Printable View
Türkiye Filistin’e asker göndermeli mi?
Filistin’de barışı ve güvenliği sağlamak amacıya olası bir barış gücü oluşturulması durumunda Türkiye bölgeye asker göndermeli midir?
Daha önce de Bosna-Hersek’e, Afganistan’a, Somali’ye ve Lübnan’a da asker göndermiş olan Türkiye; aynı duyarlılığı Filistin için neden göstermesin?
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=173277
Benim şahsi görüşüm, ülkemizin ve devletimizin iç ve dış dengeler açısından menfaati hangi yönde ise, o şekilde davranılması doğrudur.
Askerimizin gönderileceği ülkenin nufusunun müslüman olması (Filistin veya Afganistan), türk milleti ile soy bağlantılı bir toplumu barındırması (Bosna) gibi faktörler duygusal faktörlerdir.
Ülkemiz açısından asker gönderme kararındaki objektif nedeninin, asker göndermemiz ile göndermememiz arasındaki farkların ülkemizin uluslararası pozisyonunu nasıl etkileyeceği olması doğrudur.
Ortadoğu bizimde içinde bulunduğumuz bir coğrafya olması dolayısı ile, kuşkusuz stabil, savaştan uzak bir coğrafya olması ülkemizin son derece menfaatine bir durumdur. Bu anlamda, Filistin-İsrail kaosunun dindirilmesi, bizim açımızdan sadece din kardeşlerimizin sıkıntılarına son vermekten ibaret değil, aynı zamanda bölge istikrarı açısından ve ileriye aydınlık bakmak açısından da önemlidir.
Bu meyanda, sadece İsrail'in müslüman Filistin'e saldırısını sona erdirmek amaçlı değil, bizi son derece ilgilendiren bu coğrafyadaki her tür istikrara katkı sağlayacak unsurlarımızı kullanmamız ülke menfaatlerimiz açısından önemlidir ve gereklidir diye düşünüyorum.
Askerlerimizin canı kutsaldır her biri evladımızdır, kardeşimizdir, abimizdir, babamızdır, akrabamızdır, arkadaşımızdır. Fakat askerimiz ülkemizin menfaati için varlığını ortaya koymaktan çekinmeyen mehmetçiktir ve ülkemizin menfaati bazen milli sınırlarımız içinde yer alır, bazende memleket sınırlarının dışında uzak diyarlarda yer alır.
Konuyu duygusal platformlarda sıkıştırıp, yazık bizim Ahmetimize Mehmetimize edebiyatına da, Yahudi din devleti İsrail Müslüman Filistini eziyor edebiyatına da (ki şu anda bir devlet terörü şeklini almıştır durum) kapılmadan, insani değerleri göz ardı etmeden, ama ilk sıraya Türkiye Cumhuriyetinin menfaatlerini koyarak karar vermeli ve uygulamalıyız.
Bunun da sınırları ve yetkisi, önce TBMM'de ve imza attığımız uluslar arası anlaşmalarda, sonrada Kamu vicdanında olsa gerek.
Saygılarımla,
Göndermeli,göndermeliydi....ABD İsrailin arkasında ise,Türkiyede Filistinin arkasında olmalıydı...Bu Yönetimle biraz zor...Hatta "göndermeye kalkışma " tavrı dahi,karşı tarafın düşünmesini sağlardı...Kore savaşına bile asker gönderilmişti,unutmayın ....Tarihi unutmayın ,Türkiye'nin diğer ülkelere göre ayrı bir yeri olmuştur herzaman...Türk'ün ve Türk askeri'nin bu tür kritik olaylarda şan'ı kıyaslanamaz...Arap Ülkelerin Türkiyeye bakışı eşsiz,farklı noktalardan bakılırsa,batı veya kuzey-güney-doğu hiç farketmez,aslında diğer Ülkeler içinde Türkiye bulunmaz "nimet"....Ama ne yazıkki,Türkiye bunun farkında değil....
İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy, Gazze'ye uluslararası bir barış gücünün konuşlandırılmasını, ilke olarak, olası bir düzenlemenin şartı olarak gördüklerini, bu gücün Türkiye tarafından oluşturulmasını memnuniyetle karşılayacaklarını bildirdi.
http://www.haber7.com/haber/20090107...cu-istiyor.php
Türkiye filistine kesinlikle asker göndermemelidir.İsrailin yaptığı tabiki utanç vericidir.Ancak 300 milyonluk arap devletleri petro dolarlarını amerika'ya aktarıp filistinli kendi kardeşleri ile ilgilenmezken,1. dünya savaşında Türklere yaptıkları ortada dururken,hala kıbrıs Türk cumhuriyetini tanımamışlarken,işgal altındaki karabağa sesleri çıkmazken,doğu Türkistanda'ki zulumü göz ardı ederken,anadolu çocuklarını ölüme atmak revamı? Saygılarımla
Kesinlikle göndermemelidir.Etraflarındaki 300 milyonluk petro dolar zengini Arap ülkeleri paralarını ABD 'de istiflerken,KKTC'yi hiç biri tanımamışken,karabağdaki ve doğu Türkistandaki zulüme ses çıkarmazken,Anadolu çocuklarını ölüme göndermek doğru değildir.Saygılar
Yanıtım neden yayınlanmıyor acaba ? kesinlikle göndermemelidir.
***
Yönetim Notu: Genel Forumlar ONAYA bağlıdır.
Türkiye'nin o kadar ekonomik, sosyal ve siyasal problemleri ortada iken terini ve kanını başka yerlere akıtmasının planlanması, talep edilmesi ve beklenmesi OSMANİSTLİKtir, İSLAMİSTLİKtir...
Eğer bu ülke, kurucu unsur zihniyeti ile yönetilmiş olsa idi, İsrail Gazze'ye girdiğinde Türkiye de Musul ve Kerkük'e doğru yol alırdı...
Kınasalardı o zaman "Egemenliği olan bir topraktasın!" diye...
Kınasalardı o zaman "Sivil yerleşim yerlerini bombalıyorsun!'" diye...
Kınasalardı o zaman "Derhal ateşkes!'" diye...
Kınasalardı o zaman "Derhal çık!'" diye...
Vereceğimiz tek yanıt:
"İSRAİL ÇIKSIN, BEN DE ÇIKARIM!" olurdu...
İşte size şimdilerin alay ettiği, deccal ürünü ilan edildiği, diktatörlük olarak gördüğü KURUCU UNSUR stratejisi...
Şimdiki yönetim anlayışı mı o çocukları ve dinlerini koruyabilir (ki koruyamadığı görüldü)?
KURUCU UNSUR stratejisi mi?
Bu anlayış yazık ki minarelerimizden okunan ezan sesini kısmaya kadar hızla bu ülkeyi ve onun onurlu vatandaşlarını uçuruma sürüklemektedir...
Beni en çok üzen ise bir kez daha bu cendereden çıktıklarında yine DEVRİMLER VE CUMHURİYET ZORLA KABUL ETTİRİLDİ geyiğine devam edecek prematüre yaratıkların ortaya çıkacağıdır...
Ne yapalım...
Daha çok çalışacağız...
200 yıl kolay kapanmaz elbet...
...
Adı Filistin de olsa, Nepal de olsa, ölen İNSANdır.
Gönderilmelidir.
Şimdilik hayır. Gidecek olsa da barış gücü olarak gitmeli...
Alıntı:
deniz02 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın deniz02, zaten anket sorusunda sorulan soru Barış gücü veya BM çatısı altında bir organizasyonun parçası olarak askeri katkı idi.
Benim de -ve diğer yorumlardakilerde- cevabım o soruya oldu, yoksa Türk askeri silahı alıp İsrail ordusunu Gazzeden püskürtsün Tel Aviv'e kadar süpürsün gibi bir abesle iştigal söz konusu değildir.
Türkiye diplomasisini ve dış işleri bakanlığının diğer çalışmalarını bir kenara atıp böyle bir askeri operasyona tüm dünya ülkelerini kendisine düşman edecek bir işe kalkışmaz. Türkiye 1974 Kıbrıs çıkartmasının izlerini 80'lerin sonlarına kadar silemedi hatırlarsanız. Ki Filistin topraklarının ve halkının korunması gibi bir görevi kendisine vakfetmesinde hiç bir devletlerarası hukuk temeli yoktur. Kıbrısta durum farklı olduğu halde hal ve sonuçlar böyle olurken, bu bahis konusu coğrafyada Türkiye Cumhuriyeti kendi başına bir askeri operasyona kalkışmayacak kadar dirayetli davranır.
