Cevap: Re: Deli Fıkraları
Delinin biri bir gün akıl hastanesinden kaçmaya karar verir. Ancak öyle bir yere kaçmalıdır ki doktorlar onu asla bulamamalıdırlar. İki ay boyunca düşünür, ve bir şey bulur. Ertesi gün ilk işi sabah erkenden kaçmak olur.
Gerçekten de doktorların hepsi bir olduğu halde bu deliyi bulamazlar. Tam ümitlerini kestikleri anda deli çıka gelir. Bütün doktorlar delinin geldiğine sevinirken, Doktorun biri merak eder ve sorar. "hayrola sen kaçmamışmıydın burdan niye geri geldin?". Deli cevap verir:
-O provaydı. Asıl gerçeği yarın.
Cevap: Re: Deli Fıkraları
Üç deli hastaneden kaçmak için karar verirler. Fakat üçüncü katta olduklarından işleri biraz zordur. En yaşlılarının aklına bir fikir gelir. - "Hergün bir çarşaf çalacağız, birbirlerine bağlayıp pencereden ineceğiz, üç çarşaf, üç gün sonra özgürüz."
Anlaştıkları gibi her gün bir çarşaf çalarlar, üç çarşafı tamamladıktak sonra birbirlerine bağlarlar. En küçüklerinin denemesi için aşağıya sarkıtmaya karar verirler.
- "Şimdi deneme zamanı en küçüğümüz ilk olarak denesin."
En küçükleri bağlanan çarşaflardan aşağı iner bir süre sonra nefes nefese yukarı tekrar çıkar, gözleri çıkacakmışcasına:
- "Mahvolduk, bittik, işimiz zor, çarşaf otuz santim uzun geldi makas lazım...!"
Cevap: Re: Deli Fıkraları
Akıl hastanesinde hastalar kendilerini patlamış mısır zannediyorlarmış..hep atlıyorlar, zıplıyorlarmış..bi tanesi yerinde duruyomuş. doktor, akıllandı bu herhalde demiş.ve sevinerek gitmiş yanına sen niye zıplamıyorsun demiş. o da BEN TAVAYA YAPIŞTIM DEMİŞ
Cevap: Re: Deli Fıkraları
Adamın lastigi tam timarhanenin önünde patlamıs,
kaldırıma ancak yanaşabilmiş,.
Sonraki islem malum... Kriko, stepne, bijon anahtarı derken, birde bunların yanına talihsizlik eklenince,söktügü 4 adet bijon yuvarlanip yagmur mazgalına düser. Mazgal açılır gibi degil, bijonlar görünür gibi degil. Talihsiz sürücü bir sagına bakar, bir soluna bakar, çaresiz duygular içinde kaderiyle basbasa, kaldırıma çöker.
Olayı en basından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyenbir deli, "çaresiz adam" ın halini bir süre daha acıyarak izledikten sonra seslenir;-
Ulan salaaak! Sen ne yapiyorsun orda öyle?- Sorma birader, lastik patladi ve degistirirken bijonlari mazgala düsürdüm.
-Düsündügün seye bak! Sök öbür lastiklerden birer tane hepsi 3 bijonlu olsun.
Adam bir lastiklere bakar birde deliye ve sanki aklina birden bir fikir gelmis gibi ise girisir. Herseyi tamamlayip bagaj kapagini kapatan sürücünün aklı deliye takılır.
Arabasina binmeden evvel ona seslenir:
-Yahu birader! Bu kadar zekan varken seni o timarhaneye neden tiktilar?
-Ulen salak! Biz burada delilikten yatıyoruz, salakliktan degil. :)
Cevap: Re: Deli Fıkraları
Öğretmen derste çocuklara dönerek sorar:
- Söyleyin bakayım, kuzeyimizde karadeniz, güneyimizde akdeniz, batımızda ege denizi varsa BEN KAÇ YAŞIMDA OLURUM..?
Arka sıralardan bir parmak kalkar:
- Kırkdört öğretmenim..
Gerçekten de o yaşta olan öğretmen şaşırır:
- Doğru..Ama nasıl bildin.?..
- Gayet kolay öğretmenim..Benim yarı manyak bir ağabeyim var;tam
yirmi iki yaşında..Onun yaşını iki ile çarpınca sizin yaşınız çıkıyor....
Cevap: Re: Deli Fıkraları
Kendisini fare zannettiği için ailesi tarafından bir akıl hastanesine yatırılan adam, birkaç yıllık bir tedavinin ardından; iyice kendine gelmiş. Doktorlar, artık taburcu etmeyi düşündükleri hasta ile son bir görüşme yaparak,iyileştiğinden emin olmak istemişler. Adama sormuşlar:
-"Söyle bakalım; sen insan mısın, fare misin?" Adam gülümsemiş:
-"Doktor bey, o günleri geride bıraktım. Elbette ki ben bir insanım." Doktorlar, içleri rahatlayarak:
-"Tamam o zaman, artık burada kalmana gerek kalmadı", demişler ve çıkış belgelerini uzatmışlar. Birkaç dakika sonra, gruptaki doktorlardan biri bahçeye çıktığında, adamı bir ağacın arkasına saklanır halde görmüş.
