Okuma-yazma bilmeyen kefil ve banka kredisi

merhabalar. Babam bir arkadaşına banka kredisi için kefil oldu ve evimiz ipoteğe verdi. Babamın okuma yazması yoktur. Borcun 15000 ytl olduğunu sanıyor idik fakat bu kişi daha sonra aynı hesaptan tekrar para çekmiş borç 120 000 ytl olmuş ve ödenmemiş. Şimdi banka bu parayı bizden istiyor ya da evimize el koyacağını söylüyor. Benim sormak istediğim şu ,babamın okuma yazması yok ,bu zaafından yararlanıp kişi kendisine açık bir hesap türetmiş babamı kefil olarak gösterip imzalatmış(parmak izi değil) ve daha sonra bu hesaptan para çekmiş. Şu anda bu kişiye ulaşulamıyor. Bu durumda babamı ,okuma yazma bilmemesini kendi çıkarı için işleten bu durum karşısında koruyacak bir hukuki mevzuat var mıdır ? lütfen çok mağduruz tek varlığımız olan evimizi kaybetmek üzereyiz yardımlarınızı bekliyorum. şimdiden çok teşekkür ederim.

Yazınız yeteri kadar acık deyil.

Mutlaka bir avukatla görüşmeniz gerekecek ( yüz yüze) kadar ciddi bir durum.

Bu sitede genel ve özet bilgiler verilmektedir.

verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim . Ama bişey daha soracam. Bizm elimizde hiç paramız kalmadı bizim bilddiğimiz onbeş bin ytl yi yatıralım derken hiç paramız kalmadı. Avukat bizden avukatlık ücreti istermi acaba ? ya da ücretsiz olarak hizmet alabileceğimiz bir yer var mıdır ? Çok teşekkür ederim cevaplarınız için .

Alıntı:

---

mehmet14 rumuzlu üyeden alıntı

verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim . Ama bişey daha soracam. Bizm elimizde hiç paramız kalmadı bizim bilddiğimiz onbeş bin ytl yi yatıralım derken hiç paramız kalmadı. Avukat bizden avukatlık ücreti istermi acaba ? ya da ücretsiz olarak hizmet alabileceğimiz bir yer var mıdır ? Çok teşekkür ederim cevaplarınız için .

---

Ücretsiz avukat için bulunduğunuz yer "Adli Yardım Bürosu" na başvurunuz. Şartlarınız uyarsa size avukat tayin edeceklerdir.

İcra takibi yapıldı mı? gelen ödeme emrine babanızın okur yazar olmadığı için itiraz edildi mi? Bunlar yapıldı ise bir yargılama yapılacaktır. Babanız okur yazar değil ise HUMK 297. madde şekli şartlar bulunmadığı için pek ciddi bir sorun yaşamadan konu çözülür. Ama icra kesinleşti ise menfi tesbit davası açmanız gerekir. Bağlı barodan adli yardım talep edebilirsiniz.
Geçmiş olsun.

Paramız olmadığı için hiç bir avukat bize yardımcı olamıyacağını söyledi .Bu site hariç kimseden yardım alamadım .

Bu hukuk savaşına sizlerden alacağım bilgilerle girmeye karar verdim .Annem ve babam okuma yazma bilmiyor . Tek umutları Öğretmen yapmaya çalıştıkları oğulları yani ben tek güvenceleri de evleri.

Şimdi bi kaç bilgi daha vercem bana ufak bir hukuki hakkımzı söyleyenden Allah Razı olsun . Paramız olmasa da hayır dualarımız hep sizinle olur.



Yukarıdaki verdiğim bilgilere ek olarak bir kaç bilgi daha vermek istiyorum . bizim evmiz normalde 60 000 ytl civarı ama bankanın elemanları evimizi 100 000 ytl olarak göstermişler . Krediye iddaa edilen 100 000 YTL lik evi ipotek yapıp vermişler. Ek olarak banka çalışanlarından biri krediyi çeken kişinin yakın arkadaşı imiş .Asıl borçlu ile krediyi onaylayan kişi yakın arkadaş imiş. Bu banka çalışanı aynı zamanda evin değerini 100 000 ytl olarak göstermiş ve bu kişiye kredileri vermiş. 100 000 ytl lik evi kredi olarak gösteriyolar ve 90 000 ytl para cekiliyor. Faiziyle bu para 118 000 ytl oluyor. Olayın özü bu durumda geniş çaplı bir dolandırıcılık var. Bu dolandırıcılığı savcılığa şikayet edeceğim.

Gerekçelerimiz şunlar :

1 - Belediyede olsun diğer kamu kurumlarında olsun , bilirkişinin ve emlakçıların en fazla 60 000 ytl değer biçtiği daireyi banka 100 000 ytl göstererek bizim evimizi yüksek bir değerden göstermiştir.

2- Banka da krediyi onaylayan kişi , evin 100 000 ytl olduğu bilgisini veren kişi ile krediyi çeken kişi yakın arkadaş ve bunu şahitler ile ıspatlayabiliriz.

3 -Babamın okuma yazma bilmemesi ve kredinin 15 000 ytl olduğu şeklinde kandırılması. FAkat kredinin 90 000 ytl olması. Ayrıca bundan babama hiç haber verilmemesi.

4 -Yaptığım araştırmalara ve sizlerden öğrendiğime göre ,okuma yazma bilmeyen bir kişinin yasal bağlayıcılığı olan işlem yapabilmesi için 2 adet şahitin de imzası gerekiyormuş. Kredi çekilirken herhangi bir şahit yoktur.

5 - Ayrıca babam ekonomik olarak muhakeme yeteneğine sahip olan biri değildir. Yani kendisi 1 ytl ile 1000 ytl 50000 ytl arasındaki farkı bilmez .Kendisi paranın değerini anlayamaz .Bildiği tek bi şey var arkadaşının emekli olması için gereken yardım etmekti .Bu parada 15 000 ytl idi. Bunun daha sonra o kişi emekli olup ödeneceğini sanıyoduk .Fakat işler oyle gelişmedi .Bu kişi babamın iyi niyetini saf kalpliğini kendi çıkarı için bankadaki yakınlarıyla beraber kullandı.



6- durum anlaşıldığım kadarıyla nitelikli dolandırıcılık bunun için eve gelecek olan ödeme tebligatına itiraz edeceğiz ve savcılığa suç duyrusunda bulunacağız.


