Re: Türk Silahlı Kuvvetleri
Genel Kurmay'ın açıklaması tatmin edici değil. Zaten basında da tatmin edici bulunmadı. "Komuta Katı tarafından onaylanmış böyle bir resmi evrak veya plan bulunmamaktadır" cümlesinden ne anlaşılması gerektiğini türkçe bilenler zannederim anlamıştır.
Bu tür bir belgenin zaten ilgili makamlarca onaylanmış resmi bir belge olarak var olması demek, o ülkede hukuktan ve demokrasiden eser yok demektir. Genel Kurmay da bu durumu bildiği için, net olmayan dolambaçlı bir açıklama yapmıştır. Bu da kafalarda kuşku doğmasına neden olmuştur.
Aslında son dönemde yaşananlar, bu belgenin varlığına işaret etmektedir. Belge de önemli detaylar var. Ama kanımca en önemlisi "yargının askerle aynı hizaya getirilmesi" düşüncesi.. Biz daha önce bir paşanın "güneydoğuda görev yapan yargıçları hizaya getirmek için evlerinin yakınında 3-5 bomba patlatma eylemi" yaptığını kendi demecinden okumuş ve bu sitede tartışmıştık. Demek ki hizaya getirme Genel Kurmay'ın genel bir çabasıymış.
Bu belge sadece yargıyı değil, tüm toplumu hizaya getirmeye yönelik "toplum mühendisliği" projesi gibi görünüyor.
Dünya değişiyor, çeşitleniyor, renkleniyor... Ama bizimkilerin kafası hala toplumu "hizaya getirme" peşinde.. Tek tip, tek düşünce...
Bu saçmalıklar, değişimin önünde ne kadar dayanabilecek acaba?
Re: Türk Silahlı Kuvvetleri
Açıklama benide tatmin etmedi ama TSK komuta kademesinin onaylamadığı hiç bir plan yürürlüğe girmeyeceği gerçeğinide görmezlik etmememiz gerektiğinide düşünüyorum.
LAHİKA TSK da EK anlamında kullanılır genelde bundan dolayı LAHİKA-1 gibi saçma sapan bir plan olduğuna inanmıyorum. Kaldıki gazete zaten sabıkalı saçma sapan bir paçavra benim gözümde.
Yazdıklarını dikkatlice bir daha okumanızı tavsiye ederim. Aslında hiç bir şey demiyorlar. Bir üyemiz yazmış iyi okuyun ...
Abbas bey ;
Farkında değilsiniz ama bazı yayın organları tarafından YARGI VE TSK hizaya getirilmeye uğraşılıyor. Amaç tek tip düşünce herkesin kafasına türban badem bıyık satılan bir ülke aşırı islama kayan bir toplum. Umarım ki bunu çok geç olmadan anlarsınız.
Ve yine umarım ki böyle saçma sapan yazılarla özellikle komuta kademesini hedef alan yıpratma yazılarıyla irticayı övmeyle ATATÜRK DEVRİMİNİN YARATTIĞI TRAVMA SONUCA KAFASI DURANLAR uyuyan demokrasiye saygılı olan devi uyandırmazlar, O devden önce siz ve sizin gibi bunlara gereksiz hoş görüyle bakanlar uyanırsa daha iyi olacak gibi geliyor bana. Bu vatan hepimizin... Bunların geldiği gün vatanınız kalmayacak ona göre...
Re: Türk Silahlı Kuvvetleri
Alıntı:
son karakol rumuzlu üyeden alıntı
TSK'yı kurum olarak kimse yıpratmamakta ve yıpratma kastıyla da hareket etmemektedir. Aksine TSK'nın üst bürokrasisi siyasetin, hukukun ve toplumun yaşama biçiminin düzenleyicisi olmak istediği için TSK yıpranmakta; ülke güçsüzleşip, itibarsızlaşmaktadır. Siyaset ve hukuk, askerin ne görev alanıdır ne de askerin meslekî formasyonu buna yeterlidir. Demokrasiyi, siyaseti, hukuku ve toplumu düzenlemek askerin görevi değildir. Rejim gerçek bir demokrasiye, devlet hukuk devletine dönüşemezse bu çöküntünün altından TSK dahil tek bir kurum sağlam çıkamaz.
=Fetoş ve cemaati x(Vakit+Zaman+Yenişafak) + (H.Cemal+Eser Karakaş+Nazlı Ilıcak x Cengiz Çandar) x(AKP) x ABD + İsrail.
