Süre Hesabında Maddi Hata

Mesele hakkında "Nasıl bir başlık" kullanmalıyım diye düşünerek, olaya uygun olabilecek ancak bu başlığı kullanabildim. Hukuk dilinde karşılığı nedir?..Bunu bilemem ama, bir tartışma ve paylaşma konusu olması açısından görüşlerinize sunuyorum.
Düşününüz ki,
1-Bir İstanbul Asliye Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmü 11/6/2007 te tebellüğ ediliyor.
2-Ve Sanık, Ankaradaki bir başka Asliye Ceza mahkemesinden 15/6/2007 de temyiz başvurusunu yapıyor. Yani süresi içinde. Temyiz Dilekçesinde de varide kaydı vesair bilgiler mevcut.
3-Yargıtay C Savcılığı Tebliğname gönderiyor. Diyorki "Temyiz talebi 29/6/2007 tarihinde yapılmış olduğundan 7 günlük süre geçmiştir. Bu sebeple karar onanmalıdır"
4-Hemen mahkemeye koşuyorsunuz. Ankara dan yeniden bir yazı alıyorsunuz. Bu yazı da " Sanık ......, 15/6/2007 tarihinde temyiz dilekçesini vermiştir." Bu yazıyı bir üst yazı ile mahkemeye veriyoırsunuz. Kalemdekiler "düzelir" diyorlar..
5-Nisan ayında bir zarf geliyor. Mahkumlara özel.. Savcılıktan. Hüküm yargıtayca kesinleşmiş.
6-Hemen mahkemeye koşuyorsunuz. Kalemdekiler diyorki "bu temyiz yazısı bize ayın 29 unda elden verilmiş". Çünkü, kalem personeli Postadan geldiği an gerekli kaydı yapmamışlar ve ortalıkta duran dilekçeyi, sanki elden gelmiş gibi varide defterine kayıt etmişlerdir.
7-Kalem memurları ısrarla " bu yazı 29/6/2007 de bize elden geldi demekte ve postadan böyle bir yazı gelmedi demektedir". Daha önce bunun konu edildiği ve ankaradan teyid yazısı aldığımızı , dosyada bu yazının olduğunu görerek.
8-Ankaraya tekrar gidilir. Orada temyiz dilekçesinin 15/6/2007 de alındığı ve diğer postalarla birlikte listelenerek İstanbuldaki bu asliye ceza mahkemesine de gönderi yapıldığının listesi alınır.
Şimdi soru ise şudur..
Bundan sonra olay nasıl gelişecektir. Mahkum, mahkeme kalemininin maddi hatası ile hapis yatacakmıdır.

İyi ama temyiz dilekçesi hakimce havale edilir. Dilekçenin üzerindeki 15/6/2007 tarihin görülmeme nedeni nedir???

Olay yaşanmış mı yoksa varsayımıdan mı ibaret ??

Alıntı:

---

Av.Ülkü Akburak rumuzlu üyeden alıntı

İyi ama temyiz dilekçesi hakimce havale edilir. Dilekçenin üzerindeki 15/6/2007 tarihin görülmeme nedeni nedir???

Olay yaşanmış mı yoksa varsayımıdan mı ibaret ??

---

Olay Yaşanmıştır..
1-Karar makamı İstanbul da bir Asliye Ceza Mahkemesidir
2-Temyiz dilekçesi Ankaradan 2 suret olarak verilmiştir. 15/6/2007
3-Temyiz Dilekçesinin verilme makamı Ankara Asliye ceza 20/6/2007 de dilekçeyi İstanbula sevk etmiştir(Bunu dün ankara dan aldığımız yeni gnderi listesinden öğrendik)
4-İstanbl Asliye ceza, postadan çıkan bu dilekçeyi çıplak olarak dosyaya koyarak sanki dilekçe 29/6/2007 elden verilmiş gibi kayıt yapar.
5-Dosyadaki dilekçe de Ankara hakiminin havale imzası yoktur. Muhtemeldir ki, istanbula gelen 2 suret dilekçeden, havaleli olan suret kasıtlı olarak istanbul da yok edilmiştir. Ve ortada kalan diğer surette bir şekilde dosyaya yeni gibi iliştirilmiştir. (Bunlar çok ağır iddialar olabilir)
6-Bizim elimizde 15/6/2007 de tamyiz dilekçemizi ankaradan verdiğimize dair varide kayıtları ve kaşemiz mevcuttur. Ayrıca 15/6/2007 tarihinde temyiz yazısını ankaradan verdiğimize dair ikinci bir teyit yazısıda aldık. Ayrıca bu gönderinin ankaradan istanbula gönderildiğine dair posta listesinide aldık ve bu liste içinde bizim dilekçemizde mevcut.