Bize ufakta olsa bir yardım edebilirseniz hepinizden Allah Razı olsun . Gerçekten çok mağdur durumdayız .

Değerli arkadaşım, öncelikle geçmiş olsun.
Ama emin olun bu konular buradan anlatılacak kadar basit değil.
Ancak kesinlik teşkil etmemek ve yanıltmamak kaydı ile;
Babanız okur yazar değil ise HUMK 297 maddesinin şekli şartlarının uygulanması gerekir. ( HUMK Madde 297 – Mühür veya bir alet vasıtasiyle vazolunan imza veya cüzdan ile muamele icrasını itiyat etmiş olan müesseselerde muamelenin iptidasında tayin olunup bir sureti hesap defterine veya cüzdana mevzu bulunan mühür veya imza ile yapılacak muamele muteberdir. Bundan başka imza vaz'ına muktedir olamıyan veya yazı bilmiyen şahsın heyeti ihtiyariye ve mahallince maruf iki şahıs tarafından tasdik edilmiş ve el ile yapılmış bir işaret veya mühür istimal etmesi caizdir. )
Anladığım kadarı ile henüz size ödeme emri tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle gelen ödeme emrine öncelikle süresinde bu konuyu belirterek itiraz ediniz.
İlamsız takipte itiraz ile icra takibi durur. Karşı tarafın itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası açması gerekir. Yargıtay Hukuk genel kurulunun 1982/965 sayılı kararı bu durumu lehinize olarak anlatmaktadır.
İlk aşamada yapabileceğiniz şey budur. Takibin durması halinde sizin başkacadava açmanızda hukuki yararınız yoktur. Takibe itiraz halinde açacağınız gereksiz bir dava bu nedenle ret olunabilir.
Bu aşamada savcılığa suç duyurusunda bulunmanız dahi gereksizdir.
Yasa maddesi açık lütfen önce sakin olunuz .
Tekrar geçmiş olsun

Aşağıda sizinle de paylaşacağım dilekçemi bolu polisine , bolu jandarmasına , bolu'da 4 adet cumhuriyet savcısına gösterdim . Hiçbiri de benim bu dilekçemi işleme almadı. En başta yargıya gitme hakkım kısıtlandı. Dilekçe hakkım neredeyse gasp edildi. Demokrasinin ve hukuk un olduğu bir ülkeye gitmek istiyorum .

Dilekçem şudur :

T.C Cumhuriyet Başsavcılığına
Bolu
Not: Olayda maddi delillerin kamu kurumlarından ve özel kurumlardan yok edilmek istenmesi gibi bir risk vardır. Olayın mağdurlarından olan F.... T..... okuma yazma ,sayıları ,paranın değerini ,dilekçe yazmayı bilmemektedir. İleri seviyede cahil durumdadır. Ayrıca parası olmadığı için de bir avukata vekalet verecek durumda değildir. Bu nedenle oğlu olarak, suç unsuru oluşturan durumları tarafınıza bildirmeyi kendime hukuksal bir görev bildim. Ayrıca bu olay nedeniyle maddi ,manevi ve psikolojik olarak derin yara aldım .Çok sevdiğim okulum Tobb Üniversitesindeki eğitim hayatıma son vermek zorunda kaldım.

İnceleme Yapılmasının Talep Ettiğim Kurum ve Kişiler : Bolu .... Bankası Görevlileri , Bolu .... Dairesi Görevlileri , Sonradan Suçlu Bulunacak Özel Kurumlar ve Kamu Kurumları , Yusuf A.... ,Emel S...,Kemal S....,Uğur Y..., Yusuf A...’ın resmi olarak ayrıldığı ama fiilen beraber yaşadığı eşi Zeynep G.... , ,Alaattin A.... , oğlu Sadık A.... , Bu Olay da Suç Unsuru Fiilleri İşleyen Herkes hakkında inceleme yapılmasının talep ediyorum.

Konu:
Organize Suç Örgütü Oluşturmak, Kamu Bankasını Dolandırmak, Görevi Kötüye Kullanma , Nitelikli Dolandırıcılık, Tehdit, Tefecilik, Bolu ..... Bankası Çalışanlarının Görevi Kötüye kullanması, Bolu .... Dairesinin Görevi Kötüye Kullanması, Okuma Yazma bilmeyen, Paranın Değerini bilmeyen insana sözleşmeler imzalattırılması ,Yargıtay Karar ve yorumları ile HUMK 297 , Noterlik Kanunun 87 ,TCK 38, 39, 42, 43, 44, 96, 106, 107, 117, 125, 133, 136, 137, 148, 154, 155, 156 , 157, 158 , 161 , 165, 166, 230, 245, 247, 250, 251, 252, 253, 257, 258 ,261, 276, 279, 282, 290. maddelerinin ihlal olasılığı. (Burada ihlal olasılığını belirttiğim maddelerden bazılarını olayda anlatmadım. Bu ihlalleri sözlü olarak tutanağa geçirilerek belirtmek istiyorum)

Özet:
Okuma yazma, paranın değerini ve sayısal işlemleri bilmeyen annem Fatma T.....’den
6 000 YTL ( altı bin ytl ) için yaklaşık değeri 160 000 YTL olan iki adet dairesi senet , banka ,tapu ,noter gibi kamu kurumlarında yapılan haksız sözleşmeler ve tehdit ile Organize Suç Örgütü ile elinden alınmak isteniyor.

