-
Sabit ücrette gerçek nedir?
Son günlerde basında,Salim Yılmaz adlı emekli bir vatandaşımızın Beykoz Kaymakamlığı'na (Tüketici Hakem Heyeti olmalı) başvurarak,sabit telefonlardan sabit ücret alınmasıyla ilgili şikayette bulunduğu,haklı görüldüğü ve parasını TTdan faiziyle geri aldığı yazılmaktadır.
Telefonlardaki bu sabit ücretle ilgili olarak;Danıştay 13.Dairesinin 30.09.2005 tarih ve 2005/4803 sayılı kararında "Yatırımların karşılığı"olarak sabit ücret alınmasının hukuka uygun olduğuna dair kararı vardır.
Hâl böyleyken TTun bundan haberi olmadan,bu ücreti faiziyle iade etmesi mümkün müdür?
Ayrıca bu karar varken,Beykoz THH kararı ne kadar hukukîdir?
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Alıntı:
sakar rumuzlu üyeden alıntı
Son günlerde basında,Salim Yılmaz adlı emekli bir vatandaşımızın Beykoz Kaymakamlığı'na (Tüketici Hakem Heyeti olmalı) başvurarak,sabit telefonlardan sabit ücret alınmasıyla ilgili şikayette bulunduğu,haklı görüldüğü ve parasını TTdan faiziyle geri aldığı yazılmaktadır.
Telefonlardaki bu sabit ücretle ilgili olarak;Danıştay 13.Dairesinin 30.09.2005 tarih ve 2005/4803 sayılı kararında "Yatırımların karşılığı"olarak sabit ücret alınmasının hukuka uygun olduğuna dair kararı vardır.
Hâl böyleyken TTun bundan haberi olmadan,bu ücreti faiziyle iade etmesi mümkün müdür?
Ayrıca bu karar varken,Beykoz THH kararı ne kadar hukukîdir?
Danıştay'ın bu konudaki kararlarında, karşılığında konuşma hakkı verilmeyen sabit ücretin yasal olmadığı sonucuna varılmaktadır.Diğer bir deyimle karşılığında konuşma hakkı verilen sabit ücret hukuka uygundur..Hakem Heyeti'nin verdiği kararın içeriğini tam olarak bilmemekle beraber,söz konusu kişi hiç konuşma yapmadan kendisine sabit ücret fatura edilen bir kişi olabilir.Bu durumda Danıştay'ın da belirttiği gibi alınan sabit ücret hukuka aykırı olacaktır..
Bununla birlikle Danıştay'ın verdiği karar sadece o davanın tarafları açısından bağlayıcı niteliktedir,diğer davalarda bununla çelişen kararların verilmesine engel değildir..
Saygılarımla.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Bahsettiğiniz Danıştay kararını ekliyorum, basında çıkan hukuki haberlere çok güvenmediğim için varsa Beykoz Tüketici Hakem Heyeti'nin kararını eklemenizi rica edebilir miyim?
T.C. Danistay
13.Dairesi
Esas: 2005/7183
Karar: 2005/4803
Karar Tarihi: 30.09.2005
ÖZET: Söz konusu davada; GSM hizmeti veren ... İletişim Hizmetleri A.Ş.'nin telekomünikasyon hizmetinin yürütülmesinde ve altyapının işletilmesi karşılığında alacağı ücretin ilgili mevzuat ve Kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirleyebilmesi, bir iş ve hizmet karşılığı alınan ücretin içerisinde sabit ücretin de alınabileceğinin öngörülmesi karşısında, dava konusu imtiyaz sözleşmesinin brüt gelir tanımı içerisinde aylık sabit ücretin yer almasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
(406 S. K. m. 29, ek. m. 18) (4502 S. K. m. 12)
İstemin Özeti: Telekomünikasyon Kurumu ile ... İletişim Hizmetleri A.Ş. arasında imzalanan GSM-PAN Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi İle İlgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi'nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 5. maddesinin ( n ) bendindeki "Brüt Gelir" tanımı içinde yer alan "aylık sabit ücretler" ibaresinin; brüt gelir ifadesinde sayılan tesis ücreti ile haberleşme ücretinin dayanağının bulunmasına karşın, aylık sabit ücretin herhangi bir yasal dayanağının bulunmadığı, böylece bir hizmet karşılığı olmaksızın abonelerden haksız yere sabit ücret adı altında bir bedel alınmasına olanak sağlandığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Açılan davada husumetin ... İletişim Hizmetleri A.Ş.'ne yöneltilmesi gerektiği, bu nedenle davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiği, GSM işletmecilerinin alacakları ücretleri tesis ücreti ve haberleşme ücreti ile sınırlamanın bir mantığının ve dayanağının bulunmadığı, bununla birlikte GSM hizmetlerinde sabit ücret uygulamasının; yatırım maliyetinin yüksek olması, işletme maliyeti, pazarlama stratejisi, uluslararası boyutu gibi temel gerekçelerinin bulunduğu, davacının aylık sabit ücretinin yasal dayanaktan yoksun bulunduğuna ilişkin iddiasının, 406 sayılı Kanun'un Ek 18. maddesine 4502 sayılı Kanun'la eklenen son fıkrası nedeniyle dayanaksız kaldığı ileri sürülerek, davanın usul ve esastan reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet EĞERCİ'nin Düşüncesi: 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 29. maddesiyle, GSM hizmeti veren ... İletişim Hizmetleri A.Ş.'nin telekomünikasyon hizmetinin yürütülmesinde ve altyapının işletilmesi karşılığında alacağı ücretin ilgili mevzuat ve Kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirleyebilmesi, Kanun'un Ek 18. maddesine eklenen hükümle de, bir iş ve hizmet karşılığı alınan ücretin içerisinde sabit ücretin de alınabileceğinin öngörülmesi karşısında, dava konusu imtiyaz sözleşmesinin brüt gelir tanımı içerisinde aylık sabit ücretin yer almasında hukuka aykırılık görülmediğinden, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN'ın Düşüncesi: Dava; Telekomünikasyon Kurumu ile ... İletişim Hizmetleri A.Ş. arasında imzalanan GSM-PAN Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ile İlgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi'nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 5. maddesinin ( n ) bendindeki "Brüt Gelir" ifadesi içinde yar alan "aylık sabit ücretler" ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davacı, imtiyaz sözleşmesinin 5. maddesinin ( n ) bendinde "brüt gelir" ifadesinde sayılan tesis ücreti ile haberleşme ücretinin dayanağı bulunmakla beraber dayanağı bulunmayan "aylık sabit ücretler" hükmü ile herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın abonelerden haksız yere sabit ücret adı altında bir bedel alınmasına olanak sağlandığını ileri sürmektedir.
406 sayılı Yasa'nın 29. maddesinde; işletmecilerin, telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve/veya altyapı işletmesi karşılığında alacakları ücretleri ilgili mevzuat, tabi oldukları görev veya imtiyaz sözleşmesi telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin ile Kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirleyebilecekleri hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, aynı Yasa'nın Ek 18 inci maddesine 4502 sayılı Yasa ile eklenen son fıkrasında; Bir iş ve hizmetin karşılığı olarak alınan ücretin; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri kira, ücret ve bunlar gibi değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebileceği hükmü yeralmaktadır.
Brüt gelir, müteşebbisin elde ettiği hasılatın, giderlerin indirilmesinden önceki tutarını ifade etmekte olup, sözleşmenin konusunu oluşturan mobil telefon sisteminin kurulması, geliştirilmesi ve işletilmesi kapsamında verilmeye başlanan her türlü hizmet nedeniyle alınan ücretler arasında sözleşmede sabit ücret ifadesine de yer verilmesinde mevzuata aykırı bir yön görülmemiştir.
