-
Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
-
Re: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"
3 yaşındaki bebeğe ölüm dayağı!
3 yaşındaki Ersin C., 4 Mayıs günü ailesi tarafından baygın bir vaziyette Devrekani Devlet Hastanesi'ne getirildi. İnşaat işçiliği yapan baba Burhan C.(30) ve çocuğun üvey annesi Muradiye K.'nin(27) yüksekten düştüğü iddiasıyla getirdikleri çocuk, durumunun ağır olması nedeniyle Kastamonu Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.
Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan minik Ersin, burada tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
DÜŞME DEĞİL, DARP
Minik Ersin'in ölüm haberini alan öz annesi Nezahat C., oğlunun sağlık durumunun iyi olduğunu ve bir rahatsızlığının bulunmadığını, dövülmüş olabileceğini belirterek suç duyurusunda bulundu. Bu gelişme üzerine yapılan otopside minik Ersin'in iddia edildiği gibi düşme sonucunda değil, darp neticesinde yaralandığı, sonrasında hayatını kaybettiği tespit edildi.
Otopsinin ardından ortaya çıkan gerçek üzerine baba Burhan C. ve üvey anne Muradiye K. gözaltına alındı. Polisteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen iki zanlı çıkarıldıkları mahkeme tarafından, minik Ersin'i darp ederek ölümüne sebep oldukları gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine gönderildi.
Haber3 ( 08 Mayıs 2009 )
-
Re: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Bir bebeğe bu kadarı çok fazla
Eroin bağımlısı olarak doğan bir bebek 12 hafta sonunda 13 kırık kaburga kemiği nedeniyle bakıcı ailenin evinde öldü.
http://www.internethaber.com/images/news/91482.jpg
Uyuşturucu bağımlısı bir anneden doğan Chelsey, ilk beş haftasını hastanede klasik eroin bağımlılığı krizleri geçirerek geçirdi. Altıncı haftasında ismi açıklanmayan koruyucu ailenin yanına verildi ancak burada da eziyet dolu hayatı devam etti.
Devamı: http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=192426
-
Re: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
48 gündür TV programlarını meşgul eden ve tüm Türkiye'yi ayağa kaldıran küçük Muhammet'in hikayesi şok edici bir sonla bitti. Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 14 Nisan'da ailesi tarafından kaybolduğu bildirilen küçük Muhammet'i annesi ve sevgilisinin döverek öldürdüğü belirlendi.
Devamı: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11745707.asp?gid=233
-
Re: Türkiye'de Kadın Olmak!
'Küçük Eren'i hasta bakıcılar öldürdü' iddiası
Mersin Devlet Hastanesi Cerrahi Yoğun Bakım Servisi'nde sarhoş olarak işe geldiği iddia edilen bir hasta bakıcı ile personel arasında çıkan kavgada, taraflardan birinin hasta yatağında yatan çocuğun üzerine düşerek ölümüne neden olduğu iddia edildi.
Devamı:http://www.ntvmsnbc.com/id/24971474/
-
Re: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Alabora: Çocukların cezasına bindirim olmasın
Taş attıkları için 3 bin çocuğun yargılandığına dikkat çeken oyuncu Derya Alabora, Terörle Mücadele Kanunu'yla bu çocuklara 34 yıla kadar hapis cezası verilebildiğini söyledi. Alabora “Cezaları bindirime uğramasın!” dedi.
Devamı: http://www.ntvmsnbc.com/id/24974212/
-
Re: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
-
Re: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Yaşamlarında yetişkin dayak atılırken çocuklar.
Eğitim-Sen çalışan çocukları araştırdı: Yüzde 56'sı işyerinde dövülüyor. Yüzde 64'ü günde 10 saat ayakta çalışıyor. İş kazası geçirenlerin oranı yüzde 48
Haberin devamı...
-
Re: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Avrupada çocuk olmak....
O gun hava çok kötüydü.. durmadan gök gürlüyor, bardaktan boşanır gibi yağmur yağıyordu.... küçük kız yine de her sabahki gibi annesinin sesiyle uyanmış, kahvaltısını etmiş ve her gün yürüyerek gittiği Okuluna doğru yola koyulmuştu... ancak gökyüzünde şimşekler birbiri ardına ve o kadar gürültüyle çakıyordu ki, küçük kızın annesi "yavrum bu havada yolda yürürken korkmasın?" diye telaşlandı.. Arabasına atladığı gibi yolda kızını aramaya başladı.... derken bir baktı,küçük kızı az ilerdeydi.. Minik minik adımlarla yürüyor, ama ne zaman şimşek çaksa durup gökyüzüne bakıyor ve gülümsüyordu.. Annesi önce bir anlam veremedi ama kızın niye böyle yaptığını çok merak etmişti, nihayet arabayla ona yaklaşıp sordu: "Yavrum hiç korkmadın mı bu havada yalnız yürümekten...? Hem ne zaman şimşek çaksa durup yukarı bakarak öyle ne yapıyorsun...?" Küçük kız cevap verdi: "Gülümsüyorum... çünkü Tanrı fotografımı çekiyor..."
