Yanılmışım Çok Özür Dilerim

Ben https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=40808 formunda '' Ergenekon denen ne olduğu belirsiz olaydan bir şey çıkmayacak içi boş bir balon '' diye söz ettim. Yanılmışım hemde çok yanılmışım. Ben bu kadar büyük bir ''şeyler'' çıkacağını beklemiyordum.
Bu iletiyi oraya yazacaktım ama içim elvermedi. İnsan hata yaptımı bunu özel olarak belirtmeli.

Öncelikle bu olaya hangi şeref yoksunu ergenekon adını taktı bilmiyorum ama Türklüğün ulusal bir destanını da küçük düşürme amaçlı bir yöneltim olduğunu psikolojik savaş olduğunu çok net anlayabiliyorum. Buna rağmen ben bundan bir şey çıkmaz demiştim. Hemde kaç kere... Ne kadar yanılmışım. Çıktı

Kuddusi Okkır öldükten sonra bu işlemin altından ne çıkarsa çıksın değerini bir anda yitirdi. Devlet bile bile bir takım hakim ve savcılar aracılığı ile elini kana buladı. Cinayet işledi. Kuddusi Okkır ın o resmini gördükten tv de o görüntüleri izledikten sonra düşündüklerimi buraya yazamam. İşin garibi adamı tanımıyorum bile, tutuklandığını bu garabetle ilişkilendirildiğini ''devletin bir hastahanede yerden 15 cm yukarda pis bir sedyede aç susuz bırakıp kaçtıktan'' sonra öğrendim. Belkide milyonlar öyle öğrendi.

Sonra bu kişinin örgütün para kasası olduğunu öğrendik yani tutuklanma gerekçesi oymuş. Öyle bir para kasası çıktı ki cenazesini belediye kaldırdı, işlemleri için gazeteciler arasında para topladı bugün itibarıylada hastabane parasınıda adalet bakanlığı üstlendi. Bağkur borçları yüzünden zor durumda olduğuda ortaya çıktı. Ne kasaymış ha ? Sadece buna bakıp parakasası diye tutukladıkları adamın beş parası yoksa gerisinin nesine inanalım diyesi geliyor insanın ama diyemiyoruz.

Bu dava bizim ortaçağ karanlığındaki engizisyon mahkemelerine çok benziyor. Cadı diyer insanları yakarlardı ama ortada cadı yoktu !!! Ben inanç dışında yeryüzünde şeytana inanmam şeytanı görmek istediğim zaman dışarıya çıkar insanlar arasına karışırım. Çünkü en büyük şeytan insanın ta kendisidir. Kendi yaptığı salaklıkları dangalaklıklarıda ''dini misyonundan '' dolayı şeytana yükler. Zavallı şeytan onun aklına gelmez böyle hainlikler kötülükler. Zaten bilinen tüm suçuda topu topu '' havva yı kandırıp ademle elma yemesini sağlamak olmuş'' cennetten kovulmuş her kötülük ona bağlanmış... Kimse de düşünmemiş Adem le havva biraz akıllı olsaymışta kanmasaymış demek. Yasaklayan bizzat ALLAH ken !!! Belki sadece şeytan içlerindeki duyguyu açığa çıkarmış kim bilir ? Ama neticede olan şeytana olmuş. O gün bugün insan kendi iradesiyle ne kötülük yapsa suçu şeytana atmış. ''Şeytana uydum....'' Zaten akıllı insanlar da bıkmış bundan sözü yapıştırmış '' Şeytanın aklına gelmeyecek kötülük.....'' İnsanoğlunun bu kötülüğü çıkar uğruna her şeyi yapması sonucunda '' şeytan pabucunu ters giymiş'' ve kaçmış. İnsanlardan korkan şeytan bir daha yer yüzüne uğramamış ama adı kalmış yadigar....

Bu davadan ne çıkacak ?

