Türkiye dışındaki Vatandaşlarımıza sahip çıkalım

İki kıta arasında köprü olmanın dışında,isterseniz birde sınırlarımızın dışındaki Vatandaşlarımıza sahip çıkalım.Ne dersiniz?

Alıntı:

---

'Irkçı saldırı' giderek güçlendi!
07 Şubat 2008 Perşembe 08:29
Dokuz Türk'ün öldüğü yangında çok sayıda ipucu ortaya çıkıyor...
Almanya’nın Ludwigshafen kentinde dokuz Türk’ün öldüğü yangında ırkçı saldırı şüphesi giderek güçleniyor. Binanın girişine yangından önce Naziler’in kullandığı SS işaretiyle ‘Hass’ (nefret) yazıldığı ortaya çıktı

Almanya’nın güneyindeki Ludwigshafen kentinde beşi çocuk dokuz Türk’ün can verdiği yangının bir kundaklama olduğu yönündeki şüphelere bir yenisi daha eklendi.

1993’teki 5 Türk’ün öldüğü Solingen faciasına benzetilen yangından sağ kurtulan iki Türk kız kardeşin “Beyaz tenli Alman bir adamın tutuşturduğu kağıtları binanın içine attığını” söylemesinin ardından dün de yanan binanın giriş katındaki Türk Kültür Merkezi’nin kapısına ırkçı ifadeler yazıldığı tespit edildi. Ludwigshafen Polis Müdürlüğü sözcüsü Michael Lindner, “Kültür merkezinin kapısına sprey boyayla iki kez ’Hass’ (Almanca’da nefret) kelimesinin yazıldığını fark ettik. Kelimenin son iki harfi Nazilerin SS sembolü şeklinde yazılmıştı” dedi.

Yangından önce yazılmış

Bu yazıların ne zaman yazıldığını bilmediklerini söyleyen Alman sözcü, “Ancak yangından önce olduğu kesin. Her türlü ipucunu büyük bir ciddiyetle dikkate alıyoruz” bilgisini verdi.

Basın ikiye bölündü

Alman basını ise yangında inceleme yapmak üzere Türk heyetinin gelmesi konusunda bölündü. Bazı gazeteler bunu yersiz buluken bazıları da “Türk uzmanların katılması çok doğru. Hem Türkler arasında araştırmalar yapabilir, hem de Türk toplumunu sakinleştirebilirler” yorumu yaptı.

Sabotaj varsa ortaya çıkmalı

Yurt dışındaki Türklerden sorumlu Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu, Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer ile yanan binanın önüne bakanlığı adına çelenk koydu. Bir sabotaj varsa saklanmadan aydınlatılması gerektiğini söyleyen Yazıcıoğlu, gurbetçilere “Hiçbir kaygınız ve sıkıntınız olmasın, arkanızda olduğumuzu bilmenizi isteriz” dedi.

kaynak: Vatan

---

Türkler dünyanın birçok yerinde istenmeyen vatandaş durumunda, göç veren ülke konumunda. Afganistan'la, Pakistan'la aynı konumdayız Rusya kayıtlarında.
Geçenlerde Rusya'nın 2 farklı şehrinde 2 Türk'e saldırı oldu. Birisi ermeni bir taksici tarafından.

Vatandaşlarımızı korumak için neler yapılabilir?