Türkiyede çocuk olmak;
O gun hava çok kötüydü.. durmadan gök gürlüyor, bardaktan boşanır gibi yağmur yağıyordu.... küçük Kaan yine de her sabahki gibi annesinin sesiyle uyanmış, kahvaltısını etmiş ve her gün yürüyerek gittiği Okuluna doğru yola koyulmuştu... ancak gökyüzünde şimşekler birbiri ardına ve o kadar gürültüyle çakıyordu ki, küçük kaanın annesi "yavrum bu havada yolda yürürken korkmasın?" diye telaşlandı.. Evden koşarak çıktığı gibi yolda oğlunu aramaya başladı.... derken bir baktı,küçük Kaan az ilerdeydi.. Minik minik adımlarla yürüyor, ama ne zaman şimşek çaksa durup gökyüzüne bakıyor ve sinirli bir şekilde isyan edercesine bağırıyordu.. Annesi önce bir anlam veremedi ama oğlunun niye böyle yaptığını çok merak etmişti, nihayet ona yetişti yanına yaklaşıp sordu : "Yavrum hiç korkmadın mı bu havada yalnız yürümekten...? Hem ne zaman şimşek çaksa durup yukarı bakarak öyle ne yapıyorsun...?" Küçük Kaan cevap verdi: "Kızıyorum... çünkü bugün çantama oyuncak arabalarımı koydum,okulun önünde onları sıralayıp satacaktım ve senin kredi kartı borcun vardıya!..onu ödeyecektim..Tanrı izin vermedi..."
-
Re: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
'Üvey babam copla dövüyor'
Eskişehir'de bodrumda kilitli bulunan 9 yaşındaki çocuğun üvey babası tarafından copla dövüldüğü ortaya çıktı.
Devamı: http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=198639
-
Cevap: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
29 çocuk cadı diye öldürülecekti
Angola'da ''cadı'' oldukları gerekçesiyle bir eve kapatılan 29 çocuğun kurtarıldığı bildirildi. Geçen yıl da polis, iki ayrı dini grubun aynı sebeple kapalı tuttuğu 40 çocuğu kurtarmıştı.
Polis yetkilileri, özel güçleri olduğunu savunan bir dini lidere ait evde cadı oldukları suçlamasıyla tutulan 29 çocuğun kurtarıldığını açıkladı.
''God is Alive'' (Tanrı Yaşıyor) adlı grubun liderinin, polis tarafından sorgulandığı belirtildi ancak daha fazla bilgi verilmedi.
Devamı: http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=200366
-
Cevap: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Kayıp çocuklardan ses yok!
Çocuklara hala ulaşılamadı, ihbarlar boş çıkıyor. Boş ihbarlarla üzülen, çocuğunu kaybeden başka aileler de var. Diyarbakır ve Bolu'da da kaybolan iki çocuktan günlerdir haber yok.
Devamı: http://www.ntvmsnbc.com/id/25004738/
-
Cevap: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Okul yerine kocaya gittiler!
TBMM'ye ulaşan veri, ilkokul düzeyindeki çocukların nelerle karşı karşıya kaldığını gözler önüne serdi...
Haberin devamı...
-
Cevap: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Çocukların başına gelenler...
Bekir Coşkun yazdı..
BİLİYORSUNUZ;
Başbakan önceki gün okulda çocuklara “hayat dersi” verdi ya...
Çocuklar eve gözleri şaşı, kulakları kıvrılmış, matematik defterini tost niyetine yiye yiye döndülerse, evdekilerden endişelenenler olmuştur:
“Ne oldu, ne oldu buna?..”
Anne fısıldar:
“Başbakan’ı dinlettiler çocuğa...”
Nitekim Başbakan’ın çocuklara telefonu-bilgisayarı örnek gösterip “teknolojinin” önemini anlatmasından birkaç saat sonradır, oturup Deniz Baykal’a mektup yazması...
Baykal’ın “İçeriği belirsiz Kürt açılımını görüşmem” dediğini... Bunun üzerine
Başbakan‘ın sırf şov olsun diye oturup mektup yazdığını çocuklar nereden bilecekler?..
Başbakan çocuklara “hayat dersi” verirken, uzun uzun müspet bilim öğrenmekten de söz etti...
Ki Kuran kursu yaşının üç yaş indirilip ilköğretim beşe çekilmesi... Ve
Devlet Bakanı Faruk Çelik‘in Kuran kurslarında yaş sınırını tümden kaldıracaklarını açıklaması da aynı saatlere denk geliyor...
Çocuklar, yazları okullarındaki sınıflarda Kuran kursu açılacağını ise şimdilik
bilmeyecekler...
Tüm medeni dünyanın çocukları; ilmi, bilimi, teknolojiyi, sanatı, daha uygar
olmayı öğrene öğrene büyürler...
Böyle bir kaza geldi bizim çocuklarımızın başına...
Çocuklar Başbakan‘ı dinlediler...
Böylece mutlu-huzurlu uygar ve çağdaş bir dünyaya doğru yol alacaklarını
sanıyorlar bebeler...
Bence siz de söylemeyin...
Çocuklar başlarına geleni bilmesinler...
http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2009/10/10
-
Cevap: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Süpermarkette yargısız infaz
Gaziantep’teki bir marketin güvenlik kamerasını izleyen görevli, bir çocuğun yiyecek reyonundan aldıklarını çantasına koyduğunu görünce güvenlik görevlisine haber verdi.
Bu sırada marketten çıkan Şahinbey İlköğretim Okulu 4’ncü sınıf öğrencisi 9 yaşındaki Enes E’yi durduran görevli güvenlik kamerasına takılanın o olduğunu sanarak, okul çantasını kontrol etti. Çantada bisküvi, çikolata ve meyveli yoğurt bulan görevli, Enes´i depoya indirip tek ayak üzerinde durdurup, şınav çektirdi, kirli tuvaleti temizlettirdi ve karanlık bir yerde 3 saat kapalı tuttu. Daha sonra bulunduğu yerden çıkarılıp yemek yedirilen Enes E, başka bir görevli tarafından ailesine teslim edildi.