İsrail devleti de Türkiye Cumhuriyetinin dostluğuna son derece önem vermekte ve hatta oldukça bağımlı durumdadır. Çünkü ortadoğuda ortak ağabeyimiz durumundaki ABD'nin iki ciddi müttefiğinden biri biz, biri İsrail..
Müslüman ortadoğu devletleri içinde İsrail'in en çok güvenebileceği ülkede Türkiye'dir. Bu nedenle olası bir BM barış gücünde yer almasını rahatlıkla kabul edecekleri askerde Türk askeri olur.
Atatürk'ün 'yurtta sulh, cihanda sulh' felsefesi doğrultusunda, ortadoğu gibi bizim açımızdan stratejik önemi yüksek bir bölgede, asker gönderilmesi gerekiyorsa devletimiz gerekeni yapar.
Saygılarımla,
Sayın İsmail Ufuk,
Ben de gitmesin demedim ki...
Neden şimdilik hayır; apar topar giderse ( ki, halkımızın basın yorumlarında böyle bir izlenim var.) yanlış anlaşılmalara neden olabilir, bahaneler çok bildiğiniz üzere...
Barış gücü birkaç ülke ile birlikte olmalı; ortadoğunun ortak bir kararı ile demek istedim. O nedenle aceleyle alınabilecek bir karar değil, zaman ister ve dolayısıyla ; şimdilik değil...
Hemfikiriz ancak kendime göre net bir "seçenek" bulamadığım için kısa bir yanıt vermiş bulundum.
Hayır göndermemeli. Türkiye dünyanın polisliğini savunarak sadece asker gönderileceği zaman hatırlanan bir ülke olma imajından artık kurtulmalı.
Orada ölen insandır elbette. Ve Gazze' de olanları hiç bir insan evladının onaylayacağını da zannetmiyorum. Ancak BM in etkisiz kaldığını da görüyorsunuz. Konu siyasi kararlarlarla ve eylemlerle çözülmesi gereken bir sorundur.
Şimdilerde askerimi zaten içte bu kadar karmaşa varken kurban edemem.
Gazze'ye Türk barış gücü
Türk ve Fransız askerlerinden oluşan bir barış gücünün, Hamas'ın silah kaçakçılığının merkezi sayılan Mısır sınırına konuşlandırılması düşünülüyor.
Devamı: http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=174171
Dünyanın jandarması ABD ise, polisinin Türkiye olmasında ne sakınca var ki? Ülkemizi dünyaya tanıtmış oluyoruz, dış politikada etkin bir yere sahip oluyoruz, küresel dünyada ihtiyaç duyulan bir ülke haline geliyoruz, iç politika dalavereleri kamufle ediliyor vs.vs. yetmez mi?Alıntı:
Akademik Sultan rumuzlu üyeden alıntı
Oylamaya baktığımda başa baş gittiğini görüyorum. Yani insanlarımızda Filistin'e asker gönderme konusunda gönderelim ya da göndermeyelim diyenlerin oranları dengeli görünüyor. Evet Amerika dünya jandarması olmaya kendisini adarken bunu kendi menfaatleri doğrultusunda yapıyor. Bizim gibi kamu hizmeti adına yapmıyor! Biz ise "iyilik yap denize at " mantığıyla..ya da "bize ihtiyaçları var gidelim gösterelim bakalım Türk'ün gücünü cümle aleme" mantığıyla..Alıntı:
Av.Fırat Bayındır rumuzlu üyeden alıntı
Barış Gücünde yer almak ve ihtiyaç duyulan yere barış götürmek BM gücü içinde yer alan her ülkenin görevidir ve ülkeler bu konuda imzalarının ardında durmak zorundadırlar. Bu ayrı konu. Ancak şu an Gazze'yi takip ediyorsanız Kızılhaç'ın araçları bombalanıyor, insani yardım engelleniyor, BM e bağlı okullar bile bombalardan nasibini alıyor. İsrail önüne ne gelirse silip süpürüyor ve durmayacağını da belirtiyor. Hamas 'da karşılıklığını vereceğini söylüyor. İsrail bu gücü nereden alıyor ya da neye dayanıyor? BM bir süre insani yardım vermeyeceğini bile duyurdu ve sonradan tekrar başlattığını belirtti. Yani şu an dünyaya meydan okuyor. Şimdi şu koşulları doğru okumak lazımdır. Siyasi girişimlere kulak tıkayan ve amacına ulaşmak için her yol mübahtır anlayışı ile birilerinden arka alarak! savaşa devam eden ve çocukları bile bombalamaktan çekinmeyen bir terörist devlet var karşınızda. Siz( size söylemiyorum yani gönderilsin diyenlere söylüyorum) kalkmış şu ortamda zaten içte habire yıpratılmaya çalışılan askeri yollayalım mı diyorsunuz? Zaten ülkemizin barış gücü kapsamında çeşitli ülkelerde birlikleri de var. Ha buraya da gönderilir ancak bence doğru zaman değil. En azından sürecin olgunlaşması gerekiyor. Çocuklar ölsün biraz daha demiyorum. Bunu siyasi kararlarla durdurabilecek olanların keyfi gelip kıpırdayacak önce. O sonraki adım..