Duyarlılığınızı takdir etmeliyim,
inanın Ülkemiz içindeki farklı,farklı sebeblerden çıkan huzursuzluklara,gerginliklere , artık şaşırmayacak kadar bağışıklık kazanıyor hale getiriliyoruz.Ülkemiz dışındaki Vatandaşlarımız,gurbetçilerimiz çoğu zaman unutuluyorlar.Bir,iki gün gazetelerin manşetlerini süsler olaylar.Sonra unutulur gider."Kasap et derdinde,koyun can derdinde" misali ne yazıkki.
Ülkemiz dışında bulunan vatandaşlarımıza sahip çıkmadığımız sürece,Türk düşmanlığı ve "kurban" edilen türklerimizin sayısı gittikçe artacaktır.Biz ülkemizde ,bırakın senelerce yaşayan yabancıları,1-2 hafta için gelmiş turistlere dahi saygı ve misafir perverlik göstermekteyiz.Herhangi bir olayda kendi devletinden önce davranıyoruz,sahip çıkıyoruz.
Yıllarını gurbette geçirmiş bir nesil,2-3 kuşak aileler;çalışmak için gitmiş,vatan hasretiyle tutuşanlar;vatanımıza dışardan ekonomik destek sağlayan insanlar,iş adamları.Bu insanlar gerek halkımızdan,gerek yetkililerden,gerek devlet büyüklerimizden destek görmeyi,arka çıkılmayı,hesaplarının sorulmalarını hiç mi haketmediler???
Oysa Türkiyemiz için ,Türkiyemizdeki gerginlikler için en çok üzülen,endişelenen
onlar.
Bu duyarsızlığı hakedecek ne yaptılar?Neden tepki gösterilmiyor?Neden mitingler,yürüyüşler düzenlenmiyor?
Yanlış anlaşılırız diyemi?

Ne olursa olsun ,görüşümüz ne olursa olsun.
T.C. Vatandaşı olarak her bir Vatandaşımıza sahip çıkmayı üzerime bir vazife görmekteyim.Din,ırk,dil farkı- hiç önemi yok.Dışardaki Vatandaşlarımız Türkiyemizi temsil etmekte, ve yapılan saldırılar onların kişiliğine değil Ülkemize yapıldığını fark edenler varmı acaba?

Ne yurtiçi ne yurt dışı vatandaşlarının mal ve can güvenliğine sahip çıkmayan iktidar, inaçları sömüren, siyasi simge olarak kabul ettiği türbana sahip çıkarak, % 53.3 ün ruhuna, cumhuriyete, demokratik rejime, insan haklarına fatiha okumaya ant içmiş.

Almanyadaki yangının ardından

Frankenthal Savcılığı ve Rheinpfalz Polis Müdürlüğü, 9 Türk'ün hayatını kaybettiği Ludwigshafen'deki yangın faciasıyla alakalı ara raporu açıkladı. Raporda, yangının bodrum katta çıktığı, ancak çıkış sebebinin henüz netlik kazanmadığı bilgisine yer verildi.
Savcılık ve emniyet, bugüne kadar yapılan araştırmaların yangının bodrum katta çıktığını gösterdiğini, fakat çıkış sebebinin henüz netlik kazanmadığını bildirdi. Uzman ekipler ve polisin, yangının çıkış sebebini bulmak için incelemelerini sürdürdüğü ve bu konuyla ilgili en erken 1 hafta içinde açıklama yapılabileceği vurgulandı. Yangının sebebini araştırmaktan sorumlu Frankenthal Savcısı Lothar Liebig, şu ana kadar yanıcı madde izine rastlanmadığını ve yangının sebebinin henüz bilinmediğini kaydetti. Bu
arada, görgü şahitlerini dinlemeye devam eden polis, facianın yaşandığı 3 Şubat pazar günü saat 14.00 ila 16.20 arasında elinde resim ve video kaydı bulunan kişilerin, bunları savcılık veya emniyet müdürlüğüne teslim etmesini istedi.
Öte yandan Alman Der Spiegel Dergisi, yanan binadaki elektrik kablolarının çok eski olduğuna işaret ederek, araştırmacıların ağırlıklı olarak yangının elektrik kaçağından çıkma ihtimali üzerinde durduğunu yazdı. Haberde, yanan evin önündeki karnaval geçidinde yer alan genç bir çiftin, daha sonra yangında hayatını kaybeden Hülya Kaplan'a hakaret ettiği de öne sürüldü.

Rheinland Pfalz Eyaleti Başbakanı ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Kurt Beck, dün Berlin'de yaptığı açıklamada, binanın tüm katlarında ayrıntılı incelemelerin sürdüğünü söylemişti. Türk medyasının bir kısmını yangınla ilgili abartılı haber yapmakla eleştiren Beck, bazı haberlerde itfaiye ekiplerinin aşağılanmasının hoş görülemeyeceğini kaydetmişti.


İHA-Almanya


Yorum sizin.....

