Bipolar ve kredi kartı borçları

Ben bipolar hastasıyım ve manik atak esnasında birçok kredi kartına borç yaptım. İki yıldır çalışmıyorum ve borçlar ödenecek gibi değil. Doktorum akıl hastalıkları ile ilgili bir avukat bulup hastalık esnasında doğan zarar adı altında alacaklılara dava açmamı söyledi.
Hastalığım ile ilgili bir avukat için birkaç avukat a danıştım; hiç biri bana yön veremedi, yani daha önce bu tür davalara vekillik etmemişlerdi. Şimdi: ben Avukat adı falan istemiyorum sadece bu tür bir avukat'a hangi kanal ile ulaşırım bunu öğrenmek istiyorum.

Alıntı:

---

sebnem-schaffer rumuzlu üyeden alıntı

Doktorum akıl hastalıkları ile ilgili bir avukat bulup hastalık esnasında doğan zarar adı altında alacaklılara dava açmamı söyledi.

---

İlginç.

Nasrettin Hoca da göle maya çalmış ya tutarsa diye...

"Deneme" bölümü altında açıldığına göre , denemekte fayda var, belki alacaklılardan para alınabilir , kimbilir...

Ne diye ilginç buldunuz ki Sayın c_selin?

Bir kusur işledim sanırım.

Aslında ilginç derken size hak vermiyor değilim. Bana bir parça da olsa yol gösterirseniz memnun olurum.:)

Bulunduğunuz ilin Barosuna başvurarak hasta hakları komisyonunda bulunan avukat arkadaşlara ulaşabilir yada deneme yanılma yolu ile davayı kabul edicek bir avukatla yola cıkabilirsiniz.
bana da ilginç geldi.)

Mahkeme sizi ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yollar.1-2 hafta yatarsınız.Krediyi kullandığınız tarihte ceza-i ehliyeti yoktur tarzında rapor gerekir.Manik depresyonda bu raporu almak güç.Eğer raporda manik depresyonun mani döneminde psikoz geçirdiğiniz yazarsa çok sakat.Bu sefer güvenlik tedbirleri devreye girer.Ehliyet gider,yarı deli muamelesi görürsünüz,yurtdışına çıkamassınız,evlilikte zor ,bankalarda işlem yapamaz kredi alamaz hatta işveren iş vermez.
Sonuçta o rapor uzun süre peşinizden gelir.Bence bu yola girmeyiniz.

Kişiye daha önceden vasi tayin edilmiş ise borçlardan vasisi sorumlu tutulur. Eğer vasisi yok ise hastanın o tarihte hasta olduğunu ispatlamanız çok güç keza hastalıklar genelde belli sürelerde nükseder o zaman cezai ehliyeti olup olmadığı bilinmesi çok güç. Anca hastahaneden kontrol altındaysa kaçıp bu işlemleri yapmış olmalı diğer türlü zor.

Cezai ehliyeti yoktur raporu alan kişiler her sene 1 hafta hastahanede kontrol altına alınır. Rapor senede bir yenilenir. Yeşil kart ve engelli maaşındanda yararlanabilirler. Üstlerine mal varlığı edinemezler bir çok haktan yararlanamazlar. Tabi en risk taşıyan konu ise bu konumda bulunan insanlar hakkındaki kanun hükümleridir. Bir dönem peşpeşe cinayetler işlendiğinde cezai ehliyeti bulunan herkesin toplanıp hastahanelerde tutulması için ruh hastalıkları hekimlerinden fikirleri alınmıştı uzun süre önce.

Alıntı:

---

fornan rumuzlu üyeden alıntı

Kişiye daha önceden vasi tayin edilmiş ise borçlardan vasisi sorumlu tutulur. Eğer vasisi yok ise hastanın o tarihte hasta olduğunu ispatlamanız çok güç keza hastalıklar genelde belli sürelerde nükseder o zaman cezai ehliyeti olup olmadığı bilinmesi çok güç. Anca hastahaneden kontrol altındaysa kaçıp bu işlemleri yapmış olmalı diğer türlü zor.

