7 Gencin ölüm haberi

Vakit'e göre 7 gencin ölüm nedeni
Hürriyet
2 Ocak 2009

Türkiye yeni yıla Ankara'dan gelen bir felaket haberiyle uyandı. 7 Üniversiteli genç doğalgaz kaynaklı karbonmonoksit gazından zehirlenerek yaşamlarını yitirdi. 7 ailenin ocağına ateş düştü. Türkiye acıya boğuldu. Vakit Gazetesi ise, "Yılbaşı felaketi" başlığıyla sürmanşetine taşıdığı bu haberi insanın kanını donduran bir biçimde duyurdu. Felaketlerin nedenini "Yılbaşı eğlencesi" olarak duyurdu.

İşte Vakit Gazetesine göre Yılbaşında yaşanan felaketlerin nedeni:

''İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamına rağmen yılbaşını kutlayan duyarsız çevreler, çeşitli rezaletlerin yanı sıra facialara da sebep oldu. Ankara'da yılbaşını kutlayan kızlı-erkekli 7 öğrenci, alkol alıp sızan doğalgazı farkedemeyince gaz zehirlenmesi sonucu hayatını kaybetti. Çankaya İlçesi Birlik Mahallesi'nde yeni yıl kutlamalarına katılan 7 üniversite öğrencisi, karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatını kaybetti.''

TV PROGRAMLARINA TEPKİ

Vakit Gazetesi, yılbaşı gecesi TV'lerde yayınlanan programlara da tepki gösterdi. ''Türkiye'de kartel televizyonları adeta vicdanları kanattı. Gazze'deki felakete rağmen, televizyonlar Noel Babalı, dansözlü ve içkili yılbaşı kutlamaları dur durak bilmedi'' diye yazan gazete, haberine şöyle devam etti:

''Yılbaşı eğlence programlarında Aydın Doğan Grubu'na bağlı televizyonlar başı çekti. Kanal D, Star ve CNN Türk yılbaşının kutlanması için propaganda yaptı. TRT de yılbaşını kutlamaktan geri durmadı. TRT, ''Yılbaşı Özel Eğlence Programı'' düzenledi. TRT'nin yılbaşı eğlence programlarında en çok eleştiri alan kısmı ise Eurovision'da Türkiye adına yarışacak olan Hadise'nin yarı çıplak olarak ekrana çıkması oldu. Kartel medyası ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda yaptığı yılbaşı kutlamalarını, Filistin'de kardeşlerini kaybettikleri için kan ağlayan vatandaşların tepkilerine rağmen ekranlarına taşıdılar.''

E doğru yazmış... Erdem53 gelmeden ben yazayım... ''inançlara saygılı olalım''

Dün haberler,de İ Melih Gökcek,in adayligini aciklayan bir miting vardi.Bu mitingte insanlar kaziklandigi halde,iclerindeki bu dindarlik duygusu onlari bagirmaya,sevinc naralari atmaya zorluyordu sanki ve ve ve sakalli adamin elinde, bir resim gözüme carpti.Bu resimde ne yaziyordu biliyormusunuz? Yasasin Hizbullah Yaziyordu..:deli:
Sanirsam bu tip kisiler Akp,nin onlara hitap ettiklerini düsünerek bu sekilde pankart falan aciyorlar...
Gelelim bu Vakit gazetesine,akp;nin yan kolu olarak,Insanlarin ölümleri ile din arasinda bir baglanti kurup,sacma sapan yazilar yazan bir gazete..
Ben ailelerin yerinde olsam kalkar onlari mahkemeye veririm..100%100 haklilar cünkü...Deprem oldu, Türkiye,deki bazi iller fuhus ile suclandi ve bu yüzden Allah yeri gögü salladi denildi..Bunlar Müslüman degiller ,bunlar baska bir soyun gerileri...Kuran ile yola cikiyoruz deniliyor ki kuran da bile onlarin yaptiklarina yer verilmiyor..Acaba baska bir kitapmi var?belki kendi yazdiklari kitaba göre uygulama yapiyorlar..Peygamberleride Hizbullah baslari olsa gerek...
Böyle birşey olamaz ya, insanların en acı haliyle böyle dalga geçer gibi. Buna yanıt vermeye kalkışılırsa bir zamanlar Konyada kuran kursundada ölümler gerçekleşmişti bunu neye bağlıyacaklar acaba? Yazık gerçekten çok Yazık!!

Gazete haberine ilişkin söylenecek pek bir şey yok çünkü dikkate alınacak cümleler değil.

Evlat acısının karşılığı olmadığı,başka acılarla kıyaslanamayacağı söylenir.O nedenle böyle bir acı karşısında söylenecek sözlerin bir değeri muhakkak yoktur ama ben ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum.

Peki arkadaşlar böyle bir durumu yaşayan kişilerin aileleri nasıl bir hukuk savaşı verebilir? Yapılan incelemerin tekrarlanması için neler yapılmalı?

Bazen susmak en güzel yanıttır. Susarak çok şey anlatılır.

Bir insanın acısına saygı duymak, o insanların acısını paylaşmak olmasa bile hissetmek, insan olmanın gereklerinden biridir.
Ölülerini saygı ile anmak, İslamda var olan sünnet sayılan bir gerçektir.
İslamda ölenin arkasından konuşulmaz.

O zaman kendilerini İslamcı olarak adlandıran bu yaratıkları hangi sınıfa sokmak gerekir?

Din kisvesine sığmıyorlar. İnsan kisvesine sığmıyor. Hayvan diyeceğim ama hayvanlara kıyamıyorum. Dedemin vefatından sonra ortadan kaybolan akıbetini bilemediğimiz biricik köpeği Bambi aklıma geliyor.
Ben sadece susmak istiyorum.

Dilim varmasa da o pırıl pırıl yedi gencimize Allahtan rahmet, ailelerine sabır ve metanet diliyorum. :( Ardından da o duyarsız komşu ve umarsamaz polisleri şiddetle kınıyorum. Hele hele bu olayı fırsat bilip haber yapıyoruz diye devinen rantçılara da söyleyecek söz bile bulamıyorum.

Yazıklar olsun!!!

:(

Aklımı koru yarabbim!!! :( olamaz böyle bir şey, olamaz, olamaz , olamaz...

İnsanlık ölmüş, yazıklar olsun, yazıklar olsun!!!

Haber içeriğinin konuyla ilgisi yoksa da , asıl ilgilendiren başlığıdır; Sayın Baykal yerden göğe kadar haklı...

Baykal: Polise Güvenmiyoruz!

Nasıl güvenelim; bir binada gaz sızıntısı var diye ihbar alınıyor ama sadece ihbarda bulunanlarla ilgilenmekle yetiniliyor! "Polisimizin donanımlı bir eğitime ihtiyacı var" dediğimizde de işitmediğimiz laf/söz kalmıyor. Buyurunuz bakalım , bu yedi gencimizin ölümü ihmal değil de nedir???

Bir de ev sahipleri; sadece ev kiralarını düşünsünler, çok kira olsun da ne olursa olsun, yeterki hiç bir masraf çıkmasın kendilerine , kiraladıkları konutun kullanırlığını hiç test etmeyi düşünmezler, benciller....

Polisin de 1991 den beri bozulması için her şey yapılıyordu. gelinen nokta özellikle 2002 den sonraki polisin düştüğü vahamettir.

Liyakatsız ve işinin ehli olmayan kişiler sırf particilik ve kadrolaşma adına doldurulursa sağa sola olacağı budur. Hiç bir hükümet döneminde böyle kepaza bir kadrolaşma yaşanmadı bu ülkede... Ülke tepeden tırnağa dökülüyor.

İşin kötüsü bunu söyleyincede ergenekoncu oluyorsun. Varsın olsun bu hükümet ve bu abuk liyakatsız kadrolaşma ile bu iş gitmez.. Gitmemeli.

"BAŞKENT GAZI"ın mollası bugün bu çocukların yarı çıplak olduklarını söyledi...

Sanırım bu siteye sızmış "işçi"leri uygun bir açıklamada bulunarak

işi yine ALLAH ve KİTAPa bağlayıp

cuma namazını sektirmeyen ve mazide kalan kravatlı fotografları ile alay eden bu mollaya övgüler dizmeye devam ederler...

Bakalım ne kadar cesurlar?

Sabırsızlıkla BEKLİYORUM!

Erken biten 7 hayatın hikayesi

Hepsi hayatlarının baharındaydı, kimi Cumhuriyet Savcısı olmayı hayal ediyordu, kimi diplomat olmayı. Bilkent Üniversitesi’nden 7 öğrenci birbirlerinden çok farklı hayatlar sürdüler ancak kaderleri hayatlarının sonunda birleşti.

