Ne olacak Beşiktaş'ın hali?

07.02.2005
Bu maç tekrarlanır
Demirören, Kuddusi Müftüoğlu#8217;nun atanmasının art niyetli olduğunu belirtirken, MHK Başkan Yardımcısı Boşat#8217;ı istifaya çağırdı, #8216;Maçta kural hatası yapıldı. İtiraz edeceğiz#8217; dedi.


Trabzon unutulmasın Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören maçtan sonra adeta gürledi. Demirören şunları söyledi: #8216;18 haftaya baktığımızda, 14 haftanın en kötü hakemleri seçilenler bizim maçları yönetti. Trabzonspor maçında tartışmalı kararlar veren Kuddusi Müftüoğlu#8217;nun bu maçı da yönetmesi ilginç. MHK Başkan Yardımcısı Muhittin Boşat, anlamadığımız ama bildiğimiz nedenlerle bunları yapıyor. Kimse Beşiktaş ile oynamasın bunların altında kalır.
Engelleniyoruz Boşat#8217;ı istifaya davet ediyoruz. Ayrıca maçta kural hatası yapıldı. İtiraz edeceğiz.#8217; Şube sorumlusu Kıvanç Oktay da, #8216;Çok zor saha şartlarında oynadık. Hakem yediğimiz golde iki kez düdüğü çaldı. Bunu nasıl izah edecek. Herkes Beşiktaş#8217;ı elinden geldiğince engellemeye çalışıyor. Kural hatası var, itiraz edeceğiz. Yine bizim maçımızı yöneten hakem bu hafta da en düşük puanı alacak#8217; dedi. Futbolcular da Kuddusi Müftüoğlu#8217;na tepki gösterdi.




ceteris paribus

Benim için çok kötü geçen bu sezonda Kupa almış olmak bile içimi ferahlatmıyor. Takımda, yönetimde "RUH" kalmamış. Mali sıkıntı içindeki Galatasaray mucize yaratırken uyurgezer gibi dolanıyoruz. Sahamızdaki maçların neredeyse yarısını kaybetmişiz,züğürt tesellimiz deplasmanda alınan puanlar.

Bütün bunların üstüne Oscar Cordoba olayı tüy dikmiş durumda.

Galatasaray'a son saniye golüyle yenildiğimiz maçta, topu neden uzun kullanmadı,taca atmadı diye kulüpten kovulan Cordoba'ya reva görülen bu hareketi asla onaylamıyorum. 11 puan öndeyken şampiyonluğu kaptırdığımız sezonda da Cordoba'nın formsuzluğunu dile getirdiler. O zaman formsuz olan sadece Cordoba mıydı acaba? O sezonun üzerindeki ŞAİBE hala tribünlerdeki pankartlar gibi İnönün stadında asılı duruyor.
Artık bir endüstri haline gelen Futbol dünyasında ( kulüp yöneticileri de nedense hep işadamı) her şey piyasa ekonomisi mantığıyla işliyor. Sonuçta da yıllarını Beşiktaş'a vermiş bir kaleci bir anda tu kaka ediliyor. Ne ahde vefa kalmış ne insanlık. Böylece Cordoba ile Zalad aynı kefeye konmaya çalışılıyor. Biraz insaf, biraz merhamet, biraz vicdan...

Cordoba' "içi rahat ama kalbi kırık" olarak aramızdan ayrılacak, yolunun açık olmasını dilerim.

Fırat Bey;
bende elem içinde bir Beşiktaşlıyım. Siyah beyaz renklerdeki kedim ile avunuyorum artık.
İletinizi okuyunca aklıma şu atasözü geldi:

İYİ OLURSA ALLAHTAN KÖTÜ OLURSA KULDAN...

Ya fenerin hali, kupada gitti şampiyonlukta, beterin beteri var :D

Beşiktaş 3 senedir kadro kurma konusunda hatalar yapıyor.Öncelikle kadronun bir karakteri olmalı.Oynanacak sisteme göre oyuncu alınmalı.BJk önce oyuncu alıyor sonra hoca değiştiriyor ardından o hoca sistemini pek de uygun olmayan oyuncular üzerinde denemeye çalışıyor.Galatasaray kadro olarak zayıf görünse de oyuncuların özellikleri o sistem içinde uygun oyuncular olmaları başarıyı getirdi.

