(A) ile (B) evlidir. (B), iyiniyetli olan (C) ile ikinci bir evlilik yapıyor. Evliliğin butlanı kararı verilmeden (B) ölüyor. Bu durumda (A) ile (C) arasında nasıl bir mal paylaşımı söz konusu olur?
Olay farazidir, saçma sapan gelebilir :)
Printable View
(A) ile (B) evlidir. (B), iyiniyetli olan (C) ile ikinci bir evlilik yapıyor. Evliliğin butlanı kararı verilmeden (B) ölüyor. Bu durumda (A) ile (C) arasında nasıl bir mal paylaşımı söz konusu olur?
Olay farazidir, saçma sapan gelebilir :)
Bence o kadar saçma bir soru değil ki medeni kanunda açık ifadelerle hükme bağlanmış: :)
MADDE 156.- Batıl bir evlilik ancak hakimin kararıyla sona erer. Mutlak butlan halinde bile evlenme, hakimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur.
MADDE 158.- Evlenmenin butlanına karar verilirse, evlenirken iyiniyetli bulunan eş bu evlenme ile kazanmış olduğu kişisel durumunu korur.
Eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır.
MADDE 159.- Evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirasçılara geçmez. Ancak, mirasçılar açılmış olan davayı sürdürebilirler. Dava sonucunda evlenme sırasında iyiniyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olamayacağı gibi, daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da kaybeder.
Yani (A) ile (C) eşit pay alır mı demek istediniz. (B)' nin kardeşi ve çocuğu yok, annesi çok önce ölmüş ve babası da (B) ölmeden ölmüş. Sonra babasının acısına dayanamayan (B) ölmüştür. Bu durumda (A) ile (C), (B)' nin babasından kalan mirası eşit mi paylaşacaklar? Bu saatte ısrarcı olduğum için kusura bakmayın :o
Evet, B'nin babasının öldüğü tarihte B'nin her iki evliliği de geçerliliğini koruduğu için hem A hem de C, B'nin babasından ve kendisinden kalan mirası, başka mirasçı da olmadığı için yarı yarıya paylaşacaklardır.
İlginç bir soru, belki de örneğini göremeyeceğimiz bir durum ama velev ki oldu, bence hakkaniyete göre yarı yarıya paylaşmaları gerekecektir.
Teşekkürler Dilek Ablacım.
Aydıncım araştırırken bir hükme rastladım.
II. Dava açma görevi ve hakkı
Madde 146 - Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından resen açılır.
Bu dava, ilgisi olan herkes tarafından da açılabilir
III. Dava hakkının sınırlanması veya kalkması
Madde 147 - Sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanı Cumhuriyet savcısı tarafından resen dava edilemez; fakat her ilgili, mutlak butlanın karar altına alınmasını isteyebilir.
********
Evlilik ölümle sona erdiği için, 147. maddeye dayanarak ilgililer (Mesela ilk eş A) mutlak butlanın karar altına alınmasını isteyebilir. Ancak butlan davasında C'nin iyiniyetli olduğu anlaşılırsa, iyiniyeti yine korunacaktır. Bu durumda gene mirası yarı yarıya paylaşmaları yerinde olacaktır kanımca.
Ne dersin?
Ben çift evlilik yapan kişinin ilk eşinin öldüğü şeklinde anlamıştım ilk okuduğumda.
Eşin miras payı bellidir, eğer iki eş de bu payı alırsa kalanların hakkına tecavüz söz konusu olacak. Eğer başka mirasçı yoksa, her eşin hakkı mirasın tamamı olacak, yine birbirine haksızlık.
İkinci eşin miras hakkı olmaması akla yatkın geliyor ama yine çelişkili bir durum.
Yine bu birşey değil, ya 7 kocalı Hürmüz öldüğünde ne yapılacak ? :)
Zaten iyiniyetli olmayan butlana tabi evlilikte miras hakkı doğmuyor eşe. Tabi dava açılmış ve devam etmekte ise. İyiniyetli olan 2. eşin (sanırım) her halde dava sona ermeden meydana gelecek bir mal paylaşımında pay sahibi olması gerekir.
