-
Hrant için, adalet için
Dostumuz, canımız, hakikat anlatıcımız, sevgili Hrant’ımızdan ayrılalı tam bir yıl oldu. Koca bir yıl Hrant’ın gidişiyle hayatımızdan eksilen renklerin yasını tutmakla geçti. Bizler bu ülkenin yurttaşları olarak, güvercin tedirginliğinde, gerçek failleri bulunmamış suikastlarla bir arada yaşamaya alışmak istemiyoruz. Bu akıl almaz cinayetten nefret üretmeyen onurlu kalabalıklar olarak, bebeklerden katil yaratan karanlığa ışık düşürmek için, ülkemizin aydınlık geleceğine sahip çıkmak için, büyük acımızın yükünü birlikte taşımak için, adalet talep etmek için, barış için, kardeşlik için, Hrant Dink davasının mağdurları ve takipçileri olarak 19 Ocak Cumartesi günü yeniden buluşuyoruz. Din, dil, ırk, cinsiyet, siyasi görüş farkı gözetmeden, halkların kardeşliğine inanan tüm yurttaşlar yan yana geliyoruz.
Hrant için, adalet için,
19 Ocak’ta, saat üçte, aynı yerde…
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sayın İlkine,
Ulusalcıları sinirlendireceksiniz yine.. Adamlar; Yasin'leri, Ogün'leri kutsarken, Hrant umurlarında mı?
-
Re: Hrant için, adalet için...
‘Katil devlet’ diye bağırdılar
Gazetecİ Hrant Dink’in “karanlık” bir suikaste kurban gitmesinin 1. yıldönümünde Agos gazetesi önünde düzenlenen tören, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hakaret ve saldırıya dönüştü. İstanbul Şişli’de toplanan kalabalığın arasına karışan göstericilerden bazıları ‘Katil devlet’ sloganları attı.
Barikatları yıktılar
Bu sırada, gösterinin yapıldığı alanda trafiğin açık tutulması amacıyla polis tarafından kurulan barikat, bazı gruplar tarafından yıkıldı. Azgın güruh kendilerine engel olmak isteyen polisle de çatıştı. Konuşmacılar cinayetin henüz aydınlatılmadığını ileri sürüp bundan devleti sorumlu tuttu.
MHP’ye saldırdılar
Gerilimli törenin ardından yine çeşitli sloganlar atarak dağılan göstericilerden bir grup, İstiklal Caddesi’ndeki MHP lokaline saldırdı, attıkları taş ve sopalarla camları kırdı. Kıbrıs Türk Kültür Derneği’ni de hedef alan gözü dönmüş kalabalığın linç etmeye kalkıştığı genci, polis silah çekerek kurtardı.
Şişli’de nümayiş
Günlerdir bazı medya organlarında yapılan çağrılar sonucu Şişli’de toplanan marjinal gruplar nümayiş yaptı.
Hrant Dink’e olaylı anma
Gazeteci Hrant Dink, öldürülüşünün birinci yılında olaylı gösterilerle anıldı. İstanbul’da MHP lokaline saldırıldı; “katil devlet” sloganları atıldı; polis barikatları yıkıldı
19 Ocak 2007’de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i anmak için düzenlenen törenlerde olaylar çıktı. Anma etkinliklerinin en büyüğü suikastın gerçekleştirildiği Şişli Halaskargazi Caddesi’nde yapıldı. Dink’in eşi Rakel Dink’in de konuşma yaptığı törene katılanlar yolun orta refüjüne konulan barikatları yıkarak polisle çatıştı. Ancak gerginlik polisin sağduyusu sayesinde fazla büyümedi. Törende, ’Katil devlet’, “Hepimiz Hrant Dink’iz”, “Hepimiz Ermeni’yiz”, “Faşizme ölüm” gibi sloganlar atıldı, Kürtçe, Ermenice, İngilizce ve Türkçe dövizler taşındı.
Polisi taşladılar
Törenin ardından İstiklal Caddesi boyunca yürüyüşe geçen bir grup ise cadde üzerindeki bulunan MHP lokalini hedef aldı. Lokal önünde sloganlar atan göstericiler, ellerindeki taş ve sopalarla binanın camlarını kırdılar. Bununlada yetinmeyen göstericiler kendilerine müdahale eden polislere taş ve sopalar fırlatarak karşılık verdi. Polis ekipleri ise kendilerine saldıran göstericilerden bir kısmını gözaltına aldı.
“Elinde bayrak var” diye dövdüler
Öte yandan, Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nin İstanbul Şubesi’ne de saldırı da bulunuldu. Yine taş ce sopalarla binanın camlarını kıran göstericiler ellerinde Türk ve KKTC bayrağı bulunan şahısları linç etmeye kalkıştı. Polis kalabalık bir grubun ortasında darp edilen bir kişiyi silahını çekerek yaralı bir şekilde ellerinden zor kurtardı.
Polisin güvenlik önlemi için koyduğu barikatlar göstericiler tarafından yıkıldı.
Moskova’da tahrik ettiler
Dink’in ölüm yıl dönümünde, Moskova’daki Türk Büyükelçilği önünde de tören düzenledi. Az sayıdaki göstericiler, Büyükelçilik binası karşısındaki kaldırıma yerleştirilen Dink’in fotoğrafının önüne karanfil bırakıp mum yaktı ve Türkiye aleyhine sloganlar attı. Göstericiler, herhangi bir slogan atmazken, tek tek sıraya girip Dink’in fotoğrafının önüne karanfil bırakıp mum yaktıktan sonra sessiz bir şekilde dağıldı. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı gösteride, Ermenistan bayraklarının yanı sıra Rusya ve Yunanistan bayrakları da açıldı. Gösteride, geçen ay İsveç’te öldürülen Süryani sosyolog Fuat Deniz’in defotoğrafı taşındı. Büyükelçilik binası önündeki gösteriyi düzenleyenler arasında bulunan ve adını açıklamayan bir Ermeni genç, anma töreninin Rusya Ermeni Kilisesi ve Novo-Nahçıvan Ermeni Gençler Birliği tarafından organize edildiğini belirterek, şunları söyledi: “Eylemin amacı elim bir cinayete kurban giden bir insanı anmaktır. Onun söylediklerini ve yaptıklarını anmaktır. O doğruyu söylüyordu ve ondan dolayı öldürüldü.”
19/01/2008 22:00
Kaynak: www.yenicaggazetesi.com.tr
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sn. Burçak,
Keşke sadece Yeniçağ Gazetesinin web sitesinden kopyala yapıştır yapıp burada yapılan anmayı eleştirmek yerine sizde Agos Gazetesinin önüne gelseydiniz de oradaki binlerce insanın duyarlılığı sayesinde hiçbir olay olmadan dağılındığını sizde görseydiniz. Öyle taraflı bir sitenin yazmış olduğu birkaç münferit olayı da ne kadar büyüttüklerini kendi gözlerinizle görürdünüz. Ama herhalde bu daha kolay geldi size.
Saygılarımla.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sayın Burçak;
Yasa dışı davranan herkesi kınıyoruz. Ama Hrant cinayeti ile ilgili olarak basına intikal eden haberler dikkatinizi çekmiyor mu?
Katilleri bir kahraman ilan etmediğimiz kaldı.
Türk bayrağını da alet ederek, katille poz veren güvenlik görevlileri..
Yok edilen ve karartılan deliller..
İşin içindeki polis muhbirleri..
Katiiler için türkü düzenler..
Keşke bir hukukçu olarak olayın bu yönlerini de yeniçağ'ın haberleri kadar görseydiniz..
Selamlar, saygılar..
-
Re: Hrant için, adalet için...
Elbette yasadışı davranan herkesi kınıyoruz Sayın Bilgili. Nasıl ki Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve diğer aydınlarımızın katledilişini, faillerinin bulunamamasını kınıyorsak Hrant Dink cinayetini de aynı düşüncelerle kınıyoruz.
Bununla birlikte, Hrant Dink cinayetini, ölüm yıldönümünü alet ederek ülkemizin küçük düşürülmesini, "katil" addedilmesini, amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olanları da kınıyoruz öyle değil mi?.. (Bu olay sadece alıntı yaptığım gazetede değil hemen hemen tüm haber kaynaklarında yer aldı, gazetenin adı bu kadar tepkiye neden oldu ise başka bir haber kaynağından da alıntı yapabilirim.) Tıpkı, DTP'li milletvekillerinin mitinglerinin özgürlük kisvesi altında PKK şovuna dönüşmesini, Türk Bayrağı yerine PKK bayraklarının (ya da sözde Kürdistan bayraklarının) açılmasını kınadığımız gibi öyle değil mi?..
