-
Deniz Feneri Gemiciği
Deniz Feneri'nde Yolsuzluk
Deniz Feneri Derneği’nin topladığı yardım paralarını yandaş şirketlere aktarması ile ilgili itiraflar gündeme bomba gibi düştü. Almanya’da süren davada paraların nasıl hortumlandığı tutuklanan isimlerce bir bir anlatılıyor. Bugün büyük medyanın gündemine düşen bu itirafları araştırmacı gazeteciliğin deneyimli adı Tuncay MOLLAVEİSOĞLU 2007 yılından bu yana açıklıyor. Hazırladığı Yolsuzluk ve Yoksulluk programında belgelerle deşifre ettiği kirli ilişkiler ağı ile ilgili yaptığı programlar aslında bir suç duyurusu niteliğindeydi. Mollaveisoğlu’nun o dönemde açıkladığı ve bugün tutuklu isimlerce itiraf edilen suç dosyaları Türkiye’de de büyük bir temizliğe ihtiyaç olduğunu gösteriyor. İşte Mollaveisoğlu’nun yaptığı araştırmanın özeti:
Almanya'da Kanal 7 televizyonu ile Deniz Feneri Derneği'ne yapılan baskının perde arkasını, kara para aklamak suçundan tutuklu yargılanan isimlerin AKP'ye uzanan ilişkiler ağını belgeleriyle ekrana taşıyan Mollaveisoğlu, geçmişte Yimpaş, Kombassan gibi yeşil sermayeli şirketlerin gurbetçilerin birikimlerini hortumladığını, sistemin deşifre olmasının ardından bu kez de bazı yardım dernekleri ve vakıflar üzerinden yandaş şirketlere para aktarıldığını söyledi. Mollaveisoğlu, "din ticareti siyasetin finansmanında kullanılıyor" dedi. İşte Yolsuzluk ve Yoksulluk Programı'nda yer alan haberlerin kısa bir özeti:
YİMPAŞ - AKP - Deniz Feneri - Kanal 7
Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarında sık sık teşekkür ettiği Deniz Feneri Derneği ve Almanya'daki Kanal 7 bürosuna Alman polisi'nin düzenlediği operasyonun yankıları sürüyor…
Kapılar kırılarak girilen binada çok sayıda belgeye el konulmuştu. Operasyonun nedeni Deniz Feneri Derneği'nin topladığı 16 milyon avro'nun 8 milyon avrosunu Kanal 7'nin avrupa bürosuna aktarmasıydı. Frankfurt Savcılığı'nın baskında gözaltına aldığı dört zanlıdan üçünün, hem Deniz Feneri Derneği'nde hem de paraların aktarıldığı Kanal 7 ve YİMPAŞ Grubu şirketlerinde yöneticilik yaptığı açıklandı.
Yapılan operasyonun izini süren Yolsuzluk ve Yoksulluk Programı çarpıcı ilişkiler ağını deşifre etti.
AKP Hükümetinin özel izniyle vatandaşlardan para toplama yetkisini alan Deniz Feneri Derneği bakın kimlerden oluşuyor. Derneğin Kanal 7, Yimpaş ve AKP'ye uzanan ilişkileri çok sayıda sorunun yanıtını veriyor.
Kanal 7, 1995 yılında, Almanya'da Media 7 GmbH adıyla bir şirket kurdu. Gurbetçileri dolandıran Yimpaş'tan media 7'ye, media 7'den de kanal 7'ye yüzbinlerce dolar aktarıldı. Paralarını Yimpaş'a ve patronu Dursun Uyar'a kaptıran Gurbetçiler perişan olurken, onların paraları ile Media7 ve kanal 7 palazlandı. Bu operasyonda görev yapan isimler daha sonra Deniz Feneri Derneği'nin Avrupa merkezinde bir araya geldiler.
Gurbetçi paralarını hortumlayan Yimpaş'ın ortak olduğu Media 7 daha sonra iflas ettiğini açıkladı. O dönemde bu şirketin başında İsmail Karahan ile son operasyonda tutuklanan Mehmet Gürhan vardı.
Bu isimler aynı zamanda Kanal 7'nin de yönetiminde görev yaptılar. Hortumlanan paralar Kanal 7'ye akıyordu.
Media 7 iflas edince yerine Euro 7 kuruldu. Bu şirketin ortakları aynı zamanda Kanal 7'nin de ortakları olan İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve Zekeriya Karaman… Yani Kanal 7'nin sahipleri aynı zamanda kara para incelemesi başlatılan Euro 7'nin de sahipleri. Peki Euro 7'nin diğer ortakları kim. Mehmet Gürhan ve Zahit Akman. Mehmet Gürhan son operasyonda Deniz Feneri'nin topladığı yardım paralarını Euro 7'ye aktardığı için tutuklandı. Zahit Akman ise şu anda Radyo Televizyon Üst Kurulu başkanlığını yapıyor…
Üzüm salkımı örgütlenmesi
Aslında Almanya'da başlatılan operasyonunun Türkiye'ye uzanan ilişkiler zincirinde hep aynı isimler ve bu isimlere ait şirketler var… Yardım paralarının aktarıldığı Kanal 7'nin sahibi olan isimlerin Türkiye'de bir şirketi daha var. İstanbul belediyesi'nin ballı ihalelerini alan Beyaz Holding!
Beyaz Holding aslında yine Kanal 7'ye ait bir şirket. Çünkü kurucuları, ortakları aynı. Zekeriya Karaman, İsmail Karahan ve Mustafa Çelik… Bu şirketin eski ortakları arasında yine tanıdık bir isim; RTÜK başkanı Aykut Zahid Akman da bulunuyor. Beyaz Holding'e ait Atlas pazarlama ve Merkez Medya adlı iki şirket daha var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 50 milyon YTL'lik kurs işini bu şirketleri tarif ederek vermesi kamuoyuna yansımıştı.. Belediye 2003 yılından beri kurs ihalelerini hep aynı şirkete Beyaz Holding'e yani Kanal 7'ye veriyor…
İç içe geçmiş ilişkiler ağı Deniz Feneri Derneği'ni de kapsıyor… Kanal 7'ye ait Atlas Pazarlama'nın ortağı Harun Kapıyoldaş Deniz Feneri Derneği'nin yönetim kurulu üyesi. Atlas Pazarlama ile Deniz Feneri Derneği arasında çok yakın ilişkiler var. Derneğin adeta pazarlama şirketi gibi hareket eden Atlas Pazarlama, Haydarpaşa'da demirleyen atlas 1 adlı geminin de kendilerine ait olduğunu söylüyordu.
