-
Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Aydınlık Dergisi, yeni sayısında Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün 'bilinmeyen 4 yılını' sayfalarına taşıdı. Dergi, Zekeriya Öz’le ilgili hazırladığı dosyada çok çarpıcı iddiaları gündeme getiriyor. Buna göre Öz’ün ilk görev yeri bilinenin aksine Bitlis’in Mutki ilçesi değil. Dergi, Ergenekon Savcısı Öz’ün Aydın’ın Çine ilçesinden Mutki’ye sürgün edildiğini söylüyor. Ve bunu da Resmi Gazete ile belgeliyor.
Savcı Öz'ün teyzesinin oğlu olduğu iddia edilen Seyfullah Vatansever'in Öz için, 'Savcı olduğunu duyunca çok şaşırdım. Atatürk adını ağzına almaz, “beton Kemal” ifadesini kullanırdı' sözleri de dergide yer almakta.
İşte Aydınlık’ta yayınlanan o haber:
'KIDEMLİ SAVCIYA ÇİRKİN TEKLİF'
Yıl 1995, Çine Adliyesi, Bütün adliyelerde olduğu gibi, faks ve adli sicil kaydı yaptıran yurttaşların ödediği paralar Çine Adliyesi’nde de Adaleti Güçlendirme Vakfı’na aktarılıyordu.
Zekeriya Öz, bir gün dönemin kıdemli savcısı Ayhan Uğurdan’ın kapısını çaldı.
Savcı Öz, Vakfa aktarılan paranın bir bölümünü “paylaşma” teklifinde bulunuyordu!
Kıdemli Savcı, çirkin teklife büyük tepki gösterdi. Kıdemli Savcı Ayhan Uğurdan, Zekeriya Öz’ü Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na şikayet etmeyi de ihmal etmedi. Sonunda hem Zekeriya Öz hem de Kıdemli Savcı Ayhan Uğurdan soruşturma geçirdi.
Zekeriya Öz, Çine’den Bitlis Mutki’ye sürüldü. Ayhan Uğurdan ise uğradığı haksızlığa dayanamayıp görevinden istifa etti.
Zekeriya Öz’ün vukuatları bununla bitmiyor. Hakkındaki soruşturma tamamlanıp sürgün cezası yiyene kadar Savcı Öz, yeni skandallarla Çine’yi sarsmaya devam etti…
RESMİ GAZETEDE DE YAZILI
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün savcılıkta ilk dört yılı böyle geçti.
Fethullahçı medya tarafından titizlikle sürdürülen “İlk görev yerim Mutki” yalanıyla örtülmek istenen gerçekleri, böylece açığa çıkarmış oluyoruz.
Zekeriya Öz, Mutkiye’ye tayin olmadı, Çine’den sürgün gitti!
Mutki’nin Zekeriya Öz’ün ilk görev yeri olmadığı, Mutki’ye Çine’den gittiği, 2 Temmuz 1998 tarihli ve 23390 sayılı Resmi Gazete ‘de de yazılı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan atama kararlarının beşinci sayfasında şöyle yazıyor: “Mutki Cumhuriyet Savcısı 35837 Zekeriya Öz”.
ADALET BAKANLIĞI’NIN AYDINLIK’A YANITI
Aydınlık, 28 Temmuz’da Adalet Bakanlığı’na savcı Zekeriya Öz’ün “hangi tarihte, nerede göreve başladığını ve nerelerde görev yaptığını” sordu. Adalet Bakanlığı da “kamusal gizlilik ve kişisel gizlilik ve kişisel gizlilik sorularımızı yanıtsız bıraktı.
ÇİNELİLER: PARAYA ZAAFI VAR
Zekeriya Öz, adan 10 yıl geçmesine rağmen Çine’de adliye, polis ve işadamları çevreleri tarafından çok iyi tanınıyor.
Çineliler bu olayları Aydınlık’a anlatırken, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz hakkında şu sıfatları kullanıyorlar:
-“Doğru adam değildir.”
-“Paraya zaafı vardır.”
-“Para Zekeriya Öz’ün her şeyidir!”
Çinelilerin anlattığına göre, Zekeriya Öz Çine savcısıyken kanuna aykırı olduğu halde ticaretle uğraştı. Merkezi Çine’de bulunan “İstanbullular Nakliyat” isimli bir firma ile araba alım satım işlerine girdi…
ATATÜRK’TEN “BETON KEMAL” DİYE SÖZ EDERDİ”
Öz, 1951’de Bulgaristan’dan Bursa’ya göç eden 8 çocuklu mutaassıp bir ailenin tek erkek çocuğu. 1968 doğumlu.
Teyze oğlu Seyfullah Vatansever, Zekeriya Öz’ün İmam Hatip (İHL)’te okuduğu yıllarda Fethullah tarikatı tarafından “devşirildiğini” anlatıyor. Zekeriya Öz, o yıllarda Fethullah Gülen’in finanse ettiği Yeşilırmak Dershanesinde eğitim gördü. Kurban Bayramı’ında vatandaşlardan kurban derileri toplar, Fethullahçıların vakfına verirdi.
Öz’ün çocukluğu ve gençliği, Bursa- Yalova-İstanbul hattında geçti.
Zekeriya Öz, 1997’de Hakimlik ve Savcılık Sınavı’nı kazandıktan sonra, Aktüel dergisine verdiği bilgiye göre, Bursa Barosu’ndaki kaydını sildirip 35837 sicil numarasıyla savcı oldu. Mutki’de 2 yıl görev yaptıktan sonra, Balıkesir Bigadiç’e atanıyor. 2004’ten sonra da İstanbul Ümraniye’ye ve sonra da Beşiktaş’ta eski adıyla Devlet Güvenlik Mahkemeleri, yeni adıyla özel yetkilendirilmiş Ağır Ceza Mahkemeleri’ne “özel olarak” tayin ediliyor.
Teyzesinin oğlu Seyfullah Vatansever, Zekeriya Öz için “Atatürk adını ağzına almaz, “beton Kemal” ifadesini kullanırdı…Savcı olduğunu duyunca çok şaşırdım. Hala da şaşkınım.”
Zekeriya Öz, 4 CIA ajanını Saka ile görüştürdü
Savcı Öz’ün Ergenekon’dan önce baktığı en önemli soruşturma, El Kaide’nin Avrupa, Türkiye, İran, Suriye, Pakistan sorumlusu “Louai Saka “davasıydı. Zekeriya Öz, İsrail gemisine saldırı hazırlığı yaparken yakalanan El Kaide’ci Saka hakkında hazırladığı iddianameyle dikkatleri üzerine çekti. Savcı Öz, HSBC Bank, İstanbul’daki İngiliz Başkonsolosluğu ve sinagogları bombalayan eylemciler Azad Ekinci ve Abdülkadir Karakuş’un Suriye’ye Sakka’nın yanına gittiğini belirledi. Öz, Sakka’ya müebbet hapis talep etti. Zekeriya Öz, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri süikastiyle Sakka’nın bağlantısını araştıran Birleşmiş Milletler Soruşturma Komisyonu’na da bilgi verdi. Louai Sakka, ABD’deki ünlü ikiz kulelere yönelik büyük eylemi gerçekleştiren militanları Yalova’daki terörist kamplarında eğittiğini de daha sonra açıklamıştı.
Tarih:15 Kasım 2005. Yer: İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı. CIA uçağı Türkiye’ye Louai Sakka için geldi. Bu uçağın geliş nedeni sonradan ortaya çıktı.
Sakka’nın avukatı Osman Karahan’ın verdiği bilgiye göre, “4 CIA ajanı Kandıra F Tipi Cezaevi’nde Sakka ile görüştü.”CIA akanlarının cezaevine girişleri için izni veren de Savcı Zekeriya Öz.
Ayrıntıları Avukat Karahan’dan dinleyelim: “Uçak olayından önce 2 defa müvekkilimle görüşen yabancılar, Sakka’ya Suriye aleyhinde ifade vermesi halinde o dönemde havalimanında bekleyen uçakla dünyanın istediği yerine götürme vaadinde bulundular. İlk görüşmeden kısa bir süre sonra 2 si Türk 4 kişinin Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde görevli Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’den aldıkları yazılı bir belge ile cezaevine geldiler. Sakka ile 4 saat süren bir görüşme olmuş. Gelenlerden Türkçe konuşan 2’si kendilerini emniyet görevlisi olarak tanıtmış. Benzer önerileri sıralamışlar. Sakka, hiç konuşmayan diğer 2 kişiden şüphelenerek, “Bunlar Türk değil mi?” diye sormuş. Diğerleri “Onlar da Türk” diye cevaplamışlar. Ancak, bu kişilerin konuşmaları diğerlerinin kulağına aktardığını görünce sinirlenmiş “Bunlar CIA ajanı” diye bağırmış. Gerginlik yaşanması üzerine bu kişiler “ Seninle nasıl burada görüşüyorsak, gücümüzü biliyorsun. Ay’a da gitsen seni infaz ederiz’ diye tehdit etmişler.”
Aydınlık, 9 Aralık 2007’de “4 CIA Ajanı El Sakka’yla F Tipinde” görüştü başlığıyla çıkmıştı. Sakka’nın avukatı olayın tüm ayrıntılarını Aydınlık’a açıklamıştı.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki iddialar Buyurun.
Devletin Savcisi Hakkinda Karalamlar Yapilmamalidir Yoksa Adalete Nasil Güven Olacak Söz Konusu Savci Hakkinda Ihbarlar Gazete Ve Dergilere Değil Yetkili Meciilere Yapilmalidir
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki iddialar Buyurun.
Sadece Devletin savcısına değil,hiçbir vatandaşına karalama yapılmamalı..Ancak bir kısım yobaz medya tarafından ne çeşit bir kampanya yürütüldüğü hepimizin malumu..
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki iddialar Buyurun.
Aydınlık Dergisi gibi yayınların "yobaz medya" denilen peşin hükümlü ve oldukça taraflı ve provakatif yayınlardan bir farkı yok. Ha "Aydınlık", ha "Vakit"... Al birini vur öbürüne... Bunların dediğiyle önümüz aydınlanacaksa vay halimize..
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki iddialar Buyurun.
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Aydınlık Dergisi gibi yayınların "yobaz medya" denilen peşin hükümlü ve oldukça taraflı ve provakatif yayınlardan bir farkı yok. Ha "Aydınlık", ha "Vakit"... Al birini vur öbürüne... Bunların dediğiyle önümüz aydınlanacaksa vay halimize..