Sayın ilkine'nin alınganlık gösterip bu yorumumu üzerine alma ihtimaline binaen, anma töreninde "iyiniyetle", cinayete ve cinayetin aydınlatılamamasına tepki göstermek amacıyla bulunanları kast etmediğimi de belirtmek isterim.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sn. Burçak,
Yazınızda atılan Katil Devlet sloganlarıyla ülkemizin küçük düşürüldüğünü yazmışsınız. Küçük bir araştırma yaptım ve aşağıda linklerini yazdığım sitelerden görebileceğiniz gibi ülkemizi daha fazla küçük düşürebilecek haberlere rastladım. Bu konuda da fikirlerinizi merak ediyorum. Acaba hangileri bir ülkeyi daha fazla küçük düşürür. Katil devlet sloganları mı, birkaç küçük olay mı yoksa aşağıdaki haberlerde de görebileceğiniz derin devlet ilişkileri mi?
Saygılarımla.
http://www.ntvmsnbc.com/news/432822.asp
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=272125
http://www.skyturkonline.com/news.jsp?newsId=69481&c=1
http://www.yenisafak.com.tr/gundem/?...08&c=1&i=94027
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sayın ilkine, bu önyargı ve alınganlığınızın sebebini anlayamıyorum. Sanki Hrant Dink cinayetini, failleri/tetikçileri savunmuşum, failleri alkışlamışım gibi bir tutum içerisindesiniz. Önyargılarınızdan sıyrılmanız dileğiyle, yukarıdaki iletimi tekrar etmekle yetiniyorum.
"Nasıl ki Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve diğer aydınlarımızın katledilişini, faillerinin bulunamamasını kınıyorsak Hrant Dink cinayetini de aynı düşüncelerle kınıyoruz."
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sn. Burçak,
Size karşı önyargılı davrandığımı düşünmüyorum. Benim tepkim sadece ilk alıntıladıklarınızayda. Orada eleştirmek istediğim keşke sadece bir kaynaktan ( o da siyasi görüşü belli Yeniçağ Gazetesi) alıntı yaparak değil de başka kaynakları da inceleyip konu hakkında yorum yapmamanızdı. Ama benim eleştirilerimden sonra yaptığınız yorumda da hala olaylar ülkemizi küçük düşürüyor diyebiliyorsunuz. E buna da yorum hakkım doğuyor diye düşünerek cevap verdim. Ki bende orada olduğum için olayların çok fazla abartıldığını söylüyorum. Zaten görüldüğü üzere gündemi bir gün bile işgal etmedi. Medya olayı kasıtlı ya da kasıtsız bir şekilde abartır önemli olan buna alet olmamaktır.
Öğrencilik yıllarımda basın açıklaması yapacağımız zaman basını arayıp davet ederdik. Bize sordukları ilk soru olay çıkacak mı olurdu. Anlatmak istediğim sadece buydu.
Uğur MUMCU ve Ahmet Taner KIŞLALI'dan bahsetmişsiniz, evimde her ikisininde fotoğrafları asılıdır Metin GÖKTEPE ve Hrant DINK'in yanında. Hepsinin altında bu son olsun dilekleriyle.
Saygılarımla.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Neden hep Hrant Dink anılıyor adı geçiyor neden doğuda şehit düşen askerlerimiz batıda çöp teneksi içinde patlatılan bombalardan yaralanan insanlarımız yada ölen insanlarımız anılmıyor neden hep Hrant Dink anılıyor anlamıyorum sizi onlarca faili mecul var neden hep Hrant Dink ben ermeni değilim ben TÜRKÜM TÜRK olarak doğdum TÜRK olarakta bu vatan toprağında son nefesimi vericem yazılı ve görsen basını az çok bende takip ediyorum doguda mehmetciğimiz şehit düşerken anılmıyor bir gazeteci öldürüldü ortalık ayağa kaldırılıyor ilk önce kendi şehidinize bakın derim ben faili mechule sonra bakılır Hrant Dink ten önce onlarca faili meçhul cinayet var....:kızgın:
-
Re: Hrant için, adalet için...
Bu foruma bugüne kadar bilerek yazmadım Ama yarın yazacağım.
Sayın ilkine ilk iletisini 17 Ocak ta yazmış
'' Dostumuz, canımız, hakikat anlatıcımız, sevgili Hrant’ımızdan ayrılalı tam bir yıl oldu. Koca bir yıl Hrant’ın gidişiyle hayatımızdan eksilen renklerin yasını tutmakla geçti. Bizler bu ülkenin yurttaşları olarak, güvercin tedirginliğinde, gerçek failleri bulunmamış suikastlarla bir arada yaşamaya alışmak istemiyoruz. Bu akıl almaz cinayetten nefret üretmeyen onurlu kalabalıklar olarak, bebeklerden katil yaratan karanlığa ışık düşürmek için, ülkemizin aydınlık geleceğine sahip çıkmak için, büyük acımızın yükünü birlikte taşımak için, adalet talep etmek için, barış için, kardeşlik için, Hrant Dink davasının mağdurları ve takipçileri olarak 19 Ocak Cumartesi günü yeniden buluşuyoruz. Din, dil, ırk, cinsiyet, siyasi görüş farkı gözetmeden, halkların kardeşliğine inanan tüm yurttaşlar yan yana geliyoruz.
Hrant için, adalet için,
19 Ocak’ta, saat üçte, aynı yerde…''
EE güzel en azından beni ''çok'' rahatsız eden bie şey yok. Dostumda değildi hakikat anlatıcımda ama İnsandı... Asla öldürülmemeliydi... Bunları yarın yazacağım....
Şu an 23 Ocak 2008 saat 1908 yarın GERÇEK BİR HAKİKAT ANLATICI olan UĞUR MUMCU nun katlinin yıldönümü... İki gün öncesinden DİNK i anımsatanların en azından bir kelam yazmasını bekledim bugüne kadar... DİNK i itin biri öldürdü , Mumcu yu Bir örgüt katletti Türkiye aleyhine olsun diye katledildi Mumcu Katledilen aslında Aydınlık Türkiye nin geleceğiydi... Ne hikmetse tık yok...
Neyse ben yazarım artık yarın ikisi içinde ayırt etmeden çünkü aslında bombada Kurşunda tam Türkiye yi vurdu ikisinde de ikisinide eş görenler gerçek Türklüğü sevenlerdir diyeyim uzatmayayım...
-
Re: Hrant için, adalet için...
Alıntı:
ilkine rumuzlu üyeden alıntı
Sn. Burçak,
Size karşı önyargılı davrandığımı düşünmüyorum. Benim tepkim sadece ilk alıntıladıklarınızayda. Orada eleştirmek istediğim keşke sadece bir kaynaktan ( o da siyasi görüşü belli Yeniçağ Gazetesi) alıntı yaparak değil de başka kaynakları da inceleyip konu hakkında yorum yapmamanızdı. Ama benim eleştirilerimden sonra yaptığınız yorumda da hala olaylar ülkemizi küçük düşürüyor diyebiliyorsunuz. E buna da yorum hakkım doğuyor diye düşünerek cevap verdim. Ki bende orada olduğum için olayların çok fazla abartıldığını söylüyorum. Zaten görüldüğü üzere gündemi bir gün bile işgal etmedi. Medya olayı kasıtlı ya da kasıtsız bir şekilde abartır önemli olan buna alet olmamaktır.
Öğrencilik yıllarımda basın açıklaması yapacağımız zaman basını arayıp davet ederdik. Bize sordukları ilk soru olay çıkacak mı olurdu. Anlatmak istediğim sadece buydu.
Uğur MUMCU ve Ahmet Taner KIŞLALI'dan bahsetmişsiniz, evimde her ikisininde fotoğrafları asılıdır Metin GÖKTEPE ve Hrant DINK'in yanında. Hepsinin altında bu son olsun dilekleriyle.
Saygılarımla.