Olay:
Ben Ankara da Üniversite Öğrencisiyken Babam Kazim T.... geçen yıl (2007) gerekli olan 6 000 YTL (altı bin ytl) yi ödediği takdirde emekli olabileceğini öğrenmiştir. Bunun üzerine sağdan soldan ve o zamanlar işyerinde çalıştığı Alaattin A....’dan borç istemiştir .Hiç bir yerden borç para bulamamıştır. Üstelik patronu olan Alaattin Alaşa’dan da maaş bordorosu alamadığı için bankadan kredi çekememiştir. Daha sonra Patronu Alaattin A.... babamı habersiz bir şekilde işten çıkarmıştır. Okuma –Yazma bilmeyen Babam Kazim T.....’e bir kağıt var imzalaman gerekiyor demiştir.Bu kağıt ise babamın işten ayrıldığı ve tazminat istemediğine dair kağıtmış.Bu durumu babam daha sonradan öğreniyor. Emekli olabilmek için gerekli ödemeleri yapamayan babamın karşısına bir anda eniştem Kemal Sözen in çok yakın arkadaşı olan Yusuf A.... isimli bir şahıs çıkmıştır. Yusuf A...., babamın durumuna üzüldüğünü ,babamın emekli olabilmesi için gerekli( 6 000 YTL) parayı kendisi bankadan kredi çekebileceğini babama söylemiştir. Fakat Yusuf A.... bu krediyi çekebilmek için annemin kredi de Yusuf A....’a kefil olması gerektiğini ve Cumhuriyet Caddesinde bulunan dairemizin de ipoteğe verilmesi gerektiğini babama söylemiştir. Babam da nasıl olsa emekli maaşımla bu parayı öderim diye düşünerek durumu anneme bildirmiştir. Okuma yazma,sayısal işlem ve paranın değerini bilmeyen Annem Fatma T.... de babamın izah ettiği durumu kabul edip 3 sene de babamın emekli maaşından gelecek parayla bu paranın ödeneceğine ikna olmuştur. Bunun üzerine evine bilirkişi gelmiştir.Bilirkişi olan Bolu ..... Bankası çalışanı Murat K..... şu anda en fazla 60 000 YTL (atmış bin ytl )değeri olan daireyi 100 000 (yüz bin ytl ) olarak göstermiştir. Bildiğim kadarıyla burada usül olarak bilirkişi olacak kişinin inşaat mühendisi olması gerkmektedir.Fakat Murat K..... inşaat mühendisi değildir.;Tapu da bankaya ipoteğe vermiştir. (Hemen belirtmek isterim ki annem okuma yazma bilmemesine,kendi başına bakkaldan bir adet ekmek alamamasına rağmen ,kendisine Tapu Dairesinde bulunan bir kişinin eline yazılı ‘OKUDUM’ adlı ibare şekil bilgisi ile bilinçsiz bir şekilde yazdırılmıştır.Kendisine bu ipotek belgesi şahit olmadan imzalattırılmıştır. Yani okuma yazma bilmeyen bir insanın yapması gereken sözleşme kuralları ve HUMK 297 .madde açık bir şekilde ihlal edilmiştir.Keza “T.C.YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E. 1979/3-1702
K. 1982/965
T. 22.12.1982 “ bu karar ile okuma yazma bilmeyen insanların mağduriyetlerini önleyici madde yorumlanmıştır ) En son olarak bankadan gerekli işlemler ile kredi çekilmiş ve annem de bu krediye kefil olmuştur ve evini ipoteğe vermiştir. Daha sonra babamın emeklilik işlemleri için gerekli para da yatırılmış ve babam emekli olmuştur. Bankaya emekli olması için gerekli olan geri ödeme de aylık olarak zamanında babamın emekli maaşıyla ödenmektedir.





Yukarıda belirttiğim olayların aslında annem ve babam için kurulmuş bir tuzak olduğuna geçen ay evimize Bolu .... Bankası tarafından gelen Noter onaylı ödeme isteği ile anlamış bulunmaktayız .

Şöyle ki :
1 - Annem paranın değerini , sayısal işlemleri ve okuma yazmayı bilmez .Annem yalnız başına pazara çıkamaz ,marketten alışveriş yapamaz.Çünkü parayı bilmiyor. Bildiği sadece babamın emekli olması için gerekli kredinin(bunun da 6 000 ytl olduğu göz önündedir)bankadan çekildiği ve bu kredinin de zamanında ödendiği ve kısa süre sonra biteceği bilgisidir. Halbuki evimize gelen ödeme emrinde çekilen para annemin sandığı gibi babamın emekli olması için gerekli para değil 250 000 YTL civarında imiş . Yusuf A.... ve Bolu .... Bankası görevlileri annemin cahil durumundan çıkar elde ederek annemi Yusuf A....’ın tüm kredilerine kefil yapmışlardır. Daha sonradan öğrendiğim kadarıyla Alaattin A.... ve Yusuf A....’ın arkadaşları olan Banka görevlileri ve Yusuf A.... anneme bu durumu söylememişlerdir. Anneme söylenen babamın emekliliği için gerekli olan paradır. Annem bu paranın değerini bile bilmemektedir. Kısacası annem organize bir şekilde dolandırılmıştır. Bu durumda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 297. maddesi ve Yargıtay’ın konuyla ilgili emsal kararlarına göz atmak olayı çözümlemekte fayda sağlayacaktır.

2 – Yaklaşık olarak 6 yıl önce ben 16 yaşındayken annemin sahibi olduğu kalıcı konutu Alaattin A.... ve oğlu Sadık A... annemin okuma yazma , paranın değerini bilmemesini ve cahil durumunu kullanarak satın almak istemiştir.Anneme yaklaşık olarak 15 – 16 bin YTL para vermişler ve kendilerine Bolu .... noterliğinden satış vaadi sözleşmesi almışlardır. Belirttiğim gibi annem bu 15 – 16 bin YTL lik paranın değerini ve anlamını bilmemektedir. Bu değerin anlamını bilen normal bir kişinin bu daireyi bu kadar küçük bir miktara satması da mümkün değildir. Ayrıca noterden yapılan sözleşme de Noterlik Kanunun 87. maddesine aykırıdır. Kanun’ a göre annem bu sözleşmeyi tanıklar ile beraber imzalamak durumundadır. Fakat bu sözleşme tanıklar huzurunda imzalanmamıştır.(Madde 87 - İlgili okuma ve yazma imkanına sahip değilse, hazır bulundurula-
cak iki tanık huzurunda maksadını notere beyan eder. Noter, bu beyanı yazdıktan sonra tutanak okunur. Ancak, işlemin tanık huzurunda yapılmasını emreden diğer kanunların hükümleri saklıdır.
İlgili ve tanıklar, beyanın aynen yazıldığını ifade ettikten ve bu husus tutanağa geçirildikten sonra altını imza ederler.) Düşünelim ki bu sözleşme tanıklar huzurunda imzalandı, bu durumda da Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine aykırıdır. Ayrıca Yargıtay emsal sonuçları da konudan bağımsız düşünülemez.( T.C.YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E. 1979/3-1702
K. 1982/965
T. 22.12.1982 “ bu karar ile okuma yazma bilmeyen insanların mağduriyetlerini önleyici madde yorumlanmıştır) Gerek Bolu 3. Noterliğinde yapılan sözleşme , gerek Humk 297. madde , gerek Yargıtay’ın emsal sonuçları göz önüne alındığında kişi paranın değerini bilmediği için bu sözleşmeden ve sonuçlarından haberdar değildir.





