Borçlunun banka hesabının bulunması için hangi kuruma yazı yazılmalı?

Şimdi Devlet kendi alacağına şahin kesilmiş.Fakat vatandaşın alacağının tahsilinde ise güvercin olmuş.Geçenlerde gazetede okuduğum bir haberde Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı vergi borcu olan mükelleflerin banka hesaplarını bulup haciz koydurmuş.Oysaki Bankalar bu bilgileri gizli tutuyor.Demekki bunlar bir ana merkezde tutuluyor ki Devlet bunlara ulaşıyor.Oysaki ben bir vatandaş vekili olarak alacağın tahsili için İcra Dairesinden borçlunun hangi bankada hesabı olduğuna dair bir yazı yazdıracak bir resmi kurum bulamıyorum.Nerde Anayasal eşitlik.Vatandaşı olmayan Devlet olur mu hiç!Borçlunun hangi banka ve şubesinde hesabının olduğunu bulmak için icra dairesinden yazı yazdırılacak resmi bir kurum yok mu?

Tüm bankaların genel müdürlüklerine yazarak, borçlunun, bünyelerinde hesapları olup olmadığını, varsa hangi şubelerinde olduğunu sorabilirsiniz. Haciz işlemi için de ilgili şubeye yazabilirsiniz.

Alıntı:

---

Av.Aslı Yazıcı rumuzlu üyeden alıntı

Tüm bankaların genel müdürlüklerine yazarak, borçlunun, bünyelerinde hesapları olup olmadığını, varsa hangi şubelerinde olduğunu sorabilirsiniz. Haciz işlemi için de ilgili şubeye yazabilirsiniz.

---

Müzekkere mi yazmak gerekiyor?Yoksa başka birşey mi?Bankalar Genel Müdürlüklerine yazılan yazıları kabul etmiyormuş diye duymuştum.İcrada onun için buna yanaşmıyormuş.Bu hesapların hepsinin tutulduğu bir kurum yok mu?Ona yazıp bir kerede bunu öğrensek.BDDK,Bankalar Birliği yada Merkez Bankasından herhangi birisi bankalardaki bütün hesapları tutmuyor mu?

Genel Müdürlükler sadece haciz işlemini yapmıyor. Tıpkı Trafik Tescil Şube Müdürlük'lerinde olduğu gibi. Siz Genel Müdürlüğe müzekkereyi gönderin. Hesabı var mı, varsa hangi şubenizde diye. Gelen yanıta göre de şubeye, müzekkere gönderin. Borçluya ait, banka hesabına ancak bu şekilde ulaşabilirsiniz. BDDK ya da Merkez Bankası'nın konu ile ilgisi bulunmamaktadır.

Sonuna kadar katılıyorum. Devlet kendi alacağını bir şekilde alıyor. Ama iş biz vatandaşlara gelince kanunlar bir yerde tıkanıyor. Dolandırıcı diye dava açıyorsunuz. Yıllar sürüyor. Bu sefer de önünüzü zaman aşımı tıkıyot. Yani kanunlar bir yere kadar koruyor alacaklıyı.

Alıntı:

---

esmer2000 rumuzlu üyeden alıntı

Sonuna kadar katılıyorum. Devlet kendi alacağını bir şekilde alıyor. Ama iş biz vatandaşlara gelince kanunlar bir yerde tıkanıyor. Dolandırıcı diye dava açıyorsunuz. Yıllar sürüyor. Bu sefer de önünüzü zaman aşımı tıkıyor. Yani kanunlar bir yere kadar koruyor alacaklıyı.

---

Bence alacaklıyı değil borçluyu koruyor.Mal beyanı vermeyene hapis cezasıda kalktı.Oh ne güzel.Devlet bir şekilde borçluya bu borcu ödetmeli hatta mal beyanında bulunmasını sağlamalıdır.Alacaklı borçlu hakkında hafiyelik mi yapacak!