Belirtilen nedenle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
KARAR: Dava, Telekomünikasyon Kurumu ile ... İletişim Hizmetleri A.Ş. arasında imzalanan GSM-PAN Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi İle İlgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi'nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 5. maddesinin ( n ) bendindeki "Brüt Gelir" tanımı içinde yer alan "aylık sabit ücretler" ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Telekomünikasyon Kurumu ile ... İletişim Hizmetleri A.Ş. arasında imzalanan imtiyaz sözleşmesinin 5. maddesinin ( n ) bendinde "Brüt Gelir"in unsurları olarak" Her türlü vergi, resim, harç ve fonlar dahili olmak kaydıyla, tesis ücretleri, aylık sabit ücretler, haberleşme ücretleri" gösterilmiştir.
406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 29. maddesinde, işletmecilerin, telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve/veya altyapı işletilmesi karşılığında alacakları ücretlerin ilgili mevzuat, tabi oldukları görev veya imtiyaz sözleşmesi, telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin ile Kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirleyebilecekleri; Kanun'un Ek 18. maddesine 4502 sayılı Kanun'un 12. maddesiyle eklenen son fıkrasında da, bir iş ve hizmetin karşılığı olarak alınan ücretin; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri kira, ücretler ve bunlar gibi değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebileceği öngörülmüştür.
GSM hizmeti veren ... İletişim Hizmetleri A.Ş.'nin telekomünikasyon hizmetinin yürütülmesinde ve altyapının işletilmesi karşılığında alacağı ücretin ilgili mevzuat ve Kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirleyebilmesi, Kanun'un Ek 18. maddesine eklenen hükümle, bir iş ve hizmet karşılığı alınan ücretin içerisinde sabit ücretin de alınabileceğinin öngörülmesi karşısında, dava konusu imtiyaz sözleşmesinin brüt gelir tanımı içerisinde aylık sabit ücretin yer almasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, davacının sabit ücretin alınabileceği konusunda yasal bir dayanağın bulunmadığı yönündeki iddiasına itibar edilmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 350,00.-YTL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta giderinin istemi halinde davacıya iadesine 30.09.2005 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
AYRIŞIK OY: Dava, Telekomünikasyon Kurumu ile ... İletişim Hizmetleri A.Ş. arasında imzalanan GSM-PAN Avrupa Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi İle İlgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi'nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 5. maddesinin ( n ) bendindeki "Brüt Gelir" tanımı içinde yer alan "aylık sabit ücretler" ibaresinin iptali istemiyle sözleşmenin taraflarından olmayan davacı tarafından açılmıştır.
2577 sayılı İdari yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari dava türleri:
a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" olarak belirlenmiştir.
Belirtilen Yasa hükmü gereği olarak, idari yargıda bu sayılanlar dışında bir davaya bakılmasına olanak bulunmamaktadır.
İdari Yargılama Usulü Kanununda yalnızca menfaatleri ihlal edilenler tarafından idari işlemlere karşı iptal davası açılabileceği, idari sözleşmelerden dolayı açılacak davaların ise taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin olacağı açıkça düzenlenmiştir.
İptal davasının konusunu oluşturan idari işlemler; idarenin, kamu gücü kullanarak, idare işlevine ilişkin olarak yaptıkları ve çeşitli hak ve/veya yükümlülükler doğuran "tek yanlı" idare açıklamalarıdır. İmtiyaz sözleşmeleri ise yapısı gereği tarafların karşılıklı iradelerinin uyuşmasına bağlı olarak ortaya çıktığından, idari işlem kategorisinde değerlendirilmelerine olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yasanın 2. maddesinin ( a ) bendi kapsamında, sözleşmede taraf olmayan kişiler tarafından bir iptal davasına konu edilemezler. Ancak, Sözleşmenin çeşitli aşamalarında yapılan, sözleşme ilişkisinden ayrı olarak hukuki değer ifade eden idarenin tek yanlı işlemleri iptal davasına konu edilebilir.
Açıklanan nedenlerle, davacı tarafından imtiyaz sözleşmesinin iptal davasına konu edilmesi mümkün olmadığından, davanın incelenmeksizin reddi gerektiği oyu ile davanın esasının incelenerek reddi yolundaki karara karşıyım.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Konuya ilişkin bir karar daha ekliyorum. Bu kararda, konuşma olmasa dahi, her an konuşma hakkının sağlanması, sistemin çalışır durumda olmasından bahisle, sabit ücretin de verilen hizmet kapsamında yer aldığı dolayısıyla hukuka aykırı olmadığı belirtilmiştir.
T.C. Danistay
13.Dairesi
Esas: 2005/1754
Karar: 2006/3981
Karar Tarihi: 16.10.2006
ÖZET: Sabit ücretin; her an konuşma hakkı sağlanmasının, bir başka deyişle görüşme zamanlarının dışında oluşan bilgi alışverişi hizmetinin, arayan numaranın abone tarafından görülmesi gibi ek hizmetlerin ve sistemin çalışır durumda bulunması için yapılan işletme maliyetinin karşılığı olarak alınması nedeniyle, tüm bu hususları da kapsayacak şekilde hizmet karşılığı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, davacının sabit telefon abonelerinden hiçbir hizmet veya iş karşılığı olmaksızın sabit ücret alındığı iddiasının dayanağı bulunmamaktadır.
(2813 S. K. m. 5) (406 S. K. m. 4, 7, 29, 30, Ek m. 18, 27)
İstemin Özeti: Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından hazırlanarak Telekomünikasyon Kurulu'nun 29.06.2004 tarih ve 2004/347 sayılı kararı ile onaylanan yeni ücret tarifesinin; tarifenin kamuoyuna <Türk Telekom'dan sabit telefon abonelerine hediye: %80'e varan indirimler> başlıklı reklamlarla tanıtıldığı, Reklam Kurulu'nun 10.08.2004 tarih ve 107 sayılı kararıyla, sözü edilen reklam hakkında 3 ay tedbiren durdurma cezası verildiği, aslında tarifenin %80'lere varan oranlarda bir indirimi içermediği, tarifeyle indirime gidilmediği, bir iş veya hizmet karşılığında alınması gereken sabit ücretin yeni tarifeyle bazı paketlerden, kontür verilmeden kaldırılması nedeniyle, bu durumun 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 18. maddesine aykırılık teşkil ettiği, 406 sayılı Kanun'da asgari hizmetin <herkesin karşılayabileceği şekilde makul bedel karşılığında> alınması gerekirken, yeni tarifeyle makul bedelin aşıldığı, bu durumun aynı zamanda Kanun'un 4 (k) maddesinde belirtilen makul ölçüde kârı da aştığı, dava konusu tarifeyle 406 sayılı Kanun'un 29. ve 30. maddelerinde öngörülen ücret alımı konusundaki ilkelerin ihlâl edildiği, örneğin ücretin adil olması ve benzer konumdaki aboneler arasında haklı olmayan nedenlerle ayırım gözetilmemesi ilkesine aykırı hareket edildiği, böylece benzer konumdaki abonelerin kategorilere bölündüğü, belirlenen tarihe kadar seçim yapmayan abonelerin StandartHATT'ı seçmiş sayılacağı yönündeki duyuruyla, bu kişilerin sözleşme yapmaya zorlandığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Davalı Telekomünikasyon Kurumu'nun Savunmasının Özeti: Davanın, Danıştay'ın değil, idari yargıda genel görevli mahkemeler olan idare mahkemelerinin görev alanına girdiği, bu itibarla davanın öncelikle görev yönünden reddi gerektiği, Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin sunmakta olduğu hizmetlerin tarifelerini, gerek yürürlükteki mevzuat gerekse rekabetçi pazarın sonucu olarak maliyetlerinin altında sunma serbestisine sahip olmadığı, bunun istisnasının, 406 sayılı Kanun ve Telekomünikasyon Kurumu ile akdedilmiş görev sözleşmesi ile Türk Telekomünikasyon A.