Almanlar açıkladı: Herne yangını kundaklama

Herne kentindeki Türklerin yaşadığı binanın kundaklandığı açıklandı. Binanın bodrumunda otomobil lastikleri yakılarak yangın başlatılmış. Dokuz Türk'ün öldüğü Ludwigshafen faciasıyla ilgili araştırma yaptıran Bild gazetesi yangının teknik arızadan çıkmadığını yazdı[/FONT]

BERLİN - Almanya'nın Kuzey Ren Vesftfalya eyaletinin Herne kentinde, Türklerin de oturduğu bir binada 25 Şubat'ta çıkan yangının sebebinin kundaklama olduğu belirlendi.

Almanya'nın Ludwigshafen kentinde dokuz Türk'ün öldüğü yangından sonra Avrupa'da Türklerin yaşadığı pek çok bina yandı. Backnang, Recklinghausen, Aldingen, Gelsenkirchen, Düren ve Marburg'da yangınlar çıkarken akıllardaki soru bunların ırkçı saldırı olup olmadığıydı.

Herne'deki yangının kundaklama olduğu açıklandı. Herne polisi, bir yangın uzmanının Bickernstrasse 60 adresinde bulunan binada yaptığı araştırma sonucunda, bodrum katında bulunan dört otomobil lastiğinin kundaklama sonucu alev aldığının belirlendiğini söyledi. Kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin, binanın kilitli olmayan giriş kapısından içeri girdiklerinin tahmin edildiğini belirten polis, olası görgü tanıklarının polise başvurmasını istedi. Yangın sırasında dumandan zehirlenen beş Türk hastaneye kaldırılmıştı. Türk Halk Müziği sanatçısı Bedia Akartürk de binanın giriş katında oturuyordu. Akartürk, yangın sırasında Türkiye'deydi.

Ludwigshafen raporu

Almanya'nın Ludwigshafen kentinde dokuz Türk'ün ölümüne neden olan yangın faciasıyla ilgili araştırma sonuçlarının gelecek hafta içinde açıklanması bekleniyor. Alman Haber Ajansı (DPA), bir polis sözcüsüne dayanarak verdiği haberde, araştırma sonuçlarının hazırlandığını, ancak bir kundakçı gördüklerini söyleyen Aylin ve Bedriye adlı kız çocuklarıyla ilgili psikolojik raporun beklendiğini belirtti. Sözcü, söz konusu raporun gelecek hafta içinde sunulması, gerekli açıklamanın da o zaman yapılmasının beklendiğini söyledi.

Öte yandan, Bild gazetesi, bodrum katında çıktığı belirlenen yangının içten içe yanan bir alev sonucunda ortaya çıktığını yazdı. Gazetenin kendi araştırmaları sonucunda yayımladığı haberde, yangının zaman içinde içten içe ahşap yapıyı kemirerek, ya eski kablolar nedeniyle ya da kaçak olarak elektrik kullanıldığı için çıkma olasılığının bulunmadığı belirtildi. Araştırma sonuçlarının, Türkiye'den gelen dört yangın uzmanı tarafından da desteklendiği öne sürüldü. Yangının teknik arıza sonucu çıkmayacağı savunuldu.

Düren kentine bağlı Aldenhoven kasabasında pazartesi günü bir Türk ailenin evinde çıkan yangında yaralanan 64 yaşındaki Döndü Apaçık'ın sağlık durumunun kötü olduğu açıklandı. Bu yangının gaz kaçağı nedeniyle çıktığı açıklanmıştı.

Radikal (AA-DHA )

Almanya’da 24 günlük bir süre içinde Türkler’in yaşadığı 17 ayrı noktada meydana gelen yangınlar Almanya Türk Toplumu Derneği’ni harekete geçirdi. Alman hükümeti, uyum politikalarını yeniden düzenlemeye davet edildi.

Almanya Türk Toplumu Derneği Başkanı Kenan Kolat, Almanya'da son zamanlarda meydana gelen yangınlardan dolayı Türk toplumunun endişe içinde olduğunu ve uyum politikasının yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtti.

Kolat, başkent Berlin'de yaptığı açıklamada, Almanya'da 24 gün içinde 17 yangın olayının yaşandığına işaret ederek, ''Şimdiye kadar sadece Marburg kentindeki yangının kundaklama olduğu tespit edildi. Diğer yangınların nasıl çıktığı daha belirlenmedi. Ancak yangınlardan dolayı Türk toplumu endişe duyuyor. Yangın olaylarının yayılmaması için Almanya'daki güvenlik güçlerinin önlemlerini artırmaları gerekiyor'' dedi.