A.Öncelikle büyük bir utanç çıktı .
Hücreye kapatılan sekiz ay içinde devlet tarafından önce böbrek sonra ciğer ve en son kanser edilen birisini öldürdük. Neyle suçlandığını bilmeden ölmek ??? Eğer suçlandığı iddia edilen fısıltı doğruysada öyle olmadığını görmek !!! Hasta olduğu doktor raporuyla üç ay önce ispatlanan tahliyesi istenen birisi hakkında ''delilleri karatma tehlikesi'' öne sürülerek tahliye edilmemesi HUKUK sa ben artık hukuk istemiyorum. Öleceği büyük olasılıkla kesinleşince ''Aman üzerimize kalmasın '' diye apar topar savcı tarafından tahliye edilerek dört hastahane dolaştırıkıp bırakılıp gidilmesini hukuk olarak görmüyorum. Bu tahliyeyi yapan daha önceki tahliye taleplerini reddeden hakim ve savcıların yargılanması ve çok ama çok ağır cezaya çarptırılması bile vicdanımı tatmin etmeye yetmeyeceğine inanıyorum. Bu kişilerin bilerek ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak, insan haklarını hiçe saymak, memuriyet görevlerini kötüye kullanmak, hukuka olan güveni zedelemek, suçlarından yargılanmalarını ve derhal görevden alınmalarını istemek sanırım az bile olacaktır.
AİHM sinin muhtemelen milyom dolara varacak cezasını bu vatandaş değil hukuku hiçe sayanların ödemesi gerekmektedir. Binlerce kez dediğim gibi hukukun üstünlüğü savcı ve hakimin üstünlüğü değildir Olmamalıdır. Ancak bu dava bu yöndedir. Tedbir cezaya dönüştüğü yada infaza girdiği an hukuksal olmaktan çıkar. Tedbir olarak tutuklanan kişilerin hakkında büyük kanıtlar somut deliller kaçma olasılığı delil karartma gibi çok belirgin özellikler olması gerekir. Eğer 13 ayda tedbir koyduğunuz kişinin iddianamesini hazırlayamıyorsanız zaten koyduğunuz tedbirin gerekçesiz olduğunu kabul etmiş olursunuz.

B. Muhtemelen Büyük Bir para Cezası Çıkacak

AİHM si bir çok örnek davasında; iddianamesi olmadan bu kadar uzun süre tutuklu tutan devletlere sonuç ne olursa olsun büyük para cezaları veriyor. Hele böyle topluma mal olmuş kişiler olursa ve ihmal sonucuda ölüm çıkarsa...

Görünende o ki bu davanın ciddi bir hukuki sonuca asla olamayacak. Van Yüzüncü Yüzyıl Üniversitesinde ki fiyaskodan daha büyük bir fiyasko ile bitecek. Bunun işaretleride artık alenen gelmeye başladı.

Benim vergimden bir kuruş bile alınmamalı Türkiye mahkum olduğunda bu olaylardan sonra. Bunu bize yaşatanlar ödemeli, ödemeli ki daha ciddi çalışıp insan onuru ile oynamanın insanları gir içeri yat demenin mantığının yanlışlığı anlaşılsın...

C. Hukuk Onanması Güç Bir Yara Alacak

Gürültü çok koparmalarına karşın belirli bir azınlık kesim haricinde toplumun büyük bir bölümü bu olanlardan rahatsız. Soruşturma gizli denilirken sanık avukatları ifadelere ulaşamazken bir takım paçavra gazeteler doğru yanlış iddianameyi yazıyorlar , daha vahimi kimin gözaltına alınacağını ne olacağını söylüyorlar işin acısıda oluyor ! Ama ortada ki gariplikler birbirini kovalıyor.
Veli Küçük-E. Tuğgeneral (27 Ocak 2008)
Doğu Perinçek-İP lideri (24 Mart 2008)
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon (07 Temmuz 2008)
Emekli Orgeneral Şener Eruygur (07 Temmuz 2008)

Bu dört kişide ''örgütün Lideri olmak'' suçundan tutuklu!! Ama aynı zamanda 1 numara hala yok ( Tahminim Ahmet Necdet SEZER yada Deniz BAYKAL ama söyleyemiyorlar birde hukuki lidervar!!! Sabih kanadoğlu) Bir iki ne olduğunu bilmediğimiz dışında 60 yaş klübünü andıran bu büyük ''TERÖR'' yada ''DARBE'' örgütünün bir numarasıda olsa olsa 92 yaşında olur ......

