden çıkartılarak Genel Hizmet kadrosuna aktarılmasının Emniyet Müdürü Daire Başkan Vekili ? tarafından teklif edildiği, bu teklifin yine aynı kişi, yani Daire Başkan Vekili ? tarafından Emniyet Genel Müdürü adına imzalanan dava konusu 20.6.1996 tarihli olurla kabul edildiği anlaşılmıştır.
Davalı idare tarafından imza yetki devrine ilişkin 1.6.1996 günlü, 135 sayılı Genelge uyarınca personelin özel harekattan genel kadrolara geçme onay yetkisinin daire başkanına devredildiği ileri sürülmekte ise de, Özel Harekat Birimleri Yönetmeliği'nin 39. maddesi ile bu konudaki yetkinin genel müdüre ait olduğu belirtildiğinden ve adı geçen Yönetmelik hükmünün genelge ile değiştirilmesi mümkün olmayıp bu konudaki yetki devrinin ise ancak Yönetmeliğin ilgili maddesinin değiştirilmesi ile sağlanabileceğinden, yetkisiz kişi tarafından kurulan işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, Daire Başkan Vekili sıfatıyla yapılan teklifin yine aynı kişi tarafından yetki devrinden bahisle onaylanarak işlem tesis edilmesi personel hukukunun genel esaslarına da aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, Ankara 4. İdare Mahkemesi'nce verilen 18.12.2002 günlü, E:2000/1058, K:2002/1491 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine, 15.9.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
(DAN-KAR-DER; SAYI:6)
YÖ/ÖEK
Re: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Sayın Hukukçu ve Hukuk Severler
Unvan Değişikliği Sınavları ve Atama Esaslarının İptali Davamızda değerli yorum ve görüşlerinizi bekliyoruz.Elinizde konuyla ilgili Danıştay kararlarıda mevcutsa buraya atarsanız davanın olumlu seyri açısından katkılarınız olacaktır.
Hukuksuzluğun hüküm sürdüğü dünyamızda hukuku yaşatmakta yine bizlerin,hukukseverlerin,yurtseverlerin,insansever lerin elinde olmalıdır.
Sen yanmasan,ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa (N.H)
katkılarınızı bekliyoruz !
Cevap: Re: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Alıntı:
teknik_er rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Hukukçu ve Hukuk Severler
Unvan Değişikliği Sınavları ve Atama Esaslarının İptali Davamızda değerli yorum ve görüşlerinizi bekliyoruz.Elinizde konuyla ilgili Danıştay kararlarıda mevcutsa buraya atarsanız davanın olumlu seyri açısından katkılarınız olacaktır.
Hukuksuzluğun hüküm sürdüğü dünyamızda hukuku yaşatmakta yine bizlerin,hukukseverlerin,yurtseverlerin,insansever lerin elinde olmalıdır.
Sen yanmasan,ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa (N.H)
katkılarınızı bekliyoruz !
Dosyaya Ait Bilgiler
Dairesi BEŞİNCİ DAİRE
Davacılar HÜSEYİN ERYILDIZ
Davalılar KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (TCK)
Genel Evrak Yıl - No 2009-30827
Esas Yıl - No 2009-1310
Davanın Türü İPTAL DAVASI(1.DERECE)
Davanın Konusu İNTİBAK
Geldiği Yer BOŞ
Geldiği Yer Esas Yıl - No -
Geldiği Yer Karar Yıl - No -
Geldiği Yer Temyiz Yıl - No -
Bölgeden Gönderme Tarihi
Daireye Geliş Tarihi 16/03/2009
İstem YOK
İstem Sonucu -
YD ile ilgili İstem VAR
YD ile ilgili İstem Sonucu YD SAVUNMADAN SONRA
YD İtiraz ile ilgili İstem YOK
Dosyanın Son Aşaması Tekemmülde
Karar Sonucu
Karar Tarihi
Karar Yıl - No
Cevap: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
arkadaşlar dava sonucu ne oldu
bilginiz var mı?
http://www.danistay.gov.tr/dbs/evrak...9&evr_no=30827
bu adreste
Karar Sonucu DİLEKÇE RET
Karar Tarihi 27/08/2009
Karar Yıl - No 2009-4642
yazıyor
dilekçe ret ne demek
dava sonuçlandı ve reddedildi anlamına mı geliyor?
Cevap: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Alıntı:
msch rumuzlu üyeden alıntı
arkadaşlar dava sonucu ne oldu
bilginiz var mı?
http://www.danistay.gov.tr/dbs/evrak...9&evr_no=30827
bu adreste
Karar Sonucu DİLEKÇE RET
Karar Tarihi 27/08/2009
Karar Yıl - No 2009-4642
yazıyor
dilekçe ret ne demek
dava sonuçlandı ve reddedildi anlamına mı geliyor?
Dava görüşülmeksizin reddedildi demektir. Bunun için İYUK'un 3. ve 15. maddelerini inceleyerek dilekçenin neden reddedildiğini anlayabilirsiniz. Dilekçe ret gerekçesine göre de bundan sonraki hukuki çarenizi arayabilirsiniz diye düşünüyorum.
Cevap: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Cevap: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Davayı açan kişi olarak, davanın sonucu hakkında bilgi vermek istiyorum.Davada dilekçe ret kararı çıkmıştır.Yani Danıştay davayı yenilememiz için karar vermiştir.Bu davamız Karayolları Genel Müdürlüğü Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin iptali için açılmıştı ancak davayı yenilemediğimizden davamız düşmüştür.Bunun üzerine süreci yeniden başlatıp Unvan Değişikliği Genel Yönetmeliğin (Ek madde 3 ün) iptali davası açmış bulunuyoruz.Yeni davamız Başbakanlık,Devlet Personel Başkanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü haklarında açılmıştır.
Cevap: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Dosyaya Ait Bilgiler
Dairesi BEŞİNCİ DAİRE
Davacılar HÜSEYİN ERYILDIZ
Davalılar BAŞBAKANLIK
Davalılar DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (DBB)
Davalılar KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (TCK)
Genel Evrak Yıl - No 2009-
Esas Yıl - No 2009-
Davanın Türü İPTAL DAVASI(1.DERECE)
Davanın Konusu İNTİBAK
Geldiği Yer BOŞ
Geldiği Yer Esas Yıl - No -
Geldiği Yer Karar Yıl - No -
Geldiği Yer Temyiz Yıl - No -
Bölgeden Gönderme Tarihi
Daireye Geliş Tarihi 04/12/2009
İstem YOK
İstem Sonucu -
YD ile ilgili İstem VAR
YD ile ilgili İstem Sonucu -
YD İtiraz ile ilgili İstem YOK
Dosyanın Son Aşaması İncelenme Sırasını Bekliyor
Karar Sonucu
Karar Tarihi
Karar Yıl - No
Cevap: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
dava dilekçeniz buraya kopyaladığınızın aynısı mı?
birde ünvan değişikliği için kurumca yapılacak ayrı bir sınava girip başarılı olmak mecburiyeti varmı mevcut durumda?
Cevap: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Alıntı:
esma16 rumuzlu üyeden alıntı
dava dilekçeniz buraya kopyaladığınızın aynısı mı?
birde ünvan değişikliği için kurumca yapılacak ayrı bir sınava girip başarılı olmak mecburiyeti varmı mevcut durumda?
merhaba
bu konu başlığı altında yayımlanan dava dilekçesi önceki davaya ait yeni açılan dava dilekçesi burada bulunmuyor ancak yürütmenin durdurulması kararı görüşüldükten sonra yeni dava dilekçesini paylaşmayı düşünüyorum
kurum içerisinde unvan (kadro) değişikliği yapabilmek için; yürürlükteki genel yönetmeliğe göre kurumun açacağı unvan değişiklği sınavına girme ve kazanma koşulu zorunludur
Cevap: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Selamlar.Sayın Tekniker sizin açmış olduğunuz davadan pek bir şey anlamış değilim.Aslında benimde bir sorunum var.İdare Mahkemesine dava açtım.Sınavsız olarak müdürlük kadrosuna atanmıştım.Ama har türlü şartlar tutuyordu.Derece-eğitim durumu vb Bende sizlere bir kaç tane danıştay kararı yazım belki işinize yarar.Bunu bütün olarak değilde yazının aralarındaki ince ayrıntılara bakarsanız işinize yarayabilir.Saygılarla....