Ceren
19 yaşında Uluslararası İlişkiler Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisiydi. Okulu kazandığı gün babasına iyi bir diplomat olma sözü vermişti, 6 kız kardeşin en küçüğüydü. Yılbaşı kutlamasına gitmeden önce “Kendimi iyi hissetmiyorum. Geçen yılbaşı çok güzel geçmişti ama bu yılbaşı kötü geçecek” dedi. 31 Aralık’ta hem yeni yaşını hem de yeni yılı kutluyordu.

BÜŞRA
İç Mimari ve Çevre Tasarım Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisi 19 yaşındaki Büşra’nın en büyük hayali yakın arkadaşı Tarık Ünal ile ABD’ye gitmekti. Arkadaşları ona taktığı isim “Bübüş”dü. Canayakın ve arkadaş canlısı Büşra, anneannesi Hayriye Yılmaz’ın yanına defnedildi.

ELİF
Siyasete meraklı 19 yaşındaki Elif Koyuncuoğlu Bilkent’te siyaset bilimi okuyordu. Çevresine “Condellezza Rice olacağım” diyordu. 5 yaşındayken çocuğu olmayan teyzesine evlatlık verildi. Yılbaşı günü öz annesinin yanına, İstanbul’a gitmek istedi ancak teyzesi “Yollar çok karlı” diyerek izin vermedi.

TARIK
Tarık Şükrü Yılmaz 21 yaşındaydı ve Ticaret ve Yönetim Bölümü öğrencisiydi. Ankara’da bir üniversitede okumak en büyük arzusuydu. Sırf bu yüzden iki sene üstüste sınava girdi. Yılbaşı kutlaması için 15 kişilik bir liste yaptı, beraber hayatını kaybettiği 6 arkadaşı da bu listedeydi.

CAN
Ailesinin tek çocuğu olan Can Özdokumacı 20 yaşındaydı, Turizm ve Otelcilik okuyordu. Yılbaşı kutlaması için arkadaşının evinde kalacağını annesine söyledi. 11 ay önce beyin kanaması geçirdiği için tedavi gören babası Ahmet Özdokumacı’dan oğlunun ölüm haberi uzun bir süre saklandı.

ÖZGÜR
Hukuk Fakültesi öğrencisi 19 yaşındaki Özgür Turan Attila, facianın meydana geldiği evde 2 aydan bu yana annesiyle birlikte yaşıyordu. Annesi yılbaşı kutlaması için İzmir’e gidince arkadaşlarını eve çağırdı. En büyük ideali savcı olmaktı. Soranlara “Savcı değil cumhuriyetin savcısı olacağım” yanıtını veriyordu. Yeni yılın ilk saatlerinde İzmir’deki ailesini aradı, “Yeni yılınızı kutluyorum. Hepinizi çok seviyorum” dedi.

OĞUZHAN
19 yaşındaki Oğuzhan Turan kimya bölümü öğrencisiydi. Aynı olayda hayatını kaybeden Özgür Attila ile liseden beri arkadaştı. Üniversiteyi de birlikte okuma kararı alan iki arkadaşın kaderi de aynı oldu.

NTV

Teselli etmek mümkün olmadı

***

Bu meleklere söz söyleyenlerin dili kopsun inşallah...

:(

Alıntı:

---

deniz02 rumuzlu üyeden alıntı

Erken biten 7 hayatın hikayesi

Hepsi hayatlarının baharındaydı, kimi Cumhuriyet Savcısı olmayı hayal ediyordu, kimi diplomat olmayı. Bilkent Üniversitesi’nden 7 öğrenci birbirlerinden çok farklı hayatlar sürdüler ancak kaderleri hayatlarının sonunda birleşti.

Ceren
19 yaşında Uluslararası İlişkiler Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisiydi. Okulu kazandığı gün babasına iyi bir diplomat olma sözü vermişti, 6 kız kardeşin en küçüğüydü. Yılbaşı kutlamasına gitmeden önce “Kendimi iyi hissetmiyorum. Geçen yılbaşı çok güzel geçmişti ama bu yılbaşı kötü geçecek” dedi. 31 Aralık’ta hem yeni yaşını hem de yeni yılı kutluyordu.

BÜŞRA
İç Mimari ve Çevre Tasarım Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisi 19 yaşındaki Büşra’nın en büyük hayali yakın arkadaşı Tarık Ünal ile ABD’ye gitmekti. Arkadaşları ona taktığı isim “Bübüş”dü. Canayakın ve arkadaş canlısı Büşra, anneannesi Hayriye Yılmaz’ın yanına defnedildi.

ELİF
Siyasete meraklı 19 yaşındaki Elif Koyuncuoğlu Bilkent’te siyaset bilimi okuyordu. Çevresine “Condellezza Rice olacağım” diyordu. 5 yaşındayken çocuğu olmayan teyzesine evlatlık verildi. Yılbaşı günü öz annesinin yanına, İstanbul’a gitmek istedi ancak teyzesi “Yollar çok karlı” diyerek izin vermedi.

TARIK
Tarık Şükrü Yılmaz 21 yaşındaydı ve Ticaret ve Yönetim Bölümü öğrencisiydi. Ankara’da bir üniversitede okumak en büyük arzusuydu. Sırf bu yüzden iki sene üstüste sınava girdi. Yılbaşı kutlaması için 15 kişilik bir liste yaptı, beraber hayatını kaybettiği 6 arkadaşı da bu listedeydi.

CAN
Ailesinin tek çocuğu olan Can Özdokumacı 20 yaşındaydı, Turizm ve Otelcilik okuyordu. Yılbaşı kutlaması için arkadaşının evinde kalacağını annesine söyledi. 11 ay önce beyin kanaması geçirdiği için tedavi gören babası Ahmet Özdokumacı’dan oğlunun ölüm haberi uzun bir süre saklandı.

ÖZGÜR
Hukuk Fakültesi öğrencisi 19 yaşındaki Özgür Turan Attila, facianın meydana geldiği evde 2 aydan bu yana annesiyle birlikte yaşıyordu. Annesi yılbaşı kutlaması için İzmir’e gidince arkadaşlarını eve çağırdı. En büyük ideali savcı olmaktı. Soranlara “Savcı değil cumhuriyetin savcısı olacağım” yanıtını veriyordu. Yeni yılın ilk saatlerinde İzmir’deki ailesini aradı, “Yeni yılınızı kutluyorum. Hepinizi çok seviyorum” dedi.

OĞUZHAN
19 yaşındaki Oğuzhan Turan kimya bölümü öğrencisiydi. Aynı olayda hayatını kaybeden Özgür Attila ile liseden beri arkadaştı. Üniversiteyi de birlikte okuma kararı alan iki arkadaşın kaderi de aynı oldu.

NTV

Teselli etmek mümkün olmadı

***

Bu meleklere söz söyleyenlerin dili kopsun inşallah...

:(

---

MELEK NEDİR?

Melek, Allah tarafından yaratılmış, erkeklik ve dişilikleri olmayan ve Allah’a itaatten ayrılmayan nuranî bir varlıktır. Melekler, duyu organlarıyla algılanabilecek maddî bir yapıya sahip olmamaları yönüyle gayb âlemine ait varlıklardır. Bunun için de, haklarında duyularla değil, âyet-i kerimeler ve peygamberlerin verdikleri haberlerle bilgi sahibi oluruz.
Rabbimiz, gaybın son habercisi, son peygamberi Hz. Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) vahyetmiş olduğu kitabında, bize meleklerden bahseder ve onların varlığına inanmayı iman esasları içinde ifade eder: “Peygamber Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, (buna) mü’minler de (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler.” (Bakara, 2/285)
Meleklere inanmayan kişi, ilgili âyetlerin hükmünü inkâr ettiği için iman etmiş sayılmaz. Esasında meleklere inanmamak, dolaylı olarak vahyi, peygamberi, peygamberin getirdiği kitabı ve tebliğ ettiği dini inkâr etmek anlamına gelir.

Meleklerin özellikleri nelerdir?

Meleklerle ilgili bilgiyi biz, Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) hadislerinde görmekteyiz. Bir hadis-i şerifte “Cinlerin ve şeytanların ateşten, Hz. Âdem’in topraktan/çamurdan, meleklerin ise nurdan yaratıldığı” (Müslim, Zühd, 10) bildirilir.

*Melekler günah işlemezler
Melekler, öfke, kin, gazap, kıskanma ve haset gibi negatif duygulardan uzak olup, beşere ait diğer his ve meyillerden korunmuşlardır. Dolayısıyla onlar için, isyan ve başkaldırma gibi herhangi bir günah söz konusu değildir.