Tutuklanan askerlerin ortak bir özelliği var ki o çok acı verici. Her biri öyle yada böyle bir şekilde ya PKK ya karşı çok sivrilmiş; yada İRTİCAYA karşı sivrilmiş, mutlaka onlara yönelik bir eylemde en kilit isim olmuşlar İlginç bir tesadüf ;

Bir kaç kişi haricinde ( Onlarıda hiç tanımıyorum ilginç tipler nasıl ilgi var bilmiyorum.) hepsinin bir ortak özelliğide ATATÜRK çü olmak zaten sorularda ilginç ATATÜRK çü olmak sorgulanmış alenen....

Devam edecek.

Ben bu soruşturmayı adı ne olursa olsun HUKUK içinde değerlendirmeye ama biraz bazı çevrelerin abartısıyla şova dönüşen bir şekilde göreceğimi sanıyordum. Bu konuda da yanılmışım.

Bir gösteriye dönüştü dönüşmesine de HUKUK dışı MANTIK ve İZAN dışı bir gösteriye dönüştü. Halkın değer yargılarıyla oynandığı gibi sakınılmadan TSK hedef gösterildi ve bazı paçavra gazete ve o gazetenin beş para etmez satılık kalemlerince desteklendi. Bu canımı çok acıttı benim. Ben bu sitede Avukat üyelere bile şakayla karışık takılırdım. '' Savcı değil CUMHURİYET SAVCISI...'' diye ne bileyim onların bir bildiğinin olduğunu.... Şimdi anlıyorum ki SAVCI OLMAK ÇOK KOLAY ZOR OLAN CUMHURİYET SAVCISI OLABİLMEK. Ve üzülerek görüyorum ki güzel ülkem gitgide SADECE SAVCI dolmakta.

Eskiden hukukçu olduğu iddia edilen sözde savcı Gültekin Avcı'nın bir Tv programında ki konuşmalarına dinci kanalın dinci bir profu bile isyan etti. '' Bu nasıl hukuk nosyonu böylede olmaz ...''diye anlayın artık durumu... Bu beyefendi ağzından köpükler saça saça daha iddianamesi bile olmayan bir olayda sonucu ilan etti. 56 senelik süreç diyip durdu!! Ergenekon Terör örgütü dedi ve daha acısı APTULLAH ÖCALAN BUNLARDAN DAHA İYİ DEDİ... Garip acı ama gerçek dedi. Dinci tv nin dinci profu isyan etti faks yağmuruna tutuldu yayın ve bu yobaz eski savcı bozuntusu yarım ağız geri adım attı...

Bu Feto bozması eski savcı bozuntusunun dediklerinin kısmi yaşama geçirilmesi emin olun ki milyonları bozdu emin olun ki bir çok çevrede dava değerini kaybetti... Bu saygın kişiler hakkında bir suçlama var ispatlı bir şey yok. Ve reva görüldükleri muamele APO dan beterdi. Hep birlikte yaşadık süreci. Gereksiz Gerzekçe bir gövde gösterisi yapıldı akıllara başka bir şeyleri tahrik etmeye çalışıldığı izlenimini veren. Telefonla çağrılabilecek şahsiyetler komutanlar sanki terörist gibi sabaha karşı çok kalabalık bir şekilde götürüldüler. Sonrası psikolojik işkence sayılabilecek bir süreçtiki HİÇ BİR SAVCININ BUNU YAPMAYA YASAL HAKKI OLDUĞUNU SANMIYORUM.

Poliste gereksiz bekletilmeleri savcının ağırdan alması mahkemenin 13 saat bekletmesi... Tolon paşa 28 saatte çıktı adliyeden tüm dünya nın gözü üzerindeyken hemde Türk Hukuk sisteminin. Türk hukuk sistemi daha bu aşamada inanılmaz yara aldı. Emekli bir orgeneralin savcılık için 6,5 saat mahkeme için 13 saat bekletilmesi asla normal değildir. Savcı böylesine büyük bir sorgulama için zaten hazır olmalıdır. Emekli bir Orgeneralle psikolojik savaş yapmaya girilir mi? Yakışık alır mı? O komutan ki hayatını terörle mücadelede geçirmiş. Ne kadar garip değil mi İki Orgeneral de PKK denen gerçek terör örgütünün ( Bu aralar adını duyuyor musunuz?) öldürülme listesindeki ilk iki isim... Suçları Terörist örgüt lideri olmak !!!!! Ne biçim bir liderlikse APO dan beter. O '' Vatanına hoş geldin !!! diye karşılanıp son derece şeffaf ve süratli yargılanırken Bu ülkeye öyle ya da böyle hizmet eden değerli kişiler ne hale düşürüldü. İlhan SELÇUK gibi bir çınar APO dan değersizdi savcının gözünde... Yoksa öyle davranılır mıydı ???

