İyuk 5 e göre "Red"

Arkadaşlar size bir konuda danışmak istiyorum. Ücret istemeyeceğinizi umarım :)

Arkadaşımızın biri 2005 yılında 4982 Sayılı Bilgi edinmeden 2000–2001–2002-sicillerini öğrenmiş ve bu sicillerin iptali için idare mahkemesine dava açmış. Dava ilgili sicillerin iptali ile sonuçlanmış. Hatta valilik konuyu temyiz etmiş Danıştay’da idare mahkemesinin kararını onamış.

Fakat ilgili amirler mahkeme kararlarına uygun hareket etmeden sicil raporlarını doldurmuşlar notları daha da düşürmüşlerdir. Bunun üzerine arkadaşımız ilgili amirleri savcılığa vermiş(tabi kaymakam meni muhakeme vermiş :) ). Mahkeme kararlarına uyulmadan yeniden doldurulan sicillerin iptali içinde tekrar İdare Mahkemesine dava açmıştır. Birde daha önce yani 2005 yılında aynı mahkeme 2000–2001–2002 sicillerini bir dilekçeyle kabul etmiş hem de Danıştay kararı onarken.Şimdi yıl 2008 de aynı mahkeme(hakimler farklı) İYUK 5 e aykırı bulmuş.Her yılın sicil raporu için ayrı dava açmalısın demiş.Ama 2005 yılında dememişti.

Arkadaşımız davayı ayrı ayrı açmayı düşünmüyor.Tekrar aynı dilekçeyle açacak;şu yazıyı ekleyerek(daha önce kabul edildiğinden Danıştay’ın onamasından) zaman ve iş kaybından maddi külfetten(üç ayrı harç) dolayı kişilerin hak arama yollarının kapandığı bürokratik işlerin arttığı....v.b.Kaldı ki siciller arasında hukuki ilişki olduğu da açık.

Eğer mahkeme davayı RED ederse(ki aynı dilekçeyle açılacağından edecek) RED kararına temyiz yolu açık mıdır?Neresidir?(Ben Danıştay diye biliyorum)

Danıştay a temyiz edilirse sizce Danıştay ne karar verir?Emsal kararlar var mıdır?

Ne yapılmasını önerirsiniz? Saygılar...

Sorunuza şöyle cevap verilebilir; İYUK m.15/1,(d)'de dava dilekçesinin 30 gün içinde yeniden düzenlenmek veya noksanlıkları tamamlanmak üzere reddedileceği açıklanmış. Diğer yandan m.15/5'te yanlışlığın verilen 30 günlük süre içinde giderilmemesi halinde davanın reddine karar verileceği söyleniyor. Diğer yandan m.15/4'te hangi kararların temyize ya da itiraza tabi olacağı sayılırken dilekçenin reddine ilişkin kararların açıkça dışarıda bırakıldığını görüyoruz. Ancak bu demek değildir ki eksikliğin giderilmediğinden bahisle davanın reddedilmesi halinde temyize gidilemez. Danıştay İDDK'nun 7.3.2003 gün ve 2002/1149 E. 2003/103 K. sayılı kararı ve daha bir çok kararı da bu görüşümü doğrular nitelikte. Yani Danıştay yanlışlığın giderilmemesi nedeniyle reddedilen davaların temyize tabi olacağını söylüyor. Temyiz mercii ise Danıştay'dır.(Daniştay her zaman için tek temyiz merciidir.) Ancak her ne kadar işin usuli yönü böyle de olsa, Danıştay'ın sizin durumunuzla ilgili olarak (sicil iptali-aynı dilekçeyle dava açmak) verdiği net bir karara rastlayamadım. Dolayısıyla emsal karar bulursanız ekleyip mahkemeye sununuz, mahkemenin yaptığı yanlışlığı telafi etme yetkisi var, yani bu kez eksikliğin giderilmemiş olmasına rağmen davayı esastan görmeye karar verebilir. Ancak yine de, işlemler arasındaki "maddi ve hukuki bağlılık" konusunun takdiri mahkemeye ait. Şahsi fikrim ise bu davada bu koşul gerçekleştiği yönünde. (Eğer görev ve yetki hususunda da sıkıntı yoksa, ki davayı halen çalıştığı yerde açmışsa yetki hususunda sıkıntı yoktur m.33/3) Emsal karar olarak daha önce verilen Danıştay kararını da ekleyebilirsiniz.