Bakanlıktan iddia ile ilgili hala bir yanıt yok ama Abbas bey. Adıyla sanıyla kişi isimleri yer alıyor haberlerde,yalan olacak hali yok ya bu işin. ama yooooo olmaaaaazzzzzzzzzz bazıları daha soruşturma aşamasındayken infaz edilir, bazılarına da dokunulmaz di mi, Abbas bey, liberal demokrasi bunu gerektirir di mi Abbas bey. Sahi siz aşı olmuş muydunuz:o??
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki iddialar Buyurun
Sayın savcı zekeriya öz ün aleyhin deki bu iddialar deli saçmasıdır. Adli sicil için istenen paralar seri numaralı adalet i güçlendirme vakfı na ait makbuz karşılığı alınmaktadır. Bunların sayımı dökümü yapılmaktadır ve 1 kuruşun oynaması mümkün değildir. Kıdemli savcı kahrın dan mı istifa etmiş hiç sanmam. Hukuk deliller ile hareket eder, hukuhun temeli budur. Deliller çerçevesnde tam vijdani kanaat şimdi koskoca hsyk üyeleri yanılıyorda aydınlık dergisi mi yanılmıyor. Madem bu savcı paracı şu cu bucu neden çineliler suç duyurusunda bulunmamış tır. Bence çinelileri zan altında bırakmaktan öte ye gecmez bu iddialar ve ayrıca yakın hemde çok yakın tarih te sayın savcı öz hakkında hsyk ca soruşturma açılmış araştırma yapılmış ve anılan savcı aleyhinde en ufak ceza konusu dahi vukuu bulmamıştır. Yargıya taşınan ve soruşturmaları devam eden olaylar dan dolayı soruşturmayı ve incelemeyi yapan makam ve makamları aslı astarı olmayan suçlamalar ile töhmet altında bırakmak ne adaletle nede insanlık ile bağdaşır. Saygılarımla.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki iddialar Buyurun
Resmi Gazetede de yayınlanmış doğrular var. Yine de bunlar yalan karalama deyip, usul hatası gözüyle bakıp, AKP ve yandaşlarının uygulamaları ve söylemlerine mi inanacağız?
Bu tür geçmişi olan kişi nasıl savcı mesleğinde kalabiliyor üstelik ÖGACM savcısı olabiliyor, konular gazete dergi sütunlarına taşınıyor neden ilgili ve yetkili makamlar, meslek kuruluşları gerekeni yapmıyor,yapamıyor, tartışılması gereken konu budur.
Kim çete kim değil gerçeklerin ortaya çıkarılması gerekir.
İşçi partisinin istihbarat gücü herşeyi önceden açıklamıştır.RTE nin başbakan olacağını da.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki iddialar Buyurun
Ulaş Değirmenci isimli değerli üye 01.07.2008 de bir forum açmış. www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=40808 Ergenekon'da yeni gözaltılar diye... Bu forumun 5. sayfasında 05-07-2008, 22:13:11 tarih saat gruplu forumun 46 nolu iletisini Tangör Evren isimli yönetici yazmış bakınız ne demiş.
Alıntı:
1986-1987 li yıllar Harp okulları için zor yıllardır. Askeri liseler içinde, nedeni birisinin şimdi UTAH ta olan birisinin harp okulu başta olmak üzere İstanbul hukuk ve İzmir Hukuk fakültelerindeki öğrencilere kanca attığı yıllardır.
Bu iki yılda askeri okullarda ciddi bir öğrenci ayrılması yaşanmıştır. 1986 da harp okulunda okuyan bir arkadaşımın dediği şulaf çok önemlidir.
'' Sınıfımızın en çalışkanlarından öğrencilerdi. Kendi aralarında konuşur genelde herkesle iyi geçinir sessiz sakin ve orta halin altında öğrencilerdi. Yani öyle pek para harcamazlardı. Amma o gün ''irtica'' nedeniyle okuldan çıkarıldıkları gün Ben Kasımpaşa Deniz Hastahanesindeydim. Dönüş vapurum Bostancıdandı. İskeleye geldiğimde şaşırdım . En az 20-25 son model mercedes bmw vardı. Vapuru bekliyorlardı. Ne olaki dedim ? olan şuydu Bunlar Okuldan atılan o fakir arkadaşları karşılamaya gelen Fethullah takımıydı. O fakir arkadaşların her biri ayrı bir mercedes ve bmw ye binerek gitti. Şaştım kaldım Baktım.....''
Şimdi diyeceksiniz ki bunun bu konuyla ne ilgisi var birde yönetici olacaksın yazdığın yere bak. Birden aklıma geldide baktım iki üç kişiye bu yukarıdaki bilgiler doğrultusunda merak mı ettiniz ? Buyurun okuyun. Askeri okullarda 86-87 de yapılan bu temizlik hareketi üniversitelerden yapılamadı yani o seneler bu öğrenciler bu okullara girdi okuyordu ....
Ferhat Sarıkaya 1992 İstanbul HukukMezunu... Malum
Gültekin Avcı 1990 9 Eylül mezunu
Zekerya Öz 1991 İstanbul hukuk mezunu elinden tesbih düşmeyen savcı
İşin bir garibide Zekeriya öz ile Ferhat sarıkaya ilk görev yeri olarak Bitlis iline bağlı Mutki ilçesine atanıyorlar. Ama gariptir ikisininde ilk görev yerleri farklı BİRİLERİ gizliyor. Hele hele Öz ün ilk görev yerinde bir kepazelik olduğu akçe sorunu olduğu biliniyor.Kim gizliyor. Neden bu hızlı hakkedilmeyen yükseliş?
Neden mi söyledim hiç. Aklıma geldi .Birileri derin bir şeyler arıyor ya... Çalıştım
Sanki Aydınlık dergisinin yeni çıkan sayısında anlatılmak istenilenin özeti 3 ay önce yazılmış hemde bu dergi yokken !!! Ne dersiniz Abbas bey ?? Ben yorum yapmayacağım...
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar Buyurun
Sayın Günesizmir,
Uğru Dündar programına çıkıp "yargının içine ...mışlar" diyerek yargıyı töhmet altında bırakan başbakandır.Yargı bu haldeyse galiba sorumlusu ben değilim.RTE Başbakan olarak bu ifadeyi kullanmıştır. Toplum gelişen olaylarda nasıl içine ne yapıldığını, kimler tarafından gerçekleştirildiğini izlemektedir. Resmi gazetede çıkan bir ifadeye de yalan deyip, savcı Öz'ü koruyorsanız avukatlığını yapın.
Mir Fırat, Deniz feneri, Dişli gibi bizim ülkemizde usul hatası görülen,gerçeklerin çok küçük ortaya çıkan skandal olayları, sizce yargı ve demokrasi adına infial yaratacak güçte değil midir?
Tüm sektörleri acımasızca ele geçirdikten sonra demokrasinin kurumları yargı ve TSK ni yıpratma ve güven yitirme amaçlı bu olaylar ortaya atılmakta, bu senaryolar yazılmakta.
Somut maddi deliller ortada iken biraz insani, vicdani kanaat taşıyorsanız sağduyulu olamaz mısınız?
Farklı yerlerde yazılan, söylenenlerin bu denli örtüşmesi sizce bir tesadüf müdür?
Hiçbir çıkarı olmayan, geçmişte yaşanmışları anlatan bu insanlar yalancı bir tek Öz mü doğrucudur? Görevleri dahil, bu durum sizde derin bir şüphe yaratmıyor mu?
Siz adalet sisteminde, yargıda zaaf yaratacak bu durumdan kaçınılması için objaktif davranamaz mısınız?????
Asıl sorun bu gibi geliyor bana.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar Buyurun
Bu baski ve dayatma ortaminda belgeli kanitli dogrularin bile yazilmasi,söylenmesi icin mangal gibi yurek gerekirken,(cok sukur ki o mangal yurekler var) kaldi ki Aydinlik dergisinin elinde kanitlar olmadan ortaya herhangi bir iddia atacaklarini dusunemiyorum.Bu durumda madem deli sacmasi yalanlar,iftiralarsa bunlar,Ergenekon diye ugrasacaklarina bu iftiralarla(!)bile iceri atarlar.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar Buyurun
İnandırıcılık açısından Aydınlık dergisinin Vakit gazetesinden bir farkı yok. Her ikisinin de sansasyonel yayın yaptığını bilenler biliyor.
Kimseyi peşinen suçlu ilan edemem. Peşin hükümlü değilim. Aydınlık dergisi referans olarak kabul edebileceğim bir yayın değil. Adı "Aydınlık" ama oldukça "karanlık" bir dergi olduğu kanısındayım.
Bunları savcıyı savunmak için yazmıyorum. Savcı hakıkındaki iddialar, dergide yazıldığı şekilde bazı kişilerin lafından ibaret değil de gerçekse tabi ki onu da kınarız.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar Buyurun
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin tarafından yazılı olarak cevaplandırılması isteğiyle bir soru önergesi verdi... Mengü önergesinde bu hafta Aydınlık dergisinde yayımlanan Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’le ilgili çarpıcı iddiaların gerçeklik derecesini sordu... İddialar hayli ağır... Şahin veya Öz’ün açıklama yapması beklenir...
8 Ekim 2008 Melih Aşık Milliyet Gzt.
Madem öyleyse Nurseli İdize kadar uzanan kon bunlarında bir hatırını soruverse ya ! Hem içeride işçi partisi liderinin yanlızlıktan canı sıkılmıştır iyi gelir demi
-
Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Aydınlık dergisi Apo ile D.Perinçek gülüşürken Israil Ajanları tarafından çekilen resimleri de yayınlamalı ki tarafı sağlam belli olsun.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar Buyurun
Aranan Savcı
Ergenekon tertibini anlayabilmek için, savcının bulunuş hikâyesini tertip merkezinden yazdırılan yazılarla özetleyeceğiz.
Anlatılanlara göre, Savcı Öz, 17 Mayıs 2006 Danıştay suikastından beri aranıyordu. Olaydan hemen sonra Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı sıfatıyla Emniyet ve MİT yöneticilerini topluyor. Bu bilgilendirme toplantısında (brifing diyorlar) Abdullah Gül'ün önüne bir şema konuyor. İsmet Berkan'ın yazdığına göre, Abdullah Gül, şu "açık talimatı" veriyor:
ABDULLAH GÜL'ÜN TALİMATI
"Bana anlattıklarınızı delillendirip savcıya da anlatın, hepsi yakalansın, yargılansın."1
"Açık talimat" terimi İsmet Berkan'a ait.
"Açık talimat"ın içeriği ise, Ergenekon Operasyonu'nun bütün sırlarını ortaya döküyor:
- "Delillendirin",
- "Savcıya anlatın",
- "Hepsi yakalansın",
- "Hepsi yargılansın".