Sivasspor'a yenildik,
Tribünler karıştı.

Çarşı grubu hariç cümlesi "Yönetim istifa" derken çarşı'dan tık yok.

İyi bari bundan sonra tribünleri çarşıya teslim edin ve hiç bir maça gitmeyin, taraftar-yönetim kendi kendilerine eğlensinler. Zaten çok uzun zamandır tv den bile izlemiyorum takımımı.
Üzgün ve şaşkınım.

Merak etme abi küme düşmezsiniz...
Beşiktaş anladığım kadarıyla seni protesto ediyor... İstanbula geldim geliyorum yoldayım diyip varamamandan dertliler....
Haftaya yenilmeyinde ne yaparsanız yapın...
tam yerine denk geldi manzara koyayım... İstanbula gelirken acılı şalgamımı unutma....
http://img.blogcu.com/uploads/melissa2_img114_006.jpg

beşiktaş tüm lig maçlarını satıp bir sonraki sezona iddialı yada 5 yıl sonraki sezona iddialı girsin derim abi zaten hep yeniliyor kahrediyor bizi. Bir umut yok bence 3 yıl üniteyi kapatsınlar yok başka yolu. şampiyon olamadıktan sonra sıralamanın hiç değeri yok bence. O kadar insan var üzülen ayıptır kardeşim, eskidende beşiktaş rezaletti ama hiç olmazsa az yeniliyordu. Kardeşim hiç olmazsa berabere kal yok yok. [:am][:am][:am][:wp][:wp][:wp]

Bu günkü FB maçı 0 - 0 bitti. Üç ihtimalli bir maçtı zaten.

Ama eskiden de BJK - FB maçları hep 3 ihtimalliydi

2 -0 , 3 - 0 , 3-1 gibi..:D

Biz mi kötülediiik FB mi iyileşti çözemedim[8D]

Beşiktaşa ne mutluki sizler gibi taraftarları var. Ben Beşiktaşın eski ruhunu yakalayacağına inanıyorum ama çok özür diliyorum ama ağzında kürdan olan adam gittikten sonra selamlar

Şu ligde artık tek umudum zaten Kadıköy'de oynadığımız maçlar. İstikrarlı bir şekilde yenilmediğimiz tek yer Kadıköy. Bana göre takımda kesinlikle gönderilmesi gereken 4 isim var, onları da göndersek oyun disiplini yeniden kopucak:

1) Kleberson
2) Runje
3) Tigana
4) Yıldırım Demirören.

Kütüğü İstanbul'da olarak bildiğim en statik şey, Beşiktaş'ın İstanbul'un prestijini temsil eden kulüp olduğudur. Türkiye'nin tescilde en eski kulübünün başında tüp kralı Demirören beyin olması ve ufkunun darlığından ötürü çarşıyla inatlaşamayıp ona teslim olması, onu yanına çekme politikası gütmesiyle kulübü katleden Sn. Demirören'in ivedilikle yönetimden çekilmesi gerekiyor.

Orta sahayı inatla gençlere teslim edip Avrupa maçlarını yakan Tigana'ya mı kızmalı, son 2 sezondur ayağına gelen topu sürekli olarak karşı takıma vererek cömertliğini ve nezaketini esirgemeyen Kleberson'a mı kızmalı yoksa T.C. üzerinde ilk defa Fenerbahçe maçında Tuncay'ın outa giden topuna dokunarak gözlerimizi -kısmen de olsa- yaşartan Runje'ye mi kızmalı...

Nedendir bilinmez, ben bu sene inatla ve herşeye rağmen takımdan ümitliyim. Hayırlısı olsun.

Not: 29 Kasım'da BJK - Club Brugge maçına gidiyorum Fırat abi, gelirseniz sizi de orda görmek, omuz omuza bağırmaktan gurur duyarız:)

Cep Telefonuma bir mesaj geldi bugün

Beşiktaş'ın yeni adı sekiztaş olmuş hocam

Kahroldum, ufaldım,unufak oldum.

Bu skorun da müsebbibi hakemler miydi acaba?