Çok saolun.Bende emsal bir karara rastlayamadım.Kişi şuan Samsunda çalışıyor fakat davalı Kars valiliği.Ama burada önemli olan daha önce mahkeme bu davayı aynı dilekçeyle kabul etmiş.Şimdi şunu sorarım size dava RED edilirse mahkeme kararında temyiz yolunun Danıştay olduğu yazılacakmıdır ve sizce(tecrübelerinize göre) Danıştay nasıl bir tutum izleyecektir.Emsal sicil davalarını incelediğimde hepsinin tek yıla karşı açılmış olduğunu gördüm şuan.Fakat burada önemli olan bence aynı amirler mahkeme kararı sonucu 2000-2001-2002 yıllarına ait sicilleri aynı zamanda tekrar doldurmuşlardır;ve hepsin de de tek kalemden çıkmışcasına aynı değerlendirmeyi yapmışlardır.2008 yılında dava dosyasına da 2007 yılında verilen Danıştay 2. dairesinin ve 2006 yılıbda Samsun idare mahkemesinin kararını eklemiştim.Yani mahkeme üyeleri daha önce 200-2001 ve 2002 yıllarını berber incelendiğini görmüşlerdir.Hatta dediğim gibi Danıştayın onamasını da

İKİNCİ DAİRE Karar No:2006 2773 Esas No:2006 1633 13/10/2006
KARAR ÖZETİ
OLUMLU SİCİL RAPORLARININ DA İLGİLİLERİNİN MENFAATİNİ ETKİLEYEBİLEN, KESİN VE YÜRÜTÜLMESİ GEREKEN İŞLEM NİTELİĞİNDE OLDUĞU; DAVACI TARAFÇA BİLGİ EDİNME KANUNU UYARINCA BELİRTİLEN DAVA KONUSU SİCİL RAPORLARI İLE İLGİLİ OLARAK, DAVANIN SÜRESİNDE AÇILIP AÇILMADIĞI ARAŞTIRILMAK SURETİYLE ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.


burada 4 yıla birden dava açıldığı anlaşılmaktadır.Bu emsal gösterilebilir mi?Birde bazı Danıştay daireleri İYUK m.15/1,(d) den REd edilen davalara temyiz yolunun bulunmadığına karar vermiştir.Sizin örnek verdiğiniz "Danıştay İDDK'nun 7.3.2003 gün ve 2002/1149 E. 2003/103 K. sayılı kararı ve daha bir çok kararı" metnini bulamadım.Buraya bu konuyla alakalı emsal kararları yapıştırabilir misiniz?Saygılar...

Alıntı:

---

mns rumuzlu üyeden alıntı

Birde bazı Danıştay daireleri İYUK m.15/1,(d) den REd edilen davalara temyiz yolunun bulunmadığına karar vermiştir.Sizin örnek verdiğiniz "Danıştay İDDK'nun 7.3.2003 gün ve 2002/1149 E. 2003/103 K. sayılı kararı ve daha bir çok kararı" metnini bulamadım.Buraya bu konuyla alakalı emsal kararları yapıştırabilir misiniz?Saygılar...

---

Dikkat ederseniz İYUK m.15/1,(d) DİLEKÇENİN REDDİNE demektedir. Başlı başına dilekçenin reddi kararına karşı herhangi bir kanunyoluna başvurulamaz. Bu konuda bir sürü Danıştay kararı mevcut. Benim söylediğim ise farklı, yani dilekçe reddedildikten sonra bu karar doğrultusunda hareket edilmeyip yine aynı dilekçeyle başvurursanız bu kez DAVA REDDEDİLİR diyor m.15/5. Bu karara karşı ise temyiz yolu (yani Danıştay yolu) açıktır.

Bahsi geçen karar Metin Günday'ın mevzuat kitabından alınmıştır, yayınlanmamış bir karardır. Ancak bazı yayınlanmış kararlar da mevcuttur. (Daha sonra ekleyeceğim.)

Ferhat bey saolun.İKİNCİ DAİRE Karar No:2006 2773 Esas No:2006 1633 13/10/2006 kararını incelediyseniz 4 yılın sicil raporuna birden dava açıldığını göreceksiniz.Bu karar emsal gösterilebilir mi?

Samsun idare mahkemesine aynı dilekçeyi sunarsak "verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar var diye reddecektir"(büyük olasılıkla) siz bu davranışı uygun bulur musunuz?Sizce aynı dilekçede ısrar edelim mi? Yoksa 3 ayrı dava mı açalım(tabi bu maddi,bürokratik v.b. külfetler getirecektir).Ama bildiğiniz gibi bizim toplumumuz genelde hukuk yolunu seçmemektedir.Bu gibi kararlar sayesinde hukuktan daha fazla kopmaktadırlar.

Kaymakamlığın, sicil amirleri ile ilgili olarak, "soruşturulmasına izin verilmemesi" kararına itiraz edebilirsiniz. İtiraz ücretsiz... 10 günlük itiraz süresini geçirmemeye dikkat edin.