* Yemez içmezler, evlenmezler
İnsanların sahip oldukları yemek, içmek, erkeklik, dişilik, evlenmek gibi fiil ve özelliklerden uzak (Saffat, 37/49) ruhanî birer varlık olan meleklerin, makamları sabittir ve onlar için bir ücret alma da söz konusu değildir.

* Son derece hızlı hareket edebilirler
Melekler, kendilerine has latif ve nuranî bir yapıya sahip olmaları sebebiyle son derece süratli, kuvvetli ve mükemmel varlıklardır. Kur’an’da onların bu özelliklerini ifade adına şöyle buyrulur: “Melekler ve ruh, O(nun arşı)na -miktarı (dünya senesi ile) elli bin yıl olan- bir günde yükselip çıkarlar.” (Mearic, 70/4)

* Çeşitli şekillere girebilirler
Melekler, Allah’ın emir ve izni ile çeşitli şekillere girebilen varlıklardır. Onlar peygamberler tarafından hem aslî, hem de başka şekilleriyle görülmüşlerdir. Meselâ, Cebrail (aleyhisselam) Hz. Meryem’e bir insan şeklinde görünmüştür. (Meryem, 19/16-17.) Hz. İbrahim’e bir oğul müjdesiyle gelen melekler de, insan şeklinde görünmüşlerdir. Ayrıca Cibrîl hadisi olarak bilinen, -iman, İslâm ve ihsan kavramlarının tanımlarının yapıldığı- rivâyette de belirtildiği gibi, Cebrail sahabiler tarafından insan şeklinde görülmüştür. (Müslim, İman 37)

Meleklerin görevleri nelerdir?

Yüce Yaratıcı tarafından meleklere verilen görevleri Kur’an âyetlerinin ve bazı hadis-i şeriflerin ışığında şöyle sıralayabiliriz:

1. Allah’ı her bir eksik ve yanlış mülâhazadan tenzih etmek, O’na gece gündüz övgü ve şükranda bulunmak ve O’nu, O’na yaraşır bir biçimde yüceltmek.

2. Allah’ın peygamber olarak seçtiği kullarına vahiy getirmek.

3. Peygamberleri salât ve selâm ile yüceltmek ve bütün insanlara dünyada hayır duada bulunmak.

4. Peygamberlere ve mü’minlere manevî bir güçle destek olup onları sıkıntılı ve üzüntülü anlarında rahatlatmak, inkârcıları ise sıkıntıya sokmak.

5. İnsanı koruyan takipçiler olarak bir anlamda insanlara hizmet etmek.

6. İnsanların fiillerini kaydetmek.

7. Kâinatla ilgili olarak yürütülen ilâhî icraata vasıta olmak.

8. Beşerin yaratılış ve ölümüyle ilgili olarak görev yapmak.

9. İlâhî cezaları icra eden elemanlar olarak görev yapmak.

Melekler kaç gruba ayrılır, vazifeleri nelerdir?

Meleklerin sayısı ve çeşitleri:

Meleklerin sayısını ancak Allah bilir. Kur’an’da ve hadislerde meleklerin sayıları hakkında açık bir bilgi mevcut değildir. Ancak Kur’an’ın “Göklerin ve yerin orduları Allah’a aittir.” şeklindeki beyanlarından hareketle, sayılamayacak kadar çok olduklarını söylememiz mümkündür.

* Vahiy meleği Hz. Cebrail
Cebrail (aleyhisselam) dört büyük melekten biridir. Allah tarafından peygamberlere vahiy getirmekle görevlendirilmiştir. İsmi Kur’an’da üç yerde Cibrîl olarak geçmektedir. Ayrıca Cibrîl âyetlerde “ruh”, “rûhenâ”, “rasûlün kerîm”, “rasulü rabbik”, “ruhu’l-emin”, “ruhu’l-kudüs” gibi isimlerle de zikredilmektedir. Bir hadiste ise, bunlara ilâveten “en-Nâmus” diye isimlendirilmektedir.

Kıyamet meleği: Hz. İsrafil
Bu meleğin adı Kur’an’da açıkça geçmez. Âyetlerde yalnızca, sura üflenileceğinin haberi verilir. Adı, hadiste dört büyük meleğin içinde zikredilir. İsrafil (aleyhisselam) sûra iki defa üfleyecek, ilkinde kıyamet kopacak, ikincisinde ise tekrar diriliş meydana gelecektir.

* Ölüm meleği: Hz. Azrail
Görevi, ölüm vakti gelenlerin ruhunu teslim almaktır. Kur’an’da ölüm meleği adıyla ifade edilmiştir.

* Kirâmen Kâtibîn melekleri
İnsanın sağında ve solunda görevli olarak bulunan iki meleğin adıdır. Sağdaki, iyi iş ve davranışları, soldaki ise kötü iş ve davranışları tespit etmekle görevlidir. ‘Hafaza melekleri’ adı da verilen bu melekler, kıyamet günü hesap sırasında yapılan işlere de şahitlik edeceklerdir.

* Kâinattaki hadiseleri idare eden melek:
Hz. Mikâil Dört büyük melekten biri olup Allah tarafından kâinattaki tabii olayların ve yaratıkların rızıklarının idaresine vasıta kılınmıştır. İsmi, Kur’an’da sadece bir âyette geçer.

* Mukarrebûn melekleri
İlliyyûn ve Kerûbiyyûn olarak da anılan bu melekler, Allah’ı tesbih ve anmakla görevli olup O’na çok yakın ve O’nun katında şerefli bir mevkide bulunurlar.

*Hamele-i arş melekleri
Arşı (Allahın kudret ve saltanatının tecelli yeri) taşıyan meleklerin adıdır. Kur’an’da haklarında şöyle buyrulur: “Arşı taşıyan, bir de onun çevresinde bulunan melekler devamlı olarak Rab’lerini zikir ve O’na hamd ederler.”

* Münker ve Nekir melekleri
Ölümden sonra kabirde sorgu ile görevli iki melektir. Bilinmeyen, tanınmayan, yadırganan anlamındaki Münker ve Nekîr, mezardaki şahsa, hiç görmediği bir şekille gelmeleri sebebiyle bu ismi almışlardır. Bu iki melek kabirdeki ölülere, “Rabbin kim?”, “Peygamberin kim?”, “Kitabın ne?” şeklinde sorular yöneltirler ve o insana, alacakları cevaplara göre muamele ederler. Hadis-i şeriflerde, insanın kalbine doğruyu ve gerçeği ilham eden, Kur’an okunurken yeryüzüne inen meleklere de dikkat çekilir.

Melek inancı insana ne kazandırır?

Meleklere inanan birisi, kendisini hiçbir zaman yalnız hissetmez. Zira böyle birisi en yalnız zamanlarında bile, kendisiyle beraber bulunan meleklerin varlığını bilir ve onların mevcudiyetlerinden duyduğu manevî bir feyizle yalnızlığını ünsiyete (sıcak bir birlikteliğe) çevirir.

Her an onların kontrolü altında olduğunu bilen ve düşünen bir mü’min, günahlara doğru yürümekten hem utanır hem de çekinir. Melek inancı, manevî güzelliğin ve ahlâkî inceliğin bir sembolü olarak, insanlarda kendilerine benzemeye özlem duyulan bir hedef olarak da teşvik edici bir etkiye sahiptir

Sayın Deniz02'nin paylaştığı bilgileri okurken içim sızladı. Allahtan yakınlarına sabır diliyorum...

Sayın esmerman,

İleti tekrarını neden yaptığınızı anlayamadım doğrusu? "Melekler" sözcüğünü "mecazi" anlamda kullandığımın anlaşılıyor olması gerekirdi.

Yanıltıysam özür dilerim.

Bir de, bilhassa, İsrail'in Gazze'ye acımasızca tutumu üzerine şahsen yeni yıl kutlamalarına katılmadım; "eğlenmedim , TV 'lerdeki eğlence programlarını dahi izlemedim" desem bilmem inandırıcı olur muyum, inandırmak zorunda olmadığım gibi , kimse de bana inanmak zorunda değildir. Demem o ki; eğlence programları taraftarı olmama rağmen, ne kimseyi suçlamayı , ne kötülemeyi , ne de hor görmeyi hiç mi hiç aklımdan bile geçirmedim.

Ancak,

Kimin ne hakkı var şimdi bu gençler için bu tür yakıştırmayı yapmaya? Eğlence programlarına olan tepkilerine alet etmeyeceklerdi, buna hakları da yok. Üzen yobazlarını görmezden gelip , işleri güçleri gençliği kötülemek !!!

Hakikaten de "Ateş düştüğü yeri yakar"mış... Bari yüreğine ateş düşen o yedi yaşayan ailelere saygılı olsalardı, ama nerde... Onlar ancak ve ancak kendileri için isterler herşeyi...