Formülünüz budur. Asker değilim.Militarist değilim.Ancak bazılarının sessiz kaldığı noktada (ki bunlar STK' lar olmalıydı) bu çıkışları da olağan karşılamak durumundayız. Atatürk'ümüzün kurduğu bu Cumhuriyeti her bir yanından tırtıklamaya çalışan tırtılları neden göz ardı ediyorsunuz ki? Atatürk devrimleri ni bazıları bir sosyal travma olarak değerlendirebilir. Yakışır da onlara ve tarihi köklerine.Ama bu düşünce beni fena halde bozar. Eğer siz, bütün vahim olayların (Enflasyon, bütçe açıkları, AKP nin yolsuzlukları ve kadrolaşma harekatı, özelleştirme skandalları, hepimize ait kamu mallalrının kurumlarının peşkeş çekilmesi, din görüntüsü altında parti yöneticilerinin, cemaat başlarının zevk-u sefa içinde yaşam sürmeleri vd. vd.) üstünün TÜRBAN ile örtülmesini, toplumun yaşam biçimi olarak görüyorsanız, mevcut hukuk düzenini toplumu kendi (daha doğrusu gebe kaldıkları ABD_İSRAİL_ARAP sermayesi)nin arzuları doğrultusunda ne idüğü belirsiz bir ilimli islam - demokrat laiklik, muhafazakar liberal gibi devekuşu benzeri kavramlara mahkum ettirerek toplumu şekillendirme çabalalrını bir başka tarz hukukundüzenleyicisi olarak görmüyorsanız sizinle anlaşıp uzlaşıp tartışmamız dahi mümkün olamayacaktır.
Re: Türk Silahlı Kuvvetleri
Alıntı:
son karakol rumuzlu üyeden alıntı
TSK'yı kurum olarak kimse yıpratmamakta ve yıpratma kastıyla da hareket etmemektedir. Aksine TSK'nın üst bürokrasisi siyasetin, hukukun ve toplumun yaşama biçiminin düzenleyicisi olmak istediği için TSK yıpranmakta; ülke güçsüzleşip, itibarsızlaşmaktadır. Siyaset ve hukuk, askerin ne görev alanıdır ne de askerin meslekî formasyonu buna yeterlidir. Demokrasiyi, siyaseti, hukuku ve toplumu düzenlemek askerin görevi değildir. Rejim gerçek bir demokrasiye, devlet hukuk devletine dönüşemezse bu çöküntünün altından TSK dahil tek bir kurum sağlam çıkamaz.
Taraf Gazetesi yazarımısınız. Okuduğumuzu anlamayacak kadar aptalmıyız? Ne demek etmemektedir. Bal gibi etmektedir. KKK Komutanı'nı ağlama duvarı önünde fotoğrafını kasıtlı yayınlayıp altına yazılanlar ile ondan 5 saat önce bulunduğu Mescid'i Aksa 'yı yok gören zihniyet şerefsiz bir zihniyettir ve tek amacı yıpratmaktır. İfadelerinize dikkat ediniz.
Re: Türk Silahlı Kuvvetleri
Re: Konuya İlişkin bir Haber
Emekli Tuğgeneral Tanrıverdi, TSK'nın, İçine Düştüğü İç Siyaseti Yönlendirme Alışkanlığından Kurtaracak Genelkurmay Başkanı'nın, Tarihe Atatürk'ten Sonraki Kahraman Olarak Geçeceğini Söyledi.
Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Genel Başkanı Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, TSK'nın, içine düştüğü iç siyaseti yönlendirme alışkanlığından kurtaracak Genelkurmay Başkanı'nın, Türkiye Cumhuriyeti tarihine Atatürk'ten sonraki kahraman olarak geçeceğini söyledi. Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, derneğin internet sitesinde yer alan yazısında, son yıllarda askerin siyaseti yönlendirme çabalarını değerlendirdi. Taraf Gazetesi tarafından yayınlanan askerin yeni Gayri Nizami Harp(GNH) Planı ve "Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı" nın esasları ile ilgili haberleri değerlendiren Tanrıverdi, fiili işgalin gerçekleşmesi halinde faaliyete geçirilerek, topyekun savunmanın icracısı olması gereken Gayri Nizami Harp Teşkilatının, Cumhuriyeti koruma ve kollama görevlerinde de kullanılacağına dair sinyaller olduğuna dikkat çekti. Tanrıverdi, "Çünkü GNH Kuvvetlerine mensup personel, bulunduğu kilit sivil kurum ve görevlerde iken, kendilerine verilen sefer görev emirleri ile iç siyasete müdahale görevi almış ve bunu icra etmekten başka alternatifi bulunmayan, muvazzaf asker gibi olacaklardır. Bir de bunlar, belirli bir ideoloji mensuplarından seçilirse; yakın gelecekte, Ülkenin iç siyaseti Genelkurmay başkanlığı tarafından ipotek altına alınmış olacaktır." ifadelerini kullandı.