Sayın ilkine, taraflı köşe yazarlarından alıntılar yaparken bana sarf ettiğiniz bu sözleri bir kez daha düşünün lütfen. Hasan Cemal'in taraflı yazdığını ifade eden üyelere, "İddiaları tartışalım, iddiları ileri sürenleri değil." derken, burada alıntı yaptığım gazetenin taraflılığından bahsetmek; yazısını alıntıladığınız yazarın görüşleri hakkında yorum yapmadığınız halde, beni yorum yapmamakla eleştirmek ne kadar doğru (ya da demokratik) bir tutum sizce? Hani sizin için iddiları yaratanlar değil de iddialar önemliydi, bu ne yaman çelişkidir böyle?..
-
Re: Hrant için, adalet için...
Alıntı:
migiri rumuzlu üyeden alıntı
bir gazeteci öldürüldü ortalık ayağa kaldırılıyor ilk önce kendi şehidinize bakın derim ben faili mechule sonra bakılır Hrant Dink ten önce onlarca faili meçhul cinayet var....
İlk önce KENDİ şehidinize bakın derim. Söylemesi ne kadar kolay di mi; KENDİ. Çünkü o Ermeniydi. Yazık, çok yazık.
-
Re: Hrant için, adalet için...
bir rüya gördüm...atinada, parlemento binası önünde çoğunluğu yunanlı, azınlığı batı trakya türklerinden oluşan bir gurup insan, bundan yıllar önce şaibeli bir trafik kazası sonucu yaşamını yitiren dr. sadık ahmet'i kastederek "hepimiz ahmetiz/hepimiz türküz" diye bağırıp, o sırada orada yunan bayrağını taşıyan kişileri linç etmeye çalışıyorlardı...tüm bunlar atinanın göbeğinde oluyordu...
gerçekle ilgisi yok efendim...dedim ya sadece bir rüya:)
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sayın ilkine belki gözünüzden kaçmıştır , lütfen bir bakın ve gerçekten demokrasiden, insan hayatına saygıdan söz ediyorsanız bir mesaj da bu konuya bırakın.(Gözümden kaçmadıysa tek bir iletinize rastlamadım.)
https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=6592
Beni yanlış anlamayın sakın, Hrant Dink cinayetine ben de çok üzüldüm, gerek sitemizde gerekse kendi çevremde ben de lanetledim ama aynı zamanda şehitlerimize de ağladım, haberlerini izlemeye dahi yüreğim dayanmadı, tüylerim diken diken oldu, bebek katiline ve aynı amaca hizmet edenlere lanetler yağdırdım, günler boyu sitemizdeki konuları kapattık, terörü lanetledik, protesto ettik. Eğer gerçekten insan hayatı ise söz konusu olan, bu ufacık çocukların, delikanlıların hayatı, ailesi yok mu? Bu çocuklarımız insan değil mi, insan evladı değil mi? Adalet bu çocuklarımıza ve ailelerine lüks mü?
Unutmayın ki, insan hayatına gösterdiğiniz hassasiyeti bu evlatlarımız için de gösterirseniz ancak o zaman Sayın migiri'ye ya da bizlere serzenişte bulunma hakkını elde edersiniz...
Hrant Dink cinayetine gösterdiğiniz hassasiyeti, aynı forumda da göstermeniz dileği ve ümidi ile...
-
Re: Hrant için, adalet için...
Avukat Hanım,bence boşuna yoruyorsunuz kendinizi.İlkin Bey,tezkereye de, askeri opresyona da hayır imzası (Barış ve kardeşlik adı altında) vermiş.Şehitlerimiz pek umurunda değil anlaşılan. Üstelik "DTP'ye dokunma, DTP'nin üzerinden baskı kalksın" diyor.Ne baskıymış ki bu,her mitinglerinde bölücü terör ürgütünün bayrağı rahatlıkla sallanabiliyor. Ne baskıymış ki bu Türkiye eyaletlere bölünsün,illa ki bölünsün diyebiliyorlar.Ne baskıymış ki bu PKK'nın sözcülüğünü yapmaktan bir an bile tereddüt etmiyorlar.
Kendileri için Türk olmayan herkes insan ama Türkler insan değil, Türkler'in, şehitlerimizin yaşam hakkı olamaz.Yazık hem de çok yazık...
Bkz: http://www.tezkereyeveoperasyonlarahayir.net/index.php
-
Re: Hrant için, adalet için...
Katillerin Türk bayragıyla fotograf çekilmesi ayrı, Dink olayının (bana göre) gündemin 1. maddesi yapılması olayı farklı... Elbette kimsenin can almaya hakkı olamaz ve bu suç hoş görülemez. Türk bayrağı katillerin yanında bu kadar küçük düşürülmemeliydi, benim de içim acıdı resimleri gördüğümde. Ancak elmayla armudu karıştırmayalım!..
Genel olarak gündemi takip ederim, Dink'i ölümünden önce duymadım.. Tıpkı yürekleri dağlanmış, anasını babasını kaybetmiş gibi üzülen binlerce Türk gibi!
Mutlaka iyidir, hoştur, sevecendir, insancıldır, dürüsttür, namusludur Hrant Dink...Buna hiç şüphem yok.. Eşinin o günkü konuşması da çok düşündürücüydü... Ama tüm bu olanlar bir Türk'e Ermeniyiz dedirtecek kadar da (?) değildir... (Soru işareti yerine koyacak kelime bulamadım!)
Ey acı içinde kıvranan sayın forum üyeleri,
- Türkiyenin dış borcu, 80 yıllık geçmişinde yaptıgı dış borcu geçerken,
İhracatımız rekor kırdı diye göbek atanlar, ithalatın da rekorun alasını kırdıgını bilmezken,
- Terör almış başını giderken,
- Yurdum insanı televolelerden dizivolelere transfer olmuşken,
İzlenecek programlar sadece ana haber bülteni, birkaç program ve discovery channel'ken,
- Bir sonraki krizin Türkiye'yi darmadağan etmesi beklenirken,
- Dağlarda mehmetçikler şehit edilirken,
- TBMM'deki bazı milletvekilleri çigköfte yapanlardan da beter, İmralı sefilinin yolundan ilerlerken,
- Bu ülkede insanlar bir kelimesini bile bilmediği anayasayı onaylarken,
Dink'i mi kaldı yası tutacak!
Ağla!! Ama asıl ellerinden akıp giden ve uykulu gözlerle izlediğin geleceğine ağla!
-
Re: Hrant için, adalet için...
'Ocak'ta düşenler'konulu fotoğraf sergisi var.Yer Antalya Kaleiçi.Ve sayın İlkine sadece Uğur Mumcu değil,Metin Göktepe ve Hrant Dink anısına.
-
20 bin Türk'ün toplu mezarı bulundu
Bitlis'te Ermeni çeteleri ve Rus Kazakları tarafından katliama uğramış 20 bin kişilik toplu mezar bulundu. 20 bin civarında Türk'ün bulunduğu toplu mezardaki cesetlerin çocuk, kadın, yaşlı ve askerlere ait olduğu bildirildi.
24 Ocak 2008 16:53
Yazı boyutunu büyütmek için
Mutki ilçesine bağlı Kavakbaşı köyünde Ermeniler ve Rus Kazakları tarafından katledilmiş 20 bin civarında Türk'ün bulunduğu toplu mezardaki cesetlerin çocuk, kadın, yaşlı ve askerlere ait olduğu bildirildi.
1. Dünya Savaşı'nda Ermeni Çetelerinin Katliamına Uğramış Mağdurlar Derneği Başkanı Törehan Serdar, 1915 yılında Rus ordusunun Bitlis'i ilk işgalinde yapılan katliamda yaklaşık Kavakbaşı köyünde 20 bin kişinin katledildiğini ifade etti.
Törehan Serdar, katliamı yapan Rus Kazakların ve Ermenilerin iz kalmaması için katlettikleri insanları toplu olarak gömdüklerini belirtti.
Serdar, gömülen cesetlerin Türklere ait olduğunun belirlendiğini, aralarında kadın, yaşlı, asker ve çocuklara ait iskeletlerin de yer aldığı buluntular üzerinde incelemelerin sürdürüldüğünü kaydetti.
Hava şartlarının ve arazi zeminin uygun olmaması sebebiyle araştırmaların aksadığını hava şartlarının düzelmesinden hemen sonra çalışmalara devam edeceklerini ifade eden Serdar, "Yapılan araştırmalar sonuncunda katliama uğramış 20 bine yakın kişinin Türklere ait olduğu da ortaya çıktı." dedi.
