-
"Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
http://profile.ak.facebook.com/objec...23286_5488.jpg
Yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatının anlatıldığı "Mustafa" filmi 29 Ekim'de sinemalarda. Fragman ve film hakkında ayrıntılı bilgi için www.mustafa.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz. Şahsen bu filmin nihayet yapılmasından dolayı çok mutluyum, vizyona girdiği gün yani 29 Ekim'de izleyebilmeyi ümit ediyorum, hatta dvd sini alıp gelecek nesiller için de saklamayı planlıyorum...
Filmin yapımında emeği geçenlere, özellikle metin yazarı/yönetmen Can Dündar'a teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu arada filmin müzikleri de Goran Bregoviç tarafından yapılmış, yani hem göze, hem kulağa hem de yüreklerimize hitap edecek bu film...
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda...
Vizyona girmesini dört gözle bekliyorum...
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda...
Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını Goran Bregoviç müziklerinin fonuyla Can Dündar'ın perdesinden izlemenin tadının farklı olacağı kesin, sabırsızlıkla bekliyorum.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Dört gözle bekliyorum. Keşke yakın tarihimizle ilgili; özellikle de M. Kemal Atatürk ile ilgili daha çok film yapılsa..
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Vizyona girdi mi bilemiyorum ama beklenen zaman geldi...
http://www.mustafa.com.tr
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Evet, gösterime girdi Mehtap Hanım.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Bu filme turkcell firmasının sponsor olmak istediği ancak filmi izledikten sonra bazı kesimleri küstürürüz düşüncesiyle vazgeçtiğine dair basında haberler yer aldı.
Ben de bunlara bir mail atarak bu haber eğer doğruysa, başka "bir kesim" abonenizi küstüreceksiniz dedim. Bu gün beni aradılar. Sponsorluk anlaşmalarının netice vermediği, basının bunu çarpıtarak haber yaptığını söylediler. Şahsen pek inanmadım....
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
TV de duyduğum kadarıyla,
Yeni aktüel dergisi (dergiyi daha önce okumuşluğum yoktur) "Mustafa" filminin kamera arkası çekimlerini VCD sini hediye ediyormuş.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Film gündeme geldiğinde, tartışma koparacağını sezmiş, ancak önyargılı olmamak adına bu forumda fikir beyan etmemiş, bir arkadaşım ile sohbette çekincelerimi belirtmiştim.
Atatürk hakkında bir film yapılması elbette çok güzel. Ne yazık ki; edebiyatta, sanatta, sinemada bizim olan bir değeri , Atatürk'ümüzü yeterince anlatamadık, bu işi de yabancılara tahvil ettik. Can Dündar'ın bu girişimi sırf bu nedenle bile önemlidir. Ancak, Atatürk etten kemikten, hataları da olabilen bir ademoğlu olmakla birlikte, kesinlikle filmde altı çizilmeye çalışıldığı gibi sıradan biri değildir.
Atatürk'ün askeri dehası, devlet adamlığı, ileri görüşlülüğü, pragmatik zekası ve diğer üstün meziyetleri , özel hayatının çok daha önünde gelen nitelikleridir. Kaldı ki; Atatürk "Mustafa" filminde abartılı ve yönlendirici bir şekilde tasvir edildiği gibi bir özel hayata sahip de değildir.
Filmdeki; Vahdettin, bir etnik kimliğe muhtariyet, yalnız içki sofraları, yalnız ölüm vb. tartışmalı konular Can Dündar'ın deyimi ile "belgelere dayandırılmaktaysa" bu belgeleri ve içeriklerini merak ederim doğrusu...
Çok patırtı koparan sponsor konusunu ise, konunun tarafları dışındaki bir medya grubundan bir yazar bence aşağıda çok iyi özetlemiş.
Selamlar,
Reklam için şantaj
Hürriyet Gazetesi, daha doğrusu Doğan Grubu Turkcell’in “Mustafa” filmine sponsor olmamasını diline doladı gidiyor.
Günlerdir bu yönde yayınları var.
İddialarına göre Turkcell “İktidardan” korktuğu için, Atatürk filmine sponsor olmamış.
Oysa olayın bununla alakası yok.
Turkcell’in Can Dündar’ın Mustafa filmine sponsor olmamasının nedeni iktidar korkusu değil, tam tersine Atatürk’ü sevenler.
Çünkü film, dün bir yandan Turkcell’i karalayan Vatan’ın da yazdığı gibi tartışmalı.
İçinde Atatürk’ü sevenleri üzecek bölümler, bölücülerin “Bakın biz diyorduk” demelerine yol açacak iddialar var.
Turkcell de büyük ihtimalle bunlardan çekindiği ve “Tartışmalı” bir Atatürk filminde yer almamak için sponsor olmamış.
Atatürk’ü Can Dündar’ın gözüyle görmek, bu gözdeki olası bozukluklara ortak olmak istememiş.
Son derece normal, son derece sıradan bir davranış.
Hiç bir kurum önüne getirilen her projeye ortak olmak zorunda değil.
Turkcell, Doğan Grubunun iddialarının tam aksi bir nedenle Mustafa filmine sponsor olmayınca Doğan Grubu aradığı malı bulmuş.
Niye mi?
Çünkü Doğan’ın Turkcell’le ciddi bir hesabı var.
Turkcell yıllardır Doğan Grubu'na reklam vermiyor.
Doğan Grubu bundan rahatsız.
İki nedenle rahatsız. Birincisi ciddi bir para kaybediyorlar.
Reklam pazar paylarının yüzde 60 civarında olduğu düşünülür ve Turkcell’in yılda 100 milyon YTL harcadığı gözönüne alınırsa, parasal kayıp 60 milyon YTL.
Dahası Turkcell Doğan Grubu gazete ve televizyonlarına tek saniye veya sütun reklam vermeden reklamını yapabiliyor, pazar payını arttırabiliyor, pazar lideri olabiliyor, kalabiliyor.
Yani reklamverenlere “Doğansız da olabilir”i kanıtlıyor.
Bu iki durumdan rahatsız olan Doğan Grubu, Turkcell’e her fırsatta saldırıyor, kendisine reklam vermediğine pişman ediyor.