İdari yargı her işlemi ayrı yargıladığı için, davaların ayrı ayrı açılması gerektiğini düşünüyorum.

Alıntı:

---

Kantaroncu rumuzlu üyeden alıntı

İdari yargı her işlemi ayrı yargıladığı için, davaların ayrı ayrı açılması gerektiğini düşünüyorum.

---

Ben aksi kanaatteyim, ancak Danıştay'ın net bir kararına mevzuat kitaplarından ve içtihat programlarından detaylı biçimde aramama rağmen rastlayamadım. Ancak buna benzer hususlarda birlikte dava açılabileceğine hükmettiği bazı kararlar var. Burada önemli olan husular: ayrı ayrı değerlendirilen işlemleri yapan idarenin aynı olması, yetkili ve görevli mahkemenin aynı olması, işlemler arasında maddi ve hukuki bir bağın mevcut olması vs. Tüm bunlar değerlendirildiğinde ayrı ayrı davalar açılmasını gerektirecek bir durum yok diye düşünüyorum.

Ancaaak; idare mahkemesi dilekçenin reddine karar vermiş durumda. Şimdi biz eksiklik olmadığı gerekçesiyle ilk dilekçemizi tekrarlarsak ve mahkeme de davayı reddederse, Danıştay da bu kararı onarsa o zaman bir problem ortaya çıkar: SÜRE. Tüm bu süreçte dava açma süresini kaçırmış oluruz. Benim bir müvekkilim aynı durumda olsa ben her ne kadar haklı olduğumu düşünsem de ısrar etmem. Zira ısrar etmek hak kaybına neden olabilir. İdare mahkemesi muhtemelen 60 günlük süre geçmiş olmasına rağmen dilekçenizi reddedip ayrı ayrı dava aç diyorsa verilen bu süreyi değerlendirip hak kaybına uğramadan bu süreci atlatmak en iyisidir. Ha, idare mahkemesi bence haksızdır o ayrı. Diğer yandan ,davayı bu yönden reddederse Danıştay bu kararı bozabilir o da ayrı. Tüm bunlara rağmen en garanti yol yine de ayrı ayrı dava açmaktır. Kaybınız en fazla açtığınız iki ek dava için 50'şer tl posta masrafı yatırmak olacaktır. Bu nedenle riske girmeye değmez. Öte yandan davaların birbiriyle bağlantılı olduğunu ve birleştirilmesi gerktiğini (usul ekonomisi vs. açısından) İYUK m.38 ve devamı maddeleri uyarınca da talep edebilirsiniz, bunu da unutmamak gerek.

Sayın kantaroncu SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİ kararına itiraz ettik.ERZURUM BÖLGE İDARE MAHKEMESİNE .O kararın bozulşacağını düşünüyoruz.

Ferhat bey fakat bir Y.D. istemli dava bize 130 YTL ye mal olmuştu. O yüzden 3 dava açarsak 130*3= 390TL olmaz mı? Yani 260TL fazladan masraf demek değil midir? Yanılıyorsam düzeltin.Yardımlarınız için tekrar teşekkürler.

Bu arada sayın Ferhat bey isterseniz size dava dosyasını gönderebilirim.İncelemeniz için.

Alıntı:

---

mns rumuzlu üyeden alıntı

Ferhat bey fakat bir Y.D. istemli dava bize 130 YTL ye mal olmuştu. O yüzden 3 dava açarsak 130*3= 390TL olmaz mı? Yani 260TL fazladan masraf demek değil midir? Yanılıyorsam düzeltin.Yardımlarınız için tekrar teşekkürler.

---

Yürütmeyi durdurma isteminizin sebebini anlamadım açıkçası, kısa süre içinde terfi gibi bir beklenti mi mevcut, yoksa başka bir sebep mi?

2009 yılı için harç tarifesi şöyle:
https://www.hukuki.net/hukuk/index.php?article=2781
Başvurma+İlam+YD+Posta=23,9+15,6+44,80+50=134,3TL
Fazladan ödemeniz gereken para=268,6TL, Hak kaybının bedeli=Paha biçilemez.
Ayrıca davayı kazandığınız takdirde tüm bunlar idareye yükletilcektir.

Yürütmeyi durdurma istemi: 44,80 TL imiş.
(Aslına bakarsanız Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çok bulunduk yürütmeyi durdurma talebinde ama sivil idarede bulunduğumuzu hiç hatırlamıyorum. AYİM'dekine oranla gerçekten yüksek kalıyor bu bedel. Orada 22 lira gibi bişey.)