Cezai ehliyeti yoktur raporu alan kişiler her sene 1 hafta hastahanede kontrol altına alınır. Rapor senede bir yenilenir. Yeşil kart ve engelli maaşındanda yararlanabilirler. Üstlerine mal varlığı edinemezler bir çok haktan yararlanamazlar. Tabi en risk taşıyan konu ise bu konumda bulunan insanlar hakkındaki kanun hükümleridir. Bir dönem peşpeşe cinayetler işlendiğinde cezai ehliyeti bulunan herkesin toplanıp hastahanelerde tutulması için ruh hastalıkları hekimlerinden fikirleri alınmıştı uzun süre önce.

---

Bir konuda yanlış bilgi vermiyelim , ceza-i ehliyeti suç tarihinde olmayan kişi raporda yazan şekilde ve aralıklarda kontrola tabi olur.Sadece düzenli ilaç tedavisi verilmişse kontrol için hastaneye yatmaz.İl sağlık müdürlüğü hastayı telefonla arayıp kontrol edebiliyor.Hasta zaten ilaç için her ay kontrole gidiyor.Bipoar bozuklukta 4 sene atak geçirmesseniz hastalığın tekrarlaması zor.Bence çalışmayı deneyin.İlaç tedavisini kesmeyin.Borç için ceza-i ehliyetinizden olmayın.

Bence böyle bir davaya girmeniz size yeni masraflar açmak dışında hiç bir işe yaramıyacaktır.Bahsettiğiniz psikolojik rahatsızlık türü ceza_i ehliyeti olmayacak kadar değil, toplumumuzda görülebilen depresyon, ankysite, obsesif kompulsif bozukluk benzeri bir rahatsızlıktır(ki olsa dahi yerinde bir heyet tarafından raporlanmalıydı).Zaten aylar öncesine dönük kişinin karar mekanızmasının bozulduğuna yönelik bir teşhis mümkün görünmüyor.Bankayla görüşüp ödeme kolaylığı yolları aramak daha mantıklı.Lakin bazı üyelerimizin dediği gibi 'ya tutarsa' mantığınıda devreye sokmak size kalmış.Geçmiş olsun.

Alıntı:

---

Bill187 rumuzlu üyeden alıntı

Bence böyle bir davaya girmeniz size yeni masraflar açmak dışında hiç bir işe yaramıyacaktır.Bahsettiğiniz psikolojik rahatsızlık türü ceza_i ehliyeti olmayacak kadar değil, toplumumuzda görülebilen depresyon, ankysite, obsesif kompulsif bozukluk benzeri bir rahatsızlıktır(ki olsa dahi yerinde bir heyet tarafından raporlanmalıydı).Zaten aylar öncesine dönük kişinin karar mekanızmasının bozulduğuna yönelik bir teşhis mümkün görünmüyor.Bankayla görüşüp ödeme kolaylığı yolları aramak daha mantıklı.Lakin bazı üyelerimizin dediği gibi 'ya tutarsa' mantığınıda devreye sokmak size kalmış.Geçmiş olsun.

---

Ceza-i ehliyeti olmaması suç işlendiği andaki şahsın psikozda olmasıdır.Manik depresyon hastalarında manik dönemde psikoz olabilir hatta kulağa ses gelmesi , kendini peygamber yada tanrı sanma gibi durumlarıda vardır.Çoğu zaman şizofreni ile karıştırılır.Ayrıca çoğu şizofren hasta manik depresif adı altında tedavi görür.Psikiyatrisler pek sen şizofrensin demez.Sağlam adama bile şizofrensin dersen adam kafayı yer.Eğer yukarıda bahsettiğim türde manikseniz olayı abartıp şizofren olabilirsiniz:) Bu durumda ceza-i ehliyet ortadan kalkar ama bu sefer ömür boyu damgalanırsınız.Bence davalarla uğraşmayın derim.Bill187 ye katılıyorum.

Alıntı:

---

Bill187 rumuzlu üyeden alıntı

Zaten aylar öncesine dönük kişinin karar mekanızmasının bozulduğuna yönelik bir teşhis mümkün görünmüyor.

---

Aylar geçse hatta seneler yinede teşhis yapılıyor.Önemli olan suç tarihinden önce bir tanının elinizde bulunması ve suç tarihlerinde kullandığınız ilaçların reçetesi gibi bilgiler işinize yarayacaktır.