Oysa Kanaltürk bu geminin Kanal 7'nin Avrupa şubesi Euro 7'ye ait olduğunu belgeleriyle açıkladı. Aslında bu ilişkilerde yer alanlar için Atlas pazarlamanın, Deniz Feneri Derneği'nin, Kanal 7'nin, euro 7'nin, Beyaz Holding'in, Yimpaş'ın birbirlerinden farkı yok… Bütün bu şirketler üzüm salkımı gibi iç içeler. Ancak dışarıya farklı şirket ve kuruluş görüntüsü veriyorlar. Deniz Feneri Derneği'nin topladığı ve buharlaştırdığı milyonlarca euro'luk yardım paralarının izi de zaten bu şirketlerde sürülüyor…
Almanya'da yapılan baskında tutuklanan isimlerin bağlantıları ve Türkiye uzantıları önemli. Çünkü bu ilişkilere bakıldığında AKP iktidarının ve yandaş medyasının kadro ve kaynakları da deşifre oluyor…
Alman televizyonunda yayınlanan bu fotoğrafta, Başbakan Erdoğan'ın yanındaki kişi Mehmet Gürhan… Gürhan, hem Deniz Feneri Derneği'nde, hem Kanal 7 Avrupa şubesinde yönetici ve ortak. Yani Deniz Feneri Derneği'nin bağış adı altında topladığı paraları Kanal 7 televizyonuna aktarmakla suçlanan kişi…
Yapılan operasyonda kara para akladığı şüphesiyle tutuklanan Gürhan'ın Euro 7 şirketindeki ortakları RTÜK Başkanı Zahit Akman ile Kanal 7 ve Beyaz Holding'in sahipleri İsmail Karahan, Zekeriye Karaman ve Mustafa Çelik. Gürhan Almanya'daki euro 7 dışında Türkiye'de de 2006 yılında bir şirket kurmuş. Şirketin ortakları yine aynı aile fotoğrafından…
Yardım paralarını Kanal 7'ye aktarmak suçundan tutuklanan Mehmet Gürhan'ın Türkiye'deki şirketi AKP'ye yakın hemen her ismin soyunduğu deniz taşımacılığı üzerine… Şirketin adı: Haliç Deniz Taşımacılığı ve Turizm limited şirketi. Bu şirketin ortağı ise Beyaz Holding… Yani yine Kanal 7…
Bu iç içe geçen isimler hem Türkiye'de hem Almanya'da çok sayıda şirketin sahibi. Taksi şoförlüğü yaparken Kanal 7 Avrupa'nın ve Deniz Feneri Derneği'nin başına getirilen Mehmet Gürhan'ın Frankfurt ticaret odasına kayıtlı iki şirketi daha var. Birinin adı Weiss Handels... Yani Ak ticaret…
Şirketin Ortakları Mehmet Gürhan ile Zekeriya Karaman… Diğer şirketin adı ise Rapidway taksi şirketi… Şirketin Genel Müdürü Mehmet Taşkan…
Mehmet Taşkan bu üzüm salkımı örgütlenmede önemli isimlerden biri... Taşkan Deniz Feneri derneğinin Avrupa şubesinin şu anki başkanı. Atlas Line gemisinin yöneticisi. Kanal 7 Avrupa'da idari İşler Müdürü. Taşkan, Ulaştırma Bakanlığı yapan Binali Yıldırım'ın daha önce genel müdürlük yaptığı San Tour şirketinde müdür yardımcısıydı. Tutuksuz yargılanıyor.
Abdullah Sever: Deniz Feneri Avrupa'nın Halkla İlişkiler Müdürü. Tutuklanan Mehmet Gürhan'ın Kanal 7'de özel kalem müdürlüğünü yapıyordu. IHH olarak bilinen İnsani Yardım Vakfı'nın eski yöneticisi…
Bülent Över: Kanal 7 Avrupa'nın haber müdürü ve spikeri. Aynı zamanda Deniz Feneri derneği'nin Avrupa şubesinin kurucularından ve eski yönetim kurulu üyesi.
Muhsin Bay: Kanal 7 Avrupa'nın yan kuruluşu olan TVT televizyonu genel yayın yönetmeni.
Gökhan Gürbüz: Hem deniz Feneri Derneği, hem de Kanal 7 televizyonunun reklam ve sponsorluk işlerini yürütüyor.
Bu ilişkiler ve isimler arasında en önemlilerinden biri Zekeriya Karaman… Karaman, Kanal 7 televizyonunun sahibi olan, Yeni Dünya İletişim A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı. Aynı zamanda Deniz Feneri Derneği'nin sorumlularından. Atlas Pazarlama, Euro 7, Beyaz Holding ve Haliç denizcilik şirketlerine ortak.
Organize suç literatüründe üzüm salkımı denilen bu örgütlenme modelinin temelinde sayıları 15'i geçmeyen AKP yandaşı isimler bir aradalar. Kurdukları, ortak oldukları ve yönettikleri şirketlerin geçmişte gurbetçileri hortumlayan Yimpaş ve Kombassan ile organik bağları vardı. Bugün ise yoksullara yardım adı altında bağış toplayan Deniz Feneri Derneği ile benzer ilişkileri var.
Hem yeşil sermayeli hortumcu şirketlerin, hem de Deniz Feneri Derneği, İnsani Yardım Vakfı gibi derneklerin ortak özelliği para toplarken buna İslam dinini alet etmeleri… Toplanan paraların siyasetin finansmanında kullanılıp kullanılmadığı ise yanıt bekleyen sorular arasında… Bu kişilerin AKP hükümetinin en üst kademelerinde kabul görmeleri, Dursun Uyar örneğinde olduğu gibi tüm dünyada aranırken Türkiye'de koruma altına alınmaları hortumlanan paraların kimlere aktarıldığının da aslında açık işaretleri…
Kanal 7 başta olmak üzere yandaş medyaya yıllardır para aktaran bu sistemde geçmişte Refah Partisi'nin günümüzde ise AKP'nin yardım ve vakıfları ile bu siyasi anlayışın egemen olduğu kamu kaynakları kullanılıyor. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'nden aktarılan kaynaklarla palazlanan yandaş şirketler ve bu şirketlerle ilişki içinde olanlar bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en etkin kurumlarının başına geçtiler. İslamın siyasallaştırılması ve piyasalaştırılması ise en kutsal değerlere yapılan saygısızlığın yanında büyük bir tehdit..