Bu dilekçe istanbul asliye cezaya bizim tarafımızdan verilmediğine göre, dosyaya nereden girmiştir?..

Tabiiki Ankaradaki temyiz dilekçemizdir..
Yok bu dilekçe, dosyada kendiliğinden oluştu ise, ankarada verilen dilekçe nerededir.?

Yani neresinden bakarsanız bakın, iyiniyetsiz bir iş olduğu görülüyor..Ve kasıt var.

Çözüm ne dir?

Not: Asliye ceza mahkemelerinin açık kimliği yazılmamıştır.

Burada hata ya da kasıt istanbuldaki asliye ceza kalemi memurlarına aittir. Bu suçun müeyyidesi nedir?.

Sonuçta bu haksız cezanın bir şekilde kaldırılacağını varsaysak bile, bu memurlar hakkında "görevi kötüye kullanmaktan" nasıl dava açabilirim.

İnfaz savcısına olaylar teferruatlı olarak anlatıldığı halde, yeni düzeltmeye kadar infazın ertelenmeyeceğini söylemesi ne derece yerindedir.?

Saygıdeğer hukukçu arkadaşlar bu konuyu lütfen tartışınız..

-İstanbuldaki Asliye ceza mahkemesi hakmliğinin çözüm adına yapabileceği şey nedir?..
-İnfaz savcılığının yapabileceği şey nedir?
-Yargıtay'ın yapabileceği şey nedir?

Ankarada temyiz dilekçesini vberirken hakimimnn imza atması ve dilekçenin muhabere defterine kayedilmesi gerekmektedir.
Sizin beyanınıza göre, İstanbul'da buunan dilekçede, hakimin imzası bulunmamaktadır. O zaman, sizin adınıza bir dilekçe yazılmış oluyor. Bu durumda, imzanın da size ait olmaması gerekmekte.
Kaldı ki, Ankara Adliyesi UYAP a geçti. Dilekçe verdiğiniz anda UAYAP a kaydının yapılması gerekiyor.
Siz, Savcılıktan infazın ertelenmesini talep edin. Derhal karar düzeltme yoluna başvurun. Bu arada eğer yanlışlık varsa, Yargıtay tarafından düzeltilir.
Ancak, dilekçe süresinde olsa bile, bu durum, kararın bozulacağı anlamına gelmez. Dilekçenin süresinde olduğunu kabul eden yargıtay, Kararı esastan onayabilir.

Ragıp Bey.. Bu sonuca göre yaklaışımınız doğru. Fakat ben konuyu Adalet Bakanlığı teftiş kuruluna yazdığım dilekçenin bir örneğini burada yayınlayarak cevap vereyim..


T.C ADALET BAKANLIĞI
TEFTİŞ KURULU BAŞKANLIĞI

ANKARA



Şikayetin Özeti :...... Asliye Ceza Kalemi Memurları tarafından kasten ve planlı olarak yapılan işlemlerin tespiti ve sorumlularının cezalandırılmak üzere tespitinizin yapılması hususundaki talebimdir.


OLAY :1-...... Asliye Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyete ait karar 11/6/2007 tarihinde tebellüğ edilmiş ve temyiz talebi iki suret olarak tanzim edilerek Ankara .....Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde 15/6/2007 tarihinde süresi içinde yapılmıştır. Ankara .... Asliye Ceza Mahkemesinde ki hakim havalesi ve iki suret olarak tanzim edilmiş temyiz dilekçesi varide defterine gözlerimizin önünde işlenmiş ve ilgili memurlarca yine şahitliğimizde üzeri yazılı zarfa koyulmuştır.