Ş.'ye getirilmiş asgari hizmet yükümlülüğü olduğu, telefon aboneliğine sahip bir tüketicinin, arama hizmetlerini kullanmasa bile aranabilme hizmetini alması nedeniyle, bu durumun 406 sayılı Kanun'un Ek 18. maddesi ile ifade edilen <... bir iş ve hizmet karşılığı alınan ücret...> kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, 406 sayılı Kanun'un 29. ve 30. maddeleri uyarınca, Kurum'a işletmeci tarafından onaya sunulan tarifelerin, yürürlükteki kanun, yönetmelik, tebliğ ve sair düzenlemeler kapsamında incelendiği, Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin yeni tarife sisteminde StandartHATT'ın eski tarifenin değiştirilmiş halini içerdiği, diğer dört tarife paketinin ise müşterilere sunulan seçenekler olduğu ileri sürülerek hukukî dayanaktan yoksun bulunan davanın usul ve esastan reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin Savunmasının Özeti: Görevli yargı yerinin, idari yargı değil, adli yargı olduğu, dava dilekçesinde yer alan iddiaların, bir iltihak sözleşmesi niteliğindeki abonman sözleşmesine ilişkin hususlara yönelik olduğu göz önünde bulundurulduğunda, işbu davanın tüketici mahkemelerinde açılması gerektiği, bu nedenle davanın öncelikle görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, sabit ücretin dayanağının, 406 sayılı Kanun'un Ek 18. maddesinde yer aldığı, söz konusu hükmün Anayasa'ya aykırılık teşkil etmediği, bununla birlikte bugüne kadar ki içtihatlarda da sabit ücretin alınabileceğinin hüküm altına alındığı, sabit ücretin alınmamasının, çok arayan abonenin çok daha fazla ücret ödemesi, arama yapmayan ve kendisi arandığında konuşan abonenin ücret ödememesi, ama hizmetten yararlanması gibi adaletsiz bir duruma yol açabilmesi yanında, aboneye verilen hizmetin bir kısmının şirketleri tarafından karşılanması sonucunu doğuracağı, 31.12.2004 tarihinden itibaren telekomünikasyon sektörünün serbestleşme dönemine girdiği, uzak mesafe telefon lisanslarının dağıtılmasıyla birlikte bu sektörde rekabetin kendisini hissettirmeye başladığı, dava konusu tarifenin de bu sürecin bir ürünü olduğu, yeni StandartHATT tarifesinin, eski tarifenin değiştirilmiş hali, diğer dört tarife paketinin ise tüketiciye sunulmuş seçenek olduğu, farklı tarife paketinde, farklı konuşma ücretlerine ve farklı oranda sabit ücrete yer verilmesinin, tamamıyla şirketin abonelerini, bir başka deyişle farklı kullanıcı gruplarını düşünerek getirdiği bir yapılanma olduğu, tarifenin, gerek 406 sayılı Kanun'daki tarifeyle ilgili hükümlere, gerek Tarife Yönetmeliği'ndeki, gerekse Türk Telekomünikasyon A.Ş. Tarifelerine Tavan Fiyat Yönteminin Uygulanmasına Yönelik Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğ'deki hükümlere uygun biçimde hazırlandığı ve Telekomünikasyon Kurumu'nun onayı ile yürürlüğe konulduğu ileri sürülerek davanın usul ve esastan reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi Ahmet EĞERCİ'nin Düşüncesi: Bakılan davanın konusunu, Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından hazırlanan, Telekomünikasyon Kurumu tarafından Tarife Yönetmeliği ve Türk Telekomünikasyon A.Ş. Tarifelerine Tavan Fiyat Yönteminin Uygulanmasına Yönelik Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğ çerçevesinde incelenen tarifenin iptali istemi oluşturmaktadır.
Dava konusu tarifenin; Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından telekomünikasyon sektörünün serbestleşme dönemine girmesi ve tarifelerin dengelenmesi gibi hususlar göz önünde bulundurularak, 406 sayılı Kanun'un 29. ve 30. maddelerine, Tarife Yönetmeliği ve Telekomünikasyon Kurumu tarafından Türk Telekomünikasyon A.Ş. Tarifelerine Tavan Fiyat Yönteminin Uygulanmasına Yönelik Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğ hükümlerine göre hazırlandığının ve incelendiğinin, Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin yeni tarife sisteminde StandartHATT'ın eski tarifenin değiştirilmiş halini içerdiğinin ve diğer dört tarife paketinin ise müşterilere sunulan seçenekler olduğunun, başka bir anlatımla diğer konuşma seçeneklerinin yapılmaması halinde StandartHATT'ın seçilmiş sayılacağının, bu itibarla ilgili mevzuata aykırı bir yönünün görülmediğinin anlaşılması ve abonelerin mevzuata uygun biçimde ve kamu hizmetinin özelliklerine ters düşmeyecek şekilde gerçekleştirilen tarife değişikliğine karşı, bu değişikliği kabul etmek ya da söz konusu hizmeti almaktan vazgeçmek dışında bir tercihlerinin bulunmaması karşısında, dava konusu tarife paketinin, mevzuata uygun olarak hazırlanıp, onaylandığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer yandan davacı tarafından, bir iş veya hizmet karşılığında alınması gereken sabit ücretin, yeni tarifeyle bazı paketlerden kontür verilmeden kaldırılması nedeniyle, bu durumun 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 18. maddesine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.
Anayasa Mahkemesi'nin ve Yargıtay'ın çeşitli kararlarında da belirtildiği üzere sabit ücretin; her an konuşma hakkı sağlanmasının, bir başka deyişle görüşme zamanlarının dışında oluşan bilgi alışverişi hizmetinin, arayan numaranın abone tarafından görülmesi gibi ek hizmetlerin ve sistemin çalışır durumda bulunması için yapılan işletme maliyetinin karşılığı olarak alınması nedeniyle, tüm bu hususları da kapsayacak şekilde hizmet karşılığı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davacının sabit telefon abonelerinden hiçbir hizmet veya iş karşılığı olmaksızın sabit ücret alındığı iddiasının dayanağı bulunmamaktadır.
Davacının diğer iddiaları da, dava konusu işlemin iptalini gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Emin Celâlettin ÖZKAN'ın Düşüncesi: Dava; Türk Telekomünikasyon A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanarak Telekomünikasyon Kurulu'nun 29.6.2004 tarih ve 2004/347 sayılı kararı ile onaylanan yeni ücret tarifesinin iptali istemiyle açılmıştır.
2813 sayılı Telsiz Kanunu'nun 4502 sayılı Kanun'la değişik 5. maddesinde, bu Kanun ile 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nda belirtilen genel esaslar çerçevesinde, Kanunlar'la öngörülen yetki ve sorumlulukları uygulamak ve verilen diğer görevleri yapmak üzere kamu tüzel kişiliğini ve idari ve mali özerkliği haiz özel bütçeli Telekomünikasyon Kurumu kurulmuş, Kurum'un karar organının Telekomünikasyon Kurulu olduğu hükme bağlanmıştır. 2813 sayılı Kanun'un 4502 sayılı Kanun'la değişik 7. maddesinde ise Telekomünikasyon Kurumu'nun görevleri belirlenmiştir. Buna göre, Kanun'un 7. maddesinin (h) bendinde; <Telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından yararlanacak kullanıcılara ve telekomünikasyon şebekeleri arasındaki ara bağlantılar bakımından diğer işletmecilere uygulanacak ücret tarifelerine ve sözleşme hükümlerine ve teknik hususlara ilişkin genel kriterleri ve görev alanına giren diğer konularda uygulama usul ve esaslarını belirlemek, tarifeleri incelemek, değerlendirmek, gerekenleri onaylamak ve bunların uygulanmasını izlemek> Kurum'un görevleri arasında sayılmıştır. Kurum tarafından tarifelerin onaylanmasına ve denetlenmesine yönelik usul ve esasların tespiti amacıyla düzenlenen Tarife Yönetmeliği 28.08.2001 tarihli, 24507 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Dava dosyasının incelenmesinden; Türk Telekomünikasyon A.Ş.Genel Müdürlüğü tarafından telefon tarifesinin 01.08.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, şirket HATT, Konuşkan HATT, StandartHATT, HesaplıHATT ve YazlıkHATT olmak üzere beş ayrı tarife biçiminde yapılandırılmasına ve yeni tarife sistemine geçilmesine Türk Telekom Yönetim Kurulunun 5.5.2004 tarih ve 69/2 sayılı kararıyla karara bağlandığı, adıgeçen tarifenin Telekomünikasyon Kurulu'nun 29.6.2004 tarih ve 2004/347 sayılı kararıyla onaylandığı anlaşılmaktadır.