3 – Anladığım kadarıyla ve incelenmeye değer bir olasılık olarak Alaattin A.... ve oğlu Sadık A.... bir önceki madde de belirttiğim bu sözleşmenin geçersizliğinin farkına vardılar.Bu şahısların sürekli olarak icraya düşmüş gayrimenkulleri satın alması bunların ihalesine girmesi de şahsın amacının zor durumda olan insanların üzerinden bir gelir elde etmek olduğunu ispatlar niteliktedir. Art niyetli olan bu kişilerin gerek tapu ,gerek diğer kamu kurumları gerekse Bolu .... Bankası ile sürekli iş yaptığı ilgili kamu görevlileriyle arkadaş olduğunu da duymuş bulunmaktayım .Bunlar bankanın güvenlik kamera kayıt incelemesi ile de tespit edilebilinir. Daha öncede belirttiğim gibi bu kişi zamanında babamın patronudur. Sözleşmenin geçersizliğinin farkına varan bu kişi annemi bir şekilde borçlandırmak isteme olasılığı çok yüksektir. Gerek Bolu ..... Bankasında ki yakınlarını gerek Tapudaki yakınlarını kullanarak anneme usul ,yasa ve yönetmeliklere aykırı sözleşmeler imzalattırmak istemiştir. Bu nedenle Yusuf A.... ile irtibata geçip annemi ve babamı kandırması için azmetmiş ,kullanmış olabilir. Keza babam bankadan emekli olmak için kredi çekeceğini bunun için maaşını gösterir belgeyi Alaattin A....’dan istemesine rağmen hışım,tehdit ve tepkiyle karşılanmıştır.Hatta bir keresinde bu şahıs babama sopayla vurmuştur.Babamın parmağı neredeyse bir hafta tutmamış ağrımıştır.Bu olayda babamın eli baya bir süre sargılı bir vaziyette durmuştur. Daha sonra da bu kişi babamın işine babamın haberi olmadan son vermiştir.Şöyle ki bu kişi önce babama çıkış belgesini imzalatıp SSK’dan çıkışını yapmıştır. Babam bu olayın farkında değildir. 2-3 ay sonra da babamın işine son vermiştir. Hatta babamın işine son vermeden birkaç gün önce de babam Kazim T.....’e işyerinde “ben tapudaki adamlarımdan öğrendim senin karının üzerine çok yer varmış hepsine el koyacağım.Sizi sokağa atacağım.Sürüm sürüm sürüneceksiniz “ demiştir. Bu olaya kardeşim Türkay T.... , Annem Fatma T.... de şahittir.Bu olaylar yaşanırken kendim Ankara da Tobb Üniversitesinde öğrenciydim.Bu olayları gerek ablam Emel S....’den gerek kardeşim Türkay T...’den gerekse Annem Fatma T....’den öğrendim.Öğrendiğim gibi şok oldum.Kahır içinde kaldım.Hatta bu durumlar esnasında Ankara Numune Hastanesinden 15 Kasım 2007 tarihinde depresif bozukluk teşhisi ile ilaç aldım. Ankara Numune Hastanesi 15 Kasım 2007 kayıtları incelendiğinde içinde bulunduğum kahır ,üzüntü daha iyi anlaşılacaktır.Aynı şekilde annemin sağlık karnesine bakılırsa içinde bulunduğu bunalım durumlarından ötürü sürekli muayneye gittiği anlaşılacaktır. Babam ise daha bir kahır duymaktadır. Bir yandan da bu kişiden ailem çok korkmaktadır. Hatta babamın bir sözü var “oğlum elinde bi çanta para ile geziyor bizi 2 dakikada yok ederler” şeklinde babam bana korkularını dile getirmiştir.
Nitekim kurulan bu tuzaklar işlemiş Yusuf A.... annemin ve babamın okuma yazma bilmemesini ,cahil olmasını kullanarak ,Alaattin A.... ve Sadık A...’nın haksız bir gelir elde etmesine katkıda bulunmuştur.Çünkü Alaattin A.... ve oğlu Sadık A..... babama iki adet evini icraya düştükten sonra ihale ile bu evleri satın alacağı ve bizi de kendi evimizden kapı dışarı edeceğini söylemiştir. Keza daha sonra ben bu olaylarda gördüğüm hukuksuz işlemleri herkese söyledim. Bu nedenle bu olayın sonucu ne olursa olsun suç duyurusunda bulunacağımı söyledim. Bu aşamadan sonra Alaattin A..... ve Oğlu’nun borcu kapatabileceklerini fakat iki evimizin tapusunu da kendilerine geçmesinin gerektiğini belirtmiştir. Yani gaye bir şekilde okuma yazma bilmeyen , cahil durumda olan annemin iki evine de sahip olmaktır. Yani bu duruma göre uzun zamandır planlanan bir şekilde bu işlem yürütülüyor.Olasılık olarak diyorum ki Yusuf A... ,Alaattin A... ,Sadık A....’nın ,Bolu .... Bankası ,Bolu .... Dairesi diğer kamu kurum ve özel bankalardaki işlemleri tehlikeli sonuçlar doğurabilir.Bu kurum ve kuruluşlar ile bu kişilerin hesapları ,gayrimenkullerinin araştırılması olayı çözümlemek açısından büyük fayda sağlayacaktır. Benim buradaki amacım kimseye iftira atmak değildir. Fakat eldeki delil ve durumlar olayı benim bu şekilde yorumlamama ve size bildirmeme neden olmuştur. Hukuk her zaman suçluyu bulabilme yetisine sahiptir. İstediğim hukuki açıdan belirttiğim durumun araştırılmasıdır.