Devamı: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12668588.asp?gid=233
-
Cevap: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
15 yaşındaki çocuk ikinci kez anne oldu
Türkiye'nin başkentinde yaşanan skandal, hastanede ortaya çıktı.
Haberin devamı...
-
Cevap: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
'Lan' diyen 7 yaşındaki öğrenciye işkence iddiası
BURSA - Orhangazi ilçesinde bulunan Ali Tekin İlköğretim Okulu’nda öğretmen 53 yaşındaki Mustafa Saim A.'nın, kendisine ‘lan’ dediği gerekçesiyle öğrencisi 7 yaşındaki D.K.’yı dövüp, bir süre tuvalete kapattığı iddia edildi. D.K.’nın babası Sami K., öğretmeni, Kaymakamlığa şikayet etti. Öğretmen suçlamaları reddederken, iddiayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldı.
Haberin devamı...
-
Cevap: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
3 yaşındaki çocuğu bu halde buldular!
3 yaşında bir çocuk üzerinde atletle acmı açık araba içinde soğuktan titreyerek bulundu...
http://www.bugun.com.tr/haber-detay/...iz-haberi.aspx
-
Cevap: Çocuk Olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Malatya Çocuk Yuvası davası sonuçlandı
MALATYA Çocuk Yuvası'nda kalan çocuklara işkence yaptıkları iddiasıyla yargılanan 17 bakıcı anneneden 15'i, 3 yıl ile 4 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12931502.asp?gid=229
-
Cevap: Çocuk olmak? ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Küçük bilgisayar kurdu Musa'nın katil zanlısı akrabası çıktı
"ERZURUM'da 3 Kasım günü evinden okula giderken 17-18 yaşlarındaki genç bir erkek tarafından kaçırılan bilgisayar kurdu 13 yaşındaki Musa Kang'ın cesedi bulunmuştu."
Kamerada görülen kapüşonlu gencin Musa'nın akrabası olduğu ve teşhis edildiği öğrenildi. Bunun üzerine 16 yaşındaki S.K. dün gözaltına alındı. Erzurum valisi Sebahattin Öztürk ; Musa'nın ölümüyle ilgili olarak gözaltına alınan 16 yaşındaki zanlı S.K.'nın kasten adam öldürmek suçlamasıyla tutuklandığını açıkladı.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12925384.asp
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Biri dikkatsizlik, diğeri vicdansızlıktan iki bebek hastanelik oldu
Kayseri’de bir baba havaya attığı çocuğunu tutamadı, Mersin’de bir bebek terk edilmiş ve dövülmüş halde yolda bulundu.
MERSİN’in Güneykent Mahallesi Orkide Sokak’taki Deniz Apartmanı sakinleri, binaya girerken ağlama sesi gelen apartmanın bahçesini kontrol ettiklerinde terk edilen bir bebek fark etti. Kundağa sarılı bebeği alanlar, polise haber verdi. Olay yerine gelen polis, erkek bebeğin dövüldüğünü belirleyince ambulans çağrıldı. 112 Acil Servis ekibinin müdahale ettiği bebek, Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne götürüldü. Tedavi altına alınan ve yüzünün sol tarafı morarmış halde olan bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Üç aylık olduğu belirlenen bebeği dövüp terk eden kişileri araştıran polis, hastanelerin doğum kayıtlarını da incelemeye aldı.
Havaya attı, tutamadı
Kayseri’nin Kocasinan İlçesi’nde oturan Ramazan Köroğlu, 1 yaşındaki oğlu Ebrar’ı havaya atıp tutmaya başladı. Ancak babanın ellerinin arasından kayan bebek, başının üzerine zemine düşerek ağır yaralandı. Bebek, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Servisi’nde tedavi altına alındı. Bebeğin sağlık durumu iyiye gidiyor. Olaydan sonra “Taksirle yaralanmaya sebebiyet vermek” suçundan gözaltına alınan baba Köroğlu, “Oğlumu sevmek için atıp tutarken bir anda elimden kaydı. Yaptığımdan çok pişmanım ama bir kaza oldu” dedi. Ramazan Köroğlu savcılıkça serbest bırakıldı.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13255691.asp?gid=233
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Kırşehir’de yol kenarına terk edilmiş 4 aylık ikiz bebek bulundu
KIRŞEHİR (A.A)
Alınan bilgiye göre, ihbarı değerlendirerek harekete geçen Kırşehir Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri, Kayseri-Ankara kara yolu kenarındaki Aşıkpaşa Türbesi yakınında 4 aylık ikiz kız bebek buldu. Ekipler, bebekleri Çocuk Şube Müdürlüğüne götürdü.
Ardından çağrılan ambulansla Kırşehir Çocuk ve Doğumevi Hastanesine götürülen ikiz bebekler, Yeni Doğan Servisinde tedavi altına alındı. Çocuk doktoru Zekeriya Akıncı tarafından muayene edilen bebekler, karınları doyurulduktan sonra da güvenli bir odaya kondu.
Akıncı, "Bebeklerimiz şu anda iyi. Sadece karınları acıkmış. Biz de süt ile karınlarını doyurduk ve uyuttuk. Bazı tahliller yapıp bebeklerin hastalığı var mı yok mu ona bakacağız" diye konuştu.
Bu arada, ikizlerin babası olduğunu iddia eden Fikret Algın, Kırşehir Emniyet Müdürlüğüne giderek, bebeklerin kendisine verilmesini istedi.