24 Nisan'ı sözde soykırım günü ilan ettirmek için tüm dünyada seferber olan Ermenilerin Türklere yönelik katliamlarından birinin daha gün yüzüne çıktığını vurgulayan Serdar, Ermenilerin ve Rus Kazakları'nın Türkiye'de yaptıkları en büyük katliam olduğunu ifade etti.
Serdar, "20 bin kişiye ait olduğu sanılan ve kazı çalışmaları devam eden toplu mezar vahşeti, kanıt olarak gösterilecek. Ermeniler ellerine pankart alıp Türkiye'yi katliamla suçlamayı biliyorlar, fakat tarihi hiç bilmiyorlar ya da işlerine gelmiyor. İşte katliam diyenlere belge. Kim kimi katletmiş işte kanıt." diye konuştu.
Yazık bize, yazıkki ne yazık.biz o zamanın ermenilerini şimdi baş tacımız yaptık üstünede saygı duruşu durduk
-
Re: Hrant için, adalet için...
Alıntı:
serhat_61 rumuzlu üyeden alıntı
Yazık bize, yazıkki ne yazık.biz o zamanın ermenilerini şimdi baş tacımız yaptık üstünede saygı duruşu durduk
Dönemin Ermeni çetelerinin Türklere yaptığı mezalim ve soykırım konusunda eklenecek çok şey var. O dönemde Ermeniler emperyalizmin oyuncağı olmuş ve emperyalist devletlerin vaadlerine kanarak 1000 yıllık komşularına akla hayale gelmeyecek şeyler yapmıştır. Oysa o dönemin Osmanlı Meclis-i Mebusan'ında Ermeni kökenli milletvekilleri bulunmaktadır.
Alıntı:
1909 yılına kadar gayrimüslimler askere alınmıyor, buna karşın Bedelat-ı Askeriye denilen yıllık 2,5 dolar gibi çok küçük bir vergi veriyorlardı. Şüphesiz savaşlar olduğunda Hıristiyan ırklar ekstra bir vergi de verdiler,ancak çok büyük miktarlarda değildi. Bu para karşılığında Müslüman olmayan uyruklar canlarını koruyabildikleri gibi, mallarının başında bulunduklarından gittikçe varsıllaşmanın ötesinde refah düzeylerini de artırmaktaydılar. Oysa Türkler, savaştan dönebilseler bile mallarının yıkılmakta ve ailelerinin gittikçe fakirleştiğini görerek yaşama inançlarını yitirmekteydiler.Diğer yandan Rum asıllı İstanbul milletvekili Kozmidi Efendi, II’nci Meşrutiyetin ilanının birinci yıldönümüne yaklaşılan sıralarda,3 Temmuz 1909 günü Meclis-i Mebusan’da yapmış olduğu konuşmasında; ‘eşitlik demek, bütün Osmanlı uyrukları arasında Hükümete karşı sahip oldukları hukuk ve nitelendirilen görev bakımından birbirine uyuşmuş biçiminde yaşamalıdır’ diyerek, Hıristiyanların Bedelat-ı Askeriye'yi nefretle verdiğini vurguluyor ve kaldırılmasını öneriyordu.[6]Aynı gün kürsüye gelen Ermeni asıllı Erzurum Milletvekili Ohannes Varteks Efendi de“ hiç bir Osmanlının askerlik için başkasının kanıyla yaşamaya hakkı olmadığını ”olayı kişiselleştirerek şöyle vurguluyordu:
“Kendi oğlumun muharebeye gideceğini bilerek oğlumun kanını 50 lira ile satın alıyorum ve fukaranın oğlunu gönderip orada öldürüyorum bu bir mücrimiyettir ve bu prensibi kabul etmiyorum.(...)Askerlik boynumuzun borcudur,bunun başka yolu yoktur.”[7]
Müslüman olmayanların bu konuda göstermiş oldukları kararlılık sonucu, Meclis-i Mebusan 12 Temmuz 1909 tarihinde Bedelat-ı Askeriyenin kaldırılmasını ve askerlik ödevinin bütün herkesi kapsayan bir karar tasarısını kabul etti.Kabul edilen bu karar tasarısı ile uygulamanın aynı yıl içinde başlanılmasını öngörüyordu.Meclis tarafından alınan karar tasarısının ardından hükümet 1883-1888 doğumluların birden celp edilmesine karar verdi.Mart 1911’de 200.000 civarında askerlik mükellefinin 40.000’i gayrimüslim idi.27 Mart 1912 günü de Harp Okulu ilk gayrimüslim mezunlarını verdi.394 subay adayı arasında 4 Rum,3 Ermeni ve 1 Yahudi vardı.[8]Birkaç ay sonra patlayan Balkan Savaşında cepheye 8.000 Ermeni gönderildi.Çanakkale Savaşında Topçu Batarya Komutanı,Jandarma Komutanı oldular.Ermeni,Yahudi ve Rum kökenli yurttaşlarımız Birinci Dünya Savaşında Osmanlı üniforması altında cephelerde şehit düştüler,gazi oldular.Bu şehitlerimiz sayıca o kadar fazladır ki bu bildiri kapsamında sadece I’nci Dünya Savaşındaki önemli cephelerde 1915 yılında savaş alanında şehit düşenlerin bazılarının adları anılarak ruhları şad edilmeye çalışılacaktır.Bu kahramanların büyük çoğunluğu cephenin ileri hatlarında piyade,jandarma,istihkam gibi muharip sınıf görevlerini icra ederlerken şehit düşmüşlerdir.Çanakkale Savaşlarının biraz sonra ifade edeceğim en kanlı muharebeleri dikkate alındığında rütbelerin en büyüğü olan şehitlik mertebesine ulaşmış olduklarını sizlerin takdirlerinize bırakmak istiyorum. Agop oğlu Misak Arıburnu Muharebesinde,Agop oğlu Norsis Asmadere Muharebesinde, Hanuşkaz oğlu Mezhap Zığındere Muharebesinde,Karabet oğlu Panos Hisarkale’de,Tefekçiyan oğlu J.Tğm.Arakil,Ohannis oğlu Agop, Kirkor oğlu Dikran Kireçtepe muharebesinde,Papazyan oğlu Artin Kocadere Muharebesinde şehit düşmüşlerdir.Özellikle Çanakkale cephesinin ileri hatlarında muharip asker olarak hizmet veren Ermeni yurttaşlarımızın aksine Rum kökenli Osmanlı yurttaşları geri hizmetlerde bulunmuşlardır.Meclis-i Mebusan’da yapılan görüşmelerde Çanakkale cephesinin ileri hatlarında görev alması istenen Rumlar cepheye gönderildiklerinde ise silahlarıyla birlikte 28 Mayıs 1915 günü ANZAK kuvvetlerine teslim olmuşlardır.[9]Bu durumu ilginç olarak değerlendiren Sihlerle Gunkalarla ve Pencaplı Müslümanlarla birlikte omuz omuza çarpışan Yeni Zelandalı Onbaşı Chisholm güncesine geçirmekten kendini alamamıştı.
Ayrıca isimleri sayılamayan sayıları yüzlerle ifade edilen Ermeni kökenli yurttaşlarımız,Filistin’de,Irak’ta,Kanal Cephesinde,Galiçya’da, Romanya’da, Kafkas Cephesinde şehit olmuşlardır.Sadece Sağlık Subayları ele alındığında bile bu sayı yüzleri bulmaktadır.Tabip Binbaşı Ogüst Efendi 1916,Yüzbaşı Agop Ekmekçiyan,Yüzbaşı Armenak,Yüzbaşı Dilbekçiyan,Yüzbaşı Ferhatyan şehit oluş tarihi 1915,ne kadar garip,sözde Ermeni Soykırım tarihi aynı tarihte cephede şehit olan Ermeni kökenli yurttaşlarımız.Rum kökenli Yüzbaşı Aristidi Teneyannis,Yüzbaşı Bahor,Yüzbaşı Corci,Yüzbaşı Elmasyan ve diğerleri bu topraklar için şehit düşmüşlerdir.Gazi olmuşlardır, Çanakkkale, Galiçya ve Filistin cephelerinde başarılı hizmetlerinden dolayı gümüş liyakat madalyası ile ödüllendirilen Oskan oğlu J.Yzb.Agop,[10]Kafkas cephesinde yaralanan Gazi madalyalı Türk Dil Bilimcisi P.Tğm.Agop Martayan (Soyadı Yasası ile Dilaçar soyadı kendisine Mustafa Kemal tarafından verilmiştir.) bunlardan sadece bir kaçıdır.