4 – Daha önce de belirttiğim gibi bu kişiler kamu kurum ve kuruluşlarındaki kişilerle derin bir irtibat içindedir. Ben şahsen bildiğim 2 durumu burada belirtmek istiyorum.
a) Cumhuriyet Caddesinde bulunan evimiz ipoteğe verilirken eve, Bolu .... Bankası değer tespiti için bilirkişi olarak banka çalışanı Murat K.....’ı göndermiştir. Murat K.... şu anda değeri en fazla 60 000 (atmış bin ) YTL olan eve kredi çekilirken 100 .000 YTL göstermiş ve bu evin ipoteği üzerinden ilk etapta 80 000 (seksen bin)YTL kredi kullanılmıştır. Anlaşıldığı üzere en fazla 60 000 YTL lik ev için 80 000 YTL banka kredi vermiştir. Bu durum akıllarda derin bir soru işareti bırakmaktadır. Diğer taraftan Yusuf A.... bir kredi daha çekmiştir ve Bolu ....Bankası Yetkilileri anneme imzalar eksik kaldı diye bu krediye kefil yapmıştır. Bu çekilen kredide Yusuf A.... kendi üzerine kayıtlı olan Karamanlı Mahallesindeki evi ipotek olarak göstermiştir. Bu evin değeri şu anda en fazla 80 000 (seksen bin) YTL dir. Fakat yine bankanın gönderdiği bilirkişi bu evi 200 000 (iki yüz bin ) YTL olarak göstermiştir. Daha sonra bu ipoteğe karşı yine kredi kullanılmıştır. Ayrıca daha önceden Yusuf A..... a ait olan ve 200 000 YTL ye ipoteğe verilen evin bir yan apartmanındaki daireye de farklı bir banka olan F.... üzerinden kredi çekilmiştir. F..... bankasının atadığı bilirkişi ise bu evi 75 000(yetmiş beş bin )YTL olarak göstermiştir. Hemen hemen aynı özelliğe sahip 2 evden birine Bolu ... Bankası 200 000 YTL değer biçerken Bolu F... Bankası 75 000 YTL değer biçmektedir.Bu krediler neredeyse eşzamanlı olarak çekilmiştir. Göründüğü üzere Bolu .... Bankasının bilirkişisinde bir art niyet , kasıt söz konusudur.Dikkati çeken diğer bir husus ise Yusuf A.... çektiği krediler için hiçbir ödeme yapmaz iken banka bir zaman sonra aynı kişiye yine kredi vermiştir.Bankanın kendisine borcunu ödemeyen birine tekrar kredi vermesi de dikkate değer bir kasıt göstergesidir. Bu arada Yusuf A..... da elindeki tüm malvarlığını bu durumdan 2 yıl önceden başlayarak 1. ve 2. dereceden akrabalarının ve yakın arkadaşlarının üzerine yapmıştır. Ayrıca eşinden resmen ayrılmış fakat fiilen hala beraber yaşamaktadırlar. Göründüğü gibi burada ayrıca bir mal kaçırma işlemi yapılmıştır. Bu mal kaçırma suçu Yusuf A..... 1. ve 2. seviyedeki akrabaları ve yakın arkadaşları tarafından organize edilmektedir. Bu da yasalarımıza göre suç teşkil etmekte hem malı satan hem de bu malı satın alan kişiler suç işlemiş bulunmaktadır.




b)
Bilindiği üzere ipotek işlemleri tapu üzerinden gerçekleşmektedir. Tapu dairesi okuma yazma bilmeyen bir kişi için öncelikle şahit istemek zorundadır.Daha sonra sözleşmenin okunup ‘OKUNDU’ ibaresi ile şahitler ve kişi tarafından onanması gerekir .Bu yasaların emrettiği bir zorunluluktur.Bu işlem yapılmamıştır.Bu işlem sanki annem okuma yazma bilir gibi davranılarak tapu da görevli bir memurun eline ‘OKUDUM’ yazarak anneme de aynısı yazdırılmak istenmiştir. Bu da tapu dairesindeki memurlarında bu suç örgütü ile senkronize bir şekilde çalıştığının kanıtıdır.

Bu yönüyle de Bolu Tapusunda gerçekleşen bu İpotek işleminin geçerli olması düşünülemez.. Ayrıca 2 gün önce Bolu Tapusuna gittim ve okuma yazma bilmeyen bir kişi olduğu zaman satış işleminin nasıl gerçekleştiği konusunda usul ile ilgili bilgi almak istedim .Tapuda görevli bayan memur bana “2 şahit ve okundu” ibaresi ile yapılmasının zorunlu olduğunu söyledi. Arkasından annemin Tapusunun bu şekilde olmadığını söyledim . Kendisi “ panik ve telaş içinde olsun fark etmez yasal bir boşluk yok “ dedi . Buradaki kişiler ben giderken panik ve telaş içinde bir birleriyle konuşmaya başladılar . Bu geçen mevzu Bolu Tapu Dairesi Çalışanların da ;Bu Suç Örgütüne dahil olduğu kanısına beni sevk etti.

4 – Bilindiği üzere Organize Suç Örgütlerinde tehdit unsuru sıkça kullanılan bir durumdur. Bu uygulama Kemal S....’ e ait ..... Com bilgisayar adı altındaki işyerinde gerçekleşmiştir. Evlerinin gideceğini öğrenen babam telaş,üzüntü ve kahra kapılmıştır. Damadı olan Kemal Sözen in işyerinde bu durumun nasıl çözülebileceği yönünde damadından fikir alırken Alaattin A.... ve oğlu Sadık A.... tehditkar tavırlarla konuşmalar ve davranışlarda bulunmuştur. Bolu .... Bankasının elinde bulunan ve hile yoluyla noter satış vaadi verilen kalıcı konutlardaki daireye Bolu .... Bankasının haciz kararı verdiğini , böyle bir durum olursa kimseyi yaşatmayacağını herkesin hayatının tehlikeye gireceğini söylemiştir. Hışımlı bir tavırla herkese bağırıp çağırmıştır. Ben bu olayı daha sonra babam Kazim T..... ,Eniştem Kemal S..... ,Ablam Emel S... yoluyla öğrendim ve bu durumu eniştemin işyerinde bulunan kamera kayıtları kaydetmiştir. Bu kayıtlarında incelenmesini talep ediyorum.

5 – Bildiğim kadarıyla Yusuf A.... isimli şahsın başka bir dolandırıcılık işinden dolayı aranması vardır. Bununda incelenmesini talep ediyorum.