Mustafa filminde de aynen öyle oldu.
Önce Can Dündar çıktı, “Turkcell bana sponsor olmadı” dedi.
Ardından Doğan Grubu saldırıya geçti.
Can Dündar bundan sonraki projelerine sponsor olmayacak olanlara sıkı bir gözdağı verirken, Doğan Grubu da kendisine reklam vermeyenleri ne hale getirebileceğini göstermeye çalıştı.
Bunun adı “Şantaj gazeteciliğidir”.
Reklam vermeyenin karalanarak reklam vermeye yönlendirilmesidir.
Yayın yönetmeninden yazarına kadar toplu halde yapılan bir şantajdır.
Medyada gelinebilecek en aşağılık nokta budur.
Doğan Grubu'nu geldikleri bu noktadan dolayı kutluyorum.
Fatih ALTAYLI / Habertürk
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Şu ülkede kimin elleri kimin omuzlarında anlamak güç vesselam. :o:o:o:o ama birileri hep doktor rolünde.....
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Müthiş bir filmm olarak bulanlar olabilir ve bu gayet normaldir. Ben ise bu dokumantasyonu rezil buldum. Bu da benim seçim özgürlüğümdür.
Bu konuda benim film hakkında düşüncelerimi destekleyen bir yazıyı, yazan ki bir iletişim hocasıdır, siz seyircilerin bilgisine garkediyorum.
Büyük liderler yalnız ölür...
Son yılların en büyük ticari getirilerinden birini “Mustafa Kemal Atatürk” markası sağlıyor. Şimdi de O’nun adını taşıyan bir film piyasaya sürüldü. Böyle bir durumda doğru sözcük, gösterime girmek değil piyasaya sürmek oluyor.
İş Bankası- Anadolu Hayat ise mitleşmiş olan O’nun tarlada karga kovalamasını satışa sunuyor. Onlar masum sayılabilir. Ancak O’nun adını taşıyan film için bu söylenemez.
Bugünlerde en çok alıcısı olacak davranış, Mustafa Kemal’i zaaflarıyla, sıradan, herhangi biri yaparak, O’na yüklenen değerleri önemsizleştirmek.
Bunu yaparken “O’nun da hepimiz gibi bir insan olduğunu göstermek istedik, samimi, doğal halini insanlar bilsin istedik” gibi ince zeka cümlelerle ambalajlamak. Mustafa Kemal’i sıradanlaştırarak etkisizleştirme amaçlarını alçak gönüllü bir eda altına gizleyerek, samimi tavırlarla kılıflayarak yapmak.
Oysa Mustafa Kemal hiç hepimiz gibi olmadı. Sıradan hiç olmadı. O taşıdığı niteliklerin toplamıyla üstündü, bir dehaydı. Dolayısıyla ne kadar zorlasanız, ne kadar sıradan öyküler yakıştırsanız ve yapıştırsanız da, bizim gibi değildi.
En zeki olanımızdan daha zekiydi. Bir kararı almadan önce “her köşesinden mütalaa eder”, sonra uygulamaya koyardı. Uyguladıktan sonra da tartışmazdı.
En cesur olanımızdan daha cesurdu. Kazandığı ve göze aldığı savaşlardan çok, büyük kararları alırken ortada dururdu cesareti.
En ileri görüşlümüzden daha ileri görüşlüydü. O nedenle bugün hala milyonlarımızın bir araya gelip çözemediğimiz konuları hedefe koyardı. Önce “çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak” olarak yazdığı cümlede “düzeyine” sözcüğünü çizip “düzeyinin üzerine” yazacak kadar ileri görüşlü. En akıllılarımız bırakın o hedefe varmayı, halâ daha nasıl varacaklarını tartışaduruyorlar.
En kararlı olanımızdan daha kararlıydı. Hayata geçirdiği tüm devrimlerde bir kez duraksamadı o yüzden.
Bakmayın siz O’nu sıradanlaştırmak için “zevk-i sefaya dalmaktan”, insan kıymeti bilmemekten yapayalnız öldüğü “hikayesine..” Şimdi bu para ediyor işte.
Mustafa Kemal yalnız öldüyse filmde ima edildiği gibi yaptığı hatalardan değil (ki elbette hata yapabilir), yaptığı doğrulardandır.
Bütün büyük liderler yalnız yaşarlar ve yalnız ölürler.
Kendi yaşamlarını hiçe saymadan bir ülkeyi kurmak mümkün değildir çünkü. Devrim yapmak ha demeye yapılacak bir iş değildir çünkü. Yalnızlığı göze almadan bir devri kapatıp bir devri açmak da mümkün değildir.
Kızanlar olur, kıskananlar olur, imrenenler olur, çekemeyenler olur. O gücün yendiği, o büyüklüğün ezdiği insanlar olur.
Yalnız ölmek büyük liderler için hem kader hem de bedeldir. Ölürken etraflarında kalabalık olup olmaması yalnızca bir teferruattır…
Nuran YILDIZ
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
http://img232.imageshack.us/img232/772/19gy9.jpg
http://img81.imageshack.us/img81/3108/21ai3.jpg
http://img232.imageshack.us/img232/5902/22ly6.jpg
Yaptığı devrimler, yeni kurduğu devlet, az değil tam 600 senelik saltanatı, halifeliği kaldırması, 6 asırdır hakim olan düzenin yerine silbaştan bir düzen kurması, halkı son derece yabancı olduğu, yepyeni bir yaşama kavuşturması, yaptığı savaşların halk üzerinde bıraktığı çöküntü, bir avuç insanla verdiği kararlar bir kısım insanı kızdırmış, kıskandırmış, O'ndan uzaklaştırmış, bu bir kısım insanın sırt çevirmesine neden olmuş olabilir.
Saat sabahın 9'u, üstelik Ata istirahatteyken yanında kim olabilir? O sırada yalnız olması gayet normal değil mi? Bunu bu kadar çarpıtmak insanlığa sığmaz.