T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE
E. 2001/3925
K. 2005/104
T. 14.1.2005
• ATAMA İŞLEMİ ( Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası Verilen Davacı - Genel İdare Hizmetleri Sınıfında Görev Yaparken Bir Meslek Sınıfı Olmayan Yardımcı Hizmetler Sınıfına Atanmasında Hukuka Uyarlık Bulunmadığı )
• GENEL İDARE HİZMETLERİ SINIFINDAN YARDIMCI HİZMETLER SINIFINA ATANMA İŞLEMİ ( Davacıya Alkollü Araç Sürmesi Nedeniyle Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası Verilmesine Rağmen Atanmasının Yasaya Aykırı Olduğu )
• YARDIMCI HİZMETLER SINIFINA ATANMA ( Genel İdare Hizmetleri Sınıfında Görev Yaparken Alkollü Araç Sürmesi Nedeniyle Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası Verilen Şöför - İptali Gereği )
• ŞÖFÖRÜN YARDIMCI HİZMETLER SINIFINA ATANMASI ( Genel İdare Hizmetleri Sınıfında Görev Yaparken Alkollü Araç Sürmesi Nedeniyle Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası Verilen - Hukuka Uyarlık Bulunmadığı )
• KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASI ( Davacının Genel İdare Hizmetleri Sınıfından Bir Meslek Sınıfı Olmayan Yardımcı Hizmetler Sınıfına Atanmasında Hukuka Uyarlık Bulunmadığı )
657/m.45/1,71/2
ÖZET : Genel idare hizmetleri sınıfında görev yapan davacının, bir meslek sınıfı olmayan yardımcı hizmetler sınıfına atanmasında mevzuata uyarlık yoktur.
İstemin Özeti : Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Adana İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'nde genel idare hizmetleri sınıfında şoför olarak görev yapan davacının bu görevden alınarak aynı Müdürlükte yardımcı hizmetler sınıfında hizmetli kadrosuna atanmasına ilişkin 15.08.2000 günlü, 838 sayılı işlemin 657 sayılı Yasanın 45/1. maddesinde hiç bir memurun sınıfının dışında ve sınıfının içindeki derecenin altında bir derecenin görevinde çalıştırılamıyacağının hüküm altına alındığı, davacıya alkollü araç kullanmaktan dolayı bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi nedeniyle şoförlük görevinin üzerinden alınmasının yerinde olduğu, fakat genel idare hizmetleri sınıfında görev yapan davacının 657 sayılı Yasanın 45/1. ve 71/2. maddeleri uyarınca bir meslek sınıfı olmayan yardımcı hizmetler sınıfına atanmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolunda Adana 2. İdare Mahkemesince verilen 31.05.2001 günlü, E:2000/1137, K:2001/620 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Serpil Gençbay
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Sefer Yıldırım
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
KARAR : İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. Adana 2. İdare Mahkemesince verilen 31.05.2001 günlü, E:2000/1137, K:2001/620 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından,
SONUÇ : Temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, 14.01.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
3-
T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE
E. 2000/6165
K. 2004/518
T. 18.2.2004
• MEMURUN SINIFININ DIŞINDA ÇALIŞTIRILMASI ( Genel İdare Hizmetleri Sınıfında Zabıta Memuru Olarak Görev Yapan Davacının Yardımcı Hizmetler Sınıfında İtfaiye Eri Olarak Görevlendirilmesi - Yasaya Aykırılığı )
• GENEL İDARE HİZMETLERİ SINIFINDAKİ ZABITA MEMURU ( Yardımcı Hizmetler Sınıfında İtfaiye Eri Olarak Görevlendirilmesinin Yasaya Aykırılığı )
• ZABITA MEMURUNUN İTFAİYE ERİ OLARAK GÖREVLENDİRİLMESİ ( Genel İdare Hizmetleri Sınıfındaki Memurun Yardımcı Hizmetler Sınıfında Görevlendirilmesinin Yasaya Aykırılığı )
657/m.45
ÖZET : 657 sayılı Yasanın 45. maddesinde, hiçbir memurun sınıfının dışında ve sınıfının içerisindeki derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılmayacağı öngörülmüştür. Genel idare hizmetleri sınıfında zabıta memuru olarak görev yapan davacının yardımcı hizmetler sınıfında itfaiye eri olarak görevlendirilmesi anılan hükme aykırıdır.
İstemin Özeti : Davacının zabıta memuru olarak görev yapmakta iken 2 grup itfaiye eri olarak görevlendirilmesine ilişkin 29.4.1999 tarihli işlemin; 657 sayılı Yasanın 45. maddesinde, hiçbir memurun sınıfının dışında ve sınıfının içerisindeki derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılmayacağının öngörüldüğü; genel idare hizmetleri sınıfında zabıta memuru olarak görev yapan davacının yardımcı hizmetler sınıfında itfaiye eri olarak görevlendirilmesinin anılan hükme aykırı olduğu gerekçesiyle iptali yolunda Bursa 1. İdare Mahkemesince verilen 30.9.1999 günlü, E: 1999/387, K: 1999/909 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: M. Emin Kaçar
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: Turan Karakaya
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
KARAR : İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. Bursa 1. İdare Mahkemesince verilen 30.9.1999 günlü, E: 1999/387, K: 1999/909 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından,
SONUÇ : Temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, 18.2.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
4-
T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE
E. 1995/1016
K. 1997/2111
T. 15.10.1997
• BOŞ KADROYA ATAMA ( Öğrenim Durumu Hizmet Süresi Kazanılmış Hak Aylık Derecesi İtibariyle Şartları Taşımayan Kişinin Atanamayacağı )
• USULSÜZ ATAMA ( Öğrenim Durumu Hizmet Süresi Kazanılmış Hak Aylık Derecesi İtibariyle Şartları Taşımayan Kişinin Boş Kadroya Atanması )
• ÖĞRENİM DURUMU HİZMET SÜRESİ VE KAZANILMIŞ HAK AYLIK DERECESİ ( Boş Kadroya Atamada Esas Alınması )
657/m.45,68
ÖZET : Boş bulunan kadroya öğrenim durumu, hizmet süresi ve kazanılmış hak aylık derecesi itibariyle yasal koşulları taşımayan memurun atanması yasaya aykırıdır.
İsteğin Özeti: Gaziantep İdare Mahkemesinin 15.6.1994 günlü, E: 1992/122, K: 1994/709 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi J.K.`nin Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; lise mezunu olarak 25.2.1985 tarihinde 13/3. derece ve kademeden zabıta memuru olarak göreve başlayan davacının, 15.7.1987 tarihinde 5. derece kadrolu itfaiye müdür yardımcılığına, 19.11.1991 tarihinde 3. derece kadrolu itfaiye müdürlüğü kadrosuna, 657 sayılı Yasanın 45 ve 68. maddelerine aykırı olarak atandığı; dava konusu işlemin tesis edildiği dönemde ise, davacının 9. derecenin 2. kademesinde bulunduğu ve 3. derece kadrolu itfaiye müdürü olarak görev yaptığı ve 5. dereceli T.H.M. Öğretmenliğine atandığı 2.2.1993 günlü belgeden anlaşıldığı üzere, yapılan denetim sonucunda yukarıda anılan yasa hükümlerine aykırı atamalar tesbit edilerek yapılan düzeltmeler sonucu, davacının 7. dereceli memur kadrosuna atandığı anlaşılmaktadır.
Davalı idarece kadro derecesi yönünden yapılan hata düzeltilerek teknik bilgi ve beceri isteyen itfaiye müdürlüğü görevinden davacının alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı S.E.`nin Düşüncesi: Lise mezunu olarak 25.2.1985 tarihinde 13. derecenin 3. kademesinde zabıta memurluğu görevine başlayan ve dava sırasında 9. derecenin 2. kademesinde bulunan davacının, 15.7.1987 tarihinde 5. derece kadrolu itfaiye müdür yardımcılığına; 19.11.1991 tarihinde 3. derece kadrolu itfaiye Müdürlüğü kadrosuna atama işlemleri, 657 sayılı yasa hükümlerine uymayan atamalar niteliğindedir.