6 –Son olarak dün Yusuf A.... ile bu durumu ,annemin mağduriyetini konuştum .Kendisi gerek benim yanımda gerekse eniştem Kemal S... ,Ablam Emel S.... ,senetin diğer kefillerinden ve Yusuf A....’ın eski iş ortaklarından Uğur Y.... , orda bulunan mobilya ustası Cahit Bey huzurunda annemin bu borçtan haberdar olmadığını söyledi. Kaldı ki mevzu bahis olan borca kimlerin kefil olduğunu düşünürsek.

Ablam Emel S... kefildir : Ablamın kocası Kemal S.... 1983 yılından bu yana Yusuf A.....’ı tanıdığını ve iş yaptığını onlarca defa dile getirmiştir. Yani Yusuf A....,Eniştem Kemal S.... ve Öz Ablam Emel S.... birbirleriyle yılardır tanışmaktadır.

Uğur Y.... kefildir : Bu kişi Yusuf A....’ın askerlik arkadaşıdır ve bildiğim kadarıyla Yusuf A.... ile bir çok kez ticari münasebet de bulunmuştur.

Zeynep G.... kefildir : Bu kişi de Yusuf A....’ın bu borçtan sonra resmi olarak boşandığı fiilen beraber yaşadığı eşidir

Fatma T.... kefildir : Bu kişi Yusuf A.... ‘ı sadece ismen tanımaktadır. Hiçbir ticareti ,resmi ,ve gayrı resmi işlemi yoktur. Yusuf A.... ‘ ı neredeyse tanımayan bir kişi neden bu kadar büyük bir borca girsin ,neden tüm malvarlığını riske etsin , bu derin bir soru işareti ve araştırılmaya değer bir mevzudur.


Yukarıda saydığım tüm şahıslar bu duruma şahittir. Daha sonra Yusuf A... ile borcun durumunu öğrenmek için Bolu ..... Bankasına gittim. Yusuf A.... yolda bana imalı imalı “ ya bu durumla neden uğraşıyorsun , sen okuluna gitsene ,bu işler sana zarar verir “ dedi. Bu durumdan sonra kendi can güvenliğimden endişe ediyorum .Tarafınızdan korunmamı talep ediyorum.
Ben bu durumla ilgili şüphelerimi yorumlarımı yargıya intikal ettirmeyi kendime görev edindim .Benim amacım hukuk un bu belirttiğim durumları göz önüne alarak suçlu olarak kimi buluyor ise ona ceza verilmesidir. Bu hem birey hem toplum vicdanı açısından faydalı ,hukukun suçluları bulabilmesi açısından da iyi bir durumdur , diye düşünüyorum. Olayın tüm çıplaklığı ile araştırılmasını talep ediyorum.

Tüm bu işlemlerin sonucunda Okuma –yazma,paranın değerini,sayıları bilmeyen ,ileri seviyede cahil olan Annem Fatma T....’in tüm mal varlığına icra yoluyla el konulmak istenmektedir.



Ben sakin olarak her şeyi düşündüm taşındım. Bu kişilerin benim hakkımda haksız suç duyurusunda bulunabileceğinin de farkındayım. Bu kişilerin beni ve ailemi bundan sonra tehdit edebileceğinin belki de beni ve ailemi öldürmeyi çalışabileceklerinin , en azından bunların olasılık dahilinde olduğunun farkındayım. .Bir yandan da derin bir keder , ızdırap ,eziyet ve korku içindeyim , bu olasılıkları düşündükçe kahroluyorum.Bu durumun hukuk ile çözülebileceği kanısına vardım .Bu durumun , ben hukuk a başvurmadığım sürece beni de kendi çarkına alacağı ve belki de beni de suç işlemeye teşvik edeceği kanısına vardım .
Ben Hukuk Devleti ne sonuna kadar güveniyorum. Kendimi Adalet’in adalet dağıtan kollarına bırakıyorum. Adaletin tecelli etmesi en büyük arzumdur.



Hukuk her zaman mağdurun yanındadır. Hukuk suçun ve suçlunun karşısında mağduru ,ezilmişi himaye eder. Hakkı gasp edilenin ,hakkını huzurunu temin eder.Yukarıda anlattıklarımın tarafınızdan incelenerek bu olayda suçlu olan kim var ise işlediği suçun cezasını çekmesini talep ediyorum. Ailemin ve benim görmüş olduğu her türlü maddi , manevi ,psikolojik zararlarımızın adalet nasıl hüküm verirse o şekilde karşılanmasını istiyorum.Ailemin ve benim can ve mal güvenliğinin sağlanmasını talep ediyorum.

345 maddelik Türk Ceza Kanunun belirtmiş olduğum 36 tane maddesinin ,HUMK 297. maddenin ve Noterlik Kanunu 87. maddenin ihlal edilme olasılığının tarafınızdan derin bir incelemeye tabii tutulacağının umudundayım.


Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.



Adı Soyadı İmza

Birol T...


Tarih :21 Eylül 2008

Arkadaşım,
Kardeşinden ve Ablandan bahsetmişsin, hadi annen ve babanın okuma-yazması yok, onlarında mı okuması-yazması yoktu?

Ablan ve Kardeşin, annen ve babanın durumunu biliyorlardı, neden bankalara ve notere beraber gitmediler?

Annen ve baban, sana ne yaptıklarını ne ettiklerini hiç anlatmadılar mı? Neden bu işler olurken okuldan izin alıp ta memleketine gitmedin?

Amacım seni sorgulamak değil, fakat, şunu herkes bilmelidir ki; Devir eski devir değil, insanın başına her an, herkesten bir bela gelebilir.
Senin, annen ve babanla ilgilenmen lazımdı.

Sitemizde kişi adlarını vererek kimseyi zan altında bırakamazsınız. Bunlar sizin iddialarınızdan ibaret şu an.

Bir müddet sonra iletinizin silinmesini isterseniz silmeyeceğimizi de düşünerek iletinizdeki tüm isimler silinmeye çalışılmıştır. Yargıyı gerektiren konularda sitemizi kullanarak insanları ve kurumları zan altında bırakamayacağınızı da ayrıca bildiririm.

Dilekçenizi 21.Eylül'de vermişsiniz bugün ise 24 Eylül...

EK OLARAK: EN KÖTÜ DÜZEN BİLE DÜZENSİZLİKTEN İYİDİR...