İpin ucunu gören bazı kesimler konuyu çarptırmadan başka birşey yapmıyorlar. Geride kalanları düşünen yok! Amaçları konuyu kendi lehine göre kılıf uydurmak...

Burası bir dergah...

Burası bir cemaat...

Burası bir tekke...

Burası bir medrese sitesi değil...

Burası üye olan olmayan herkese açık ancak

her türlü konuyu din özellikle islam dininin gereklerine göre algılayıp yorumlayanların sitesi değil...

Hele hele

Türk dilini beyniyle değil .ıçıyla anlayanların sitesi hiç değil...

Haydi size anlayacağınız dil ile yanıt verelim:

'SENİN MELEĞİN SANA BENİM MELEĞİM BANA!'

VESSELAM!

"Sessiz ölüm" üst kattaki ailenin zehirlendiklerini fark etmeleriyle başladı. Doğalgaz ekipleri arandı, aile hastaneye kaldırıldı. Alt katın kapısı da çalındı. Açan olmayınca 7 genç ölüme terk edildi.

İhmaller zinciri
1- Daireye özel baca sistemi kurulmadı.
2- Apartmanın ana bacasına bağlı borular, binada oturanları da zehirledi.
3- Kombi, gaz kaçağı anında otomatik kapanmadı.
4- Kombinin 4 TL'lik gaz tahliye borusu yırtıldı ama onarılmadı.
5- Gaz kaçağı alarmı yoktu.
6- Üst kattakiler kurtarıldı, gençlerin dairesine girilmedi.

Başkent dün yürekleri yakan bir doğalgaz faciasına sahne oldu. Henüz hayatlarının baharındaki Bilkent Üniversitesi öğrencisi 7 genç, yılbaşı eğlencesi için buluştukları evde, bacadan sızan doğalgazdan zehirlenerek can verdi. Üniversitenin hukuk fakültesinde okuyan öğrenci, Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün yakınındaki Birlik mahallesinde bulunan evinde okul arkadaşlarına yılbaşı partisi verdi. Gençler, alkol alarak yeni yılı kutladı ve geç saatlerde eğlenceyi bitirerek ayrı ayrı odalarda uyumaya çekildi. Bu sırada apartmanın ortak doğalgaz borusundan içeriye sızan gaz, öğrencileri zehirlemeye başladı.

HEMEN POLİSİ ARADILAR

Gençlerin bulunduğu dairenin üst katında Ş. K., eşi S.K. kızları İ. K.ve oğulları E. K. bulunuyordu. Ders çalışan E.K. dışında bütün aile uyumaya çekildi. Saat 04.00 sıralarında evin babası, lavaboya gitmek için yatağından kalkmaya çalıştı ancak yere kapaklandı. Gürültüyü duyan E. K. babasının yanına gitti. Zehirlendiklerini anlayan baba-oğul ailenin diğer bireylerini de uyandırdıktan sonra pencereyi açtı. Aile daireyi terk etti ve saat 04.20'de polisi aradı. Polis ekipleri 10 dakika sonra apartmana geldi.

K. ailesi apartmanın önünde bekliyordu. Ambulans gelmemişti ve K. ailesi arabalarının anahtarlarını uzatıp, "Bizi hastaneye siz götürün" dedi.

Apartman sakinleri, gelen polis ekibine, "Gençlerin bulunduğu dairenin kapısını çaldık, açan olmadı" bilgisini verdi. Polis ekibi de zili çaldı ancak kapıyı açan olmadı.

Birkaç dakika sonra apartmana gelen doğalgaz ekipleri, gazı kontrol edip, binadan ayrıldı. 08.00 civarında doğalgaz ekipleri yeniden apartmana geldi ve "Gazı kestik. Amirimizi bekliyoruz" bilgisini verdi.

Ancak yine, gençlerin bulunduğu daire açtırılmadı. Sabah saat 09.30'da ev sahibi Ö. A. 'nın halası G. A. yeğeninden haber alamayınca eve geldi.

Kapıyı kimse açmayınca, karakola haber verildi. Polis nezaretinde çilingir kapıyı açtığında içeride gaz kokusuyla birlikte üniversiteli 7 gencin, ayrı ayrı odalardaki cansız bedeniyle karşılaşıldı.

"SAVCI OLMADAN AÇAMAZDIK"

Polislerin olay yerine ilk kez gelmesinden yaklaşık 5 saat sonra kapı açılmış oldu. Emniyet yetkilileri, "Komşular sorumluluk alıp kapıyı kırabilirdi.

Ama biz savcı olmadan kapıyı açamazdık" dediler.

Başkent Doğalgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir ise doğalgaz ekiplerinin neden alt kattaki gençler için alarma geçirilmediği sorusunu yanıtlarken,

"Günde 800-900 ihbar alıyoruz. Bir apartmanın tüm dairelerini gece yarısı tek tek çalamazsınız. Bize ihbarda bulunan aile ekipler gitmeden önce evden çıkarak hastaneye gitmiş. Kimse ekiplere 'Alt katta gençler var' uyarısını yapmamış" dedi.

Doğalgaz faciasına kurban giden öğrencilerin, Ankara'da gençliğin buluşma merkezlerinden biri olan Bahçelievler semtine gitmeyi planladıkları, ancak bu fikirden son anda vazgeçerek evde eğlenmeye karar verdikleri öğrenildi.

Sabah
http://img.sabah.com.tr/i3/sp.gif

Bu olayı anlamakta yorumlamakta geçekten zorlanıyorum.
Suçlu bulunan aluminyum boru, her şofben de kullanılan, sızdırmaz olmayan, geçmeli ve alttan yada üst bağlantıdan izolaşyonu olmayan basit bir sistem.

İstanbul ve Bursa bu boru ile bağlantıya izin vermiyor. (Neden acaba)
Boruda delik var sızdırmış ondan herkes zehirlenmiş.
Üst kat ; oda aynı durumda. Bu boru ansızın mı delinmiş? Biri o gece bu boruyu mu delmiş?
Yoo belki uzun süredir o durumda imiş.

Peki bu boru geçen hafta bir önceki hafta neden kimseyi zehirlememiş ????

Onu bilen yok.

Baca normal gaz kaçağı yok. Bir boru 7 can aldı. İhmal yok. 7 can da artık yok.

Aynı apartmanda bir üst daire fertleri son anda ihbar ileölümden kurtarılıyor.
Ekipler gelip gidiyor. Tüm sistemi, tüm apartmanı kontrol etme görevimiz yok diyor. Hukuken de yapılamaz diye iddia ediyor.

Boruyu bile geçtim tek başına bu olay bile ihmalin daniskasıdır.
İnsan olan insanlıktan nasibini alan önce 7 can için üzülür. Sonra kendi koltuğunu düşünür.

Bu gaz idaresinin adını yazmaya değmeyecek sorumlusu gençlerden birinin çıplak olduğunu dahi ima ederek konuyu başka yöne çekmek istiyor sonra kıvırıyor.

velev ki çıplak sana ne?
O zaman ölmeyi hak ediyor mu?

O zaman onların hayatını kurtarmaya değmez mi?
Düşen uçak sonrası intihat eden Japon havayolunun genel müdürünü hatırladım nedense. Ne intiharı en azından susan adama bile razıyım ülkemde.
150 dolarlık sayacı 300 dolara satmayı beceren zihniyet 50 dolarlık sensör zorunluluğu koymayı düşünemiyor. Biri kendine yarar diğeri insan hayatına.
Parayı seviyoruz ama insanımızı asla.

İhmal yok niye olsun ki. İhmalden ne anladığınıza beyninizin kıvrımlarına bağlı bu yorum. Ben nerde yanlış yaptık diye uyuyamam, başkası ihmal yok der.
Yoktur bence de. Ne zaman oldu ki.
Hızlı Tren faciasının sorumlusu hala koltuğunda.

Polisler görüntülü tespit etmiş gençlerin hiçbiri çıplak değilmiş. Nerden biliyorum? Çünkü genç fidanları yarı çıplak olmakla suçlayan !!! bir müdürün açıklaması yalanlanmış. Yok canım ben bunu yazıyor olamam. Ben bunları okumuş olamam haber sitelerinde. Karbonmonoksidin zehirlediği ben olmalıyım. Kesin öyle. Bunlar doğru olamaz. Takvimin gösterdiği tarih 2009 hiç olamaz

Çok üzgünüm.Yaşamının başlarındaki 7 genç fidan ve çok acı bir şekilde toplu ölüm vakıası....Bu ölüm olayında kimler sorumluysa saptanmalı ve ölüme sebebiyet vermekten yargılanmalı...Duruma neden olanların yargılanması 7 gencimizi geri getirmeyecekse de bundan sonra bu ihmallerden dolayı başkaları zarar görmemeli....