Kanal 7'nin Yoksulluk Gemisi!
Haydarpaşa Limanı'na yani Harem'e demirli bu gemi Almanya'dan Türkiye'ye uzanan uluslar arası bir operasyonun en önemli ayaklarından biri…
Geminin adı ATLAS 1… Özellikle Türkiye Almanya arasında yolcu ve araç taşıyor… Almanya'da 340 polis eşliğinde Deniz Feneri Derneği ile Kanal 7'ye yapılan baskınla da yakından ilgili…
Deniz Feneri Derneği'nin yardım adı altında topladığı paraları başta Kanal 7'nin Avrupa Merkezi olmak üzere yandaş şirketlere aktarması ile ilgili yapılan operasyonda, Derneğin ve Kanal 7'nin iki yöneticisi tutuklanmıştı. Tuncay Mollaveisoğlu yolsuzluk ve yoksulluk Programında Kanal 7 ve Deniz Feneri Derneği arasındaki ilişkiyi belgeleriyle açıkladı…
Deniz Feneri derneği'nin topladığı 14 milyon euro'nun 8 milyon eurosunun Kanal 7 televizyonu ile yandaş firmalara aktarıldığını söyleyen Mollaveisoğlu, yardım paraları ile gemi alınıp alınmadığını sormuştu…
İşte sözü edilen Atlas 1 adlı gemi şu anda Haydarpaşa Limanında demirleyen bu gemi… Geminin sahibi Kanal 7 televizyonunun Avrupa Merkezi… Yani Euro 7 televizyonu… Euro 7 Deniz Feneri derneği'nin yardım adı altında topladığı paraların aktarıldığı şirket…
ATLAS 1 Gemisi'nin ilk adı Litvanya bayraklı Baltık Kristina… Euro 7 televizyonu bu gemiyi aldıktan sonra gemiye Panama bayrağı çekildi… İşte Atlas bir gemisinin euro 7 televizyonuna ait olduğunu gösteren belge…
Geminin Adı: Atlas 1 Gemi tipi: Yolcu, Ro Ro Yük gemisi…Yapım Yılı 1973… Bayrağı : Panama
Gemi Yöneticisi: EURO 7 televizyonu ve Pazarlama şirketi
Tescil edilmiş gemi sahibi ; EURO 7 televizyonu ve pazarlama şirketi.
Peki EURO 7 televizyonuna ait bu gemi hangi parayla alındı? Deniz Feneri Derneği'nin topladığı yardım paralarının bu televizyon kanalına aktarıldığını, milyonlarca euronun nerelere harcandığını araştıran alman savcılığının geminin izine rastlayacağına şüphe yok…
ATLAS 1'in Haydarpaşa limanında beklemesi de ayrı bir soru işareti… Ulaştırma Bakanlığı'nın İstanbul Liman tüzüğü'nde hangi maddeye göre burada bağlı tutulduğunu açıklaması gerekiyor…
www.bizkackisiyiz.com
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Daha dur cümbüş yeni başlıyor. Fakir edebiyatıyla kurdukları saltanatın altında fakirlerin emeği olduğunu gırtlaklarına kadar haram a battıklarını yakında göreceğiz.
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Tüm bunlara rağmen hala arsız arsız orda burda reklam yapmaya devam ediyorlar.
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Olaylara tarafsız yaklaşın derim. Her haberi doğru diye anlarsak sonra kendi kişiliğimize saygısızlık ederiz.
Mesela şu haber ne diyor bir bakalım:
http://www.haber7.com/haber/20080906...adan-geldi.php
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Bunlar yapmazlar,bunlar dini bütün(!) insanlar..
-
Doğan'lar Savaşı
Doğan'lar savaşa başladı.
Bir yanda Recep Tayyip ErDOĞAN, diğer yanda Aydın DOĞAN.
Deniz Feneri Derneği ile ilgili Almanya'da yürütülen soruşturmanın ucu Türkiye'de göründükten sonra Doğan Medya, AKP ve Recep Tayyip ERDOĞAN'a karşı hamle yaptı. Recep Tayyip ERDOĞAN ise bugün açık ve net olarak Aydın DOĞAN'ın ismini zikretti. İkisi de birbirini hukuka aykırı davranışla itham ediyor.
Ne diyelim her ikisi de haklı gibi.
Komplo Teorisi: Bu savaşın arkasından (POAŞ'ta 2 milyarlık vergi affı gibi) çıkar mutabakatı gelecek.
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Bu nasıl bir çifte standart anlayışı anlayamıyorum. Bir yanda yine bir iddianame aylardır her satırı manşetlerde. Kimse dur bakalım demiyor. Hatta iktidar durumdan çok memnun. Sonra Deniz Feneri davasının Alman iddianamesi önce NTV de yer aldı sonra Hürriyet te yer aldı. Sonra kıyamet kopuyor. Neden?
Neden yazdın diye hesap soruluyor hemde.
E Demirel in meşhur lafı " Keser döner sap döner"
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Çok komik sanki bu iddialar yeni gündeme gelmiş gibi çıkıp 'isim benzerliği' şeklinde bir açıklama yapmışlar. Bu iddalar bir iki senedir gündemde. Sen onca zaman dur adın, logon, sloganın, telefonun, lojistik binaların, giydirme araçların, fotoğraf ve filmlerin kullanılsın olay ortaya çıkınca, git dava aç alakam yoktur diye. Pehh...
-
Aydın Doğan şerefsiz midir?
Başbakan Erdoğan: Hilton arazisi ve CNN TÜRK için karasal yayın izni alamayan Doğan Medya Grubu nun tetikçilik yaptığını öne sürerek Aydın Doğan ı ŞEREFSİZ olmakla suçladı. Gelişmeler merakla bekleniyor.
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Almanya tarihinin en büyük bağış yolsuzluğu olarak nitelendirilen Deniz Feneri davası Türkiye'de de geniş yankı buldu. İddianamede, Türkiye bağlantılı olduğu öne sürülen derneğin muhtaçlara yardım için toplanan paraları kişisel ve siyasi amaçlar için kanunsuz olarak kullandığı iddia ediliyor.
İDDİANAMENİN TAM METNİ İÇİN TIKLAYINIZ
Vatan
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Batan geminin ardında tuhaf bağlantılar çıktı
http://www9.gazetevatan.com/newpics/...2581416528.jpg
Bandırma-Ambarlı seferi sırasında batan Hayat-N isimli geminin ardından ilginç bir ortaklık ve yöneticilik yapısı çıktı. İşte ucu Almanya’da görülen Deniz Feneri davasına kadar giden isimler...
