-
AKP'ye Kapatma Davası
Bu konu hakkında hukuki boyutta düşünceleriniz nelerdir.
Sizce gerçekten AKP anti-laik alanda bir odak haline gelmiş midir?
Tekrarlıyorum. AKP'nin şu anda TKP'den, BTP'den vs. diğer siyasi partilerden bir farkı yok. Yani % 99 oy alsa dahi bir şey farketmez. Hukuk her kuruma eşit yaklaşır. Mamafih tartışma lütfen HUKUK ekseninde olsun.
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti ve MHP’nin üniversitelerde türbanın serbest bırakılması için yasa ve anayasayı değiştirmek üzere anlaşması üzerine, kapatma davasının işaret eden bir açıklama yapmıştı. Başsavcı’nın Anayasa Mahkemesi’ne kapatma davası açtığı haberi, şok etkisi yarattı. Bir süredir AK Parti hakkında dosya tuttuğu bilinen Başsavcı, özellikle türban serbestisinin ardından, AK Parti’nin laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiğini iddia ediyor. Başsavcı’nın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahil tüm AK Partililer’e siyaset yasağı istediği belirtiliyor.
Siyasi Partiler Yasası’nda yapılan değişiklikle parti kapatmak zorlaştırılmıştı. Parti kapatmak için, ancak cumhuriyet karşıtı eylemlerin odağı haline gelmesi gerekiyor.
Başsavcı Yalçınkaya, akşam saatlerinde iddianameyi Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na gönderdi. İddianamede, AK Parti’nin “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” savunuluyor.
Anayasa Mahkemesi, iddianameyle ilgili ön incelemeyi yapacak, herhangi bir eksiklik tespit edilmez ve iddianamenin kabulüne karar verilirse ön savunmasını yapması için iddianame AK Parti’ye gönderilecek. AK Parti yasal olarak 1 ay içinde ön savunmasını verecek.
Ek süre talebinde bulunulursa bunu da Anayasa Mahkemesi değerlendirecek. Ön savunmanın Anayasa Mahkemesine verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü bildirecek.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki görüşü AK Parti’ye gönderilecek. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama, AK Parti yetkilileri de sözlü savunma yapacaklar.
Bütün bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı AK Parti ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.
Raporun, Anayasa Mahkemesinin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bir toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacaklar.
AK Parti hakkındaki kapatma davasını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması halinde 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak.
Anayasa’ya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesinin 11 asıl üyesinin en az 7’sinin oyu gerekecek.
-----------www.ntvmsnbc.com------------
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Anayasa Mahkemesi'nin daha önce vermiş olduğu bir çok karar kanımca "hukuki" değil, "siyası" nitelikte kararlardır.
Daha önceki parti kapatma kararları, özelleştirmeye engel olan kararları ve meşhur 367 kararı bunlara örnektir.
Ben başka bir siyasi partinin üyesiyim ve kendi partimin menfaatini düşünüyor olsam "AKP kapansın" derim, ama AKP'nin kapanması bence bir hukuk skandalı olur.
Aslında sadece AKP değil, DTP de dahil parti kapatılmasını doğru bulmuyorum. Daha önce bir başka vesile ile bu sitede DTP'nin kapatılmasına karşı olduğumu yazdım. Ama bizde parti kapatmak artık yol oldu. DTP'nin kapatılmasına karşı olduğumuzu söyleyince bizi PKK'lı zannedenler, AKP'nin kapatılmasına karşı olduğumuzu söyleyince de bizi AKP'li veya islamcı) diye suçlayacaklardır. Ama konuya bu kadar dar bakmamak gerek. Özgürlük çıtasını yüksek tutmak çağdaşlıktır.
Yargıtay'ın sayın Başsavcısı'nın görüşlerine de kesinlikle katılmıyorum. Laikliği böyle dar, yasakçı yorumlamaya devam edersek bu memleket gerçek anlamda özgürlüğe hasret kalacak demektir.
Umarım yüce mahkeme bir yanlışlık yapmaz..
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Evet.. akepe anti laik bir partidir. Bu su götürmez gerçektir. Ama kapatılmamalıdır. Fason kahramanları yeterince yok mu bu ülkenin? Var.. Öyleyse ...Millet kendisi kapatmalıdır.
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.(AY. m. 68/4)
Siyasi partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.(AY.m. 69/4)
Bir siyasi partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. <Ek cümle: 3/10/2001 – 4709/25. md.> Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.(AY.m. 69/6)
Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.(AY.m. 69/7)
Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz(AY.m. 69/8)
Fazla söze gerek yok yasa gayet açık ve Anyasa Mahkemesinin takdir yetkisi var. Anayasa mahkemesi söz konusu eylemlerin laikliğe aykırı olmadığını veya laikliğe aykırı fakat odak haline gelmediğini veya odak haline gelse bile parti kapatma yerine devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir. Veya Odak haline geldi der kapatır. Bu tamamen Anayasa Mahkemesi üyelerinin siyasete bakış açıları ile hukuka olan inançlarıyla alakalıdır.
selamlar...
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Onaylarsınız ya da onaylamazsınız ama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Anayasanın kendisine verdiği görev ve yetki çerçevesinde hukuki bir işlem yapmıştır nihayetinde... Hukuki bir talepte bulunmuştur.
Şimdi sıcağı sıcağına yorumlara bakalım;
Abdullah Gül (Cumhurbaşkanı) : "Türkiye'nin bütünlüğünü birliğini tehdit eden bir girişim. Yorum yapmak istemiyorum. Şimdi mecliste bu kadar çoğunluğu olan bir iktidar partisi için böyle bir girişimde bulunmanın Türkiye'ye ne kazandırıp ne kaybettireceği hakkında herkesin çok iyi düşünmesi gerekir. Benim bakış tarzım budur."
Bir siyasi partinin kapatılmasını istemek neden ülke bütünlüğünü tehdit etsin? Kapatılma davası dayanağını Anayasa'dan almıyor mu?
Sonra, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısi dava açmadan önce, kapatılmasını isteyeceği siyasi partinin meclisteki sayısına veya açacağı kapatma davasının sonucunda ülkenin ne kazanıp ne kaybedeceğine mi bakmalı?
Esas olaya böyle baktığında hukuktan uzaklaşmış olmaz mı?