406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun Ek 18 inci maddesine 4502 sayılı Kanunun 12.maddesi ile eklenen son fıkrası; <Bir iş ve hizmetin karşılığı olarak alınan ücret; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri kira ücretler ve bunlar gibi değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebilir.> hükmünü taşımaktadır.
Anayasa Mahkemesinin ve Yargıtay'ın çeşitli kararlarında sabit ücretin; her an konuşma hakkı sağlanmasının, bir başka deyişle görüşme zamanlarının dışında oluşan bilgi alışverişi hizmetinin, arayan numaranın abone tarafından görülmesi gibi ek hizmetlerin ve sistemin çalışır durumda bulunması için yapılan işletme maliyetinin karşılığı olarak alındığı belirtilmiş ve tüm bu hususlar da hizmet karşılığı olarak değerlendirilmiştir.
Bu itibarla, davacının sabit telefon abonelerinden hiçbir hizmet veya iş karşılığı olmaksızın sabit ücret alındığı iddiasının dayanağı bulunmamaktadır.
Abonelerin kullanımı alışkanlıkları gözönünde tutularak, beş farklı tarife paketi içinden kendilerine uygun olanını seçme imkanı tanınmak suretiyle müşteri memnuniyetinin azamileştirilmeye çalışıldığı anlaşıldığından aksi yöndeki davacı iddialarına itibar etmeye olanak bulunmamaktadır.
Bu haliyle, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunundaki tarifeyle ilgili hükümlere, Telekomünikasyon Kurumu tarafından çıkarılan Tarife Yönetmeliği ve yine aynı Kurum tarafından çıkarılan Telekomünikasyon A.Ş.nin Bazı hizmetlerine İlişkin Tarifelerinin Tavan Fiyat Yöntemi ile Onaylanmasına Yönelik Usul ve Esaslara İlişkin hükümlere uygun biçimde hazırlanarak Telekomünikasyon Kurumunun onayı ile yürürlüğe konulan tarifede hukuka aykırılık görülmemiştir.
Belirtilen nedenle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Karar: Dava, Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından hazırlanarak Telekomünikasyon Kurulu'nun 29.6.2004 tarih ve 2004/347 sayılı kararı ile onaylanan yeni ücret tarifesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalıların usule yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
29.01.2000 tarihli, 23948 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4502 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile değişik 2813 sayılı Telsiz Kanunu'nun 5. maddesiyle; bu Kanun ile 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nda belirtilen genel esaslar çerçevesinde, Kanunlarla öngörülen yetki ve sorumlulukları uygulamak ve verilen diğer görevleri yapmak üzere kamu tüzel kişiliğini ve idari ve mali özerkliği haiz özel bütçeli <Telekomünikasyon Kurumu> kurularak, Türk telekomünikasyon sektöründe genel anlamda düzenleme, denetleme ve yaptırım uygulama görevleri verilmiş, daha sonra da, 23.05.2001 tarihli, 24410 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4673 sayılı Kanun'un 7. maddesi ile 406 sayılı Kanun'a Ek 27. madde eklenmiş ve bu maddenin birinci fıkrasında, <Bu kanunda ve diğer mevzuatta Ulaştırma Bakanlığına, görev sözleşmesi veya imtiyaz sözleşmesi yapma veya telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin verme yetkisi ile bu yetkiye ilişkin yapılacak düzenlemeler ile ilgili her türlü göreve yönelik yapılan atıflar Kuruma yapılmış sayılır.> hükmüne yer verilerek, Telekomünikasyon Kurumu'nun yetkileri genişletilmiştir.
2813 sayılı Telsiz Kanunu'nun, 4502 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile değişik ve Telekomünikasyon Kurumu'nun görevlerinin düzenlendiği 7. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde, <Telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından yararlanacak kullanıcılara ve telekomünikasyon şebekeleri arasındaki ara bağlantılar bakımından diğer işletmecilere uygulanacak ücret tarifelerine ve sözleşme hükümlerine ve teknik hususlara ilişkin genel kriterleri ve görev alanına giren diğer konularda uygulama usul ve esaslarını belirlemek, tarifeleri incelemek, değerlendirmek, gerekenleri onaylamak ve bunların uygulanmasını izlemek> Telekomünikasyon Kurumu'nun görevleri arasında sayılmış, anılan maddenin 2. fıkrasında da; <Kurum telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve alt yapısının işletilmesi ile ilgili hususları ve ayrıca hem bu hizmetlerde hem de genel olarak telekomünikasyon sektöründe rekabete aykırı davranış, plan ve uygulamaları re'sen veya şikâyet üzerine incelemeye ve görev alanına giren konularda bilgi ve dokümanların sağlanmasını talep etmeye yetkilidir. Kurum, telekomünikasyon hizmetleri ve alt yapısı ile ilgili yönetmeliklerin ve diğer genel idari işlemlerin yayınlanmasından önce ilgili tarafların yorum yapabileceği görüşlerini bildirmesine imkan verebilmek için gerekli tedbirleri alabilir. Kurum tüketici menfaatlerinin korunması için de gerekli tedbirleri alır> hükümleri yer almıştır.
406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun değişik 4. maddesinde ise, telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesinde ve/veya telekomünikasyon altyapısı işletiminde ve bu hususlarda yapılacak düzenlemelerde nitelik ve nicelik itibariyle gözönünde bulundurulacak ilkeler belirlenmiş olup, maddenin (k) bendinde, <İlgili mevzuat, imtiyaz sözleşmesi veya telekomünikasyon ruhsatında açıkça belirlenen durumlar haricinde, ara bağlantı ücretleri ile hat ve devre kiraları da dahil telekomünikasyon hizmetleri karşılığı alınacak ücretlerin, yatırım ve işletme maliyetlerini ve genel masraflardan ilgili payını, amortisman ve makul ölçüde kârı mümkün olduğu ölçüde yansıtması> gerektiği kurala bağlanmıştır.