Gazete Vatan'da bugünkü köşesinde Mustafa Mutlu soruyor,,, yanıt arıyor..

Yedi genci zehirleyen doğalgaz, hangi ellerde?

Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Veysel Karani Demir’i dün ilk kez televizyon ekranlarında gördüm. Yedi öğrencinin ölümüne yol açan doğalgaz zehirlenmesi olayında kendisinin ve kurumunun ne kadar suçsuz olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

Kombiyi bacaya bağlayan boru yırtıkmış da... Bu yüzden karbonmonoksit bacaya gelmeden ortama yayılmış da... Ölümler de bu yüzden olmuş!

***
Genel Müdür, Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş. ekiplerinin bir ihbar üzerine gittikleri bu apartmanda, üst kattaki daireyle ilgilendiklerini, ölüm olayının meydana geldiği daireyi kontrol etmeye ise gerek duymadıklarını söyledi.

Gazeteciler “Neden” diye ısrarla sorunca da, “Ekiplerimiz sadece ihbarın yapıldığı meskende kontrol yapar, kaçağın nereden kaynaklandığını araştırırlar. Diğer dairelere bakmazlar” dedi...

Demek ki neymiş?

Suçlu, ölen gençlermiş... Ölürken, “Biz ölüyoruz, dairede doğalgaz kaçağı var” diye ihbarda bulunmamışlar!

***
Bu beyefendi; önemli bir kamu kuruluşunun en üst düzey yöneticisi.

Gazetecileri karşısına topluyor; dakikalar süren açıklamalarda bulunuyor.

Milyonlarca insanın kendisini izleyeceğini biliyor. Bu yüzden üzerine marka bir ceket giymeyi ihmal etmiyor.

Ama nedense kravat takmıyor!

“Kravat” takınca çalışamıyor herhalde... Ya da kravatsız imajıyla bir yerlere “Bana sahip çıkın” mesajı veriyor!

***

Peki; kim bu Veysel Karani Demir?

Bütün gün araştırdım; özgeçmişini bulamadım.

Sekreterini arayıp, kısa bir özgeçmişini bana fakslamasını rica ettim. Aldığım yanıt, “Genel Müdürüm, Başkan’ın yanında... Onun onayı olmadan size bu bilgiyi geçemem” oldu...

Ama uzun çabalar sonucunda; öyle bilgilere ulaştım ki, inanılır gibi değil!

Aşağıda, bu bilgilerin doğru olup olmadığını Sayın Genel Müdür’e soruyorum:

***

* Asıl mesleğiniz müfettişlik mi?

* Bir süre önceye kadar İçişleri Bakanlığı (Ankara Valiliği de olabilir) bünyesinde bu görevi yaptınız mı?

* Son baktığınız dosyalardan biri, Melih Gökçek’le ilgili yolsuzluk iddiaları mıydı?

* Tam bu dosyalarla uğraşırken, bizim Melih Bey, sizdeki “doğalgaz yeteneği”ni keşfettiği için mi sizi pat diye Başkent Doğalgaz A.Ş.’nin Genel Müdürü yaptı?

***


Haydi Sayın Genel Müdür:

Bu kez kravatınızı takın ve yeniden geçin kameraların karşısına, bu sorulara yanıt verin...

Yedi gencin gerçek ölüm nedenini öğrenebilmemiz için bu bilgilere ihtiyaç var çünkü!

*****


O KAFA!

On yıl önceki depremi fuhşun artmasına bağlayan ve “Allah’ın ikazı” olarak nitelendiren yobazlar dün yine iş başındaydı.

Vakit Gazetesi, yedi gencin ölmesini manşetten, “Yılbaşı felaketi... İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamına rağmen yılbaşını kutlayan duyarsız çevreler, facialara sebep oldu” başlığıyla verdi!

Yani bu yobazların mantığına göre Allah, yılbaşını kutlayan bu gençleri cezalandırdı.

***


İnsan sevgisinden nasibini almamış bu kafaya, sadece acıyorum!


*****

GÜNÜN SORUSU

İstanbul’daki doğalgaz abonelerinin ortak baca kullanmaları yasak... Ankara’da ise 5 kata kadar, ortak baca serbest!

Neden; Ankara’nın doğalgazı farklı mı?
_________________________________________

Kod:

---

Haydi Sayın Genel Müdür:

Bu kez kravatınızı takın ve yeniden geçin kameraların karşısına, bu sorulara yanıt verin...

Yedi gencin gerçek ölüm nedenini öğrenebilmemiz için bu bilgilere ihtiyaç var çünkü!

---

Başkent Doğalgaz A.Ş Genel Müdürü Veysel Karani Demir istifa etti.
Açıklamaları;
**"1.1.2009 gecesi 7 gencimizin karbonmonoksit gazından vefat etmeleriyle ilgili bugünkü (3.1.2009) gazetelerde yer alan haberler, şahsımı ve Kurumumu yıpratmaya, kamuoyunu yanıltmaya yöneliktir. (7 üniversiteli gencin ölümüne sebep olan karbonmonoksit gazıyla kendini/kurumunu hala ilişkilendirmiyor ne garip??? Sanırsınız ki Türk Hava Yolları Genel Müdürü)

***Dün (2.2.2009) düzenlediğim basın toplantısında, üzücü olayın gelişimini anlatıp, bilirkişi raporunu ve teknik değerlendirmeyi sunarak, Başkentgaz’ın bu olayda herhangi bir ihmali ve kusuru bulunmadığını ifade ettim ve gerekirse bizim de soruşturma kapsamına alınabileceğimizi vurguladım. Ayrıca bu türü vahim olayların bir daha yaşanmaması için doğalgaz kullananların nelere dikkat etmesi gerektiği yönünde detaylı açıklamalarda bulundum.

Ancak basın toplantısında ifade ettiğim bu konular, tamamen art niyetli olarak çarptırılmış, çok farklı bir boyuta taşınmıştır.

Toplantıda bir soru üzerine gençlerin durumuyla ilgili olarak çok samimi bir şekilde gördüklerimi anlatıp, “Hadiseyi hiçbir insanın görmesini istemem. Gençlerin her biri bir tarafa düşmüş. Kimisi yerde, kimisi yüzükoyun, kimisi belden üstü yarı çıplak. O yaşlarda benim 3 çocuğum var. Ben bir babayım. Bu travmayı uzun süre atlatamam" dedim.

Gençler kesinlikle giyinik, günlük kıyafetliydi. Bir delikanlının gömleğinin düğmeleri beline kadar açıktı, bu gencin muhtemelen havasızlıktan bunalıp gömleğini açtığını düşündük. Hiçbir şekilde (gençler çıplaktı) diye bir beyanda bulunmadım. Anlatmaya çalıştığım, bu acıklı ortamdı.
(Acıklı hikaye anlatmak için açıklama yapmıyorsunuz ki, olay zaten yeterince üzüntü verici... Dehşet; sorumluların kendi mesuliyetsizliği ve görev ifasındaki serkeşliği sonucu ölmüş gençlerimizi hakkında tasvir beklentisi var sanrısında!! Hayır tasvir değil, müsebbip ve açıkçası müeyyide olmalı.. Bu bir cinayet!!!! Ve tüm caniler gibi bu cinayetin dahili ve harici canileri kaybedilen gençler üzerinden acıklı!!! ve ibretli!!! edepsizlikler sergilediler)

Benim bir baba olduğumu defalarca tekrarladığım (ne alaka; bu tür görevlere atanırken adayda canlı sperm sayısına ve iktidar kabiliyetine mı bakılıyor??? keşke baba olmasaydınız da duygulanmasaydınız da, ölmüş ve kendi görselliğine müdahale etme imkanını kaybetmiş insanların mahremiyetini öncelikle onlar için, akabinde gayet yakinen tanıdığınız çakal medya kalemlerine heba etmemek için saygı gösterse idiniz.) bu duygulu ifadelerimin iğrenç bir şekilde çarptırılarak; kamuoyuna, hem beni hem de gençlerin ailelerini yaralayacak şekilde yansıtılmasını kınıyorum. İfadelerimin çarptırılması sonucu ailelere verdiğim üzüntüden dolayı, bu ailelerden özür diliyorum.

Geldiğimiz noktada; Kurumumuzun, 7 gencin ölümü olayında hiçbir kusuru ve ihmali bulunmadığı halde töhmet altında bırakılmış olması, benim üzerimden hiç ilgisi olmayan insanların hedef olmaması için Başkentgaz Genel Müdürlüğü görevimden istifa ediyorum. 3.1.2009

Kamuoyunun bilgisine saygıyla duyurulur."