Kulaklarımda tribünlerden çınlattırılan tezahürat "Ahmet dursun Seba gitsin"
Seba gitti, o kolej ruhu da gitti. Bence dünyanın en iyi teknik adamlarından Lucescu adeta tenekeyle kovalandı.
Halka açık, borsada işlem gören ve SPK denetimindeki kulübün başkanı "PAF takımla sahaya çıkmak"tan "sponsorlar desteklerini çeksinler"e uzanan bir isyan içinde. Senin isyan etmeye hakkın var mı?

Boynum bükük de olsa yine BEŞİKTAŞLIYIM.

Futboldan hiç anlamam ama bu gün iş yerinde arkadaşlar skoru söyleyince bana ilginç geldi karşı taraf maç yaparken bizimkiler seyircilerle birlikte trübünlerde onlarımı izliyorlardı acaba ?

kazanmıştı geçen maçı şimdi kaybetti ne olmuş yani liverpool 8 attı diye 5 puan mı verdiler

Alıntı:

---

rita rumuzlu üyeden alıntı

Futboldan hiç anlamam ama bu gün iş yerinde arkadaşlar skoru söyleyince bana ilginç geldi karşı taraf maç yaparken bizimkiler seyircilerle birlikte trübünlerde onlarımı izliyorlardı acaba ?

---

Sn.rita;
o gün stadta herşey vardı.İyi de seyirci desteği vardı.Tek eksik ise beşiktaş takımı idi.Yoklardı sahada.Kayboldular.

durumumuz komık oluyor buda benı cıldırtıyor hele fenerlı bı babanın kızı olunca dık basla eve gırmek nasıldır tahmın edınnnnnnnnnnnnnnn

bu haftada işiniz zor

of bı ılgınc olay oşsada yensek mesela bızı sasırtsalar fenamı olur yanı

Tribünlerin rengi soldu mu artık?

ÇARŞI kendini feshetti ardına bir veda mektubu bırakarak.



Çeşitli badirelerin, sayısız hüzünlerin ve nice sevinçlerin dışa vurumudur bu film.

Aslında bu film, bir hayatın yollara nasıl aktığının bir belgeselidir de...

http://www.forzabesiktas.com/img.php...210624413i.jpg

Gönül isterdi ki şampiyonlukla kucaklaşılmış bir senede bacak bacak üstüne ataraktan "inanın çocuklar başardık" şarkılarını söyleyerekten ve de şöyle 32 dişimizle gülerekten bir fotoğraf karesinde olalım.

Lakin, çok sakin bir şekilde söyleyelim ki; Beşiktaş Camiası'nı o fotoğraf karesinde buluşturmak istemeyen güçler var.

Amatör ruh, profesyonel düşünce içinde hazırlanmış bu filmde belki birşeyler hissedeceksiniz.

Kıpır kıpır olan yanınıza kulak verin. Çünkü o yanınız size mutlu bir fotoğraf karesinin adresini söyleyecektir.

Beşiktaş'ı yaşamak, Çarşı'yı hissetmek, tutkunlarına bir peri masalı gibidir.

http://www.forzabesiktas.com/img.php...210624314c.jpg

Dinleyenlerine bir zamk gibi yapışan bu aşk yaşayanlarına neler eylemektedir?

Hiç düşündünüz mü?

Devamlı sırtında kamburla dolaşan, ama negatif ama pozitif mutlaka eleştirilen, her daim içine çomak sokulan, dudak dudağa bile hayalken, göz göze sevişmelerine bile ferman çıkartılan bu coğrafyayı...

Hiç düşündünüz mü?

Bağırıyorken de, bağırmıyorken de her şekilde her dönemde para alıyorlar diye suçlanan, seviyesiz muhabbetlerin odak noktası bu haritanın ızdıraplarını hiç düşündünüz mü?

Ve siz "karşı" olmak ne demektir bilir misiniz?

Düşünün bakalım.

http://www.forzabesiktas.com/img.php...207174837e.jpg

Tam 1,5 saatiniz var.


Mahallenin hep kötü çocuğuyduk.

Hep içimizden, gönlümüzden birşeyler katmaya çalıştık.

Ama yalnızca çalıştık.