Yine Kanun'un 29. maddesinde, telekomünikasyon hizmetlerinin ücret esasları <İşletmeciler, telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve/veya altyapı işletilmesi karşılığında alacakları ücretleri ilgili mevzuat, tabi oldukları görev veya imtiyaz sözleşmesi, telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin ile Kurum düzenlemelerine aykırı olmayacak şekilde serbestçe belirleyebilirler. Aşağıdaki hallerde Kurum, hat ve devre kiraları da dahil olmak üzere ücretlerin hesaplanma yöntemlerini ve üst sınırlarını, makul ve ayırım gözetmeyen şartlarla, 30 uncu maddede belirlenen genel ilkeler çerçevesinde çıkarılacak yönetmelikler, tebliğler ve sair idari düzenlemeler, imtiyaz sözleşmeleri ve telekomünikasyon ruhsatlarının hüküm ve şartları da gözetilerek tayin ve tespit etmeye yetkilidir:
a) Türk Telekom veya başka bir işletmecinin, vermekle yükümlü olduğu evrensel hizmet dahil, bazı hizmetlerin maliyetini başka hizmetlerin ücretlerinden karşılamak zorunda olduğu haller,
b) İlgili telekomünikasyon hizmetlerinde, bir işletmecinin hukuki veya fiili bir tekel olduğunun veya ilgili hizmet veya coğrafi piyasada hakim konumda bulunduğunun Kurum tarafından belirlendiği haller,
c) Ücretlerin Kurum düzenlemelerine aykırı işlem ve eylemlerle belirlendiğinin tespit edildiği haller,
d) Kurum'un çıkaracağı yönetmeliklerde belirleyeceği diğer durumlar> olarak belirlenmiştir.
Kanun'un 30. maddesinde de, Kurum'un, telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve/veya altyapı işletilmesi karşılığında alınacak ücretlere ilişkin düzenlemelerinin, maddede sayılan genel ilkelerin gerçekleştirilmesi hususunu gözönünde tutarak yapacağı öngörülmüş, genel ilkeler <a) Ücretler adil olmalı ve benzer konumdaki kişiler arasında haklı olmayan nedenlerle ayırım gözetmemelidir. Bu genel ilke, toplumdaki ihtiyaç sahibi kesimlere özel ve kapsamı açıkca ve sınırlı olarak belirlenmiş kolaylıklar sağlanmasını engellemez,
b) 29 uncu madde kapsamına giren durumlarda; ücretlerin 4 üncü maddenin (k) bendinde öngörülen şekilde yatırım ve işletme maliyetleri de dahil olmak üzere, mümkün olduğunca ilgili hizmetin maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenerek tarifelerin dengelenmesi esas olup, bir hizmetin maliyetinin diğer bir hizmetin ücreti yoluyla desteklenmesinden veya karşılanmasından kaçınılır,
c) Ücretler; kendisine bir maliyet yükleyen ve anılan ücretin kapsamında olan her hizmet kalemini ayrı ayrı gösterir,
d) Ücretlerin, uygun olduğu ölçüde, gelişen teknolojik şartlar çerçevesinde uluslararası standartlara ve ölçeklere yaklaştırılması esastır.
e) Ücretlerin, değişik hizmet türü ve kategorileri için, teknolojik gelişmeyi ve yeni yatırımları teşvik etmeye yönelik düzeyde olması gözetilir.
f) Ücretlerin belirlenmesinde, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ve uluslararası kuruluşların tavsiyeleri uygun olduğu ölçüde dikkate alınır.
g) Haklı gerekçelerin varlığı halinde, ücretlere zorunlu maliyetleri ve makul bir ölçüde kârı da yansıtmak kaydıyla üst sınır konulabilir> olarak belirlenmiştir.
Kurum tarafından 406 sayılı Kanun'un değişik 4., 29. ve 30. maddeleri ile 2813 sayılı Kanun'un değişik 7. maddesine dayanılarak, tarifelerin onaylanmasına ve denetlenmesine yönelik usul ve esasların tespiti amacıyla düzenlenen Tarife Yönetmeliği de 28.08.2001 tarihli, 24507 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Yönetmeliğin 7. maddesinde, Telekomünikasyon Kurulu'nun, her bir hizmet için hizmetin etkin olarak sağlanması maliyetine dayalı yöntem ile belli bir dönemde bir hizmet sepetindeki tarife değişikliklerinin ortalamasına uygulanacak tavan fiyat yöntemini ayrı ayrı veya her ikisini birden uygulayarak tarifeleri onaylayacağı belirtildikten sonra, Yönetmeliğin 11. maddesinde herhangi bir tarifenin tavan fiyat yöntemine göre onaylanması için işletmeci tarafından istenilen bilgi ve belgeler sayılmış, 12. maddesinde de tarifelerin tavan fiyat yöntemine göre onaylanması durumunda göz önünde bulundurulacak hususlar belirlenmiş, Yönetmeliğin 13. maddesinde ise, tarifelerin onaylanma süreci kurala bağlanmıştır.
Tarife Yönetmeliği'nin 7. maddesinin (a) bendinin (2) numaralı alt bendi gereğince, Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin kullanıcılara sunduğu bazı telekomünikasyon hizmetlerinde uygulanacak tarifelerin <Tavan Fiyat Yöntemi>ne göre onaylanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla Telekomünikasyon Kurumu tarafından Türk Telekomünikasyon A.Ş. Tarifelerine Tavan Fiyat Yönteminin Uygulanmasına Yönelik Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğ hazırlanarak 31.12.2003 tarih ve 25333 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
Bakılan davanın konusunu da, Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından hazırlanan, Telekomünikasyon Kurumu tarafından Tarife Yönetmeliği ve sözü edilen Tebliğ çerçevesinde incelenen ve onaylanan tarifenin iptali istemi oluşturmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından telekomünikasyon sektörünün serbestleşme dönemine girmesi ve tarifelerin dengelenmesi gibi hususlar göz önünde bulundurularak, telefon tarifesinin 01.08.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, ŞirketHATT, KonuşkanHATT, StandartHATT, HesaplıHATT ve YazlıkHATT olmak üzere beş ayrı tarife biçiminde yapılandırılmasına ve yeni tarife sistemine geçilmesine Türk Telekom Yönetim Kurulu'nun 05.05.2004 tarih ve 69/2 sayılı kararıyla karar verildiği, sözü edilen tarifenin Telekomünikasyon Kurulu'nun 29.06.2004 tarih ve 2004/347 sayılı kararıyla onaylandığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu tarifenin; Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından telekomünikasyon sektörünün serbestleşme dönemine girmesi ve tarifelerin dengelenmesi gibi hususlar göz önünde bulundurularak, 406 sayılı Kanun'un 29. ve 30. maddelerine, Tarife Yönetmeliği ve Telekomünikasyon Kurumu tarafından hazırlanan Türk Telekomünikasyon A.Ş. Tarifelerine Tavan Fiyat Yönteminin Uygulanmasına Yönelik Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğ hükümlerine göre hazırlandığı ve incelendiği, Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin yeni tarife sisteminde StandartHATT'ın eski tarifenin değiştirilmiş halini içerdiği ve diğer dört tarife paketinin ise müşterilere sunulan hizmet seçenekleri olduğu, başka bir anlatımla diğer konuşma seçeneklerinin yapılmaması halinde StandartHATT'ın seçilmiş sayılacağı, bu itibarla ilgili mevzuata aykırı bir yönünün görülmediği anlaşıldığından ve abonelerin mevzuata uygun biçimde ve kamu hizmetinin özelliklerine ters düşmeyecek şekilde gerçekleştirilen tarife değişikliğine karşı, bu değişikliği kabul etmek ya da söz konusu hizmeti almaktan vazgeçmek dışında bir seçenekleri de bulunmadığından, dava konusu tarife paketinin, mevzuata uygun olarak hazırlanıp, onaylandığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer yandan davacı tarafından, bir iş veya hizmet karşılığında alınması gereken sabit ücretin, yeni tarifeyle bazı paketlerden kontür kullanımı hakkı verilmeden kaldırılması nedeniyle, bu durumun 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 18. maddesine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.
406 sayılı Kanun'un Ek 18. maddesine 4502 sayılı Kanun'un 12. maddesiyle eklenen son fıkrasında, bir iş ve hizmetin karşılığı olarak alınan ücretin; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri kira, ücretler ve bunlar gibi değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebileceği öngörülmüştür.
