Tuncay Özkan Kanaltürk'ü satmış

Tuncay Özkan Kanaltürk'ü satmış

güncellenme zamanı 11.51 | 13.5.2008

Bizkaçkişiyiz.com'da isyan var


Tuncay Özkan'ın Kanaltürk'ü Koza Grubu'na satmasının ardından Bizkaçkişiyiz.com'a üye olanlar ve Kanaltürk izleyicileri büyük bir hayal kırıklığı içinde. "Ulusalcı" görüşleri savunanların biraraya geldiği 'bizkaçkişiyiz.com' a gelen yorumlar Tuncay Özkan'a ağır eleştiriler getirirken, sitede sert açıklamalar yeraldı. Üye olmak için aidat ödenmesi gereken 'bizkaçkişiyiz.com'da hayal kırıklığının yanısıra isyan da yaşanıyor.

Sitenin ana sayfasında şu duyuru yeralıyor:
"Kanaltürk Koza Grubu'na satılmıştır. Yeni kanal yoldadır. Durmak yok, duran düşer, yarını kurtarmak için yobazlarla mücadaleye devam.
BKK ve Tuncay Özkan hiç durmadan yobazların üzerine gidecek. Yeni bir dünya yeni kanal açacağız orada yerimizi alacağız"
Ancak bu açıklama Tuncay Özkan ile birlikte hareket edenleri yatıştırmadı.

"Hukukun üstünlüğüne inanan ve saygılı olanlarız biz" sloganıyla yayın yapan ve kayıtlı 1 milyon 270 bin 188 kişinin olduğu belirtilen sitede okurların tepkisi giderek artıyor.

İşte siteye gelen isyan ve kırgınlık dolu yorumlardan bazıları:

"Benim de anlayamadığım, yeni bir kanal kurulacaksa, mevcut kanal neden satılıyor? Hem de kimlere satılıyor? Ayrıca burada isim de çok önemli. "KANALTÜRK" çok anlamlı bir isimdi. şimdi Kanaltürk adı altında kimler nasıl bir yayın yapacak. Ben özellikle "KANALTÜRK" adının kaybedilmesini sindiremiyorum. Yeni kanalın adı ne olacak ? Bilgi kirlenmesini önlemek için sorumlu kişilerin ACİL BİLGİLENDİRMESİNİ istiyorum. (Erdal Demiralay)"

"Kanaltürk televizyonu bir simge idi ulusalcılar için,kendini ATATÜRK'e adıyan yurtseverler için ve ilk kez başka hiç bir televizyon Türk Televizyon tarihinde iktidarda olan bir partinin FOYASINI VE BOYASINI bu kadar aleni ortaya koyamamıştı.İşte böyle bir televizyon dünyada eşi benzeri olmayan bir şekilde karşı mücadele verdiği şeriatcı bir iktidarı koşulsuz şartsız biat kültürü içerisinde destekleyen şirkete satılması ve bu durumun Kanaltürke gönül vermiş kişilerin diğer medya siteleri tarafından alaycı bir üslup ile verilen haberlerle öğrenmeleri bu kişilerde derin bir yara açmıştır. (mzorlu)"

"Yazık oldu sevgili kardeşim Tuncay. Hakikaten yazık oldu. Şu anda sabahın onbiri ama ben kederimden içiyorum. Kanal senin, tabiki satabilirsin ama herhalde Koza'ya değil.Ne yaptın? (n-semerci)"

"Anlaşılan Tuncay Bey kolay paranın kokusunu aldı. Halkın cebinden topladığını halka verecek mi? "

"Tuncay Özkan'a güvenim sarsıldı. Kendi elleriyle düşmana etkili bir silah verdi. Mademki gerçekten yurtseversin Kemalistsin , üç kuruş aşağıya sat başkasına sat, eğer satmak zorundaysan." (Revai Görgülü)

"Her şeyin fiyatı vardır. Yurtseverliğin, Memleket Sevdasının fiyatı yoktur. BizKaçKişiyiz hareketi yoluna devam edecektir. İnaçlarına fiyat biçenlerin aramızda yeri yoktur."(MustafaMüjdat ERGÜN)

"Kanalın satışı siyasi oyunun son perdesi olarak sahneye konulmuştur. Gelişmeler şaşırtıcı değil beklenendir Sağ duyulu olarak yolumuza devam etmek zorundayız. Bu ülke bizimdir. Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak için Kemal ATATÜRK ün ilkeleri doğrultusunda durmadan yolumuza devam etmek zorundayız." (balati)

"Bu ülkede artık kimseye güvenilmeyecekmi bütün türkiyeyi özkanın arkasında gezdik ona güvendik.artık ben yokum günüm bitsin aidat ödemiycem güvenim kalmadı.bu bütün gazeteler neler yazıyor kendimi aldalmış hissediyorum.insanları resmen kandırdınız.bütün sunucular spikerler .bütün kanaltürk çalışanları bi şekilde idare ediyordu ne olduda yeşil sermayeye satıldı bu kadar insana niye ağladınız.bu bir nevi duygu sömürgüsü.bu iktidarın yaptığını yaptınız.halkı aldattınız size inananları hayal kırıklığına uğrattınız. ama yinede ileride daha dürüst olunursa destekliyeceğim.küçücük bir umut var içimde onu yıkmayın." (vildan çelikkol)

"İlk ve son defa yorum yazıyorum. Çevremde ben ve diğer ulusalcılar alay konusu olduk. Dünden beri başım ağırıyor. Çevremde sürekli tartışıyorum. Kaça satıldığımız soruluyor. Eğer istenilseydi BKK üyelerinden yardım toplanasilirdi. Bu utanç içinde yaşamak istemiyorum. Aşk olsun sana Tuncay Özkan aşk olsun" (Onsan)

"Muhafazakar guruba verilmesi bana yanlış geldi."(Özlem Öztürk)

"Acilen Tuncay Özkandan yüreklere su serpecek bir açıklama bekliyorum. Aslında bunu önceden yapmalıydı. Bir TV hadi sattım derdemez elma armut gibi satılmaz. Kendine inananlara açıklama yapmalıdır." (Aynur Suer)

"Haber yıkıcı oldu.ama yeni bir kanal kurulabileceğinden bahsediliyor,madem böyle neden kanalımız satıldı,hem de malum kişilere,el birliği ile birşeyler ypılamazmıydı.Tuncay Özkanın hepimize bir açıklama yapması gerekiyor." (Hesnailknur)

Bununla ilgili çelişkili haberler geliyor. Satıldığına yönelik haberler olduğu gibi satışın henüz gerçekleşmediğine yönelik bazı haberler de var..

Eğer Tuncay Özkan kanalı bu insanlara sattıysa yani sadece şunu söyleyeceğim..

Yazıklar Olsun!!!

Ben soracağım artık? Biz kaç kişiyiz???????????

Ne garip Tuncay Özkan ı eleştiren onu kınayan yazılan gırla gidiyor. Peki Kanal Türk ü yaşatmak için kim ne yaptı? Bir televizyon yayıncılığı ciddi bir ekonomik gideri olan bir işletmeciliktir. Bu baskılar altında bu şartlar altında kim nereye kadar nasıl dayanabilir? Yada dayanmaları için bizler neler yaptık?
Mesela bir kampanya açıp destek olunamazmıydı? Dünyanın en kolay işi eleştirmektir ama anlamak biraz daha farklı meziyet gerektirir. Bende çok üzüldüm ama bende satılmaması için hiçbirşey yapmadım. Biz kaç kişiyiz e üye olmak dışında tek kuruş desteğim olmadı. Şİmdi yeni bir kanal kurulacak deniliyor. Hadi o zaman hep beraber el verelim. Beraber kuralım destek çıkalım.
Saygılarımla.