Veysel Karani Demir

Ankara'da doğalgazdan sızan karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu hayatını kaybeden gençlerin ardından "Gençler evde çıplaktı" diye açıklama yapan Başkent Doğalgaz A.Ş Genel Müdürü Veysel Karani Demir istifa etti. Dün geceden beri yaptığı açıklamalarla tüm Türkiye'yi ayağa kaldıran Demir, istifasıyla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu.

DEMİR'DEN İSTİFA AÇIKLAMASI

Ankara’da yaşanan doğalgaz faciasında 7 gencin ölümüyle ilgili yaptığı açıklamalarla tepki çeken Başkent Doğalgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir, istifa etti.

İstifasını Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e sunan Demir, istifasına yönelik yaptığı açıklamada, “Kurumumuzun, 7 gencin ölümü olayında hiçbir kusuru ve ihmali bulunmadığı halde töhmet altında bırakılmış olması, benim üzerimden hiç ilgisi olmayan insanların hedef olmaması için Başkentgaz Genel Müdürlüğü görevimden istifa ediyorum” dedi.

Demir ölen gençlerle ilgili “yarı çıplaktı” şeklinde bir ifadesinin olmadığını belirtirken “Anlatmaya çalıştığım, bu acıklı ortamdı. Benim bir baba olduğumu defalarca tekrarladığım bu duygulu ifadelerimin iğrenç bir şekilde çarptırılarak; kamuoyuna, hem beni hem de gençlerin ailelerini yaralayacak şekilde yansıtılmasını kınıyorum. İfadelerimin çarptırılması sonucu ailelere verdiğim üzüntüden dolayı, bu ailelerden özür diliyorum“ dedi.

"MOLLA"nın iftifasında bile o klasik mağdur edaları var...

Umarıım halk unutturulan ve asıl gerçek olan mağduriyetini şeçimine yansıtır...

Şimdi vakit diye adlandırılan gazete de bu haberler çok çarpıtılarak ve yanlı veriliyor. Aslında gerçek anlamda dine de saygısızlık yapılıyor ama ne gam...

İşin acısı bu paçavrayı okuyup ondan beter yorum yapanlar , bakın size bir demet gerek ölümler gerekse istifa ile ilgili yorumlar...

''taner korkmaz 2009-01-03 15:17:16

3 kız 4 erkek birarada.Bu ölümden de beter!
Gençlerin çıplak olması veya olmaması beni ilgilendirmiyor.Ancak 3 kız 4 erkek birarada.Bunun üzerinde düşünmeliyiz.Herkes düşünmeli.Herkes şunu iyi bilmeli,Allah var,Allahın emirleri ve yasakları var;ölüm var!Ölümden sonra mahşer var,mizan var,sırat var,cennet ve cehennem var;mükafat ve ceza var.Dünya güneşin etrafında kaç defa dönerse dönsün,insanlar ilimde,sanatta,teknolojide ne kadar ilerlerse ilerlesin,bu gerçeği değiştiremezler.Kimse çağdaşlık masalına kanmasın Allahın haramları değişmeyecek.Gençlerin ölümüne üzüldüm.Ama 3 kız,4 erkek birarada olmaları ölümden de beter.Bu çocuklar bizim ''

'' Hazerfan42 2009-01-03 14:58:13
bana göre istifaya gerek yok Laiklik ve demokrasi masalları ile yetiştirlen bir neslin çoçuklarının hazin sonu,uyuşturucu var yarıçıplaklar ve yalnızlar evde o yaşta manevi bir egitim almayan gençler muhtemelen serbestliğin tüm sınırlarını zorlamışlardır.Timsah gözyaşları dökmenin hiç geregi yok, bu olayla ilğili müdürün istifa etmesine gerek yok söylediği şeyler gayet mantıklı ve dogaldır.Asıl suçlular böyle bir nesil yetiştiren laiklik adı altında ahlaksızlıgı millete aşılayan islam düşmanlarıdır. ''

'' Yolda yüreyemeyecek kadar sarhoş ol,sonra müdür suçlu.
Yazar: dolunay_41 - 2009-01-03 14:29:10
Sen gece yarısına kadar alkol al,sarhoş ol,sonra müdür suçlu.Ayrıca evde esrarda bulunmuş.Birilerini suçlamaya bayılıyoruz hemen.Ayrıca üst kattakiler nasıl kurtulmuşta bunlar ölmüş araştırmak lazım.Sanırım yılbaşı gecesini aynı şekilde geçirenler bu istifaya sevindi.''

''Yazar: ugurtan - 2009-01-03 15:20:38
bu gençler evli değil bişey değil gecenin bir saati aynı evde ne yapıyorlar! Hem çıplaklardı, esrar bulundu gibi bisürü iğrenç söylenti var ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Gerçekleri görün artık bu gençlerin ölümünün tek sorumlusu doğalgaz mıdır? onları bu hale getiren, yetiştiren ailelerin hiçmi suçu yok? Ağlayacaklarsa çocuklarına değil kendi hallerine ağlasınlar. Acılarını anlıyorum diyemicem ateş düştüğü yeri yakar ama keşke şu ateş düştüğü yerdeki çarpık dünya görüşlerinide yaksa..! Bu toplumsal çöküntünün gayet net bir resmidir. Bu resme herkes iyi baksın.! Ve kendi payına düşeni alsın''

''Yazar: sitem_1 - 2009-01-03 15:07:42
Evet "Ölülerin ardından iyi düşünüp güzel şeyler konuşmalıyız Amma!.. Bu, bizim bazı gerçekleri tespit etmemize engel olmamalıdır. "Ergenlik yaşına gelinceye kadar çocuklarımıza dini bilgiler verilmesin, o yaşa geldiklerinde kendi istekleriyle öğrensinler" diyerek yavrularımızın dinini öğrenmelerine mani olanlar şunu iyi bilmelidirler ki, bu ölen öğrenciler Üniversite öğrencileriydi ve ergenlik çağına da çoktan gelmişlerdi. Ama olmadı işte, Dinlerinin hükümlerini öğrenmeye ömürleri yetmedi ve başka şeyleri öğrendiler ve de yaşamak istediler. Ve işte acı sonuç...Aman dikkat!... ''

'' Yazar: Hazerfan42 - 2009-01-03 14:45:52
Dün akşam haber kanalları arasında gezinirken star tv de 7 gencin ölümü sonucunda dogalgaz müdürünün açıklamalarına karşı gösterdiği tarafsız yanlı ve bir o kadrada terbiyesiz yaklaşımı şiddetle kınıyorum sürekli iranla kıyas yapmasını adamın kıravat takmamasını ve cuma namazına yetişmek için çalışmasını kendine malzeme olarak kullanmış ve çok terbiyesiz bir görüntü sergilemiştir.Begenmediğiniz iran bölgenin süper gücüdür ve hiç bir yere bagımlı degildir siz laiklik ve demokrasi diyerek milleti ahlaksızlıga ve memleketi bataga ittiniz islam düşmanlıgı yapanları şiddetle kınıyorum.''

''Yazar: kütahyali43 - 2009-01-03 14:29:31
peygamber efendimizin s.a,v dogum gününde ilahi okuyan cocuklar ceza alirken nerdeydiniz faso rejimin postalli milyarder generalleri uzaya teneke firlattida sizimi göndermisti????''

''Yazar: musti23 - 2009-01-03 14:28:49
bi ust katta ders calisirken gazi farkeden bir genc ailesinin hayatini kurtariyor alt katta ise esrardan beyinleri uyusan gencler sizip gazi fark etmeden öluyor .... azrailede esrarla bakimsiz borular yardimci oluyor''

''Yazar: ESKALANİ - 2009-01-03 11:28:47
EVDE ESRAR BULUNDU .İyi de peki ŞEYTAN ne oldu kaçtımı acaba!?Modern çağdaş üniversiteli gençlerin çağdaş yılbaşı gecesinde çağdaşça özgürce yılbaşı esrar partisi kutlamalarının neticesi,Genç öl ki cesedin yakışıklı kalsını hatırlattı.Rahmetli derdiki;Zarara rızasıyla gidene acınmaz merhamete layık değil, derdi.En iyisini Allah cc bilir.Şimdi kalkıp nikahı düşen genç kız ve erkeklerin bir arada olması haram dersek ki öyledir,çağdaş kaltozlar hurraha hücuma geçerler iyisimi sükut edelim. ''

''Yazar: unesyusuf - 2009-01-03 11:33:41
esrar değildir canım onlar pudra şekeridir!!! ''

''Yazar: ehlenvesehlen - 2009-01-02 19:44:10
hiç kimse yapılan ahlaksızlığa ALLAH c.c haramlarını çiğnemenin islama uymamanın sorumlularını aramıyor hala teferruatlar üzerinde duruyor ve suçlu arıyor ''

Öncelikle kaybettiğimiz kardeşlerimize Allahtan rahmet ve ailelerini de başsağlığı ve sabırlar dilerim.