Anayasa Mahkemesi'nin ve Yargıtay'ın çeşitli kararlarında da belirtildiği üzere sabit ücretin; her an konuşma hakkı sağlanmasının, bir başka deyişle görüşme zamanlarının dışında oluşan bilgi alışverişi hizmetinin, arayan numaranın abone tarafından görülmesi gibi ek hizmetlerin ve sistemin çalışır durumda bulunması için yapılan işletme maliyetinin karşılığı olarak alınması nedeniyle, tüm bu hususları da kapsayacak şekilde hizmet karşılığı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davacının sabit telefon abonelerinden hiçbir hizmet veya iş karşılığı olmaksızın sabit ücret alındığı iddiasının dayanağı bulunmamaktadır.
Davacının, tarifenin kamuoyuna <Türk Telekom'dan sabit telefon abonelerine hediye: %80'e varan indirimler> başlıklı reklamlarla tanıtılmasına karşın, bunun gerçeği yansıtmadığı, aslında tarifeyle indirime gidilmediği yönündeki iddialarının da bu davada incelenmesi olanağı bulunmamaktadır.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan 92,30.-YTL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekilleri için ayrı ayrı olmak üzere takdir olunan 400,00.-YTL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 16.10.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Az önce girdiğim http://www.cnnturk.com/EKONOMİ/GENEL...ay.asp?PID=408 haber ID=42306 sitede TTun adı geçen kişiye Beykoz THH kararına istinaden 2007 yılı için faiziyle birlikte 659 lira ödediği,ayrıca TTun THH kararına karşı dava açtığı haberi var.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
benim merakım şudur,
Bankaların üyelik aidatarı iade ediliyor, kart ücretleri iade ediliyor.
Bunun gerekçesi haksız şart ve sözleşme üzerinde net rakamın bulunmaması deniyor.
Ok.
Telekom sözleşmelerinde de net rakam yok, haksız şart olarak klasik sözleşme ve karşılıklı irdeleme imkanı yok,
Peki bankalarınki iade edilirken telekomunki nasıl iade edilmiyor?
Kredi kartınızı cebinizde taşıyıp istediğiniz anda kullanabiliyorsanız bunun telekomdan farkı ne? banka da sistemi sürekli aktif tutuyor ve devamlılığını sağlıyor.
Telekom ayda 120ytl hava parası kazanırken banka 30ytl istedi diye kıyamet kopuyor. nasıl oluyor da oluyor?
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Burada teknik olarak bir hata yapılıyor. Telekom 01.03.2007 tarihine kadar bu sabit ücret karşılığı olarak yıl içinde kullanabilen 100 bedava kontör veriyor idi.
Bu tarihtan sonra verilen ücretsiz 100 kontör kaldırıldı ve fiilen kullanılması mümkün olmayan bir garip uygulama getirildi.
Örneğin Çeşme gibi bir yerde yazlığı olan bir vatandaş yazlığı için kullanmadığı dönemlerde dahi bu ücreti ödüyor ancak kullanmaya başladıktan sonra biriken bedava kontörlerden sonraki konuşmalarını ödemeye başlıyordu. Aynı durum İzmir de yazın boş olan evi içinde söz konusu idi. Ama şimdi hem yazlığı hemde normal evi için eğer telefonu varsa hiçbir hizmet almadan bu bedeli ödemek zorunda kalıyor.
Örneğin Digitürk gibi yine abonelik sistemi olan bir kurum dahi bu dönemlerde dondurma dedilen bir sistem ile aboneliği dondurup bir telefonu ile ayni hizmete devam etmektedir.
Beykoz da dava açan tüketici yalnızca son uygulama dönemini değil, yanılmıyor isem 2004 yılından itibaren tüm tutarları talep etmiştir. Bu bedava kontörlerden hiç konuşma olmaması halinde belki uygun olabilir ama bu kontörleri bir şekilde yıl içinde kullanan birinin ücretini geri alması elbette yasal olmazdı.
GSM Kontörlü hat tarifelerinde dahi bir 6 aylık hiç kullanılmayan sessiz dönem hakkı vardır. Bu hak için bir ücret talep edilmemektedir. Bu kuruluşların da elbette bir işletme gideri ve bu hatta bağlı masrafı vardır.
Benim bu konuda devam eden bir davam var 12 Marta karar alınacak.
Sonuç hakkında bilgilendirme yapacağım.
Saygılarımla.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Az önce girdiğim TT sitesinde;İstanbul 4.Tüketici Mahkemesinin Beykoz THHnin verdiği kararı iptal ettiğine dair haber var.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Alıntı:
mkocagul rumuzlu üyeden alıntı
Benim bu konuda devam eden bir davam var 12 Marta karar alınacak.
Sonuç hakkında bilgilendirme yapacağım.
Saygılarımla.
slm dostum, kısaca davanın konusu , kime açıldığı ve hangi mahkemede olduğunu belirtebilir misin?
tüketici heyeti üzerinden mi davaya döndü yoksa siz bizzatmı dava açtınız, konusu sabit ücretmi gibi merakımı giderebilirsen sevinirim.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Tüketici sorunları hakem heyeti kararına itiraz ettiler. İzmir 2. Tüketici Mahkemsinde dava görülmekte. Benimki biraz daha kapsamlı. Öncelikle Telekom yeni bir hat müracaatı yaptığınızda size kullanılmış bir hat veriyor. Bu hattın daha önce kimin tarafından ve ne amaçla kullanıldığı çok önemli elbette. Benim öncelikle bu telefon nedeni ile huzurum bozuldu. Evimin telefon kulübesinden farkı kalmadı. Küfür dahil duyduk. Konu Savcılık şikayetine dahi gitti.
Bu ayıbı süresinde ve defalarca her makama bildirdim ve bu numaranın yine kullanılmış olmak kaydı ile başka bir numara ile değiştirmesi için telekom ayrıca ücret talep etti. Bunların tamamı kanıtlı ve yazılı belgelidir.
Ben ayıplı hizmet nedeni ile uğradığım zararın tanzimini ve asla kullanmadığım ve normal şartlarda kullaılması mümkün olmayan (Saat 22.00 ile07.00 arasında) bedava konuşmaların haksız şart olduğunu şikayet ettim. İşin ilginci Türk Telekom abonelik işlemleri esnasında size bir sözleşme örneği vermez. Sadece iş emrinin bir nüshası size verilir. Bu yazdıklarımın hepsi 4077 yasa hükümlerine aykırı şeylerdir.
Bana hem tazminat hemde ayıplı hizmet bedellerinin iadesi yönünde karar verildi.
Sonucun olumlu olacağı kanısındayım ama belli olmuyor tabi.
Saygılarımla.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Alıntı:
mkocagul rumuzlu üyeden alıntı
Ben ayıplı hizmet nedeni ile uğradığım zararın tanzimini ve asla kullanmadığım ve normal şartlarda kullaılması mümkün olmayan (Saat 22.00 ile07.00 arasında) bedava konuşmaların haksız şart olduğunu şikayet ettim. .
dostum başına gelenler gerçekten sinir bozucu şeyler, bu davada birden fazla madde var, sabit ücretle ilgili maddeye hakem heyeti bir karar düştü mü? sabit ücretin 4077 dahilinde uygulanması haksız şart kapsamında olması şeklinde? veya sabit ücretin iadesi yönünde?
mahkemeyi tt açtığına göre savunma metni sana gelmiştir, savunma metninde hat tesisi ve hat değişimi ile ilgili nasıl bir savunma yapıldı?
aklıma takılan soru şu , ben hakem heyetine "uçak bileti iptali sonrası kesilen hizmet bedeline" itiraz için gittiğimde, ulaştırma bakanlığı konularına hakem heyeti mudahele edemiyor, ticaret mahkemesine gideceksin dediler, başvurumu almadılar.
acaba tüketici mahkemesinde de bu tip bir savunma yapılması söz konusu mu. bunu takiben mahkemenin red verme yoluna gitmesi söz konusu olabilir mi?