Kanaltürk beni hiç tatmin etmemişti, çünkü başında Tuncay Özkan denilen şovmen vardı. İktidarın yanlışlarına karşı muhalefet etmek elbette alkışlanacak bir davranıştır. Ama Tuncay Özkan'ın tavırları şovmenlikten ve milleti gaza getirmekten başka bir şeye benzemiyordu. Bu nedenle arkasından gidenleri anlamakta zorluk çekiyordum.

Bu adamın Kanaltürk'ü satması, arkasından gidenleri de satması anlamına gelmiyor mu? Bu çok ağır bir yargı mı bilmiyorum ama, kendisine güvenenleri hayal kırıklığına uğratmanın başka anlamı var mı? Bu adam gazeteci iken yazdığı bazı kitapları okumuştum ve yararlanmıştım. Ama televizyon işine girip de hiç de samimi görünmeyen yapay, kışkırtıcı, şova yönelik, içerik ve derinlikten yoksun konuşmaları hep bana itici gelmişti. Beni yanıltmadı..

Bir insanı sevip sevmemek, hareketlerinden hoşlanmamak başka şey ama bir televizyon kanalını satarak kendine inananları da sattığını söylemek bence çok başka şey. KanalTürk ün son dönemde uğradığı haksızlıklar ve yaşadığı baskılar bırakın başka medya organlarını önce kendi ekranlarında seyirci ile sürekli paylaşıldı. İnanan dediğiniz insanların bu baskıların aşılması için bu kanala ne kadar destek olduğu ve fiilen neler yaptığı önemlidir. Reklam desteği verildi de biz almadıkmı diyen Tuncay Özkan bence haklıdır. Bu iş bir çıkmaza gidiyor ise, arkasında mağdurlar batak borçlar bırakarak gitmek yerine böyle gitmek sizde daha az mı onurludur? Beğenir yada beğenmezsiniz, Tuncay Özkan kanalın tüm borçlarını son kuruşuna kadar ödeyerek gitmektedir.
Siz borçlunun " valla battım ne yapayım paramda yok" diyenini mi, yoksa namusluca dürüst esnaf gibi harç bitti yapı paydos deyip son kuruşuna kadar ödeyenini mi makbul sayarsınız bilmiyorum. Eğer borç da bir yiğidin namusu ise, borcunu ödeyen adama kusura bakmayın kimse arkasındakileride sattı diyemez.
Ben kendi adıma vicdan azabı duyuyorum. Tuncay Özkan ı eleştirmeye de vicdanım elvermiyor. Çünkü sadece lafla iki satırla, meydanları doldurup biz kaç kişiyiz demekten başkabirşey YAPMADIM. O zaman tek laf söyleme hakkım olabilirmi sizce?
Satmak demişken; Sabah ATV satışı gibi zavallı Tuncay Özkan a Vakıfbank ve Halkbank tan tamamen duygusal kredi veren bir yönetim de yoktu. Sizce hangisi daha ahlaklıdır Sayın Bilgili?
Saygılarımla.

kanal türk'ü; (yazıda hernikmetse tırnak işaretine almışlar) ULASAL cı görüşleri savunanların bir araya geldiği kanal, Tuncay ÖZKAN'ında ULUSAL cı olarak nitelemek çok yanlış bence.
Tuncay ÖZKAN ve Kanal Türk olsa olsa; ULUSAL görüş sahibi insanları,toplanacakları gerçek adresten uzaklaştırma vizyonu taşıyordur.
ULUSALCI görüşleri gerçekden savunanların bir araya geldiği kanal ULUSAL KANAL dır.

Alıntı:

---

mkocagul rumuzlu üyeden alıntı

Ne garip Tuncay Özkan ı eleştiren onu kınayan yazılan gırla gidiyor. Peki Kanal Türk ü yaşatmak için kim ne yaptı? Bir televizyon yayıncılığı ciddi bir ekonomik gideri olan bir işletmeciliktir. Bu baskılar altında bu şartlar altında kim nereye kadar nasıl dayanabilir? Yada dayanmaları için bizler neler yaptık?
Mesela bir kampanya açıp destek olunamazmıydı? Dünyanın en kolay işi eleştirmektir ama anlamak biraz daha farklı meziyet gerektirir. Bende çok üzüldüm ama bende satılmaması için hiçbirşey yapmadım. Biz kaç kişiyiz e üye olmak dışında tek kuruş desteğim olmadı. Şİmdi yeni bir kanal kurulacak deniliyor. Hadi o zaman hep beraber el verelim. Beraber kuralım destek çıkalım.
Saygılarımla.

---

Bizim desteklediğimiz zaten Tuncay Özkan ın kişiliği değil , belli şeylere olan karşıtlığı idi. Elbette bu tür bir düşünce olursa destekler el veririz yine. Hem de daha fazlasını..

Kanalın satılmasına kızdım. Hem de çok kızdım. Kızgınlığım susturma çabalarına. Ancak her zaman etki tepki doğurur. Şu an muhalif düşüncede basın organı sayısı oldukça az. Bize daha gür bir ses lazım..

Tuncay Özkan'ın 20 trilyonluk SSK ve vergi borcu olmasına dikkatinizi çekerim.
Muhtemelen en başından beri vergi ve SSK primi ödemek gibi alışkanlıkları yok.
Bu konuda en güzel analizi Mehveş Evin, 13 Mayıs 2008 tarihli Akşam gazetesinde yapmış:

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=...rih=13.05.2008

BANALTÜRK

Ulusalcı yayın politikalarıyla tanınan Kanaltürk’ün, Bugün gazetesinin sahibi Akın İpek’e satılması, Türk medyacılığında ‘bir dönemin sonu’dur.

Kanaltürk, ‘iktidar baskısına karşı gelen tek muhalif ses’ olduğu için değil... Kusura bakmayın ama, bu söyleme hiçbir zaman inanmadım! Kanaltürk’ün satışı bir dönemin sonudur; çünkü Tuncay Özkan şahsında simgeleşen ‘vatan kurtaran medyacı tiplemesi’nin ne kadar sahte olduğunun ispatıdır.

Özkan, Cumhuriyet mitinglerini kendi çıkarlarına göre yontup, propaganda aracı olarak kullanmış bir kişi. Peki Özkan isteseydi Kanaltürk’ü bir başka gruba, en büyük destekçisi CHP’ye satamaz mıydı? Acaba bu durumda “en yüksek teklif İpek’ten geldi” diye kendini savunabilecek mi? Yoksa bu satışı da ‘hükümet baskısı’ olarak mı yorumlayacak?

BU MU MUHALEFET?

Kanaltürk’ün duruşuna gerçekten inananlar, kendilerini fena halde kandırılmış hissediyordur. Haklısınız... Kanaltürk, ‘hükümete yüzde 100 karşı’ yayın politikası güden tek kanaldı. Cüneyt Arcayürek, Hulki Cevizoğlu ve Emin Çölaşan gibi sıkı muhaliflere yer verebiliyordu.

Ama başka bir ses ya da renge asla tahammülü yoktu!

Kanaltürk muhalif falan değildi. Düpedüz kışkırtıyordu. Hababam milliyetçilik ateşleri yakıp ‘en hakiki Türk biziz’ naraları atmak, muhalefet değil ki!

Kanaltürk, aklı fena halde karışık insanların, ‘acaba bugün hangi paranoyayı fişteklesek, nasıl bir lümpenlik yapsak’ diye yayın yaptığı, nev-i şahsına münhasır bir kanaldı. İşte Kanaltürk yayıncılığından birkaç örnek:


Hrant Dink’in öldürüldüğü gün, ‘bu suikastta yabancıların parmağı olduğuna inanıyor musunuz’ minvalinde bir anket yapıldı... Adam öldürülmüş yahu, ne oluyoruz?


8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü, Grup Yorum’un ‘enternasyonalist’ marşı eşliğinde, elinde Türk bayrağı sallayan kadın görüntüleriyle süsleyip ‘mitinge’ çağırdılar... Alaka neyse?