GECİKEN ADALET ADALET DEĞİLDİR . Hele hele çok uzun sireli tutuklama yapılıpta iddianamesi bile çıkamayan olaydaki adalet asla adalet değildir. Aynı şekilde GECİKEN DARBE DARBE DEĞİLDİR...

Ne demek şimdi bu ? Bu şu demek İki tane emekli orgeneral ki ikiside Genel Kurmay başkanı Olamayacağını bilen Orgeneral bunlar darbe yapacaklarsa teşebbüs edeceklerse böyle bir dangalaklığın içinde olacaklarsa GÖREVDEYKEN OLURLAR, GÜÇ ELLERİNDEYKEN TÜRKİYE NİN EN BÜYÜK ORDUSU 1. ORDU VE EN GENİŞ ALANDA GÖREV YAPAN JANDARMA ELLERİNDEYKEN Şimdi sadece ikiside emekli birer orgeneraldirler. Rütbelerine saygı duyulur gittikleri yerde hürmet görürler O KADAR. Her ikiside güvenlik nedeniyle kendilerine tahsis edilen korumalar haricinde bırakın darbe yapacak emri vermeyi BİR TSK ERİNE BİLE EMİR VEREMEZLER. Kaldıki bu iki emekli orgeneral görevliyken '' Bu ne biçim hükümet ülkeyi rezil etti, bunlardan kurtulmak lazım '' diye konuştularsa bile bu ŞUÇ DEĞİLDİR. Bende diyorum bu hükümetten anında kurtulmak gerek geçen her saniye TÜRKİYE NİN ALEYHİNE... Değerler satılıyor biliyor musunuz ? Petrokl kanunu vakıflar kanunu Orman ve kamu alanı talan kanunu yandaşlara şirket peşkeş çekme kanunu dinle halkı uyutma kanunu hep bunlarda... Ama bu generaller bir şey yapmamış ? Zaten ne hikmetse ilşkilendirilen almanak sahibine soru soran da yok !!! Ha şuda bir kesin kanıdır TSK komutanlarına böyle davrananları asla unutmaz... ( Bu darbe olacak demek değildir. ) Dikkat ettiniz mi kepazeliğe peki iki değerli eski orgeneral Tv de hep parlak yıldızlarıyla gösterildi inatla biz orgeneralide içeri alırız biz TSl yı böyle küçük düşürürüz diye...

Taraf denen paçavra gazete ve onun soroz çocukları birinci Cumhuriyetin yetiştirdiği ama ikinci cumhuriyeti isteyen kerameti kendinden menkul yazarları aslında darbeye karşıyız derken hadi geç kaldı çığırtkanlığında orduyu tahrik etmektedir farkındamısınız Çankayadaki 11. ve 60. nın başı da hariçten gazel okumaktadırlar.

Tahrik ve darbeyi anlatayım ben size....

devam edecek...

http://www.hurriyet.com.tr/_np/9539/5939539.jpg

Tam yazacaktım gene bu görüntü geldi gözlerimin önüne. Acaba bu ölüme sevinen var mıdır ? Cenazesine korkudan da kimse gidemedi ? Ne ülkeyiz be... Faşizmin ayak sesleri , korku imparatorluğunun kurulması... İşte sizi böyle yaparız cenazenize bile gelemezler... Yarın elbet güneş doğacak... Merak etmemek lazım...

Tek marakım şudur ? Rahmetli Kuddusi Okkır neyle suçlandığını bilemeden gitti. Belki şimdi son ve gerçek mahkemesine çıktı hesabı verdi bile. Peki bu gözleri hapishanede görenler , bu bakışa tahliye vermeyen hakimler, bu bakışa tahliye vermeyen savcılar orada nasıl hesap verecek ? Bu dinci takımı bunada bir yanıt verse ya . Ah dini bu tarafta kuran kan emiciler ah... Öbür tarafın hesabı kesin ve temyizsiz... İşiniz gerçekten çok ama çok zor... Şeytan şaşıracak sizi görünce ....

