Printable View
Son günlerde yoğun şekilde Ergenekon çetesinden bahsediliyor. Gazeteler bangır bangır bağırıyor, ama "bizim ulusalcılar" bu işe ne diyor merak ettim. 24 Ocak 2008 günlü Milliyet'te bu konuda yayınlanan 3 adet köşe yazısının linkini veriyorum;
http://www.milliyet.com.tr/2008/01/24/yazar/akyol.html
http://www.milliyet.com.tr/2008/01/24/yazar/cemal.html
http://www.milliyet.com.tr/2008/01/24/yazar/sazak.html
Aynen bunu diyorum...
Alıntı:
Ofise girdim. Çok sevdiğim bir arkadaşım beni “Bugün senin acılı günün” diye karşıladı. “Hayrola ne oldu ki?” diye sordum telaşla. “Arkadaşların içeri alınmış” dedi. Sonra da bıyıkaltından bir gülümsemeyle ekledi; “Ulusalcı arkadaşların”. Belli niyeti espriydi. Ama o arkadaş yakıştırması var ya…İşte o içime işledi.
O andan beri çok üzgünüm ben.
Çok sevdiklerimin bile beni yanlış anlamasından üzgünüm.
Kendimi anlatamamaktan yorgunum, bıkkınım, dahası artık sıkkınım!
Oysa ben Veli Küçük adından hep ürkenlerdenim. Emekli bir tuğgeneralin Abdullah Çatlı bağlantısını,Yeşil ile alakasını çözemeyenlerdenim.
Oysa ben Fikri Karadağ denilince aklına silaha yemin eden biri gelenlerdenim. Neden birinin ölmek ve öldürmek üzere Kur’an, bayrak ve silah üzerine yemin ettiğini bilemeyenlerdenim.
Oysa ben Sami Hoştan’ın uyuşturucu bağlantısını görmezden gelemeyenlerdenim. Oysa ben Fuat Turgut denince aklına hemen avukatı olduğu Hırant Dink suikastinin azmettiricisi Yasin Hayal düşenlerdenim. Bir avukatın kocası öldürülen bir kadına duruşma sırasında “Cehennemin dibine gidin.” diye bağırmasına akıl sır erdiremeyenlerdenim.
Oysa ben evinde 27 el bombası, TNT kalıpları, fünye bulunan Muzaffer Tekin’in o bombaları ne için sakladığını merak edenlerdenim.
Oysa ben Orhan Pamuk’u sevemeyen biri olarak Kemal Kerinçsiz’in mahkeme çıkışında Pamuk’a yumurta atılmasına seyirci kalmasını içine sindiremeyenlerdenim.
Oysa ben kahramanlığın bir gecekonduya el bombalarını yığmakla olmadığını adı gibi iyi bilenlerdenim.
Kahramanlıkla kahramancılık arasındaki farkı görebilenlerdenim.
Ve itiraf etmek gerekirse bu isimlerden de…
Bu isimlerin simgelediklerinden de…
Gazetecilik bir yana…
İnsan olarak
Derin bir korkuyla çekinenlerdenim.
İşte o yüzden çok üzgünüm.
Bu isimlerin gözaltına alındığını bildiren haberlerde Kuvvayi Milliye isminin geçmesinden…
Kuvvayi Milliye ruhunun bu isimlerin elinde eprimesinden…
Çok üzgünüm!
Bu isimlerin ulusalcı diye anılmasından…
Bu olayın AKP’nin eline “İşte ulusalcılar böyle” kozu vermesinden…
Yarın başbakanın alaycı bir gülümsemeyle bu olayı haklı olarak kullanacağını bildiğimden…
Çok üzgünüm!
Hepsinden de öte inanmadıklarıyla savaş için silah kuşanan bu isimlerin…
Bize verdiği zarardan çok üzgünüm.
Oysa bu satırları yazan ben…
Ve okuyan siz.
Yani biz.
Ulusalcı mıyız, ulusolcu muyuz, ortayolcu muyuz, sağkolcu muyuz?
Adını koymuyorum.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni hak edilmiş sınırlarıyla ve de kazanımlarıyla sevmek insanı neci yapar bilmiyorum.
Ama iyi biliyorum ki;
Biz;
AKP’nin yalanını, dolanını ve elbette talanını sevmeyenler
Takiyesinden midesi bulananlar
En az bunlar kadar…
Silahları, kahramancılık oynayanları ve de derin işleri sevmeyiz.
Ve unutmadan
Biz kim kahraman kim değil iyi biliriz!