Bunları, savcı veya polis müdürü söylemiyor, o sırada Başbakan Yardımcısı koltuğunu işgal eden Abdullah Gül söylüyor.
Başbakan Yardımcısı "Delillendirip savcıya anlatın" diyorsa, bunun "delil uydurun" anlamına geldiğini, yine İsmet Berkan'ın yazılarından öğreniyoruz:
DANIŞTAY SALDIRISIYLA BAĞLANTI KURULAMIYOR
Ergenekon şeması, sözü geçen toplantıda Abdullah Gül'ün önüne konduğu zaman, "Danıştay saldırısı ile çok sonra İstanbul'da başlayacak olan Ergenekon soruşturması arasında somut bir bağlantı kurulamıyor. Emniyet ilk gün getirip Abdullah Gül'e sunduğu istihbari bağlantıları savcıya sunamıyor, delillendiremiyor."2
Uydurma bir "şema" var!
Fethullahçı Gladyo'nun uydurduğu "istihbari bağlantılar" var.
Ancak delil yok!
İşte o delilleri imal etme talimatını Abdullah Gül veriyor.
Ancak talimat yalnız delil bulmaya yönelik değil, aynı zamanda savcı bulmayı da içeriyor.
Burada hayli zorluk çekilmiş. Fethullahçı "güvenlik yetkilileri" Gazeteci Murat Yetkin'e "savcı bulunamıyor" diye yakınıyorlar.3
"NASIL OLDUYSA" ZEKERİYA ÖZ
En sonunda delili olmayan uydurulmuş suçlamalarla soruşturma yürütecek o "savcı" da bulunuyor. İsmet Berkan'dan dinleyelim:
"Nasıl olduysa İstanbul'da Zekeriya Öz isimli bir savcı bulundu. (...) Bütün bunların 2003 sonu 2004 başında yaşanan darbe girişimleriyle bağını keşfetti."4
"Nasıl olduysa" deyişi yine İsmet Berkan'dan.
Evet "Nasıl olduysa!"
İşte Savcı Zekeriya Öz'ün bulunmasını anlatan anlamlı sözcükler: "Nasıl olduysa!"
Nasıl olduğunu, olanlardan anlıyoruz. Savcı Öz, "uydurduğu delillerle" kendi bulunuş nedenini de ortaya koyuyor. Ve İsmet Berkan'ın yazdığı gibi, 2006 yılında gerçekleşen Danıştay suikastı ile iki yıl önce 2003-2004 yıllarındaki "darbe girişimleri" arasındaki "bağı keşfediyor".
Darbe 2003, 2004'te!
Oysa Danıştay suikastı 2006'da.5
Bağlantıyı "keşfeden" savcının yeteneği işte burada. İki yıl sonrasının suikastıyla iki yıl önceki darbe girişimi arasında bağlantı kurabiliyor.
Danıştay suikastı, kurguya göre niçin yapılmış?
- "Darbe ortamı hazırlamak" amacıyla.
Ancak darbe girişimi iki yıl öncesinde kalmış. Suçlanan komutanlar, Org. Yalman, Org. Eruygur, Org. Fırtına, Org. Tolon hepsi emekli olmuş.
Mantık yok. Ama Fethullahçı Gladyo'nun 1998'den beri uydurduğu kurguları yargı önüne getirme cüreti var.
BOB EŞSAVCILIĞI
"Aranan savcı" bulunmuştur.
"Bulunan savcı"nın CIA ile buluşturulduğu haberi de yine basında yer aldı.
Fatih Altaylı, Savcı Zekeriya Öz'ün El Kaide soruşturmasında CIA ekibiyle görüşmeler yaptığını belirtti ve bu görüşmeden sonra Ergenekon savcılığına getirildiğine dikkat çekti. Altaylı, yorumu izleyiciye bırakıyordu.6
Böylece Ankara'daki BOP Eşbaşkanlığı'ndan sonra İstanbul'da da BOP Eşsavcılığı kuruldu. Bu BOP Eşsavcılığı'nın İstanbul C. Başsavcılığı'nın denetimi dışında çalıştığı haberleri gazetelerde sık sık yayımlandı.
SUÇ İŞLEME AYRICALIĞI
Örneğin İşçi Partisi yöneticilerinin gözaltına alınması konusu Savcı Zekeriya Öz tarafından üç kez İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in önüne götürülmüş, ancak reddedilmişti.7
Ne var ki, Savcı Zekeriya Öz'ün arkasındaki kuvvet büyüktü. Bulunan savcı, beğenilmeyen Başsavcı'dan daha güçlüydü. Arkasında ABD vardı; Fethullah Hoca vardı; AB vardı; Tayyip Erdoğan vardı; Abdullah Gül vardı; Mehmet Ali Şahin vardı. PKK ve DTP ve bilcümle Türkiye ve ordu düşmanı örgüt ve çevreler de, açıkça ve üstün bir gayretle Zekeriya Öz'ü destekliyor ve alkışlıyordu.
Bulunan savcının Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan farkı, Ergenekon İddianamesi kamuoyuna açıklandığı zaman da ortaya çıktı. Başsavcı Aykut Cengiz Engin, İddianame'nin sorumluluğunu üç savcıya yüklüyor, basına sızdırılan bilgi ve belgelerin "gerçek dışı" olduğunu vurguluyordu. Basına sızdırılan yalan haberlerle "bilgi kirliliği" yaratılmış ve "şüphelilerin özel yaşamları ve temel hakları ihlal edilmişti".8
Bütün bunlar, suçtu!
Savcı Zekeriya Öz ve ekibi suç işlemişti.
Ama o "bulunan" savcı idi.
Suç işleme ayrıcalığı vardı.
***
1 İsmet Berkan, Radikal, 4 Temmuz 2008.
2 İsmet Berkan, "Ergenekon'un Yakın Tarihi (5)", Radikal, 9 Nisan 2008.
3 İsmet Berkan, Radikal, 4 Temmuz 2008.
4 İsmet Berkan, aynı yerde.
5 Abdullah Gül ve ismi belirtilmeyen bir "hükümet yetkilisi", Danıştay suikastı ile 2003-2004 yıllarındaki askeri darbe girişimleri arasında bağ kurduklarını, Hasan Cemal'e de anlatmışlar:
"Hükümet olarak vakıfız ne olup bittiğine... Tabii sivil ayağı da var cuntasal kalıntıların... Birkaç emekli büyükelçi, akademisyen."
Hasan Cemal, Milliyet, 4 Mayıs 2007.
6 www.haberturk'te yer alan bu haberi, Fatih Altaylı Haber Türk televizyonunda Sevilay Yükselir ile söyleşisinde de vurguladı (?????????????????? Eylül 2008).
7 Hürriyet, 22 Mart 2008, s.26.
8 Başsavcı Aykut Cengiz Engin'in İddianame'yi kamuoyuna açıklaması konusunda bkz. gazeteler, 15 Temmuz 2008 ve özlü bir yorum için bkz. Aydınlık, 20 Temmuz 2008, sayı 1096, s.17.
Doğu Perinçek
http://www.aydinlik.com.tr/
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
"Ergenekon savcısının gizlenen karanlık 4 yılı" başlıklı haberlerin, Aydın'ın Çine ilçesinde tertiplendiği ve iftiralardan ibaret olduğu ortaya çıktı. Hem ilçe halkı hem de haberde adı geçen kişiler, yapılan dezenformasyonu gözler önüne serdi.
'Öz'ün Çine'den Mutki'ye sürüldüğü, bir işadamı tarafından kafasına silah dayandığı, eşinin çarşaflı olduğu, esnafı haraca bağladığı, yolsuzluk yaptığı' iddialarını yerinde araştırdık. Öz'ün kafasına silah dayadığı ileri sürülen işadamı Mehmet Ocak, "Tamamen uydurma. Öz'ün birinden haraç istediğini de ne gördüm ne de duydum. Bu medya kuruluşlarına ihtarname gönderdim." dedi. Öz'ün ev sahibi ve komşusu olan Ali Kandemir de, "Çok efendi ve saygılıydı. Eşi çarşaflı filan değildi." bilgisini verdi. Adliyede yolsuzluk iddiasını ise yine bir adliye çalışanı yalanladı: "Yolsuzluğu yapan Ayhan U.'ydu, istifa etmek zorunda kaldı."
Türkiye tarihinin en önemli davalarından birine adım adım yaklaşılıyor. Haklarında iddianame hazırlanan 86 sanık 20 Ekim'de hakim karşısına çıkacak. Şüpheliler, 'kaos ortamı oluşturarak, darbeye teşebbüste bulunmakla' suçlanıyor. Duruşma tarihi yaklaştıkça bazı kesimlerin dezenformasyon amaçlı yayınlarının sayısı da artıyor. Bu konuda soruşturma kapsamında yapılan aramalarda suikast planlarının ele geçirildiği İşçi Partisi'ne bağlı yayın yapan Aydınlık Grubu başı çekiyor. Ümraniye'de patlayıcıların ele geçirildiği 12 Haziran 2007'den bu yana sürekli maksatlı yayınlar yapan Aydınlık, soruşturmayı 'TSK'ya karşı yapılmış bir operasyon' olarak göstermeye çalışıyor.
Söz konusu yayın organının bu politikası iddianamede de ele alınıyor. Savcı Zekeriya Öz, örgütün bu propagandasına şu şekilde dikkat çekiyor: "Kendilerini Türk Silahlı Kuvvetleri adına hareket ediyor gibi gösterip kendilerine karşı yapılan her türlü adli soruşturmanın Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı yapıldığı şeklinde kamuoyunu yanılttıkları, ayrıca adil yargılamayı etkileme suçuna teşebbüs ettikleri gibi (bu konuyla alakalı suç duyurularının dosyada bulunduğu) ülkemizin en değerli kurumlarından olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin adını da kendi örgütsel faaliyetlerine karıştırmak suretiyle kendi faaliyetlerini legal faaliyetler gibi göstermeye çalıştıkları anlaşılmıştır."
Dergi, geçtiğimiz haftaki sayısında bir adım daha ileri gitti ve kapağını Zekeriya Öz'e ayırdı. 'Ergenekon Savcısı'nın gizlenen 4 yılı' kapağıyla okuyucusunun karşısına çıkan dergi, yalanları ardı ardına dizdi. Haberde, Öz'ün Çine'den Bitlis'in Mutki ilçesine sürgün edildiği, Çine esnafını haraca bağladığı, bir işadamının savcının kafasına silah dayayarak rehin aldığı, adliyede yolsuzluk yaptığı ileri sürüldü. Söz konusu iddialar hiçbir belgeye dayandırılmıyordu. Derginin kullandığı tek belge, Resmî Gazete'de yayımlanan atama kararlarıydı. Öncelikle, Zekeriya Öz'ün görev süresi dolmuştu. Doğu vazifesini ifa etmesi için Mutki'de görevlendirilmişti. Ortada bir sürgün yoktu. Cumhuriyet ve Sözcü gazeteleri de söz konusu iddiaları geçtiğimiz hafta sayfalarına taşımıştı.