Alıntı:

---

Stajyer_Harun rumuzlu üyeden alıntı

Bence alacaklıyı değil borçluyu koruyor.Mal beyanı vermeyene hapis cezasıda kalktı.Oh ne güzel.Devlet bir şekilde borçluya bu borcu ödetmeli hatta mal beyanında bulunmasını sağlamalıdır.Alacaklı borçlu hakkında hafiyelik mi yapacak!

---

Dikkat ediyorum da şu İİK 337.Maddedeki değişiklikten daha doğrusu iptalden sonra tüm alacaklıları bir telaş sardı nedense! Ben size bir şey söyliyeyim mi? Eğer bir borcu tahsil edemiyorsanız ve de elinizdeki TEK silahınız da mal beyanı davasıysa, bence gerçekten siz bırakın bu işi yapmayın! Hatta dediğiniz gibi hafiyelik yapın! :)

Saygılar...

Alıntı:

---

hksvr rumuzlu üyeden alıntı

Dikkat ediyorum da şu İİK 337.Maddedeki değişiklikten daha doğrusu iptalden sonra tüm alacaklıları bir telaş sardı nedense! Ben size bir şey söyliyeyim mi? Eğer bir borcu tahsil edemiyorsanız ve de elinizdeki TEK silahınız da mal beyanı davasıysa, bence gerçekten siz bırakın bu işi yapmayın! Hatta dediğiniz gibi hafiyelik yapın! :)

Saygılar...

---

Kötü niyetli borçlu elinde parasıda varsa bu borcu ödemeye zorlanmalıdır.Eve gidip eşya hacizedip satmaya kalksak bu külüstürleri kim satın alacak.Milletin başka derdi mi kalmadı!Gayrimenkule haciz koyup masrafları ödedik.Bir sürü prosedür satılamazsa alacağını zaten alamıyorsun üstüne birde masraf et.Borçlunun hangi bankada hesabı olduğunu bulmak için bütün bankaların genel müdürlüklerine yaz.Ölme eşşeğim ölme.Kanunlar borçludan yana vesselam.:kızgın:

Alıntı:

---

Stajyer_Harun rumuzlu üyeden alıntı

Kötü niyetli borçlu elinde parasıda varsa bu borcu ödemeye zorlanmalıdır.Eve gidip eşya hacizedip satmaya kalksak bu külüstürleri kim satın alacak.Milletin başka derdi mi kalmadı!Gayrimenkule haciz koyup masrafları ödedik.Bir sürü prosedür satılamazsa alacağını zaten alamıyorsun üstüne birde masraf et.Borçlunun hangi bankada hesabı olduğunu bulmak için bütün bankaların genel müdürlüklerine yaz.Ölme eşşeğim ölme.Kanunlar borçludan yana vesselam.:kızgın:

---

Haklısınız...Sizin de işinizin bir parçası bunlar ama neticede risk her zaman vardır. Bence riski baştan minimuma indirmek lazım. Konu hep kredi ve kredi kartları borçlarına geliyor ama ülkemizde bu dertten muzdarip milyonların olduğunu düşünürsek artık diğer alacaklarda da risk yönetiminin kredi veren yada ticaretle uğraşanların kişisel veya kurumsal birtakım tedbirleri almaları lazım diye düşünüyorum. Mesela banka kredi kartı veriyor, limiti 1000 lira. Neye bakıyor? Kişinin aylık gelirine ve önceden bir takıntısının olup olmadığına. Şartlar uygunsa veriyor kartı. Sonra tüketici bu kartı kullanıyor, kullanıyor. Yaşadığı mali olumsuzluklar hemen kredi kartlarına yansıyor. Borcunu ödeyemiyor, asgarisiyle idare ediyor, üzerine bir ton faiz biniyor, daha sonra onu da ödeyemez hale geliyor ve neticede icralık oluyor. Çalıştığı sürece ödemelerini hiç aksatmadığı halde günün birinde işine son verilenler de var. O ana kadar aylık düzenli geliri olan kişi şayet tedbirsizse bir anda işsiz kalıyor ve borçlarıda kalıyor. Ben diyorum ki madem kredi veriyorsun, risk yönetimi diye birşey var ama sözde var! Adam girmiş bir işe daha 2.ayını doldurmadan hemen kredi kartı veriyorsun. Hatta istemese bile zorla veriyorsun. Sonra da yukarıda yazdığım istenmeyen durumlar olunca hadi takip başlıyor ve borcun tahsili için vekiller kolları sıvıyor! Soruyorum size; Böyle bir sistemde vekil ne yapsın? Adamın işi gücü kalmamış, bir ton borç, evde desen para eder eşya yok, üzerinde bir t-shirt bir pantalon...Buyrun tahsil edin bakalım borcu :) Bu adama 10 gün disiplin hapsi versen n'olacak vermesen n'olacak? Benim üzerinde durduğum konu tamamen kredilendirmeyle ve özellikle bankaların izlediği yanlış politikalardır. Sonra işin tüm yükünü vekille ve icra daireleri çekiyor. Ben bizzat yaşadım ve ne zaman gitsem görüyorum. İnanın icra dairelerindeki dosyaların neredeyse %80-90'ı banka alacaklarıyla dolu!