Ancak madalyonun öteki yanına bakıldığında ise özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 3 Ağustos 1914 tarihinde seferberliğin ilanı ile askere alınan Ermeni gençlerinin silahları ile birlikte 30 Ağustos 1914’ten itibaren firar ettikleri görülmektedir.Rus ilerlemesine koşut olarak Sivas’ı bir kurtarılmış bölge statüsüne sokan Muratyan güçleri ile Midyat’taki Bagok Dağı bloku üzerindeki Hezek bölgesindeki silahlı ayaklanmacılara katıldıkları ve Van ve civarında kitlesel olarak ayaklandıkları görülmektedir.Bu hareket içerisinde yer alan Ermenilerin kendi ulusal devletlerinin kurulmasını sağlamak amacıyla büyük bir ihanet örgütlenmesiyle askerliği bir araç olarak kullanıldıkları görülmektedir.
Doç.Dr.Esat ARSLAN'ın araştırmasından alıntılardır.
Hukukta "suçun kişiselliği" denilen bir ilke vardır, hiç kimse dedesinin, babasının suçu nedeniyle cezalandırılamaz. Bu nedenle Sn. serhat_61 'in mesajının yukarıya alıntıladığım bölümüne katılmıyor, Ermeni olsun, Rum olsun, Hıristiyan veya Yahudi olsun yurduna, bayrağına bağlı bütün vatandaşlarımızı tenzih ediyor, geçmişte bu topraklar için şehit düşmüş gayrimüslim vatandaşlarımızı da minnet ve rahmetle anıyorum.
Selamlar,
-
Re: Hrant için, adalet için...
Şehitler için yazı yazmak ayıp mıdır?...
http://www9.gazetevatan.com/pics/yazarlar/136.jpg
Hayatın her alanında demokrat, dürüst, yurtsever ve Cumhuriyetçi olursanız, “şehitler için yazı yazmak” zevzeklerin olduğu gibi sizin kanınıza dokunmaz...
“Şehitlerin arkasından yazı yazdım” diye entelliğiniz!!! zedelenmez!..
Aydın tiplemesinin entel ve dantel kesimlerinde, demokratlık “askere karşı olmak” sanıldığından, can veren şehitlerin ardından yazı yazmaktan sahtekarca imtina edilir...
İmtina edilir çünkü, “Yeter artık bu kanı durduralım... Askeri, subayı şehit vermeyelim” demek, bu “zevzek çevrelerde” prim yapmaz, hoş karşılanmaz...
“Yoksa militerleştin mi?.. Hayırdır faşistleştin mi” türünden bar muhabbetlerine dalga konusu olur...
***
Kıymeti kendinden menkul sahtekar zevzek takımı, “Mehmetçik” kelimesini kullanmaz...
Onun adı “Türk askeridir...”
Çünkü beyler meseleyi havadan ve kuşbakışı incelerler ve “Mehmetçik gibi kendi vatan toprağını savunan insanları destekleyen, kutsal sembolik sözcükleri telaffuz edenleri alenen faşist, kıro ve hırbo” sınıfına sokarlar...
Söylediklerim size abartı gibi geliyor, oysa gerçektir ve bu yaratıkların yerlerinde oturup kalkmanın, racon kesmenin, havalı entel geçinmenin ilk ve biricik yolu, “Türk askerine Mehmetçik dememekten ve mesafeli durmaktan geçer...”
Emin olabilirsiniz, önceki gün verilen 13 şehit, bu adamların toplandığı masaların hiçbirinde gündeme gelmedi, konuşulmadı, şehitlerin hatırına ya da anısına olsun iki kelam laf edilmedi...
Onlar “entel ölümler” değiller çünkü...
Onlardan söz etmek “moda bir sohbet” olmuyor çünkü...
Mehmet’den sözetmek, bu aydın ve entel zevzek takımının ağrına gidiyor, “çünkü kendi yarattıkları psişik dünyalarda Mehmetler’in peşinden koştukları moda özgürlükler kadar bile değeri yok...”
***
Oysa Hrant’ın öldürülmesine karşı çıkan bir kalem, Mehmet’in öldürülmesine de her şeyiyle karşı çıkmıyorsa “Hepimiz Mehmet’iz” demek içinden gelmiyorsa kısaca “rezil ve sahtekar” bir kalemdir...
İnsan hakkını savunmak, insan yaşamını savunmak, mağdurun yanında yer almak insanca ve asil bir davranıştır...
Ama memleketini savunmayı, o memleket uğruna şehit düşen Mehmet’i de savunmayı insan hakkı sayıyorsan...
O Mehmet’i savunmazsanız, onun hakkını korumazsanız, onun döktüğü kanların hesabını sormazsanız, insan haklarından yana değil hain haklarından yana oluverirsin aniden...
Hrant’ı savunmak bir insanlık borcuydu...
Dün şehit düşen Mehmetler”i savunmak da, en asilinden bir insanlık borcu...
Bunu savunamayan, “Mehmet’ten bahsetmeyi faşistlik ya da militerlik olan alan,” ya da “iki tarafa eşit uzaklıkta olacağım” diye olaya kuşbakışı havadan bakan ve “Türk askeri” gibi sevgisiz ruhsuz nameler yumurtlayan zevzekler bilmeliler ki, hiçbir can kendi canlarından az kıymetli değil...
İnsanlar ancak kendi evlatlarının canlarını vererek bu topraklarda yaşayabiliyorlarsa, o insanlara, karşı biraz daha saygılı olmak gerek...
Yarın bu olayın sıcaklığı geçince, “ipe sapa gelmez, ruhsuz ve duygusuz analizleri” bu memlekette satmaya çalışan zevzek sahtekarlar bilmeli ki, “fikirlerinin tutmamasının esas nedeni” bu memleket için “canını feda eden toplumu” sevmemeleri ve küçük görmeleridir...
Verilen bu canları “can”dan saymıyorlar!!!
Utanmasınlar ve biraz da öldürülen Mehmet’ler için yazsınlar...
***
Son bir söz de Tayyip Bey’e...
Seçim öncesi, “Şehitler konusunun bazı partiler tarafından istismar edildiğini düşünüyordu...”
Biliyorum çünkü Çapraz Ateş programında şehitler konusu açıldığında yaşanılan tedirginliğin farkındaydım...
Bugün iktidardadır, seçimleri kazanmıştır ve Başbakan’dır...
Artık PKK’ya şehit verilmesini istemeyen bu milletin hislerine tercüman olacak politikaları uygulamak kendi ellerindedir...
Bu alandaki başarı, bizzat Tayyip Bey’in başarı hanesine yazılacaktır...
Hiç gocunmuyorum ve bu başarıyı Tayyip Bey’den talep ediyorum....
Hem de hiç vakit kaybetmeden...
9/10/2007 Reha Muhtar Vatan
M.E.Sezen : Mehmetçiklerimiz şehit olurken Bodrum'da Çadır kurup tatil yapan Demokrasi aşığı kişiler şimdi'de Sınıra gidip Çadır kuracaklarmış sevsinler sizin demokrasinizi ! Bizim köyde ninelerimizin bir sözü vardı sizinki canda bizimki patlıcanmı size az bile
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sn. Arıza(siz benim seceremi çıkarmanıza rağmen ne yazık ki ben size sadece rumuzunuzla hitap edebiliyorum),
Oldu olacak birde adresimi verin de belki de benim de başıma kurşunu sıkacak birilerini harekete geçirebilirsiniz. Dersinize iyi çalıştığınız belli oluyor. Evet araştırmanız doğru bahsettiğiniz imza kampanyasına faal bir şekilde katıldım. Bundan da gocunmadığım gibi halen aynı fikirdeyim. Operasyonlara karşıyım ama bu PKK'ya karşı olmadığım anlamını taşımıyor. Tezkere karşıtlığıyla PKK yandaşlığını özdeşleştirmek sizin gibi artniyetlilerin işi olabilir diye düşünüyorum. Birçok kez yazdığım gibi( ve artık gerçekten sıkıldığımı da belirtmek istiyorum) gene rahatlıkla yazabilirim ki PKK'yı terör örgütü ve milliyetçi bir yapılanma olarak görüyorum. Amerikanın desteğinde bölgenin refahı için değil Amerikanın çıkarlarına göre eylemlerine devam eden bir örgüt( ki sizin gibi operasyon meraklıları sayesinde de Amerikanın çıkarlarına siz de alet oluyorsunuz.)
