Printable View
memur olarak görev yapmakta iken görev yaptığım okula gece gelerek bir kadınla cinsel ilişkiye girdiğimden ve suçum sabit olduğundan fiilin işleniş yeri göz önüne alınarak Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerden olduğu nedeni ile memuriyetten çıkarılma cezası verildi.
Davam danıştayda hala devam etmektedir. Neye dayandırılarak işlenen fiil 125/E-g maddesine girmektedir. bununla ilgili yardıma ihtiyacım var.
Davanız Danıştay'da olduğuna göre, İdare Mahkemesi'nde davanız reddedilmiş. Sorduğunuz husus Mahkeme kararında açıklanmış olmalı...
Fiilin işleniş yeri göz önüne alındığında memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerden olduğu kanaatine varılmış
Bölge idare mahkemesinin kararına göre Fiilin işleniş yeri göz önüne alındığında memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerden olduğuna karar verdi. İlgili maddede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerin neler olduğu tam olarak belirtilmemiştir. Burada bölge idare mahkemesinin belirlediği kıstas nedir ? işlenen fiilin görev mahalli olması mı yoksa işlenen fiilin okul olmasından dolayı mı ? neye dayanarak bu karara varmıştır. Disiplin cezalarını gerektiren fiil ve hallerin hangisinde bu vardır.
Muhtemelen Danıştay idare mahkemesi kararını bozacaktır.
Bununla ilgili dava dosyası şu anda danıştay da ve idare mahkemesinin kararını onadı şu an düzeltme için başvuruda bulundum düzeltme de nasıl bir savunma yapmam gerekir bu konuda yardımlarınızı bekliyorum.
Eylemin yaplıdığı yerin kamu bina olması, zina eylemini vahim hale getirmemektedir. Bu yönde pozitif bir düzenleme kanunlarda yoktur. kaldı ki evli bir erkeğin, aile evinde veya eşi ile paylaştığı yatakta bu işi yapması daha az vahim de değildir.
Zaten eylem gece yarısı, otel veya başka bir yer imkanı olmadığı için kamu binasında gerçekleştirildi anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere zina TCK anlamında suç olmadığı gibi, yüz kızartıcı suçda değildir.
Danıştay 5.Dairesinin 21/05/1984 tarihli 1984/2356 ve 1981/1515 sayılı kararında, zina eyleminin yüz kızartıcı bir suç olmadığı belirtilerek "Bir suçun, yukarıdaki maddenin uygulanmasında yüz kızartıcı suç sayı-
labilmesi için en azından mezkur maddede sayılanlara benzeyen, bunlarla ortak yönleri bulunan bir suç olması iktiza eder. Zira; madde metninde yüz kızartıcı suç olarak sayılan suçlarda cebri veya hileli hareketlerle haksız olarak menfaat sağlamak gibi bir unsurun yer almış bulunduğu izahten varestedir.
İdare memurun işlediği bir suçu yüz kızartıcı sayıp saymamak yolundaki takdirini kullanırken, bu ölçüleri esas alarak kanunda açıkça yüz kızartıcı olarak sayılan suçlarla mukayese etmek ve bu hususta kanunun
koyduğu ölçüleri gözönünde bulundurmak zorundadır.Bu sebeple madde metnindeki "gibi" ibaresinden ilham alınarak, bir suçun yüz kızartıcı sayılıp sayılmaması keyfiyetinin mutlak surette idarenin takdirine bırakıldığını ve arzu edildiği şekilde suçları nitelen direbileceğini kabul etmek mümkün değildir. Zina suçunda maddede sayı-
lan suçlardaki ortak nitelik bulunmadığından, bu suçun yüz kızartıcı suç olarak kabul edilmesi suretiyle davacının görevine son verilmiş olmasında kanuna uyarlık görülmemiştir." gerekçesine yer verilmiştir.
Ancak 657 sayılı yasanın 125.maddesinde yüz kızartıcı ve utanç verici eylemlerden bahsedilmiş, suçlar değil.
Savunmanızı bu eksende yürütmeniz faydalı olacaktır.