Syn Demirci, bir kişinin yaptıklarından sorumlu tutulamayacak kadar psikolojik rahatsızlık duyması, şahsın ehil bir kurul önünde değerlenmesine bağlıdır.Aldığı psikolojik destek yada ilaçların yeterli olması söz konusu değildir.Eğer böyle olsaydı ülkemizdeki milyonlarca yaptıklarından pişmanlık duyan insan(bu sadece kart borcu olmaya bilir, alım, satım, borç, kefillik vb.) benzer ilaçları kullandığını yada reçete ettiğini söyleyerek bu işlerden sorumlu olmadığını iddia ederdi.Değerli forumumuzda insanları yanlış bilgilendirmemek başlıca görevimiz diye düşünüyorum.Herkese iyi forumlar.

Alıntı:

---

Bill187 rumuzlu üyeden alıntı

Syn Demirci, bir kişinin yaptıklarından sorumlu tutulamayacak kadar psikolojik rahatsızlık duyması, şahsın ehil bir kurul önünde değerlenmesine bağlıdır.Aldığı psikolojik destek yada ilaçların yeterli olması söz konusu değildir.Eğer böyle olsaydı ülkemizdeki milyonlarca yaptıklarından pişmanlık duyan insan(bu sadece kart borcu olmaya bilir, alım, satım, borç, kefillik vb.) benzer ilaçları kullandığını yada reçete ettiğini söyleyerek bu işlerden sorumlu olmadığını iddia ederdi.Değerli forumumuzda insanları yanlış bilgilendirmemek başlıca görevimiz diye düşünüyorum.Herkese iyi forumlar.

---

Önemli olan suç tarihinden önce bir tanının konulması demiştim.Yani suçtan önce kişi manik depresyon yada şizofreni tanısı aldıysa suç tarihinde hastalığının tekrarladığını belgeleyebilir demek istedim.Bu şekilde dava açabilir ama bu sefer ceza-i ehliyetinden olur.Eğer ceza-i ehliyetinden olursa vekil tayin edilir.Bankada hesap bile açamaz.Ehliyetine el konulur.Yurtdışına çıkamaz.Evlenemez vs...
Ülkemizde %2 manik %1 şizofren vardır.Yani toplam 2milyon insan.Bunların çok azı mahkemelik olur.Kimse ceza-i ehliyetini kaybetmek istemez.Birkez mahkemeye düşerse ömür boyu damgalanır.Güvenlik tedbirleri cezasından ağır olacaktır.

Medeni haklara sahip olma ehliyeti ile bu hakları kullanabilme ehliyeti birbirinden farklı olduğu gibi ceza-i ehliyet ise çok daha farklı bir durumdur.


Sözleşmeler , eğer yasal şekil koşuluna uyulmamışsa , taraflardan biri temyiz kudretine sahip değilse, danışıklı (muvazaalı) ise, konusu genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına ,emredici hükümlere aykırı ise kesin hükümsüzlük (geçersizlik) yaptırımı ile karşılaşır.

Geçersiz sözleşmeler gereği taraflar aldıklarını birbirlerine iade etmekle yükümlüdürler.

Oysa kullanıcı başka bir şeyi sormaktadır.; "hastalık esnasında doğan zarar adı altında alacaklılara dava açmamı "

Doğrusu ben böyle bir dava türü bilmiyorum. Anlamaya çalışıyorum

Hastalık esnasında bir zarar doğmuş olacak , bu zarar galiba hastalıktan ve alacaklılardan kaynaklanmış olacak ...

Alıntı:

---

Doğrusu ben böyle bir dava türü bilmiyorum. Anlamaya çalışıyorum

Hastalık esnasında bir zarar doğmuş olacak , bu zarar galiba hastalıktan ve alacaklılardan kaynaklanmış olacak ...

---

Madde 32-1 yani, fiili işlediği zaman tam akıl hastası olan, yani " işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilemez , hakkında, sadece "koruma ve tedavi amaçlı olarak " güvenlik tedbirine hükmedilmesini emretmiştir.

Bu maddede suç tarihinde ceza-i ehliyet kavramı tanımlanmıştır.Buna istinaden dava açılabilir.Şahıs harcamalarından sorumlu olamaz.Mahkeme şahsı hastaneye sevk edecektir.Madde 32-1 e göre değerlendirme heyet tarafından yapılır ama heyet harcamalarının bilinçli yapıldığına kararda verebilir.Bipolar bozuklukta aşırı para harcama çok rastlansada madde 32-1 e tabii olması biraz zor.Çoğunlukla şizofrenler bu madde kapsamına girer.Dava sürecinde bir akıl hastanesinde haftalarca yatmak söz konusu olacağından dava açma konusu çokta mantıklı olmayacaktır.