Bu başlığı atan vakit gazetesi ve onlar gibi düşünen insanlara soracağım tek soru var.

Türban serbestisini insan haklarına, demokrasiye ve eşitliğe dayandırıyosunuz,peki yaşam hakkı en kutsal insan hakkı değilmidir,demokrasinin ve eşitliğin ilk ve olmazsa olmaz şartı,temeli değilmidir.Tamam yaşam hakkına saygı göstermediniz Allah cezalarını verdi dediniz,peki insan ölünün hatırasına da mı saygı göstermez,yok içkiden,esrardan ölmüşler,üstleri yarı çıplakmış,ölmüşler işte ne farkeder ki.

Her zaman diyorum Türkiyede bu zihniyette azımsanamayacak kadar insan var ve demokrasi,eşitlik,insan hakları kılıfı altında bir takım istekleri oluyor,gerçekten bu değerlere inansalar hiçbir sorun olmayacak ama onların değerleri bunlar değil bunlar sadece amaç gibi gösterilen araçlar.

Bizim sözde birtakım aydınlarımız da türbana özgürlük bir insan hakkıdır vesvesesi altında onlarla beraber oluyorlar,sanırım onlar hiç devlet okulunda okumadılar,sıradan bir mahallede yaşamadılar,kendilerine neden oruç tutmadıkları,namaz kılmadıkları sorulmadı,sokakta ramazanda sigara içerken,birşeyler yerken kendilerine ters ters bakılmadı,bu ülkede oruç tutmadığı için insanlar üniversite kantinlerinde bile bıçaklanmadı,sokakta bira içenler öldürülmedi,içki satan büfeci belediye zabıtacalarınca tartaklanmadı.

Hak isteyen kesim önce samimi olsun,kafasındaki iğrenç düşünceleri bir kenera koysun,en önemlisi de insan olsun ondan sonra herşey hallolur.

Bu da bu dönemim modası.Getirildikleri parti ya da kurum görevinen istifa ettimi tamam, konu kapanıyor.Tabii bir de her türlü yolsuzlukları,ihmalleri kanıtlanmış olsa da istifa etmeyen yüzsüzler ve koruyucuları var.Zahid Akman, İ.Melih Gökçek gibi.

Doğalgazla,elektrikle,suyla, halkın en yaşamsal ihtiyaçları için çıkardıkları yasalarla,yasasız halkı soyan bu soyguncular,20 liralık bir dedektör zorunluluğunu bile getirmiyor.

Şimdi Karani efendi istifa etti olay bitti mi?

Bu çocuklarımız öldü mü, ihmalle görevini yapmayan kuruluş nedeniyle göz göre göre, bile bile öldürüldü mü?

Utanmaz adam bir de ölen gençlere iftira etmekten kendini alamadı.Varsayalım ki yarı çıplaktı.Olayla ilgisi ne.Sana ne?

Kişilik hakları,özel hayatın gizliliği hakları nerede?

4 karılı fetvaların yobazları,fuhuş yuvalarını toplumsal yaşayış biçimine döndüren din tacirleri,dinsiz, imansızlar, sizi ne aklar ki,gencecik hayatının baharında katlettiğiniz çocuklarımıza vicdanlarınız sızlamadan pislik atıyorsunuz?

Sayın commodore1tr'nin alıntıladığı yorum sahiplerinin aşağıdaki haberi okumalarını ve bu haber hakkında da yorum yapmalarını dilerim..

Alıntı:

---

Kaçak Kuran kursu verilen ve içinde kız öğrencilerin kaldığı kız yurdu çöktü. Yetkililere göre çökmenin nedeni gaz kaçağı

Soner KAVAK- Yeşim ERSOY- Fatih KARAÇALI- İsmail AKKAYA- Ali GÜLER- Murat KİBRİTOĞLU- Teoman ERİŞ- Özgür SARI

KONYA - Taşkent İlçesine bağlı Balcılar Beldesi'nde bulunan bir derneğe ait Boğaziçi Özel Öğrenci Yurdu, sabaha karşı büyük bir patlamayla çöktü. Yurtta yaz tatilinde Kuran Kursu gören kız öğrencilerden 18'si enkaz altında yaşamını yitirdi, 3'ü ağır 27'si ağır yaralandı. Bahçedeki LPG tankından mutfak ve banyo bölümüne giden borulardaki kaçaktan çıkan gaz faciaya neden oldu.

Konya kent merkezine 160, Taşkent ilçe merkezine 26 kilometre uzaklıktaki beldede, Balcılar Kasabası Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği tarafından 1990 yılında yaptırılan sonradan ilave inşaatle genişletilen Boğaziçi Özel Öğrenci Yurdu'ndaki facia saat 04.00 sıralarında meydana geldi. Yurtta yatılı Kuran Kursu gördükleri belirtilen ve yaşları 12-16 arasında değişen kızlar sabah namazına kalktıkları sırada, aptes almak için yurdun banyo bölümüne giden öğrencilerden birinin elektrik düğmesine basmasıyla birlikte büyük bir patlama oldu. Bahçedeki LPG tankından banyoya gelen borulardaki kaçak yüzünden gece boyu içeri dolan gazın infilak etmesiyle birçok kız kendilerini alev topu içinde buldu ve ardından betonarme ve kâgir karışımı üç katlı bina yıkıldı. Binanın 18 yıl önce yapılan kâgir bölümü tamamen çökerken, sonradan betonarme yapılan bölümü ağır hasar gördü. Patlama sesini duyup Boğaziçi Özel Öğrenci Yurdu'na koşan yakında oturanlar, enkazdan hafif yaralı öğrencileri çıkardı. Kurtarma çalışması başlatan çevredekiler, bir yandan Taşkent ve Konya'ya telefonla bilgi verip kurtarma ekibi isterken, bir yandan da silah atarak belde halkını uyandırıp yardıma çağırdı.

Ekipler 2 saate ulaştı

Konya kent merkezine uzaklığı ve dağlık bir bölgede bulunması nedeniyle başta Sivil Savunma olmak üzere kurtarma ve sağlık ekipleri Balcılar Beldesi'ne saat 06.00'dan itibaren güçlükle ulaşmaya başladı. Enkazdan yaralı çıkarılanlardan durumları hafif olanlar Hadim Devlet Hastanesi'ne, ağır olanlar Konya'daki hastanelere ambulans ve helikopterle götürüldü. Binanın 1990 yılında yapılan ve tamamen çöken bölümden kız öğrencilerin cesetleri çıkarılırken, sonradan yapılan ve karkası ayakta kalan bölümdekilerin çoğu da yaralı kurtuldu. Karkas bölümün yanındaki LPG tankının infilak etmemesi, facianın boyutlarının daha da büyümesini önledi.

Helikopterler geldi

Kurtarma ekipleri gelmeden belde sakinlerinin kazma kürekle enkazdan yaralı çıkardığı öğrenciler hemen araçlarla Hadim'e götürüldü. Ardından kurtarma çalışmalarının başlamasıyla birlikte enkazdan yaralılarla birlikte cesetler de çıkarılmaya başlandı. Yaralılar ambulanslarla Hadim ve Konya'daki hastanelere gönderilirken, Ankara'dan Balcılar beldesine gönderilen askeri helikopter de ağır yaralıları Konya'daki Meram Tıp Fakültesi'ne ulaştırdı.

Yakınları hastaneye koştu

Faciada yaşamını yitirenlerle yaralananların yakınları hastanelere koştu. Ölenlerin cenazesi otopsi için Hadim Devlet Hastanesi'ne getirilirken, Balcılar Beldesi'nde anonslar yapılarak ölenlerin yakınlarının teşhis için hastaneye başvurmaları istendi. Hastane önlerinde toplananlar yakınlarının sağlık durumu hakkında bilgi edinmeye çalışınca izdihama neden oldu.

Bakanlar bölgede

Olay üzerine İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu askeri helikopterle beldeye geldi. Yetkililerden enkaz başında kurtarma çalışmalarıyla ilgili son durumu öğrenen bakanların hayli üzüntülü olduğu ve Nimet Çubukçu'nun gözyaşlarını tutamadığı görüldü.

Bakan Atalay, “Yine üzücü bir olacak yaşadık. Dayanılacak bir şey değil. Yaralılarımızın iyi tedavi edilmesi için çalışıyoruz” dedi. Binanın ruhsatsız olup olmadığına ilişkin soruya Bakan Atalay, “Şimdi hayatlarla ilgileniyoruz” yatını verdi. Bakanlar daha sonra enkaz altında kalanlardan 10 yaşındaki Şehnaz Avcı’nın beldede oturan ailesini ziyaret etti. Bakan Çubukçu da minik kızın annesi Fadim Avcı’yı “Sabret. Daha bir şey yok ortada. Herkes şuanda yoğun bir şekilde çalışıyor” diyerek teselli etti.