Affet bizi Kuddusi bey affet suçluysanda suçsuzsanda önemli değil sen bizi affet. Çünkü hiç bir suç için can alınmaz. Can Allah a borçtur Alan alınmasına vesile olan hiç bir vesile ile af olmaz... hele böylesinde... göstere göstere... Affet ruıhun şad mekanın cennet olsun...

Şimdi bu iddianameden çıkan bir sonuç daha var. Oda hukuka saygının hak ileyeksan olduğu bir topluma dönüştürülme çabasına verdiği müthiş destek. Hukuk bu yaradan çok ama çok zor kurtulacak hafızalara bir bu gözler bir yaşanan kepazelikler kalacak.
Bu iddianame ile bizler kominizm ile faşizmin hiç değilse bir noktada kesiştiğini gördük. Eskiler anımsar SSCB de Pravda diye bir gazete vardı. ( Şimdide varda farklı) O gazetede '' Kurşuna dizilecekler savunma yapıyor ne savunmasıysa...'' gibi haberler bol olurdu. Yani suçlama iddianame hikaye gazete halletmiş cezasınıda vermiş olurdu. Bu gün de bizde bir paçavra var Taraf adında bir paçavra bu paçavra o günün pravdasından beter haberleri yazıyor. Ve savcılık gık demediğine göre bu suça iştirak ediyor hükümet deseniz ee zaten ergenekon bizahiti onlar... İşlerine gelip yalan yanlış bilgilerle servis yapılmasını sağlıyorlar. Amaç psikolojik harp, toplumda korku yaratmak sindirmek, halkı TSK ya karşı soğutmak Atatürk ü bu şekilde uzaklaştırmaya çalışmak ben burada başka bir şey görmüyorum.

Darbe diyorlar şimdi bu paçavra üçüncü ayka çıkarmış ''eldiven'' yakında çorap kilot palto gekecek az sonra...

Şimdi darbe ye bakalım. Darbe nasıl yapılır ? Bunu net anlamak için baştan darbe nasıl yaplmaz onu tespit etmekte yarar vardır.

Öncelikle darbe yapmak için emekli olmamak gerekir . En tepeye çıkıp yetkiliyken bir şeyler yapmak gerekiyorsa olur . Yoksa geçmiş olsun. Darbecilik fantezi olur buda suç olmaz. Kaldıki bu iki emekli orgeneral görevdeyken darbe yapmaya kalksalar askeri savcılık olya el koyar. Genel Kurmay ın haberi var mı ? yok ! Ne ilginççç...

Ümraniyede komşu evlerin damında bulgur seriliyken senin damında 25-30 el bombası varsa bununla darbe yapılmaz. Zaten bu güne kadar hiç bir yerde el bombasıyla darbe yapılmamıştır. Darbe kadro işidir el bombası değil. Kaldıki el bombası bulgur gibi dama serilmez. En büyük iddia içi boş denen bu bombalar !!! İmha ediliyorsa bu başka bir şey demektir .

Zırt pırt tansiyonu çıkan şekeri düşen kişilerin lideri olduğu darbe olmaz. Dinamik hızlı hareketli olmak gerekir.

60 yaş klübü gibi 50 kişiyle darbe olmaz. Darbe ani ve etkili bir şekilde olur bunlarla olur mu asla olmaz

Emekli orgenerallerin 3-4 silahi ile darbe olmaz zaten bu 50 sinide tepeden tırnağa silahla donatsan gene darbe olmaz. Olan bu elli kişiye olur.

Emekli orgeneraller ve saygın kişilikler suç makinası kişilerle anlaşarak darbe yapmazlar.

Zaten darbe için öyle yazılı çizili plan yapılmaz. Saçma ... gerizekalıca

Emin olun ki ben bu satırları yazarken darbe için düğmeye basılsın 2 saat içerisinde bu darbe biter. Bunu bilmez mi devletli büykler savcılar hakimler bilirler hemde öyle bir bilirlerki amma işlerine gelmiyor işte buda beni iddianamenin beklenenden çok ama çok boş çıkacağı yolunda düşünmeye zorluyor....

Darbenin kod adı olmaz. Hele hele
sarıkız
küçük buzağı
arkadaşım eşek
ay ışığı
romantik serenad
karaklıkta rapsodi
eldiven
kazak
gömlek
abiye giyim ( elit darbesi için )

saçma sapan akla zarar isimler hiç kullanılmaz. Bunların hepsinin boş olduğunu göreceğiz. gibi geliyor bana .