Dengir Mir Mehmet Fırat (AKP Gen.Başk.Yard) : "Milletimizin uzun yıllar boyunca ağır bedeller ödeyerek elde ettiği demokratik ve ekonomik kazanımların bir kalemde silinip gitmesine hiçbir surette izin vermeyeceğiz. Bu başvuru, AB ile katılım müzakerelerine başlamış, Atatürk’ün işaret ettiği çağdaşlaşma hedeflerine her gün daha fazla yakınlaşan ülkemize ve aziz milletimize üçüncü sınıf bir hukuk anlayışı ve demokrasiyi reva görmektedir. Bir kısım yargı makamları, hukuku, iktidar mücadelesinin aracı haline getirmemelidir. Aksi takdirde bu tür hedeflerden en büyük zararı korkarız ki yine bir gün herkesin ihtiyaç duyacağı yargı kurumu ve hukukun üstünlüğü ilkesi görecektir. Unutulmamalıdır ki, demokrasilerde temsil yetkisinin kaynağı millettir. Demokrasi ve hukuk karşı karşıya getirilemez."
Allah Allah... "Sayın Başsavcı böyle bir dava açmış olabilir ama biz bu davada ileri sürülen hususların doğru olmadığını düşünüyoruz, bundan da eminiz." gibi birşeyler söylemek çok mu zor?
Ertuğrul Günay (Turizm Bakanı) : "Türkiye’nin iyiye ve ileri gitmesini istemeyen kişiler çok önemli yerlere sızmışlar."
???
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Türkiye'nin iyiye ve ileri gitmesini istemeyen bir kişi olarak Yargıtay Başsavcılığına kadar sızmış mı? Ben mi yanlış anlıyorum, yoksa gerçekten bunu mu kastediyor Sayın Bakan?
Bu ülkede akıl sağlığını korumak hakikaten gün geçtikçe zorlaşıyor.
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Bazen sert yazdık, bazen yumuşak, iktisadi tahlil de yaptık haddimiz olmayarak. .....................................
Ekonomik kriz geliyor, memleket sallanacak, keşke olmasa ama o kadar uyardık, bu iktidar bu cari açıkla memleketi batırır dedik , kimse sesimizi duymadı. Dünya likidite darlığındayken 2000'de 2,5 milyar dolar cari açıkla krizin allahını yaşadık, likidite bolluğunda bugün açık tahmini 45 milyar dolar ve kriz abana abana geliyor, ABD bile çare değil FED barutu tüketti.
Şimdi bu ekonomik politika ile kendi ipini çekmiş iktidar partisini kapatacağım diye halkın ipinden almaya çalışanlara sesleniyorum. Kapatma, zaten batacak gemiyi hukuk dubasına bağlayıp yüzdürmeye çalışma. Kapatılmayı bu kadar hakeden bir parti daha gelmemiştir ama sen şimdi mağdur rolünü bunlara bahşedersen, iddia ediyorum yarın BKP diye Abdüllatif Şener başkanlığında gelecek ve % 47 oy % 67 oy olacak!!!
.................................................. ..........
Yazınızın hakarete varan bazı bölümleri Yönetim tarafından düzeltilmiştir. Tekrarı halinde üyeliğiniz askıya alınacaktır.
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Israrlı yanlış politikalar (askeri, hukuki, siyasi) ile neredeyse zorla zirveye taşınan bir zihniyet, aman ayağı kaydı, zirveden düşmesin mantığı ile yine omuzlara alındı.
Biz hep yanlış anlaşıldık, hep doğru anlaşılacağımızı umduk, ama mantıklı eleştirilerimiz yüzünden hep tu kaka olduk.
Bu bastırılmasını alkışladığınız zihniyet mazlumların kahramanı olarak geri dönecek.. Sizin desteğiniz ile!!!
Laf üretmeyi, kulaklarınızı tıkamayı ve yanlışı alkışlamayı kesip ne zaman uyanacaksınız?
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Kapatma davası neticede bir dava.
Ancak, lehte yada aleyhte, yargıya yol gösterme, böyle karar vermezsen şöyle olur, tarzı şantajlara ne demeli. Peki ya Yargıtay Başsavcısının kişiliğine yönelik hakaretlere, üstelik mevkii sahibi kişiler tarafından...
Yazık, "Adalet"in düştüğü hale bak...
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Kapatma davasının gerekçeleri
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti'nin "laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği" iddiasıyla kapatma davası açtı. İddianamede sözü geçen "laikliğe aykırı eylemler" ise şöyle sıralanıyor:
* KIRMIZI SOKAKLAR
Danıştay’dan dönen içki yasağı, sonrasında “kırmızı sokak” projesi ve bu konuyla ilgili medyada çıkan haberler ile parti yetkililerinin yaptığı açıklamalar.
* BİKİNİ REKLAMLARINA YASAK İDDASI
Mayo firmalarının İstanbul’daki bilbordlara yönelik “reklamı yasağı” iddiaları.
* İÇKİ YASAĞI UYGULAMALARI
AKP’li bazı belediyelerin içki yasağı ve kadınlara özel park yapılması.
İMAM HATİPLİLERE ÖZEL OTOBÜS
İstanbul’da imam hatipli kız öğrencilere özel ücretsiz servis otobüsü.
* ULEMA AÇIKLAMASI
AİHM’in türban kararının ardından Erdoğan’ın , “Başörtüsü konusunda karar verilirken ulemaya danışılmalı” sözü.
* ATA’YA HAKARET FIKRASI
AKP’li Belediye Başkanı Cuma Bozgeyik’in Atatürk’e yönelik hakaret içeren fıkrası.
* BÜLENT ARINÇ'IN SÖZLERİ
Bülent Arınç’ın “Ben laikliğe inanmıyorum, en azından bizdeki uygulanış biçimine” sözleri.
* VELEV Kİ SİYASİ SİMGE
Başbakan Erdoğan'ın İspanya'da söylediği "Başörtüsünün velev ki siyasi bir simge olarak takıldığını düşünün, siyasal simge olsa ne olur" sözü...
* TÜRBAN MEVZU
Üniversitelerde türbana serbestlik getiren Anayasa'da yapılan değişiklik...
AKP Konya milletvekili Hüsnü Tuna Anayasa'da yapılan türbanla değişikliğin ardından 'hedefimiz kamu kurumları' sözleri...
AKP'li Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman'ın, "Türbanlı bir kadın belediye başkanı veya daire başkanı da olabilmeli" açıklaması.
Haber Türk
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Hukukçu Kezban Hatemi :"Cumhurbaşkanın davaya konu edilmesi Anayasal suç"
Prof. Dr. Kezban Hatemi, HABERTÜRK Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş ve HABERTÜRK Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Murat İde'nin sorularını yanıtladı.
"Derhal yapılması gereken şey savcı hakkında dava açılmasıdır. Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmalıdır. Cumhurbaşkanının parti kapatılması yoluyla görevden alınmasını hiç gördünüz mü? Buna yargının siyasallaşması denir.
Cumhurbaşkanının davaya dahil edilmeye çalışılması savcının Anayasaya uymayan bir müdahalesidir. Bu durumda da savcıya gereği yapılır. Cumhurbaşkanı tarafsız bir konumdadır nasıl olurda davaya konu edebilirsiniz.