Gerekli yasal süre ve öğrenim koşulu aşılarak yapılan atamalar sonunda itfaiye müdürü olarak görev yapan davacı, dava konusu işlemle kazanılmış hak aylığı olan 9. derecenin 2. kademesi ile 5. derecedeki Türk Halk Müziği öğretmeni kadrosuna naklen atanmıştır. Bu işlemde de yukarıda belirtilen yasal koşullara uygunluk yoktur. Nitekim, bir yıl sonra yapılan denetimler sonunda bu yasaya aykırılık saptanarak ilgili 7. derecelik genel idare hizmetleri sınıfında memur kadrosuna atanmış bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı yönetim temyiz isteminin kabulüyle idare mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü: 3. derece kadrolu itfaiye müdürü olarak görev yapan davacı; 5. derece kadrolu Türk Halk Müziği Öğretmenliğine atanmasına ilişkin 17.2.1992 günlü işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
Gaziantep İdare Mahkemesinin 15.6.1994 günlü, E: 1992/122, K: 1994/709 sayılı kararıyla; 657, sayılı Devlet Memurları Kanunu`nun 76. maddesi ile idarelere memurların naklen atanmaları konusunda kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olarak takdir yetkisi tanındığı; dava dosyası ile 11.11.1993 günlü ara kararına cevaben gönderilen davacıya ait intibak çizelgesinin incelenmesinden; davalı idarece herhangi bir sebep gösterilmeden sadece mevzuatın verdiği yetkiye dayanılarak dava konusu işlemin tesis edildiğinin; öte yandan, davacının 4.3.1985 tarihinde 13. derecenin 3. kademesiyle zabıta memuru olarak atandığının, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte ise kazanılmış hak aylık derecesinin 9/2. olduğunun, dava konusu işlem ile ilgilinin 3. kadro derecelik bir görevden, 5. kadro derecelik bir göreve atanmış ise de, bu görevin kadro derecesinin kazanılmış hak aylık derecesinden daha yüksek olduğunun anlaşıldığı; bu durumda, herhangi bir hukuki sebep gösterilmeksizin tesis edilen dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare; tahsil durumu itibariyle davacının müktesep hak aylığının 9/2 olduğunu, 657 sayılı Yasanın 68. maddesine göre 3. dereceli itfaiye müdürlüğü görevine atanmasına imkan bulunmadığını öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu`nun 45/2. maddesinde; "5 inci ve daha aşağı derecelerdeki kadrolara, derece yükselmesi için gerekli nitelikleri haiz memur bulunmaması hallerinde, 36 ncı maddede belirtilen öğrenim durumları itibariyle tespit olunan yükselinebilecek dereceyi aşmamak ve karşılık gösterilecek kadro derecesi kazanılmış hak aylık derecelerinin üç üst derecesinden fazla olmamak kaydıyla, bu dereceler karşılık gösterilerek, kendi derecesi ile aynı sınıftan memur atanması mümkündür;" 68/B maddesinde ise, "Eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı hariç, sınıfların 1., 2., 3. ve 4. derecelerindeki kadrolarına, derece yükselmesindeki süre kaydı aranmaksızın, atanmasındaki usule göre daha aşağı derecelerden atama yapılabilir.
Ancak, bu şekilde bir atamanın yapılabilmesi için ilgilinin:
a ) 1 inci dereceli görevlerden ek göstergesi 650 ve daha yukarı olanlar için en az 12 yıl,
b ) 1 ve 2 nci dereceli görevlerden ek göstergesi 650`den az olanlar için en az 10 yıl,
c ) 3 ve 4 üncü dereceli görevler için en az 8 yıl,
8.6.1984 tarih ve 217 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi kapsamına dahil kurumlarda fiilen çalışmış olması ve yüksek öğrenim görmüş bulunması şarttır" hükümlerine yer verilmiştir.
Öte yandan İtfaiye Teşkillerinin Kuruluş, Görev, Eğitim ve Denetim Esaslarına Dair Yönetmeliğin 9. maddesinde itfaiye müdürünün, belediye başkanına bağlı olarak çalışacağı ve teşkilatın en yetkili amiri olduğu belirtildikten sonra görevleri ayrıntılı olarak sayılmıştır.
Olayda; lise mezunu olan davacının 25.2.1985 tarihinde 13. derecenin 3. kademesinden zabıta memuru olarak göreve başladığı, 15.7.1986 tarihinde 12. derecenin 3. kademesine yükseltildiği, 14.7.1987 tarihinde 11. derecenin 1. kademesine terfi ederek 5. derece kadrolu itfaiye müdür yardımcılığına atandığı, 13.7.1988 tarihinde 11. derecenin 2. kademesine, 7.7.1989 tarihinde 11. derecenin 3. kademesine, 7.7.1990 tarihinde 10. derecenin 1. kademesine, 7.7.1991 tarihinde 10. derecenin 2. kademesine yükseltildiği, 19.11.1991 tarihinde 3. dereceli itfaiye müdürü kadrosuna atandığı, bu arada 458 sayılı KHK uyarınca 9. derecenin 2. kademesine yükseltildiği, 17.2.1992 tarihinde dava konusu işlemle 5. derece kadrolu Türk Halk Müziği Öğretmenliğine atandığı, 29.4.1992 tarihinde 5. derece kadrolu meclis encümen işleri müdürlüğü kadrosuna atanan davacının 7.7.1992 tarihinde 9. derecenin 3. kademesine yükseltildiği, belediye başkanlığının verdiği olur üzerine teftiş kurulunca yapılan inceleme sonucunda atamalarda tesbit edilen usulsüzlükler üzerine adıgeçenin 9/3 olan müktesebi ile 7. dereceli memur kadrosuna atandığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında; davacının öğrenim durumu, hizmet süresi ve kazanılmış hak aylık derecesi gözetildiğinde, 3. derece kadrolu itfaiye müdürlüğüne atanmasında 657 sayılı Yasanın 45/2 ve 68/B maddelerine uyarlık bulunmayıp idarece gerek bu husus gerekse itfaiye müdürlüğü görevinin önem ve özelliği gözetilerek, tesis edilen atama işleminde hukuka aykırılık olmadığından; idare mahkemesince idarece gösterilen sebep dikkate alınmadan işlemin sebep gösterilmeksizin tesis edildiği gerekçesiyle verilen iptal kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle Gaziantep İdare Mahkemesince verilen 15.6.1994 günlü, E: 1992/122, K: 1994/709 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen mahkemeye gönderilmesine, 15.10.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
5-
T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE
E. 1994/7834
K. 1997/2030
T. 9.10.1997
• BİR KİMSENİN NİTELİKLERİNİ TAŞIMADIĞI BİR KADROYA ATANMASI ( İşlem Üzerinden Uzun Süre Geçmesinin İlgili İçin Kazanılmış Hak Doğurup Doğurmayacağı )
• HUKUKA AYKIRI İŞLEM ( Üzerinden Uzun Süre Geçmesinin İlgili İçin Kazanılmış Hak Doğurup Doğurmayacağı )
• HATALI ATAMA İŞLEMİ ( Geri Alınıp Alınamayacağı )
• İDARENİN HATALI ATAMA İŞLEMİNİ GERİ ALMASI ( İşlem Üzerinden Uzun Süre Geçmiş Olması Halinde )
• KAZANILMIŞ HAK ( Hukuka Aykırı İşlem Üzerinden Uzun Süre Geçmesinin İlgili İçin Kazanılmış Hak Doğurup Doğurmayacağı )
657/m.36,45
2709/m.2
ÖZET : İdarenin hatalı ve yasaya aykırı işlemi ile elde edilen yetkiler sürdürülmemekle birlikte kişisel kazanımların korunması gerekir.
İsteğin Özeti: Ankara 2. İdare Mahkemesinin 12.4.1994 günlü, E: 1992/641, K: 1994/454 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi M.Y.`nin Düşüncesi: Davacının psikolog unvanlı kadroda görev yapmakta iken bitirdiği okul itibariyle bu unvanı kullanamayacağından bahisle "Laboratuvar Teknisyeni" unvanlı kadroya atanmasına ilişkin işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Anayasa`nın 125. maddesinin 1. fıkrasındaki, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır hükmünde de vurgulandığı gibi, hukuk devletinin bir gereği olan hukuka bağlı idare ilkesi, idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğunu zorunlu kılmaktadır. Kamu yararının gerçekleştirilmesi ve gözetilmesini temel görev olarak üstlenmiş olan idare buna uygun olarak görev yapmak, dolayısıyla hukuka uygun işlem tesis etmek zorundadır. Bu noktadan hareket edildiği zaman idarenin işlemlerindeki hukuka aykırılıkları düzeltmek zorunda olduğu, hatta hukuka aykırı işlemlerin geri alınması konusunda idarenin bağlı yetki içinde olduğu doktrinde tartışılmaktadır.