O hiçbir zaman yalnız olmadı, hayatı boyunca bir ordu, bütün bir halk, bir millet arkasındaydı, yanındaydı. Eğer yalnız öldüyse hayatımız boyunca göremeyeceğimiz yukarıdaki fotoğraflardaki kalabalık neyin nesi? Anadolu'nun dört bir yanında cenazeye katılamayan insanları da düşünmek gerek.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Filminde ortaya koydukların abartılı ve gerçekçi olmasa bile bu konuda ter akıttığın belli... Ben belgelere dayanıyorum sana ne oluyor? dersen;
Vahdettin kimi dincilerin çok sevdiği ve savunduğu üzere hain değil bir kahramandır. Sen de filminde bunu teyid eder bir çizgidesin. Söyle bana :
O Vahdettin ki Mustafa'yı "Devleti kurtarmak" fiiline vasi tayin etti 15 Mayıs 1919'da...
Peki o Vahdettin neden 24 Mayıs 1920'de, yani sadece 1 yıl 1 hafta sonra aynı Mustafa'nın idam fermanını imzaladı? Vatanseverliğinden olsa gerek sanırım....
Kürtlere muhtariyet de önemli ey zade, "yazılmamak kaydıyla" o andaki düşüncelerini söyleyen ki kastettiği bugün de varolan vilayet şuraları'dır, bu arada pardon tarih 1923'dür hatırlatırım, bir adamı, yaşadığı sonraki 15 yıl boyunca bu konuda hiç birşey yapmaması ve hatta Dersim İsyanı'nı bastırması nedeniyle eleştiren onca kalem varken, konuyu filminde kısa kesmek senin gibi bir entel?!! e yakışır mı? Ben de ölmeden 15 yıl önce astronot olmayı istediğimi beyan etmiştim, yazılmamak kaydıyla... Bu konuda da son 15 yılımda hiç çaba harcamadım astronot olmak için...
Şimdi mezar taşıma yazın "Astronot Harun" diye...
En yakınındaki insanların görüşünü almadan, yanlı fikir sahiplerinin kuyruk acılı hatıratlarından (bunların bir kısmı da tahrif edilmiştir) medet ummak sana yakışır mı?
Yok öyle insani bir film, bir deha bu kadar alçaltılmaz. Velev ki filmine taşımayı uygun gördüklerinin tamamı doğru...
Bu Mustafa'dan hiçbir şey eksiltmez, aksine vurgulamaya çalıştığın hastalıklı bir adamın, mucizesini yüceltir.
Atatürk sapasağlam burada karşınızda duruyor, son dönemde direkt olmasa bile (onlara meczup diyorlar şimdikiler) endirekt vuruşlarınızın O'nun tozunu bile alamayacağını bilin ve duracağınız yeri de...
Bir öykü de benden:
Alt(t)an aközlü topraklarda bir can ardıç kuşu doğdu, ardıçtan yiyemediğinden bu işlerden soğudu. Ne yapsam ne etsem karnımı doyursam derken, yediklerini de Amerikan ve Alman Vakıflar yoğurdu.
Son söz : " Beni hatırlayınız. "
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Atatürk ’Mustafa’yı görse...
DİYELİM ki Atatürk beyaz atının üzerinde çıkageldi, yanında İsmet Paşa, komutanları, yaverler...
Aşağıda Cumhuriyet Bayramı ve herkes "Mustafa"yı seyretmek için kuyruklarda.
Atatürk, İsmet Paşa’nın kulağına eğilerek:
"Şu arkada, elinde bazuka gibi boru olan, topçu neferi midir?.."
İsmet Paşa:
"Hayır Gazi Hazretleri, o Can Dündar, muharrir... Elindeki kamera aleti, hususiyeti sinema çeker..."
"Niye atlarımızın kıçını çekiyor?.."
"Buna ’insani boyut belgeseli’ diyorlar..."
Ata:
"İlke ve inkılaplar yönü ile de belgesel imal ederler mi bu fikriyatta olanlar?.."
"Sponsor lazım..."
"Sponsor bir nevi milli şuur gibi bir şey midir?.."
İsmet Paşa:
"Hayır Gazi Hazretleri, parayı veren... Parayı kim veriyorsa, şuur o cihette nüks etmektedir..."
Atatürk:
"Pekiiii... Aziz milletimiz sinemaya girip, aziz askerlerimizin cephelerde elde ettikleri muazzam zaferleri vefa hissiyatları içinde mi seyretmekte?.."
İsmet Paşa:
"İnsani yön belgeseli hesabıyla bakmaktadırlar, gece karanlıkta önderimiz ne yapmakta..."
Ata:
"O karanlık gecelerde uykusuz kalıp bir hür vatan yaratma sancılarımın acısını anlamışlar demek ki..."
İsmet Paşa fısıldayarak:
"Hayır, bir oturuşta büyük rakı içtiğiniz, gece karanlıktan korktuğunuz ima edilmekte..."
Atatürk hüzünle:
"Buna asıl aydınlıktan korkan hilafetçiler sevinecekler... Onlar hálá dergáhlarında oturuyorlar mı İsmet?..."
İsmet Paşa:
"Hayır Gazi Hazretleri, devletin tepesinde oturuyorlar..."
"Peki, Cumhuriyet Bayramı diye neyi kutlamaktadır bu millet..."
İsmet Paşa:
"Cumhuriyetten geri kalanını..."
Atatürk, atını çevirir:
"Gidelim Paşa..."
Bekir COŞKUN / Hürriyet
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Atatürk'ün karalanmaya, unutturulmaya çalışıldığı bir dönemde, Atatürk ile ilgili bir filmin vizyona gireceğini öğrenince çok sevinmiş, bu sevincimi sizlerle paylaşmak istemiştim. Henüz filmi izlemiş değilim. (İş için şehir dışına çıkmam gerekti, hala şehir dışındayım.)
Filmi izledikten sonra ben de kendi yorumlarımı aktaracağım ancak gerek buradaki üyelerimizden gerekse filmi izleyen tanıdıklarımdan duyduğum tüm eleştiriler olumsuz olduğu için açıkçası şimdiden hayal kırıklığına uğradım.
Şunu da belirtmek isterim ki eğer film gerçekten Atatürk'ü yıpratmaya, sıradanlaştırmaya yönelik ise, ne bu film ne de başka çabalar asla ama asla amacına ulaşamayacaktır.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
“Mustafa” filmi Kürtlere özerklik adına operasyondur!