Melike İLGÜN / Gazeteport
İşin ilginç tarafı gazetelerin büyük bir kısmı gözaltına alınanları ulusalcı olarak tanımladı. Bunlar düpedüz dünün faşistleri. Ulusalcılar bu işe ne diyor-2 diye bir konu açsak daha iyiydi bence. Ulusalcılarımız bu kişileri içlerinden tasfiye mi edecek yoksa onlara mı benzeyecekler merak ediyorum doğrusu. Çünkü bu adamlarınki Mustafa Kemal ulusalcılığımı, Deniz GEZMİŞ ulusalcılığımı tartışma konusu bile yapılmaz herhalde.
Saygılarımla.
Sayın Gür;
Alıntı yaptığınız yazıdan da anlaşılıyor ki, aslında ortak korkularımız, ortak görüşlerimiz var. Sizi kırmak bizi üzer. Ama lütfen bir düşünün; bu ülkede son günlerde kabaran ulusalcı damar bu tür çete organizasyonlarını beslemiyor mu? Rahiplerin, misyonerlerin öldürülmesi bu kabaran dalganın eseri değil mi?
Cumhuriyet mitinglerinden birinde konuşan bir prof. misyonerleri eleştirdikten bir kaç gün sonra misyonerler öldürülmüştü. Analatmak istediğimi sanıyorum anlamışsınızdır. Bu tür marazi oluşumların beslendiği ortama dikkat çekmek istiyorum.
Selamlar.
Kabaran ulusalcı damar değil Abbas Bey, kabaran damar başka damar da bunu ulusalcılara mal etme çabası var.
Kavramların evrilmesi ve devrilmesi başlığını niye açtım sanıyorsunuz?
Selamlar,
Çok garip, bu sabah adliyede liberal demokrat bir meslektaşım (Sevdiğim bir abim aynı zamanda.) da bana, "Duydun mu Dilek, ulusalcıları topluyorlarmış." dedi ve bunu Melike İlgün'ün dile getirdiği gibi bıyık altından da değil, alenen gülerek (Sırıtarak kaba bir deyim olduğu için kullanmadım ama aslında sırıtıyordu bu değerli abim.) söyledi. Sabah sabah şaşırdım ve "Varsa bir suçları, soruştursunlar, yargılasınlar tabi abi." dedim. Kıs kıs gülmeye devam etti ama bir şey demedi. Ben de "Sırf ulusalcı oldukları için mi toplanmışlar?" diye nüktedan bir edayla sordum. Yoooo, dedi sadece.
Evet bir suçu varsa eğer, benden, ondan, şundan, bundan, ocu, bucu, şucu kim olursa olsun elbette soruşturulsun, elbette yargılansın... Ama, yargılanan kişi ideolojisiyle değil, adı ve suçu (üzerine atılı suçu) ile anılsın. Ulusalcıların (Ki ülke zararına, yasa dışı işlerle iştigal eden kimsenin ulusalcı olduğuna inanmıyorum, bu nedenle ulusalcı olduklarını beyan eden diye ekleyeyim.) toplanması demek, ulusalcılığın suç olduğu, toplananların da (Bu da tuhaf bir deyim ama öyle kullanıyorlar.) sırf ulusalcı oldukları için toplandıkları anlamına gelir ki işte demokrasi nutukları atan liberallerimizin asıl buna karşı çıkması ve alet olmaması gerekir...
Bir şekilde bir araya gelmek lazım. Biz birleşmezsek birileri bizi birleştirir.Alıntı:
Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı
Bir hukukçu olmayarak konuya dahil oluyorum,ama isterdimki bu konuda olduğu gibi ülkemizde tüm ideolojik bakış açılarına karşı aynı tutum gösterilsin.Alıntı:
Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı
Ergenekon'da 8 tutuklama!
Ümraniye'de ele geçirilen patlayıcılarla ilgili soruşturma kapsamında mahkemeye sevk edilen 9 kişiden 8'i tutuklandı.
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde nöbetçi mahkeme tarafından sorgulanan 9 kişiden, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ, ''Susurluk Davası'' hükümlüsü Sami Hoştan, avukat Kemal Kerinçsiz, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla İlişkiler Sözcüsü Sevgi Erenerol, Hüseyin Görüm, Hüseyin Gazi Oğuz ve Oğuz Alparslan Abdülkadir tutuklandı.
Gazeteci Güler Kömürcü ise serbest bırakıldı.
Anlaşılan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öztürk kendisine doğuda güzel bir yer buldu. Oraya gitmek istiyor. Derin devletin işleriyle bu kadar uğraşan bir savcının görevinin başında kalması imkansız. Önümüzde örnekleri de varken.