Saygılar...

Alıntı:

---

hksvr rumuzlu üyeden alıntı

Haklısınız...Sizin de işinizin bir parçası bunlar ama neticede risk her zaman vardır. Bence riski baştan minimuma indirmek lazım. Konu hep kredi ve kredi kartları borçlarına geliyor ama ülkemizde bu dertten muzdarip milyonların olduğunu düşünürsek artık diğer alacaklarda da risk yönetiminin kredi veren yada ticaretle uğraşanların kişisel veya kurumsal birtakım tedbirleri almaları lazım diye düşünüyorum. Mesela banka kredi kartı veriyor, limiti 1000 lira. Neye bakıyor? Kişinin aylık gelirine ve önceden bir takıntısının olup olmadığına. Şartlar uygunsa veriyor kartı. Sonra tüketici bu kartı kullanıyor, kullanıyor. Yaşadığı mali olumsuzluklar hemen kredi kartlarına yansıyor. Borcunu ödeyemiyor, asgarisiyle idare ediyor, üzerine bir ton faiz biniyor, daha sonra onu da ödeyemez hale geliyor ve neticede icralık oluyor. Çalıştığı sürece ödemelerini hiç aksatmadığı halde günün birinde işine son verilenler de var. O ana kadar aylık düzenli geliri olan kişi şayet tedbirsizse bir anda işsiz kalıyor ve borçlarıda kalıyor. Ben diyorum ki madem kredi veriyorsun, risk yönetimi diye birşey var ama sözde var! Adam girmiş bir işe daha 2.ayını doldurmadan hemen kredi kartı veriyorsun. Hatta istemese bile zorla veriyorsun. Sonra da yukarıda yazdığım istenmeyen durumlar olunca hadi takip başlıyor ve borcun tahsili için vekiller kolları sıvıyor! Soruyorum size; Böyle bir sistemde vekil ne yapsın? Adamın işi gücü kalmamış, bir ton borç, evde desen para eder eşya yok, üzerinde bir t-shirt bir pantalon...Buyrun tahsil edin bakalım borcu :) Bu adama 10 gün disiplin hapsi versen n'olacak vermesen n'olacak? Benim üzerinde durduğum konu tamamen kredilendirmeyle ve özellikle bankaların izlediği yanlış politikalardır. Sonra işin tüm yükünü vekille ve icra daireleri çekiyor. Ben bizzat yaşadım ve ne zaman gitsem görüyorum. İnanın icra dairelerindeki dosyaların neredeyse %80-90'ı banka alacaklarıyla dolu!

Saygılar...

---

Burada Bankaların,Devletin ve vatandaşın ortak suçu var.Hepsini bir kenara bırakalım vatandaş her bankadan kresi kartı alıp limitlerini aşan harcamalar yapıp ayağını yorganına göre uzatmayınca suçludur.İğne çuvaldız hikayesi yani.Devlet bu kredi kartı faizlerinden önce limitleri aşağı çekmeli.Ve insanlar bir yada en fazla iki bankadan kredi kartı alabilmeli?Muhakkak kısıtlamalar şart.Ben ayağını yorganına göre uzatmayıp maymun iştahlı alışveriş yapan sonrada ağlayan insanlara gıcık oluyorum.Bankaların uyguladığı temettü faizlerinin acımasız olduğunu kabul ediyorum.Ama insanlar bunu bilerek niye bile bile lades oluyorlar anlamıyorum.Gelirin yoksa neye güvenerek bu harcamaları yapıyorsun.Ve tabiki ülkemiz sıcak paranın faizin yeri olmuş.Üretimin istihdamın önündeki bir başka engelde bu olsa gerek.Bankalarda paradan para kazanma prensibine göre çalışıyorlar.