En ulusalcı seslerden Mine Kırıkkanat’ın programı ‘Kiosk’, AB’nin açtığı TV projesi yarışmasını kazanmıştı. Yani AB’den destek aldı. Garip olan şu: Program, AB taraftarlarını yerden yere vuruyordu!

Bu yüzden ‘Kanaltürk muhalifti’ diye lütfen kendimizi kandırmayalım. Muhalif yayıncılık, ne iktidarın, ne muhalefetin zurnasını çalar!

Hiç merak etmeyin... Özkan, kendine ‘format atıp’ başka bir kılıkta yakın gelecekte yine karşımıza çıkar.

Mesele Tuncay Özkan ı sevmek yada sevmemek gibi düz bir çizgide toplanıyor.
Aslında mesele çok daha ciddi. Aykırı ses veren tek kanalın elden gitmesidir beni asıl rahatsız eden. Artık farklı fikirlere tahammül ve yaşama hakkı yok ülkemde. Bu arada Tuncay Özkan kanalı satmış. Satarken çok ayıp etmiş bu konu buradan başladı. Beni Tuncay Özakan ın kişiliği doğruları ve yanlışları ilgilendirmiyor. Şimdi parti kurma hazırlığında deniliyor. Onuda kabul ederim. Arkasından giderim gitmem, oy veririm oy vermem onlar çok ayrı. Ama farklı sesler alternatifler olmalı olmak zorunda. Benim eleştirim bir kanalı satmayı davayı satmak ile özdeşleştirmeye. Bunlar çok başka şeyler. Bazen gönlünüz birşeyi çok ister ama keseniz elvermez. Tuncay Özkan a bakışım budur. Bu güne kadar her ne yaptı ise sağolsun ve yolu açık olsun.
Saygılarımla.

Alıntı:

---

mkocagul rumuzlu üyeden alıntı

Mesele Tuncay Özkan ı sevmek yada sevmemek gibi düz bir çizgide toplanıyor.
Aslında mesele çok daha ciddi. Aykırı ses veren tek kanalın elden gitmesidir beni asıl rahatsız eden. Artık farklı fikirlere tahammül ve yaşama hakkı yok ülkemde.

---

Evet size katılıyorum. Konunun asıl atrtışılması gereken ve benim de canımı sıkan durum budur. Aykırı ses verenlerin susturulması, iktidarın borusunu öttürmüyorsanız yaşam hakkınız yoktur mesajı verilmesi, kadrolaşmalarda belli bir bakış açısının sürekli olarak kayırılıyor olması ve buna sesini çıkaranlara ya aba altından sopa gösterilmesi ve caydırılmaya çalışılması..bütün bunlar can sıkıyor..

Ordaki hareket bu gidişata dur denmesi gerektiğini savunanların hareketidir. Kusura bakmayın da Tuncay Özkan ın kaşına gözüne değil yani:)

Sayın okuyucular;
Affınıza sığınarak bir tavsiyede bulunacağım:
Gazeteleri, köşe yazılarını, Siyasi tarihe ilişkin çeşitli kitap ve makaleleri üç boyutlu okuyunuz... Gerçekleri görmenin tek yolu yazının altında ne maksat ve ne niyet olduğunu görmektir... Satılacağı gün gibi ortadaydı. Eğer yıllarca bu tür çalışmalarım doğrultusunda elde ettiğim bilgi ve gerçekleri gün yüzüne çıkarır isem nahoş tartışmalar ile karşı karşıya kalırım. Ama buyrun üç boyutlu gözlüğümü, takın ve izleyin... Gerçek gerçektir ve gün gibi ortadadır, görmek isteyene ve görebilene...
Güven duygusunun olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyorsak güveni sağlamak istiyorsak, tüm yalanların, sahtekarlıkların oyun içinde oyunların üzerine gitmek gerekir...
Saygılarımla

Tuncay Özkan, Yeni kanalının adını açıkladı

KANALTÜRK'ü satmasıyla gündeme gelen Tuncay Özkan, Biz Kaç Kişiyiz Platformu'nun davetlisi olarak Manisa'nın Salihli İlçesi'ne geldi. Yeni kuracağı televizyonun adının Bizim TV olacağını söyleyen ve 2 ay sonra da yeni parti kuracağını söyleyen Özkan, "Ben artık iktidara gelmek istiyorum" dedi.

Bir restoranda taraftarlarıyla toplantı yapan Tuncay Özkan, burada yaptığı konuşmada, "Kanaltürk'ü tek başıma ben kurdum, küfrettiler. Yayına başladık, yine küfrettiler. Cumhuriyet mitinglerini düzenledik, yine küfrettiler. Kanalı satarken de küfrettiler" dedi.

Kendisinin dün ne ise bugün de yine aynı olduğunu söyen Tuncay Özkan, "Bana küfredenlere `hoşt' diyorum. Eğer benim ölüm bile Mustafa Kemal'in sancağını taşımazsa gelin mezarıma tükürün" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayip Erdoğan'in Kanaltürk'e reklam verdilmesini engellidiğini, bunun sonucu olarak da kanalın mali yapısının bozulduğunu söyleyen Özkan, "Seçimden yaklaşık 6 ay önce kanalı 125 milyon dolara satın almak istediler. Ancak ben karşı çıktım" dedi.

Tuncay Özkan, tüm işadamlarıyla görüştünüğünü ancak Kanaltürk'ü alan çıkmadığını söylerken, "Sekiz aydır çalışanların maaşlarını ödeyemiyorduk. Neymiş kanalı Fettullahçılar'a satmışlar. Eğer kanalı satmasaydık Maliye Bakanlığı dün itibariyle tüm mallarımıza el koyacaktı. RTÜK ise kanal frekansımızı kapatacaktı. Şimdi yeni bir kanal kuruyoruz. 2 hafta içinde yayına başlayacak olan kanalımızı adı `BizimTV'. Bir de parti kuruyorum. Yeter artık ben iktidara gelmek istiyorum. Türkiye'yi bu yobazlardan kurtarmak istiyorum" dedi.

Tuncay Özkan daha sonra Biz Kaç Kişliyiz Platformu üyeleriyle öğle yemeği yedi.

http://w9.gazetevatan.com/haberdetay...8&Categoryid=1

Vefa, benim için kin ve minnete sadakattir. İşte o yüzdendir ki bu yazı bir namus yazısıdır, vefa yazısı değil.

Ne Tuncay Özkan, ne de Kanaltürk’e minnetim var.

Üslendikleri misyona saygı duyduğum ve aralarında bulunmak, değişik bir bakış açısı sunmak, magazininden kültürüne, programlarını beğendiğim bir kanalın ufkunda kendi fikirlerime yer açmak için oradayım.

Şöyle söyleyeyim: Yirmi iki yılı geride bıraktığım gazetecilik mesleğinde, kimsenin kimsenin önüne geçmek için dolap çevirmediği, kişisel hırsların değil, doğru ya da yanlış, ilkelerin savunulduğu tek iş yeri gördüm, o da Kanaltürk’tür.

Sevgili hocamız Prof. Dr. Süheyl Batum, Ceza Hukuku’nda uluslararası genç değerimiz Aslıhan Öztezel ile birlikte hazırlayıp AB’nin mali desteğini aldığımız, dolayısıyla başta ekonomik, her anlamda bağımsız Kiosk programını, bu özellikleri yüzünden Kanaltürk’te yapıyoruz.

Tuncay Özkan’a, “AB programı yapacağız!” dediğimde, AB karşıtı Kanaltürk izleyicilerinden nasıl tepki alacağını o da biliyordu ben de.

Tuncay Özkan, sadece konuk olarak katıldığım “Gerçekler” programında, “Bu karıyı niye aranıza alıyorsunuz?” diyenlere karşı nasıl sağlam durduysa, “AB yanlısı program nasıl yayınlarsınız?” diye soranlara karşı öyle sağlam durdu.

Ben de, “O adamın yanında ne işin var?” diyenlere karşı aynı sağlamlığı gösterdim. “Kanaltürk’ü bitirecekler, kenara çekil!” diye uyardıklarında da kaçmadım. Kaçmam.