Davacının Danıştay Sekizinci Dairesinin 14.3.1990 günlü, 1990/372 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, nitelikleri taşımamasına rağmen 10.8.1981 tarihinde psikolog unvanlı kadroya atandığı, ancak daha sonra hatalı işlem tesis ettiğini anlayan idarenin 1992 yılında 1981 tarihli oluru işlemden kaldırdığı anlaşılmaktadır.
Olayda hukuka aykırı bir işlemin aradan belirli bir zaman geçtiği takdirde ilgililer lehine kazanılmış hak doğurup doğurmayacağının tartışılması uyuşmazlığın çözümü için zorunlu bulunmaktadır.
Hak, çok genel deyimle, kişilere hukuk tarafından tanınan menfaat ve ondan yararlanma konusunda verilen bir yetki veya kısaca hukuken himaye edilmiş bir menfaat olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlamadan hak ile menfaat arasındaki fark hukuken korunma vasfında ortaya çıkmaktadır. ( ... İdari İşlemin Geri Alınması, ... Üniversitesi ... Fakültesi Yayınları, ... Matbaası ... 1970, S. 61 ) Bu nedenle kazanılmış hakların genel olarak kamu düzeninin sınırları içinde saygıya değer oldukları, dolayısıyla kazanılmış hakkın hukuka uygun durumun varlığına bağlı olduğu, hukuka uygun olmayan işlemlerin hak kaynağı da olamayacakları açıktır. Ancak Danıştayca 1952 yılında kabul edilen, 1952/244 sayılı İçtihatları Birleştirme Kurulu kararında da belirtildiği gibi sakat bir işlem bundan yararlanan lehine kazanılmış bir hak doğurmasa da bunun kişiler için subjektif bir çok etki ve sonuç doğuracağını da kabul etmek gerekmektedir. Hal böyle olunca hukuka aykırı işlemlerin ilgililer lehine yarattıkları durumların gerek sözü edilen içtihatları birleştirme kurulu kararı gerekse idare mahkemesince iptal gerekçesinde dayanılan 1973 yılı İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı gereğince korunması gerekmektedir.
Bu durumda idare mahkemesince aradan uzun bir zaman geçtikten sonra "psikolog" unvanının ilgili lehine kazanılmış hak teşkil ettiği sonucuna varılmış olmasında hukuki isabet bulunmamakta ise de, 1952 ve 1973 yılı içtihatları birleştirme kurulu kararları karşısında hukuka aykırı işlemlerin doğurduğu subjektif sonuçların ilgililer lehine hak doğuracağını vurgulamak gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacıya verileri psikolog unvanının geri alınmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı O.C.E.`nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Beşinci ve Sekizinci Dairelerince 2575 sayılı Danıştay Kanunu`na 3619 sayılı Kanunun 10. maddesiyle eklenen Ek- 1. madde gereğince yapılan müşterek toplantıda işin gereği düşünüldü: Davacı, psikolog unvanlı kadroda görev yapmakta iken bitirdiği okul itibariyle bu unvanı kullanamayacağından bahisle "Laboratuvar Teknisyeni" unvanlı kadroya atanmasına ilişkin 2.3.1992 günlü işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
Ankara 2. İdare Mahkemesinin 12.4.1994 günlü, E: 1992/641, K: 1994/454 sayılı kararıyla; yabancı ve yerli doktrin ve içtihatlara göre yokluk, butlan, açık kanunsuzluk ve ilgilinin hile ve gerçek dışı beyanına dayanılarak tesis edilen işlemleri idarelerin, süre kaydına bağlı olmaksızın her zaman geri alabileceği, diğer hukuka aykırı idari işlemlerin dava açma süresi içinde geri alınabileceği, bu sürenin geçmiş olması durumunda iyiniyetli kişileri korumak bağlamında yanlış idari işlemlerden dolayı kişi yararına hak veya korunması gereken yerleşmiş bir durumun doğacağı ve işlemin idare için kesinleşmiş sayılacağının kabul edildiği; olayda davacıya 10.8.1981 tarihinde verilen "Psikolog" unvanının, bitirdiği okul nedeniyle bu unvanı kullanamayacağından bahisle aradan on yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra alınarak laboratuvar teknisyeni unvanının verilmesinde yokluk, butlan, açık kanunsuzluk durumunun bulunmadığı, davacının hile ve gerçek dışı beyanının olmadığı hususu da gözönünde bulundurulduğunda hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare; usul ve hukuka aykırı olduğunu iddia ettiği idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Davacının ... Üniversitesi Eğitim Fakültesi "Eğitimde Psikolojik Hizmetler" bölümünden mezun olarak 14.4.1978 tarihinde ... Hastanesinde "Laboratuvar Teknisyeni" unvanı ile göreve başladığı, 10.12.1980 tarihinde aynı bölümde yüksek lisansı bitirmesi üzerine 10.8.1981 günlü, 6384 sayılı onayla "Psikolog" unvanlı kadroya atandığı, 1992 yılında tereddüte düşülerek Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı`na sorulduğu ve yürütme kurulunun 1.3.1991 tarihli toplantısında alınan karar uyarınca ilgililerin "Rehber Öğretmen" unvanını kullanabileceği "Psikolog" unvanını kullanamayacağının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca bildirilmesi üzerine dava konusu işlemle 10.8.1981 tarihli ve 6384 sayılı görev değişimi modeli işlemden kaldırılarak ilgiliye 15.7.1989 tarihinden itibaren uygulanan ek göstergelerin iptal edildiği ve 15.2.1992 tarihinden geçerli olarak "Laboratuvar Teknisyeni" unvanına göre belirlenecek kadro aylığı üzerinden ödeme yapılmasının kararlaştırıldığı, davacı tarafından da işlemin psikolog unvanının geri alınmasına ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Danıştay Sekizinci Dairesinin 14.3.1990 günlü, E: 1989/301, K: 1990/372 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, eğitim fakülteleri ve eğitim bilimleri fakülteleri eğitimci, edebiyat ve fen fakültelerinin psikoloji bölümleri ise psikolog yetiştirmekte ve dolayısıyla bu fakülteler farklı meslek dallarında eğitim yapmakta olup, eğitim fakülteleri ie eğitim bilimleri fakültelerinin eğitimde psikolojik hizmetler bölümünde öğrencilerin, psikolojinin temel uzmanlık ve alt dallarından biri olan eğitimsel psikoloji dalında uygulamacı ve uzman olarak eğitildiklerinin anlaşıldığı, bu nedenle bu bölümü bitirenlerin eğitim psikoloğu oldukları ve kendilerine bu unvanın verilebileceği düşünülebilirse de psikolojinin temel uzmanlık dalları ile bütün alt dallarını kapsar biçimde eğitim görmediklerinden psikolog unvanı verilemeyeceği açıktır.
Olayda davacının nitelikleri taşımamasına rağmen 10.8.1981 tarihinde psikolog unvanlı kadroya atandığı ancak daha sonra hatalı işlem tesis ettiğini anlayan idarenin 1992 yılında 1981 tarihli oluru işlemden kaldırdığı, idare mahkemesince de, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu`nun E: 1968/8, K: 1973/14 sayılı kararı doğrultusunda değerlendirme yapılarak, verildiği tarihten itibaren üzerinden on yılı aşkın bir süre geçen ve davacı yararına korunması gereken bir hak oluşturarak kesinleşen "Psikolog" unvanının davacıdan geri alınamayacağı sonucuna varılarak iptal kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda hukuka aykırı bir işlemin aradan belirli bir zaman geçtiği takdirde ilgililer lehine kazanılmış hak doğurup doğurmayacağı hususunun irdelenmesi uyuşmazlığın çözümü için zorunlu görülmektedir.
