İşten ayrılmak istiyorum fakat tazminatımıda almak istiyorum

Şimdiden yardımcı olacak herkese teşekkür ediyorum.Ben özel bir şirkette 8 yıldır sigortalı olarak çalışmaktayım sigortam asgari ücretten yatırılmakta fakat maaşım 1400ytl.. son 1 senedir maaşımı aldığıma dair üstü kapalı belgeye imza atıyordum en son geldiğinde baktım maaşım asgari ücret olarak gösterilmiş bunu bilmiyordum tabi..
Şirkette huzurlu mutlu değilim tabi bazı tatsız olaylarında etkisi var bunda ayrılmayı istiyorum elimde 1400ytl maaşla çalıştığıma dair imzalı kaşeli belge var imza sürküsüyle beraber bu belgeyle dava açsam ssk düşük yatırılması dolayısıyla tazminatımı alabilirmiyim veya elimde nasıl bir belge olmalı davayı kazanabilmem için yardımınızı bekliyorum teşekkürler..

İş kanunu Madde 24-e uyarınca sigortanızın asgari ücret üzerinden ödenmesi size haklı fesih hakkı verir.

Madde 17 uyarınca "Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. (...)İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra feshedilmiş sayılır." İhbar süresine uymazsanız 8 haftalık ücretinize karşılık gelen ihbar tazminatını ödemeniz gerekir.

Kredi almak için alınmış maaş yazısı maaşınız için kanıt olmaz. (Çünkü kredi için daha yüksek maaş yazılabiliyor.) Bunun dışında sigortada maaşınızın düşük gösterildiğini ispatladığınız takdirde kıdem tazminatına hak kazanırsınız.

İş kanununun diğer maddelerini de okuyun:
http://www.iskanunu.com/4857-sayili-...duz-metin.html

Çok teşekkür ederim sdt23 yanlız birşey merak ediyorum bize resmi bordro verilmiyor maaşı elden alıyoruz ssk'dan prim dökümünü alabilirim fakat iş yerinden gerçek maaşımı ispat edecek nasıl bir belge almalıyım yanıtlarsanız sevinirim.

Alıntı:

---

sdt23 rumuzlu üyeden alıntı

Kredi almak için alınmış maaş yazısı maaşınız için kanıt olmaz. (Çünkü kredi için daha yüksek maaş yazılabiliyor.)

---

Bence geçerli bir belgedir.Maaş yazısına kaşe-imza ve imza sirküleri eklenildiğinde kredi alabiliyorsa bu demek oluyorki bu işçi adı geçen iş yerinden bu miktarda maaş alıyor...Sonuçta A bank B bank yazılmıyor "yetkili makama" diye başlık atılıyor.

Geçerli olmaması için sebep yok ...

Sayın sdt23'ün de belirttiği üzere, bankadan kredi almak için işyerinden alınan maaş gösteren yazılar iş mahkemelerinde maaşın miktarını kanıtlamak açısından inandırıcı bulunmuyor. Yargıtay'ın bu yönde kararları var.

Abbas Bey aynı mantıkla konuyu biraz açarsak , bankaları açık seçik dolandırıyormuyuz :D yani sonuçta bu mu ortaya çıkmaktadır?

Bazı işverenler gerçekten de işçilerine gerçek maaşının üzerinde maaş aldığına dair yazı veriyorlar. Bunu veren işverenlerin bir kısmı sırf işçisi daha fazla kredi alsın diye yapıyor. Bazı dandik veya kötü niyetli işverenler de bankayı dolandırmak için bu yola başvuruyorlar. İşverenin işçiye yardımcı olmak amacıyla verdiği bu bu belgeler bazan iş mahkemelerinde işverenin aleyhine delil olarak sunuluyor. Bütün bu durumlardan dolayı Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin bu belgeleri "ücretin miktarının ispatı" konusunda dikkate alınmaması yönündeki kararları var. Kararların doğruluğu veya yanlışlığı tartışılabilir, ama durum budur. Selam.

Öncelikle ilginize teşekkür ediyorum bu konularda hiç bilgim yok yardımlarınız çok önemli benim için. Elimdeki belgeye güvenmiştim ama şimdi mahkemeye ne sunacağımı bilmiyorum aklıma şahit göstermek geliyor fakat korkup yapmazlar biliyorum peki maaşımı nasıl ispatlarım beni aydınlatırsanız sevinirim. Saygılar

İş mahkemsindeki davada ücretin miktarı konusunda anlaşamıyorsa, hakimin bu konuda bilgi edinmek için bazı kurum ve kuruluşlara yazı yazarak fikir edinmesi gerekir. Örneğin, işçinin kıdemi, tahsili, yaptığı iş, kalifiye olup olmadığı gibi hususlar da belirtilerek meslek odalarına, işçi ve işveren sendikalarına, konu ile ilgili dernek veya kuruluş varsa oaralara sorularak bu durumdaki işçinin maaaşının miktarı ne olabilir diye sorar. Yargıtay'ın kararı bu yöndedir. Ayrıca, Yargıtay'ın bu konudaki kararlarında 8 yıllık bir işçinin maaşının asgari ücret olması olağan değildir diyor. Ya da kalifiye bir işçinin, tır şoförünün, ustanın, yöneticinin, şefin maaşının asgari ücret olması olağan yaşama ters düşer diyor. Selam.

Değerli bilgileriniz için teşekkür ederim bu durumda asgari ücretten maaş aldıma dair belge bile imzalatmış olsalar mahkemeyi ben kazanırım diye düşünüyorum saygılar..

Alıntı:

---

sdt23 rumuzlu üyeden alıntı

İş kanunu Madde 24-e uyarınca sigortanızın asgari ücret üzerinden ödenmesi size haklı fesih hakkı verir.