Anlamıştım. Bitireceklerdi. Tuncay Özkan millete güveniyordu.

“Yanlış millete güveniyorsun!” dedim. Dinlemedi.

Bitirdiler.


***

Kanaltürk’ün Koza İpek Grubu’na satışını, kesinlikle onaylıyorum!

Tuncay Özkan ve kanala küfreden halkımıza soruyorum: “Gömleğimi satarım, maaşımın yarısını veririm, yeter ki Kanaltürk yaşasın!” diyenlerden kaçı gömleğini sattı, kaçı maaşının yarısını gönderdi Kanaltürk’ün 8 aydır ücretsiz çalışan elemanlarına?

Tuncay Özkan’ı linç eden köşebentlerimize soracak sorum yok, çünkü hepsinin ne mal olup kaça satıldıklarını çok iyi bilenlerdenim.

Aralarından biri beni hayal kırıklığına uğrattı, o da sergiler “gibi” göründüğü duruşa hiç yakışmayan dünkü yazısıyla Yiğit Bulut.

Pek güvendiği okurlarına, “Kanaltürk programlarına niye katılmadığımı şimdi anladınız mı?” demeye getirmiş. Eğer Kanaltürk’ün Ankara konferansına katılımını, benim boyun eğmediğim, “Aman onlarla görünmeyin!” uyarısına uyup iptal ettiğine bizzat tanık olmasaydım, belki yutardım.

Ama “Tam karşı gruba satacağına, keşke kapatsaydı! O zaman, peşine düşen herkes gelir, orada gerekli mücadeleyi yapardı...” nasihatine değgin bir ders vermek isterim: Sayın Bulut, herkesin hiç kimse demek olduğu zamanları siz hiç yaşamadınız anlaşılan. Ya herkes adına angaje olmayın, ya da kendiniz için konuşun. Parmağınızdaki pırlantalı yüzüğü mü verirdiniz Kanaltürk’e destek olarak, yoksa vermez miydiniz?

Vermemek elbette hakkınız, ama vermemek, sizin de “herkes yapardı” demek hakkınızı elinizden alır.


***

Tuncay Özkan, Kanaltürk’ü satmasaydı, evet, Maliye Bakanlığı el koyacaktı. Maliye Bakanlığı el koyup ne yapacaktı? Belki aynı gruba, ama mutlaka AKP yandaşı birilerine satmayacak mıydı?

Tuncay Özkan, bütün kapıları çaldı. Alımkâr bir tek “vatan evladı AKP muhalifi” çıkmadı.

Kanaltürk’ün Koza İpek Grubu’na satılması, işin zaten varacağı mecrada, Unakıtan maliyesini aradan çıkarmaktan ibarettir.

Kanaltürk’ü yaşatmak için elini taşın altına koyan, didinen gerçek insanların tesellisi yok, olamaz. Ancak...

2005’te beni, bugün Tuncay Özkan’ı linç etmek için yarışan aynı sırtlan tayfasına iki seçenekli bir uyarım var: Sizin güdük çapınızla edindiğiniz büyük şans, bizlerin satılık olmamasıdır. Satılmaya karar verirsek, sizlerden daha çok para ederiz bir...

İkincisi, satılmadan yaşar ve sizin ardınıza kalırsak, onur nedir, onursuz kimdir, tarihçesini biz yazarız.

Her iki olasılıkta da kin vefama güvenebilirsiniz!
16/Mayıs/2008 Mine .G . Kırıkkanat

M.E.S: Bu güne kadar yapılanlar ortadayken MUSTAFA KEMAL'İN ögretilerini bizlere anlatan bu uğurda çaba sarfedenlere saygı duymadan
Din sömürüsüne dayalı siyasetin av sahası olarak gördüğü kanalı ATATÜRK'ü hedef alan söylemlerle nankörlüklerle rejime karsı söylemler içinde olanlara karsı uyanık olmak zorundayız.

http://haber.gazetevatan.com/newimgs/hr_b1.jpg

Tuncay Özkan'ın Radikal yazarı İsmet Berkan'a ettiği küfürler seviyesinin bir göstergesi olsa gerek. Parti kurmasını memnuniyetle karşılarım. Kaç kişinin ya da halkın yüzde kaçının oyunu alacağını merak ediyorum. Kanaltürk'ün satılmasını "farklı seslere tahammülsüzlük" olarak yorumlayanların başka farklı seslere de aynı toleransı göstermesi dileği ile....

http://www.radikal.com.tr/Default.as...ticleID=877869

http://www.radikal.com.tr/Default.as...ticleID=877726

http://www.radikal.com.tr/Default.as...ticleID=877537

http://www.radikal.com.tr/Default.as...ticleID=877573

http://www.radikal.com.tr/Default.as...ticleID=877382

http://www.radikal.com.tr/Default.as...ticleID=877397

http://www.radikal.com.tr/Default.as...ate=17.05.2008

http://www.radikal.com.tr/Default.as...ate=17.05.2008

Alıntı:

---

Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı

Kanaltürk beni hiç tatmin etmemişti, çünkü başında Tuncay Özkan denilen şovmen vardı. İktidarın yanlışlarına karşı muhalefet etmek elbette alkışlanacak bir davranıştır. Ama Tuncay Özkan'ın tavırları şovmenlikten ve milleti gaza getirmekten başka bir şeye benzemiyordu. Bu nedenle arkasından gidenleri anlamakta zorluk çekiyordum.

Bu adamın Kanaltürk'ü satması, arkasından gidenleri de satması anlamına gelmiyor mu? Bu çok ağır bir yargı mı bilmiyorum ama, kendisine güvenenleri hayal kırıklığına uğratmanın başka anlamı var mı? Bu adam gazeteci iken yazdığı bazı kitapları okumuştum ve yararlanmıştım. Ama televizyon işine girip de hiç de samimi görünmeyen yapay, kışkırtıcı, şova yönelik, içerik ve derinlikten yoksun konuşmaları hep bana itici gelmişti. Beni yanıltmadı..

---

Linkler vererek Tuncay Özkan ı eleştirmişsiniz ama siz ve sizin gibi bu satırları yazabilenlere siz nasıl tepki gösterirdiniz? Dün itibarı ile kanala el konulacağı anlatılıyor biliniyor. Kanala el konulması şerefli ama adam gibi borcunu ödeyerek kendi işini kendisi görmesi şerefsizlik oluyor öylemi? Tuncay Özkan ın arkasından gidenleri anlamadığınızı yazmışsınız. Anlamadığınız kesin çünkü arkasından gidilen Tuncay Özkan değildi. Bu ana fikri bile çarpıtıyor yada anlamıyorsanız ben size ne yazabilirim ki?
Belkide sizi asıl rahatsız eden, Tuncay Özkan denen adamın tamamen silinmemesidir. Kanala el konulup bir takım yasal yaptırımlara maruz kalsa idi bir daha zor ortaya çıkardı. Şİmdi hala sizin yada benzeri fikirler için ciddi bir huzursuzluk kaynağı olmaya devam edecek. Sizi asıl rahatsız eden durum bu olmasın Sayın Bİlgili?

Alıntı:

---

Leyla Gencer, kendi ülkesinde yaşamayı ve kültürle hemhal olmayı kendine yediremeyen bir yabancıydı.

Yabancı olarak 1980'lerden sonra İtalya'da yaşamaya başladı.

Türkiyeli kaldı. Kilise müziği orijinli bir mesleğin getirisini ilam etme yeri olarak İtalya'yı seçti.

Kültürel Hristiyan bağlılığını fâş etti.

Felsefi hayat görüşüyle kendi cenazesini yakma yolunu seçti.

Kendi'ni Jesus'a yendiden veren bu kimlik küllerini Ortaköy'e saçtırıyor. Madem öyle külleriniz de İtalya'da kalsın, niye kirletiyorsunuz suyumuzu?