Zaman denilen amansız girdapla hep dalga geçtik.

Zamanın tümünü Beşiktaş'la geçiren bu kitlenin ne yaptığını "zaman" bile anlayamazdı eminiz.

İyi, kötü, güzel, çirkin, farklı, ayrıcalıklı, hit ve hep bir numara birçok imzamız oldu.

Her şeyi Beşiktaş için yaptığımıza kalıbımızı basardık.

Hala da basarız.

Lakin bunları yaparken,
galiba
sanırım
zannediyorum
ve hissediyorum ki zarar veriyormuşuz.

Şanlı, şerefli camiamızı rahatsız etmeye başladığımızı hissettik sanki. Biz fazlaysak, biz birilerinin adamıysak, biz Beşiktaş'sız bir hayat yaşamaya başlamışsak ve biz zarar veriyorsak hemen gidebilirdik.

Herşey Beşiktaş için değil miydi?

Aslında herşey geçen sene "satılmış Çarşı" diye bağırıldığında başladı.

Yazık kere yazıktı. Tam bırakıyorduk ki...

24 Saat Beşiktaş'ı yaşarken Beşiktaşsızlık nasıl bir duyguydu ki?

Ve biz nereye gidiyorduk?

Dedik ki zamansız ayrılıkları sevmiyoruz, uygun zamanını bulalım öyle terkedelim diyarı.

Ama baktık ki; hakaret almış başını gidiyor ve dayanılmaz bir ızdırap var içimizde ve biz kimin hakaret ettiğini bile göremiyoruz, masket takmış bir sürü insan atıp tutuyor...

Sessizce ve kimsesizce ayrılmak geçti içimizden, hem bu limandan, hem bu can evimizden.

http://www.forzabesiktas.com/img.php...205761794e.jpg


Bu kararı verirken kaburgamızın tam ortasına saplanan bir hain hançeri sizle paylaşmak istiyorum:

"Çarşı Beşiktaş'ın üstüne geçti"

İşte bu halüsülasyon ve sınırı belli olmayan dedikodulardan dolayı...

Beşiktaş neresiydi, Çarşı kimdi? Bu ne yaman çelişkiydi ki...

Şanlı Beşiktaş olmasa Çarşı olurmuydu ki?

Neyse... İnşallah geriye bayrağı göklerde, şerefi yedi düvelde bir tribün bırakıyoruz. Dinlenmek ve yapılacakları görmek bizim de hakkımız sanırım.

Hakkımız geçtiyse size hakkınızı helal edin.

Biz bizimkileri sizlere helal ediyoruz.


ÇARŞI

adına Alen Markaryan

Beşiktaş Çarşı Grubu, Beşiktaş Kulübünün taraftarlarından oluşan belli bir grubun ismidir. 1982 yılında kurulan Çarşı grubu, futbol maçlarını ağırlıklı olarak Kapalı tribünde izler. En bilinen sloganları "Çarşı Atatürk harici her şeye karşı"dır.

Bu grup diğer taraftarlardan ya da taraftar gruplarından ilginç bir bileşen olmasıyla ayrılmakta, maçlarda takındığı tavırlar, açtığı pankartlar, dile getirdiği tezahüratlarla farklı bir taraftar profili çizmektedir. 1980'lerin ortalarından itibaren belirginlik kazanan, 1990'lardan sonra iyice bilinir hale gelen grup, aslında homojen bir yapıdan oluşmamakta ya da belli başlı üyelerden ibaret sayılmamaktadır. Farklı sosyal tabakalardan, kültürel çevrelerden ve etnik kimliklerden, farklı ve hatta çatışan politik ve ideolojik alanlardan insanlar Çarşı Grubu adı altında toplanmaktadır. Bununla birlikte genel olarak muhalif bir görünüm ve söylem Çarşı Grubunun özelliği olarak işaret edilebilir.

Beşiktaş Kulübüyle doğrudan ilişkili grup üyeleri olabildiği gibi, özerk ve bağımsız taraftar olarak kendini ifade eden üyeler de söz konusudur. Ağırlıklı olarak üniversite öğrencilerinin de içinde yer aldığı bir grup olarak bilinmektedir. Bunun sonucu olarak grubun öne çıkan özelliği hazır cevap ve mizahi yönü gelişmiş bir topluluk olmasıdır.