İkinci olarak, Öz'ün kafasına silah dayanması gibi bir olay hiç olmamıştı. Haberde Savcı'ya silah dayayan adam olarak adı geçen Mehmet Ocak, derginin haberine ateş püskürdü. İddiaların tamamının uydurma olduğunu anlatan Ocak, şunları söyledi: "Benden asla haraç istemedi. Başkasından istediğine ne şahit oldum ne duydum. Benzin istasyonumdan akaryakıtı her zaman kredi kartı ile alırdı. Hesap dökümlerine bakarsanız bunu görürsünüz. Devletin savcısının kafasına silah dayadığım iddiaları da tamamen yalandır. Hakkımda asılsız haber yapan bu medya kuruluşlarından hem şikâyetçi oldum hem de ihtarname gönderdim. Amaçları savcıyı yıpratmak. Yalan haberlerle memleketi karıştırmak istiyorlar."
Parke taşı imalatı yapan Mehmet Ocak, 2 ay önce söz konusu haberi yapmak için bazı gazetecilerin yanına geldiğini anlatıyor. Ocak, "Ben devletimi ve milletimi seven bir insanım. Nasıl devletin savcısına böyle bir harekette bulunayım' dedim gönderdim. İddiaları ortaya atan Çine İşçi Partisi İlçe Başkanı Hasan Akalın'ı tamircilik yıllarından tanırım. Haber çıktıktan sonra konuşmak için yanıma geldi. Kendisine 'Sen yalancı, üçkağıtçı ve terbiyesiz bir adamsın' dedim, oturtmadım bile. Neden böyle yaptıklarını sordum. Sonra gitti ve ileride kendisini bekleyen lüks bir arabaya bindi. Şüphelendim, çünkü o lüks arabayla gezecek durumda değil." şeklinde konuşuyor. Savcı Öz'ün Çine halkını canından bezdirdiği iddiaları da tamamen uydurma, senaryoydu. Bir dönem Çine'de sanayi sitesi başkanlığı yapmış olan Çine Esnaf Odası Başkan Vekili Metin Uyar, Öz ile ilgili çıkan yalan haberlere lanet etti. İlçede 45 yıldır esnaflık yapan Uyar, "Hiçbir zaman Zekeriya Öz'ün esnafla kavgalı olduğunu ya da husumet içerisine girdiğini işitmedim. Mehmet Ocak'ın savcının kafasına silah dayadığı da yalan bir haber. Böyle büyük bir olay olsa kesinlikle duyulur ve yayılırdı." dedi.
Çine Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Ahmet Keleş de 1998 yılında sözü edilen kıraathanede böyle bir olayın yaşanmadığını üstüne basa basa söylüyor. Keleş, "Ben 10 yıldır burada oda başkanıyım ve sözü edilen kıraathane ofisimin alt katında. Fakat savcı beye Mehmet Ocak'ın silah dayaması olayı tamamen uydurmadır. Haberi yapanların gelip iddiaları bana veya başkasına sormamalarını da çok düşündürücü buldum. Tamamen planlanmış bir iftira kampanyası olduğu ortada." açıklamasında bulundu.
1994 ile 1998 yılları arasında Çine'de görev yapan Zekeriya Öz'ün eşinin çarşaflı olduğu iddiasını ise ev sahibi ve komşusu yalanlıyor. Öz, Çine'de kaldığı 4 yıl süresince kirada oturmuş. Ev sahibi ve komşusu olan Ali Kandemir o yılları şöyle anlatıyor: "Savcı Bey işe yürüyerek gider gelirdi. Makam arabasını işe giderken kullanmazdı. Çok efendi ve saygılı bir insandı. Çevresinde sevilen ve takdir gören biriydi. Eşi de çarşaflı değildi. Sade giyinen mütevazı bir insandı. Her zaman kapıdan girerken selam vermeden, hal hatır sormadan geçmezdi. Evinde haremlik selamlık diye bir şey hiç görmedim."
İşçi Partisi'nin yayın organı olan Aydınlık Dergisi'nin hazırladığı 'Ergenekon Savcısı'nın gizlenen dört yılı' başlıklı karanlık tertibi ortaya atan kişi Çine İşçi Partisi İlçe Başkanı Hasan Akalın. Akalın'ın geçmişi hiç de aydınlık değil.
Hasan Akalın 1980 yılında seçildiği Hallaçlar Muhtarlığın'dan 1982 yılında siyasi olaylar nedeniyle atıldı. 1984 yılında Engin Karadeniz'le birlikte Hallaçlar'da bekçilik yapan Ahmet Şahin'in kızına tecavüz iddiasıyla yargılanırken 4 ay cezaevinde kaldı. 1989 senesinde Hallaçlar köyünde Ford marka bir minibüsü kundaklamak suçundan ise 1 yıl hapis yattı.
2006'da ise kaçak elektrik kullanmaktan 4 bin YTL ceza ödedi. Halen Çine İşçi Partisi İlçe Başkanlığı'nı yürüten Akalın, çevre sakinleri tarafından devamlı huzursuzluk çıkaran ve insanları birbirine düşüren birisi olarak biliniyor.
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'e atılan iftiralardan bir başkası da Çine'de Adalet Güçlendirme Vakfı'nda bulunan paranın bir bölümünü paylaşmak istediği iddiası. Olayın tanıklarından olan eski bir adliye çalışanı şunları söyledi: "Zekeriya Bey gelmeden önce kıdemli savcı Ayhan U., Adalet ve Güçlendirme Vakfı bünyesinde toplanan paraların bir kısmını alıyordu. Zekeriya Öz geldiğinde bu durumu görünce paraların savcılar için harcanmaması gerektiğini, biriken paranın cumhuriyet savcılığı biriminde kullanılan kırtasiye ve büro malzemeleri için kullanılması gerektiğini söyledi ve bugüne kadar aldığı paraları teslim etmesini istedi. Öz, o dönemde rutin denetlemelerini yapmak için adliyeye gelen müfettişe de durumu anlattı. Bu konu üzerine Ayhan U. istifa etmek zorunda kaldı. Savcı kesinlikle sürülmedi. Görev süresini tamamladıktan sonra tayin edildi."
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Zerekiya Öz'ün eşi çarşaflı değil
1994 ile 1998 yılları arasında Çine'de görev yapan Zekeriya Öz'ün eşinin çarşaflı olduğu iddiasını ise ev sahibi ve komşusu yalanlıyor. Öz, Çine'de kaldığı 4 yıl süresince kirada oturmuş. Ev sahibi ve komşusu olan Ali Kandemir o yılları şöyle anlatıyor: "Savcı Bey işe yürüyerek gider gelirdi. Makam arabasını işe giderken kullanmazdı. Çok efendi ve saygılı bir insandı. Çevresinde sevilen ve takdir gören biriydi. Eşi de çarşaflı değildi. Sade giyinen mütevazı bir insandı. Her zaman kapıdan girerken selam vermeden, hal hatır sormadan geçmezdi. Evinde haremlik selamlık diye bir şey hiç görmedim."
Asılsız haberin mimarı tecavüzcü çıktı
İşçi Partisi'nin yayın organı olan Aydınlık Dergisi'nin hazırladığı 'Ergenekon Savcısı'nın gizlenen dört yılı' başlıklı karanlık tertibi ortaya atan kişi Çine İşçi Partisi İlçe Başkanı Hasan Akalın. Akalın'ın geçmişi hiç de aydınlık değil.
Hasan Akalın 1980 yılında seçildiği Hallaçlar Muhtarlığın'dan 1982 yılında siyasi olaylar nedeniyle atıldı. 1984 yılında Engin Karadeniz'le birlikte Hallaçlar'da bekçilik yapan Ahmet Şahin'in kızına tecavüz iddiasıyla yargılanırken 4 ay cezaevinde kaldı. 1989 senesinde Hallaçlar köyünde Ford marka bir minibüsü kundaklamak suçundan ise 1 yıl hapis yattı.
2006'da ise kaçak elektrik kullanmaktan 4 bin YTL ceza ödedi. Halen Çine İşçi Partisi İlçe Başkanlığı'nı yürüten Akalın, çevre sakinleri tarafından devamlı huzursuzluk çıkaran ve insanları birbirine düşüren birisi olarak biliniyor.
Yolsuzluk yapan Zekeriya Öz değildi
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'e atılan iftiralardan bir başkası da Çine'de Adalet Güçlendirme Vakfı'nda bulunan paranın bir bölümünü paylaşmak istediği iddiası. Olayın tanıklarından olan eski bir adliye çalışanı şunları söyledi: "Zekeriya Bey gelmeden önce kıdemli savcı Ayhan U., Adalet ve Güçlendirme Vakfı bünyesinde toplanan paraların bir kısmını alıyordu. Zekeriya Öz geldiğinde bu durumu görünce paraların savcılar için harcanmaması gerektiğini, biriken paranın cumhuriyet savcılığı biriminde kullanılan kırtasiye ve büro malzemeleri için kullanılması gerektiğini söyledi ve bugüne kadar aldığı paraları teslim etmesini istedi. Öz, o dönemde rutin denetlemelerini yapmak için adliyeye gelen müfettişe de durumu anlattı. Bu konu üzerine Ayhan U. istifa etmek zorunda kaldı. Savcı kesinlikle sürülmedi. Görev süresini tamamladıktan sonra tayin edildi."
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar Buyurun
Alıntı:
hukuk ve adalet rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Günesizmir,
Uğru Dündar programına çıkıp "yargının içine ...mışlar" diyerek yargıyı töhmet altında bırakan başbakandır.Yargı bu haldeyse galiba sorumlusu ben değilim.RTE Başbakan olarak bu ifadeyi kullanmıştır. Toplum gelişen olaylarda nasıl içine ne yapıldığını, kimler tarafından gerçekleştirildiğini izlemektedir. Resmi gazetede çıkan bir ifadeye de yalan deyip, savcı Öz'ü koruyorsanız avukatlığını yapın.
Mir Fırat, Deniz feneri, Dişli gibi bizim ülkemizde usul hatası görülen,gerçeklerin çok küçük ortaya çıkan skandal olayları, sizce yargı ve demokrasi adına infial yaratacak güçte değil midir?