Ama laikçi medyamız onu sanki bir Yunus Emre'ymiş gibi bize mal etmeye kalkıştı.

O modern Türkiye'nin bir ürünüydü.

Ama asla bizim tercihimiz değildi.

Ölmüş, biz de haberdar olduk.

Ama onun adeta çok dinli birisiymiş gibi, kalbinin yarısı Hristiyan, yarısı Müslümanmış gibi sunulmasını yemedik!

---

http://www.bugun.com.tr/yazar.asp?yaziID=25371

Farklı seslere tahammül veya tahammülsüzlük mü dediniz sayın Bilgili? Aslında keşke ülkemiz Mao' nun Çin' i gibi herkesin tek tip elbise giydiği bir ülke olsa ne kadar güzel olacak değil mi? Aysun Kayacı' ya dahi tahammül edemeyip en üst düzeyde polemiğe dalan, İstanbul' da bir çıkmaz sokağa "CUMHURİYET ÇIKMAZI" ADI VEREBİLEN, 1 Mayıs olaylarıyla adeta dalga geçen, Yargı'yı baskı altına almak için enva-i çeşit numaralara başvurulan, giderek bir polis devleti olmak yolunda hızla ilerleyen bir ortamda acaba kimler farklı seslere TAHAMMÜL EDEMİYOR sayın Bilgili?

Artık sizde vicdan ölçüsünün kalmadığını, nalına hiç vurmadan her zaman mıhına vurduğunuzu görmek içimi acıtıyor inanın.

Artık hiç kimseye güvenim kalmadı, neye , kime inanancağımı da bilemiyorum, bildiğim bir şey varsa o da insanların paraya taptıkları ve gözlerini kırpmadan diğer insanları kullandıklarıdır.

Zaman herşeyi daha net gösterecektir, inansak, güvensek ne olur, inanmasak ne olur. Hiç... Beynim durmuş zaten...

İnandığınız şeyler için fedakarlık yapmazsanız , gerçekleşen her olaya ancak seyirci kalır ve sadece şikayetçi olursunuz. Tuncay Özkan ya da onun söylediği hiçbir şeyi sevmek zorunda olmamak gibi bir hürriyetimi kullanıyorum.
Ne kendisini ne de savunduğu şeyleri sevmiyorum..
Fakat, bugün "Tuncay Özkan niye sattı" diye eleştirenlerin hangi biri Kanaltürk'ün bu zamana kadar nasıl ayakta durabildiğini sorgulamadı?. Bu iş öyle uzaktan bakıldığı gibi değildir?. Hele hele Tv gibi zor bir iş o kadar kolay yürütülmez. Şu anda ayakta duran kanalların kimi başka tröst sektörlerdeki gücünün devamı için medya sahibidir, kimi siyasal ideolojilerinin taraftarlarından destek alır. Bugün en büyük medya grubunun, esasen bir büyük sermaye grubuna çanakçılık yaptığı düşünülürse ne demek istediğim de anlaşılır. Yani TV işletmeciliğinin karlılığı söz konusu bile değildir.

"Biz kaç kişiyiz " de bedava kayıt olunan bir yapıya kayıt olmak için bile bir kaç saniye harcamaya fedakarlık yapamayanlar, Tuncay Özkan'a niye saatın diyemez.
Birbuçuk milyon katılımcının 15 er YTL lik katkı bile yapamayıp, lazım olan 25.000.000 YTL yi toplamaktan acizlikleri ortada iken ulusalcılara geçmiş olsun.

Sayın aakoc
Parmaklarınıza sağlık. Konuyu gerçekten iyi özetlemişsiniz.
Saygılarımla.

Sayın Abbas Bilgili
Konu Tuncay Özkan ın maddi olarak artık yayıncılığı yürütememesi nedeni ile kanalı satmasınından açılınca bakın insanoğlunun aklına neler geliyor. Mesela Tuncay Özkan hemde haklı nedenlerle kanalı satınca kendine güvenen ve inananları da satmış oluyor. (Size göre tabi) Peki aynı mantık ile gidelim. Araştırdığım kadarı ile sizin ilginizi hiç çekmeyen Vakit Gazatesi yazarı Hüseyin Üzmez olayı için yorumunuzu merak ettim. Kendisine güvenen ve inananlar açısından durumu ve görüşünüzü geçekten merak ettim. Bu olaya bana göre satma çok hafif gelir ama siz nasıl nitelersiniz onu bekliyorum.
Saygılarımla.

Gerçek ULUSALCILAR kendi kanallarına her türlü yokluğa ve yoksulluğa rağmen sahip çıkıyorlar. Sıfır sermaye ile kurulan doğru düzgün reklam almadan sadece gönüllülerin çabaları ve sağlanan bağışlarla ayakta duran hatta hergün biraz daha iyiye giderek daha çok kişiye hitap eden ULUSAL KANAL kendi mevzisini tutmuş, görevini yapmaktadır.

Gerek burada, gerek yazılı ve görsel basında yer alan yazıları okuduktan, haberleri ve programları izledikten sonra gördüğüm iki yüzlülüğe, hep bana demokrasiciliğe daha fazla tahammül edemeyeceğim, kusura bakmayın...

Tuncay Özkan'ı ister sevin ister sevmeyin, eleştirin ya da destekleyin ama yaptığına saygı duymanız gerekir... Son seçimden sonra benim de dahil olduğum bir kesimin Cumhuriyetimize ve laikliğe ilişkin kaygılarının arttığını hepimiz biliyoruz. Sitemizde, Erdoğan'ın seçimden hemen sonra yaptığı konuşmayı, kaygılı kesime de saygı duyduğu ve onları da kucaklayıp kaygılarında yersiz olduklarını icraatleri ile göstereceğine dair açıklamalarını hep birlikte tartışmış idik... Peki gelinen nokta ne?.. Tabii ki Erdoğan ve partisi bu kaygıları yok etmek yerine daha da artırdı. Başta AKP'ye destek veren liberal demokratlar dahi zamanla bu kaygıları dillendirir oldular... AB üyeliğini dilinden düşürmeyen AKP'nin zamanla AB'yi rafa kaldırması, adını dahi anmaması bile tek başına liberal demokratlarımızın AKP hakkındaki düşüncelerini değiştirmeye yetti... Demokrasiye -sözde- sahip çıkan AKP'nin hiç de demokratik olmayan söylem ve eylemlerine hep birlikte şahit olduk...

Peki bunun farkına varılınca ne oldu? Kim çıkıp elini taşın altına koydu ve başarılı olsun ya da olmasın bir şeyler yapmak için çabaladı? AB üyeliği için yanıp tutuşan ve sırf AB politikası nedeniyle AKP'ye destek verdiğini ifade eden liberal demokratlardan hangisi çıkıp da AB üyeliği süreci konusunda iktidara baskı yaptı ya da harekete geçti?.. Tabii ki hiç kimse... Bırakın başkalarının kaygılarına sahip çıkıp çözüm üretmeyi, kendi kaygılarına dahi sahip çıkmadılar... Ne mi yaptılar, sadece ama sadece konuştular, oturdukları yerden, kıllarını bile kıpırdatmadan...

Herkes aman benim istikrarım bozulmasın da ne olursa olsun diye koltuğundaki, köşesindeki yerini daha da sağlamlaştırmaya çalışırken, Tuncay Özkan günahıyla sevabıyla, hatasıyla başarısıyla bir şeyler yapmak için uğraştı... Tuncay Özkan'dan daha nitelikli, daha tecrübeli, daha başarılı bir "babayiğit" çıktı da, peşinden giden mi olmadı?.. Kusura bakmayın ama mücadele vermeyen, verilen mücadeleye katkısı olmayan kimsenin ne Tuncay Özkan'ı ne de arkasında yer alan platformu eleştirmeye hakkı olamaz...