Y.D. istememizin sebebi davanın daha hızlı sonuçlanması.Hak kaybının maddiyatla ölçülmemesine de katılıyorum.Fakat geçen ki davayı kazandığımız halde masrafları mahkeme tarafımıza yüklemişti.
Yukarıda örneğini sunduğum Danıştayın 4 yılın sicilinin temyiz kararı sicillerin hepsine birden bakılmasına emsal teşkil edemez mi? Sizin dediklerinizden sonra hala ayrı ayrı mı yoksa aynı dilekçeyle mi dava açmaya karar veremedim.Birde Danıştay bu konuda bir karar verirse(bir dilekçeyle görüşülebileceğine dair) emsal olur.Ama bilemiyorum işte :(

Yürütmenin durdurulması harcı 2009 yılı için 25,60 TL'imiş. Tarifeye tekrar baktım. Dolayısıyla sizi 50 tl daha kara soktum:)

Bahsettiğiniz karar aslında sizin durumunuza uyuyor ancak aynı doğrultuda başka karar yok (varsa da ben bulamadım) Yani içtihat halini almamış. Dolayısıyla temyizde dosyanız başka bir daireye düşerse aksine bir karar da çıkabilir.

Karar sizin. Ben iki yolun da artı ve eksilerinin olduğunu görüyorum. Ama burada önemli olan bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Yani idare mahkemesine 'Sen hatalısın, bak sana göstereceğim.' gibi bir düşünceyle hareket edersiniz belki sonuçta kazanırsınız ama prosedürü uzatmış olursunuz. Bir defa sırf bunun için temyize gidip gelecek, en az 1 yıl alır. Olumsuz sonuç çıkarsa da hakkınızı yitirmiş olursunuz. Tabi ki ben de bu kararın hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum, temyizde bozulması ve emsal olmasını istiyorum ama bir yerde de kendinizi düşünmek zorundasınız. Dava reddedilirse yürütmeyi durdurma da alamayacaksınız, bunu da göz önüne alın.

Davayı kazandığınız halde masrafları niye size yükledi mahkeme, biraz açar mısınız konuyu.

Ferhat bey bunun bir nedeni yok.Sadece karar da ".... YTL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" diye karar verdi.
Peki açacağımız yeni davayı sizce Y.D. istemli açmayalım mı ne dersiniz?Şuna da eminim ki kesinlikle Y.D. vermeyecektir.Dedğim gibi sadece hızlı görülsün diye bunu yapıyordum. :)

Bu arada fikirleriniz için tekrar teşekkürler.

Davanız "kısmen" değil "tamamen kabul" edilmiş ise yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmiş olması gerekiyordu, belki o konuda atladığınız bir yer vardır, karara tekrar bakınız.

Bu dava bakımından y.d.'nin gerekli olmadığını düşünüyorum. Talepte bulunsanız bile gerekli olduğunu ispatlamadan sonuç alamazsınız. Y.D. istemli davalarada dava değil sadece bu talep öncelikli görüşülür, bu nedenle davanın seyrini hızlandırıcı bir etki yapmayacağını düşünüyorum. Yine de karar sizin.

Evet biz sicil raporlarının içerik olarak iptalini istemiştik.Kasıtlı olarak düşük verildiğini savunarak(gerçi şimdi de öyle istiyoruz;ama bu sefer iptal edilen sicillerden daha düşük verildiği belli yani mahkemeden sonra daha da hasımca davranmışlar).Ama mahkeme şeklen iptal etmişti.Sicil yönetmeliğinin 17. maddesine binaen...

Ferhat bey herşey için tekrar saolun.Görüşleriniz bana çok yardımcı oldu.

Rica ederim. İyi günler dilerim.

Ferhat bey konu konuyu açar demişler.Bugün bir arkadaşımızla sohbet esnasında davamızla ilgili şunları konuştuk.Mahkeme kararlarına uyulmadan doldurulan siciller için dava açmana gerek yoktu;çünkü her mahkeme kararına uyulmadan doldurulan sicile tekrar iptal davası açacak mısın? dedi.Bunun yerine tazminat istemli tam yargı davası açabilirdin.Bunu kazanırsan otomatikman siciller de iptal olurdu ifadelerini kullandı.Biz şimdi 2000,2001 ve 2002 sicillerine ayrı ayrı dava açmaya karar verdik.(iptal edilmesi talebiyle) fakat mahkemeye sunacağımız yeni dilekçelerde tazminat talebinde bulunabilir miyiz? Bu konuda ne yapmamızı önerirsiniz?Ayrıca Danıştayın tazminatların ilgili memurlara rücu edilmesiyle ilgili bir kararı var (muhakkak bilirsiniz) talep bölümünde(eğer tazminat talep edebiliyorsak) "ilgililere rücu edilmesine karar verilmesini" ifadesini kullanabilir miyiz?Görüşlerinizi yazarsanız çok memnun olurum.Kendinize iyi bakın.Saygılar...