Anayasa`nın 2 nci maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında gösterilen "hukuk devleti" ilkesi devlet ya da millet adına yetki kullanan tüm organ, kuruluş ve birimlerin de bu ilke içinde hareket etmelerini zorunlu kılmakta; bu bağlamda yürütme organı ve idarenin tüm işlem ve eylemlerini hukuka uygun olarak kurması ve yapması gerekmektedir. Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde ve yasalarla verilen görevlerin yerine getirilmesinde idarenin kamu yararı amacına ulaşılabilmesinin ancak bu koşullarla olanaklı olduğu açıktır. Bu nokta esas alınarak değerlendirme yapıldığında, kural olarak, idarenin işlemlerindeki hukuka aykırılıkları düzeltmek, bu tür işlemlerle ortaya çıkan hukuk ihlallerini ortadan kaldırarak hukuka uygun bir düzeni sağlamak zorunda olduğu ortaya çıkmaktadır. Genel kural böyle olmakla birlikte, hukuka aykırı bir işlemin uygulanması suretiyle elde edilen bazı kazanımların bir yandan zaman içinde bu yolla idarede sağlanmış olan istikrarın ve kamu düzeninin bozulmaması amacı ile öte yandan belli bir süre kesintisiz uygulanmak suretiyle ilgili kişinin statüsünün ayrılmaz bir parçası haline dönüşmüş olduğu hususu gözönüne alınarak yargı kararları ile korunduğu da bir gerçektir. Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu`nun 26.9.1952 tarih ve 1952/244 sayılı kararıyla, "Kanunsuz bir yükselme işleminden sonra, aynı memur hakkında kanuna uygun çeşitli yükselmeler yapıldığı takdirde, idare tarafından kanunsuz yükselmenin artık geri alınmasının uygun görülemeyeceği" ve 22.12.1973 tarih ve 1973/14 sayılı kararıyla, "İdarenin, yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayanarak ödediği meblağı her zaman geri alabileceği, ancak belirtilen istisnalar dışında kalan hatalı ödemelerin istirdadının, hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten başlamak üzere 90 gün içinde kabil olduğu ve 90 günlük süre geçtikten sonra istirdat edilemeyeceği"ne karar verilerek sakat bir işlemin, bundan yararlanan lehine kazanılmış bir hak doğurmasa da, bunun kişiler için doğurduğu subjektif etki ve sonuçlarının korunması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Ancak söz konusu içtihadı birleştirme kurulu kararları ile sağlanan korunmanın da kamu yararı ve kamu düzeni ile sınırlı olduğunu; idarede istikrar ilkesi esas alınarak sağlanan bu korumanın, kamu düzenini ve bunun sonucu olarak kamu yararını ihlal eden, bozan bir sonuca ulaştığında artık sürdürülmesinin olanaklı olmadığını; korumanın, hukuka aykırı işlemin düzeltildiği tarihe kadar ilgili kişi için doğurduğu kişisel kazanımlarla sınırlı kalacağını kabul etmek gerekmektedir. Daha açık bir anlatımla hukuka aykırı bir idari işlemle elde edilen statü ve bu statüye dayanılarak yapılan işlem ve eylemler kamuya yönelik etki ve sonuçlar doğuruyorsa bu statü korunmayacak; ancak idarece hatalı işlem düzeltilinceye kadar ilgili kişinin bu statü nedeniyle elde ettiği kişisel kazanımlara da dokunulamayacaktır. Çok kısa deyimle kanuna aykırı işlemle elde edilen yetkiler sürdürülmeyecek, sadece kişisel kazanımları korunacaktır. Örneğin tıp fakültesini bitirmenin doktorluk yapmanın önkoşulu olduğu objektif hukuk kurallarıyla düzenlendiğine göre, tıp fakültesini bitirmediği halde hukuka aykırı işlemlerle bu görevi yapmasına izin verilen kişinin, aradan belirli bir zaman geçtikten sonra bu görevin kendisi için kazanılmış hak teşkil ettiğini kabul etmenin mümkün olmadığı açıklanmasına gerek olmayacak kadar açıktır.
İdare mahkemesince İçtihatları Birleştirme Kurulu`nun ilgili kararından hareketle aradan uzun bir zaman geçtikten sonra "psikolog" unvanının ilgili lehine kazanılmış hak teşkil ettiği sonucuna varılmış olmasında hukuki isabet yok ise de, işlemin düzeltildiği tarihe kadar davacı lehine oluşan kazanımların geri alınamayacağı, örneğin 1952 yılı içtihadı birleştirme kurulu kararı uyarınca kendisine psikolog unvanı verilmesi nedeniyle memuriyete giriş derecesine 657 sayılı Kanunun 36/A-5 maddesi uyarınca bir derece eklenmiş olması halinde bu giriş derecesine dayanan düzeltme tarihindeki kazanılmış hak aylık derecesine dokunulamayacağı açıktır.
Belirtilen durum karşısında, davacının yasayla belirtilen niteliklere sahip olmadan kazandığı psikolog unvanının geri alınmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki idare mahkemesi kararında da hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle Ankara 2. İdare Mahkemesince verilen 12.4.1994 günlü, E: 1992/641, K: 1994/454 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen mahkemeye gönderilmesine, 9.10.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
6-
T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE
E. 2001/2534
K. 2005/3655
T. 16.9.2005
• KADROSU DIŞINDA GÖREVDE ÇALIŞTIRILMAK ( Trafik Kazası Sonucu Meydana Gelen Ölüm Nedeniyle Mirasçılar Lehine Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği )
• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Trafik Kazası Sonucu Meydana Gelen Ölüm Nedeniyle Mirasçılar Lehine Hükmedilmesi - Kadrosu Dışında Bir Görevde Çalıştırılan Muris )
• İDARENİN HİZMET KUSURU ( Teknisyenlik Kadrosunda Görevli İken Kadrosu Dışında Bir Görevde Çalıştırılma Sonucu Meydana Gelen Ölüm - Mirasçılar Lehine Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği )
2709/m. 125
657/m. 45
ÖZET : Teknisyenlik kadrosunda görevli iken kadrosu dışında bir görevde çalıştırılması sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle, mirasçıları lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği hakkında.
İsteğin Özeti : Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin 28.2.2001 günlü, E:2000/1322, K:2001/251 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Serap Erkan
Düşüncesi : Teknisyenlik kadrosunda görevli iken bu kadrosu dışında şoför olarak görevlendirilmesi üzerine geçirdiği trafik kazası sonucu ölen muris ...'in ölümüne davalı belediyenin hizmet kusurunun sebep olması nedeniyle varisleri olan davacılar lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Sefer Yıldırım
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
KARAR : Davalı idarede Teknisyen olarak görev yapmakta iken Çankırı'ya hasta nakli amacıyla şoför olarak görevlendirilen ve görev dönüşü meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden muris ...'ın eşi ve çocukları olan davacılar, 22.000.000.000.-TL maddi, 6.000.000.000.-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin 28.2.2001 günlü, E:2000/1322, K:2001/251 sayılı kararıyla; muris ...'in şoför olarak görev yapmakta iken teknisyen kadrosunun özlük haklarından yararlandırılmak için teknisyen kadrosuna atandığı ve idare tarafından belli zamanlarda şoför olarak görevlendirilmesine itiraz etmeyerek rıza gösterdiği, gidiş dönüş 300 km.'lik bir yola iki günlük görevlendirmede mevzuat yönünden kısıtlayıcı bir hüküm bulunmadığı, buna rağmen ilgilinin görevin ikinci günü dönüş yapmak yerine aynı gün dönmek istediğinin anlaşılması karşısında, idareye yüklenecek nitelikte zarar doğuran kusurlu bir eylem ya da işlem bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacılar, teknisyen kadrosunda görevli olan muris ...'ın kadrosunun dışında şoför olarak görevlendirildiğini, bu görevlendirme olmasaydı söz konusu kazanın meydana gelmeyeceğini, teknisyenlik kadrosuna özlük haklarından yararlanmak amacıyla değil bu kadroyu hakettiği için atandığını ileri sürerek idare mahkemesi kararının bozulmasını istemektedir.
T.C. Anayasası'nın 125. maddesinin son fıkrasında; idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutulmuş, 657 sayılı Kanun'un 33. maddesinde, kadrosuz memur çalıştırılamayacağı hükmü, 45. maddesinde ise; hiç bir memurun sınıfının dışında bir görevde çalıştırılamayacağı hükmü getirilmiştir.
Olayda; davacıların murisinin davalı idarede şoför olarak görev yapmakta iken 2.1.1996 tarihinde teknisyen kadrosuna atandığı ve ölüm olayının meydana geldiği tarihte de teknisyen unvanıyla görev yapmakta olduğu görülmüş olup; anılan şahsın teknisyenlik görevinin dışında kendi görev alanı ve sorumluluğuna girmeyecek şekilde ambulans şoförü olarak görev yaptığı il dışında ( Ankara-Çankırı arasında ) hasta nakli amacıyla görevlendirilmiş bulunması karşısında, davalı idarenin bu görevlendirme ile ağır hizmet kusuru işlediği ve bu işleminden doğan zararı tazminle yükümlü olduğu kuşkusuzdur.
Ayrıca, davacıların idarenin ağır hizmet kusuru sonucu yaşadıkları ölüm olayı nedeniyle eş ve babadan yoksun kalmak suretiyle manevi zarara da uğradıkları açıktır.