Hayır ben komplo teorisi bilmem, hamaseti de sevmem.
Dolayısıyla yazacaklarım bu çerçevede değildir.
Tarih: 29 Ekim 2008, yani Cumhuriyet’imizin 85. kuruluş yıldönümü.
Tam bu tarihe ilginç bir olay denk getiriliyor.
Can Dündar’ın hazırladığı Atatürk’ü anlatan “Mustafa” filmi büyük gürültülerle vizyona sokuluyor.
Önce Can Dündar’ın kimliğini hatırlatalım.
Babası MİT görevlisi, kendisinin ne olduğu ise meçhul.
Dündar bir gün devrimcidir, öbür gün AB taraftarı.
Bir gün İslamcıları ve PKK’yı bile kucaklayan sözde özgürlükçüdür, öbür gün Kemalist.
Bir gün masa başı belgesellerini finanse eden şirketlerin sözcüsüdür, ertesi gün özel girişim düşmanı.
Bir gün ÖDP’lidir, ertesi gün Ecevitçi, yani kısacası ne olduğu belli olmayan bir meçhul adamdır.
Boğuk sesli romantik Che Guavera pozlarındadır ama köşeli, yani tarif edilebilir değildir. Çizgisi ve tutarlılığı yoktur. İlişkileri ise kafa karıştırmaktadır.
Haksızlık mı ediyorum...
Son teşebbüsü “Mustafa” filmini sorgulayalım.
Dündar bu belgesel filmde güya insan Mustafa Kemal’i anlatıyor, ama gerçek bu değil.
İnsani boyut sadece kamuflaj, yani kılıftır.
Gerçekte yapılan psikolojik bir operasyondur.
Önce filmde gizlenerek verilen ince mesajlara bakalım:
1) Atatürk’ün kendi sözleriyle güya Kürtlere özerklik verilmesi fikrinde olduğu ortaya konuyor.
2) Atatürk’ün, cahillerin seviyesine inmem diyerek halkı güya aşağıladığı mesajını veriyor.
3) Kendi heykellerini diktiren bir diktatör olduğu imajı bilinçaltına pompalanıyor.
4) Atatürk için günde bir büyük rakı ve üç paket sigara içiyordu denilerek dolaylı olarak adeta içki düşkünü ayyaş portresi çiziliyor.
5) Atatürk için çevresinde kimse kalmamıştı ve yalnız öldü denilerek kişiliğiyle ilgili şüpheler uyandırılmaya çalışılıyor.
6) Atatürk’ün manevi oğlu için gerçek oğluydu havası verilerek gayrimeşru ilişkileri ve de çocuğu olduğu imaları yapılıyor.
Sorarım size böylesine uçuk mesajların ustalıkla yerleştirildiği filmin Cumhuriyet’in kuruluş gününde farklı bir ambalajla vizyona konması operasyon değil de nedir?
Hayır hayır, ben Atatürk için Peygamber misali günahsızdır diyenlerden değilim. Atatürk de insandır, eksiği, zaafları elbette olmuştur. Söylemek istediğim bulunduğumuz bu konjonktürde böylesine kafa karıştırıcı mesajların neden verildiğidir.
Yooook hiç kimse bu durumu bana tesadüf diye izah edemez!
Bir tarafta dış dinamiklerin arkasında olduğunu bizatihi MİT yöneticilerinin söylediği Ergenekon operasyonu, diğer tarafta yaşanan Kürt kalkışması ve özerklik talepleri ve tam bu süreçte Atatürk’ün Kürtlere güya muhtariyet istediğini anlatan filmin gösterime sokulması.
Anlayamadığım, Genelkurmay’ın bu filme niçin destek verdiğidir?
Tamam desteği veren mevcut Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ değil Yaşar Büyükanıttır da bu neyin nesidir?
Filmi beğendiğini açıklayan Yaşar Paşa da yoksa Kürtlere muhtariyet mi istiyor?
Düşünüyorum da biz ve bizim gibi düşünenler herhalde kraldan çok kralcıyız.
Baksanıza Atatürk’un ordusu ya da onun bazı komutanları böyle bir tavrı takınıyorsa bize ne oluyor ya da biz niye çırpınıyoruz ki!
Hem bu ordunun eski Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın oğlu değil midir Çanakkale’deki şanlı zaferimizi Anzak destanına çeviren!
Yok yok, tablo bu olsa da ben duramam, yine de itirazımı sürdüreceğim.
Bak Yaşar Büyükanıt, bak Özden Örnek, bak Can Dündar;
Mustafa Kemal, vatan yapılan bu coğrafyada birlikte yaşama adına, bölünmezlik adına semboldür.
Adı üstündeki titizliğimiz onun içindir.
Semboller paspas yapılırsa bütünlük de kaybedilir.
Mustafa Kemal’i maske takıp aşındırmak ve aşağılamak, bu milleti aşağılamakla eşanlamlıdır... YENİÇAĞ GAZETESİ
http://forum.erdalsarizeybek.com.tr/...ser_online.gif http://forum.erdalsarizeybek.com.tr/...ons/report.gif http://forum.erdalsarizeybek.com.tr/...irg-t2235.html
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Önümüze gelen bir konuyu yorumlarken, kafamızda peşin hükümlerle oluşturduğumuz şablonları kullanırsak sonra mahcup olabiliriz.
Analitik düşünce, gözlem ve deneye dayanır.
"Mustafa" hakındaki yorumlara bakıyorum da..
Bazı arkadaşlar sırf "Atatürk sevgisi"nin kurbanı olmuşlar..
Bazı arkadaşlar kendilerini Türksel'e endekslemiş..
Bazıları Can Dündar'a endekslemiş..
Anlamadan, dinlemeden, seyretmeden ve hatta seyrettikten sonra filmdeki bazı ciddi iddiaları tarihsel kaynaklarla, belgelerle test etmeden yorum yapmanın yanlışlığını söylemeye gerek yok..
Demek ki neymiş arkadaşlar..
Peşin hükümlü olmayacağız..