”Yangınların sebebi hızla aydınlatılmalı”

Güvenlik güçlerinin Türk sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğini artırmaları gerektiğini ifade eden Kolat, polisin yangınları hızlı şekilde aydınlatması gerektiğini, bu konuda Alman güvenlik birimlerine güveninin tam olduğunu, olayların aydınlatılması için her şeyi yaptıklarına inandığını söyledi.

Göçmen kökenlilerin topluma katkılarına daha fazla vurgu yapılmasını isteyen Kolat, kendisinin artık uyum kelimesini kullanmayacağını, çünkü uyum kelimesinin tanımlanmadığını, uyum yerine artık ''herkese eşit haklar ve katılımdan'' söz edeceğini belirtti.

Katılımın olmadığı yerde insanlarda dışlanma hissinin uyandığını ifade eden Kolat, insanlar sistemden dışlandığı zaman, bu insanların sistemi kabul edemeyeceklerini dile getirdi.

Kolat, siyasi katılım için Almanya'daki yabancılara seçme ve seçilme hakkının verilmesini, vatandaşlığa geçmenin kolaylaştırılmasını ve Almanya'da doğan herkese Alman vatandaşlığının verilmesini istedi.

Vatandaşlık sorunu

Almanya'da 2000 yılından bu yana yürürlükte olan 18 ile 21 yaş arasındaki yabancı gençlerin ya Alman vatandaşı ya da kendi ülkesinin vatandaşlığını almasını düzenleyen yasaya da karşı olduğunu ifade eden Kolat, ''Gençler bir karar vermeye zorlanıyorlar. Bu hiç hoş olmayan bir sinyaldir. Bunun yeniden düzenlenmesi olumlu bir sinyal olur'' dedi.

Kültür ve eğitim konularında da katılım sağlanması gerektiğini belirten Kolat, Almanya'da çok az bölgede olduğu gibi okullarda Türkçe'nin yabancı dil olarak kabul edilmesi ve lise bitirme sınavlarında da yer alması gerektiğini kaydetti.

Kolat, ırkçılıkla mücadele programlarının genişletilmesi ve göçmen kökenli derneklerin buna dahil edilmeleri gerektiğini de sözlerine ekledi.


Ajanslar

Almanya'nın Hannover kentinde Türklere ait bir binada yangın çıktı. Mustafa Tok adlı bir Türk'e ait nargile salonu yanarak kül oldu.

Yangında can kaybı yaşanmadı. Yangın görüntüleri amatör kameraya da yansıdı.

Yangının cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 03.00 sıralarında başladığı belirtiliyor.

Leipziger caddesindeki yangının çıkış sebebi henüz belli değil. Ancak işyeri sahibi Mustafa Tok, kundaklamadan şüphelendiğini söylüyor.

Alman polisi, yangın yüzünden 500 bin euroluk bir zararın meydana geldiğini belirtti.

Ludwigshafen'da 9 Türk'ün ölümüyle sonuçlanan yangınla ilgili belirsizlik de kısmen sürüyor.

Yangının teknik sebepten çıkmadığını açıklayan polis, yangın için "ırkçı eylem" demiyor.

Bir ülke skandalı, bir terbiye şeması!

Alman polisinin dayağı sonucunda bir süre hastanede kaldıktan sonra hayatını kaybeden 26 yaşındaki Adem Özdamar `ın, Hagen kentinde yapılan otopsisi sırasında beyninin alındığı anlaşıldı.


Olaya el atan İstanbul Adli Tıp Kurumu `nun, Alman makamlara başvuru yaparak Özdamar `a ait otopsinin sonuçlarını istediği öğrenildi. Gönderilen otopsi ön raporunda Özdamar `ın `Künt beyin travması` sonucu öldüğü iddia edilirken, beyni incelenmek üzere alındığı bildirilmiş. Adli tıp uzmanları ise beyin olmadan sağlıklı karar veremiyor. Oğullarının beyninin Alman doktorlar tarafından alındığını öğrenen Özdamar ailesi, olayın şokunu yaşıyor.