Binlerce iddianame hazırlanır ve bu parti kapatılması için yeterli değildir. Bu antidemokratik bir uygulamadır. İktidar partisinin de içinde bulunduğu bir yapıyı yüzde 47'lik bir kitleyi siz nasıl yok sayarsınız. Bildiğimiz bir tek gerekçe var "Ulema" lafıdır. Ulema lafı da bilgin anlamına gelir. Yargının siyasallaşmasına bir örnektir malesef.
"Dindar bir cumhurbaşkanı" seçeceğiz sözü dışında laik demokratik ülkeye yönelik herhangi bir açıklama olmamıştır. Laiklik devlet demek anlamına gelir. Bülent Arınç laik olmaya bilir bir birey olarak. Ama devlet laiktir. Laiklik dinin karşıtlığı değildir ama ülkemizde malesef hep böyle bir algılama vardır.
Farklı inançları yönetme sanatıdır laiklik. Devletin temel ilkesi bu olmalıdır. Laikliği dine karşı bir tür uygulama olarak göstermek doğru değil. '367 olayı ile' birlikte AKP'nin oy oranı yüzde 47 oldu. "
HaberTürk
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
AKP Hakkında Açılan Kapatma Davası Dünya Basınında da Geniş Yankı Buldu. Avrupa ve Amerika'nın Önde Gelen Basın Kuruluşları Kapatma Davasını "İktidar Partisini Yasaklama Girişimi" Olarak Değerlendirdi.
AKP hakkında açılan kapatma davası dünya basınında da geniş yankı buldu. Avrupa ve Amerika'nın önde gelen basın kuruluşları kapatma davasını "iktidar partisini yasaklama girişimi" olarak değerlendirdi. Gazeteler, AKP'nin son dönemdeki başörtüsü konusundaki izlediği politikaya da dikkat çekti ve laikler ile bu konuda daha fazla karşı karşıya geldiği yorumunu yaptı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın "laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelmek" suçlamasıyla AKP hakkında açtığı kapatma davası dünya basınında şöyle yankı buldu:
FİNANCİAL TİMES: “Türkiye’deki anayasal düzenin dayanağı olan yargı çevreleri, ordu ve cumhuriyetçi muhalefet, kökleri siyasi İslam’a uzanan AKP’den kuşkulanmaktadırlar. 1990’larda yargı tarafından kapatılmış olan ve gene siyasi İslama dayalı partilerin yerine kurulmuş olan AKP’nin kapatılmasına ilişkin bu talep, AKP tarafından olduğu kadar muhalefet tarafından da beklenmedik bir çıkış olarak karşılandı. Siyasi gözlemcilere göre, AKP ile laik çevreler arasında gerginliğin ilk kez ordunun Gül’ün cumhurbaşkanlığına seçilme sürecindeki müdahalesi sırasında patlama düzeyine ulaştığını, ordunun Gül’ün eşinin kamusal alanlarda yasaklanmış olan türban takıyor olması olgusunu uzun zamandan beri gündemde tutmaktadır. Öte yandan, gözlemciler hükümete karşı başlatılan bu çıkışın AKP’ye diş bileyen aşırı milliyetçi değil, devletin üst düzey bir yetkilisinden gelmiş olmasının anlamlı olduğu kanaatindeler."
NEW YORK TİMES: "Türkiye’deki iktidar partisine ülkenin laik çevrelerinden sert bir darbe geldi. Anayasa Mahkemesi laiklik karşıtı faaliyetlerde bulunduğu kanaatinde olduğu iktidar partisini kapatmaya çalışıyor. Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya, aralarında Erdoğan ve ülkenin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de bulunduğu 71 AKP üyesinin beş yıl süre ile siyasi faaliyetlerde bulunmasının yasaklanması talebinde bulunuyor. Başbakan Erdoğan geçen ay başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakan bir karar aldığı için Türkiye’deki laik çevreleri rahatsız etmişti. Savcı Yalçınkaya ise AKP’nin laiklik karşıtı hareketlerin odağı haline geldiğini iddia ediyor. Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildiği takdirde başsavcının talebi ülkenin laik çevreleri ile Başbakan Erdoğan ve üst düzey yetkilileri Müslümanlığın kurallarına uyan üyelerden oluşan AKP’nin bir çatışma içine girmesi muhtemel. Seçimde AKP’yi alt edemeyen laik çevreler ise devletin hala kontrol altında tutabildikleri tek ayağı olan yargı sistemine yönelmiş durumdalar. Başbakanın partisi olan AKP cumhurbaşkanlığı makamını da elinde tutuyor."
BBC: "Türkiye’nin başsavcısı anti laik faaliyetler iddiasıyla Türkiye’nin hükümet partisi AKP’ye kapatma davası açtı. Ordu destekli laik elitlerle AKP zaten son dönemdeki baş örtüsü değişikliklerinden dolayı karşı karşıya gelmişti."
EL CEZİRE: "Devlet savcısı Türkiye’nin en üst mahkemesinde iktidar partisi AKP’ye laikliğin altını kazdığı gerekçesiyle kapatma davası açtı. AKP 2002 yılında iktidara geldiğinden beri yargıç ve askerlerden oluşan laik kurumlarla karşı karşıyaydı. AB üyesi olmak isteyen ve çoğunluğunun Müslüman olduğu Türkiye’de katı laik kurumlar var."
DEUTSCHE WELLE: "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" iddiasıyla AKP hakkında kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.
Başsavcı Yalçınkaya, akşam saatlerinde iddianameyi Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na gönderdi. İddianamede, AKP'nin "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" savunuluyor."
AMERİKA’NIN SESİ: "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" iddiasıyla AKP hakkında kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya'nın haftanın son günü mesai saatinin bitiminden sonra Anadolu Ajansı aracılığıyla kamuoyuna duyurduğu bu dava, Ankara gündemini sarstı. Başbakan Erdoğan, partisinin ilgili kurmayları ile birlikte davayla ilgili değerlendirmeler yapmak üzere toplanırken, tüm muhalefet partileri de davaya odaklandı."
Haberler.com
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Başsavcının iddiasına yanıt verin ama içerisinde ekonomi pudrası, demokrasi parfümü olmasın...
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Sayın Başbakanımız; millet iradesinin karşısında hiçbir şey duramaz dedi. Bu ülkenin en önemli değerleri; Laiklik, Egemenlik artık karşı karşıya. Ancak şu raddede sözkonusu partinin ne kadar oy aldığının hiçbir önemi yoktur, olmamalıdır. Bu ülke bir hukuk devleti ise; herşey hukuktan üstündür. Ve insanların korkup da söyleyemediği gerçekler söylenmelidir. Halkın her zaman doğruyu bilmediği gerçeğini iktidar da hukuk da muhalefet de biliyor. Bir demokrasi kelimesi alıp yürümüş, demokrasi böyle bir şey değildir ki. Demokrasi % 99 oy alanın padişah olması demek değildir. Demokrasi ve hukuk birbirinden ayrılmaz bütünlerdir. İşte bugün bu kavramlar birbirlerine düşürülmeye çalışıyor. Halk bizi seçti, yargı bize karşı çıkamaz. Yargı tarafından denetlenmedikten sonra bu ülkenin hukukiliği nerede kaldı.