Öte yandan, davalı idarece tazmini gereken maddi ve manevi tazminat tutarlarına yasal faiz işletilmesi gerekmektedir.
Bu durumda; anılan şahsın kadrosu dışında bir görevde çalıştırılması sonucu meydana gelen ölüm olayı nedeniyle davacılar lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz isteminin kabulüyle Ankara 2. İdare Mahkemesi'nce verilen 28.2.2001 günlü, E:2000/1322, K:2001/251 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 16.9.2005 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
İdare Mahkemesi'nce verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddiyle anılan kararın onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.
6-
T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE
E. 2003/5464
K. 2006/6717
T. 22.12.2006
• HİZMET SINIFI DIŞINDA ÇALIŞTIRILMA ( Sonucunu Doğuran Bakanlar Kurulu Kararında 657 Sayılı Yasa'ya Uyarlık Bulunmadığı )
• SAĞLIK HİZMETLERİ SINIFI ( Kimyager Kadrosunda Çalışma - Belediye Başkanlığı İşlemi ile Davacının Hizmet Sınıfı Dışında Çalıştırılması Sonucunu Doğuran Bakanlar Kurulu Kararında 657 Sayılı Yasa'ya Uyarlık Bulunmadığı )
• KİMYAGER KADROSUNDA ÇALIŞAN DAVACI ( Hizmet Sınıfı Dışında Çalıştırılması Sonucunu Doğuran Bakanlar Kurulu Kararında 657 Sayılı Yasa'ya Uyarlık Bulunmadığı )
657/m.36/II,45/1
KHK-190/m.9
ÖZET : Davacının hizmet sınıfı dışında çalıştırılması sonucunu doğuran bakanlar kurulu kararında, 657 sayılı Yasa'ya uyarlık bulunmamaktadır.
Davanın Özeti : Giresun Belediye Başkanlığı'nda Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda Kimyager kadrosunda görev yapan davacı, Teknik Hizmetler Sınıfı'nda 1. dereceli Kimyager kadrosuna atamasının yapılamadığı yolundaki 22.7.2003 günlü, 948 sayılı Giresun Belediye Başkanlığı işlemi ile, 30.12.2002 günlü, 2002/5278 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın Giresun Belediyesi ile ilgili kısmının iptalini istemektedir.
Başbakanlığın Savunmasının Özeti : 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye dayanılarak 25.4.1984 tarih ve 84/8029 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kadro İhdası, Serbest Bırakma ve Kadro Değişikliği ile Kadroların Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'teki usul ve esaslara uygun bulunan kadro değişikliği tekliflerinin, Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları, ilgili kurum veya kuruluşun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun veya Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'de yeralan esaslar doğrultusunda Devlet Personel Başkanlığı ile Maliye Bakanlığı'ndan ikişer temsilci ile, ilgili kurum veya kuruluşun temsilcisinden teşekkül eden Komisyon tarafından incelendiği ve belirlenen görüşün, tutanak düzenlenerek ilgili Bakanlığa veya Başbakanlığa bildirildiği; ilgili Bakanlıkça hazırlanacak taslağın, Bakanlar Kurulu Kararı'na esas olmak üzere Komisyon'un görüşü eklenerek Başbakanlığa sunulduğu; söz konusu Komisyon'un, teklifleri hangi kriterler arasından değerlendireceğinin ilgili mevzuatta belirlendiği, kurumların taleplerinin Komisyon'ca kabul edilmesi zorunluluğunun bulunmadığı; davacının işgal etmekte olduğu Sağlık Hizmetleri Sınıfı'ndaki 1. dereceli kimyager kadrosu iptal edilerek Teknik Hizmetler Sınıfı'ndan 1. dereceli kimyager kadrosunun ihdas edilmesinin söz konusu kurumlarca uygun görülmediği; yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde hazırlanan söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı'nda ve bu karara dayanılarak tesis edilen idari işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; belirtilen nedenlerle davanın reddi gerektiği yolundadır.
Giresun Belediye Başkanlığı'nın Savunmasının Özeti : 657 sayılı Yasa ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre kadro ihdas ve iptallerinde yetkili organ Bakanlar Kurulu olduğundan ve Bakanlar Kurulu'nun 30.12.2002 günlü, 2002/5278 sayılı kararıyla kimyager kadrosu ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığından, davacının söz konusu kadro talebiyle ilgili olarak Belediye tarafından da herhangi bir işlem yapılamadığı; davacının daha önce Teknik Hizmetler Sınıfı'nda 3. derece kimyager kadrosundan Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda 2. derece kimyager kadrosuna atanmasının, tamamen Belediye'nin yetkisi dışında gerçekleştiği; olayda, Belediye'nin, üzerine düşen görevi yaptığı; belirtilen nedenlerle davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : Mehmet Aydın Düşüncesi : Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davalı idarede Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda Kimyager olarak görev yapan davacının hizmet sınıfının "Teknik Hizmetler Sınıfı" olarak değiştirilmemesinin ve bu Sınıf'taki Kimyager kadrosuna atamasının yapılmamasının; Bakanlar Kurulu'nun, 657 sayılı Yasa'nın 36/II ve 45/1. maddeleri ile, 190 sayılı KHK'nin 9. ve bu KHK'ye dayanılarak çıkarılan Yönetmeliğin 14. maddesine aykırı olarak aldığı 30.12.1999 günlü, 99/13884 sayılı kararında, davacının hizmet sınıfını Teknik Hizmetler Sınıfı'ndan Sağlık Hizmetleri Sınıfı'na dönüştürmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Anılan Yasa, KHK ve Yönetmelik hükümlerinin açık hükümleri karşısında; Giresun Belediyesi'nde Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda Kimyager olarak çalışan davacının sınıfının Teknik Hizmetler Sınıfı olarak değiştirilmesi ve adı geçenin bu Sınıf'taki kimyager kadrosuna atanması gerekirken; Bakanlar Kurulu'nun mevzuat hükümlerine aykırı olarak aldığı 30.12.1999 günlü, 99/13884 sayılı karardaki yanlışlığın sürdürülmesi ve davacının, hizmet sınıfının dışında çalışmak zorunda bırakılması sonucunu doğuracak şekilde tesis edilmiş olan dava konusu işlemlerde mevzuata ve hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı'nın Giresun Belediyesi ile ilgili bölümünün davacıya ilişkin kısmının ve buna dayalı Belediye Başkanlığı işleminin iptaline hükmedilmesi gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Kemal Bilecen Düşüncesi : Dava, davacının Teknik Hizmetler Sınıfında 1. dereceli Kimyager kadrosuna atanmak için yaptığı başvurusunun reddine ilişkin 22.7.2003 günlü işlem ile Bakanlar Kurulu'nun 30.12.2002 günlü, 5278 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinde; "İl Özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun kapsamına giren memur kadrolar ile ilgili usulüne uygun taleplerini bu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen esaslara göre İçişleri Bakanlığına gönderirler. İçişleri Bakanlığı uygun gördüğü kadro istekleri hakkında Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve Devlet Personel Dairesinin görüşlerini alır. Buna göre Bakanlıkça hazırlanan kadro teklifleri bahis konusu görüşler aynen eklenerek Başbakanlığa sunulur. Uygun görülen kadrolar Bakanlar Kurulu Kararı ile ihdas edilir" hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu edilen Bakanlar Kurulu'nun 30.12.2002 günlü, 5278 sayılı kararının yukarıda belirtilen düzenlemeye uygun olarak alındığı ve davacıya Teknik Hizmetler Sınıfında 1. dereceli Kimyager kadrosu tahsisi yapılmamasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