Algın’ın polis ekiplerine verdiği ifadede, "Ben çocuklarımı terk etmedim. Eşimle tartıştık. Bunun üzerine eşim çocukları yol kenarına bırakarak Kırıkkale’ye kaçmış. Benim olaydan daha sonra haberim oldu. Bunun üzerine buraya geldim. Bebeklerimi bana geri verin" dediği öğrenildi
Yetkililer, ikiz bebekleri yol kenarına bırakan annenin bulunabilmesi için başlatılan çalışmaların sürdürüldüğünü bildirdi.
http://www.milliyet.com.tr/Yasam/Son...icleID=1189487
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
4 ineğe satılan 12 yaşındaki kız çocuğu, Adli Tıp'ta
Kemal KARADAĞ/SUNGURLU (Çorum), (DHA)
ÇORUM’un Sungurlu İlçesi’nde önce 4 inek karşılığı, ardından da 10 bin liraya başka bir kişiye satılan, düşük yapınca bebeği kürtajla alınan 12 yaşındaki K.A., devlet korumasına alındıktan sonra, beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığının araştırılması için Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Sungurlu İlçesi’ne bağlı Kurbağalı Köyü’nde meydana gelen olayda K.A, 40 yaşındaki babası Şükrü A. tarafından geçen yıl Haziran ayında 4 inek karşılığında Ankara’da yaşayan inşaat işçisi 28 yaşındaki Kamber B.’ye verildi. Hamile kalan küçük kız, 6 ay sonra birlikte yaşadığı Kamber B.’yi terk ederek baba evine döndü.
Kızının eve dönmesine sinirlenen Şükrü A. K.A.'yı dövdü. K.A yediği dayak nedeniyle 28 Aralık’ta Sungurlu Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı ve ölen 5 aylık bebeği kürtajla alındı.
Hastaneden çıktıktan sonra yine babasının evine dönen K.A., bir süre sonra kendisini görüp aşık olan garson 20 yaşındaki Gökhan T.’ye 10 bin TL başlık parasına satıldı. Başlık parasının 3 bin TL’sini veren Gökhan T., K.A. ile birlikte Sungurlu ilçe merkezine yerleşti. Kamber B.’nin K.A.'nın babasına verdiği 4 ineği geri istemesi üzerine başlık parasından kalan 7 bin TL’yi isteyen baba ile Gökhan T. arasında kavga çıktı. Olaya polis müdahale edince K.A’nın yaşadıkları ortaya çıktı.
K.A.’nın ifadesi doğrultusunda harekete geçen polis, kızın babası Şükrü A., annesi 37 yaşındaki Tülay A. ile Kamber B.’nin babası 58 yaşındaki Hüseyin B., annesi 46 yaşındaki Şaziye B., Gökhan T., babası 47 yaşındaki Talip T. ve annesi 42 yaşındaki Zeynep T.’yi gözaltına aldı. Nöbetçi mahkemeye sevk edilen şüphelilerden baba Şükrü A. ile Gökhan T. tutuklanırken, diğer 5 şüpheli, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Polis kayıp olan Kamber B.’nin bulunması için çalışma başlatırken küçük kız da annesiyle birlikte evine gönderildi.
Dün kemik yaşı için hastaneye sevk edilen K.A., Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne bağlı yurtta devlet korumasına alınmasının ardından, bugün de beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığının araştırılması için Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
VALİ: ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ KARARTMAYALIM
K.A.'nın yaşadığı durumun içler acısı olduğunu belirten Vali Mustafa Toprak, karne dağıtım töreninde öğrencilere nasihatlerde bulunarak kız çocuklarının eğitimden mahrum bırakılmamasını istedi. Akkent Mahallesi'nde bulunan TOKİ Şehit Onur Bakbak Lisesi'ndeki karne dağıtım töreninde konuşan Vali Toprak, velilere seslenerek “Çocuklarınızı seviyorsanız kısa yollardan bir yerlere ulaşması için çaba göstermeyin. Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlarına ve bizi biz yapan değerlere uyacak şekilde çocuklarımızın geleceğini şekillendirelim. Çocuklarımızın aydınlık geleceğini karartmayalım” dedi.
Sungurlu'da bir babanın çocuğu ile ilgili yanlış bir tasarrufta bulunduğunu söyleyen Vali Toprak, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için velilerden kız çocuklarının eğitimine önem vermelerini istedi. K.A.'nın ilköğretim 4'ncü sınıftan ayrıldığını ifade eden Çorum Valisi Mustafa Toprak, “Kız çocuğumuz kanunlara aykırı bir şekilde evlilik akdi içerisine girmiş. Buradan tüm anne ve babalara çağrıda bulunuyorum. Çocuklarınızı seviyorsanız kısa yollardan bir yerlere ulaşması için çaba göstermeyin. Çocuklarımızın aydınlık geleceğini karartmayalım. Lütfen uyanık olalım” diye konuştu.
http://www.milliyet.com.tr/4-inege-s...26/default.htm
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Kör olan kızını istemedi
MUĞLA'nın Kavaklıdere İlçesi'ne bağlı Çamlıbel Beldesi'nde yediği dayak sonucu kör olan 15 aylık Sevinç Baylan'ın dramı yürekleri dağladı. Devlet korumasına alınan minik Sevinç'in annesi Feriştah Baylan'ın, “O artık kör oldu. Ona bakamam, ilgilenemem. Diğer çocuğumla zor başediyorum. Kör bir çocuk istemem” demesi, duyanları şoke etti.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13629781.asp?gid=229
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Kör olan kızını istemedi
MUĞLA'nın Kavaklıdere İlçesi'ne bağlı Çamlıbel Beldesi'nde yediği dayak sonucu kör olan 15 aylık Sevinç Baylan'ın dramı yürekleri dağladı. Devlet korumasına alınan minik Sevinç'in annesi Feriştah Baylan'ın, “O artık kör oldu. Ona bakamam, ilgilenemem. Diğer çocuğumla zor başediyorum. Kör bir çocuk istemem” demesi, duyanları şoke etti.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13629781.asp?gid=229
Ana müsveddesi!