Ayrıca iç hukuk yolları bittiğinde yani karar düzeltim yolu da kulanıldıktan sonra, meslek yaşamınızın sona ermesi, bu hakkınızın tek taraflı kamu iradesi ile son bulması, anlamıda İnsan hakları mahkemesine başvurmanız mümkündür. Zira bazı yerel idare mahkemeleri kararlarında da "meslekten çıkarma cezası verilebilmesinin ön koşulunun, iffetsizliğin öğretmenlik mesleği ile ilgili konularda ortaya çıkması gerektiği, olayda davacının üzerine atılı eylemin aynı okulda görev yapan bir kadın öğretmen ile bu kişinin evinde zina eylemini işlemek olup, bu durum kesinleşmiş mahkeme kararı ile ile de sübuta ermişsede, davacının özel yaşamı ile ilgili olan bu ilişkiyi öğretmenlik mesleği ile bağdaş mayan iffetsizlik olarak değerlendirerek meslekten çıkarma cezası ve-
rilmesine olanak bulunmadığı ancak, koşulları var ise, davacının üzerine atılı fiilin disiplin yönünden genel hükümler içeren 657 sayılı Yasanın 125.maddesi çerçevesinde incelenmesi ve işlem oluşturulması gerektiği" şeklinde açıklanan farklı kararlar, özel yaşam ve meslek ilişkisi kapsamında AİHM si tarafından farklı değerlendirilebilir.
Bu durumda yargılamanın yenilenmesi gündeme gelebilir. Arzulanan böyle bir davanışın hiç olmaması olsada, hak edilen cezadan fazlasını almaktada, hukuken hak arama yoluna gidelmesini gerektirir.
Geçmiş olsun
Önder özlem
sene başında çıkan 5728 sayılı yasanın benim davama faydası olabilirmi
Bende memuriyetten çıkarılan biriyim.1999 yılında başkasına kefil olduğumdan Hv.K.K'lığında ki Ast.sb lık görevime son verildi ve re'sen emekliye sevkedildim.O zamanlar yeterli bilgiye sahip olamadığımdan herhangi bir idare mahkemesine göreve iadem için müracaatta bulunamadım.Aynı şekilde göreven alınan bir arkadaşım süresi içinde müracaat ederek göreve iade edildi.Şu anda benim yapabileceğim bir şey varmıdır?Kaybedilmiş özlük haklarımı nasıl geri alabilirim?Bilgisi olan arkadaşların fikirlerine ihtiyacım var.
memuriyetten çıkarılma ile ilgili bilgisi olan arkadaşlarım var mı?
Bende memuriyetten çıkarılan biriyim.1999 yılında başkasına kefil olmamdan dolayı gelen icra takipleri gerekçe gösterilerek,Disiplinsiz davranışler ve ahlaki durum nedeniyle Hv.K.K'lığında ki Ast.sb lık görevime son verildi ve re'sen emekliye sevkedildim.O zamanlar yeterli bilgiye sahip olamadığımdan herhangi bir idare mahkemesine göreve iadem için müracaatta bulunamadım.Aynı şekilde görevden alınan bir arkadaşım süresi içinde müracaat ederek göreve iade edildi.Şu anda benim yapabileceğim bir şey varmıdır?Kaybedilmiş özlük haklarımı nasıl geri alabilirim?Bilgisi olan arkadaşların fikirlerine ihtiyacım var.
"Şu anda benim yapabileceğim bir şey varmıdır?"
Yoktur.
benim eşiminde memuriyetten ihraç istemiyle davası son aşamasıyla danıştayda temyizde.ceza davasından beraat etti.bu her iki dava sürecindede 3/2 maaşını alıyorduk taki bu aya kadar.bu ay maaşının kesildiğini ve 2009 yılı 3.ayından beri almış olduğumuz maaşların yatırılmasını istediler.Bu istem henüz resmiyet kazanmadı ama haftada bir iki kez aranıp ödememiz gerektiği söyleniyor. 3. haftasına girdi bu geri maaş ödemesi isteği biz resmi olmadan bir işlem olamayacağı düşüncesindeyiz sizinde fikirlerinizi bekliyoruz.teşekkürler.
benim eşiminde memuriyetten ihraç istemiyle davası son aşamasıyla danıştayda temyizde.ceza davasından beraat etti.bu her iki dava sürecindede 3/2 maaşını alıyorduk taki bu aya kadar.bu ay maaşının kesildiğini ve 2009 yılı 3.ayından beri almış olduğumuz maaşların yatırılmasını istediler.Bu istem henüz resmiyet kazanmadı ama haftada bir iki kez aranıp ödememiz gerektiği söyleniyor. 3. haftasına girdi bu geri maaş ödemesi isteği biz resmi olmadan bir işlem olamayacağı düşüncesindeyiz sizinde fikirlerinizi bekliyoruz.teşekkürler.