Kafamızdaki ideolojik ön yargıları bir kenara bırakacağız..
Kafamızdaki şablonları atacağız..
Konuya eleştirel bakacağız..
Ondan sonra yorum yapacağız..
Not: Filmi henüz izlemedim, o nedenle filmle ilgili yorum yapmıyorum.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Demek ki öncelikle "Mustafa" söz konusu olduğunda, "Can Dündar" söz konusu olduğunda güzel bir eser izleyeceği sanısıyla peşin hükümlü olmak yanlışmış. Bu ülkede demek ki yumruğun nereden ve kimden geleceği kestirilemezmiş. İlk kez Abbas beye hak veriyorum ama ben peşin hükümlü olmaya devam ederek bu filmi izlemeyeceğim.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Bu arada içinizde CAN DÜNDAR' ı göreniniz var mı? Yer yarıldı da içine mi girdi acaba?
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Alıntı:
milo rumuzlu üyeden alıntı
Demek ki öncelikle "Mustafa" söz konusu olduğunda, "Can Dündar" söz konusu olduğunda güzel bir eser izleyeceği sanısıyla peşin hükümlü olmak yanlışmış. Bu ülkede demek ki yumruğun nereden ve kimden geleceği kestirilemezmiş. İlk kez Abbas beye hak veriyorum ama ben peşin hükümlü olmaya devam ederek bu filmi izlemeyeceğim.
Sayın Bilgili, Sayın milo'nun bu iletisini okuyuncaya dek üzerime alınmamıştım ama şimdi sorma gereği hissettim nedense. Birçok belgesel filmini beğenerek izlediğim, özellikle çok beğendiğim Sarı Zeybek belgeselinin yapımcısı Can Dündar'dan en az onun kadar iyi bir eser bekleyip, bunu sizlerle paylaşmamı "sazan gibi atlamak"; filmi henüz izlemediğim için hakkında herhangi bir yorum yapmamakla birlikte, duyduğum olumsuz eleştiriler neticesinde yaşadığım hayal kırıklığını paylaşmamı da "ricat" olarak mı değerlendiriyorsunuz yoksa?
Eğer öyleyse üzülürüm gerçekten, sizin adınıza...
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Dilek Hanım;
Tekrar özür diliyorum. Sizin üzülmeniz benim üzülmem demektir. Buradaki eleştirlerim yakın gördüğüm kişilere takılmaktan ibarettir. Alınganlık gösterirseniz gerçekten üzülürüm. Atatürk bizim ortak değerimizdir. Selam.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Alıntı:
mert___ rumuzlu üyeden alıntı
müthiş bir filmm
Nesi müthiş bir anlasak..... Atatürk'ü çaktırmadan sabote edişi mi?
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Rica ederim Abbas Bey, inanın özür dilemenizi gerektirecek bir durum yok. Sadece soruma vermiş olduğunuz cevap farklı olsa idi okkalı bir ileti gelecekti, o kadar, hadi yine kurtardınız paçayı. ;)
Açıklama için teşekkür ederim, üzülmeyin, üzülmeyelim, üzmeyelim olur mu? :)
Aman haaa, üzmeyelim derken "Üzmez" de olmayalım tabii. :o
Alıntı:
Atatürk bizim ortak değerimizdir.
Fazla söze ne hacet? Ortak değerlerimizi yitirmemek, hep yaşatmak dileği ile...
Selam ve sevgiler.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Aslında Mustafa Kemal Atatürk'e en büyük zararı , onu putlaştırıp tapan fanatikleri vermiştir. Atatürk asla bir put değildir. O hatalarıyla, günahlarıyla bizler gibi bir insandır. O son yüzyılın yetiştirdiği en büyük liderdir ve benim için onun rakı içip içmediği değil, vatanına milletine hatta insanlığa olan bağlılığı önemlidir. İnsani eksikliklerini öne çıkararak onun büyüklüğünü kimse gölgeleyemez. Filmin jurnalini yapanlar keşke önce görüp, sonra ücretsiz reklam yapsalardı. İşte Atatürk lafını duyunca ne olduğunu bile araştırıp anlamaya çalışmayacak kadar onu putlaştırmış olanlar, istemeden bile olsa ona böyle zarar verirler. Forumda birçok arkadaş zaten Can Dündar'ın nasıl bir kişilik olduğunu gayet güzel vurgulamışlar. Allahtan entel geçinen birçok vatandaşımız, filmin vermeye çalıştığı gizli mesajı anlamamış bile. Gözyaşları içinde, MUHTEŞEM diyip duruyorlar...
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Alıntı:
maske85 rumuzlu üyeden alıntı
Aslında Mustafa Kemal Atatürk'e en büyük zararı , onu putlaştırıp tapan fanatikleri vermiştir. Atatürk asla bir put değildir. O hatalarıyla, günahlarıyla bizler gibi bir insandır. O son yüzyılın yetiştirdiği en büyük liderdir ve benim için onun rakı içip içmediği değil, vatanına milletine hatta insanlığa olan bağlılığı önemlidir. İnsani eksikliklerini öne çıkararak onun büyüklüğünü kimse gölgeleyemez. Filmin jurnalini yapanlar keşke önce görüp, sonra ücretsiz reklam yapsalardı. İşte Atatürk lafını duyunca ne olduğunu bile araştırıp anlamaya çalışmayacak kadar onu putlaştırmış olanlar, istemeden bile olsa ona böyle zarar verirler. Forumda birçok arkadaş zaten Can Dündar'ın nasıl bir kişilik olduğunu gayet güzel vurgulamışlar. Allahtan entel geçinen birçok vatandaşımız, filmin vermeye çalıştığı gizli mesajı anlamamış bile. Gözyaşları içinde, MUHTEŞEM diyip duruyorlar...