Grubun içindeki insanlar sürekli bir değişkenlik arz etmekle birlikte, belirli bir anlamda Çarşı Grubunun kendine özgü söylemi ve özgün tarzı sürekli geliştirilmekte, belirli bir doğrultuda sürdürülmektedir.

Bununla birlikte Çarşı Grubu denilence akla gelen daha çok tribünlerde görmeye alışık olunmadık tarzda muhalif bir söylem kullanması, sol politik söyleme ait kavramları ve sembolleri benimsemesi, güncel politik konulara ilişkin çoğu zaman beklenmedik tavır takınması olmaktadır. Örneğin Çarşı yazarken A'yı anarşizmin sembolü olan yuvarlak içindeki a şeklinde yazmaları, genelde milliyetçi ve ülkücülerin egemen olduğu kabul edilen tribünlerde başlı başına bir ilginçlik olarak görünmektedir. Belirgin bir özellik olarak anti-faşist bir söylem görülmektedir grubun belli çıkışlarında. Ayrıca grup içinde kendilerini demokrat, sosyal demokrat, sosyalist, ekolojist vb. şeklinde de ifade edenlerin varlığı da söz konusudur.

İlginç yapısı nedeniyle dikkat çeken Çarşı Grubu bu nedenle medyada pek çok kere özel programlar ve haberlerle yer almıştır. Mehmet Ali Birand'ın sunduğu haber programı 32. Gün Çarşı için özel bir program yapmıştır. Ayrıca, pek çok dergi ve gazetedeki yazı dizisine konu olan Çarşı Grubu, popülerliği ve söylemleri ile TV dizilerinde de yer bulmuştur.

Fatih Terim'in Mehmet Ağar ile birlikte gazetelerde resimleri yayımlanıp imparator diye tanımladığı sırada Çarşı Grubu "imparatorluk değil tam demokrasi" diye pankart açarak tavır sergilemiştir. Ayrıca "Çarşı Alayına karşı" sloganı da söz konusu grubun hem öteki takımlara hem de politik kimliklere karşı duruşunu ifade etmektedir. Bülent Ecevit'in ölümü üzerine resmi sitelerine koydukları "Kara Kartal seni unutmayacak Karaoğlan" sloganıyla ilgi çekmiştir.

Dikkat çekici eylemleri arasında Barcelona CF'nin Kamerunlu siyahi oyuncusu Samuel Eto'ya La Liga'da hemen her maçta yapılan ırkçı tezahüratlar nedeniyle "çArşı ırkçılığa karşı -hepimiz Eto'yuz" pankartları ile destek vermeleri gelmektedir.

Grup, 1995-1997 yıllarında "Forza Beşiktaş" adında hiç bir yayın grubuna bağlı olmadan bir fanzin tarzında haftalık dergi çıkarmıştır. Bu dergi sadece bir spor kulübünün taraftarlari tarafından hazırlanıp, yayınlanan ilk süreli yayın olmuştur.

Çarşı grubunun dikkat çeken bir diğer tavrı Nükleer enerji santrallerine karşı duruşudur. 2005/2006 sezonunda bazı maçlardan önce açtıkları "Çarşı Nükleer Santrallere Karşı" yazılı pankartlarla dikkat çekmiş ve 2006/2007 sezonunda İnönü Stadyumu'nda oynanan Galatasaray derbisinde ise Greenpeace örgütü ile birlikte "Nükleersiz Türkiye" yazılı bir pankartla gösteri yapmışlardır.

2007 yılında kuruluşunun 25. yılını kutlayan Çarşı, bu sebeple düzenleyeceği etkinliklere Kızılay'a topluca kan bağışında bulunarak başlamıştır. 21 Nisan 2007 günü oynanan lig maçı öncesi Beşiktaş'ta kurulan çadırlarda 250'den fazla kişi kan vermiştir. 25. yılın anısına düzenlenen bir başka sosyal etkinlik ise "Hediyeni kap, Minitürk'e gel" sloganı ile 25 Nisan 2007'de kimsesiz çocuklara oyuncak ve kırtasiye dağıtılan organizasyon olmuştur.