Tüm sektörleri acımasızca ele geçirdikten sonra demokrasinin kurumları yargı ve TSK ni yıpratma ve güven yitirme amaçlı bu olaylar ortaya atılmakta, bu senaryolar yazılmakta.
Somut maddi deliller ortada iken biraz insani, vicdani kanaat taşıyorsanız sağduyulu olamaz mısınız?
Farklı yerlerde yazılan, söylenenlerin bu denli örtüşmesi sizce bir tesadüf müdür?
Hiçbir çıkarı olmayan, geçmişte yaşanmışları anlatan bu insanlar yalancı bir tek Öz mü doğrucudur? Görevleri dahil, bu durum sizde derin bir şüphe yaratmıyor mu?
Siz adalet sisteminde, yargıda zaaf yaratacak bu durumdan kaçınılması için objaktif davranamaz mısınız??
Asıl sorun bu gibi geliyor bana.
Sayın hukuk ve adalet,
Objektiflik her açıdan ve her konu için mutlak olunması gerekli olandır.yazınızda ki bir kısım yazımlar RTE gibi ifadeniz hoş değil zannımca.Beğeniriz beğenmeyiz severiz sevmeyiz ama resmi bir makam da resmi seçim sonuçlarına göre bulunan ve Başbakan lık yapmakta olan bir kişi için RTE ifadesi hoş değil zira devlet makamıdır başbakandır Rte olarak kıslatma yaptığınız kişi.Devlet adabı bunu gerektirir.Evet sayın savcının çineden mutkiye tayini doğrudur buda resmi gazetede yayınlanmıştır buda doğrudur.Ancak mutkiye atanmasının şartlarına bakılmışmı rutin bir atama yada şark hizmeti için ifa edilen bir atama olup olmadığı araştırılmışmıdır.Anılan kararda sürgün olduna dair maddi emare ve deliller varmıdır?Ve hiç bir hakime savcıya bir dava ile alakalı en ufak imanın dahi olamıyacağı kanunlarımızda sarihdir.eğer bu şekilde bir talimat yada belli bir zumreye belli kişi yada kişilere haksızlık için emir talimat verilmiş ise buna her insan gibi bend e karşıyım geçişte ismail özdağlar ,mataracılar yargılandı lar ceza aldılar hukuksuzluk adaletsizlik ve suç nerde olursa olsun kime olursa olsun gereği yapılmalıMüthiş bir bilgi kirliliği ve deformasyon süreci işliyor.adalet size bana ona buna şuna değil her kişiye her insana lazım dır adalet toplumun olmaz ise olmaz temel ana damarıdır.akp olmadan dinimi.mhp olmadan vatanımı.chp olmadan atatürk ümü sevebilirim.saygılarımla.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Aydınlık dergisinin sicilinin bozuk olduğu bizim tarafımızdan biliniyor da, bunu bilmek istemeyenlere anlatmak çok zor..
Aydınlık dergisi Ergenekon davasında zaten taraf (hasım) durumunda..
Hukukçu arkadaşlar "hasım" (husumet) ne demek, bilirler..
Böyle bir durumda bu derginin yazdıkları ne kadar inandırıcı?...
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Aydınlık dergisinin sicilinin bozuk olduğu bizim tarafımızdan biliniyor da, bunu bilmek istemeyenlere anlatmak çok zor..
Aydınlık dergisi Ergenekon davasında zaten taraf (hasım) durumunda..
Hukukçu arkadaşlar "hasım" (husumet) ne demek, bilirler..
Böyle bir durumda bu derginin yazdıkları ne kadar inandırıcı?...
Bir buçuk yıldır ceza kanunlarımızca yargıyı etkileme konusunda ne kadar suç varsa ,
Başbakanından medyasına kadar birçok kişi ve kuruluş tarafından alenen işlendi
Ancak ne bunlara herhangi bir yaptırım uygulandı ne de iddiaların üstüne gidildi.
Hepimizin üzerinde uzlaşabileceği tek şey bu yargılamanın en kısa sürede tamamlanmasıdır.
Bu süreç de en fazla birkaç ay olmalıdır ,
PKK ya destek verenler bu tür bir araştırmaya , soruşturmaya tabi tutulmadığı gibi ,
Bir terör örgütü liderinin de yargılanması tutulabilecek minimum yargılama süresi içinde sonuçlandırılmıştır.
Bu ülkenin nurseli idize sorulan sacma sapan sorularla bu muhakemenin uzamasına artık tahammülü yoktur.
Bir hukukçu olarak benim tahammülüm kalmadı...
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Sayın Günesizmir,
Haklısınız severim sevmem,benimserim benimsemem benim değer yargılarımdır.Ancak sağduyulu düşünürseniz saygı - makam kavramlarının da bu dönemde erozyona uğradığı sonucuna ulaşırsınız.
Benim isim kısaltmamdan bu kadar etkilenen bir birey olarak eleştirilerinizi okuduğumda;
Şu ifadelerden daha fazla etkileneceğinizi düşündüm.
Demokrasinin tramvay olduğunu,
Günde 15 vatan evladının teröre kurban verildiği ve terörün sadece askeri önlemlerle önlenemiyeceği gerçeğinde, iktidar olmuş siyasi yapının Başbakanı çıkıp " askerlik yan gelip yatma yeri değil" derken kendi çocukları askere gitmiyor,muaf, ticarete atılıp gemicikler aldığını,
TBMM de bir soru önergesine "bizim çocuklar açmı kalsın ulan"yanıtını verenlere,
Mağduriyetini anlatan çiftçiye"ananı da al git" diyebilen ağızlara,
Bulunduğu makamlara geldikten sonra dünyanın sayılı zenginleri arasına girebilenlere,
Dişli, Mir Fırat, Deniz Feneri olayları karşısında yargının nasıl işlediği ve usul hatasına dönüştüğünü göre göre,
Babalar gibi satılan ülkemde;
O makamlarda halen oturulup benden makamları kullanarak kişilere saygı beklenmesinin demokrasiyi tramvay görmeyen zihniyetimde,Cumhuriyetin kurum ve kuruluşlarına olan saygım, yıpratılmasına neden olan uygulamalara tepkim olarak algılanması ve anlaşılmasını, asıl olan millete bu hakaretleri yağdıran,yolsuzluklara göz yuman seçilmişler karşısında vicdani kanaatinizden objektif bakışla bekliyorum.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Gene alınan iletinin menşei gizlenerek savunulması yapılınca kafalar karışıyor doğal olarak. Kendi isminin tersten okunuşunun mucize lduğunu söyleyerek halkı kandıran dinci Feto nun gazetesi zaman savcıyı savunuyor.
Bu durumda aslında ciddi gözlemlediğimizde ortaya şu çıkıyor. Aydınlık dergisinin iddiaları açık ve net '' oha buda abartma'' denebilecek boyutta sanki doğruların arasına çok fazla abartılı yerleştirilmiş gibi... Amma doğruda olabilir...
Olmaz olmaz demeyin
olmaz olmaz.
Ancak bu dergiden çok daha önce bizzat ben Bu savcının feto yu sevdiğini ve mezuniyet yıllarının fetocuların hukuk fakültelerindeki en etkili yılları olduğunu ve mezuniyetini müteakip savcı olmasından sonra ilk görev yerinin nasıl Mutki olabileceğini sormuştum. Çünkü bizzar savcının kendi sözlü beyanlarında tutarsızlık vardı.
'' İlk görev yerim Mutki'' sözünü söyleyen ben Aydınlık dergisi veya başka birisi değil Bizzati savcını kendisi röpörtajında söylüyor. Benim için bir püf noktası burası Savcı 94-98 yılları arasında ki görev yerini nasıl unutabilir nasıl atlayabilir ?
İkinci çok büyük özellik bu dinci basına ANAYASAYA VE KANUNLARA AYKIRI BİR ŞEKİLDE soruşturma bilgilerinin servisini yapanda bizzat savcı. Dinci kesim tarafından çok sevilmeside başka bir soru işareti... Bu hamur daha çok su kaldırır....Az kaldı.
Dikkatinizi çekerim savcının ağzından yayın yapan paçavra bir gazete şimdide yalan haberlerle direk TSK yı yıpratıyor. Ne tesadüf ? !!
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Alıntı:
hukuk ve adalet rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Günesizmir,
Haklısınız severim sevmem,benimserim benimsemem benim değer yargılarımdır.Ancak sağduyulu düşünürseniz saygı - makam kavramlarının da bu dönemde erozyona uğradığı sonucuna ulaşırsınız.
Benim isim kısaltmamdan bu kadar etkilenen bir birey olarak eleştirilerinizi okuduğumda;
Şu ifadelerden daha fazla etkileneceğinizi düşündüm.
Demokrasinin tramvay olduğunu,
Günde 15 vatan evladının teröre kurban verildiği ve terörün sadece askeri önlemlerle önlenemiyeceği gerçeğinde, iktidar olmuş siyasi yapının Başbakanı çıkıp " askerlik yan gelip yatma yeri değil" derken kendi çocukları askere gitmiyor,muaf, ticarete atılıp gemicikler aldığını,
TBMM de bir soru önergesine "bizim çocuklar açmı kalsın ulan"yanıtını verenlere,
Mağduriyetini anlatan çiftçiye"ananı da al git" diyebilen ağızlara,
Bulunduğu makamlara geldikten sonra dünyanın sayılı zenginleri arasına girebilenlere,
Dişli, Mir Fırat, Deniz Feneri olayları karşısında yargının nasıl işlediği ve usul hatasına dönüştüğünü göre göre,
Babalar gibi satılan ülkemde;
O makamlarda halen oturulup benden makamları kullanarak kişilere saygı beklenmesinin demokrasiyi tramvay görmeyen zihniyetimde,Cumhuriyetin kurum ve kuruluşlarına olan saygım, yıpratılmasına neden olan uygulamalara tepkim olarak algılanması ve anlaşılmasını, asıl olan millete bu hakaretleri yağdıran,yolsuzluklara göz yuman seçilmişler karşısında vicdani kanaatinizden objektif bakışla bekliyorum.