Sn. Dilek Kuzulu YÜKSEL,
Vatan sağolsun konulu foruma hiçbir yazı bırakmadığımdan bahsetmişsiniz. Öncelikle konuyu ilk defa görüyorum. Şehit olan askerler için üzüntü duymamak insanlığa aykırıdır. Kendisine insanım diyen birinin ölen bu gencecik fidanlar için üzüntü duymaması mümkün olabilir mi? Ama vatan sağolsun diyerek geçiştirmek ve çözüm yolları üretmek yerine çatışma kültürünü körükleyici yazılar yazmakta yeni şehitler vermeye sebebiyet vermiyor mu sizce?
Kendimi daha ne kadar dile getirebilirim bilmiyorum. Hrant DINK'in cenazesine davet yazısına bu kadar saldırgan, linç edercesine bir saldırıyla yaklaşmak ne kadar doğru. Bunu site kullanıcılarının takdirine bırakıyorum. Ama şunu da söylemek isterim ki siteye üye olduğum zamanlarda benimle aynı fikirlerde olan birçok üye olmasına rağmen şu anda yalnız kalmam da herhalde site içerisindeki linç kültürünün bir sonucu olsa gerek. Bu şekilde giderse üzülerek söyleyebilirim ki site içererisinde sadece aynı düşüncelere sahip üyeler kalacak ve aykırı düşünen üye de kalmayacak gibi. Eski bir Milli Eğitim Bakanının dediği gibi "şu öğrenciler de olmasa okulları gül gibi yöneteceğiz."
Daha birçok üyeye karşı cevap hakkım olmasına rağmen cevaplayamadığımı belirtir, saygılarımı sunarım.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sayın ilkine,
Vatan Sağolsun forumunu ilk kez gördüğünüzü ifade etmişsiniz, inanırım, olabilir doğaldır. Hrant Dink cinayetinden sonra sitemizde açılan 3-4 ayrı forumu da görmediğinizi zannediyorum, zira görseydiniz bu davetinizi muhtemelen o başlıklardan birinin altına eklerdiniz.
Her iki iletiyi de görmeden, insan hayatına saygıdan söz ederek Hrant Dink için yeni bir forum açabiliyorsanız, şehitlerimiz için de açabilirdiniz. Eğer gerçekten insan hayatı ise söz konusu olan (ki öyle olduğuna inanıyorum) bu hassasiyeti de göstermenizi beklemek linç girişimi olarak değerlendirlemez.
Bakın, lütfen beni yanlış anlamayın, amacım size karşı bir linç girişimi başlatmak değildi, asla da böyle bir niyette olmam çünkü benim için de insan hayatıdır önemli olan. (Silah sıkılmasından bahsettiğiniz için değindim buna.) Vakit gazetesini, Danıştay'ı hedef gösterdiği için ne kadar kınadımsa, sizi ya da herhangi birini hedef gösterene de aynı tepkiyi gösteririm. Sizinle fikirlerimiz uyuşmuyor evet ama bu benim size, yaşam hakkınıza ve görüşlerinize saygı duymamamı gerektirmez. Bu nedenle lütfen yorumları linç girişimi olarak değerlendirmeyin. Kaldı ki, eğer bahsettiğiniz gibi bir site olsaydık, fikirlerimizin tamamen zıt olduğu Abbas Bey site yönetiminde olmazdı. (Bu diğer yöneticilerin hepsinin aynı fikirde olduğu anlamına gelmesin, yönetimde siyasi konulara en çok yazan farklı görüş sahibi Abbas Bey olduğu için kendisini örnek gösterdim.) Ayrıca sizi ya da faklı görüşte olan diğer üyelerimizi sitemizden uzaklaştırırdık. Eğer dediğiniz gibi bir site olsa idik, bu sitede sadece sitemizin kurucusu Sayın admin olurdu, çünkü hiç kimse ama hiç kimse bir diğeri ile tamamen aynı düşüncelere sahip olamaz, mutlaka ayrıldıkları noktalar olacaktır, olmalıdır, demokrasinin gereğidir bu, farklı sesler daima yükselmelidir...
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sayın YÜKSEL,
Yazımda da bahsettiğim gibi vatan sağolsun tarzında yazılar yazmaktansa çözüm yolları üretmenin daha mantıklı olduğunu söylemiştim. Forum içerisinde "Ülkemizi ABD Emperyalizmine Böldürmeyeceğiz. Savaş Değil Barış Zamanıdır" isimli bir konu açmıştım. Bence bu vatan sağolsun konusu altına yazı yazmaktan daha değerli diye düşünüyorum. Fakat bu yazıma bile Abbas Bey dışında olumlu bir tepki gelmemesi bile durumun ne kadar ciddi ve katlanılamaz bir hal aldığının bir göstergesi. Konu içerisinden cımbızla cümleler çekilerek bile eleştiriliyor. Konunun tümüne bakılmadan sadece cümle bazında. Evet benim tarzım bu üzülerek söylüyorum ki vatan sağolsun diyerek geçiştirmeyeceğim. Çözüm önerilerim orada yazıyor sizin de çözüm önerilerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.
Yapmak zor yıkmak kolaydır.
Saygılarımla.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Alıntı:
Birbirimize dürüst olalım en önce de kendimize; Kürtlerin özgürleşmesi (aslında Devlet indinde değil, kendi iç yapılarında) ülkemizin demokratikleşmesi ile olur, ülkemizin demokratikleşmesi ise, aşiret , cemaat ve tarikat yapılarının ortadan kalkması ile sağlanır.
O forumda sizin yazdıklarınız çözüm önerisi idi de bizimkiler boru muydu Sn. ilkine :rolleyes:
-
Re: Hrant için, adalet için...
Çözüm kardeşlik sayın ilkine, çözüm birlik olarak PKK'yı dışlamak, PKK'ya maddi manevi her türlü desteği kesmek, çözüm bu ülkenin toprağı ve milleti ile bölün(e)mez bir bütün olduğuna inanmak ve bu inancın gereklerini yerine getirmektir. Bu olursa, PKK son çırpınışları ile belki (Alah korusun) birkaç kanlı eylemde daha bulunacak ama günden güne kan kaybedecek ve sonunda pes edecektir. İşte bu olmadığı sürece kimsenin de ordumuza "Bırak silahı, kan dökme." demeye hakkı yoktur. Ordumuz bu kanı durduk yerde dökmemektedir, ordumuz kendisine ve ülkemize doğrultulan silaha karşı kurşun sıkmaktadır. PKK'dan maddi-manevi desteğini çekmeyenlere hesap soramayanların TSK'ya hesap sormaya hakkı olamaz.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sayın YÜKSEL,
Öyle bir yazı yazmışsınız ki sanki PKK'yı hepimiz dışlasak sorun çözülecek PKK tasfiye olacak. Yapmayın ama sanki PKK'nın içeriden aldığı destek dışarıdan aldığı destekten fazlaymış gibi bahsediyorsunuz. Bir de unutmayın ki bu örgüt zaman içerisinde güç kazanıp kaybetmesine rağmen 24 yıldır ömrünü sürdürebiliyor. Yani öyle hemen dağılabilecek bir örgüt değil dediğiniz gibi birkaç kanlı eylem daha yapar sonra da dağılır mantığıyla daha çok genç ölür ve biz yıllar sonra bile bu konuları tartışmaya devam ederiz.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Harun Bey,
Kusura bakmayın Abbas Beyle beraber sizin de adınızı yazacaktım ama başka bir konuda daha düşünürken sizi unutmuşum. Evet sizin de yapıcı çözüm önerileriniz vardı. Tekrar kusura bakmayın.
Saygılarımla.
-
Re: Hrant için, adalet için...
İspanya'da ETA, İrlanda' da IRA da varlığını sürdürüyor Sn.ilkine tabi buna varlığını sürdürüyor denebilirse. Ne İspanya bölündü ne de İrlanda İngiltere'den ayrıldı.