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Doğanın (!) herkese çoğalma kabiliyeti vermesini bazen anlamakta zorluk çekiyorum. Hayvan misali çoğalmanın bir espirisi yok. Ama ne derseniz ne yaparsanız yapın malesef sorumsuz ve yetersiz insanlar daha çok ürüyor. Faydalı nesiller üretecek insanlar da az çocuk yapıyor. Az sayıda faydalı insanların omzuna çok sayıda faydasızların yükü biniyor.
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Doğanın (!) herkese çoğalma kabiliyeti vermesini bazen anlamakta zorluk çekiyorum. Hayvan misali çoğalmanın bir espirisi yok. Ama ne derseniz ne yaparsanız yapın malesef sorumsuz ve yetersiz insanlar daha çok ürüyor. Faydalı nesiller üretecek insanlar da az çocuk yapıyor. Az sayıda faydalı insanların omzuna çok sayıda faydasızların yükü biniyor.
Aynen katılıyorum; uzlaşmaz bir çelişki..
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Doğanın (!) herkese çoğalma kabiliyeti vermesini bazen anlamakta zorluk çekiyorum. Hayvan misali çoğalmanın bir espirisi yok. Ama ne derseniz ne yaparsanız yapın malesef sorumsuz ve yetersiz insanlar daha çok ürüyor. Faydalı nesiller üretecek insanlar da az çocuk yapıyor. Az sayıda faydalı insanların omzuna çok sayıda faydasızların yükü biniyor.
Ağzınıza sağlık Sayın Av.Engin Oğuz
Dedikleriniz için çok çocuk deyil eyitim eyitim eyitim.
Saygılarımla.
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Berdel mağduru çocuklara jandarmadan yardım
Muş'un Bulanık ilçesinde berdel usulü evlendirilmek istenen çocuklar, Jandarma tarafından ailelerinden alınarak, 80. Yıl Çocuk Yuvası'na yerleştirildi.
Muş Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, ilçeye bağlı Elmakaya beldesinde ikamet eden N.A (41) isimli şahıs, 11 yaşındaki kızı M.A'yı Kırkgöze Köyünde ikamet eden M.G (27) ile evlendirmek istedi. Bunun karşılığında da M.G'nin 12 yaşındaki kız kardeşi R.G'yi kendisine imam nikahlı ikinci eş olarak almak istedi. Anlaşma sağlanınca da N.A'nın evinde düğün töreni düzenlendi.
Küçük yaştaki kız çocuklarının evlendirileceği ihbarını alan İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, düğün evine operasyon düzenledi. Operasyonda, N.A, B.A, M.G ve anne F.G gözaltına alındı.
İfadeleri tamamlanan N.A, B.A ve M.G serbest bırakıldı, evlendirilmek istenen M.A ile R.G de 80. Yıl Çocuk Esirgeme Kurumu Müdürlüğü'ne teslim edildi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13975406.asp
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Katil zanlıları ceset parçalarını dağıtırken suçüstü yakalandı
Sultangazi'de 9 yaşındaki Fırat Sezer, üvey annesi ve anneannesi tarafından bıçakla parçalanarak öldürüldü. Gürcü asıllı üvey anne ile üvey anneanne, Fırat'ın ceset parçalarını sokaklarda dağıtırken yakalandı. Babası Necmi Sezer'in (33) ilk evliliğinden dünyaya gelen Fırat, bu sabah çalıştığı amcası Cemal Sezer'in (31) pide solonundaki işine gitmedi. Bunun üzerine Cemal Sezer, ağabeyi Necmi Sezer'i arayarak Fırat'ın işe gelmediğini söyledi. Evi arayan Necmi Sezer, "Senden 5 dakika sonra çıktı" cevabını aldı. Ancak Fırat'tan bir daha haber alınamadı.
CESET PARÇALARI BULUNDU
Saat 11.00 sıralarında İsmetpaşa Mahallesi'nde bir kişi, bebek arabalı ve üzerleri kanlı biri yaşlı iki kadının 140. Sokak'a bir parça attığını gördü. Bu kişinin haber verdiği polis hemen harekete geçti. Bu arada iki Gürcü kadın, Fırat'ın başka bir parçasını 91. Sokak üzerinde okulun köşesine bıraktı. Polis iki kadını başka bir parçayı 137. Sokak'taki bir apartmanın çöplük biriktirilen boşluğuna bırakırken kıstırdı. Kadınlardan genç olanı kaçtı. Kaçamayan İyola Ochidre (66), hemen yakalandı. Peşinden koşan polis, kaçmaya çalışan kızı Ekatherina Ochidre’yi de yakaladı. Ekatharina Ochidre’nin, Fırat'ın babası Necmi Sezer'in Gürcü asıllı üçüncü eşi, İyola Ochidre ise bu eşinin annesi olduğunu belirledi. İki Gürcü kadının, Fırat'ı öldürdükten sonra cesedini de bıçakla parçaladığı belirlendi. Fırat'ın üvey annesi ile üvey anneannesi Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Fırat'ın ikinci evliliğinden bir kızı ile Gürcü eşinden bir oğlu bulunan babası Necmi Sezer de gözaltına alındı. Fırat'ın bulunan ceset parçaları İstanbul Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Polis Fırat'ın eksik ceset parçalarını arıyor. Fırat'ın başı ise, 91. Sokak'ın arka tarafındaki yol yapım çalışmasının yapıldığı yerde bulundu.