Halk milletvekili maaşlarının da düşmesini istiyor.
Halk vergi vermemek de istiyor.
Halk "82 Musul, 83 Kerkük...." de diyor.
Halk asgari ücretin 1000 YTL olmasını da istiyor.
Halk Başbakanın da emekli olduğunda kendileri gibi bir maaş almalarını istiyor.
Yani demek istediğim şu. Halk her zaman doğruyu söylemez, halkın oyuyla ülkeyi yönetmek de kimseye sınırsız yetki vermez. İlla söylenmesi gerekiyorsa da; söylensin. Hukuk, egemenlikten üstündür. Bu ülkenin %90'ı şeriat, komünizm, sosyalizm, faşizm vs. gibi ideolojilerle yönetilmek istese; "Evet, halk haklıdır" denerek dedikleri yapılacak mı?
Parti kapatma artık geçmişte kalan bir eylemdir deniyor. Açın bakın istediğiniz ülkenin mevzuatına. Parti kapatma hukuksal bir eylemdir ve tüm dünyada geçerliliğini koruyan bir kurumdur. Yani Başsavcı bir siyasi partinin odak haline geldiğini görse dahi "AY Mahkemesi'ne başvurmam demokrasiye aykırıdır" diyerek görevini yapmayacak mı? Ortada gayet açık ve net bir mevzuat var. Nasıl olur da bunun uygulanmaması talep edilebilir... Sözkonusu parti laiklik karşıtı eylemleri ile gündemi meşgul etmiştir ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'da AY Mahkemesi'ne başvurarak görevini yapmıştır.
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Demokratik ülkelerde ilktidarda olsun olmasın bütün siyasiler atıkları her adımın ceplerine giren her kuruşun hesabını verir. Demokratik ülkelerde siyasi partiler sistemi değiştirmeye değil sistemi en iyi şekilde işletmeye taliptir.
Başbakanların çocuklarının eğitimini hibe ile sürdürdükleri, kaynağı malum kömürlere karşılık oy satın alındığı demokrasilerde herşey olabilir. Kömür ekmek uğruna oy satanları çıkarsak kalan seçmenler AKP'yi devletin temel niteliklerine sadık kalmak koşuluyla meclise taşımıştır. AKP'nin devlete karşı işlediği suç laikliğin altını oymaksa, halka karşı işlediği suç onu aldatmaktır.
Demokrasi demokrasi diye söze başlayanlar bunu atlıyorlar. Eğer AKP mevcut laik sistemi değiştireceğini, laikliği yeniden tanımlayacağını açıkça deklare etmiş olsaydı, vatandaş bunun için ona yetki vermiş olsaydı arkasındaki halkın yok sayıldığı bunun demokrasiye aykırılığı tartışılabilirdi. Bu nedenle alınan oy oranı üzerine dayandırılan tüm söylemler geçersizdir.
Ne yazıkki iktidarın hukuka saygısızlığının sınırı yoktur. AKP yetkililerinin açıklamaları hakaret doludur. Oy oranı dediler siyasi bir dava dediler. Biri asıl söylenmesi gerekeni söylemedi. İnkar etmek akıllarına mı gelmedi acaba?
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Bu ülke Kurtuluş savaşında tercihini yapmıştır. İnsanımızın, şehitlerimizin haleflerinin imzaladığı bu sosyal sözleşmeye göre Türkiye, laik olacak, cumhuriyetle yönetilecektir. Bu anlaşmanın altına tüm halkımız imzasını kanıyla atmıştır.
Şimdi oturup bu sözleşmeyi görmezden gelip, anayasal düzeni değiştirmek, bedelini kanımızla ödediğimiz sosyal sözleşmeyi hiçe saymak isteyenlerin köşeye sıkışınca demokrasi imdaaat demesi takiyyeden başka birşey değildir.
Çiğ yemediyseniz karnınız ağrımaz ey Adaleti Kaldırma Partisi...
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Bence de AKP kapatılmayı haketti. Hem mevcut söylemleri, hem de icraatları ile...
Ancak; bir hususa da dikkat çekmek istiyorum. AKP her tökezlediğinde, bilinçli veya bilinçsiz olarak hep birileri koluna girdi. 367 hikayesinde Genelkurmay açıklaması, tam da Anayasa Mahkemesi kararı öncesi, ne kadar haklı gerekçelere de dayansa kararı kadük hale getirdi. AKP'yi mazlum durumuna düşürdü. Cumhurbaşkanlığı seçiminde uzlaşma aramak zorunda kalacaklarken imdada MHP yetişti. Bugünlerde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu taslağı ile ciddi bir toplumsal tepki ile karşılaşmış, özgürlükleri türbana indirgeyen yaklaşımı ile destekçisi liberal yazarlar gözünde bile puan kaybetmiş, diplomasiyi eline yüzüne bulaştırarak , askeri yönden çok başarılı bir Kuzey Irak harekatını , psikolojik olarak topluma kaybettirmiş, yanlış ekonomik politikaları sonucu ülkeyi global krize karşı savunmasız ve iflasa sürüklemekte olan bir iktidara , kapatma kararı, öyle istenmese bile yeni bir omuz verme değildir de nedir?
Daha önce de söyledim. Bir siyasi partiyi kapatma elbette istenmeyen bir şeydir, ancak hakediyorsa yapılacak şey de bellidir. Türkiye'nin sicilini bu açıdan bozuk gören ve eleştiren zihniyetin, bu partilerin tabi olduğu Kanunları (Siyasi Partiler, Seçim vb. ) ve bu Kanunlardaki antidemokratik, akla , izana zarar hükümleri görmezden gelmeleri de dikkat çekicidir. O Kanunlar öylece orada dururken , ne yazık ki biz ülke olarak daha çooook parti kapatırız.
Selamlar,
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Oğuzhan kardeşim, iyi bir hukukçu olma yolundasın. Seni sevgiyle kucaklıyorum.
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Sayın Gür;
Kuzey Irak'a yapılan askeri harekatla ilgili olarak AKP'yi eleştirirken;
"askeri yönden çok başarılı bir Kuzey Irak harekatını , psikolojik olarak topluma kaybettirmiş,"
demişsiniz.
Ama Sayın Genel Kurmay Başkanı harekatın çabuk bitmesini eleştiren CHP ve MHP'ye "hainlerden daha fazla zarar veriyorsunuz" demişti.