Ergenekon'a yurtdışından 50 milyon dolar
Ergenekon'a yönelik 8 ay yapılan takipte elde edilen belgeler, örgüte yurtdışından 5 yıl içinde 50 milyon doların transfer edildiğini ortaya koydu. Belgelerde transferlerin Türk Ortodoks Kilisesi'ne bağış adı altında yapıldığı da anlaşıldı.
Ergenekon terör örgütüne ilişkin 8 aydır yürütülen soruşturma kapsamında ele geçirilen belgeler, örgüte yurtdışından 5 yılda 50 milyon dolar geldiğini ortaya koydu. Dikkat çekmemek için Türk Ortodoks Kilisesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol'un üzerinden 'bağış' adı altında transfer edilen paraların, suikastler ve bombalı eylemler için kullanılarak kaos ortamı yaratılacağı belirlendi.
Biraz sabır lütfen...
Van 100. Yıl Üniversitesi rektörü Yücel Aşkın'la ilgili haberler de böyle başlamıştı hatırlarsanız... Sonra, mahkeme dava şartının gerçekleşmediğine karar verdi. Kiminizin haberi bile yoktur...
Bakarsınız yarın bir gün bu olayda tutuklanan herkes serbest kalır, belki beraat eder. Belki de mahkum olur, kim bilir...
Hukuk devletinde, suçluluğu mahkeme kararı ile sabit olmadıkça herkes suçsuzdur, bilirsiniz.
Selamlar.
Doğrudur Tayfun beyAlıntı:
Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı
DOSTLAR
222-A.... ÜLKE SAVUNMASINDAYIZ
TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE MÜCADELEMİZDE
LAİK DEMOKRATİK TÜRKİYE‘YE SAHİP ÇIKMAK İÇİN
222A
2. AYIN
2‘SİNDE
2‘DE
ANITKABİR‘DE! Birleşelim.
Son operasyonun adının, ''Ergenekon'' olarak belirlenmesi...Tıpkı ''Ulusalcılık'' sözcüğünde olduğu gibi, beynimizin algılamalarına kurulan bir tuzaktan başka birşey değildir...
Sözcükler gerçek anlamı ve içeriği doğrultusunda verildiğinde ''ulusalcılıktan'' beynimiz ne algılayabilir?..
Herhalde:Mustafa Kemal'in kurduğu Ulus Devleti ve bu devletin temel kuruluş ilkelerini...
Ergenekon sözcüğü gerçek anlamı ve içeriği doğrultusunda verildiğinde ise,beynimiz ne algılayabilir?...
Herhalde:Türklerin kapatıldığı bir vadiden,bir ''bozkurt''un kılavuzluğunda Ergenekon Dağını delerek çıkışını anlatan bir efsaneyi...
Ama şimdi yapılan şey; dezenformasyon haberlerle,beynimizin yerleşik ve doğru algılamalarını bozup, bizi biz yapan aidiyetlerimizden koparmaktır...İyi,olumlu ve doğru olan ''Milli'' algılarımızı eğip bükerek...Onları,kötü,olumsuz ve yanlış algılamalar haline dönüştürmektir...
Ülkemizin Laik Cumhuriyetçi yapısını, din devletine giden yola sokmak isteyenlerin kadrolaştırılmış görevlileri, kitleler üzerindeki psikolojik manipülasyonu artık bilimsel yöntemlerle yapmaktadırlar...
Artık gizlenmeyen bu açık mücadelede;Kemalistlerin ve Ulusalcıların...Kendilerine yamanmak istenen sahte etiketlerden hiç bir şekilde ürkmemeleri gerekir... Antidemokratik ve faşizan örgütlenmelere zerre kadar itibar etmeyen ve onların asla kendilerini yansıtmadığını çok iyi bilen gerçek Kemalistler ve Ulusalcılar...''Efsane boyutunda hafızalarında yer tutan ''Ergenekon'' sözcüğüne hiç bir zaman yabancılaşmayacaklardır....
iLGİNÇDİR BU ARKADAŞLAR GEÇEN SENE PATRİKHANENİN ÖNÜNDE PROTESTO EYLEMİ YAPMIŞLARDI. ilginç, manidar, düşündürücü.....Alıntı:
deniz02 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın avmuratsahin;
Galiba Türk Ortodoks Kilisesi İle Rum Patrikhanesini karıştıryorsunuz. Eregenekon adına pislik bulaştıran ve bizin ergenekoncularla birlikte tutuklanan Sevgi Erenerol'un kilisesi, Türk Ortodoks Kilisesi'dir ve cemaati falan da yoktur.Bu kiliseyi bizim devlet Rum Ortodoks Kilisesi'ne karşı kurdurmuştur ve desteklemiştir. Ama cemaati olmayınca demek ki bu türden "vatan kurtarma" işleri ile uğraşmaya başlamış gibi görünüyor.