2-........... Asliye Ceza Mahkemesi Kalem Memurluğu ise kendilerine Ankara ..... Asliye Ceza Mahkemesinden posta marifeti ile gelen iki suret temyiz dilekçesinin hakim havaleli ve varide meşruatlı suretini dosyaya kasten koymayıp, alttaki sureti sanki kendilerine elden verilen dilekçe gibi 29/6/2007 tarihinde kayıtlarına geçirmiştir. Burada amaçlanan 11/6/2007 de tebellüğ edilen hükme ait temyiz talebinin süresinin geçtiğine delil sağlamaktır.

3-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise ........Asliye Ceza Mahkemesinden gelen dosya münderecatına göre temyizin zamanında yapılmadığından bahisle bir tebliğname hazırlamış ve temyizin Reddi istemi ile dosyayı ....Daire Başkanlığına göndermiştir.

4-Tebliğnamenin tarafıma gelmesi ile Ankara ....Asliye Ceza Mahkemesine verilen varide tarih kayıt ve imzalı dilekçe sureti ile birlikte tekrar Ankara ....Asliye Cezadan alınan TEYİD yazısı birdilekçe ekinde mahkemeye 23/01/2008 tarihinde verilmiştir

5-Bu düzeltme talebi de kasten dosyada iki aya yakın süre bekletilmiş ve 3. ayda Yargıtay Savcılığına gönderilmiştir. Böylece , Yargıtay Savcısının tebliğname ile belirttiği görüşün düzeltilmesi talebimiz de bilerek ve kasten engellenmiştir.

6-Sonuç olarak Yargıtay ... Ceza Dairesi , ...........Asliye Ceza Mahkemesinin bilerek gizlediği belgelerle hakkımda verilen hükmü onaylamıştır.

7-Şu anda ise, Cumhuriyet İnfaz Savcılığınca haksız yere tahakkuk eden cezamın infazı için 10 günlük süre evrağı göndererek işlemleri başlatmıştır.



SONUÇ VE TALEP :Haksız yere verilmiş ve onanmış mahkumiyet kararına bilerek ve kasten sebep olan ............. Asliye Ceza Mahkemesi Memurlarının cezalandırılmasını arz ederim





..........
Adres
................
Ekleri
1-Mahkumiyet Kararı
2-Temyiz Talebi
3-Tebliğname
4-Tebliğnameye cevap
5-Ek teyid yazısı
6-Yargıtay Kararı
7-Posta Gönderi Belgesi
7-Karar Tashihi Dilekçesi
8-Savcılık Mütalaası

Dikkat edildiyse Ankarada verilen temyiz dilekçesi 2 suret. Ankara memurlarında ikisi üstüste kounp benim gözlerimin önünde yarım a4 büyüklüğündeki zarfa koyuldu. Ve üzeri benim göslerimin önünde yazıldı. Demek ki, hakim havaleli olan istanbulda dosyadan çekildi.Bunuın başka anlamı olamaz. Ankaradan yola çıkan aynı zarftaki iki suret temyiz dilekçesinden ankara hakimliği onaylı olanı nerede..?

Bu konuyu kiminle görüşsem bir şaşkınlık içinde. Şu anda avukat olan gelinim bu iş için ankarada.. üç gün önce istanbuldaki mahkemeden gönderdiğmiz tashihi karar dosyam bugün sabah yargıtay savcılığına intikal etmiş. Orası ne zaman yargıtay ... dairesine gönderecek, daire ne zaman bakacak?..Kararın iptali kesinlikle olacak ama ne zaman?. Bu konuda sizlere bilgi vermemde bir kesinti olursa biliniz ki infaz savcılığınca alınmışımdır ve hapishane koridorlarında volta atıyorumdur.

Tashihi Karar müracatımız sonrası Cumhuriyet savcılığı mütaalasındaki son satırda bakınız ne diyor..
"sanık.... un dava dosyasını ankara...asliye ceza mahkemesine başvurarak süresinde vermek suretiyle temyiz ettiği anlaşılmış olmakla...".
Pekala eldeki bu belgeler ile Yargıtay dan tashihi karar gelene kadar İnfaz Savcılığı infazı erteleyemez mi?.

Alıntı:

---

Av.Ragıp Atay rumuzlu üyeden alıntı

Ancak, dilekçe süresinde olsa bile, bu durum, kararın bozulacağı anlamına gelmez. Dilekçenin süresinde olduğunu kabul eden yargıtay, Kararı esastan onayabilir.