İletinizi ilk okuduğumda onu kimin putlaştırdığını düşündüğünüzü anlamaya çalıştım, daha sonra "Filmin jurnalini yapanlar keşke önce görüp, sonra ücretsiz reklam yapsalardı. İşte Atatürk lafını duyunca ne olduğunu bile araştırıp anlamaya çalışmayacak kadar onu putlaştırmış olanlar, istemeden bile olsa ona böyle zarar verirler." sözünüzden bu tabiri film vizyona girmeden fikirlerini belirten bizler için kullandığınızı anladım. Öncelikle sözlerinize dikkat edin, burada karşınızda duran insanlar Atatürk'ü cisim olarak putlaştırıp tapmamaktadırlar, onun fikirlerine, sözlerine, vatan sevgisine tapmaktadırlar. Kavram kargaşası yaratmaya çalışmayın.
Biz filmin reklamını yapmaktan ufacık bir pişmanlık duymamaktayız, Atatürk ile ilgili bir çalışma yapıldığında tabii ki burada duyuracağız, ücretsiz reklam da yaparız, bu kimseyi ilgilendirmez. Atatürk'ü anan, onu tekrar hatırlatan her çalışmaya saygımız sonsuzdur, ve her zaman bu çalışmaların altına imza atanların arkasındayız, bu kişileri de alkışlarız. Bu durumla yapılan eleştirileri birbirine karıştırmamak gerekir.
Filmi izledim. Her yerde çokca eleştri yapıldı, bu eleştirilerden katıldıklarım olsa da hepsini burada tekrar etmek istemem. Atatürk'ü hatalarıyla, günahlarıyla bizim gibi bir insan olarak tanıtmayı, anlatmayı amaçladığını söyleyen Can Dündar bunu başaramamış, en azından ben, onun benim gibi bir insan olduğu fikrine kanaat getiremedim filmi izledikten sonra. Onu anlatırken siyasi başarılarından, dünya görüşünden, azminden, inancından, çalışkanlığından vs bahsetmek mecburdu, bunları bile bile onun benim gibi bir insan olduğunu düşünmek imkansız olurdu.
İçkiye düşkünlüğüne gelince, bu noktanın filmde birkaç yerde vurgulanması yersizdi, bir amacı yoktu. İzleyicilere Atatürk'ün çok içki içtiğini öğretmekse amaç, bunu zaten biliyorduk, zira siroz hastalığına en çok neyin sebep olduğu da bilimsel bir gerçek. Çok içki içmesine ancak şu nedenle karşı olabilirim, aramızdan çok erken ayrılması sonucunu doğurmuştur.
Yine filmde "hayatının başından sonuna kadar yalnızlığının" vurgulanmasına karşılık, Can dündar'ın kendi internet sitesinde Sarı Zeybek kitabı için düştüğü nottaki çelişkiyi belirtmek isterim.
"Atatürk'ün Son 300 Günü...
Bu kitapta, hastalığının 1923'e uzanan geçmişini, Atatürk'ün tedaviye çocukça direnişini, son günlerindeki yalnızlığını, İnönü'yle kavgasının perde arkasını, o ölüm döşeğindeyken başlayan iktidar kavgasını okuyacaksınız.
Can Dündar, Atatürk'ün tarifsiz acılarla örülü son günlerini yaşayanların anılarından derledi. Ömrünün son döneminde uzak düştüğü dostlarından doktorlarına, baş ucundaki manevî evlatlarından her an yanı başındaki silah arkadaşlarına Atatürk'ün son 300 gününü yaşayanları yazdı.
Ata'yı insanî yönleriyle yeniden tanımak isteyenlere...
Onu özleyenlere... "
Bu arada Atatürk-İsmet İnönü ilişkisinin (ilişkisi diyorum, izlemeyenlere ayıp olmasın) gözlerimi doldurduğunu söyleyebilirim.
Genel olarak "Mustafa" yı şöyle ifade edebilirim. Sarı Zeybek gibi bir şaheserin üzerine 15 senelik bir tecrübe eklenmesine rağmen, onlarca muhteşem belgesele imzasını amasına rağmen "Mustafa" Can Dündar markası için vasattı. Fazlalıkları, gereksizlikleri vardı, eksiklikleri de vardı. Örneğin içki içmesinden, katıldığı eğlencelerden o kadar sözedilmesine rağmen okuduğu bir kütüphane dolusu kitaptan sözedilmemiştir. Okuduğu kitaplar şu anda Anıtkabir'de sergilenmektedir ve üzerlerinde kendi el yazısı ile aldığı notlar bulunmaktadır. Bunların da incelenerek filmde değinilmesini arzu ederdim. İnsani ihtiyaçlarıyla, duygularıyla, düşkünlükleriyle cismani Atatürk'ü değil, fikri ve ruhi Atatürk'ü daha yakından tanımak beni daha mutlu ederdi.
Aslında bu, Can Dündar'ın başarısızlığı değil, Mustafa'nın başarısızlığı, çünkü sizin bizim gibi insan olarak ona giydirilmeye çalışılan elbise ona yakışmamış, yapacak bir şey yok :)
Yine de, Atamızı bize tekrar izlettiren, onunla iki saat geçirmemizi sağlayan, emeğini veren Can Dündar'a ve müzikleriyle farklı bir tat katan Goran Bregoviç'e teşekkürü borçluyuz.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Alıntı:
Av.Fırat Bayındır rumuzlu üyeden alıntı
Bu arada içinizde CAN DÜNDAR' ı göreniniz var mı? Yer yarıldı da içine mi girdi acaba?
Hakkını yemeyelim Fırat Abi, pazar günü Ruhat Mengi'nin programına telefonla katıldı, geçen gün de Abbas Güçlü'nün programındaydı. :)
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Mustafa isimli belgeseli seyretmedim. Hasan Murat Hüseyin ya da Ali olsaydı adı yine seyretmezdim. Çünkü Can Dündar'ın söylediği, yazdığı hiçbirşey inandırıcı gelmiyor geçen yazdan beri.
Abdullah Gül hakkında Milliyette yayınlanan yazı dizisini okudunuz mu Dündar'ın? Ben okudum. Tam yarısıydı sanırım birden farkettim. Fonda Dündar'ın tarzı müzikler, sözcükler onun vurgusuyla kulağımda..Kendimi kandırıyorum sandım bir an... İşte o an farkettim ki sadece bir tarzdı onun ki. Etkileyici bir tarz. Domates hakkında da aynı güzellemeyi yapabileceğini düşündüm o an. Hatta Can Dündar olsa domatesi nasıl anlatırdı şöyle mi derdi yoka böyle mi diye dalgamı geçtim bir zaman.