Bu arada şu ''özgürlük savaşçıları'' iki metrelik beze kıyameti koparanlar, bu ölüme gık etmediler ne bu sitede ne dışarda.... Anlayın bunların özgürlük aşkını seveyim sizlerin özgürlüğünü korku imparatorluğunun sahte özgürlük savaşçıları...

devam edecek.

Bakanlık ölümünden sonra harekete geçti...

Adalet Bakanlığı Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve yakalandığı kanser rahatsızlığı sonucunda hayatını kaybeden Kuddisi Okkır'ın ölümü hakkında soruşturma başlattı...

Alıntı:

---

cognis rumuzlu üyeden alıntı

Bakanlık ölümünden sonra harekete geçti...

Adalet Bakanlığı Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve yakalandığı kanser rahatsızlığı sonucunda hayatını kaybeden Kuddisi Okkır'ın ölümü hakkında soruşturma başlattı...

---

Soruşturma açsa neyi soruşturacak ? Kendisini mi? Adalet bakanını mı ? TBMM insan hakları komisyonunu mu?
Hiç bir akla mantığa izana insafa hukuka sığmayan olayın nesi soruşturulacak ?
Dünyada örneği belki muz cumhuriyetleri ile diktalarda olan bu uygulamanın nesini soruşturacak ?
Hukukun temeli ''Kişi suçluluğu ispatlanana kadar suçsuzdur ''ilkesine bizzat hukukçu kimliğine sahip olanların tecavüz ettiğini mi soruşturacak ?
Yoksa kansere rağmen bir şey yapmadıkları Bakırköy'e gönderip yanlış teşhis koydukları mI?
Ne ne ne ?
İddianame olmadan bu kadar uzun süre hangi kanuna göre içeride tutulduğunun bir izahı varsa diğerleride dahil e güzel kardeşim o zaman biz polis devleti olmuşuzda haberimiz yok demektir . Neyi soruşturacaksınız ???
AİHM si Fransayı 11 ayda davayı bitiremedi diye mahkum etmiş. İddianame değil dava!! Bizimkiler 14 aydır iddianame yazıyorlar maşallah muhtemelde bol bol yanlış masl olan faksta dediki filan diye. İnsan haklarının katli açıktır. Ama yapsınlar
Neyse ben darbeye döneyim ....

Sn commodore1tr;
bana niye yükleniyorsunuz??? Ne yazık ki reel durum bu.
Kuddisi Okkır'ın ölümü nedeniyle Adalet Bakanlığı 'Adalet Bakanlığı'nın ilgili personelinin kusuru olup olmadığını' araştıracakmışş...

Söylemlerinize de tamamen katılıyorum.

sayın commodore1tr,

yazdıklarınızın bir çoğuna katılmakla beraber ,
henüz iddianamenin açıklanmamış olması ve yargılamanın başlamamış olması sebebi ile;
bence eleştiri yapmakta çok aceleci davranıyorsunuz.
bazı şeylerin yasal olarak ortaya çıkmaya başladıktan sonra eleştiri yapılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.

Farkında değilsiniz sanırım soruşturmaya bir şey dediğim yok. Devlet adıyla işlenen cinayete tepki koyuyorum duyarlı olarak sizde koysanız iyi olur. Ölen bir candır Allah bir tek KUl hakkını affetmez unutmayın Feto bile bunu değiştiremez kulağınıza küpe olsun.
Kaldıki ben öylesine yorum yaparken tek taraflı beni eleştirmeye çalışmak ve aslında sus demeye çalışmak pek hakkaniyetli değil. Gazetelere bir tepki koyun paçavra ve dinci gazetelerede gerçekten demokrasiyi sevdiğiniz hissi uyansın bari bende.

Alıntı:

---

commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı

Farkında değilsiniz sanırım soruşturmaya bir şey dediğim yok. Devlet adıyla işlenen cinayete tepki koyuyorum duyarlı olarak sizde koysanız iyi olur. Ölen bir candır Allah bir tek KUl hakkını affetmez unutmayın Feto bile bunu değiştiremez kulağınıza küpe olsun.
Kaldıki ben öylesine yorum yaparken tek taraflı beni eleştirmeye çalışmak ve aslında sus demeye çalışmak pek hakkaniyetli değil. Gazetelere bir tepki koyun paçavra ve dinci gazetelerede gerçekten demokrasiyi sevdiğiniz hissi uyansın bari bende.