Sayın hukuk ve adalet,
Temel de sizi anlıyorum en azından çok ciddi şekilde anlamaya çalışıyorum.İfadelerinizi okudum .Öncelik ile 15 şehit olayın dan başlıyalım hiç bir şeyin dokunulmaz olmamalı diyorum tabu olan makamların da iş ve işlemlerinde hataları,suçları var ise gereği elbette ve mutlaka yapılmalı.Bunca elektronik ,teknolojik imkanlara ramen bu kadar şehit verilmesi oldukça manidar ve düşündürücüdür.Yolsuzluklara gelince hemen hemen her dönem de yolsuzluklar olmuştur ve olacaktır(aslında olmamalı).Bizdeki koltuk sevdası bitmediği sürece bunlar olacaktır seçimlerde kaybedenler erdemli şekilde istifa edenler var olduğu gibi istifa etmeyip seçim kaybını zafer olarak gören siyasi parti liderleri de var olduğu sürece işimiz çok zordur.Öncelikle siyasi partilerdeki lider sultası olayı kalkmalı.önce siyasiler bilinçlenmeli bilinçlenmeliki adil,yararlı,topluma örnek ,adaletli uygulamalara ve kanunlara eşitliğe uygun tatbikatlar için de olabilsin.Hep benden ziyade hep biz denmeye başladığı zaman var olan sorunların üstesinden gelmeye başlayacağımıza inanmaktayım.İdareciler ne olursa olsun toplum ile ilişkilerini kızsalar dahi ters yansıtmamalı hakkaniyet ve eşitlik ilkesinden ödün vermemeliler.Cumhuriyet deyip deyip rektörü olduğu ünileri sıkıntıya zarara sokanlar da var bu memlekette ve kalemdaroğlu hakkındada akrabalarını görev yaptığı kuruma doldurduğu iddiaları var ne yazıkki ülkemiz de çamur at izi kalsın olayı revaç ta.%47 oy oranını aşa gören ler ne kadar hatalı ise %47 nin dışında kalanları da aşa görmek o derece hatalıdır.Benim oyummu daha değerli çobanın oyumu daha değerli tarzındaki bir düşünce çok vahimdir.zira oy verme oy kullanma seçmene verilen hür irade ile vücut bulan bir haktır.isteyen dilediği yere oy verir yada vermez.ancak ben çok oy aldım herşey bana hakdır anlayışıda hatadır.Hata yapana bu millet gereken cevabı sandıkta vrmeye muktederdir.Beğenilmeyen seçimle uçar gider.
İktidara gelip bu nimetlerden yararlanmayan bir siyasi neredeyse yok kadar azdır belki de tek örnek rahmetli sayın ecevittir.Ancak buda istisna dır.Tekraren ifade etmek isterim ki bu milletin parasını çalan alan haksız ca yiyen kişi her kim ise gereği yapılabilmeli ve yapılmalıda.En içten saygılarımla.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
'' İlk görev yerim Mutki'' sözünü söyleyen ben Aydınlık dergisi veya başka birisi değil Bizzati savcını kendisi röpörtajında söylüyor. Benim için bir püf noktası burası Savcı 94-98 yılları arasında ki görev yerini nasıl unutabilir nasıl atlayabilir ?
Olayları Aydınlık dergisinden takip ederseniz böyle yanlışlar yapabilirsiniz.
Öncelikle ben Savcı Zekeriya Öz'ün "ilk görev yerim Mutki" şeklinde bir röportajına rastlamadım. (Hatta röportaj vermeyi bırakın fotoğrafları bile medyada pek çıkmıyor.)
Savcının bu röportajı nerede ne zaman çıktı?
Zekeriya Öz konusunda mart sonu nisan başında Tempo dergisi haber yapmıştı. Ondan da önce 3 nisan 2008'de Hürriyet "Zekeriya Öz’ün şifreleri" haberiyle alıntı yaptı, sonra da diğer medya kuruluşları.
Yani "İlk görev yeri Mutki" sözü Tempo muhabirinin haberinde geçiyordu. Başka bir yerde geçiyorsa lütfen kaynağını, linkini açıkça verin. Başka yerde geçmiyorsa bunu da açıkça kabul edin.
"İlk görev yeri Mutki"den sonra gelen cümle de anlamlı:
"İlk görev yeri Mutki. Bitlis’in en eski avukatları bile onu hatırlamıyor. Ardından Balıkesir Bigagadiç. Öz’ün savcılık macerası Bigadiç’ten sonra 2004’ten itibaren Ümraniye’de sürüyor. "
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8607319.asp?m=1
Muhabir savcı Öz'ün nerede görev yaptığını kendi imkanlarıyla araştırıyor, haberde 1991 yılında Hukuk Fakültesi'nden mezun olduğu da var. Ama yazdıkları bu kadar.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Dikkatinizi çekerim savcının ağzından yayın yapan paçavra bir gazete şimdi de yalan haberlerle direk TSK yı yıpratıyor. Ne tesadüf ? !!
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Uzun araştırmalardan sonra 11.07.2008 tarihinde savcı Zekeriya Öz'ün Yeni Aktüel'den Özgür Yorulmaz ile konuştuğunu da buldum. Röportajın içeriğine ulaşamadım. Ancak röportaja girizgah yaparken Yorulmaz şöyle diyor:
http://www.medyaradar.com/index.asp?...ti&makid=19023
"Hayatına dair çok az şey biliniyordu. Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğu. 1968 doğumlu. Dört kardeşi var. İlk, orta ve lise öğretimini Bursa'da tamamlıyor. Babası esnaf. 1986'da girdiği İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1991'de mezun oluyor. 1997'ye kadar Bursa Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık yapıyor.
Savcı Öz'e tekrar "
Bundan sonrasını bu site alıntılamamış. Başka yerde de bulamadım.
Savcı Öz'e "meslek hayatınıza nerede başladınız" diye sorup sormadığını bilmiyorum. Ancak bu kadarsa; bu cümlelerin savcı Öz ile konuştuktan daha sonra, daha önce Tempo'da çıkan bilgilere dayanarak, masa başında yazıldığını düşünüyorum.
Araştırmaya devam...
Savcı Öz bir röportajında "İlk görev yerim Mutki" dedi mi?
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Güzel araştırmaya başlamak gelişmek için iyidir. Ancak unutmayın hayat haber ve gerçekler sadece internetle sınırlı değil.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Güzel araştırmaya başlamak gelişmek için iyidir. Ancak unutmayın hayat haber ve gerçekler sadece internetle sınırlı değil.
Ben her zaman önce araştırır, sonra yazarım.
İnternetle sınırlı olmadığını biliyorum. Ama bu forumda iddia sahibi misiniz, yoksa Aydınlık dergisindeki iddiayı tekrar eden kişi misiniz?
İddia sahibiyseniz "falanca gazete-dergi-yayında, falanca tarihte, savcı Zekeriya Öz "ilk görev yerim Mutki" dedi veya bu anlama gelecek şu cümleyi kullandı." demeniz yeterli.
Bunu diyemiyorsanız iddianızdan vazgeçmenizi umuyorum.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
18 Ekim 2008 / HÜRRİYET
Enis BERBEROĞLU
eberber@hurriyet.com.tr
Ya ötekilerin onuru ne olacak
ANKARA BURSA'daki gözaltı haberini okuyunca üstüne atlamadım.
"Men dakka dukka" (Çalma kapını, çalarlar kapını) demedim.
Haberin üstüne 24 saat yattım, düşündüm ve yazdım.
* * *
Önce okumayanlar açısından haberi hatırlatalım:
Bursa'da bir evin kapısı terörle mücadele polislerince çalınıyor.
Seyfullah (Seyrullah ?) Vatansever gözaltına alınıyor.
Neden sıradan bir polis-adliye haberi değil?
Çünkü Vatansever, Ergenekon Savcısı'nın akrabası.
Anadolu Ajansı haberine göre teyzesinin oğlu.
Şikáyetçi olan da Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz. Vatansever'in Aydınlık Dergisi'nde yayınlanan yazıda kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle şikáyeti var.
Vatansever, "Dergide çıkanların yüzde 80'i bana ait değil" diyor. Ama "Kamu görevlisi hakkında asılsız ve doğru olmayan bilgiler vererek rencide etmek" suçuyla adliyeye sevk ediliyor. Rencide zanlısı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor.
* * *
Haksız itham karşısında insanın canının ne kadar yandığını iyi bilirim.
Ama kişisel meselemi sonraya bırakıp farklı bir örnek vereyim.
Vakit Gazetesi'nin manşetini kesip saklamıştım.
Mezar başında bir fotoğraf, dua eden birkaç kişi ve büyük harflerle şu başlık: "Vakit olay Savcı Abdurrahman Yalçınkaya'nın köyünde; Abisinin cenazesine bile gitmemiş."
Kapatma davasının tarihi 14 Mart... Savcının manşeti 19 Mart'a yetişiyor.
Bizzat en yakın akrabalarının ağzından savcıya yaylım ateşi açılıyor.
En şahsi tercihi, mezar taşı fotoğrafıyla süslenerek sorgulanıyor.
Ağabeyinin cenazesine gitmeme (?) kararı yıllar sonra önüne konuluyor.
O gün Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ne hissetti, bilmiyorum.
Ama en az Ergenekon Savcısı kadar rencide olduğunu tahmin ederim.
* * *
Bakın şu savcı, bu savcı demiyorum. Dava farkı da gözetmiyorum.
Savcılık ve gazetecilik mesleği arasında çok fark bulur, sayarım.
Ama tek bir benzerliğimiz var ki, gündelik yaşamı çok etkiliyor.
Savcı ve gazetelerin iddiaları yanlış ve haksız bile olsa... Kişisel tarihlere not olarak düşülüyor, her yerde karşınıza çıkıyor.
Google'a giriyorsunuz, suçlama sabit, sonucu çoğu kez kayıp. Çünkü aklanma haberlerine ne savcılık, ne de gazeteler pek itibar etmiyor.
* * *
Tam bu noktada sübjektif bir parantez açmak zorundayım. Haysiyeti sadece sizinki zedelenince hatırlanacak bir değer olarak algılamadım hiç...
O yüzden örnek verdiğim her iki savcıyı da çok iyi anladığım iddiasındayım. Ve keşke her savcı da iddianame yazarken zanlıyla empati kurabilse diyorum.
Örneğin, Tuncay Güney gibi sahtecilikten sabıkalı bir isim önüne gelene çamur atarken... Maddi hatalarla dolu bir şema keşke iddianame ekine konulmasaydı daha iyi olmaz mıydı?
Hukuki yola başvurduğum için fazla uzatmadan sübjektif parantezi kapatıyorum.
Ergenekon Savcısı'na samimi geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Mağdurların safına hoş geldi, sefa getirdi.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Essahtan.. Çalma kapımı çalarlar kapını :o
Ergenekon soruşturması Zekeriya Öz gözetiminde yapılmadı mı? Behiç Gürcihan ve nişanlısı Fatma Sibel Yüksek'in özel hayatlarına ilişkin telefon görüşmeleri avukatlara gizli olan o soruşturma dosyasından çıkıp medyada yayımlanmadı mı?
Bunda Zekeriya Öz'ün hiç sorumluluğu yok mu?