Tuncay Özkan doğru lider midir, dahası lider midir değil midir, başarılı olacak mıdır olmayacak mıdır bunu zaman gösterecek. Gerçekten arkasındaki insanlara ihanet etmiş midir, edecek midir bunu da zaman gösterecek ama şu bir gerçek ki, Tuncay Özkan, içinde yer almasa dahi yoluna devam edecek bir hareket başlatmıştır. Tuncay Özkan doğru insan değilse eğer oluşum doğru liderini demokratik bir süreç içinde zaten yaratacak, bulacaktır... Ama yeter ki oluşumun bu süreci yaşamasına izin verilsin... Bırakın da davalarına, inandıkları değerlere sahip çıkan bu insanlar kendi yollarını kendileri çizsinler...

Ne o yoksa gerçekleri göremeyecek kadar saf olduğunu mu düşünüyorsunuz bu insanların? Yoksa kandırılıyorlar mı?.. Hmmm, peki ya seçimden sonra AKP'ye oy verenler hakkında yapılan eleştirilere tahammülsüzlüğünüz, verdiğiniz tepkiler?.. AKP kömürle oy satın aldı denildiğinde ayağa fırlamanız... AKP'ye oy verenlere güveniniz ne kadar tamsa, kandırılmadıklarına ne kadar eminseniz, bu insanların da saf olmadıklarına, kandırılmadıklarına o kadar emin olmalısınız?.. Aksini düşünüyorsanız riyakar olduğunuzu, aksini düşünüyorsanız önce kendinizi kandırdığınızı da görmelisiniz...

Tuncay Özkan'ın üslubunun yanlışlığından söz ediliyor... Buna vurgu yapan arkadaşlar, lütfen ama lütfen Radikal'in, kanaltürk satışının hemen ardından kocaman puntolarla, anasayfada attığı manşeti de görmezden gelmeyin... Neydi bu başlık?.. "www.bizkaçlirayız.com" Ne demektir bu?.. Elini taşın altına koyup, ülkeleri için kendilerince de olsa bir şeyler yapmaya çalışan bir milyon küsür kişinin satılık olduğu...

Siz bu manşete sessiz kalın ama Tuncay Özkan bu manşetten dolayı kızgınlığını ve öfkesini paylaşsın, hemen tepkinizi gösterin... Evet belki biraz ağır oldu söyledikleri ama ya o manşet?.. Ya, iktidarın kanala, Tuncay Özkan'a ve bizkaçkişiyiz platformuna karşı uyguladığı baskı? Bizkaçkişiyiz adı altında gönüllü olarak bir şey yapmaya çalışan iyi niyetli insanlarla geçilen dalgalar?.. Peki ya bu ülkenin başbakanının, bakanlarının ve bazı milletvekilleri ile bürokratlarının üslubu?.. Bunlara neden sessiz kalıyorsunuz?.. Hani gerçek demokrasi?.. Demokrasi ise eğer gerçekten arzulanan, nedir bu muhalif ses ve gruplara karşı tahammülsüzlük?.. Nedir bu yandaşlık?..

Doğru bulursunuz ya da bulmazsınız, desteklersiniz ya da desteklemezsiniz ama milyonların katıldığı Cumhuriyet mitinglerini görmezden gelen ya da önemsiz bir habermiş gibi geçiştiren aynı medya meğer pusuya yatmış da Tuncay Özkan'ın falsosunu, hatasını beklemeye koyulmuş... Cumhuriyet mitinglerini de pusuda oldukarı için görememiş olsalar gerek... Kanaltürk'e yapılan mali baskı ve reklam yasaklarını görmezden gelen medya ve yazarlar nasıl olduysa adını dahi anmaktan çekindikleri Kanaltürk ve Tuncay Özkan'ı manşetlerinden, köşelerinden düşürmez oldular... Kanaltürk'ün taraflı yayın yaptığından, Tuncay Özkan'ın şovmenliğinden dem vuranlar, bu mudur doğru gazetecilik ya da televizyonculuk?.. Bu mudur tarafsız yayın anlayışı?..

Hadi ama ben çok sıkıldım, artık minderin dışına kaçmadan güreşin, tabii yüreğiniz -pardon bu ağır oldu galiba- , demokrasiniz yetiyorsa...

Cumhuriyet'in temel deyerleri Laiklik sosyal hukuk devleti umrunda olmayanlarla Cumhuriyet'in kurucusuna Atatürk'e saygıda bulunmayı SAP Gibi ayakta dikilmek diyenlerle birlikte olup Agız tadıyla yalakalık yapıp bazı cevrelerle iyi gecinmesini bilmediği içinmi suçluyoruz?

Dil nekadar fazla kıvrılıp bükülür, çıkarlar için ne kadar yamulabilir dün söylediği ile bugün söylediğiş bir birine ne kadar tersi olursa şerefle o kadar uzakta kalır.


http://img216.imageshack.us/img216/3...1261nv1.th.jpg

Kanalınız satıldı diye üzülmeyin.
Bir sürü kanalınız var.
Kanal D, Show, Star, Sky, Haberturk, ve gerçek ulusalcılar için Ulusal Kanal.
yetmiyor mu bu kadar.
Allah güzünüzü doyursun diyeceğim ama:)

Önemli olan para sanırım. para olunca gerisi teferruat galiba sevgili ulusalcılarımız için..

Sahi siz kaç kişiydiniz...

Alıntı:

---

*Okan* rumuzlu üyeden alıntı

Önemli olan para sanırım. para olunca gerisi teferruat galiba sevgili ulusalcılarımız için..

Sahi siz kaç kişiydiniz...

---

Çekil yolumuzdan kardeşim,geç şöyle kenara,istediğini söyle hatta bağırarak söyle de herkes duysun,istersen hoparlör de verelim eline ama yeter ki yolumuzun üzerinde durma.Sen ve senin gibilerle uğraşacak vaktimiz yok bizim,oyalama bizi,hadi yolun açık olsun...

Alıntı:

---

*Okan* rumuzlu üyeden alıntı

Önemli olan para sanırım. para olunca gerisi teferruat galiba sevgili ulusalcılarımız için..

Sahi siz kaç kişiydiniz...

---

Para söz konusu olunca kimlerin ağızlarının suyu akar bu memlekette çok iyi bilinir. Ama ben yine de hatırlatayım imanları, apış arası ile cebinde olanlar.Bilmem anlatabildik mi?

Alıntı:

---

*Okan* rumuzlu üyeden alıntı

Kanalınız satıldı diye üzülmeyin.
Bir sürü kanalınız var.
Kanal D, Show, Star, Sky, Haberturk, ve gerçek ulusalcılar için Ulusal Kanal.
yetmiyor mu bu kadar.
Allah güzünüzü doyursun diyeceğim ama:)

---

Alıntı:

---

Sevgili ulusalcılarımız sanırım zil takıp oynarlar artık..

---

Bu da sizin,Türkiye acımasızca krize gidiyor başlıklı konuya yaptığınız yorum.
Kişi kendinden bilir derler ya sizinki de o hesap,Kanaltürk'ün satıldığını duyunca zil takıp oynadığınız için herkesi kendiniz gibi zannediyorsunuz herhal...Allah sizin gözünüzü doyurmadan önce açsın diyeceğim ama...

Memlekette Tuncay Özkanın şaklabanlığından dem vurulması bir yana Cumhuriyet Mitinglerine giden insanlarla bile dalga geçildi , biliyor olmalısınız. Seçim sonrası AKP nin oy oranının yüksekliğinden sonra kalkıp da siz gidin alanlarda bayrak sallayın başka da bir şey yapamazsınız diyen onca insan ve tabii ki medya organı gördükten sonra bu son söylenenleri hiç de yadırgamıyorum.

Daha önce de belirttiğim gibi. ASIL KONU NE TUNCAY öZKANDIR NE DE BAŞKA BİR İSİM. Asıl konu, muhalif düşüncelerin aslında AKPye muhalif demek daha doğrudur susturulma çabalarıdır. Bunu büyük ölçüde de başardıklarını düşünüyorum. Kadrolaşmalara bakınız. İhalelere bakınız. Medyaya bakınız. Milli Eğitime bakınız. Hatta dış basına bakınız.