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Türk Telekom kendisinin kullanılmış numara verdiğinin tüketiciler tarafından bilindiğini yazmış. Rutin uygulamadır demiş. Ama hiçbir yerde ve hiçbir şekilde kullanılmış numara verdiğini asla bildirmiyor. Kullanılmış numara verilmeside belki kabul edilebilir. Ama bu numaranın uzun süre dinlendirilmesi gerekir. Telekomünikasyon kurumunun yürürlükte olan Telekomünikasyon sektöründe Tüketici Hakları yönetmeliği var orada bu durumlar yazılı.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Abonelik Sözleşmeleri
Abonelik Sözleşmeleri
Madde 16- Abonelik sözleşmelerinin yazılı şekilde en az oniki punto ile hazırlanması ve
aboneye yükümlülük getiren hususların açık ve anlaşılabilir şekilde ve oniki punto siyah koyu
harflerle belirtilmesi zorunludur. İşletmeciler, abonelik sözleşmelerinde asgari aşağıdaki bilgilerin
yer almasını sağlamak ve sözleşmenin imzalı bir suretini aboneye vermekle yükümlüdür.
a) Sözleşmenin konusu,
b) Sözleşmenin yapıldığı yer ve tarih,
c) Sözleşme taraflarının isim, ünvan ve açık adresleri,
d) Tarafların yükümlülükleri,
e) Sözleşmenin süresi ve sözleşmenin bitimi ve yenilenmesine ilişkin koşullar,
f) Sunulacak hizmetlerin tanımı, hizmet kalitesi seviyeleri ve ilk bağlantının
gerçekleştirilebilme süresi,
g) Sunulacak bakım/onarım hizmetlerinin çeşitleri,
h) Uygulanacak tarifelerin içeriği ve tarifelerdeki değişiklikler hakkında güncel bilgilerin
hangi yollardan öğrenebileceği,
ı) İşletmecinin kusurundan kaynaklanan nedenlerle sözleşmede belirtilen hizmet
seviyesinin sağlanamaması halinde tazminat ya da geri ödemeye ilişkin prosedür,j) Abonenin temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları,
k) Abone tarafından sözleşme tarihinde tercih olunan tarife paketi,
l) Abone ile işletmeci arasında uzlaşmazlık çıkması halinde uygulanacak çözüm
prosedürü,
m) Abonenin hizmeti alabilmesi için gerekli olan teknik ekipman, cihaz ve donanıma
ilişkin bilgi,
6
n) Onay gereken abonelik sözleşmesinin Kurumca onaylandığı tarih.
Sabit ve mobil telefon hizmeti sunan işletmeciler, abonelik sözleşmesinin imzalanması
sırasında ya da daha sonra abonenin hattının hangi tür numaralara ve telefon mesaj hizmetlerine
doğru aramalara açık olacağı hususunda, abonenin onayını almakla yükümlüdür. Abone, açık
tutulması hususunda onay vermediği hizmetlerden herhangi birinin açık tutulması nedeniyle
sorumlu tutulamaz. İşletmeciler, hizmet sunumunun sadece tüketicilerin rızası dahilinde
gerçekleştirilmesi için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
Bu savunma ile ben kararın kaldırılacağını sanmıyorum.
Ayrıca 4077 sayılı yasa taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu tüm uyuşmazlıklar der. Buna elbette uçak biletide dahildir. Hakem heyetinin yaptığı bence doğru değildir. Sizin dilekçenizi almak zorundalar. En kötüsü ret ederler ama sizde Tüketici mahkemesine itirazederek doğru cevabı alırsınız.
Saygılarımla.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Arkadaşlar ben konuya biraz ticari yaklaşmak istiyorum.Siz olsanız ürettiginiz hizmete abone olmuş bir insana indirimli bir tarife mi uygularsınız, tabiki indirim ve kolaylık sunarsınız,oysa TTK bunun tam tersini yapıyor,nasıl oluyor,Bu vurgun düzenini devletin göz yummasıyla yapıyor.Bu insanlarıda biz seçiyoruz.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
dostum slm , 12 mart davanızda nasıl bir karar çıktı? karar çıktı mı? duruşmanın içeriğinde nelerle savunma yaptılar ve hakimin bakış açısı nasıldı?
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Dosya bilirkişiye gönderildi. Ancak çok fazla lehimeolan gelişmeler var.
Telekom bilindiği gibi kullanılmış numara veriyor. Hiçbir yerde kullanılmış numra verdiği asla bildirmiyor ve duyurmuyor. Verdikleri savunma dilekçesinde Telefon hizmetleri yönetmeliğinin 14. maddesine göre 2 ay dinlendirdikten sonra kullanılmış numarayı tekrar verebileceklerini ayrıca Telekom Genel Müdürünün 2003 tarihli 6011 numaralı emri ile müşteri memnuniyeti için en az 2 ay dinlendirme yaptıklarını benim telefonumu ise 5 ay dinlendirdiklerini yazmışlar.( Ben eski sahibinden belgesi olmayan bu beyanın aksi yönde belge aldım ve bu beyana telefon bana verilmeden 2 ay önce kesilen faturayı ekledim.)
Ancak bu dayanak yapılan yönetmelik 2004 yılında resmi gazetede yayınlanarak yürürlükten kaldırılmış. Telekom genel müdürünün iç emri iseTüketiciyi bağlamaz ve ilgilendirmez. Daha önemlisi 2004 yılında çıkan NUMARALANDIRMA YÖNETMELİĞİNİN tekrar tahsis başlıklı 16. maddesinde herhangi bir nedenle boşalan numaraların EN AZ 6 AY dinlendirilmeden tekrar verilemeyeceği çok açık yazıyor.
Kısaca bu konuda bir ayıplı hizmet olduğu çok açık.
Benim merak ettiğim şey şu.
Telekom abonelik esnasında asla sözleşme vermiyor. Tek sayfalık bir iş emri veriyor ve işlemler bununla yapılıyor. Eğer başka bir ilde Telekom Tüketiciye yasal bir sözleşme nüshası veriyorsa ve numaranın kullanılmış olacağını söylüyor ise ilgilenen hukuk dostları bilgi verirse sevinirim. Yani malum tek sayfalık iş emri ile işlemi yapılanlar lütfen teyit etsinler.
Saygılarımla.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
bu kısım ayıplı hizmet ile ilgili, mevcut duruma göre 6 ay dinlendirilmiş olmalıydı numara, ama yapılmamış.
peki sabit ücret konusunda genel kanı nedir? sanırım bu arada kaynayacak :(
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Sabit ücret te var davanın içinde
ama hzimet ayıplı denince o kendiliğinden iade olacak.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
hakim sabit ücretin iadesine , diye karar almadıkça sabit ücret durur yerinde. bu sebeple sabit ücretin iptalini de her seferinde talep etmelisin duruşma süresince.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Ayıplı hizmetin iptaline alınan bedelin iadesine talebi zaten davanın başında var. Ortada Bir hakem heyeti kararı var zaten. Ben kısa yazmak istemiştim sadece ama bir hizmete ayıplıdır kararı onanmış olunca, bedel iadesinin ve uğranılan zararın tanzimininde gündeme geleceği için bunu belirttim.
Yoksa ayıplı hizmetin iptalini niye mahkemeye taşıyayım ki?
Gider hattı iptal ettiririm iş biterdi.
Saygılarımla.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Telekom dan abonelik esnasında iş emri (Tek sayfalık belge) dışında yasal Abonelik sözleşmesi alabilen üyelerimiz var mı acaba?