ALINTIDIR

Atak döneminde hastanın aldığı yanlış kararlar ve bunların sebep olduğu maddi zararların yasal olarak telafisi mümkün müdür? (Örneğin, aşırı kredi kartı borcu nedeniyle haczedilen mallar, imzalanan kontratlar, aracını değeri altında satması, dairesini bağışlama).

C3: Hasta, manik dönem sırasında yaptığı harcamaların getirdiği sorumluluklardan kurtulamaz. Ancak, hastalığının farkına varıp bunu kullanarak hastayı zarara uğratanlar varsa hasta dava açıp kayıplarının telafisini isteyebilir. Örneğin, hastanın aracını hastalığı kullanarak değerinin altında satın alan kişiye karşı hasta ‘satış işlemi iptal davası’ açabilir.

ALINTIDIR

Murat bey bu alıntıyı nerden aldığınızı öğrenebilirmiyim lütfen

Alıntı:

---

muratdemirci rumuzlu üyeden alıntı

ALINTIDIR

Atak döneminde hastanın aldığı yanlış kararlar ve bunların sebep olduğu maddi zararların yasal olarak telafisi mümkün müdür? (Örneğin, aşırı kredi kartı borcu nedeniyle haczedilen mallar, imzalanan kontratlar, aracını değeri altında satması, dairesini bağışlama).

C3: Hasta, manik dönem sırasında yaptığı harcamaların getirdiği sorumluluklardan kurtulamaz. Ancak, hastalığının farkına varıp bunu kullanarak hastayı zarara uğratanlar varsa hasta dava açıp kayıplarının telafisini isteyebilir. Örneğin, hastanın aracını hastalığı kullanarak değerinin altında satın alan kişiye karşı hasta ‘satış işlemi iptal davası’ açabilir.

ALINTIDIR

---

Bipolar hastaların forum sitesinden
http://www.bipolaryasam.org/sss/hukuk
madde 3

Alıntı:

---

muratdemirci rumuzlu üyeden alıntı

ALINTIDIR

Atak döneminde hastanın aldığı yanlış kararlar ve bunların sebep olduğu maddi zararların yasal olarak telafisi mümkün müdür? (Örneğin, aşırı kredi kartı borcu nedeniyle haczedilen mallar, imzalanan kontratlar, aracını değeri altında satması, dairesini bağışlama).

C3: Hasta, manik dönem sırasında yaptığı harcamaların getirdiği sorumluluklardan kurtulamaz. Ancak, hastalığının farkına varıp bunu kullanarak hastayı zarara uğratanlar varsa hasta dava açıp kayıplarının telafisini isteyebilir. Örneğin, hastanın aracını hastalığı kullanarak değerinin altında satın alan kişiye karşı hasta ‘satış işlemi iptal davası’ açabilir.

ALINTIDIR

---

Bu hususun hastalığın adı veya tanısı ile ilgisi yoktur. Bu husus tamamiyle kötü niyet ile ilgilidir. Kötü niyet hukukça korunmaz.

Ancak kötüniyetin ispatı ise (yani banka yöneticileri, kart ile alış veriş yapan yerler kişinin akıl sağlığının yerinde olmadığını bilecekler, ve gerçekten ihtiyacı olmayan şeyleri olağan üstü bedeller ile satmış olacaklar) epey bir sıkntılıdır diye düşünüyorum

Alıntı:

---

Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı

Bu hususun hastalığın adı veya tanısı ile ilgisi yoktur. Bu husus tamamiyle kötü niyet ile ilgilidir. Kötü niyet hukukça korunmaz.

---

Bipolar hastalıkta da şizofren gibi bazen gerçek dışı inanışlar yada kendini peygamber gibi önemli biri görme durumları mevcuttur.Şahıs kötü niyetle değil hastalık sebebi ile işlem yapmaktadır.Yaptığı eylem iyi niyette olsa hasta yaptıklarından sorumlu tutulmayacak ve tekrarı olmaması için güvenlik tedbirleri uygulanacaktır.Bu tip akıl hastalarında kötü niyet aranmaz.Ancak kişi akıllı ise ve ben şizofrenim yada bipolarım derse o zaman kötü niyet aranır.Gerçekten hasta ise topluma ve kendine zarar vermeyecek duruma kadar hastaneye zorla yatırılmalıdır.3-4 haftada tedavi edilir.Yani hakkını hukukunu arayabilir.