---

Sayın sdt23;
İş Kanununun 24. maddesi şu şekildedir:

Madde 24 - Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

I. Sağlık sebepleri:

a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa.

b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.

II. Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

a) İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa.

b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa.

c) İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa.

d) İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.

e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse,

f) Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa, yahut çalışma şartları uygulanmazsa.

III. Zorlayıcı sebepler:

İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.


Bu durumda somut olaya uyan fıkra/bent hangisidir, ben anayamadım doğrusu. En yakın görünen II/e olarak düşünülebilir ama olayda kağıt üzerinde asgari ücret gösterilmesine rağmen gerçekte sözleşme uyarınca kararlaştırılan ücret ödeniyor. Dolayısıyla neye dayanarak haklı fesih nedeni oluşturur dediğinizi anlayamadım. Bilmediğimiz Yargıtay uygulaması vs. varsa lütfen ekleyiniz. Saygılar.

Sn.büyükada;
ücret, ödenen SGK primleri dahil bir bütündür.SGk primlerinin daha düşük ücret üzerinden ödenmesi,bütün maaşın kanunun belirttiği şekilde hesaplanmaması durumunu ortaya çıkaracağından,haklı fesih nedenidir.

Ancak, benim kanun metninden anladığım şudur:
işçiye yapılan ödemenin (örneğin parça başı çalışılıyorsa) eksik hesaplanması,
veya fazla mesaiye ilişkin ücretin zamlı ödenmemesi,
veya işçinin yıllık ücretli iznine ilşkin ücretinin işveren tarafından ödenmemesi,
ya da sözleşmeyle belirlenen net ücretin işçiye tam ve eksiksiz biçimde ödenmemesi vs. durumları kastedilmektedir.

Şahsi düşüncem madde metninin bu şekilde yorumlanması gerktiğidir. Aksine Yargıtay kararı olabilir, araştırmadım, elinizde varsa ve eklerseniz sevinirim.

Salt ücretin farklı gösterilmesinin haklı fesih nedeni olacağını düşünmüyorum, çünkü bu yol çok istisnai bir yoldur ve ancak sözleşmenin temelinden sarsılması ve taraflardan sözleşmeye devam etmelerinin artık beklenemeyeceği durumlarda başvurulmalıdır. Yatırılan primlerin düşük ücret üzerinden gösterilmesi bence bu sonuçlara neden olmaz, Çalışma Bakanlığına yapılacak bir ihbar ile gerçek durum rahatlıkla ortaya çıkarılabilir. Bu nedenle işlem temelinin çöktüğünü iddia etmek bence doğru olmayacaktır.

E. 1997/13896 K. 1997/18035 T. 23.10.1997
Davacının Veteriner Hekim ve teknik müdür olarak davalı şirkette 07.06.1991 -18.09.1995 tarihleri arası çalıştığına dair taraflar arasında anlaşmazlık yoktur. Uyuşmazlık ücret miktarı üzerinde toplanmaktadır. Dosya içeriğindeki ücret bordroları imzasız olup delil özelliği yoktur. İşverenin Sosyal Sigortalar Kurumu'na verdiği prim tahakkuk cetveli ise işverenin tek taraflı tuttuğu bir belgedir. Taraflar tarafından imza altına alınmış bulunan teknik personel hizmet sözleşmesi 2 Temmuz 1993 tarihli olup fesihden çok öncesi bir tarihte düzenlenmiştir. Belediye Başkanlığı'nın 12.11.1996 tarihli yazısında ise fesih tarihinde 657 sayılı Yasaya tabi olarak çalışan Veterinerlerin aylık net ücreti 18.860.000. TL olarak belirtilmiştir. Mahkemece de dinlenen davacı tanıkları davacının 13 Milyon lira net ücret aldıklarını ifade etmişlerdir. Bu değer aynı zamanda davacının dava dilekçesinde bildirdiği miktardır. Dinlenen davalı tanıkları ise halen çalışan işçilerdir. Dört yılı aşkın veteriner hekim olup aynı zamanda teknik müdür olarak çalışan davacının asgari ücretle çalışması hayatın olağan akışına uygun değildir. Mahkemece dosya içerisinde bulunan 14.04.1997 tarihli ek raporda belirtilen 13 Milyon lira netin brütü üzerinden kıdem tazminatına hükmetmek gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir
.....
Y.9.H.D. E.8001-K.12296-20.11.1990
KARAR: Davacının yeni sezon başında verilen işi kabul etmemesi ve dolayısıyla çalışmak istememesinin sigorta primlerinin gerçek ücreti üzerinden ödenmemesi ve çok kısa süre prim ödemiş olması iddiasına dayandığı anlaşılmaktadır. Gerçekten davacının çalıştığı süreye ait sigorta primleri tamamen ödenmemiş veya gerçek ücretine göre noksan ödenmiş ise, davacı işi kabul etmemekte ve iş akdini feshetmekte haklı olur. Böyle olunca da ihbar tazminatı alamaz ise de, kıdem tazminatına hak kazanır. O halde bu husus üzerinde durulup gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde kıdem tazminatının reddedilmiş olması doğru değildir.
....

Verdiğiniz ikinci Yargutay kararı, durumu açılığa kavuşturuyor. Teşekkür ederim.

Alıntı:

---

sdt23 rumuzlu üyeden alıntı

Madde 17 uyarınca "Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. (...)İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra feshedilmiş sayılır." İhbar süresine uymazsanız 8 haftalık ücretinize karşılık gelen ihbar tazminatını ödemeniz gerekir.

---

Ortada haklı bir neden var ise ihbar önellerine uyulması gerekmez.