-"N'oldu yahu? Sıkılmadın mı buradan, çıksana, git özgürlüğün tadını çıkar!"
-"İyi de doktor bey, orada bir kedi var!"
-"Eee, ne olmuş kedi varsa; hani sen artık bir fare olmadığını biliyordun?"
-"Ya doktor bey, ben fare olmadığımı biliyorum da; kedi benim fare olmadığımı nereden bilecek?"
Cevap: Re: Deli Fıkraları
Ben deliyim; Yorgun ve yalnız kaldırımlara misafirim... Gecenin gözleri her daim üzerimdedir. Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem; Yüreğimi bir yerde bırakmışım, bıraktığım yerlerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim. Ben deliyim, ama çok şey bilirim. Renkler ve zevkler hiçbir şey ifade etmez benim için...
Sonların başladığı yerden, başlangıçların son bulduğu bir yere gidiyorum. Kara bir tren gibiyim, bir istasyondan bir istasyona, hep aynı raylar üzerindeyim. Ezbere bilirim yaşamayı, yaşarken savaşmayı; Ben deliyim; Benim mevsimim değişmez, kuşlardan sadece güvercini bilirim, yüreğim kanatlarıyla beraber çarpar. İnsanlardan sadece çocukları severim, Ben deliyim; bir çift göze, bir de tek gülüşe kanarım. Bağıra bağıra şarkılar söylerim. Ben deliyim... Kendimle sohbet eder, kendi kendime gülerim. Asfaltın siyahında kaybolur, düşüncelere dalarım.
Çıkmaz sokaklarda kendimi arar, bir de üstüne güzel hayaller kurarım. Sonra hayallerimle beraber suya düşerim. Ben deliyim; Çayım sekiz şekerlidir, cigara üstüne cigara yakarım. Ben deliyim; Güzel bir yaşam benim için anlam taşımaz, kimseye düşman değilim, kimseye de dost olmadım. Ben kendime bile yabancıyım...
... Benim bana söylemediğim düşüncelerim vardır. Dağları sırt sırta vermiş bir ülkem, etrafı surlarla yeşillerle çevrili bir şehrimi bilirim. Ben deliyim... Çizilmiş sınırları reddetmişim. Ölüm kurşun olup yağmış üstüme, ben öldürülmüşüm ama ölmemişim. Duygularım hep sansüre uğramış. Ufacık bir bakış boğazımı düğümlendiririr. Neye hüzünlendiğimi bilmeden, hasretin en yoğun halini yaşarım.
İçimden dağıtmak gelir, dağıtamam ya, kendimi dağıtırım. Bakamam kimsenin yüzüne, sevgiye muhtaç bir yavruya döner yüreğim... Kalbim titrer, haykırırım ama duyuramam sesimi... Yine de sardığım tütünde, yaktığım cigarada bulurum mutluluğu...
Ben deliyim, ağlamamaya yemin etmiş gözlerim... Sonu dramla biten bir hatıra, üç bölümlük bir komedi dizisiyim. Çoğu zaman çorbama kinimi doğrar, öfkemi kaşıklarım. Zehir kokan bir gül biter dudaklarımın arasından, sonra bir bidon benzin döküp yakarım gülü, külüyle birlikte zamana savrulurum.
Ben deliyim, geceyi ikiye böler, sonra hayatın adını yalan koyarım... Ben deliyim, ben yüreklerde ünlem, kafalarda soru işaretiyim. Kar yağar üşürüm, güneş olur kavrulurum. Kimisi tükürür, kimisi öper ya; tükürene mezar, öpene lalezâr olurum. Ben deliyim... Mutluluğu uzaktan seyrederken cebimde küçük umutlar biriktirir, gözlerimi kapının eşiğine dikerim.
İşte o zaman hayat acı kahve tadı verir, hep içime atarım ama, kendimi içine atacak bir yer bulamam. Anlamayana az gelirim, anlayana çok... Ne yarınlar birşey bekler benden, ne de ben yarınlardan... Dedim ya, ben deliyim... Ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...
_alıntı_
Cevap: Re: Deli Fıkraları
Cevap: Re: Deli Fıkraları
çok güldüm buna gerçekten komedi:)
Cevap: Re: Deli Fıkraları
İki deli havadan sudan konuşuyorlarmış.
“Londra’nın sisi müthiş diyorlar..”
“Hııh Londra’daki sis de sis mi? Ben geçenlerde bir kente gidip tam on gün kaldım.
Öyle sisli bir şehirdi ki, kravatınızı bağlarken önce sisi üflemeniz gerekiyordu aynayı görebilmek için…”
“Amma yaptın yani… Neredeymiş bu korkunç sis? Neresiydi?”
“Sisten neresi olduğunu görebildim mi ki!”