CİNAYETLERİ İTİRAF ETTİLER
Sultançifliği Mahallesi, Ordu Caddesi, 180. Sokak No 20/2'de oturan ailenin bazı komşuları Fırat'ın kimliği olmadığı için okula gidemediğini, babası ile üvey annesi tarafından aç bırakıldığını ve sürekli dövüldüğünü ileri sürdüler. Komşuları Fırat'ın çevredekilerin verdiği yiyeceklerle doyduğunu söylediler. Tercüman eşliğinde ifadelerine başvurulan kadınların cinayeti itiraf ettikleri öğrenildi. Sorgulamalarında, önce sokaktaki iki kişiye 10 lira para verdik o yaptı bize getirdi gibi ifadelerde bulunan iki kadının polisin sıkıştıran soruları karşısında suçlarını itiraf ettiler.
Evlerinde Olay yeri inceleme ekiplerince yapılan çalışmada, duvarlarda ve koltukta henüz yıkanmış kan lekelerine rastlandı. Balkonda asılı yeni yıkanmış halıdan da kan damladığı görüldü.
Baba Necmi Sezer’in ifadesinde, geçenlerde amcası kulağının arkasında bir çizik görmüş, çocuğa ne olduğunu sorduğumda anne annenin kulağını çektiğini söyledi. Bunun üzerine anne anneye “Neden yaptığını sorduğumda" yaramazlık yaptığı için hafifçe kulağından çekerken çocuğun kendini kontrolsüzce kendini çektiği için olduğunu söylediğini belirtti.
Gürcü iki zanlı kadın Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’ne getirildi.
Polis iki kadını başka bir parçayı 137. Sokak'taki bir apartmanın çöplük biriktirilen boşluğuna bırakırken kıstırdı. Kadınlardan genç olanı kaçtı. Kaçamayan kadın, hemen yakalandı. Peşinden koşan polis, kaçmaya çalışan kadını da yakaladı. Genç kadının, Fırat'ın babası Necmi Sezer'in Gürcü asıllı üçüncü eşi, yaşlı olanın ise bu eşinin annesi olduğunu belirledi. İki Gürcü kadının, Fırat'ı öldürdükten sonra cesedini de bıçakla parçaladığı belirlendi. Fırat'ın üvey annesi ile üvey anneannesi Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Fırat'ın ikinci evliliğinden bir kızı ile Gürcü eşinden bir oğlu bulunan babası Necmi Sezer de gözaltına alındı. Fırat'ın bulunan ceset parçaları İstanbul Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Polis Fırat'ın eksik ceset parçalarını arıyor. Fırat'ın başı ise, 91. Sokak'ın arka tarafındaki yol yapım çalışmasının yapıldığı yerde bulundu. Sultançifliği Mahallesi, Ordu Caddesi, 180. Sokak No 20/2'de oturan ailenin bazı komşuları Fırat'ın kimliği olmadığı için okula gidemediğini, babası ile üvey annesi tarafından aç bırakıldığını ve sürekli dövüldüğünü ileri sürdüler. Komşuları Fırat'ın çevredekilerin verdiği yiyeceklerle doyduğunu söylediler.
http://gundem.milliyet.com.tr/sultan...78/default.htm
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Mazlumun öç alma günü zalimin zulmettiği günden daha korkunçtur.
Hz. Ali (R.A)
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Vahşetin ardındaki acı gerçek
30 Mart 2011Küçük Fırat feci bir cinayete kurban gitti. Öfkelendik ama öylesine acı bir
gerçek daha var ki onu göremedik
Vahşeti televizyonlarda bütün detaylarıyla izledik.
Üvey anne ve anneannenin 9 yaşındaki Fırat'ı nasıl öldürdüklerini içimiz kan ağlayarak izledik.
Ama bu vahşetin yarattığı öfkede gözümüzden çok önemli bir şey kaçtı.
O da nedir biliyor musunuz?
Mahalleye sakinleri ile yapılan röportajları izlediniz mi?
Mesela televizyona konuşan bir komşu şöyle diyordu:
''- Sürekli dövüyorlardı. İşkence yapıyorlardı.''
Karşı komşu ekliyor:
''-Bazen sokağa atıp günlerce aç bırakıyorlardı, biz yemek veriyorduk.''
Bir diğer komşu ağlamaklı şöyle diyor:
''Bir defasında bir valizin içerisine hapsedip günlerce aç bırakmışlar.''
Komşuların bu sözlerini duydunuz mu?
İşte mesele de budur...
En az bu iğrenç cinayet kadar içimizi paralaması gereken durum budur.
Baksanıza; bütün komşular üvey anne ile anneannenin Fırat'a yaptığı işkenceyi aylarca izlemişler, tanık olmuşlar, hiçbiri polise gitmeyi akıl etmemiş.
Ve çok daha vahimi bir defasında mahalle bakkalı çocuğun çığlıklarına dayanamayıp polis çağırmış. Ama anlaşılıyor ki polis de yeterince ciddiye almamış.
Yani bir kaç kez polise ihbar gibi bazı şikayetler olmuş, polis yeterince üzerinde durmamış.
Oysa bilinçli bir vatandaş gibi resmi bir dilekçe ile başvurulsa durum değişebilirdi
Tabii polisin de hatası var.