"Hainlerden daha fazla zarar verenler" ne olacak?
Onları kapatmayalım da daha fazla mı zarar versinler?
(Yanlış anlamayın,benim hiç bir partinin kapatılmasını istemediğimi daha önce bir çok defa yazdım, ama biraz insaflı olmak gerekmez mi?)
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Avrupa Birliği, AKP'yi Kapatma Girişimini Kınadı
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın AK Parti'nin kapatılması için yaptığı başvurunun 'normal bir Avrupa toplumunun' prensiplerine uymadığını söyledi.
Rehn, Reuters'e yaptığı açıklamada, 'Normal Avrupa demokrasilerinde, siyasi konular mecliste tartışılır ve sandıkta neticelenir, mahkemelerde değil.' dedi. Dava girişimin Türkiye'nin müzakere sürecini etkileyip etkilemeyeceğine yönelik soruya Rehn, 'Bu girişimin, normal bir Avrupa toplumunun demokratik standartlarına uyduğunu düşünmek çok zor.' şeklinde cevap verdi.
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Gür;
Kuzey Irak'a yapılan askeri harekatla ilgili olarak AKP'yi eleştirirken;
"askeri yönden çok başarılı bir Kuzey Irak harekatını , psikolojik olarak topluma kaybettirmiş,"
demişsiniz.
Ama Sayın Genel Kurmay Başkanı harekatın çabuk bitmesini eleştiren CHP ve MHP'ye "hainlerden daha fazla zarar veriyorsunuz" demişti.
"Hainlerden daha fazla zarar verenler" ne olacak?
Onları kapatmayalım da daha fazla mı zarar versinler?
(Yanlış anlamayın,benim hiç bir partinin kapatılmasını istemediğimi daha önce bir çok defa yazdım, ama biraz insaflı olmak gerekmez mi?)
Sayın Bilgili; partilerin hangi koşullarda kapatılması gerektiği mevzuatta açıkça yazmaktadır. Yani saydığınız söz konusu partiler de belli konularda odak haline gelirler ise elbette kapatılacaklardır.
Ancak Sayın Genelkurmay Başkanımız bir savcı değildir ki iddianame hazırlayıp dava açma yetkisine sahip olsun. Savcılar da bağımsız olduğu için Sayın Genelkurmay Başkanı'nın sözünden etkilenmiyor ve dava açmıyor. Ancak dediğimi tekrarlıyorum. Eğer gerekiyorsa partiler elbette kapatılmalıdır. Kapatılma demokrasiye inen bir darbe değil, hukuk üstünlüğünü kabulden başka birşey değildir.
SAYGILARIMLA
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Ben şu aralar , yanıt yazarak Taha Bey'in ağzını kapatmakla ilgileniyorum Sn. Bilgili...:o
Olli Rehn'in beyanatına gelince ; Fazilet Partisi de kapatıldı. AİHM'ye gittiler ve tırıs tırıs geri döndüler. AİHM'nin de "normal bir Avrupa toplumunun" demokratik standartlarına uygun bir Mahkeme olmaktan çıktığını söylemeye çalışmış galiba Rehn...:o
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
İddianemenin tam metnini; özellikle de gerekçeleri satır satır, kelime kelime kesinlikle okumalısınız. Yapacağım ve yapacağımız yorumlar, iddianameyi okuduktan sonra eminim ki daha sağlıklı olacadır...
Tam metin:
http://rapidshare.com/files/99788734...aname.doc.html
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Konunun hukuki dayanakları ve süreçle ilgili olabilecek gelişmeler hakkında verdiğiniz çok açık ve net bilgiler için çok teşekkürler, her kafadan farklı bir ses çıkarken böyle net bilgilere ihtiyaç duyuyoruz
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Bu arada yanlış hatırlamıyorsam, Avusturya'da bir aralar faşist bir parti epeyce oy almıştı da o da kapatılmıştı...
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Bakın Devlet Bahçeli ne demiş;
"Hukuki süreç başlatılmıştır. Bu nedenle konunun hukuki yönleri üzerinde bir yorum ve değerlendirme yapmak doğru olmadığı gibi, yersiz ve gereksizdir. Bu aşamada herkesin yapması gereken bu sürecin sonuçlanmasını beklemek ve Anayasa Mahkemesi'ni etkileyecek davranışlardan özenle kaçınmaktır. Bununla birlikte bu son gelişmeyi ve sonuçlarını değerlendirirken şu hususları herkesin çok iyi düşünmesi gerekir. Altmışbeş aydır iktidarda olan bir siyasi partinin kapatılması için dava açılması, hukuki yönleri bir tarafa bırakılsa da, çok vahim siyasi sonuçları olacak bir durumdur.
Büyük bir Meclis çoğunluğuna dayanarak iktidar olan bir siyasi partinin kapatılması için başlatılan sürecin siyasi sonuçlarının yapacağı tahribat, bunun hukuki sonuçlarından çok daha önemli ve öncelikli bir konu olarak görülmelidir. Anayasa Mahkemesindeki dava sürecinin ne kadar zaman alacağını bugünden kestirmek mümkün değildir. Dava sürecinde iktidar olarak siyasi yetkililerini kullanmayı sürdürecek olan AKP'nin TBMM ve hükümet düzeyindeki tasarruflarının tümü tartışmalı ve şaibeli hale gelecektir. Çok ciddi iç ve dış güvenlik sorunları ile karşı karşıya olan Türkiye kritik bir dönemden geçmektedir.
Bu sancılı süreçte; terörle mücadele, etnik bölücülük, uluslararası çalkantılar ve krize dönüşme işaretleri veren ekonomik ve sosyal sorunlar hayati önem taşımaktadır. Açıkça belirtmek isterim ki; böyle bir ortamda Yargıtay Başsavcısının bu süreci başlatırken bunun siyasi sonuçlarını ve yapacağı tahribatın niteliği ve boyutlarını çok daha dikkatli olarak değerlendirmiş olması gerekirdi. Bu çerçevede, kapatma davası açmak yerine laikliğe aykırı fiillerden sorumlu olan parti üyeleri, yöneticileri ve milletvekilleri hakkında bireysel soruşturma süreçleri başlatılması daha uygun bir yöntem olabilirdi. Parti kapatma konusundaki siyasi tecrübelerimizin de bu kapsamda çok iyi değerlendirilmesi yerinde olacaktır. Çok partili siyasi hayata geçtiğimiz dönemden bugüne kadar 28 siyasi parti kapatılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin kuruluşundan bu yana kapatılan siyasi parti sayısı 24 olmuştur. 12 Eylül darbesi sonrası ara rejim döneminde de bütün siyasi partiler kapatılmıştır. Ancak, bu partiler yeniden kurulmuş ve bugün de farklı isimlerle de olsa siyasi misyonlarını sürdürmektedirler. Demokratik rejimin ve siyasi hayatımızın istikrar kazanamamasının temel nedenlerinin başında, bu müdahaleler sonucunda siyasi partilerin kurumsallaşma ve kökleşme süreçlerinin sekteye uğraması gelmektedir. Türkiye'de demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla gelişememesinde ve gerçek anlamda kök salamamasında en büyük etken bu olmuştur. Yasama, Yürütme ve Yargı'nın görev ve sorumlulukları Anayasa'da açıkça belirtilmiştir. Her kurum bu çerçevede görev ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmek durumundadır. Ancak Anayasal düzeni ve dayandığı ilkeleri korurken, Türkiye'yi bir siyasi kaosun içine sürüklemekten ve çok ağır siyasi sorunlar yaratmaktan kaçınmak da herkes için bir yükümlülük olarak görülmelidir.