HİLAL ÖZTÜRK - BÜLENT İNAL
BAKANIN OĞLUNA GEMİ ALDIRAN MÜDÜR: Hayat-N gemisi, Marmara-N şirketine ait. Şirketin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Koç, aynı zamanda Santour Genel Müdürü. Yıldırım, Koç’un genel müdürü olduğu Santour’la aynı grupta yer alan Sancak Lines ’ın de genel müdürlüğünü yaptı! 2003 yılında VATAN, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın 1,5 milyon YTL’ye aldığı Derin Deniz adlı gemiyi haber yapmıştı. Erkan Yıldırım, gemiyi alırken Mehmet Koç’tan 200 bin euro borç almıştı.
İTO’DA AYNI ADRESTELER:
Bakan Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’a ait Derin Denizcilik Gemi Taşımacalık Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile Santour’culara ait Kapital Yatırım Holding İTO kayıtlarında aynı adreste gözüküyordu! Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın 2000-2001 yıllarında Çeşme-Brindisi hattında sefer yapan Gayret Denizcilik Sanayi ve Limitet Şirketi’ne ait gemilere kar ortağıydı. Gayret Denizcilik ile Santour’la aynı gruptaki Sancak Gemi İşletmeciliği’nin de adresleri yine aynıydı!
http://www9.gazetevatan.com/newpics/...00450739_3.jpg
KOÇ, DENİZ FENERİ İDDİANAMESİNDE:
Mehmet Koç ismi Türk kamuoyunun şu sıralar yakından izlediği Deniz Feneri e.V davasının iddianamesinde de geçiyor. Koç’un, bağış paralarıyla alınan Atlas-1 adlı gemiyi bulan ve alınması için dernek yöneticisi sanıkları harekete geçiren kişi olduğu belirtiliyor.
http://www9.gazetevatan.com/newpics/...51558385_3.jpg
ORTAKLARDAN BİRİ AKP’Lİ VEKİLİN KARDEŞİ:
Şirketin ortaklarından Mehmet Berber’in AKP Manisa Milletvekili, Ereğli Demir Çelik Fabrikası eski Genel Müdürlüğü ve Santour’un eski ortağı Recai Berber’in kardeşi olduğu ortaya çıktı. Mehmet Berber, Hayat N’nin sahibi olan Marmara N’nin kurucu şirketi Etis Denizcilik Yatırım Anonim Şirketi, kardeş şirket İstanbul Lines’in de yönetim kurulu üyesi.
http://www9.gazetevatan.com/newpics/...55666906_3.jpg
SUUDİ ORTAK DA VAR:
İTO kayıtlarına göre şirketin ortakları arasında Mehmet Berber, Mehmet Koç ve Muhammed Wasıf Hammad isimleri dikkat çekiyor. Hammad, bir Suudi Arabistan şirketi olan Nesma Holding’in temsilcisi. Yine İTO kayıtlarına göre Marmara N Denizcilik Ticaret Anonim Şirketi ile aynı adreste iki şirket daha var. Bu şirketlerin ortakları benzer isimler. Batan Hayat N gemisinin üzerinde yazan İstanbul Lines adını taşıyan ikinci şirkette, Hammad, Koç ve Berber ortak görünüyor. Bu şirket 21 Ağustos 2007 yılında kurulmuş. Aynı adresteki üçüncü şirket Nefmar Denizcilik Yatırım Anonim Şirketi. Bu şirketin ortakları arasında da Koç ve Hammad yer alıyor. Bu şirketin kuruluşu çok daha yeni. 30 Haziran 2008 tarihinde yani 1.5 ay önce kurulmuş.
BAKANIN ESKİ ORTAĞI:
Hayat-N gemisinin işletmesini yapan İstanbul Lines’ın ortakları arasında Salih Zeki Çakır ismi dikkat çekiyor.
http://www9.gazetevatan.com/newpics/...21437205_3.jpg
Mehmet Koç’la birlikte Serhat Feribot İşletmesi’nin ortaklarından olan Çakır, aynı zamanda Sancak Lines’ın sahibi. Diğer bir deyişle Çakır karşımıza bir dönem Ulaştırma Bakanı Yıldırım’ın genel müdürlüğünü yaptığı şirketin sahibi olarak çıkıyor!
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Bu fener daha çoookkkk gemi-ciği batıracağa benziyor. Hani bir söz vardır klavuzu karga olanın... ;)
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
halkımız , yardımsever bir halk... yakınındakini daima koruyup kollamak azminde... bu tip oluşumlar , dürüst yardım kuruluşlarını şaibe altında bırakmamalı... Nasıl bir YARDIM ORGANİZASYONU VE DERNEĞİ OLMALI Kİ ASLA ŞAİBE DUYULMADAN YARDIMLAR AKTARILABİLSİN? paranın girdiği her yer aslında kısa zaman sonra dedikodu ortamına dönüşebilir. bunu önlemenin yolu nedir? bu tip organizasyonların yapılmasına engel olmak mı ? o vakit insanlar yardım ellerini nasıl uzatabilecekler ? bu mevzuya kesin bir çözüm bulmak lazım ? fakat nasıl olacak?
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Sitemizden...
Almanya'daki Deniz Feneri Davası Sonuçlandı
https://www.hukuki.net/modules.php?na...rticle&id=1438
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
almanya mahkemeleri kararı deniz feneri yöneticilerinin aleyhine sonuçlanmış.. bu yöneticiler acaba paraları nereye aktardı ? bir miktarının Türkiye Deniz Fenerine aktarıldığını söylemişler... 42.000.000 euro nun 1/8 i civarında... geri kalandan aktarım yaptıkları belli olmayan meblağ da bu paranın 1/10 u civarında , yani 4.000.000 luk kısmının ne olduğu mu belli değilmiş ? bu paraları nereye kullandıkları mı belli değil , yoksa zimmetlerine geçirip emniyeti suistimal etmişler ?
eğer parayı nereye kullandıklarını açıklayamıyorlarsa ( ki , bahsi geçen miktar emin olunuz toplananların 1 / 100 ü bile değildir ; ) , bu meblağların nereye veya nerelere gidebileceği bir muamma olarak kalabilir... örtülü ödenek mi aktarmışlar , yoksa kendileri mi yemişler ?