Saygılarımla.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Bugün ajanslardan geçilen bir habere göre:
TÜKODER Beykoz Şb.Bşk. Aysel Can Ekşi Beykoz THHne müracaatla "Sabit ücretin iadesi" kararı alır.TT bu karara Salim Yılmaz meselesinde olduğu gibi; İst.4.Tüketici Mahkemesinde itiraz eder ve dava bugün sonuçlanır.SABİT ÜCRET HAKSIZDIR.
Halbuki aynı mahkeme; Salim Yılmaz davasında, TTu haklı bulmuştu.
Yani başa mı döndük?
"Sabit ücrette gerçek nedir?"
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Burada açıklanması gereken küçük detay var. Bu detay tüketiler birliği sitelerinde de anlatılıyor. Türk Telekom daha öncede sabit ücret alıyor ama karşılığında 100 kontörü ücretsiz veriyordu. Bu 100 kontörü hemde yıl boyunca dilediğiniz gibi kullanabiliyordunuz.
Oysa 01.03.2007 tarihinden itibaren bu uygulama tamamen kalkmıştır. Alınan sabit ücret karşılığında verilen bir kontör artık yoktur. Bu nedenle ikisi arasında ciddi bir hukuki fark vardır. İlk Hakem heyeti kararında tüm tutarların iadesine karar verilmişti. Doğal olarak bu pek yasal sayılamazdı. Ancak 01.03.2007 tarihinden itibaren bu tutarların iadesi talep edilirse yasal dayanağı sağlam olacaktır.
Kararlar arasındaki farkı doğuran durum budur.
Saygılarımla.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Telekom'un sabit ücreti haksız kararı
İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi, Türk Telekom'un sabit telefonlardan aldığı ''sabit ücret'' uygulamasının haksız olduğuna hükmetti.
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Ali Çetin yaptığı yazılı açıklamada, TÜKODER Beykoz Şube Başkanı Aysel Can Ekşi'nin Türk Telekom'un sabit telefonlardan ''bir iş ve hizmet karşılığı'' olmadan her ay aldığı ''sabit ücret'' kararına, Beykoz Tüketici Sorunları Hakem heyeti nezdinde itiraz ettiğini, hakem heyetinin de sabit ücretlerin tüketiciye iadesine hükmettiğini hatırlattı.
Bunun üzerine Türk Telekom'un avukatları tarafından İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi'ne Beykoz Tüketici Sorunları Hakem heyetinin tüketici lehine olan kararına karşı dava açılarak itiraz edildiğini ifade eden Çetin, mahkemede bugün görülen davanın tüketici lehine sonuçlandığını bildirdi.
Çetin, Türk Telekom'un bu kararla tüketiciden çok önemli bir darbe yediğini belirterek, Türk Telekom'un sahibi Oger Telekom ve onun yüzde 30 ortağı Saudi Telekom'un şimdi yılda yaklaşık 2 milyar 500 milyon dolar civarındaki haksız kazançlarından, yani sabit soygundan vazgeçmek zorunda kalacağını bildirdi. Çetin, ''Türk Telekom toplam 5,5 milyar dolara ''Türk'' unvanı ile birlikte satanlara ve satın alan Lübnan-Suudi ortaklığına karşı bu bir zaferdir. Dün demiştik (Bu iş burada bitmedi) diye. Bu mücadele tüm sabit soygunlara karşı devam edecektir. Bu süreçte mücadeleyi elden bırakmayan tüm tüketicilerimizi gönülden kutluyoruz. Mücadeleye devam.''
Çetin, söz konusu mahkemenin daha önce aynı gerekçelerle tüketici Salim Yılmaz tarafından açılan davada ise tüketici aleyhine karar verdiğini hatırlattı.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
"Sabit ücrete sehven hatalı karar!
Türk Telekom'un sabit ücret uygulaması ile ilgili dün tüketici lehine
sonuçlanan davada "duruşma sırasındaki karışıklık nedeniyle sehven" hatalı
karar alındığı açıklandı, sabit ücret haklı bulundu"
http://www.milliyet.com.tr/default.a...03.2008&ver=58
palavra bi habere benziyor ama??
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
4077 sayılı 22. maddeden alıntı: Taraflar bu kararlara karşı onbeş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. İtiraz, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hakim, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.
Bu açıklamayı ve kararı yorumlayabilecek hukukçuların ellerini öpeceğim.
Saygılarımla.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
Duruşma sonrası 30 gün gerekçeli kararın yazılmasını bekledim. Ama hemen yazılıp hemen karşı tarafa 1 günde bildirilenine hiç rastlamamıştım. Ben önce bu hıza çok şaşırdım sonrada ne yapıldığını ve ne anlatılmak istendiğini anlayamadım. Gerekçeli karar yazılmış, şirkete de bildirilmiş, (hemde bir günde) birde Yargıtaya gideceğinden bahsediliyor. Hakem heyetine itiraz sonrası verilen kararlar kesindir. Nasıl gidilecek onu da anlayamadım.
Bu haberi dün Anadolu ajansı geçmişti, Milliyet dahil bu kadar yer bulmadı ama Telekom açıklama yapınca Maşallahı var özenmiş yazmışlar.
Ben adalete inanıyor ve güveniyorum. Ancak hataları bir ölçüde kabullenmek kaydı ile bazı kararları kendime izah edemiyorum.
Saygılarımla.
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
TC. Anayasası
MADDE 22. – (Değişik: 3.10.2001-4709/7 md.) Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.
MADDE 31. – Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.
Haberleşme hakkı anayasal bir haktır. Engellenemez. Peki ben bu hakkımı kullanmak istersem nasıl kullanacağım sorusunu kendime sorduğumda şu cevabı veriyorum: sabit ücretini verirsen kullanma fırsatın olur, yani vermezsen böyle bir hakkını kullanamazsın. herkes kullandığı kadar ödemeli zaten ama burada hak anayasada verilmiş ve hak için karşılık beklenmemiştir. oysa uygulamada hak sahibi olabilmek için sabit ücret ödenmelidir. durum anayasaya aykırıdır. danıştayın gerekçelerinde gösterdiği kanunlar da anayasaya aykırıdır. oysa taraflar bunu iddia etmeli ve danıştay da bunu anayasa mahkemesine göndermeliydi. madde 31deki şartlar kanunla düzenlenir ibaresi, düzenlemeye yöneliktir; ücret alınabilmesi için hak verilirken gerekli koşulları yerine getirmek suretiyle yada benzer bir tabirle bahsedilmesi gerekirdi; bunu da anayasanın tekniğini bilen bilir. Ayrıca haberleşmenin ne durumlarda engellenebileceği madde 22 de sayılmıştır ve bu nedenlerin içinde ücreti ödememe ile ilgili bir laf da yoktur yani buradan konuştuklarımın ücretini bile ödemesem telefonumu kesemezler anlamı çıkar ki çok mantıklıdır; çünkü haberleşme yemek-içmek gibi bir ihtiyaçtır. Şahsi görüşüm budur. Katılmayanlar bana izah ederse çok sevinirim...
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
-
Re: Sabit ücrette gerçek nedir?
ayrıca danıştay'ın kararlarından birinde bir karşı oy: yargı yolu yanlıştır diye usulden reddi gerekirdi demiş, sebep olarak da idarenin tek taraflı yaptığı işler iptal edilir demiş. ama burada başka bir sabit hat şebekesi olmadığından ve dayatma sözleşmeler yapıldığından ve de daha önceki cevabımda bahsettiğim gibi haberleşme temel ihtiyaç ve insan hayatı için mecburi olduğundan her ne kadar iki taraflı görünse de tek taraflı bir işlemdir. Ve dahi idare mahkemesi bakmıştır ve danıştay üyeleri de benimle aynı kanıda olduklarını da karşı görüşü değerlendirmeden karara bağlayarak göstermişlerdir. dolayısıyla da dayatma bir sabit ücret haksızdır.