Bunun yanı sıra, Anayasa'nın dayandığı temel ilkelerin, siyasi partilerin kapatılması yoluyla korunamayacağı da Türk demokrasisinin bu alandaki talihsiz tecrübesiyle sabittir. Bu yöndeki zorlamaların Türk siyasi hayatında fiiliyatta doğurduğu sonuçlar bütün açıklığıyla ortadadır. Yargı organlarının verecekleri hükümler hukuki bakımdan tartışılmazdır. Ancak, bunların Türk milletinin vicdanında karşılık bulması ve kabul görmesi de göz ardı edilemeyecek sosyal ve siyasi bir gerçektir. AKP'nin siyasi tasfiyesini ancak Türk milleti yapabilecektir. Bunun yeri, yolu ve yöntemi de, milli iradenin tecelli edeceği seçim sandığıdır. AKP'nin kapatılması için hukuki sürecin başlatılmış olması karşısında, Türkiye'nin çok ağır bir siyasi kaosa sürüklenmesinin önüne geçilmesi için şu hususları siyasi partilerin değerlendirmesine sunmak isteriz: Anayasa'nın 68. ve 69. maddelerinin gözden geçirilerek, siyasi partilerin 68. maddenin 4. fıkrasına aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılması yerine, bu fiilleri işleyen parti üyeleri, yöneticileri ve milletvekillerinin bireysel olarak sorumlu tutulmasını ve bunlar hakkında cezai soruşturma ve yaptırım uygulanmasını öngören yeni bir düzenleme yapılması üzerinde durulabilecektir. Terörle organik bağı ve eylem birliği olan ve terörü bölücü amaçlar için bir vasıta olarak gören siyasi partilerin durumu ayrı bir değerlendirme konusu olabilecektir.
(Bu yazıyı propaganda amaçlı koymadım. Gerek AKP nin gerek MHP nin politikasını beğenmem. Bir çok yönden tasfip etmediğim Devlet Bahçeli gerçekten iyi yerlere değinmiş.)
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Ben şu aralar , yanıt yazarak Taha Bey'in ağzını kapatmakla ilgileniyorum Sn. Bilgili...:o
Sayın Abbas bilgili abi diyanetten kaç tane Milli Eyitim Bakanlığına tayin yapıldı ! Ulemaya soralımmı.
Önüne gelene tazminat davası açarken Yargı iyiydi.
Devletin Savcısı Ülkenin yasalarına göre AKP'ye yasak davası açınca Yargı kötümü oldu Tazminat paralarını sayarken konuşmuyorlardı ya
Konuları tekrar yazmaya gerk yok hepsi sitemizde mevcut(kapatmayla ilgili)
Türbansızlara donsuz diyen sahıs RTE' nin Beş sene danışmanlığını yaptı
Hoşgörüyle bakıyoruz halen Saygılarımla.
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Kapatma davası bir yana; başta Başbakan olmak üzere hükümet üyelerinin beyanları da dikkate değer. Sanki kendilerini kapattırmak için özel bir çaba sarfediyorlar. Buna en son örnek de Başbakan'dan geldi:
Kapatma davası açanlara veya destekleyenlere üstü kapalı "CEHENNEMLİK" dedi Başbakan...
Batman'daki konuşmasında "Kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler, dilleri vardır gerçekleri söyleyemezler" dedi.
A'RAF Suresi 179. ayet;
Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Kapatma davasına karşı AK Parti’den yapılan açıklamada “Bir kısım yargı makamları hukuku iktidar mücadelesinin aracı haline getirmemeli. Aksi halde bu tür heveslerden en büyük zararı yargı ve hukuk görecektir” denildi.
Yargıtay Başsavcısı’nın AK Parti’ye kapatma davası açmasıyla birlikte Başbakan Erdoğan kurmaylarıyla parti genel merkezinde toplantı yaptı. Toplantıda hazırlanan yazılı açıklamayı, Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat okudu. Açıklamada, kapatma başvurusunun hedefinin AK Parti değil, Türk demokrasisi ve millet iradesi olduğu belirtilerek, halka şöyle seslenildi: “Müsterih olunuz; milletimizin uzun yıllar boyunca ağır bedeller ödeyerek elde ettiği demokratik ve ekonomik kazanımların bir kalemde silinip gitmesine hiçbir surette izin vermeyeceğiz.”
Fırat’ın AK Parti Genel Merkezi’nde gazetecilere okuduğu açıklamanın tam metni şöyle:
“Büyük bir ayıpla karşı karşıyayız. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı kapatma başvurusunun hedefi AK Parti değil Türk demokrasisi ve millet iradesidir.
Bu girişimle demokrasimiz ne yazık ki bir kez daha tartışmalı hale getirilmiştir. Anayasamıza göre millet adına yetki kullanan yargı kurumu, bizzat millet iradesinin karşısına çıkarılmak istenmiştir.
Türkiye’ye, demokrasimizin bütün kazanımlarına, milletimizin iradesine ve yüksek menfaatlerine, huzur ve istikrarımıza, dünyadaki itibarımıza yapılacak en büyük haksızlık budur.
Şunu açıkça belirtmek isteriz ki, Türkiye’yi düşünmek sadece AK Parti’nin görevi değildir. Bütün kişi ve kurumlar, ülke ve millet menfaatleri doğrultusunda sorumluluk duygusuyla hareket etmek zorundadır.
Türkiye’nin demokratik görünümünü, ekonomik dengelerini, güven ve istikrar ortamını bozanlar bunun tarih önünde vebalini de taşıyacaklarını bilmelidirler.
BİR KALEMDE SİLİNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ
Taşıdığımız iktidar sorumluluğunun da gereği olarak bugün, aklı selimi muhafaza etmek, huzur ve istikrarımızı korumak, milletimizi sağduyu ve sükunete davet etmek yine bize düşmektedir.