KARAR : Giresun Belediye Başkanlığı'nda Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda Kimyager kadrosunda görev yapan davacı, Teknik Hizmetler Sınıfı'nda 1. dereceli Kimyager kadrosuna atamasının yapılamadığı yolundaki 22.7.2003 günlü, 948 sayılı Giresun Belediye Başkanlığı işlemi ile, 30.12.2002 günlü, 2002/5278 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın Giresun Belediyesi ile ilgili kısmının; 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de, kadroların, hiyerarşik yapıyı bozmamak kaydıyla Bakanlar Kurulu'nca değişik derecelerden aynı sınıf ve unvanlı kadrolarla değiştirilebileceği hükme bağlanmasına karşın, Teknik Hizmetler Sınıfı'nda kimyager olarak çalışırken, usul ve yasaya aykırı bir biçimde Sağlık Hizmetleri Sınıfı'na alındığını; bu işlem nedeniyle mağdur edildiğini; 25.4.1984 günlü, 84/8029 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan Yönetmeliğin 15. maddesinde sözü edilen "önceden tahmin edilmeyen hizmetlerin ifası" durumu olayda söz konusu olmadığı için, kadrosunda yapılan sınıf değişikliği hukuka aykırı olduğu gibi, anılan Yönetmeliğin, amacı dışında bu olayda kullanılmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu; kaldı ki, 657 sayılı Yasa'nın 36. maddesinde, kimyagerlerin Teknik Hizmetler Sınıfı kapsamında sayıldığını; Yasa'nın bu hükmüne rağmen, işgal etmekte olduğu kimyager kadrosunun Teknik Hizmetler Sınıfı'na alınmamasının açıkça hukuka aykırı olduğunu; öte yandan, kimyager kadrosundaki diğer personel Teknik Hizmetler Sınıfı'nda çalışırken, kendisinin, keyfi bir işlem sonucunda Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda çalıştırılmasının eşitlik ilkesine de aykırı bulunduğunu öne sürerek iptalini istemektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Ege Üniversitesi Kimya Fakültesi mezunu olan davacının, davalı Belediye'nin Tabipliği'nde Teknik Hizmetler Sınıfı'nda 4. derece kadroda Kimyager olarak çalışmakta iken, 13.3.1997 günlü, 97/9436 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ihdas edilen 3. dereceli kimyager kadrosuna 25.6.1997 günlü, 655/127 sayılı Başkanlık onayı ile atandığı; daha sonra, davacının derece yükselmesinin sağlanabilmesi amacıyla, Teknik Hizmetler Sınıfı'nda 3. derece kimyager kadrosu iptal edilerek, aynı Sınıf'ta 2. derece kimyager kadrosunun ihdas edilmesi için Belediye Meclisi'nce 5.2.1999 günlü, 1/2 sayılı karar alınarak kadro teklif cetvelinin düzenlendiği ve Bakanlar Kurulu'na sunulmak üzere, Giresun Valiliği kanalıyla İçişleri Bakanlığı'na gönderildiği; ancak, derece yükselmesi için yapılan kadro teklif cetvelinde yer alan Teknik Hizmetler Sınıfı'ndaki 3. derece kimyager kadrosunun, Bakanlar Kurulu'nun 30.12.1999 günlü, 99/13884 sayılı kararıyla "Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda" 2. derece kimyager kadrosu olarak ihdas edildiği; Bakanlar Kurulu'nca tahsis edilen bu kadroya, Belediye Başkanlığı'nın 28.2.2000 günlü, 207 sayılı onayıyla davacının atamasının yapıldığı; Belediye Meclisi'nin 5.6.2000 günlü, 1/2 sayılı kararıyla; derece ilerlemesi ve sınıf değişikliği işlemleri yönünden, kimyager kadrosunun Teknik Hizmetler Sınıfı'nda olması gerektiğinden bahisle, Sağlık Hizmetleri Sınıfı'ndaki 2. derece kimyager kadrosu iptal edilerek, Teknik Hizmetler Sınıfı'nda 1. derece kimyager kadrosu ihdas edilmesi yolunda kadro teklif cetveli düzenlendiği ve bu cetvelin, Bakanlar Kurulu'na sunulmak üzere, Giresun Valiliği kanalıyla İçişleri Bakanlığı'na gönderildiği; ancak, Bakanlar Kurulu'nun 22.12.2000 günlü, 2000/1965 sayılı kararıyla, Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda 1. derece kimyager kadrosu ihdas edilerek davalı Belediye'ye gönderildiği; davacının da, zorunlu olarak, ihdas edilen bu kadroya 20.3.2001 günlü, 289 sayılı onayla atamasının yapıldığı; davacının mağduriyetinin giderilmesi amacıyla, 11.6.2002 günlü, 2/2 sayılı Belediye Meclisi kararıyla, Sağlık Hizmetleri Sınıfı'ndaki 1. derece kimyager kadrosu iptal edilerek Teknik Hizmetler Sınıfı'nda 1. derece kimyager kadrosu ihdas edilmesi için Giresun Valiliği kanalı ile İçişleri Bakanlığı'na başvuruda bulunulduğu; ancak, Bakanlar Kurulu'nun dava konusu 30.12.2002 günlü, 2002/5278 sayılı kararı ile, kadro teklif cetvelinde bulunan kadrolardan 14 adedi üzerinde iptal ve ihdas işlemleri yapılmasına karşın, kimyager kadrosu ile ilgili olarak bir işlem yapılmadığı; dava konusu 22.7.2003 günlü, 948 sayılı Belediye Başkanlığı işlemiyle, Bakanlar Kurulu'nun bu kararı üzerine Teknik Hizmetler Sınıfı'nda 1. derece kimyager kadrosuna atamasının yapılamadığı hususunun davacıya bildirilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin, ( dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarih itibariyle henüz yürürlükte bulunan ) "Mahalli idarelerin kadroları" başlıklı 5. maddesinde; "İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamına giren memur kadroları ile ilgili usulüne uygun taleplerini bu Kanun Hükmünde Kararname'de belirtilen esaslara göre İçişleri Bakanlığı'na gönderirler. İçişleri Bakanlığı; uygun gördüğü kadro istekleri hakkında Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve Devlet Personel Dairesi'nin görüşlerini alır.
Buna göre Bakanlık'ça hazırlanan kadro teklifleri bahis konusu görüşler aynen eklenerek Başbakanlığa sunulur. Uygun görülen kadrolar Bakanlar Kurulu Kararı ile ihdas edilir." hükmü yer almış; "Kadro değişikliği" başlığını taşıyan 9. maddesinde ise; "Kuruluşlara verilmiş bulunan ve ekli cetvellerde gösterilen serbest kadrolar, hiyerarşik yapıyı bozmamak kaydıyla, yedinci maddede belirtilen usule uygun olarak Bakanlar Kurulu'nca değişik derecelerden aynı sınıf ve unvanlı kadrolarla değiştirilebilir.
Kanunlar ve andlaşmalar gereği yapılması şart olan veya önceden tahmin edilemeyen hizmetlerin ifası için ihtiyaç duyulan kadroların, karşılanması amacıyla tutulan veya boş olan kadrolarda sınıf, unvan ve derece değişikliği yapmaya, mevcut kadroları birden fazla dereceyi kapsayacak şekilde değiştirmeye ve boş kadroları iptal etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Bu maddeye göre kadroları değiştirilenlerin özlük hakları; değiştirilen yeni kadrolara atanma işlemleri tamamlanıncaya ve bu kadro derecesini kazanılmış hak olarak alıncaya kadar eski kadro dereceleri esas alınarak ödenmeye devam olunur. Bu değişiklik işlemleri her kurum için yılda bir defa yapılır." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin 6. ve 8. maddelerine dayanılarak çıkarılan ve 13.5.1984 günlü, 18400 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kadro İhdası, Serbest Bırakma ve Kadro Değişikliği İle Kadroların Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin "Dolu Kadroların Değişikliği" başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında, kurum ve kuruluşlara verilmiş bulunan serbest kadrolardan dolu olanların, hiyerarşik yapıyı bozmamak kaydıyla, bu Yönetmeliğin usule ait hükümlerine uygun olarak Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik derecelerden aynı sınıf ve unvanlı kadrolarla değiştirilebileceği hükme bağlanmış; "Tutulan ve Boş Kadroların Değişikliği" başlığını taşıyan 15. maddesinde ise; bu Yönetmeliğin 6. maddesinde sayılan kadro ihdasını gerektiren haller dolayısıyla veya önceden tahmini mümkün olmayan hizmetlerin ifası için ihtiyaç duyulan kadroların karşılanması amacıyla bu Yönetmelik'te öngörülen usul ve esaslara uygun olarak, tutulan kadrolarda veya serbest kadrolardan boş olanlarda Bakanlar Kurulu Kararı ile sınıf, unvan ve derece değişikliği yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesinin değişik ( A ) bendinde, "Devlet kamu hizmetleri görevlerini ve bu görevlerde çalışan Devlet memurlarını görevlerin gerektirdiği nitelikler ve mesleklere göre sınıflara ayırmak" şeklinde tanımlanan "Sınıflandırma" ilkesine Yasa'nın temel ilkeleri arasında yer verilmiş; aynı Yasa'nın 36. maddesinde, bu Yasa'ya tabi kurumlarda çalıştırılan memurların girebilecekleri hizmet sınıfları gösterilmiş; anılan maddenin 1. fıkrasının ( II ) numaralı bendinde, "kimyager", Teknik Hizmetler Sınıfı'nı oluşturan kadro unvanları arasında sayılmış ve aynı Yasa'nın 45/1. maddesinde de, hiçbir memurun sınıfının dışında çalıştırılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; Bakanlar Kurulu'na, kamu kurum veya kuruluşlarına ait kadrolarla, tutulan ve boş kadrolarda değişiklik yapma, kadro ihdas ve iptallerini gerçekleştirme yetkisi verilmiş ise de; bu yetkinin, dayanağı olan mevzuat hükümlerine uygun olarak kullanılması zorunlu olduğu gibi, bu yetkinin kullanımı sırasında, personel sistemimizin temel mevzuatı niteliğinde olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerinin de göz ardı edilmemesi ve bu çerçevede, sözü edilen "Sınıflandırma" ilkesinin gereği olarak Devlet memurlarının, Yasa'da öngörülmüş bulunan kendi hizmet sınıflarında görev yapmalarının sağlanması gerektiği kuşkusuzdur.