Bunu herkes görüyor da siz mi görmüyorsunuz?!

Biz kaç kişiyiz? Aslında milyonlarca.

Hadi açın artık gözünüzü.. !

Haciz' de diğer sözleri gibi masal mıydı?
19.05.2008, 15:28
Tuncay Özkan, kanalı satmasının nedeni olarak, borçları sebebiyle haciz edileceğini gerekçe göstermiş ve televizyonu hacizden kurtardığını iddia etmişti. Katıldığı son programda gözyaşları arasında elindeki belgeleri objektife gösteren Özkan, son çare olarak kanalı satmak zorunda kaldığını ileri sürüp, pek çok kişiyi suçlamıştı. Ancak, Ticaret kanunundan biraz anlayanlar, Özkan'ın söylediklerinin gerçeği yansıtmadığını hemen anladı. Çünkü; bir televizyon kanalının teknik cihazlarının haczedilmesi imkansız.

www.kadinhaberleri.com

Bunun iki önemli sebebi var; Televizyondaki ekipmanlar Kanundaki “Mütemim Cüz” tanımlamasına karşılık geldiğinden haczedilmez. Yani borçlunun üretim yapmasını engelleyecek cihazlar alınmaz, alınırsa üretim yapıp borcunu ödeyemez. Ticaret, icra, iflas kanunlarına biraz vakıf olanların bildiği en temel kavramlardan biridir bu.
CİHAZLAR LEASİNGLİ YANİ HACZEDİLEMEZ
Kanaltürk için haczedilme durumu durum sadece bu uygumla sebebiyle ortadan kalkmıyor. Haczin önündeki ikinci önemli engel ise leasing uygulaması. Çünkü söz konusu kuruluşun bütün teknik ekipmanı leasing yöntemiyle alınmış. 48 aylık süreyle 4 trilyon üzerinden Koç Leasingten yapılan işlem sebebiyle haciz işlemi imkânsız hale geliyor. Dolayısıyla; Özkan, herkesin gözünün içine baka baka arka planı olmayan haciz bahanesi kullanarak birlikte hareket ettiği kitlenin tepkisini önlemeye çalıştı.
Peki, ama küçük bir araştırmayla ortaya çıkan bu gerçekten sonra Özkan'a bel bağlayanların tepkisi ne olacak?
Özkan'a 1 milyon'dan çok fazlası kalıyor…
Tuncay Özkan, 3 milyon Euro teknik yatırımla cebinden tek kuruş harcamadan kurduğu ve CHP'den 5 milyon dolar destekle büyüttüğü kanalı 25 artı 5 milyon dolara Akın İpek'e sattı; “cebimde sadece 1 milyon dolar kaldı” dedi. Ancak bu da gerçeği yansıtmıyor. Çünkü; Kanaltürk'ün borç toplamı 17 milyon dolar civarı yani eğer kanalın ulusal lisansı danıştayda iptal edilmezse Özkan'ın cebine 13 milyon dolar iptal edilirse 8 milyon dolarak kalacak. Yani Özkan'ın kendisinin de söylediği gibi artık çok parası var.
Özkan'ın yeni bahaneleri yolda…
Matruşka bebekleri gibi bahane üstüne bahane üreten Özkan'ın şatışa yönelik tepkileri izole etmek için “Fethullahcıların parasıyla davama hizmet edeceğim” bahanesini dillendirmeye hazırlandığı da onu yakından tanıyanların aralarında konuştuğu bir kulis bilgisi. Yani Özkan'da satış gibi bahane de çok.
Ve küçük bir espiri notu: Özkan'ın bahanesi çok tabiî yersen…
Kamuoyunda bu iddialar konuşulurken ,Tuncay Özkan, İzmir'de 'Biz Kaç Kişiyiz'in İzmir Şubesi'nin açılış kokteyline katıldı. Programa yaklaşık iki saat geç gelen Özkan burada 250 kişi tarafından, "Başbakan Özkan" sloganlarıyla karşılandı. Kanaltürk'ün satılmasının ardından yeni kanalın önümüzdeki hafta yayına başlayacağını açıklayan Özkan, "Bugün geldiğimiz noktada çok üzgünüm. Ne yazıkki burayı hiçte istemediğimiz insanlara vermek zorunda kaldım. Önümüzdeki haftadan itibaren Bizim Kanal, Bizim Tv yayına başlıyor. Hayırlı olsun." dedi.
İzmir'de, 'Biz Kaç Kişiyiz' derneğinin kuruluşunu tamamladıklarını aktaran Özkan, "Ben Kanaltürk'ü kurarken de, yayındayken de, satarken de küfrettiler. O gün de onları dinlememiştim, bugün de dinlemiyeceğim. Çünkü onları dinleseydim bugün burada olmazdım. Onları dinleseydim Kanaltürk olmazdı, Cumhuriyet mitingleri olmazdı. Biz Kaç Kişiyiz, Türkiye'nin hemen hemen her ilinde örgütlenmesini tamamladı. 81 il, 300 ilçede elele gönül gönüle çalışmaya başlayacağız." diye konuştu.
AK Parti'ye oy veren 16 milyon seçmene tek tek giderek kendilerini anlatmaları gerektiğini ifade eden Özkan, "Onların karanlığı beslemesine izin vermeyeceğiz. Anadolu'daki her evin penceresinden Mustafa Kemal'in aydınlığı taşana kadar mücadeleye devam edeceğiz." dedi.
Türkiye'de 12 milyon işsiz insan bulunduğunu iddia eden Özkan, 40 milyon insanın da çok zor hayat koşulları altında yaşadığını ileri sürdü. Kendisinin bu uğurda asla geri adım atmayacağını aktaran Özkan, "Benim ölüm Mustafa Kemal'in sancağını elinden bırakırsa benim mezarıma tükürün." diye konuştu.

Alıntı:

---

*Okan* rumuzlu üyeden alıntı

Haciz' de diğer sözleri gibi masal mıydı?
19.05.2008, 15:28
Tuncay Özkan, kanalı satmasının nedeni olarak, borçları sebebiyle haciz edileceğini gerekçe göstermiş ve televizyonu hacizden kurtardığını iddia etmişti. Katıldığı son programda gözyaşları arasında elindeki belgeleri objektife gösteren Özkan, son çare olarak kanalı satmak zorunda kaldığını ileri sürüp, pek çok kişiyi suçlamıştı. Ancak, Ticaret kanunundan biraz anlayanlar, Özkan'ın söylediklerinin gerçeği yansıtmadığını hemen anladı. Çünkü; bir televizyon kanalının teknik cihazlarının haczedilmesi imkansız.