Milletimize tam bir kararlılıkla sesleniyoruz. Müsterih olunuz, 22 Temmuz’da sandıkta verdiğiniz temsil yetkisine sonuna kadar sahip çıkacağız.
Milletimizin uzun yıllar boyunca ağır bedeller ödeyerek elde ettiği demokratik ve ekonomik kazanımların bir kalemde silinip gitmesine hiçbir surette izin vermeyeceğiz.
Bu başvuru, AB ile katılım müzakerelerine başlamış, Atatürk’ün işaret ettiği çağdaşlaşma hedeflerine her gün daha fazla yaklaşan ülkemize ve aziz milletimize üçüncü sınıf bir hukuk anlayışı ve demokrasiyi reva görmektir.
BU TÜR HEVESLERDEN YARGI ZARAR GÖRÜR
Bir kısım yargı makamları, hukuku iktidar mücadelesinin aracı haline getirmemelidir. Aksi takdirde bu tür heveslerden en büyük zararı korkarız ki bir gün herkesin ihtiyaç duyacağı yargı kurumu ve hukukun üstünlüğü ilkesi görecektir.
Unutulmamalıdır ki, demokrasilerde temsil yetkisinin kaynağı millettir. Demokrasi ve hukuk, karşı karşıya getirilemez ve getirilmemelidir. Türkiye, bu çağda böyle bir tartışmanın içine çekilmeye layık değildir. Bu görüntüyü asla haketmemiştir.
İçeride ve dışarıda hayati meselelerle uğraştığımız böyle hassas bir dönemde, siyaseti zaafa uğratmanın, siyasi istikrarı bozmanın milletimize neler kaybettireceğini herkes iyi hesap etmelidir.
Türkiye’nin her ilinden, her bölgesinden ve her sosyal kesiminden büyük destek bulan, milletimizin birlik ve bütünlüğünü temsil eden AK Parti, Türkiye’nin partisidir. Biz ülkemize ve milletimize hizmet yolunda her zorluğu göğüslemeye devam edeceğiz.
AK Parti, siyaset kurumunu ve demokrasiyi zaafa uğratmaya dönük hiçbir teşebbüs karşısında tereddüte kapılmayacak, milli irade adına siyaset ve demokrasini mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürecektir.
Biz Türkiye için varız, her şey Türkiye için.”
NTV
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
AKp öncesi koalisyon hükümeti döneminde ülke ekonomik olarak krizlere sürüklenmiş,siyasi olarak kısır çekişmelere girmiş tam bir kaos halindeydi.Hortumlanan bankalar,yolsuzluklar o dönemde cabası... Dsp-Anap-Mhp=%50, Chp=Dsp diyebiliriz, Akp=%50
O dönemde bu partilere oy veren insanlar hala bu ülkede yaşıyorlar,beğenilmeyen Ak-parti ye oy verenler de bu ülkede yaşıyorlar,,,Şimdi ne olacak yukarı tükürsen bıyık-aşağı tükürsen sakal,,,Her iki kesim de bu ülkeye zarar verdiğine göre, siyasi partileri komple kapatalım olsun bitsin. Zaten bu ülkede siyasilerin işini yapan bir sürü kurum ve kişi var,onlar yeter de artar bize..
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Merkez’den ’bu dalganın arkası iflas’ uyarısı
Global dalganın reel sektöre de yayılmaya başladığına dair sinyaller verdiğini belirten Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "Merkez Bankaları, bugüne kadar ortaya çıkan sorunu çözebilmek için piyasaya likidite verdiler. Şu ana kadar yaşadığımız sorun likidite sorunuydu, fakat bundan sonra artık iş, iflas sorununa doğru gitmek üzere" dedi.
MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "ABD’deki herhangi bir kuruluşun yaptığı işlem sonucundaki riski, Almanya’da herhangi bir bankanın muhasebe kayıtlarında bulabiliyorsunuz" dedi. Yılmaz, Kayseri Sanayi Odası ve Dünya Gazetesi ile birlikte Kayseri Hilton Otel’de düzenledikleri "Para Politikaları" konulu konferansta yaptığı konuşmada, uluslararası piyasalarda önemli bir dalgalanma olduğunu, risklerin ve belirsizliklerin arttığını söyledi. Geçen yılın ortalarından itibaren finans piyasalarında özellikle gelişmiş ülkelerde, ABD’de bir dalgalanmanın ortaya çıktığını, buna "eşik altı" denilen konut kredilerinde ortaya çıkan ödeme güçlüklerinin neden olduğunu ifade eden Yılmaz, dalgalanmanın boyutunun 2006 yılına göre daha yüksek seyrettiğini anlattı. Şu anda içinden geçilen dalgalanmaya, şeffaf olmayan işlemlerin yol açtığını belirten Yılmaz, artan mühendislik uygulamaları sonucunda ortaya çıkan riskleri, bunları ortaya koyanların tam bilmediğini söyledi.
DALGADAN SONRASI: Geçen yılın son çeyreğinde ve 2008 yılının ilk aylarında ABD ve Avrupa ülkelerinde açıklanan ekonomik verilerin, finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerin reel sektöre de yayılmaya başladığına dair sinyaller verdiğini belirten Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Merkez Bankaları, bugüne kadar ortaya çıkan sorunu çözebilmek için piyasaya likidite verdiler. Şu ana kadar yaşadığımız sorun likidite sorunuydu, fakat bundan sonra artık iş, iflas sorununa doğru gitmek üzere. İflas sorununa gittikçe eğer verilen krediler geri dönmeyecekse, faiz oranları artık işlevini kaybediyor demektir. Dolayısıyla yavaş yavaş bu konuda piyasadan sinyaller gelmeye başladı. Yaşanan finansal dalgalanmanın dünyadaki büyümeyi yavaşlatacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki dönemde bütün ülkelerde bir yavaşlama olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu yavaşlamanın süresi ve derinliğinin ne olacağı konusundaki görüşler farklı."
14/Mart/ 2008 Hürriyet
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Bence sadece AKP yi kapatmasinlar halkin yuzde ellisinide kapatsinlar yok saysinlar hatta uzaydan insanlar bulup getirip TR ye yerlestirsinler. Çünkü gerekçeye bakilinca halkin yarisi Laik duşmanı ve şeriatçı olmuş oluyor.
Bence bu üstü kapali bir darbedir.
Tüm dunya kapatma davasini hayretle izlerken ve sadece CHP liler kapatma olayina olumlu bakiyor bence tum partileri kapatsinlar mecliste sadece CHP otursun, hangi devirde yaşiyoruz ya ve bugun biryerde gordüm sanirim bu açilan dava ile beraber AKP oylari yüzde64 lere çikmiştir deniliyor
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Sayın Mehmet Zafer Üskül hocanın neden iddianame kapsamına alındığını merak etmiştim. Baş örtüsünün üniversitede serbest olması gerekliliğine ilişkin Mersin'de yapmış olduğu konuşma, kendisini mahkeme huzurunda bulmasına neden olacak gibi.