Yazdıklarım ya iyi anlaşılmıyor ya da okunması bilinmiyor.

Kötü niyet hastada değil hastanın hastalığını kendi çıkarına kullananda olur.
yaptıklarından sorumlu olmamak ceza hukuku için geçerlidir. Özel hukuk açısından ise yapmış olduğu sözleşmeler geçersiz olsa da aldıklarını geri vermek zorundadır. Bu yükümlülük kendisi tarafından yerine getirilemez ise (akıl sağlığı vb nedenler ile ) veli, vasi veya kayyım tarafından söz konusu kişinin mal varlığı tarafından karşılanır. Bunun istisnası ise kişinin hastalığını bilerek normal olarak akdedilmeyecek bir sözleşmeyi akdedilmesi hali içindir.

Nitekim yargıtay kararı uygulamalarında da bu hastalığın cezai ehliyetinin var olup olmadığı hususuna vurgu yapılmaktadır.

Alıntı:

---

Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı

Nitekim yargıtay kararı uygulamalarında da bu hastalığın cezai ehliyetinin var olup olmadığı hususuna vurgu yapılmaktadır.

---

Bipolar disorder hastalarının ceza-i ehliyeti var mıdır yok mudur?
Yani kişi manik dönemde psikozda ise ceza-i ehliyetinin kalktığı durum yargıtayda karşılaşılmış bir durum mudur?

Halen cevap almış değilim.

Alıntı:

---

Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı

Bu hususun hastalığın adı veya tanısı ile ilgisi yoktur. Bu husus tamamiyle kötü niyet ile ilgilidir. Kötü niyet hukukça korunmaz.

Ancak kötüniyetin ispatı ise (yani banka yöneticileri, kart ile alış veriş yapan yerler kişinin akıl sağlığının yerinde olmadığını bilecekler, ve gerçekten ihtiyacı olmayan şeyleri olağan üstü bedeller ile satmış olacaklar) epey bir sıkntılıdır diye düşünüyorum

---

Merhabalar bu cevap dikkatimi çekti açıkcası ve şöyle bir çözüm yapılabilir mi? Hukuken cevaplarsanız sevinirim.

Malesef ailemizde bir bipolar hastamız var ve hastalığı sürekli tekrarlıyor. Hastalık her tekrarladığında hasta farklı kaçış ve para bulma yöntemlerine başvuruyor ve günümüzde malesef her önüne gelene kredi kartı veriliyor. Bunu en azından kredi kartı borçları oluşmadan engellemek adına bu hasta için hastanın bipolar dengesi yerindeyken, yani hasta kendisindeyken bankalara hastalığını belirten bir rapor örneği ile kendisinin daha sonra başvuracağı kredi kartı başvurularının reddini talep eden bir dilekçeyle başvurması mümkün mü dür?

Böyle birşey mümkün olursa kötü niyetin ispatı konusunda epeyce bir yol kat edilmiş olur diye düşünüyorum. Çünkü bugün bankadan aranmış ve kredi kartı onayı hakkında görüşmek istenmiş telefonda kişinin hastalığından ve kartı almasının mümkün olmadığından bahsedilsede normal olarak kişinin hastalığı umurlarında değil aksine "kişinin başına parasızlıktan bişey gelirse sorumlusu siz olursunuz konuşmalarımız kayıt ediliyor" diye saçma sapan ve tehditvari cevap verilmiş. Aslında ben görüşüyor olsaydım kendisiyle onun kayıtlarında ve hafızasında uzun süre kalacak etkiyi yapardım ama neyseki ben değildim telefondaki. Herneyse konuyu özetleyecek olursak bankalara kişinin göndereceği bir dilekçe veya bir evrakı posta yoluyla gönderip (olayı belgelendirmek adına) daha sonra bu dilkekçeye rağmen bankalar kredi kartı verirlerse kötü niyetin ispatı konusunda yeterli bir delil teşkil etmez mi? Yada böyle bir dilekçe verilebilir mi? Hukuken yaptırımlar nedir ? Bu konularda bizleri bilgilendiriseniz inanın birçok çaresiz hastalara ve hasta yakınlarına çok büyük yardımlarınız dokunur. Şimdiden yardımlarınız için çok teşekkür eder saygılar sunarım.