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Mahkeme başkanı kararın açıklanmasının ardından yaptığı konuşmada; Almanya’nın en büyük dolandırıcılık olayıyla karşı karşıya olunduğunu söylediği halde kararın sonunda verilen hapis cezası süresi bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar az mı? 5 yıl, 2 yıl, 1 yıl...
Bu kadar büyük rakamların söz konusu olduğu bir dava sonucunda komik derecede verilen ceza süreleri düşündürücü.
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
RTÜK başkanı istifa etmek için neyi bekliyor acaba?
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Abbas abi ;
Bunların hepsi pişkin neden etsin ki; yarın iki bekar ama birlikte yaşayanı daha bulur evlendirir topluma örnek diye biter...
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Ne kötü ama haber gene Almanya dan geldi.
ALMANYA’da RTÜK Başkanı Zahid Akman hakkında şok bir soruşturma açıldı. Deniz Feniri davasında da adı geçen Akman hakkında, Frankfurt Savcılığı başka bir suçtan soruşturma başlattı. Frankfurt Savcılığı RTÜK Başkanı Akman hakkında dolandırıcılık ve iflası sürüncemede bırakmak şüphesiyle başlattığı soruşturma, Der Spiegel Dergisi’nin ’Spiegel Online’ adlı internet sayfasında, “Türk medyasının en yüksek kademesindeki denetçi, Alman makamların hedefinde” başlığıyla duyuruldu.
http://www9.gazetevatan.com/newpics/...85870895_3.jpg
18 kişiye soruşturma Erdoğan’ın yakını
RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın 2003 Ağustos - 2006 Temmuz ayları arasında Offenbacher & Frankfurter Wohnungsbaugenossenschaft eG (Offenbach ve Frankfurt Konut İnşaat Kooperatifi) yönetim kurulu üyesi olduğunun Frankfurt Mahkemesi kayıtlarında geçtiğini yazan ’Spiegel Online’, kooperatifin binlerce Türk yatırımcıyı dolandırdığını yazdı. Kanal 7’de ’Paranız ikiye katlanıncaya kadar keyfinize bakın, bekleyin’spotlarıyla para toplayan kooperatifin 2007 yılı Ekim ayında iflasını verdiğini hatırlatan ’Spiegel Online’, Akman’nı, yakınlığı bilinen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın RTÜK Başkanlığı’na getirdiğini duyurdu. Sitede yer alan habere göre, Zahid Akman’ın yanı sıra 17 kişi hakkında daha soruşturma başlatıldı. Frankfurt Savcılık Sözcüsü Doris Möller-Scheu da, Akman hakkında soruşturma yapıldığını doğruladı.
Vatan
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
İstermisiniz sonunda Almanya mahkemeleri kapatsın AKP yi ne gülerim ama :)
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Habertürk ten Sayın Akman ın konuşma ve savunmasını izlemiştim.
Şimdi ortada olan fiili durum ile kıyaslayınca hiçbir inandırıcılığı kalmadı.
İstifa denen müessesenin aslında çok şerefli bir davranış olduğunu anlayabildiğimizde adam olacağız.
RTÜK başkanının istifa etmesi için gereken şartlar oluşmuştur bence.
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Bu nasıl bir yüzsüzlüktür,nasıl bir ahlaksızlıktır anlaşılır gibi değil.
Çok benzeri bir durumda avaz avaz bağıran (ergenekon) , çook alametler belirdi diyerek
ve salyalar akıtarak
ve aç kurtlar gibi saldırarak
ve kısas isteyerek
saldıranlar,
çook daha fazla alametler belirmesine rağmen ''denizimin feneri'' konusunda bütün hayasızlıkları
ve arsızlıklarıyla
ve vicdansızlıklarıyla
kafalarını kuma gömüp suçlu sessizlikleriyle başbaşa kalmayı tercih ediyorlar.
Bu işi tezgahlayan kan emici alçaklar,vicdan hırsizları,acıma duyusu sömürücüleri,saflık katilleri, ise
insan içine çıkmaktan utanacak durumda olmaları gerekirken,
onurlu bir insan gibi intihar etmeleri gerekirken ,tüm yüzsüzlükleriyle görevlerinin başında keyif çatıyorlar.
En başta o inandıkları
ya da
öyle göründükleri Allah'a ihanet ediyorlar.
Sonra o kandırdıkları ve soydukları o güzelim insanlara.
Hatta çocuklarına ve ebeveynlerine,
ve de kendilerine...
Kendisine saygısını yitirmiş insan ne düşünür ki yaşam hakkında...
Şöyle sormak gerek aslında;
insan psikolojisinde; suçluluk duygusunu bastırmak isteyen her benlik , içinde, kendini haklı çıkaracak birşeyler uydurma gereği duyar
ve kendi yarattığı bu yalanlara da yavaş yavaş inanarak çıkış noktası arar,
şimdi merak ediyoruz insanların gözyaşlarını bile dolandıran bu alçaklar
acaba kendilerini kandırmak için neler uyduruyorlar benliklerinde.
Sanırım birçoğu, bu hortumları ''yüce bir dava adına'' yaptık rahatlamasını yaşatıyordur aklında,
ya da islam için yaptık ve kullandık teranesini...
Çook alametler belirdi ,çook
yok korkmayın öyle darbe marbe değil,
bu halk kesecek cezayı size
geldiğiniz yere gidip , çıktığınız pislikte boğulacaksınız
sizi ak-babalar sizi....
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Maliye, savcılık hatta Sn.Kanadoğlu'nun açtığı davalarda yargı görevini yapsaydı, anlamak için Deniz Feneri davasına gerek kalırmıydı, yüzlerinin ak mı, kara mı olduğunu kanıtlamaya?
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Zahid Bey mahkemeyi kandırmış
25 Eylül 2008Saygı ÖZTÜRK / ANKARA
http://www.hurriyet.com.tr/_np/0212/6510212.jpg
RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın, görevi ihmalden açılan dava nedeniyle Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’ne verdiği mal beyanında Armada hisselerini söylemediği anlaşıldı. Akman, beyanında "Aylık gelirinin 4500 YTL, 2 kooperatif hissesi, 1 daire ve 2 arabası" olduğunu belirtiyor.
’ARMADA’dakihisselerimi mal beyanında gösterdim’ diyen RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın, Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’ne açıkladığı mal beyanında bu hisselerini söylemediği ortaya çıktı.
