Boşanma davası süresince davalının mahkemeyi yanıltacak düzeyde verdiği yalan beyan ve davacıya attığı iftiralar suçmudur. Eğer suç ise hangi kanun hangi maddede yeralmaktadır. İlgi ve alakanız için şimdiden teşekkür ederim.
Printable View
Boşanma davası süresince davalının mahkemeyi yanıltacak düzeyde verdiği yalan beyan ve davacıya attığı iftiralar suçmudur. Eğer suç ise hangi kanun hangi maddede yeralmaktadır. İlgi ve alakanız için şimdiden teşekkür ederim.
TCK m.272 ve m.267 sırasıyla yalan tanıklık ve iftira suçlarını düzenlemiştir.
siz maddeyi kanunun boşverin,
onları savcı ve hakim düşünsün
siz sadece şikayetçi iseniz
müracaatınızı yapın,
Sayın hocam.. Bir boşanma davasında tanıklardan bir yada birkaç tanesi boşanmaya sebep olan olayları çarpıtarak, farklı anlatarak mahkemeyi yanıltmaya çalışıyorlar.
Aynı kişi yada kişiler boşanmaya sebep olan olayların içerisinde olmalarına rağmen, hatta bu olayların içerisindeki eylemleri ile ailenin dağılmasına neden olmalarına rağmen bihabermiş gibi ifadeler veriyorlar.. (örnek: taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıklardan haberimiz yok. X in bu kişi ile olan ilişkisinden haberim yok. BU olayları ben hiç duymadım görmedim. Duyduğumda ise dava açılmıştı)
ancak gerek diğer tanık ifadeleri gerekse deliller olayın aslında hiçte öyle olmadığını gösteriyor. Sözkonusu tanıkların ifadelerin yalan iftira ve karalama olduğu ile karı - koca nın boşanmasına neden olacak türden davranışlar içinde olduklarıda ayen beyan ortaya çıkıyor.. (örnek: taraflar arasındaki anlaşmazlıktan haberi olmadığını söylen tanığın slında olayların başından beri haberdar olduğu, X in bahsi geçen kişi ile ilişkisinde köprü olduğu hatta bu şahısla bizzat kendisinin defalarca telefon görüşmesi yaptığı delillerle ispatlanmış durumda)
Bu durumda mağdur olan yada iftira ve karalamalara maruz kalan tarafın bu tanıklara dava açma hakkı varmıdır. BU davanın açılacağı mahkeme hangisidir. Aile mahkemesindeki dava dosyası bu mahkemede delil niteliğindemidir.
teşekkür ederim..
Sorulanı cevaplamaya çalıştım.
Beyan kişinin iradesini yansıtır ve sınırları aşılmışsa- iftira, karalama gibi- kişinin şikayetine bağlı olarak dava açılabilir.
"Benim bu konudan haberim yok" veya "ben bu konuda tanıklık yapmak istemiyorum" diyen birine karşı yaptırım yapılması mümkün değil.
Yalancı tanıklık veya iftira suçunu TCK'nın ilgili maddelerinden okumanızı tavsiye ederim.
https://www.hukuki.net/kanun/5237.15.text.asp
Şikayet mercii cumhuriyet savcılığıdır. Cumhuriyet savcısı konuyu araştırır, suç unsuru varsa davayı o açar. Şikayete bağlıdır, zaman aşımı 6 aydır.
Ama tanığın ifadeleri sadece gördüğü bazı olaylar hakkında tanıklık yapmamaktan ibaretse iki suçun da kapsamına girmez. Çünkü tanık olarak mahkemeye çağrılan kişi mahkemeye gelmek zorundadır ama tanıklık yapmak zorunda değildir.
Bazı Hukukçu arkadaşlar iftira ve yalan beyanların boşanma davasında, (hakimin karşısında dahi olsa) suç teşkil etmeyeceği yönünde yorum yapıyorlar yani boşanma davası sırasında taraflar birbirlerine iftira atabilir diyorlar. Suç un dava esnasında olması nasıl suç u suç olmaktan çıkarır anlamıyorum. Suç heryerde suçtur.
TCK 267 ve 272 yi okudum fakat bir insan savunma yaparken suç işlerse ve bu iftira, yalan beyanla hakimi yanıltmaya yönelik bir suç sa nasıl olurda suç olarak nitelendirilmez. Çok güzel ben o zaman dava esnasında bi güzel döveyim davacıyı bu suç deil. :) Asıl mesele hakimi yanıltma, hakim yanıldığı için ben cezayı ödeyemeyeceğimden 3 ay hapse gircem. Temyiz de ne zaman biter Allah bilir. Yani hakim delileri incelemeden, olayla yakından ve uzaktan alakası olmayan 2 tane şahidi kaale alarak hüküm vercek sona ben 3 ay hapis yatcam. Pes doğrusu.
Zor oldu ama anladım. Mahkeme önünde yalan beyan ve iftira suç değilmiş. Dolayısıyla hakimi yanıltmakta suç değil ne güzel. Takdir sizin. Hakim karşısında artık herkes yapacağını yapabilir.
bir dava içinde, davanın esasıyla ilgili olarak söylenen ölçülü söz ve iddialar suç olarak kabul edilmez. Yani herşey serbestmiş gibi yorumlamak doğru değil, telaş edilecek birşey yok. Yasa metni aşağıda....
İddia ve savunma dokunulmazlığı
MADDE 128. - (1) Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.