EK OLARAK: EN KÖTÜ DÜZEN BİLE DÜZENSİZLİKTEN İYİDİR...

Oldu gözlerim doldu. Varsayalımki arkadaşın iddiaları doğru. Rantla geçinme düzen midir? Düzensizlik midir? Yanlış anlamadıysam suçu övüyorsunuz.

Sayın mehmet14,

Dilekçenizin işleme alınmamasının nedeni, kişilerin şikayet, dava haklarının kişinin kendisine ait olması olabilir. Burada -eğer varsa, henüz iddiadır- haksızlığa uğrayan, dolandırılan yani mağdur olan annenizdir, dava hakkı da annenize aittir. Asıl sizin dilekçeniz işleme alınıp, anneniz adına yaptığınız şikayet değerlendirilseydi hukuksuzluk, kanuna uygunsuzluk durumu söz konusu olabilirdi. Dolandırıcılık suçu söz konusuysa şikayete gerek olmamaktadır, fakat dilekçenin neden değerlendirilmediği hakkında fikir yürütemiyorum, mutlaka bir nedeni vardır, "gönderdim" demişsiniz, bir de adliyenin şikayet-ihbar ile ilgili birimine elden teslim etmeyi deneyin. Daha aradan üç gün geçmişken dilekçenizin işleme alınmadığı fikrine neden kapıldınız?

Burada dışarıdan bakıldığında bir kanunsuzluk görülmemektedir. Şöyle ki, yapılan hukuki işlem bir kefalet işlemidir. Anneniz bir kişinin borcuna kefil olmuş, bu kefalet ilişkisinin taşınmazını ipotek olarak göstererek kurulmasını sağlamış. Dışarıdan bakıldığında tamamen hukuksal, fakat annenizin okuma yazma bilmemesi nedeniyle kanuna uygun görünen bu işlemler meşruluktan çıkabilir. Bunun çözümünü de ancak yargı yapabilir. Açabileceğiniz birçok dava bulunabilir. Bu davalar sürerken taşınmazların satılmaması için ihtiyati tedbir de konulabilir. Size tavsiyemiz, annenizin ve sizin bir avukattan yardım alarak hakkınızı avukat yardımıyla aramanızdır, eğer maddi imkanınız yoksa Bolu Baro'suna başvurarak adli yardım alabilirsiniz.

Söz konusu olan babanızın yıllarca emek sarfederek sahip olduğu iki ev; böyle ülkeyi terkedeceğim şeklindeki davranışlarınızla kimse size hakkınızı vermez. Öneli olan dilekçenizi kaç tane savcıya, kaç tane emniyet müdürlüğüne ilettiğiniz değil, önemli olan hakkınızı elde edebilmek için doğru yollardan gitmek, doğru yöntemlere başvurmaktır, bilinçli ve bilgili hareket etmektir.

Alıntı:

---

Prizma rumuzlu üyeden alıntı

EK OLARAK: EN KÖTÜ DÜZEN BİLE DÜZENSİZLİKTEN İYİDİR...

Oldu gözlerim doldu. Varsayalımki arkadaşın iddiaları doğru. Rantla geçinme düzen midir? Düzensizlik midir? Yanlış anlamadıysam suçu övüyorsunuz.

---

Sayın adminin kastettiği düzen içinde suçluların rahatça icraatlerini yapabildiği düzen değildir, kastedilen hukuk düzenidir.

Alıntı:

---

Stj.Av.Başak Şahin rumuzlu üyeden alıntı

Sayın adminin kastettiği düzen içinde suçluların rahatça icraatlerini yapabildiği düzen değildir, kastedilen hukuk düzenidir.

---

Sonuçta aynı kapıya çıkıyor. Mevcut hukuk düzeninde bu arkadaş iddialarına yanıt bulamadıysa ve bu düzense diyebilecek hiç bir lafım yok. Zaten hukuk düzeninden veya düzensizliğinden bahsediyoruz. Bir hukuk düzeni varken - bu iddialar doğruysa tabi - bu çözümsüzlük düzen değildir bana göre.

Sayın mehmet14. Bulunduğunuz yerde bir Avukat'dan yardım almayı düşünmüyormusunuz?!

Alıntı:

---

Prizma rumuzlu üyeden alıntı

Sonuçta aynı kapıya çıkıyor. Mevcut hukuk düzeninde bu arkadaş iddialarına yanıt bulamadıysa ve bu düzense diyebilecek hiç bir lafım yok. Zaten hukuk düzeninden veya düzensizliğinden bahsediyoruz. Bir hukuk düzeni varken - bu iddialar doğruysa tabi - bu çözümsüzlük düzen değildir bana göre.

---

Sayın Prizma,
Dilekçesinin kabul edilmediğini söylüyor da biz neden kabul edilmediğini biliyor muyuz? İddialarına yanıt bulamadığını nereden çıkardık? Herkes herkes hakkında dava açılabilirse yada şikayette bulunursa bu hukuk düzeni olmaz. Yukarıda bahsedilen olaylar gerçekleşirken hiçbir hukuk düzen-düzensizliğinden yararlanılmamış, kişilerin ihmalinden ve iyi niyetinden yararlanılmış.

Eğer hukuk konusunda yeterince bilgili değilseniz bu konunun ne kadar vahim olduğunu anlayamayabilirsiniz, yukarıda anlattığım gibi olay basit bir kefalet ilişkisine benziyor, iddiaların haklılığının ortaya çıkması için belki birkaç dava gerekmektedir. Eğer çözüm isteniyorsa avukata başvurmak bence mecburi, bu forumda kendisine benimle birlikte kaç kişi "avukattan yardım alın" demiş. ÜCRETSİZ olan adli yardıma başvurun denmiş, daha nasıl yol gösterilsin?