Akman, NTV’de, Armada ortaklığını mal beyanında gösterdiğini açıklamıştı. Akman’ın avukatı Ali Yıldız da RTÜK üyeliğine seçildikten sonra verilen mal beyanında bu hisselerin yer aldığını, kamuoyundan ve resmi kurumlardan gizlenmiş bir durum olmadığını bildirmişti. Ancak mahkeme kayıtları, Akman ve avukatını yalanladı.
Yalanlamanın kayıtları, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde Kanal 7, TV5, TGRT Haber ile Kanal 24’ün taraflı yayınlar yaptığının Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nca bildirilmesine rağmen, RTÜK’ün gerekeni yapmadığını öne süren
http://www.hurriyet.com.tr/_np/0213/6510213.jpg
CHP Milletvekili adayı Avukat Levent Gök’ün Akman hakkında şikáyette bulunduğu dava dosyasında yer alıyor. Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel, bu şikáyet üzerine Akman hakkında "Görevi ihmal" suçundan Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Akman, 11 Şubat 2008 tarihindeki duruşmada, "sanık" sıfatıyla savunma yaptı. Akman, mal varlığını, "Aylık gelirim 4500 YTL’dir. Bakmakla yükümlü olduğum kişi sayısı 6’dır. Üzerime kayıtlı mal varlığım 2 adet kooperatif hissesi, 1 adet daire ile 2 adet araba" dedi. Bu beyan, Akman’ın ve avukatının açıklamasının aksine Armada hisselerinin mal beyanında gösterilmediğini ortaya koydu. Hayat Yapı’ya 2006’da ortak olan Akman, davada hisselerini açıklamayarak mahkemeye eksik beyanda bulundu. Mahkeme, bu davada Akman’ın beraatine karar verdi. Ancak Avukat Gök kararı temyiz etti. Dosya halen Yargıtay’da bekliyor.
Eksik beyanla yanılttı
Levent Gök (Avukat): Mahkeme, mal bildiriminde bulunmasını istedi. RTÜK Başkanı olarak sadece maaşını gelir olarak beyan etti. Oysa bütün gelirlerini bildirmek zorunda. Çünkü hakim, dava sonunda bir para cezasına hükmedecekse miktarı belirlerken sanığın beyanındaki gelir ve mal varlığını dikkate alacak. Gerekirse tedbir koyacak. Tedbiri, beyan edilen mallar üzerinden yapacak. Akman, eksik beyanda bulunarak mahkemeyi yanıltmıştır. Vural Savaş (Yargıtay Onursal Başsavcısı): Mahkemeye mali ve içtimai durumunu eksiksiz bildirmesi gerekir. Eksik beyanda bulunduğu açıktır. Bu da mahkemeyi yanıltmaktır.
Sabih Kanadoğlu (Yargıtay Onursal Başsavcısı): Mahkemeye istenen bilgilerin net ve açık olarak bildirilmesi gerekir. Eksik beyanda bulunmanın sorumluluğu yoktur. Ancak bu durum, kişiliği hakkında mahkemeye bilgi verir.
www.hurriyet.com.tr
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
UNUTMA
Dışarıdan suç dosyaları isteme işiyle görevli başta koca Adalet Bakanı var. Sayın Bakan, “Bana ne yaa...” dese bile Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne bağlı teşkilatın
1 Genel Müdürü
3 Genel Müdür Yardımcısı
4 Daire Başkanı
30 tetkik hâkimi.
5 şube müdürlüğü.
Gelen evrak-giden evrak, mütercimler, telefonlar, masalar, sandalyeler, dolaplar, bilgisayarlar, internet bağlantıları, müstahdemler, sekreterler, çaycılar, getir-götürcüler, toplam 124 çalışanı bulunuyor. Adalet Bakanlığı bu kadar yüksek kadrolu genel müdür, müdürler, müdür yardımcıları, tetkik hâkimleri, şube müdürleri, onların altında çalışanları olmasına rağmen “Deniz Feneri Dosyası’nı” Frankfurt’tan hâlâ getirtemedi.
15 gün geçti.
Dosya gelmedi.
Niçin kaplumbağa hızı?
Unutma!
Önemlidir.
19/10/2008 Necati Doğru
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Önceki gün, Almanya'daki Deniz Feneri davasının gerekçeli kararı açıklandı.
Yani; hakimin/savcının iki kelimesinden akıl yürütme ile elde edilen tahmini haberler değil, şunun bunun kapı aralığından sarfettiği bir-iki cümlelik bilgiler değil, şimdi elinizde kapı gibi gerekçeli mahkeme kararı var.
Diğerlerinin hepsi, ya iddianame idi, ya yargılama sırasında savcının talebi idi, ya sanıklardan birisinin şu veya bu sebeble yaptığı suçlama/itiraf idi. Hiçbirisinin, yargısal anlamda kesin bir değeri yoktu.
Şimdi gerekçeli karar çıktı. Bu gerekçeli karar; yargı açısından tartışması yapılamayan/yapılamayacak bir karar artık.
Ama ne yazık ki çarşaf çarşaf Deniz Feneri haberi yapan, manşetten Zahid Akman'a saldıran gazetelerde iç sayfalarda ufacık verildi veya hiç verilmedi.
Bir Kemal Kılıçdaroğlu'nun gerekçeli kararı alıp kameraların önüne geçmesini bekledim. Hala çıkmadı.
Alman mahkemesinin gerekçeli kararını okuyabildiniz mi? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Deniz feneri kurbanliklar için faliyette
Alman mahkemesi 'şer odağı' oldu
29.11.2008 -Gazeteport
Alman mahkemeleri tarafından yöneticileri hapse mahkum olan Deniz Feneri Derneği, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi atağa geçti ve yeniden yardım toplayabilmek reklam kampanyası başlattı. Deniz Feneri Derneğinin ilanlarında Alman yargısı da ‘’Şer odağı’’ olarak nitelendi.
Alman mahkemeleri tarafından yöneticileri hapse mahkum olan Deniz Feneri Derneği, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi atağa geçti ve yeniden yardım toplayabilmek için reklam kampanyası başlattı. Deniz Feneri Derneğinin ilanlarında Alman yargısı da ‘’Şer odağı’’ olarak nitelendi.