Tekrarlamak gerekirse sorun şudur : Aklı başında Türkler ve Kürtlerin birbirleri ile alıp veremedikleri yoktur. Temel hak ve özgürlükler anlamında her iki halk da diğerleri gibi Cumhuriyetin eşit yurttaşlarıdır. Terör örgütünün ve onu besleyen emperyalistlerin amacı Sevr'i hortlatmak ve ülkemizi bir şekilde bölmektir. Bu amacı gerçekleştiremeyecekleri gibi, çeşitli sebeplerle cahil kalmış Güneydoğu insanı bilinçlendikçe ve ekonomik yönden kuvvetlendikçe terör örgütü kaale alınmaz olacak, öte yandan bu bilinç törenin de sonunu getirecek, o bölgedeki vatandaşlarımız asıl o zaman gerçek anlamda özgürleşecektir. Başta F tipi olmak üzere bir kısım tarikat ve cemaatlerin özellikle son dönemde bölgedeki etkinliklerini artırma girişimleri terör örgütüne karşı Devletin yanında olmalarından değil, aksine feodaliteye destek vermek suretiyle ballı akçelerini sürdürmek endişelerindendir.
Askeri falan bir tarafa koyarak siz söyleyin, böyle demokrasi?!!! olur mu? Şu Cemal Paşa'nın torunu ne zaman feodaliteye veya tarikat ve cemaatlara karşı demokrasiyi savunan bir yazı döşenir sizce?
Selamlar,
-
Re: Hrant için, adalet için...
Alıntı:
ilkine rumuzlu üyeden alıntı
Sayın YÜKSEL,
Öyle bir yazı yazmışsınız ki sanki PKK'yı hepimiz dışlasak sorun çözülecek PKK tasfiye olacak. Yapmayın ama sanki PKK'nın içeriden aldığı destek dışarıdan aldığı destekten fazlaymış gibi bahsediyorsunuz. Bir de unutmayın ki bu örgüt zaman içerisinde güç kazanıp kaybetmesine rağmen 24 yıldır ömrünü sürdürebiliyor. Yani öyle hemen dağılabilecek bir örgüt değil dediğiniz gibi birkaç kanlı eylem daha yapar sonra da dağılır mantığıyla daha çok genç ölür ve biz yıllar sonra bile bu konuları tartışmaya devam ederiz.
Sayın ilkine, PKK'ya dışarıdan verilen desteğin içeridekinden daha fazla olduğunu hatta zaten PKK'nın kökeninin dışarıda olduğunu biliyorum. Ancak, emperyalist güçler içimizdeki işbirlikçiler sayesinde bu denli güçlüler ve sütten çıkmış ak kaşık pozisyonundalar dünya kamu oyunda. PKK'ya içeriden verilen destek sizce 24 yıl içinde çekildi de, buna rağmen mi örgüt ömrünü sürdürebiliyor?
İçerideki destek bittiği anda terör örgütü çözülecektir. Ama emperyalistlerin oyunları bitmeyecektir. Terör oyununun işe yaramadığını anlayacaklar ve başka bir oyun arayışına gireceklerdir. Bu nedenle birlik ve beraberlik anlayışını hep yaşatmalıyız. Zaten emperyalistlerin tek korkusu da budur, bu ülkede yaşayan insanların birlik olduklarında mucizeler yarattığını bildikleri için dini, etnik, ideolojik olarak ayrıştırmaya çalışmaktadırlar.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Bir şeyi bir davranışı tutaçaksın, yada tutmayayıp yereceksin.
Ama bu tutumunda somut bilgi ve belgileri varken aklı ,insanlığı insafı elden bırakmayaçaksın.
Nafileki taşlaşmış beyinlere ne anlatabilirsinizki! hak hukuk sever görünüp belli etmezler kimileri kendilerini.
onlara çalsan hergün saz onlar anlamaz!
Aziz Nesin geldi aklıma: Önüm kıştır, arkam yazdır,/ Anlayana sinek sazdır,/Vurdum duymaz olanlara,/ Davul zurna bile azdır!
ŞEHİTLER
Şehitler,Kuvayi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler,Kuvayi Milliye şehitleri,
Sakarya'da,İnönü'nde,Afyon'dakiler
Dumlupınar'dakiler de elbet
ve Aydın'da,Antep'te vurulup düşenler,
siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler,Kuvayi Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düsmanı çagırdılar,satıldık,uyanın!
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi!
Uyandırın bizi!
Şehitler,Kuvayi Milliye şehitleri,
MEZARDAN ÇIKMANIN VAKTİDİR.
Nazım Hikmet Ran.
sözün bitiği yerdeyiz. Ulusal deyerlere sahip çıkmak Yurt severliğin temelidir.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Alıntı:
ilkine rumuzlu üyeden alıntı
Sn. Arıza(siz benim seceremi çıkarmanıza rağmen ne yazık ki ben size sadece rumuzunuzla hitap edebiliyorum),
Oldu olacak birde adresimi verin de belki de benim de başıma kurşunu sıkacak birilerini harekete geçirebilirsiniz. Dersinize iyi çalıştığınız belli oluyor. Evet araştırmanız doğru bahsettiğiniz imza kampanyasına faal bir şekilde katıldım. Bundan da gocunmadığım gibi halen aynı fikirdeyim. Operasyonlara karşıyım ama bu PKK'ya karşı olmadığım anlamını taşımıyor. Tezkere karşıtlığıyla PKK yandaşlığını özdeşleştirmek sizin gibi artniyetlilerin işi olabilir diye düşünüyorum. Birçok kez yazdığım gibi( ve artık gerçekten sıkıldığımı da belirtmek istiyorum) gene rahatlıkla yazabilirim ki PKK'yı terör örgütü ve milliyetçi bir yapılanma olarak görüyorum. Amerikanın desteğinde bölgenin refahı için değil Amerikanın çıkarlarına göre eylemlerine devam eden bir örgüt( ki sizin gibi operasyon meraklıları sayesinde de Amerikanın çıkarlarına siz de alet oluyorsunuz.)
Ne yani Sayın ilkine, PKK militanları gencecik fidanlarımızı hain pusuları ile katlederken, sözde haklarını savunduğu yurttaşlarımızı çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek demeden vahşice öldürürken bu vatanın güvenliğinden sorumlu Türk Silahlı Kuvvetleri, elini kolunu bağlayıp barış türküsü mü yaksın?Karşıdaki barışa yanaşmıyorsa, karşıdakinin istediği barış değil bilakis savaşsa, kan akıtıp ülkenin dirlik ve düzenini bozmak, ülkeyi bölmekse yol verelim de devam mı etsinler hain planlarına? Barış için sıkılıyorsa bunca kurşun, silahı bırakıp dağdan insinler, ondan sonra TSK hala operasyona devam ederse ben de sizinle birlikte eleştirir, dur artık derim.
PKK'nın arkasında emperyalist ülkeler var demişsiniz,bence de var.İşte bu nedenle bu mücadelede TSK çok ama çok önemlidir. Bundan dolayı sanki PKK'yı besleyen TSK imiş gibi davranılmasını, PKK'nın ve gerek içerideki gerek dışarıdaki yandaşlarının bırakın dile akla bile getirilmemesini hazmedemiyorum.
Şimdi hep birlikte mantık yürütelim. Herkes PKK'nın emperyalist ülkeler özellikle de ABD tarafından desteklendiği konusunda hemfikir.Bu ülkede barışı, kardeşliği, birlik ve beraberliği istemedikleri konusunda da sanıyorum herkes aynı fikirdedir. PKK'yı destekleyen ABD neden barış istesin? ABD'nin Türkiye için öngördüğü barış, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmesidir. Diyelim ki dediğiniz gibi operasyona hayır dedik, tezkereyi rafa kaldırdık, barış ortamı oluşsun dedik.Oluşacak mı?Diyelim ki PKK, TSK opresyonlara son verdi diye silah bıraktı, barış için talepleri ne olacak? Elbette toprak ve bağımsızlık olacak. Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmesine kim razı olur, hangi vatanseverin buna eli, dili, vicdanı varır?
O halde,birlik olmalıyız,doğudaki halkımız bilinçlenmeli ve PKK'ya karşı topyekün bir mücadele başlamalı. Demeliyiz ki, "Arkadaş silaha, savaşa, kan dökülmesine karşıyız ama bu vatanın bölünmesine de karşıyız, bu vatanı kanımızın son damlasına kadar korumaya yeminliyiz, Kürt, Türk, Ermeni, Laz, Çerkez hepimiz ama hepimiz bu topraklar üzerinde kardeşçe yaşamaya kararlıyız. Bizi birbirimize düşman edemezsiniz, bizi birbirimize kırdıramazsınız, ülkemizi bölemezsiniz." Ancak bunu dediğimiz zaman barış, huzur, kardeşlik gelir... Bunu diyemediğimiz sürece TSK'nın opersyonları devam edecektir etmelidir, çünkü bunu diyemediğimiz sürece kana doymayan örgüt vatandaşlarımızın mehmetçiklerimizin kanını dökmeye devam edecektir.