Benim kişisel düşüncemdir. Katılır katılmaz arkadaşlar.. Şu da düşünülebilir. Zaten şu ara Ergenekon nedeniyle habire üst düzey asker tutuklanıyor bari bu şekilde yararlı olunduğu ortaya konulsun da denilebilir. Biz Ordumuzu biliriz ve ardındayız.Bunun için kurban vermeye gerek yok ve askerimin kanı da dış politikada parsa toplamak için akıtılacak kadar da ucuz değil. Bunu söylediğim için TSK cı damgası da çok yedik gerçi ama buna lüzum yok şu anda.
Saygılar..
Sayın Emrah Yavuzcan: Güzel bir karar bence İnsana yakışır bir karar açıkça. İlave etmek gerekirse "ölen İNSAN dır" dan çok kimyasal gazla yanan ama ağır yaralı çocukların ağlamaları... Henüz ölmemiş parçalanmış çocuk vücut’ları... Feryatlar... Ah! Bağada sorsalar İsrail’e, ama yine de çocuklara değil Füze göndermelilerAlıntı:
Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı
Barış gücü olarak değil israil ile savaşmak için asker göndermelidir...
Gazze'ye silahlı Türk askeri gönderilmeyecek
Gazze'de ateşkes sonrası en kritik konu sınırların kontrolü ve bölgeye silah girişinin engellenmesi. Türkiye bu konuda görev almaya hazır. Ancak Ankara sınıra silahlı asker göndermeye karşı. "Bu konu kesinliklike gündem dışı" diyen yetkililer, Türkiye'nin sadece gözlem gücünde yer alabileceğini belirtiyor. Ankara'ya göre, tünellerin kontrolü de çok zor.
(Osman Sert / CNN TÜRK)
Gazze'de ateşkes sağlandı, şimdi tüm taraflar yeni düzeni kurmaya çalışıyor.
Ateşkesin kalıcı olmasının en önemli koşulu ablukanın kalkması ve Gazze'ye silah girmesinin de engellenmesi.
Bunun için uluslararası bir kontrol gücünün görevlendirilmesi gündemde. Türkiye'nin taraflara sunduğu aşamalı kalıcı ateşkes planında da bu unsur var .
Ancak Ankara, net bir şekilde, Gazze'ye silahlı Türk askeri gönderilmesine karşı.
Kalıcı ve uzun süreli bir barış olmadan, şartlar oluşmadan ve uluslararası mutabakat olmadan bölgeye muharip güç gönderilmesi hiçbir şekilde gündemde değil.
Silah kaçakçılığının engellenmesi için tünellerin kontrolü gerekiyor. Bu da Ankara'ya göre çatışma riski demek. Bu nedenle Türkiye böyle bir göreve de sıcak bakmıyor.
Şimdi Türkiye Kahire'de Filistinli taraflar arasındaki uzlaşma görüşmelerine ve Avrupa Birliği'nin İsrail ve Filistin ile yapacağı toplantılara yardımcı olmayı amaçlıyor.
Türkiye, Avrupa Birliği'nin Filistin ve bölge ülkeleri toplantısına da davet edildi.