Aklıma başka bir çözüm yolu gelmiyor Sayın sdt23. Sağ kalan eşin miras payını, A ve C arasında eşit olarak paylaştırmak en mantıklı çözüm gibi geliyor bana. :)
Sınavda bu soru şöyle çıktı. Murisin ölümünden sonra geride kalanlar şöyledir. İlk eşi olan (E) ve (E)' den olma (S), Almanya' da evlendiği (C) ve (C)' den olma (T). Almanya' da yaptığı evliliğin butlanına karar verilmeden (M) ölmüştür ve (C)' nin (E) ve (E)' den olma (S)' den haberi yoktur. Buna göre kim ne kadar pay alır.
a) e,c,s,t 1/4 alır.
b) e ve c 1/8, s ve t 3/8
Hangisi doğru? Diğer şıklar yanlış.
Bence (b) şıkkı doğru.
Evet herkes öyle söylüyor ama ben ühühhühü :( yanlış yaptım.
Aydıncım dün çalışmıştık ama yaaa... :(
Neyse üzme kendini, sağlık olsun, diğer soruları yapmışsındır nasıl olsa. Hem notun kötü bile olsa bunu artık unutmazsın, en iyi öğrenme hata yaparak öğrenmedir... (Bence)
Selamlar..Bir yıl kadar önce anam vefat etti..Bir kaç ay sonra, babam yeniden evlendi..Evlenirken bayana mal varlığından bir apartman dairesini tapu sicilyle verdi.Bayandan da kalan mallarından hak talep etmeyeceğine dair yazılı belge aldı..Ancak babam 1933 doğumlu eşi 1964 kimin önce gideceğini bilemeyiz ama babam bayandan önce ölürse, bayanın bu belge varken diğer mallarından hak talep etmesi mümkün müdür..Ederse hak alma ihtimali sizce nedir..?Bayan talep etmese bile bayanın boşandığı eşinden olma oğlu ve silsilesinin hak sahibi olması mümkün müdür..?[Kusura bakmayın netin acemisiyim yeni konu başlığını nasıl açacağımı bilemedim,açılmış konularda da benzer soru şayet atlamadıysam göremedim)İlginize teşekkürler..
-----------------------------------------------------------------------
Tskler sayın Sdt23..Sorumun ilk bölümüyle ilgili de görüş belirtirseniz çok memnun olurum..Babamın vefatından sonra, başkaca bir talebim olmayacak diye yazı vermiş olmasına rağmen; hak talep edebilr mi,ederse sonuç sizce ne olur..
Kastettiğiniz belge geçerli bir "mirastan feragat sözleşmesi" ise kendisine verilen evi alır, diğer mallarda hak iddia edemez.
II. Mirastan feragat sözleşmesi
1. Kapsamı
MADDE 528.- Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir.
Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder.
Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur.
2. Hükümden düşmesi
MADDE 529.- Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmış olup bu kişinin herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragat hükümden düşer.
Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmamışsa, en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılır ve bunların herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde, feragat yine hükümden düşer.
3. Tereke alacaklılarının hakları
MADDE 530.- Mirasın açılması anında tereke, borçları karşılayamıyorsa ve borçlar mirasçılar tarafından da ödenmiyorsa, feragat eden ve mirasçıları, alacaklılara karşı feragat için ölümünden önceki beş yıl içinde mirasbırakandan almış oldukları karşılıktan, mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludurlar.
Teşekkürler sayın sdt23..
Konuyla ilgisi yok ama bir şey sormak istiyorum mesajınızda velevki sözcüğünü kullanmışsınız.
TDK da arama yaptığımda böyle bir sözcüğün olmadığını yazıyor.Merak ettim velevki ne demek, Türkçe'de böyle bir sözcük varmı acaba varsa neden TDK nın sitesinde yok .
http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx...Kelime=velevki
Güzel;
Ben sonuna ki ekinide koyunca bulamamıştım
anlamı;
İster, isterse, olsa da, kaldı ki, hatta:
Burada daha düzgün türkçe kelimeler varken neden bizim insanımız bu tür yabancı kelimeleri kullanırlar anlamış değilim bilhassa hukukta, arapça farsca kelimelerle dolu
Kullandığınız "daha", "kelime", "insan", "bilhassa", "hukuk" sözcükleri ne kadar Türkçeye mal olduysa "velev ki" bağlacı da o kadar Türkçeleşmiştir.
Yabancı kelime olduğunu düşünmeniz, sizin Türkçeye yabancı olduğunuz anlamına gelir. (Türkçe, Arapça, Farsça büyük harfle başlar.)