Sakın meselenin Abdullah Gül ile ilintili olduğunu sanmayın. Mesele zanaatçı yanın bu denli ağır basmasında. Mustafa isimli belgesel Atatürk'ü yere göğe sığdırmasaydı da değer verdiğim tüm dostlarım ve yazarlar öve öve bitiremeseydi de ben Dündar'ın dilinden sevemeyecek sindiremeyecektim içime.. Bunu bildiğim içinde paramı ve zamanımı harcamayacaktım.
Abartıyormuyum? Lütfen benim yaptığım gibi, Can Dündar'ın seslendirdiğini düşünerek okuyun sizde. Demek istediğimi anlarsınız...
http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=5289
Uyarı: Sakın belgeselmiş gibi gözünüzde canlandırmayın. Yoksa öğretmenin kemanla işkence yaptığı bölümden ötesini hayalleyemezsiniz. Oysa Can Dündar hayallemiş "Muhtemelen Köy Enstitülü" demiş öğretmen için daha önce Sarı Zeybek ve Fikriyede" yaptığı gibi boşlukları dolduruvermiş.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Can Dündar'ın "Genç Bakış" Programındaki cevapları aşağıdaki linktedir.
http://www.milliyet.com.tr/Yazar.asp...20Guclu&ver=40
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Alıntı:
Başak Şahin rumuzlu üyeden alıntı
bu tabiri film vizyona girmeden fikirlerini belirten bizler için kullandığınızı anladım. Öncelikle sözlerinize dikkat edin, burada karşınızda duran insanlar Atatürk'ü cisim olarak putlaştırıp tapmamaktadırlar, onun fikirlerine, sözlerine, vatan sevgisine tapmaktadırlar. Kavram kargaşası yaratmaya çalışmayın.
Bence anlayabilmek için öncelikle sağduyunun ve itidalin gençlik ateşinden daha güçlü olması gerekir ki, böyle olunca insan önce düşünür, araştırır, tartar sonra konuşur. Böyle yapmadığınız için, kavram kargaşasına sebep olan sizsiniz.
Alıntı:
Başak Şahin rumuzlu üyeden alıntı
Biz filmin reklamını yapmaktan ufacık bir pişmanlık duymamaktayız.
KEŞKE DUYSAYDINIZ!!!! (Bunun en güzel örneği, konuyu ilk gündeme getiren Dilek Hanımın aceleciliğini farkedip medeni bir insan gibi özeleştiri yapması. Kendisini kutluyorum, zira hatayı görüp komplekssizce özeleştiri yapmak her kese nasip olmuyor maalesef.) Gerçek şu ki, aynen vurguladığım gibi siz Atatürkün değil, Can Dündar'ın reklamını yapıyorsunuz çünkü:
1- Mustafa Kemal Atatürk'ün sizin reklamınıza ihtiyacı yok.
2-" Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını Goran Bregoviç müziklerinin fonuyla Can Dündar'ın perdesinden izlemenin tadının farklı olacağı kesin, sabırsızlıkla bekliyorum. " Sözlerinizle muhterem hakkında hiç de bilgi sahibi olmadan, ateşli bir bayraktarlık yaptığınız belli oluyor. (bazı arkadaşlar kendisi ile ilgili görüş ve bilgilerini paylaşmışlar, yararlanabilirsiniz.)
Bu hususta benim söyleyebileceğim, "parayı veren düdüğü çalar" sözünü hazret için, parayı veren C.D ı çalar olarak uyarlayabileceğimizdir. (geçmişte yaptıklarına bakarsanız anlarsınız)
Alıntı:
Başak Şahin rumuzlu üyeden alıntı
Atatürk ile ilgili bir çalışma yapıldığında tabii ki burada duyuracağız, ücretsiz reklam da yaparız, bu kimseyi ilgilendirmez.
YANLIŞ!!! Gördüğünüz gibi bu çok kişiyi ilgilendiriyor ve ilgilendirecektir.. Neden? Zira Atatürk yalnız sizin atanız değil ve reklamınız istemeden de olsa yanıltıcı.
Öyleyse ne yapmalıyız ? Bilmeden, görmeden, emin olmadan hiçbir şeyin bayraktarlığını yapmamalıyız.
Alıntı:
Başak Şahin rumuzlu üyeden alıntı
Atatürk'ü anan, onu tekrar hatırlatan her çalışmaya saygımız sonsuzdur, ve her zaman bu çalışmaların altına imza atanların arkasındayız, bu kişileri de alkışlarız. Bu durumla yapılan eleştirileri birbirine karıştırmamak gerekir.
YANLIŞ!!! Onu çember sakallılar da her dakika hatırlıyor ve hatırlatıyorlar hem de, pervasızca, haksızca ve hayasızca. Hiç durmadan yıpratma ve iftira çalışmalarını sürdürüyorlar. Onların çalışmalarına da saygınız sonsuz mu? Onları da alkışlıyormusunuz. Farkındaysanız baştan sona tartmadan irdelemeden konuşuyorsunuz.
Aslında söylemek istediklerinizin bu olmadığına yürekten inanıyorum.
Biliyorum ki Cumhuriyetimizin sizin gibi genç aydınlara ihtiyacı var. Sadece biraz daha itidalli davranmanızı diliyorum ve konuyu fazla uzatmadan kapatmak istiyorum.
Esen kalın :)
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Sayın maske85,
Alıntı yaptığınız iletimde izleyerek, araştırarak, düşünerek vardığım fikirlerimi yazdım. Acaba siz filmi izlediniz mi? Siz film ile ilgili fikirlerinizden hiç bahsetmemişsiniz de, film ile ilgili değil sadece buradaki insanların davranışlarıyla, söylemleriyle ilgili yorum yapıp duruyorsunuz. Eğer filmi izlemediyseniz siz benimle neyi tartışıyorsunuz, sadece soyut fikirlerinizi belirtiyorsunuz. Burada araştırmayan, tartmadan konuşan kim acaba? Ne demişler, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Sizin filmle ilgili tartacak, düşünecek malzemeniz yok henüz! Ha "izlemediğimi nereden bileceksiniz?" diye sorarsanız, ben burada film ile ilgili düşüncelerinize rastlamadım, bir Can Dündar'ı dilinize dolaşmış gidiyorsunuz.