“Şer odaklarına prim vermeyin’’ denilen ilanda Deniz Feneri Derneğinin ‘’İyiliğin ve yardımlaşmanın sembol kuruluşu’’ olduğu öne sürülerek, ‘’Deniz Feneri Derneği uluslar arası ve ulusal, şer odaklarının karalama kampanyasına maruz kalmıştır. Bu şer kampanyası, özellikle yardımseverlik duygularının doruğa ulaştığı Ramazan ayı boyunca yapılmıştır. ‘’ denildi ve şu görüşler savunuldu:
‘’En büyük zarar yoksullara. İyiliksever halkımızdan gerçek ihtiyaç sahiplerine bir yardım köprüsü olan Deniz Feneri Derneği’ne yapılan bu saldırılardan en büyük zararı yardımlaşma duygusu ve yoksullar görmüştür. Yüz binlerce aile bu kampanyanın masum kurbanları olarak yeniden umutsuzluğa, karamsarlığa ve yalnızlığa terk edilmiştir. İddia edilenlerin aksine, kuruluşundan bu güne kadar ilgili makamlar tarafından yapılan tüm denetimler, derneğimize yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamının amacına uygun olarak kullanıldığını tespit etmiştir. Bu sebeple Deniz Feneri hakkında bugüne kadar açılmış herhangi bir dava bulunmamaktadır. Altın çamura dahi düşse değerinden bir şey yitirmeyecektir. Farklı hedefleri de bulunan bu olayın kısa sürede aydınlanacağına, yalnızca iyilik için çalışan derneğimize yapılan bu haksızlığın ortadan kalkacağına inancımız tamdır. Şimdiye kadar sadece yurt içinde 2.6 milyon insanımıza ulaştırdığımız yardımların devam edebilmesi için iyilikseverliğinize ve yardımınıza her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. İnanıyoruz ki bu linç kampanyası yardımsever halkımızı ve Deniz Feneri’ni iyilik yapmaktan alıkoymayacaktır.’’
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
UNUTMA!
Almanya ekonemi tarihinin en büyük " bağış dolandırıcılığı" ilan edilen Deniz Feneri soygunu davasının gerekceli kararının yazımı bitmiş.
Soyguncuların, onları koruyanların, soygundan sebeplenenlerin isimleri "kodlanarak" açıklanmış.
İşte bu dosya gelecek.
Ne zaman gelecek
49 gün oldu
Dosya henüz gelmedi.
Unutma!
Önemlidir.
28/112/008 Vatan G.Z.Tsi Necati Doğru.
m.e.sezen: sanırım Zahit Akman aklanırsa bütün yolsuluklar bitmiş sorunlar çözülmüş olacak her halde ne dersiniz...
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
O Deniz feneri oğlu dahil aldıkları gemiciklerle mantar gibi büyüyen AKP li armatörlerimize yol göstericidir. Ve bu anlayışla karaya vurunca bakın halkımıza nasıl açıklama yapılır.
29.11.2008 Hürriyet
’Sahili selamet’e birlikte çıkacağız
Başbakan Tayyip Erdoğan, ekonomik krizle ilgili olarak, "Bu gemi hepimizin ortak gemisi, bir yerden su almaya başlarsa hep beraber batarız. Sahili selamete birlikte çıkacağız" dedi.
Türkiye Yatırım ve Tanıtım Ajansı Danışma Kurulu toplantısında konuşan Erdoğan şunları söyledi:
Şahsi fırsatçılık yapmayın
Aklı selimin yolu birdir, ama ’burada bir kriz var, şahsım veya kurumum için fırsata dönüştüreyim’ dersek haksızlık olur, bunu yapmamamız lazım. Bu gemi hepimizin ortak gemisi, bir yerden su almaya başlarsa hep beraber batarız, biz bu gemiyi batırmayacağız, sahili selamete birlikte çıkacağız, olaya böyle bakacağız.
15 milyar dolar gelecek
Hükümete geldiğimiz andan itibaren küresel yatırım miktarının artırmanın çarelerini aradık, tam bir reform atmosferi içinde kararlılıkla yolumuza devam ettik. Bu yılın Ocak-Eylül döneminde ise küresel krize rağmen 12.3 milyar dolar yatırım çekmeyi başardık. İnanıyorum ki bu miktar yıl son itibarıyla 15 milyar doları bulacak.
Bürokrasiden yakındı
Yatırımcı tarafından ilgili kurumlarımıza yapılan ilgili uygun müracaatlar yatırım ajansımızın devreye girmesiyle daha hızlı neticelendiriliyor. Şu anda bile biz henüz ulaşmamız gereken konuma bu alanda da ulaşmış değiliz. Hala bu tür oyalamaların olduğunu, ertelemelerin olduğunu, durmadan orta sahada top çevirenlerin olduğunu biliyorum. Bunların üzerine gitmekte kararlıyız. demiş!
Gördünüz mü?
Evet üzerine gitmezsek aldıkları gemilere bırak kefil, yedieminliği 70 milyonu ortak etmişler. Diğer bir deyişle tepki göstermedikçe biz de bu suçların ortağıyız.
Devlet mi yönetiliyor, futbol sahasında mı anlayamadım ki! Antrenör mü sanıyor kendini.
Bildiğim Belediye başkanı olmadan önce top pabuçlarını alacak parası yoktu arkadaşları para toplayıp alıyordu. Şimdi Başbakanımız dünyanın sayılı zenginlerinden.
Şahsi fırsatçılık yapmadan!
Gemicikleri yükü taşıyamamış! Su almaya başlamış.
Şimdi akıl veriyor.Ön teker, arka teker...........
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
M.E.S: Deniz Feneri Yeni bir dalgaya kapılmadan unutmadan bir çok konuşulması,tartışılması gereken bir sürü konular politikalar gözden kaçıp ,kaçırılıp Türkiye'nin yönünün nereye gittiği unutturulup Dalgaların altında kalıyor...
8 Ekim 2008 http://www.hurriyet.com.tr/images/siyah_ok.jpg Oktay EKŞİ
oeksi@hurriyet.com.tr
http://www.hurriyet.com.tr/_yazarlar/images/1b.jpg
Yüz aklığıyla
ALMANYA’da "tarihimizin en büyük bağış skandalı" diye nitelendirdiler.
Frankfurt’ta yapılan Deniz Feneri Derneği davası nedeniyle hem onların hem de burada bizim ağzımız hayretten bir karış açık kaldı.
Dava bitti. Üç kişi hüküm giydi...
Ve Türk hükümeti nihayet harekete geçti:
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, "Deniz Feneri davası ile ilgili olarak savcılıktan gelen istek doğrultusunda Alman makamlarına başvurulduğunu" söylüyor.