Sayın Bilgili...
Bilgilendirmeyi tam yapmak, özellikle objektif olma iddiasında bulunan aydınların en temel yaklaşımı olmalıdır diye düşünüyorum...
Kurtuluş Savaşımızda işgalcilere yardım ve yataklık eden Ortodoks Rum Patrikliğinin bu ihanetçi tavrına karşılık...Irk olarak da Türk olan, Türk Ortodoks cemaati, Papa Eftim önderliğinde Mustafa Kemal'e omuz vermiş vatanseverlerdir...
Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan Sevgi Erenerol,söz konusu Vatansever Papa Eftim'in torunudur...
Atatürk'ün; mezar taşına ''3 Tümenden fazla yararlılık göstermiştir'' diye yazdırıp, saygı gösterip onurlandırdığı Papa Eftim'in ''kalıntı-emanet'' cemaatine küçültücü ve dışlayıcı ifadeler serdetmek Atatürk'ün hatırasına da saygısızlıktır...
Sayın Erenerol'un yargı kararı olmaksızın suçlu olduğunu ima etmek ''gerçek hukukçu'' tavrı değildir...
Saygıyla...
Bende hemen hemen böyle düşünüyorum Beli Küçük konusunda kafam karışık biraz ama çete konusunda hassasım... Ne çeteymiş ha..Alıntı:
garnitür rumuzlu üyeden alıntı
Ben hayatımda bu kadar gırgır bir çete hele hele ''derin devlet suçlaması ile özleştirilen bir çete duymadım....
Çeteye bak Emekli bir general var ! Patlamayan el bombaları var , Tabancaları yok.... Bekliyorlarmış nereden gelecekse .... Allah bilir bu seferde kurşunu unuturlar... Başta Emeki general olduğu için belki ellerinde hurdaya çıkmış bir iki tank gemi uçak vardır ama tabanca yok ve bu çete....
50 milyon dolardan bahsediliyor nerede diyince ne nerede deniyor ? Bu kadar zamanda bu çok derin devlet çetesi anca 50 milyon dolarcık mı toplamış ? Ama tabanca bulamamış... İşin ilginci RTE ile CB nin çocuklarının düğünündeki takılar 50 milyon doların üzerinde..... Derin devlet çetesinin o kadar üçkağıt çekerek bulduğu iddia edilen para görünen devletçe iki düğünde toplanıyor... Gelde şaşma....
Anlamadığım hukukun temel kavramlarından birisini bu kadar ihlal nasıl edilebildiği... Ve bu ihlal hep ''ulusalcı'' ( Herne demekse ) olmakla suçlanan kişilerin suçlamalarında alenen olduğu çarşaf çarşaf yazıldığı... Yanlış anımsamıyorsam yürütülmekte olan soruşturma veya yargılama hakkında tarafgir yazıların yorumların yapılamayacağı yargının etki altına alınamayacağıyla ilgili kanunumuz vardı sanırım buda bardak oldu... Ama tersi durumlarda en önde....
'Apo'yu Ergenekon eğitti' iddiası
Ünlü istihbaratçı Bülent Orakoğlu 'İhanet Çemberi' isimli kitabında Ergenekon'u, ABD'nin kurdurduğunu ve terörist başı Öcalan'ın da Ergenekon tarafından eğitildiğini iddia ediyor
Ünlü istihbaratçı Bülent Orakoğlu yine gündemi sarsacak. Orakoğlu, yakında çıkacak 'İhanet Çemberi' isimli kitabında Ergenekon'u, ABD'nin kurdurduğunu ve terörist başı Öcalan'ın da Ergenekon tarafından eğitildiğini iddia ediyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı iken ‘ Batı Çalışma Grubu’nu dinlettirdiği gerekçesiyle görevinden uzaklaştırılan ve kamuoyunda Milliyetçi-Muhafazakar görüşleri ile tanınan Bülent Orakoğlu,yeni yazdığı ve önümüzdeki hafta satışa sunulacak ‘ ‘İhanet Çemberi’ isimli kitabında Türkiye ve Dünya gündemini sarsacak iddialara yer...Devamı>>>