Alıntı:

---

Stajyer_Harun rumuzlu üyeden alıntı

Burada Bankaların,Devletin ve vatandaşın ortak suçu var.Hepsini bir kenara bırakalım vatandaş her bankadan kresi kartı alıp limitlerini aşan harcamalar yapıp ayağını yorganına göre uzatmayınca suçludur.İğne çuvaldız hikayesi yani.Devlet bu kredi kartı faizlerinden önce limitleri aşağı çekmeli.Ve insanlar bir yada en fazla iki bankadan kredi kartı alabilmeli?Muhakkak kısıtlamalar şart.Ben ayağını yorganına göre uzatmayıp maymun iştahlı alışveriş yapan sonrada ağlayan insanlara gıcık oluyorum.Bankaların uyguladığı temettü faizlerinin acımasız olduğunu kabul ediyorum.Ama insanlar bunu bilerek niye bile bile lades oluyorlar anlamıyorum.Gelirin yoksa neye güvenerek bu harcamaları yapıyorsun.Ve tabiki ülkemiz sıcak paranın faizin yeri olmuş.Üretimin istihdamın önündeki bir başka engelde bu olsa gerek.Bankalarda paradan para kazanma prensibine göre çalışıyorlar.

---

Kesinlikle katılıyorum. Ama bunun en büyük nedeni bizim insanımızın genel olarak artık kalıtımsalmıdır nedir yani biraz geniş, vurdumduymaz olmasından kaynaklanıyor sanırım. Aşağı yukarı her toplumsal olayda aynı şeylerle karşılaşıyoruz. "Atın ölümü arpadan olsun" diye bir atasözümüz var mesela! :) Çok rahatız çok. Dediğiniz gibi bilinçli kullandığı halde elinde olmayan nedenlerden dolayı borca düşen de var ama aynı şekilde durumu çok rahatken kredi kartlarını kontrolsüzce kullanıp kedini zorla sıkıntıya sokanlar da var. Bence "akıllı" insan şartları ne olursa olsun altından kalkamayacağı borçlar yapmaz. Ama bahane hep aynı; Efendim geçinemiyorduk, faturalarımızı ödeyemiyorduk, yok efendim maaşımız ev kirasına gidiyordu mecburen kart kullandık falan filan gibi.....böyle birçok mazareti var herkesin. Sanki bankadan kredi alınca veya kredi kartını limiti aşana kadar kullanınca düzeliyormu herşey? Tabiki hayır. İnsanlar bence önce kendilerini yani şartlarını düzeltebilmeli yapabiliyorlarsa. Madem hayat şartları zor o zaman ona göre yaşayacaksın. Eğer istanbul gibi büyük bir metropolde yaşıyorsan bunun mutlaka bir bedeli olduğunu bileceksin, bilmiyorsan mutlaka bildirirler bir gün! Kredi kartı çağdaş yaşamın bir gereğidir. Ben kullanmıyorum işim olmaz diyemezsin. Ama kişi önce kendini bilecek, gelirini giderini kısaca hesabını iyi yapacak. 500 lira maaş alan adam cebinde 2000 yada 3000 liralık kredi kartı oldu mu havasından geçilmiyor yaa! :) Görmüşsünüzdür çevreden mutlaka; "Baba bak kartım geldi tam 3 milyar limiti var naber?" diyenleri! Sonra icra gelince o yüz ifadelerinden geriye eser kalmıyor, pancar gibi oluyor millet.

Neyse bu konular çok derin, daha fazla uzatmayayım en iyisi....

Saygılar...