Hukuka uygun bir durum muydu bu yayımlar?
Aferin Aydınlık'a :o
Zekeriya Öz'e hukuksuzluğun daniskasını (RTE'nin moda deyimidir.)gösteriyor. Oh olsun:o
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Bundan 10-11 gün önce savcının hangi röportajında "İlk görev yerim Mutki" dediğini sormuştum. "Şu gazete/dergi/televizyon/yayın organında şu tarihte" şeklinde basit bir yanıt gelene kadar Aydınlık dergisinin iddiaları çökmüş oluyor.
Çünkü bütün komplonun tek kurgusu "Zekeriya Öz'ün ilk görev yeri Çine'yi saklayıp "ilk görev yerim Mutki" diyerek yalan söylediği" iddiasına dayanıyor.
Eğer savcı bunu demediyse, komplo teorisi toptan yalanlanmış olur.
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Olayları Aydınlık dergisinden takip ederseniz böyle yanlışlar yapabilirsiniz.
Öncelikle ben Savcı Zekeriya Öz'ün "ilk görev yerim Mutki" şeklinde bir röportajına rastlamadım. (Hatta röportaj vermeyi bırakın fotoğrafları bile medyada pek çıkmıyor.)
Savcının bu röportajı nerede ne zaman çıktı?
Zekeriya Öz konusunda mart sonu nisan başında Tempo dergisi haber yapmıştı. Ondan da önce 3 nisan 2008'de Hürriyet "Zekeriya Öz’ün şifreleri" haberiyle alıntı yaptı, sonra da diğer medya kuruluşları.
Yani "İlk görev yeri Mutki" sözü Tempo muhabirinin haberinde geçiyordu.
Başka bir yerde geçiyorsa lütfen kaynağını, linkini açıkça verin. Başka yerde geçmiyorsa bunu da açıkça kabul edin.
"İlk görev yeri Mutki"den sonra gelen cümle de anlamlı:
"İlk görev yeri Mutki.
Bitlis’in en eski avukatları bile onu hatırlamıyor. Ardından Balıkesir Bigagadiç. Öz’ün savcılık macerası Bigadiç’ten sonra 2004’ten itibaren Ümraniye’de sürüyor. "
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8607319.asp?m=1
Muhabir savcı Öz'ün nerede görev yaptığını kendi imkanlarıyla araştırıyor, haberde 1991 yılında Hukuk Fakültesi'nden mezun olduğu da var. Ama yazdıkları bu kadar.
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Aydınlık'ı Sn.Abbas Bilgili anlatmış. Özetlersek "Temkinli ve dikkatli okuyun.. Sabıkalıdır.." diyor Abbas bey.
Eh.. Savcı Zekeriyya Öz'ün uygulamaları da ortada..
Dün 89'una giren babamı ziyaret ettim.
Tekerlekli iskemlesini TV'nin karşısına çektirmiş, yandaki masanın üzerine gazetelerini ve üzerine gözlüğünü koymuş, tv'de haberleri izliyordu.
Haberlerden sonra günün yorumunu sundu.
"Allah belayı belaya düçar kılar.." diye özetleyiverdi :o
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Cumhuriyet Gazetesi'nin birinci sayfasında yer alan tekzibin tam metni şöyle...
DÜZELTME VE CEVAP
Muhatap şirketçe günlük olarak yayımlanan Cumhuriyet Gazetesi’nin 08.10.2008 tarihli ilk sayfası ile 8. sayfasında yer alan “Savcı Hakkında Yeni İddialar” ve “Savcının Karanlık 4 Yılı” başlıklı yazılarla ilgili düzeltme ve cevabımdır. Cumhuriyet Gazetesi’nde 08.10.2008 tarihinde yayımlanan şahsım ile alakalı iddiaların tamamı gerçek dışıdır. Bu asılsız isnatlara, yürütmekte olduğum bir soruşturma nedeniyle maruz bırakıldığım, tüm kamuoyu ve tarafınızca gayet iyi bilinmektedir.
Zekeriya Öz - İstanbul Cumhuriyet Savcısı
-
Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Savcı Zekeriyya Öz, gerektiğinde kısa ve öz yazabiliyormuş..
Tebrik ederim
-
Cevap: Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Savcı Zekeriya Öz’e ilk soruşturma
Adalet Bakanlığı, onlarca suç duyurusuna rağmen soruşturma başlatmadığı Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz hakkında soruşturma yürütmek zorunda kalacak
Ankara 4. İdare Mahkemesi, eski İstanbul Barosu Başkanı avukat Turgut Kazan’ın, Adalet Bakanlığı’nın “soruşturmama” kararına karşı açtığı davada,Öz hakkında “ifadeye çağırma, zorla getirme, yakalama ve arama” kararlarındaki usulsüzlük iddiaları nedeniyle soruşturma açılmasına karar verdi. Kararın, 1’e karşı 2 üyenin oyuyla alındığı anlaşıldı.
Kazan, soruşturmayı yürüten Öz’ün, CMK’da yer alan ifadeye çağırma, zorla getirme, yakalama ve aramaya ilişkin kuralları çiğneyerek, toplumda büyük korku ve dehşete yol açtığını belirtmiş, Adalet Bakanlığı’ndan usulsüzlük iddialarının soruşturulması talebinde bulunmuştu.
Bakan karar verecek
Bakanlığın 60 gün içinde talebe yanıt vermemesini, talebin reddi olarak değerlendiren Kazan, avukatı Halil Sevinç aracılığıyla Ankara 4. İdare Mahkemesi’nde, bakanlığın soruşturmama kararının iptali istemiyle dava açmıştı.
Kazan, dava dilekçesinde, özel yetkili savcılara sadece gözaltı süresi bakımından bir istisna getirildiğini, bunun dışında arama, el koyma yakalama gibi konularda yasal kuralların uygulanması gerektiğini belirtmişti. Öz’ün bazı sanıklar hakkındaki soruşturmayı bir yılı aşkın süre devam ettirdiği ve adil yargılama hakkını hiçe saydığı ifade edilmişti. Mahkeme Başkanı Mürteza Güler karara karşı çıktı. Üyeler Sedat Yücel Seyhan ile İsmail Öztürk ise, Öz’ün soruşturulması yönünde oy kullandı.
Öz’ün bu kararı Danıştay’da temyiz etme hakkı var. Soruşturma sonunda Öz’ün disiplin cezası istemiyle HSYK’ya sevk edilip edilmeyeceğine ve hakkında ceza davası açılıp açılmayacağına Adalet Bakanı karar verecek ve bu karara karşıyine Danıştay’da dava açma hakkı bulunuyor.
http://www.milliyet.com.tr/savci-zek...04/default.htm
-
Cevap: Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
GÜCÜ ÖZGÜRLÜĞÜNDE OLANLARIN PARASI VAR AMA YÜREĞİ YOK, YAZIKLAR OLSUN...
Yazar ERDAL SARIZEYBEK Thursday, 10 June 2010
PARAYLA YÜREĞİ ALIRIZ, SANDILAR AMA YANILDILAR...
GÜCÜ ÖZGÜRLÜĞÜNDE OLAN MEDYA'NIN PARASI VAR, DOĞRU AMA YÜREĞİ YOK...
İki yıl geçti aradan…
Savcı Zekeriya Öz ile ön adı Mehmet olan badem bıyıklı savcı bizi çağırdı, haksız ve hukuksuz yere, anlattık, hatta kitap yazdık, hiç ses yok, gücü özgürlüğünde olanlardan hiç ses yok…
Şikayet ettik bu savcıları, yeterli delil yokmuş, Adalet Bakanımız izin vermedi, kimse de derdin nedir diye sormadı…
Ama bir kere şikayet ettik ya…
Mehmet Ali Özaltın diye biri,
GÜCÜ ÖZGÜRLÜĞÜNDE OLAN MEDYADA MANŞET: ERGENEKON KASALARI; ERDAL SARIZEYBEK…
Onu atlattık, yaşarken atlattık, acı çekerken atlattık, toplum içinde rezil olmadan atlattık ama…
Ertesi gün GÜCÜ ÖZGÜRLÜĞÜNDE olan medyada bir başka manşet: UYUŞTURUCU İŞİ YAPIYOR!
Kim?
Ben, Erdal Sarızeybek.
Mahkemeye verdik, kazandık ama tekzibi yayınlamadı bu GÜCÜ ÖZGÜRLÜĞÜNDE olanlar…
Bu işler tam bitti derken, bir başka manşet; ÖLÜM KUYULARI!
Yazmış, yazmış, yazmış bu gücü özgürlüğünde olanlar, aslında yazılanların bizimle uzaktan yakından ilgisi yok ama olsun, yazı sonunda demişler ki; BİR VAKİTLER SARIZEYBEK DE ORADAYDI!
Alıştık ya, bu kez doğrudan mahkemeye gittik, karar aldık, bu haber yalan dedik ama GÜCÜ ÖZGÜRLÜĞÜNDE OLANLAR yayınlamadı…
Daha yeni geldim evime, bir baktım ki, ne göreyim; SAVCI GİZLİ TANIKTAN ALEYHİME İFADE İSTEMİŞ! NE İSTEMİŞ, BAKIN VE GÖRÜN;
5 Haziran 2010
Savcı ruh halimden faydalandı Cem EMİR / DHA Şırnak’ta 1993-95 yılları arasında işlenen 20 cinayetten sorumlu tutulan, aralarında Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak ile itirafçıların bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davada, kilit tanık Mehmet Nuri Binzet’in ifadesine devam edildi.
Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, Binzet’e, geçen yıl mart ayında Diyarbakır’da savcıya verdiği ve iddianamede yer alan ifadeleri soruldu.
İfadelerini reddetmeyi sürdüren Binzet, şunları söyledi:
“2008’de Şırnak’taki bir davadan beraat edince Kamil Atak ‘Keşke idam etseydiniz’ dedi. Bundan dolayı intikamlarla ilgili kitaplar okudum. Mersin’de kaldığım koğuş ateşe verildi. Savcı içinde bulunduğum psikolojik durumdan yararlandı. Bana fazla ilgi gösterdi, odasında yemek ve sigara verdi. Bazı şeyleri söylememi istedi.
Kendimi borçlu hissettiğim için, söylediği bazı şeyleri tekrar ettiğimi hatırlıyorum.
Benden Recep Gençoğlu, Cemal Temizöz ve Erdal Sarızeybek hakkında bilgi istedi. Savcı bu isimlerin çok tehlikeli olduğunu söyledi. İnsanların mühimmat dolu sığınaklarda ve nezarethanelerde işkenceyle öldürüldüğü şeklindeki ifadelerim gerçeği yansıtmıyor.”