GNH planı ile ilgili Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın bir gazeteciye ayaküstü cevap verdiğini hatırlatan Tanrıverdi, "Bu cevapta, eski konseptin soğuk savaş dönemine ait olduğu, bunun bittiği, Türkiye'yi işgal edecek gücün de bulunmadığı belirtilerek; zımnen "yeni GNH Konsepti"nin mevcudiyeti; yani, GNH Teşkilatının genişletileceği ve fiili işgal olmadan Genelkurmayın, GNH Teşkilatına görev verebileceği kabul edilmiş oldu." diyor.
İkinci habere resmi bir açıklama yapıldığını ve bu açıklama ile benzeri planların varlığının da zımnen kabul edildiğini belirten Tanrıverdi şu ifadeleri kullanıyor: "Bu haberlerden iki sonuç çıkarmak mümkündür. Birincisi; Genelkurmay, çok gizli dokümanlarını koruyamıyor. Bu vahim bir durumdur. İkincisi; Genelkurmay, Koruma ve kollama görevinden vazgeçmiyor. Ama fiili bir askeri müdahalenin imkânsızlığını kavradığından, toplumu yönlendirerek ve bir kısım anayasal kurumlar eliyle iç siyaseti yönlendirme çalışmalarını sürdürdüğünün anlaşılmasıdır. Bu da vahim bir durumdur. Huzursuzluk ve istikrarsızlığın kaynağı olduğu gibi, dış tehditlere karşı savunma gayretlerine de zarar vermektedir."
Yani basına yansıyan "Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı"nda ifade edildiği ileri sürülen, "Uygun kişilerin seçilmemesi durumunda faaliyet menfi olarak ve misliyle geriye yansıyabileceği" açıklamalarına değinen Tanrıverdi "Gelişkin kişilikler olması nedeniyle bu tip kişiler genelde kendi gündemlerini kendileri belirlemekte ve yönlendirilmeye müsait olmayan bir yapıya sahiptirler. Bu nedenle, faaliyet amacını aşabilecektir. Kamuoyu ilgisinin bu kişilerin üzerinde olması nedeniyle faaliyet, daha ilk adımda karşı propagandaların hedefi olacaktır. İcrasına karar verilmesi halinde çok ayrıntılı bir hazırlık yapılmasına ihtiyaç vardır." açıklamasında bulunuyor. GNH unsurlarına seçilip eğitilen ve uygun birimlere yerleştirilecek güvenilir kişilerle, devletin bütün kurum ve kuruluşlarının kontrol altında tutulabileceğini aktaran Tanrıverdi yazısında şu bilgilere yer verdi: "T.C. Tarihinde de son dönem Osmanlı Tarihinde de, bu millet Ordusunun siyasete bulaşmasından büyük zararlara uğramıştır. Komutanlarımız, Cumhuriyeti koruma ve kollama görevini milletimizin sağduyusuna bırakmalı; milletin silahlı gücünü, milletin bütün milli ve manevi değerlerine şemsiye olan, milli iradenin emrinde hareket eden, kendisine siyasi irade tarafından verilen dışa karşı savunma gayretlerine angaje olan bir güç haline getirmelidirler. TSK'ni, içine düştüğü iç siyaseti yönlendirme alışkanlığından kurtaracak Genelkurmay Başkanı, T.C. Tarihine Atatürk'ten sonraki kahraman olarak geçecektir."
Haberler.com
Re: Türk Silahlı Kuvvetleri
İmdüüüü....
Ben böyle haberleri okuyunca canım sıkılıyor...
Niye?
Cemaatler belli medyayı kontrolüne almış desteksiz atıyorlar. Belli medya işi yarın kellemiz mi gider korkusuyla taşeronlara devretmiş el altından destekliyor. Kendisini demokrat?!!! gösteren ve hattta sol gösterenler de bu işin taşeronluğunu yapmaya kraldan çok kralcı bir yaklaşımla soyunuyor, ne de olsa para o çevrelerden geliyor.Hatta kendine solculuk atfedilenler Denizleri bile Ergenokon denilen ne idüğü belirsiz oluşumlarla paralel göstermeye kalkıyorlar.
Beyler , bayanlar, biraz haysiyet, biraz şeref ve hatta biraz ülke sevgisi ve izan...
Çok şey istiyorum biliyorum...
Asker bu Cumhuriyeti kurandır ve Anayasal hükümlerle bu Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi vardır.
CIA, MOSSAD, BÖLÜCÜLER ve bunlara her türlü tabi olanlar istedikleri dezenformasyonu yapsınlar ama görevi Cumhuriyeti korumak ve kollamak olan asker yaparsa bunun adına demokrasi dışı eylem densin. Aslında asker bunları yapmıyor, yapamıyor değil ha yapmıyor...
Peki sorum şu size ey demokratlar:
Siz komutanların you-tube'a düşen ve hukuki yollardan olmayan ve hatta gerçek olmayan ses kayıtları için ne yaptınız? Kılınızı mı oynattınız?