Alıntı:
önder71 rumuzlu üyeden alıntı
peki madde 104 den yargılanan birinin ceza alması reşit olmayanla isteği üzerine cinsel ilişki ... bu yüz kızartıcı suç mudur? teşekkürler
Fiilin devlet memurluğundan çıkartılmayı gerektirecek kadar ağır olmadığını düşünüyorum. İş yerinde tacize bile memurluktan çıkarma cezası verilmezken böyle bir fiile verilmesi mantık dışı görünüyor. Muhtemelen Danıştay İdare Mahkemesinin kararını bozacaktır.
MRB ÖNDER BEY ÖNCELİKLE
Şahsım halen Emniyet Teşkilatında görev yapmaktadır.Başımdan bir olay geçti ve bu konuda ne yapmalıyım ortada kaldım .Takdirinize bırakıyorum herşeyi.
01/05/2010 Tarih ve 27568 sayılı resmi gazetede bir genelge yayımlandı ve dediki yeni kayıt araç tescil ettirecek vatandaşlarımız ikamet adresleri nereyse orada işlem yaptıracaklar.Şahsım Trafik bürosun da bilgisayar kayıt memuruyum.Hal böyle iken 15/07/2010 tarihinde evrak takipçisi muameleci araç fatura adresinin fotokopisini çekip üzerine çalıştığım ilçenin adresini yapıştırmak suretiyle işlem yapmış bulunmaktadır.İLK müracaat memuru işlemi almış.Evrak bana gelmiştir.Bende KTY 31/f maddesince tescile esas evraklar vardır ve faturanın fotokopisi gerekir der aslını gördükten sonra.AMA ilk müracaat memuru aslını görür bana fotokopi şeklinde gelir evrak.Bu aşamada ben de bilgisayar kaydını yapmışımdır.Benim müracaatla alakam ilgim yok.sadece kayıt memuruyum.Lakin daha sonra evraklarda olan kaşenin bana ait olmadığı yani benim kaşemin vurulmayacağı yerde kaşemin olmasından dolayı soruşturma geçirdik.Ama olan kaşeler de ki imzalar bana ait çıkmadı ekspertiz raporunda.Ve evrak takipçisi bu sahteciliği kendi yaptığını kabul etti evrak başına 13 tl para kazandığını bildirdi.Hal böyle iken muhakkik EMNİYET ÖRGÜTÜ DİSİPLİN TÜZÜĞÜNÜN 8/7 Nüfuzunu kullanarak kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaktan meslekten çıkarma istedi ve İL polis disiplin kurulu onadı.Şimdi kaşeler bana ait değil imza bana ait değil.Kriminal raporu var.Evrak takipçisi demiş ki bu sahteciliği ben yaptım.Fatura fotokopileri üzerinde düzeltme yaptım.Hiç kimse şahsımın aleyhine ifade vermemiş.Evrak takipçisiyle aramda ne bi tel kaydı ne bi alışveriş v.s yok .olduğu varsayılırsa....kanaati oluşmuştur...Yani kanaat bildirmiş hal bu şekilde ilerlemiş.Durumum nasıl olacaktır.NE YAPMALIYIM.DOSYA YÜKSEK DİSİPLİN KURULUNDAYMIŞ.Varsayımlarla şahsım meslekten çıkartılabilinir mi.Kİ aynı suçu işleyenlere 1 günlük maaş kesimi cezası verilirken bana bu ceza verildi.NE YAPMALIYIM
Sayın Önder ÖZLEM hocamız abimiz ne yazıkkı 2007 yılında yakalanmış olduğu kolon kanseri hastalığı nedeniyle vefat etti, allah rahmet eylesin, sevgi dolu çok bilge pozitif ve mücadeleci bir insadı. Emniyet teşkilatı ve tüm insanlık için çok acı erken bir ayrılık oldu :(