Herkes diyor mu, diyecek mi?..
-
Re: Hrant için, adalet için...
Türk Milleti böyle işte. Şehitleri ölür tepki göstermez. Türklüğe hakaretten yargılanan ve hüküm giymiş birisi ölür, kahraman olur.
Böyle devam ettiğimiz sürece bu ülkede alakasız şeylere aşırı tepki verdiğimiz sürece içimize kapanmamız engellenemez.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Özerbozkurt rumuzlu üyemize cevabı ulusalcı hukukçu arkadaşlarımız verecektir herhalde.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Alıntı:
ilkine rumuzlu üyeden alıntı
Özerbozkurt rumuzlu üyemize cevabı ulusalcı hukukçu arkadaşlarımız verecektir herhalde.
Bir tepkiniz varsa niçin birisinden bekliyorsunuz ? Sanıyorum ki yazıyı yazan üyemiz Şehit cenazelerine katılımı propogandayı yasaklayan Şehit cenazelerini kaçırır gibi defnettiren hükümetin ''Hepimizin bir anda durduk yere Ermeni olmasına'' ses etmemesi hatta teşfik etmesine göstermiş olduğu duygusal bir tepkidir diye düşünüyorum.
-
Re: Hrant için, adalet için...
Alıntı:
ilkine rumuzlu üyeden alıntı
Özerbozkurt rumuzlu üyemize cevabı ulusalcı hukukçu arkadaşlarımız verecektir herhalde.
Buyrun cevap:
http://www.youtube.com/watch?v=pX-Cwo3-ho4
-
Re: Hrant için, adalet için...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Bir tepkiniz varsa niçin birisinden bekliyorsunuz ? Sanıyorum ki yazıyı yazan üyemiz Şehit cenazelerine katılımı propogandayı yasaklayan Şehit cenazelerini kaçırır gibi defnettiren hükümetin ''Hepimizin bir anda durduk yere Ermeni olmasına'' ses etmemesi hatta teşfik etmesine göstermiş olduğu duygusal bir tepkidir diye düşünüyorum.
Duygusallıktan ziyade isyan bu benimkisi. Kimsenin ölümüne sevinmiyorum, ancak bizi korumak için şehit düşen yüce varlıklarımıza gerekli tepkiyi göstermeyipte , açıktan Türk düşmanlığı yapan , ''ölürsem beni kendi toprağıma, Ağrı'nın eteğine gömün'' diyerek Ağrı dağını ermeni toprağı sayan, eski TİKKO mensubu birisinin ölümüne bu kadar tepki verenlere isyanım.
Hrant Dink öldü herkes ermeni oldu, papaz öldü herkes hristiyan oldu, Bülent Ersoy ölse herkes ne olacak merak ediyorum işin açıkcası!
ermeni olan,hristiyan olanlar neden Şehit cenazelerimize katılmıyorlar? Hatta benim tanıdığım bazıları Şehit cenazesini haberlerde bile görmeye katlanamayıp, kanal değiştiriyorlar. Bana bunu açıklayabilecek var mı?
-
Re: Hrant için, adalet için...
Bu yazılanlara gerçekten çok üzülüyorum. Ne yazık ki yorum dahi yapmak istemiyorum. Bu saatten sonra zaten kimsenin fikirlerini de değiştirme şansımız olmadığına göre daha fazla uzatmanın da alemi yok. Nasılsa tarih yaşananları birgün yargılayacaktır.
Son bir söz olarak Hrant Dink kahpece bir şekilde arkadan kafasına üç kurşun sıkılarak öldürtüldü. Bunu unutmayın yeter. Ölen bir insandı tıpkı ülkemizin savunmasında şehit düşen askerler gibi.
Saygılarımla bile değil.(Hrant Dink'in katledilmesini meşrulaştırmaya çalışan güruha)
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sayın İlkine ;
Yazıları okudum. Kimsenin bir cinayeti hoş gördüğü iyi olmuş dediğini görmedim hissetmedim. Zaten öyle bir şeye bu sitede asla izin verilmez ileti silindiği gibi kişinin üyeliğide tarafımızdan iptal edilir. Bu sitenin başıboş bir site olmadığını anlamış olmanız gerekirdi diye düşünüyorum.
Hrant Dink dahil kim olursa olsun ne yaparsa yapsın vahşi bir şekilde öldürülmesi katledilmesi asla hoş görülecek bir olay değildir olamaz. Bazı olaylarda içimizden o da hakketmiş desekte ( Örneğin bir çocuğa tecavüz edip öldürenin çocuğun ailesi tarafından öldürülmesi gibi..) Kamu vicdanını rahatlatacak olan kurumun adı Adalet tir. Hele Hrant Dink gibi sadece düşüncesini açıkladı ve Ermeni bir TC vatandaşı diye katledilmesinin hoş görülecek savunulacak tarafı yoktur. O çapulcuyu kahraman gibi göstermeye çalışanların da adalet önüne çıkmasını çok isterim.
Ancak burada özellikle Özerbozkurt isimli üyemiz ve diğerlerinin temelde ele aldıkları bakış açısı çok daha farklıdır. Bu cinayeti övmek değil tepki gösterilmesi gereken bir çok olayda tepkisiz kalınmasına bir çığlıktır.
Ne kadar sağduyulu yaklaşmaya çalışırsam çalışayım ben '' Hepimiz Hrant'ız; hepimiz Ermeniyiz'' sloganını hala anlayabilmiş değilim. '' Katili kahraman gibi gösterenden hesap sorulsun'' anlaşılır ama bu değil. Yada ben anlamıyorum... Uğur Mumcu hariç olmak üzere katledilen onlarca yazarımızda böyle bir şey olmadı niçin herkes bir Abdi İpekçi olmuyorda Hrant oluyor ? Anlasam bende olacağım hatta mahkemeye başvurup adımı Hrant yapacağım...
Cinayeti nasıl hoş görmüyorsam daha sonraki benlik sapıtmasınıda hoş görmüyorum. Bu vatan toprağı için Şehit olan her erimiz en az Hrant kadar gösteriyi hak etmiyor mu ? O er ki vatanı uğruna bizim uğrumuza ölüyor biz se bağırıyoruz Hepimiz Hrant ız Ermeniyiz diye .. EE o çocuk niye öldü yahu?
-
Re: Hrant için, adalet için...
Sayın Evren;
Sayın ilkine'ye verdiğiniz yanıtta Sayın ÖzerBozkurt'u savunurken,
"Bu cinayeti övmek değil tepki gösterilmesi gereken bir çok olayda tepkisiz kalınmasına bir çığlıktır"
Demişsiniz. Siz de çok iyi hatırlayacaksınız ki bu cinayetleri işleyenlere dolaylı da olsa övgüler yapıldı, türküler uyduruldu. Üstelik bu sitede bu türküleri onaylayanları da gördük.
Sayın ÖzerBozkurt'un ;
"Hrant Dink öldü herkes ermeni oldu, papaz öldü herkes hristiyan oldu, Bülent Ersoy ölse herkes ne olacak merak ediyorum işin açıkcası!"
Şeklindeki ifadesinde, Hrant Dink'i, papazı ve Bülent Ersoy'u küçümseyen bir anlam sezmiyor musunuz? Oysa bunlar da birer insan.
Ayrıca; bu tür konuların şehitler ile mukayese edilmesini de anlamakta zorlanıyorum.
Şehit cenazelerinden ızdırap duymayan namerttir.
Forumlarda şehitlerle ilgili bölümlere mümkün olduğunca yazmamaya çalışıyorum. Şehitler üzerinden prim yapma isteyenlere de lanet ediyorum. Bu konu istismar konusu olmamalı. Yanlış anlaşılmasın, bu konuda yazan arkadaşlarımızı istismarcı olarak değerlendirmiyorum.
Ama şehit cenazelerinde elleri ile kurt işareti yapmak istismar değil de nedir? Son günlerin güncel konusu olan "siyasi simge" değil midir cenazede kurt işareti yapmak? Şehit cenazeleri üzerinden mevcut iktidarı eleştirmek de siyasi bir kullanış biçimi değil mi? Bundan açık ya da gizlide olsa haz duymak, şehit üzerinden iktidar eleştirsi yapmak bundan siyasi çıkar sağlamak değil midir?