---

Size direkt yada indirekt sus deme hakkımı kendime bulmuyorum. yanlış anlamayın sakın. öyle bir niyetim yok. olamaz.
ayrıca bugün yazıdğım diğer yazılarımda bahsettiğiniz eleştirileri yaptım. :)
https://www.hukuki.net/forum/showpost...6&postcount=94

Pek bir yazarın yazısını almam ama Hukuken olanaksızda olsa Mustafa Mutlu'nun yazısı buraya cuk oturuyor.

Aradan 10 gün geçti: “Kocaman gözlü o adam”ın yatağındaki son hali gözlerimin önünden gitmiyor...

Bir deri bir kemik kalmıştı.

Bir yıl önce Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmış ve Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ne konulmuştu.

“Terörü finanse etmek”le suçlanıyordu ama öldüğünde beş kuruşu olmadığı ortaya çıkmıştı.

Zaten öldükten sonra iktidar yanlısı gazeteler de “terörü finanse etmek”le değil, “terör örgütüne üye olmak”la suçlandığını (nereden öğrendilerse) yazmıştı...


***

Aradan 10 gün geçti: Ne zaman gözümü kapatsam, o “kocaman gözler”i görüyorum!

“Ben kahrımdan hastalandım ve bu yüzden öldüm. Unutma beni” diyorlar...

Bu 10 günde çok şey oldu. Hiçbir şey olmadıysa Savcı, yılan hikâyesine dönen o soruşturmayla ilgili iddianamesini nihayet mahkemeye sundu.

Kimse üzerinde durmadı ama iddianamede Kuddusi Okkır’ın adı bile geçmiyordu.

Oysa dolu dolu 1 yıl yatmıştı içeride!

Yine iktidar yandaşı gazeteler açıklık kazandırdı bu bilmeceye “öldüğü için” hakında “takipsizlik” kararı verildiğini yazdılar...


***

Kuddusi Okkır, “adil bir yargılama”yı en çok bugün hak ediyor.

Çünkü ceylan gibi seke seke girdiği cezaevinden, sedyeyle çıktı.

Sağlığını, mutluluğunu, onurunu, hayatını bu dava yüzünden kaybetti.

Savcının iddialarını içine sindiremedi ve kahrından kanser oldu.

O yüzden Savcı’nın bugün Kuddusi Okkır’ın ismini “sanıklar”ın arasından çıkarmaya hakkı yok!

O da diğer sanıklar gibi yargılanmalı ve suçluluğuna ya da suçsuzluğuna yüce mahkemeler karar vermeli!

Onu “sağlığında yargılamayı başaramayan” mahkemeler, öldükten sonra bu hakkını elinden almamalı, alamamalı!


***

Oğlu değilim ama oğlu gibi bu davanın takipçisiyim:

“Kocaman gözlü o adam”ı yargılayın sayın hâkimler!

Bir insan hayatının, onurunun “basit bir kalem hareketiyle silinemeyecek kadar önemli olduğunu” hatırlatın bu soruşturmayı yürüten Savcı Bey’e...

Ve o Kuddusi Okkır’ın ismini yeniden “sanıklar listesine eklemesi”ni isteyin!

Ekleyemiyorsa...

Elinde “o kocaman gözlü adam”la ilgili yeterli delil yoksa bu büyük haksızlığın, “Türk Hukuk Tarihi”ne geçmesini sağlayın!

Bu sizin, sadece korumanız altındaki bir tutukluya değil, “adil yargılanma hakkı”na ve “hukuk devleti”ne de borcunuz...

Tam bir yıldır yargılanıp, aklanmayı beklerken ölen bir “insan”a borcunuz!

Yargılayın Kuddusi Okkır’ı ve suçluysa kesin cezasını...

Nasıl olsa vereceğiniz her türlü cezayı hayatıyla ödedi!

Ergenekon sürecinde 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra hastanede ölen Kuddusi Okkır’ın eşi adil yargılanma ve yaşama hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM’ye başvurdu. Mahkeme 1 ay sonra başvuruyu kabul etti.

Devamı: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11509938.asp