Gelen bu ihbarları değerlendirebilirdi.
Bu acı olay gösterdi ki henüz hakkımızı ya da başkasının hakkını arama medeniyetimiz ve cesaretimiz yeterli değil.
Polis deyince birini kurtarmayı, bir suçu önlemeyi değil de nedense hep birinin yakalanmasını anlıyoruz
Oysa polis kamunun yani namuslu ve dürüst vatandaşların hizmetindedir.
Aynı şekilde kocaları tarafından şiddete maruz kalan kadınlar için de ''Kocadır sever de döver de'' ya da ''Annesidir sever de döver de'' zihniyeti ne yazık ki hala sosyal hayatımıza hakimdir.
İşte bu nedenle küçük Fırat'ın dramı ve içimizi yakan ölümü hepimize ders olmalıdır.
Anne olsun, eş olsun, koca olsun kimse kimseye insanlık dışı davranamaz.
Böyle davrandığı sürece devletin müdahale hakkı doğar.
Umarım bundan sonra küçük Fırat'ın dramı hepimize ders olur.
http://http://www.hurriyet.com.tr/gu...47.asp?gid=381
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Azrail’i eniştesi
Pazartesi günü ders arasında eniştesinin alıp götürdüğü 13 yaşındaki Ahmet Karakaya’nın cansız bedeni dere kenarında bulundu. Karısının boşanma davası açtığı Mehmet Ali G., Ahmet’i öldürdüğünü itiraf etti.SİVAS’ta işsiz Mehmet Ali G., iddiaya göre eşi ile sorunlar yaşamaya başlayınca Ayfer G. evi terk ederek ailesinin yanına döndü. Mehmet Ali G., pazartesi günü Abdulvahabigazi İlköğretim Okulu öğrencisi 13 yaşındaki kayınbiraderi Ahmet Karakaya’yı teneffüse çıkınca kaçırdı. Çocukları eve dönmeyince Karakaya ailesi polise başvurdu.
Arkadaşı da yardım etti
Operasyonda Mehmet Ali G. ve arkadaşı çoban Mustafa K. (28) gözaltına alındı. Sorguda suçunu itiraf eden G., kayınbiraderini öldürdüğü yeri gösterdi. G.’nin iki gün belde yakınlarındaki bir ahırda tuttuğu kayınbiraderini, dereye sokup boğduğu, ceset su yüzeyine çıkmasın diye üzerine büyük bir taş koyduğu ortaya çıktı. Karakaya’nın cenazesi dün akşam toprağa verildi. Savcılık tarafından sorgulandıktan sonra mahkemeye sevkedilen Mehmet Ali G. tutuklandı. Babası Mehmet G. ve arkadaşı Mustafa K. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Mehmet Ali G.’nin kıyınbiraderine sakladığı ahırda tecavüz ettiği de ortaya çıktı. Polis sorgusunda ve cesede yapılan otopside belirlenen tecavüzün halk arasında infial yaratabileceği endişesiyle saklı tutulduğu bildirildi.
10 gün önce çıktı
Kayınbiraderi Ahmet Karakaya’yı öldürdüğünü itiraf eden Mehmet Ali G.’nin yedi ay önce küçük yaşta bir kız çocuğuna tacizde bulunduğu gerekçesi ile cezaevine girdiği, bu olayın hemen ardından eşi Ayfer G.’nin henüz 1 yaşında olan bebeğiyle birlikte ailesinin evine giderek boşanma kararı aldığı ortaya çıktı. Tutuklu bulunduğu Tokat Kapalı Cezaevi’nden 10 gün önce tahliye olan Mehmet Ali G., cezaevindeyken eşinin babasını arayarak tehdit ediyordu.
http://http://www.hurriyet.com.tr/gu...30.asp?gid=381
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
İşkence gören 6 yaşındaki çocuk polise sığındı
Adana’nın Ceyhan İlçesi’nde ağabeyinin kemerle dövdüğünü, vücudunda sigara söndürüp aç bıraktığını söyleyen 6 yaşındaki Aliş adlı çocuk, ağlayarak polis karakoluna sığındı. Sadece adını bilen küçük çocuk, götürüldüğü hastanede tedaviye alınırken, ailesinin bulunması için çalışma başlatıldı.
Gece saat 02.00’ı gösterdiği sıralarda küçük bir çocuk ağlayarak Gaziosmanpaşa Polis Merkezi’ne geldi. O saatte uykuda olması gereken küçük çocuğu hemen karakola alan polisler, ağlayan ve adının Aliş olduğunu söyleyen küçük çocuk, işkence gördüğü için evden kaçtığını anlattı. Duydukları karşısında şoke olan polislerin kıyafetinin üst kısmını çıkarttığı Aliş’in sırtında, kollarında ve ayaklarında sigara söndürüldüğü, sırtında morluklar ve ısırık izleri olduğu anlaşıldı.
Hemen Ceyhan Devlet Hastanesi’ne götürülen küçük çocuğun vücudunda oluşan yaralar ve morluklar tedaviye alındı. Kendine yemek verilmediğini ve aç bırakıldığını da söyleyen Aliş’e hemen pasta ve meyve suyu yedirildi.
Tedavisinin ardından tekrar polis karakoluna götürülen küçük çocuk, soyadını ve evlerinin nerede olduğunu hatırlayamayıp sadece 'abim' diye anlamsız şeyler söyledi. Polis, şok geçirdiği anlaşılan çocuğun ailesini bulmak için çalışma başlattı.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20287280.asp
-
Cevap: Çocuk olmak? Ne kadar ZORMUŞ meğersem!