Aile 'kayıp' dedi son ceset bulundu

Arama çalışmalarının sona erdirilmesinin ardından, kızı 13 yaşındaki Şehnaz Avcı'nın ismine ölü ve yaralıların listesinde rastyamadığını belirten baba İbrahim Avcı'nın talebi üzerine az sayıda ekiple yeniden arama- kurtarma çalışmalarına başlandı. Ekipler, saat 24.00 sıralarında, Şehnaz Avcı'nın cesedine ulaştı. Küçük kızın cansız bedeni, enkaz altından çıkarılırken, yakınları gözyaşlarına boğuldu, sinir krizleri geçirdi.

Ölenlerin kimlikleri

Patlamada yaşamını yitiren 1'i Kuran Kursu öğretmeni diğerleri öğrenci 18 kişinin isimleri şöyle: Leyla Semerci, Sema Ünal, Elif Beyza Turan, Sema Bayram, Rukiye Sema Demirbaş, Teslime Duran, Ümmünur Gümüştekin, Fadimana Toz, Hatice Doğru,Fadime Yazıcı, Şerife Göktaş, Cennet Karaalp, Zehra Güllü, Huriye Durmuş, Hatice Özçömlekçi, Teslime Gökdemir, Şerife Bağcı, Şehnaz Avcı.

Yaralıların kimlikleri

Faciada yaralı kurtulan 27 kişiden 11'si Hadim Devlet Hastanesi'nde tedavi görürken, 16'i Konya'daki hastanelerde tedaviye alındı. Konya Numune Hastanesi'nde tedavi görenler: Meryem Özbağrıaçık, Züleyha Kulu, Meryem Semerci, Vahide Kambur, Semra Kambur, Tuğba Özçömlekçi.

Selçuk Üniversitesi Meral Tıp Fakültesi: Büşra Güneş, Şerife Atayer, Ayşe Semerci, Zehra Uysal, Cennet Tatmaz, Fatma Göktaş, Esmanur Durmuş, Emine Dağtekin

Başkent Üniversitesi Hastanesi: Fatma Özbağrıaçık, Teslime Dağtekin. (dha)

Kaynak : http://www.radikal.com.tr/Default.as...&CategoryID=77

---

Alıntı:

---

hukuk ve adalet rumuzlu üyeden alıntı

Utanmaz adam bir de ölen gençlere iftira etmekten kendini alamadı.Varsayalım ki yarı çıplaktı.Olayla ilgisi ne.Sana ne?

---

Bir bakıma doğru olsa da, bir kaç kişinin bu yorumu yaptığını görmekteyim.

Peki , olmayan bir şeyi neden varsayacakmışız, varsayarsak eğer ; hiç çekinmeden , düşüncesizce varsayımlara dayanarak iftira atan birinin suçunu, herneyse artık , hafifletmiş olmuyor muyuz?

"Neden kravat takmadınız?" sorusuna bile tahammül edemeyen biri , başkasına kolayca iftira atmayı biliyor ama? biz de hala varsayımlar üzerine yorum yapıyoruz!

Varsaymıyoruz , demiş çünkü... Bunun adı da iftiradır.

O kadar kolaysa eğer, suç da değilse ; şahsen bu insana biiir sürü varsayımla bir çok şey söyleyesim geliyor , yazabilir miyim?

İstifa etmekle kurtulamamalı...

Sayın Denizo2,

Tabiiki varsaymıyorum, olayı çarpıtmak için kullandıkları argümanlarla başka suçlar da işlediklerini söylemek istiyorum.
İhmalin bu yavrularımızı öldürdüğünü biliyor, iftira hafiif kalır yalan beyanlarıyla olayın ilgisinin olmadığını anlatmak istiyorum.

Şu haberdeki izdihama diyecek bir şeyim yok , demem de...
http://haber.mynet.com/detay/guncel/...X1230996401390

Ancak, geleceğimizin umut ışıkları pırıl pırıl gençlerimizin acısı da bir yana, daha gömülmeden O KOCA İFTİRAYA tahammül edemiyorum , etmeyeceğim de...

O kadar da kolay değil, olmamalı da...

İnsanoğluyuz, mutlaka birgün öleceğiz, ama o gençler yaşıyor olsa idi bu iftiraya karşı mutlaka isyan edeceklerdi, kim olsa eder, kabul edilir şey mi?

Hem Gazze de olanlara üzülüp , üzülmediklerini nereden bilebiliyor bu insanlar, Allah mı bunlar?

Kendi fikirleri neyse zikirleri de odur. Üzmeye devam etmekle keselerine ne girecekse artık... Aklım o kadarına çalışamıyor!

***

Sizi anlıyorum Sayın hukuk ve adalet, sadece o hususa dikkat çekmeye çalışmıştım.

Sayın Deniz02,

Linkini verdiğiniz haberi bugün okuduğumda, birçok kanala yorumlarımı yazdım.Siirt zoraki bugünkü başbakanın seçildiği ildir. Bu ilde Cumhuriyet rejiminin yasakladığı şeyhler şıhlar hortladı.Manisa'da şeyh midir,şıh mıdır bir cumhuryet düşmanı kendini fasülye gibi nimetten sayan, saydırılan zavallının cenaze törenine giden devlet erkanını unuttuk mu?
Dağılmaları,yok olmaları için darısı diğerlerine.

Ne ölüye saygı kaldı, ne geride kalanların acılarına...

Konya'da kaçak Kuran Kursu ne idi öyleyse? Hele bu olan aymazlıklar, ihmaller, insanlık dışı yorumlar İslam olarak pompalanmaya kalkılınca, insanın yüreği bir başka sızlıyor. Açık söylüyorum, siz bu iseniz ben sizden değilim.

ALLAH BELANIZI VERSİN EMİ?!!!

Türkiye Gençlerine Ağlıyor

Kimisi de fırsat bu fırsat diyor...

7 gencin ölümü ile ilgili basından bazı yazılar..

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...arid=10&gid=61

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...sp?yazarid=131

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...sp?yazarid=249

http://www.milliyet.com.tr/Yazar.asp...%20Bila&ver=84

http://www.radikal.com.tr/Default.as...&CategoryID=96

http://www.radikal.com.tr/Default.as...&CategoryID=97

Huzur evinde ziyeret yapan,orada mevlüt okutturan bu gencecik yavrularımıza dil uzatan zihniyet yaşamayı hak etmiyor.

Yılbaşında ölen 7 gencin ardından yurdun çeşitli yerlerinden peş peşe doğalgaz ve soba faciası haberleri gelmeye başladı. Yine Ankara'da 41 yaşındaki bir kadın karbonmonoksit zehirlenmesiyle hayatını kaybederken son üzücü haber de Zonguldak'tan geldi.

Haberin Devamı...

***

Bacaların çekip çekmemesinde rüzgarın etkisi de olabilir! Şimdi bunlar da mı içip sızdı, veya eğlendler , ya da günah işlediler , yas tutmadılar vs. vs...

Allah akıl-fikir verirken neredeymiş bu iftiracılar bilemiyorum!..

“Belden üstleri çıplak” diyen müdüre dava

Yılbaşı gecesi doğalgazdan zehirlenerek yaşamını yitiren 7 öğrenci için “kimisi belden üstü yarı çıplak'' diyen eski Başkentgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir hakkında 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Devamı: http://www.ntvmsnbc.com/id/24979191/

2009’un ilk günü Ankara’da doğalgaz faciasında ölen gençlerin çıplak olduğunu ima ederek kamuoyunun büyük tepkisini çeken dönemin Başkentgaz Genel Müdürü Veysel Karani para cezasına çarptırıldı.

Ankara'da 2009'un ilk gününde yaşanan doğalgaz faciası 7 gencin hayatına malolmuştu.

Dönemin Başkentgaz Genel Müdürü Veysel Karani, “Gençlerin hepsi yarı çıplak bir haldeydi” demişti.

Tepki çeken bu sözlerle ilgili yargı süreci tamamlandı.

Kişinin hatırasına hakaret suçundan yargılanan Demir, 2 bin 900 lira para cezasına çarptırıldı.

Yargı süreci iki yıl sürdü.

Yargıç Kürşat Hamurcu, Veysel Karani Demir'i kişinin hatırasına hakaret suçundan 90 gün hapis cezasına çarptırdı.

Suçun birden fazla kişiye karşı işlenmesi ve basın yoluyla işlenmesi nedeniyle cezayı 145 güne çıkarttı. Ancak bu ceza adli para cezasına çevrildi.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25142882/