Ben filmin reklamından bahsediyorum, siz "Atatürk'ün sizin reklamınıza ihtiyacı yok" diyorsunuz, sadece gülüyorum.
Yineliyorum, reklam yapmak farklı şey, reklam konusu olan ürünü eleştirmek farklı şey. Ben burada Can Dündar'ın Mustafa adlı filminden bahsediyorum, siz Can Dündar'ı araştır diyorsunuz. Forum başlığına dikkatinizi çekerim.
Atatürk ile ilgili her çalışmaya destek olmaktan sözederken, siz nelerin kastedildiğini anladınız zaten, lafları çarpıtmaya gerek yok. Her cümleye parantez açmamız gerekmiyor herhalde...
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
:) Amaç algılamak, hatayı görmek değil de, illa çata çat cevap verip üste çıkmak olunca, tartışmanın devamı beyhudedir. :)
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Alıntı:
maske85 rumuzlu üyeden alıntı
:) Amaç algılamak, hatayı görmek değil de, illa çata çat cevap verip üste çıkmak olunca, tartışmanın devamı beyhudedir. :)
Doğru söylüyorsunuz. Bir algılama sorunumuz olduğu kesin...Konu hakkında bilgi sahibi olmayan kişilerle tartışmak da boş laftan ötesine geçemiyor.
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Film Yönetmenleri Derneği / Yönetim Kurulu başkanı Mustafa Altıoklar 'ın kaleminden: "Mustafacan" Hakkında Herşey...
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
CAN DÜNDAR SAİD-İ NURSİ FİLMİNİ BİTİRDİ
http://www.odatv.com/images/smallImages/separator3.gif
Mustafa filmiyle çok tartışılmış olan Can Dündar’ın yeni belgesel filmi Said-i Nursi’yi tamamladığı bildiriliyor.
Fethullah Gülen cemaatinin finanse ettiği filmin 1,4 milyon Euro’ya mal olduğu söyleniyor.
Said-i Nursi belgeselinin bittiği halde vizyona girmeyip bekletilmesinin ise cemaatin bazı endişelerinden kaynaklandığı öğrenildi.
Söylendiğine göre; Mustafa filminin yoğun bir şekilde olumsuz tepki görmesinden endişelenmiş olan cemaat yönetimi, filmin bir süre daha bekletilmesine karar vermiş.
Hatırlanacağı üzere Ayşe Arman Hürriyet’te 9 Kasım 2008 ‘de çıkan röportajında Can Dündar’a “Said-i Nursi belgeseli için Fethullah Gülen'den para mı aldınız?” diye sormuş, Dündar da ona şu yanıtı vermişti: “Hay Allah, ne feci laflar bunlar! Mümkün mü böyle bir şey? Benim yazılarıma bak, Fethullah Gülen-Amerikan ilişkisi üzerine en az on tane yazım vardır. Ayıplamaz mı insanlar? Bu soru bile ne kadar ağır geliyor. Elbette böyle bir şey yok. Said-i Nursi'yle ilgileniyorum çünkü merak ediyorum.”
Sonradan Bediüzzaman lakabının eklendiği Said-i Nursi’nin nüfus kaydındaki adının Sait Okurolduğu biliniyor.
Şimdi merak edilen soru şu:
Atatürk filmine “Mustafa” adını koyan Can Dündar, Said-i Nursi filmine de “Sait” adını verir mi?
http://www.odatv.com/
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Bugün "Mustafa" filminin DVD sini izledim.
İzlemeden önce, duyduğum olumsuz eleştirileri, tüm önyargılarımı bir köşeye bıraktım, Atatürk ve Cumhuriyet tarihimiz hakkındaki her bilgiyi geçici olarak sildim hafızamdan. Atatürk ile ilk kez tanışan, O'nu ilk kez izleyen bir çocuk beyni ile izlemek istedim filmi, objektif yorum yapabilmek için...
Bu duygularla izlemeye devam ederken, belgeselin birkaç yerinde içimden "Yazıkkk..." dediğimi fark ettim. Film bittiğinde kendime geldim, ve içimden "Yazıkkkk..." dedim bir kez daha.
İlk "yazık", Atasını öylesine aciz, öylesine yalnız, öylesine sorunlu, öylesine asosyal gördüğü için, onunla ilk kez tanışan bir çocuğun Atasına üzüntüsünden dökülüvermişti dudaklarından...
İkinci "yazık" ise, dünyanın takdir ettiği bir lideri, askeri bir dehayı, devrimci cesur bir yüreği böylesine aciz, böylesine yalnız, böylesine sorunlu, böylesine asosyal göstermeye çalışanlara, bu zihniyete idi...
Ne mutlu bana ki, ikinci "yazık" nidasını kullanabilecek bilgi ve bilince sahibim. Umarım, Atatürk'ü ilk "yazık" nidası ile hatırlayacakların sayısı çok değildir, ben asıl buna üzülür, buna kahrolurum...
Ama suçu Can Dündar'da ya da o zihniyette değil, Atatürk'ü yeteri kadar anlatamadığım, filmi izleyen yeni nesilde ikinci "Yazık" nidasını kullanacak bilinci yerleştiremediğim için kendimde ararım...
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Derslerimden dolayı ben de Dilek hanım gibi filmi biraz geç izlemek zorunda kaldım.
Filmin sonunda bir insanı katletmenin en kötü yanını sergilemişler. Milli kahramanımız olan Mustafa Kemal Atatürk hayalimiz de en güzel şekli ile kalması gerekirken, Can Dündar ilgili filmde işlediği kişinin Milli kahramanımız olduğunu, Atatürk'ün özelinden çok askeri ve bürokrat kimliğinin bizleri ilgilendirdiğini unutmuş olmalı...
-
Re: "Mustafa" 29 Ekim'de sinemalarda
Çok qüzel bir film. Zevk alarak izledim. Paylaşım için teşekkürler.