Saygıdeğer hukuk dostları ,

Ben Türkiye'nin en iyi özel üniversitelerinden birine Türkiye Derecesi yaparak girdim . Türkçe ile beraber 3 dil biliyorum.Tercümanlık da yapıyorum.Ben hayatımda sürekli hedeflerim peşinde koştum .Hayalperest olmadım .Onlarca mahkemeye girdim , onlaraca kez hukuk beni haklı gördü . Ben hiç bir zaman avukat tutma gereksinimi duymadım. Şimdi size olayı açıklayıyım. Ben bu durumu önce Bolu da 155 nolu numarayı arayarak polise haber verdim .Yetmedi , gittim karakola haber verdim ,Polis tabiri caizse beni suçlu gördü , söylediği sözler ile bana psikolojik işkence yaptı. Daha sonra Polise güvenim kalmadı . Jandarma karakoluna gittim .Jandarmada nazik ve kibar bir şekilde karşılandım. Dilekçemin bir örneğini de onlara verdim. Aldığım yanıt ise araştırma yapıp savcı beye bilgi verecekleriydi. DAha sonra ben kendim savcı beyle görüştüm . Mesaai saati içinde savcı bey ve oradaki dilekçeyi alan görevli benim dilekçemi kabul etmedi. Çok mu şey istiyorum ? Ben sadece Hukuk istiyorum .Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Halkçılık ilkesine dayanarak adil bir şekilde yargılanmak istiyorum. Olmaz ise Ahim 'e gideceğim .Yani beni kesseler de HUKUK'tan vazgeçmeyeceğim.

Saygılarımla

Alıntı:

---

mehmet14 rumuzlu üyeden alıntı

Ben Türkiye'nin en iyi özel üniversitelerinden birine Türkiye Derecesi yaparak girdim . Türkçe ile beraber 3 dil biliyorum.Tercümanlık da yapıyorum.Ben hayatımda sürekli hedeflerim peşinde koştum .Hayalperest olmadım .Onlarca mahkemeye girdim , onlaraca kez hukuk beni haklı gördü . Ben hiç bir zaman avukat tutma gereksinimi duymadım.
Saygılarımla

---

Hayırlısı olsun.

Alıntı:

---

Maverick35 rumuzlu üyeden alıntı

Arkadaşım,

Amacım seni sorgulamak değil, fakat, şunu herkes bilmelidir ki; Devir eski devir değil, insanın başına her an, herkesten bir bela gelebilir.
Senin, annen ve babanla ilgilenmen lazımdı.

---

Ben Annemi Babamı CAnım Kadar Sevdiğim Vatanımın Polisine Jandarmasına Savcısına emanet ettim. Ankaraya eğitim amaçlı gittim

Mafya mı tutsaydım ?

Alıntı:

---

admin rumuzlu üyeden alıntı

Sitemizde kişi adlarını vererek kimseyi zan altında bırakamazsınız. Bunlar sizin iddialarınızdan ibaret şu an.

Bir müddet sonra iletinizin silinmesini isterseniz silmeyeceğimizi de düşünerek iletinizdeki tüm isimler silinmeye çalışılmıştır. Yargıyı gerektiren konularda sitemizi kullanarak insanları ve kurumları zan altında bırakamayacağınızı da ayrıca bildiririm.

Dilekçenizi 21.Eylül'de vermişsiniz bugün ise 24 Eylül...

EK OLARAK: EN KÖTÜ DÜZEN BİLE DÜZENSİZLİKTEN İYİDİR...

---

Öncelikle isim verdiğim için özür dilerim . Düzelttiğiniz için de teşekkür ederim . Dilekçemi 21 Eylül de yazdım ve hala yasallaştıramadım. Trajikomik olduğu kadar Hukuk Düzenimiz açısıdan vahim bir durumdur bu.

EK OLARAK: EN KÖTÜ DÜZEN BİLE DÜZENSİZLİKTEN İYİDİR... ? Bu sözü bir hukukçu mu söylüyor yoksa sokakta gezen bir vatandaş mı ? Çağdaş olmak varken neden Ortaçağ Düzenini Kabul Edelim . Hiç mi nasibimizi almadık Fransız Devriminden , Türk Devriminden ? Hiç mi ilişki kuramadık Çağdaş Hukuk ve Dünya düzeniyle. Yoksa Çağdaş Düzen dedikleri bu mudur ?

Sayın mehmet14,

Şimdiye kadar avukata gitme gereksinimi duymamışsınız. Ama şu anda ihtiyacınız olduğu söyleniyor. Yardım alma ihtiyacınız var ki burada bu konuyu danışıyorsunuz. Yok ben avukata gitmeyeceğim, şimdiye kadar hep kendim hallettim diyorsanız, siz bilirsiniz, yolunuz açık olsun. Bu bizim tercüman olarak siz varken (3 dil biliyormuşsunuz ya) kendi tercüme işimizi vasat bir şekilde kendimizin yapması demektir. Yada hasta olduğumuzda kendi kendimizi iyileştirmeye çalışmamız, dişimiz çürüdüğünde kapı koluna ip bağlayıp kendi dişimizi kendimiz çekmeye çalışmamız gibi. Ne diyelim, kolay gelsin...

Biliyorum ki bir çok usülsulukle ve haksılıkla karşılaştım .Bunlar beni gereğinden fazla agresif yaptı. Hatta geçen gece bu üzüntüyle Bolu Devlet Hastanesine kaldırıldım.Sinirlendim ,çok kızdım ve şu anda sakinleştiriciler ile kendimde kalabiliiyorum.Her şeye rağmen biliyorum ki HUKUK kurumuna güvenmek zorundayım . . Muhakak adalet tecelli edecektir.İncelemelerin sonucunu elimden geldiğince sizler ile paylaşacağım. Eleştiri ve önerileriniz için gönülden teşekkür ederim.

İddalarıımdaki haklılığım ortaya çıkmak üzere. Şu anda benim dilekçemi kabul etmeyen kurumlar incelemeye alındı.


Saygılarımla

Alıntı:

---

mehmet14 rumuzlu üyeden alıntı

İddalarıımdaki haklılığım ortaya çıkmak üzere. Şu anda benim dilekçemi kabul etmeyen kurumlar incelemeye alındı.


Saygılarımla

---

Kim hangi merci incelemeye aldı ?

Nereye başvurdunuzda bu mümkün oldu ?

dilekçeniz işleme alındı mı ?

Alıntı:

---

Doğrusune rumuzlu üyeden alıntı

Kim hangi merci incelemeye aldı ?

Nereye başvurdunuzda bu mümkün oldu ?

dilekçeniz işleme alındı mı ?

---

Dilekçem işleme alındı

Kurumların denetim mekaizmalarına başvurdum.

soruşturma ve Yargılama aşaması bittikten sonra ilgili kurumları burada tekrar yazacağım.

Bayram tatilinde hangi nöbetçi kurum bu işi yaptı acaba?