Dava konusu olayda; Giresun Belediye Başkanlığı bünyesinde 657 sayılı Yasa'nın 36/II. maddesine uygun olarak Teknik Hizmetler Sınıfı'nda Kimyager olarak görev yapan davacının da aralarında bulunduğu personele ilişkin olarak Giresun Belediye Meclisi'nce alınan 5.2.1999 günlü, 1/2 sayılı kararla; davacının Teknik Hizmetler Sınıfı'ndaki 3. derece kimyager kadrosunun iptali ve adı geçen için, yine aynı Sınıf'ta 2. derece kimyager kadrosunun ihdas edilmesi yolunda teklif getirilmesine karşın; 30.12.1999 günlü, 99/13884 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 2. derece kimyager kadrosunun Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda ihdas edildiği; davacının daha sonraki derece yükselmesine ilişkin teklif üzerine Bakanlar Kurulu'nca alınan 22.12.2000 günlü, 1965 sayılı kararda da, adı geçenin kadro derecesi 1. dereceye yükseltilmesine karşın, kimyager kadrosunun yine Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda ihdas edildiği; davalı Belediye'nin, bu durumun düzeltilmesi istemini de içeren son kadro cetveli teklifi üzerine Bakanlar Kurulu'nca alınan dava konusu 30.12.2002 günlü, 2002/5278 sayılı kararda da bu konuda bir işlem tesis edilmediği görülmekte ise de; Bakanlar Kurulu'nun daha önce aldığı 30.12.1999 günlü, 99/13884 sayılı kararın Giresun Belediyesi ile ilgili kısmında, adı geçen Belediye'de Teknik Hizmetler Sınıfı'nda 3. derece kadroda kimyager olarak görev yapan davacının hizmet sınıfının Sağlık Hizmetleri Sınıfı olarak değiştirilmesi 657 sayılı Yasa'nın 36/II ve 45/1. maddelerine açıkça aykırı olduğu gibi; bu uygulama, Bakanlar Kurulu çerçevesinde oluşturulan Kadro Komisyonu'nca uygun değerlendirilmediği ileri sürülmekte ise de; bu yazıda sözü edilen "mevcut" kimyager kadrosunun Sağlık Hizmetler Sınıfı'nda yer almasının; Bakanlar Kurulu'nun Giresun Belediyesi ile ilgili olarak, 657 sayılı Yasa'nın 36/II ve 45/1. maddeleri ile, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 9. maddesi ve bu Kanun Hükmünde Kararname'ye dayalı olarak çıkarılmış olan Yönetmeliğin 14. maddesine aykırı bir biçimde aldığı kadro iptal-ihdas kararından kaynaklandığı açık olduğundan, Devlet Personel Başkanlığı'nın bu iddiasına itibar edilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirliğinde; Giresun Belediyesi'nde 657 sayılı Yasa'nın 36/II ve 45/1. maddelerine aykırı olarak "Sağlık Hizmetleri Sınıfı'nda kimyager kadrosunda" görev yapan davacının kadrosunun "Teknik Hizmetler Sınıfı'nda kimyager kadrosu" olarak değiştirilmesi ve adı geçenin, Teknik Hizmetler Sınıfı'nda ihdas edilecek olan söz konusu kimyager kadrosuna davalı Belediye tarafından atamasının yapılması gerekirken; Bakanlar Kurulu'nca alınan 30.12.1999 günlü, 99/13884 sayılı kararın davacı ile ilgili kısmında var olan ve yukarıda vurgulanan "mevzuata aykırılık" halinin sürdürülmesi ve bu nedenle, davacının, "hizmet sınıfı dışında çalışmak zorunda bırakılması" sonucunu doğuran dava konusu 30.12.2002 günlü, 2002/5278 sayılı Bakanlar Kurulu kararının Giresun Belediye Başkanlığı ile ilgili kısmında ve buna dayanılarak tesis edilen Belediye Başkanlığı işleminde mevzuata ve hukuka uyarlık görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, dava konusu 30.12.2002 günlü, 2002/5278 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın Giresun Belediyesi ile ilgili bölümünün, Sağlık Hizmetleri Sınıfı'ndaki 1. derece kimyager kadrosu iptal edilerek, Teknik Hizmetler Sınıfı'nda 1. derece kimyager kadrosu ihdas edilmemesine ilişkin kısmı ile, Giresun Belediye Başkanlığı'nın 22.7.2003 günlü, 948 sayılı işleminin iptaline; aşağıda dökümü gösterilen 116,90.-YTL yargılama giderlerinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 450.-YTL avukatlık ücretinin davalı idarelerden alınarak davacı vekiline verilmesine, noksan yatırılan 16,00.-YTL posta pulu ücretinin davacıya tamamlattırılmasına, 22.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Cevap: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık !
Alıntı:
metehan50 rumuzlu üyeden alıntı
Selamlar.Sayın Tekniker sizin açmış olduğunuz davadan pek bir şey anlamış değilim.Aslında benimde bir sorunum var.İdare Mahkemesine dava açtım.Sınavsız olarak müdürlük kadrosuna atanmıştım.Ama har türlü şartlar tutuyordu.Derece-eğitim durumu vb Bende sizlere bir kaç tane danıştay kararı yazım belki işinize yarar.Bunu bütün olarak değilde yazının aralarındaki ince ayrıntılara bakarsanız işinize yarayabilir.Saygılarla....
Merhaba Sayın metehan50 konu başlığında ki dilekçeyi okuduysanız davanın ''...Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’’nin,‘’Unvan Değişikliği Sınavı’’ ve ‘’Unvan Değişikliğine İlişkin Atama Esasları’’ ile ilgili bazı hükümlerinin İPTALİ ile dava sonuna kadar YÜRÜTMENİN DURDURULMASI istemini içerir dava''olduğunu görürsünüz.Ayrıca konu başlığına atmış olduğunuz danıştay kararları da danıştaya sunacağımız emsal bir karar niteliği taşımamaktadır.Dava konumuzla ilgili kararlar atarsanız memnun olurum.Attığınız kararlarda vurgulamak istediğiniz kısımları daha kalın vb. yazı ile belirtirseniz davaya faydası açısından tartışabiliriz.Saygılarımla.
Cevap: Danıştay'da Unvan Değişikliği Sınavlarının İptali Emsal Dava Açtık!
Dosyaya Ait Bilgiler
Dairesi İDARİ DAVA DAİRELERİ
Genel Evrak Yıl - No 2010-
Esas Yıl - No 2010-
Davanın Türü İPTAL DAVASI(TEMYİZ)
Davanın Konusu İNTİBAK
Geldiği Yer 2.DAİRE
Geldiği Yer Esas Yıl - No 2010-
Geldiği Yer Karar Yıl - No 2010-
Geldiği Yer Temyiz Yıl - No -
Bölgeden Gönderme Tarihi
Daireye Geliş Tarihi 27/12/2010
İstem YOK
İstem Sonucu -
YD ile ilgili İstem VAR
YD ile ilgili İstem Sonucu -
YD İtiraz ile ilgili İstem YOK
Dosyanın Son Aşaması SAVCILIKTAN ESASTAN GELDİ
Karar Sonucu
Karar Tarihi
Karar Yıl - No
Unvan değişikliği sınavlarının, 657 sayılı kanuna dayanmadığı gerekçesi ile Genel yönetmeliğin ilgili maddesinin iptali için açtığım dava sonuç aşamasında bulunmaktadır.