www.kadinhaberleri.com

Bunun iki önemli sebebi var; Televizyondaki ekipmanlar Kanundaki “Mütemim Cüz” tanımlamasına karşılık geldiğinden haczedilmez. Yani borçlunun üretim yapmasını engelleyecek cihazlar alınmaz, alınırsa üretim yapıp borcunu ödeyemez. Ticaret, icra, iflas kanunlarına biraz vakıf olanların bildiği en temel kavramlardan biridir bu.
CİHAZLAR LEASİNGLİ YANİ HACZEDİLEMEZ
Kanaltürk için haczedilme durumu durum sadece bu uygumla sebebiyle ortadan kalkmıyor. Haczin önündeki ikinci önemli engel ise leasing uygulaması. Çünkü söz konusu kuruluşun bütün teknik ekipmanı leasing yöntemiyle alınmış. 48 aylık süreyle 4 trilyon üzerinden Koç Leasingten yapılan işlem sebebiyle haciz işlemi imkânsız hale geliyor. Dolayısıyla; Özkan, herkesin gözünün içine baka baka arka planı olmayan haciz bahanesi kullanarak birlikte hareket ettiği kitlenin tepkisini önlemeye çalıştı.
Peki, ama küçük bir araştırmayla ortaya çıkan bu gerçekten sonra Özkan'a bel bağlayanların tepkisi ne olacak?
Özkan'a 1 milyon'dan çok fazlası kalıyor…
Tuncay Özkan, 3 milyon Euro teknik yatırımla cebinden tek kuruş harcamadan kurduğu ve CHP'den 5 milyon dolar destekle büyüttüğü kanalı 25 artı 5 milyon dolara Akın İpek'e sattı; “cebimde sadece 1 milyon dolar kaldı” dedi. Ancak bu da gerçeği yansıtmıyor. Çünkü; Kanaltürk'ün borç toplamı 17 milyon dolar civarı yani eğer kanalın ulusal lisansı danıştayda iptal edilmezse Özkan'ın cebine 13 milyon dolar iptal edilirse 8 milyon dolarak kalacak. Yani Özkan'ın kendisinin de söylediği gibi artık çok parası var.
Özkan'ın yeni bahaneleri yolda…
Matruşka bebekleri gibi bahane üstüne bahane üreten Özkan'ın şatışa yönelik tepkileri izole etmek için “Fethullahcıların parasıyla davama hizmet edeceğim” bahanesini dillendirmeye hazırlandığı da onu yakından tanıyanların aralarında konuştuğu bir kulis bilgisi. Yani Özkan'da satış gibi bahane de çok.
Ve küçük bir espiri notu: Özkan'ın bahanesi çok tabiî yersen…
Kamuoyunda bu iddialar konuşulurken ,Tuncay Özkan, İzmir'de 'Biz Kaç Kişiyiz'in İzmir Şubesi'nin açılış kokteyline katıldı. Programa yaklaşık iki saat geç gelen Özkan burada 250 kişi tarafından, "Başbakan Özkan" sloganlarıyla karşılandı. Kanaltürk'ün satılmasının ardından yeni kanalın önümüzdeki hafta yayına başlayacağını açıklayan Özkan, "Bugün geldiğimiz noktada çok üzgünüm. Ne yazıkki burayı hiçte istemediğimiz insanlara vermek zorunda kaldım. Önümüzdeki haftadan itibaren Bizim Kanal, Bizim Tv yayına başlıyor. Hayırlı olsun." dedi.
İzmir'de, 'Biz Kaç Kişiyiz' derneğinin kuruluşunu tamamladıklarını aktaran Özkan, "Ben Kanaltürk'ü kurarken de, yayındayken de, satarken de küfrettiler. O gün de onları dinlememiştim, bugün de dinlemiyeceğim. Çünkü onları dinleseydim bugün burada olmazdım. Onları dinleseydim Kanaltürk olmazdı, Cumhuriyet mitingleri olmazdı. Biz Kaç Kişiyiz, Türkiye'nin hemen hemen her ilinde örgütlenmesini tamamladı. 81 il, 300 ilçede elele gönül gönüle çalışmaya başlayacağız." diye konuştu.
AK Parti'ye oy veren 16 milyon seçmene tek tek giderek kendilerini anlatmaları gerektiğini ifade eden Özkan, "Onların karanlığı beslemesine izin vermeyeceğiz. Anadolu'daki her evin penceresinden Mustafa Kemal'in aydınlığı taşana kadar mücadeleye devam edeceğiz." dedi.
Türkiye'de 12 milyon işsiz insan bulunduğunu iddia eden Özkan, 40 milyon insanın da çok zor hayat koşulları altında yaşadığını ileri sürdü. Kendisinin bu uğurda asla geri adım atmayacağını aktaran Özkan, "Benim ölüm Mustafa Kemal'in sancağını elinden bırakırsa benim mezarıma tükürün." diye konuştu.

---

İsimler gelip geçicidir,asıl olan iktidarın uygulamalarına karşı çıkma fikridir. bu dün Tuncay Özkan etrafında birleşerek olmuştur , yarın başka bir isim etrafında ya da bireysel devam eder.karalama kampanyaları olmasını zaten bekliyoruz:) bunlar yeni şeyler değil..

Kanaltürk adıyla bütünleşmiş Tuncay Özkan kimliğinde satılan başka şeydir.

6 yıllık iktidar ve yandaşlarının dokunulmazlık kimlikleriyle yasaları çiğneyenlerin, yasalarla yasaları yok eden, ülkeyi haraç mezat satanların, kamu vicdanınca mahkum, suçlu görülenlerin işbaşında oldukları dönemde, yolsuzluk, sahtekarlık, dolandırıcılıkla mücadelesinde yetenekleri kadar yer almış, yüreğini ortaya koymuş bir vatandaşdır o sadece.

Sen ne yaptın diye sorarlar adama. Lafla peynir gemisi yürümez.

7.Mayıs.2008 de yasalaşan YİD Yasasını okuyun. Ve bir sabah kalktığınızda, evinizde,tarlanızda uğraşırken, üretirken, aaa ben de satılmışım diyebileceğinizi unutmayın.

Alıntı:

---

hukuk ve adalet rumuzlu üyeden alıntı

7.Mayıs.2008 de yasalaşan YİD Yasasını okuyun. Ve bir sabah kalktığınızda, evinizde,tarlanızda uğraşırken, üretirken, aaa ben de satılmışım diyebileceğinizi unutmayın.

---

Lütfen çok rica ederim ona aaa ben de satılmışım değil, aaaa ben de özelleştirilmişim:o diyeceğiz.

Tabii ilk seçimlerde sandığa gömmeyi başaramazsak..!

Sayın Akedemik Sultan,

Siz zaten özel olduğunuzdan, her ülkenin de bir misyonu olduğuna göre, iktidar şimdi bu yasaları özelleştirme adıyla çıkarıyor ve size toplumsal ve bireysel doğrudan yansıyorsa, o zaman genelleştirilmiş oluyor. Terminolojide buna ne deniyor?.......!!!!

http://www.turksolu.org/187/kahramanoglu187.htm

http://www.turksolu.org/187/imren187.htm

Tuncay Özkan gibi bir şahıs ancak şovmen olabilir, siz de güzelce belirtmişsiniz. Bizkaçkişiyizdeki tepki gayet yerindedir.

Tuncay Özkan sattıysa kendi kanalını sattı, bu da çok normal, aynı şey siz karşı çıkanların başına gelse, malınızın icrada satılmasına mı yoksa satıp borçlarınızı öder, arta kalan para ile hedeflerinize ulaşmak için, yolunuza devam mı edersiniz?Tuncay Özkan akıllı birisi borcunu ödedi ve yeni kanalını açıyor. Kanal Biz 13 Temmuz da normal yayın hayatına başlıyor yeni kanalımız gümbür gümbür geliyor düşmanlarımıza inat. Bizim yolumuz belli Atamızın izindeyiz. Sonuna kadar Tuncay Özkanın yanındayız, hata yaparsa da önce biz karşı dururuz,ama yapmayacağına da eminiz. Hem bu kadar hesap, babalar gibi satarım deyipte satanlardan sorulmalı,Tuncay Özkan dan değil.Yolun açık olsun Tuncay Özkan .

Ben hala Tuncay Özkan'ın şu parasızlık meselesinde takılı kalmış durumdayım. :deli:

Hani parası yoktu ya bu ne peki? http://www.haber5.com/haber.php?haber_id=333905

Askerin bankası olan Oyak Bank millici geçiniyordu

Ama gitti kendisini Hollandalı bir bankaya sattı (ing bank)

Nerde kaldı bunun milliciği?

Tuncay'da kendi kanalını gitti muhafazakarlara sattı..
Nerde kaldı Tuncay'ın anti-yobazlığ... ı :o


Demek ki; parayı veren düdüğü çalarmış. Ekonomide ilke budur.Milli,çağdaş,ilerici vs.. bunlar ekonomide işlemiyor

Ama; TUncay akıllı adam. Kanal kurdu. Kalanını markalaştırdı. Ardından kurduğu kanalı iki katı parayla sattı. Adam kapitalistin önde gideni :o