Bu ifadeler medyaya yansıdı ama GÜCÜ ÖZGÜRLÜĞÜNDE olanlardan tek ses yok!
Şimdi ise Van Cumhuriyet Başsavcılığı bir gizli tanık bulmuş ve ben uyuşturucu kaçaklığı yapıyormuşum hem de PKK ile beraber…
BEN ŞEHİTLERE EMANETİM, KİMSEDEN KORKUM YOK…
BEN GİDEN CANLARIN SESİ OLMAK İSTEDİM BAŞKA BİR DERDİM YOK!
ADALETİ YOK SAYIP BEN ADALETİM DEYİP DE HAKSIZ YERE GÖZALTINA ALANLARDAN, TUTUKLAYANLARDAN DA KORKUM YOK…
BEN BURDAYIM, BİZ BİRBİRİMİZİ BİLİRİZ, ÖZÜMÜZ BELLİ SÖZÜMÜZ BELLİ…
Canım sıkıldı bugün, bize saldırıyorlar hergün sanki güç yokmuş gibi biz de…
Her akşam izliyoruz, GÜCÜ ÖZGÜRLÜĞÜNDE diyen haber kanallarını ama hiç birinde güç yok ki gerçeği söylemiyorlar, yazmıyorlar ama diyorlar ki GÜCÜMÜZ ÖZGÜRLÜĞÜMDE……
Biz biliyoruz ki onların gücü para, para gücüyle saldırıyorlar ama bilmiyorlar ki bizdeki gücü, bizdeki güç; YÜREK!
Biz de para yok ama olsun, güçlü olan biziz, çünkü bizdeki güç para değil YÜREK!
Tarihte yüreği yenen güç hiç görülmemiştir…
ERDAL SARIZEYBEK 10 HAZİRAN 2010
Yazının Tamamı Kaynak:
http://www.erdalsarizeybek.com.tr/es...d=428&Itemid=1
-
Cevap: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Zekeriya Öz'ün dün ne olduğu değil bu gün ne yaptığı önemlidir.
bu gün neleri doğru neleri yanlış yaptığı konusunda bir özet yazarsanız bir fikrimiz olacak
bu adam savcımı , yoksa hakimmi ben karar veremedim...
ayazoglum
-
Cevap: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Ne savcı ne hakim... Birilerinin güdümünde yoksa böyle dandik iddaaname ile davalar açar mı ? Hukuk dışı delillerin en bol olduğu ne olduğu belli olmayacak ömür yetmeyecek hukuk dışı bir davayı ancak hukuk dışı birisi açabilirdi hukuk adına!! Anlayan anladı....
-
Cevap: Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Cumhuriyet Gazetesi'nin birinci sayfasında yer alan tekzibin tam metni şöyle...
DÜZELTME VE CEVAP
Muhatap şirketçe günlük olarak yayımlanan Cumhuriyet Gazetesi’nin 08.10.2008 tarihli ilk sayfası ile 8. sayfasında yer alan “Savcı Hakkında Yeni İddialar” ve “Savcının Karanlık 4 Yılı” başlıklı yazılarla ilgili düzeltme ve cevabımdır. Cumhuriyet Gazetesi’nde 08.10.2008 tarihinde yayımlanan şahsım ile alakalı iddiaların tamamı gerçek dışıdır. Bu asılsız isnatlara, yürütmekte olduğum bir soruşturma nedeniyle maruz bırakıldığım, tüm kamuoyu ve tarafınızca gayet iyi bilinmektedir.
Zekeriya Öz - İstanbul Cumhuriyet Savcısı
Ne yani? Tüm kamuoyu müneccim mi?
Ya da ben nereden bileceğim doğru mu, yoksa yanlış mı olduğunu?
Masuniyet karinesi mi? Evet.. Kendisinin pek de aldırış etmediği (hatta bihaber olduğu) masuniyet karinesinden yararlanması gerekir, yararlanmalıdır. Çünkü, yine kendisi pek aldırış etmese de Türkiye Cumhuriyeti'nin niteliklerinden birisi de HUKUK DEVLETİ olmasıdır.
Fakat, soruşturulmalı, araştırılmalı ve gerekiyor ise KOVUŞTURULMALIDIR!
Hatta bunu kendisi bizzat istemelidir!
Tıpkı, binlerce sayfalık iddianameler tanzim ettiği ve soruşturduğu şüpheliler gibi O'nun hakkında da isnatlar araştırılmalı ve şüphe bertaraf edilmelidir.
Masuniyet karinesinden bihaberdir kendisi, Hukuk Devletinin ne olduğunu da pek bilmez.
"Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.." sözüne bir anlam yüklenebiliyor ise, "avukat" sıfatı ile incelemek istediğimiz mutad soruşturma dosyalarında bile önümüze binbir engel çıkartılır iken, hakkında gizlilik kararı bulunan soruşturmalara ilişkin dökümanların elden ele gezinmesinden bellidir bu. Gazetelere verilen iddianamelerde Dr.Mesut Özcan'ın, Tuncay Özkan'ın eşinin ve aile bireylerinin halen kullanımında olan telefon bilgileri ve diğer kişisel verilerinin yayınlanarak, hiç alakası olmayan kişilerin eline geçmesinin temini ile tacize maruz kalmalarının sağlanmasından bellidir masuniyet karinesinden ve hukuk devletinden bihaber olduğu...
Dr.Mesut Özcan, kalp cerrahı olması sebebi ile telefonunu iptal ettirememiştir. Çünkü, hastalarının ve hasta yakınlarının kendisine ulaşması gerekmektedir. Bu nedenle hattını iptal ettirmek şöyle dursun, telefonunu kapalı tutması bile kendisinden yardım uman hastaları için hayati sakıncalar doğurmaktadır.
Savcıların hiç bir sorumluluk kaygısı duymadan iddianamede yayımladıkları o telefondan 20 dakikalık zaman diliminde 3 kez hakarete maruz kaldığını ve taciz edildiğini bizzat gördüm.
-
Cevap: Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Alıntı:
trgykllm rumuzlu üyeden alıntı
Bir buçuk yıldır ceza kanunlarımızca yargıyı etkileme konusunda ne kadar suç varsa ,
Başbakanından medyasına kadar birçok kişi ve kuruluş tarafından alenen işlendi
Ancak ne bunlara herhangi bir yaptırım uygulandı ne de iddiaların üstüne gidildi.
Hepimizin üzerinde uzlaşabileceği tek şey bu yargılamanın en kısa sürede tamamlanmasıdır.
Bu süreç de en fazla birkaç ay olmalıdır ,
PKK ya destek verenler bu tür bir araştırmaya , soruşturmaya tabi tutulmadığı gibi ,
Bir terör örgütü liderinin de yargılanması tutulabilecek minimum yargılama süresi içinde sonuçlandırılmıştır.
Bu ülkenin nurseli idize sorulan sacma sapan sorularla bu muhakemenin uzamasına artık tahammülü yoktur.
Bir hukukçu olarak benim tahammülüm kalmadı...
Evet şu mesajın üzerinden iki yıl geçmiş...
Gözlemlediğim kadarıyla herkes alışmış bu duruma.
Tutuklu olanlar unutulmuş...
Daha da kötüsü insanlar Ergenekon diye bir terör örgütünün mevcudiyetine artık inanmış,
Delil görmeden, sorgulamadan psikolojik olarak kabul etmişler...
Alışanlardan zaten umudum yok, alışmayanlar ise alışırlar merak etmesinler
Tutukluluk halleri devam eden sanıkların içeride birkaç yıl daha tutulmalarını sağlayacak yasal mevzuat mevcut...
Olmasa da sorun değil, Mr. Öz halleder...
Hem seçim de yaklaştı zaten, adamların hepsi hükümete muhalif
bunları bırakırsa hükümet oy kaybeder...
-
Cevap: Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
Tuhaf bir durum
savcı Zekeriya Öz, ‘silahlı terör örgütü üyeliği'nden soruşturma açtı.
Suç tarihinde cezaevindeydi
Toygun ATİLLA 20 Kasım 2010
25 Haziran 2007'de Ergenekon üyeliğinden tutuklanan Muzaffer Şenocak hakkında savcı Zekeriya Öz, ‘silahlı terör örgütü üyeliği'nden soruşturma açtı. Savcı Öz suç tarihi olarak ise Şenocak'ın Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunduğu 12 Kasım 2008'i gösterdi. Şenocak ile ilgili soruşturma kararı, Islak İmza iddianamesinin ek delil klasörlerinin içinde bulunan ayırma kararları arasında yer alıyor.
ERGENEKON‘un tutuklu sanığı Muzaffer Şenocak'a, silahlı terör örgütü üyesi olduğu gerekçesi ile 2'nci kez soruşturma açıldı. Suç tarihi olarak ise 12 Kasım 2008 gösterildi. Halbuki, Muzaffer Şenocak, bu tarihten 1.5 yıl önce tutuklanmıştı. Silivri Cezaevi'ndeydi ve yargılanıyordu. Savcı Zekeriya Öz imzasını taşıyan Muzaffer Şenocak ile ilgili soruşturma kararı, Islak İmza iddianamesi'nin ek delil klasörlerinin içinde bulunan ayırma kararları arasında bulunuyor.
Kaynak Haberin tamamı:http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...rih=2010-11-20
-
Cevap: Re: Savcı Zekeriya Öz Hakkındaki İddialar - Buyurun
http://www.erdalsarizeybek.com.tr/da...714-bkucuk.jpg
EY ADALET BAKANI VE İSTANBUL İKİ SAVCISI, ALLAH'IN GAZABI ÜZERİNİZE OLSUN Evet, yanlış duymadınız, sizlere beddua ediyorum hem de en ağırından.
EY ADALET BAKANI VE İSTANBUL İKİ SAVCISI, ALLAH'IN GAZABI ÜZERİNİZE OLSUN
Sayın Sadullah Ergin, Adalet Bakanı, yanlış değil okuduğunuz, size beddua ediyorum açık açık ve yürekten. Sayın İstanbul Başsavcısı Turan Çolakkadı, Sayın Başsavcı yardımcısı Zekeriya Öz, bu sesi işitin ve sizlere ettiğim bu bedduaları yabana atmayın. Yüce Allah’ın gazabı üzerlerinize olsun!
Kıymetli okurlar, sevgili kardeşlerim, bir insana haksız ve hukuksuz yere bu kadar ağır saldırı yapılır mı ve bu saldırılara karşı bir insanın eli kolu böylesi bağlanır mı? Diyeceksiniz ki bu öfke neden? Anlatalım…
http://www.erdalsarizeybek.com.tr/ma...lsun-254h.html