Printable View
Eşimin talebi üzerine aile mahkemesi boşanmamıza karar verdi.Ben karara itiraz edip yargıtaya taşıdım.Dosya hala sonuçlanmadı.Bu geçen zaman içinde ve halen birlikte olduğu bir erkek olduğunu öğrendim.Bu durumda ben ne yapmalıyım.Yargıtaydan bir karar çıkmadığı için bu yaptığı zina olurmu?.Eğer olursa polis nezaretinde kendilerini bastırabilirmiyim.Yardımlarınız için teşekkür ederim.
Karar kesinleşmedikçe boşanmış sayılmayacağından, zina oluşur. Ancak bu davacıya yeni bir dava açma sebebi teşkil eder.
Zina suç değildir.Boşanma davası için kusur olabilir ancak.Bu nedenle zina yapan birini polisle baskın yaparak durumu tescil ettirebilmeniz mümkün değildir.
yanıtınız için teşekkür ederim bu konu ile ilgili bir yasa numarası yada emsal teşkil edecek bir dava biliyormusunuz biliyormusunuz çünkü bu yazıyı buraya yazmadan önce bağlı bulunduğum karakola durumu anlattım ama fazla bilgileri olmadığı için pek yardımcı olamadılar.Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
Teşekkür ederim
Tamam kardeş anladım sende bide olaya böyle bak.Yargıtay benim itirazımı haklı görüpte davayı red ederse ben bu kadınla resmi olarak evli olacağım.İki çocuğumun velayeti onda bu yaşadığı olay uygunsuz yaşam sınıfına girip velayet talebinde bulunabilirmiyimAlıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Saygılar
Elbette bulunabilirsiniz.Ancak siz talepte bulundunuz diye sadece bu sebebe bağlı olarak velayeti alabilmeniz bence pek mümkün değil.
Anladım bayramın birinci günü çocuklarımı aldığımda bana annelerinin bu adamla birlikte parka ordanda evlerine götürdüğünü (ne yaptıkları malum)söylediler bu davranışlarını lehimde kullanabilirmiyimAlıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Yargıtay dava açılma tarihinden önceki olaylara dayanarak karar verecektir.
Dolayısıyla temyiz sırasındaki zina olayı ancak daha önceki davanın reddi halinde açacağınız yeni davada kullanabileceğiniz bir husus olacaktır.
Ayrıca
1. Bunu ispat da kolay olmayacaktır.
2. Zinanın ispatı bile velayeti size kazandırmaz.
Dolayısıyla yargıtaydan kararın gelmesini beklemekten başka bir çareniz yok.
üstad;Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Zinanın ispatı halin de annenin gayrı ahlaki davrandığı na delalet değil midir.Çocukların huzurlu madden rahat ortam kadar ahlaki değerler den yoksun olan bir yerde ikamesi gelişmesi yaşaması söz konusu olmazmı?Ahlak sızlığın olduğu ortam anne ye aleyh de olmaz mı?
Bu mu zina dediğiniz?Alıntı:
processe1 rumuzlu üyeden alıntı
Zina ayrı bir olay gayri ahlaki davranmak ayrı..Alıntı:
gunesizmir rumuzlu üyeden alıntı
MADDE 163.- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
Keza Mahkemelerin velayeti annenin Genelevde çalışıyor olmasına rağmen anneye verdiği bilinmektedir.
Zinanın ispatı kolay değildir.Alıntı:
gunesizmir rumuzlu üyeden alıntı
Onur nerede Gurur nerede. Bir kadın kocasını başka bir erkekle aldatacak kadar küçülmüşse o kadından ne kocasına nede birlikte olduğu adama hanımlık yapamaz zaten birlikte olduğu adamda kadın diye yanında taşımaz sadece anlık gönlünü eğlendirir sonra paçavra gibi bir köşeye atar. Aldatılan erkeklere söylüyorum böyle kadınlarla boşandığınız için üzülmeyi bırakın düğün bayram yapın kurtuldum diye sadaka verip kurban kesin. Aldatan kadınlar sizde şunu bilinki asıl kendinizi aldatıyorsunuz birlikte olduğunuz adam hiçbir zaman sizi evinin hanımı yapmaz çünkü geçmiş geleceğin aynasıdır. Sevgilinizin düşüncesi (tavukmu yumurtadan yumurtamı tavuktan çıkar sorusuna horozun cevabı olur. :) )
Zinanın ispatlandığı her durumda ortada hukuki açıdan gayri ahlaki bir durum olmaz dolayısıyla zinanın ispatlandığı her durumda, gayri ahlaki yaşam sürmesi sebebiyle çocukların velayeti alınır diyemeyiz.
Bununla beraber evli olan birisinin, bir başkasıyla gönül ilişkisi yaşaması her koşulda hukuki anlamda zina mıdır? Yoksa zina hukuken evli olan bir insanın bir başkasıyla cinsel münasebette bulunması mıdır? Burada da zina kavramını özellikle Yargıtay'ın nasıl değerlendirdiğine bakmak gerekir.