Samsun `un Bafra ilçesinde kerestecilikle uğraşan baba Dursun Özdamar , ağabeyi Ömer Özdamar ve yeğen Hasan Özdamar , İstanbul Adli Tıp Kurumu `nun otopsi raporunu açıklamasının ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi `ne başvurucaklarını söyledi. Oğlunun beyninin alındığını yeni duyduğunu söyleyen Dursun Özdamar , "Çocuğum telefon açmış, korkuyorum demiş. Karakola götürmüşler. Türk milletinin baskısıyla olayın üzerine gittik. Avukat, tuttuk, 20 günde bir ifadeleri tutmadı. Beyinin alındığını burada duydum. Beyini başka doktorlar almışlar. Burnunun ucu varken, kökü niye kırık. Ölse de ölmese de kanımın son damlasına kadar çalışacağım. Kazanırsam, mutlu olacağım. Kuvvetim yetmese bile evimi ocağımı satıp, peşinde harcayacağım" dedi.


Kardeşinin normalde beyninin alınmaması gerektiğini söyleyen ağabey Hasan Özdamar , "Olay, devletlerarası bir konuma gelmiştir İkinci bir otopsi İstanbul `da yapılacağından ne gerekçe ile beyni alındı anlamış değiliz. Kardeşimin sadece beyni alınmamış. Bütün vücudu kırılmış. Adeta üzerinden tank geçmiş gibi. El ve ayakları bağlanarak dövülmüş bir pozisyonu var. İşkenceden başka bir şey değil. Türk doktoru istedik. Ama kabul etmediler. Raporlar çıksın, AİHM `e başvuracağız. Böyle bir olay Dünya`da ilk defa olmuştur. Alman veya Türk yetkililerden araştırıp suçluların cezalandırılmasını istiyoruz. Bugün Adem Özdamar ölür, yarın başka birisi ölür" diye konuştu.


Yeğen Hasan Özdamar ise; "Beyini alındığı için tamamıyla otopsi yapılamıyor. Sağa sola koşmanın bir anlamı yok. Çocuğu evden alıp götürmüşler. Herşeyden Alman polisi sorumludur. Emaneti evinden alıp, öldürüp veriyorsunuz. Bizim dışımızda birçok Türklerin evlerini yakıyorlar. Amaçları Türkleri ülkelerinden göndermek" ifadelerini kullandı.


Söz konusu olay, 17 Şubat tarihinde Almanya `nın Hagen kentinde meydana gelmişti. `Takip ediliyorum` diyerek yardım istediği polisler tarafından karakola götürüldükten sonra dövülerek komalık edilen Adem Özdamar , Hagen -Allgemeines Hastanesi `ne götürülmüş, burada 18 gün yoğun bakımda kalmıştı. Hayatını kaybeden Türk gencin cenazesi ailesinin isteği üzerine ikinci kez otopsi yapılmak üzere 10 Mart `ta İstanbul Adli Tıp Kurumu `na getirilmişti. Otopsinin ardından Samsun `un Bafra İlçesi `nde törenle toprağa verilmişti.


2008-03-18 Haber5

Bugun ki haberlerde Almanya da hitlerin dogum gununde naziler yine bir Turk isadaminin evini kundaklamis.Bu kacinci?Bu irkci saldirilar Pippa Bacca nin asagilik bir yaratik tarafindan öldurulmesi kadar elestirilmiyor,kinanmiyor.Turk basini(satilik olanlar)Gunlerce bu olayi manset yapti ve yapilsin yapilmali ama lutfen ayni duyarliligi Turklere karsi yapilan hain saldirilara karsida manset yapin Avrupayi kinayin.Bu nasil bir anlayistir,burada yabanci uyruklu birisine karsi islenen suctan utanc duyarken(duymaliyiz) kendi vatandaslarimizdan birine karsi ayni suc islenince niye böyle ayaga kalkmiyoruz, yurt disindaki vatandaslarimiza karsi islenen suclara karsi neden sesimizi cikarmiyoruz(cikarmiyorsunuz ey satilik basin)-bundan da utanc duymaliyiz-?Ikiyuzlu ab-d politikasina uyum(n).