Başvuru dava dosyasının tamamını mı kapsıyor, yoksa "Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan’a 2 yıl 9 ay, Firdevsi Ermiş’e 1 yıl 10 ay hapis cezası verilmiştir. Bu hükmün gerekçesi de şudur" diyen bir metni mi talep ettiler onu açıklamamış.
Aradaki fark önemli. Çünkü dava dosyası gelirse olayın Türkiye’deki uzantılarının bulaştığı suç kanıtları dosyada karşınıza çıkabilir. O kanıtlara dayanarak dava açılması mümkün olur.
Ama sırf kararla sınırlı bir istek söz konusuysa, o kararı okur, "Öyle miymiş?" der oturursunuz.
Bu birinci nokta. İkincisi:
Frankfurt’taki mahkemeden kamuoyunun baskısı ve davaya bakan Alman Yargıç Johann Müller’in:
"Deniz Feneri e.V. Almanya’da, Türkleri dolandırmak için kurulmuştur. Baştan beri insanlara yardım etmek gibi bir niyetleri yoktur. Toplanan paraların ne yapılacağı Türkiye’den belirleniyordu. Arka planda Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik, Harun Kapıyoldaş ve Zahid Akman vardır. Türkiye’deki Deniz Feneri ile Almanya’daki Deniz Feneri e.V. aynı isimle kurulmuştur. Asıl suçlular Türkiye’de olduğu için Almanya Deniz Feneri davasındaki cezalar düşük tutulmuştur" şeklindeki çok ağır sözleri olmasaydı bizimkilerin kılları kımıldar mıydı?
Ya Savcı Kerstin Lötz’üngazetecilere:
"Mahkeme 6 hafta içinde gerekçeli kararını yazacak. Bu süre içinde Türk Adalet Bakanlığı’nın dosyayı istemesini bekleyeceğiz. İstemezlerse biz göndereceğiz" şeklindeki sözleri daha mı hafif? Bu sözlerin bir bakıma Türk Devleti’ni de aşağılayıcı bir içeriği olduğunu reddedebilir miyiz?
Bu hepimiz adına utanç verici bir durumdur.
Neden utanç verici olduğunu anlamayanlara yeni bir gelişmeden haber verelim:
Alman Federal Parlamentosu’ndaki Sol Parti’li Milletvekili Sevim Dağdelen’le aynı parti Meclis Grup Başkanları Gregor Gysi ve Oskar Lafontaine, Meclis Başkanlığı’na bir soru önergesi sundular.
Federal Hükümet’in, "Deniz Feneri e.V. derneği ile İslami holding yöneticileri arasındaki personel/finansal bağlar hakkında bilgiye sahip olup olmadığını" sordular.
Merak ediyoruz:
Doğruca ve öncelikle bizi ilgilendiren bir dolandırıcılık meselesinin Almanlar tarafından ele alınıp yargı kararına bağlanması, bizim yetkililerimizi hiç utandırmıyor mu?
Burada "sivrisinek saz" mı demek lazım, "davul zurna az" mı?
http://www.hurriyet.com.tr/images/transparent.gifhttp://www.hurriyet.com.tr/images/transparent.gifhttp://www.hurriyet.com.tr/images/spacer.gif
-
Re: Ergenekon'da yeni gözaltılar
Berlusconi çizmeyi aştı
Cuntanın öldürdüğü muhalifler için 'Güzel günlerdi' dedi.
Kırdığı potlarla eski ABD Başkanı George W. Bush’la yarışan İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, geçen cuma Sardunya Adası’nda yaptığı seçim konuşmasında bir gaf daha yaparak, Arjantin hükümetinin şimşeklerini üzerine çekti.
http://www.gercekgundem.com/?p=176086
////
Deniz Feneri Davasının dosyasını Almanya'dan bi zahmet istemeye istemeye isteyen bir Adalet Bakanı, ki arsa vekaleti Akfırat Belediye eski Başkanında idi, olduktan sonra,
Davos Fatihi bir kanki arkadaşın Başbakan olduktan sonra,
KONUŞ BE ASLANIM...
KONUŞ!
(Bu zat ile Davos Fatihinin kankiliği hakkında yandaş medya ne der ki acep?)
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Hurriyet.com.tr'nin ulaştığı Alman kaynaklar, asıl dosyanın en geç pazartesi günü Ankara'da olacağını vurguladı:
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11032390.asp?top=1
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Deniz Feneri e.V davasına ilişkin dosya, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ulaştı
https://www.hukuki.net/modules.php?na...rticle&id=2034
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Deniz Feneri dosyasının çevirisi tamamlanıyor
Almanya'dan gönderilen Deniz Feneri dosyasının çeviri işlemi tamamlanmak üzere... Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynakları, maddi hataya yol açmamak için çevirinin büyük bir titizlikle yürütüldüğünü açıkladı.
Almanya'dan gönderilen Deniz Feneri dosyası, ekleri ile birlikte toplam 3 bin sayfadan oluşuyor.
Dosyada; iddianame, Almanya'daki sanık ve tanık ifadeleri, çok sayıda teknik hukuki belge ve Alman resmi makamlarına ait belgeler bulunuyor.
Dosyada Türkiye'de suçlanan isimlerin Almanya'da sahibi oldukları şirketlerin banka hesap dökümleri ile iki ülke arasındaki para transferleri de yer alıyor.
Devamı: http://www.ntvmsnbc.com/id/24956839/
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Deniz Feneri e.V.'de yeni dosya
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Almanya'daki ''Deniz Feneri Davası''yla ilgili olarak, ''Cuma günü Türkiye'nin Almanya büyükelçiliğinden bize bir evrak geldi, Adalet Bakanlığına... Bakanlığımız, ilgili genel müdürlüğümüz evrakları inceliyor'' dedi.
Devamı: http://www.haber7.com/haber/20090426...yeni-dosya.php
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Asıl suçluyu halk seçimde ibra edip duruyor. Almanya adalet sistemi ne yapsın?
-
Re: Deniz Feneri Gemiciği
Ergenekon olunca ortada kesinleşmiş mahkeme kararı olmadıkça kimseyi suçlamayın diyeceksiniz ancak deniz feneri olunca tüm Türkiye deki AKP ve onun yakınında olanların hepsi çaldı diyeceksiniz! Bu ne lahana turşusu bu ne perhiz diyesi geliyor insanın. Varsa bir durum araştırılsın ama çaldı ama araştıralım demek pek hukuk anlayışına sığmıyor.