Eğer Sayın Üskül'ün bu sözü onu yargı karşısına getirdi ise bir çok siyasinin de bunun için de CHP, DSP, MHP, ANAP, DYP, DTP, Saadet Partisi .... yönetici ve hali hazır milletvekilleri, eski milletvekilleri de aynı kaderi paylaşması gerekmezmiydi. Hatta bunu söyleyenler hakkında tüm C.Savcıları soruşturma açmak durumunda değilmiydi?
Sayın Üskül, SODEV yani Sosyal Demokrasi Vakfının uzun süre genel başkanlığı görevini üstlenmiştir. SODEV, CHP ile yakından ilintili bir vakıftır. Bu görevi sırasında da aynı nitelikte açıklamalarda bulunmuştu. Hatta uzun süre tartışılan renksiz anayasa konusundaki görüşlerini bu vakfın genel başkanı olduğu zamanda yapmıştı. O zaman ne CHP içinden bir ses geldi nede başka bir kaynaktan kendisine eleştiri geldi ve SODEV genel başkanlığı görevine yeniden de seçildi. Ancak, AKP milletvekili olunca, bir anayasaya Prof. olarak Anayasa Yargısının karşısına sanık olarak çıkma durumunda kaldı.
Bu tam ironik bir durum.
Yasama ve Yürütme siyasal görev üstlenirler, bunun karşısında Yargı her türlü siyasi makamın üzerinde bir pozisyon alır. Bu pozisyonu gereği olarak hukuku, herkese ve her kesime eşit olarak uygulamaktır.
Anayasa Hukukçusu değilim. Anayasa Yargısı konusunda sadece Fakültede aldığım eğitim ve biraz da meraktan okuduğum bir kaç kaynak dışında ihtisas düzeyinde bilgim yok. Ancak, hukukun evrensel ilkeleri ve değerleri ışığında olaya yaklaşımda bulunuyorum.
Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcının imzaladığı bu iddianameyi hukuki unsurların yanı sıra birazda siyasal olarak gördüğümüde belirtmek isterim. Bu değerlendirmem sadece iddianamenin bir bölümünü ve delilleri görmeden yapmaktayım.
Gelişmeleri yakından takip edeceğim hatta Sayın Üskül kabul ederse savunmasında yer almayı bile düşünmekteyim.
Şunu hatırlatmadan edemeyeceğim. Dosyanın tamamını incelemeden yaptığımız bütün eleştiriler eksik olacaktır. Bu durumda hukuki olarak değer ifade etmeyecektir. Sadece kendi subjektif yaklaşımlarımızı ortaya koyacaktır. Sonuçta eksik, öznel ve hukuk açısından hatalı yaklaşımlara konu olacaktır.
Ama konuşmadan da edemiyoruz :p :o
-
AKP'nin kapatılmasına dair C.Savcılığı iddianamesinin tamamı
Konunun daha bilimsel tartışılabilmesi açısından AKP'nin kapatılmasına dair C.Savcılığı iddianamesi tam metni https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=35583 linkine eklenmiştir.
-
Re: AKP'nin kapatılmasına dair C.Savcılığı iddianamesinin tamamı
Sayın admin, siteye eklediğiniz akp kaptılması için düzenlenen iddianame için teşekkür ederim. C.Savcılığı iddianamesini dipnotları hariç okudum. Gerçekten de bilimsel ve hukuki...
AKP'ye önerim şu: Tıpkı hukuki netin bir çok yerinde sorulan sorulara verdiğiniz cevap gibi;
AKP idarecileri; AVUKATINIZA DANIŞINIZ...
-
Re: AKP'nin kapatılmasına dair C.Savcılığı iddianamesinin tamamı
Alıntı:
illegal rumuzlu üyeden alıntı
AKP idarecileri; AVUKATINIZA DANIŞINIZ...
ABD'ye mi ?
-
Re: AKP'nin kapatılmasına dair C.Savcılığı iddianamesinin tamamı
ABD'yi bilemem ancak İDDİANAME DEMOKRASİ'NİN bir REFLEKSİDİR.
Siyaset ve hukuk etkileşimli bilim dallarıdır. Bir hukuki mesele veya işlemin temeline baktığınızda altından her zaman hem hukuk hem de siyaset çıkar. Bu da gerek kişiler ve gerekse kurumlar açısından son derece olağandır.
Eğer bu iddianame sadece siyasidir diyebiliyorsak, o zaman AKP'nin çoğu kararı da HUKUKİ değildir demekte hiçbir sakınca yoktur...
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
AKP hukumetinin yaptiklari demokrasi cercevesinde degerlendirilebiliyorsa, tesekkur ederim ancak ben demokrasi filan istemiyorum!
Zira Aristoteles'e gore demokrasi halkin kendi kendisini yonetmesinin en kotu bicimidir..Aristoteles bu soylemini demokrasinin baskilara dayanamayarak kisa surede tiranliga donusmesine ve bilincsiz olan halkin kendini ne kadar iyi yonetebilecegine dayandirmaktadir..Tarih bunun aci ornekleriyle doludur..Hitler demokrasiyi kullanarak iktidara gelmistir,Mussolini yine ayni sekilde demokratik olarak iktidara gelmistir..Fakat halk demokratik olarak basa gelen bu kisileri demokratik yollardan yerinden edememistir..Bu durumda sarilmamiz gereken ise militan demokrasi kavramidir,Yargitay Cumhuriyet Bassavcisi durumun geregini yapmistir,AKP soylem ve eylemleriyle rejimin altini oydugunu ispatlamis kapatilmayi cok cok onceden haketmistir..
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Sayın Ulaş degirmenci dunya ulkelerine bir göz atarsak demokrasisi iyi işleyen ülkeler hem ekonomik olsun hem yaşam standartları olsun en üst seviyedeler. Birde demokrasisi olmayan veya çok az duzeyde olan ülkelere bakalim örnegin arap ülkelerine bakalim dunya petrolleri onların elinde olamsina ragmen yaşam standartlari pekte iyi değildir veya dunyada doğru düzgün söz sahibi bile olamiyorlar
sizin demokrasi istememeniz sizin kişisel tercihinizdir saygi duymak gerek
-
Re: AKP'ye Kapatma Davası
Ulaş Bey demokrasi istemiyorum dememiş Sn. custa, yanlış anlamışsınız siz.
Bu arada zenginliklerine rağmen , demokrasisi olmadığından yaşam standartları düşük diye nitelediğiniz Arap ülkelerinde demokrasi niye yok? Laik olmadıkları için olabilir mi?