Evi olmadı, onu koruyacak bir annesi olmadı, en sonunda bir tabutu bile olmadı
'Ranzadan düştü' denilerek hastaneye getirilen ancak kafatasında çatlak, vücudunda ısırık izleri, kırıklar ve morluklar olan ve feci şekilde dövüldüğü anlaşılan 2 yaşındaki Semanur yaşama tutunamadı. Semanur'un dramı tüm Türkiye'yi üzdü. Semanur'un babası ve üvey annesi çalışmak için Urfa'dan Antalya'nın Serik ilçesine gelmişlerdi, başlarını sokacak bir evleri yoktu, çadırda yaşıyorlardı. Semanur'un bir evi olmadı hiç. Annesi ve babası ayrıldığı için onu koruyup kollayacak bir annesi de yoktu. En sonunda baba dayağından ölen Semanur'un bir tabutu bile olmadı. Minik kızın cansız bedeni amcasına bir çarşafa sarılı halde verildi.Antalya’nın Serik İlçesi’nde ilk eşinden olan öz kızı 2 yaşındaki Semanur’u döverek öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Mehmet Ç. (26), mahkemede verdiği ifadesinde kızını dövmediğini öne sürerken, eşi 24 yaşındaki Sara S.Ç. ise, "Eşim kızını yemek yemediğinde, yaramazlık yaptığında sürekli döverdi" dedi. Baba dayağından öldüğü belirtilen Semanur'un cenazesi ise otopsi yapıldıktan sonra yakınları tarafından morgdan alındı.
Serik’te babası Mehmet Ç.’nin "Ranzadan düştü" diyerek hastaneye getirdiği, kafatasında çatlak, vücudunda ısırık izleri, kırıklar ve morluklar bulunan minik Semanur Ç. dün saat 09.00’da Serik Devlet Hastanesi’ne, ardından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Semanur, beyin kanaması ve akciğer kanaması teşhisiyle ameliyat edildikten sonra hastanenin yoğun bakım servisinde yer olmadığından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Semanur, yoğun bakım servisinde tüm müdahaleye rağmen dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Hastanede yapılan muayenede, minik kızın kafatasında çatlak, vücudunda diş izleri, kırıklar ve morluklar tespit edildi. Feci şekilde dövüldüğü anlaşılan Semanur’un babası Mehmet Ç. ve 1 yıl önce evlendiği Sara S.Ç. gözaltına alındı.
Belek Jandarma Karakol Komutanlığı’nda ifade veren Mehmet Ç. ve eşi Sara S.Ç. dün saat 21.00’de Serik Adliyesi’ne sevk edildi. Nöbetçi savcılıkta ifade veren çift, tutuklanma istemiyle Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi.
Baba Mehmet Ç. mahkemede verdiği ifadede hakkındaki iddiaları kabul etmedi. Tarım işçiliği yapan Mehmet Ç. "Semanur aşırı yaramazlık yaptığında, zaman zaman dövdüğüm oldu. Ancak bu kez ben dövmedim, ranzadan düştü. Dövme iddiası yalan. Ben dövmedim. Fenalaşınca hastaneye götürdük. Kızımı ben öldürmedim, kabul etmiyorum" dedi.
TUTUKLANDILAR
Semanur'un üvey annesi Sara S.Ç. ifadesinde eşinin kızını sürekli dövdüğünü söyledi. Mehmet Ç.’nin boşandığı eşinden olan kızını yaramazlık yaptığı zamanlarda dövdüğünü anlatan Sara S.Ç. "Mehmet dün akşam (Perşembe) Semanur’u yine dövdü. Babası, Semanur yaramazlık yaptığında, altını ıslattığında ve özellikle yemek yemediğinde döverdi. Kızını sürekli döverdi" diye konuştu.
Saat 05.00’e kadar süren adliyedeki işlemlerin sonunda Mehmet Ç. 'yakın akrabasını kasten öldürmek'ten, eşi Sara S.Ç. ise 'ihmal' suçundan tutuklanarak Antalya Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
CENAZESİ MORGTAN ALINDI
Diğer yandan Semanur’un cansız bedenine, Antalya Adli Tıp Kurumu morgunda otopsi yapıldı. Cumhuriyet Savcısı Galip Aşık nezaretinde 2,5 saat süren otopside küçük kızdan örnekler alındığı ve bunların inceleneceği belirtildi. İncelemenin en küçük ayrıntıya kadar yapıldığını belirten Cumhuriyet Savcısı Aşık, bu konuda daha fazla açıklama yapmayacağını söyledi.
Daha sonra yakınlarına teslim edilen küçük kız için tabut kullanılmadı. Amcası Mustafa Ç.’nin kollarında son yolculuğuna çıkan Semanur, cenaze aracının arka koltuğuna oturan amcasıyla birlikte toprağa verilmek üzere Uncalı Kent Mezarlığı’na götürüldü.
Amca Mustafa Ç. gazetecilere yaptığı açıklamada Şanlıurfa’dan çalışmak için Serik ve Aksu ilçesine geldiklerini, buralardaki seralarda yevmiye ile çalıştıklarını ve yaşamlarını çadırda sürdürdüklerini ifade etti. Olayla ilgili bilgisi olmadığını kaydeden Mustafa Ç. herkes gibi kendisinin de şaşırdığını ve üzüldüğünü söyledi.
Semanur’un annesi Caziye Ç.’nin ise Kayseri’de yaşadığı ve kızının cenazesine gelmediği belirtildi.
Olayla ilgili soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğü açıklandı.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20441605.asp