Kaynak : Wikipedia

Alıntı:

---

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Galatasaraylı milli futbolcu Hakan Şükür'e 22 temmuz seçimleri öncesi AKP'den milletvekilliği teklif etmeyi düşündüklerini ancak Fenerbahçe yüzünden bundan vazgeçtiklerini söyledi.

Çelik, “Genel seçimler öncesinde Hakan Şükür’ün milletvekilliği gündeme gelmişti. Konuya müdahale ettim, Fenerbahçe’den ve Beşiktaş’tan da milletvekili alalım diye düşündük. Ancak sonra baktık ki sarı- lacivertli takımda milletvekili yapabileceğimiz Türk oyuncu yok. Yabancılar çok fazla. Bu yüzden vazgeçtik” dedi.
Yalova'da dün bazı açılışlara katılan Bakan Faruk Çelik, Fenerbahçeliler Derneği’ni de ziyaret etti. Burada dernek üyeleriyle sohbet eden Bakan Çelik, AKP'de son genel seçimlerde Hakan Şükür’ün milletvekilliğinin gündeme geldiğini, buna müdahale ettiğini söyledi. Beşiktaş ve Fenerbahçe’de de futbolcu alıp milletvekili yapmayı düşündüklerini belirten Çelik, “Baktık ki Fenerbahçe’de milletvekili yapabileceğimiz Türk oyuncu yok. Çoğu yabancı. Dolaysıyla vazgeçtik” dedi.

---

Yeni federasyon başkanı, Çarşı grubunun yok edilmesi ve bu haber ve Hakan'ın meşhur 23 nisan demeci bir araya gelince, hayatın her alanına müdahaleler konusunda futbol dünyası için yeni bir komplo teorisi yazılır mı dersiniz?:mahcup: :o

Eğer Beşiktaş taki Fenerbahçeli oyunculara da yabancı muamelesi yapılırsa, oradan da milletvekili çıkmaz:o

Beşiktaş: 4 Fenerbahçe: 2

Fortis Türkiye Kupası final maçında Beşiktaş, Fenerbahçe'yi 4-2 yendi ve kupayı 8. kez kazandı.

Beşiktaş'a galibiyeti getiren goller 6. dakikada Yusuf, 56. ve 73. dakikada Bobo ve 80. dakikada Holosko'dan geldi. Fenerbahçe'nin gollerini ise 27. dakikada Güiza ve 90+1. dakikada penaltıdan Alex attı.

BEŞİKTAŞ 8. KEZ KUPAYI ALDI

Son 4 yılda 3. kez finalde mücadele eden ve daha önce kupayı 7 kez kazanan Beşiktaş, en son 2006-2007 sezonunda finalde Kayseri Erciyesspor'u uzatmalarda yenerek mutlu sona ulaşmıştı. Siyah-Beyazlılar bu galibiyetle birlikte Fortis Türkiye Kupası'nı 8. kez müzesine götürmüş oldu.

Haberin devamı...

Bu konununda canlanma vakti geldi mi ne?:)

VE ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ

Turkcell Süper Lig'in son haftasında deplasmanda Denizlispor'u 2-1mağlup eden Beşiktaş puanını 71'e çıkarttı ve 2008/2009 sezonu şampiyonu oldu...

http://www.ntvmsnbc.com/id/24971475/
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/11760726.asp

http://www.karakartal.com/img/2009/0...ampiyon_02.jpg

http://galeri.internethaber.com/imag...ry/1384/15.jpg

http://galeri.internethaber.com/imag...ry/1384/17.jpg

http://galeri.internethaber.com/imag...ry/1384/24.jpg

http://galeri.internethaber.com/imag...ry/1384/29.jpg

http://galeri.internethaber.com/imag...ry/1384/30.jpg

http://galeri.internethaber.com/imag...ry/1384/38.jpg

Konunun Üzerinden 3 Yıl Gecmiş Tazeleyelim İsterseniz 2008-2009 Sezonu ŞAmpiyonu Beşiktas Oldu ve Agzında Kürdan Olan Adam Gideli Çok Oldu Zaten Öyle Bi Hoca Geldi ki Sampiyon Olma İhtimali %51 di En Basından :=)