Bu ülkede herkes kendi işine geldiği gibi demokrat... Asker demokrasi dışı çözümler arıyorsa hep birlikte karşı çıkalım. Aramızda kim 12 Mart'ın Ziverbey Köşkü'nü, kim 12 Eylül'ün Amerikancı generallerini, Diyarbakır Cezaevi'ni savunur? Ama asker bizim askerimiz böyle saçmalıklarla ve dezenformasyon haberlerle yıpratılmasına da göz yummayalım.
Yarın İngilizi gelir, Amerikalısı gelir, Fransızı gelir... Askeriniz olmazsa "Sakarya'da kurtuldu şan o(t)cağım" diye marş da üretemezsiniz.Aaa, pardon zaten siz manda istiyordunuz. Özür?!!!
Humeyni'yi sevmek bu ülkede serbest, siz ulusun bağrından çıkan TSK'yı sevmeyin ve ebenizin mandasını görün, müstehak size...
Hah, hemen beni de militarist yapın olsun bitsin, sizin vicdanınızı ancak böyle çirkef iftiralar temizler...
Re: Türk Silahlı Kuvvetleri
Sayın Gür;
Doğrusu yazınızdan pek bir şey anlamadım. Belki ben biraz anlayış/kavrayış yoksunuyum. Bu da benim kusurum.
Demokrasilerde askerin görevi nettir. Bizde ise "cumhuiryeti koruma ve kollama" gibi bir oldukça geniş ve muğlak bir kavrama sığınılarak, askeri her türlü görevle yükümlü saymak gibi bir "arıza" var. Bu yasaya göre asker her şeye burnunu sokma hakkını kendinde görmekte ve tüm toplumu "hizaya getirme" görevini dahi kendisinde görmekte.. Yargıya müdahale niteliğindeki açıklamalar yapmakta.. Toplum mühendisliğine soyunmakta.. Ama bu kuvvetlii konumu nedeniyle de bir çok şeyin üstünün örtülmesine neden olmakta. Örneğin Dağlıca baskınında komutanların neden yargılanmadığını ben anlayabilmiş değilim. Bu olayda askerin zaafiyeti var dediğim için eleşirilmiştim. Şimdi bu zaafiyet yavaş yavaş ortaya çıkmakta ve yargılanan kişiler nedense erler.. Oysa bir askeri yenilgide benim bildiğim sorumluluk komutanda olur. Biz zurnanın son deliğini yargılıyoruz.
Ayrıca, şu Humeyni'yi günahım kadar sevmem. Atatürk'ü çok severim. Ama bir insana falanca kişiyi kanun zoruyla sevdirmenin neresi size normal geliyor? Atatürkçülük adına üniversite eğitimi engellenen birisinden ne bekliyorsunuz? Atatürk sağ olsaydı, kendi adına konuşan bu yasakçılar onun adına ahkam kesemezlerdi.. O, üniversitelerde böyle bir yasağı istemezdi.. Ama ne yaparsın ki, piyasa kraldan fazla kralcılarla dolu.. Bir evlat "babamı sevmiyorum" diyorsa, bunun psikologlarca iyi iredelenmesi gerekir. Kabahat sevmeyende mi, yoksa sevilmeyecek kadar yasakçı tanıtanlarda mı?
Re.Akp partisi yanarsönerlamba oldu
AKP, kapatma davasıyla ilgili savunmasını önümüzdeki hafta başında Anayasa Mahkemesi'ne verecek.
AKP'nin hukukçuları savunma hazırlıkları için dün Ankara'da "kampa" çekildi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek başkanlığındaki AKP'nin hukukçuları, Yüksek Mahkeme'nin son türbanla ilgili iptal kararı ışığında savunmaya son şeklini verecekler. Savunma metni daha sonra, Başbakan Tayyip Erdoğan'a Pazartesi günü Ankara'ya gelişinde iletilecek. Erdoğan'ın onayıyla birlikte de savunmanın Pazartesi günü akşam ya da Salı günü Yüksek Mahkeme'ye sunulması bekleniyor.
İptal savunmaya nasıl yansır?
Türbanla ilgili anayasa değişikliği için verilen iptal kararının savunmaya nasıl yansıyacağı da merak konusu oldu. AKP kurmayları arasında, "Dava iddianamesi ağırlıklı olarak bu düzenlemeden yola çıkarak türban üzerine oturtulmuştu. Ancak bu iptalle davanın en önemli dayanağı düştü, o halde dava reddedilmeli" görüşü ağır basarken, "Bu değişiklik türbanla ilgili değildi, biz de hiç böyle bir şey söylemedik, şimdi bunu savunmaya yansıtmak bu düzenlemelerin türbanla ilgili olduğunun kabulü anlamına gelebilir" kaygısını dile getirenler de oldu.