---

Ragıp bey, dosya 23/7/2007 tarihinde zaman açımından ortadan kalkıyor zaten. Aslında esas yönündende bir sıkıntımız yok. Mahkumiyetin sebebi savunma yapılamaması ve delil konmaması. Dolayısı ile temyizin süresinde yapılmış olması benim için yeterli

Ankara da Yargıtay nezdinde dosya kimin önüne gittiyse müşterek karar şu "evet siz haklısınız ama yapacak tek şey, dosyayı genel kurula götürmek" Yani davaya daha önce bakan Yargıtay...Dairesi nin de yapacağı bir şey yok.. Genel Kurula inmesi, kararın düzeltilmesi gibi sonuçlarda zaman ne kadardır sizce. Cevap geleceğini sanmıyorum. Çünkü ayıp hukukun kendisine aittir zaten. Hukukun utancıdır.

Merhaba, sanırım olayda bir yanlışlık var ve bu da sizin dilekçeli başvurularınızla düzeltilecektir. Zaten bir avukatla işlerinizi takip ettiriyosanız o size yardımcı olacaktır.

Av.Hasan Şişman

Hasan Bey,
Meselenin başından beri biz de sizler gibi bu yanlışlığın "bir dilekçe" ile düzeleceğini düşünmüştük. Fakat ortada bir yanlışlığın yada kastın olduğu mevcur olsa bile yargılama süreci tamamlanmış olduğundan bu işin çözüm yeri ancak Yargıtay Genel Kurulu..
Şu anda Yargıtay C.Başsavcılığına müracaat ettik. Yargıtay Savcılığı olayda bizi haklı görerek mütalaasını yazdı ve Yargıtay Genel Kuruluna sevk etti.

Bu arada, infazı ertelenmesi de söz konusu olamıyor..

Görüyoruz değil mi rezaleti. Hukuk devletini, Hukukun Üstünlüğünü..Uygulayanları..Uyuklayanları..

Bu arada adı geçen mahkemenin kalem memurlarını ve hatta bu iş(!) te sorumlarının tümünü şikayet ettim..

Bilgilendirmek anlamında olayın sefahatından gelişmeleri anlatmaya devam ediyorum.. Yargıtay Genel Kurul'unda dava görüldü..Ve Kabul edildi. Ve kendi dairesine gönderildi.

Sayın Hukukçu arkadaşlar.. Yani bu yanlışlığı ve belki de kastı mücadeleler sonucunda düzelttik.. Beni engin bilgilerinizle bilgilendirdiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.
Şimdi sizden ricam şu..Teftiş kuruluna gönderdiğim şikayet dilekçesini yasal hale getirmek ve bana bu eziyeti çektirenlere dava açmak istiyorum..Gerekirse tazminat davası gerekirse insan hakları mahkemesi.

Kalem memurlarına ve hatta bu işte kusuru bulunan herkese karşı nasıl dava açarım.?..

Bakanlık teftiş kuruluna yapılan şikayetten beklenen ilgi gerçekleşti. Erteleme talebi için yatırılan teminatın iadesine karar verildi.

İnsan insanın kurdudur sözünün daha fazla uygulandığı bir ulke varmıdır diye bazen düşünürüm. Çünkü benim başıma da çok değişik hadiseler ve kotuniyetli girişimler hep gelmiştir.

Kendini yakmamak için dünyayı yakan insanların olduğu bir düzende acı ama gelecek adına sizi oldukça tecrübe sahibi yapan bir olay yaşamışsınız.:) Ben şahsen özellikle memurlara karşı aşırı garez sahibi olan biri olarak ( çocukluğumdan beri hiç bir işi hiç bir memura - iyi günler diye başlayıp, teşekkür ederim diye bitirerek yaptıramamışımdır.)
Avukat olduktan sonra da temyiz dilekçelerimi hep havale aldıktan sonra fotokopi ile çoğaltıp sureti bile havale fotokopili olarak vermişimdir. Ve kayıt yapılana veya deftere kaydedilene kadar tepelerine dikilmişimdir. Kalem memurları benden bende onlardan haz etmem. Nacizane tavsiyem haddim olmayacak ama şudur " iyiniyetinizi kendi aleyhinize kullanmayın ". Memurlara hiç güvenmeyin. Kaç milyon memur var uğraşmakla bitmez.